27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 - ARALIK 2000 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA KULTUR kultur@cumhuriyet.com.tr 15 Alehmet Ulusoy, Büchner'inyarım kalmış oyunu i Woyzeck i i sahneledi 'Groteski yaratmaya çalıştık' "Yarun kalmış oyun özgürtüğü getiriyor, ama saçmalamamah.' MELTEMKERRAR "İyi bir cinayet, tam bir cinayet, güzel bir cinayet. Bundan iyisi can sağlığı artık. Ne zamandır böyle güzeli düşmemişti." Alman şair ve yazar Georg Büchner'in 'Woyzeck' adlı oyunu Mehmet Ulusoy rejı- siyle Şehir Tiyatrolan'nda. 23 yaşında ya- şama veda eden Büchner'in 'Leonce ve Le- na', 'Danton'un Ölümü' adlı oyunlanyla günümüze kalan üç oyunundan biri olan 'WDyzeck',sistemin getirdiği baskılarla ezi- len er Woyzeck'in gerçek ve gerçekdışı ara- sında dolanan dûnyasında var oluş çabası- nı anlanyor. Ordunun sıradan bir eri Woyzeck. Çevre- sindekiler, yûzbaşı, doktor, bando çavuşu, astsubay, polis komiseri ve sistemin diğer par- çalannca erdemli bir insan olmamakla suç- lanır. Zaten her şey, o parçalardan bin ola- madığı için gelir başına. Yanıtı hazırdır, bir o kadar açık: "Biz yoksul insanlar. -Bakın yüzbaşım: Para.para! Kiminparasıyoksa- Hadi, yalnızca ahlakla getirin insanı dün- yaya da görelim. Ama eti de var insanın, kanı da var. Yine de mutsuz kılınmış bizim gibiler bir kez, hem bu, hem öbür dünya- da. Öyle geliyor h bana, göğe çıksak biz, yalnızca gök gürlemesineyardım ederdik." 'Bfichner'in yaşamı çok etkfleyici' Güvendiği tek insan kansıdır. Ayağırun alünda kayıp giden dünyada sahip oldugu tek dayanak Marie'dir. En büyük darbeyi de on- dan alır Woyzeck. Bir bando çavuşuyla al- datır Marie, Woyzeck'i. BUdik bir son gelir ardından, tek gerçeği kansını, kendi ellerin- den çıkan temiz bir cinayet'e kurban verir. Ulusoy'un sahneye koyduğu oyunda Mn- oyzeck adındaki berber ve aynı zamanda bir asker, yan deli bir adam, kansını öldürüyor. Bütün aydınlar hasta bir insamn öldürülmesine karşı çıkıyor, ama bir profesörün raporuyla idam ediliyor. Büchner olayın üzerine bu piyesi yazıyor. rat Garibağaoğlu.Ash Ongören, Bahthar En- gin, Hikmet Körmükçü, Can Başak, Şevket Avşar, Berrin Akdeniz, Naci Taşdöğen ve FıratTams rol alıyorlar. Koreografi Musta- fa Kaplan'a, müzik Timur Sdçuk'a aıt. - Büchner'in önemi nedir? MEHMET ULUSOY - Büchner dünya- nın en büyük yazarlanndan biri. Maalesef Avrupa Gençlik Festivali'nin ikincisi Ankara'da gerçekleştiriliyor Nesne 'ben'efarkhyaklaşmlar FERHATÖZGÜR Geçen yıl ilk kez düzenlenen Avrupa Genç- lik Festivali'nin ikincisi bu yıl 2-8 Aralık 2000 tarihleri arasında Avrupa BirtiğiTürkiye Tem- silciliği'nin ana sponsorluğunda Ankara'da gerçekleştiriliyor. 2. Avrupa Gençlik Festiva- li'ne Türkiye'nin yanı sıra Almanya, Fransa, Hollanda, Ingiltere, Italya, Ispanya, Portekiz ve Yunarustan'dan müzik, dans ve tiyatro grup- lan kaülıyor. Plastık sanatlann bu yıl ılk kez dahil edildiğı festıvalde FerhatÖzgür ün ha- zırladığı "NesneBen" sergisi 2-7 Aralık 2000 tarihleri arasında Çağdaş Sanatlar Kültür Mer- kezfnde yer alacak. Sergi, sanatçının bizzat kendisını bir nesne olarak nasıl göreceği, nesne olarak kendisini büyüteç altında nasıl inceleyeceğı, kendisine karşı nasıl bir özeleştiri getirecegi, nasıl bir öz- savunma geliştireceğı kaygısından hareket edıyor. a Bizzat kendimden hareket etmek sa- nat yapmak için nasıl bir itici güç oluşturabi- Kr, yaratma sürecinde kendimden-ötekine (iz- leyici) doğnı uzanan patikada ötekini kendi- me ne kadar yaklaşnrabi- tirim, kendime bakarken ne kadar narsis. ne kadar egoist ve ne kadar saldırga- nnn? Kendimden hareket- le ürettiğim NesneBen bir kıskırtmaya mı dönüşmeii, \flksaizk>icisi>iei>igeçinen ushı bir çocuk mn ohnah" gıbı sorulara Mustafa Ak- kaya, Murat Ateşli Selda Ertürk, Başak Kaptan, Ay- şe Sibel Kedik, Nihat Ke- mankaşh,OzgürKorkmaz- gü, KorkutÖztekm, Borga Kantürk, Ali Sarugan ve Murat Türk farkh yakla- şımlarla yanıt aramaya ça- lışıyorlar. Resım, heykel, enstalasyon, performans, fotoperformans disiplinle- rinde bıraraya gelecek olan eğilimlerde sergi salonu- nun şartlan da göz önüne Borga Kantürk, islerinde kendisini belgelere dönüstürüyor. alınarak mekândarahat okunabilir bir gramer oluşturmak ve dığer ışlere müdahale etmeme- sı amacıyla vıdeodan özellikle kaçınılıyor. NesneBen sergisi, pek çok sergınin aksine, kavrama nıhai, mutlak, statık ve sınırlandın- cı gözle bakan bir yaklaşım ıçermiyor. Daha çok felsefenin, insanınkendisini. objekuf dün- yadan ayırt etmesi, dünya ile ilişkisinin farkı- na varması, bir kişilik olarak, kendı davranış- lannın, aksıyonlanrun, düşüncelerinin, ıstek- lerinin ve dığer ılgılenrun farkına varması ola- rak tanımladığı bir türtt kendhün-bflmti''nete- kabül ediyor ve sanatçının yaratıcılığına mü- dahale etmekten zıyade onun kendisini ta- nımlamasını kolaylaştıracak bır açık alan ya- ratmayı hedefliyor Sanatçı aynayı kendine tutuyor Süje ve obje gibi karşık gibi görünen kate- gonlerin eşzamanlı düşünühnesi amacıyla birlikte yazılan NesneBen (ObjectMe) bu an- lamda birleşik bır alan aslında. Aktif, bilen, yorumlayan, bılınç ve iradeye sahip, nesne üzennde tahakküm kurmave ehmine etme yet- kelen bulunan süje, bu vesileyle bakışı doğ- rudan kendisine çevirerek, aynayı kendine tu- tarak kendisini nesneleştiriyor. Sanatçının ken- dısını konulastırması son dönem çağdaş sa- nat ürünlerinde rastladığımız, güncel sanatın ağırlıkh olarak üstüne eğıldıği bir tema aslın- da. NesneBen sergisi, bu anlamda bu pratik- lere eklemlenen, aynı sorunu paylaşmaya ça- hşan bir deneyim. Ancak nesneyle arasında- kı karşılıklı etkileşimde (burada somut du- rumlar söz konusudur) egemen bir güç konu- munda bulunan sanatçı yıne de bır nesneye, bir konuya bağımlı olduğundan, nesnenın bu anlamda yaratıcüıga sınırlar koyduğunu ka- bul etmek gerekıyor. Nesne ile ben arasında- ki bu symbosis iüşkinin özü burada yaüyor. Ömeğın, bırkaç işten kısaca bahsetmek ge- rekirse, MuratAteşHşıfreleyerek sunduğu fo- togerçekçı i Ş-ağhboya''çalışmasında, "NO6", "Ç07" gıbı kodlamalarla, ahşüagehnış port- re mantığıru zorluyor ve imgenin izleyeni bir katarsise sürüklemesi yenne, ussal bir ortam- la karşılaştırmayı deniyor. Selda Ertürk, çok sayıda taş kütleleri içine kendı portresinin de bulunduğu ve üzerlerinde metinler olan kü- çük portreleri su altındaymış gibi göstererek, hem nesne ve süje hem de malzemeler arasın- dakı karşıthklara dikkat çekiyor, AyşeSibel Ke- dik, on yaşında kestırdiğı suçlannı yine on yaşmdayken sardığı bir gazete kâğıdı ile bir- likte göstererek, yıllardır çok özel bir biçimde ken- disine sakladığı bu iki nes- neyle bir özgeçmiş oku- masma girişiyor; Borga Kantürk,kendisinin ne ye- diğini, ne ıçtiğını, ne dü- şündüğünü, kendisininkar- şıdakınde nasıl bir duygu- ya vekavramakarşılık gel- diğmi irdelediği küçük bo- yutlu zarif islerinde (kim- lık kartı, nürus cüzdanı, sınav giriş belgesi vb.) as- hndakendisinin salt belge- lere dönüşmüş balinibiraz da deformasyona uğramıs biçimde ortaya koyuyor. Murat Türk,kendinı öte- kileştirerek, alçıya aldığı sağlam bacağını açıhştaki izleyicilere imzalatıyor, sonra sökülen bu alçı ka- hbını sergi mekânına da- hil ediyor. Nihat Kemankaşh, "Yatak Ke>fi" adlı büyük boyutlu ışınde, yıne geleneksel bo- ya medyumunu, örtündüğü-kullandığı-ısuı- dığı battaniyeye uyguluyor, kendı ihnyaç nes- nesini sanat yapınna dönüstürüyor. NesneBen sergisi, disiplinlerarası olmasının yanı sıra iz- leyıcı kışkırtBiayan, irkiltmeyen, "unutuhna- ya çalısılan" boya resmi ve çizim üzerine de dikkat çeken sessız ve ağır başlı bir yapı kur- mayı hedefliyor. 2. Avrupa Gençlik Festivali'nde yine Çağ- daş Sanatlar Merkezrnde düzenlenen Bflgi Fuanalaniannda gerçekleştirilecek "Bflginm Anatomisi" adlı performans dizileri de sergi- ye eklemlenen başka bir boyutu oluşturuyor. Erdem Yücel-Kutiu Gürefli-Evren Eıievent (L-1270) grup performanslannda, kitap, ansiklopedi gibi çeşitii bilgi materyalleriyle saatlerce kültür fızik, body çalışarak, rasyo- nel bilgiye olan doyumsuz arzularımızla, bil- gi edinme gayretimizle kafa buluyorlar; bil- giyle güçlenişımızı, evnmleşmemızı ve geliş- memizın komüc taraflanru gösteriyoriar. Mu- rat Türk, yine kendini ötekileşnrerek (bu se- fer kör oluyor) fuan gezenlerden izlenunleri- ne ilişkin "bügfler"i onlara uzattığı küçükkâ- ğıtlara yazmalannı istiyor ve günümüzde do- laylı yoldan elde edinılen bilgilerimızin güve- niürliğini sorguluyor. Biriktınlenbukâğıtlar da aynı gün NesneBensergisıne dahil ediliyor. Özgür Erkekfi, çeşrüi yazılardan uyarladtğı ve yönettigi oyunda Zeynep Erkekli ile birlikte rol anyor. 'Şehir Uykuda' Babylon'da Küitür Servisi - tstanbul Devlet Tiyatrosu oyunculanndan Ö^ür Erkekli'nin uyarlayıp yönettigi 'Şebir Uykuda' adlı oyun, 5 Aralık'ta Babylon'da izleyici karşısına çıkıyor. Erkekli'nin Zeynep Erkekli ile birlikte rol aldıklan oyun, Sbakespeare'den Seferis'e, Nâzan Hikmet ten Osman Serhat'a. Enzensbergerden Ingeborg Bachmann'a, Meüh Cevdet Anday'dan Gündüz Vassaf a birçok yazarm oyunlanndan, romanlanndan ve köşe yazılanndan alınmış parçalann bir araya getirildiği bir metni içeriyor. 'Şehir Uykuda' Auschwitzli ve Hiroşimalı çocuklann kara yazdan arasına Seferis'in 'Destansı Öykü sûnden Shakespeare'in 'On Ddnci Gece' ya da 'Macbeth'inden bir dize kanştırarak yüzyıllar boyu silinmeyecek izler bırakan savaşın şiddetli anlamsızhğını vurguluyor. Oyunun müzikleri de farklı parçalann bir araya getirilmesiyle oluşturulmuş: 'Şairin DkGecesi'-Musique de la Grece Antique, Atrium Musique Topluluğu. "Karda Gomülü'-Server Acim, 'On İldnci Gece-Serdar Kalafatoğlu. Dekor ve kostümler Hüseyüı İngin'e. ışık düzeni ise Onder Ank'a ait. üç oyunu ve bazı yazılan var bugüne kalan. Ama bu üç, dört yazıyla Adam»v"un. Bec- kett'in lonesco'nun yapmak ıstedığı absürd tiyatroyu kurmuş, modern tiyatronun öncü- sü olmuştur. Izlenimciler ondan etkilendik- lerini söylerler. ama bir yandan gerçekçiler de aynı şeyi söylerler. O kadar zengin bır adam ki, herkesi etkilemiştir Büchner! - Sizi en çoketkileyen ne oklu Büchner'de? ULUSOY - Büchner çok bılgın bır aıle- den geliyor. Babası Napolyon un doktoru. kar- deşı profesör... Müthiş duygusal bır adam. O sırada yaşadığı şehirde korkunç bır yok- sulluk ıçinde halk. Bir yandan prenslığe, bir yandan dükahğa vergi ödüyorlar çünkü. Içın- de bulunduğu duruma seyirci kahnıyor ve birbildin yayunlıyor Büchner. Çok katı eleş- tiri içeriyor bu bildiri. "Almanya'da adalet, prenslerin orospusudur!" dıyor ve bundan sonra da prensler ve polısler tarafından aran- maya başlanıyor. Daha sonra Avusturya'ya kaçıyor, kısa bir süre sonra da ölüyor. Yaşa- mının kendisi zaten çok etkileyici Büch- ner'in. 'Oyuncularla yeni bir yprum^ - Oyun VVoyzeck'in düm asını anlanrken yazann yaşamıyia paralel bir toplum eieşti- risini de içeriyor. ULUSOY-Zaten anlatılan gerçek bir olay. NVoyzeck adında berber ve aynı zamanda bir asker öldürülmüş Almanya'da. Yan de- li bir adam, kansını öldürüyor. Bütün aydın- lar hasta bir ınsanın öldürülmesine karşı çı- kıyorlar. Ama bir profesörün raporuyla idam edıliyor sonunda Woyzeck. Büchner bu ola- yuı üzerine bu piyesi yazıyor. Toplumun bir insanı nereye getirebileceğini gösterir Woy- zeck. - Bir de farkh bir aşk var. ULUSOY - Altında bir nehır akıyor. Tu- tunacak tek dalı var. O dal da kansı. Dal kı- nlınca düşüyor dalganın içine. kayboluyor. - Modern tiyatronun en güzel ömeklerin- den biri olarak gördüğünüz bir ovunu sab- nelerken nasıl bir yöntem izkdiniz? ULUSOY - O kadar zengin bir oyun ki, bir bölümü özellikle vurgulamak yerine hep- sini almaya çahştım. Bitmemış bır oyun bu. Büchner öldükten sonra yayımlanmıştır oyun. Ağabeyi bulur. Bazı parçalar kaybol- muş, solmuştur. Birçok adaptasyonu var oyunun. Tabii ki kimsenin cesaret edebile- ceğı bir şey değıl bir şey eklemek, ama ben de oyuncularla birlikte yeni bir yorum yap- tım. Çünkü ben ekip çalışmasına inanıyo- rum. Her şeyi birlikte görüyorsun. Ben oyu- nu çok önceden çalışuım. notlar alınm, son- ra unutmaya başlanm. Bu yüzden canlı ça- lışmak benim için çok önemli. Herkesin ya- ratıcı gücünü görüyorsun aynı anda. Örne- ğin metinde daha sonlarda olan maymunla- nn ve atlann olduğu panayır sahnesini en öne aldık. Maymun ve at, Woyzeck oluyor, bü- tün prensler alkışlıyorlar, gülüyorlar, alay edıyorlar. Bu oyunun genel yapısına karşı bir şey değil, ama benim yöntemim her oyuna göre değışıyor, çünkü oyuncunun duygusu- nu bulmak çok önemli. Oyuncuyu kopya etmek istemem, ondan yola çıkarak oyunu oluştururum. 'Sirk ve trajedi çelişkUer doğuruyor' - Yanm kalmış bir o\ıuıu sahnelemek. yo- rum açısmdan daha mı özgürlük getiriyor? ULUSOY - Evet, o özgürlüğü getiriyor, ama saçmalamamak gerek. Bütün oyuncu- larla birlikte groteski yaratmaya çalıştık, çünkü groteskin en güzel örneklerinden bi- ridir bu oyun. Grotesk, trajedıyle komedı- nın kanşmasıdır. - Karanhk daha ağır bassa da 'Güz Biti- minde Moliere'de olduğu gibi burada da bir sirk atmosferi duyuluyor. Bu, yaratmak is- tediğiniz groteski mi vurguluyor? ULUSOY - Sirk bir tarafta", trajedi bir ta- rafta olunca daha kuvvetli çelişkiler doğu- yor. Ben groteski bütün oyunlanmda yap- maya çahştım. Çok dipteki birbalık. birden- bire çıkarsa ortaya patlar. insanın bazı duy- gulan, düşünceleri de öyle, bır noktada pat- lar. Oyundaki iki kişi, doktor ve yüzbaşı Büchner'in öne çıkardığı sistemin en iğrenç ınsanlandır ve Woyzeck'i yok etmeye çalı- şrrlar. Bu iki karakter hem trajik olanı, hem groteski gösterir. Oscar VVîlde'ın yüz yıllık şapka borcu ödendi • LONDRA(AFP)- Esrarengiz bu* hayırsever, Oscar Wilde'm Londralı bir şapkacıya olan 105 yıllık borcunu ödedi. Ingiltere'nin en eski şapkacılanndan biri olan James Lock and Co.'ya gönderilen üç dolar altı şilinlik çekin yanı srra Royston Du Marier ımzalı ilişikteki mektupta, yazann 1895yılında ısmarladığı, fakat parasını ödemeye fırsat bulamadığı melon şapkanın gecikmiş ödemesinden dolayı özür dilenıyor. Yazann yüzüncü ölüm yıldönümünde ortaya çıkan bu ilginç gelişme, şapka dükkânının sahiplerini şaşırtırken Wilde'ın, ödeme konusundaki centihnen tavn nedeniyle zamanında kendisinin bu konuda rahatsız edilmemiş olduğu açıklandı. Para kazanmaya karşı pervasız bakış açısıyla tanınan yazann "Zor ve yorucu işlerin, başka yapacak bir şeyleri ohnayanlann sığınağı olduğuna hep inanmışımdır" sözleri de bu tutumunu en iyi şekilde gözler önüne seriyor. Devlet Tfyatroları'nın Balgat Mahir Canova Sahnesi kapandı • ANKARA (AA) - Devlet Tıyatrolan'nın (DT) Kara Kuvvetleri Eğitim ve Doktrin Komutanlığı içensrnde yer alan Balgat Mahir Canova Sahnesi, son temsilini vererek perdelerini kapattı. Kara Kuvvetleri Komutanlığı'mn yapılan anlaşmayı tek taraflı olarak feshetmesi üzerine seyirciye veda eden sahnede son olarak "İki Kova Su" adlı çocuk oyunu sergilendi. Devlet Tiyatrolan Genel Müdür Yardımcısı Sabri Özmener yaptığı açıklamada, sahnenın tahsisine ilişkin anlaşmanın Kara Kuvvetleri Komutanlığı tarafından konferans, film gösterimi, toplantı gibi eğitim çalışmalan yapılacağı gerekçesiyle tek taraflı olarak feshedildiğini belırtti. Tiyatrodaki oyunlar, 15 Ocak'tan ıtibaren DT'rün Türk-Amerikan Derneği'ndeki yeni sahnesinde izleyiciyle buluşacak. l e n Yda Merhaba' sergisi • Kültür Servisi - 'Yeni Yıla Merhaba' adlı karma sergi, Evin Sanat Galensi'nde aralık ayı boyunca izlenebilir. Sergide, 60 yılı aşkın bir süredır toplumsal sorunlan irdeleyen Nuri tyem'uı resimlerinin yanı sıra seramik sanatçısı Nasip lyem'in Anadolu kadımnı killı toprakla idolleştirdiği üç boyutlu yapıtlan da görülebilir. Sergide aynca Neşe Erdok, Naile Akıncı, Kemal Iskender, Irfan Okan, Temür Köran. Ahmet Umur Deniz, Mustafa Özel, Nesrin Sağlam ve figür resminin diğer önemli temsilcilerinin çalışmalan yer alıyor. (0 212 265 8158) İstanbuJ Rlm ŞenHği sürüyor • Kültür Servisi - Kasım ayında başlayan tstanbul Film Şenliğı hazıran ayına deİc aralıksız devam edecek. Şenlik boyunca, son yüzyılın en iyi yüz filminden seçmeler, kısa metrajlı fıunler, bilimkurgu kuşağı, ünlü yönetmenleri ünlendiren filmler kuşaklannda çok sayıda fıbn gösterilecek. Programda 8 Aralık'ta yeni akım sinema yönetmenlerinden François Truffaut'un '400 Darbe', 15 Aralık'ta sessiz sinema döneminin klasiklerinden Fritz Lang'ın 'Metropolis', 22 Aralık'ta ise tüm zamanlann en iyi aşk filmi olarak klasiklerin arasına giren Jacques Demy'nin 'Cherbourg Şemsiyeleri' adlı filmi yer alıyor. Filmler her gün saat 18.45'te Beyoğlu Akademi Istanbul Sineması'nda gösteriliyor. Fihnleri ücretsiz izlemek için www.istanbul.com.tr adresine girerek istenilen film için davetiye ayırtmak gerekiyor. Mayıs Sıkıntjsı'na HBRESÖ ödülü • PARİS(AFP)- Avnıpa Fihn Akademisi ödülleri Paris'te dün yapılan bir törenle sahiplerine verildi. Belgesel dalında en iyi film ödülünü Agnes Varda'nın 'Lesglaneurset la glaneuse' adlı fılmiyle aldığı ödül töreninde FIBRESCI Sinema Eleştirmenleri Ödülü, Mayıs Sıkmtısı fılmiyle Nuri Bilge Ceylan'a verildi. Jean - Luc Godard 70 yaşında • LOZAN (AFP) - Fransız Yenı Dalga akımının önde gelen yönetmenlerinden Jean-Luc Godard, geçen pazar yetmişinci yaşgününü kutladı. Godard'm 'Serseri Âşıklar' filmi, Fransız smemasmda bir köşe taşı olmuş, dış mekânlann serbest ki'.llanırruna ve sinemada 'autheur' kavramına dayanarak eskiyle bağlannı koparacak olan yeni kuşak sinemacılann çıkış noktası ohnuştu. Ünlü yönetmen. bu yılın sonunda Anne- Marie Ville'in yöneteceğı 'Apres la Reconciliation' adlı filmle beyazperdeye oyuncu olarak dönecek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle