27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
18 ARALIK 2000 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Perakende satış yerlerinde ekmeğin ambalajlı satılmasına ilişkin yönetmeliğe uyulmuyor Ekmekfce ambalaj rafa kalktıHaber Merkezi - Kamuoyunu bir dönem meşgul eden ekmeğin amba- lajlı olarak satılması konusundaki uy- gulama, yönetmeliğe rağmen zamana bırakıldı. Eski Tanm ve Köyişleri Ba- kanı Mustafa Taşar'ın döneminde gündeme getırdığı uygulama yüzün- den ekmeğin gramajı azalmış ve fiya- tı yükselmişti. Taşar, "poşetii ekmek" uygulamasını başaramazken yurttaş, ufaltılan ekmeğini daha da pahalı ye- mek zorunda kalmıştı. AA'nın haberine göre, Tûrkiye'de- ki mevcut fınnlarda altyapımn uygun olmaması nedeniyle, Tanm ve Köyiş- leri ile Sağlık bakanlıklan uygulama- da ısrarlı olamıyor. Ancak, fınnlarda altyapımn iyileşmesini sağlamak üze- • Mustafa Taşar'ın büyük şovlarla gündeme getirdiği uygulama başanya ulaşamadı. Yurttaş, gramajı düşürülen ekmeği daha da pahalı yemek zorunda kaldı. Fınncılar ambalaj makinesi almaya yanaşmazken bakanlık, mevcut fınnlarda ambalaj lama yapılacak mekân olmadığı için zorlayıcı olamıyor. re, Tanm ve Köyişleri Bakanhğı, ye- ni kurulacak finnlara, uygun teknik ve hijyenik şartlan sağlamaması halinde ûretim iznı vermiyor. Ekmek üretim yerlerinde asgari teknik ve hijyenik şartlan düzenleyen yönetmelik uya- nnca, finnlann en az 400 metrekare büyûİdüğünde olması gerekiyor. Mevcut fınnlar, ekmeğin ambalaj- lanmadan önce dinlendirilmesi için yeterli alan bulunmadığı ve ambalaj- lama makinelerinin fiyatının yûksek- liğini gerekçe göstererek ambalajla- ma olayına sıcak bakmıyorlar. Ambalajın makineyle yapılması konusunda bir zorunluluk bulunmadı- ğını, aynca fınnda satılacak ekmeğin ambalaj lanmasına gerek olmadığmı anlatan yetkililer ise finn dışında pe- rakende satılan yerlerde denetim yet- kisinin Sağlık Bakanlığı'nda olduğu- nu anımsatıyorlar. Türkiye'de Fınncılar Federasyo- nu'na göre 40 bin, bakanlığa göre ise 20 bin finn bulunuyor. Yetkililer, fe- derasyonun, pide ve simit fırınlannı da bu sayıya dahil ettiğine, ancak bu ûrûnler için ambalaj zorunluluğu bu- lunmadığına dikkat çekiyorlar. Günde 110-120 mılyon ekmek üre- tilen Türkiye'de köy ve kasabalarda genellikle fınndan satış yapıldığı için 15 bin finn ve üretilen 60 milyon ek- meğin ambalaj uygulamasından etki- lenmediği kabul ediliyor. Gümrûk birliğı nedeniyle AB'ye uyum için 1995 yılında çıkanlan Gı- da Üretimi, Tüketimi ve Denetlenme- sine Dair Kanun Hûkmûnde Karar- name'ye dayanarak hazırlanan ve 20 Ağustos 1998'de Resmi Gazete'de ya- yımlanan "Türk Gıda Kodeksi-Ek- mekve ÇeşWeri" tebliği uyannca, ek- meğe ambalaj uygulaması getırilmiş- ti. Böylece Türkiye'de ekmeğin sıh- hi, hijyenik şartlarda üretilip ûretil- mediğine bakılmaksızın ambalajlı sa- tış zorunluluğu getirilirken uyum için sektöre l yıl süre verilmiştı. Finnla- nn hazır olmaması nedeniyle verilen sürenin 1999 yılı sonuna kadar uzatıl- masına karşın, tüketicilerin de ısrarlı obnamasımn da etkisiyle bu konuda fazla ilerleme sağlanamadı. Mobil santrallar Çevreciler ÇED değışıklığının iptalini istedi • Tarsus Çevre Koruma Derneği üyesi Talay Sevgi, ÇED Yönetmeliği'nin, yapımı planlanan tesislerin çevreye zarar vermemesi için yürürlükte olduğunu belirterek geçici 6. maddenin bunu ortadan kaldıracağını vurguladı. İZMİR (Cumhuriyet Kültûr ve Sanat Merkezi Ege Bürosu) - Enerji ve Derneği üyesi Talay Sev- Tabii Kaynaklar Bakanlı- gi, ÇED Yönetmeliği'nin ğı'nın Ordu, Akkuyu, yapımı planlanan tesisle- Trabzon, Iskenderun ve rin çevreye zarar verme- Giresun'da uygulamaya mesi içın yürürlükte oldu- koymak istediği, "mobil ğunu belirterek uygula- santrauar" için ÇED Yö- maya konulan geçici 6. netmelığı'nde değişiklik maddenin bu oluşumu or- yapılması tepkilere neden tadan kaldıracağını vur- oldu. guladı. Söz konusu santrallann Sevgi, Çevre Kanu- yapımı için ÇED Yönet- nu'nun 10. maddesinde meliği'ne eklenen geçici ÇED Yönetmeliği'nin, 6. maddenin iptali iste- Çevresel Etki Değerlen- -miyle Çevre Bakanlığj dirme'nin amacını, "Ön- hakkında dava açıldı. Tar- görûlen bir geaşmenin sus Çevre Koruma Kültür yol açabileceği olumsuz ve Sanat Merkezi Derne- çevre ve sağlık etkilerinin ği tarafından açılan dava- önceden tespit edilip ge- da söz konusu maddenin, rekli önlemlerin ahnmast- "Mobil ve yüzer elektrik m sağfamaknr" diye açık- santrallanvebusantraUa- ladığını kaydederek şu nn enterkonnekt şebeke- görüşlere yer verdi: yebağjanbsınısağlayacak "ÇEDYönetmefiği'nde enerji iletim haüan, sant- 29.92000 tarihinde yapı- raUarda kallanılacak pet- lan değişiklik ile eklenen rol, petrokimyasal ya da geçici 6. maddeyle kamu kiın>asalüründepoJanDe yaran ilkesi bertarafedü- timanlar, iskeleler ve nb- miştir. ÇED Yönetmeliği nmlara ilişkin faaliyetier- rafa konularaktelaiîsi im- de ÇED \ önetmeiiği hü- kânsız zararlara neden kümleri 31.122002 tarihi- olabilecek bir durum \ a- ne kadar uygulanmaz" ratünuşür. 2002 vıh sonu- hükmünü taşıdığı belirti- na kadar yönetmelik hü- lerek bunun ÇED Yönet- kümleri kapsamı dışında meliği'ni kesintiye uğra- tutuluyor.İdareyetanınan tacağı kaydedidi. yetkL hizmet yaran dısın- Tarsus Çevre Koruma da kuüaıulamaz." Mevlana'nın 727. ölümyûdönümü Mevlana Celaleddin Rumi'nin ötümiinün 727'nci yıldönûmü nedeniyle dün Gaüeria Ahş- veriş Merkezi, Şeb-i Arus gösterisine ev sahipÛ- ği yapü. tftar saatinden yanm saat önce tasavvuf musikisi ile başlayan Şeb-i Arus töreni iftardan sonra Galata Mevlevihanesi Semazen'le- rinin gösterileri ile sona enü. Gösteride, 20 kişiden oluşan Tasavvuf Musikisi tophıiuğu da görev akh. Öte yandan Evrensel Mevlana Aşık- lan \'akfu Dünya Ehl-i Beyt V'akfi. Galata Mevlevihanesmi Yaşatma Demeğt Din GörevHleri Sendikası, Tûrkiye tlahiyat Faküttesi ve Yük- sek İslam Enstitüleri Mezunlan Derneği de Crowne Plaza Oteü'nde "Meviana'yı Anma Töreni" düzenledi. (Fotoğraf: VEDAT ARIK) Iş dünyasuıdan ıızıuı tatüe tepki İSTANBUL (AA) - Işadamlan, bayram ve yılbaşı tatillerinin bir- leştihlerek 10 gün ohnasına tepki gösterirken turizmciler sevindi. Istanbul Ticaret Odası (İTO) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Yddırun, Türkiye'de 365 günün ancak 250 günü çalışıldığını belir- terek gelişmiş ükelerde bile Tür- kiye'deki kadar tatil yapılmadığı- nı vurguladı. Bundan hem devle- tin vergi geliri kaybı, hem de sa- nayicinin üretim kaybı olduğunu kaydeden Yıldınm, "Ozel sektö- • İTO Başkanı Mehmet Yıldınm, Türkiye'de 365 günün ancak 250 günü çalışıldığını belirterek gelişmiş ükelerde bile Türkiye'deki kadar tatil yapılmadığını vurguladı. rün cumartesi, pazar günleri dahi çahşması gereken dönemlerde ma- alesef uzun tatilkr yapıyoruz. Ha- waü ve Karayibler'de bfle bu kadar tatil yok. Tûrkiye tatil eenneti" di- ye konuştu. Aynca, tatil nedeniyle harcama- lann körüklendiğine de dikkat çe- ken Yıldınm, uzun tatillerde in- sanlann, bütçesi müsait olmasa bi- le borçlanarak tatile gittığini ve özellikle yurtdışı seyahatlerde ta- lep patlaması yaşandığını belirtti. 'Tembelliğe ahşünr' Yıldınm, "Bu kadar zengnukay- naklannı bovardaca kuDanacakbir ûlke degOiz. İşletmelerimizin. insa- nımızın. daha fazla çahşmaya ihti- j3cı var. Tatilkr çok" dedi. Alarko Holding Yönetim Kuru- lu Başkanı İshak Alaton da, bu ka- dar uzun süreli tatıller yapılması- nın insanlan tembelliğe ahşurdığı- nı söyledi. Alaton şöyle konuştu: "Buezeli derdimizuzun tatiUer- Tatile girmeden önceki haftanın tembelnği ve tatilden sonraki haf- tanın da rehaveti aşağı yukan bir ay bizi ekonomiden uzaklaştuır. Tembelliğe ahştuır. Belki Türki- ye'nin Avrupa'nın en fakir ülkesi olmasının sebeplerinden biri bu garip tembelligimizdir.'' Milli Eğitim ve Turizm bakanlıklarınıtı 2001 yüı bütçeleri TBMM GenelKurulu *nda görüşülerek kabul edildi MHP'den ilkokullara 'seçmeli Kuran dersi' önerisi • Milli Eğitim Bakanı Bostancıoğlu, öğretmen ve öğretim üyelerinin maaşlanna zam yapılacağını söyledi. Etnik dillerde yayın ve eğitim istemini eleştiren DYP'li Ayvaz Gökdemir, bunun ülkeyi parçalanmaya götüreceğini savundu. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Mil- li Eğitim Bakanı Metin Bostancıoğnı, TB- MM'de bakanhğının bütçesi görüşülürken öğretmenlerin ve üniversite öğretim üye- lerinin maaşlannın yetersizliğinden yakı- narak ocak ayı içinde maaşlarda yeni dü- zenleme yapılacağı müjdesını verdi. Bos- tancıoğlu, "Öğretim üyelerinin ve öğret- menkrin mali durumlannuı düzehümesi göriUüyor ld, milletvekfllerinin hep birtik- te ideaÜdir. Kanun hükmünde kararname kapsamı içinde bu husus da yer alacakür" dedi. MHP'lı Haffltbrahim Oral, ilköğre- timin 4. smıfından itibaren seçmeh Kuran dersi konulmasını istedi. DYP'li Ayvaz Gökdemir ise Kürtçe yayın ve eğitim is- temlerini eleştirerek "Türkiye'yi parça- lanmaya götürür ve Yugoslavya'dan beter hale getirir" görüşünü savundu. Milli Eğitim ve Turizm bakanlıklannın bütçeleri dün TBMM Genel Kunılu'nda görüşülerek kabul edildi. Milli Eğitim Ba- kanı Bostancıoğlu, 1997'denbuyanaegi- time katkı payı olarak bağışlar dahil 1 kat- rilyon 20 trilyon lira kaynak sağlandığuu, 2000 yüı rakamlanna göre gereksinim du- yulan kaynağın ise 4.4 katrilyon'lira oldu- ğunu vurguladı. Öğretmenlerin ve üniver- site öğretim üyelerinin maaşlannın yeter- sizliğinden yakınan Bostancıoğlu, "ek zam" mesajı da verdi. Bostancıoğlu. "Öğ- rermenliği ve öğretim üyeliğüıi cazip hale getirnıelrviz. Hükümetolarakocakayıiçin- de buna bir çare bulacağtz" dedi. Gökdemir: Yugoslavya ohıruz Bakanlık bütçesi üzennde söz alan MHP'li Halıl Ibrahim Oral, din üzerinden sıyaset yapılmasını eleştirirken ilköğreü- min 4. sınıfından itibaren seçmeli Kuran dersi konulmasını istedi. DYP'li Ayvaz Gökdemir de etnik dillerde televizyon ya- yını ve eğitimin Türkıye'yi parçalamaya götüreceğini ve Yugoslavya'dan daha kö- tü duruma gelineceğini savundu. Turizm Bakanı Erkan Mumcu, Tûrki- ye'nin turizm potansiyelinin iyi değerlen- dirilmesi dunımunda, yıllık 100 milyar dolar gelir sağlanacağını söyledi. Turizm yönetiminin yerinden ve yerel unsurlar ta- rafından yapılmasına dönük yasa tasansı- nnı çalışmalannın tamamlandığını ve yeni yılın ilk günlerinde tartışmaya açılacağını kaydeden Mumcu, tasannm köklü değişiklikler getirdigini söyledi. Mumcu, "Şu ütopik cümlenin hepimiz tarafindan terennûm edilmesi gerekiyor: Tûrkiye, eündeki potansiyelini yüda 100 milyar dolar getir getirici sektör hahne getirmeye mecburdur' dedi. Hizbullah ana davası sürüyor Gümüş, hâkim karşısında DtYARBAKBR (Cumhu- riyet Bürosu)- Hizbuüah'ın siyasi kanat sorumlusu Edip Gümüş ile askeri kanat sc- rumlulanndan Cemal Tu- tar'ın da aralannda bulun- duğu 15 kişinin yargılandı- ğı Hizbullah Ana Davası'na bugün Diyarbakır 3 No'lu DGM'de devam edilecek. 3 Kasım'da görülen oturumda Tutar, tehdit dolu sözler sa- vururken tetikçi sanıklardan Kemal Gülşen, duruşma sa- lonunda müdahil avukatlar- dan YaşarAltürk'e yumruk- la saldırmıştı. Diyarbakır 3 No'lu DGM'de görülen ve 13'ü hakkında idam istenilen 15 şanıklı Hizbullah davasma bugün devam ediiecek. Hiz- bullah davasmın 3 Ka- sım'daki oturumuna, idam istemiyle yargılanan Gü- müş, Tutar, tetikçiler Fuat Baka, Mehmet Faysal Boz- kuş, Abdulkerim Kaya, Mehmet Varol, Mustafa tpek, Fahrettin Özdemir, Mahmut Demir, Yunus Av- a, Sinan Yakut, Mehmet Ez- me ve Kemal Gülşen ile ör- güt üyeliğinden 15 yıla ka- dar hapis cezası istenen Mehmet Nurettin Karabu- hıt ve Abdulkuddus Versiz katıbnıştı. Tutar, sorgusun- da Hizbullah'a yönelik hak- sız iddialar ortaya atıldığını, şeri esaslara dayah devlet kurma iddiasının tamamen asılsız olduğunu belirtmişti. Tutar, amaçlaruun tüm dün- yaya Islamı yaymak olduğu- nu, devlete tek bir mermi dahi sıkmadıklannı ileri sür- müştü. Son kez m a h k e m e y e ç ı k ı y o r Sakık'ın konuşmasıbekleniyor DİYARBAKIR (Cumhu- riyet Bürosu)-Pışmanlık Ya- sası'ndan yararlanma istemi yerinde bulunmayınca mah- kemede tehditler savuran PKK'nin üst düzey yönetici- lerinden Şemdin Sakık bu- gün son kez mahkeme kar- şısma çıkıyor. 3 Kasım'daki son oturumun ardından, Ku- zey Irak'tan getiriliş süreci hakkında açıklamalarda bu- lunacağını beürten Sakık'ın, ifadelerine istemi dışında bazı kişilerin adlannm ya- zıldığı iddia edilmişti. Ka- muoyuna "andıç olarak yansıyan ıddıalarla il- gıli olarak Sakık'ın bugün- kü duruşmada açıklama yapması bekleniyor. Güneydoğu Anadolu Böl- gesi'nde toplam 191 eylem- den ve 238 yurttaşm ölü- münden sorumlu tutularak yargılandığı Diyarbakır 1 No'lu DGM'de ölüm cezası- na çarptınlan "Parmaksız Zeki" kod adlı PKK'nin üst düzey askeri yöneticilerin- den Şemdin Sakık, bir süre önce Pişmanlık Yasası'ndan yararlandırüması için yeni- den dınlenmesini istemişti. Güvenlik güçlerine yardım ettiğini iddia eden Sakık ko- nuyla ilgili olarak Diyarba- kır Ü Jandarma Alay Komu- tanlığı'm adres göstennişti. 11 Jandarma Alay Komutan- hğı'ndan yazı son oturumda gelmişti acak içeriği Sa- kık'm beklentisi doğrultu- sunda çıkmamıştı. Yazıda, Sakık'm verdiği bilgilerin güvenlik güçlerine yardım- cı olabilecek derecede ohna- dığı vurgulanmıştı. AYDCVLANMA EMRE KONGAR Camdan Duvar ve Boyalı Cam Iki Almanya birieşeli on yıl oldu. Berlin Duvarı 1989'da yıkıldı. ' -'" Bölünmüş Almanya 1990'da birleşti. iki Almanya'nın birieşmesi sırasında Doğu Al- manya'nın Devlet Başkanlığı makamında otu- ran, bugünkü CDU milletvekili Dr. Sabine Bergmann-Pohl ile, milletvekillerine tahsis edilmiş binadaki ofisinde birleşmenin sorunla- nnı konuşuyoaız. Birieşmeden önceki dönemde Doğu Alman- ya'daki ekonomik sıkıntının iyice arttığını, Do- ğu Almanya'da üretilen mallann bile piyasada bulunamadığını, ekonominin tam anlamıyla bir çıkmazda olduğunu anlatıyor. Sabine Bergmann-Pohl esas olarak akci- ğer uzmanı bir hekim. Berlin Duvan'nın yıkıldığı sıralarda arkadaş- lannın önerileriyle politikaya atılmış ve önce Meclis Başkanı, sonra da Devlet Başkanı se- çilmiş. Ofisinde, kadıncazarafetini, deneyimli politi- kacı kişiliği ile birleştiren bir alçakgönüllülük ile sorulanmı yanıtlıyor. öyle anlaşılıyor ki, sonuç olarak, ister doğu- lu olsun, ister batılı, tüm Almanlar "birleşme- nin kaçınılmazlığı" konusunda ortak kanıya sahipler. Tabii birieşme sonrası pek çok yeni sorun or- taya çıkmış. Batı Almanya'daki tüm kurum ve kurallann bütünüyle Doğu Almanya'ya empoze edilme- si, bir yandan birleşmenin çabuklaşmasını ve rasyonel bir çerçevede sonuç vermesini sağ- larken öte yandan, Doğu Almanlann 50 yıllık ça- lışmalannın ve birikimlerinin sıfırlanması anla- mına geldiği için doğu kökenli Almanlarda bü- yük bir düş kınklığı yaratmış. Bergmann-Pohl, Doğu Almanya'daki nüfu- sun, herşeyi devletten bekleme alışkanlığı için- de, birleşme sonrası sorunlann da '^ukandan" çözülmesini beklediklerini, sorunlann çözümü geciktikçe de düş kırıklıklannın arttığını söylü- yor. Bu arada sorunlann boyutunu belirtmek için hemen iki yüzde vereyim: işsizlik Doğu Almanya'da yüzde 20'lere yak- laşırken Batı Almanya'da yüzde 10'un altında seyrediyor. Almanya'nın birleşme sonrası sorunlanna ve oradaki Türklerin durumlanna başka yazılanm- da da değineceğim. Bu yazımı, bana çok çarpıcı gelen şeffaf- lıkla ilgili bir karşıtlık görüntüsüne işaret ederek bitirmek istiyorum: Almanya, Beriin'ı yeniden başkent yapmış. Bu kenti yeniden inşa ediyor. Bu arada parlamento binasını da yeniden yapmışlar. Bir ingiliz mimann kazandığı proje He yeniden inşa edilen binanın tepesine çıktığınızda şeffaf bir kubbeden tüm Beriin'i görmeniz olanaklt Ama anlatacağtm şeffaflık bu değil. Parlamento binasının içinde yürürken birden- bire, yan tarafımda bir cam duvar gördüm. Duvann arkasında amfi biçiminde bir salon vardı ve salonun ucundaki küçük bir kürsüde birisi konuşuyordu. "Allah Allah" dedim, "burası da neresi?" Meğerse, Almanlar, parlamentonun genel kurul salonunun arka duvannı şeffaf yap- mışlar. Binanın içinde dolaşan bütün insanlar ve ta- bii bu arada ziyaretçiler de salonda olup biteni rahatça görüyoriar. Aynca dinleyici localan da neredeyse kürsü- nün tam üzerine gelecek kadar içeri girecek bi- çimde, üç uzun balkon olarak inşa edilmiş. Ülkeme dönüşümde Atatürk Havalima- nı'ndan çıkarken karşılayıcılan yolculardan ayı- ran, camdan yapılmış otomatik kapılann, içeri- si görünmesin diye boyanmış olduğunu fark ettim. Eski dış hatlar terminalindeki cam kapılar da dışardan içerisi görünmesin diye beyaz boya ile boyanmıştı ye bu beni çok rahatsız ederdi. Yeni terminalde bu garip uygulamadan vaz- geçilmiş olduğunu umuyordum. Ama ne yazık ki el oğlu parlamentosunun du- vannı bile camdan yaparak şeffaflaştnrken, biz camdan yapılmış kapılan dahi, karşılayıcı- lar ile yolcular birbirini görmesin diye, boyuyo- ruz. Galiba ülkemizde siyasetin şeffaflaşması, önce kafalann şeffaflaşmasından geçiyor. İtfaiye müdahalede gecikti Trabzon'da yangın elli evi yuttu • Kayaiçi köyünde bir evin bacasında başlayan yangın, rüzgânn etkisiyle çevredeki evlere de sıçradı. ttfaiyenin müdahalesi gecikince 50 ev yandı. TRABZON (Cumhuriyet) - Trabzon'un Araklı ilçesi Kayaiçi köyünde bir evin bacasında başlayan yangın, rüzgânn etkisiyle 50'den fazla evin yanmasma neden oldu. Yangında ölen ya da yaralanan ohnadı. Araklı Kayaiçi Köyü Toroslu Mahallesi'nde Şaban Çeükkol'a ait evin bacası önceki gün akşam saatlerinde tutuştu. Kısa sürede evin çatısım saran yangın, rüzgânn etkisiyle çevredeki konutlara sıçradı. Yaklaşık 50 konutun kullamlmaz duruma geldiği yangında ölen ya da yaralanan ohnadı. Trabzon il merkezi ve çevre ılçelerden gelen itfaiye ekiplennin, ulaşım güçlüğü nedeniyle yangma zamamnda müdahale edememesi yangının daha da büyümesine neden oldu. Ormana doğru ilerleyen yangını Araklı llçe Jandarma Komutanlığı ile yurttaşlar kendi olanaklanyla kontrol altına almaya çalıştılar. Daha sonra itfaiye ekiplennin de bölgeye ulaşmasıyla yangın tamamen kontrol altına alındı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle