Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
1 ARALIK 2000 CUMA CUMHURİYET SAYFA
KULTUR kultur(a cumhuriyet.com.tr 15
Trier, son dereceyürek burkucu öyküyü, hoş koreografi ve şarkılarla vermeyi başanyor
'Dogma' ekolünün
yaratıcılanndan
Lars Von Trier,
Dalgalan Aşmak ve
Idiotiar'dan sonra
kadınlar üzerine
üçlemesini
Karanlıkta Dans'la
kapaöyor.
Film, müzikallerin
genel mutlu
yapısına getirdiği
özgünve
hesaplanamaz
sahneleriyle önem
kazanıvor.
çlemenin sonumüzikalKaranlıkta
Dans - Dancer
In The Dark /
Yönetmen: Lars
Von Trier /
Senaryo: Lars
Von Trier /
Görüntü: Robby
Mueller/ Müzik:
Björk / Oyuncular:
Björk, Catherine
Deneuve, David
Morse, Peter
Stormare, Joel
Grey / 200,
Danimarka yapımı
137dakika.
CUMHUR CANBAZOĞLU
Özel efektsız. şatafatsız. kurmacası fa-
kir bir sinema anlayışını oturtmaya çalışan
"Dogma' ekolünün yaratıcılanndan Lars
Von Trier. Dalgalan Aşmak, Geri Zekalt-
lar'dan sonra kadınlar üzerıne üçlemesini
Karanlıkta Dans'la kapatıyor. Film bizim
ıçın bu sezonun kaçınlmayacak birkaç ya-
pıtından bın; eleştirilere bakılırsa beğenen-
lerin sayısı fazla, ancak olumsuz yönde
eleştırenler de yok değıl.
Feminist çevrelerden kaynaklanan bu
olumsuz eleştiriler, Von Trier'ın kurnaz
davranıp kadın kınlganlığının duyarlı göz-
lemcısi gıbi göründüğü yönünde üretılı-
yor. Oysa Danimarkalı yönetmen, son de-
rece yürek burkucu öyküyü, müzıkalle me-
lodramın birbirlerini ezmelerine izin ver-
meden, hiç duygulan sömürmeden, hoş
koreografi ve şarkılarla vermeyi başanyor.
Emily VVatson'ın Paylaşdamayan Tutku-
lar'ındakı fazla sevgiden tükenen tıpleme-
sinden sonra gelen en çarpıcı 'hastalıkrra-
jedisi' Karanlıkta Dans.
Aynca sinemanın her yönden çöktüğü,
bol argolu ya da büyük bütçeli göz boya-
maya yarayan filmlerle gişe hasılatının
arandığı bir ortamda Brecht'm yapıtlannı
andıran, benzersiz lirik bir çalışmaya im-
za atıyor yönetmen. Filmı, bir Avrupalının
gözünden Amerika taşrasının durumu, sa-
kat adalet sistemi ve ölüm cezasına karşı
bir duruş şeklinde okumak da olası. Sağ-
lık hızmetindekı çarpıklık, sosyal ilişkıler-
deki zayıflık gıbı etmenlerin geçerli oldu-
ğu bir ortamda kişinin fıziksel ve tinsel tü-
kenmesı içın her şeyın geçerli olduğu me-
kânda duygusal bir masala hayat veriyor Von
Trier.
Konunun özeti şöyle: Göz hastalığı gi-
derek körlüğe doğru ilerleyen. ABD'ye
I963'te göçmüş Çek asıllı Selma Jezko-
va'nın hastalığına rağmen yıne aynı dert-
ten mutarip on yaşındaki oğlunun ameliya-
tı ıçin para biriktırmeyı sürdürüyor. Bu ara-
dagünlük yaşamın dertlen. sıkıntılan ara-
sında hayal kurup bir başka ortama misa-
fir olmayı seviyor. Burası. müzikallerle.
danslarla bezelı rengârenk bir dünya.
Herkes onu çok se\ ıyor; özellikle de ar-
kadaşı Kathy (Işçi rolünde hiç ınandıncı ola-
mayan bir Catherine Deneuve). Kathy ge-
rek günlük yaşamda gerek hayallerdeki
danslarda onun yanında. Bırlıkte Neşeli
Günler'in müzikali için provalar yapıyor-
lar.
Ancak darbeler üst üste gelıyor ve çocu-
ğu içın binktirdiği paranın çalınmasıyla
başlayan felaketlerzmciri ölüm cezasına ka-
dar uzanan bir yola sokuyor Selma'y ı...
Björk hem oyunculuk hem de müzikte-
ki yaratıcılığıyla filmin yıldızı. Bu açıdan
Altın Palmiyesı tartışma yararmadı ve sı-
nema çevrelerinde büyük sükse yaptı, ama
35'lik sanatçı kalkıp Selma tıplemesinin
oyunculuk kariyerinin ilk ve son deneme-
sı olduğunu açıklayarak yıldızlık serüvenı-
nın kısa sürdüğünü açıkladı...
Yönetmenın uçak korkusu nedenıyle İs-
veç'te kurulan Amerikan kasabasında çe-
kılen, dijital teknikle farklı bir ortam yara-
tılarak müzikallerdekı hareketı az kameray-
la elde eden, omuz ve el kamerası. doğal
ışık. doğal ses gibı'Dogma' ekolünün de-
neylennı sürdüren. senaryosu çok ıyı ölçü-
lüp biçilmış, montajına büyük emek sarfe-
dilmiş bu deney, müzıkallenn genel mutlu
yapısına getırdigi mini devnmle, özgün ve
hesaplanamaz sahneleriyle önemli bir film.
TavuklarPokemon'a karşı
Tavuklar Firarda, 'babadan kalma" usullerie, stop motion denilen teknikle üretilmiş.
Bu sezon, uzunmetrajlı çizgi fılm
açısından haylı verimlı geçıyor; aşa-
ğı yukan her ay bir iki tane bu türden
yapıt izleme olanağımız olacak. Ara-
lık döneminin ilk filmi ise 'canian-
dırma sineması'nın müthış örnekle-
rinden Tavuklar Firarda. Canlandır-
ma lafını özellikle kullanmamızın ne-
deni, bu yapıtın, bol özel efektli, bil-
gısayar destekli dığer örneklerden
farklı olarak tamamen 'babadan kal-
ma' usullerie, stop motion denilen
teknikle üretilmesi. Şöyle ki: Silı-
kondan imal edilmiş kuklalar. Bris-
tol'deki Aardman stüdyolannda ka-
re kare hareket ettınlerek film yapıl-
m\ş. Bir saniyede insan gözünden ge-
çen 24 kare için kuklalann gözleri, ka-
natlan, ağızlan 24 kere değiştirilmiş
ve her seferinde bir fotoğraf çekılmış.
Yönetmenler Nkk Park ve Peter Lord.
aynı anda 28 ayn set kurarak bu sis-
temle son derece yavaş işleyen çe-
Tavuklar Firarda -
i a
. ChickenRun/ .,,,
Yönetmen: Peter Lord,
Nick Park / Senaryo:
Karey Kirkpatrick,
Jack Rosenthal /
Görüntü: Tristan Oliver,
Dave Alex Riddett /
Müzik: Harry Gregson-
VVilliams, John Povvell /
2000, Ingiitere yapımı /
84 dakika.
kimleri hızlandırmak istemiş ve gün-
de 10 saniyelik bir verimle filmi ko-
tarabilmişler. 82 dakikalık film için
tam 118.080 kez motor denilmiş...
Gelelim, son derece keyiflı, esprili
tam bir aile filmi olan Tavuklar Fi-
rarda'nın konusuna. Tvveedyler'in kü-
İZLEYİCİ GÖZÜYLE ERDAL ATABEK
Sinema izlemenin keyfi üzerine...Sinema izlemek bir keyiftir. Bu-
rası tamam da bu keyfin kaynağı
nedir? Başka mekânlarda. başka-
lannın yaşadığı olaylan izlemek
neden insanlara keyif verir? Şöy-
lece "ke>if~ dey ip geçi\ erdığimiz
"sinema düşkünlüğü'"nün gız per-
desi nedir? Acaba bu olgu bir
u
di-
Idzcitik" midir? Truman Shov* 'da
anlatılan buydu. Big Brother'da ya-
şanan da bu değil mi? Bir evde ya-
şananlar, oyun olduğu bilindiği hal-
de neden bu denli ilgi çekiyor? Si-
nema salonunun bir koltuğuna gö-
mülüp de beyazperdede olanlan
izlemek de acaba adı konmamış
bir "dUdzcilik" mi? DSMIVe gö-
re, (ruhsal bozukluklann yan res-
mi sınıflandırma kıtabı) "voyö-
rizm-dikizcilik" ruhsal bozukluk-
lar sınıfına giren bir davranış. Cin-
sel bozukluklar alanında "başka
birisini. onun haberi olmaksızın di-
kizieverek cinsel dov um sağlama"
anlamını taşıyor. Ama sinema sa-
dece cinsel olaylann değil, yaşanan
her şeyin "gözlemlenmesi". Sine-
ma izlemeyi dikizcilikten ayıran,
"onu hissetmek, onu düşünmek,
onu yaşamak"la başlayan bir süreç.
Karşımızda oynayan fılm, bize hem
kendimizin "orada" olduğunu hem
de "orada olmadığuu" anlatıyor.
Filmde hoşlandığımız her yerde
"oradajız", istemediğimiz her yer-
de ıse "buradayız" (yani koltuğu-
muzda). Sinema, bizı istedikleri-
mizle buluşturuyor, istemedikle-
rimizden koruyor.
Sinemanın en büyük çekiciliği,
"bizi bize tanıtmasr olmalı. Kar-
şımızda gördüğümüz her olayın
içinde -belki farkma bile varmadan-
kendimizi ölçüyoruz. Burada çok
seviniyoruz, şimdi korkuyoruz, az
sonra kaçıyoruz. sonra yeniden
perdeye dönüyoruz. Gördüğümüz
kimileriyle çok yakınız. kimileri-
ne çok uzak. Farkına bile varma-
dan "kendimizi taıuyoruz''. Hayır,
bû dikizcilik değil. Zaman zaman
uzaktan bir dikiz keyfinin yaşan-
dığı da olabilir, ama bütünüyle çok
başka bir şey. Sinemayı bir tutku-
ya dönüştüren de bu olmalı. Iki sa-
atin içine sığdınlan bir serüven.
Mekânlanyla, kişileriyle, olayla-
nyla, müziğiyle, renkleriyle, acı-
sıyla tatlısıyla yaşanan büyük bir
serüven. tnsanın kendisini "başka
insanlarda, başka yerierde, başka
olay1ardagörmesi"nin yarattığı gı-
zemli bir yolculuk. Bir yerde böy-
lesine "başkas" olmak ürkütücü de.
Ama belki de çekici olmasının bir
nedeni de bu ürkütücülük. Tanı-
madığımız bir kente gittiğimız za-
man duyduğumuz o çekici duygu.
Sinemayı salonda izlemenin gü-
zelliği de bu mahremiyetinde.
Evet, sinema bir sanat ve onu iz-
leyeceğiz.
Sinema düşkünlüğü'nün gjz perdesi 'di-
kizcilik' midir? Truman Shovv 'daki gibi
mesınde ışler çok kanşık: tavuklar
mutsuz mu mutsuz. Hepsı bir an ön-
çe özgürlüklerirje kavuşabilmek için
kaçmanın yollannı aramakta. Defa-
larca denemelerine karşın hep başa-
rısızlıkla sonuçlanmış gırışimleri,
ama bu kez daha umutlular. Çünkü
Rocky adlı bir horoz, uçmayı başa-
rarak tel örgülerin aşılabildiğıni ka-
nıtlamış.
Tavuklar kafayı uçmaya takıp yu-
murtlamayı aksatınca sahipleri kuş-
kulanmaya başlıyor. Kümestekiler
bir gün fırar edebılmenın umuduyla
yaşarken sahipleri onlan bir süpermar-
ketın et reyonuna kadar götürecek
yeni senaryovu gündeme getinyor...
Mekân ve çevre düzenlemesi açı-
sından 5O'lı, 6O'lı yıllann fırar film-
lenne benzetilmeye çalışılan Ta\oık-
lar Firarda, öncelikle sinemanın pek
görmek ıstemediğı. TV kahramanı
Super Chicken hancinde pek kullan-
madığı, fazla renkli bir dünyasının
olmadığına inandığı. 'zeld'bulmadı-
ğı tavıık \ e eşi horozu kullanarak mi-
nık bir devrim yapıyor beyazperde-
de. Aynca bilgısayara adeta tutsak
olmaya başlamış .Amerikalı çizgi fılm-
cılere. farklı bir şeyler yapılabılece-
ğini de kanıtlıyor.
Bunlann dışında soğuk lngiliz mi-
zahıyla sarmalanmış önemli mesaj-
lan da var filmin: Tavuklann günü-
müzde fabnkaya dönüşmüş kümes-
lerde ne şartlarda büyütüldüklerin-
den insanoğlunun vahşiliğine, eko-
lojık dengenin nasıl elden gıttığine.
ta\iiklann kışiliğinde yüzyıllardır sü-
regelen bir esarete karşı gelinmesıne
kadar ilginç bir sürü konu art arda el-
den geçiyor.
Özetle, Tavuklar Firarda haftanın en
iyi seçimlerinden biri; bize göre Po-
kemon' a takılıp kalan \e olumsuz et-
kilenen mınikler kadar anne babala-
nnı da güldürebılecek kadar hoş bır
yapım.
Meraklısına bır not daha ıletelim:
Kopyalannın büyük bölümü dublaj-
lı izlenecek filmin Türkçe seslendir-
mesınde yer alan sanatçılar arasmda
Boğaçhan Sözmen (Rocky). Sanem
Çelik (Ginger), Feri Baycu (Mac),
Canan Sürmeli (Babs). Engin Alkan
(Mr. Tweedy), Munis Düşenkalkar
(Mrs. Tvveedy). ZaferÖnen (Fovvler)
var.
İP
Juliette Binoche 'Büinmeven Kod'da.
YENİ BAŞLAYANLAR... YENİ BAŞLAYANLAR... YENİ BAŞLAYANLAR...
Cun Shy/Aşk Sllahı
Yönetmenlığıni ve senaristliğini Eric Bla-
keney'in yaptığı filmde LiamNeeson, Oliver
Platt Sandra Bullock, Jose Zuniga ve Marv
McCormack rol alıyor.
Efsanevi gizli ajan Charlie Mayough'un
çelik gibi sağlam sinirleri vardır. Tehlikenin
nereden geleceğini içgüdüleriyle hisseder,
giriştiği her olayda sükûneti ve cesaretiyle
başanya ulaşmasını bilir. Ancak bu kez gi-
riştigi olayda sinirlerinin zayıfladığını, içgü-
dülerinin yanılttığını hissetmektedir. Çok iyi
planlanmasına rağmen bır uyuşrurucu operas-
yonunun da başansızlıkla sonuçlanmasının ar-
dından Charlie emekliye aynlmaya karar v e-
rir. Ancak kururn adına son bir görev daha
yapması ve aynntısını yalnızca kendisinin
bildiği çok gizli bir işi üstlenmesi gerekmek-
tedir. Adam öldürmekten zevk alan mafya li-
deri Fulvio Nesstra'dan korkan v e beyinsel çö-
küşün eşiğine gelen Charlie, çareyi psikote-
rapi yardımı almakta bulur.
Code lnknown /Bilinmeyen Kod
Yönetmenlığinı Mkhael Haneke'nin yap-
tığı film geçen yıl Cannes Film Festivali'nde
gösterilmişti. Filmin başrollerinde Juliette Bi-
noche, Thierry Neuvic ve JosefBierbichler yer
alıyor. Paris'te bir kalabalık cadde. Biri, bir
dilenci kadının ileri doğru uzanmış eline bu-
ruşturulmuş bir kâğıt parçası bırakır. Bu, bir
anlığına , birbirinden çok farklı insanlann
yollannın kesişmesine neden olan bir bağ oluş-
turur. Küçük küçük öykülerden oluşan film-
de Romanya-Fransa arasmda, birbirinden çok
farklı insanlann -bir oyuncu, bir savaş fotoğ-
rafçısı, bir dilenci- yollannın kesişmesiyle
gelişen olaylar anlatılıyor.
Uluslararası keman yarışması
• KüJtür Servisi -
lstanbul Kültür
Üniversitesi Güzel
Sanatlar Uygulama
ve Araştırma
Merkezi'nin Sedat
Gürel-Güzin Gürel
Bilim ve Sanat
Vakfı ile birlikte
düzenlediği
Uluslararas4 Keman
Yanşması
sonuçlandı.
Dinleyiciye açık
olarak yapılan
yanşmada Prof.
Gürer Aykal, Prof. Gönül Gökdoğan, Prof. Güzin
Gürel, Prof. Suna Kan, Prof. Özer Sezgin, Doç.
Gülden Turalı ve Öğr. Gör. Veniamin
Varşavsky'den oluşan jüri; iki yanşmacıya, Atilla
Aldemir ve Özgür Baskın'a birincilik ödülü
verdi. Birinciler aynca 2001-2002 konser
sezonunda Borusan Oda Orkestrası ile 'İki
Keman Konçertosunu Birlikte Çalma Hakkı'nı
kazandılar. Üçüncülük Ödülü'nü Sevil Ulucan'ın
aldığı yanşmada, 'Türk Eserini En iyi
Yorumlama Ödülü'nü ise Nilgün Yüksel kazandı.
Gebze Organize Sanayi Bölgesi
Club Sanat Galerisi'nden sergi
• Kültür Servisi - Gebze Organize Sanayi
Bölgesi (GOSB), sanat koleksiyonunda yer alan
ressamlardan oluşan karma resim sergisi ile
'GOSB Club Sanat Galerisi'nde açıldı. Özdemir
Altan, Mustafa Ata, Ertuğrul Ateş, Aydın Ayan,
M. Zahit Büyükişleyen, Adnan Çoker, Devrim
Erbil, Turan Erol, Mehmet Güleryüz, Ergin Inan,
Balkan Naci tslimyeli, Kemal Önsoy ve Mustafa
Pilevneli gibi değerli ressamlann eserlerinin yer
aldığı sergi 15 Aralık'a kadar 16.00-20.00 saatleri
arasmda ziyaret edilebilecek. Karma resim sergisi
•www.gosb.com.tr' internet adresiyle de ziyaret
edilebilecek. (216 302 88 92)
Klimttn NazJten tarafından el
konan tablosu iade edilecek
• VÎYANA (AFP) - Avusturyah uzmanlar,
Gustav Klimt'in Naziler tarafından ele geçirilen
iki tablosunun asıl sahibi Hermine Lasus'un
vârislerine geri verilmesi için hükümeti harekete
geçirdi. Ressamın 'Peluşlu Kadın' ve 'Gümüş
Kayın Ağaçlı Çiftlik' isimli tablolan 1938 yılında
Nazilerin baskısıyla Yahudi asıllı sahibi
tarafından Avusturya'daki birmüzeye satılmıştı.
'Peluşlu Kadın' tablosu halen Viyana'daki
Belvedere Müzesi'nde sergileniyor. Uzmanlardan
oluşan komisyon aynca Albertina Müzesi'nde
bulunan Rudolf von Alt'ın bir suluboya
tablosunun da iadesi için Avusturya Kültür
Bakanlığı'na başvurdu. Naziler tarafından
Avusturyah Yahudilerden alınan ve halen
Avusturya'daki müzelerde sergilenmekte olan
tablolann geri verilme işlemi 1998 yılında
başlatılmıştı.
Bir Yaşamın Şairleri /
Bir Yaşamın müziği' etkiniiği
• Kültür Servisi-
Kemancı Kültür
Merkezi'nde 3
Aralık 17.00-20.00
saatleri arasmda
'Bır Yaşamın
Şairlen Bır Yaşamın
Müziği' programı
sunulacak. Toplanan
gelınn cezaevindekı
annelere
aktanlacağı
etkinlige Hasan
Cıhat Orter,
müziğiyle katılacak.
Sunay Akın, Yelda Karataş, Akgün Akova, Melisa
Gürpınar. Küçük Iskender, Ceylan Koryürek,
Mehmet Çetin, Suna Aras, Metin Üstündağ,
Gonca Özmen, Hüseyin Alemdar, Emel lrten,
Halıl ıbrahim Özcan, Yıldız, Ahmet Can Akyol,
Altay Öktem ise şiirleriyle katılacaklar.
'Yeni Yıla Merhaba'sengisi
• Kültür Servisi - Evin Sanat Galerisi, aralık ayı
boyunca devam edecek olan 'Yeni Yıla Merhaba'
sergisinde galeri sanatçılannın yapıtlanndan
oluşan kanna bir sergi düzenliyor. Sergide Nuri
Iyem portreleri, Neş'e Erdok otoportreleri,
ressam ve modeli kompozisyonlan yer alıyor. 50.
sanat yılını kutlamaya hazırlanan Naile Akıncı,
yıllardır resmettiği lstanbul peyzajlanyla sergiye
katılırken toplumsal gerçekçi resmin ustası
Nedret Sekban, gelecek sergisi 'Balıkçılar'ın
habercisi deniz temasıyla sanatseverlerin
karşısında olacak. Sergide aynca Kemal Iskender,
Irfan Okan, Temur Koran, Mustafa Özel, Nesrin
Sağlam, Umur Deniz'in de yapıtlan
görülebilecek.
MDOB, l a Bohem'i sahneliyop
• ADANA (Cumhuriyet Bürosu) - Mersin De\ let
Opera ve Balesi, Giaccamo Puccini'nin
başyapıtlanndan 'La Bohem'i 29 Kasım'da
sahnelemeye başladı. Bestecisi Puccini'ye büyük
ün kazandıran opera tarihinin başyapıtlanndan
La Bohem'i sahneye koyan yönetmen Murat
Göksu. 3 perdelik operada, bohem yaşamı seçen
sanatçı kişilikli insanlann aşklan. arkadaşlıklannı,
yoksulluklanna rağmen mutlu olma çabalannı ve
aşklannın hüzünlü sonlannı anlatıyor. Yine
şef Viktor Domenescu'nun yöneteceği eserin
tasanmlanm Gülden Sayıl, koro şefliğini ise
Zarife Ismailova yaparken ışık çalışmalannı Ali
Dedekargmoğlu gerçekleştirecek.
BLGLN
• AFM KEREM GÖRSEV JAZZ BAR'da saat
23.00'te Detant-Feyzakonseri gerçekleşecek.
(231 39 50)
• İŞSANAT'ta saat 19.30'da Bach'm viyolonsel
süitlerinden oluşan Mischa Maisky'nin konseri
izlenebilir. (316 00 00)
• DULCİNEA'da saat 18.00'de küratörlüğûnü
Vasıf Kortun'un yaptığı 'tzleyenin ttiraflan'
başhklı sergı açılıyor. (245 10 39)