Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
•4 KASIM 2000 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
•• •• r
Universiteleri merkezi denetim altma alarak özerkliğe son veren YOK hâlâ tartışılıyor
Cımtanm YOK'ü 19 yaşmdaYUSUFZÎYAAY
Tûrkiye, 12 Eylül cuntasının uni-
versiteleri merkezi denetim altma
alarak bilimsel, mali ve idari özerk-
liğine son veren, üniversitelerde
Törk-lslam sentezcilerini kadrolaş-
tıran, türbana birçok kez izin verip
bugün konjonktür gereği irticayla
mücadele eden YÖK'ü, 21. yüzyıla
girmesine karşın kaldıramadı. YOK,
19 yıldır otoriter-merkeziyetçi yapı-
sıyla yüksekögretimin özelleştiril-
mesi için çalışıych.
Demokrasi ve temel özgûrlükleri
ortadan kaldıran 12 Eylül cuntasının
karar ve yürütme organı Milli Güven-
lik Konseyi, "terörün fıdanhğT say-
dığı universiteleri zapturapt altına al-
mak için 6 Kasım 198 l'de 2547 sayı-
• Üniversitelerden 1402 sayılı yasayla uzaklaştırdığı ilerici bilim adamlan
yerine Tûrk-îslam sentezcilerini kadrolaştıran ve 19 yıl süresince üniversitelerde türbana birçok
kez izin veren YÖK, bugün konjonktür gereği irticayla mücadele ediyor. YÖK'le birlikte
fakültelerin sahip olduğu tüzel kişilik ortadan kaldınlırken öğretim ve araştırma kalitesi düşürüldü.
h Yükseköğretim Kanunu'nu çıkardı.
1961 Anayasası 'nın özerk statüye ka-
vuşturduğu üniversite ve akademile-
ri Yûksek Öğretim Kurulu'nun
(YÖK) merkezi çatısı altında topla-
yan bu yasa, ûniversite rektörlerini
doğrudan kendisıne bağlayarak geniş
yetkiler verdi.
Meşruiyeti 82 Anayasası
12 Eylül cuntasının antidemokra-
tik propaganda koşullannda halk oy-
lamasıyla kabul ettirdiği 1982 Anaya-
sası'nın 130, 131 ve 132. maddele-
riyle YÖK'e meşruiyet kazandmldı.
YÖK'le birlikte fakültelerin sahıp ol-
duğu tüzel kişilik ortadan kaldınlır-
ken öğretim ve araştırma kalitesi dü-
şürüldü.
Cuntanın çıkardığı 1402 sayılı Sıkı-
yönetim Yasası ile ilerici bilim adam-
lannı üniversitelerden uzaklaştırarak
bunlann yerine rektörlerinin sözünden
çıkmayan, yetersiz ve Türk-tslam sen-
tezci öğretim üyelerinin getırilmesi so-
nucu bilimsel kalite geriledı. Gerici
kadrolaşma, üniversitelerde türban
krizinin yaşanmasına ve bilimin arka
plana atılmasına neden oldu.
Öğretim üyelerinin liyakata dayalı
demokratik seçimlerle idari makam-
lara getirilmesine son veren YÖK, bu
makamlara atama yoluyla uygulama-
larmı sorgulamayacak kişileri getirdi.
Amacı özelleştirme
Kuruluşunun ardmdan üniversite-
lerin özelleştirilmesi hedefiyle, plan-
lı olarak yürüyen YÖK, kurucusu
Prof.Dr. îhsan Doğramacı'nın eseri
Bilkent Üniversitesi ile vakıf üniver-
sitelerine yeşil ışık yaktı. YÖK, ku-
rulduğu yıllarda 27 olan ûniversite
sayısını, her ile bir ûniversite açma
hedefiyle günümüzde 53'ü devlet,
19'u vakıf olmak üzere 72'ye yûk-
seltti. Bu durum, altyapısı ve öğretim
elemanı yetersiz üniversitelerin varo-
lan sorunlannı gün geçtikçe daha da
büyüttü. Yetennce sanayüeşmemiş
bölgelerde açılan çok sayıda ûniver-
site, tûrban krizinin odaklandığı ku-
rumlarhaline geldi. YÖK, Fethullah
Gükn yanhlannın da Tûrkiye ve Or-
ta Asya'da kurduğu vakıf üniversite-
leriru tanıdı.
YÖK Başkam Gûrûz, konuşmala-
nnda vakıfüniversitelerinin Asya-Pa-
sifık ülkelerinde bile yûzde 80'lerde
olmasma karşm Türkiye'de yûzde
2'lerde kalmasından yakındı.
Her yıl öğrencilerin ödediği harçla-
ra büyûk oranlarda zam yapan YÖK,
harçlann daha da arttınlması girişim-
leriyle özelleştirme hedefıne ilerliyor.
KEMAL GURUZ'DEN UYARI
'Oğrenciler,
tahriklere
kapılmasın'• Kemal Gürüz, 6 Kasım Pazartesi
gününün, YÖK'ün kunüuş yıldönümü
olduğunu anımsatarak "Ülkenin haynnı
istemeyen küçük bir grup, öğrencilerimizi
tahrik etmeye çalışıyor" dedi. Bu
tahriklere izin verilmeyeceğini vurgulayan
Gürüz, rektörlere, protestolarda etkili olan
yasadışı örgütlere karşı eylem planmın yer
aldığı birer mektup verdi.
ANKARA (CumhuriyetBürosu)-
:
Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof.
Dr. Kemal Gürüz, 6 Kasım Pazartesi günü
YÖK'ün kuruluş yıldönümü nedeniyle
yapılacak protestolann "ülkenin haynnı
istemeyen küçük bir grup
1
* tarafından
düzenlendığini ileri sürdü. Gürüz, "Akhnıza
eelen ne kadar terör örgütü varsa bu işin içinde.
Oğrencilerimizin büyük çoğunluğunun bu rür
tahriklere kapılmayacağına inanıyorum" dedi.
Rektörler Komitesi, Prof.Dr. Kemal Gürüz'ün
başkanlığrnda YÖK'te toplandı. Gürüz,
rektörlere "gjzfi" damgah birer zarf verdi.
Üniversitedeki protestolarda etkili olan
yasadışı örgütlerin tek tek sıralandığı
mektupta, öğrencilerin tahriklere kapılmaması
için eylem plam sunuldu. Mektupta; protosto
eylemlerini Atatürk Üniversitesi, Malatya
Inönü, Dicle ve Fırat üniversitelerinde PKK,
Hizbullah, IBDA-C örgütlerinin; Marmara,
Istanbul, Istanbul Teknik Üniversitesi ve
Karadeniz Teknik Üniversitesi başta olmak
üzere batıdaki üniversitelerde TÎKKO ve
DHKP-C terör örgütlerinin dûzenleyebileceği
iddia edildi. YÖK Başkam Prof.Dr. Kemal
Gürüz, "Çok küçük bir grup, öğrencilerimizi
tahrik etmeye çalışıyor. Aklınıza gelen ne kadar
terör örgütü varsa bu işin içinde. Bunlar çok
yakmdan biliniyor. Kimin ne olduğu büinryor.
Sevgili oğrencilerimizin bu tahriklere
kapümayacağuıa inanıyorum" dedi.
NAYLON SERTİFİKA VERİLDİ
Marmara
Üniversitesi'nde
vurgun iddiası
• YÖK Başkanı Kemal Gürüz, Marmara
Üniversitesi'nden mezun olan
öğrencilere naylon sertifika verildiği ve
astronomik paralar alındığı iddialannın
ciddiyetle üzerine gidileceğini söyledi.
Gürüz, "Sorumlular, yargı önünde hesap
verecekler. Bundan kımsenin şüphesi
olmasın" dedi.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - YÖK,
Marmara Üniversitesi'nde öğretmenlik
sertifıkası için öğrencilerden 600 milyon lira
istendiği ve naylon sertifikalar verildiği
gerekçesiyle soruşturma başlattı. YÖK Başkanı
Prof. Dr Kemal Gürüz, "Olay çok vahim.
Sorumlular, Türk vargBi önünde hesap verecek"
dedi. YÖK Başkanı Gürüz, Marmara
Üniversitesi'nde Fen-Edebiyat Fakültesi'nden
mezun olan adaylann öğretmen olabılmek için
başvurduğu sertifika programlanyla ilgili
usulsüzlük iddialanyla ilgili olarak "istismara
son verildiğini" kaydetti. Gürüz, "Naylon
sertifikalar verildiği, astronomik paralar ahndığı,
paralann amaç dışı kullanıldığL, bundan kişisel
menfaat sağlandığı yolunda ciddi kldialar var.
Bunlann üzerine ciddiyetk gidecegiz. Henüz
tahkikat aşamasmda olduğu için daha fazla bir
şey söyleıniyorum, ama bu istismara son
verürrdştir" dedi. "Tezsiz yûksek Bsans
programlan ile 20-21 saatie öğretmen
ohınmasına son verihnjştir" diyen Gürüz, bunun
geriye dönüşü olmadığını, öğretmenlerin en iyi
şekilde yetiştirileceğini kaydetti. Kemal Gürüz,
Batılı ülkelerde olduğu gibi ortaöğretim
öğretmenlennin bundan sonra yûksek lisans
dûzeyınde yetiştinleceğıne ışaret ederek
"Bunun istismarma izin vermeyeceğiz.
Gerçekten, bir üniversitemizde çok vahim bir
otay vanhr. Yeni muttali okluk. Sorumlulan
Türk yargısı önünde hesap verecekler. Bundan
kımsenin şüphesi olmasın" dedi.
IstanbulLLsesi
Kurtuluş Savaşı
topraklannda
Istanbul Erkek Useifler Eğitim
Vakfi Özel Üköğretim Okulu tzci
ve Bando Grubu ve Istanbul Usesi
Sakarya Oymağı, Cumhuriyet
Bayramı'nı Kurtuluş Savaşı'nın
geçtiği topraklarda kutladı. Geyve
Kaymakamhk Meydanında
yapılan resmi kutlama törenlerine
kaulan grup, daha sonra milli
mücadele kahnunanı AH JFuat
Cebesoy ve onunla birtikte
mücadele verenlerin, Sakarya
Irmağf nı geçerek Anadolu'ya
utaşmak isteyen düşman güçlerini
geri püskürttüğü bölgeleri
gezdiler. Istanbul Lisesi ve İstanbul
Erkek Liseliler Eğitim Vakfi Özel
tlköğretim Okuhı ögrendleri milu
mücadele yıfianndan gelen bu
sesin, yıllar sonraya uzayacağmı ve
hiç susmayacağını söytedikr.
Siyasi partilerin kaldınlmasını istemesine karşın hükümet YÖK'ün varlığını koruyor
Özerklik sözü boIstanbul Haber Servisi -
YÖK'ün 19. yılında da varlığını
koruması, iktidardaki 57. hükü-
meti oluşturan partilerin, prog-
ramlannda yer alan ûniversite
özerkliği sözûnü tutmadıklannı
gösterdi. Programında özerklik
vaad eden hükümet ortağı DSP ve
MHP bu sözlerini tutmazken ko-
alisyonun diğer partisi ANAP,
programmda zaten özerklik kavra-
mına yer vermedi.
TBMM'deki tüm partilerin,
kaldınlmasını istemesine karşın
57. hükümet de merkeziyetçi-oto-
riter yapısıyla YÖK'ün varlığını
koruyor. YÖK konusunda hiçbir
gelişme yaşanmaması, siyasal
partilerin muhalefetteyken halka
verdikleri sözlen ıktidardayken
önemsemediklerini gösterdi.
Halen 57. hükümette koalisyon
ortağı birinci parti olan DSP, par-
ti programmda, "Ûniversite özerk-
ygıne gerçeklik kazandınrken öğ-
retim üyelerinin ve öğrencilerin,
yönetime ve program düzenleme-
lerine demokratik ve yapıa kan-
umlan sağlanacakür" diye belirt-
tiği özerklik vaadini gerçekleştir-
medi.
Koalisyon ortağı MHP de parti
programmda, "Yükseköğretim
kurumlannın ülkenin ihtiyaçlan-
na uygun şekilde stratejik anlam-
da yönlendirilmesi. mali ve idari
açıdan denetlenmesi dışında
özerktikleri güçlendirilecektir"
görüşüne yer verdi. Bu görüş,
özerklikle mali ve idari denetimin
nasıl bağdaşacağı konusunda çe-
lişki yaratırken MHP'nin iktidar-
daki koalisyonda olmasına karşın
üniversitelere özerklik verihne-
mesi de vaatlerini tutmadığmı or-
taya koydu.ANAP ise programın-
da ûniversite özerkliğinden söz et-
medi.
ARAYIŞ
TOKTAMIŞ ATEŞ
Kandırılıyoruz...
Pazar günleri evde oturmayı pek severim. Hete kış ay-
lannda; çoğu kez cuma akşamüstü girdiğim evden pa-
zartesi sabahı çikanm. Fakat önceki pazar; berbat ha-
vaya rağmen, evde oturmak zorunda kaldığımdan, müt-
hiş sıkıldım. Insanlar hertürfüsünden "yasaklara" karşı
doğal birtepki duyuyoriar...
Başta Ankara olmak üzere, kimi yerteşim birimlerimiz-
deki yerel yöneticılerin, nüfuslannı çoğattmak ya da en
azından azaltmamak konusundaki "cansiperane" ça-
balanna çok şaşırdım. Ve sonunda, kimi beldelerimiz-
deki "normal dışı" artışlar, şimdı pek çok şeyin yeni
baştan yapılmasına neden oiacak.
Fakat çok ilginç bir biçimde, hiç kimse "sonımlu" ol-
mayacak ve hiç kimse ciddi bir biçimde cezalandınlma-
yacak. Oysaki yapılan şey, "görevi suiistimal" ve bu su-
iistimali kimlerin yaptığını isim isim saptamak son de-
rece kolay. Ancak, meselenin üzerine gidilmeyecek. 2-
ra yapılan şeyin "iyi niyetli" olduğu düşünülüyor.
*••
Benzersuiistimaller, seçmen listelerinin düzenlenme-
si sırasında da yaşanmıştı ve hiçbir ciddi sonucu olma-
mışt. Herhalde anımsayanlannız vardır. Bir ülkede in-
sanlann egemenlik haklanna yapılan bu çok ciddi sal-
dınnın sorumlulannın hiçbir biçimde cezalandınlmaya-
caklannı defalarca yazmıştım. Sanıyorum zaman beni
haklı çıkardı. Oysaki yapılan şey, insanlann iradelerine
"tecavûz" idi. Ve bu hep yapılıyor...
Olmayan binalarda seçmenler saptanmıştı. Boş bir bi-
nada, birkaç yuz seçmenın olduğu yalanı belgelenmiş-
ti. Fakat bunu yapan görevliler ismen bilinmekle birlik-
te, haklannda hiçbir ciddi kovuşturma yoluna gidilme-
mişti. Birkaç kilo baklava çalan çocuklar ytllarca hapse
ablırken "oyumu çalan" ınsanlar, ellerini kollannı salta-
yarak dışanda dolaşıyorlar...
•••
Hemen her seçimden sonra, çöplüklerden oy pusu-
lalan toplanır. Kaybedenler, seçim kurullanna itiraz eder-
ler. Kimi zaman itirazlar, zamanaşımı vb. gibisinden usul
hatalanndan ötürü reddedilır. Kimi zaman da, bulunan
pusula saytsının, "seçim şonucunu etkilemeyeceği" ile-
ri sürulerek iddia reddedilir.
Oysa ki ortada bir "hile" vardır. Ve bunu yapanlar bel-
lidir. Fakat kimse bunun üzerine gitmez. Zira, "yasala-
nmo. böyledir"...
Bulunan pusulalann seçim şonucunu etkilemeyece-
ği ilen surulur. Fakat yapılmış olan hilenin, seçımin ye-
nilenmesı için bir neden oluşturduğu dıişunülmez.
Ve hep kandınlıyoruz, hep aldatılıyoruz...
• • •
Bizim öğrencilik dönemlerimizde "lise öğretmenleri",
üniversrtelerimizin fen ve edebiyat fakültelerinde yetiş-
tirilirlerdi. Hele Ankara ve Istanbul'dakı "yûksek öğret-
men okullan", Türk ortaögretiminin temel direği olan ele-
manlan yetiştirdiği gibi, bizim ûniversite öğrencisi oldu-
ğumuz dönemde, Türkiye'nin yüzünü ağartan bilim in-
sanlanndan çoğu bu kurumdan yetişmişlerdi. (Benim
babam da, halam da "yûksekmuallim"1i idiler ve bunun-
la övünürierdi. Amcam, Istanbul Üniversitesi Edebiyat
Fakültesi çıkışlı idi. Şimdi onlann tümü rahmetlL.)
Aynı dönemde, ortaokullara öğretmen yetiştirmekle
görevlendirilmiş bulunan "eğitim enstitüleri" vardı. Iki yıl-
lık bu okullar da çok ciddi eğitim kurumlanydı. Anka-
ra'da Gazi Eğitim, Istanbul'da Çapa ve diğer bazı kerrt-
lerimizdeki eğitim enstitüleri çok değerii öğretmenler
yetiştirmişlerdi. Fakat sonuç olarak, iki yıllık okullardı ve
hedefleri ortaokullara öğretmen yetiştirmek idi.
2547 sayılı YÖK çerçevesinde bu okullar, dört yıllık
eğitim fakültelerine dönuştürulduler. (Buradaki kimi öğ-
retmenler, gece yatıp sabah kalktıklannda doçent ya da
profesör oluverdiler...)
Ve her ne olursa olsun, bu kurumlanda da, çok de-
ğerli meslektaşlanmızın özveriyle çalıştıklanna eminim.
Ve gene, buralarda yetişen genç öğretmenlerimizin de-
ğerlerinden kuşku duymuyorum.
Fakat fen ve edebiyat fakültelerinde okuyan oğren-
cilerimizin durumu ne oiacak?
Eskiden bir pedagoji rJersi alarak öğretmen sıfatnı ka-
zanırlardı. Şimdi iş gitgide zorlaştınlmış?
Ne gereği var?
• • * "••• ' ''
Galiba birileri bizi sürekli kandınyor.
Ama acaba suç, kandıranda mı, kandınlanda mı?..
Cumhurbaskanı sezer, kendi kontenjanından 3 üyeyi YÖK'e gonderecek
YOK 2001'de yenffleınyor
EBRUTOKTAR
• Ocak ayında görev süreleri dolacak 7 YÖK üyesinin yeniden
seçilmemesi halinde, 2001 yılında YÖK'ün üye yapısı değişecek.
Curnhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, kendi kontenjanından
YÖK'e girecek adaylar için araştırma yapmaya başladı.
hurbaşkanı Sezer, YÖK'e kendi kon-
tenjanından üye seçmek için araştırma
yapmaya başladı. Ocak ayında görev
süreleri dolacak 7 YÖK üyesinin yeni-
den seçıfanemesi halinde, 2001 yılında
YÖK'ün üye yapısı değişecek. Daha
önce Cumhurbaskanı kontenjanından
YÖK'e giren Durmuş Yalcın ve tsma-
fl Akmahuğ'un görev süresi 2 Ocak'ta,
Prof. Dr. GündüzGökçe'nin görev sü-
resi ise 3 Mart'ta doluyor.
Ağustos aymda yagılan üniversite
atamalan sırasında YOK ile arası ge-
rilen, davet edildiği ûniversite açılış
törenlerinde YÖK'ü "demokrasinin
ANKARA - Yükseköğretim Kuru-
lu (YÖK), görevleri ocak ayında do-
lacak 7 üye nedeniyle 2001 yıünda
yeni bir profille çalışmaya hazırlanı-
yor. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet
Sezer, kendi kontenjanından YÖK'e
giren adaylann adlannın kendisine
bildirilmesini istedi.
22 üniversitenin rektörlük seçimleri
sırasında "demokratik kuraDan işlet-
mediği ve kendi yetki alanını sınırladı-
ğı" için YÖK'ün atama lıstesini geri
çeviren ve kurulla arası gerilen Cum-
TÜYAPKİtapFuanaçüdı f
mihan Talay ve bu yılld onur yazan Şükran Kurdakul tara&ndan dün akşam açddı.
Ana teması "küreseUeşme" olarak befirleDen fuarda 259 yaymevi yer alacak. 12 Ka-
sım'a kadar sfirecek olan fuarda 72 etkinKğe yaklaşık 200 yazar, sanatçı, bilim ada-
mı,gazetecivepolitikacıkonuşmaa olarak kaölacak.(Fotoğraf: SENEM ÖZTÜRK)
önündekiengel" olarak gören kurulun
görev ve yetkilerinin gözden geçiril-
mesini isteyen Cumhurbaskanı Se-
zer'in bu 3 üyeyi kendi kontenjanın-
dan yeniden atamayacağma kesin gö-
züyle bakıhyor.
Sezer, bunun ilk işaretini, geçen haf-
ta kendi kontenjanından kurula giren
üyelerin adlannın Cumhurbaşkanlı-
ğı'na bildirilmesini isteyerek gösterdi.
YÖK'ten Sezer'e gönderilen listede
ise Cumhurbaşkanlığı kontenjanınrn
yanı sıra Bakanlar Kurulu, Üniversite-
lerarası Kurul ve Genelkunnay Baş-
kanlığı kontenjanından YÖK'e giren
adaylann adlan da bildirildi.
2547 sayıh Yûksek Öğretim Yasa-
sı'na göre Yükseköğretim Kurulu;
cumhurbaşkanı tarafından rektörlük
ve öğretim üyeliğinde başanlı hizmet
yapmış profesörlere ön-
celik verihnek ûzere se-
çilen 7, Bakanlar Kuru-
lu'nca temayüz etmiş üst
düzeydeki devlet görevli-
leri ya da emeklileri ara-
sından seçilen 7, Genel-
kurmay Başkanlığı'ndan
seçilen 1, Üniversitelera-
rası Kurul'ca kurul üyesi
olmayan profesör öğre-
tim üyelerinden seçilen 7
kişi ohnak ûzere toplam
22 kişiden oluşuyor.
Ancak bu üyelerin
atanması cumhurbaşka-
nmın onayı ile kesinleşi-
yor.
Yasaya göre Cumhur-
başkam Sezer'in kendi
kontenjanından YÖK
üyesi belirleme yetkisi
yanında, Oniversitelera-
rası Kurul, Bakanlar Ku-
rulu ve Genelkurmay
Başkanlığı tarafından se-
çilen adaylan onaylama
yetkisi de bulunuyor.
Iyo Papazov &
Bulgar Düğün Orkestrası
Balık Ayhan ve Grubu
17 Kasım 2000 Cuma 19:30
Bratsch
Laço Tayfa
18 Kasım 2000 Cumartesi
Telefonla rezervasyon
B İ L E T
ıçm
1
İ * Çağrı Merkezi: (216)
1; Svıat Kûttûr MtfVezı 1^ Kuteien 4 Levent
M1620 Istinbul Tel (212) 316 00 00
BıtctJx''n ttaı bilrt i.
1; B**«i ttrafmdv
454 15 55
n karyianmaktadır
BilMix Satıs Noktaları
Mtgn>s
Soyak Sflr»o»ı
Caddebostan
Gallena ıBakırtrAyl
Maslak
Mer«r
Vakkorama
Akmerkez
Suadıye
Taksım
RaksoltV
urtaköy
Beyo^iu
Maslak ;<*^