Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
4 KASIM 2000 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
17
Yalmzbk
Özelleştirilen Petrol
Ofisi'nden atılan 1200
işçinin arasında Petrol-
Iş Sendikası şube
yöneticileri, işyeri
temsilcileri de
bulunuyonmuş. Dahası
Petrol-lş Sendikası eski
Genel Başkanı Bayram
Yıldınm da işten
çıkarılanlar
arasındaymış... -_.
Bayram Yıldınm,
POAŞ'taki operasyonun
"sendikasızlaşt/rma "yı
da içinde barındırdığı
kanısında. Yıllarca
sendikacılık yapmış,
işçi hakları için
yargılanmış, savaşım
vermiş Yıldınm
hüzünlü:
"İşten çıkarıldığımdan
bu yana kendimi çok
yalnız hissediyorum."
ankara kıılisi IŞLK KANSl
tcom.fr.
Develer tellal, pireler berber iken...Medyanın cici beyleri döktürdü:
"Vızyon sahibi tonton devhmci-
dir."
Medya patronu, tontonun prens-
lerini şirketlerine yönetici yaptı.
Medyanın cici beyleri, köşelere
kurulup Cumhuriyeti tartışmaya aç-
tılar: "Türkiye Cumhuriyeti bitmiş-
tir. Atatürk diktatördü. 1923 son-
rası gelıştirilen ideoloji totaliterdir.
Tam bağımsızlıkyoktur, karşılıklı ba-
ğımlılık vardır."
Medya patronuna devlet banka-
larının musluklarından sular seller
gibi kredi aktarıldı.
Medyanın cici beyleri, "demok-
ratik ortam yaratma" bahanesiyle
yobazları ekrana taşıdılar.
Medya patronu, yeniden yapı-
lanma adına yeni, en yeni gazete-
ler çıkardı.
Medyanın cici beyleri, KlTlerin za-
rarda olduğunu, kamusal olan her
şeyin iflas ettiğini, özelleştirmenin
nimetlerini ısrarla, iştahla yazdılar.
Medya patronu, özelleştirme iha-
lesine girip kamu bankasını devral-
dı.
Medyanın cici beyleri, ulusal sı-
nırlann aşıldığını, ulus devletin aşın-
dığını yineleyip durdular.
Medya patronu, sınır ötesi, kıyı
ötesi bağlantılar kurdu.
Medyanın cici beyleri milyarlar
karşılığında transfer oldular, dolar
üzerinden aylık aldılar.
Medya patronu, devletten dev-
raldığı banka aracılığıyla devlete
borç verip karşılığında yüzde 100'le-
ri aşan faizleh kaptı.
Medyanın cici beyleri, özelleştir-
meden sorumlu idarenin başında-
kilerin her söylediklerinin doğrulu-
ğunu kanıtlamaya çabaladılar.
Medya patronu, özelleştirmeden
sorumlu idarenin başındakileri ban-
kasına, holdingine genel müdür
yaptı, genel müdür yardımcısı yap-
tı.
Medyanın cici beyleri, uluslara-
rası kuruluşların Türkiye'ye tam not
verdiğini, ülkenin zenginleştiğini id-
dia ettiler.
Medya patronu, bankasının içi-
ni boşaltıp zenginleşti.
Medyanın cici beyleri, serbest
piyasa şampiyonluğuna soyundu-
lar.
Medya patronu, serbestçe ban-
kayı soyup halkın sırtına yükledi.
Sen sağ, ben selamet!
Nerede kalmıştık? Bir varmııış,
biryokmuş...
Medya Holding sahibi Dinç Bil-
gin'e ait Etibank ile Ceylan Hol-
ding'e ait Bank Kaprtal'in batıkla-
rını afiyetle üstlendik. Bu iki ban-
kanın bize, kamuya, yani devlete
bindirdikleri yükün 659 milyon do-
lar tuttuğu söyleniyor. Acaba Eti-
bank ile Bank Kapital'in rant eko-
nomisi nedeniyle devlete maliyet-
leri yalnızca bu kadarla mı kalıyor?
Türkiye Bankalar Birliğı'nin (TBB)
istatıstiklerini açtık. Etibank bölü-
münü bulduk.
Gördük ki; 1997'de daha devlet
bankası iken Etibank'ın Hazine bo-
Devleti küçültmenin yolları
nosu ve devlet tahvilinden elde et-
tiği geiir yalnızca 4 milyon dolar-
mış. Ne zaman Etibank özelleşti-
rilmiş, yani Bilgin grubuna geçmiş
-1998 yılı- bu bankanın Hazine bo-
nosu ve devlet tahvilinden elde et-
tiği gelir bir yıl öncesine oranla tam
40 katına çıkarak 167 milyon do-
lara ulaşmış.
Bu rakamlar şu gerçeği ortaya çı-
karıyor: 155.5 milyon dolara Bil-
gin grubuna satılan Etibank, şıp
diye, hemencecik, daha satışın
gerçekleştiği yıl Hazine bonosu ve
devlet tahvilleri aracılığıyla satış
bedelini geri almakla kalmamış, bir
de 12 milyon dolar düzeyinde kâr
etmiş. Yani Hazine, ağızlara sakız
edilen "Devlet kamburdan kurtulu-
yor" yutturmacasına dayanarak
gerçekleştirilen Etibank özelleştir-
mesinden elde ettiği parayı fazla-
sıyla geri vermiş.
Gelelim, soldan sağa hangi par-
ti iktidara gelirse gelsin devlet iha-
lelerinin vazgeçilmez ismi olan, bu-
günlerde de Kocaeli-Gebze elekt-
rik dağıtım bölgesini devralmaya
hazırlanan Ceylan Holding'e ait
Bank Kapital'in rant ekonomisin-
dennasılbeslendiğine... 1992'den
1999 yılı sonuna kadar Bank Ka-
pital'in menkul kıymetler cüzdanı-
na, Hazine bonosu ve devlet tah-
villerinden yaklaşık 310 milyon do-
lara yakın kaynak akmış.
Galiba "Devletküçültülsün" slc-
ganının ne anlama geldiği şimdi
dahaiyianlaşılıyor...
ISSIZ ODA YAZILARI
VEDAT ÖZDEMİROĞLU
Denizin dibinde Hatçem,
demirden plaketler!
Kendisine verilen 750 plake-
ti denize attığını açıklayan Ke-
nan Evren'e çevre cezası ge-
liyormuş! Çevre Bakanı Fevzi
Aytekin, "Deniz çöplük değil.
Cezası 2 milyardan başlıyor.
Denizi kirtetip kırietmediğini ın-
celemeye aldık" demiş. Plaket-
leri "beslemektense" boğma-
yı tercih eden Kenan Evren, he-
nüz Bakan'a bir karşılık vermiş
değil. Benim de aklıma takıldı,
araştırdım. Evren'in denize at-
tığı plaketlerin hiç değilse bir-
kaç tanesinin kimlertarafından
verildiğini ortaya çıkardım! Iş-
te, Evren kurbanı bir kısım pla-
ket:
• "Bu da Sanat mı" Alterna-
tif Ressamlar Derneği
• Uluslararası Idam Sehpa-
sı Yapımcılan
• Anti-Entelektüel Sanatkâr-
lar Federasyonu
• İmam-Hatip Okulları Aile
Birlik Vaktı - Şükran Plaketi
• Üçüncü Dünya Darbeci Ge-
neraller Konseyi
• Marmaris Gürbüz Yapı Ko-
operatifi
• Tapınak Şövalyeleri örgü-
tü - Milenyum Plaketi
• Orta Asya Nü Derneği
• Yeşil Marmaris Büfe - Al-
tın Tost Plaketi
• Pantolon Askısı Üreticileri
Birliği
• Olağanüstü Nüfus Işlemle-
ri Derneği - Idam İçin Yaş Bü-
yütme özel Plaketi
• Erken Yatıp Erken Kalkan-
lar Bir Yumurtayı Sütle Çırpan-
lar Konfederasyonu
• Pinochet Sevenler Derne-
• Kübizm Düşmanlan Oda-
sı - Özel Vesıkalık Plaketi
• Militer Anayasa Sevdalıla-
n Vakfı - Ortadoğu 1982 Ptake-
ti
• Beyaz Saray Uyumlu Arka-
daş Fan Club
• Ankara Darbecileri - Yerel
Plaketi
• Globalizmi Güzelleştirme
Vakfı
• 1980 Sıkı Arkadaşlık Oda-
sı - Özel Beşibiryerde Plaketi
• Demagojik Politikacılar
Konseyi
• 20. Yüzyıl Sermaye Yanlı-
ları Geliştirme Grubu
• Türkiye'nin Amerikalı Düş-
manlan Derneği
• Çokyönlü Bireyler Vakfı - 40
Satır / 40 Katır Çelişkisi Özel
Plaketi
• Dünya Silah Üreticileri Ko-
operatifi - Yüzbaşı Tom Miks
özel Plaketi
• Ankara Meçhul Değerler
Borsası.
'Oğlak hemen yürüyop,
bizim oğlan da yiirüsün!'
"Çocuk terbiyesinin öne-
mini anlamak için insan ve
hayvan yavrulannın dünyaya
gelişlerinde sahip olduklan
özelliklere ve farklara bakmak
yeter. Aşağıda bunun birkaç
çarpıcı ömeğini bulacaksına.
Mesela, yumurtadan yeni
çıkan bir civcivin hemen yer-
deki daneleri gagaladığını gö-
rürsünüz.
Ama, yeni doğmuş bir ço-
cuğa bir lokma şiş kebap ye-
diremezsiniz. 'Civciv dünya-
ya ayak basar basmaz yem
yedi de, bizim yavru neden
kebap yemesin?' diyezoriar-
sanız, çocuğunuzu öldürürsü-
nüz. Çünkü çocuğunuz daha
bu gıdaları yemesini bilmiyor.
Önce ona yemeği öğretmek
ve bu konuda terbiye etmek
gerekiyor.
Yine, yeni doğmuş bir ku-
zunun tıpış tıpış yürüdüğünü
gönürsünüz. Bu tabloya bakıp
brbaba olarak,' Bu oğlak do-
ğar doğmaz geziniyor da, ye-
ni doğan bizim oğlan niçin
gezmesin?' düşüncesiyle eve
koşup, 'Hanım, oğlumu hazır-
la, götürüp parkta biraz gez-
direyim' derseniz, gülünç du-
nıma düşer, yavrunuzun ba-
caklarını kırarsınız. Onun yü-
rûyebilmesi için bir iki yıllık
zamana ve tecrübeye ihtiya-
a vardır.
Hem mesela, yuvadakikuş
yavrulannın hemen nağme-
ler dizdirdiğini ve annesiyle
koroya katıldığını izlersiniz.
Ama siz, iyi bir saz ve söz sa-
natkân da olsanız; çok iyi no-
ta ve usul de bilseniz, birkaç
günlük çocuğunuzla birlikte
şarkı söyleyemezsiniz. Çocu-
ğunuzun konuşabilmesi ve
şarkı söyleyebilmesi yıllar is-
ter.
ömekler arttırılabilir. (...)
(...) Terbiye edilmeyen ve
iyi eğitilmeyen insanlar, ya-
şam biçimleriyle insandan çok
hayvana yaklaşırlar. Bu se-
bepledir ki, insan suretinde
devleti soyan tilkilere, masum
canlara kıyan kurtlara, güç-
süzü ezen ayılara çok rastla-
nır. İki ayaklı bu canavarlar
yaratılış gayelerine zıt bir ha-
yat sürer; cemiyetin huzur,
birlik ve dirliğini bozar. O hal-
de çocuğu ıslah ve insan edip,
böyle canavarlıklardan koru-
yan tek reçete: Eğitim ve Ter-
biyedir."
Üzerinde yorum yapmaya
gerek olmadığını düşündü-
ğüm bu muhteşem pasajı,
Prof. Dr. Celalettin Atama-
fıalp'in Kültür ve Eğitim Vak-
fı Yayınlan'ndan çıkan "Aile-
de ve Okulda Pratik Çocuk
Terbiyesi ve Eğitimi Rehberi"
adlı kitabından aldım. (İnsan
ve Hayvan Yavrusunun Fark-
lan, s.14).
Koş vatandaş
kooooş...
Bankacılıkpekgözdeydi, 1 ko-
yup 100 alınıyordu. Faizler düş-
tü, bankacılık tatlı kâr alanı ol-
maktan çıktı. Bankacılıkta deniz
bitince, gözler bu kez enerji sek-
törüne dikildi. Bir enerji dağıtım
şirketini devraldınız mı, deniz ne
kelime, deryalar sizin oluyor. ör-
nek mi istersiniz?
Enerji Bakanlığı, enerji dağıtmı-
nı üstlenecek özel şirketlerle ya-
pılacak sözleşmeleri hazırladı. Bir
sözleşmeyi önümüze çekip dağı-
tım bölgesini devralacak şirketin
satacağı elektriğin tarifesini be-
lirlerken hangı kalemleri dikkate
alacağına gözatalım:
"Şirketin satın aldığı elektrik
enerjisi için ödeyeceği meblağ.
Her türiü personele yapılan mas-
raflarla yönetim ve denetim gi-
derieri. Bina, makine ve tesisatla
nakil vasıtalan ve demirbaşlann
bakım ve onanmı içinyapılan mas-
raflar. Vergi, resim ve harçlar; iş-
letme ile ilgili olmak şartıyla em-
lak, gider, istihlak ve damga ver-
gisigibiayni vergi, resim ve harç-
lar. Kanuni ihtiyatlar. Fonlar. Yatı-
nmlar için sağlanan kredilere ait
faizler, ana para ile bunlara ilişkin
kurfarklan. Görev konusu işlerte,
Bakanlık tarafından verilecek so-
kak aydınlatması ve benzeri gö-
revlerin ifa, idame ve idaresi için
lüzumlu her tûrlü masraflar. Işlet-
me hakkı devirbedeli. Şirketin ye-
niden değehendirilmiş ödenmiş
sermayesine ve piyasa koşullan-
na göre makul oranda bir temet-
tü. Teknik ve sermaye amortis-
manlan."
Koş vatandaş koooş, derya ku-
zusu bunlar!..
HAYVANLAR ISMAİLGLLCEÇ igulgecdı yahoo. com
KİM KİME DUM DUMA BEHÎÇAK behicak'i turk.net
• M, \ CJcih reb</tyorc*n
ÇtZGlLİK KÂMtL MASARACI
HARBt SEMİH POROY semihporoy(q yahoo.com
(KİTAf ?
TARlHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 4 Kosım
SON OSMANLIHPKÜMETL
1922'DE &U6ÜN,SON OSMANLI HÜKÜUETİ İSTrm £K
Tİ. İSTAUStjCOAfJ SAOG/tZAM TEVFİK A4Ç/4 (SOLbAy, EKİM
AYININ SOULMPA, İTkAZ PEVLGrtEÇiNDEN GEL£H
BARIÇ KONFG&UJSl ÖseHİSİNİ KABUl ETK4İŞTİ. rÜRtO-
YE AP/UA HAKBIC£r EDER&C, BUAlOAM MuST/V* K£-
MAL P*ÇA 'Yl VE ANKAR* HUKÛMerİKII HASEADA&
ETMESİ 8ÜYÜK ÖPICE yARATM/Çn.
TOPLAklAAI TÜfZICtYE BÜyÛ/C MfLLET MECUSİ'NOe
AÇr/CLAMALAe yAPAA/ MUSTAFA KSMAL, SAL7A-
f&TTN H/LAFgTTBM AY/ZtLAAAS/AJr VE PADİÇAMJ-
ĞIAJ KALO/RtLMASH/f OHERDf. >WW/ GÜ/V YASA-
LAÇAN Bu KA&\RIA, l£TXAJ&UL HÜtajtJert OS /Ş~
LBI/İMİ YfrrGM/f OUJVOGDU. MSANIM TSİAM'NOB
OMAYLAA/AAASWOAfJ UÇ GÜM SOHGA, SON OSUAU
GÖRÜŞ
EMİN GÜRSES
IVIJIIicive GlobalcjHukuk
Globalleşrne bir ekonomik yapılanma olarak li-
beral kapitalizmin uluslararası alanda etkinliğinin art-
tırılması amacıyla ortaya atılmıştı. Haziran 2000 ta-
rihlı BM Genel Kurul Toplantısı nda, 1995'te 1 mil-
yar olan yoksulluk sınırında yaşayanların sayısırun
2000'de 200 milyonluk bir artış göstererek 1.2 mil-
yara ulaştığı açıklanmıştı. Yani yoksulluğun global- '
leşmesinde bir ilerleme sağlandığı kabul edilmek-
tedir. Bu sonuçlan görmek istemeyenler bazı üst ya-
pı kurumlannda (hukuk gibi) Batı ya uygun düzen-
iemelerle sorunların çözüleceğine inanmaktadırlar.
Batı'nın hukukunun daha adil olduğunu, ulusal hu-
kukun haklarımızı yeterince korumadığını ifade
edenler, içeride çare aramak varken emperyalizmin
demokrasi maskeli temsılcilerinden medet ummak-
tadırlar.
Bretton Woods (1944) sistemiyle getirilen, 1970'ler-
deki mali-ekonomik krizle daralan pazarların yeni-
den inşaı sürecı 1994'te GATT'ın Dünya Ticaret Ör-
gütü'ne dönüştürülmesiyle yeni bir mecraya so-
kulmaya ve sıstem revize edilerek güçlendinlmeye
çalışılıyor. Dünya Ticaret Örgütü'nün global banka-
Iara ve şirketlere ekstra imkanlar sağlamak için ulu-
sal kurumlan ve hukuk yapılarını etkisiz kılma ça-
balan sürmektedir. Mant'ın 150 yıl önce Komünist
Manifesto'da ifade ettiği, sermayeninyenipazahar
bulmak zorunda olduğu tespiti halen gündemde-
dir. Bunu sağlamak için gerekli olan hukuksal ya-
pılanmalar ıçın düzenleme çabaları sürüyor.
Globalci hukukun en önernli temsilcılerınden olan
Uluslararası Af Örgütü, hükümetlerin uygulamala-
rı konusunda vaaz verirken adalet sözüne sığınıyor.
Arkasında ise adaletin sağlanması için müdahale
(insani!) talebi geliyor. Emperyalizrnin çok alterna-
tifli müdahale yöntemleri, yerli işbirlikçiler aracılı-
ğıyla kolaylaştırılıyor. Hukuk ihlallerinin, uluslarara-
sı sistemin adil olmayan yapısıyla ilişkisi sorgulan-
mıyor.
Uluslararası hukuk kurallarının, merkezi, geliş-
miş ülkelerin çıkarlarına uygun olarak yine kendı-
lerince şekillendirildiği bilinmektedir. Buna rağmen
merkezi ülkeler kendi kurallarını demokratikleşme
maskesıyle çevredeki gelişmekte olan ülkelere sat-
makta pek zorlanmamaktadırlar. Bunu yapmak için
ise çevre ülkelerdekı "Post-Marksist NGO entelek-
tüelleri" başta olmak üzere hukukla ilgili kuruluş-
larla işbirliğıne öncelik vermektedirler.
Bizde bazı hukukçulann Batı'nın hukuk normla-
rını tannsallaştırması bu çabayı kolaylaştırmakta-
dır. Bu arada hak ve adaletten etnik hakları anla-
yanlann, insan hakları gibi kuruluşların bazı yöne-
ticilerinin Almanya gibi ülkelerde bilgisi olmadığı
konularda Türkiye'yı eleştırerek şirin görünmeye
çalışmaları emperyalizmin değirmenine su taşıya-
rak onun moral olarak rehabıiıte edilmesi çabası-
na katılmaktadtrlar.
Istanbul Barosu seçimleri pazar günü (yarın) ya-
pılacak. Istanbul Şarosu'nun Türkiye ile ilgili iç ye
dış gelişmelerde önemlı bir işlevi vardır. Kapitaliz-
min globalleşmesini, insanımıza, adil bir global hu-
kukun bu gelişmeyi takıp edeceği şeklinde sunma-
ya çalışan bazı hukukçuların ye ilgili kuruluş tem-
silcılerinin bu çabalarıyla ışbirlikçılik görevlerıni na-
sıl yaptıkları görülmektedir. Merkezi ülkelerin ülke-
mizi teftişe gelen komiserlerine bilerek ya da bil-
meyerek böyle bir imkân saölayan hukukçuların
verdikleri ve yerecekleri zararTarın asgariye ındiril-
mesi için millicilerin barolarda etkin çaba göster-
mesi gerekir.
Istanbul Barosu seçimlerine, özellikle 1968-70 dö-
neminden tanıdığımız avukat Kâzım Kolcuoğ-
lu'nun öncülüğünae katılan Çaödaş Avukatlar Gru-
bu'nun çalışma programında Atatürk ilke ye dev-
rimlerinin, anti-emperyalıst dünya görüsünün yaşa-
ma geçirilmesinin baroda yaygınlaştırılmasına ça-
lışılacağı, merkezi ülkelerin baş temsilcileri olan ço-
kuluslu şirketlerin tahkim gibi uluslararası dayatma-
lanna karşı mücadelede eğitim ve aydınlatma ça-
lışmalannın sürdürüleceği ve cumhuriyetin temel ka-
zanımlarına sahip çıkmaya devam edileceği belir-
tilmektedir. Bu program desteklenmelidir.
Milliciler adil olandan yana tavır alanlardır. Onlar
tek tek olayların yanında adaletsizliklere karşı mü-
cadelede uluslararası sistemin yapısını sorgula-
makla işe başlarlar. En büyük adaletsizliğin yoksul-
luk olduğunu her defasında vurgulayanlar gerçek
adalet ve ilerlemenin sağlanmasına katkıda bulu-
nabilirlerancak. Uluslararası kapitalizmin kendi ko-
şullarını dayatmak anlamına da gelen globalci hu-
kukun adalet anlayışına karşı, insanlann adil bir şe-
kilde yaşamalarının yollarını gösteren millıci bir hu-
kuk anlayışını etkin Kilmalıyız.
Sayın Ismail Cem'e not: Bakû'da kurulu "Azer-
baycap Türk Sanayici ve Işadamlan Beynelhalk Ce-
miyeti" Bakû Büyükelçiliğimizin kendilerini dışladı-
ğını ye ekonomik faaliyetlerinde yardımcı olmayı red-
dettiğini bildirdiler. Sayın Cem göreye geldiğinde,
Batılı gelişmiş sanayi ülkelerinin büyukelçilerinin
kendi ülke çıkarlanna uygun olan ticari faaliyetleri
desteklediklerini, bizim üışişleri'nin de bü tutum
içinde olacağını rfade etmiştı. Kafkasya'da hertür-
lü zorluğa rağmen çaba gösteren Türk sanayicile-
rinin desteklenmemesinin amacı nedir?
E-mail: emingurses(S yahoo.com
Fax: 0212 513 85 95
BULMACA SEDAT YAŞAYAN
SOLDANSAĞA:
1/ Alanya ya-
kmlanndakı
ünlükumsal.2/
Tavır, davra-
nış...Baçoban.
3/ Vladimir 4
Nabokov'un,
fılme de akta-
nlmış ünlü ro- "
manı... Satranç- 7
tabirtaş. 4/Bır „
çeşitsinek...Bır
borcun öden- 9
1 2 3 4 5 6 7 8 9
mesı ıçın gos-
terilen sûre. 5/ Siper-
siz şapka... Benzerle- '
nnden üstün olan. 6/ 2
Çıt, perde... Hammad- 3
deyı ışleyıp mal üret- 4
me. 7/ Esknm sporun- 5
da kullanılan bır kılıç...
Tanntanımaz 8/Bir sa-
nat yapıtının "güzel
olan" yanını belirten
sözcük. 9/Düzenli ola-
rak ekım yapılan arazı... Tellür elementının sungesı.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Kıyma ve bulgurla yapılan bu- çeşıt köfte. 2/ Ku-
maş kenanna makıneyle yapılan sık sürfile dikişı. 3/
Kesim hayvanlannın ticaretinı yapan kimse.. Dâhı. 4/
"Hasan Âli —": Çevirmen ve yazarumz... Asya'da bır
ülke. 5/ Tabaka... Işçi. 6/ Marmara Denizi'nde tuns-
tik bir ada... "Yaydan kopan — gıbı kanat actım de-
nne / Kapanmak ıstiyorum bu hızla dizlerine" (F.N.
Çamlıbel). II Kuzu sesı... Sulannı bır denize ya da gö-
le gönderen bölge. 8/ Şeriat mahkemesı yargıcı. 9/ "Hı-
le, tuzak" anlamında argo sözcük.