Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
4 - ARALIK 2000 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
KULTUR kultur@cumhuriyet.com.tr 15
Alehmet Ulusoy, Büchner'inyarım kalmış oyunu
i
Woyzeck
i
i sahneledi
'Groteski yaratmaya çalıştık'
"Yarun kalmış oyun özgürtüğü getiriyor, ama saçmalamamah.'
MELTEMKERRAR
"İyi bir cinayet, tam bir cinayet, güzel bir
cinayet. Bundan iyisi can sağlığı artık. Ne
zamandır böyle güzeli düşmemişti."
Alman şair ve yazar Georg Büchner'in
'Woyzeck' adlı oyunu Mehmet Ulusoy rejı-
siyle Şehir Tiyatrolan'nda. 23 yaşında ya-
şama veda eden Büchner'in 'Leonce ve Le-
na', 'Danton'un Ölümü' adlı oyunlanyla
günümüze kalan üç oyunundan biri olan
'WDyzeck',sistemin getirdiği baskılarla ezi-
len er Woyzeck'in gerçek ve gerçekdışı ara-
sında dolanan dûnyasında var oluş çabası-
nı anlanyor.
Ordunun sıradan bir eri Woyzeck. Çevre-
sindekiler, yûzbaşı, doktor, bando çavuşu,
astsubay, polis komiseri ve sistemin diğer par-
çalannca erdemli bir insan olmamakla suç-
lanır. Zaten her şey, o parçalardan bin ola-
madığı için gelir başına. Yanıtı hazırdır, bir
o kadar açık: "Biz yoksul insanlar. -Bakın
yüzbaşım: Para.para! Kiminparasıyoksa-
Hadi, yalnızca ahlakla getirin insanı dün-
yaya da görelim. Ama eti de var insanın,
kanı da var. Yine de mutsuz kılınmış bizim
gibiler bir kez, hem bu, hem öbür dünya-
da. Öyle geliyor h bana, göğe çıksak biz,
yalnızca gök gürlemesineyardım ederdik."
'Bfichner'in yaşamı çok etkfleyici'
Güvendiği tek insan kansıdır. Ayağırun
alünda kayıp giden dünyada sahip oldugu tek
dayanak Marie'dir. En büyük darbeyi de on-
dan alır Woyzeck. Bir bando çavuşuyla al-
datır Marie, Woyzeck'i. BUdik bir son gelir
ardından, tek gerçeği kansını, kendi ellerin-
den çıkan temiz bir cinayet'e kurban verir.
Ulusoy'un sahneye koyduğu oyunda Mn-
oyzeck adındaki berber ve aynı zamanda bir asker, yan deli
bir adam, kansını öldürüyor. Bütün aydınlar hasta bir insamn
öldürülmesine karşı çıkıyor, ama bir profesörün raporuyla idam
ediliyor. Büchner olayın üzerine bu piyesi yazıyor.
rat Garibağaoğlu.Ash Ongören, Bahthar En-
gin, Hikmet Körmükçü, Can Başak, Şevket
Avşar, Berrin Akdeniz, Naci Taşdöğen ve
FıratTams rol alıyorlar. Koreografi Musta-
fa Kaplan'a, müzik Timur Sdçuk'a aıt.
- Büchner'in önemi nedir?
MEHMET ULUSOY - Büchner dünya-
nın en büyük yazarlanndan biri. Maalesef
Avrupa Gençlik Festivali'nin ikincisi Ankara'da gerçekleştiriliyor
Nesne 'ben'efarkhyaklaşmlar
FERHATÖZGÜR
Geçen yıl ilk kez düzenlenen Avrupa Genç-
lik Festivali'nin ikincisi bu yıl 2-8 Aralık 2000
tarihleri arasında Avrupa BirtiğiTürkiye Tem-
silciliği'nin ana sponsorluğunda Ankara'da
gerçekleştiriliyor. 2. Avrupa Gençlik Festiva-
li'ne Türkiye'nin yanı sıra Almanya, Fransa,
Hollanda, Ingiltere, Italya, Ispanya, Portekiz
ve Yunarustan'dan müzik, dans ve tiyatro grup-
lan kaülıyor. Plastık sanatlann bu yıl ılk kez
dahil edildiğı festıvalde FerhatÖzgür ün ha-
zırladığı "NesneBen" sergisi 2-7 Aralık 2000
tarihleri arasında Çağdaş Sanatlar Kültür Mer-
kezfnde yer alacak.
Sergi, sanatçının bizzat kendisını bir nesne
olarak nasıl göreceği, nesne olarak kendisini
büyüteç altında nasıl inceleyeceğı, kendisine
karşı nasıl bir özeleştiri getirecegi, nasıl bir öz-
savunma geliştireceğı kaygısından hareket
edıyor.
a
Bizzat kendimden hareket etmek sa-
nat yapmak için nasıl bir itici güç oluşturabi-
Kr, yaratma sürecinde kendimden-ötekine (iz-
leyici) doğnı uzanan patikada ötekini kendi-
me ne kadar yaklaşnrabi-
tirim, kendime bakarken
ne kadar narsis. ne kadar
egoist ve ne kadar saldırga-
nnn? Kendimden hareket-
le ürettiğim NesneBen bir
kıskırtmaya mı dönüşmeii,
\flksaizk>icisi>iei>igeçinen
ushı bir çocuk mn ohnah"
gıbı sorulara Mustafa Ak-
kaya, Murat Ateşli Selda
Ertürk, Başak Kaptan, Ay-
şe Sibel Kedik, Nihat Ke-
mankaşh,OzgürKorkmaz-
gü, KorkutÖztekm, Borga
Kantürk, Ali Sarugan ve
Murat Türk farkh yakla-
şımlarla yanıt aramaya ça-
lışıyorlar. Resım, heykel,
enstalasyon, performans,
fotoperformans disiplinle-
rinde bıraraya gelecek olan
eğilimlerde sergi salonu-
nun şartlan da göz önüne
Borga Kantürk, islerinde
kendisini belgelere dönüstürüyor.
alınarak mekândarahat okunabilir bir gramer
oluşturmak ve dığer ışlere müdahale etmeme-
sı amacıyla vıdeodan özellikle kaçınılıyor.
NesneBen sergisi, pek çok sergınin aksine,
kavrama nıhai, mutlak, statık ve sınırlandın-
cı gözle bakan bir yaklaşım ıçermiyor. Daha
çok felsefenin, insanınkendisini. objekuf dün-
yadan ayırt etmesi, dünya ile ilişkisinin farkı-
na varması, bir kişilik olarak, kendı davranış-
lannın, aksıyonlanrun, düşüncelerinin, ıstek-
lerinin ve dığer ılgılenrun farkına varması ola-
rak tanımladığı bir türtt
kendhün-bflmti''nete-
kabül ediyor ve sanatçının yaratıcılığına mü-
dahale etmekten zıyade onun kendisini ta-
nımlamasını kolaylaştıracak bır açık alan ya-
ratmayı hedefliyor
Sanatçı aynayı kendine tutuyor
Süje ve obje gibi karşık gibi görünen kate-
gonlerin eşzamanlı düşünühnesi amacıyla
birlikte yazılan NesneBen (ObjectMe) bu an-
lamda birleşik bır alan aslında. Aktif, bilen,
yorumlayan, bılınç ve iradeye sahip, nesne
üzennde tahakküm kurmave ehmine etme yet-
kelen bulunan süje, bu vesileyle bakışı doğ-
rudan kendisine çevirerek, aynayı kendine tu-
tarak kendisini nesneleştiriyor. Sanatçının ken-
dısını konulastırması son dönem çağdaş sa-
nat ürünlerinde rastladığımız, güncel sanatın
ağırlıkh olarak üstüne eğıldıği bir tema aslın-
da. NesneBen sergisi, bu anlamda bu pratik-
lere eklemlenen, aynı sorunu paylaşmaya ça-
hşan bir deneyim. Ancak nesneyle arasında-
kı karşılıklı etkileşimde (burada somut du-
rumlar söz konusudur) egemen bir güç konu-
munda bulunan sanatçı yıne de bır nesneye,
bir konuya bağımlı olduğundan, nesnenın bu
anlamda yaratıcüıga sınırlar koyduğunu ka-
bul etmek gerekıyor. Nesne ile ben arasında-
ki bu symbosis iüşkinin özü burada yaüyor.
Ömeğın, bırkaç işten kısaca bahsetmek ge-
rekirse, MuratAteşHşıfreleyerek sunduğu fo-
togerçekçı
i
Ş-ağhboya''çalışmasında, "NO6",
"Ç07" gıbı kodlamalarla, ahşüagehnış port-
re mantığıru zorluyor ve imgenin izleyeni bir
katarsise sürüklemesi yenne, ussal bir ortam-
la karşılaştırmayı deniyor. Selda Ertürk, çok
sayıda taş kütleleri içine kendı portresinin de
bulunduğu ve üzerlerinde metinler olan kü-
çük portreleri su altındaymış gibi göstererek,
hem nesne ve süje hem de malzemeler arasın-
dakı karşıthklara dikkat çekiyor, AyşeSibel Ke-
dik, on yaşında kestırdiğı suçlannı yine on
yaşmdayken sardığı bir gazete kâğıdı ile bir-
likte göstererek, yıllardır
çok özel bir biçimde ken-
disine sakladığı bu iki nes-
neyle bir özgeçmiş oku-
masma girişiyor; Borga
Kantürk,kendisinin ne ye-
diğini, ne ıçtiğını, ne dü-
şündüğünü, kendisininkar-
şıdakınde nasıl bir duygu-
ya vekavramakarşılık gel-
diğmi irdelediği küçük bo-
yutlu zarif islerinde (kim-
lık kartı, nürus cüzdanı,
sınav giriş belgesi vb.) as-
hndakendisinin salt belge-
lere dönüşmüş balinibiraz
da deformasyona uğramıs
biçimde ortaya koyuyor.
Murat Türk,kendinı öte-
kileştirerek, alçıya aldığı
sağlam bacağını açıhştaki
izleyicilere imzalatıyor,
sonra sökülen bu alçı ka-
hbını sergi mekânına da-
hil ediyor. Nihat Kemankaşh, "Yatak Ke>fi"
adlı büyük boyutlu ışınde, yıne geleneksel bo-
ya medyumunu, örtündüğü-kullandığı-ısuı-
dığı battaniyeye uyguluyor, kendı ihnyaç nes-
nesini sanat yapınna dönüstürüyor. NesneBen
sergisi, disiplinlerarası olmasının yanı sıra iz-
leyıcı kışkırtBiayan, irkiltmeyen, "unutuhna-
ya çalısılan" boya resmi ve çizim üzerine de
dikkat çeken sessız ve ağır başlı bir yapı kur-
mayı hedefliyor.
2. Avrupa Gençlik Festivali'nde yine Çağ-
daş Sanatlar Merkezrnde düzenlenen Bflgi
Fuanalaniannda gerçekleştirilecek "Bflginm
Anatomisi" adlı performans dizileri de sergi-
ye eklemlenen başka bir boyutu oluşturuyor.
Erdem Yücel-Kutiu Gürefli-Evren Eıievent
(L-1270) grup performanslannda, kitap,
ansiklopedi gibi çeşitii bilgi materyalleriyle
saatlerce kültür fızik, body çalışarak, rasyo-
nel bilgiye olan doyumsuz arzularımızla, bil-
gi edinme gayretimizle kafa buluyorlar; bil-
giyle güçlenişımızı, evnmleşmemızı ve geliş-
memizın komüc taraflanru gösteriyoriar. Mu-
rat Türk, yine kendini ötekileşnrerek (bu se-
fer kör oluyor) fuan gezenlerden izlenunleri-
ne ilişkin "bügfler"i onlara uzattığı küçükkâ-
ğıtlara yazmalannı istiyor ve günümüzde do-
laylı yoldan elde edinılen bilgilerimızin güve-
niürliğini sorguluyor. Biriktınlenbukâğıtlar
da aynı gün NesneBensergisıne dahil ediliyor.
Özgür Erkekfi, çeşrüi yazılardan uyarladtğı ve yönettigi
oyunda Zeynep Erkekli ile birlikte rol anyor.
'Şehir Uykuda'
Babylon'da
Küitür Servisi - tstanbul
Devlet Tiyatrosu
oyunculanndan Ö^ür
Erkekli'nin uyarlayıp
yönettigi 'Şebir
Uykuda' adlı oyun, 5
Aralık'ta Babylon'da
izleyici karşısına
çıkıyor. Erkekli'nin
Zeynep Erkekli ile
birlikte rol aldıklan
oyun, Sbakespeare'den
Seferis'e, Nâzan
Hikmet ten
Osman Serhat'a.
Enzensbergerden
Ingeborg Bachmann'a,
Meüh Cevdet Anday'dan
Gündüz Vassaf a birçok
yazarm oyunlanndan,
romanlanndan ve köşe
yazılanndan alınmış
parçalann bir araya
getirildiği bir metni
içeriyor.
'Şehir Uykuda'
Auschwitzli
ve Hiroşimalı
çocuklann kara yazdan
arasına Seferis'in
'Destansı Öykü sûnden
Shakespeare'in 'On
Ddnci Gece' ya da
'Macbeth'inden bir dize
kanştırarak yüzyıllar
boyu silinmeyecek izler
bırakan savaşın şiddetli
anlamsızhğını
vurguluyor. Oyunun
müzikleri de farklı
parçalann bir araya
getirilmesiyle
oluşturulmuş: 'Şairin
DkGecesi'-Musique de
la Grece Antique,
Atrium Musique
Topluluğu. "Karda
Gomülü'-Server Acim,
'On İldnci Gece-Serdar
Kalafatoğlu.
Dekor ve kostümler
Hüseyüı İngin'e.
ışık düzeni ise
Onder Ank'a ait.
üç oyunu ve bazı yazılan var bugüne kalan.
Ama bu üç, dört yazıyla Adam»v"un. Bec-
kett'in lonesco'nun yapmak ıstedığı absürd
tiyatroyu kurmuş, modern tiyatronun öncü-
sü olmuştur. Izlenimciler ondan etkilendik-
lerini söylerler. ama bir yandan gerçekçiler
de aynı şeyi söylerler. O kadar zengin bır
adam ki, herkesi etkilemiştir Büchner!
- Sizi en çoketkileyen ne oklu Büchner'de?
ULUSOY - Büchner çok bılgın bır aıle-
den geliyor. Babası Napolyon un doktoru. kar-
deşı profesör... Müthiş duygusal bır adam.
O sırada yaşadığı şehirde korkunç bır yok-
sulluk ıçinde halk. Bir yandan prenslığe, bir
yandan dükahğa vergi ödüyorlar çünkü. Içın-
de bulunduğu duruma seyirci kahnıyor ve
birbildin yayunlıyor Büchner. Çok katı eleş-
tiri içeriyor bu bildiri. "Almanya'da adalet,
prenslerin orospusudur!" dıyor ve bundan
sonra da prensler ve polısler tarafından aran-
maya başlanıyor. Daha sonra Avusturya'ya
kaçıyor, kısa bir süre sonra da ölüyor. Yaşa-
mının kendisi zaten çok etkileyici Büch-
ner'in.
'Oyuncularla yeni bir yprum^
- Oyun VVoyzeck'in düm asını anlanrken
yazann yaşamıyia paralel bir toplum eieşti-
risini de içeriyor.
ULUSOY-Zaten anlatılan gerçek bir olay.
NVoyzeck adında berber ve aynı zamanda
bir asker öldürülmüş Almanya'da. Yan de-
li bir adam, kansını öldürüyor. Bütün aydın-
lar hasta bir ınsanın öldürülmesine karşı çı-
kıyorlar. Ama bir profesörün raporuyla idam
edıliyor sonunda Woyzeck. Büchner bu ola-
yuı üzerine bu piyesi yazıyor. Toplumun bir
insanı nereye getirebileceğini gösterir Woy-
zeck.
- Bir de farkh bir aşk var.
ULUSOY - Altında bir nehır akıyor. Tu-
tunacak tek dalı var. O dal da kansı. Dal kı-
nlınca düşüyor dalganın içine. kayboluyor.
- Modern tiyatronun en güzel ömeklerin-
den biri olarak gördüğünüz bir ovunu sab-
nelerken nasıl bir yöntem izkdiniz?
ULUSOY - O kadar zengin bir oyun ki,
bir bölümü özellikle vurgulamak yerine hep-
sini almaya çahştım. Bitmemış bır oyun bu.
Büchner öldükten sonra yayımlanmıştır
oyun. Ağabeyi bulur. Bazı parçalar kaybol-
muş, solmuştur. Birçok adaptasyonu var
oyunun. Tabii ki kimsenin cesaret edebile-
ceğı bir şey değıl bir şey eklemek, ama ben
de oyuncularla birlikte yeni bir yorum yap-
tım. Çünkü ben ekip çalışmasına inanıyo-
rum. Her şeyi birlikte görüyorsun. Ben oyu-
nu çok önceden çalışuım. notlar alınm, son-
ra unutmaya başlanm. Bu yüzden canlı ça-
lışmak benim için çok önemli. Herkesin ya-
ratıcı gücünü görüyorsun aynı anda. Örne-
ğin metinde daha sonlarda olan maymunla-
nn ve atlann olduğu panayır sahnesini en öne
aldık. Maymun ve at, Woyzeck oluyor, bü-
tün prensler alkışlıyorlar, gülüyorlar, alay
edıyorlar. Bu oyunun genel yapısına karşı bir
şey değil, ama benim yöntemim her oyuna
göre değışıyor, çünkü oyuncunun duygusu-
nu bulmak çok önemli. Oyuncuyu kopya
etmek istemem, ondan yola çıkarak oyunu
oluştururum.
'Sirk ve trajedi çelişkUer doğuruyor'
- Yanm kalmış bir o\ıuıu sahnelemek. yo-
rum açısmdan daha mı özgürlük getiriyor?
ULUSOY - Evet, o özgürlüğü getiriyor,
ama saçmalamamak gerek. Bütün oyuncu-
larla birlikte groteski yaratmaya çalıştık,
çünkü groteskin en güzel örneklerinden bi-
ridir bu oyun. Grotesk, trajedıyle komedı-
nın kanşmasıdır.
- Karanhk daha ağır bassa da 'Güz Biti-
minde Moliere'de olduğu gibi burada da bir
sirk atmosferi duyuluyor. Bu, yaratmak is-
tediğiniz groteski mi vurguluyor?
ULUSOY - Sirk bir tarafta", trajedi bir ta-
rafta olunca daha kuvvetli çelişkiler doğu-
yor. Ben groteski bütün oyunlanmda yap-
maya çahştım. Çok dipteki birbalık. birden-
bire çıkarsa ortaya patlar. insanın bazı duy-
gulan, düşünceleri de öyle, bır noktada pat-
lar. Oyundaki iki kişi, doktor ve yüzbaşı
Büchner'in öne çıkardığı sistemin en iğrenç
ınsanlandır ve Woyzeck'i yok etmeye çalı-
şrrlar. Bu iki karakter hem trajik olanı, hem
groteski gösterir.
Oscar VVîlde'ın yüz yıllık şapka
borcu ödendi
• LONDRA(AFP)-
Esrarengiz bu*
hayırsever, Oscar
Wilde'm Londralı bir
şapkacıya olan 105
yıllık borcunu ödedi.
Ingiltere'nin en eski
şapkacılanndan biri
olan James Lock and
Co.'ya gönderilen üç
dolar altı şilinlik
çekin yanı srra
Royston Du Marier
ımzalı ilişikteki
mektupta, yazann
1895yılında
ısmarladığı, fakat
parasını ödemeye
fırsat bulamadığı melon şapkanın gecikmiş
ödemesinden dolayı özür dilenıyor. Yazann
yüzüncü ölüm yıldönümünde ortaya çıkan bu
ilginç gelişme, şapka dükkânının sahiplerini
şaşırtırken Wilde'ın, ödeme konusundaki
centihnen tavn nedeniyle zamanında kendisinin
bu konuda rahatsız edilmemiş olduğu açıklandı.
Para kazanmaya karşı pervasız bakış açısıyla
tanınan yazann "Zor ve yorucu işlerin, başka
yapacak bir şeyleri ohnayanlann sığınağı
olduğuna hep inanmışımdır" sözleri de bu
tutumunu en iyi şekilde gözler önüne seriyor.
Devlet Tfyatroları'nın Balgat
Mahir Canova Sahnesi kapandı
• ANKARA (AA) - Devlet Tıyatrolan'nın (DT)
Kara Kuvvetleri Eğitim ve Doktrin Komutanlığı
içensrnde yer alan Balgat Mahir Canova Sahnesi,
son temsilini vererek perdelerini kapattı. Kara
Kuvvetleri Komutanlığı'mn yapılan anlaşmayı
tek taraflı olarak feshetmesi üzerine seyirciye
veda eden sahnede son olarak "İki Kova Su" adlı
çocuk oyunu sergilendi. Devlet Tiyatrolan Genel
Müdür Yardımcısı Sabri Özmener yaptığı
açıklamada, sahnenın tahsisine ilişkin anlaşmanın
Kara Kuvvetleri Komutanlığı tarafından
konferans, film gösterimi, toplantı gibi eğitim
çalışmalan yapılacağı gerekçesiyle tek taraflı
olarak feshedildiğini belırtti. Tiyatrodaki oyunlar,
15 Ocak'tan ıtibaren DT'rün Türk-Amerikan
Derneği'ndeki yeni sahnesinde izleyiciyle
buluşacak.
l e n Yda Merhaba' sergisi
• Kültür Servisi - 'Yeni Yıla Merhaba' adlı
karma sergi, Evin Sanat Galensi'nde aralık ayı
boyunca izlenebilir. Sergide, 60 yılı aşkın bir
süredır toplumsal sorunlan irdeleyen Nuri
tyem'uı resimlerinin yanı sıra seramik sanatçısı
Nasip lyem'in Anadolu kadımnı killı toprakla
idolleştirdiği üç boyutlu yapıtlan da görülebilir.
Sergide aynca Neşe Erdok, Naile Akıncı, Kemal
Iskender, Irfan Okan, Temür Köran. Ahmet Umur
Deniz, Mustafa Özel, Nesrin Sağlam ve figür
resminin diğer önemli temsilcilerinin çalışmalan
yer alıyor. (0 212 265 8158)
İstanbuJ Rlm ŞenHği sürüyor
• Kültür Servisi - Kasım ayında başlayan
tstanbul Film Şenliğı hazıran ayına deİc aralıksız
devam edecek. Şenlik boyunca, son yüzyılın en
iyi yüz filminden seçmeler, kısa metrajlı fıunler,
bilimkurgu kuşağı, ünlü yönetmenleri ünlendiren
filmler kuşaklannda çok sayıda fıbn gösterilecek.
Programda 8 Aralık'ta yeni akım sinema
yönetmenlerinden François Truffaut'un '400
Darbe', 15 Aralık'ta sessiz sinema döneminin
klasiklerinden Fritz Lang'ın 'Metropolis', 22
Aralık'ta ise tüm zamanlann en iyi aşk filmi
olarak klasiklerin arasına giren Jacques Demy'nin
'Cherbourg Şemsiyeleri' adlı filmi yer alıyor.
Filmler her gün saat 18.45'te Beyoğlu Akademi
Istanbul Sineması'nda gösteriliyor. Fihnleri
ücretsiz izlemek için www.istanbul.com.tr
adresine girerek istenilen film için davetiye
ayırtmak gerekiyor.
Mayıs Sıkıntjsı'na HBRESÖ ödülü
• PARİS(AFP)-
Avnıpa Fihn
Akademisi
ödülleri Paris'te
dün yapılan bir
törenle
sahiplerine
verildi. Belgesel
dalında en iyi
film ödülünü
Agnes Varda'nın
'Lesglaneurset
la glaneuse' adlı
fılmiyle aldığı
ödül töreninde
FIBRESCI
Sinema
Eleştirmenleri Ödülü, Mayıs Sıkmtısı fılmiyle
Nuri Bilge Ceylan'a verildi.
Jean - Luc Godard 70 yaşında
• LOZAN (AFP) - Fransız Yenı Dalga akımının
önde gelen yönetmenlerinden Jean-Luc Godard,
geçen pazar yetmişinci yaşgününü kutladı.
Godard'm 'Serseri Âşıklar' filmi, Fransız
smemasmda bir köşe taşı olmuş, dış mekânlann
serbest ki'.llanırruna ve sinemada 'autheur'
kavramına dayanarak eskiyle bağlannı koparacak
olan yeni kuşak sinemacılann çıkış noktası
ohnuştu. Ünlü yönetmen. bu yılın sonunda Anne-
Marie Ville'in yöneteceğı 'Apres la
Reconciliation' adlı filmle beyazperdeye oyuncu
olarak dönecek.