Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 1 ARALIK 2000 CUMA
8 DIZI
SSK Gerçeğiya da Sosyal Güvenlik 'Reformu 'nun PerdeArkası
Bireysel sigorta çıkarlanmıza aykırıDr. ALİRIZA ÜÇER / Dr. CtHAT OĞAN
-3-
TBMM'nin gündeminde olan ve önümüzdeki ya-
sama döneminde yasalaştınlması hedeflenen Sos-
yal Güvenlik Reformu ile sosyal sağlık sigortasın-
dan vazgeçilerek bireysel-özel sağlık sigortacılığı-
na geçilmesinin yolu açıtmaktardır. Bireysel sağlık
sigortacılığınm yaygınlaşmasıyla ne rür gelişmeler
olacağını, bu iki sigorta modeli arasındaki temel
farklar göz önüne sermektedir. (Bakınız tablo)
Sosyal sağlık sigortası modelinin terk edilerek
sağlık hizmetlerinden satın alma gücü oranında ya-
rarlanıldığı, yani bu hizmetlerin metalaştınldığı bi-
reysel- özel sağlık sigortacılığına geçişin temelinde
sağlık ve sosyal güvenlik harcamalannın sürekli art-
rnası ve yalnızca gelişmekte olan ülkelerde değil,
gelişmiş ülkelerde de bu harcamalann ekonomi üze-
rinde ağır bir yük oluşturmaya başlaması vardır. Ka-
pitalizmin süregelen küresel ekonomik krizini aş-
mak için başvurulan kısıtlayıcı önlemler yalnızca
sağlık ve sosyal güvenlik alanına yönelmemiş, tümüy-
le devletin sosyal kimliğini hedef almıştır.
Bu önlemlerin asıl amacı ulusötesi sermayenin
kârlılığını ençoklaştırmaktır. Sağlık ve sosyal gü-
venlik alanlannda uygulanan önlemlerle hem ulu-
sal bütçeden emeğin yeniden üretimi için aynlan
kaynaklar en aza indirilerek sağlanan birikimler ulu-
sötesi sermayenin gereksinimlerine yönlendirile-
cek hem de emeğin toplumsal maliyeti azaltılırken,
bu amaçla üretilen hizmetler de ulusötesi serma-
ye için verimli bir yatınm alanına dönüştürülecek-
tir(l).
Sağlık ve sosyal güvenlik hızmetlerinde kriz so-
nmu tartışılırken öncelikle harcamalardaki artışın
nedenleri ve yapılan toplam harcamanm gereksini-
mi karşılamaya gerçekten yeterli olup olmadığı, ya-
ni bu harcamalann doğası irdelenmeli, sonra da su-
nu ile istem arasında hangi evrensel ilkeler temelin-
de uzlaşma aranacağı ve bu ilkeler ile toplumsal ger-
çeklik arasında nasıl uvum sağlanacağı belirlenme-
lidir.
Sağhk hareamalan neden arhyor?
Sağlık harcamalannın özellıkle Ikinci Dünya Sa-
vaşı'ndan sonra hızlanarak arttığı ve ekonomik kri-
zin derinleşmesiyle birlikte uygulamaya sokulan eko-
nomik önlemlere rağmen artış hızınm yavaşlamadı-
ğı bilinmektedir. Harcama artışının görünür neden-
leri şunlardır:
• Gercek gelirler ve dolayısıyla bu gelirlerden sağ-
hğa aynlan pay artmıştır.
Sanayinin gelişmesiyle kentleşme ve hizmet kul-
lanımı artmıştır.
• Beklenen yaşam süresi arttıkça kişi başına tü-
ketilen sağlık hizmeti de artmıştır.
• Etkili tanı yöntemlerinın gelişmesiyle hasta ve
hastahk sayısı artmıştır.
• Tüketim toplumunun yaşama alışkanlıklanyla
yakmdan ılışkıli ve dışsal etmenlere bağlı hastahkmor-
biditeleri hemen tüm yaş gruplannda artmaya baş-
lamıştır.
• Etkili tanı yöntemleri kullanılmadan hastalıkla-
raıa doğru tanı konulamayacağı inancının hastalar ara-
sında yaygmlaşmasına yol açan kültürel değişim ta-
nı maliyetlerini arttırmıştır.
• Tanı yöntemleri etkilileştikçe kesin tanı arayı-
şında olan hekimler de bu yöntemleri yaygın olarak
kullanmaya yönelmiş ve istem ile sununun buluşma-
sı tanı maliyetlerini arttırmıştır.
• Etkili tanı yöntemleri sayesinde erken tanı ko-
nulabilmesi, tedavi olanaklannı arttırdığı gibi kro-
nik hastalıklarda tedavi süresinin uzamasına yol aç-
mıştır. Ancak, etkili tanı yöntemlennin geliştirilme-
sinde sağlanan başan, tedavi yöntemlerinın gelişti-
rilmesınde başanlamamıştır. Bu sonuç hastalık ma-
liyetlerini arttırmıştır.
• Hastane hizmetlerinin ayakta tedavi hizmetleri-
ne yeğlenmesi hastalıklara yapılan toplam harcama-
yı artnrmıştır. Aynca, etkili tedavi yöntemi gelişti-
rilemeyen ve nüfusun yaşlanması nedeniyle artan
kronık hastalıklarda en pahalı hizmet türü olan has-
tane bakımı bir zorunluluk olarak öncelik kazanmış-
tır.
• Beklenen yaşam süresinin artması yaşama umu-
dunu ve buna bağlı olarak sınırsız sağlık hizmeti is-
temini arttırmıştır.
Sağlık harcamalannın artacağını haber veren de-
ğişimler yaşanıyorken tüketim toplumunun o dö-
nemdekı gereksinimlen öyle gerektirdığı için daha
ucuz ve etkili olan koruyucu sağlık hizmetleri yerine
daha pahab ve verimsiz olan tedavi edici hizmetlerin
geiiştirilmesine öncelik verilmiştir (2).
Asıl sorun harcamalar nudır?
Sağlık ve sosyal güvenlik harcamalannın önlene-
meyen artışı, hemen her ülkede. özellikle de sosyal
devletin sağladığı haklardan gerçekten yararlanmış
olan gelişmiş demokrasilerde yükselen protestolara
rağmen kararlılıkla uygulanan kısıtlayıcı önlemlerin
gerekçesi olarak gösterilmiştir. Süregelen ekonomik
bunalım koşullannda, gelişmiş sanayi ülkeleri için
bile ağır yük oluşturan bu harcamalann uygulanan
makro ve mikro ekonomik önlemlere rağmen artma
eğilimini sürdürdüğü de bilinmektedir.
Öte yandan, uygulanan önlemlerle harcamalar
azaltılamadığı gibi, sunulan hizmetlerden yararlan-
ma olanaklan da nitel ve nicel anlamda sınırlanmış-
üz Bu sonuç protestolan yoğunlaştırdığı gibi, har-
cama artışıyİa birlikte ele almması gereken ve aslın-
da sorunun özünü oluşturan asıl konulann, yani sağ-
lık ve sosyal güvenlik haklannı tanımlayan temel il-
kelerin ve sağlık hakkının sosyal güvenlik sistemi-
nin kapsadığı diğer haklardan farklılıklannın tartı-
şılması için kışkırtıcı bir toplumsal iklim yaratmış-
tır. Bu tarnşma kaçmılmaz olarak harcamalann azal-
tılması için alınan önlemlerin özünü oluşturan bir so-
ruya; sağlık ve sosyal güvenlik hizmetlerinin meta-
laştınlıp metalaştınlamayacağı sorusuna yanıt aran-
masmda düğümlenmiştir.
Her iki olumsuzluk da, yaşadığımız süreçte, dev-
letin sosyal kimliğine ve bu kimliği tanımlayan hiz-
metlerin doğasına yüklenmiştir. Böylece, hem dev-
letin sosyal kimliğinden anndınlması girişimlerine
gerekçe oluşturulmuş hem de olumsuzluklann asıl
sorumlusu olan tüketim toplumu ideolojisi aklan-
maya çalışılmıştır.
Oysa, tüketim toplumu ideolojisine tutsak olan in-
san sağlığma yabancılaşmış. sağlığının sürekliliği-
nin sağlanmasını tıp hızmetine yüklemiş; niçin has-
talandığını ise, ya sorgulamamış ya da tıp hizmeti-
nin belirlediği alanda sorgulamıştır.Bugün sağlık
hizmetlerinde yaşanan kriz, kısa dönemde insan ya-
şamını bile vurgun alanına dönüştürmeyi başaran
kapitalizmin, altından kalkılamayacak sağlık harca-
• Sosyal sağlık sigortası modelinin terk edilerek sağlık hizmetlerinden
saün alma gücü oranında yararlanıldığı, yani bu hizmetlerin
metalaştınldığı bireysel- özel sağlık sigortacılığına geçişin temelinde
sağlık ve sosyal güvenlik harcamalannın sürekli artması ve yalnızca
gelişmekte olan ülkelerde değil, gelişmiş ülkelerde de bu harcamalann
ekonomi üzerinde ağır bir yük oluşturmaya başlaması vardır. Kapitalizmin
süregelen küresel ekonomik krizini aşmak için başvurulan kısıtlayıcı
önlemler yalnızca sağlık ve sosyal güvenlik alanına yönelmemiş, tümüyle
devletin sosyal kimliğini hedef almıştır.
malannda somutlaşan mutlak gelecekle beklenenden
erken bir dönemde ve küresel ekonomik bunalımın
derinleştiği koşullarda yüzleşmek zorunda kalması-
mn ürünüdür. Sağlık harcamalannm önlenemez bir
biçimde artması ekonomik bunahma giren tüketim
toplumunu bir ikilemle karşı karşıya bırakmıştır. Bu
süreçte tüketim toplumunun bir iç çelişkisi olarak bi-
reysel bir temel hakka ve toplumsal bir kazamma dö-
nüşen ve gereksinimi olana gereksindiği kadar su-
nulacağına söz verilen ve bir dönem sınırsız tüketi-
lebilen sağlık hizmetlerine aynlan kaynaklar sınır-
sız olarak arttınlabilecek midir? Yoksa, ekonomik bu-
nalıma yanıt olarak sağlık hakkından vazgeçilecek
ya da bu hak sınırlanacak mıdır?
Insan odaklı bir değerlendirme yapıldığında heriki
soru da olumlu olarak yamtlanamaz. Sağlık harca-
bireyin doyumu, en az maliyetle ençoklaştınlmalı-
dır. Dinamik verimlilık değerlendirmeleri, sağlık
kaynaklannm üretkenlığini geliştirecek örgütlenme
biçimlerinin ve teknoloji kullanımının araştınlması-
nı içerir. Sağlık 'çıkülannT iyileştirmenin en verim-
li yollannı araştıran hükümetlerin, sağlık hizmetle-
rine daha fazla kaynak aktanrken, bunlann daha ve-
rimli olan diğer alanlardan aktanlan kaynaklar olup
olmadığuıı değerlendirmeleri gerekir.
3. Eşitlik temel alınmalıdır: Bireyin ve toplumun
daha da smırlanamayacak en uygun sağlık hizmetin-
den yararlanması ve bu hizmetin gelir düzeyinden ön-
ce, sağlık hizmeti gereksinimi temelinde sunulması
gerekir (3).
Oysa, tüketim toplumu son yirmi yıldır bu ikile-
minortadan kaldınlmasında kolay yolu seçmiş; sağ-
> SK'nin tasfıyesinin
yol açacağı en önemli
sorun, sigortahlann,
başta ilaç hareamalan
olmak üzere tüm sağlık
harcamalannın, toplu
pazarlık gücünün
yitirilmesi ve kurum
içinde hizmet
üretiminin sona ermesi
nedeniyle 3-4 kat
artacak olmasıdır. Bu
gelişmeye paralel
olarak sigortahlann
tıbbi teknoloji ve tıbbi
malzeme tüketim
hareamalan da
artacaktır. Bu durum;
ilaç, tıbbi teknoloji ve
tıbbi malzeme
harcamalarında
kamusal kaynaklann
savurganca tüketihnsini
arttıracak, ancak
ulusötesi ilaç, tıbbi
teknoloji tekelleri ve
bunlarla bağlantılı
pazarlama şirketlerinin
kârlanna kâr katmasına
yol açacaktrr.
Özel ve Sosyal Sağlık Sigortasının
ideolojik ve EKonomik Önermeleri
Konu
Kişisel
Sorumluluk
Sıgortacı
Sorumluluğu
Eşitlik
Hakkanıyet
Risk
Havuzu
Katılma
Prim
Düzenlemesi
Özel Sağlık Sigortası
Birey, sağlık risklerini ve sıgor-
taiının ne işe yarayacağını değer-
lendirmek için gereklı bilgilere
sahıptir.
Sıgortacı her sigortalıya, öde-
nen pnm karşılığında önceden
belırlenmış hizmet paketinı sun-
makla yükümlüdür Hem pnm
hem de hizmet paketı sözleşme
boyunca değıştınlemez.
Eşıtiık ve hakkanıyet, sigortaa her
sigortalıya satın aldığı paketın
karşılığını tumü ile sağladığında
gerçekleşr Burada odak nokta-
sı sıgortacılar ile sigortalılar ara-
sındaki ılışkidır.
Stnıriı sayida, benzer ama ılişkı-
li oftnayanrisktenoluşur; ancak
kötü nskler havuz dışmda bıra-
kıiabılir. A
Isteğe bağlıdır. Mem sigortalı
hem de sıgortacı kendıterine gö-
re pazaritk yapma özgürlüğüne
sahıptir. Sigortalı prim ödeyip
ödememe, sıgortacı da sigorta-
tayp sigortalamama hakkma sa-
hiptir.
Primler sigortalının sıgortalan-
dığı riske ne ölçüde maruz kal-
ma olasılığı bulunduğuna göre
belırienır. "Risk oram" farklı kı-
şilenn sağlamak istediklen yara-
ra göre farktı prim ödemelerinı ge-
rektirir.
Sosyal Sağlık Sigortası
Ortalama yurttaş, çoğunluğu
oluşturan yurttaş grubunu tem-
sil eder Grup guçlendıkçe, or-
tak nskı değerlendirmesı ıçın ge-
rekli bilgilere ulaşma ve sağlık si-
gortasının yeniden dağıtım sağ-
lama etkisını iyıleştirme gücü de
artar.
Sıgortacı tum üyelerine standart
bir hemet paketı sunar. Paket si-
gortalının sıgortalandığı tarıhe
bakılmaksızın zaman ıçınde de-
ğışıkliğe uğrayabılir.
I
Eşitlik: tum sıgortalılar, sıgorta-
landıklan tanhte ödedıklen pn-
me bakılmaksızın aynı yardım
paketınden yararlandıklan ölçü-
de sağlanır. Burada odak nok-
tası sıgortalılar arası ılişkilerdir.
Sıgortalılann tümünün ortak ris-
ki paylaşması bir ulusal sorum-
luluk gibi görülür.
Zorunludur; bireylerın risklere
karşı korunması ve nskler karşı-
sında eşit muamele görmeleri
evrensel bir ılkedır. Sigorta, kö-
tü riskleri dışlayamaz.
Katkı olarak tanımlanan primler
üyejer arasmdakı karşalıklı yardvn-
laşmanın gereğı olarak, daya-
nışma temeline oturur ve gelirin
sabrt bır yüzdesi üzennden he-
saplanır. Bu gelir oranında biçi-
minde tanımlanır.
Kaynak: internatioDal Social Security Rewiew, Vol. 53, No: 2, April-June 2000,
Reformlng health insurance: A question of principles. s. 50.
malannı sınırsız bir biçimde arthrmak gerçekçi ol-
madığı gibi gerekli de değildir. Gerekli olan, bireyin
ve toplumun sınırsız değil etkili bir sağlık hizmetin-
den yararlanmasmı sağlayacak yeterli harcamanın ko-
şuUannı yaratabilmektir. Oysatersi olmuş, TBMM'nin
gündeminde olan Sosyal Güvenlik Reformu paketi
ile de somutlaştığı gibi verilen sözlerin tutulması bir
yana, kazanılmış haklann geri almması gündeme
gelmiştir.
Çözüm önertteri
1. Makroekonomik maliyet denetlenmelidir: Sağ-
lık hizmetlerine gayri safı yurtiçi hasıladan 'en uy-
gun' pay aynlmalıdır. Sağlık harcamalannın makro-
ekonomik verimliliği, bu harcamalardaki marjinal ar-
tışla sağlanan kazanımlann toplumsal değerinin, di-
ğer harcamalardaki marjinal artışla sağlanabilen ka-
zanımlann değeriyle karşılaştmknası temelinde sap-
tanır.
2. Mikroekonomik etkililik ve verimlilik sağlan-
malıdır: Hizmet kalitesi ve bu hizmetten yararlanan
lık harcamalannın kısıtlanmasını amaçlayan makro
ve mikroekonomik önlemler almakla yetinmiştir. Kı-
saca, muayene ücretleri ile ve sağlık mal ve hizmet-
lerinin denetimi, maliyet paylaşımı, sağlık hizmeti
sunumunun denetimi, bütçe kısıtlamalan, hizmet
sektöründe iç rekabetin arttınlması başlıklan altın-
da sıruflandırabileceğimiz bu önlemler harcamala-
nn aynı hızla artmasını önleyemediği gibi, hizmet ka-
litesini azaltarak sağlık hakkının kullanılmasını da
sınırlamıştu'. Sonuç olarak, bu önlemler ikilemi or-
tadan kaldırmadığı gibi, derinleştirmiş ve sorunun asıl
boyutunun, yani sağlık hakkının doğasınm ve sos-
yal güvenlik sistemi tarafindan korunan diğer hak-
lardan farklıhklan gündeme taşımıştır.
Sağlık hakkını farkhlaşnran özellikler
Sağlık hizmetleri ile ilgili tartışmalann özünde iki
sorunun öne çıktığı görülür:
• Birincisi, sağlık hizmetlerinin nesnesi olan sağ-
lık hakkının sosyal güvenlik sistemi tarafindan ko-
runan diğer haklardan farklı olup olmadığı ya da bu
hakkı diğer haklardan ayıran temel niteliklerin han-
gileri olduğudur.
• Ancak birinci sorun ile ilişkili olarak ele alına-
bilecek ikincisi ise, sağlık hizmetlerinin ve bu hiz-
metlerin nesnesini oluşturan sağlığın, diğer sosyal gü-
venlik hizmetleri ya da bu hizmetlerin nesneleri gi-
bi metalaştınlıp metalaştınlamayacağı ya da başka
bir anlatımla, bu hizmet türünde üretimin, sununun
ve dağıtımın piyasa kurallanna göre düzenlenip dü-
zenlenemeyeceğidir. Birinci sorunun önemini arttı-
ran da, ikinci sorunun çözümünü doğrudan belirli-
yor ohnasıdır. Çözümleyici nitelik taşıyan ilk sorun
iki boyutta ele alınmalıdır:
Birincisi, sağlık hakkı, sosyal güvenlik sistemi ta-
rafindan korunan bir hak olmakla birlikte, sistemin
koruduğu diğer haklann kullanılabilmesi için de bir
önkoşuldur. Sağlıksız bir insanın çahşma hakkının
ve dolayısıyla, çalışması karşılığında kazanacağı di-
ğer haklann korunabilmesı de olanaksızdır.
İkincisi, sağlıksızlığın ve sağlıksızlığı yaratan ko-
şullann, söz konusu sağlık sorununun niteligine gö-
re değişen düzeylerde geri döndürülemez nitelikte ol-
malandır. Bu iki özellik, sağlığın diğer haklardan fark-
lı bir temel hak olarak ele alınması gerektiğini ve di-
ğer haklar ekonomik kaynaklarla kolayca ilişkilen-
dirilebilirken, sağlığın niçin bu tür bir ilişkinin nes-
nesine dönüştürülemeyeceğini açıkça göstermekte-
dir. Gerçekten, sosyal güvenlik sisteminin korudu-
ğu diğer haklann kullanılabilirliği ile ekonomik ko-
şullar arasında doğrudan ilişki kurulabümekte; bu hak-
lann kullanılması için kaynak aynlmasında esnek
davranılabilmekte, bu esneklik haklann kullanım
düzeyine de kolayca yansıtılabilmektedir. Özellikle
ekonomik bunalım dönemlerinde, bu esnekliğin ürü-
nü olan kaynak kısıtlamalan ilk önlem olarak öne sü-
rülebilmektedir. Dolayısıyla bu haklann ekonomik
durum ile uyumlu düzenlemelerin hedefi olması da,
büyük toplumsal sıkınölar yaratsa bile, olağan kar-
şılanabilmektedir. Oysa, sağlık hakkı tarihsel geli-
şim sürecinde böylesi bir esnekliğin konusu olmak-
tan giderek uzaklaşmış ve önce yaşama hakkım, son-
ra da çalışma hakkını tanımlayan bir nitelik kazan-
mıştır. Sosyal devlet döneminde, bir temel hakka dö-
nüşen sağlıklı yaşama ve çalışma hakkının kapsamı,
çalışma hakkının kullanılmasıyla kazanılan diğer
haklann katılımı ile genişlemiştir.
Sağlığın sosyal güvenlik sistemi tarafindan koru-
nan diğer haklardan farklılıklannı ve sağlık bakım
hizmetlerinin diğer haklann korunmasını amaçla-
yan hizmetler gibi metalaştınlmasının olanaklı olup
olmadığını tartışmaya açan da, yeni liberal önlem-
ler ile hızlanan ve giderek somutlaşan bu süreçtir.
Sağlık hakkını bireysel bir temel hakka ve toplum-
sal bir kazanıma dönüştüren, bu hakkın ve bu kaza-
nımın korunmasını ve geliştirilmesini amaçlayan
sağlık bakım hizmetlerinin evrensel ilkelere dayan-
dınlmasını gerektiren de, hangi gerekçe ile olursa ol* •-
sun göz ardı edilmemesi gereken bu özellikleridır.
Sonuç
Sorunun boyutiannın tanımlanması sürecine su-
nu, istem, gereksinim, kâr, verimlilik, maliyet, yarar
gibi, temel kavramlar ile sınıriı bir çerçevede katılan
ekonominin tümü ile toplumsallaşan, yani siyasile-
şen bu soruna, alana özgü matematiksel hesaplama-
lann ardına saklanarak açıklama getirmekte yeter-
siz kaldığı; sorunun aslında bu matematiksel ilişki-
lerin ardına gizlenmiş üretim ilişkileri ve toplumsal
ilişkiler açıklandığı ölçüde tanımlanabileceği; bu
açıklamamn da ekonominin ve siyaset biliminin de-
ğil, ekonomi-politiğin görevi olduğu anlaşılmıştır.
Bunun için sorunu nbbın sınıriı olanaklanyla çöz-
meye çalışmamak, ama farklı bir yol ararken ekono-
minin işlem ve grafiklerden oluşmuş ve olaylann
basitleştirilmiş bir matematiksel tanımından öteye git-
meyen kapsamına ya da göreli siyasi değerlendirme-
lerin sığhğına saplanmamak ve bu matematiksel gös-
terimlerin ardına gizlenmiş toplumsal, yapısal, bilim-
sel, felsefi ilişkileri kavramak; yani ekonomi-politi-
ği araç olarak kullanabilmek gerekmektedir.
Bu sonuç bir anlamda da toplumsal siyasa konu-
su olan sorunlarda, sorunun nedenlerine tüketim top-
lumunun yaptığı gibi, doğrudan ekonomik tepki ile,
yani harcamalann sımrlanmasını amaçlayan önlem-
ler alarak yamt vermek yerine, olası tüm çözüm öne-
rilerinin ortaya koyulması ve taraflann üzerinde uz-
laşacaklan bir ortak çıkış yolunun bulunması gerek-
tiğini de bir kez daha doğrulamaktadır.
TBMM'nin gündemindeki Sosyal Güvenlik Yasa-
sı'nın bu çerçevede ele alınması yaşamsal bir önem
taşımaktadır. Sağlık harcamalannın altından kalkı-
lamayacak bir ölçüde arttığı gerekçesiyle sosyal sağ-
lık sigortacılığından bireysel sigortacılığa geçişin
tutarlı bir gerekçesi yoktur. Sosyal güvenlik kurum-
lannın yol açtığı iddia edilen 'kara detikler' ve dev-
letin bu alandaki yükümlülüklennden çekilmesini
amaçlayan özel-bire>'sei sağlık sigortasımn yaygın-
laştınlması çabalanyla ilgili kurumlann verilen ör-
tüşmemektedir.
Tüm olumsuz koşullara rağmen SSK'nin böyle-
sine düşük maliyetlerle hizmet sunmaya devam ede-
bihnesi çarpıcıdır. SSK'nin tasfıyesinin yol açacağı
en önemli sorun, sigortahlann, başta ilaç hareama-
lan olmak üzere tüm sağlık harcamalannın, toplu pa-
zarlık gücünün yitirilmesi ve kurum içinde hizmet
üretiminin sona ermesi nedeniyle 3-4 kat artacak ol-
masıdır. Bugelişmeye paralel olarak sigortalılann tıb-
bi teknoloji ve tıbbi malzeme tüketim harcamalan da
artacaktır. Bu durum; ilaç, tıbbi teknoloji ve nbbi mal-
zeme harcamalannda kamusal kaynaklann savur-
ganca tüketilmesinı arttıracak, ancak ulusötesi ilaç,
tıbbi teknoloji tekelleri ve bunlarla bağlantılı pazar-
lama şirketlerinin kârlanna kâr katmasına yol aça-
caktır.
Başta SSK olmak üzere sosyal güvenlik kurum-
lannın tasfıyesinin yol açacağı en önemli sakınca ise
yeterince kullanılamasa bile bireysel bir temel hak
ve toplumsal bir kazanım olan sağlık ve sosyal gü-
venlik haklanmn alabildiğince sınırlandınlması ve
ardmdan yitirilmesi olacaktır. Özetle, sosyal güven-
lik kurumlannın tasfıye edilerek bireysel sigortacı-
lığın yolunun açılması ulusal çıkarianmıza aykın bir
gelişmedir.
(l)Piyal, B., "Sağlık Hizmetlerinde Knzın Ekonomi Po-
lıtıgi, Bihm ve Otopya, Aıalık 1998
(2)Piyal, B.,' 'Sağbk Hizmetlerinde Knz'', Medikal Trend,
Mart 1999, Sayı 7, s.50
(3)Avrupa'da Sosyal Koruma "Degişim ve Sorunlar",
ETUC-ETU1 Konferansı, 7-8 Kasım 1996 Brûksel, Derleyen-
ler: Alessandra Bosco, Martın Hutsebaut, Tûrk Harb Iş Sen-
dikası Yay., Aralık 1998, Ankara, s.320
Bftti
BİRBAKIMA
SERVER TANİLLİ
tetanburda 'AkanZaman
/
...
Ziyaretler, söyleşiler, geziler...
Istanbul'daki sayılı günlerim, daha çok bunlar ara-
sında bölünmüş durumda. Biraz koşuşturma ni-
teliğini de taşısa, birinden ötekine geçiyorum.
Kısa süreli bir gelişin mutlulukları bunlar...
•
24 Kasım'da Melih Cevdet Anday'ı ziyarete git-
tim. Şimdi Büyükada'ya taşınmış. Göztepe'de otur-
duğum için, oraya gitmek zor olmadı. Aradığım bir
şeydi de adaları görmek; en azından birinde de bir-
kaç saat geçirmek.
Iskeleye yakın gazinolardan birinde oturduk; bir
yandan da yiyip ıçip sohbete daldık. Suna Anday'ın
zarafetidir: Mücveri sevdiğimi bildiğinden, onu da
hazırlatmış.
Melih Cevdet Bey'i sağlık ve afıyet içinde bul-
dum. Yaşlılıktan yakındı. Filozofluğun yaşı mı olur-
muş ki? Bir yandan sohbete katılırken, bir yandan
da "kar topladı". Bu onun deyimidir; düşünce ve
esin dünyasında gezinmeye böyle der. Sonu da bir
şiir, bir yazı, bir eserdir; yani yaratmadır. Sayın An-
day'ın sürprizlerini bekleyelim.
"Kar topluyor" çünkü...
Suna Anday'ın kardeşi, eski TlP'lilerden Ayata
Beğensel de soframızdaydı. TlP'li günlere döndük
bir ara; ilginç anılarını anlattı. Ne diyor şair: "Geç-
miş zaman olur ki hayali cihan değer."
Bu ziyaretten unutulmaz anılarla döndüm...
•
Rastlantının güzelliğine bakınız: Sayın Anday'a
gitmek üzere Bostancı'dan vapura binerken, yol-
cular arasında baktım -bir dostuyla- Çelik Güler-
soy. Içerde yoğun bir sohbete daldık. Bilinçli bir
"Istanbul âşığı" olan, o niteliğiyle bu soylu kente
unutulmaz hizmetlerde bulunan bu aydın insan, be-
nimgibi "dertküpü". istanbul'un yıllar boyu bilinç-
li olarak uğratıldığı felaketleri birtürlü hazmedemi-
yor.
Hazmedilir yani var mı ki? • •
Gemi Büyükada'ya doğru kıyıdan uzaklaştıkça,
Kadıköy'den ta Pendik nihayetlerine kadar uzanan
kıyı şeridi yekpare beliriyor karşınızda. Hiç de uzak
olmayan birgeçmişte bu sahiller yalıların, köşkle-
rin, zarif evlerin süslediği yemyeşil bir sergiydi.
Şimdi, yeşili kökünden kazınmış, baştan başa bir
beton apartman duvarı. Ortalannda bir yerde de,
Selimiye taklidi bir cami!
Kaç ihanet iç içe: Dogaya ihanet, kente ihanet,
tarihsel mirasa ihanet...
Çelik Gülersoy, acılar içinde soruyor: "Olur mu
bu?"
İstanbul'un başına felaketler yağdırmış olan
"Mahşer'in Dört Atlısı"n\ sıralıyor: Dizginsiz artan
ya da arttırılan nüfus anlamına, uçkur; kent bilinç-
sizliği, kenti süflîçıkarı uğruna sömüren politika es-
nafı ve bürokrasinin hırsızlığı!
Neye yanıyorum biliyor musunuz? Istanbul'u,
br gün bu hayasız düşman ordusundan kurtardı-
'^fmtz gün, esefle göreceğiz ki bu güzel kent yok
olup gitmiş bu badirede.
"Mücadeleye devam" deyip aynlıyoruz birbiri-
mizden...
•
Rastlantının bir başka güzelliği: Tanınmış sanat-
çılanmızdan Tülây Tura Börtecene'nin açtığı re-
sim sergisi. Sergi, Moda'da ciddi bir galeride, Yurt
ve Dünya Sanat Galerisi'nde.
28 Kasım günü onu gezmeye gittim.
Saym Börtecene'nin kırmızıları, mavileri, morla-
n, sarı ve yeşilleri dört bir yandan dikkatinizi çekip
alıyor. Renkler arasında ustaca bir seçim, aralann-
da olağanüstü bir uyum, apayn bir dünyaya alıp
götürüyor sizi. Ama sanatçımız "soyut" deyip ger-
çeklikten kopmadı hiçbir zaman. Yaşadığımız dün-
yanın karmaşıklığı mı bir anlattığı da? Yani başın-
da doğmayı bekleyen yeni bir dünya var. Umut ve
iyimserlik dolduruyor içinizi.
Kutlanm, Tülây Tura Börtecene'yi.
Salonlannı, bu düzeyde bir sergiye açtıklan için,
galerinin sahipleri iki zarif insanı, Leyla ve Nevzat
Metin'i de candan kutluyorum. Okurlarıma da, 14
Aralık'a kadar uzatıldığını öğrendiğim bu sergiyi mut-
laka gidip görmelerini öğütlerim.
•
Aynı gün, oradan ayrılıp Mimar Sinan Üniversi-
tesi'ne giderek, "Aydınlanma'nın Neresindeyiz?"
konusundakonuştum. Konferans, Güzel Sanatlar
Fakültesi'nin aydın dekanı Prof. Ahmet Öner Gez-
gin'in girişimiyle düzenlenmişti. Çoğunluğunu
gençlerin oluşturduğu zarif birtopluluk önünde, Ay-
dınlanma'nın sorunlarını sergilemeyeçalıştım. Özel-
likle laiklik ve demokrasiyle onlan bekleyen tehli-
keleri anlattım. Herkes için yararlı tartışmalar oldu.
Arayan ve soran bir gençlik yetişiyor. Sonunda her
şeye kalıcı bir çözüm getirecek olan ilerici, de-
mokrat ve aydın güçler arasında gençlik de var. Bir
gözümüz gençlerde olmalı.
Bir gözüm onlarda...
BRITANNICA Ansıklopedisi
Peeping Tom (Röntgenci Tom):
Gizlendiği yerden diğer şahısları
soyunurken ya da cinsel aktivitede
bulunurken izlemekten cinsel
tatmin duyan kimse. Bu terimin
kökeninde yatan, aşırı vergileri
protesto etmek için Coventry'den
at üzerinde çıplak olarak geçen
Lady Godiva'yı penceresini açıp
izleyen ve bunun sonucunda kör
olan meraklı terzi Tom'un
efsanesidir.
dulcinea
SAU
ÇARŞAMBA
PERŞEMBE
CUMA
CUMARTESİ
13:00-2UOO