23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 18 ARALJK 2000 PAZARTESİ 8 HABERLERIN DEVAMI TÜRKİYE btanbul Edime Kocaeli Çanakkale Izmir Manisa Aydın Denızli B B B B PB PB PB PB 10 6 10 11 14 13 14 13 Sinop B 12 Adana Samsun Y 12 Mersin Trabzon Giresun Y 12 Diyarbakır Y Ankara JT 12_ Şanlıurfa B 5 Mardin Eskişehır B 4 Siirt Konya B 6 Hakkân Sıvas 6 Van Zonguldak B 11 Antalya 7 Kars Orta ve Doğu Karade nız, IçAnadotu'nungu- ney ve doğusu, Akde- nız, kıyı Ege Guneydo- ğu Anadolu ıle Doğu Anadolu'nun kuzey ve batısı yağışlı, otekt yer- ler az bulutlu geçecek Yağışlar yağrnur yer yer sağanak, Doğu Anadolu'nun kuzeyın- de karia kanşık yağmu' ve kar şeklınde olacak OslO : i H K 1 S M E R K E Z L E R Beriin PB 5 Helsinkı Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn K PB PB B B Y Y 2 40 7 4 4 7 5 Budapeşte PB 8 Madrid PB 10 Viyana PB 5 Belgrad PB 5 Sofya Y 10 Roma Y 14 Atina Y 18 Münih B 4 Zürih Y 5 Şam Moskova Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bişkek Tiflis Kahire K A K A PB PB Y PB -3 13 -1 3 10 -4 8 20 PB 18 bulutlu i Sretı f~~\ Bulutlu k Çok bulutlu « • ! YağmuHu Kartı •A^J? Sulukar i Gök gurüitûlû 'ÇevikKuvvet Olürn oruamda 60. günegirikü polis değil' • Baştarafı l. Sayfada yesinde özel bir zabıta ku- nıtanasKfar" dedi. Yiğit, Çevik Kuvvet'in ve öncesinde kurulu bu- lunan toplum zabıtasının birçok kez yasadışına çı- karak gösterilerde bulun- duğunu, kurallara ve amirlerine karşı geldığini de anımsatarak "Aksak- hk yetki kargaşasından kaynaklanıyor. Polis ol- mayan birimler, polis ör- gûtünün içinde yer alıyor. Çevik Kuvvet'i de bu şe- kilde değerlendinnek ge- reldr" diye konuştu. Yiğit, bu birimlerin ilk ciddi eylemini 1971 yı- lında Ankara'da gerçek- leştirdiğini de anımsata- rak sözlerini şöyle sür- dûrdü: "O zamanki adry- la Toplum Zabıtası olan bu birim, bazı isteklerde bulunarak görevie çıknıa- maya başladı. Necdet Menzır'in Istanbul emni- yetmüdûrü olduğu > ıüar- da Çevik Kuvvet adında- Id bu birim, bazı arkadaş- lannın Kadıköv Adliye- si'nde ifade vennelerini öne sürerek y ürüyüş yap- ü. Son olarak da Tiirki- ye'nin tüm büyük kentie- rinde ellerinde silahlany- la ve sloganlar atarak yû- rüdûler. Ne amirierini dmlediler ne de başka bir seyi Bu yaşananlar çok tehlikelidir. Çağdaş bir zabıta örgütienmesi,kaçı- nılmaz olarak kendisini gösteriyor. Çevik Kuvvet, Emnivet Genel Müdûrlü- ğü'nden bağımsız, direkt olarak İçişleri Bakanb- ğı'na bağlı bir birime dö- nüştürûlmeüdir. Bu,yetki karmaşasıru ortadan kal- dıracakür. Çünkü bunlar polis değil, bir zabıta gü- cüdür. Dolayısıyla idare- leri de farklı olmahdır." Yiğit, aynı durumun Trafik Zabıtası için de geçerlı olduğunu belirte- rek şunlan söyledr. "Tra- flk Zabıtası ancak zorun- lu durumlarda genel gü- venlik biriminde yer alır. Karayollan Genel Mü- düriüğü, Trafik Zabıta- sı'nuı kendisine verilme- sini istiyor. Çünkü bu bi- rimin bir zabıta gücü ol- duğunu biliyor. Çevik Kuvvet birimi de Trafik Zabıtası gibi poüsten farkh bir oluşumdur. Son olarak Ankara'da toplu- mun bir kesimi Çevik Kuvvet'i desteklediğinde, bu birinıin hakemliksrfa- tının ortadan kalküğuu gördük. Sorun ciddi bo- yutiara varmadan, gerek- li tedbirier aknmalı ve Çe- vik Kuvvet'in bir zabıta birimi olduğu gerçeğin- den yola çıkılarak yapı- lanması ele alınmah ve polis birimlerinden ayru- malıdır." OECD'nin gözü • Baştarafı 1. Sayfada Fransa, Almanya, Nor- veç ve ABD'nin de bu- lunduğu bu gruba Türkı- ye de, Istanbul kıyı ban- kacılığı (off-shore ban- kacılık) ve serbest bölge- ler rejünlenyle dahıl edildi. OECD'nin ön çalışma- sında bu rejimlerin po- tansiyel zarar venci ter- cihli rejim listesinı oluş- turduğu belirtilerek söz konusu rejimlerin ger- çekten zararh olup olma- dığının ise önümüzdekı dönem tespit edilmesi kararlaştınldı. Sayılan re- jimlerden gerçekten za- rarh olduğu anlaşılanla- nn da 2003 yılına kadar ortadan kaldınlması is- tendi. OECD, bu karar çerçe- vesinde kıyı bankacılığı ve serbest bölgeler rejı- miyle ilgili olarak Türİcı- ye'ye geçen günlerde çe- şitli sorular yöneltti. Bu sorularda, her iki rejim- deki vergi uygulamalan- nın ne olduğu, bu uygu- lamalann OECD kriter- lerine uyup uymadığı, bu rejimlerde saydam bir sistem bulunup bulun- madığı, her tûrlü bilgıye istenildiğinde erişilıp en- şilemediği konulan ağır- lıklı olarak yer aldı. Gelirler Genel Müdür- lüğü yetkilileri, önümüz- deki süreçte OECD'nin Türkiye'deki her iki reji- mi araştırmaya devam edeceğini, bu çerçevede OECD uzmanlannrn ye- rinde inceleme de yapa- bileceğini bildirdi. Gelirler Genel Müdür- lüğü de, özellıkle serbest bölgeler koausunu masa- ya yatırmaya hazırlanı- yor. Son yıllarda serbest bölge sayısuıın hızla art- masrna paralel olarak bu alanda sıkıntılar yaşan- maya başlandığını kay- deden bir üst dûzey yet- kıli, şu değerlendirmede bulundu: "Serbest bölgelerde vergi açısından ipin ucu kaçü gibi görünüyor. Fir- malar, vergi ödememek için serbest bölgelere ka- çıyor. Örneğin Istanbul Bakırköy'de faaliyet gös- teren bir yazıhm firması, Atarürk Havaümanı Ser- best Bölgesi'nde bir büro kiralıyor, boş büroyu merkez gösteriyor ve ser- best bölgenin vergi reji- mine tabi ohıyor. Bunun gibi çok say ıda örnek var. Serbest bölgelerdeki ver- gi rejimini OECD'nin ya- nı su-a bizim de zaten ye- niden masaya yatırma- nuz gerekiyordu. Diğer yandan Avrupa Birügi de vergi cennetkri konusunda başlarüğı bir çahşmayı yeni bitirdl On- lar da yenistandaıUarge- tiriyor. Türkiye bu stan- dartlara da zaten u>ıım sağlamak durumunda." OECD'nin vergi cen- netleri incelemeleri sıra- sında son 15 yılda 1 tril- yon dolarlık sermayenin vergi dışı rejimlere gittı- ğı beürlenirken ABD şir- ketlennin vergı cennetle- rindeki ülkelere finans- man akışının 16 yılda yüzde 3'ten yûzde 14'e yükseldiğine dikkat çeki- liyor. Uçağın son gösterisi I Baştarafı 1. Sayfada götürüldüler. Durumu ağır olan Emine Gelen, Koca- eli Üniversitesi Tıp Fakül- tesi Hastanesi'nde yapüan ilk müdahaleden sonra Cerrahpaşa Tıp Fakültesı Hastanesi'ne, bacaklann- da birinci derece yanık bu- lunan Havva Aydemir de Kocaeli SSK Hastanesi'ne sevk edildiler. Tütünçıflık ilçesinin tren istasyonun hemen ya- nına düşen uçak, 5 metre sağ veya sola düşseydi çevredeki evlerin üzerine gelerek çok daha büyük bir facıaya neden olacaktı. Bir başka olasılık da uçağın 200 metre yakındaki piste düşmesıydı ki bu olasıhk da ölü sayısuıın artmasına neden olabilirdi. Eskişe- hir'den gelen trenin de yaklaşık 1 dakika uzaklık- ta olması şans faktörlerin- den bir başkasıydı. • Baştarafi 1. Sayfada nı yinelerken "Bizim bu konudaki tutumumuz çok açıkOr. Bunda her- hangi bir değişiklik yok- tur. Ama hiçbir zaman koğuş sisteminin devanu mümkün degüdir" dedi. însan Haklan Demeği (IHD), Türkiye însan Haklan Vakfı, Însan Haklan ve Mazlumlar için Dayanışma Derneği, Çağdaş Hukukçular Der- neği (ÇHD), Çağdaş Ga- zeteciler Derneği (ÇGD), DISK, KESK ve halkev- leri yöneticileri dün Ada- let Bakanı Hikmet Sami Türk ile bakanhkta, ceza- evlerindeki ölüm oruçla- n konusunda bir görüş- me yaphlar. tHD Genel Başkanı Hüsnü Öndül görüşme- den sonra yaptığı açıkla- mada, Türk'e, cezaevle- rindeki ölüm oruçlanyla ilgili görüşmelerin he- men başlatılması gerek- tiğini söylediklerini ak- tardı. Bu konuda sağlana- cak uzlaşmamn güvence- sinin demokratik kitle ör- gütleri olduğunun bilin- mesini istediklerini kay- deden Öndül, "CezMvle- rini yıllardu- takip ediyo- ruz. Bundan sonra bir uz- laşma sağlandığmda, bu uzlaşma doğrultusunda hareketedüipedümediği- ni de takip edeceğjz" de- di. Öndül, Türk'ün 9 Aralık'ta yaptığı ve F ti- pi cezaevlerine fiziksel koşullar, hukuksal altya- pı sağlanmadan geçilme- yeceğini vurguladığı açıklamanın yinelenme- sine gereksinim bulundu- ğunu söyledi. Bir uzlaş- mamn oluşabilmesi için diyalog sürecinin işletil- mesi gerektiğini belirten Öndül, "Bu nedenle he- yetin derhal görüşmelere başlaması gerektiğini dii- şünüyoruz. Bu heyeti gö- revlendirecek Adalet Ba- kanı'nın girişimini çok önemsiyoruz. Birtekkisi- nin bile öhnesini istemiyo- ruz" diye konuştu. Türk'ün görüşmelerin ne zaman başlayacağı ko- nusunda açık bir beyanda bulunmadığını anlatan Öndül, "Ancak bu istegi- mizi bugün değerlendire- cegini umuyonun" açık- lamasını yaptı. Adalet Bakanı Türk, görüşmenin ardından ba- kanlıktan aynlırken gaze- tecilerin "CMümoruçlan- nm brtirilmesi noktasın- dabirgenşmevar rru" so- rusuna, "Sağduyunun egemen otanasuu bekliyo- ruz" yanıtını verdi. F tipi cezaevlerinin katılımcı demokrasi anlayışına uy- gun olarak kamu kurumu niteliğindeki meslek ku- ruluşlannın katıhmıyla çağdaş, evrensel ölçütle- re uygun olarak yeniden değerlendirileceğini be- lirten Türk şunlan kay- detti: "Bu arada hem F tipi cezaev lerinde ortak alan- lann kullanımına olanak verecek, hem bütün ceza- evlerinde işiem ve uygula- maian yargı denetimi al- üna alacak, hem sivil top- lum denetinıine açacak, yani izleme kurullaruun denetimine açacak yasal düzenlemeler yapılacak- nr. Bunlar gerçekleşince- ye kadar F tipi cezaevleri- nin hizmete açüması erte- lenmiştir. Bizim bu konu- daki tutumumuz çok açıktır. Bunda herhangi bir değişikiik yoktur. A- ma hiçbir zaman koğuş sisteminin devanu müm- kün değildir." Bir gazetecının "Shil toplum örgütleri F tipi ce- zaevlerinin açılmasının ertelendiğine ilişkin açık- lamanın yinelenmesini is- tediler. Güven sorunu mu var" sorusuna Türk, "Güven konusu sanıvo- rum bu konuda söz konu- su olamaz. Güven sorunu F tipi cezaevleri bakurun- dan ortaya arılmıştır. Hiç kimsenin kay gı duymaya- cağı bir ortamın yaratıl- ması için gerekli hukuki düzenlemeleri yapacağı- mıa ifade cttik" dedi. Aydınlar devrede Bazı sivil toplum kuru- luşlan ve aydınlann, tıka- nan görüşmelerın yeni- den başlaması için yaptı- ğı girişimlerumutlan ye- niden yeşertti. DİSK, KESK, însan Haklan Derneği (IHD), Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) ve însan Haklan Vakfı temsilcileri dün sa- at 10.00 sıralannda Bay- rampaşa Cezaevi önüne gelerek ortak bir açıkla- ma yaptılar. tHD Istanbul Şube Başkanı Eren Kes- kin, ölüm oruçlanyla ilgi- li görüşmelere katılmak amacıyla Adalet Bakan- hğı ve Istanbul Cumhuri- yet Başsavcılığı'na yap- tıklan başvurunun kabul edıldığını belirterek "Bu- nu umut verici bir geüşme olarak nitelendiriyoruz" dedi. Yazanmız Ataol Beh- ramoğlu, Edip Akbay- ram, Erdal Öz, Bilgesu Erenus, Ferhat Tunç, Su- avi, Rutkay Aziz, Halil Ergün, Menderes Sa- mancüar, Orhan Alkaya, Mahmut Gökgöz, Maz- lum Çimen, Saygı Yağ- murdereü, Mehmet Gü- müş ve Metin Coş- kun'dan oluşan aydınlar heyeti de ellerinde çiçek- lerle dün saat 14.00'te Bayrampaşa Cezaevi'ne geldiler. Ancak önceden izin almadıklan gerekçe- siyle cezaevine ahnmadı- lar. Bunun üzerine elle- rindeki çiçekleri cezaevi önüne bırakan aydmlar, Ataol Behramoğlu'nun yaptığı açıklamanın .ar- dından cezaevinden ay- nldılar. Soruna banşçıl bir katkıda bulunmak umuduyla cezaevine gel- diklerini belirten Ataol Behramoğlu, eylemlerin ölümle sonuçlanması ha- linde tophımda şiddet ve gerginliğin yaşanacağını, böyle bir ortamdan hiç kimsenin yarannın bu- lunmadığım vurguladı. Tutuklu ve hükümlülerle de görüşmek istedikleri- ni, ancak Adalet Bakan- lığı'naresmi birbaşvuru- da bulunmadıklannı an- latan Behramoğlu, bu yöndeki taleplerini med- ya aracılığıyla bakanlığa iletmek istediklerini söy- ledi. Ölüm orucunun "o- da sistemi" ve "tecrit" sözcükleri arasında hap- solduguna dikkat çeken Behramoğlu şöyle devam etti: "Önceükle sözcük po- lemiğine girınekten ka- çınmakgerekryor. Biz, or- tak yaşama olanak veren, tecrit içermeyen ve genel ifadelerle formüle editaniş bir metin üzerinde uzlaş- manm sağlanacagmı dü- şünüyoruz ve bunu ba- kanhğa öneriyoruz." Endişeler artto Cezaevlerinde 262 tu- tuklu ve hükûmlü ölüm orucunda bulunuyor. Ey- leme birinci ekip olarak başlayan 99 kişi 60. gü- nünü doldurdu. 1994 ve 1996 yıllanndaki ölüm orucu eyleminde 63. gün- de can kayıplannın başla- ması tutuklu yakınlannın ve sivil toplum örgütleri- nin endişe ve tedirginli- ğini arttırdı. ölüm orucu eylemcile- riyle birkaç kez görüşen TBMM însan Haklan in- celeme Alt Komisyonu üyeleri, 14 Aralık 2000 gecesi geç saatlerde gö- rüşmelerin tıkandığını bildirmişlerdi. y Ad9 17 fini knVVlti anetavî Taksim'dedünsaat21.00sıralaruıaaFtipiceraevleriıüpnrtestogös- UÇ T lipi liUrŞlU ifUbleiri tcrisiyapmakisteyenSosyalistlşçiPartisi(StP)üyelerinemüdahak eden polis. çok sayıda göstericiyi gözaltma akn. Olaylar sırasuıda ba- zı işyerleri zarar görürken üç gazeteci tartaklandL tnsan Haklan Derneği tstanbul Şubesi'nin, İnsan Haklan Haftası'nnı sona ermesi nedeniyle sa- at 19.00 sıralannda düzenlediği meşaleli yürüyüşe de polis izin vermedi. TAYAD'h aileJerin ve sivil toplum kuruluşlannın kaûümıyla büyüyen top- luluk, F tipi cezaevi karşıtı gösteri yapü. Güvenlik güçleri, "tçerde dışarda. hücreleri parçala", "Yaşasın ölüm orucu direnişimiz"' sektinde slogân atan topluluğun yürüyüşüne izin verîlmeyeceğini bikürdi Bir saat süreyie slogan atan yaklaşık 2 bin gösterici olaysız bir şekilde dağıkb. Yürüyü- şün ardmdan İHİ) Istanbul ŞubesL, potis tarafmdan basüarak 20 üye ve yönetici gözaltüıa alındı. tnsan Haklan Derneği Genel Başkan Yanhmcısı Kiraz Bicki ile Istanbul Şube Başkaîu Eren Keskin'in de gözaltma ahnanlar arasında bulunduğu bildirildi. Bu arada Tarlabaşı Buhan'nda Çevik Kuvvet ekiplerini taşryan 34 A 63117 ve 34 A 63111 plakah otobüsler bir grubun taşh saldınsına uğradı. Saldında maddi hasar meydana gelirken yaralanan otmadL Afibeyköy, Okmeydanı ve Kartal'da yapüan F tipi karşıtı protesto gösterileri olaysız sona erdi. (Fotograf: HATtCE TUNCER) Aüeler çocuklarutı sağ istiyor • Baştarafı 1. Sayfada siyasi tutuklulann ring aracuıdayken hava- landırmanın kapatılarak saatlerce kapah bıra- kıldıklannı ve sonra da işkenceye tabi tutul- duklannı anımsatan Kanlı, "Böyle adalet ol- maz" diye konuştu. Çetelerin cezaevlerine her şeyi soktuklanm, ancak ölüm orucunda- kilere kolonya ve çiçek götürmelerine bile izin verilmediğini vurgulayan baba Kanlı, "Ölüm onıcundakflerden Abdullah Bozdağ, son yağmurda ıslanmış, durumu çok kötü" dedi. Çocuğuna bir zarar gelırse yaşamanın kendisine haram olduğunu söyleyen baba Kanlı, "Suçsuz çocuklan içeri at ondan son- ra da hücreye tik; insanda utanma duygusu ohur" diye konuştu. Ümit Kanlı'nrn annesi Gülter Kanh, hiçbir annenin çocuklanrun hücreye atılmasına izin vermeyeceğıni vurgulayarak "Bizötmedenço- cuklanmızı öktüremeyecekler, F tiplerine gö- türemeyecekler; kesüüikle buna müsaade et- meyecegiz'' diye konuştu. Türkiye'de pınl pı- nl gençlerin cezaevlerinde çürütüldüğünü sa- vunan anne Kanlı sözlennı şöyle sürdürdü: "Hani biz yaruüanmızı gençlere emanet et- miştik? Tabii ki bu gençler araşüracaklar, so- racaklar fîkirlerini söy leyecekler. Robot mu bunlar? Hayır öuneyeceğiz, inadına direnece- ğiz; ne çocuklanmızj öldürteceğiz. ne biz öle- ceğiz. Biz insanhğunızı ülke olarak kaybettik, birbirimizi sevmeyi unuttuk, insani duygula- nmız bitti bizim bu ûlkede. Önce birbirimize sabip çıkacağız. Karşısmdaki katil dahi oba devlet koruyacak. Biz çocuklanmızı deviete emanet ettik. Ama şinıdi sağhk durumlan bo- zuk. Ayakta duramıyoriar, ellerititriyor.Zaten bunlar Bergama'da bombalandüar, tedavi ol- madı hiçbiri Buraya geldiklerinde yalvardık, ama süt ve temiz çamaşır bile v^remedik. Bu- ca'ya geldikten bir a> sonrayoğurt verebiknk." Buca Cezaevi'nde ölüm orucunun 47. gü- nüne gelen Bans Yıldınm ın annesi Ayşe Yü- dınm da oğlunun turuklandığı günden bu ya- na yaklaşık 6 yıldır yaşamadığını belirterek şöyle konuştu. "Oglumunrüçsuçuyoktu;dos- yasmda duvara yazı yazdı bile denihniyor. A- ma sflahb örgüt üyeuğinden yargılayıp ceza verdiler. Oğlunı örgüt ü>esi değil; bu ülkeyi, halkını seven bir insandı: eğhimlive kultüriüy- dü. Ölüm orucuna girerken bana; 'Anne bun- lann hiçbirini hak etmedin, ama ben onurum için, vatarum için bunu da göze alıyorum. Be- nimle gurur duymahsın' dedi Oğlunı kadar kimse yaşamayı ve annesini sevemez. Mecbur olduklan için ölüm orucu yapoklannı söyledL Alti yıldn- aa çekiyorum, her yerde sesimi du- VTirmay^ çahşıyorum. Bu ülkenin adalet siste- minden şikâyetçryim. Adam öktûrenlere iki yıl, düşüncesini söyleyenlere yıflarca hapis ceza» veriyoriarf Tüm anneler adına "Çocuklarunızı hücre- lere koydurtmayacağız'' diyen anne Yıldınm, 40 kişılık koğuşlarda oğlunun dövülerek ko- maya sokulduğunu anlattı. Hücreleri onayla- madığrnı ve oğlunun hücreye girmesine izin vermeyeceğini vurgulayan anne Yıldınm, "Ben oğlumu deviete emanet etmiştim; sapa- sağlam verdim, aslanlar gibiydL Oğlumu geri istiyorum" dedi. G U N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada Biz içerde "vetoya veto" derken, NATO'da ne olu- yor? Afla başlayalım... Taraflann birbirini affetmeyeceği bir çekişme sü- recine girildi. Yaz sonunda Köşk'ün hükümet karar- namelerini iade etmesiyle başlayan çekişme, afla devam ediyor. Gelinen noktada Köşk "hukuk* diyor, hükümet "sosyal durum" diyor. Aklın yolu ikisini bir- leştirip "sosyal hukuk" oluşturmakta ama, hüküme- tin buna niyeti yok. Altı sayfalık iade gerekçesine tek tümceyte karşı- Itk verildi: "Aynen gönderiyoruz!" Hedeflenen şu: G-üçlü koalisyonun liderieri bastıracak, komisyon- lann yasayı aynen Meclis'e göndermesini sağlaya- cak. Perşembe gününe kadar Meclisten geçecek, ertesi gün Köşk'e gönderilecek. Aitoplum vicdanına çarpınca herkes °bu bizim af- fımız değil" demişti. Şimdi o "herkes" aynı yasaya oy verecek! Diyelim ki her şey hükümetin istediği gibi okJu, ya- sa aynen Köşk kapısına kondu. Sezer onaylayıp Anayasa Mahkemesi'ne gönderirse aylarca tartışa- cağımız bir konumuz daha olacak. Afla topluma hu- zur getirilmesi planlanırken, siyasetten yargıya dev- letin tepesinde huzur bozuldu! • • • Gerekçeterinin arasına affı da katıp kent sokakla- nnda yürüyen polislerle ilgili tartışmanın omurgasın- dan saptığını görüyoruz. Ortalık sakinleştikten son- ra gürleyen Tarrtan, "Yakacağım... Hiçbiriniaffetmi- yorum... Böyle bir şey olamaz" dedi. Tartışma kısa sürede "polis neden yürûdü" sorusuna yanıt aramak yerine "polisi kim yürüttü"ye dönüştü. Bunca yürütmenin yanında bu da başka bir yürüt- me... Bu gidişle potis "kim yürüttüye" gidecek! • • • işadamlannın Ankara'ya gelişi her zaman olay ol- muştur. Hükümet, yüz binlerce kişinin Kızılay alanını doldurmasından etkilenmez. Onlann ne dediğini duy- maz bile. Ama, Istanbul'dan Ankara'ya bir işadamı heyeti geldi mi, işin şekli değişir. Yineöyleoldu... Aslında işadamlan bir süredir Ankara'nın yolunu aşındınyor. "Heyet demokrasisi" diyebileceğimiz bu çıkışlann ardından iki konuda açıklama yapıldı: 1 - Yolsuzluk soruşturmalan. 2- Ekonomi programının yükümlülükleri. İşadamlan, hakkında soruşturma açılan kişilerin eli kelepçdi gorüntülerinden rahatsız otduklannı söy- lediler. Görüntüdeki açıklama buydu, ama bizim ak- lımıza şu da geldi: 1 - Acaba, bu soruşturmalan burada kesin, yeter ar- tık mı diyorlar! Programa ilişkin yükümlülükte ise ilginç bir durum var. Iş âlemi, "bu program aynen uygulansın, arka- sındayız" diyor. Sonra Ankara'ya gelip söylenryor - Bizim yükümlülüklerimizi azaltın! Herkese kazık, bize azık... Oldu mu ya! • • • Konu ekonomiye gelmişken bir durumun daha al- tını çizelim. 2000 yılı başında uygulamaya konulan ekonomi programını topluma anlatırken şunu söyle- mişlerdi: - 2000 yılında çok kemer sıkacağız ki, 2001 'de ra- hatlamaya başlayalım! Yılın sonunda gelinen nokta şu: - 2001,2000'den çok daha kötü geçecek! Bu ne sıkı perhiz, bu ne vaat turşusu! • • • Içeride işler "veto kafa veto mermer" giderken dı- şanda da "NATO kafa NATO mermerH\ günler yaşı- yoruz. Islandıktan sonra şemsiye aramaya meraklı bir toplumuz... Bu yüzden olsa gerek; ABD-AB flörtü- nün ardından Türkiye'nin NATO'da yalnızlaşmasının geleceğini ongördük, ama buna karşı politfka oluş- turmakta zorlandık. Geçen hafta Türkiye, Brüksel'deki NATO Dışişleri Bakanlan toplantısında kartını oynadı, dışlanmaya izin vermedi ama... Ülkelerin uluslararası kurumlardaki başansı, içer- deki gücüyle ve düzeniyle doğru orantılıdıri ankcum@ttnetnet.tr MHP ihraç cezası düşunüyor Güngör9 e 'iki aşaınalı tasfiye' planı HaberMerkezi-MHP yönetimi, af yasası görüş- meleri sırasuıda Başba- kan Bülent Ecevit'i "va- tan hainlerini affetmekk" suçlayan Içel Milletveki- li AU Güngör'ü aşamalı olarak partiden ihraç et- meyi planlıyor. Güngör'e 6 ay gruptan geçici ihraç cezası verihnesi planla- nırken bu süre içinde iz- leneceği, olumsuz bir ta- vır sergilenmesi duru- munda da partiden kesin olarak ihraç edileceği bil- dirildi. MHP yönetiminin, grup disiplin kûruluna sevk ettiği Ali Güngör'le ilgili planlan netleşmeye başladı. 5 Kasım'da yapı- lan 6. olağan kongrede değiştirilen tüzükle, mil- letvekili ya da merkez yö- netim kurulu üyelerinin partiden ihracım kolay- laştrran MHP yönetimi, partinin uyguladığı politi- kalara muhalefet eden ve sert eleştiriler yönelten Ali Güngör'ü ilk önce pa- sif hale getirmeyi, tavnnı sürdürmesi dunımunda da partiden tamamen ih- raç etmeyi planhyor. MHP Istanbul II Baş- kanlığı'nın Topkapı Ere- sin Otel'de düzenlediği if- tar yemeğine katılan Is- tanbul Miüetvekili Melı- met Gfil, Türk milliyetçi- lerinin hiçbir zaman mar- jinal ohnadığını öne sü- rerek "Özümüzü koru- yup yeni sorunlara yeni çözümler getiriyoruz. Yapnklannuzdan muthı- yuz, yapamadıklanmız- dan dolayı en az sizter ka- dar üzgjönüz" dedi. Gül, ölüm oruçlanyla ilgili olarak "Organizasyonu örgütier yapıyor,o zaman ölüm noktasuıa varma- dan örgütlerin sorunu çözmesigerekiyor. Deviet, F tipi cezaevlerinin açıhşı- nı ertefcyerek verebikcegi tavizi vermiştir. Bu arka- daşlar hem katil hem de maktul otana noktasmagi- diyorlar, kendileriniöktü- rüyorlar. kimse bunu iste- miyor. Örgütkrin anlayıj- h olması lazun" dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle