23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 KASIM 2000 CUMARTESİ • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLEREV DEVAMI 19 TURKİYE Istanbul PB 18 Sinop Edirne PB 19 Samsun Kocaelı A 18 Adana A 22 PB 17 Mersin A 23 PB 19 Trabzon PB 17 Dıyarbakır A 16 PB 16 Şanlıurfa A 21 A 17 Çanakkale PB 19 Gıresun Izmır Manısa Aydın PB 23 Ankara PB 22 Eskişehır A 16 Mardin A 16 Siirt DenızS PB 24 Konya A 16 Hakkâri A 16 PB 21 Sıvas A 14 Van •Zongtidak A 18 Antalya A 23 Kars Marmara, Ege, Batı Karadeniz ile Doğu Karadeniz parçalı bulutkı, dığer yerier az bulutlu ve açık geçecek. Yurdun iç vedoğukesımterin- de yer yer sis görü- lecek. Hava sıcaklı- ğjndaönemlibirde- ğişiklik otmayacak. DIS MERKEZLER Osto Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn Y Y Y PB Y Y PB PB 7 9 11 11 11 13 12 11 Beciin Y 10 Moskova PB 12 Budapeşte Y 15 Aşkabat Y 17 Madrid PB 11 Astana Vıyana Y 12 Taşkent Belgrad Y 22 Bakû Sofya Roma PB 16 Bişkek Y 19 Tiflis Atina A 23 Kahire Münih PB 11 Zürih Y 7 Şam A 21 Taşkent 0*5* bulutlu Bulutlu k Çok bulutlu . Yağmuriu " * w Kariı Sulukar , Gök guruftülü * • CFUWCELCÜWEYT ARCAYÜREK H Baştarafi 1. Sayfada Geçmişin kurcalanmasından kurtulmayı ba- şaranlar, bele hükümet; ama, toplumayükledik- teri acımasız koşullan bugün banka soygunları, daha önceleri Susuriuk skandalı gibi büyük olay- laria pekâlâ örtebiliyorlar. Geçende elektrige zam geldi. Son gün Te- kel'e, yüzde 18.1. Doyurucu açıklamalar yapamayan yönetici tayfası; dışarıdar gelen övgülen piyasaya süre- rek ekonomiyi aklamaya çalışıyor. Gazete; elini nereye atsa pislikle karşılaşıyor. Daha önce Susurtuk'la devlet yönetimindeki pislenme ve kirlilik gündeme geldi. Bugünlerde banka soygunlan. Susurtuksanıklannın kimileri milletin vekili, eli- ni kolunu sallayarak gezıyor. Bir kısmı hâlâ yar- gılanıyor, ancak duruşmalan gazetelerde yer bi- le almıyor. Gözde filmimiz banka soygunlan ya... Usul- süz kredi venmeler, almalar... Bu türden olayla- ra öyle adlar veriliyor ki insanın gülesi geliyor. örneğin, reklamcılık alanında çalımından ya- nına yaklaşılmayan Nail Keçili.. Egebank'tan 4 milyon dolar kredi sağladığı gibi, 4 trilyon da reklam karşılığı para almış. Bu suçlamaya veri- len adı biliyor musunuz: "Nitelikli dolandırtcılık!" Bilmem dikkatinizi çekiyor mu? Basına sızan ifadelerinde bu türden kredileri alanlar sorguya çekildiklerinde, dolariarca kredileri hemen öde- meye hazır olduklannı söylüyoriar. Ne hikmetse, sorgu gününe kadar "nitelikli kredileri" ödemeyi neden akıl edemediklerin- den söz açmıyorlar. Kimi resmi açıklamalarda zor anlaşılır kimi olaylar şu sıra kaynayıp gidiyor. Örneğin; Adalet Bakanımız Hikmet Sami Türk'ün son Bakanlar Kurulu'ndacezaevinde 5 kişinin ölümüne neden olan isyanda Nuriş çe- tesinin Uşak halkını "haraca bağladığını" açık- ladığı yazıldı. Bakan, haraç olayına doğrudan değinmeyen kısa bir açıklamayla haberi yalanladı. Ne çare, basın açıklamasında Bakan, kendi- sine atfedilen sözlerin hiçbirisini söylemediğini ifade etmekle yetinıyor. Ama hangi "sözJeri söy- lemediğini" doğrudan ifade etmiyor. Garipsenecek açıklamalar Yalanlama gerçeği yansrtıyorsa, elbette sorun yok! Zaten hapishanedeki çetenin kent halkını ha- raca bağladığını düşünmek bile acı veriyor Bir çetenin, devletin gözü önünde halkı soyması ne demek? Adalet Bakanı Türk ve hükümet üyeleri bugü- ne değin isyanlan affın gerçekleşmemesine bağladı. Bir de ne görelim: Uşak'taki ve başka isyan- lann afla ilgili olmadığını içeren açıklamalar ya- pılmıyor mu? Bakan'ın tek umudu.yeterli para bulunursa F tipi hapishanelerin çoğalması. Ya hükümetin banka soygunlarından kurtul- mamız ıçın öngördüğü önlemler hangi âlemde? Karşı önlemlerin başında gelen "özel mahke- meler"\e ilgili hazıriıklar başladı mı, bu bile be- lirsiz! Toplum, sarsıcı olaylardan sonra gerekli ön- lemlerin alınacağını duyuran heyecan verici söy- lemler dinliyor. Tabii arkası gelmiyor. Devlet yöneticileri örneğin günümüzdeki ban- ka olaylannı önceden uyaran ve önlem öneren girişimlere daha ilk gün omuz silkiyor. Işte örnek: 1996 yılında, Zekeriya Temizel, Hikmet Uluğbay ın öndertiğınde 21 DSP'li mil- letvekili Meclis'e, "Yağmalanmaya çok elverişli, özel banka olaylarıyla ileride karşılaşmamak için TBMM köklü önlemleh saptamalıdır" konulu bir araş- tırma önergesi veriyor. Temizel, bugün sözü edılen önlemleri o gün kürsüde ifade ediyor. Banka mevduatlanna dev- let güvencesinin yanlışlığını, denetim noksanlı- ğından devlet güvencesiyle mevduatın kimi ki- şilere aktanldığını vs. vs. anlatıyor. Yıl 1996, tam dört yıl önce. Iktidarda Refah- yol hükümeti ve Meclis'te Refahyol çoğunlu- ğu... Önergeyi reddediyor. O gün bugündür devle- tin gözü önünde banka soygunlan sürüyor. Devekuşu örneği siyaset; "pislikten" başını çıkaramıyor. Cemal Tutar güvence istediDtYARBAKIR (Oımhurivet)- Hizbullah'ın askeri kanat sorum- lusu Cemal Tutar, sorumJu tutul- duğu 101 eylemdenpişman olma- dığını belirterek, "Yineyapanm" dedi. Hizbullah'ın istese Türki- ye'yi kan gölûne çevirebileceği tehdidinde bulunan Tutar, kendi- sine güvence verilirse örgütûn as- keri kanadında görev alan 42 ki- şıyi açıklayacağuu bildirdi. Şeri- atçı terör örgütü Hizbullah'a yö- nelik Istanbul'daki örgût evine gerçekleştirilen operasyonda bomba ateşleyici düzeneğe dö- nüştürülmüş 2 adet cep telefonu ile 3 adet masa saati ele geçirildi. Terörle Mücadele Şube Müdürlü- ğü'nde sorgulan tamamlanan ve Fstanbul DGM'ye sevk edilen 6 kişiden 3'ü tutuklandı. Aralannda ıdam istemiyle yar- gılanan Hızbullah'ın üst düzey si- yasi kanat sorumlusu Edip Gû- mâş ile askeri kanat sorumlula- nndan Tutar'ın da bulunduğu 15 kişilik Hizbullah ana davasına dûn Diyarbakır 3 No'lu DGM'de de- vam edildi. Dün görülen otunım- da sanıklan 9 avukat savunurken Avukat Yaşar Altürk, Hizbullah tarafından öldûrûlen İbrahim Sa- naldn'ın ailesi adına müdahil ve- kili olarak hazır bulundu. Şeriat- çı örgüt tarafından öldürülen Şük- rfi Erciyes ile Şeyhmus Oncei için de müdahiUik dılekçesi verdi. Du- ruşmada 16 eylemden sorumlu tu- tulan Kemal Gülşen, Altürk, di- lekçesini okurken Hizbullah'tan terör örgütü olarak söz etmesi üzerine, "Sen Hizbullah'a terör ÇetebUEyleme viı-gülkoydıık tstanbul Haber Senisi - Sa- bancı Holding'ebağlı Adana'da- kı Exsa Koteks işçileri, 87 milyon lira olan maaşlannın 100 milyon liraya çıkanlması istemiyle 5 gün önce Adana'dan başlattıklan yü- rüyüşü dün Sabancı Center önün- de yaptıklan basın açıklamasıy- la sona erdirdiler. 13 milyon lira- lık zam taleplerinin kabul edil- memesi nedeniyle 140 gündür grevde bulunan Koteks işçileri- nin Sabancı Center önünde yap- mak istedikleri basın açıklaması Içışleri Bakanı Sadettm Tan- tan'ın girişımi üe saat 17.00'de gerçekleşebildi. DlSK Genel Başkanı Snley- man Çefebi. toplumda var olan gerginliği daha fazla germemek adına Sabancı Center önünde yapmayı düşündûkleri oturma , eylemınden vazgeçerek eyleme şimdilik vitgül koyduklannı be- lırtti. koteks ışçilerinin sabah saatle- rinde Sabancı Centerönünde ger- çekleştirmek istedikleri eyleme sendika ve Sabancı Center çevre- sinde geniş güvenlik önlemlen alan polis izin vermedi. Tantan'm girişımi üzerine Sa- bancı Center önünde basın açık- laması yapmalanna izin verilen Koteks işçileri otobüslerie saat 17.00 sıralannda Levent'teki Sa- bancı Center önüne geldi. "Yok- suBuk suun 567 milyon, istediği- miz 100 milyon'' yazılı dövizler taşıyan işçilere konuşan DlSK ve Tekstil işçileri Sendikası Genel Başkanı Çelebi, 139 gündür grevde bulunan Koteks işçileri- nin seslerini Salap Sabana'ya ve kamuoyıma duyurmak için tstan- bul'a yürüdüklerini söyledi. Sa- kıp Sabancı'mn daha önce bir toplantıda yaptığı konuşmada, "Hatanmbüyük losmıbizde" de- diğinı ifade eden Çelebi, şimdi bu hatanın düzeltilmesinm zama- m olduğunu vurguladı ve Saban- cı'ya uzattıklan diyalog elinin görülmesi gerektiğini kaydetti. örgütü diyemezsin" diye bağırdık- tan sonra Altürk'ün yüzüne bir yumruk attı. Araya giren jandar- malar Gülşen'i güçlükle kontrol altına aldı. lutar'dan tehdit Daha önceki oturumlarda ken- disine iddianame ulaşmadığı için savunma yapmayan Tutar, besme- leyle başladığı savunmasında teh- ditler savurdu. Yaptığı hiçbir ey- lemden pişman olmadığını vurgu- layan Tutar, Hizbullah'a yönelik haksız iddialarortaya atıldıgını sa- vundu. "Anayasayıyıkarakyerine şer'i esaslara dayah devlet kurma- yı" amaçlamadıklannı anlatan Tu- tar, amaçlannın Islamı tüm dûnya- ya yaymak olduğunu belirtti. Dev- lete karşı tek bir kurşun bile sık- madıklarını öne süren Tutar, Isla- mı yayarken silah zoruyla yapmak gibi bir niyetlerinin olmadığını, "Çflnkû silahla geknin kısa za- manda silahla gideceğini bfldikle- rini" söyledi Tutar, amaçlannın gerçekten şiddet ve cinayet olma- sı halinde yalnızca 20-30 kişilik bir yapılanmayla ortalığı kan gö- lüne çevirebileceklerini söyleye- rek tehdit savurdu. PKKçaüşmaa Hızbullah-PKK çaüşmasınuı P- KK'den kaynaklandığını savunan Tutar, örgütü çok kez uyardıklan- nı ancak tek seçeneklerinin "PKK ile anladığı diklen konuşmak" ol- duğunu söyledi. PKK çatışmasın- da en önemli sorunun devletin tu- tumu olduğunu ifade eden Tutar, "Tek keümeyle anlatmak gerekir- se devlet diye bir şey yokru denile- biKr. Bırakın vatandaşınL, kendini dahi koruyamayacak bu devlet ne yazık ki PKK'nin yapöklanna se- yirci kalıyordu" dedı. PKK ile ça- tışmalar nedeniyle öldürdükleri , kişiler konusunda kendilerinin haklı olduğunu savunan Tutar, haksız olduklannın kanıtlanması halinde örgüt içerisinde yer alan toplam 42 tetikçinin adını açıkla- yacağmı vurguladı. Tutar, Hizbul- lah'ın Ilim ve Menzil kanatlan arasında çıkan çatışmanın da Menzil grubunun PKK ile anlaş- maya varmasından kaynaklandı- ğını söyledi. Tutar, Hizbullah ope- rasyonlanndan sonra Başbakan- lık'ta yakaJanan ve Hüseyin Veli- oğlu'na internet hızmetleri verdi- ği ortaya çıkan Abdubamet Yıl- dız'm örgütsel bağlantısının bu- lunmadığını da açıkladı. Hayyam Garipoğlu kara para akladı • Baştarafi 1. Sayfada yor. Sümerbank'ı özelleştirmeyle satuı aldıktan 4 yıl sonra batıran, Türkbank ihalesine "fesatkanşö- nhnasıvla'' ilgili yargılanan, öldü- rülen tefecı Nesün Malki'yle iliş- kisi ortaya çıkan ve Sümerbank'ı satın alırken hileli olarak Malki'yi ortak yaptığı anlaşılan Hayyam Garipoğlu'nun hayalı ihracat, ka- ra para aklama ve kaçakçılık suç- lanna ilişkin soruşturmalar yapıl- dığı belirlendi. Garipoğlu, POAŞ'ın saüşı için Haziran 1998'de yapılan ihalede en yüksek teklifı vermişti. Ancak, ihalede birinci gelmesine karşın Garipoğlu'nun yetersiz olduğu ge- rekçesiyle üçüncü gelen Iş Ban- kası-Bayındır-Park ve Petrol Ürünleri Işverenleri Sendika- sı'ndan oluşan konsorsiyuma iha- lenin verilmesi kararlaştınlmıştı. Bu karann asıl gerekçesinin ise Garipoğlu'nun kara para aklama, hayali ihracat ve kaçakçılık suçla- nnı işlemiş olması olduğu ortaya çıktı. Dönemin gümrüklerden so- rumlu Devlet Bakanı Rıfat Serda- roğlu'nun özelleştirme tdaresi Baskanlığı'na gönderdiği 8 Tem- muz 1998 tanhli "gjzH" yazısmda Garipoğlu'nun bu suçlanna iliş- kin sürmekte olan inceleme ve so- ruştunnaya ilişkin bilgi veriliyor. Gümrükler Teftiş Kurulu'nun 23 Ekim 1998 tarihli rapor üzeri- ne, Maliye, Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı'na gereken işlemle- rin yapüması istemiyle Garipoğ- lu'nun kara para akladığı ve haya- li ihracat yaptığı saptamalannı 27 Ekim 1998 tarihinde bildirdiği saptandı. Garipoğlu'nun, suç du- yurusu uyannca Küçükçekmece Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargı- lanmasının sürdüğü öğrenildi. Dönemin gümrüklerden sorum- lu Devlet Bakanı Serdaroğlu'nun özelleştirme îdaresi'ne gönderdi- ği yazıda, Hayyam Garipoğlu'nun Yönetim Kurulu Başkanı, Nizam Garipoğlu'nun yönetim kurulu üyesi olduğu MGS Marmara Dış Ticaret AŞ'nin Halkalı Tekstil îh- tisas Gümrük Müdürlüp'nde be- yannamelerde tespıt edilen hayali ihracat tutarlan yer alıyor. Bu bel- gelere göre Garipoğlu, en az 200, en fazla 800 koliye ulaşan tutarlar- da fazla ihracat göstermek için belgelerde tahrifat yapıyor. Hal- kalı Cıkış Gümrük Müdürlü- ğü'nde hiçbir işlem görmeyen tü- müyle sahte ve olmayan firmalar adına işlem görmüş gibi düzenle- nen gümrük çıkış belgeleri de ele geçiriliyor. Tamamen hayali bu belgelerle değişik bankalardan döviz gırişi gerçekleştiriliyor. Pamuklu giysi- lere ilişkin tamamen sahte bu gümrük çıkış belgeleriyle, 4 mil- yon 706 bin 825 dolarlik para gi- rişi sağlayan Garipoğlu'nun "ev- rakta sahtecüik" yaptığı, ihraç mallannı alıcı olarak gösterdiği firmalann faturalarda belirtilen adreste yer almamasıyla ortaya çı- kanlıyor. Muhalefet: Soygunun siyaset lıalkası açddansm ANKARA (Cumhuri>«t Bürosu) - Batık bankalar konusunda salı günü TBMM'de yapılacak genel görüşme- oin ön görüşmeleri öncesinde hükü- aıet soru yağmuruna tutuldu. FP Genel Başkan Yardımcısı Meb- met Bekaroğlu. Başbakan'ın olayın iiyaset ve bürokrasi halkasıyla ilgili ıçıklama yapmasını isteyerek "Hü- kümette yer alan bazı siyasilerin ya- lonlannın bankalanmn da zor du- rumdaoktuğu" savını gündeme getir- iı. DYP Amasya Milletvekili Ahmet lyimaya da. "modern korsanhğa en- «el ohnayan iktidann, iç derinliğinde /olsuzluğu banndırdığınr savundu. FP'lı Bekaroğlu düzenlediği basın oplantısında, bankalarla ilgili operas- /ona dair endişelennı dıle getırerek "Öyle görünüyor ki sadece birkaç say- jın kişi deşifre edOecek, diğerleri soy- (una devam edecekler. Herkes bfliyor ki bu büyük soygun- ar, büyük organizasyonlar sonucu oJ- maktadn". Siyasilerin ve bürokraüann haberi ohnadan mih ar dolarlar nasıl götürülüyor.' Bu mümkün değiT di- ye konuştu. Emlakbank, Vakıfbank ve Halk Bankası'ndan batan bankalara önem- li miktarlarda kredi aktanldığını be- lirten Bekaroğlu, bu kredilere hangi siyasilerin aracılık ettiğinin açıklan- masuıı istedi. Başbakan Ecevit'in olayın siyaset ve bürokrasi halkasıyla ilgili açıkla- malar yapması gerektiğini kaydeden Mehmet Bekaroğlu. Başbakan'm ya- nıtlamasını istediği sorulan şöyle sı- raladı: - Batan bir bankanın b a p olduğu holdingin yönetim kurulu nda bulu- nan eski bakan bu işlerin neresinde- dir? - Hükümetin içinde olan bazı siya- setçilerin yakınlannın bankasının da zor durumda olduğu söyleniyor.Bu bankaya devlet bankalan ne kadar kredi acmıştır, bu kredilerin ne kada- n geri odenmiştir? - Bankası batanbir medya patronu- nun gazeteierini saün alan kişinin, Ha- vaş özeUeştirmesinden dolayı devfcte olan borcunu ödemediğini büiyoruz. Bu borclan hangi bürokratlar erteö- yor, bunlan koruyan siyasetciler khn- lertlir? Bekaroğlu, soygunlann önlenmesi için yapısal değişikliklere gereksinim duyulduğunu ve başkanlık sisteminin zorunlu hale geldiğini savundu. Gensoru hazırhğım sürdüren DYP'nin, Başbakan Bülent Ecevit'e yönelttiği sorulara da dün yenileri ek- lendi. Amasya Milletvekili Ahmet lyi- maya, TBMM Başkanlığı'na verdiği önergede şu sorulara yanıt istedi: - Son 5 yıl içinde kaînu bankalann- dan özel banka ve şirketler ile gerçek- kişi girişimcilere aktanhp da vadete- rinde geri dönmeyen toplam para tu- tannedir? - Bu batan paralar, gerçek yatınmla- ra, sözgelımi Anadolu'muza aktanlsa idi sağlanacak kalkınma ve işsizliğe kısmen çare olma fırsatınnı kaçınhna- suıı sindirmekte zorlanıyor musunuz? - Türkiye'nin üç yılhk yannmuu ce- be atan bu modern korsanhğa engeloi- mavan, taksirii ortak konumuna dü- şen iktidann istikranndan söz etmeyi doğru buhıyor musunuz? tç derinü- ğmdeyolsuÂığu barmdıran bu gizem- K istikrann açığa çıkannaktan sakm- dığı soygunun boyutu nedir? - Kamuoyunun görüşüne uyarak iç tehdit sıralaması konseptinı değiştir- me girişiminde bulunacak mısınız? önümüzdeki MGK toplantısına "Bi- rinci tehdit, yoisuzluk ekonomisidir" yönünde bir teklif götürmeyi düşün- mekte misiniz? -Yokuzhıklara karşı yürütükn ope- rasyonlar, bir gizö iradenin yahut zütf- i yare dokunma kaygusunun muhte- md onırian aşarak ııranHıgı roğrafy-a- ya kadar götürülebilecek mkhr? Ta- rihsel söyleminize uygun olarak mera- kmuzo ki davul kimin omuzunda, ço- mak khnin etinde? - Yoisuzluk aysberginin ortaya çı- kan ve kitleleri dehşete düşüren bu küçük bölümünün dahi uyancı etki- siyle gelişecek toplumsal hareketlere karşı devletin fizik kuvvetini kullana- cak mısmız? Aksine, kapalı devletle- ri, asalaklann kuşatmasındaki ege- menlikleri saydamlaştıracak; halkın gücü kılacak; esasen kurumsal açığı- mız olan bir dinamiğin oluşmasmın önünü açma cesaretini gösterebilecek misiniz? - "Durumdan vazife çıkarma" söy- lemleri ile kamuoyu duyaruğuun kör- leştirildiği dönemlerin, devletin soyul- duğu dönemlerolduğu kamsun payla- şıyor musunuz? Ünlü -vazife çıkarma- nakaratmm geleneksel yoisuzluk ör- tfisfi olarak kullanıldığı göztenıine ka- ühyor musunuz? G U N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafi 1. Sayfada cadele konusundaki değeriendirmeleri satırbaşia- nyla aktaralım: - Temel eğitim 12 yıla çıkanlmalıdır. - Şu anda sürmekte olan 8 yıllık temel eğitimden alınan sonuçlar farklı biçimde değerlendırilmeli, ek- sikler hızla giderilmelidir. - Imşm-hatip liseleri meslek lisesi statüsüne ka- vuşturfllmalı, Türkiye'nin bu alandaki gereksinimi öl- çüsünde tutulmalıdır. Imam-hatip lisesi mezunlan- nın sadece bu alanın üst eğitimi olan ilahiyat fakül- telerine gitmeleri sağlanmalıdır. - Islam dininde kadınlann imamlığı ya da hatipliği söz konusu değildir. Imam-hatip liselerine kız ögren- cilerin alınması gözden geçirilmelidir. - Zorunlu eğitime katkı payı 31 Aralık 2000 tarihi- ne kadardı. Bu 10 yıla kadar uzatılmalıdır. - Imam-hatip liselerine ilginin azalmasının ardın- dan bu liselerden siyasal çıkar sağlamak isteyenler değişik yollara başvurmaya başiadılar. Kuran kurs- lan amacının ötesinde temel eğitime altematif hale getirilmeye çalışılıyor. Buna karşı dikkatli olunmalı- dır. - özellikle taşra üniversitelerinde yurt sorunu irti- cacılar tarafından kullanılmaktadır. Bu sorunun çö- zümü için ayn bir plan hazırlanmalıdır. - Taşra üniversitelerindeki irtica kadrolaşmasını ortadan kaldırmak için doçent ve yardımcı doçent seçimlerinde uygulanan yöntem gözden geçirilme- lidir. Irticayla stratejik mücadeleyi öngören bu değer- lendirmelerin omurgası görüldüğü gibi eğitime otur- tuluyor. Irticacılar eğitimin önemini yıllar önce kav- radılar ve bu doğrultuda kendi hedeflerine hizmet edecek bir kuşak hazıriamak için kollan sıvadılar. Haklannı yememek gerekir, meyvelerini de aldılar. Zaten karşı karşıya kaldığımız durumun özeti bu. Milli Güvenlik Kurulu'nda eğitim dışında radyo ve televizyonlann durumu, özel kişilerin yönetimindeki camilerin işlevi, devlet kurumlan içindekı şeriatçılar da gündeme geldi. Ancak vurguladığımız gibi temel konu eğitimdi. Bu karartılığa siyasilerin de omuz ver- mesi, konuya önümüzdeki seçimler açısından de- ğil, önümüzdeki nesiller açısından bakması gereki- yor. Ne var ki, iktidann özellikle ANAP kanadından ge- len haberier bu gerekliliğin tersi yönünde yaklaşım- lar olduğunu gösteriyor. Mesut Yılmaz'ın yokluğu- nu hissen ve bedenen doldurmaya çalışan M'usta- fa Taşar. partisinin son grup toplantısında neredey- se şeriatçıların söylemini kullandı, "İrtica ile müca- dele dindar yurttaşlan ürkütmemeHdir" dedi^Öysa Taşar'ın kendisi de biliyor ki, irtica ile mücadelenin, sözünü ettiği kışilerte, kesimlerle hiç ilgisi yok. 1919'da biten Devrim Tarihi! Konu eğitimden açılmışken bu konudaki istatis- tiklerden ve son aylarda yaptığımız Anadolu gezi- lerinden satır başlan aktaralım: - Türk insanının ortalama eğitimi 3 yıllık. - Sürmekte olan temel eğitimin içeriği 8 yılı dol- duracak düzeyde değil. - Pek çok Anadolu köyü ve kasabasındaki okul- lar 2 ya da 3 sınıflık. Kiminde bütün sınıflar aynı sı- nıfta ders yapıyor. Altyapı böyle olursa eğitimi de- ğil 8 yıl, 18 yıla da çıkarsanız.. istenilen sonucu ala- mazsınız. - Okullardaki öğrencilerin yanı sıra öğretmenle- rin de aynca değeriendirmeye alınması gerekiyor. öğretmen yetiştiren okullan ayn bir yazı konusu ya- palım. - Devrim Tarihi dersleri pekçok yerde işlevine uygun okutulmuyor. Zaman zaman gelen mektup- lara göre, pek çok öğretmen Devrim Tarihi dersini Türklerin Islamiyeti kabulünden başlatıyor. 1919'a gelince ders yılı bitmiş oluyor! lyi bir eğitimin yolsuzfuklann da panzehiri oldu- ğunu vurguladıktan sonra son sözümüzü söyleye- İim: Eğifjm sorunu çözülmezse çağdaş Türkiye giri- şimleri sepete su doldurmak olgr. balbay@cumhuriyetcom.tr ANAP, Taner'e sahip çıkmadı • Baştarafi 1. Sayfada partiler kendiiçinde tasfı- ye etmehdir'' dedi. Ta- ner'le ilgili parti içi disip- lin mekanizmalanmn şu aşamada çalıştınlmadığı- nı kaydeden Dedelek, "Partiler bir daha böyle kişileri bünyesine auna- mâhdn-'' görüşünü savun- du. Yaşar Dedelek, dün parlamentoda düzenledi- ği basın toplantısında, bankalan hortumlayan- lara dönük operasyonlar- da, hükümet kararlılığı- nın sonuç verdiğini ifade etti. Ancak, yolsuzluklar ve çetelerle mücadelenin başansınm koalisyon or- taklanndan birine mal edilmeye çalıştığmı sa- vunan Dedelek, "Oysa bu mesele tek başma ne Saym Ecevit'in, neMesut Yılmaz'm ne de Devlet Bahçeli'nin meselesidir. Hükümet tümüyle bu olayuı üzerinegttti'" dedı. Yaşar Dedelek, basm- da yer alan, Temizel'e yönelik "DiPietro''ben- zetmesinden rahatsızlığı- m da, "Evet Di Pietro da böyle bir başlangıç yap- mıstır. Ama benim de Te- mizel'inı, Tantan'ım. O- ral'ım var. Onlar daha önemli bir mücadele yü- rutüyor. Niye biz Di Piet- ro'ya benzetiyoruz, onlar bizden örnek alsın" söz- leriyle dile getirdi. Ban- kalan hortumlayanlara ilişkin başlatılan operas- yonlarla ilgili "Şu Bdcr daha iyi mücadele yapö, diğeri kötü yapü" suçla- malannın bir sonuç ver- meyeceğini belirten De- delek, "O zaman, birüe- ri debu ülkenin paralan- nı hortumlamaya devam eder" diye konuştu. Çalışan kesimlerin dü- şük ücretlerine karşın, hükümetin ekononu programını desteklediği- ni ileri süren Dedelek, ancak, 8-10 katrilyonu bulan banka hortumla- malannın yükünü taşı- mak istemediğini vurgu- ladı. Yurttaşlann, siyasetçi- lerin adlannın bu işlere kanşması nedeniyle "si- yasetçilerden soğuduğu- nu" belirten Dedelek, "Onun için kmı olursa ol- sun, benim partimden de oisa, bu tür olaylara ka- nşmış kişilerin parti yö- netimleri tarafından tas- fîje edilmesi gerekir'' gö- rüşünü dile getirdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle