25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
18 ARALJK 2000 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA KULTUR kulturcg cumhuriyet.com.tr 15 Rusya ve Türkiye arasında ilk kez Çağdaş Drama ve Tiyatro Festivali düzenleniyor DT katledilen aydııılan anıyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Devlet Tiyatrolan (DT), uğradıklan saldınlar sonucu katledilen aydınlan sa- nat yoluyla anıyor. DT'nin 2001 yılı ocak ayı afışinde Uğur Mumcu,Ahmet Taner Kışlah, Bahriye Üçok, Muammer Aksoy, Abdi tpekçi ve Çetin Emeç'in fotoğraflanna yer verilerek "Unutukhık mu" sorusu yöneltiliyor. DT Genel Müdürü RahmiDüBgfl. dü- zenlediği basın toplantısında gazete- miz yazan UğurMumcu'nun yaşamı- nı kaybedişinin 8. yıldönümü olan 24 Ocak 2001'de, kendisinin yazımına katkıda bulunduğu Orhan Asena'ya ait "Yıldız Yargdanmasr adlı oyunu, Mumcu anısına Ankara'da sahneleye- ceklerini bildirdi. Oyun halen Bursa Devlet Tiyatrosu'nda sergileniyor. Mafya dizilerinde oynama yasağı getirilecek Dilligil, televizyonlarda yayımla- nan ve DT sanatçılannın da rol aldığı yerli dizilerde mafyanın öne çıkanlma- sını eleştirerek "Kendi personetimin bu şekilde değerlendirümesini sanatsal ve etik açıdan doğru bulmuyorum" dedı. Dizılenn metinlenni istediğini anlatan Dilligil, konuyu yönetim kuruluna ta- şıyacağını ve Devlet Tiyatrosu sanat- çılannın bu tür dızilerde rol almalan- na ilişkin izinlerinin iptal edilmesini isteyeceğinı bildirdi. • DT'nin ocak ayı afişinde Uğur Mumcu, Ahmet Taner Kışlalı, Bahriye Üçok, Muammer Aksoy, Abdi Ipekçi ve Çetin Emeç'in fotoğraflanna yer verilerek 'Unutulduk mu' sorusu yöneltiliyor. DT'den son dönemde Selçuk Yöntem, Kenan Işık ve Yücel Erten'in emekli olduklan bildirildi. Nihat Ileri'nin emeklilik isteminin kabul edilmediği, Inci Türkay'ın da istifa ettiği belirtildi. yıl da Rus yazarlann eserlerinin Tûrk tiyatrolannca sahneye konulmasuıın planlandığını kaydetti. Dilligil, basın toplantısında Türki- ye ve Rusya kültür ilişkilerinde özel- likle tiyatro alanında ilk adımın atıl- dığını kaydetti. 15-22 Aralık tarihleri arasında Moskova'da dûzenlenecek "Çağdaş Drama ve Tiyatro Festiva- li"nde Rusya'nın çeşitli kentlerinden tiyatro topluluklannın Tûrk yazarlann eserlerini sahneleyeceklerini belirten Dilligil, "Uluslararası karşüıkk kûl- tûrel ihşkiler alanında en ihmal etmiş olduğumuz ülke Rusya'dır. Dünyanın en zengin sanat dağarcıklanndan bi- rine sahip bulunan bu büyük komşu- muza siyasal nedenlerle uzun yıllar sır- umızı döndûk" diye konuştu. Aradaki bu tür engellerin artık or- tadan kalkmış göründüğünü anlatan Dilligil, bugüne kadar önemli bir Rus tiyatrosunda Rusça sahnelenmiş Türk oyununun yok denilecek kadar az ol- ması nedeniyle Rus izleyicilerin Türk tiyatro yazarlannı hemen hiç tanıma- dıklannı söyledi. Dilligil, Rus yönet- menlerin sanatlannı Türkiye'ye taşı- ma çalışmalan kapsamında Moskova Drama Tiyatro Merkezi Genel Sanat Yönetmeni VTadimir Andreyev'in ge- lecek aylarda Istanbul Devlet Tiyatro- su'nda "VTşne Bahçesi"ni yönetece- ğini bildirdi. Dilligil, bu festivalin de- vamı niteliğinde olmak üzere gelecek Erduran'ın 4 oyunu gidiyor Festival için Tiyatro Yazarlan Der- neği'nin yazarlara çağn yaparak top- ladığı 100'e yakın oyunun Rusya'ya gönderildigini, oyun seçimini de Rus- ya'daki tiyatro yöneticilerinin yaptı- ğını anlatan Dilligil, kendilerinin her Türk yazannın bir oyunla temsil edil- mesini istediklerini kaydetti. Ancak oyun seçiminin tiyatro topluluklann- ca yapılması nedeniyle müdahale edi- lemeyeceği yanıtını aldıklannı anlatan Dilligil, aynca Türkçeden yabancı dil- lere çevrilmiş metinlerin yetersiz ol- ması konusunda da eleştiri aldıklanm söyledi. Festivalde sergilenecek oyunlar ve , yazarlan şöyle: "Cengizhan'ın Bisikleti. BordeUo, Gece Kanab-Ramiz ile Jülidc. Ödül (Refîk Erduran). L nutulan Adanı (Nâ- zun Hiknıet). Hülleci (ReşatNuri Gfin- tekin), Hadi Öidürsene Canikom. To- rosCanavan(AzizNesin),Bavaa(Tun- cer Cücenoğlu), Mikado'nun Çöpleri (Melih Ce\ det Anday), Bosnab Kadm- lar (Nezilıe Araz)." Sezon içinde indirimli işçi matine- leri düzenlemeyi planladıklannı bildi- ren Dilligil, yuvalardaki çocuklara dö- nüfreğitim programı vermek amacıy- la da Ayşe Emel Mesçi'nin yöneticili- ğinde Istanbul'da yeni bir stüdyo aç- mayı düşündüklerini söyledi. Bölge- ler arası sanatçı değişiminin sürdürü- leceğini kaydeden Dilligil, ordu turne- leri yapmak istediklerini, bu kapsam- da 21 Ocak'ta "Dava" adlı oyunu Ge- nelkurmay'a sahneleyeceklerini bil- dirdi. Dilligil, kuruma ilişkin yasa tasan- sı çalışmalannın sürdügünü beürtirken bu konuda önemli olanın genel müdü- rün kaç yıl görev yapacağırun belirlen- mesi olduğunu savundu. DT'den son dönemde Selçuk Yön- tem, Kenan Işık ve Yücel Erten'in emekli olduklan bildirildi. Nihat lle- ri'nin emeklilik isteminin kabul edil- mediği, Inci Türkay'ın da istifa ettiği belirtildi. DT bu yıl Uluslararası Antik Tiyat- rolar Festivali, Karadenız'e Kıyısı Bu- lunan Ülkeler Tiyatro Festivali, Ulus- lararası 1. Efes Tiyatrolan Festivali ve Uluslararası Çocuk Oyunlan Festiva- li'ni düzenleyecek. Dört Albayın Askı izmir'de Savaş karşıtı bir oyun İZMTR (AA) - Izmir Devlet Tiyatrosu'nda Peter Ustinov'un yazdığı "Dört Albayın Aşfa" isimli oyunun prömiyeri yapılacak. Yönetmenliğini Kartal Tibet'in yaptığı oyun, yanndan itibaren tzmir Devlet Tiyatrosu sahnelerinde dönüşümlü olarak sunulacak. Dramaturgisini Haluk Işık'ın, sahne-giysi tasanmını Yıkhz ipektioğİu'nun, ışık düzenini Osman Kaya'nın ve müzik tasanmını Cem tdiz'in yaptığı oyunda başlıca rolleri, Turan Ozdemir, Necmettin Amaç, Ekrem KocaçaL, Mete Şahinoğlu. Ertan Dinçer, Fatih Kahraman, Nurhayat Boz ve Sabiha Sonkan paylaşıyor. Oyunun yönetmeni Kartal Tibet, oyunun değişik ülkelerden, birbiriyle karakter çatışmasına giren 4 albay üzerine kurulu olduğunu ve altında harp aleytan bir tutum bulunduğunu belirtti. Tibet, oyunu şöyle özetledi: "İkinci Dünya Harbi'nden sonra, Müttefık Kuvvetier'in Afananya'yı işgalinden sonra, müttefık komutanlardan 4 albay, Almanya'nın bir kasabasında bekliyor. İngiliz. Fransız, Alman ve Rus albaylar. 6 yıldır yapacak bir iş olmadığı için kasabada bekliyoriar. Kendi uluslanmn üpik karakterierini yansrtan bu 4 albay, köyün yakmmda bulunan ve hiç künse tarafindan ele geçirilemeyen şato konusunda ısrarcı olurlar. Belediye Başkanı kendilerini engellemeye çahşır. Ancak ısrann sonunda, kötüiüğü simgeteyen Şeytanof ile iyitiği simgeteyen Peri ortaya çıkar ve albayian şatoya götürür. Bundan sonrasını isterseniz seyirciye bırakahm. Çünkü bu noktadan sonra oyun tamamen karakter değişüriyor. Bundan sonraki bölümde de yazar Peter Lstinov'un, aile müessesesine duyduğu saygı hâkim oluyorf Tibet, Peter Ustinov'un oyunda bir harp aleyhtarlığı yaptığını ve bu gözle düşündüğünü kaydederek "Ustinov, korkunç aküh ve zeki bir insan. Hem bir oyuncu, hem bir yazar, hem tiyatro oyuncusu, hem de sinema oyuncusu. Çok sayıda piyesi var. Bu da bunlardan bir tanesL Eğlendirerek, güldürerek bümçahmı ortaya çıkanyor" dedi. "Okulda imtihan parçamch' Kartal Tibet, 'Dört Albaym AşkT oyunuyla birlikteliğinin ilk olmadığını, oyunun 1959 yılında konservatuvar tiyatro bölümünde öğrenciyken sınav parçası olduğunu söyledi. Konservatuvar öğrencilerinin sınav parçası olarak 8-10 dakikalık bölümler hazırladığını anlatan Tibet, şöyle devam etti: " Bütün piyesi 50 dakikaya kısalrüm. Eski Devlet Tîyatrolan Genel Müdürü Ergin Orbey Şeytanofu, yine eski Genel Müdür Bozkurt Kuruç Amerikan albayım, ben Rus, eski tzmir Devlet Tiyatrosu Müdürü Önder Alkım Fransız albayuu, Elçin Şanal da periyi oynuyordu. O zaman takbeydik. Oyunu ben yönetfim. hem benim hem de diğericrinin asıl parçası oldu. Hocalar asü parçanın 8-10 dakika olacağuu söykdfler. Biz de 7-8 kişinin asıl parçası dedik. Baştan sona bir piyes seyrettîierf Öğrencilik yülannda denemesini yaptığı oyunu, yıllar sonra îzmir'de yönetmenin kendisine nasip olduğunu kaydeden Tibet, "Tabü o günden bugüne baa değişiklikler oldu. Bir yönetmen gözüyie bende algılama farkhhklan mevdsaaa geWi''dedi. Veysel Diker tek kişilik performansıyla Cumhuriyet Kitap Kulübü'nde Betteğjimesahipçıkmak istiyorum 9 MELTEM KERRAR 'Olagidenin dışında biryöntemi var yaptığun şe- yin'diyor Veysel Diker. her perşembe saat 18.30'da Cumhuriyet Kitap Kulübü'nde ücretsiz olarak ız- lenebilen performansı için. Diker'in çocukluğu Muş'ta geçmiş. Çoğu zaman utandığı, söylemeye sakındığı bir şey 'Muşlu olmak'. Şimdi, tüm sak- ladıklan. utandığı sıkıldığı her şeyle birlikte açı- ğa çıkıyor, hem de izleyiciyi kendine ortak ederek. Bir kelime seçiyor kendine belleğinin çocukluk köşesinden, sonra arkası geliyor. O kelimenin ya- şattıklan ya da hiçbir zaman yaşanamayanlarla bir 'yolculuk' öneriyor bize Veysel Diker. - Kişisel birçahşmayla kendi geçnüşinizi seyirciy- le paylaşryorsunuz. Bir anlamda, izieyenfi bir bel- lek tarihi çahşması mı bu? DİKER- Bir bellek sergisi açıyorum, seyircıler gelipbu sergiyebakarken etkıleşimin içine giriyor- lar. Sergimde izleyicimi alıyorum ve bir yolculu- ğa çıkıyorum. Farklı şeyler görüyorlar orada. Ba- zen korkutucu, bazen güzel şeyler görüyorlar. Ba- zen rahatlıyoruz hep birlikte, bazen de tıkanıp ka- lıyonız. Bu yolculuğun bize yaşattığına göre duy- gu değişimi gerçekleşiyor. - Kendi yaşamnuzı, özellikle de geçmişinizden parçalar seçmenizin nedeni ne? DtKER - Malzemem yaşamım çünkü. Geçmi- şimi önemsiyorum ve paylaşıyorum, çünkü kendi belleğime sahip çıkmak istiyorum. Bir başkaldın şekli belki bu. Öyle bir savunma var. bellek prob- lemi yaşıyor insanlar. Hatırlıyoruz, ama sadece mekanik olarak hatırlıyoruz. Yedirilmiş bir şizof- reni var insanlann üzerinde, öylesine yaşamaya alışıyoruz hep birlikte! - Paylaşmaıuzın nedeni de bu ortaklık mı? DİKER- Ben hiçbir şeyi unutmak istemiyorum. Paylaşmamın nedeni de bu. Her şeyi taşıyabilmek gücünü göstermek istiyorum, çünkü çoİc yorucu. Içimde gizleyemeyeceğim o kadar çok şey var ki! - Kendi bedenini ve kendi beOeğmi öne çıkara- rak bir şeyler yapmak. kendini öne çıkarmak de- ğilse bile, açıkça ortaya koymak anlamında mı? DtKER-Insancıllaştırmayaçalışmak. Soyunma- ya çalışmak daha doğrusu! Ruh striptizi bir anlam- da. Seyircimin biri söyledi bunu. Hiçbir şeyi bas- tırmak istemiyorum çünkü. - Kuuandığnuz yöntemde tekrara yeryok. An'm kendisi behrlevicL DtKER - An'ı parçalamanın peşindeyim. Bir anlamda an analizi yapıyorum burada. Hayatı sa- liselerle algılamak istiyorum, çünkü farkına var- dığtn her salise yaşama karşı bir başkaldın ashn- da. Bunu da, olan halimle, o an ne ise öyle yap- mak istiyorum. -BeDekte saklannuşlar ve an'da yaşanılanıbirara- ya genriyorsunuz bir anlamda. DtKER- Anda var olmak, geçmişin ya da gele- ceğin bugüne koyduğu/koyacağı ipoteğini kaldır- mak diye nitelendiriyorum bunu. An'ı özgürleş- tirmek amacım. O an tamamıyla kendisiyle ilgili olmalı çünkü. Derinleştikçe yaşamın farkına van- (Fotoğraf: SENEM ÖZTÜRK) ' alzemem yaşamım. Geçmişimi önemsiyorum ve paylaşıyorum, çünkü kendi belleğime sahip çıkmak istiyorum. Bir başkaldın şekli belki bu. Bellek problemi yaşıyor insanlar. Yedirilmiş bir şizofreni var insanlann üzerinde, öylesine yaşamaya alışıyoruz hep birlikte!' yor insan. Bu çalışmaya başladığımdan beri rüya- lanm bile değişti. - Paylaşmak. hafifliği de beraberinde mi getiri- yor? DtKER- Bir tür terapi gibi bu çalışma. Öyle bir süreci var. Seyirciyi suç ortağı olarak görüyorum. - Suç dediğiniz ne? DtKER- Suç, o gün seni sıkıştıran değerperde- leri. O günkü Veysel'le bugünkü Veysel arasında ilişkiyi kuruyor seyirci. Burada sözünü ettiğim parçalanma devreye giriyor zaten. Bugünkü Vey- sel, geçmişteki Veysel'e 'umıt,rahatia' diyor. Bir- çok Veysel var içimde. Hepsinin söylediği şey, kendini affet! Geçmişte kuramadığım iletişim bu- gün gerçekleşiyor. - Sah kendini malzeme olarak kullanmak tiyat- ro sahnesine neler getiriyor? DİKER- Diri, yaşayan bir malzeme kullanıyo- rum. Her şeyden önce zihin açıklığı getiriyor. Ti- yatroda üzerinde uzlaşılmış bir yalan mekanizma- sını kırmak istiyorum. Yaşamda o kadar rol kesen insan var ki, belki de onu kırmak istiyorum. Yala- nı kırmak, kendi çıplak gerçeğifne, algıladığım gerçeğe dönmek istiyorum. Hayat zaten bir yanıl- sama. Bu yanılsamanın üzerine başka yanılsama- lar ekleyerek yalanı abartmak istemiyorum. Benim keşfettiğim bir şey değil bu. Yeni bir dönemin ye- ni bir psikolojisi ve tavn. Sanat metalaşmaya baş- ladığında yaptığınız işi seyirciye göre düşünmek zorundasınız. Benim öyle bir derdim yok. çünkü bu çalışma zaten ücretsiz. Türkiye'de seyirci olan insanlar mutsuzdur. Mutsuz insanlar mutsuzlukla- nnı unutturacak şeyler görmek isterler. Onun için televizyondaki bütün sunucular güleryüzlüdür, ama hepsi rol yapıyor ashnda. Çünkü seyirci öyle istiyor. Yalanı görmek isteyen seyirci, karşısında yalancı sanat ve eğlence ürünleri yaratıyor aynı za- manda. Arza göre talep, talebe göre arz doğuyor. Ben araya girdim. 'kmcı'yım biraz. - Çahşmanızı beBrleyen, çocukluğunuzun unut- tuğunuz kelimeleri oluyor. Keomelerden yola çık- manızm sebebi ne? DtKER - O kadar rasgele bir şey değil ashnda, kurulu doğaçlama çahşması gibi bir şey denilebi- lir yaptığıma. Seçtiğim kelime, çalışmanın rahat- latıcı noktası oluyor. - Dflo, kakaz, kurcik... Bunlar beUrli bir toprağa ait kehmeler. Kullanıhnayan ya da unutulmuş ke- limeleri yaşatma amacuuz da var mı? DtKER-Belleğimin kelimeleri. Yaşadığım top- lumun kelimeleri. Beni ilgilendiren, kelimelerden çok, kelimelerin arkasmdaki yaşantı. Toprağı terk edilmiş ülke evlatlığı acısı yaşadığım için o keli- meleri altını çizerek bir kere daha burada dile ge- tirmek istiyorum. Bunlar parçalanmış bir kültürün benim belleğimde kalanlan. Unutturuhnak iste- nen bir kültürün üçüncü kuşağıyım ben. O terk edil- mişliğin ya da teîk ettirilmişliğin sanatta bir kar- şılığı ohnah çünkü! Cumhuriyet Kitap Kulübü (252 38 81) Leman Kiiltür'de Kültür Servisi - Fatoş Yaşaroğlu, akrilik ve baskı tekniğiyle hazırlanmış resimlerini. karikatürlerini, çizgi animasyonlannı, mug, tişört ve kartlardan oluşan ürünlerini •Grafıler' başlığı altmda, 15 Ocak-15 Şubat tarihleri arasında Leman Kühür'de sunuyor. 'Grafi' adının grafik sözcüğünden geldiğini belirten sanatçı, yarattığı karakterlerin dünyasmı da 'Grafiler' diye adlandınyor. Yaşaroğlu, bu geniş kapsamlı sergisinde grafik ile mizahı bir araya getiriyor. 1994'te Taksim Briç Satranç Merkezi'nde Grafi' adım verdiği ilk kişisel sergisini açan sanatçmm akrilik tablolan, aynı dönemde 'Plastip Show' dizisinde de dekor olarak kullanılmış. Sanatçı, aym çizgi tarzrnı ve imajlannı kullanarak Yeni Yüzyıl gazetesinde 'Grafi' adlı karikatür köşesini ve ardından Amica dergisinde 'Femini' adlı karikatür sayfasını hazırlamış. 1998-1999 yıllan arasmda ise iki boyutlu bilgisayar animasyonlan haline getirdiği 'Grafiler', Kanal D- Alkjşlar programmda sürekli olarak yayımlanmış. Geçen yıl yine 'Grafiler' adı altmda Ortaköy Kültür Merkezi Sanat Galerisi'nde 2. kişisel sergisini açmış olan sanatçmm, bu sergi 3. kişisel sergisi. Tahsin Yücel'e onursal üyelik • Kültür Servisi- Çeviri çalışmalarmda kalitenin yükseltihnesi, meslek içi eğitimin gerçekleştirihnesi, çevimıenliğin etik ilkelerinin belirlenmesi ve uygulama alanma geçirilmesi amacıyla çevirmenler, çeviri işletmecileri ve çeviri üzerine çalışan öğretim üyelerinin ortak girişimiyle kuruhnuş olan Çeviri Derneği, Tahsin Yücel 'i çeviri alanına yaptığı katkılar ve üstün nitelikli çevirileri dolayısıyla 'onursal üyelik'e seçti. Yazara onursal üyelik belgesi Çeviri Derneği Başkam Prof. Dr. Hasan Anamur tarafindan verildi. 'Ulysses'in elyazması Handa'da • DUBLIN (AFP) - Irlandah ünlü yazar James Joyce'un başyapıtı 'Ulysses'in bir bölümünün elyazması Christie's müzayedesinde Irlanda hükümeti tarafindan 1.5 milyon dolann üstünde bir fiyatla satın alındı. Romanın 'Çirce' adlı bölümüne ait olan 27 sayfalık elyazması, gelecek ay Dublin'deki Ulusal Kütüphane'de sergilenecek. Günümüze kadar Joyce'a ait bilinen tek elyazması British Library'de bulunuyordu. 80 yıl sonra ortaya çıkan bu elyazması, henüz baskıya hazır hale getirilmemiş bir müsvedde niteliği taşırken yazann çalışma yöntemleri üzerine de önemli bir kaynak oluşturuyor. Sinema seminepleri düzenleniyor • Kültür Servisi - Dünya Kitle tletişimi Araştırma Vakfı, 'Sinema Seminerleri' düzenliyor. Ankara Uluslararası Fihn Festivali'nin düzenleyicisi olarak bilinen vakıf, sinemaya ilgi duyanlar için sinema eleştirisi, senaryo yazımı ve canlandırma teknikleri alanlannda seminerler verecek. 'Sinema Estetiği ve Sinema Eleştirisi' seminer dizisi, 'İnsan ve Sanat', 'Sanata Eleştirel Bakış', 'Düşünce ve Sanat', 'Türk Sineması ve Eleştirisi' konulu oturumlarla gerçekleştirilecek. Oturumlara, Prof. Ahmet Inam, Prof. Kezban Güleryüz. eleştirmen- yönetmen Engin Ayça ve araştırmacılar katılacak. 'Uygulamalı Canlandırma Teknikleri' seminerleri ise yetişkinlere ve çocuklara yönelik iki ayn grupla dûzenlenecek ve Moskova Oniversitesi Animasyon Bölümü mezunu Vahit Talip'in yönetiminde bir amatörler grubu tarafindan sunulacak. Vakıf, çalışmanın bütün aşamalannda uygulama. yapacak katıhmcılarla, seminer sonunda bir canlandırma filmi yapacak. 'Senaryo ve yazımı' konulu seminer dizisi de Eskişehir Anadolu Oniversitesi'nden Doç. Dr. Nazlı Bayram'ın katılımıyla uygulamalı olarak .^ yapılacak. Seminerlere kayıtlar 26 Aralık tarihinde sona erecek. ,,, Fransa'nın iki büyük film şiPketi birteşiyor • PARIS (AFP) - Fransa'nın ünlü film şirketleri Pathe ve Gaumont, Europalace adı altında bir ortaklık kuracaklannı açıkladılar. Bu birleşmenin, ortaklann ayn ayn gerçekleştirecekleri füm prodüksiyonlarmı etkilemeyeceği belirtildi. Pathe ve Gaumont yetkilileri, Europalace'ın kurulmasına, diğer film şirketlerinin birleşmesi sonucunda Fransa'daki bilet fiyatlannın düşmesini neden gösteriyorlar. Ortaklık, iki şirketin Fransa'daki tüm salonlanrun yanı su^ Pathe şirketinin Hollanda. Isviçre ve Italya'daki girişimlerini kapsayacak. Peter Yarromı kaybolan gitan 500 dolar ödül koydu I Kültür Servisi - Folk müziğin ünlü üçlüsü 'Peter Paul and Mary'nin üyesi Peter Yarrow geçen cumartesi uçak yolculuğu sırasında kaybolan gitannı bulup getiren kişiye 500 dolar ödül verecek. Sıra dışı bir sound'u olan bu gitann, grubun müzikal mirasında yeri doldurulmaz bir önemi olduğunu belirten Yarrow, 1973'ten beri tüm albumlerde ve konserlerde bu gitarla çaldığını açıkladı. Gitar, grubun kuruluşunun 40. yıldönümü için gerçekleştirilen bir turne sırasmda kaybolmuştu. Fazıl Say konserleri • Kültür Servisi - Piyanist Fazıl Say, Boğaziçi Müzik Kulübü'nün katkılanyla bugün saat 16.00'da Boğaziçi Oniversitesi Kültür Merkezi'nde "öğrencilere özel' bir konser verecek. Sanatçı, aynca 19 Aralık Sah günü saat 20.00'de. şef Gürer Aykal yönetimindeki Borusan Filarmoni Orkestrası'nın Lütfu Kırdar Salonu'nda gerçekleşecek 'Yeni Yıl Konseri'ne solist olarak katılacak. Say, konserde Çaykovski'nin 1 No'lu Piyano Konçertosu'nu seslendirecek. Aym konser 20 Aralık Çarşamba günü saat 20.30'da Izmir Efes Convention Center'da, 21 Aralık Perşembe ve 22 Aralık Cuma günü saat 20.00'de ODTÜ Kültür ve Kongre Merkezi 'nHf tekTP.Tİanacak
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle