27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet tmtiyaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmenı Orhan Erinç • Genel Yayın Koordınatörü. Hikmet Çetinkaya • Yazıışlerı Müdürü. İbra- him Yüdız • Sorumlu Müdur Fik- ret Ükiz • Haber Merkezı Müdürü: Hakan Kara Istıhbaral Cengiz V ıldırım 9 Ekonomı ÖzlemYözık # kulıur Handan Şenköken 9 Spor Abdülkıdir \ ıkelman 9 Makaleier Sami Karaören 9 Dûzeltme Ahdullah ^ azıcı 9 Fotoğraf Erdoğan köseoglu 9 Bılgı-Belge Edib« Buğra 9 'ı urt Haberlen Mehmel Faraç9 ^rupa Teımıleisı Gürav Öz Yayın Kurulu tlhan Selçuk (Başkan), Orhan Erinç, Hikmet Çetinkaya, Şükran Soner, İbrahim YİIdız, Orhan Barsalı, Mustafa Balbay, Hakan Kara. Ankara Temsılcısı Mustafa Balbay Ataturk Bulvan No: 125.Kat 4,BakanlıkJar-AnkaraTel 4195020(7hat), Faks 4195027 9) Izmır Temsılcısı Serdar Kızık, H Zıya Blv 1352 S 2.3 Tel 4411220, Faks 4419117 • Adana Temslctsı Çetin Yiğenoğlu, Inönu Cd. 119 S. No:l Kat.l, Tel: 363 12 11. Faks. 363 12 15 Müessese Müdürü: Üstün Akmen # Koordınatör Ahmet Korulsan # Muhasebe Bülent Yener • tdare Hüseyin Gürer • Satış FazUetKuza MEDYA C: 9 Yönetım Kurulu Başkam - Genel Müdür CBIbİD Erduran 9 Koordtnatör Reha Işıtman 9 Genel MüdürV ardımcısı SevdaÇobaa Tel 514 0" 53 - 513958O-513846O-6İ.Faks 5138463 Vayimla}in >e Basan: > enı Gün Haber Ajansı. Basın ve Ya\ıncılık A Ş Türkocagı Cad 39 41 tağaloglu 34334 Istanbul PK 246 - Sırkecı 34435 Istanbul Tel 10212)51205 05 <20hat) Faks (0.212ı 513 85 <>5 www cumhunyet.com tr 18ARALIK2OOO tmsak:5.43 Güneş: 7.17 Öğle: 12.08 îkindi: 14.24 Akşam: 16.45 Yatsı: 18.13 Kartalkaya'da sezon açıldı • BOLU(AA)- Türkıye'nın kış tunznu merkezlerinden Kartalkaya'da, kayak sezonu törenle başladı. Kartalkaya'da, kayak sezonunun başlaması dolayısıyla bır dızi etkınlik gerçekleştırildi. Dorukkaya Otel'deki açılış törenmde, Yıldo, bir talk show sundu. Kayak kıyafetlerinin tanıtıldığı defilerun ardından pop müziğı sanatçılan Asnn, Bora Öztoprak, Gökten, Perinaz konser verdı. Dorukkaya Otel'ın diskosunda açılışa katıianlar arasında dans yanşması da düzenlendi. Nescafe'den yeni kampanya • Haber Merkezi- Nestle'nın en önemli markası Nescafe'nin 5 ayn kıtada çektiği ve 2 milyon dolara mal olan ilk uluslararası reklam kampanyası "Open Up" kırk ülkeden sonra ocak ayından itibaren Türkiye'de de başlayacak. Nescafe'nin yeni reklam kampanyasında. ınsanlann birleştiklen ortak nokta sayılan dostluk, sıcaklık ve arkadaşlık duygulan vurgulanıyor. Mete'ye pazarlama ödülü • Haber Merkezi - Berlın'de yapılan 'Alman Pazarlama Günü'nde, Miele'ye '2000 yılı Alman Pazarlama Ödülü' verildı. Alman Pazarlama Birliği Jürisı, bu ödülün işletmenin 'rekabetin yoğun olduğu bir pazarda istikrarlı bir şekilde prim yapma stratejisi ile Batı Avrupa'nın en büyük ev aletleri markası halıne gelme' konusundaki performansı nedeniyle verildiğini belirtti Hayırlı' kartlar • İSTAINBUL(AA)- Bayram ve yılbaşı ıçin sevdiklerinıze, ÇevTe ve Kültür Değerlenni Koruma ve Tanıtma Vakfı (ÇEKÜL). Türkiye Erozyonla Mücadele. Ağaçlandırma ve Doğal Varhklan Koruma Vakfı (TEMA), Doğal Hayatı Koruma Derneğı (DHKD) ve Anne ve Çocuk Eğıtım Vakfı (AÇEV) gıbi dernekler ile UNICEF'm kartlannı göndererek hem doganın korunması. hem de anne ve çocuklarm eğıtılmesi ıçın yardımda bulunabilirsiniz. Afhka'da çocuklar açlıktan ölürken gelişmiş ülkelerdeki çocuklar kalori fazlalığı soranu yaşıyor Avrııpa'da şiştnanhk yayıhyor• Afrika ve diğer azgelişmiş ülkelerde yılda 30 bin çocuk yetersiz beslenme ve açlıktan ölürken Almanya'da her üç çocuktan birinin 'fazla kalori' yüzünden aşın şişman olduğu ortaya çıktı. FRANKFURT (Cumhuriyet Bürosu) - Dünyada her gün 30 bin dolayında çocuk yetersiz beslenme nedeniyle ölürken Batı Avrupa ülkelerinde her üç çocuktan birinin aşın şişman olduğu ortaya çıktı. Almanya'da konuyla ilgili olarak yapılan bır araştırmada, kız çocuklannm yüzde 33'ünün, erkek çocuklannm da yüzde 26'sının "kalori fazlahğı" nedeniyle sağlıksız bir yaşama adım attıklan belirlendi. Avrupa ülkelerindeki şişman çocuk oranının her geçen yıl daha da arttığı açıklandı. Almanya'da Jena Üniversıtesi'nin Halle şehri sağlık dairesiyle birlikte yürüttüğü araştırma sonuçlanna göre, Almanya'da aşın şişman çocuklann durumunun, gelecek yıllarda toplumun en önemli sorunlanndan biri olacağı belirtildi. Şişmanlık yayıhyor Geçen hafta içinde dünya çocuklannm durumuyla ilgili olarak yayımlanan iki farklı araştırma raporu sonuçlan, Avrupa ve azgelişmiş ülke çocuklan arasındaki aynmı da ortaya koydu. Birleşmiş Milletler LJluslararası Çocuklara Acil Yardım Fonu UNICEF geçen hafta dünyada günde 30 bin çocuğun çoğunlukla yetersiz beslenme nedeniyle öldüğünü açıkladı. Haftalık haber dergisi "Spiegel"in son sayısında yayımlanan Jena Üniversitesi ve Halle Sağlık Dairesi'nin araştırma sonuçlan ıse Almanya'da kız çocuklannm yüzde 33'ünün, erkek çocuklanmn ise yüzde 26'sının 3şın beslenmeden mustarip olduklannı Uzmanlar çocuklann yeterince hareket etmediklerine dikkat çektiler. ortaya koydu. Araştırma sonuçlarını yorumlayan uzmanlar, 1985 yılında kilo sorunu olan kız çocuklan oranının yüzde 10.6 olduğuna dikkat çekerek bu gelışmenin düşündürücü olduğunu belırttıler. Araştırmayı yöneten Katrin Korneyer- Hauschild, çocuklann kılo sorununu hafife almamak gerektiğini söyledi. Uzmanlar yanhş besinin yanı sıra çocuklann yeterince hareket etmediklerine de dikkat çekerek yemek ile alınan kalorilerin yeterince yakılmadığını açıkladılar. Beslenme uzmanı Mathilde Kersting, kilolu çocuklan olan aılelenn beslenmeye çok dikkat etmeleri gerektığini açıklayarak "Sorun, çok yağlı gıdalardan kaynaklanıyor. Almanya'da çocuklar ve gençler ebeveynleri gibi besleniyorlar ve yüzde 38 oranında yağ tüketiyoıiar. Ama uzmanlar tarafindan bu oran yetişkinlerde yüzde 30 olarak tavsive ediliyor, çocuklarda ise en fazla yüzde 35" dedı. Sorun beslenme ahşkanlıklan Kilo sorunlanna karşı en etkin önlemin beslenme alışkanhğmın değişmesi olacağmı açıklayan besin uzmanlan, ailelerın az yağlı yiyeceklere yönelmesi gerektiğini belirttiler. Kilo sorunu olan çocuklu ailelere çok önemli görevler düştüğünü belirten beslenme uzmanı Kersting, şişman çocuklu ailelerde tüm ailenin besin alışkanlığını değiştirmesi gerektiğini açıkladı. Kersting, "Bir ailede kilo sorunu olan çocuk varsa sadece bu çocuğun beslenme ahşkaıüığını değiştirmesine dikkat etmek yanhş olur. Bu yöntem başından başansız olmaya mahkûm. Ailenin tümü beslenme alışkanlığını değişrinneli. Bilinçli beslenıııenin yanı sıra çocuklan tekrar hareket ermeye ahşbrmak gerekiyor. Fazla kilolu insanın tedavisi bir hayat boyu süren görev" şeklinde konuşru. Çocuklarda dengesiz kilo almaya yol açan dığer bir faktörün ise düzensiz yemek olduğunu belirten Mathilde Kersting, "Çoğu çocuklar, öğle ve akşam saatlerinde yalnız olduklanndan. can sıkınüsından buzdolaplannda ele geçirdikleri her şeyi yiyoriar. Ailelerin en azmdan günde bir öğün beraber yemek yemeye dikkat ernıesi gerekiyor. Biz bu nedenle ailelere hiç değilse akşam yemeklerini beraber yemelerini tavsiye ediyonız. Çünkü beraber yemek bir tûr beslenme eğitimi olabilir" dedi. STAL1KLARA KARŞI YENİTEDAVİYÖNTEMLERİGEÜŞTİRİLECEK Gen teknolojisisayesinde insan ömrü 30ydiçinde uzmacak FRANKFURr(Cumhuriyet Bü- rosu) - Genlerde yatan bilmecenin çözülmesiyle, ortalama ömür sü- resi başta olmak üzere ınsan yaşa- mında köklü dönüşümler yaşana- cağı bir kez daha vurgulandı. Gen araştırmalan alanında önde gelen uzmanlar arasında yer alan Alman bilimadamı Prof. Andre RosenthaL oluşturulan yeni tekno- lojıler aracıhğı ile 30 yıl içinde, özellikle sanayi top- lumlarındaki ortalama öm- rün bir sıçrama gösterece- ğini savundu Çahşmalarını Berlin Humboldt Ünıversitesi'nde yan etkiler de büyük ölçüde gerile- tilecek" dedi 'Die Welt' gazetesinin sorulan- m yanıtlayan Alman bılım adamı, genlerin ınsanın ömrünü ne ölçü- de belirlediğinın henüz kesın ola- rak tespit edilemedığıne dikkat çe- kerken şöyle konuşru: "Dokulann veorganlann öliunü daha çok genlerin etkisi altında. • Alman bilim adamı Andre Rosenthal, gen teknolojisiyle gelecekte gelişmiş ülkelerde yaşayan insanlann ortalama yaşam beklentisinin ikiye katlanacağına dikkat çekti. sürdüren Rosenthal, gelecekte, gen teknolojisi sayesinde kanser, kalp ve kan dolaşımı hastalıklan gibi 'toplumsal niteük kayanmış sıkın- ülara' karşı yeni tedavi yöntemle- ri geliştirileceğinı belirtti. Prof. Rosenthal, genlertemelinde gerçek- leştirilen yeni tedavi yöntemlerinin, insanlann kişisel genetik yapısma göre uygulanacağına dikkat çeke- rek u Bugün kanser tedavisinde kul- lanılan yöntemlerin neden olduğu Gelecekte insanlann ömrü gen te- rapilern le iki\ e katlanabilecek mi, bunu beklemek gerekiyor. Tophımu- muz bu geüşmelere henüz hazır de- ğfl. Sadece sosyal güvence sistemi çökmez. Yaşlılık daha çok sosyal, ekonomik ve çevre faktörlerinden etkileniyor: Hangi ülkede yaşıyo- nım, sosyal çevremin yapısı nasıL, aüenıin zenginliği hangidüzeyde,80 yaşundan sonra tıbbi harcamalan- mı kendim karşüayabUir miyim, nasıl beslenryorum vs~ Ortalama ömür, daha çokyaşam standardıve nbbi altyapıya bagh." Andre Rosenthal, "Sanayi top- hımu yeni boyutJar alacak" dedi. Rosenthal, sanayi toplumlannda bır başka devrimin de internet ile gerçekleştığine dikkat çekerken iki alan arasında yoğun bağlar oldu- ğunu da vurguladı. " Rosenthal "Çağdaşgene- tiğin ve gen araşürmalan- nın temelinde bügi akışı ve iktişim yauyor. tnsanlann veyaorganizmalann doku- sal yapılan, genetik enfor- masyon. Bu enformasyon- lan karşüaşnrmak icin çok bü>ük kapasiteli donanım ve yazüıma ih- tiyaç var. Moleküler üp için 'bılgi akışı toplumunun son noktası' di- yebiüriz'' şeklinde konuştu. Alman uzman, yeni gen tekno- lojisi ile insanlann doğmadan ön- ce yapısının belırlenmesinden kuş- kuduydugunu belirtti. Prof Rosent- hal, "Bunlardahaçoktophımunbu teknolojiyi nasıl kuUandığma bağ- h"dedi. e-posta : tan (n prizma. net. tr 'Boğazlardapetrol tankeri istemiyoruz' Istanbul Haber Servisi - Doğa Savaşcüan ÇevTe Örgütü, boğazlarda yasanması olası kazalara dikkat çekmek amacıyla Beşiktaş'ta bir basın açıklaması yapo. Barbaros Hay- rettin Paşa Anıü önünde Başkan Zafer Nlurat Çetintaş taranndan yapılan açıklama- da, yılda 6 binden fazla tehlikeli > ük taşı\ an toplam 60 bin geminin yaratnğı tehlikenin büyüdüğüne dikkat çekildi. Türk boğâdannda petrol tankeri istemediklerini belirten Çetintaş. "Doğaıun >enihnez gücü inkâr edilerek boğaz akınnlanrun yayacağı radyas- yonun ölçüsü bile açıklanmayan radar kuleleri İstanbul Boğazı'ndaki tehükeyi ön- leyemeyecektir" diye konuştu. Eyleme bir grup bahkçı da destekverdL(VEDAT AR1K) Observer'm iddiası Küçük çocuklar seks kölesi yapılıyor LONDRA(AA)-ln- giltere 'de pazar günle- ri yayımlanan The Ob- servergazetesi, "geüş- mekte olan ülke vatan- daşu 6-7 yaşlanndaki çoksavida çocuğun, an- ne-babalanndan satin ahnarakyadakaçırda- rak getirfldikleri Ingil- tere'de seks kölesi ola- rak kullanıldıklannı'' öne sürdü. Ingütere'de giderek büyüyen seks endüstri- sinin yeni kurbanlan- nın, fakır ülkelerin fa- kir insanlannın çocuk- lan olduğunu iddia eden gazete, bu çocuk- lann mgiltere'ye feri- botlar ya da uçaklarla getirildiklenni bildir- di. "Şaşkın, umutsuz, bu çocuklann genelev- lerde hapis hayatına mahkûm edildiklerini, zorla yaşh vezengin Id- şflere pazarlandıklan- nı" belırten gazete, bu yaştakı bir çocukla be- raber olabilmek için müşterilerin 500 sterli- ne (500 milyon TL)ka- dar fiyatlar ödedikle- rini ıddia etti. Henüz ergenlik ça- ğına bile girmemiş bu çocuklann polis tara- fından bulunmalannm da güç olduğunu belir- ten gazete, bu çocukla- nn saklandıklan evle- rin devamlı koruma al- tında tutulduğunu bil- dirdi. Observer, bu ço- cuklann bir kısmıyla röportajlar yapmayı ba- şardığını da iddia eder- ken çoğu evsiz olan bu çocuklann çareyi uyuş- turucu ve alkolde bul- duklannı belirtti. "Seks köka" olarak kullanılan çocuklann, polis veya gazeteci bi- le olsa kendılerinden büyüklere güvenmeyi reddettiklerini ve ağır ruhsal sorunlann etki- si altında bulundukla- nnı anlatan gazete, po- lis teşkilatı Scotland Yard'ın da söz konusu sorunu bugüne kadar karşılaşılan en büyük sorunlardan biri addet- tiğinı kaydetti. Polisin de aynı yönde ıstihba- ratlara ulaştığını belir- ten Observer, çocukla- nn tngilizce bilmedik- leri için sokaklarda, ge- nelevlerde olduklann- dan daha büyük tehli- kelerle karşı karşıya bulunduklarına dair uyanda bulundu. SÖYLEŞİ ATTİL İLHAN Ulusal 'Temizlik' Harekâtı! Vay be, üç yıl mı olmuş? Zaman su gıbı akıyor: Vs- lamf Sermaye 'nin piyasada örgütlenerek 'laik cumrîL/nyef/'tehditettiği açıklanmıştı; açıklayan kim, 'Batı Çalışma Grubu', yani Cihet-i Askeriye; olayın dibi kurcalandıkça, adına 'Anadolu sermayesi' de- nilen servetin, fâxial/ümmet mantığına bağlı, 'geri- c/' bir güç olduğu anlaşıldı; üstelik çeşitli tarikatla- nn' birbirinden karanlık yeraltı örgütleri, devâsâ bir örümcek ağı halinde, meğerse etrafımızı sarmış! O tarihte 'nâçizâne' bir itirazımız olmuştu; meraklısı belki de, 'Haksızlığı Ya Laik de Yapryorsa' başlık- lı o söyt^inin, özellikte son kısmını hatırlayacaktır; ba- kar mısınız, ne demıştim: "...brifinglerde görûlmüştürki, 'şenatçı' birserma- ye birikimı vardır; 'ümmetçı' bır burjuvazi oluşmuş- tur; iktidara ortak olmak arzusundadır; iyi de, 'laik , üstelik son derece büyük ve yoğun bir sermaye birikimi yok mudur; 'komprador' Liman Burjuva- zisi'ne; ortağı bürokrasi, geçtiğimiz iktidarlar bo- yunca, say say bitmeyecek 'avantalar' sağlama- m»ş mtdır? O burjuvazinin jet/sosyetesi, diBere des- tan yolsuzluklan, rezillikleriyle; 'laikliği' ve özgür- lüğü' bir 'Sodom ve Gomore' başıboşluğu gibi al- gıladığını yıllardır gösterip durmuyor mu?.." "...şimdi bakın, eğer ulusal servetin paylaşımında haksızlık oluyorsa; haksızlığın, laik'i, şehatçı'sı ol- maz; haksızlık, haksızlıktır, heryerde bu böyledir; o sebepten, artık Cihet-i Askeriye mı, (mesela Bat Çalışma Grubu) olur. Cihet-i Mülkiye mi olur; in- sanın gönlü şu son yirmi yıl içinde 'laik burjuva- zi'ye kredi, teşvik vb. olarak sağlanmış "yasal ko- laylıklar'; ya da, -hâşâ huzurdan- yasal olmayan 'kıyaklar 1 hakkında, derli toplu birkaç brifing ya- pılmasını arzu ediyor, böylece 'alafrangalığın', Türk halkının büyük çoğunluğuna (aşağı yukan yüzde seksen) neye mal olduğu daha güzel an- laşılmış olun havaya pîr aşkına pala sallayan, bazı 'laik' profesörferin de gözü belkiaçılır..." "...'laik alafrangalık', anti/emperyalist olma- yan Bat yandaşlığıdır, bunun eski adı Tanzimat- çılık! 'Çağdaşlaşma'nınyolu, elbette, dınınbıreysel- leştirilmesinden geçer, ama bu kadan yetmez; tek başına laik olmak, insanın insana kulluğunu kaldıra- biliyormu, ben ona bakanm..." "...size 'kaldırdı' gibi geliyor mu?.." (Cumhuriyet, 22Ağustos1997) MASAK' yapamazsa 'EMİM' yapar... Şimdi lütfen, şu satırtan okur musunuz? "...birkaç ay önce doğrudan Genelkurmay'a bağlı bir örgûtlenme, kimsenin haberi olmadan gerçek- leşti. 'Kara para' trafiğinin kontrol altına alınabilme- si için, Maliye Bakanlığı bünyesinde oluşturulan 'Mali Suçlan Araştırma Kurulu fMASAK'J 'nun, is- tenilen mücadeleyı yapmadığını saptayan Genelkur- may, kendi bünyesinde 'Ekonomik ve Mali Izleme Merkezi'n/ fEMlM'j kurdu: başına bır kurmay a/bay getirildi, önce .ticari bankalarda on bin dolann üze- rinde yapılan bütûn işlemleri incelemeye aldı, ban- ka kayıtlan bir bilgisayaria bir merkezde toplandı..." "...aslında Genelkurmay bu çalışmayı yasadışı işlere giren ve hakkında ihbar olan subay ve assu- baylann takibiiçin başlatmıştı; fakat 'MASAK'/n, is- tenibn mücadeleyiyürütememesinedeniyle 'EMİM'/n çalışma sahası genişledi. 'Batı Çalışma Grubu', 'Şaibeli Sermaye Konsorsiyomu' adı verilen örgût- lenmeye karşı büyük bir 'temizlik harekâtı'na başla- ma karan almıştı. Batı Çalışma Grubu'nun 'çok özeT dünyası, 'Konsorsiyomu' hedefalıyor;vebuko- nudan, 'Ulusal Temizlik Harekât' olarak söz edi- yordu. Soruşturma, Cumhuriyet 7n kuruluşundan beri yapılan, en büyük temizlik harekâtı olarak de- ğeriendiriliyordu..." "...'Batı Çalışma Grubu' sanıldığt gibi, ya/n/zca şenatçı faaliyetleh takip eden bir birim değil; ülke- nin ulusal güvenliğini ilgilendiren tüm konulaıia il- gilenen yasal bir kuruluştu. Tıpkı Susurluk'fa orta- ya çıkan 'Özel Örgüt' gibi, 'Konsorsiyom' da, ulu- sal güvenliği tehditeden bir örgûtlenme olarak gö- rûlüyordu..." (Aydınlık, 5 Kasım 2000) önce bir hayret nidası: ığne deliğinden, her gün bilmem kaç deve geçirmek başansı gösteren hol- ding basını" nasıl oluyor da, böyle -tekzip edilme- miş- vurucu bir haberi 'atlayabiliyor'l Sonra, TV'de- ki 'pembe diziler' gibi, hanidir ekranlarda süren 'operasyonlann' arkasındaki 'istihbarat ağına ve çalışmasına' takdir: 'Matador', 'Ahtapot', 'Kasır- ga', 'Balina', 'Paraşüt' ve benzerlen; aynı şaşmaz gerçegi gösteriyorlar; üç yıl önce bu kösede dile ge- tirilen 'temennı'; besbelli saatinedenkgelmiş ki, ger- çekleşti: bunun (laik ve Mason) Liman Burjuvazi- sini ve benzerierini nasıl allak bullak edeceğini tah- min etmek hiç de zor değil! Geriden bakılırsa... 'Erken' Cumhuriyef döneminden başlayarak, da- ima ve ısrarta "serbest teşebbüs " yandaşı olan; De- mokrat Parti'nin ıktidar olduğu 1950/1960 yıllan arasında da, ısrarla 'liberalliği' -yani 'özelleştirme'y\- savunan Celal Bayar'ın; 'hususi (özel) sermaye' ko- nusunda ilgınç, -fakat son derece 'gerçekçi'- birta- nıklığı vardır; sanınm bu münasebetle onu hatırlama- nın ve hatırlatmanın tam sırası: "...memleketin sanayileşmesı ve milletin muhtaç olduğu refahı, bazı hususi teşebbüslere ve bu teşeb- büslerin dayandığı sermayeye bırakmak lazım gelir- se,enaz iki asır daha beklemek lazım geljr. 'Husu- si sermaye' nedir? Açık söylememe müsaadenizi istimam edeceğim. Bunlar üç kısma aynlıyoriar..." "...Birinci Kısım: Belli sahalara yerteşmeyi, mün- hasıran kendiaçısından kâriı gören 'yabancı serma- ye'ye 'paravanlık' edenlerdir. Ikinci Kısım: 'Hükü- met her yerde fabrika kurulmasını arzu etmiyor, biz bugün eJverişli görülen bir yer için müsaade alalım, bır sermaye gıbı elımizde bulunsun, üzerinde spe- külasyon yapalım' düşüncesini güdenlerdir. Üçün- cü Kıstm ise, memleketin ekonomi icaplannı dikka- te almadan, olanca alakasını ve devletin yüksek ko- ruma tedbinerini, kendişahsi vegündelikçıkahan için sömürmeyi düşünenlerdir..." (Bilsay Kuruç, 'Iktisat Politikasının Resmi Belgeleri' SBF, Ankara, 1963. s.41) Acı ama gerçekl. Bugün 'memleketin ulusal eko- nomisinin gereklerini' es geçip; işi gücü, 'kendi şah- si ve gündelik çıkadan için devteti sömürmek' olan- lar çoğaldığı için mi; acaba 'Ulusal Temizlik Hare- kâtförgütlenmek ihtiyacı duyuluyor? TÜSİAD Haysiyet Divanı Başkanı, bu konuda çar- pıcı şeyler söylemiş de!.. http-7/www.prizma.netfr/AILHAN httpy/www.bilgiyayınevi.com.tryatlhan Faks/0-212/26019 88
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle