Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
VkRALIK 2000 CUMA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
AİT çi Eymür'ün
davası
• ANKARA
(Comhuriyet Bürosu) -
Esci MÎT Kontrterör
Dâıesi Başkanvekili
Mehmet Eymür'ün,
"MÎTeaitgizli
bilgileri ıfşa ettiği"
gerekçesiyle 11 yıl 3
aydan az olmamak
üzere hapis istemiyle
yargılanmasına Ankara
9. Ağır Ceza
Mabkemesi'nde görülen
da\ayla devam edildi.
Mahkeme başkanı
Ömer Yılmaz Çamlıbel,
saruk Eymür'ûn
savunmasının alınması
için, sanığın, MÎT
taranndan ABD'de
bildirilen adresine
yazdıklan davetiyenin
yanıtının beklenmesine
karar verildiğıni
açıklayarak duruşmayı
erteledi.
KocaSeyitfn
kaı barakada
• Istanbul Haber
Servisi - Çanakkale
Savaşı'nda 216 kiloluk
top mermisini sırtlayıp
topa sürerek Çanakkale
Savaşı'nın kaderini
değiştiren Koca Seyit'in
kızı Fadime özçetin
(80) önceki gün öldü.
Balıkesir'in Akpınar
Yaylası'nda köylûlerin
verdiği destekle naylon
bir baraka içinde
yaşayan Fadime
özçetin, bir süre önce
felç geçinnişti.
Köylûler, birkaç kez
Cumhurbaşkanlığı ve
Başbakanhğa mektup
yazarak Özçetin için
yardım istemiş,
mektuplara, "Gereken
ilgi gösterilecektir"
yanıtı verilmişti. tki
çocuğu bulunan ve
devletten gereken ilgiyi
göremeyen özçetin, dün
köylüler tarafindan
Havran ilçesine bağlı
Kocaseyit (manastır)
köyünde toprağa
verildi.
Ankara'da
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Filistin Uluslararası
îşbirliği ve Planlama
Bakanı Nebil Şaat,
Türkiye'ye sürpriz bir
ziyaret gerçekleştirdi.
Dün akşam saatlerinde
Ankara'ya gelen Şaat,
Dışişleri Bakanı Ismaıl
Cem ile bugün
görüşecek. Şaat'ın
temaslan çerçevesinde
Ortadoğu olaylanm
araştırma komisyonu
üyesi eski
Cumhurbaşkanı
Süleyman Demirel'i de
ziyaret etmesi
bekleniyor.
MiRkiye141
yaşında
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Ankara Üniversitesi
Siyasal Bilgiler
Fakültesi (Mülkiye) 4
Aralık Pazartesi günü
düzenlenecek
etkinliklerle 141.
kuruluş yıldönümünü
kutlayacak. Etkinlikler
çerçevesinde
Müîkiyeliler Birliği
ödülleri sahiplerini
bulacak. Fakülte Dekanı
Prof. Dr. Celal Göle
Mülkiye'nin kurulduğu
günden bu yana
Cumhunyet'in ve
Atatürk ilke ve
devrimlerinin yılmaz
savunucusu oldugunu
anımsatarak bu
görevlerini gelecekte de
aynı inançla
sürdüreceklerini belirtti.
Sağlık Bakanlığı'nın yasa tasansıyla özelleştirmeye zemin hazırlanıyor
Döner sermaye aldatmacasıMUTLUSERELİ
ANKARA - Sağlık Bakanlı-
ğı'ncahazırlanan, sağlık perso-
nelinin döner sermayeden aldı-
ğı payın artınlmasına dönük ya-
sa tasansı, sağlık hizmetlerinin
özelleştirilmesine zemin hazır-
lıyor. Sağlık Bakanı Osman
Durmuş'un hekimlerin yükse-
len eylemleri karşısında, oyala-
mak amacıyla yaklaşık 6 ay ön-
ce hazırlanan tasanyı gündeme
getirdiği, böylece hekimlerin
güç birliğini kırmayı amaçladı-
ğı ileri sürüldü. Türk Tabipleri
• Sağlık Bakanı Osman Durmuş, hekimlerin yükselen eylemleri
karşısında kamuoyunu oyalamak amacıyla yaklaşık 6 ay önce hazırlanan
tasanyı gündeme getirdi. \
Birliği Merkez Konseyi (TTB)
Genel Sekreteri Eris Büaloğlu.
tasannm sağlık çahşanlannın
istekleriyle hiçbir ilgisi olma-
dığını belirterek eylemlerini
sürdüreceklennı açıkladı. 2001
yılı Sağlık Bakanlığı bütçesinın
genel bütçe içindeki payı, yüz-
de 2.6 ile 1925 yılında sağlığa
aynlan paya denk düştü.
TBMM'de önceki gün ger-
çekleştirilen Sağlık Bakanlığı
bütçe görüşmelerinde, sağlık
çalışanlannın özlük haklanna
yönelik hiçbiı olumlu değişik-
lik yapılmadı. Sağlık Bakanı
Dunnuş'un, Mahye Bakanı'nın
onayladığını duyurdugu "Dö-
ner Sermaye Hakkmda Kanun
ve 190 sayıh KHK'de Değişiklik
Yapıbnası HakkmdaKanun Ta-
sansı''nın ise hekimlerin asıl is-
teklerini karşılamadığı belirtil-
di. Döner sermaye sisteminde
özelleştirme teşvik ediliyor ve
koşullar ne olursa olsun sağlık
hizmeti bedel karşıhğında veri-
liyor. Aynca, döner sermaye
sistemmden sadece yataklı te-
davi kurumlannda çalışanlar
yararlanabiliyor. Tasanda yer
venlen unsurlardan bazılan
şöyle:
• Sağlık Bakanlığı talep ve
hizmet özelliklerini dikkate ala-
rak eğitim hastaneleri ve en az
îrticacı
askerler
konusu
görüşülecek
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Yüksek Askeri
Şûra (YAŞ) olağan güz
dönemi toplantısmda
irticai ve yıkıcı
faaliyetlere kanştıklan
gerekçesiyle ordudan
ihraç edilecek TSK
personelinin durumunu
görüşecek.
Başbakan Bülent Ecevit
başkanlığmda,
Genelkurmay
Karargâhı'nda
düzenlenecek
toplantıda, terör örgütü
PKK'nin son durumu,
Avrupa Güvenlik
Savunma Kimliği
konusundaki
son gelişmelerle
irticai faaliyetlere
ilişkin brifingler
sunulacak.
Toplantıda aynca irticai
ve yıkıcı faaliyetlere
kanştıklan gerekçesiyle
haklannda inceleme
yapılan TSK
personelinin de dosyalan
ele alınacak, gerekli
görülenlerin
orduyla ilişiği
kesilecek.
ÇİZMEDEN YUKARI MUSAKART
0 \
65 PÖhJÜM OfZMAU A&AZİSİM
MEMLB-K&TT&
m.kart@superonline.com.tr
300 yatağa sahip hastanelerde
şef ve şef yardımcısı ve uzman-
lar tarafindan acıl vakalar hariç
olmak ve saat 16.00'dan önce
olmamak üzere mesaı saatleri
dışında "özel sağbk hizmederi"
verebilir. Bu hizmetlerden elde
edılen ücretler döner sermaye-
ye gelir kaydedilir.
• Bakanlığa bağlı il düzeyin-
deki mevcut döner sermayeli iş-
letmeler birleştirilir ve birinci
basamak sağlık hizmeti sunan
kurum ve kuruluşlardaki koru-
yucu sağlık hizmetleri dışında
kalan tedavi hizmetlenni de
kapsamak üzere her ilde
bir adet döner sermayeli
işletme kurulur.
• Sağlık Bakanlığı'nca
kurulacak döner sermaye
işletmelerinin saymanlık
hizmetleri, Maliye Bakan-
lığı'nca kurulacak döner
sermaye saymanlığı ve
Maliye Bakanlığı'nca ata-
nacak sayman ve sayman-
lık personeli tarafindan
yürütülür. Sağlık Bakanlı-
ğı'nca sayman dışında ye-
teri kadar personel görev-
lendirilerek saymanlık
hizmeti yürütülür.
TTB Genel Sekreten
Eriş BüaJoğtu, Durmuş 'un
tasanyı Maliye Bakanı'na
imzalatmasının hekimle-
rin eylemleri sonucu ger-
çekleştiğını, ancak bunun
somut bir gelişme sayıla-
mayacağmı söyledi. Bila-
loğlu, "Bu bizhn taleple-
rimizle ilgisi olmayan bir
şey. Daha Bakanlar Kuru-
lu'nda görüşülecek. Bu
hukümetin ömrü yeter mi,
o büe beUi degü" diye ko-
nuştu.
Bilaloğlu, Durmuş'a
"Hekimler 15 Ocak'ta ne
alacaklar? Çift maaş alabi-
lecekler mi" sorusunu yö-
neltti. Bilaloğlu, Sağlık
Bakanlığı bütçesinın genel
bütçe içindeki payının 2.6
olduğuna dikkat çekerek,
bunun 1925 yılındaki pa-
ya eşit oldugunu, 2. Dün-
ya Savaşı'nın sürdügü
1940 yılında sağlığa genel
bütçeden yüzde 3 pay ak-
tanldığını anlattı.
Yolsuzluklara bulaşan parti anketi
ANAPtan MHP'yetep/d
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
MHP'nin tabanın nabzını tutmak
amacıyla 6. olağan kongresinde
yaptırdığı anketten, "yolsuzluklara en
çok bulaşan ve mafyayla içti cfaşh olan
parti" olarak ANAP'uı çıkması,
hükümet ortağının tepkisine yol açtı.
ANAP Grup Başkanvekili Yaşar
Dedelek, siyasi partilerin
zamanzamaniç
değerlendirmeler
yapabileceğini, ancak
bunun kamuoyuna
duyurulmasının "siyasi
adaba sığmayacağmı"
belirterek "Her söyleneni
doğnı kabul edip önem
verseydik, biz de
Bayındıriık Bakantağı'nm
verdiği ibalelerin yanlışhğına
inanmhk" dedi. MHP'nin parti
tabanına dönük yaptırdığı anket
sonucu, baştan beri birbirlerine
«mesafeir olan MHP ile ANAP
arasmdakı gerginliği daha da artordı.
ANAP Grup Başkanvekili Yaşar
Dedelek, anket sonucunun
"subjekm™ oldugunu belirterek
• MHP parti
tabanmın mafya
ile içli dışlı parti
olarak ANAP'ı
göstermesi iki
parti arasındaki
gerginliği
arttırdı.
"Netice, kendi isteklerine göre ohnuş
olabUir. ANAP da, MHP'ye baa
noktalarda değişik bakabiür. Ancak
bunu kamuoyuna açıklamak, siyasi
adaba sjğmaz" diye konuştu.
Türkiye'de siyasetin, birbirlerini
karşılıklı yolsuzluklarla suçlama
üzerinde biçimlendirmeye
çalışıldığını vurgulayan
Dedelek, "Bu,
Türkiye'ye bir fayda
sağlamaz. Eğer her
konuşulanı,
her söyleneni doğnı
kabul edip önem vermiş
olsavdık biz de
Bayındırhk Bakanhğı'mn
verdiği ihalelerinin
yanhşhğına inanınnk"'
diye konuştu. Dedelek, ANAP
iktidarlan dönemmde de sıkça bu
durumu yaşadıklannı vurguladı.
MHP'nin devleti yeni tanıdığuıı
kaydeden Dedelek, «AncakMHP,
siyasi parti yönetimi ile devlet
yönetimini birbirine kanşnnrsa
kendüeri için sonucu hayuiı olmaz"
diye konuştu.
Jfc TlRMIK / AYDEV ENGtN
Hatipoğlu YÖK'ü mizahla eleştirdi
BUkenfte YÖKbeyUği
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Bilimi ve özerkliği öldürmekle
suçladığı Yüksek Öğretim Kurulu'nu
(YÖK) Bilkent'te kurubnuş kendi
yasalan olan "YÖK Bey«@''ne
benzeten Tüm Öğretim Üyeleri
Derneği (TÜMÖD) Başkanı Prof. Dr.
Tahir Hatipoğlu, "YÖKOLOJÎ" adlı
bir kıtap yazarak
eleştinlerini mizahı bir
dille hikâyeleştirdi.
Hatipoğlu, daha önce
türbanı serbest bırakan
YÖK'ün şimdi
yasaklamasını da "28
Şubatl997'debirgök
güıiemesi oldu ve
generalkrin postmodern
müdahalesi ile \ ÖK
büyükleri Atatürkçü oluverdfler"
iddiasını dile getirdi. Kitap, YÖK
tarafindan incelemeye alındı.
Hatipoğlu kitabmda, YÖK'ün
kurucusu thsan Doğramaa ve üçüncü
başkanı Prof. Dr. Kemal Gürüz'e ağu-
eleştiriler yöneltti. YÖKOLOJİ ile
ilgili çok sayıda söz ve atasözü
üretildiğini söyleyen Hatipoğlu,
• TÜMÖD
Başkanı Prof.
Hatipoğlu,
"YÖKOLOJİ"
adlı kitap yazarak
eleştirilerini
mizahi bir dille
hikâyeleştirdi.
"YÖK beyinden ağn yanan. yöktörü
üfleyerek yer. YÖK'le peyııir gemisi
yürümez. YÖK, duştüğü yeri vakar.
YÖK'hl yöksüzün halinden amamaz.
Doğmuş YÖK'e don biçme"
benzetmeleri ile "YÖK atasözkrinT
sualadı. Işte kitaptan YÖK:
• YÖK, 12 Eylül 1980 cuntası
tarafindan
yasalaştınhnışur. Aslında
bu Hocabey'in yasasıdır.
Kamuoyu da böyle bilir.
Üniversiteler, askeri
okullara ve emniyet
okullanna benzetihniş,
hepsi birer yökversite
ohiıuşlardır.
• YÖK Beyliği'nde
atamalar hep erkek
cinsinden tercih edilir. Bunun nedeni
ürkek değil, erkek millet oluşumuza
bağlanmıştır.
• Edirne'den Ardahan'a kadar uzanan
toprak parçasma YÖK Beyliği ya da
YÖK Imparatorluğu denir. Beylik,
Beyük Sarayı'ndan yönetilir. Saray,
Hocabey'in malı olan Bilkent Center
Cumhuriyeti smırlan içindedir.
aengin@doruk.net.tr
Işin içinde bir 'büyeniği' var-
sa ben korkanm. 'MİT yeniği'
varsa da korkanm. 'Neme ge-
rek' deyip parmaktanm kann-
calansa, bilgisayar 'Yaz şunu,
yaz şunu' diye çağırsa da yan
çizmeyi yeğlerim.
Siz tanıks»nız; üç gün dayan-
dım.
Ama olacak gibi değil. MİT
Müsteşan Şenkal Atasagun ile
yardımcısı Mikdat Alpay'ın or-
taklaşadüzenledikleri, adı kon-
mamış 'basın toplantısı'mn
yankılan bitmek bilmiyor.
Atasagun'un konuşmasın-
dan istedikleri sinyalleri alma-
yanlar, önce "Efendim devlet
memuru nasıl böyle konuşur,
devlet politikası öneminde ko-
nularda nasıl görüş belirtir" gi-
bisinden efelendiler. Genelkur-
may'ın çeşitli kademelerinden
gelen 'görüşaçıklamalan'n\ do-
ğal karşılayanlann, MİT söz ko-
nusu olunca birden tedirgin ol-
malan tuhaf. Ikisi de devletimi-
zin yüce ve önemli kurumları
değil mi?
Kürtçe Televizyon 'Dayatması'
Ama bu yadırgama anlaşıla-
bilir. Yıllardan beri ilk kez MİTin
tepesinden benimsemedikleri
bir görüş geldi. Şaşırdılar. Son-
ra kızdılar. Sonra da ufaktan
ufaktan veryansın etmeye baş-
ladılar.
Doğrusu şaşıranlar arasında
ben de vardım. Ama hemen er-
tesi gün Başbakan'ın açıklama-
lan ile Vehbinin kerrakesi anla-
şıldı da rahatladım. Ortada pek
bir 'MİTyeniği' yok. Besbelli ki
koalisyonun kanatlan arasında
genel olarak Kürt sorunu, özel
olarak Kürtçe televizyon konu-
sunda su yüzüne çıkan ve çık-
mayan anlaşmazlıklan, uzlaş-
mazlıklan çözmek için Bülent
Ecevit, MlTten destek istemiş.
Onlar da 'memur ciddiyeti ve
disiplini' içinde kendilerine buy-
rulanı yerine getirmişler.
Yani sorun yok. Devletimizin
tepesinde işler çığınndan çık-
mış fılan değil.
Dolayısıyla bu konuda uzun
uzun yazmanın da âlemi yok.
Amaaaa...
Sorun, "MİT ne dedi, MİT na-
sılböyle birşey dedi" tartışma-
sını aştı.
Tartışma Kürtçe TV, üniter
devleti zedeler mi zedelemez
mi noktasına ulaştı.
Ne dersiniz, zedeler mi?
Geçelim...
•••
Ama "Bu Avrupa da çok olu-
yor ama? Ne bu böyle; önce
Kıbns, sonra Ege, şimdi de
Kürtçe TViçin bastınyor. Türki-
ye'yiAB'den dışlamak için bü-
tünlobilerhareketegeçti, üstü-
mûze çullanıyor" degerlendir-
melerini geçmeyelim.
lyi bir diplomatik manevra ile
Türkiye, AB üyeliği ile Kıbns ve
Ege sorunlannı belki ayırabilir.
Bu en azından bu yazının konu-
su değil.
Ancak Kürtçe TVyi Kıbns ve
Ege sorunu ile aynı kefeye ko-
yamayız. Kürtçe TVnin tartış-
ma gündemine taşınması, ne
AB merkezlerinden yönlendiril-
miş bir 'çullanma stratejisi', ne
de sürpriz.
Bülent Ecevit, Helsinki'ye gi-
dip, AB'nin 'a/te fofoğraft'nda
yerini aldığı gün, Türkiye'nin
gündemine Kürtçe TV girmişti.
Kimse kalkıp bugün "Haberim
yoktu, farkında değilim" deme-
ye kalkmasın. (Bu 'kimse'ye, bu
yazıyı yazan da, okuyan da, An-
kara'da ünıformalı ve üniforma-
sız bürokrasinin en tepesinde
oturan da, siyaset arenasında
milletvekili, bakan olan dadahil-
dir.)
Okuma yazması olan herkes
AB'nin Helsinki doruğunda im-
za atıldığı gün Kürtçe TV'yi de
kabul ettiğimizi bilmekzorunda.
Türkiye orada AB ile ortaklık
sözleşmesine imza koyar,
AB'nin hazırlayacağı 'yol hari-
tası'n beklemeye başlarken salt
Maastricht doruğunda alınan
kararîara değil, Kopenhag doru-
ğunun kararlanna da uyma ta-
ahhüdünde bulunduğunu bal
gibi biliyordu.
'Kopenhag ö/çüf/eri'nin, altı
kalın çizilmiş bir maddesi de
'Ûye ve aday üye ülkeler, azın-
lıklann dillerinin ve kültürel de-
ğerlerinin geliştirilmesi için ola-
nak yaratır, destek verir ve
özendirir' diyordu.
Bunun Türkçeye çevirisi ve
Türkiye'ye uygulanması ne ola-
bilir?
Peki öyleyse bugün bir 'yeni
dayatma' ile karşı karşıyaymış
gibi davranan, açıklamalar ya-
panlann hesabı ne?
"Olmayacak, biz AB'ye gir-
meyelim" bir tavtrdır ve anlaşı-
labilir. Ama bir yandan "Türki-
ye Avrupa 'nın bir parçasıdır ve
AB içinde yerini mutlaka ve er
geç alacaktır" deyip bir yandan
Kürtçe TV'ye şaşmayı, öfkelen-
meyi ve itiraz etmeleri anlamak
zor.
POLflİKA GÜNLÜĞÜ
HtKMET ÇETtNKAYA
Öldürme Emri.
Özge
••
Üç imzalı bir dilekçe...
Güldal Mumcu, Özgür Mumcu ve
Mumcu...
Dilekçenin tarihi 24 Kasım 2000...
Dilekçe, Ankara 2 numaralı Devlet Güvenlik
Mahkemesi'ne verildi...
Yıllardır bu köşeden hep sorduk:
"Uğur Mumcu cinayetinin arkasındaki güçler
kimdir, öldürme emri nereden gelmiştir?..."
Uğur Mumcu bir devrimciydi...
Uğur Mumcu kimileri gibi sahte Atatürkçü de-
ğil, Cumhuriyet devrimlerine sahip çıkan bir
Kemalistti...
Uğur Mumcu, faili meçhul cinayetlerin aydınlan-
ması için büyük çaba harcadı; yolsuzlukların
üzerine gitti; silah. demir kaçakçılannın, hayali
ihracatçıların maskesini indirdi...
Uğur Mumcu'nun alçakça katledildiği 24 Ocak
1993'te Özge on iki, Özgür ise on altı yaşınday-
dı...
özge ve Özgür bugün üniversite öğrencileri...
Güldal Mumcu'ya gelince!..
Güldal, Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik
Vakfı'nın başında bugün...
Başı dik, alnı açık!..
Uğur Mumcu'nun izinde yürüyecek gazeteci-
leryetiştiriyor...
Dilekçeye gelince...
Giriş bölümü şöyle başlıyor:
"Sayın Başkan,
24 Ocak 1993 Pazargünü, saat 13.30'da, evi-
mizin bulunduğu apartmanın dış kapısını kapa-
tırken art arda duyduğum üç patlama sesinin ar-
dından, Uğur'u, apartmanın karşısındaki su de-
posunun bahçesinde cansız yatarken gördü-
ğümde, neler hissetmiş olabileceğimi, içinde,
yüreğinde insani duygular banndıran, ben insa-
nım diyen herkesin, Sayın Başkan, sizin ve Mah-
keme Heyetinizin, derinden anlayabileceğini sa-
nıyorum.
Bu konudaki görgüye dayalı bilgilerimi DGM
Savcısı Ülkü Coşkun'a, TBMM Faili Meçhul Ci-
nayetleriAydınlatma Komisyonu'na, TBMM Uğur
Mumcu Cinayetini Araştırma Komisyonu'na,
DGM Savcısı Hamza Keleş'e ve TBMM Uğur
Mumcu Cinayetini Araştırma Komisyonu'nun suç
duyurulan sonucu, Içişleri Bakanı Sayın Sadet-
tin Tantan'/n talimatıyla olayıyeniden inceleme-
ye alan, olay yeri inceleme ekibıne aynntılan ile
açıklamış bulunuyorum.
Benimeşimi, olayın gerçekleştiği tarihte 16 ya-
şında olan oğlum özgür ve 12 yaşında olan kızım
özge'nin, babalannı böylesine vahşi ve insanlık
dışı, ancak imha etme duygusuyia açıklayabi-
leceğimiz bir şekilde yitirmemiz; yüreğimizin de-
rinliklerinden fışkıran isyan duygumuzu, unut-
mamak ve unutturmamak düşüncesı ve eylemiile
dirence dönüştürmemize yol açtı."
• • •
Puslu bir Istanbul sabahında, Güldal, özge ve
özgür'ün yazdıklan üç sayfalık dilekçe beni yirmi
yıl öncesinetaşıdı...
Mavi gök altında, Gökova'da deniz kıyısında ll-
han Selçuk, Handan Selçuk'la yaptığımız sabah
kahvaltısına; daha sonraki yıllarda Berin Nadi,
Nadir Nadi, llhan Selçuk, Oktay Akbal, Ali Sir-
men'le birlikte Foça günlerine...
Yıllargeçipgidiyor!..
Geride sadece anılar kalıyori..
Çok şey var yazılıp çizilecek aslında!..
Her neyse!.. Duygusal olmanın zamanı değil!..
Güldal, özge ve Ozgür diyor ki:
"24 Ocak 1993 günü Uğur Mumcu'nun öldü-
rülmesinden sonra bu cinayeti işleyenleraçığa çı-
kanlmış olsa idi, başka aydınlanmızın öldürül-
mesi engellenebilecekti. Acımızın üstüne acı ek-
leyip birçok cenaze daha kaldırmak durumunda
kalmayacaktık.
Sayın Başkan,
Terör eylemlerini yapanlar, kanla ve toplumlar-
da yaygınlaştınvaya çalıştıklan yılgınlıkla beslenir-
ler. Kimi zaman umursamazlıklarla, savsaklama-
laıia, ne acıdır ki yönetimlerden gördükleri des-
tekle ve toplum belleğinin unutkanlığıyta da ce-
saretlenirier. Uğur Mumcu'nun mezartaşına 'Vu-
rulduk ey halkım unutma bizi' diyeyazarken, Uğur
Mumcu'nun bir vasiyetini yerine getirmenin ya-
nı sıra toplum olarak belleğimizin unutkanlıkla
sakatlanmaması dileğımizi de vurgulamak iste-
miştik.
Biz hiç unutmadık. Toplumumuzda UğurMum-
cu'nun düşüncelerini, özgüriük ve bağımsızlık aş-
kını unutmadı, unutmayacak da.
Ben Uğur Mumcu'nun kansı olarak, çocuklan-
mız özgür ve Özge, arabaya bomba koyarak bu
cinayeti işleyenlerin, Uğur'u öldürme emrini ve-
renlerin ve asıl önemlisi hepsinin arkasındaki
güçlerin bütün bağlantılan ile açığa çıkartılma-
sını, sonuçlandınlmasını ve cezalandınlmasını yü-
ce heyetinizden saygılanmızla talep ederiz."
•••
Son otuz yıl acılı geçti...
Aydınlanmanın ışığını açanlar, korkaklann ver-
dikleri buyrukiaria baskı ve zulüm gördüler, öldü-
rüldüler...
Geride dul eşler, yetim çocuklar, acılı analar ve
babalar kaldı...
Ne diyordu Ataol Behramoğlu:
"Günümüzde insan olmanın/Çok ağır bedeli
var:/ Ya parçası olacaksın alçaklığın/Ya senipar-
çalariar
Oysa insan olmak/Çoğalabilmektir başkalany-
lal fnsansın, birinin canı yanarken/Senin de ca-
nın acıyorsa
Birbombayla canına kıyılan/Çoğalmasını bilen
biriydi/Daha az Uğur Mumcu'yduk dün/Daha çok
Uğur Mumcu'yuz şimdi."
hikmetcetinkaya(g cumhuriyet.com.tr
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98
Yurtdışı ögrenime destek
• tstanbul Haber Servisi - Yurtdışı eğitimi gören
öğrencilere hizmet veren Lider Yurtdışı Eğitim
Danışmanlık fîrması yetkilileri. yabancı ülkelere
yolladıklan öğrencilerin vize uzatma, part-time iş
bulma veya lngilizce eğitim sonrası gitmek
istenilen mesleki kurs ya da diğer üniversitelere
geçişte danışmanlık ücreti almadan öğrencilere
hizmet verdiklerini belirttiler.
TBCSİF Başkanlar Kurıdu
I tstanbul Haber Servisi - Türkiye Tekstil, Örme
ve Giyim Sanayii Işçilen Sendikası (TEKSlF)
Başkanlar Kurulu, Zeki Polat başkanlığmda
toplandı.