Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 9 ŞUBAT 2000 ÇARŞAMBA
14 iJL U MX [email protected]
50. ULUSLÂRARASI BERLİN FİLM F E S T1 VA L 1
Yıkhzlarla dohı biryılGÜNERYÜREKÜK
BERLİN - Yanm yüzyılı geride bıra-
kan Uluslararası Berlin Film Festivali, bu
aksam yenı mekânı Potsdamer Platz'da,
Marlene Dietnch Meydaru'ndaki Berlı-
nale- Palast sınemasında gösterilecek
\Vim VVenders'in '•The Miflion Dollar
HoteT ismini verdiği yeni fılminin dün-
ya prömiyeri ile başlıyor. Amerika ıle
Avrupa ve Güneydoğu Asya'dan 16 ül-
kenin temsıl edildiğı, toplam 21 filmin
gösterilecefı yanşma bölümüne (Wett-
bevverb), bu yıl Türkıye'den Nuri Bilge
Ceylan'ın "MayısSıkmtKi"adlı fılmı de
katılıyor Berlınale'nin resmı bölümü
olan ve Altın ile Gümüş Ayı ödüllerinın
dağıtıldığı "WettbewerbB
in, kısa met-
rajlı filmler sınıflandırmasında da bu yıl
ılk kez Berlijı'dekı Alman Film ve Tele-
vızyon Okulu'na gıden ve son sınıf öğ-
rencısı olan genç bir Türk yönetmenin,
Nuray Şahin'in "Die Letzte Patrone (Son
Fışek)" ısmmı verdiği 6 dakıkabk fılmı
de yanşacak Nuray Şahin, senaryosunu
da kendı yazdığı bu kısa metrajlı filmin-
de kuşaklar arası anlaşmazlığı ve ırkçı-
lığı konu edınıyor. Wettbewerb'ın kısa
metrajlı fılmler bölümünde toplam 11
çalışma tanıtılacak
"VVettbewerb", "Panorama", "Ulusla-
rarası Genç Filmler Forumu", "Çocuk
Filmleri ŞenliğT,"Veni Alman Filmleri",
"Avrupa Film Marketi", "Retrospektif"
ve "Hommage" gıbı bölümlerden oluşan
Berlınale'de bu yıl yine 600 kadar film
gösterilecek.
Yanşma filmleri (Wettbewerb)
Yanşma bölümüne altnan fılmlenn or-
tak özellığının bu yıl "geleceğe yönetik
bir arayış," olduğu, "dünle bugünü kar-
şılaşUran, tarihi sorgulayan " yapıtlann
ağırlık kazandığı bıldınlıyor. Bu amaç-
la klasık film öykülennın yenı teknik
olanaklarla ve yeni bir estetık anlayışla
tekrar e!e ahndığı, ancak alışılagelmış
anlatış bıçımınden farklı uyarlamalara
özen gösterildığı belırtıliyor.
Festivalın açılış filmi olan ve Jeremy
Davies,MiDaJ(M>vich,MdGibsoo,Anıan-
da Plummer'ın başrollen paylaştıklan
"The Million DoDarHoteTde Wim Wen-
ders, polısıye bir öykü ıle bırlikte, 2001
yılı Los Angelesı'nın gizemli dünyasın-
daki güçlü bir sevgiyi, dostluk, güven ve
ihanet çeiişkilen ıçinde anlatmaya çalı-
şıyor. Gerçek ıle yalan, yaşam ile ölüm
arasındaki anlamı yakalama arayışını
sürdürüyor. Romantik bir gerilün filmi
olan "The Milüon Dollar HoteTin se-
naryosunu Nicholas Klein yazmış. Wen-
ders'ın Los Angeles'ta lngılizce çektiğı
122 dakikalık Alman yapımı film, bu
akşamkı dünya prömiyerinden hemen
sonra gösterime gireceİc. Yanşmaya alı-
P A N O R A M A
Wim VVenders'in
'TneMfllion Dollar
Hotei'i- açılış filmi
üstte, PaulThomas
Anderson'un Tom
Cruise'e Altın Küre
kazandıran
'Magnolia'sı - yanda,
Anthony
MingheUa'run
'TheTalentedMr.
Ripley'i - altta
Kestival bu
akşam Wim
Wenders'in 'The
Millon Dollar
Hotel' filminin
dünya prömiyeriyle
başlayacak. Bu yıl
yanşma filmlerinin
ortak özelliği
geleceğe yönelik
arayış içinde, dünle
bugünü
karşılaştıran, tarihi
sorgulayan yapıtlar
olması.
Klasik film
öyküleri yeni teknik
ve estetik anlayışla
ele alınıyor.
DannyBoyte'un 'The Beach'i ndeLeonardoDi Caprio.
Jewison'ın 'The Hurricane'inde Denzei VVashington.
nan bir dığer Alman yapımı film ise "Te-
neke Trampeften tanıdığımız Volker
SchlöndorfTun "Die StUle nach dem
Schuss (Ateşten Sonraki Sessizlik)" is-
mını verdiği yeni çalışması. "Teneke
Trampet" ıle Almanya'ya ilk ve tek Os-
car ödülünü kazandıran Schlöndorff bu
yeni fihnınde, yıkılan eski Demokratik
Alman Cumhuriyeti'nde kendine yeni
bir kımlik bulan, ancak duvarlar yıkıldık-
tan sonra tekrar geçmışiy le hesaplaşmak
zorunda kalan Kızıl Ordu Fraksıyonu
(RAF) üyesi bir mihtanın öyküsünü an-
latıyor. Böylece Schlöndorff, 70'li, 80'h
yıllann, Almanyasrnı sorgulayan poli-
tik sınemasına bir yenisini daha eklemiş
oluyor.
Yanşma bölümüne alınan üç Alman ya-
pımı filmden bir diğen ise Rudolf Tho-
meadlıyönetmeneaıt "Paradiso-Sieben
TagemitaebenFrauen(Paradiso-Yedi Ka-
dınla Yedi Gün)
r
adını taşıyan bu film-
de Thome, 60 yaşlanna basan 7 kadın ara-
sındaki yabancılaşmayı, "Varolmanın
DavanifrnazHafıiliğr esprisiyle verme-
ye çahşıyor.
ABD'den iddiah isimler var
Her yıl yanşmaya büyük iddıalarla ka-
tılan ve en azından bir Gümüş Ayı ödü-
lü ile evine dönen ABD ise bu yıl festi-
valde, Milos Forman, Norman Jenison,
OUver Stone ve Anthony MingheOa ile
temsil ediliyor. Milos Forman, "ManOn
The Moon" ismini verdiği bu yenı filmin-
de de yakm Amenka tarihıne eleştirel
bir bakış gönderiyor ve ünlü bir komed-
yenin yükselışi ıle çöküşünü anlatıyor.
Danny De Vrto ve Courtney Love ile
bırlikte başrolü oynayan Jim Carrey,
anımsanacağı gibi kısa bir süre önce ko-
medi dalında en iyi erkek oyuncu seçı-
lerek "Alün Kûre" ödülü kazanmıştı.
Norman Jewison, bu yıl festivale "The
Hurricane" ile katılıyor ve Bob Dylan'ın
bir şarkısıyla tüm dünyada tamnan sı-
yah boksör Rubin Carter'in dramım ele
alıyor. Denzei VVashington'un canlandır-
dığı Rubin Carter, suçsuz yere yıllarca ha-
pis yatmış, bu ırkçı karar büyük protes-
tolara neden olmuştu. Denzei Washing-
31 ülkeden
39 film
gösterilecek
Yanşma bölümüne girecek değerde gö-
rülen, ancak yer darlığı nedeniyle bu bö-
lüme alınamayan filmlenn bir araya geti-
nldığı "Panorama"da bu yıl toplam 39
film göstenlecek. Dünyanın çeşıtli ülkele-
rmden seçilen bu 39 filmden 17'si yine ta-
nhle bir hesaplaşmayı beyazperdeye geti-
nyor ve geleceğe ışıktutmaya çahşıyor. 31
ülkenın temsil edildiğı "Panorama"daki
dığer filmler ise dogrudan bugünle ya da
çok yakın geçmışle bağlantı kuruyor ve
"bikliksonınbraçazümündeçokazyolalın-
dıgı" mesajını vermek ıstıyor.
20 Şubat akşamına dek tam 12 gün sü-
recek festivale, bu yıl da Berlinlı sinema-
severlenn büyük ilgı göstermesi, en az 3
bın gazetecınin başkentte Berlinale'yi iz-
lemeye gelmesi beldenijor. Oliver Stone,
Zhang Yimou, Stanley Ktan, Norman Je-
wison, Milos Forman gıbi dünyaca ünlü
yönetmenlerle Leonardo Di Caprio, Mel
Gibson. Denzei VVashingtoa, Anna Thom-
son, Anne Brochet ve Jeanne Moreau gıbi
sinema oyunculan, Berlın'e gelmesi bek-
lenen yıldızkr arasrnda. *Hommage" bö-
lümü bu yıl Robeıt de Niro ıle bu-likte Je-
anne Moreau'nun fılmlenne aynldı. Bu
nedenle Berlin'e gelecek Jeanne More-
au" ya görkemli bır töreale sinema onur
ödülü olarak Altın Ayı heykelcilığı verile-
cek ve 2 bin kişilık Berlınale- Palast sine-
masmda sanatçırun 1965yılındaçevirdiği
"Modemoiselle*" adlı filmi yanşma dışı
gösterilecek "RetrospeknT' bölümü ise
bu yıl "Frankenstein" gıbı \apay üısan ile
"Tenninator", "Robocop" gibi robot insan
filmlerine aynldı. 12 gün süreyle sinema-
larda 1920'LyıIlardbnbugüneçekilnıişbu
tür filmler gösterilecek.
Altın ve Gjmüş Ayı ödüllenni dağıtacak
uluslararası seçicı kurulun başkanüğına ise
bu yıl Çınlı sinema oyuneusu Gong U ge-
tırildi. 1965 doğumlu Gong Lı, Zhang Yi-
mou'nun "KızılMısırTarlaları'' ıle ılk kez
1988 yılındi dıkkatı çekmış. daha sonra
1991 yılınd£çevırdiği"KiHİFenerier" ad-
lı filmdeki bışanh rolüyle uluslararası üne
kavuşmuştu Bu yılkı jün üyelen arasında
Polonyalı yjnetmen Aadrzej Wajda ile
"CentraldoBrazü" adlı fılmıyle ıki yıl ön-
ce Alttn Ayı odülü kazanan Brezilyah yö-
netmen VValer SaDes de bulunuyor.
Betiinale artıkPotsdamerPlatz'ta
Bu yıl bütün dikkatler, ne yeni fılm-
lerde ne de Berlin'e gelecek dünya si-
nemasının dev isimlerinde.Herkes da-
ha çok festivalin yeni merkezini me-
rak ediyor. Birleşmeden öncekı Ber-
lin'uımerkezi olan Zoo-Palastve çev-
resinden aynlarak, bu yıl "birleşen"
Berlin'in ortası sayılan ve ınşaat çalış-
malan hâlâ süren PotsdamerPlatz'a yer-
leşen festıval, 50 yıllık geçmişine ye-
ni bir sayfa açmak istiyor. Tarihe bak-
nğımızda bunun bellı bır mesaj iletti-
ğinı de "çakar" gibi oluyoruz. Çünkü
festi\'alin yeni mekânı PotsdamerPlatz,
ikı savaş arasında, o zamanki Avru-
pa'nın kültür başkenti olarak görülen
Berlın'in en işlek, en canlı merkezıy-
di.
Almanya'nın "Goldene 20'er Jah-
re" denilen "20'KAHm YdlarTnın yü-
reği burada atardı. Berlin'ın bütün yol-
lan bu meydana çıkardı. Avrupa'nın
kültür-sanat ve finans adamlan Viya-
na-Paris ve Berlin arasında mekık do-
kurlardı. Ancak 2. Dünya Savaşı'nda
bu meydan, taş taş üstüne kalmayacak
şekılde yerle bir olmuş, Berlin'uı iki-
ye bölünmesinden sonra ise tam sınır
bölgesınde, duvann ikı yanında kaldı-
ğı için hiçbir inşaat çalışması yapıla-
mamış, o ünlü Potsdamer Platz, yanm
yüzyıla yakın bir süre boş bir arazi
olarak kalmıştı. Duvarlann yıkılıp ikı
Berlin'in yeniden birleşmesinden he-
men sonra, tüm Doğu Berlin'de oldu-
ğu gibi Potsdamer Platz'ta da yoğun
bir yeniden yapdanma çalışmalanna
başlandı. Hatta tüm Berlin'in inşaat
planlan, Potsdamer Platz'taki devpro-
jeye göre ayarlandı.
Sopy'nin merkez binası da yer alıyor.
Birleşen Berhn'in tam ortasında bu-
lunan Potsdamer Platz, yeniden eskı çe-
kıcıliğıne ve anlamlı konumuna geti-
rilmek isteniyor. Bunun ıçuı Sony ıle
Mercedes- Benz holdinglen merkez
bınalannı bu meydana diktikleri gök-
delenlere taşıdılar.
Avrupa'nın en modern ve en büyük
beyaz perdeli sinemalan burada açıl-
dı. Dünyaca ünlü moda evlerinin bu-
tiklen, cam döşeli alısvenş merkezle-
n. dev şirketlerin Almanya temsılcılık-
leri bu meydandakı postmodern bma-
larayerleştırilıyor. Ve sanki Almanya,
3 'üncü binyıl yolculuğuna, dünyanın
yeniden kültür-sanat ve finans mer-
kezi olma iddialannaburadan, Potsda-
mer Platz'tan başlamak istiyor. Gerçi
başkentin kalbı henüz burada atmıyor.
Hâlâ inşaat çalışmalan bütün yoğun-
luğuyla sürüyor. Zaten "geteceğinBer-
fin'i"nin 2005 yılında tamamlanacağı,
daha inşaat çalışmalanna başlandığı
gün söylenmıştı.
Uluslararası Berlin Film Festivali
50. kuruluş yıldönümü ıle birlikte ta-
rihe yenı bir sayfa açmak, geleceğın
Berlın'ine adımını atan ilk etkinlik ol-
mak istiyor. Parçalannı birleştırip aya-
ğa kalkan "robot" gıbı, Potsdamer
Platz, ilk nefesıni Berlinale'yle birlik-
te alıyor.
ton da bu filmdeki rolüyle drama dalın-
da en basanlı erkek oyuncu seçildi ve
"Alün Küre" ödülü aldı.
Savaş karşıtı Vietnamfilmlerininün-
lü yönetmenı Oliver Stone ise bu kez
Berlin Festivali'ne Al Padno, Dennis Qu-
aid, Cameron Diaz ve Lauren HoUy'nın
"başrollerde bulunduklan "Any Given
Sunday" ile katılıyor "American Dream"
konusunu sık sık tartışma masasına ya-
tıran Stone, bu filminde Amerikalılann
en önemli boş zamanlan değerlendirme
uğraşılanndan bın olan "American Fo-
otbalTa el atıyor ve ülke gerçeklerine
eleştirel bir bakışla yaklaşmaya çalışıyor.
163 dakikalık bu filmde antrenör rolü-
nü üstlenen Al Pacino, ıdealızm ile mad-
diyat arasında bocalayan bir tipi canlan-
dınyor.
"İngiBz Hasta" adlı fılmle bir anda
dünya sinemasına ımzasmı atan Anthony
MingheDa ise "The Talented Mr. Rip-
ley" ısımli yeni çalışmasuıda Patricia
Highsmith'ın ünlü bir eserinden yararla-
nıyor ve konusu ttalya'da geçen ruhsal ge-
rilimli bır fılmle seyirci karşısına çıkıyor.
ÇinM Z. Vlmou temsil edecek
Tom Cruise'un en iyi yardımcı erkek
oyuncu olarak Atan Küre ödülü kazan-
dığı Paıd Thomas Anderson'un "Mag-
nooa"sı ve LeonardoDi Caprio'nun Tay-
land'da macera arayan sırt çantalı bir tu-
risti canlandırdığı Danny Bovle'un "The
Beach"i de festivalın ılgıyle beklenen
filmleri arasında.
Fransa ise bu yıl festivale Claude Mfl-
kr'in HDTV karnera ile çektıği ve An-
ne Brochet'ın başrolü üstlendiği "La
cambre des magiciennes (Büyücü Kadı-
nın Odası)" ve François Ozon'un "Go-
uttes d'eau sur pierres brulantes (Kızgm
TaşÜstüne Damla)" ısımli çalışmalany-
la katılıyor. François Ozon, ünlü Alman
yönetmen Rainer VVerner Fassbinder' in
19 yaşındayken yazdığı ve bır genç ile
50 yaşlanndaki bir ışadamının ilışkıle-
rini anlattığı tiyatro oyunundan yola çı-
karak çevu-diği yeni filminde, Bernard
Giraudeau ile Anna Thomson başrolle-
ri paylaşıyorlar.
Italyan sineması Lucio Gaudino'nun
"Prime hıd deU'alba (Sabahın İlk Isık-
lan)", Japonya, AkiraOgata'nın "Dokn-
ditsu shonen gasshoudan (Erkek Çocuk
Korosu)", Çin, "KmlMjsır Tarlalan" ve
"Kızıl Fenerler" ile dünya çapında ün
yapan ve Altın Ayı ödülü kazanan usta
yönetmen Zhang Yunou'nun yine bir
köy dramım ele aldığı"Wo defiıqin mu
qin (The Road Home)" ve Stanley
Kwan'ın "You shi tiaown (Ada Öyküle-
ri)" ıle yanşmada temsil edılecek.
Bu yıl yanşmada Rusya'dan da bir
film var. Alexandr Proşldn, Puşkin'm
200. doğum yıldönümü nedeniyle çevir-
diği "Russkij bunt (Rus Ayaklanıdası)''
ismini verdiği bu filmde, Çar Büyük Kat-
harina'ya karşı isyan eden köylüleri an-
latıyor. Dıkkatı çeken bır diğer film ise
Sırbistan yapımı. Ljubisa Samardziç,
"Nebeska Udica (Sky Hook)" adlı bu
filmde, geçen ilkbahardakı NATO hava
bombardımanı sırasnıda Belgrad'da ya-
şananlan bu- baba ile bir grup gencin
normal hayata dönüş özlemlerini, gele-
ceğe yönelik bakış açılannı anlatıyor.
LaetitiaMasson'uıı "LoveMe",Agus-
ti VUlaronga'nın "El Mar" ve Jonathan
Nossiter'in "Sings And \Vonders" adlı
yeni çahşmalan yanşma bölümünde Al-
tın veya Gümüş Ayı için koşacak diğer
filmler arasında.
DEFNE GOLGESİ
TURGAY FİŞEKÇİ
Göpüntü
:
Çok satışlı gazete yazarlarının Yılmaz Güney'e
yaklaşım biçimleri, bir sanatçının nasıl magazin
basınının malzemesi yapılabileceğini göstermesi
bakımından ilginç bir örnek oldu.
Siyaset, ekonomi, kültür, magazin gibi farklı alan-
lann uzmanı olması gereken gazete yazarlannın ki-
mileri, nedense kendilerinde her konuda rahatça
konuşabilme hakkı ve yeteneği görüyorlar.
Bu arkadaşlann bir sorunu tartışırken, konunun
gerektirdiği sorumluluk duygulan da olmuyor. Ne
denli aykın, sivri şeyler yazarlarsa o denli ilgi uyan-
dıracaklannı düşünüyorlar. O zaman gelsin keskin
yargılar...
Yılmaz Güney'le ilgili ileri sürülen savlardan biri
de onun, Türkiye'nin dışardaki görüntüsünü boz-
ması.
Böyle bir yargıda bulunabilmek için Yılmaz Gü-
ney'i, yapıtlannı bırakın, dış dünyada onun, daha-
sı Türkiye'nin de nasıl tanındığından da habersiz
olmak gerek.
Yılmaz Güney, yurtdışında en çok tanınan, film-
leri birçok ülkede gösterilip geniş izleyici kitleleri-
ne ulaşmış tek sinema sanatçımız. Onun fıimleri
olmasaydı, dünyadaki pek çok insanın Türkiye'de
film yapıldığından bile haberi olmayacaktı.
Yılmaz Güney, ünlenen filmlerinde genellikle
yoksul insanlann dünyalannı anlattı. Bu insanlann
öykülerinin başka ülkelerde tanınıp bilinmesi Tür-
kiye'nin dış dünyadaki görüntüsünü bozuyorsa
suç kimin?
Yaşar Kemal'in kırk dilde yayımlanan romanla-
n hangi insanı anlatmaktadır?
Sanatçının ülkesinin insanını anlatması, ülkesi-
nin görüntüsünü bozmak olarak nasıl değerlendi-
nlebilir?
Hem ülkenin görüntüsü nedir gerçekte?
Türkiye'yi hiç görmemiş Avrupalı için Türkiye'nin
görüntüsü, oralardayaşayan üç milyon insanımız-
dır. Banyosunda kurban kesen, otuz yıldıryaşadı-
ğı ülkenin dilinı öğrenememiş, çevresiyle hiçbir
sosyal ilişkisi olmayan, yalıtık, yabanıl birtopluluk.
Bu görüntü, Türkiye'yi Yılmaz Güney'in filmle-
rinden daha mı iyi tanıtıyor?
Sonra Türkiye, ülkesini soyup yurtdışına kaçan
zenginleriyle de çok tanınıyor.
Avrupa'nın başta gelen uyuşturucu çeteleri de
ülkemizin yetiştirdıği insanlar...
Avrupa üniversitelerine, devlet eliyle bilim ada-
mı olsunlar diye gönderilen, ama ne gönderildik-
leri ülkenin dilini bilen, ne de bılimle bir ılgisı olan
insanlan, yalnızcasiyasal yandaş oldukları, birkaç
yıl dövizle maaş alsınlar diye oralara yollayanlarboz-
muyor mu Türkiye'nin görüntüsünü? .
• • •
Hiçbir başaTılı sanatçı ülkesini alçaltmaz.. tersi-
ne, yüceltir.
Bir ulusun uluslararası saygınlığı en başta geliş-
tirdiği sanatçılarla ölçülür. Ülkemizin bu alanda
elinde çok sınırlı bır malzeme var. Nâzım Hikmet,
Yaşar Kemal ve Yılmaz Güney, bu amaçla tutuna-
cağprnız en ğü-çiü dallat. -ünlann adı T k f f e " ^
dünyada onur kazandınyor.
Onlan küçültmeye çalışan yazarlar, aslında Tür-
kiye'yi küçük düşürdüklşrinin bile ayırdında değil-
ler.
Bir sanatçıya böyle mi yaklaşılır?
Bir ülkede insanlar eğitimsiz, işsiz, evsiz, sağ-
lıksız koşullarda yaşamak zorunda bırakılmışşa
bunun sorumlusu sanatçılar değil, yöneticilerdir.
Bu koşullan sergileyen, eleştiren bir sanatçının
olmaması ise o ülke için çok daha umutsuz birdu-
rumdur.
Türkiye'nin görüntüsünü tartışırken basının da
durumuna bir bakmalı. Hangi ülkede bizimki gibi
iktidarlaria içli dışlı, kamuoyunu aydınlatmaktan
çok, oyalayıp yönlendirmeyi kendine görev biçmiş,
baştan aşağı magazin haberleriyle dolu, kültür-
sanat sayifası olmayan bır basın var?
Can Yücel anılıyop X
• Kültür Servisi - Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat
Vakfı tarafmdan düzenlenen Kültür-Sanat
Akşamlan'nda bu hafta Can Yücel anıhyor. Yann
akşam, saat 18.30'da Cevat Çapan, Vecihi
Timuroğlu ve Genco Erkal, şaır Can Yücel'ı anma
toplantısında bir araya gelecekler. Toplantıda Genco
Erkal, Can Yücel şıırlerini yorumlayacak. Genco
Erkal, Karaca Tiyatrosu'nda, Yücel'ın şiirlerinden
yola çıkarak hazırladığı 'Can' oyunundan bölümler
sunacak. (252 63 14)
Deneme Sahnesi 30 yaşında
• Küftür Servisi - Otuz yıldır Kadıköy Halk Eğitim
Merkezi bünyesinde hem oyunlar sergileyen hem de
kapsamlı tiyatro eğıtımi veren Deneme Sahnesi, 27
Mart 2000 Dünya Tıyatrolar Günü'nde 30. Kuruluş
Yıldönümü'nü etkinlıklerle kutlayacak. Deneme
Sahnesi, her yıl yaklaşık 150 kursiyerin katıhnuyla
gerçekleştirdiği ücretsiz 2 yıllık tiyatro eğıtiminin
yanı sıra son iki yıldır ılkokul çağındakı çocuklara
yöneük drama çalışmalan düzenliyor. ^ - -
K Ü L T Ü R » Ç İ Z İ K
K A M î L M A SA R A C I
&•:'1