25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 KASIM 2000 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA DİZl 17 AH ŞU OSMANLILAR - 3 DEMtRTAŞ CEYHUN veııışııı ilk aretleriXIX. yüzyılda ise, bu kez de, II. Mahmud'la başlayan Batüılaşma girişimleri önü ardı fazla hesaplanmadan hızla bütûn alanlara yaygınlaştırıldığı için mi lmparatorluk sona doğru önlenemez bir düşüşe geçmiştir, yoksa Osmanh ulemasının ve münevverlerinin çağdaşlaşmayı Islami şeriatla bütünleştirmeye çahşmalan mı kendılığinden bu eğik dûzeye düşülmesine yol açmıştır? Galiba, hâlâgeçmişe sürekli kendi gözlük- lerimizle baktığımız için, Osmanlıyı gerçekten tanırruyoruz. Oysa, başka kim olabilır ki Osmanlı? Elbette biziz. Ve galiba hiç kuşku yok ki, Osmanlıyı yeterince inceleyip tanımadan, bugûn kendi kimliğimizi tam olarak kavrayabilmemiz de olanaksızdır kesinlikle. Ancak, burada hemen şunu da belirtelim ki, bugûnkü Anadolulu kimliğimizi bütûn gerçekliğiyle kavrayabilmemiz için, bizce Osmanlı tanhıni iki bölûme ayırarak ele almak da zorunlu olsa gerektir. Çünkü, kuruluşundan XIX. yûzyıla kadarki Osmanh tarihi, lmparatorluk XVII. yûzyıldan itibaren gerileme dönemine de girmiş olsa, hiç kuşku yok ki, hâlâ üç kıtayı ılgilendiren bir emperyalist tarihtir. Ama, XIX. yüzyıl Osmanlı tarihi için aynı şeyleri söyleyebilmek, bizce kesinlikle olanaksızdır. Bilindiği gibi, Sanayi Devrimi'ni tamamlamış ve Fransız Devrimi'nin de ideolojik rüzgânm ardına almış Batı, XIX. yüzyılın daha ilk günlerinden itibaren, Osmanlı Imparatorluğu'nu, kolunu kanadını kâh silah zoruyla, kâh diplomatik yöntemlerle kopararak, ekonomik açıdan artık tam anlamıyla kendine bağlı bir Anadolu devleti haüne getirmeyi gerçekten de ustaca başarmıştır. Balkanlardaki Hıristiyan uyruk, daha yüzyılın başlannda ardı ardına ayaklanarak ulusal bağımsızlıklarını ilan etmeye başlamıştır zaten, Batılılann kışkırthğı Mehmed Ali Paşa'nın direnmesinin ardından, güya Osmanlı devletine bağlı bir "Hidivlik" haline getirilerek Mısır da daha yüzyılın ortalarına gelinmeden bir anlamda tmparatorluktan kopanlmıştır. Bağdat'a, Şam'a, Kutsal topraklara belki hâlâOsmanh valisi, komutanı, askeri gönderilmektedir, ama oraların hâlâ Osmanlı toprakları olduğunu söyleyebilmek artık gerçekten zordur. Sözün kısası, Osmanlı tmparatorluğu, bizce hiç kuşku yok ki, XIX. yüzyılda artık tam anlamıyla bir "Anadolu Devleti" haline dönüşmüştür yeniden, dolayısıyla XIX. yûzyü tarihi de, belki hâlâ dülendirümemiştir ama, kesinlikle emperyalist bir tarih değil, hatta bir anlamda "ulusal" diye niteleye- bileceğimiz Anadolu taribidir. Işte bu nedenle bugünkü kimliğimizi bütün gerçekliğiyle kavrayabihnemiz için Osmanlı Tarihi ni değil, Osmanlüann Anadolu Tarihi'ni sil baştan yeniden incelememiz zorunludur. Nitekim, çalışmamızın bu bölûmünde de, Osmanhlann Anadolu tarihi ele ahnmaktadır salt. Sultan II. Mahmud'u, daha saltanatının ilk gününden itibaren umarsız duruma düşûren, ülkeyi kasıp kavurmaya başlayan verem vb. gibi yeni hastalıklann artık Sarayı da kuşatmış olmasıdır sanki. Bilindiği gibi, Sultan I. Murad'ın Kosova Savaşı sırasında bir cinayete kurban gitmesi, Yıldırım Beyazid'ın Timur'a tutsak düşmeyi onuruna yediremeyip yüzüğündeki zehiri içerek intihar etmesi vb. gibi birkaç ayrıksı (istisnai) olayı saymazsak, XIX. yüzyıla kadar neredeyse bütün Osmanh sultanlan aşın beslenmeyle ilgili gut (nikris veya damla), ve benzeri hastalıklara yakalanarak ölmüşlerdir, tarihçilerin yazdıklanna göre. Örneğin, Osmanlılarm ilk dönemleriyle ilgili günümüze ulaşmış bilgiler son derece sınırlı olduğu için, Osman Gazi'nin ölüm tarihi, oğlu Orhan Gazi'nin babasının ölümünden sonra mı yönetime geldiği, yoksa babası tarafından mı sultan ilan edildiği ve oğlunun sultanlığı sırasında da yaşayıp yaşamadığ^ kesinlikle biline- memektedir. Ancak, Âşıkpaşazade, Fatih döneminde, 1476'da kaleme aldığı tarihinde, Osman Gazi'nin 1320'lerden itibaren artık sefere çıkmayıp yerine oğlu Orhan Gazi 'yi niçin gönderdiğini açıklarken "Osman'ın ayağuıda zahmeti vardı." diye yazmaktadır. Müneccimbaşı Tarihi'nde de, "Ardı ardına gelen hastaüklar, Osman Gazi'de ata binip sefere gidecek haJ bırakmanuştı" denilmektedir. Bu açıklamalara bakılırsa Osman Gazi'nin de gut hastalığından ölmüş olduğundan kuşku duyulmasa gerek galiba. Nitekim, Prof. Uzunçarşüı da aynı görüştedir, "Osman Gazi'nin, nikris hastası olduğu için beyliği, daba yaşarken oğluna bıraktığmı" yazmaktadır. Sürecek Ben Alabalık Olmak Isterdim GÜRBÜZ YÖRÜK Emekli Öğretmen Ben Mehmet Yüksel. Hollanda'da işçiyim. Kızım Yelda Türkiye'de, ya- ni kendi ülkemde bir özel okul- da okumaktadır. Hollanda hükümati yetkiH- leri kızımın okuduğu özel okul- dan gerekli bilgileri alarak her yıl bana kızım için maddi des- tekte bulunmaktadırlar. Ben de Mehmet Yüksel. Türkiye'de, vatanımda işçi- yim. Kızım Melda'yı değil birözel okulda, resmi bir okulda bile okutmakta güçlük çekmekte- yim. Ve ben Hollanda'daki işçi Mehmet Yüksel olmak istiyo- rum. Benim değil, ama kızım Mel- da'nın ne günahı var ki? Ben Hasan Korkmaz. Ne olur ne olmaz diyerek hayat sigortası yaptırdım. Sigorta pirimini devlete ve- receğim vergiden düşüyorum. Sağolasın devletim. Ben de Hasan Korkmaz'ım. Ben de kızımın geleceğini düşünüyorum. lyi bireğitim ve öğretim almasını, ailesine ve ül- kesine yararlı olmasını istiyo- njm. Bu sebeple de özel bir il- köğretim okuluna başlaması- nı istiyorum. AJdığım maaşJa kızımın okul masrafları arasında küçük bir fark var. Ama bu farkı kapa- tamadığım sürece kızımı özel ilköğretime veremem. Acaba devletim bana biraz destek olamaz mı? O zaman ben de, sağolasın devletim, diyebilirim. Ben Ayşe Gezer. Büyükşehirde oturuyorum. Kızım iyi bir ilköğretim okulu mezunu olduğu için resmi fen lisesi sınavını kazandı. Inanıyorum ki üniversite sı- navında da başanlı olacaktır. Çünkü fen liseleri üniversite sınavında devamlı olarak ilk sıradadır. Gerçi iyi bir ilköğretim oku- lunda okutabilmek için epey gayret sarf ettim ve dershane- ye de yolladım, ama değdi doğrusu. Ben de Ayşe Gezer. Benimtozımkalabalık ve öğ- retmen bulmakta güçlük çeken bir ilköğretim mezunudur. Küçük bir kasabada otur- duğumuz için kızımı dershane- ye de gönderemedik. Sonuçta da resmi fen ve Anadolu liseleri sınavına gimne- sine rağmen kazanamadı. özel okula verecek maddi gücüm de yok. Ama kızım, biliyorum ki hem çalışkan ve hem de zekidir. Olmadı işte. Şimdi yine me- zun olduğu okula devam edi- yor. Üniversite sınavlannı dü- şünmek bile istemiyorum. Ne dersiniz? Kim olmak is- terdiniz? Sizi bilmem ama ben yetiş- tirilmesi teşvik edilen 'AJaba- lık' olmak isterdim. Insanlar ara- sında bu derece farklılıklar var- ken 'Balık' olmak daha mantık- lı geliyor. Hiç olmazsa aynı ha- vuzda ve aynı standartlarda ye- tişme imkânı bulabilir ve insan- lar arasındaki ayncalıklan yaşa- mak zorunda kalmam, diye dü- şünüyorum. KİM KİME DUM DUMA BEHIÇAK behicak@tur1(.net t -»>A'*' « -'• -WUlVjH.il. f * ÇtZGİLtK KÂMtL MASARACI HARBÎ SEMİH POROY semihporoy@yahoo.com Bugün depremin •• •• .gunu BULUT BEBEK NVRAYÇIFTÇI Profesyonel gönû'llû'lerimiz hâlâ depremzedeierin Bolu Cumhunyet llkokulu'nun bahçasına ahşap malzemesi Avusturya'dan bağışlanan ve Almanya'dan gönullü kuruluşların ve Stutgart Başkonsolosumuz Duray Polat'ın katkıları. Erol Tutar Paşa'nın büyük yardımı ve Y Mühendıs Necmettin Uzel'in insanüstü emeğıyle yapılan 10 sınrflı, ÇAĞDAŞ YAŞAM BADEN VVURTTENBERG İLKÖĞRETİM OKULU'muz. bugün törenle açılıyor Yuzlerce oğrencıye eğıtım sağlayacak bu okulu Bolu halkımtza armağan etmenin onurunu taşıyoruz. Ne mutlu bize 1 Alman dostlara candan teşekkürler Yardımlarmız için (0212) 292 87 27 - 292 08 01 (Iş gunlerı saat 10 00/17 00 arası) Hkv.CtLiG.im3o Bin uı* AR.TIJ2.Î>/M? TARlHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAJS 2 Kasım TUIMBLE TICKLE DEVI.. BUGÛN, N£U/f=OUHl>LANp ADASl '/ NAPA) TH(M8l.e rrC/iLŞ Ktr/ 8&&IÇ/ AtZ ÖLÜ ÜfrÜ. HAYI/A- fSE 2 TOHU 8ULMA*: GÖeütJCE ŞAŞKtNA GÖI/OE BÖLÛMÜ 6 DÜZ ÇİZGİ UMİT ZlLELt Kemalizm: Sürekli DevpimciHk!.. "21. Yüzyılın Eşiğinde Dünya ve Türkiye" dizisini oku- yorum... Gerçek bir aydınlanma savaşçısının, kendini ada- mış bir bilim insanının, sevgili Server Tanilli'nin ka- leminden, 3. binyılın başında Türkiye'nin durduğu nokta net bir şekilde ortaya konuluyor. Tanilli, dizisinin son bölûmünde yaptığı Türkiye tah- lilinde, sol ve demokrat siyaset kadrolarının "iktidar sonınu", aydınlarımız ve yarınlara hazırlanan gençlik- ten söz ediyor. Bu bölümde yer alan "Kemalizm"tah- lili ise gerçekten çarpıcı: "...Son olarak, Kemalizm'i, bir aydınlanma ha- reketinin bûtünlüğü içine yerleştirip ona, cumhu- nyet, demokrasi ve laikliğin bir sentezi olarak ba- kanlann yanı sıra sapla samanı birbirine kanştı- np otoriter, totalherve faşizan birnüelikte sunan- larda var..." Son derece doğru bir tespit. Server Tanilli, Kema- lizm'in savaşmak zorunda olduğu en tehlikeli ve sin- si düşmanı tek cümlede özetliyor... - Kemalizm'in gerçek düşmanları, sahteAtatürkçü- ler!.. ••• Önce Kemalizm'in temel öğelerine bakalım: - Kemalist Türk Devrimi her şeyden önce bir Ay- dınlanma devrimidir. Dinsel dogmalann yerini aklın ve bilimin ışığının almasıdır. Daha sade bir anlatımla; insanın kulluktan yurttaşlığa, kölelikten özgüriüğe sıç- ramasıdır. - Kemalizm'in "anayasasının" birinci maddesi sü- rekli devrimciliktir. Çağdaş uygaıiığa ulaşan yolda tutuculuğun, dogmalann amansız düşmanıdır. - Kemalizm tam bağımsızlıkçı. özgürlükçü ve ulus- çudur. llhan Selçuk'un sözleriyle; "Emperyalizme kar- şı bağımsızlık, padişahçılığa karşı Cumhuriyetçi- lik, şeriata karşı laiklik, tutuculuğa karşı devrim- cilik, ümmetçiliğe karşı milliyetçilik.." - Kemalist Türk Devrimi din ya da ırk değil, dil-kül- tür birliği ile tarih bilinci üzerine inşa edilmiştir. Ata- türk'ün yazdığı yurttaşlık kitabı şu cümle ile başlar: "Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Türkiye halkına Türk Milleti denir." Büyük devrimci için "Türk" bir ır- kın ya da etnik bir kesimin adı değil, bu topraklar üze- rinde yaşayan 24 etnik kimliğin üzerinde bir şemsi- ye, bir ortak addır. Şimdi soruyu soralım; Şeriatçısı, Kürtçüsü, işbırlik- çi mandacısı niçin hep birlikte Kemalizm'i yıkmaya, yok etmeye çalışıyor?.. Bunun yanıtını yokluğuna hiç alışamadığım, hergün özlemle andığım sevgili Ahmet Taner KışJalı versın: - Bir din devleti kurmak isteyenlerin karşısında- ki en büyük engel Kemalizm.. Türkiye'yi etnik kö- kenlere göre parçalamak isteyenlerin önünde en büyük engel Kemalizm.. Ve yeni mandacı, 2. Cum- huriyetçilerin önünde en büyük engel Kemalizm... Peki, 50'lerden itibaren iktidardan iyice uzaklaştı- nlan, Batılı emperyalistlerin desteğinde tamamen or- tadan kaldınlmaya çalışılan Kemalizm'i birtüriü mağ- lup edemeyen işbirlikçiler bu defa hangi oyuna baş- vurdular?!. Bu alçakça oyunu da Kışlalı açıklasın: - Niçin Atatürk değil de Kemalizm? Çünkü, Ata- türk'le baş edemeyeceklerini anlayanlar, nedef olarak Kemalizm'i seçtiler ve Türkiye'yi bu duru- ma, "Atatürtf'e evet ama Kemalizm 'e hayır" diyenler getirdi... Tanilli de, Kışlalı daaynı çıkarçevrelerini, aynı "mas- keli Atatürkçüleri" işaret ediyor ve bizler onlann kim olduğunu gâyet iyi biliyoruz! Devam edeceğiz... Zekeriya Temizel Yaklaşık bir buçuk yıl önce, 15 Temmuz 1999'da yazdığım "Köleler Ne Olacak" başlıklı yazımın sonu- na şöyle bir not eklemiştim: "Bu yazıyı sevgili Zekeriya Temizel ve Hikmet Uluğbay'a ithaf ediyorum. Kölelerin hakkını sa- vunmaya çalıştılar, ama olmadı. Ancak unutma- sınlar, bu asla biryenilgi değil, olsa olsa büyük bir savaşın içinde kaybedHmiş bir muharebedir. Bu ül- kenin aydınlık insanlan elbet kazanacaktır." Rant çevreleri ve yardakçısı "köşe tutan" kalemler bu iki dürüst, onurlu ve yetenekli insanı hiç hazme- demediler. Uluğbay dramatik bir biçimde geri çekil- di. Temizel'in Istanbul Belediye Başkanı seçilmesini de büyük oyunlarla engellediler. Böyjece ikisinden de kurtulmuş olacaklardı. EğerTemizel'in Bankacılık Dü- zenleme ve Denetleme Kurulu Başkanı olacağını bil- seler inanın belediye başkanı seçilmesi için her şeyi yaparlardıü! Şimdi kamuoyuna büyük görev düşüyor; rantçıla- nn, hortumculann, dolandıncılann yolunu kesmeye yö- nelik "mali milat" ve vergi yasasını çıkarmaya çalıştı- ğı günlerde yalnız bıraktığı Zekeriya Temizel'e bu kez bütün gücüyle destek vermek... Çocuklanmızın ge- leceği, kupon kesip tencere tava kazanmaktan çok daha önernli!.. Size gelince sevgili Temizel; ben savaşı kaybede- ceğinize zaten hiç inanmamıştım. Aynca bana "gü- ven duygusunu" yeniden tattırdığınız için yürekten teşekkürier. E-posta: uzileli@ixir.com BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDANSAĞA: 1/Gevişgetiren hayvanlarda görülenbirhas- talık. 2/ Tut- sak... Hükiim- dar koltuğu. 3/ Yıkanmak için kullanılan, tür- lü ipliklerden ° yapılmışöıgü... Eskiden tuğge- nerale eş riitbe. 4/ Koca... ts- kambil kâğjdıy- la oynanan bir kumar. 5/ Asaf Halet Çele- bi'nin bir şiir kitabı. 6/ 2 Birmalıncinsinivefi- 3 yatını gösteren küçük 4 kâğıt. 7/ Baldırda olan 5 iki kemikten bıri... Bağ, bahçe, bostan gibi yer- lerinçevTesineçalı,ka- mış, dal gibi şeylerden ° çekilen duvar. 8/ Eskı- 9 den Dışişleri Bakanlığı'na venlen ad. 9/ Argoda es- rar... Bağışlama... Sessiz, uslu. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Bir yüzme stilı. 2/ Eskılere göre, atmosfenn ötesin- deki boşluklan dolduran, çok uçucu akışkan... "Alt, aşağıda, altında" anlamında eski sözcük. 3/ Doku te- li... Osmanlılarda ıl ile ilçe arasında yer alan yönetim binmi. 4/ Rütbesiz asker... Kuran'da bir sure. 5/ Do- lambaçh, eğri büğrü, çapraşık. 6/ Toplum içindeki davranışlarda izlenecek yol. II Nefesli bir çalgı... Pa- muktan dokunmuş basma. 8/ Dış hastabklarla ılgıle- nen hekimlik dalı. 91 Küçük bıtkilere verilen ortak ad... Görevden çıkanlma... Bir kadeh içki.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle