23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 1 ARALIK 2000 CUMA HABERLER DUNYADA BUGUN 4Lt StRMEN Neden? Yolsuzlukların bu kadar yaygınlaşması, bir za- nanlar devletin doruğunda olan kişinin aile fotoğ- afındakilerin, çocuk ve eşler hariç, hepsinin yol- »uzluklara böylesine bulaşması, nereyi kazsan ıttından bir pislik çıkması, ama halkın yine de bü- iin bunlara böylesine tepkisiz kalması kimilerini jaşırtıyor. Geiyekîen, herhangi bir demokraside, pisliğin !>u kadar artması ortalığı allak bullak eder, rejimi jarsatdı. Ama 1 urkiye'de bir şey olmuyor. Neden? "Demokrasimize" güveni ve halkımıza saygısı sonsuz ise, olanlara hiç nafile kafa yormasınlar, nedenini asla açıklayamazlar. Çünkü yukarıdaki "neden" sorusunun yanıtı, onlann asla gözden geçirmeye yanaşmayacak- ları bu ikı kavramın iyice irdelenmesinde yatıyor. Yıllar yılı, çok partili popülist ve doğrusu geniş tabanlı talan rejimini demokrasi sananlar, böyle bir talanın üstüne demokrasi inşa edilemeyece- ği gerçeğıne varamayacaklardır. Urettiğinden çok üreyen toplumlarda demok- rasinin yaşamasının olanaksızlığını görmeyenler, kokuşmuşluğun mekanizmasını açıklamakta güçlük çekecekleri gibi, aynı zamanda sık sık ile- n sürdükleri, "temiz toplum" istemlerinin de hep lafta kalmaya mahkûm, bu ortamda yaşama ge- çirilmesi olanaksız, soyut bir kavram olduğunu asla anlamayacaklardır. • • • Temiz toplum da, demokrasi de ekonomisinin temeli iiretim olan ülkelerde boy atar. Talan ve avanta toplumlarında ne temizlik söz konusu olabilir ne de demokrasi... Eğer bir sistem, avanta ve talana prim tanıyor- sa, orada üretim ile bir yerlere vaımanın çabası içinde olanlar enayi etiketinin alınlannın ortasına yapıştırıMığını görürler. Ancak jretim toplumlarında, oyunun kuralını bozanlara tepki gösterilir. Bizimki gibi toplumlar- da değıi Şöylp biraz geriye gidelim, bundan bir önceki belediyc seçimlerinde istanbul Belediye Başkan- lığı'na aday olan Recep Tayyip Erdoğan'ın, Sul- tanbeyli'de kaçak inşaatı olduğu ileri sürüldü medya tarafından. Bu açıklamadan sonra kimileri, Erdoğan'ın se- çim şansının bittiğini sandılar ve yanıldılar. Çün- kü onlar, kuralı koyacak ve uygulayacak olanı se- çeceklerin çoğunluğunun da kural dışı olduğunu görememişlerdi. Evet İstanbul Belediye Başkanı'nı seçecek olanların çoğu zaten kaçak ya da kuraldışı olan binalarda oturuyorlardı. Kuraliçi olanların büyük bölümü de, kaynağında kuraldışı olduklan halde, sonradan kitabına uydurulup kural içine alınmış- lardı. ••• Türkiye'de çok partili rejimin mekanizmasını ryi bilip kendileri inanmadan bunu geniş kitlelere de- mokrasi diye yutturmaya çalışanlar, taaa çocuk- luklarından beri duydukları bir atasözünü de iyi bellemişlerdir. Onlar "Biriyer biri bakar, kıyamet ondan kopar" sözünün gereğini yerine getirerek geniş kitlelere de bir şey vermek istiyorlar. Hakça düzenin adil paylaşımı üretime dayana- cağına göre , o söz konusu olamaz. O zaman kalıyor geriye talan ve avanta yönte- mi. Talan yöntemi ile ülkenin karası, havasj, de- nizi, suyu talan ediliyor. Talandan büyük payı alanlar, geniş kitlelere de küçük küçük paylar ve de özellikle, "talandan ben de pay alabilihm" umudu dağıtmaya büyük özen gösteriyorlar. Urettiğinden çok üreyen ve çok zor koşullarda yaşam savaşı veren toplumun geniş kesimleri, üretime endekslenmiş bir ekonomi ve rejimden umırtlannı kestikleri için "gemisini kurtaran kap- tan" misali. avanta ve talan yarışında pay kapma kavgasına düşüyor. Pay kapma kavgasına düşen bu toplum, avan- ta ve talana ne kadar tepki gösterir ki? Çoğunluğu kural dışına düşmüş olan, urettiğin- den çok üreyenlerin toplumunda, kokuşmuşlu- ğa tepki gösterilmemesinin nedeni bu yapı bo- zukluğudur. Balık baştan kokar demiş atalanmız. Ama bu balık başka balık.. baştan aşağı herta- rafı kokmuş bunun. Yargıtay'da temyiz durusması Aczmendi Ozer'den pişmanbk savunması ANKARA (Cumhu- riyet Biirosu)-Yargılan- dığı davada 3 yıl hapis cezasına çarptınlan Aczmendi Bahruilah Ozer, giydiği kıyafetin "gençBk,çocukhıkheye- canıolarak" görülmesı- ni ısteyerek "Ben, böyle bir hayat yaşamak iste- memiştim. Geçmişimi çoktan unuttum. Beni bağışlamanızı istiyo- rum" dedi. Sanık avu- katı Hacı Ali Özfaan. kı- lık-kıyafetin çocuklar için korkutucu olabile- ceğuıi. ama terör örgü- tünün varlığı için yeter- li olraadığını savundu. Ankara 1 No'lu DGMnin "Sindirme, yüdnma,tehdityöntem- leri ile anayasada belir- tflen cumhuriyetin laik düzenini degiştirmek için oluşturulan örgüte ginBderi" gerekçesiyle çeşıti hapis cezalanna çarpordığı 125 Acz- meDdinin davasının temyiz duruşması, Yar- gıtay'da yapıldı. Yargı- tay 9. Ceza Dairesi'nde- ki duruşmaya sanıklar- dan Gökhan Büyüköz, İrfan Akgül. Bahruilah Özer ile avukatlar Ab- dullahÇiftçive Hacı Ali Özhan katıldı. Duruşmada savun- masını yapan, 3 yıl ha- pis cezasına mahkûm Bahruilah Özer, 20 Ekim 1996'daYeniAs- ya gazetesinin Saidi Nursi'nin ölüm yıldö- nümü nedeniyle düzen- lediği rrevlide katıbnak üzere Tokat'tan tek ba- şma Ankara'ya geldiği- ni söyledi. Kocatepe Camii'ne geldiğinde polislerin "kıyafetinin suçteşküettiğini'' söyle- yerek gözaltına aldıkla- nnı belirten Özer, şöyle konuştu: "Kryafetimi gençtik, çocukluk heyecanı ola- rak görmenizi 'Istiyo- rum." Anayasa Mahkemesi Başkanı Mustafa Bumin, gündemdeki tartışmayı değerlendirdi 'Kürtçe TV snnrlı olabitir 9 Anayasa Mahkemesi Başkanı Mustafa Bumin, yapılacak düzenlemenin anayasaya aykm olmaması gerektiğini dile getirdi. ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - Anaya- sa Mahkemesi Başkanı Mustafa Bumin, Kürtçe televizyon yayını tartışmalannı de- ğerlendirirken "Yöresel bakımdan, kendi kûl- türlerini kullanmalan bakumndan belki sı- nırfa yayuı organlanyla yayın yapmalan için bir düzenleme düşiinûlüyor. O halde, anaya- saya a> kın olmaması düşünülebilir" dedi. TBMM Başkanı Ömer tzgi, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hüseyin Kıvnkoğlu ile Anayasa Mahkemesi Başkanı Bumin'e iade- yi ziyarette bulundu. Anayasa Mahkemesi'ni ziyaretinde, bir ga- zetecinin, ANAP ve DSP'nin siyasi partile- rin kapatılmasını zorlaştıran teklif hazırlığı- nı anımsatarak "Sizin MHP milletvekili ve Mectis Başkanı olarak bu konudaki tutumu- nuz ne olacak" sorusu üzerine tzgi, şunları söyledi: "Şu sırada, FP'nin Anayasa Mahke- mesi'ndegörûlmekte olan bir davasıvar.O ba- krnırian, yacıma organınHan çıkmamış hir ka- nun hakkında görüş beyan etmemiz doğnı ol- maz. O yönde bir görüş beyanı olursa korka- nm ki,yasama organı hiç de haklı olmadığj bir olayda yargıorganına etki yapmış olur. Bu iti- baria bu sorunuza cevap vermek istemiyo- rum." Bumin ise aynı soruyu, "Çok iyi bilir- siniz ki görûlmekte olan bir davaya ilişkin ola- rak düşûnce ve değerlendirme yapmak doğ- ruohnaz" dedi. TBMM Başkanı Izgi, MlT Müsteşan Şen- kal Atasagun'un açıklamalanna ilişkin gö- rüşlerinin sorulması üzerine, Atasagun'un ki- şisel görüşlerini açıkladığını söyledi. Anayasa Mahkemesi Başkanı Bumin de, Kürtçe televizyonun anayasa değişikliği ge- rektirip gerektirmediğine ilişkin bir soru üze- rine şunlan söyledi: "Tûrkiye Cumhuriyeti Anayasası, resmi dil olarak Türkçeyi ve dev- let olarak üniter devlet sistemini öngörmekte- dir.Bu nedenle,çahşmanın hangi çerçeve için- de kalacagmı şimdiden söylemek mümkün değil. Ama anayasa değismeden resmi bir dil şeklinde olması kuşkusuz mümkün değil. Yö- resel bakundan, kendi kiiltürlerini kullanma- lan bakumndan belki smuiı yaym organlany- la yayın yapmalan için bir düzenleme düşü- nülüyor. O halde, anayasaya aykm olmaması düşünülebilir. Bunun dışında kimi ülkelerde olduğu gibi resmi bir dil olsaydı, yazışma dili olsaydı anayasa değişikliği gerekirdL Aynca, üniter devlet yapısına aykuılığı tarnşüıyor." Bumin, Kürtçe televizyon konusunda çok fazla bir şey söylemek istemediğini, bu konu bir yasa olarak geldiğinde, anayasaya aykın olup olmadığı konusunda değerlendirme yap- mak durumunda kalacaklannı belirterek " Ya- ni, üeride bize gelecek konular hakkında ön- ceden fikir bildirmek, o davalara katümama- mız gibi bir sonuç doğurur" dedi. Bakanlar Kurulu Ölüm orucunda son önlem müdahale ANKARA (Cumhurryet Bü- rosu) - Bakanlar Kurulu. siyasi mahkûmlann F tipi cezaevleri- ne karşı başlattığı ölüm oruçla- nnı değerlendirdi. Adalet Ba- kanı Hikmet SamiTürkeylem- ler hakkında bilgi verirken ölüm orucundaki tutuklu ve hü- kümlüler için "gerekirsemüda- hale edilmesi" karan alındı. Bakanlar Kurulu toplantısın- da cezaevlerindeki ölüm oruç- lan gündeme geldi. Türk, ey- lemlerin yasadışı örgütler tara- fından yönlendınldiğini dile getirdi. Toplantının ardından açıklama yapan Devlet Bakanı Tunca Toskay, eylemlerin üzüntü verici olduğunu kaydet- ti. t Artık adım atüsın' Türk-lş, DtSK ve KESK üyesi sendikaların 62 yönetıci- si, ölüm oruçlan ve cezaevleri konusundaki görüş ve istemle- rini Adalet Bakanlığı'na iletti- ler. Yasanacak ölümlerden doğ- rudan iktidann sorumlu olaca- ğına dikkat çeken sendikacılar, yapılması gerekenın ölüm onıçlannın durdurulması için ivedilikle adım atılması gerek- tiği görüşünü aktardılar. F tipiııe sessiz protesto Türkiye'nin çeşitli cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlüler ile yakınlannın F tipi cezaevine kar- şı başlarbğı ölüm onıcu eylemleri sürerken in- san haklan savunuculan sessiz protesto eylemi yaptLİnsan Haklan Derneği önünde dün topla- nan bir grup, F tipi cezaevlerinin kapaülması amacı\la orurma eylemi gerçekleştirdi. "F Tlpi- ne Hayır" yazıh siyah giysiler giyen grup, daha sonra sessizce dağıkn. ÇevTede geniş güvtnnkön- lemi alan polis, gruba müdahaleetmedi İHD ts- tanbul Şubesi'nde düzenlenen basm toplantısın- da da 2-3 Arahk 2000 tarihinde başlayacak olan "AB Kopenhag Kriterteri, KOB ve Tûrkiye'' adh konferansla ilgili bilgi verildL Keban Öte- li'nde gerçekleştirikcek konferansa aralannda DtSK, KESK, Hak-tş sendikalarımn başkanla- n ile gazeteci Ragıp Zarakolu, KÜRTK.A\ Baş- kam Hanefi Amaç. Kürt Estirüsü Başkanı Ha- san Kaya'mn da bulunduğu çeşitli kesimkr ka- ülacak. (Fotograf: ÖZKAN GÜVEN) Cillerden Baykala ziyaret Eski ortaklar erken seçimi konuştular ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Türkiye'nin her alanda sa- hipsiz bir görüntü sergile- diğini belirterek "Soğuk- kanlıounayız. Piyasalar al- lak bullak ve meydanlar hareketlendLBöylesine bir ortamda siyaset işlevini kaybetmemelidir" dedi. DYP Genel Başkanı Tan- su Çiller de Türkiye'nin genel siyasi çehresinin en- dişe verici olduğunu kay- detti. Çiller ve Baykal, içinde bulunulan olumsuz ekonomik ve siyasi koşul- lar içinde hükümetin uzun süre devam edemeyeceği ve erken seçime hazır olunması gerektiği görü- şünde birleştiler. DYP Genel Başkanı Tansu Çiller, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ı dün CHP Genel Merke- zi'nde ziyaret etti. Çiller, burada yaptığı konuşma- da, "gönlünden ve akhn- dan geçtiği gibi BavkaTın genel başkanhğa geri dön- düğünü" söyledi. Baykal da, Türkiye'nin olağanüstü güç günler ya- şadığıru ve ülkenin her za- mankinden fazla işbirliği- ne gereksinimi olduğunu belirterek Türkiye'nin so- runlannın ancak sağlıklı siyaset ilişkileri ile aşılabi- leceğini savundu. Baykal, Türkiye'nin sorunlarının iktidan aştığına dikkat çe- kerek u Bunu muhalefette zevkle izle\emeyiz" diye konuştu. Baykal ve Çiller, gaze- tecilere yaptıklan açıkla- malann ardından bir gö- rüşme yaptılar. Alınan bil- giye göre, görüşmede FP'nin kapatılma davası değerlendirildi. FP kapa- tılsa da kapatılmasa da er- ken seçimin gündeme ge- lebileceği, bu hükümetin uzun süre daha yürümeye- ceği savunularak, "Seçime hazır olahm" görüşü dile getirildi. Hükümetin gerek eko- nomik, gerek siyasi, ge- reksetıluslararası konuİar- da son derece başansız 6İ- duğu görüşü paylaşıldı. Başbakan BülentEcevh'in izni olsun olmasın, MÎT Müsteşan'nrn konuşması- nın "hata" olarak değer- lendirildiği görüşmede Çiller, Atasagun'u Ece- vit'in değil, Başbakan Yardımcısı ve ANAP lide- ri Mesut Yümaz'm yön- lendirdiğini ileri sürerken Baykal da "Otabilir'' gö- rüşünü aktardı. Seçmen kütiikleıi partileresatdacak ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Seçmen kütüklerinin. seçime katılma yeterliliğine sahip siyasi partilerin il veya ilçe başkanhklanna bedeli karşüığında verilmesine olanak sağlayan yasa önerisi TBMM Genel Kurulu'nda kabul edildi. Beş siyasi parti tarafindan ortaklaşa hazırlanan öneri, Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Yasa'ya bir fıkra eklenmesini öngörüyor. Buna göre, seçmen kütükleri. seçimlere katılma yeterliliğini taşıyan siyasi parti merkezlerince ya da yetkilendirilmiş il veya ilçe başkanlannca istenmesi halinde bedeli karşılığında verilebilecek. Seçmen kütüklerine ilişkin kayıtlar bir secim döneminde en fazla iki kez istenebilecek, buna ilişkin bedel Yüksek Seçim Kurulu'nca (YSK) belirlenecek ve makbuz karşüıgmda Maliye v eznesine yatırüacak. Hizlnıllalı davasında bir talıliye DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu)-Diyarbakır'da polis me- muru Mehmet Zengin'i şehit e- den Hizbullahçı Yunus Aysu'nun eşi Mukadder Selamboğa, hak- kında "örgüte \ardun ve yatakhk ettiği'' iddiasıyla açılan davanın dünkü oturumuna, cezaevinde doğan bebeğiyle katıldı. Mahke- me. Selamboğa'nın tahliyesine karar verdi. Diyarbakır DGM'de görülen başka bir davada ise Hizbullah tetikçilerinden Mustafa Sevün, Elazığ Cezaevi'nden Bingöl Ce- zaevi'ne nakledüirken kendisine işkence yapıldığını öne sürdü. Diyarbakır'm Bağlar semti 5 Nisan Mahallesi Bestekâr So- kak'ta 20 Ekim'de istihbarat ça- lışması yapan polis memuru Mehmet Zengin'i fark etmesi üzerine şehit eden Hizbullah te- tikçisi "Emin" kod adlı Yunus Aysu ve imam nikâhlı eşi Mu- kadder Selamboğa'nın yargılan- malanna Diyarbakır 3 No'lu DGM'de başlandı. Dün görülen duruşmada Se- lamboğa, tutuklu olduğu Diyar- bakır E Tipi Cezaevi'nde doğan ve henüz kundaktaki bebeğiyle birlikte hazır bulundu. Selambo- ğa'nın toplam 26 eylemden so- rumlu tutulan eşi Yunus Aysu da dunışmaya katıldı. Ölüm cezası istemi Saruklar hakkında DGM Sav- cısı Ömer Tuncay tpek tarafın- dan hazırlanan iddianamede Ay- su'nun TCY'nin 146. maddesin- de belirlenen "Anayasal düzenin tamammı veya bir kısmını silah zoruyla değiştirerek yerine şeri esaslara dayali devlet dûzeni kur- maya kalkışmakr suçunu işledi- ği belirtilerek idamla cezalandı- nlması istendi. Selamboğa için ise "Hizbuuahçılannörgütselko- numlannı bildigihaldeyardım ve yatakhk ettiği'' gerekçesiyle TCY'nin 169. maddesi uyannca 3 yıl 9 aya kadar hapisle cezalan- dınlması talep edildi. Mukadder Selamboğa imam nikâhlı eşinin örgüt bağlantısını bilmediğini ve örgüt karanyla ev- lenmediğini söyledi. Evdeki si- lahlardan haberi ohnadığmı id- dia eden Selamboğa, silahların bulunduğu sandığm sürekli kilit- li tutulduğunu ve eşi tarafindan eve getirildiğini belirtti. Mahke- me, cezaevinde doğum yapan Mukadder Selamboğa'nın tahli- yesine karar vererek dunışmayı erteledi. Ekici, yargıç karşısında Hizbullah adına Adana, Mer- sin ve Tarsus'ta 21, Istanbul'da da 12 kişiyi öldürme ve kaçırma eyleminden sorumlu tutulan, eminiyet ve savcıhkta verdiği ifa- delerle mezar evlerin ortaya çı- kartılmasına yardımcı olan Meh- met Emin Ekici'nın de aralann- da bulunduğu 5 sanığın yargılan- masına davam edildi. Dunışmaya ilk kez katılan Mehmet Emin Ekici, "itirafçı ol- madığım ve Pişmanhk Yasa- sı'ndan yaraıianmak istemediği- ni'' belirterek "Mezar evlerin yer- lerini ben göstermedim. Polis, bu mezarevlerin yerkrini biüyordu" dedi. Sanıklar, emniyetteki ifadeleri- nin işkence sonucu alındığını sa- vunarak suçlamalan kabul erme- diler. Mahkeme heyeti, sanıklar hakkmda istenen tahliye taleple- rini reddederek eksikliklerin gi- derilmesi için duruşmayı ertele- di. SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com Milli İstihbarat Teşkilatı, adı üzerin- de, istihbarat toplaması gereken bir örgüt. Bu örgütün yıllarca operasyon- lara katıldığını, birçok yargısız infaz- da elemanlannın bizzat görev aldığı- nı burada çalışanlann anılanndan öğ- rendik. İstihbarat örgütü, istihbarat örgütü olarak çalışmalı. Diğer devlet kurumlannın yapması gerektiği gibi. MlTin iki önde gelen isminin dört gazetenin Ankara temsilcilerini çağı- rarak yaptıklan açıklamalar, yeni tar- tışmalan gündeme getirdi. {Neden bu dört gazetenin temsilcilerini çağırdı- lar, hangi ölçüler onlan böyle bir se- çime rtti, onu da aynca konuşmak gerekiyor). MlT'in söylediklerinin içe- riği mi, yoksa açıklamanın biçimi mi tartışmalara neden oldu? Ailesi ve yakın çevresi banka bo- şaltmak, orman arazilerine inşaat yapmakla suçlanan Süleyman De- mirel bakın ne diyor: "Siyasi beyan lan yalnızca siyasiler yapmalıdır. Si- yasi anlama gelecek açıklamaları Avrupa Birliği ve MÎT başkalan yapmamalıdır.(Böyle dav- ranmak) şu manzarayı da vehr: Ûlke- de kaç tane devletvar?" Demirel, bu- rada bir yasal durumdan söz ediyor. Başbakan Ecevit, MlTyöneticilerine izni kendisinin verdiğini söyleyerek durumaaçıkhk getirdi. Süleyman De- mirel'in cumhurbaşkanlığı dönemin- de çok kritik günler yaşandı, Genel- kurmay Başkanlığı, bazı komutanlar, Cumhuriyet Başsavcısı, Yargıtay Başkanı, Anayasa Mahkemesi Baş- kanı siyasete yön verecek açıklama- laryaptılar. Halendebutüraçıklama- lannı sürdürüyorlar. Demirel'in bugü- ne kadar onlara bir itirazı olduğunu duymadık. Aynı tartışmanın yapıldığı dünkü gazetelerde "Askerden MlT'e Tavır" başlığı manşetlerdeydi. Haberin spo- tunda askerierin dilinden şu görüşler aktanlıyordu: "Daha önce de söyle- miştik, birkere daha gündeme getir- mekte yarar görüyoruz. Üniter dev- let ilkelerinden taviz verilmesine kar- şıyız. Bunun yapılmasına izin verme- yiz." Sabah gazetesinin manşetinde yer alan bu haber, deneyimli Genel- kurmay muhabiri Mahmut Bulut'un imzasını taşıyordu. MlT açıklama yapınca ve daha açıkçası onlann açıklamalannın içe- riği hoşunuza gitmeyince, "Açıkla- malan siyasileryapsın"diyeceksiniz, ama MİPİ siyasi açıklama yapmakla suçlayan haberlerin hemen yanı ba- şında, gazetelerin manşetlerinde as- kerierin siyasi bir açıklaması yer ala- cak. Bu çifte standart değil mi? Tartışma tabii ki biçimle ilgili değil, asıl olarak içerikle. MlT yetkililerinin bugüne kadar yaptığı açıklamalara kimse bir şey demiyordu. Bu kez, ba- zılanna ters gelecek açıklamalar ya- pınca kıyamet koptu. Aslında işin doğrusu, Genelkurmay yetkilileri de, MlTyetkilileri de görüşlerini açıklasın- lar, zaten açıklıyoriar da. Düne kadar MlTçilere de kimse bir şey demiyor- du. Onlar gibi diğer devlet memuria- nnın da böyle bir hakkı olsun. Bu, de- mokrasinin bir gereği. Içerik konusuna gelince, asıl tar- tışma bu yüzden büyüyüyon Kürtçe yayın konusu tartışılıyor. ıslamcı ke- sim değeriendiriliyor. Askerler, DYP, MHP gibi partiler bu fikirieri paylaş- madıklannı söylüyoriar. Kimse onla- ra bu nedenle bir şey demiyor. MlT yöneticisi iki kişi de diyor ki, " Kürt- çe yayın bizce yararlı olur". Üstelik bunu gerekçelendiriyoriar da. Onlar söyleyince kjyamet kopuyor. "Kürtçe yayın yapılamaz" düşüncesini savu- nanlar, farklı düşünenleri neredeyse "vatan haini" sayacak bir üslup kul- lanıyoriar. Tûrkiye, Avrupa Biriiği'nin kapısın- da. Gerçekten bu biriiğin ölçüleri bi- ze uygun mu, değil mi? Örneğin ora- da devlet memurian görüşlerini ra- hatça belirtiyoriar. Sendika da kura- biliyoriar. Türkiye'de ise, bir öğret- men yanlışlıkla çok basit bir açıklama yapınca başına olmadık işler gelebi- liyor. Bazılanna ise kimsenin bir şey demek aklına gelmiyor. Bütün bu konular önümüzdeki dö- nemdetartışılacak. MlT de fikrini söy- leyecek, Genelkurmay da, memurtar da, öğretmenler de, biz gazeteciler de. Sonunda bütün bu tartışmalann ışığında karan siyasi irade verecek. Eğer böyle bir irade varsa ve karar vermeye kendini yetkili görüyorsa. Avrupa Biriiği'ne, Meclis'in karariar- da aktif olduğu bir süreçten geçerek ulaşabileceğiz.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle