Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
18 ARALJK 2000 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Çankaya'dan dönen yasa bugün komisyonda, çarşamba günü Genel Kurul'da
veA1VKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - Hü-
kümet ortaklan, Cumhurbaşkam Ahmet
IVecdetSezer'den dönen ve şartlı salıveril-
me yöntemiyle dolaylı af getiren yasayı 20
AraLık Çarşamba günü bütçe görüşmele-
rinin ardından yeniden çıkarma karan al-
dı. Bu çerçevede, yasanın bugün tali ko-
misyon olan Anayasa Komisyonu'nda,
yarın da Adalet Komisyonu'nda görüşül-
mesi planlandı.
Cumhurbaşkanı Sezer'in yeniden geri
göndermesi yolunu kapatmak için yasayı
"aynen" Meclis'ten geçirme karan alan
hükümet ortaklan, FP'den de komisyon-
larda ve Genel Kurul'daki görüşmelerde
mümkün olduğunca "azsöz almalan" is-
teminde bulundu. Affa karşı tavn bilinen
Erbakan gözdağı• Hükümet, affı jet hızıyla Meclis'ten geçirerek bayramdan
önce yetiştirmeye çalışacak. Bu arada hükümetin FP'ye
'Komisyonlarda fazla konuşmayın, Erbakan hapse girer' mesajı
gönderdiği öne sürüldü.
ANAP yöneticileri, "yasanın yeniden çı-
karüması karanna koalisyon uyumu açı-
sından çomaksokmayız, ama destekde ol-
mayız" görüşünü dile getirdi. DYP ise
"ekonomik suçlann affi" için yeni bır ya-
sa önerisi verdi.
Yasa, dün Anayasa ve Adalet Komisyo-
nu'na sevk çdildi. Yasamn Meclis'teki gö-
rüşme sürecini hızlandırmak için de ikti-
dar gruplannın gerek komisyonlar, gerek-
se Genel Kurul'da yasa üzerinde mümkün
olduğunca söz almama taktiği izlenmesi
benimsendi. Affin çıkmaması durumun-
da, kapatılan RP'nin yasaklı lideri Nec-
mettin Erbakan'ın 14 Ocak'ta cezaevine
girecek olmasına dikkat çeken DSP'lile-
rin, FP yönetimine "mümkün olduğunca
azkonusun" istemini ılettikleri öğrenildi.
Hükümet ortaklan, daha önce Anayasa
Komisyonu'nun "anayasaya uygunluk"
görüşü bildirdiği için yasanın doğrudan e-
sas komisyon olan Adalet Komisyonu'na
sevkini de tartıştılar. Ancak daha sonra
yasayla ilgıli "tarnşmalan ve eleştirileri
büyütmemek" için önce Anayasa Komis-
yonu'na sevki kararlastınldı. Bu çerçeve-
de yasa bugün Anayasa Komisyonu'nda
ele alınacak, yann da Adalet Komisyonu
gündemine gelecek. Yasa, bütçe görüş-
melerinin ardından çarşamba günü de Ge-
nel Kurul'da, gerekirse sabaha kadar çalı-
şılarak çıkanlacak.
ANAP Genel Başkan Yardımcısı Bü-
lent Akarcah, afta ısrar edilmesini doğru
bulmadıgmı belirtti. MHP yöneticileri de,
milletvekillerine herhangi bir baskı yapıl-
mayacağmı belirtti.
DYP Genel Başkan Yardımcısı Hayri
Kozakçıoğlu, Çankaya'dan dönen yasanın
görüşmelerinde de "hayır" oyu kullana-
caklannı açıkladı.
Muhalefet tepkili
FP'de
afyasası
ikilemiANKARA (Cumhuriyet Bûrosu)
- Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Se-
zer tarafından geri gönderilen Şart-
lı Salıverme ve Erteleme Yasası
FP'de sıkıntı yarattı. Parti yönetimi,
kapatılan RP'nin yasaklı lideri Nec-
mettin Erbakan'ı cezaevınden kur-
taracak yasaya destek verme eğili-
mini ortaya koyarken parti içi mu-
halefet temsilcileri farklı düşünü-
yor. FP Grup Başkanvekili Bûlent
Annç, yasanın bu haliyle çıkanlma-
sının doğru olmayacağım, adaletin
sağlanamayacağmı söyledi.
FP Başkanlık Divanı son geliş-
meler üzerine dün TBMM'de olağa-
nüstü toplandı. Toplantıda yasanm
Cumhurbaşkanı tarafından iade
edilmesinden sonra işleyecek süreç-
te FP'nin nasıl hareket edeceği tar-
tışıldı. Kutan, toplantınm başında
Başbakan Bülent Ecevit'in yardım-
ası Hüsamettin Ozkan aracıhğıyla
yasaya destek istediğini bildirdi
Kutan'ın Özkan'a, "Yapılacak iş
anayasa değişikliği değiL Iktidar or-
takİan olarak sayuuz yasanın çıka-
nlması için yeterti" karşılığını ver-
diği bildirildi. Kutan, divan üyeleri-
ne, Necmettin Erbakan'ı hapisten
kurtaracak yasanm 2. maddesiyle il-
gili rahatsızlıklannm bulunmadığı-
nı, ancak 1. maddeyle ilgili çekin-
celerinin bulunduğunu ifade etti.
Annç: Adaletsizlik doğurur
FP Grup Başkanvekili Bülent
Annç, vetolu yasanm adalet yerine,
adaletsizlikler oluşturduğunu dile
getirdi. Annç, şartlı salıvermeyi dü-
zenleyen 1. maddeye parti olarak iti-
raz etmelerinin doğru bir tavır ola-
cağını söyledi. Annç, yasamn ay-
nen çıkması dunımunda Cumhur-
başkanı Anayasa Mahkemesi'ne
götürse bile, bu sürede mahkûmla-
rm salıverileceğini, aynca Yüksek
Mahkeme'nin, yasamn kapsamuıı
genişletebileceğini bildirdi.
Tartışmalardan sonra, Cumhur-
başkanı Sezer'in veto gerekçelerini
incelemek için hukukçu 3 milletve-
kilinden oluşacak bir komisyonun
oluşturulmasuıa karar verildi.
Toplantıda Grup Başkanvekili
Yasin Hatiboğlu nun. "ÇokönemM
gelişmeler cereyan ediyor. TÜSİAD
hükümeti topatutuyor" diyerek Ku-
tan'ın böyle bır ortamda Ankara dı-
şındaki iftar yemeklerine bir süre
katılmamasıru önerdiği ve bunun
kabul edildiği öğrenildi.
Polis kökenli milletvekilleri, Çevik Kuvvet'i tahrik savına tepki gösterdi
6
Birileri ince ayar yapıyor'
• Ankara Milletvekili
Saffet Ankan Bedük,
Çevik Kuvvet'i tahrik
savını ortaya atanlann
ellerindeki belgeleri
yargıya vermemeleri
dunımunda mahkemeye
başvuracaklanm söyledi
ANKARA (Cumhuriyet
Bûrosu) - DYP Genel
Başkan Yardımcısı Hayri
Kozakçıoğlu. polis kökenli
milletvekillerinin Çevik
Kuvvet'i eylem yapması için
tahrik ettiği savımn
"manüksız" olduğunu
belirterek yargıya
başvuracaklannı söyledi.
Kozakçıoğlu, "Burada çok
ince bir ayar var. O ince ayan
yapanlar ortaya
çıkanlmahdır" dedi. Içişleri
Bakanlığı'ndan yapılan
açıklamada da, "Yürüyüşün
bazı milktvekilk'rimizin
teşvik ve yönlendirmeleri
sonucu gerçekleştiğine ilişkin
bir bflgi ve belge elde ,o-<ı K
edümemiştir'' denıldi. ""*"
Polis kökenli milletvekilleri,
telefonla Çevik Kuvvet'in
eylem yapmasmı
sağladıklan yönündeki
savlara tepki gösterdiler.
DYP Genel Başkan
Yardımcısı Hayri
Kozakçıoğlu ve Ankara
Milletvekili Saffet Ankan
Bedük, dün düzenledikleri
basın toplantısında
gazetecilerin konuyla ilgili
sorulannı yamtladılar.
Kozakçıoğlu. savlan
"manûksız ve yaJaşıksız"
bulduğunu belirtirken "Bu
DYP Genel Başkan Yardımcısı Hajrikozakçıoğlu, toplum poBsi-
ni tahrik ettikleri yohmdaki suçlamalan 'manüksız' buldu.
,. iddiayı söyleyenler bunu ispat
: etmek zorundadır. Süratk
bunu açıklasınlar. Benim
böyle bir eylemim
olmamışOr. Konunun
ayduüaohnaması
dunımunda yargı yoluna
başvuracağım" dedi. Adı
geçen milletvekillerinin
zaman zaman polisin
haklannı savunan
milletvekilleri olduğuna
dikkat çeken Kozakçıoğlu,
şunlan söyledi:
"Son olayİarda da polisin
sorunlannı dile getiren
açıklamalar yapan
miUetveldDeri, polisi yürüten
nüUet\«kfllerigibibir
görüntü ortaya atılnuşör.
Burada çok ince bir ayar var.
O ince ayan yapanlar ortaya
çıkanlmalı ve kamuoyuna
açıklanmahdır."
Saffet Ankan Bedük de,
polisin ekonomik ve sosyal
bakımdan sıkıntı içinde
olduğunu, bunlan dile
getirmeye devam
edeceklerini söyledi. Bedük,
"Bunlar vahim iddialardır.
Polislerin mutlak suretle
amirierine itaat etmeJeri
gerektiği yönünde
beyanlanm olmuştur. Çok
üzuntü duydum. Bu iddiayı
ortaya atanlan, eundeki bügi
ve belgeleri yargıya
vermemeleri dunımunda
müfteri ilan edryonun" dedi.
Bedük. konunun tam olarak
açıklığa kavuşturulmaması
dunımunda yargıya
başvuracaklannı belirterek
u
Eğer böyle bir milletvekili
varsa deşifre edilmeli ve
mahkemeye verUmebdir. O
ne biçinı milletvekili ki bir
telefonla 7 bin polisi
yürütüyor. Böyle bir
millervekilini düşünebühor
musunuz? Çok yakışıksız
buluvorum" diye konuştu.
Içişleri Bakanlığı Basın
Müşavirliği'nden yapılan
yazılı açıklamada da, şöyle
denildi:
Yazılı açıklama
"tstanbul Emniyet
Müdüriüğü'nde görevh' bir
kısun Çevik Kuvvet personeh'
tarafından 12 Arahk 2000
günü yapılan yürüvüşün
sebep ve sonımlulan ile
kışkırtıcılannı tespit etmek
amacıyla başlanlan inceJeme
ve soruşturmalar, bu
konudaki her türiü bilgi ve
iddialar hassasiyetle
değerlendirUmek suretiyle
sürdürülmektedir. Miilİdye
ve polis başmüfettişleri
tarafindan şimdiye kadar
yürütülen incelemekrde, bir
ktsım Çevik Kuvvet personeti
tarafindan gerçekleştirilen
yürüyüşün, bazı A
millervekillerimizin
teşvik ve yönlendirmeleri
sonucu gerçekleştiğine dair
bir bilgi ve belge elde
edilmemiştir.*'
Yargıtay Başsavcıfağı seçimi bugün
ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - Vural
Savaş'ın görev süresinin dolmasıyla boşa-
lacak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı gö-
revi için bugün seçim yapılacak. Yargıtay
Büyük Genel Kurulu'ndâ 238 üyenin oy
kullanacağı seçim tek turda gerçekleştiri-
lecek. En çok oyu alan 5 aday, aldıklan oy
sırasına göre Cumhurbaşkam Ahmet Nec-
det Sezer'e bildirilecek. Sezer, 5 aday ara-
sından birini 4 yılhğına başsavcı olarak ata-
yacak. Başsavcılık için Savaş, Yargıtay 11.
Ceza Dairesi Başkahı Sabih Kanadoğlu, 7.
Ceza Dairesı Başkanı Koparan Başal, 3.
Ceza Dairesi üyesi Ydmaz Alasu ve 3. Hu-
kuk Dairesi üyesi AtiDa Bengü yanşacak.
Genel Kurul'da yapılacak seçimde yeni
Yargıtay cumhuriyet başsavcısı adayı belir-
lenecek. Savaş göreve seçilmesi dunımun-
da, 65 yaşını dolduracağı 2003 yıhna ka-
dar aynı görevi sürdürecek.
Yargıtay 11. Ceza Dairesi Başkanı Sabih
Kanadoğlu da adaylığını açıkladı. Sosyal
demokrat kişiliğiyle tanınan Kanadoğlu,
seçilmesi dunımunda 2003 yılında yaş had-
dinden emekliye aynlacak. Adaylardan
Yargıtay 3. Ceza Dairesi üyesi Yılmaz Ala-
su, daha önce Başsavcıvekilliği görevini
yürütmüştü. 7. Ceza Dairesi Başkanı Ko-
paran Başal da aday olduğunu duyurdu.
Yargıtay Yasası'na göre, başsavcı adaylan
resmi başvunı yapmıyor. ancak şifahen
adaylıklannı açıkladıklan için üyeler ter-
cihlerini buna göre yapıyorlar. Tek turda
gerçekleştirilecek seçimde en yüksek oyu
alan ilk 5 sıralanacak.
Başsavcının görevteri
Başsavcının görevleri şöyle:
• Anayasa Mahkemesi Cumhuriyet Sav-
cıhğı görevini vapmak.
• Siyasi partilerin tüzük ve programlan-
nı denetlemek.
• Siyasi partilerin kuruculanmn hukuki
durumlannı denetlemek.
• Siyasi partilerin kapatılması hakkmda
dava açmak.
• Üst düzey bürokranaıiaflgttısoruştur-
malan yürütmek.
IRMIKIAYDIN ENGİN aengin(g doruk.nettr
Pazartesi günleri Tırmık okur-
lardan gelen tepkilere, katkılara
aynlıyor. Aslında kısa kısa pa-
ragrafçıklar aktararak çok sayı-
da okuyucuya yer vermek el-
bette keyifli. Gel gör ki yaşadı-
ğımız günler 'keyfi' de 'keyifle
yazılan' da lüks kıldı.
Geçen hafta iki hekimin mek-
tuplannı yayımladım. Her iki he-
kim de ölüm orucundakilere tıb-
bi müdahale yapılıp yapılama-
yacağını 'tıp etiği' (etik = ahlak)
açısından tartışmaktaydılar.
Bu hafta, eski Türk Tabipleri
Birliği Merkez Konseyi (TTB)
Başkanı, halen TTB Izmir Şube-
si üyesi Ata Soyer'in aynı soru-
nu farklı açıdan tartışan bir ya-
zısını aktaracağım.
Tabii bu köşenin sınırlannın
dayattığı zorunlu kısaltmalarla...
Buyrun:
•••
Son günlerdeki açlık grevleri
ve ölüm oruçlan, tıbbi müdaha-
le noktasına indirgenerek tartı-
şılmaya başlandı. Bu konudaki
çözüm ve haklılık ölçütü, açlık
grevindekilere müdahale edil-
rresi gereğine odaklanmıştır.
Zorla beslemenin etik olmadı-
Bir Tıp Etiği Tartışması
ğını söyleyen kurum ve kişiler,
neredeyse 'ölüm emriya da ka-
ran ' vermiş insanlar gıbı algılan-
makta ve yansıtılmaktadır. Her
şeyden önce, ölüm orucu tıbbi
bir olay değildir; tıbbi sonuçlan
olan insani ve sosyal bir olgu-
dur.
Hal böyleyken, açlık grevi tar-
tışmasını, sadece açlık gtBvin-
deki insanlara tıbbi müdahale-
ye indirgemek asıl sorunu sak-
lamak anlamına gelmektedir.
Açlık grevi, nedeni ortadan kal-
kınca bitecek bir eylemdir; yok-
sa açlık grevi yapanlara müda-
hale edilmesi ile değil...
Hekimler için insan yaşamı
herşeyden önemlidir. Hiçbir he-
kimin, insan yaşamına bir diğe-
rinden daha az ya da çok önem
verdiğini söylemek uygun de-
ğildir. Siz sanıyor musunuz ki,
cezaevinde açlık grevi yapan in-
sana değen hekim, üstelik ölü-
me yatmış bir insana değen he-
kim, rahatlıkla ölüm karan vere-
bilir... Sanıyor musunuz ki, hiç
kılı kıpırdamadan onlan elleme-
yin, ölsünler diyebilir... Kim ki
bunu iddia eder, insani bilmiyor-
dur, insana değmemiştir...
Yine, sorun açlık grevini des-
tekleyip desteklememe sorunu
değildir. Özellikle biz 'dışardaki-
ler', özelde de sağlıkçılar, açlık
grevini savunamazlar! Ama, aç-
lık grevi ile ilgüi sorumluluklannı
unutamazlar.
Nedir, açlık grevindeki sorum-
luluk?
Onlarca kez yazıldı: Açlık gre-
vi yapan kişiye, onun onayını
alarak tıbbi danışmanlık ver-
mek, yine onayı doğruttusunda
tıbbi destek vermek. Tıpkı, her
hastaya yapılması gerektiği gi-
bi...
Hekimin açlık grevine karşı ol-
ması, onun açlık grevindeki ki-
şiyi açlık grevinden vazgeçirme-
sini kapsamaz. Hekim, kişiye
açlık grevi ile ilgili doğru bilgile-
ri onun anlayacağı şekilde akta-
nr, yine kişinin nzası ile tıbbi mü-
dahalesini gerçekleştirir. Gele-
lim, bilincini yitiren kişiye heki-
min müdahale etmesine. Kişi
aksine beyanda bulunmadıkça,
hekim, kişiyi yaşatmak için elin-
den gelen her şeyi yapmalıdır.
Ancak aksine beyan durumun-
da -ki insani olarak en zor olan
durum budur- müdahale edil-
memesini öneriyoruz. Bu, sade-
ce insani olarak değil, tıbbi ola-
rak da sıkıntılı bir konudur. Aç-
lık grevindeki insana iradesi dı-
şında müdahale etmek, o insa-
nın iradesi yerine geldikten son-
ra kendine zarar vermesini ön-
lemeyecektir. Üstelik, bu kez
hekime güveni ortadan kalkmış,
diyaloğun olmadığı bir ilişki or-
taya çıkacaktır. Bü durumda,
açlık grevcisine zorla müdaha-
le eden hekim, bir daha ona te-
mas edemeyecektir. Ya da
ederse, güvenlik güçleri ile bir-
likte ya da onların desteği ile
edebilir...
Bugünkü durum şudur: Açlık
grevi ve ölüm orucunun gerek-
çelerini ortadan kaldırmak yeri-
ne, ortaya çıkabilecek ölümlerin
sorumluluğundan kaçınmak!
Bunun için de, F tipı cezaevi
gibi sosyal ve siyasal bir soru-
nu, tıbbi bir konuya indirgemek.
Sorunu böyle koyanlar, açlık
grevi ya da ölüm orucundakile-
ri zoıia besleyerek -üstelik insa-
ni de görünerek- sorumlulukla-
nndan sıynlmayı umuyortar. Oy-
sa. insancıllık adına yapılacak
zorla müdahale, ölüm orucun-
dakileri kurtaramayacağı gibi
ölüm orucunda olmayanlann da
ölmelerine! ağır sağlık zararlan-
na uğramalanna yol açacaktır.
Evet, yaşatmak hem de insa-
ni olarak değilen insanlan ya-
şatmak! Bu, bizim, 'müdahale-
ci meslektaşlanmız'dan çok da-
ha fazla istediğimiz bir hedef.
Onlann tahayyüllerinin almaya-
cağı kadar çok, üstelik!
••*
Sakın "Bu hekimler arası bir
meslek tartışması. Ne demeye
Tırmık'a taşıdın bunlan" deme-
yin. Korkanm önümüzdeki gün-
lerde istesek de, istemesek de
kendimizi bu tartışmanın göbe-
ğinde bulacağız.
Bunu hiç dilemiyorum. Ama
gelişmeler ya da 'gelişmemeler'
korkularımı haklı çıkaracağa
benziyor...
III. Şelim'den V. Ecevit
Hükümetine Bir Yeniçeri
Öyküsü
Başbakan Bülent
Ecevit, "düğmeye
kimin bastığını"
arayadursun, aslında
birçok gelişme
kamuoyunun gözü
önünde yaşandı.
Emniyet Genel
Müdürü Turan Genç,
bir ağaç dikme
törenini bahane
ederek "sivil
işkenceci" ile "asker-
polis işkenceci" arasında aynm
yapıldığını savunan demecini
verdi. Arkasından da binlerce
polis sokaklara dökülüverdi.
Genç'in açıklamalan üzerine,
binlerce polisin eylem yapmasına
yol açan işkenceci polis sayısını
merak ettik. Gördük ki, polisler
Türk Ceza Yasası'nın "işkence"
suçuyla ilgili 243. maddesinden
çok, af kapsamındaki "kötü
muamele" ile ilgili 245.
maddeden hüküm giyiyor.
Işkenceden hüküm giyen polis
saytsı yalnızca 21, kötü
muameteden ceza alan polis
sayısı ise 122. Nitekim, eski
TBMM İnsan Hakları Komisyonu
Başkanı Sema Pişkinsüt.
konuşmalannda sık sık
cezaevlerinde ışkenceden yatan
polis bulunmadığına dikkat
çekiyor...
DSP'li Ali Arabacı nın 1995'ten
bu yana Toplantı ve Gösteri
Yürüyüşleri Yasası'na
muhalefetten
gözaltına alınanlarla
ilgili soru önergesine,
içişleri Bakanı
Sadettin Tantan'ın
verdiği yanıt, olayın
bir başka boyutunu
ortaya koyuyor:
"Seş yılda on binden
fazla kişi gösteri ve
yürüyüş sırasında
gözaltına alındı.
Toplantı ve Gösteri
Yürüyüşleri Yasası'nın
uygulanması sırasında, yasaya
aykın davranan güvenlik
görevlileri hakkında istatistiki bilgi
bulunmuyor."
"Kabza kaldıran" Çevik Kuvvet'in
derdi gerçekten 21 işkenceci
arkadaşları mı? Bu rakamlar
"Nizam-ı Cedid" reformunu
gerçekleştirmek isterken tahttan
indirilip öldürülen III. Selim
dönemindeki Yeniçeri
ayaklanmalarının "mazeretini"
akla getiriyor: Kazan kaldıran
Yeniçeri'nin ağası, padişahın
kapısına dayanarak gerekçesini
söyler: "Hoşafın yağı kaçtı!"
Saray erkânı biraz araştırınca
bahanenin kaynağını bulur. Kışla
mutfağında komposto ile pilavı
aynı kepçeyle servis yapan aşçı
degişmiştir. Yeni gelen aşçı
ayaklanma gününden itibaren
pilavla komposto için ayrı
kepçeler kullanmaya başlayınca
"hoşafın yağı kaçmıştır"...
Erbakan'dan inciler...
Siyasi yasaklı Necmettin
Erbakan, son günlerde
katıldığı iftar yemeklerini gövde
gösterisine dönüştürüyor.
Erbakan geçen hafta kendisini
yakından ilgitendiren af yasası
için Köşk'ten gelecek karan ve
Anayasa Mahkemesi'nin FP
davasıyla ilgili karannı
beklediğinden, katıldığı
yemekterde daha dikkatliydi.
MGVnin iftar yemeğinde siyasi
konulara girmemeye özen
gösteren Erbakan, Darwin
kuramından söz etti. Insanla
hayvan arasındaki farklılıklart
sıralayan Erbakan, Darvvin'i
kendince tezler öne sürerek
çürütmeye çaljştı. "Bir
çocuğun yanında ' 2 x 2 = 3
eder' derseniz hemen atılır,
'hayır 4 eder' der. Ama bir
kedinin yanında ' 2 x 2 = 2000
eder' deseniz miyavlamaz bile"
diyen Erbakan, bununia
yetinmedi ve "bilimsel!"
degerlendirmelerini şöyle
sürdürdü: "Bir kedinin parkta
yürürken güzel bir çiçek görüp
durduğunu, çiçeğe iyice
baktıktan sonra yoluna devam
ettiğini gördünüz mü hiç?
Böyle bir şey yok. Hayvanlar
etraflanndaki güzelliklerin
farkında olmazlar. Kediler
yıllardır mama yiyoriar, ama
hiçbir kedinin 'daha kaliteli ve
ucuz mama yiyelim' diye
mama tesisi kurduğunu
gördünüz mü."
Terzi vekilin tanısı
DYP'li Fethullah Gültepe:
Edepli ol, edepli... Hasta degilse,
bana sor.
DSP'li Emrehan Halıcı: Hasta
senin kafan.
Gültepe: Sağlıksızdır, sağlıksız...
Bu ülkede sağlıksız bir
Başbakan.
Halıcı: Senin ruhun sağlıksız.
Gültepe: Benim şahsi
teşhisim....
Başbakan'a dönük "kişisel
tanısıyla" TBMM Genel
Kurulu'nu karıştıran DYP Van
Milletvekili Fethullah Gültepe'nin
yarattığı tartışma tutanaklara
böyle yansıdı. DSP'liler "Bana
sorun" diyen Gültepe'nin
uzmanlık alanını TBMM
albümünden incelemeye aldı.
Gültepe terzilik yapan ortaokul
mezunu bir "işadamı"yd\. Ama
politik başarısı onu Van Terziler
Demeği Başkanlığı ve Ankara
Terziler Konfederasyonu Genel
Sekreterliği'ne kadar taşımıştı..
Bu soruya bu yanıt!
Başbakan Bülent Ecevit'i
batk bankalar konusunda,
milletvekili sayısı kadar
önergeyle soru
bombardımanına tutan DYP
Grup Yönetim Kurulu'nun 85
sorusundan birisi de şuydu:
"DSP'ye mensup
Hazine'den sorumlu devlet
bakarumızın denetim
organlanna gönderdiği
yönlendirici ve denetimi
daralttct talimatı, saydam
iktidar adına size mutluluk
vermiş midir? Olayı, kirti
sermayenin siyaseti
kullanması ya da sermaye-
siyaset arasında ktyılan
Katolik nikâhın dışavurumu
olarak değehendimneye
bakışınız nedir?"
Soru , TBMM Başkanı Ömer
İzgi'den döndü. İzgi,
"kişisel görüş, kişilik ve özel
yaşama ilişkin konulan
içerdiğini" savunarak
"önergeyi soru niteliğinde
görmediğini" bildirdi.
Türey Köse, Ayşe Sayın, Sebahat Karakovun. Emine Kaplan, Bülent Sanoğlu
tbmm(5 cumhuriyeLcom.tr