16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
S ŞUBAT2000PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER İSKİ yöneticitePi pijrevden Istanbul Haber Servisi- tisi (ÎP) Istanbul tl Başkanı Kamil Dede, lçî_şleri Bakanlığı Mülkiye Müfetüşlen'nın yürüttüğü soruştuımalar kapsamında I S K l ıhalelerinın yasadışı olduğunun belirlendiğini ve Istanbul I] Idare Kıırulu'nun İSKİ yöneticileri hakbnda görevlerini kötüye kullandıklan gerekçesiyle yargılanma karan verdiğini belirterek "İSKİ yöneticileri görevden alınmalıdır" dedi. komMnaiapının satışı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Özelleştirme tdaresi Başkanlığı'nın, Et ve Balık Ürünleri AŞ'ye (EBK) ait Eskişehir, Gaziantep ve Sıvas et kombinalanrun satışına ilişkin Özelleştinne Yüksek Kurulu karannı içeren tebliği dünkü Resmi Gazete'de yaynnlandı. bağlantıları açtğa ÇjfcSllf • DİVARBAK1R (Cumhuriyet Bürosu) - Halkın Demokrasi Partisi (HADEP) Genel Başkanı Ahmet Turan Demir, partısıne yeni ûye olanlar için düzenlenen tören nedeniyle geldiği Diyarbakır'da '2000'li Yıllara HADEP'le Girelim' şölenine katıldı. Şölende konuşan Demir, Hizbullah'ın Susurluk ile olan bağlantılan ve devlet içindeki taraftarlannın bir an önce ortaya çıkanlmasını istedi. Tanör soruşturmasına tepki • İstanbul Haber Servisi - öğretım Elemanlan Sendikası (ÖES), istanbul Üniversitesi Hukuk Fakûltesi öğretim üyesi Prof. Dr. Bülent Tanör'ün, TÜSlAD'a ûniversite yönetiminden izinsiz rapor hazırladığı gerekçesiyle rektörlükçe 'soruşturma açma tehdıdı ile karşı karşıya bırakılınasına' tepki göstererek ûniversite yönetiminin üniversiter anlayıştan uzaklaştığını bildirdi. Mahkûmiyet AİHM'de • ANKARA (AA) - Eski HADEP Bolu 11 Başkanı Kenan Ayaz'ın da aralannda bulunduğu 6 parti yöneticisinin, Dünya Banş Gûnü dolayısıyla 1 Eylül 1997'de yaptıklan basın açıklamasında, "terör örgütü PKK'ye yardım ve yataklık ettikleri" gerekçesiyle 3 yıl 9'ar ay ağır hapis cezasına mabkıim olduklan dava, Avrupa Insan Haklan Mahkemesi'ne (AİHM) götürüldü. Başvunıyu yapan Ankara Barosu avukatlanndan Levent Kanat, "adil yargılama hakkmin ihlal edlldiğini" savundu. Xezaevinde gazeteci yok* • ATİNA (AA) - Basın Konseyi Başkanı Oktay Ekşi, Atina'da düzenlenen Türk-Yunan gazeteciler konferansında, Yunanlı gazetecilerin, "Tûrkiye'de cezaevinde bulunan gazeteciler"le ilgili sorulannı yamtladı. Ekşi, "Adalet Bakanlığı'ndan 3 gün önce aldığım şifahi bilgiye göre, şu anda Tûrkiye'de basın suçu nedeniyle cezaevinde yatan gazeteci bulunmuyor" dedi. Kfrteki kttiater • İstanbul Haber Servisi- TBMMYÖKve Üniversiteleri Araştrrma Komisyonu üyeleri, İstanbul Üniversitesi (IÜ) ile ilgili iddiaları araştırmak için bazı öğretim görevlilerinin görûşlerini almayı dûn de sûrdürdû. Komisyon Başkanı MHP'li Mustafa Gül, ellerinde Marmara Üniversitesi rektörlûk seçimleriyle ilgili tutanaklar olduğunu belirterek "Bu tutanâklarda öğretim üyesi olmadığı halde oy kullananlar var" dedi. RTÜK'e ilişkin yasada değişiklik yapmak üzere kurulan komisyon yayın ilkelerini belirledi Usans iptali yasalaşıyorBAHARTANRISEVER ANKARA - Radyo ve Tele- vizyonlann Kııruluş ve Yayınla- n Hakkında Yasa'nın değiştiril- mesi amacıyla TBMM'de oluş- turulan komisyon. yasa tasla- ğında yer alacak yaym ilkeleri- ni belirledi. Yaym ilkelerinin ihlali duru- munda aşamalı olarak uyan ve özür dileme, ilgili programın durdurulması ve para cezası uy- gulanması karara bağlanırken bölücü ve irticai yayınlar ile çı- • Üye seçimi ve ANAP'hlann kaldırmak için yoğun kulis yûrüttüğü, yayın kuruluşlannda yüzde 10'dan fazla hissesi olanlann kamu ihaleleri ve borsaya girme yasağı, uzlaşma sağlanamaması nedeniyle liderler toplantısına bırakıldı. kar amaçlı yayınlarda en ağır ce- za olan yayın lisansı iptalıne gi- dilmesı öngörüldü. Uye seçimi ve ANAP'blarm kaldırmak için yoğun kulis yûrüttüğü, yayın ku- ruluşlannda yüzde 10'dan fazla hissesi olanlann kamu ihaleleri ve borsaya girme yasağı, uzlaş- ma sağlanamaması nedeniyle li- derler toplantısına bırakıldı. Yasanın değiştirilmesi ama- cıyla TBMM'de hükümet ortağı partilerin temsücüerinden oluş- turulan komisyon, çahşmalanm sürdürüyor. DSP'li Tavfiın tçü, Erol AL MHP'li Şevket Büient Yahnid, Fanık Bal ve ANAP'lı Emre Kocaoğlu ile Sfihan Öz- kan'dan oluşan komisyon, yasa değişikliğinin şubat ayı içinde TBMM'den geçirilmesi yönün- de liderler zirvesinde alınan ka- rar doğrultusunda çalışmalannı hızlandırdı. Hisse oranlannda sonın Komisyonda hisse oranlan ile RTÜK'ün yapısma iüşkin mad- deler tarüşma yaratn. ANAP'h- lar "şeflafhk" gerekçesiyle ba- Öymen 'Seçime hazırlık başlıyor' ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu)-CHP Ge- nel Başkanı Attan Öy- men, Hizbullah vahşetı- nin, Türkiye'de daha uzun yıllar irticaya kar- şı savaşım verilmesi ve uyanık olunması zorun- luluğunu ortaya koydu- ğunu söyledi. Hüküme- tin çeşitli konulardaki icraatını eleştiren Öy- men, başansız ekonomi programlannda, yolsuz- İukta, adalet ve güvenlik birimlerindeki zaafiyet- te istıkrarlı olunduğunu belirtti. Öymen, Tahkim Yasası'nın çıkanldığı yetmiyormuş gibi, geri- ye dönük olarak ışletıl- mesi yönündekı yasanın da çıkanldığını anımsa- tarak u Bütün bunlar Türkrye'nin yalnız bu- gününü değil, yannını da tehdit eder hale gel- miştir'' dedi. CHP'nin tüm bu konularla ilgili olarak Türkiye'yi yeni- den yapılandırma iddi- asında olduğunu vurgu- layan Öymen, ufukta se- çim görünmemesine karşın kısa süre sonra se- çim hazniıklanna başla- yacaklannı açıkladı. ÇİZMEDEN YUKARI MUSAKART sm kuruluşlannda yüzde 10'dan fazla hissesi olanlann kamu iha- leleri ve borsaya girme yasağı ile bir basın kuruluşu sahibinin, bir başka basın kuruluşunda en faz- la yüzde 20 hisseye sahip olma- sı yönündeki sınırlandırmanın kaldınlmasını istiyor. DSP ka- nadı ise bu sınırlann korunması- m öngörüyor. TBMM'de 1998 yüı ekim ayında yüzde 20 ve yüzde 10 sı- nırlannın kaldınlmasını öngören tasan reddedjlmıştı. Üst kurulun yapısı konusunda da DSP'liler, üyelerin çe- şitli kuruluşlarca gösterile- cek adaylardan oluşacak havuzdan TBMM tarafın- dan seçilmesi konusunda ısrar ederken, ANAP ve MHP'liler buna karşı çıkı- yor. Uzlaşma sağlanama- ması nedeniyle hisse oran- lan ve üye seçimi konula- rının liderler toplantısına bırakılması kararlaştınldı. Taslakta yer alacak temel bazı düzenlemeler şöyle: • Yayımcıhğm, yayın or- ganı, hisse sahipleri ya da hısımlanmn çıkarlan için kullanılması ile devletin milletiyle böiünmez bütün- lüğûnü bozucu ve toplumu şiddet, terör, etnik aynmcı- lığa sevk ederek kin ve düş- manhğa tahrik eden yayın- larda, ilgili kuruluşun li- sansı, uyanlmaksızın iptal edilecek. • Cezalarda ilk aşamada uyan ve özür dileme me- kamzması getirilecek. th- lalin tekran halinde kuru- luş değil ilgili programın yayını durdurulacak ve ye- rine Kültür Bakanlığı'nca hazırlanacak eğitnn-kültÜT programlarmm yayımlan- ması zorunlu kıhnacak. îh- lalin ikıncı kez tekrarlan- ması halinde ulusal yayın yapan kuruluşlara 150-250 milyar lira arasında deği- şen para cezası uygulana- cak. Para cezasının mıkta- n yerel ve bölgesel yaym yapan kuruluşlar ile radyo- lara göre değişecek. • RTÜK'ün "gereğûuten ûuia oton" daire başkanlık- lannın sayısı azaralacak. Muhalefet, cumhurbaşkanının halkoyu ile seçilmesini Meclis'e getirmekte ısrarlı 'Hükümetin formülü kabul edflmez 9 ANKARA (Cumhuriyet Büro- sn) - Muhalefet, parlamento ço- ğunluğunu oluşturan iktıdar kana- dı karşı çıkmasına karşın, cumhur- başkanının halk tarafından seçil- mesine ilişkin anayasa değışiklıği önerisini TBMM Genel Kuru- lu'nda oyjatma konusunda ısrarlı olacak. Özellikle ana muhalefet partisi FP, önümüzdeki günlerde DYP ile birlikte TBMM Başkan- hğı'na sunmaya hazırlandığı ana- yasa değişikliği önerisi TBMM Anayasa Komisyonu'nda iktıdar çoğunluğuyla reddedilse de öneri- yi genel kunıla ındirme hesabı ya- pıyor. DYP ise tutumunu Anayasa Komısyonu'ndaki oylamadan sonra netleştirecek. FP Grup Baş- kanvekılı BülentArmç, öncehkle- rinin cumhurbaşkanının halk tara- findan seçilmesinden yana oldu- ğunu belirterek, iktıdar kanadının getireceği 5+5 formülüne üişkin Anayasa değişikliğinin Meclis'ten 300 oy bile alamayacağını savun- du. Başbakan Yardımcısı Devlet Bahçeü, cumhurbaşkanhğı seçi- mını •Demirel'deıı a>n tuttoğu 1 mesajını verdi. Cumhurbaşkanlığı seçimine ihşkin Anayasa değişikliği konu- sunda iktıdar kanadından bile farkiı sesler çıkarken ana muhale- fet partisi FP, süreci 'uzatma' tak- tiği izliyor. DYP'de ise Genel Baş- kan Tansu ÇılJer, halkoylamasına ilişkin değişikliğin mutİaka genel kurulda oylanması gerektığini sa- vunurken kurmaylan, bu konuda 'ısrar edflmemesi' görüşûnü dıle getınyorlar. İktıdar kanadı, muha- lefetin halkoyu önerisini Anayasa Komısyonu'nda reddertirme eğüi- mine gırerken, FP ve DYP, komis- yon raporunu genel kurulda oylat- mayı deneyecek. FP Grup Başkan- veküi Bülent Annç, komisyonda Sehit yakınları Ankara'da hükümeti protesto etti 'Verilen ceza yerine getirilmeli 5 ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Şehit yakın- lan, Abdullah Ocalan'ın ıdam dosyasının Başbakanlık'ta bekletümesi karannı düzenlenen "ŞehiÜere SJQ^> MBiııgl" ile protesto ettiler. E- mekli Jandarma Korgeneral Hasan Kıındakçı, "AbduEah Öaıfan amdaka asrfacakür" dedi. Terör Mağdurlan Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Dernegi'nce düzenlenen Şehitlere Saygı Mitingi için çeşitli kentlerden gelen şehit ailelen sabah saatlerinde bipodromda toplandı. Buradan Abdi Ipekçi Parkı'na yûrüyen aileler, "Seni akbk Kemra'dJin, bırakmayız asmadam", "Idamlar uygulansm", "Pişmaıüık Yasaa'sa hayır'" sloganlan attilar. Emekli Jandarma Korgeneral Hasan Kımdakçı, şehitierin boşu boşuna değil, Türkiye'nm bölün- müz bûtünlüğü için canlanm verdiklerini söyle- di. Mücadeleye devam edıleceğku ve mutİaka hedefe ulaşılacağını kaydeden Kundakçı, "OB- lannençokkorkruğuTarkyargısmınönaaeçık- makü. Türk yargısının önûne çtk&iar. Yargı gereken cezayıverdL Bundan sonra,gereken ne ise yapdacakfH-. Yapöklarmın cezasmı çekecekfcnür. AbduOah Öcalan mutİaka asıbcakür'' dedi 16 kışılik çoğunluğu olan iktida- rm bu öneriyi reddettirme olanağı bulunduğunu, ancak kendilerinin komisyon raporunun genel kunı- la indırilmesıni zorlayacaklanm ifadeetti. DYP Grup Başkanveki- li Turfaan Gfiven ise her iki öneri- nin de parüsınce benımsendığını, ancak öncelikle halkoylamasına üişkin değişiklik önerisinin sonu- cunu görmek istediklerini ifade et- ti. ANAP Genel Başkan Yardım- cısı SelçukPehfivanoğJu. cumhur- başkanlığı seçiminin Türkiye'de siyasal sorun habne getirilmeme- si gerektiğini vurgulayarak "Za- ten demokratik sistem içinde de bu, syasi probkm ofanadan çözü- leceklir.\ani, ^ekübsyonbr yara- biarak cumhurbaşkanhğı seçimi- nin bir probiem olarak görülmesi- ne karşrjTz" dedi. Devlet Bahçeü, MHP MKYK toplanüsında yaptigı konuşmada, cumhurbaşkanlığı seçimini 'De- mirel'deıı ayn tuttuğo' mesajını verdi. 1-Tı IRMIKIAYDEV ENGÎN [email protected] Avusturya'nın yeni hükümeti, Avru- pa'yı çalkalamaya devam ediyor. Eğer Jörg Haider sözünün eriyse asıl çal- kantı bundan sonra gelecek. Haider'in partisi FPÖ (Freiheitlicher Partei österreich = Avusturya Özgür- lükçü Partisi) programının temelini, sa- nıldığı gibi yabancı düşmanlığı eksenli bir ırkçılık üstüne kurmuş değil. FPÖ'nün esas karşıtlığı, Avusturya'nın Avrupa Birliği'nin kopmaz bir parçasına dönüşmesi, Avrupa bûtünlüğü içinde erimesi. Daha Avrupa Ekonomik Topluluğu (AET) Avrupa Topluluğu'na (AT) evrilir- ken, yani henüz Avrupa Birliği yokken, Avusturya'dan yükselen ilk çatlak ses bugün Haider'in temsil ettiği siyasal ör- gütlenmeden gelmişti. FPÖ, AET'nin bir ekonomik biriikten bir siyasal birliğe yö- neldiğinin attını çizryor ve zengin gele- nekli "Avrupa uluslan'nm ulusal ege- menliklerinden vazgeçip "ne olduğu as- la bilinmeyen " ve aslında "olmayan " bir "Avrupa" kavramının içine sürüMendik- lerini söylüyordu. Saptama doğruydu. Gelişmekte ola- nı benimsemese, reddetse de Haider- gillenn teşhisi yanlış değildi. Nitekim 50'li yıllann "Kömûr-Çelik Bir- liğrnden Avrupa Birteşik Devletleri'ne (ABD) giden süreçte 50 yıl içinde çok yol alındı. Bugün Avrupa Birtiği (AB) ar- tık bir ekonomik ortaklıktan çok öte, si- yasal, kültürel, sosyal, hukuksal, kısaca- Avrupa'nın Kıyısında Duran Avrupalı sı yaşamın hemen tüm alanlannı kapsa- yan bir oluşum. Üstelik AB'nin kendisi de bir "geçiş süreci örgütü" olduğunu saklamıyor. Er ya da geç Avrupa Birteşik Devletleri'ne (ABD) ulaşmayı hedefleyen bir süreç söz konusu. Üye ülkeler bu federal dev- letin "eyaletleri"r\e dönüşecekler. Avru- pa Birleşik Devletleri Almanya eyaleti, Fransa eyaleti, (eğer nişan nikâha dönü- şürse) Türkiye eyaleti, Italya eyaleti, (eğer Haider'in korkusu gerçekleşirse) Avusturya eyaleti gibi... Haider'in ve Haider"e oy veren yüzde 27'lik seçmen kitlesinin karabasanı işte bu. Tiroller'de (Alp Dağlan'nın Avusturya kesimı") kış turizminden kıskanılası bir refaha ulaşmış zengin ve tutucu köylü- lük, daha şimdiden AB'nin ölçütleriyle çatışmakta. Türkiye'nin önüne demok- rasi ve insan haklan ilkeleri olarak çıkan bu ölçütler, Tiroller'de kendini "çevre koruma ve doğanın dengelehni savun- ma" olarak gösteriyor. Yapay kar maki- neleri ile Tiroller'in doğal dengesini al- tüst eden dev kayak merkezleri, kış ta- tili otelleri ile Tiroller'i beton yığınlanyla sıvayan, güzelim Alp vadilerini greyder- lerle, kepçelerle düzeltip kayak pistine dönüştüren "köylü-turizmsanayicileri", AB'nin çevre kural ve ilkeleriyle tanışı- yor ve homurdanıyor. Dahası Avusturya oldum bittim, Avru- pa'nın içine fazla girmeyen, ortalıkta faz- la görünmeyen, "Avrupa'nın kıyısında duran Avrupalı" kimliğini korudu. Sos- yal demokrasinin unutulmaz önderle- rinden Kreisky döneminde Avusturya, kartpostal benzeri köyleri, bakımlı ve kültürel zenginlik fışkıran kentleriyle bir Batı Avrupa ülkesiydi, ama aynı zaman- da gümrük duvarlanyla, hukuk sistemi ile, sınır kurallanyla Doğu Avrupa ülke- leriyle şaşırtıcı benzeşimler gösteriyor- du. Bu çok açıkmış gibi görünen "kapalı toplum"un Avrupa Birliği içindeki mace- rası, köylü tutuculuğunu ve globalleş- menin sonuçlanyia karşılaşan kent yok- sul ve orta sınıflannı dennden etkiledi. Siyasal tercihlerini milliyetçi-ırkçı bir program savunan FPÖ'ye yönelttiler. Sosyal demokratlann çok uzun sürmüş, 30 yıl, iktidarlanndaki kaçınılmaz yıp- ranma, bu süreci hızlandırdı ve bugüne gelindi. AB ülkeleri bugünlerde Haider iktida- nnı siyasal ve moral bir yalıtma manev- rası ile dize getirmeye çalışıyorlar. Bundan ne çıkar? Bizce dişe dokunur bir sonuç çıkmaz. Avusturya'da sosyal güçler bir erk ça- tışması sürdürüyortar ve bu raundda ırk- çı-milliyetçi güçler üstün geldi. Sonucu da bu çatışma belirleyecek. Bir başka deyişle Avusturya'nın gele- ceğini Avusturyalılar çizecek. Yukandaki paragraf, ilk bakışta, sakız olmuş bir "zaten bilinen"\n yinelendiği bir cümleden ibaret. Peköyle değil. Bırakın Avusturya'yı, AB'nin aday ül- kesi Türkiye'ye gelin. Daha dumanı da- ğılmamış "idam farf/şma/ann/'anırnsa- yın; idamın kaldınlması gibi önemli bir "Kopenhag ö/çüfü"nün Türkiye'nin çe- şitli siyasal güçlerince nasıl karşılandı- ğını hatırlayın. Yann Avrupa Birliği bay- rağının dalgalandığı, Avrupa hukukunun egemen olduğu, Avrupa düşüncesınin eğitimden trafiğe, insan haklarından or- duya, siyasal örgütlenmeden özgürlük- lere kadar yaşamın bütün alanlanna damgasını vurduğu bir Türkiye'yi gözü- nüzün önüne getirin. O günlerde yıldızlan parlayacak Türk Haider'leri" bugünden sezmeye ve seç- meye çalışın. Avusturya'nın Türkiye'den çok uzak olmadığını, belki de şaşırarak fark edeceksiniz... POLİTtKA GÜINLÜĞÜ HİKMET ÇETtNKAYA Tan'ın Ağartısı... Geceler boyu beklediğimiz kendi iç evrenimizde büyüttüğümüz sevdalan birden kaybedip çocuk- su sevinçlerimizi arar olmuştuk!.. Beklentilerimiz neydi? Avuçlanmızda saklamaya çalıştığımız umutlan- mız belki de kaçıp gitmişti... Bu yüzden telaşlıydık, altımızdan kayıp giden mevsimleri kovalıyorduk... Dışanda ölgün sokak lambalan sanki btze göz kır- pıyordu... Kurban edilmiş bir akşamdan sabaha bakarken Efraim Huerta'nın yıldızsız gecelerinde evrenimizi kaplayan aşk, kanatsız bir kuşu andınyordu... Güçlü bir kayrtsızlığı vardı sevdanın yüreğimiz- de... O anda Ted Hughes'ın zorlu yıldızlan savaşın cel- latlannı kovalıyordu, tek isteğimiz olan banşın ay- dınlık yüzüne doğru... ölümlere ve acılara alışmıştık!.. Tutkuyta gelmiş, tutkuyla gidiyorduk... Habersizdik, tan ağartısı gibi ak ve lekesiz be- denlerden; kız.ıl lal taşı dudaklarda yükselen sevda bulutlanndan... Bugünlerde Avusturyalı faşistlerden söz ediyor- duk; Jörg Haider'i yerden yere vuruyorduk... Tuhaf bir toplumduk! Utanmıyorduk Abdi Ipekçi'nin katillerinin hâlâ aramızda dolaşmasından; o tetikçilerin ellerini kol- lannı sallaya sallaya Meclis bahçesinde gezinmesin- den... Uğur Mumcu, Ahmet Taner Kışlalı için 'vurem- n" verenler kimlerdi; kimlerdi karanlığın orta yerinde acımasızlığın kör bıçağını kınından çekenler? Güneşler derin denizlerde yıkanıp, yeni sevdala- nn boy verdiği ormanlarda günlenn mavi yüzüyte bu- luşurken, biz ışıksız dehlizlerde toprak kazıyorduk... Acılrydık!.. Umutsuzduk!.. Kış çiçekleriyle donatılmış bahçelerde dolaşırken sevginin resmini çizemiyorduk... • • • Hüzün çiçekleri gülümserken ırkçı Jörg Haider'i eleştiren aydınlanmız, ülkemizdeki eli kanlı katille- rin, faşıstlerin otuz yıllık serüvenlerini neden gör- mezler? Düşlere inanan biryaşam değişmez, ama acı ve- ren anılarda bütünleşir sevgi!.. Ronald Duncan, sevginin ölçüsünü anlatır, bü- yük hınçlann, kaçışlann şafağında... Bir el uzanır perdelere, bir el yürek olup çıkıp gi- der... Acılar bir yalaz gibi sarar gövdeleriL Bir şiir okur Andrey Voznesenski, ince başak sapı gibi sapsan saçlı kadına... Gölgeli yüzler, cinayetler, işkenceler... Bilmem, bu kokuşmuşluğun içinde mavi kanatlı bir kuş eski sevdalara götürecek mi bizi? Bir şarkı söyleyecek miyiz kurşuni akşamlara i- nat!.. Osip Mandelştam'ı dinlerken o incecik omuzla- nn kırbaç altında kızarmasını izleyeceğiz, eski film- lerde olduğu gibi!.. Kırbaç attında kızarmak, alev alev yanmak için!.. Kınk cam üstünde yürümek ve aşmak için kanlı kumten... Yanmak için kara bir mum gibi, yakarmaktan kor- kup titreyen... ,, "•-, — Sonra uzun bir uykuya yatmak... Tam dalarken Edip Cansever'i anımsamak: "Yani bizim hiç korkmadığımız şeyler Belki en çok korktuğumuz şeylerdi gerçekte Ki bütün işkenceler, ezinler ve kınmlar Damlayan bir musluktur yerine göre Yoksa bir enkaz altında bir ölüm Ya da puslu havada bir cinayette . '• >... Birölûm , . ölümün anlamı ne?" •*• Hüznü ve sevdayı en uysal öğütlerle büyüttük... Artık her şey tekdüze geliyor bize... Demirler bizi yok etti, zaman erftti... Bir coğrafyanın çığlık çığlığa yalnızlığı, yaşam biçimimiz oldu!.. Yani bizim hiç korkmadığımız şeyler!.. Avucumuzun içinde sakladığımız umutlar... Dışanda ölgün sokak lambalan... Uzun bir sessizlik... Faşist Jörg Haider'le avunuyoruz, ama içimizde- kilere hiç aldınş etmiyoruz... Kımnızı akşam yıldızının uçurtmasını anyoruz yıl- lardır... Çocuklar kış güneşinin içinde koşturuyoriar... Kuşlar kanatlanıyor her zamanki gibi... Ne zaman sesimiz çoğalacak evrende? Bir kayısı dalında açan çiçek, vişneçürüğü sev- dalar, ıhlamur ağacının hüznü... Tan ağanyordu... Gizli bir yerattı sevinci nedense sıçrayıp gidiyor- du benden uzaklara... Çok uzaklara!.. hikmet-cetinkayag cumhuriyetcom.tr Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 GOZLERIN POYRAZ Cumhuriyet k ı t a p I a r ı Hikmet ÇetMaya Gazeteci-Yazar Hikmet Çetınkaya'nın içindeki firtınalı evrende geliştirdiğı, duygu denızınde damıttığı yazılan. Bir solukta okunacak, kimi zaman bir nısan yağmuru altında, bazan povraz yelinın soguk savurganlığında ya da karanlık bir gecenin yalnızlığında yenıden okunacak, yer yer okunacak bir kitap bu kıtap Cumhuriygi Çağ Pazartama A.Ş. Turkocağı Cad. No:39/41 ^ kitap kulûbü (343341Cağalo$lu-tstanbul Te): (212)514 01 96
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle