Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
4 KASIM 2000 CUMARTESİ • • • • CUMHURİYET SAYFA
HABERLEREV DEVAMI 19
TURKİYE
Istanbul PB 18 Sinop
Edirne PB 19 Samsun
Kocaelı
A 18 Adana A 22
PB 17 Mersin A 23
PB 19 Trabzon PB 17 Dıyarbakır A 16
PB 16 Şanlıurfa A 21
A 17
Çanakkale PB 19 Gıresun
Izmır
Manısa
Aydın
PB 23 Ankara
PB 22 Eskişehır
A 16 Mardin
A 16 Siirt
DenızS
PB 24 Konya A 16 Hakkâri
A 16
PB 21 Sıvas A 14 Van
•Zongtidak A 18 Antalya A 23 Kars
Marmara, Ege, Batı
Karadeniz ile Doğu
Karadeniz parçalı
bulutkı, dığer yerier
az bulutlu ve açık
geçecek. Yurdun iç
vedoğukesımterin-
de yer yer sis görü-
lecek. Hava sıcaklı-
ğjndaönemlibirde-
ğişiklik otmayacak.
DIS MERKEZLER
Osto
Helsinki
Stockholm
Londra
Amsterdam
Brüksel
Paris
Bonn
Y
Y
Y
PB
Y
Y
PB
PB
7
9
11
11
11
13
12
11
Beciin Y 10 Moskova PB 12
Budapeşte Y 15 Aşkabat Y 17
Madrid PB 11 Astana
Vıyana Y 12 Taşkent
Belgrad Y 22 Bakû
Sofya
Roma
PB 16 Bişkek
Y 19 Tiflis
Atina A 23 Kahire
Münih PB 11 Zürih Y 7 Şam A 21
Taşkent
0*5* bulutlu Bulutlu k
Çok bulutlu . Yağmuriu
" * w
Kariı Sulukar , Gök guruftülü
* •
CFUWCELCÜWEYT ARCAYÜREK
H Baştarafi 1. Sayfada
Geçmişin kurcalanmasından kurtulmayı ba-
şaranlar, bele hükümet; ama, toplumayükledik-
teri acımasız koşullan bugün banka soygunları,
daha önceleri Susuriuk skandalı gibi büyük olay-
laria pekâlâ örtebiliyorlar.
Geçende elektrige zam geldi. Son gün Te-
kel'e, yüzde 18.1.
Doyurucu açıklamalar yapamayan yönetici
tayfası; dışarıdar gelen övgülen piyasaya süre-
rek ekonomiyi aklamaya çalışıyor.
Gazete; elini nereye atsa pislikle karşılaşıyor.
Daha önce Susurtuk'la devlet yönetimindeki
pislenme ve kirlilik gündeme geldi. Bugünlerde
banka soygunlan.
Susurtuksanıklannın kimileri milletin vekili, eli-
ni kolunu sallayarak gezıyor. Bir kısmı hâlâ yar-
gılanıyor, ancak duruşmalan gazetelerde yer bi-
le almıyor.
Gözde filmimiz banka soygunlan ya... Usul-
süz kredi venmeler, almalar... Bu türden olayla-
ra öyle adlar veriliyor ki insanın gülesi geliyor.
örneğin, reklamcılık alanında çalımından ya-
nına yaklaşılmayan Nail Keçili.. Egebank'tan 4
milyon dolar kredi sağladığı gibi, 4 trilyon da
reklam karşılığı para almış. Bu suçlamaya veri-
len adı biliyor musunuz:
"Nitelikli dolandırtcılık!"
Bilmem dikkatinizi çekiyor mu? Basına sızan
ifadelerinde bu türden kredileri alanlar sorguya
çekildiklerinde, dolariarca kredileri hemen öde-
meye hazır olduklannı söylüyoriar.
Ne hikmetse, sorgu gününe kadar "nitelikli
kredileri" ödemeyi neden akıl edemediklerin-
den söz açmıyorlar.
Kimi resmi açıklamalarda zor anlaşılır kimi
olaylar şu sıra kaynayıp gidiyor.
Örneğin; Adalet Bakanımız Hikmet Sami
Türk'ün son Bakanlar Kurulu'ndacezaevinde 5
kişinin ölümüne neden olan isyanda Nuriş çe-
tesinin Uşak halkını "haraca bağladığını" açık-
ladığı yazıldı.
Bakan, haraç olayına doğrudan değinmeyen
kısa bir açıklamayla haberi yalanladı.
Ne çare, basın açıklamasında Bakan, kendi-
sine atfedilen sözlerin hiçbirisini söylemediğini
ifade etmekle yetinıyor. Ama hangi "sözJeri söy-
lemediğini" doğrudan ifade etmiyor.
Garipsenecek açıklamalar
Yalanlama gerçeği yansrtıyorsa, elbette sorun
yok!
Zaten hapishanedeki çetenin kent halkını ha-
raca bağladığını düşünmek bile acı veriyor Bir
çetenin, devletin gözü önünde halkı soyması ne
demek?
Adalet Bakanı Türk ve hükümet üyeleri bugü-
ne değin isyanlan affın gerçekleşmemesine
bağladı.
Bir de ne görelim: Uşak'taki ve başka isyan-
lann afla ilgili olmadığını içeren açıklamalar ya-
pılmıyor mu?
Bakan'ın tek umudu.yeterli para bulunursa F
tipi hapishanelerin çoğalması.
Ya hükümetin banka soygunlarından kurtul-
mamız ıçın öngördüğü önlemler hangi âlemde?
Karşı önlemlerin başında gelen "özel mahke-
meler"\e ilgili hazıriıklar başladı mı, bu bile be-
lirsiz!
Toplum, sarsıcı olaylardan sonra gerekli ön-
lemlerin alınacağını duyuran heyecan verici söy-
lemler dinliyor. Tabii arkası gelmiyor.
Devlet yöneticileri örneğin günümüzdeki ban-
ka olaylannı önceden uyaran ve önlem öneren
girişimlere daha ilk gün omuz silkiyor.
Işte örnek: 1996 yılında, Zekeriya Temizel,
Hikmet Uluğbay ın öndertiğınde 21 DSP'li mil-
letvekili Meclis'e,
"Yağmalanmaya çok elverişli, özel banka
olaylarıyla ileride karşılaşmamak için TBMM
köklü önlemleh saptamalıdır" konulu bir araş-
tırma önergesi veriyor.
Temizel, bugün sözü edılen önlemleri o gün
kürsüde ifade ediyor. Banka mevduatlanna dev-
let güvencesinin yanlışlığını, denetim noksanlı-
ğından devlet güvencesiyle mevduatın kimi ki-
şilere aktanldığını vs. vs. anlatıyor.
Yıl 1996, tam dört yıl önce. Iktidarda Refah-
yol hükümeti ve Meclis'te Refahyol çoğunlu-
ğu...
Önergeyi reddediyor. O gün bugündür devle-
tin gözü önünde banka soygunlan sürüyor.
Devekuşu örneği siyaset; "pislikten" başını
çıkaramıyor.
Cemal Tutar güvence istediDtYARBAKIR (Oımhurivet)-
Hizbullah'ın askeri kanat sorum-
lusu Cemal Tutar, sorumJu tutul-
duğu 101 eylemdenpişman olma-
dığını belirterek, "Yineyapanm"
dedi. Hizbullah'ın istese Türki-
ye'yi kan gölûne çevirebileceği
tehdidinde bulunan Tutar, kendi-
sine güvence verilirse örgütûn as-
keri kanadında görev alan 42 ki-
şıyi açıklayacağuu bildirdi. Şeri-
atçı terör örgütü Hizbullah'a yö-
nelik Istanbul'daki örgût evine
gerçekleştirilen operasyonda
bomba ateşleyici düzeneğe dö-
nüştürülmüş 2 adet cep telefonu
ile 3 adet masa saati ele geçirildi.
Terörle Mücadele Şube Müdürlü-
ğü'nde sorgulan tamamlanan ve
Fstanbul DGM'ye sevk edilen 6
kişiden 3'ü tutuklandı.
Aralannda ıdam istemiyle yar-
gılanan Hızbullah'ın üst düzey si-
yasi kanat sorumlusu Edip Gû-
mâş ile askeri kanat sorumlula-
nndan Tutar'ın da bulunduğu 15
kişilik Hizbullah ana davasına dûn
Diyarbakır 3 No'lu DGM'de de-
vam edildi. Dün görülen otunım-
da sanıklan 9 avukat savunurken
Avukat Yaşar Altürk, Hizbullah
tarafından öldûrûlen İbrahim Sa-
naldn'ın ailesi adına müdahil ve-
kili olarak hazır bulundu. Şeriat-
çı örgüt tarafından öldürülen Şük-
rfi Erciyes ile Şeyhmus Oncei için
de müdahiUik dılekçesi verdi. Du-
ruşmada 16 eylemden sorumlu tu-
tulan Kemal Gülşen, Altürk, di-
lekçesini okurken Hizbullah'tan
terör örgütü olarak söz etmesi
üzerine, "Sen Hizbullah'a terör
ÇetebUEyleme viı-gülkoydıık
tstanbul Haber Senisi - Sa-
bancı Holding'ebağlı Adana'da-
kı Exsa Koteks işçileri, 87 milyon
lira olan maaşlannın 100 milyon
liraya çıkanlması istemiyle 5 gün
önce Adana'dan başlattıklan yü-
rüyüşü dün Sabancı Center önün-
de yaptıklan basın açıklamasıy-
la sona erdirdiler. 13 milyon lira-
lık zam taleplerinin kabul edil-
memesi nedeniyle 140 gündür
grevde bulunan Koteks işçileri-
nin Sabancı Center önünde yap-
mak istedikleri basın açıklaması
Içışleri Bakanı Sadettm Tan-
tan'ın girişımi üe saat 17.00'de
gerçekleşebildi.
DlSK Genel Başkanı Snley-
man Çefebi. toplumda var olan
gerginliği daha fazla germemek
adına Sabancı Center önünde
yapmayı düşündûkleri oturma
, eylemınden vazgeçerek eyleme
şimdilik vitgül koyduklannı be-
lırtti.
koteks ışçilerinin sabah saatle-
rinde Sabancı Centerönünde ger-
çekleştirmek istedikleri eyleme
sendika ve Sabancı Center çevre-
sinde geniş güvenlik önlemlen
alan polis izin vermedi.
Tantan'm girişımi üzerine Sa-
bancı Center önünde basın açık-
laması yapmalanna izin verilen
Koteks işçileri otobüslerie saat
17.00 sıralannda Levent'teki Sa-
bancı Center önüne geldi. "Yok-
suBuk suun 567 milyon, istediği-
miz 100 milyon'' yazılı dövizler
taşıyan işçilere konuşan DlSK ve
Tekstil işçileri Sendikası Genel
Başkanı Çelebi, 139 gündür
grevde bulunan Koteks işçileri-
nin seslerini Salap Sabana'ya ve
kamuoyıma duyurmak için tstan-
bul'a yürüdüklerini söyledi. Sa-
kıp Sabancı'mn daha önce bir
toplantıda yaptığı konuşmada,
"Hatanmbüyük losmıbizde" de-
diğinı ifade eden Çelebi, şimdi
bu hatanın düzeltilmesinm zama-
m olduğunu vurguladı ve Saban-
cı'ya uzattıklan diyalog elinin
görülmesi gerektiğini kaydetti.
örgütü diyemezsin" diye bağırdık-
tan sonra Altürk'ün yüzüne bir
yumruk attı. Araya giren jandar-
malar Gülşen'i güçlükle kontrol
altına aldı.
lutar'dan tehdit
Daha önceki oturumlarda ken-
disine iddianame ulaşmadığı için
savunma yapmayan Tutar, besme-
leyle başladığı savunmasında teh-
ditler savurdu. Yaptığı hiçbir ey-
lemden pişman olmadığını vurgu-
layan Tutar, Hizbullah'a yönelik
haksız iddialarortaya atıldıgını sa-
vundu. "Anayasayıyıkarakyerine
şer'i esaslara dayah devlet kurma-
yı" amaçlamadıklannı anlatan Tu-
tar, amaçlannın Islamı tüm dûnya-
ya yaymak olduğunu belirtti. Dev-
lete karşı tek bir kurşun bile sık-
madıklarını öne süren Tutar, Isla-
mı yayarken silah zoruyla yapmak
gibi bir niyetlerinin olmadığını,
"Çflnkû silahla geknin kısa za-
manda silahla gideceğini bfldikle-
rini" söyledi Tutar, amaçlannın
gerçekten şiddet ve cinayet olma-
sı halinde yalnızca 20-30 kişilik
bir yapılanmayla ortalığı kan gö-
lüne çevirebileceklerini söyleye-
rek tehdit savurdu.
PKKçaüşmaa
Hızbullah-PKK çaüşmasınuı P-
KK'den kaynaklandığını savunan
Tutar, örgütü çok kez uyardıklan-
nı ancak tek seçeneklerinin "PKK
ile anladığı diklen konuşmak" ol-
duğunu söyledi. PKK çatışmasın-
da en önemli sorunun devletin tu-
tumu olduğunu ifade eden Tutar,
"Tek keümeyle anlatmak gerekir-
se devlet diye bir şey yokru denile-
biKr. Bırakın vatandaşınL, kendini
dahi koruyamayacak bu devlet ne
yazık ki PKK'nin yapöklanna se-
yirci kalıyordu" dedı. PKK ile ça-
tışmalar nedeniyle öldürdükleri ,
kişiler konusunda kendilerinin
haklı olduğunu savunan Tutar,
haksız olduklannın kanıtlanması
halinde örgüt içerisinde yer alan
toplam 42 tetikçinin adını açıkla-
yacağmı vurguladı. Tutar, Hizbul-
lah'ın Ilim ve Menzil kanatlan
arasında çıkan çatışmanın da
Menzil grubunun PKK ile anlaş-
maya varmasından kaynaklandı-
ğını söyledi. Tutar, Hizbullah ope-
rasyonlanndan sonra Başbakan-
lık'ta yakaJanan ve Hüseyin Veli-
oğlu'na internet hızmetleri verdi-
ği ortaya çıkan Abdubamet Yıl-
dız'm örgütsel bağlantısının bu-
lunmadığını da açıkladı.
Hayyam Garipoğlu kara para akladı
• Baştarafi 1. Sayfada
yor. Sümerbank'ı özelleştirmeyle
satuı aldıktan 4 yıl sonra batıran,
Türkbank ihalesine "fesatkanşö-
nhnasıvla'' ilgili yargılanan, öldü-
rülen tefecı Nesün Malki'yle iliş-
kisi ortaya çıkan ve Sümerbank'ı
satın alırken hileli olarak Malki'yi
ortak yaptığı anlaşılan Hayyam
Garipoğlu'nun hayalı ihracat, ka-
ra para aklama ve kaçakçılık suç-
lanna ilişkin soruşturmalar yapıl-
dığı belirlendi.
Garipoğlu, POAŞ'ın saüşı için
Haziran 1998'de yapılan ihalede
en yüksek teklifı vermişti. Ancak,
ihalede birinci gelmesine karşın
Garipoğlu'nun yetersiz olduğu ge-
rekçesiyle üçüncü gelen Iş Ban-
kası-Bayındır-Park ve Petrol
Ürünleri Işverenleri Sendika-
sı'ndan oluşan konsorsiyuma iha-
lenin verilmesi kararlaştınlmıştı.
Bu karann asıl gerekçesinin ise
Garipoğlu'nun kara para aklama,
hayali ihracat ve kaçakçılık suçla-
nnı işlemiş olması olduğu ortaya
çıktı. Dönemin gümrüklerden so-
rumlu Devlet Bakanı Rıfat Serda-
roğlu'nun özelleştirme tdaresi
Baskanlığı'na gönderdiği 8 Tem-
muz 1998 tanhli "gjzH" yazısmda
Garipoğlu'nun bu suçlanna iliş-
kin sürmekte olan inceleme ve so-
ruştunnaya ilişkin bilgi veriliyor.
Gümrükler Teftiş Kurulu'nun
23 Ekim 1998 tarihli rapor üzeri-
ne, Maliye, Hazine ve Dış Ticaret
Müsteşarlığı'na gereken işlemle-
rin yapüması istemiyle Garipoğ-
lu'nun kara para akladığı ve haya-
li ihracat yaptığı saptamalannı 27
Ekim 1998 tarihinde bildirdiği
saptandı. Garipoğlu'nun, suç du-
yurusu uyannca Küçükçekmece
Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargı-
lanmasının sürdüğü öğrenildi.
Dönemin gümrüklerden sorum-
lu Devlet Bakanı Serdaroğlu'nun
özelleştirme îdaresi'ne gönderdi-
ği yazıda, Hayyam Garipoğlu'nun
Yönetim Kurulu Başkanı, Nizam
Garipoğlu'nun yönetim kurulu
üyesi olduğu MGS Marmara Dış
Ticaret AŞ'nin Halkalı Tekstil îh-
tisas Gümrük Müdürlüp'nde be-
yannamelerde tespıt edilen hayali
ihracat tutarlan yer alıyor. Bu bel-
gelere göre Garipoğlu, en az 200,
en fazla 800 koliye ulaşan tutarlar-
da fazla ihracat göstermek için
belgelerde tahrifat yapıyor. Hal-
kalı Cıkış Gümrük Müdürlü-
ğü'nde hiçbir işlem görmeyen tü-
müyle sahte ve olmayan firmalar
adına işlem görmüş gibi düzenle-
nen gümrük çıkış belgeleri de ele
geçiriliyor.
Tamamen hayali bu belgelerle
değişik bankalardan döviz gırişi
gerçekleştiriliyor. Pamuklu giysi-
lere ilişkin tamamen sahte bu
gümrük çıkış belgeleriyle, 4 mil-
yon 706 bin 825 dolarlik para gi-
rişi sağlayan Garipoğlu'nun "ev-
rakta sahtecüik" yaptığı, ihraç
mallannı alıcı olarak gösterdiği
firmalann faturalarda belirtilen
adreste yer almamasıyla ortaya çı-
kanlıyor.
Muhalefet: Soygunun siyaset lıalkası açddansm
ANKARA (Cumhuri>«t Bürosu) -
Batık bankalar konusunda salı günü
TBMM'de yapılacak genel görüşme-
oin ön görüşmeleri öncesinde hükü-
aıet soru yağmuruna tutuldu.
FP Genel Başkan Yardımcısı Meb-
met Bekaroğlu. Başbakan'ın olayın
iiyaset ve bürokrasi halkasıyla ilgili
ıçıklama yapmasını isteyerek "Hü-
kümette yer alan bazı siyasilerin ya-
lonlannın bankalanmn da zor du-
rumdaoktuğu" savını gündeme getir-
iı. DYP Amasya Milletvekili Ahmet
lyimaya da. "modern korsanhğa en-
«el ohnayan iktidann, iç derinliğinde
/olsuzluğu banndırdığınr savundu.
FP'lı Bekaroğlu düzenlediği basın
oplantısında, bankalarla ilgili operas-
/ona dair endişelennı dıle getırerek
"Öyle görünüyor ki sadece birkaç say-
jın kişi deşifre edOecek, diğerleri soy-
(una devam edecekler.
Herkes bfliyor ki bu büyük soygun-
ar, büyük organizasyonlar sonucu oJ-
maktadn". Siyasilerin ve bürokraüann
haberi ohnadan mih ar dolarlar nasıl
götürülüyor.' Bu mümkün değiT di-
ye konuştu.
Emlakbank, Vakıfbank ve Halk
Bankası'ndan batan bankalara önem-
li miktarlarda kredi aktanldığını be-
lirten Bekaroğlu, bu kredilere hangi
siyasilerin aracılık ettiğinin açıklan-
masuıı istedi.
Başbakan Ecevit'in olayın siyaset
ve bürokrasi halkasıyla ilgili açıkla-
malar yapması gerektiğini kaydeden
Mehmet Bekaroğlu. Başbakan'm ya-
nıtlamasını istediği sorulan şöyle sı-
raladı:
- Batan bir bankanın b a p olduğu
holdingin yönetim kurulu nda bulu-
nan eski bakan bu işlerin neresinde-
dir?
- Hükümetin içinde olan bazı siya-
setçilerin yakınlannın bankasının da
zor durumda olduğu söyleniyor.Bu
bankaya devlet bankalan ne kadar
kredi acmıştır, bu kredilerin ne kada-
n geri odenmiştir?
- Bankası batanbir medya patronu-
nun gazeteierini saün alan kişinin, Ha-
vaş özeUeştirmesinden dolayı devfcte
olan borcunu ödemediğini büiyoruz.
Bu borclan hangi bürokratlar erteö-
yor, bunlan koruyan siyasetciler khn-
lertlir?
Bekaroğlu, soygunlann önlenmesi
için yapısal değişikliklere gereksinim
duyulduğunu ve başkanlık sisteminin
zorunlu hale geldiğini savundu.
Gensoru hazırhğım sürdüren
DYP'nin, Başbakan Bülent Ecevit'e
yönelttiği sorulara da dün yenileri ek-
lendi. Amasya Milletvekili Ahmet lyi-
maya, TBMM Başkanlığı'na verdiği
önergede şu sorulara yanıt istedi:
- Son 5 yıl içinde kaînu bankalann-
dan özel banka ve şirketler ile gerçek-
kişi girişimcilere aktanhp da vadete-
rinde geri dönmeyen toplam para tu-
tannedir?
- Bu batan paralar, gerçek yatınmla-
ra, sözgelımi Anadolu'muza aktanlsa
idi sağlanacak kalkınma ve işsizliğe
kısmen çare olma fırsatınnı kaçınhna-
suıı sindirmekte zorlanıyor musunuz?
- Türkiye'nin üç yılhk yannmuu ce-
be atan bu modern korsanhğa engeloi-
mavan, taksirii ortak konumuna dü-
şen iktidann istikranndan söz etmeyi
doğru buhıyor musunuz? tç derinü-
ğmdeyolsuÂığu barmdıran bu gizem-
K istikrann açığa çıkannaktan sakm-
dığı soygunun boyutu nedir?
- Kamuoyunun görüşüne uyarak iç
tehdit sıralaması konseptinı değiştir-
me girişiminde bulunacak mısınız?
önümüzdeki MGK toplantısına "Bi-
rinci tehdit, yoisuzluk ekonomisidir"
yönünde bir teklif götürmeyi düşün-
mekte misiniz?
-Yokuzhıklara karşı yürütükn ope-
rasyonlar, bir gizö iradenin yahut zütf-
i yare dokunma kaygusunun muhte-
md onırian aşarak ııranHıgı roğrafy-a-
ya kadar götürülebilecek mkhr? Ta-
rihsel söyleminize uygun olarak mera-
kmuzo ki davul kimin omuzunda, ço-
mak khnin etinde?
- Yoisuzluk aysberginin ortaya çı-
kan ve kitleleri dehşete düşüren bu
küçük bölümünün dahi uyancı etki-
siyle gelişecek toplumsal hareketlere
karşı devletin fizik kuvvetini kullana-
cak mısmız? Aksine, kapalı devletle-
ri, asalaklann kuşatmasındaki ege-
menlikleri saydamlaştıracak; halkın
gücü kılacak; esasen kurumsal açığı-
mız olan bir dinamiğin oluşmasmın
önünü açma cesaretini gösterebilecek
misiniz?
- "Durumdan vazife çıkarma" söy-
lemleri ile kamuoyu duyaruğuun kör-
leştirildiği dönemlerin, devletin soyul-
duğu dönemlerolduğu kamsun payla-
şıyor musunuz? Ünlü -vazife çıkarma-
nakaratmm geleneksel yoisuzluk ör-
tfisfi olarak kullanıldığı göztenıine ka-
ühyor musunuz?
G U N D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafi 1. Sayfada
cadele konusundaki değeriendirmeleri satırbaşia-
nyla aktaralım:
- Temel eğitim 12 yıla çıkanlmalıdır.
- Şu anda sürmekte olan 8 yıllık temel eğitimden
alınan sonuçlar farklı biçimde değerlendırilmeli, ek-
sikler hızla giderilmelidir.
- Imşm-hatip liseleri meslek lisesi statüsüne ka-
vuşturfllmalı, Türkiye'nin bu alandaki gereksinimi öl-
çüsünde tutulmalıdır. Imam-hatip lisesi mezunlan-
nın sadece bu alanın üst eğitimi olan ilahiyat fakül-
telerine gitmeleri sağlanmalıdır.
- Islam dininde kadınlann imamlığı ya da hatipliği
söz konusu değildir. Imam-hatip liselerine kız ögren-
cilerin alınması gözden geçirilmelidir.
- Zorunlu eğitime katkı payı 31 Aralık 2000 tarihi-
ne kadardı. Bu 10 yıla kadar uzatılmalıdır.
- Imam-hatip liselerine ilginin azalmasının ardın-
dan bu liselerden siyasal çıkar sağlamak isteyenler
değişik yollara başvurmaya başiadılar. Kuran kurs-
lan amacının ötesinde temel eğitime altematif hale
getirilmeye çalışılıyor. Buna karşı dikkatli olunmalı-
dır.
- özellikle taşra üniversitelerinde yurt sorunu irti-
cacılar tarafından kullanılmaktadır. Bu sorunun çö-
zümü için ayn bir plan hazırlanmalıdır.
- Taşra üniversitelerindeki irtica kadrolaşmasını
ortadan kaldırmak için doçent ve yardımcı doçent
seçimlerinde uygulanan yöntem gözden geçirilme-
lidir.
Irticayla stratejik mücadeleyi öngören bu değer-
lendirmelerin omurgası görüldüğü gibi eğitime otur-
tuluyor. Irticacılar eğitimin önemini yıllar önce kav-
radılar ve bu doğrultuda kendi hedeflerine hizmet
edecek bir kuşak hazıriamak için kollan sıvadılar.
Haklannı yememek gerekir, meyvelerini de aldılar.
Zaten karşı karşıya kaldığımız durumun özeti bu.
Milli Güvenlik Kurulu'nda eğitim dışında radyo ve
televizyonlann durumu, özel kişilerin yönetimindeki
camilerin işlevi, devlet kurumlan içindekı şeriatçılar
da gündeme geldi. Ancak vurguladığımız gibi temel
konu eğitimdi. Bu karartılığa siyasilerin de omuz ver-
mesi, konuya önümüzdeki seçimler açısından de-
ğil, önümüzdeki nesiller açısından bakması gereki-
yor.
Ne var ki, iktidann özellikle ANAP kanadından ge-
len haberier bu gerekliliğin tersi yönünde yaklaşım-
lar olduğunu gösteriyor. Mesut Yılmaz'ın yokluğu-
nu hissen ve bedenen doldurmaya çalışan M'usta-
fa Taşar. partisinin son grup toplantısında neredey-
se şeriatçıların söylemini kullandı, "İrtica ile müca-
dele dindar yurttaşlan ürkütmemeHdir" dedi^Öysa
Taşar'ın kendisi de biliyor ki, irtica ile mücadelenin,
sözünü ettiği kışilerte, kesimlerle hiç ilgisi yok.
1919'da biten Devrim Tarihi!
Konu eğitimden açılmışken bu konudaki istatis-
tiklerden ve son aylarda yaptığımız Anadolu gezi-
lerinden satır başlan aktaralım:
- Türk insanının ortalama eğitimi 3 yıllık.
- Sürmekte olan temel eğitimin içeriği 8 yılı dol-
duracak düzeyde değil.
- Pek çok Anadolu köyü ve kasabasındaki okul-
lar 2 ya da 3 sınıflık. Kiminde bütün sınıflar aynı sı-
nıfta ders yapıyor. Altyapı böyle olursa eğitimi de-
ğil 8 yıl, 18 yıla da çıkarsanız.. istenilen sonucu ala-
mazsınız.
- Okullardaki öğrencilerin yanı sıra öğretmenle-
rin de aynca değeriendirmeye alınması gerekiyor.
öğretmen yetiştiren okullan ayn bir yazı konusu ya-
palım.
- Devrim Tarihi dersleri pekçok yerde işlevine
uygun okutulmuyor. Zaman zaman gelen mektup-
lara göre, pek çok öğretmen Devrim Tarihi dersini
Türklerin Islamiyeti kabulünden başlatıyor. 1919'a
gelince ders yılı bitmiş oluyor!
lyi bir eğitimin yolsuzfuklann da panzehiri oldu-
ğunu vurguladıktan sonra son sözümüzü söyleye-
İim:
Eğifjm sorunu çözülmezse çağdaş Türkiye giri-
şimleri sepete su doldurmak olgr.
balbay@cumhuriyetcom.tr
ANAP, Taner'e
sahip çıkmadı
• Baştarafi 1. Sayfada
partiler kendiiçinde tasfı-
ye etmehdir'' dedi. Ta-
ner'le ilgili parti içi disip-
lin mekanizmalanmn şu
aşamada çalıştınlmadığı-
nı kaydeden Dedelek,
"Partiler bir daha böyle
kişileri bünyesine auna-
mâhdn-'' görüşünü savun-
du.
Yaşar Dedelek, dün
parlamentoda düzenledi-
ği basın toplantısında,
bankalan hortumlayan-
lara dönük operasyonlar-
da, hükümet kararlılığı-
nın sonuç verdiğini ifade
etti.
Ancak, yolsuzluklar ve
çetelerle mücadelenin
başansınm koalisyon or-
taklanndan birine mal
edilmeye çalıştığmı sa-
vunan Dedelek, "Oysa
bu mesele tek başma ne
Saym Ecevit'in, neMesut
Yılmaz'm ne de Devlet
Bahçeli'nin meselesidir.
Hükümet tümüyle bu
olayuı üzerinegttti'" dedı.
Yaşar Dedelek, basm-
da yer alan, Temizel'e
yönelik "DiPietro''ben-
zetmesinden rahatsızlığı-
m da, "Evet Di Pietro da
böyle bir başlangıç yap-
mıstır. Ama benim de Te-
mizel'inı, Tantan'ım. O-
ral'ım var. Onlar daha
önemli bir mücadele yü-
rutüyor. Niye biz Di Piet-
ro'ya benzetiyoruz, onlar
bizden örnek alsın" söz-
leriyle dile getirdi. Ban-
kalan hortumlayanlara
ilişkin başlatılan operas-
yonlarla ilgili "Şu Bdcr
daha iyi mücadele yapö,
diğeri kötü yapü" suçla-
malannın bir sonuç ver-
meyeceğini belirten De-
delek, "O zaman, birüe-
ri debu ülkenin paralan-
nı hortumlamaya devam
eder" diye konuştu.
Çalışan kesimlerin dü-
şük ücretlerine karşın,
hükümetin ekononu
programını desteklediği-
ni ileri süren Dedelek,
ancak, 8-10 katrilyonu
bulan banka hortumla-
malannın yükünü taşı-
mak istemediğini vurgu-
ladı.
Yurttaşlann, siyasetçi-
lerin adlannın bu işlere
kanşması nedeniyle "si-
yasetçilerden soğuduğu-
nu" belirten Dedelek,
"Onun için kmı olursa ol-
sun, benim partimden de
oisa, bu tür olaylara ka-
nşmış kişilerin parti yö-
netimleri tarafından tas-
fîje edilmesi gerekir'' gö-
rüşünü dile getirdi.