16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURtYET 6ŞUBAT2000PA2AR DtZt Akaryakrtta otomatik fiyatiandırma • ANKARA (AA) - Petrol ürünleri fıyaüandırmasında alınan Akaryakıt Fiyat Istikrar Fonu (AFİF) kesintisi fuel- oillerde düşürüldü. Enerjı ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın konuya ilişkin tebliği Resmi > Gazete'de yayımlandı. Buna göre, diğer ürünlerdeki kesinti miktan değışmezken fuel-oilde litrede 5 bin 690 Iira AFÎF kesintisi 3 bin 820 liraya çekıldi. Kadıköy Evtendirme Dairetfne saMn • İSTANBUL(AA)- Kadıköy Belediyesi Evlendirme Dairesi'ne dün gece 22.30 sıralarında bombalı saldın yapüdı. Patlama sonucu binanın camlan kınlırken olayda yaralanan olmadı. Emniyet görevlileri bombanın bonı tipi ve parça tesirli olduğunu belirttiler. Saldırganlann yakalanması için bölgede operasyon başlatıldı. ler seslertni yüksettiyor • tstanbul Haber Servisi - fstanbul Emek Platformu, çalışanlar hakkuıdaki sorunlan tartışmak üzere Eminönü Kültür Merkezi'nde, çok sayıda işçi örgütünün kaühmıyla bir toplantı düzenledi. Toplantıda konuşan DÎSK'e bagh Basın-tş Sendikası Sekreteri Kamil KartaJ, sermayenin, onlarca yıl mücadele edilerek kazanılan haklan geri almak için büyük çaba gösterdiğinı ve Türkiye'de sendıkasızlaşürma hareketının sürdüğûnü söyledi. Jeofidkçflepin genel kurulu • Istanbul Haber ServM- Jeofizik Mühendisleri J Odası Istanbul Şubesi 6. Olağan Genel Kurulu Mecidiyeköy Kültür Merkezi'nde dün başladı. Genel kurulda divan başkanhğına oybirliğiyle Adnan Gül seçildi. Jeofızik Mühendisleri Odası Istanbul Şubesi'nin 6. Olağan Genel Kurulu seçimlen bugün yapüacak. Münih Güvertfc Konferansı • MÜNtH(AA)- Almanya'nın Münih kentınde her yıl düzenlenen ve bu yü 36.'sı yapılan 'Münih Güvenlik Konferaıısında konuşan Milli Savunma Bakanı Sebahattın Çakmakoğlu, Kosova krizınden alınacak derslerin, ileride ortaya . çıkabilecek olası sorunlann üstesinden gelinmesi için büyük önem taşıdığını kaydetti. Soraşturni8y9 tepkiI tstanbul Haber Servisi- 'Gözaltında Cınsel Taciz ve Tecavüze Karşı Ginşım' tarafından yapılan yazılı açıklamada, Süleyman Yeter'in öldürülmesi ve Ası>e Güzel Zeybek'in gözaltında tecavüze uğraması davalannda bilimsel rapor haartayan Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı hakkında soruşturma açüması kınandı. Sertel kazandı • Istanbul Haber Servisi- Avcüar CHP'de dün yapılan olağanüstü kongreyi Musa Sertel kazandı. 6 aydır yapılamayan ilçe toogresi, iınza toplayan delegelerin çoğunruğunun sağlanması üzerine dün gerçekJeştirildı. Tanşmalı geçen kongrede yönetimın atadıgı lsmail Santepe ilçe başkaru olarakgöır. yapıyordu. Musa Sertel, olağarrüstü kongröt 84 oy alırken tsmail Santepe 71 ovdakaldı Kaçak tetefon • Istanbul HaberStrvisi- Eminönü ve Gaziosmanpaşa'di yurda )isal olmayan yoliardan »kuloVuğu belırleKi 708 adet telsiz telefon ıl: 35 aJet faJcs cıhaa ek geçınldi. Olayla ilgü üç Lşı yakalandı. Uğruna savaşım verdiği büyük aşk, sorunlarla doluyaşamın katı şartlarında eridi Canan yaşama Umud'la bağlandı ARMAĞAN Düğün salonunun kapısının önünde oynayan çocukJann arasından geçip davet sahibinin beni gönnesi için durdum. Renkli kâğıt ve balonlarla süs- lenmiş salonda orkestranın ya- nı başında kurulmuş sünnet ya- tağırun çevresini sarmış kala- balık arasında oğlunun başu- cunda duran Canan beni gö- rünceye kadar onu izledim. Ye- di yıldan fazla olmuştu sanınm. Ince yapıh, esmer genç kız ye- rine çok hoş genç bir kadındı. Oğlunun arkasındaki yastıkla- n düzeltirken incitmekten kor- kar gibiydi. Muduluktan parla- yan gözleriyle onun rahat etti- ğine emin olunca döndü ve be- ni gördü. Yanıma geldi ve konuşma- dan sanldı. Bu sanlış minnet ve mutluluk doluydu. Hoş geldin seremonisinden sonra beni oğ- lunun yattığı köşeye götürerek büyük bir onurla, "Umud"u ta- nıştırdı. Küçük deükanlıyı son gördüğümde 1 yaşında idi... Annesi ve babasından hatlar alan çocuk merakla bana baktı. Canan, onun kulağına eğilip bir şeyler fisıldayınca Umud'un gözlerinde çocukça bir mahcu- biyet belirdi. Ona hediyemi ve- rip eğilip alntndan öptüm. Ca- nan, koluma girerek beni aile- sinin oturduğu masaya yerleş- tirdi. Onlan çok iyi tanıyor- dum. Kaçak glrlg Yülar önce Umud için uzun pazarlıklar yaprruş ve kavgalar vermiştik. Onlarla da selamlaş- ma seremonisi sona erince oturdum. Canan izin isteyerek yeni gelenleri karşılamak üze- re masadan aynhnca anılanmı tazelemeye çaJıştım. Canan'ı tanıdığımda on yedi yaşında genç bir kızdı. Kız kardeşinin pasaportu ile Almanya'ya gelmiş, bir akra- bası Yabancüar Dairesi'ne ih- bar edince çok zor günler yaşa- mıştı. Aylarca süren yazışma, mahkeme sonunda Canan'ın Almanya'da ailesınin yanında kalabilmesi için gerekli oturma izni alınabilmişti. Canan, Alman eğitim yasala- nna göre on sekiz yaşına kadar okula gitmek zorunda olduğu için bir okula yazdınlmış, Al- manca bilmediğinden kendin- den çok küçük öğrencilerle ay- nı suııfa alınmıştı. Ailesi Al- man kızlanna benzemesinden korktuğu için okul dışında hiç- bir yere bırakmıyordu. Ama o diğer hemcınsleri gıbi duygula- n, hayalleri olan bir genç kızdı. Sevmeyi ve sevümeyi yaşamak istiyordu. Diğer kardeşleri ile paylaştığı odada akşam onlar uyuduktan sonra sevgüisini dü- şünerek hayal kurmak istiyor- du. Yaşama umutla bakıyor, he- nüz tanımadığı aşkına şiirler yazıyor, evde el ayak çekilince küçükteybinden özlem şarkıla- n dinliyordu. Bir gün okulunun bahçesin- de hayalinin prensini gördü. Canan'ın alt sınıflarda okula devam etmesinden olacak, prensi uzun bir süre onu fark etmedi. Bu ona çok acı çektir- di. Sonra nasıl oldu ise gencin ilgisini çekmeyi başardı, derse girmeden bir ıki cünıle konuşa- büdi. O gün yaşamının en mutlu günlerinden biriydi. Annesi de çalıştığı için ona yükledikleri sorumluluk ve görevleri sızlan- madan yerine getirdi. O akşam ne kardeşlerinin şakalan ne de anne ve babasının kan ve kural- cı davranışlanna kızdı. Yaşamı- na renk getiren bu oluşumu bi- risı ile paylaşamamanın üzün- tüsü vardı. Kızkardeşıne gü- venmiyordu. Annesi ile ise hiç- bir şey paylaşamıyorlardı. Ük kez düşlerinde hayal çizgileri- nibulmustu. A Okula erken gitmek onun için bir zül olmaktan çıkmış, sabahı iple çeker olmuştu. tki gencin arasuıdaki konuşma gi- derek birkaç cümleden sohbe- te dönüşüyordu. Sohbetleruza- dıkça, birlikte bir yerlere git- mek arzusunu da birlikte getir- di. Artık paydostan sonra keş- fettikleri bir kahveye gıdiyor- lardı. Almanya'mn uzun kışı geride kalıyor, çiçekler bahan müjdeliyordu. Kahve, yerini parklara buaku. El ele yürüyor, bir bankta uzun uzun oturuyor- gel, onlarda birbirlerini görme arzusunu kamçılamakla kalma- dı, ten özlemi gelişmeye başla- dı. Bir gün sevgilisi okuldan ka- çarak bir arkadaşının evine git- meyi teklif etti. Ertesi gün için anlaştılar. Zamansıg hamltellk O gece Canan için en uzun geceydi. Kalbinde ve kamında oluşan kıpırülarla bir türlü sa- bah olmakbümiyordu. Kızkar- deşıni okulun kapısında atlata- makla kalmadı, umut dünyası- nı kararttı. Şundi ne olacaktı. Delikanlı aılesine muhtaçtı, gelenek ve verilen sözleri çiğ- nemek, onlan kaybermek de- mekti. Canan, o gün sevgilisi- nin indindeki değerini gözyaş- lan içinde anladı. Gururu üstün gelerek, onu asla aramamasuu söyleyerek arkasını döndü, gör- meyen gözlerle tanımadığı cad- delerde dolaşarak eve gitti. Gönlü, delikanlmın bu aşktan vazgeçmeyeceğini söylüyordu. Sabırla bir süre sonra sevgilisi- y ' y a on yedi yaşında gelmişti Canan. Alman eğitim yasalanna göre on sekiz yaşma kadar okula gitmek zorunda olduğu için bir okula yazdınlmış, Almanca bilmediği için de kendinden çok küçük öğrencilerle aynı sınıfa alınmıştı. Ailesi Alman kızlanna benzemesinden korktuğu için okul dışında hiçbir yere bırakmıyordu. Annesi çalıştığı için evin işleri onun sırtındaydı. lardı. Dokunuşlar arüam kazan- maya, beraberinde bazı duygu- lannı uyarmaya başlamıştı. Karşıhklı aşklannı dile getir- dikleri gün, kötü bir tesadüf, kızkardeşı onlan el ele gördü. Ablası ile rekabet halinde olan kız kardeş, ilk iş onlan nerede ve nasıl gördüğünü annesine yetiştirdi. Canan babası eve gelmeden güzel bir dayak yiye- rek nasibıni aldı. Aile şerefl Baba da dayağın üzerine ge- lince, annesi durumu anlatmak zorunda kaldı. Bir parti de ba- badan dayak yediği yetmezmiş gibi, ahlaksızlıkla suçlandı. Ai- le şereflerini ayak altına ahnış- tı. Elâlem görse ne demezdi. Ertesi sabah kızkardeşinin refa- katinde okula gitti. Teneffiiste sevgilisini bularak olanlan an- lattı. Bir süre dikkatli olmalan gerekiyordu. Kız kardeşle gi- dip geliyor, teneffüslerde oku- lun tenha bir köşesinde buluşu- yorlardı. Ailesınin koyduğu en- rak köşede bekleyen sevgüiye doğru adeta uçtu. Onlara evin anahtannı veren arkadaşrn evinde, doğanm yasalan güçlü çıktı. Bırbirlerini gözlerinin içi- ne bakarak Tann'nın insana sunduğu en güzel duygulan, genç kalpleri ve vücutlannda yaşadılar. Cinsellik konusunda hiç ay- dınlatılmamış toy kimükleri daha sonra birkaç kez yaşadık- lan bu güzel anlann noktasını koydu. Canan hamile kaldı. tki genç şaşkındı. Biri on yedi, di- ğeri on dokuz yaşındaydı. Genç baba adayı, sonımluluğunun bilincinde, karar aldı. Durumu ailesine açıp onu ai- lesinden istetecekti. Canan muduluktan uçuyor- du. Ama birkaç gün sonra sev- gilisi, onun kanatlannın kınhp gökyüzünün yedinci katından düşmesine neden olan bir haber verdi. Ailesi Canan'la evlen- mesine kesinhkle onay vermi- yordu. Çünkü delikanlı, akra- basının lazına sözlüydü. Bu bil- gıler Canan'm kanatlannı kır- nin, ailesini yumuşatmasını bekledi. Günler haftalar geçti. Delikanh ailenin marifeti ile okul değiştirdi ve birbirlerini göremez oldular. Canan bu beklenti içinde zamanı hesapla- yamadı ve böylece çocuğu al- dırma imkânı ortadan kalka. Babasız çocuk Tek çaresi, bir arkadaşının önerisine kulak verip evini terk edip bir yurda yerleşti. Ailesi kızgın ve şaşkındı. Gençlik ya- salannın yirmi bir yaşına kadar geçerli olduğu ortamda değil kızlanna zararvermek oturdu- ğu yeri bulmak mümkün değil- dı. Sonunda aile, bir aracı ile eğer bebeği evlathk verirse onu affedecegini bildirdi. Canan'ın kalbi ve onuru kanktı. Babasız bir çocuğu yetiştirmenin Al- manya'da bile zor olduğunu, burada yaşayan Türk toplumu- nun da onu dışlayacağı gerçe- ğinde karannı verdi. Bebeği doğar doğmaz verecekti. Bir noktayı hesap etmemişti. ilesinin katı kurallanna karşın yaşıtlan gibi o da aşkı tatmak istiyordu. Sevdiği genç çocuk da aynı okuldaydı. Ilişkileri kısa zamanda ilerlemişti. Canan hamileydi. On dokuz yaşındaki genç baba adayı, sonımluluğunun bilincinde, karar aldı. Durumu ailesine açıp onu istetecekti. Çocuğun ailesinin Canan'la evlenmesine kesinlikle onay vermemesi genç kızın mutluluk hayallerini yıktı. Bebeği dünyaya gelip de onun sesini duyunca dayanamadı, bir kez kucağına almak istedi. Ku- cağında tuttuğu minik oğlam ondan koparmak olay olmuştu. Yüzünü oksadığı, ağlamasını duyduğu, tenini kokladığı be- beğini vermekten vazgeçti. Dünyanın tüm kurallan, sevdi- ği veya seveceği erkek, ailesi bir anda, oğluna duyduğu sev- ginın ardında kahruştı. Onunla ügilenen sosyal gö- revliler, Gençlik Dairesi'ne ve bebeği evlat edinecek aileye karşı amansız bir savaşıma gır- di. Aylarca velayet mahkemele- ri ve gençlik daireleri arasuıda mekık dokundu. Bebeği alacak aile insafa gelip de bebekten vazgeçince Canan camndan çok sevdiği oğluna yasal ola- rak da kavuştu. Bir oğlu oldu- ğunu duyan delikanlı, onlan görme arzusunu yenmek için kendisiyle yaptığı savaşımı kaybederek bir gün Canan'm kaldığı yurda geldi. O da oğlu- na, annesi gıbi ilk görüşte âşık oldu. Ailesine karşı koyacak gücü oğlundan alarak onlan ev- Uliğine razı etmeye çauşü. Yu- muşamıyorlardı. Evllilfc Iznl Evden aynldı. Sosyal Da- ire'nin de yardımı ile genç ai- leye bir ev tutuldu. Birlikte ya- şamaya başladılar. Bu durumda her üd aile de toplumdaki yüz- lerini korumak için onay ver- mekten başka çare görememiş- ri. Sir gün oğlunu alıp babası- nın işlettiği ışyerine götüren genç baba, dedeyi yumuşatma- yı başardı. Evlenmek için baş- vuruldu. Hatta Canan düğünde gelinlik giydi. Bir iki yıl içinde gençler ev- lüik yaşannnın düşledikleri gi- bi sürmedığini gördü. Giderek aralanndaki sorunlar çoğahyor, tarüşmalar sıklaşıyordu. Aile- sini geçındinnek için yükse- köğrenimden vazgeçmek zo- runda kalan genç baba, yaşan- üsuıda mudu olrnadığını vur- gulamaya başladı. Yaşıtian gibi yaşamın zevki- ni alamamaktan şikâyet ediyor, Canan'ı suçluyordu. Arkadaş- lan ile daha fazla birlikte olma- ya başladı. Eve geç gehyor, ba- zen de geceyi dışanda geçiri- yordu. Büyük aşk, sorunlarla dolu, yaşarmn kaü şartlannda erimeye başladı. Canan, her ge- çen gün aralannda açılan uçu- ruma karşı nasıl bir önlem ala- cağrnı düşünürken, genç eşi bir akşam evden aynlacağını, bir başka kıza âşık olduğunu açık- ladı. Kendl dflzenlnl kurdu Canan'ın bilinçaltının bekle- diği son gelmiş, eşi onu terk et- mişti. Yaşama devam etmesi, karşısına çıkacak olan güçlükle- re dirençli olması gerekiyordu. Annesine yakm bir yere taşındı. Çocuk yuvaya gidecek yaşa ge- lince de kendine bir iş buldu. Genç yaşından umulmayan bir kararlıhkla, oğlunun ve kendi yaşamını düzene koydu. Hiçbir zaman yaşadığı düşkınklığından şikâyet etmedi. Ük aşkı çocuğu- nun babası ile yaşadıklan onun aralannda yerini aldı. Kısa süre kaldığun sünnet düğününden ay- nlırken ona oğlunu armağan e- den herkese teşekkür etti. Oğlu tüm savaşımlara değen bir ar- mağan olmuştu. Blttl SARIYERİCRA TETKİKMERCÜ HÂKtMLÎĞİ'NDEN EsasNo: 1999/163 Merci Davacı Dilek Güney vekilı taranndan Yaşar Ceylan aleybine açılan tahliye davası nedenıyle: Sanatçılar Sitesi 29-A Blok No: 13 Tarabya-Sanyer adresinde bulunan davalı Yaşar Ceylan adına gönderi- len dava dilekçesı tebliğ edılemeden mahkememize iade edildığinden, zabıtaca yapılan araştırmada da dava- lının adresı bulunamadığından, Yukandaki adreste oturduğu bildinlen davalı Yaşar Ceylan'ın aleyhine açılan tahliye davası nedenıyle duruşmarun yapılacağı 21.2.2000 günü saat 11.00'de yapılacak olan duruşmaya gel- mesi, gelirken bütün belge ve delillerini birlıkte getirmesi veya kendısıni bir vekılle temsil ettirmesi hususu, aynca duruşmaya gelmediği takdirde yargılamaya yokluğunda devam olunup karar verileceğı hususu dava düekçesi yerine geçmek üzere ilanen tebliğ olunur 27.1 2000 Basın: 4956 Arkadaşlarımız Aykut Küçükkaya ile Yasemin Şakacı nişanlandılar. MutluJuklar dileriz. Cumhuhyet Çalışanlan GÖRÜŞ GULDAL OKUDUCU CHP Kadm Kolları Genel Başkam 3# Kadınların EşitUk Talebi Adaletflrayışıdır 2000'lerin Türkiyesi; Küreselleşen kapitalizmin gemilerinden birine atlayıp yelkenlerini şişirmeye çalışan bir Türkiye. Yeni şanslar... Yeni açılımlar... Yeni yollar... Bu ye- ni açılımlarve yeni politikalarla, teslimiyet dentzin- de yüzen geminin yolunun; Işsizlerin ve yoksullann yaşadığı yefierdenv • Orgütsüzlüğün, sahipsizliğin, adaletsizlik ve hu- kuksuzluğun, Kuşkunun ve korkunun yaşandığı yerierden, Ve Halkın umudu açılan yollanndan da geçmesini, siyasetin sorumluluklannı hatırlamasını diliyoruz. Görevi ve sorumluluğu topluma güzel bir hayat sağlamak olan siyaset ne yazık ki genış yığınlann sorunlanna bir çözüm üretmemekte. Profesyonel politikacılann söz sahibi olduğu bir sfyaset kuru- mu, yapaylaşarak 65 milyonu kucaklayamarnak- ta, yabancılaşmakta. Siyasete yaygın ve etkin bir katılımın sağlanması, alışılmış dinamiklerfn açığa çıkanlması, halkın hayatın her alanında söz-karar ve sorumluluk sahibi olması ise bir zorunluluk ola- rak önümüzde durmakta, siyasal yaşam yeniden yapılanmayı beklemekte. Kısacası, siyasal yaşa- mın yeni güçlere ihtiyacı var. Bu güçlerden biri de kadınlardır. Derinleşen sorunlar, demokratikleş- me, eşitlik, özgüriük, adalet duygulanntn yüksel- mesi, farklı kimliklere sahip olma bilinci ise katı- lımcılığı, temsil edilme ihtiyacını daha da önemli hale getiımekte. Iktidarlann yığınlann aleyhine politikalannı değiş- tirmek, bunlairdan memnun olmayanlann işi değil midir? Tarih, ezen iktidarlara karşı ezilenlerin ezil- mişliklerini, yeteneklerinı, güçlerini birieştirip mev- cut durumu değiştirmelerinın örneklerinden oluş- mamış mıdır? Ve kadınlar bu mücadelelerde hep var olmamış mıdır? Bu sorulann cevabı hep evettir. örneğin bugün parlamentoda afdığı yeni karar- la (yüzde 50 oranında) cinslerin eşit temsilini sağ- layan Fransa'nın tarih sayfalannı araladığımızda Oİympe de Gouges'i görürüz. Kadınlann vatan- daşJık haklan için kampanyalar düzenlediği, kadın- lann oy hakkını savunduğu, kadın-erkek eşit olma- lıdır dediği için giyotinde can veren Oİympe de Go- uges'i. Olympe de Gouges'in yaşadığı yüzyıllarda ka- dınlann oy hakkına karşı çıkılırken öne sürülen ge- rekçelerin ve önyargılann bugün, kadınlann eşit temsil talebi karşısında hemen gündeme geldiği- ni görüyoruz. Aslolan, kendinizi değiştirme isteğinizdir. Siyasal yapınızı halka, ezilenlere, sessiz yığınla- ra açma, Katılıma hayat verme karariılığınızdır. ı Bunun ötesindeki her şey mevcut düzene can- suyudur. \ , " j CHP'nin ise böyle bir şeye hiç mi hiç niyeti yok- tur. Kadınlann kendilerinden beklenen ve ülkenin ihtiyacı olan ortak bir siyasi projeyı üretme ve ha- yata geçirmelerinde zor bir eşik atlandı. Kadınla- nn eşitlik, adalet özlemleri ve değişim arzulan "sol" ile yeniden örtüştü. Birçok Avrupa, Iskandinav ve Latin Amerika ül- kesinde demokrasinin koşulu olarak görülen ko- ta uygulaması bu uygulamalan da asarak bir bo- yutta "mahalle delegelerinden" başlanarak uygu- lanması uzun vadede partınin tüm yapısını etkile- yecektir. Kadınlann tabandan başlayan etkin ka- tlımlan, koltuklara geçirilen tırnaklann gevşeme- sini sağlayacaktır. CHP'ye kendini yenileme alanı acacaktır. Bugün en azından CHP'li kadınlar, CHP'nin ve CHP Genel Başkanı'nın açtığı bu yolu hızla dol- durup yeni kararlılıklann ve kazanımlann peşine düşeceklerdir. Yeni yüzyılın tarihini kadınlarla yazma kararlılığı- nı ve cesaretini gösteren, tarihsel görev duygula- nyla hareket eden CHP ise kuşkusuz adalet ve eşitlik özlemlerine bir ölçüde de olsa cevap ver- miş olmanın onurunu taşıyacaktır. Sınav 3 Eylül'de AOFlilere dört yılbk fakülte şansı ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Açıköğretim fakültesı ile meslek yük- sekokulu mezunlanna "mflhendisKk, iktisadi- idaribflimler&kü|tesi.ap, hukuk, öğretmenlikr gibi 4 yıllık lısans programla- nnda öğrenim olanağı sağlayacak "Dikey Geçiş Smavı'', 3 Eylül 2000'de yapılacak. Yüksek Öğre- tim Kurulu tarafından alı- nan karar kapsamında Türkiye'de ilk kez gerçek- leştirilecek sınav, açıköğ- retim fakültesi ile 2 yıüık yüksekokul mezunlanna4 yıUık lısans öğrenimı ka- pısun aralayacak. Dikey geçiş kapsamında 3 bin 144'ü devlet, 943'ü vatof, 2 bin 566'sı KKTC'deki üniversıteler olmak üzere toplam 62 üniversitede 6 bin 653 kışüık kontenjan aynlacak. YÖK'ün karan kapsa- mında, öğrencininağırlık- lı önhsans başan puanı, sı- nav puanını önemli ölçüde etkıleyecek. Suıa\ başvu- rulan, 24 Nisan-5 Mayıs arasında yapılacak. Aday- lar, başvurma belgesi ve sınav kılavuzunu meslek yüksekokullan müdürlük- leri ve ÖSYM sınav mer- kezi yöneticüiklerinden alacaklar. Başvurma bel- gesi ve kılavuz ücreti 1.5 milyon Iira, sınav ücreti 12 mılyon Ura üzerinden alı- nacak. Üniversite rektör- lüklerinin bulunduğu kentler ile Lefkoşa'da ya- pılacak sınava, şu adaylar katılabilecek: - Meslek yüksekokuUa- nndan mezun olan aday- larla bu yüksekokullann son sınıflannda olan aday- lar; açıköğretim program- lanndan mezun olan/ola- cak adaylar; özel yetenek sınavı ile öğrencı alan meslek yüksekokullann- dan mezun olan.'olacak adaylar; KKTC ile yurtdı- şındaki üruversıtelerin programlanna ÖSYM ta- rafuiıdan yerleştirme yapı- lan meslek yüksekokulîa- nndan mezun olan/olacak adaylar; Türk cumhuriyet- leri ile Türk ve akraba top- luluklanndan ülkemizde- ki meslek yüksekokuUan- na yerleştirilen adaylar; meslek yüksekokulu adıru taşımayan, ancak bir mes- leğe hazırlayan 2-3 yıllık önlisans programlanndan mezun olanlar. - Açıköğretim dahil4 ve daha fazla yıllık program- lan yanda bırakıp, önli- sans diploması alanlar, 2000'deki sınava başvura- mayacak. - Adaylar, 8 tercihte bu- lunacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle