Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
4 KASIM 2000 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
*Küba ambangosu
sonaersin'
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
TBMM-Küba
Parlamentolararası
Dostluk Grubu Başkanı
DSP Istanbul Milletvekili
Rıdvan Budak,
"Türkiye'nin Birleşmiş
Milletler politikalarma
uygun şekilde artık
gerginliklerin
yaşanmamasını ve ABD
ambargosunun sona
erdirilmesini istiyoruz"
dedi. Budak, Türkıye-
Küba ilişkilerinin giderek
geliştigını ve kendiJerinin
de milletvekilleri olarak
bu sûrece katkıda
bulunmak istediklerini
söyledi. Küba halkının
ulusal bağımsızhğına
düşkünlüğü bakımından
Türk halkına benzediğini
vurgulayan Budak, "Küba
ulusu dûnyada her şeyin
ekonomiye endeksli
olmadığını ıspatlamıştır.
Dünyanın küçük bir ülkcsi
40 yıldır dünyanın en
büyük ülkesine boyun
eğmemektedir. Küba halkı
Castro'nun arkasında
durmaktadır" dedi.
DYP-HADB»
[ttifakı
• BATMAN
(Cumhuriyet) - Batman II
Genel Meclisi üyeligi
seçimlerinde DYP ile
HADEP ittifak yaptı.
Daha önceki seçimlerde
dığer bütün partiler
HADEP'e karşı
bırleşirken bu seçimde
DYP ile HADEP'in ittifak
yapması sonucu DYP'den
3, HADEP'ten 2 meclis
üyesi seçildi. Oy
çoğunluğuyla bütün
görevleri üstlenen DYP ve
HADEP'li üyeier,
"Oylamada beklediğimiz
sonuç çıktı. Daha önce
protokolümüz vardı.
lsimler üzerinde
anlaşmıştık. Firesiz bir
seçimi geride bıraktık.
Bundan böyle ılimizin
ihtiyaç duyduğu
yatınmlann takipçisi
olacagız" dıye konuştular.
Veteriner
Hekimtep
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Türk Veteriner Hekimleri
Birliği 39. Olağan Genel
Kurulu, bugün Ankara'da
gerçekleştirilecek. Türk
Veteriner Hekimleri
Birliği'nden yapılan yazıh
açıklamaya göre Genel
Kurul'a 81 ilden seçilmiş
delegeler ile kamu
kuruluşlan, siyasi partiler,
sendikalar ve sivil toplum
örgütlerinden temsilciler
kaülacak. KuruTda,
hayvancılık sektöründe
yaşanan sorunlara ilişkin
çözüm önerilerinin
tartışılacağı ve "Türkiye
Hayvancılığının Sorunlan
ve Çözüm Onerileri" ile
"Hayvancüıkta Alteraatif
Kamu Örgütlenmesi
Modeli" konulannda
barkovizyon-sinevizyon
gösterileri sunulacağı
kaydedildi.
Betedtyeden
gıdayapdnM
• tstanbul Haber Servisi -
îstanbul Büyükşehir
Belediye Başkanı Ali
Müfit Gürtuna, Bağcılar
Evren Mahallesi
Muhtarügı'nda 80 aileye
ada yardımı yaptı.
^dım töreninde konuşan
Eagcılar Belediye Başkanı
Fîyzullah Kıyıkhk,
hıgüne kadar 600 aileye
gda yardımı yaptıklannı,
Şeker Bayramı'na kadar
tu sayıyı 2 bine çıkarmayı
fcdeflediklerini belirtti.
Ahmet
lamoglu'na dava
• Istanbul Haber Servisi-
leşiktaş Asbaşkanı ve
Jutbol Komitesi Başkanı
iadamı Abmet Hamoğlu
hkkında, Içişleri
iakanbğı Teftiş
lurulu'nun yürüttüğü bir
sruşturma kapsamında
tnık sıfatıyla alınan
îadesinde, yalan beyanda
hlundugu gerekçesiyle 1
E 3 yıl arasında hapis
czası istemiyle dava
çıldı. Hamoğlu'nun
nümüzdeki günlerde,
ıtanbul Asliye Ceza
lahkemesi'nde
argılanmasına
aşlanacak.
'1yi magazin, halkın gerçekten sevdiği sanatçılann merak edilen yönlerini aktanr'
'Magazin yozlaştı'• TV eleştirmeni Erdoğan Sevgin kötü magazin
yayınlannın gençlerin sanatçıya bakış açısını
olumsuz yönde etkilediğine dikkat çekti. Sevgin,
"Magazin programı ne verirse gençler onu alır. Siz
çok iyi giyimli bir kadının yerine çok rûküş bir
kadın getirirseniz gençler onu örnek alacaktır" dedi.
TV eleştirmeni Erdoğan Sevgin
Istanbul HaberServisi- Say-
falannı, ekranlannı çoğunluk-
la suçla ve seksle ilgılı sansas-
yonel olaylarla dolduran ba-
sın bu tür "üginç insani" ha-
berleri, öne sürüldüğü gibi
toplum tarafından istendıği
ıçin mi veriyor, yoksa halka
tercih ımkânı nu bırakılmı-
yor? Olaylann ınsani yönlen-
ni veren magazin, aslında
farklı, yaratıcı bir bakış açısı
gerektiriyor. Bu nedenle kü-
çümsenmeyecek haber kate-
gorisine giriyor. Türkiye'de
genellikle yapılanın *işinkola-
yına kaçmak" olduğunu söy-
leyebilır miyiz? Sanatçılann
merak edilen yönlerini, mes-
leklerindeki gelişmelerini bir
kenara itip özel yaşamlannı
dedikodulara dayanarak ver-
mek kimlere zarar venyor?
Mebmet Ali Birand, Kurt-
han Flşek, Erdoğan Sevgin ve
Ali Çmar magazim anlattılar:
Kötü olarak nıtelendirdıği-
miz magazin programlannın,
sanatçının sanatından çok,
özel yaşamına yer verdiğini
belirten TV eleştirmeni Erdo-
ğan Sevgin, bu tür yayınlann
gençlenn sanatçıya bakış açı-
sını kötü yönde etkilediğine
dikkat çekti. Sevgin, "Maga-
zin programı ne verirse genç-
ler onu alır. Siz çok iyi giyimli
bir kadının yerine çok rüküş
bir kadın getirirseniz gençler
onu örnek alacakür. tyi müzik
verflecek ki gencin kuiağı kali-
teyeakşsın" sözleriyle de "tn-
sanlar bu tür yaynnlan istiyor,
müşteri her zaman hakİKnr"
görüşünü eleştırdi.
Magazin, göz önünde olan
kişiler hakkında okura, seyır-
ciye bilgı vermektir. Kötü ola-
raknitelendirdiğimiz magazin
programlan, sanatçının sana-
tından çok özel yaşamına gi-
riyor. Özel yaşama gırerken de
kulaktan dolma bilgilerle ha-
reket ediyor, haberleri Tüan-
dan duyduk' şeklinde veriyor;
haberler, gece kulübünden çı-
karken alınan görüntülerle ya
da mişli ifadelerle kurgulanı-
yor. Bu tür magazin haberleri
yapanlara göre sanatçının ki-
minle aşk yaşadığı önemli.
Mesleğindekı başanlanndan
haberler yok. Bu tür yayımlar
da özelikle gençlenn sanatçı-
ya bakış açısını kötü yönde et-
kihyor. Sanatçının halk gö-
zünde kredisi düşüyor. Sanat-
çı kadınsa 'fahişe' gözüyle ba-
kılıyor; çünkü ekrandaki gö-
rüntü onu öyle gösteriyor. A-
ma bunu da sanatçının kendi-
si yaratıyor; reklamı olsun di-
ye kendisine yapılan teklifleri
değerlendirmeden ekran kar-
şısına çıkıyor. Magazin haber-
lerinı iyi yapanlar ise olayı
saptırmıyor, aşkı meşki bir ya-
na bırakıp "halkm gerçekten
sevdiği sanatçılann merak edi-
len yönlerini" aktanyorlar.
• "Magazin, üısanın
çocuk yönünü,
heyecanını verir.
Insanlann ilgisini
çekecek, dûzeyli
magazin yapabilmek için
munabirin olaylara farklı
bakması, yaratıcı olması
gerekir. Bu nedenle
magazin,
küçümsenmeyecek
haberdir.
Ancak biz, magazini
abuk sabuk ve seks dolu,
dedikoduya dayalı
haberlerle
kanştınyoruz."
Tûrldye'de emek harcamadan yapılan ve yaraacıhğ) düşfik olan dedikodu türündeki programlarda vüzler bep aym.
'Bizde yapılaıı dedikodu'tstanbul Haber Servisi - En
ciddi olayın hatta savaşın bile
magazini olduğunu söyleyen
gazeteci Mehmet Ali Birand'a
göre magazin, ınsanın çocuk
yönünü, heyecanını verir. In-
sanlann ilgisini çekecek, dü-
zeyli magazin yapabilmek için
muhabirin olaylara farklı bak-
ması, yaratıcı olması gerekir.
Bu nedenle magazin, küçüm-
senmeyecek haberdir. Magazin
muhabirliği de zor bir meslek-
tir. Türkiye'de ise gerçek an-
lamda magazinin yapıltnadığı-
nı vurgulayan Birand, "Bizde
magayin olarak verüen, demeç
gazeteciliğidir. Mikrofonu sa-
natçının ağzına dayryor, haber
yapıyorlar. Emeği son derece az,
buluşu, yaraücılığı çok düşük,
abuk sabuk ve seks dohıdediko-
du magazini yapıbyor. Gerçek
magazin haberini yapnıak daha
zordur. tşin kolayına kaçryor-
lar" dedi.
Magazini, günlük yaşamın
ya da bir olaym ınsanın ilgisini
çekecek yönleri olarak tanımla-
yan Birand, magazini şöyle ör-
nekledi:
"Örneğin Rus-Amerikan gö-
rüşmesinde olaym siyasi yönü,
görüşmenin sonuç bildirgesidir.
Ruslarm oteü kaybeöneleri,gö-
rüşmelerde dişe diş kavga ertik-
ten sonra beraber çıkjp dans et-
meleri, içki yanşı yapmalan ise
magazinduf Magazinin gelişi-
mini, Türk toplumunun değer
yargılanndaki değişıme bağla-
yan Birand, şu gözleminde de
magazine değindi: "Görgü-
görgûsüzfük kavramlan birbi-
rinin içine girdi. ABDveAvru-
pa ülkelerinin haber büJtenle-
rinde deinsanlann dikkatini çe-
ken,meraklannıcezbeden yön-
ler yer ahr. Ancak biz, magazi-
ni abuk sabuk ve seks dolu, de-
dikoduya dayah haberieıie ka-
nşürryonız.'"
Magazinel biçimde hazırla-
nan ana haber bültenlerine al-
ternatif olarak daha ciddi haber
bültenleri olduğunu vurgulayan
Birand, şöyle devam etti:
"'Bu haberdir, bu magazin
haberidir
1
avnmını toplum ya-
pabüir. Bizkr, sen bu ismi ha-
ber bülteninde kuDanamazsın,
senin yapüğın magazindir,diye-
meyiz. Farkhtarzda hazDİanan
haber bültenleri arasından iz-
lejici seçimini j'apar."
HABEBLERDE ŞABLON TUMCELER KULLAMLIYOR
Argonun nedenireyting kaygısı
Kitle iletişim araçlan tarafın-
dan kullanılan dil, halk tarafın-
dan kısa sürede benimseniyor.
Medya, dil konusuna özen gös-
terirse Türkçenin hatalı kullanı-
mıyla ilgili sorunlan azaltmada
büyük rol üstlenebilir, dilimize
katkıda bulunabilir. Fakat haber
metinlerinde yapı ve anlam ha-
talanndan kaynaklanan dil yan-
hşlanna, argo keUmelere sık sık
rasthyoruz. Bütün bunlann ya-
mnda, haberlerde her gün aynı
kelimeleri, aynı başlıklan oku-
yoruz. Marmara Üniversitesi
Üetişim Fakültesi Öğretim ^ ~
Üyesi Doç. Dr. Şengül
Ozerkan'a göre, medyada-
ki şablonlaştmna eğilimi-
nin nedeni, algılamayı ko-
laylaştırma ve reyting çaba-
sı. Marmara Üniversitesi
iletişim Fakültesi öğrenci-
leri,basmda kullanılan şab- ~~
lonlaşmış tümceleri ve başhkla-
n derlediler. Liste şöyle: Şab-
lon rümceler
Adeta sevinç yumağı oldular
Içleri kan ağlıyordu
Gözyaşlanna boğuldular
Manyak güzel
Giriş yaptı
Bekleme yaptı
Hızh playboy .
Yakışıkh manken
Seksi manken
Güzel fotomodel
Sevinç gösterisi
Kadın hostes
Nerede yaşıyor ve
yaşatılıyorsan
Adeta sevınçten deliye döndüler
Göz kamaştırdılar
Nefesleri kestiler
Yürekleri hoplattılar
Kalbe zarar göze yarar
tntikam ateşiyle yanıyordu
Rakiplerini dağıttı
Nal toplattı
• Haberlerin okunmayacağı
endişesi, basın organlannın
klişeleşmiş ve argo kelimeleri
kullanmasına yol açıyor. Dikkat
çekmek için çarpıtılmış ifadeler
kullanıhyor.
Tozu dumana kattı
Yurda döndü
Sevinç coşkusu
Coşkulu kutlama
Soğuk duş etkisi yarattı
Meslek kazası
Frikik verdi
Tüyleri diken dıkcn oldu
Feci şekilde öldü
Dehşet saçrı
Sözde terör örgütü
Hayatmm bahannda
Fileleri havalandırdı
Tüm cesaretini sergiledi
Elini kana buladı
Sadaka gibi maaş
Şöhret kuşunu kafesledi
Avrupa kapısını araladı
Artış oldu
Başanya imza attı
Sonu trajediyle biten
Startaldı
Hayran bıraktılar
îstanbul yağmura tesüm
Tamam gibi
— Mutluson
Acı ölüm
Dize getirmek
Yaşam savaşı
Gözler önüne serdi
Soluğu bir yerde aldı
Tahrından indirdi
Acı intikam
"~~ Ölü olarak ele geçirildi
Fırtma gibi
Performans gerçekleştirdi
Tanıklıketti
Bir ilke imza attı
Başhklar: Tupan, Dalya, Yüz-
süz, Kıyak, Kıskaç, Mucize,
Çengel, Bomba, Savaş, Şok,
Kriz, Fırça, Kurt Kapam ,Yı-
lan Hikâyesi, Tepki, Kuşatma,
... Matemi.
MGD YÖNETÎM KURULÜ ÜYESİ ALİ ÇESAR
'Yozlaşmadan herkes sorumlu'
ABÇmar
tstanbul Haber Servisi -
Magazin Gazetecileri Derne-
ği (MGD) Yönetim Kurulu
üyesi AH Çmar. magazindeki
yozlaşmayı, Türkiye'deki sos-
yal hayatın, eğlence kültürü-
nün, edebiyatın, politikanın
ve hatta spordaki yozlaşma-
nın uzağında görmediğini
söyledi. Magazindeki yozlaş-
raamn tek nedeninin maga-
zinciler obnadığını vurgula-
yan Çmar, "Revting uğruna
her şeye 'evef diyen sanatçı-
lardan, magazindeki potansi-
yali degerlendirmek uğruna,
sorgulamadan, haberierinin
yansmı kötü magazin haber-
leriyle dolduran ana haber
bülteni yapuncüanna kadar
herkes sorumlu" dedi.
Magazini, bir olaym görü-
nen yanının ötesinde perde ar-
kasını ya da sosyal, mizahi
boyutunu ön plana çıkararak
ışleme biçimi olarak tanımla-
yan Çmar, magazinin günlük
haberden farkının, haberin
üzerine yorum, detay, hatta
haberle doğrudan ilgisi ohna-
yan şeyleri de katabihnek ol-
duğunu söyledi. Magazin
programlannın sayısı arttıkça
haberlerin kalitesinin de düş-
tüğünü vurgulayan Çınar,
"Ekranda sanatcınm sanabn-
dan çok. özel vaşanu. mankeo-
lerin nasıl eğfcndiği verumce
insanlar da bunlaıia ilgflent-
yor. Bunun teknedeni ana ha-
ber bültenkrinin, reyting uğ-
runamagazinhaberleriniken-
di potalannda eritmderi ne-
redeyse bühenkrinin yansjnı
bu şekilde oluşturmalan. Üs-
teiik bunu yaparken de o gün-
kü çok ciddi siyasal ya da top-
lumsal haberi çöpe atmalan.
Buna izin verilmemeli" diye
konuştu.
CUMARTESİ
YAZILARI
ATAOL BEHRAMOĞLU
TanilH'mn Yeni Kitapları
ServerTanilli'nin üçyeni kitabı birden yayımlan-
dı. "Devlet ve Demokrası"n\n ilk basımı 1981 'de ya-
pılmış ve kendi alanında bir başyapıt olan bu kitap
daha önce sekiz kez basılmış. Birkaç yıl önce ka-
tıldığım "Beyin Fırtınası" başlıklı TV programlann-
da benim için vazgeçilmez bir başvuru kaynağıy-
dı. "Stnasbourg Yazılan"r\da Tanilli'nin "Cumhuri-
yet"teki köşe yazılan ilginç bir bölümlemeyle oku-
ra topluca sunuluyor. "Insanlığı Nasıl Bir Gelecek
Bekliyor?" ise hemen okumaya koyulduğum, elim-
den düşürmeksizin okumayı sürdürdüğüm büyük,
baş döndürücü bir çalışma. Hepimiz, herkes için
yaşamsal önemdeki bu yapıtı okura bir an önce ta-
nıtmayı ertelenemez bir görev sayıyorum.
• • •
Yaklaşık beş yüz sayfalık yapıt, yazann kısa fa-
kat yoğun önsözünü izleyen on beş bölümden ve
"XXI. Yüzyılın Eşiğinde Dünya ve Türkiye" başlığı-
nı taşıyan bir "eWenn"den oluşuyor. Yaprtında Ta-
nilli, "kür&seHeşme" adı altında "yeni bir fetih ça-
<J/"yaşamakta olan kapitalizmin dünyayı nasıl yağ-
maladığını, "insanlann ortak mülkü" olan yerküre-
yi nasıl zenirtediğini ürkütücü örnekler ve rakam-
larla anlatıyor. "Küreselleşmiş büyük firmalann kâr
amacıyla yararlandıklan" bilim ve tekniğin günü-
müzdeki kaygı uyandırıcı görünümünden, buna
bağlı olarak "ilerieme" kavramının yine günümüz-
de büründüğü kuşku verici anlamdan, çarpık kent-
leşme ve dizginsiz nüfus artışı olgulanna, "piyasa-
nın diktatörlüğü" ve "megapolterin meydan oku-
yuşu"ndan demokrasi, sivil toplum örgütleri, eği-
tim, spor vb. kavramlanna kadar, günümüzü ve in-
sanlığın geleceğini ilgilendiren başlıca tüm toplum-
sal (ve aynı zamanda da ahlaksal) kavramlan ve so-
runlan, hem bir bilim insanının soğukkanlılığı ve ka-
nıtlayıcılığı, hem de satırlannda kışıliğinı duyumsa-
dığımız bir sanatçının duyarlılığıyla irdeleyıp tartışı-
yor...
•••
"Dûnyamız Yağmalanıyor" başlıklı giriş bölümü-
nü, küreselleşme yandaşlannın özellikle okumala-
nnı dilerdim. Bu bölümde Tanilli, rakamlara ve so-
mut örneklere bağlı kalarak, fakat okuyucuya da
bulaştırdığı ödünsüz biröfkeyle, günümüzde "kan-
SJZ düşmüş ve yeni liberalizmin sahte dogmalany-
la uyuştunjlmuş demokrasi'nrn, "çıkarcılığın ve dü-
menciliğin önünde" nasıl "dizçöktüğünü", "özü-
nü ve misyonunu unutmuş bir halde, kendini be-
ğenmiş, tepeden tırnağa hırt ve hödük bir başka
feodal sınıfın palazlanıp güçlenmesi için" nasıl tüm
olanaklan sağladığını anlatıyor: "Başkalannı düşü-
nüyor havasıyla azman kentler inşa eden işte bu
sınıftır ve yaptığının, bir kentin zıddı olduğunu bil-
mektedir aslında. Üçüncü Dünya ülkelerinde, yer-
leri doldurulmaz kaynaklan yağmalayıp, özyurtla-
nnda yasalann dayattığı önlemleri almaksızın or-
manlan gitgide daha fazla sömüren yine bu sınıf-
tır. Doğayı en çok kirleten sanayilen'ni azgelişmiş
uzak diyariara götürüp kuran ve zehirli atıklannı da
oralara döken bu sınıftan başkası değildir." Kitap-
taki örnekler ve rakamlarta Tanilli'nin sözlerini sür-
dürecek olursak: Tropikal ormanlan yok eden, de-
nizleri ve ırmaklan kirleten, ozon tabakasının ince-
lip delinmesine ve sonuçta mevsimlerin değişip
bozulmasına yol açan, insanlığın üstüne asit yağ-
murlan yağdıran, yerküreyi radyoaktif atık cehen-
nemine çeviren "dizginsiz bir üretim politikasının
çılgınlığında veyanlış birkalkınmaanlayışı"\te "köy-
lü ve biyolojik tanm"\ öldürüp onlarla birlikte top-
rağın da aşınıp yozlaşmasına, verimsizleşıp ölme-
sine yol açanlar, yine bu "toprağa, suya ve atmos-
fere musâllat olmuş biryağma ve soygun" düze-
ninin temsılcılerinden başkalan değildir. Her yıl 10-
17 milyon arasında orman bölgesinin yok olduğu-
nu, bunun Isviçre'nin dört katı bir alanı oluşturdu-
ğunu, 2010 yılında dünya orman örtüsünün
1990'dakine oranla yüzde 40 azalacağını ve yine
her yıl, ekilebilir topraklann altı milyon hektannın
çölleşmekte olduğunu Tanilli'nin kitabından öğre-
niyoruz. Yine bu kitaptan, Londra kenti 1 milyon-
dan 8 milyona 130 yılda geçmişken, nüfusu
1950'de 290 bin olan Lagos'un (Nijerya) önümüz-
deki on beş yıl içinde yaklaşık 25 milyonluk bir kent
olacağını ve içinde bulunduğumuz 2000 yılında
dünyanın en kalabalık yirmi beş kentinden on do-
kuzunun "pekyoksulya da gelişme yolundaki" ül-
kelerde bulunduğunu öğreniyoruz... Sadece bun-
lar bile, yeterince düşündürücü, kaygı verici bilgi-
lerverakamlardır...
•••
Ekonomik gelişme, insansal, düşünsel ve kürtü-
rel gelişmenin biricik ölçütü olamaz. Bu, "kaba ve
barbar" bir kalkınma anlayışıdır. Bilim ve teknikten
kâr amacıyla yaraıianan küreselleşmiş büyük firma-
lann dayattığı ölçüsüz, sınırsız, geleceksiz bir "/7er-
teme" anlayışına karşı, "birahlakvesorumluluköz-
lemiyle birlikte, insanlığın geleceği için de kaygı du-
yan daha adil bir kalkınma ve gelişme" modeli oluş-
turulmalıdjr... Bunun yanı sıra, "insana biradalı gi-
bi bakan anlayış" terkedilmeii, "insanın doğaûstü
bir vahık değil, bu doğanın bir parçası olduğu",
"bütün canlı variıklarla canlı küreyi birbirine bağ-
layan bir dayanışma" bulunduğu, "çevrenin yıkı-
mının insanın kendisinin yıkımı" demek olduğu an-
laşılmalıdır... Bu ve benzer kavramlann irdelenip
tartışılması ise Tanilli'nin toplumsal saptayım ve çö-
zümlemelerine sanatsal zengınlikler, felsefi derin-
likler kazandınyor...
•••
Server Tanilli yeni kitaplanyla, büyük Tanilli ki-
taplığını daha da genişletiyor... Öteki yapıtlannın
yanı sıra, "Insanlığı Nasıl Bir Gelecek Bekliyor?",
bence uluslararası literatürde de yeri olacak, yaza-
nna ulusal sınırlann ötesinde de yetke olma özelli-
ği kazandıracak ntteiikte bir çalışmadır... Tanilli'nin
düşün yaşamımıza paha biçilmez değerde bir ar-
mağanıdır... . -
e-mail ckk@ixir.com
HADB^ten aynımsız ar isteğî
• tstanbul Haber Servisi - Halkın Demokrasi
Partisi'nin (HADEP) Istanbul Anadolu
yakasmdaki ilçe örgütleri, "aynmsız genel af
yasası" çıkanlması isteğiyle, Cumhurbaşkanlığı,
TBMM Başkanlığı, Başbakanlık ve Adalet
Bakanhğı'na Kadıköy Postanesı'nden faks
çektiler.
Galata Köprüsü'nde onanm
• tstanbul Haber Servisi - Yeni Galata
Köprüsü'nün Marmara Denizi yönündeki çelik
köprüde gerçekleştirilecek tamir işleri nedeniyle
köprü trafıği 6 Kasım Pazartesi gününden itibaren
Halıç tarafına alınacak.