18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 KASIM 2000 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER *Küba ambangosu sonaersin' • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TBMM-Küba Parlamentolararası Dostluk Grubu Başkanı DSP Istanbul Milletvekili Rıdvan Budak, "Türkiye'nin Birleşmiş Milletler politikalarma uygun şekilde artık gerginliklerin yaşanmamasını ve ABD ambargosunun sona erdirilmesini istiyoruz" dedi. Budak, Türkıye- Küba ilişkilerinin giderek geliştigını ve kendiJerinin de milletvekilleri olarak bu sûrece katkıda bulunmak istediklerini söyledi. Küba halkının ulusal bağımsızhğına düşkünlüğü bakımından Türk halkına benzediğini vurgulayan Budak, "Küba ulusu dûnyada her şeyin ekonomiye endeksli olmadığını ıspatlamıştır. Dünyanın küçük bir ülkcsi 40 yıldır dünyanın en büyük ülkesine boyun eğmemektedir. Küba halkı Castro'nun arkasında durmaktadır" dedi. DYP-HADB» [ttifakı • BATMAN (Cumhuriyet) - Batman II Genel Meclisi üyeligi seçimlerinde DYP ile HADEP ittifak yaptı. Daha önceki seçimlerde dığer bütün partiler HADEP'e karşı bırleşirken bu seçimde DYP ile HADEP'in ittifak yapması sonucu DYP'den 3, HADEP'ten 2 meclis üyesi seçildi. Oy çoğunluğuyla bütün görevleri üstlenen DYP ve HADEP'li üyeier, "Oylamada beklediğimiz sonuç çıktı. Daha önce protokolümüz vardı. lsimler üzerinde anlaşmıştık. Firesiz bir seçimi geride bıraktık. Bundan böyle ılimizin ihtiyaç duyduğu yatınmlann takipçisi olacagız" dıye konuştular. Veteriner Hekimtep • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türk Veteriner Hekimleri Birliği 39. Olağan Genel Kurulu, bugün Ankara'da gerçekleştirilecek. Türk Veteriner Hekimleri Birliği'nden yapılan yazıh açıklamaya göre Genel Kurul'a 81 ilden seçilmiş delegeler ile kamu kuruluşlan, siyasi partiler, sendikalar ve sivil toplum örgütlerinden temsilciler kaülacak. KuruTda, hayvancılık sektöründe yaşanan sorunlara ilişkin çözüm önerilerinin tartışılacağı ve "Türkiye Hayvancılığının Sorunlan ve Çözüm Onerileri" ile "Hayvancüıkta Alteraatif Kamu Örgütlenmesi Modeli" konulannda barkovizyon-sinevizyon gösterileri sunulacağı kaydedildi. Betedtyeden gıdayapdnM • tstanbul Haber Servisi - îstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ali Müfit Gürtuna, Bağcılar Evren Mahallesi Muhtarügı'nda 80 aileye ada yardımı yaptı. ^dım töreninde konuşan Eagcılar Belediye Başkanı Fîyzullah Kıyıkhk, hıgüne kadar 600 aileye gda yardımı yaptıklannı, Şeker Bayramı'na kadar tu sayıyı 2 bine çıkarmayı fcdeflediklerini belirtti. Ahmet lamoglu'na dava • Istanbul Haber Servisi- leşiktaş Asbaşkanı ve Jutbol Komitesi Başkanı iadamı Abmet Hamoğlu hkkında, Içişleri iakanbğı Teftiş lurulu'nun yürüttüğü bir sruşturma kapsamında tnık sıfatıyla alınan îadesinde, yalan beyanda hlundugu gerekçesiyle 1 E 3 yıl arasında hapis czası istemiyle dava çıldı. Hamoğlu'nun nümüzdeki günlerde, ıtanbul Asliye Ceza lahkemesi'nde argılanmasına aşlanacak. '1yi magazin, halkın gerçekten sevdiği sanatçılann merak edilen yönlerini aktanr' 'Magazin yozlaştı'• TV eleştirmeni Erdoğan Sevgin kötü magazin yayınlannın gençlerin sanatçıya bakış açısını olumsuz yönde etkilediğine dikkat çekti. Sevgin, "Magazin programı ne verirse gençler onu alır. Siz çok iyi giyimli bir kadının yerine çok rûküş bir kadın getirirseniz gençler onu örnek alacaktır" dedi. TV eleştirmeni Erdoğan Sevgin Istanbul HaberServisi- Say- falannı, ekranlannı çoğunluk- la suçla ve seksle ilgılı sansas- yonel olaylarla dolduran ba- sın bu tür "üginç insani" ha- berleri, öne sürüldüğü gibi toplum tarafından istendıği ıçin mi veriyor, yoksa halka tercih ımkânı nu bırakılmı- yor? Olaylann ınsani yönlen- ni veren magazin, aslında farklı, yaratıcı bir bakış açısı gerektiriyor. Bu nedenle kü- çümsenmeyecek haber kate- gorisine giriyor. Türkiye'de genellikle yapılanın *işinkola- yına kaçmak" olduğunu söy- leyebilır miyiz? Sanatçılann merak edilen yönlerini, mes- leklerindeki gelişmelerini bir kenara itip özel yaşamlannı dedikodulara dayanarak ver- mek kimlere zarar venyor? Mebmet Ali Birand, Kurt- han Flşek, Erdoğan Sevgin ve Ali Çmar magazim anlattılar: Kötü olarak nıtelendirdıği- miz magazin programlannın, sanatçının sanatından çok, özel yaşamına yer verdiğini belirten TV eleştirmeni Erdo- ğan Sevgin, bu tür yayınlann gençlenn sanatçıya bakış açı- sını kötü yönde etkilediğine dikkat çekti. Sevgin, "Maga- zin programı ne verirse genç- ler onu alır. Siz çok iyi giyimli bir kadının yerine çok rüküş bir kadın getirirseniz gençler onu örnek alacakür. tyi müzik verflecek ki gencin kuiağı kali- teyeakşsın" sözleriyle de "tn- sanlar bu tür yaynnlan istiyor, müşteri her zaman hakİKnr" görüşünü eleştırdi. Magazin, göz önünde olan kişiler hakkında okura, seyır- ciye bilgı vermektir. Kötü ola- raknitelendirdiğimiz magazin programlan, sanatçının sana- tından çok özel yaşamına gi- riyor. Özel yaşama gırerken de kulaktan dolma bilgilerle ha- reket ediyor, haberleri Tüan- dan duyduk' şeklinde veriyor; haberler, gece kulübünden çı- karken alınan görüntülerle ya da mişli ifadelerle kurgulanı- yor. Bu tür magazin haberleri yapanlara göre sanatçının ki- minle aşk yaşadığı önemli. Mesleğindekı başanlanndan haberler yok. Bu tür yayımlar da özelikle gençlenn sanatçı- ya bakış açısını kötü yönde et- kihyor. Sanatçının halk gö- zünde kredisi düşüyor. Sanat- çı kadınsa 'fahişe' gözüyle ba- kılıyor; çünkü ekrandaki gö- rüntü onu öyle gösteriyor. A- ma bunu da sanatçının kendi- si yaratıyor; reklamı olsun di- ye kendisine yapılan teklifleri değerlendirmeden ekran kar- şısına çıkıyor. Magazin haber- lerinı iyi yapanlar ise olayı saptırmıyor, aşkı meşki bir ya- na bırakıp "halkm gerçekten sevdiği sanatçılann merak edi- len yönlerini" aktanyorlar. • "Magazin, üısanın çocuk yönünü, heyecanını verir. Insanlann ilgisini çekecek, dûzeyli magazin yapabilmek için munabirin olaylara farklı bakması, yaratıcı olması gerekir. Bu nedenle magazin, küçümsenmeyecek haberdir. Ancak biz, magazini abuk sabuk ve seks dolu, dedikoduya dayalı haberlerle kanştınyoruz." Tûrldye'de emek harcamadan yapılan ve yaraacıhğ) düşfik olan dedikodu türündeki programlarda vüzler bep aym. 'Bizde yapılaıı dedikodu'tstanbul Haber Servisi - En ciddi olayın hatta savaşın bile magazini olduğunu söyleyen gazeteci Mehmet Ali Birand'a göre magazin, ınsanın çocuk yönünü, heyecanını verir. In- sanlann ilgisini çekecek, dü- zeyli magazin yapabilmek için muhabirin olaylara farklı bak- ması, yaratıcı olması gerekir. Bu nedenle magazin, küçüm- senmeyecek haberdir. Magazin muhabirliği de zor bir meslek- tir. Türkiye'de ise gerçek an- lamda magazinin yapıltnadığı- nı vurgulayan Birand, "Bizde magayin olarak verüen, demeç gazeteciliğidir. Mikrofonu sa- natçının ağzına dayryor, haber yapıyorlar. Emeği son derece az, buluşu, yaraücılığı çok düşük, abuk sabuk ve seks dohıdediko- du magazini yapıbyor. Gerçek magazin haberini yapnıak daha zordur. tşin kolayına kaçryor- lar" dedi. Magazini, günlük yaşamın ya da bir olaym ınsanın ilgisini çekecek yönleri olarak tanımla- yan Birand, magazini şöyle ör- nekledi: "Örneğin Rus-Amerikan gö- rüşmesinde olaym siyasi yönü, görüşmenin sonuç bildirgesidir. Ruslarm oteü kaybeöneleri,gö- rüşmelerde dişe diş kavga ertik- ten sonra beraber çıkjp dans et- meleri, içki yanşı yapmalan ise magazinduf Magazinin gelişi- mini, Türk toplumunun değer yargılanndaki değişıme bağla- yan Birand, şu gözleminde de magazine değindi: "Görgü- görgûsüzfük kavramlan birbi- rinin içine girdi. ABDveAvru- pa ülkelerinin haber büJtenle- rinde deinsanlann dikkatini çe- ken,meraklannıcezbeden yön- ler yer ahr. Ancak biz, magazi- ni abuk sabuk ve seks dolu, de- dikoduya dayah haberieıie ka- nşürryonız.'" Magazinel biçimde hazırla- nan ana haber bültenlerine al- ternatif olarak daha ciddi haber bültenleri olduğunu vurgulayan Birand, şöyle devam etti: "'Bu haberdir, bu magazin haberidir 1 avnmını toplum ya- pabüir. Bizkr, sen bu ismi ha- ber bülteninde kuDanamazsın, senin yapüğın magazindir,diye- meyiz. Farkhtarzda hazDİanan haber bültenleri arasından iz- lejici seçimini j'apar." HABEBLERDE ŞABLON TUMCELER KULLAMLIYOR Argonun nedenireyting kaygısı Kitle iletişim araçlan tarafın- dan kullanılan dil, halk tarafın- dan kısa sürede benimseniyor. Medya, dil konusuna özen gös- terirse Türkçenin hatalı kullanı- mıyla ilgili sorunlan azaltmada büyük rol üstlenebilir, dilimize katkıda bulunabilir. Fakat haber metinlerinde yapı ve anlam ha- talanndan kaynaklanan dil yan- hşlanna, argo keUmelere sık sık rasthyoruz. Bütün bunlann ya- mnda, haberlerde her gün aynı kelimeleri, aynı başlıklan oku- yoruz. Marmara Üniversitesi Üetişim Fakültesi Öğretim ^ ~ Üyesi Doç. Dr. Şengül Ozerkan'a göre, medyada- ki şablonlaştmna eğilimi- nin nedeni, algılamayı ko- laylaştırma ve reyting çaba- sı. Marmara Üniversitesi iletişim Fakültesi öğrenci- leri,basmda kullanılan şab- ~~ lonlaşmış tümceleri ve başhkla- n derlediler. Liste şöyle: Şab- lon rümceler Adeta sevinç yumağı oldular Içleri kan ağlıyordu Gözyaşlanna boğuldular Manyak güzel Giriş yaptı Bekleme yaptı Hızh playboy . Yakışıkh manken Seksi manken Güzel fotomodel Sevinç gösterisi Kadın hostes Nerede yaşıyor ve yaşatılıyorsan Adeta sevınçten deliye döndüler Göz kamaştırdılar Nefesleri kestiler Yürekleri hoplattılar Kalbe zarar göze yarar tntikam ateşiyle yanıyordu Rakiplerini dağıttı Nal toplattı • Haberlerin okunmayacağı endişesi, basın organlannın klişeleşmiş ve argo kelimeleri kullanmasına yol açıyor. Dikkat çekmek için çarpıtılmış ifadeler kullanıhyor. Tozu dumana kattı Yurda döndü Sevinç coşkusu Coşkulu kutlama Soğuk duş etkisi yarattı Meslek kazası Frikik verdi Tüyleri diken dıkcn oldu Feci şekilde öldü Dehşet saçrı Sözde terör örgütü Hayatmm bahannda Fileleri havalandırdı Tüm cesaretini sergiledi Elini kana buladı Sadaka gibi maaş Şöhret kuşunu kafesledi Avrupa kapısını araladı Artış oldu Başanya imza attı Sonu trajediyle biten Startaldı Hayran bıraktılar îstanbul yağmura tesüm Tamam gibi — Mutluson Acı ölüm Dize getirmek Yaşam savaşı Gözler önüne serdi Soluğu bir yerde aldı Tahrından indirdi Acı intikam "~~ Ölü olarak ele geçirildi Fırtma gibi Performans gerçekleştirdi Tanıklıketti Bir ilke imza attı Başhklar: Tupan, Dalya, Yüz- süz, Kıyak, Kıskaç, Mucize, Çengel, Bomba, Savaş, Şok, Kriz, Fırça, Kurt Kapam ,Yı- lan Hikâyesi, Tepki, Kuşatma, ... Matemi. MGD YÖNETÎM KURULÜ ÜYESİ ALİ ÇESAR 'Yozlaşmadan herkes sorumlu' ABÇmar tstanbul Haber Servisi - Magazin Gazetecileri Derne- ği (MGD) Yönetim Kurulu üyesi AH Çmar. magazindeki yozlaşmayı, Türkiye'deki sos- yal hayatın, eğlence kültürü- nün, edebiyatın, politikanın ve hatta spordaki yozlaşma- nın uzağında görmediğini söyledi. Magazindeki yozlaş- raamn tek nedeninin maga- zinciler obnadığını vurgula- yan Çmar, "Revting uğruna her şeye 'evef diyen sanatçı- lardan, magazindeki potansi- yali degerlendirmek uğruna, sorgulamadan, haberierinin yansmı kötü magazin haber- leriyle dolduran ana haber bülteni yapuncüanna kadar herkes sorumlu" dedi. Magazini, bir olaym görü- nen yanının ötesinde perde ar- kasını ya da sosyal, mizahi boyutunu ön plana çıkararak ışleme biçimi olarak tanımla- yan Çmar, magazinin günlük haberden farkının, haberin üzerine yorum, detay, hatta haberle doğrudan ilgisi ohna- yan şeyleri de katabihnek ol- duğunu söyledi. Magazin programlannın sayısı arttıkça haberlerin kalitesinin de düş- tüğünü vurgulayan Çınar, "Ekranda sanatcınm sanabn- dan çok. özel vaşanu. mankeo- lerin nasıl eğfcndiği verumce insanlar da bunlaıia ilgflent- yor. Bunun teknedeni ana ha- ber bültenkrinin, reyting uğ- runamagazinhaberleriniken- di potalannda eritmderi ne- redeyse bühenkrinin yansjnı bu şekilde oluşturmalan. Üs- teiik bunu yaparken de o gün- kü çok ciddi siyasal ya da top- lumsal haberi çöpe atmalan. Buna izin verilmemeli" diye konuştu. CUMARTESİ YAZILARI ATAOL BEHRAMOĞLU TanilH'mn Yeni Kitapları ServerTanilli'nin üçyeni kitabı birden yayımlan- dı. "Devlet ve Demokrası"n\n ilk basımı 1981 'de ya- pılmış ve kendi alanında bir başyapıt olan bu kitap daha önce sekiz kez basılmış. Birkaç yıl önce ka- tıldığım "Beyin Fırtınası" başlıklı TV programlann- da benim için vazgeçilmez bir başvuru kaynağıy- dı. "Stnasbourg Yazılan"r\da Tanilli'nin "Cumhuri- yet"teki köşe yazılan ilginç bir bölümlemeyle oku- ra topluca sunuluyor. "Insanlığı Nasıl Bir Gelecek Bekliyor?" ise hemen okumaya koyulduğum, elim- den düşürmeksizin okumayı sürdürdüğüm büyük, baş döndürücü bir çalışma. Hepimiz, herkes için yaşamsal önemdeki bu yapıtı okura bir an önce ta- nıtmayı ertelenemez bir görev sayıyorum. • • • Yaklaşık beş yüz sayfalık yapıt, yazann kısa fa- kat yoğun önsözünü izleyen on beş bölümden ve "XXI. Yüzyılın Eşiğinde Dünya ve Türkiye" başlığı- nı taşıyan bir "eWenn"den oluşuyor. Yaprtında Ta- nilli, "kür&seHeşme" adı altında "yeni bir fetih ça- <J/"yaşamakta olan kapitalizmin dünyayı nasıl yağ- maladığını, "insanlann ortak mülkü" olan yerküre- yi nasıl zenirtediğini ürkütücü örnekler ve rakam- larla anlatıyor. "Küreselleşmiş büyük firmalann kâr amacıyla yararlandıklan" bilim ve tekniğin günü- müzdeki kaygı uyandırıcı görünümünden, buna bağlı olarak "ilerieme" kavramının yine günümüz- de büründüğü kuşku verici anlamdan, çarpık kent- leşme ve dizginsiz nüfus artışı olgulanna, "piyasa- nın diktatörlüğü" ve "megapolterin meydan oku- yuşu"ndan demokrasi, sivil toplum örgütleri, eği- tim, spor vb. kavramlanna kadar, günümüzü ve in- sanlığın geleceğini ilgilendiren başlıca tüm toplum- sal (ve aynı zamanda da ahlaksal) kavramlan ve so- runlan, hem bir bilim insanının soğukkanlılığı ve ka- nıtlayıcılığı, hem de satırlannda kışıliğinı duyumsa- dığımız bir sanatçının duyarlılığıyla irdeleyıp tartışı- yor... ••• "Dûnyamız Yağmalanıyor" başlıklı giriş bölümü- nü, küreselleşme yandaşlannın özellikle okumala- nnı dilerdim. Bu bölümde Tanilli, rakamlara ve so- mut örneklere bağlı kalarak, fakat okuyucuya da bulaştırdığı ödünsüz biröfkeyle, günümüzde "kan- SJZ düşmüş ve yeni liberalizmin sahte dogmalany- la uyuştunjlmuş demokrasi'nrn, "çıkarcılığın ve dü- menciliğin önünde" nasıl "dizçöktüğünü", "özü- nü ve misyonunu unutmuş bir halde, kendini be- ğenmiş, tepeden tırnağa hırt ve hödük bir başka feodal sınıfın palazlanıp güçlenmesi için" nasıl tüm olanaklan sağladığını anlatıyor: "Başkalannı düşü- nüyor havasıyla azman kentler inşa eden işte bu sınıftır ve yaptığının, bir kentin zıddı olduğunu bil- mektedir aslında. Üçüncü Dünya ülkelerinde, yer- leri doldurulmaz kaynaklan yağmalayıp, özyurtla- nnda yasalann dayattığı önlemleri almaksızın or- manlan gitgide daha fazla sömüren yine bu sınıf- tır. Doğayı en çok kirleten sanayilen'ni azgelişmiş uzak diyariara götürüp kuran ve zehirli atıklannı da oralara döken bu sınıftan başkası değildir." Kitap- taki örnekler ve rakamlarta Tanilli'nin sözlerini sür- dürecek olursak: Tropikal ormanlan yok eden, de- nizleri ve ırmaklan kirleten, ozon tabakasının ince- lip delinmesine ve sonuçta mevsimlerin değişip bozulmasına yol açan, insanlığın üstüne asit yağ- murlan yağdıran, yerküreyi radyoaktif atık cehen- nemine çeviren "dizginsiz bir üretim politikasının çılgınlığında veyanlış birkalkınmaanlayışı"\te "köy- lü ve biyolojik tanm"\ öldürüp onlarla birlikte top- rağın da aşınıp yozlaşmasına, verimsizleşıp ölme- sine yol açanlar, yine bu "toprağa, suya ve atmos- fere musâllat olmuş biryağma ve soygun" düze- ninin temsılcılerinden başkalan değildir. Her yıl 10- 17 milyon arasında orman bölgesinin yok olduğu- nu, bunun Isviçre'nin dört katı bir alanı oluşturdu- ğunu, 2010 yılında dünya orman örtüsünün 1990'dakine oranla yüzde 40 azalacağını ve yine her yıl, ekilebilir topraklann altı milyon hektannın çölleşmekte olduğunu Tanilli'nin kitabından öğre- niyoruz. Yine bu kitaptan, Londra kenti 1 milyon- dan 8 milyona 130 yılda geçmişken, nüfusu 1950'de 290 bin olan Lagos'un (Nijerya) önümüz- deki on beş yıl içinde yaklaşık 25 milyonluk bir kent olacağını ve içinde bulunduğumuz 2000 yılında dünyanın en kalabalık yirmi beş kentinden on do- kuzunun "pekyoksulya da gelişme yolundaki" ül- kelerde bulunduğunu öğreniyoruz... Sadece bun- lar bile, yeterince düşündürücü, kaygı verici bilgi- lerverakamlardır... ••• Ekonomik gelişme, insansal, düşünsel ve kürtü- rel gelişmenin biricik ölçütü olamaz. Bu, "kaba ve barbar" bir kalkınma anlayışıdır. Bilim ve teknikten kâr amacıyla yaraıianan küreselleşmiş büyük firma- lann dayattığı ölçüsüz, sınırsız, geleceksiz bir "/7er- teme" anlayışına karşı, "birahlakvesorumluluköz- lemiyle birlikte, insanlığın geleceği için de kaygı du- yan daha adil bir kalkınma ve gelişme" modeli oluş- turulmalıdjr... Bunun yanı sıra, "insana biradalı gi- bi bakan anlayış" terkedilmeii, "insanın doğaûstü bir vahık değil, bu doğanın bir parçası olduğu", "bütün canlı variıklarla canlı küreyi birbirine bağ- layan bir dayanışma" bulunduğu, "çevrenin yıkı- mının insanın kendisinin yıkımı" demek olduğu an- laşılmalıdır... Bu ve benzer kavramlann irdelenip tartışılması ise Tanilli'nin toplumsal saptayım ve çö- zümlemelerine sanatsal zengınlikler, felsefi derin- likler kazandınyor... ••• Server Tanilli yeni kitaplanyla, büyük Tanilli ki- taplığını daha da genişletiyor... Öteki yapıtlannın yanı sıra, "Insanlığı Nasıl Bir Gelecek Bekliyor?", bence uluslararası literatürde de yeri olacak, yaza- nna ulusal sınırlann ötesinde de yetke olma özelli- ği kazandıracak ntteiikte bir çalışmadır... Tanilli'nin düşün yaşamımıza paha biçilmez değerde bir ar- mağanıdır... . - e-mail [email protected] HADB^ten aynımsız ar isteğî • tstanbul Haber Servisi - Halkın Demokrasi Partisi'nin (HADEP) Istanbul Anadolu yakasmdaki ilçe örgütleri, "aynmsız genel af yasası" çıkanlması isteğiyle, Cumhurbaşkanlığı, TBMM Başkanlığı, Başbakanlık ve Adalet Bakanhğı'na Kadıköy Postanesı'nden faks çektiler. Galata Köprüsü'nde onanm • tstanbul Haber Servisi - Yeni Galata Köprüsü'nün Marmara Denizi yönündeki çelik köprüde gerçekleştirilecek tamir işleri nedeniyle köprü trafıği 6 Kasım Pazartesi gününden itibaren Halıç tarafına alınacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle