17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
18 ARALJK 2000 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Çankaya'dan dönen yasa bugün komisyonda, çarşamba günü Genel Kurul'da veA1VKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - Hü- kümet ortaklan, Cumhurbaşkam Ahmet IVecdetSezer'den dönen ve şartlı salıveril- me yöntemiyle dolaylı af getiren yasayı 20 AraLık Çarşamba günü bütçe görüşmele- rinin ardından yeniden çıkarma karan al- dı. Bu çerçevede, yasanın bugün tali ko- misyon olan Anayasa Komisyonu'nda, yarın da Adalet Komisyonu'nda görüşül- mesi planlandı. Cumhurbaşkanı Sezer'in yeniden geri göndermesi yolunu kapatmak için yasayı "aynen" Meclis'ten geçirme karan alan hükümet ortaklan, FP'den de komisyon- larda ve Genel Kurul'daki görüşmelerde mümkün olduğunca "azsöz almalan" is- teminde bulundu. Affa karşı tavn bilinen Erbakan gözdağı• Hükümet, affı jet hızıyla Meclis'ten geçirerek bayramdan önce yetiştirmeye çalışacak. Bu arada hükümetin FP'ye 'Komisyonlarda fazla konuşmayın, Erbakan hapse girer' mesajı gönderdiği öne sürüldü. ANAP yöneticileri, "yasanın yeniden çı- karüması karanna koalisyon uyumu açı- sından çomaksokmayız, ama destekde ol- mayız" görüşünü dile getirdi. DYP ise "ekonomik suçlann affi" için yeni bır ya- sa önerisi verdi. Yasa, dün Anayasa ve Adalet Komisyo- nu'na sevk çdildi. Yasamn Meclis'teki gö- rüşme sürecini hızlandırmak için de ikti- dar gruplannın gerek komisyonlar, gerek- se Genel Kurul'da yasa üzerinde mümkün olduğunca söz almama taktiği izlenmesi benimsendi. Affin çıkmaması durumun- da, kapatılan RP'nin yasaklı lideri Nec- mettin Erbakan'ın 14 Ocak'ta cezaevine girecek olmasına dikkat çeken DSP'lile- rin, FP yönetimine "mümkün olduğunca azkonusun" istemini ılettikleri öğrenildi. Hükümet ortaklan, daha önce Anayasa Komisyonu'nun "anayasaya uygunluk" görüşü bildirdiği için yasanın doğrudan e- sas komisyon olan Adalet Komisyonu'na sevkini de tartıştılar. Ancak daha sonra yasayla ilgıli "tarnşmalan ve eleştirileri büyütmemek" için önce Anayasa Komis- yonu'na sevki kararlastınldı. Bu çerçeve- de yasa bugün Anayasa Komisyonu'nda ele alınacak, yann da Adalet Komisyonu gündemine gelecek. Yasa, bütçe görüş- melerinin ardından çarşamba günü de Ge- nel Kurul'da, gerekirse sabaha kadar çalı- şılarak çıkanlacak. ANAP Genel Başkan Yardımcısı Bü- lent Akarcah, afta ısrar edilmesini doğru bulmadıgmı belirtti. MHP yöneticileri de, milletvekillerine herhangi bir baskı yapıl- mayacağmı belirtti. DYP Genel Başkan Yardımcısı Hayri Kozakçıoğlu, Çankaya'dan dönen yasanın görüşmelerinde de "hayır" oyu kullana- caklannı açıkladı. Muhalefet tepkili FP'de afyasası ikilemiANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Se- zer tarafından geri gönderilen Şart- lı Salıverme ve Erteleme Yasası FP'de sıkıntı yarattı. Parti yönetimi, kapatılan RP'nin yasaklı lideri Nec- mettin Erbakan'ı cezaevınden kur- taracak yasaya destek verme eğili- mini ortaya koyarken parti içi mu- halefet temsilcileri farklı düşünü- yor. FP Grup Başkanvekili Bûlent Annç, yasanın bu haliyle çıkanlma- sının doğru olmayacağım, adaletin sağlanamayacağmı söyledi. FP Başkanlık Divanı son geliş- meler üzerine dün TBMM'de olağa- nüstü toplandı. Toplantıda yasanm Cumhurbaşkanı tarafından iade edilmesinden sonra işleyecek süreç- te FP'nin nasıl hareket edeceği tar- tışıldı. Kutan, toplantınm başında Başbakan Bülent Ecevit'in yardım- ası Hüsamettin Ozkan aracıhğıyla yasaya destek istediğini bildirdi Kutan'ın Özkan'a, "Yapılacak iş anayasa değişikliği değiL Iktidar or- takİan olarak sayuuz yasanın çıka- nlması için yeterti" karşılığını ver- diği bildirildi. Kutan, divan üyeleri- ne, Necmettin Erbakan'ı hapisten kurtaracak yasanm 2. maddesiyle il- gili rahatsızlıklannm bulunmadığı- nı, ancak 1. maddeyle ilgili çekin- celerinin bulunduğunu ifade etti. Annç: Adaletsizlik doğurur FP Grup Başkanvekili Bülent Annç, vetolu yasanm adalet yerine, adaletsizlikler oluşturduğunu dile getirdi. Annç, şartlı salıvermeyi dü- zenleyen 1. maddeye parti olarak iti- raz etmelerinin doğru bir tavır ola- cağını söyledi. Annç, yasamn ay- nen çıkması dunımunda Cumhur- başkanı Anayasa Mahkemesi'ne götürse bile, bu sürede mahkûmla- rm salıverileceğini, aynca Yüksek Mahkeme'nin, yasamn kapsamuıı genişletebileceğini bildirdi. Tartışmalardan sonra, Cumhur- başkanı Sezer'in veto gerekçelerini incelemek için hukukçu 3 milletve- kilinden oluşacak bir komisyonun oluşturulmasuıa karar verildi. Toplantıda Grup Başkanvekili Yasin Hatiboğlu nun. "ÇokönemM gelişmeler cereyan ediyor. TÜSİAD hükümeti topatutuyor" diyerek Ku- tan'ın böyle bır ortamda Ankara dı- şındaki iftar yemeklerine bir süre katılmamasıru önerdiği ve bunun kabul edildiği öğrenildi. Polis kökenli milletvekilleri, Çevik Kuvvet'i tahrik savına tepki gösterdi 6 Birileri ince ayar yapıyor' • Ankara Milletvekili Saffet Ankan Bedük, Çevik Kuvvet'i tahrik savını ortaya atanlann ellerindeki belgeleri yargıya vermemeleri dunımunda mahkemeye başvuracaklanm söyledi ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - DYP Genel Başkan Yardımcısı Hayri Kozakçıoğlu. polis kökenli milletvekillerinin Çevik Kuvvet'i eylem yapması için tahrik ettiği savımn "manüksız" olduğunu belirterek yargıya başvuracaklannı söyledi. Kozakçıoğlu, "Burada çok ince bir ayar var. O ince ayan yapanlar ortaya çıkanlmahdır" dedi. Içişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada da, "Yürüyüşün bazı milktvekilk'rimizin teşvik ve yönlendirmeleri sonucu gerçekleştiğine ilişkin bir bflgi ve belge elde ,o-<ı K edümemiştir'' denıldi. ""*" Polis kökenli milletvekilleri, telefonla Çevik Kuvvet'in eylem yapmasmı sağladıklan yönündeki savlara tepki gösterdiler. DYP Genel Başkan Yardımcısı Hayri Kozakçıoğlu ve Ankara Milletvekili Saffet Ankan Bedük, dün düzenledikleri basın toplantısında gazetecilerin konuyla ilgili sorulannı yamtladılar. Kozakçıoğlu. savlan "manûksız ve yaJaşıksız" bulduğunu belirtirken "Bu DYP Genel Başkan Yardımcısı Hajrikozakçıoğlu, toplum poBsi- ni tahrik ettikleri yohmdaki suçlamalan 'manüksız' buldu. ,. iddiayı söyleyenler bunu ispat : etmek zorundadır. Süratk bunu açıklasınlar. Benim böyle bir eylemim olmamışOr. Konunun ayduüaohnaması dunımunda yargı yoluna başvuracağım" dedi. Adı geçen milletvekillerinin zaman zaman polisin haklannı savunan milletvekilleri olduğuna dikkat çeken Kozakçıoğlu, şunlan söyledi: "Son olayİarda da polisin sorunlannı dile getiren açıklamalar yapan miUetveldDeri, polisi yürüten nüUet\«kfllerigibibir görüntü ortaya atılnuşör. Burada çok ince bir ayar var. O ince ayan yapanlar ortaya çıkanlmalı ve kamuoyuna açıklanmahdır." Saffet Ankan Bedük de, polisin ekonomik ve sosyal bakımdan sıkıntı içinde olduğunu, bunlan dile getirmeye devam edeceklerini söyledi. Bedük, "Bunlar vahim iddialardır. Polislerin mutlak suretle amirierine itaat etmeJeri gerektiği yönünde beyanlanm olmuştur. Çok üzuntü duydum. Bu iddiayı ortaya atanlan, eundeki bügi ve belgeleri yargıya vermemeleri dunımunda müfteri ilan edryonun" dedi. Bedük. konunun tam olarak açıklığa kavuşturulmaması dunımunda yargıya başvuracaklannı belirterek u Eğer böyle bir milletvekili varsa deşifre edilmeli ve mahkemeye verUmebdir. O ne biçinı milletvekili ki bir telefonla 7 bin polisi yürütüyor. Böyle bir millervekilini düşünebühor musunuz? Çok yakışıksız buluvorum" diye konuştu. Içişleri Bakanlığı Basın Müşavirliği'nden yapılan yazılı açıklamada da, şöyle denildi: Yazılı açıklama "tstanbul Emniyet Müdüriüğü'nde görevh' bir kısun Çevik Kuvvet personeh' tarafından 12 Arahk 2000 günü yapılan yürüvüşün sebep ve sonımlulan ile kışkırtıcılannı tespit etmek amacıyla başlanlan inceJeme ve soruşturmalar, bu konudaki her türiü bilgi ve iddialar hassasiyetle değerlendirUmek suretiyle sürdürülmektedir. Miilİdye ve polis başmüfettişleri tarafindan şimdiye kadar yürütülen incelemekrde, bir ktsım Çevik Kuvvet personeti tarafindan gerçekleştirilen yürüyüşün, bazı A millervekillerimizin teşvik ve yönlendirmeleri sonucu gerçekleştiğine dair bir bilgi ve belge elde edilmemiştir.*' Yargıtay Başsavcıfağı seçimi bugün ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - Vural Savaş'ın görev süresinin dolmasıyla boşa- lacak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı gö- revi için bugün seçim yapılacak. Yargıtay Büyük Genel Kurulu'ndâ 238 üyenin oy kullanacağı seçim tek turda gerçekleştiri- lecek. En çok oyu alan 5 aday, aldıklan oy sırasına göre Cumhurbaşkam Ahmet Nec- det Sezer'e bildirilecek. Sezer, 5 aday ara- sından birini 4 yılhğına başsavcı olarak ata- yacak. Başsavcılık için Savaş, Yargıtay 11. Ceza Dairesi Başkahı Sabih Kanadoğlu, 7. Ceza Dairesı Başkanı Koparan Başal, 3. Ceza Dairesi üyesi Ydmaz Alasu ve 3. Hu- kuk Dairesi üyesi AtiDa Bengü yanşacak. Genel Kurul'da yapılacak seçimde yeni Yargıtay cumhuriyet başsavcısı adayı belir- lenecek. Savaş göreve seçilmesi dunımun- da, 65 yaşını dolduracağı 2003 yıhna ka- dar aynı görevi sürdürecek. Yargıtay 11. Ceza Dairesi Başkanı Sabih Kanadoğlu da adaylığını açıkladı. Sosyal demokrat kişiliğiyle tanınan Kanadoğlu, seçilmesi dunımunda 2003 yılında yaş had- dinden emekliye aynlacak. Adaylardan Yargıtay 3. Ceza Dairesi üyesi Yılmaz Ala- su, daha önce Başsavcıvekilliği görevini yürütmüştü. 7. Ceza Dairesi Başkanı Ko- paran Başal da aday olduğunu duyurdu. Yargıtay Yasası'na göre, başsavcı adaylan resmi başvunı yapmıyor. ancak şifahen adaylıklannı açıkladıklan için üyeler ter- cihlerini buna göre yapıyorlar. Tek turda gerçekleştirilecek seçimde en yüksek oyu alan ilk 5 sıralanacak. Başsavcının görevteri Başsavcının görevleri şöyle: • Anayasa Mahkemesi Cumhuriyet Sav- cıhğı görevini vapmak. • Siyasi partilerin tüzük ve programlan- nı denetlemek. • Siyasi partilerin kuruculanmn hukuki durumlannı denetlemek. • Siyasi partilerin kapatılması hakkmda dava açmak. • Üst düzey bürokranaıiaflgttısoruştur- malan yürütmek. IRMIKIAYDIN ENGİN aengin(g doruk.nettr Pazartesi günleri Tırmık okur- lardan gelen tepkilere, katkılara aynlıyor. Aslında kısa kısa pa- ragrafçıklar aktararak çok sayı- da okuyucuya yer vermek el- bette keyifli. Gel gör ki yaşadı- ğımız günler 'keyfi' de 'keyifle yazılan' da lüks kıldı. Geçen hafta iki hekimin mek- tuplannı yayımladım. Her iki he- kim de ölüm orucundakilere tıb- bi müdahale yapılıp yapılama- yacağını 'tıp etiği' (etik = ahlak) açısından tartışmaktaydılar. Bu hafta, eski Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi (TTB) Başkanı, halen TTB Izmir Şube- si üyesi Ata Soyer'in aynı soru- nu farklı açıdan tartışan bir ya- zısını aktaracağım. Tabii bu köşenin sınırlannın dayattığı zorunlu kısaltmalarla... Buyrun: ••• Son günlerdeki açlık grevleri ve ölüm oruçlan, tıbbi müdaha- le noktasına indirgenerek tartı- şılmaya başlandı. Bu konudaki çözüm ve haklılık ölçütü, açlık grevindekilere müdahale edil- rresi gereğine odaklanmıştır. Zorla beslemenin etik olmadı- Bir Tıp Etiği Tartışması ğını söyleyen kurum ve kişiler, neredeyse 'ölüm emriya da ka- ran ' vermiş insanlar gıbı algılan- makta ve yansıtılmaktadır. Her şeyden önce, ölüm orucu tıbbi bir olay değildir; tıbbi sonuçlan olan insani ve sosyal bir olgu- dur. Hal böyleyken, açlık grevi tar- tışmasını, sadece açlık gtBvin- deki insanlara tıbbi müdahale- ye indirgemek asıl sorunu sak- lamak anlamına gelmektedir. Açlık grevi, nedeni ortadan kal- kınca bitecek bir eylemdir; yok- sa açlık grevi yapanlara müda- hale edilmesi ile değil... Hekimler için insan yaşamı herşeyden önemlidir. Hiçbir he- kimin, insan yaşamına bir diğe- rinden daha az ya da çok önem verdiğini söylemek uygun de- ğildir. Siz sanıyor musunuz ki, cezaevinde açlık grevi yapan in- sana değen hekim, üstelik ölü- me yatmış bir insana değen he- kim, rahatlıkla ölüm karan vere- bilir... Sanıyor musunuz ki, hiç kılı kıpırdamadan onlan elleme- yin, ölsünler diyebilir... Kim ki bunu iddia eder, insani bilmiyor- dur, insana değmemiştir... Yine, sorun açlık grevini des- tekleyip desteklememe sorunu değildir. Özellikle biz 'dışardaki- ler', özelde de sağlıkçılar, açlık grevini savunamazlar! Ama, aç- lık grevi ile ilgüi sorumluluklannı unutamazlar. Nedir, açlık grevindeki sorum- luluk? Onlarca kez yazıldı: Açlık gre- vi yapan kişiye, onun onayını alarak tıbbi danışmanlık ver- mek, yine onayı doğruttusunda tıbbi destek vermek. Tıpkı, her hastaya yapılması gerektiği gi- bi... Hekimin açlık grevine karşı ol- ması, onun açlık grevindeki ki- şiyi açlık grevinden vazgeçirme- sini kapsamaz. Hekim, kişiye açlık grevi ile ilgili doğru bilgile- ri onun anlayacağı şekilde akta- nr, yine kişinin nzası ile tıbbi mü- dahalesini gerçekleştirir. Gele- lim, bilincini yitiren kişiye heki- min müdahale etmesine. Kişi aksine beyanda bulunmadıkça, hekim, kişiyi yaşatmak için elin- den gelen her şeyi yapmalıdır. Ancak aksine beyan durumun- da -ki insani olarak en zor olan durum budur- müdahale edil- memesini öneriyoruz. Bu, sade- ce insani olarak değil, tıbbi ola- rak da sıkıntılı bir konudur. Aç- lık grevindeki insana iradesi dı- şında müdahale etmek, o insa- nın iradesi yerine geldikten son- ra kendine zarar vermesini ön- lemeyecektir. Üstelik, bu kez hekime güveni ortadan kalkmış, diyaloğun olmadığı bir ilişki or- taya çıkacaktır. Bü durumda, açlık grevcisine zorla müdaha- le eden hekim, bir daha ona te- mas edemeyecektir. Ya da ederse, güvenlik güçleri ile bir- likte ya da onların desteği ile edebilir... Bugünkü durum şudur: Açlık grevi ve ölüm orucunun gerek- çelerini ortadan kaldırmak yeri- ne, ortaya çıkabilecek ölümlerin sorumluluğundan kaçınmak! Bunun için de, F tipı cezaevi gibi sosyal ve siyasal bir soru- nu, tıbbi bir konuya indirgemek. Sorunu böyle koyanlar, açlık grevi ya da ölüm orucundakile- ri zoıia besleyerek -üstelik insa- ni de görünerek- sorumlulukla- nndan sıynlmayı umuyortar. Oy- sa. insancıllık adına yapılacak zorla müdahale, ölüm orucun- dakileri kurtaramayacağı gibi ölüm orucunda olmayanlann da ölmelerine! ağır sağlık zararlan- na uğramalanna yol açacaktır. Evet, yaşatmak hem de insa- ni olarak değilen insanlan ya- şatmak! Bu, bizim, 'müdahale- ci meslektaşlanmız'dan çok da- ha fazla istediğimiz bir hedef. Onlann tahayyüllerinin almaya- cağı kadar çok, üstelik! ••* Sakın "Bu hekimler arası bir meslek tartışması. Ne demeye Tırmık'a taşıdın bunlan" deme- yin. Korkanm önümüzdeki gün- lerde istesek de, istemesek de kendimizi bu tartışmanın göbe- ğinde bulacağız. Bunu hiç dilemiyorum. Ama gelişmeler ya da 'gelişmemeler' korkularımı haklı çıkaracağa benziyor... III. Şelim'den V. Ecevit Hükümetine Bir Yeniçeri Öyküsü Başbakan Bülent Ecevit, "düğmeye kimin bastığını" arayadursun, aslında birçok gelişme kamuoyunun gözü önünde yaşandı. Emniyet Genel Müdürü Turan Genç, bir ağaç dikme törenini bahane ederek "sivil işkenceci" ile "asker- polis işkenceci" arasında aynm yapıldığını savunan demecini verdi. Arkasından da binlerce polis sokaklara dökülüverdi. Genç'in açıklamalan üzerine, binlerce polisin eylem yapmasına yol açan işkenceci polis sayısını merak ettik. Gördük ki, polisler Türk Ceza Yasası'nın "işkence" suçuyla ilgili 243. maddesinden çok, af kapsamındaki "kötü muamele" ile ilgili 245. maddeden hüküm giyiyor. Işkenceden hüküm giyen polis saytsı yalnızca 21, kötü muameteden ceza alan polis sayısı ise 122. Nitekim, eski TBMM İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Sema Pişkinsüt. konuşmalannda sık sık cezaevlerinde ışkenceden yatan polis bulunmadığına dikkat çekiyor... DSP'li Ali Arabacı nın 1995'ten bu yana Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası'na muhalefetten gözaltına alınanlarla ilgili soru önergesine, içişleri Bakanı Sadettin Tantan'ın verdiği yanıt, olayın bir başka boyutunu ortaya koyuyor: "Seş yılda on binden fazla kişi gösteri ve yürüyüş sırasında gözaltına alındı. Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası'nın uygulanması sırasında, yasaya aykın davranan güvenlik görevlileri hakkında istatistiki bilgi bulunmuyor." "Kabza kaldıran" Çevik Kuvvet'in derdi gerçekten 21 işkenceci arkadaşları mı? Bu rakamlar "Nizam-ı Cedid" reformunu gerçekleştirmek isterken tahttan indirilip öldürülen III. Selim dönemindeki Yeniçeri ayaklanmalarının "mazeretini" akla getiriyor: Kazan kaldıran Yeniçeri'nin ağası, padişahın kapısına dayanarak gerekçesini söyler: "Hoşafın yağı kaçtı!" Saray erkânı biraz araştırınca bahanenin kaynağını bulur. Kışla mutfağında komposto ile pilavı aynı kepçeyle servis yapan aşçı degişmiştir. Yeni gelen aşçı ayaklanma gününden itibaren pilavla komposto için ayrı kepçeler kullanmaya başlayınca "hoşafın yağı kaçmıştır"... Erbakan'dan inciler... Siyasi yasaklı Necmettin Erbakan, son günlerde katıldığı iftar yemeklerini gövde gösterisine dönüştürüyor. Erbakan geçen hafta kendisini yakından ilgitendiren af yasası için Köşk'ten gelecek karan ve Anayasa Mahkemesi'nin FP davasıyla ilgili karannı beklediğinden, katıldığı yemekterde daha dikkatliydi. MGVnin iftar yemeğinde siyasi konulara girmemeye özen gösteren Erbakan, Darwin kuramından söz etti. Insanla hayvan arasındaki farklılıklart sıralayan Erbakan, Darvvin'i kendince tezler öne sürerek çürütmeye çaljştı. "Bir çocuğun yanında ' 2 x 2 = 3 eder' derseniz hemen atılır, 'hayır 4 eder' der. Ama bir kedinin yanında ' 2 x 2 = 2000 eder' deseniz miyavlamaz bile" diyen Erbakan, bununia yetinmedi ve "bilimsel!" degerlendirmelerini şöyle sürdürdü: "Bir kedinin parkta yürürken güzel bir çiçek görüp durduğunu, çiçeğe iyice baktıktan sonra yoluna devam ettiğini gördünüz mü hiç? Böyle bir şey yok. Hayvanlar etraflanndaki güzelliklerin farkında olmazlar. Kediler yıllardır mama yiyoriar, ama hiçbir kedinin 'daha kaliteli ve ucuz mama yiyelim' diye mama tesisi kurduğunu gördünüz mü." Terzi vekilin tanısı DYP'li Fethullah Gültepe: Edepli ol, edepli... Hasta degilse, bana sor. DSP'li Emrehan Halıcı: Hasta senin kafan. Gültepe: Sağlıksızdır, sağlıksız... Bu ülkede sağlıksız bir Başbakan. Halıcı: Senin ruhun sağlıksız. Gültepe: Benim şahsi teşhisim.... Başbakan'a dönük "kişisel tanısıyla" TBMM Genel Kurulu'nu karıştıran DYP Van Milletvekili Fethullah Gültepe'nin yarattığı tartışma tutanaklara böyle yansıdı. DSP'liler "Bana sorun" diyen Gültepe'nin uzmanlık alanını TBMM albümünden incelemeye aldı. Gültepe terzilik yapan ortaokul mezunu bir "işadamı"yd\. Ama politik başarısı onu Van Terziler Demeği Başkanlığı ve Ankara Terziler Konfederasyonu Genel Sekreterliği'ne kadar taşımıştı.. Bu soruya bu yanıt! Başbakan Bülent Ecevit'i batk bankalar konusunda, milletvekili sayısı kadar önergeyle soru bombardımanına tutan DYP Grup Yönetim Kurulu'nun 85 sorusundan birisi de şuydu: "DSP'ye mensup Hazine'den sorumlu devlet bakarumızın denetim organlanna gönderdiği yönlendirici ve denetimi daralttct talimatı, saydam iktidar adına size mutluluk vermiş midir? Olayı, kirti sermayenin siyaseti kullanması ya da sermaye- siyaset arasında ktyılan Katolik nikâhın dışavurumu olarak değehendimneye bakışınız nedir?" Soru , TBMM Başkanı Ömer İzgi'den döndü. İzgi, "kişisel görüş, kişilik ve özel yaşama ilişkin konulan içerdiğini" savunarak "önergeyi soru niteliğinde görmediğini" bildirdi. Türey Köse, Ayşe Sayın, Sebahat Karakovun. Emine Kaplan, Bülent Sanoğlu tbmm(5 cumhuriyeLcom.tr
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle