23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 KASIM 2000 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA 17 Yalmzbk Özelleştirilen Petrol Ofisi'nden atılan 1200 işçinin arasında Petrol- Iş Sendikası şube yöneticileri, işyeri temsilcileri de bulunuyonmuş. Dahası Petrol-lş Sendikası eski Genel Başkanı Bayram Yıldınm da işten çıkarılanlar arasındaymış... -_. Bayram Yıldınm, POAŞ'taki operasyonun "sendikasızlaşt/rma "yı da içinde barındırdığı kanısında. Yıllarca sendikacılık yapmış, işçi hakları için yargılanmış, savaşım vermiş Yıldınm hüzünlü: "İşten çıkarıldığımdan bu yana kendimi çok yalnız hissediyorum." ankara kıılisi IŞLK KANSl tcom.fr. Develer tellal, pireler berber iken...Medyanın cici beyleri döktürdü: "Vızyon sahibi tonton devhmci- dir." Medya patronu, tontonun prens- lerini şirketlerine yönetici yaptı. Medyanın cici beyleri, köşelere kurulup Cumhuriyeti tartışmaya aç- tılar: "Türkiye Cumhuriyeti bitmiş- tir. Atatürk diktatördü. 1923 son- rası gelıştirilen ideoloji totaliterdir. Tam bağımsızlıkyoktur, karşılıklı ba- ğımlılık vardır." Medya patronuna devlet banka- larının musluklarından sular seller gibi kredi aktarıldı. Medyanın cici beyleri, "demok- ratik ortam yaratma" bahanesiyle yobazları ekrana taşıdılar. Medya patronu, yeniden yapı- lanma adına yeni, en yeni gazete- ler çıkardı. Medyanın cici beyleri, KlTlerin za- rarda olduğunu, kamusal olan her şeyin iflas ettiğini, özelleştirmenin nimetlerini ısrarla, iştahla yazdılar. Medya patronu, özelleştirme iha- lesine girip kamu bankasını devral- dı. Medyanın cici beyleri, ulusal sı- nırlann aşıldığını, ulus devletin aşın- dığını yineleyip durdular. Medya patronu, sınır ötesi, kıyı ötesi bağlantılar kurdu. Medyanın cici beyleri milyarlar karşılığında transfer oldular, dolar üzerinden aylık aldılar. Medya patronu, devletten dev- raldığı banka aracılığıyla devlete borç verip karşılığında yüzde 100'le- ri aşan faizleh kaptı. Medyanın cici beyleri, özelleştir- meden sorumlu idarenin başında- kilerin her söylediklerinin doğrulu- ğunu kanıtlamaya çabaladılar. Medya patronu, özelleştirmeden sorumlu idarenin başındakileri ban- kasına, holdingine genel müdür yaptı, genel müdür yardımcısı yap- tı. Medyanın cici beyleri, uluslara- rası kuruluşların Türkiye'ye tam not verdiğini, ülkenin zenginleştiğini id- dia ettiler. Medya patronu, bankasının içi- ni boşaltıp zenginleşti. Medyanın cici beyleri, serbest piyasa şampiyonluğuna soyundu- lar. Medya patronu, serbestçe ban- kayı soyup halkın sırtına yükledi. Sen sağ, ben selamet! Nerede kalmıştık? Bir varmııış, biryokmuş... Medya Holding sahibi Dinç Bil- gin'e ait Etibank ile Ceylan Hol- ding'e ait Bank Kaprtal'in batıkla- rını afiyetle üstlendik. Bu iki ban- kanın bize, kamuya, yani devlete bindirdikleri yükün 659 milyon do- lar tuttuğu söyleniyor. Acaba Eti- bank ile Bank Kapital'in rant eko- nomisi nedeniyle devlete maliyet- leri yalnızca bu kadarla mı kalıyor? Türkiye Bankalar Birliğı'nin (TBB) istatıstiklerini açtık. Etibank bölü- münü bulduk. Gördük ki; 1997'de daha devlet bankası iken Etibank'ın Hazine bo- Devleti küçültmenin yolları nosu ve devlet tahvilinden elde et- tiği geiir yalnızca 4 milyon dolar- mış. Ne zaman Etibank özelleşti- rilmiş, yani Bilgin grubuna geçmiş -1998 yılı- bu bankanın Hazine bo- nosu ve devlet tahvilinden elde et- tiği gelir bir yıl öncesine oranla tam 40 katına çıkarak 167 milyon do- lara ulaşmış. Bu rakamlar şu gerçeği ortaya çı- karıyor: 155.5 milyon dolara Bil- gin grubuna satılan Etibank, şıp diye, hemencecik, daha satışın gerçekleştiği yıl Hazine bonosu ve devlet tahvilleri aracılığıyla satış bedelini geri almakla kalmamış, bir de 12 milyon dolar düzeyinde kâr etmiş. Yani Hazine, ağızlara sakız edilen "Devlet kamburdan kurtulu- yor" yutturmacasına dayanarak gerçekleştirilen Etibank özelleştir- mesinden elde ettiği parayı fazla- sıyla geri vermiş. Gelelim, soldan sağa hangi par- ti iktidara gelirse gelsin devlet iha- lelerinin vazgeçilmez ismi olan, bu- günlerde de Kocaeli-Gebze elekt- rik dağıtım bölgesini devralmaya hazırlanan Ceylan Holding'e ait Bank Kapital'in rant ekonomisin- dennasılbeslendiğine... 1992'den 1999 yılı sonuna kadar Bank Ka- pital'in menkul kıymetler cüzdanı- na, Hazine bonosu ve devlet tah- villerinden yaklaşık 310 milyon do- lara yakın kaynak akmış. Galiba "Devletküçültülsün" slc- ganının ne anlama geldiği şimdi dahaiyianlaşılıyor... ISSIZ ODA YAZILARI VEDAT ÖZDEMİROĞLU Denizin dibinde Hatçem, demirden plaketler! Kendisine verilen 750 plake- ti denize attığını açıklayan Ke- nan Evren'e çevre cezası ge- liyormuş! Çevre Bakanı Fevzi Aytekin, "Deniz çöplük değil. Cezası 2 milyardan başlıyor. Denizi kirtetip kırietmediğini ın- celemeye aldık" demiş. Plaket- leri "beslemektense" boğma- yı tercih eden Kenan Evren, he- nüz Bakan'a bir karşılık vermiş değil. Benim de aklıma takıldı, araştırdım. Evren'in denize at- tığı plaketlerin hiç değilse bir- kaç tanesinin kimlertarafından verildiğini ortaya çıkardım! Iş- te, Evren kurbanı bir kısım pla- ket: • "Bu da Sanat mı" Alterna- tif Ressamlar Derneği • Uluslararası Idam Sehpa- sı Yapımcılan • Anti-Entelektüel Sanatkâr- lar Federasyonu • İmam-Hatip Okulları Aile Birlik Vaktı - Şükran Plaketi • Üçüncü Dünya Darbeci Ge- neraller Konseyi • Marmaris Gürbüz Yapı Ko- operatifi • Tapınak Şövalyeleri örgü- tü - Milenyum Plaketi • Orta Asya Nü Derneği • Yeşil Marmaris Büfe - Al- tın Tost Plaketi • Pantolon Askısı Üreticileri Birliği • Olağanüstü Nüfus Işlemle- ri Derneği - Idam İçin Yaş Bü- yütme özel Plaketi • Erken Yatıp Erken Kalkan- lar Bir Yumurtayı Sütle Çırpan- lar Konfederasyonu • Pinochet Sevenler Derne- • Kübizm Düşmanlan Oda- sı - Özel Vesıkalık Plaketi • Militer Anayasa Sevdalıla- n Vakfı - Ortadoğu 1982 Ptake- ti • Beyaz Saray Uyumlu Arka- daş Fan Club • Ankara Darbecileri - Yerel Plaketi • Globalizmi Güzelleştirme Vakfı • 1980 Sıkı Arkadaşlık Oda- sı - Özel Beşibiryerde Plaketi • Demagojik Politikacılar Konseyi • 20. Yüzyıl Sermaye Yanlı- ları Geliştirme Grubu • Türkiye'nin Amerikalı Düş- manlan Derneği • Çokyönlü Bireyler Vakfı - 40 Satır / 40 Katır Çelişkisi Özel Plaketi • Dünya Silah Üreticileri Ko- operatifi - Yüzbaşı Tom Miks özel Plaketi • Ankara Meçhul Değerler Borsası. 'Oğlak hemen yürüyop, bizim oğlan da yiirüsün!' "Çocuk terbiyesinin öne- mini anlamak için insan ve hayvan yavrulannın dünyaya gelişlerinde sahip olduklan özelliklere ve farklara bakmak yeter. Aşağıda bunun birkaç çarpıcı ömeğini bulacaksına. Mesela, yumurtadan yeni çıkan bir civcivin hemen yer- deki daneleri gagaladığını gö- rürsünüz. Ama, yeni doğmuş bir ço- cuğa bir lokma şiş kebap ye- diremezsiniz. 'Civciv dünya- ya ayak basar basmaz yem yedi de, bizim yavru neden kebap yemesin?' diyezoriar- sanız, çocuğunuzu öldürürsü- nüz. Çünkü çocuğunuz daha bu gıdaları yemesini bilmiyor. Önce ona yemeği öğretmek ve bu konuda terbiye etmek gerekiyor. Yine, yeni doğmuş bir ku- zunun tıpış tıpış yürüdüğünü gönürsünüz. Bu tabloya bakıp brbaba olarak,' Bu oğlak do- ğar doğmaz geziniyor da, ye- ni doğan bizim oğlan niçin gezmesin?' düşüncesiyle eve koşup, 'Hanım, oğlumu hazır- la, götürüp parkta biraz gez- direyim' derseniz, gülünç du- nıma düşer, yavrunuzun ba- caklarını kırarsınız. Onun yü- rûyebilmesi için bir iki yıllık zamana ve tecrübeye ihtiya- a vardır. Hem mesela, yuvadakikuş yavrulannın hemen nağme- ler dizdirdiğini ve annesiyle koroya katıldığını izlersiniz. Ama siz, iyi bir saz ve söz sa- natkân da olsanız; çok iyi no- ta ve usul de bilseniz, birkaç günlük çocuğunuzla birlikte şarkı söyleyemezsiniz. Çocu- ğunuzun konuşabilmesi ve şarkı söyleyebilmesi yıllar is- ter. ömekler arttırılabilir. (...) (...) Terbiye edilmeyen ve iyi eğitilmeyen insanlar, ya- şam biçimleriyle insandan çok hayvana yaklaşırlar. Bu se- bepledir ki, insan suretinde devleti soyan tilkilere, masum canlara kıyan kurtlara, güç- süzü ezen ayılara çok rastla- nır. İki ayaklı bu canavarlar yaratılış gayelerine zıt bir ha- yat sürer; cemiyetin huzur, birlik ve dirliğini bozar. O hal- de çocuğu ıslah ve insan edip, böyle canavarlıklardan koru- yan tek reçete: Eğitim ve Ter- biyedir." Üzerinde yorum yapmaya gerek olmadığını düşündü- ğüm bu muhteşem pasajı, Prof. Dr. Celalettin Atama- fıalp'in Kültür ve Eğitim Vak- fı Yayınlan'ndan çıkan "Aile- de ve Okulda Pratik Çocuk Terbiyesi ve Eğitimi Rehberi" adlı kitabından aldım. (İnsan ve Hayvan Yavrusunun Fark- lan, s.14). Koş vatandaş kooooş... Bankacılıkpekgözdeydi, 1 ko- yup 100 alınıyordu. Faizler düş- tü, bankacılık tatlı kâr alanı ol- maktan çıktı. Bankacılıkta deniz bitince, gözler bu kez enerji sek- törüne dikildi. Bir enerji dağıtım şirketini devraldınız mı, deniz ne kelime, deryalar sizin oluyor. ör- nek mi istersiniz? Enerji Bakanlığı, enerji dağıtmı- nı üstlenecek özel şirketlerle ya- pılacak sözleşmeleri hazırladı. Bir sözleşmeyi önümüze çekip dağı- tım bölgesini devralacak şirketin satacağı elektriğin tarifesini be- lirlerken hangı kalemleri dikkate alacağına gözatalım: "Şirketin satın aldığı elektrik enerjisi için ödeyeceği meblağ. Her türiü personele yapılan mas- raflarla yönetim ve denetim gi- derieri. Bina, makine ve tesisatla nakil vasıtalan ve demirbaşlann bakım ve onanmı içinyapılan mas- raflar. Vergi, resim ve harçlar; iş- letme ile ilgili olmak şartıyla em- lak, gider, istihlak ve damga ver- gisigibiayni vergi, resim ve harç- lar. Kanuni ihtiyatlar. Fonlar. Yatı- nmlar için sağlanan kredilere ait faizler, ana para ile bunlara ilişkin kurfarklan. Görev konusu işlerte, Bakanlık tarafından verilecek so- kak aydınlatması ve benzeri gö- revlerin ifa, idame ve idaresi için lüzumlu her tûrlü masraflar. Işlet- me hakkı devirbedeli. Şirketin ye- niden değehendirilmiş ödenmiş sermayesine ve piyasa koşullan- na göre makul oranda bir temet- tü. Teknik ve sermaye amortis- manlan." Koş vatandaş koooş, derya ku- zusu bunlar!.. HAYVANLAR ISMAİLGLLCEÇ igulgecdı yahoo. com KİM KİME DUM DUMA BEHÎÇAK behicak'i turk.net • M, \ CJcih reb</tyorc*n ÇtZGlLİK KÂMtL MASARACI HARBt SEMİH POROY semihporoy(q yahoo.com (KİTAf ? TARlHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 4 Kosım SON OSMANLIHPKÜMETL 1922'DE &U6ÜN,SON OSMANLI HÜKÜUETİ İSTrm £K Tİ. İSTAUStjCOAfJ SAOG/tZAM TEVFİK A4Ç/4 (SOLbAy, EKİM AYININ SOULMPA, İTkAZ PEVLGrtEÇiNDEN GEL£H BARIÇ KONFG&UJSl ÖseHİSİNİ KABUl ETK4İŞTİ. rÜRtO- YE AP/UA HAKBIC£r EDER&C, BUAlOAM MuST/V* K£- MAL P*ÇA 'Yl VE ANKAR* HUKÛMerİKII HASEADA& ETMESİ 8ÜYÜK ÖPICE yARATM/Çn. TOPLAklAAI TÜfZICtYE BÜyÛ/C MfLLET MECUSİ'NOe AÇr/CLAMALAe yAPAA/ MUSTAFA KSMAL, SAL7A- f&TTN H/LAFgTTBM AY/ZtLAAAS/AJr VE PADİÇAMJ- ĞIAJ KALO/RtLMASH/f OHERDf. >WW/ GÜ/V YASA- LAÇAN Bu KA&\RIA, l£TXAJ&UL HÜtajtJert OS /Ş~ LBI/İMİ YfrrGM/f OUJVOGDU. MSANIM TSİAM'NOB OMAYLAA/AAASWOAfJ UÇ GÜM SOHGA, SON OSUAU GÖRÜŞ EMİN GÜRSES IVIJIIicive GlobalcjHukuk Globalleşrne bir ekonomik yapılanma olarak li- beral kapitalizmin uluslararası alanda etkinliğinin art- tırılması amacıyla ortaya atılmıştı. Haziran 2000 ta- rihlı BM Genel Kurul Toplantısı nda, 1995'te 1 mil- yar olan yoksulluk sınırında yaşayanların sayısırun 2000'de 200 milyonluk bir artış göstererek 1.2 mil- yara ulaştığı açıklanmıştı. Yani yoksulluğun global- ' leşmesinde bir ilerleme sağlandığı kabul edilmek- tedir. Bu sonuçlan görmek istemeyenler bazı üst ya- pı kurumlannda (hukuk gibi) Batı ya uygun düzen- iemelerle sorunların çözüleceğine inanmaktadırlar. Batı'nın hukukunun daha adil olduğunu, ulusal hu- kukun haklarımızı yeterince korumadığını ifade edenler, içeride çare aramak varken emperyalizmin demokrasi maskeli temsılcilerinden medet ummak- tadırlar. Bretton Woods (1944) sistemiyle getirilen, 1970'ler- deki mali-ekonomik krizle daralan pazarların yeni- den inşaı sürecı 1994'te GATT'ın Dünya Ticaret Ör- gütü'ne dönüştürülmesiyle yeni bir mecraya so- kulmaya ve sıstem revize edilerek güçlendinlmeye çalışılıyor. Dünya Ticaret Örgütü'nün global banka- Iara ve şirketlere ekstra imkanlar sağlamak için ulu- sal kurumlan ve hukuk yapılarını etkisiz kılma ça- balan sürmektedir. Mant'ın 150 yıl önce Komünist Manifesto'da ifade ettiği, sermayeninyenipazahar bulmak zorunda olduğu tespiti halen gündemde- dir. Bunu sağlamak için gerekli olan hukuksal ya- pılanmalar ıçın düzenleme çabaları sürüyor. Globalci hukukun en önernli temsilcılerınden olan Uluslararası Af Örgütü, hükümetlerin uygulamala- rı konusunda vaaz verirken adalet sözüne sığınıyor. Arkasında ise adaletin sağlanması için müdahale (insani!) talebi geliyor. Emperyalizrnin çok alterna- tifli müdahale yöntemleri, yerli işbirlikçiler aracılı- ğıyla kolaylaştırılıyor. Hukuk ihlallerinin, uluslarara- sı sistemin adil olmayan yapısıyla ilişkisi sorgulan- mıyor. Uluslararası hukuk kurallarının, merkezi, geliş- miş ülkelerin çıkarlarına uygun olarak yine kendı- lerince şekillendirildiği bilinmektedir. Buna rağmen merkezi ülkeler kendi kurallarını demokratikleşme maskesıyle çevredeki gelişmekte olan ülkelere sat- makta pek zorlanmamaktadırlar. Bunu yapmak için ise çevre ülkelerdekı "Post-Marksist NGO entelek- tüelleri" başta olmak üzere hukukla ilgili kuruluş- larla işbirliğıne öncelik vermektedirler. Bizde bazı hukukçulann Batı'nın hukuk normla- rını tannsallaştırması bu çabayı kolaylaştırmakta- dır. Bu arada hak ve adaletten etnik hakları anla- yanlann, insan hakları gibi kuruluşların bazı yöne- ticilerinin Almanya gibi ülkelerde bilgisi olmadığı konularda Türkiye'yı eleştırerek şirin görünmeye çalışmaları emperyalizmin değirmenine su taşıya- rak onun moral olarak rehabıiıte edilmesi çabası- na katılmaktadtrlar. Istanbul Barosu seçimleri pazar günü (yarın) ya- pılacak. Istanbul Şarosu'nun Türkiye ile ilgili iç ye dış gelişmelerde önemlı bir işlevi vardır. Kapitaliz- min globalleşmesini, insanımıza, adil bir global hu- kukun bu gelişmeyi takıp edeceği şeklinde sunma- ya çalışan bazı hukukçuların ye ilgili kuruluş tem- silcılerinin bu çabalarıyla ışbirlikçılik görevlerıni na- sıl yaptıkları görülmektedir. Merkezi ülkelerin ülke- mizi teftişe gelen komiserlerine bilerek ya da bil- meyerek böyle bir imkân saölayan hukukçuların verdikleri ve yerecekleri zararTarın asgariye ındiril- mesi için millicilerin barolarda etkin çaba göster- mesi gerekir. Istanbul Barosu seçimlerine, özellikle 1968-70 dö- neminden tanıdığımız avukat Kâzım Kolcuoğ- lu'nun öncülüğünae katılan Çaödaş Avukatlar Gru- bu'nun çalışma programında Atatürk ilke ye dev- rimlerinin, anti-emperyalıst dünya görüsünün yaşa- ma geçirilmesinin baroda yaygınlaştırılmasına ça- lışılacağı, merkezi ülkelerin baş temsilcileri olan ço- kuluslu şirketlerin tahkim gibi uluslararası dayatma- lanna karşı mücadelede eğitim ve aydınlatma ça- lışmalannın sürdürüleceği ve cumhuriyetin temel ka- zanımlarına sahip çıkmaya devam edileceği belir- tilmektedir. Bu program desteklenmelidir. Milliciler adil olandan yana tavır alanlardır. Onlar tek tek olayların yanında adaletsizliklere karşı mü- cadelede uluslararası sistemin yapısını sorgula- makla işe başlarlar. En büyük adaletsizliğin yoksul- luk olduğunu her defasında vurgulayanlar gerçek adalet ve ilerlemenin sağlanmasına katkıda bulu- nabilirlerancak. Uluslararası kapitalizmin kendi ko- şullarını dayatmak anlamına da gelen globalci hu- kukun adalet anlayışına karşı, insanlann adil bir şe- kilde yaşamalarının yollarını gösteren millıci bir hu- kuk anlayışını etkin Kilmalıyız. Sayın Ismail Cem'e not: Bakû'da kurulu "Azer- baycap Türk Sanayici ve Işadamlan Beynelhalk Ce- miyeti" Bakû Büyükelçiliğimizin kendilerini dışladı- ğını ye ekonomik faaliyetlerinde yardımcı olmayı red- dettiğini bildirdiler. Sayın Cem göreye geldiğinde, Batılı gelişmiş sanayi ülkelerinin büyukelçilerinin kendi ülke çıkarlanna uygun olan ticari faaliyetleri desteklediklerini, bizim üışişleri'nin de bü tutum içinde olacağını rfade etmiştı. Kafkasya'da hertür- lü zorluğa rağmen çaba gösteren Türk sanayicile- rinin desteklenmemesinin amacı nedir? E-mail: emingurses(S yahoo.com Fax: 0212 513 85 95 BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDANSAĞA: 1/ Alanya ya- kmlanndakı ünlükumsal.2/ Tavır, davra- nış...Baçoban. 3/ Vladimir 4 Nabokov'un, fılme de akta- nlmış ünlü ro- " manı... Satranç- 7 tabirtaş. 4/Bır „ çeşitsinek...Bır borcun öden- 9 1 2 3 4 5 6 7 8 9 mesı ıçın gos- terilen sûre. 5/ Siper- siz şapka... Benzerle- ' nnden üstün olan. 6/ 2 Çıt, perde... Hammad- 3 deyı ışleyıp mal üret- 4 me. 7/ Esknm sporun- 5 da kullanılan bır kılıç... Tanntanımaz 8/Bir sa- nat yapıtının "güzel olan" yanını belirten sözcük. 9/Düzenli ola- rak ekım yapılan arazı... Tellür elementının sungesı. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Kıyma ve bulgurla yapılan bu- çeşıt köfte. 2/ Ku- maş kenanna makıneyle yapılan sık sürfile dikişı. 3/ Kesim hayvanlannın ticaretinı yapan kimse.. Dâhı. 4/ "Hasan Âli —": Çevirmen ve yazarumz... Asya'da bır ülke. 5/ Tabaka... Işçi. 6/ Marmara Denizi'nde tuns- tik bir ada... "Yaydan kopan — gıbı kanat actım de- nne / Kapanmak ıstiyorum bu hızla dizlerine" (F.N. Çamlıbel). II Kuzu sesı... Sulannı bır denize ya da gö- le gönderen bölge. 8/ Şeriat mahkemesı yargıcı. 9/ "Hı- le, tuzak" anlamında argo sözcük.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle