Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
31 EKİM 2000 SALJ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Avrupa Parlamentosu'nda Ozan Ceyhun'un istifa edip SPD'ye geçmesi ortalığı kanştırdı
Yeşifler'de yaprak dökütmi• Alman Yeşilleri iyice kanştı. Ozan Ceyhun'un istifa edip
SPD'ye geçmesini, alay edercesine, 'Bu durumu parti için bir
kayıp olarak değerlendirmekte zorlanıyorum' sözleriyle
karşılayan partinin radikal kanadından Ilka Schröder, inraç
edilme tehlikesiyle karşı karşıya kaldı.
GÜRSELKÖKSAL
FRANKFURT - Ozan Ceyhun'un
Yeşüler'den sosyal demokrasıye trans-
feri, ıktidara geldiklerinden beri bir tür-
lü durulmayan parti içinde yeni bir tar-
tışma başlattı.
Avrupa Parlamentosu'na (AP) iki yıl
önce seçilen Tûrk kökenli millerveki-
liyle uzun süredir çatışma ıçınde olan
meslektaşı tlka Schröder'ın, "Buistifa-
yı parti için bir kayıp olarak değerlen-
dirmekte zorlanıyorum" şeklinde baş-
layan alaycı sözleri partı üst yönetimin-
de sert tepkiyle karşılandı. Schröder'e
karşı partiden ihraç istemiyle soruştur-
ma açıldığı öğrenildı. Bu arada Avrupa
Parlamentosu Yeşiller Grubu üyesi bir
Alman miHetvekilinin daha istifa edip
sosyalist gruba geçeceği söylentileri
yoğunluk kazandı. AP içinde, 14 ülke-
den gelen 38 Yeşil milletvekili bulunu-
yordu. Bu gruptaki Alman milletvekil-
lennin sayısı, Ceyhun'un istifasıyla
6'ya düşmüştü. Yeşiller'in 'Fundi'
(nîndamentalist) adıyla bilinen sol ka-
nadından Schröder, daha önce de par-
tinin iktidara geldikten sonra izlediği
politikalara karşı sert eleştiriler getirdi-
ği, hatta seçmenlere, "Bu savaş laşkır-
oosıpartiyeoy vermeyin!" yolunda çağ-
nlar yaptığı için 'uvanlnuşn'.
Ceyhun'a 'sağcı' suçlamaa
Ozan Ceyhun'un tavnnı, yıllar önce
partiden istifa edip SPD'ye geçen Fe-
deral Içişleri Bakanı Schfly'nın ıstıfası-
na benzeten Ilka Schröder, tartışmala-
ra neden olan açıklamasında şu görüş-
lere yer verdi.
" Veşüler'in Avrupa içişJeri ve göç po-
litikalan açuandan, Ceyhun'un gküşi
bir insani yardım olarak görülebilir.
Şimdi o, eski ve yeni parti arkadaşı Ot-
to Schfly Ue hiç rahatsız edilmeden ken-
disiııi poütik projelerine adayabflir. Her
iki eski Yeşil potitikaanın ortak hedefi,
Avrupa kalesinin inşasL,AB sınniannm
sözûmona yasadışı göçe karşı daha süa
kapatılmag VP kayak ggınmanlara yar-
dım edenlerlemûcadeleydL Ceyhun'un
pofitikyandaslan şimdi kendüerininYe-
şfller içindekJ gekceklerini veniden sor-
gulamalı; onu takip eden SPD'ye mi,
yoksa CDU'va mı gececeklerini düşün-
metidirier. Eğer tüm potitik düzeyierde
parti programına daha sıkı bir uyum
aransa, Ceyhun'dan başka üyelik kim-
Kklerini geri vermek zorunda kalacak
çokdahaYeşilpoiitikacı sözkonusudurf
Yeşiller'de genel başkanlık görevinı
üstlenen iki parti sözcüsünden Renate
Künast, Schröder'in görüşlerinı, "Bu
sözler parti içi iüşki gdenekleriyle uyuş-
muyor" şekhnde eleştirdi.
Geçen hafta AP Yeşiller Grubu ve
Federal Almanya Yeşiller Partisi üye-
liklerinden istifa ederek Almanya Sos-
yal Demokrat Partisi (SPD) üyeliğine
geçen ve parlamentodaki çalışmalannı
bundan sonra AP Sosyalist Grup (PSE)
içinde sürdüreceğini açıklayan Ozan
Ceyhun, bu tavnnı, özellikle Schrö-
der'in başını çektiği fundis' (köktenci-
ler) grubunun kendisine yönelik engel-
lemelenne bağlamışn.
Parti yönetiminde ve Federal Alman-
ya Parlamentosu'ndaki grubunda ço-
ğunluğu oluşturan 'realos' (gerçekçi-
ler) kanadına dahil olduğunu açıklayan
Ceyhun, "Benim, Yeşiller'in FederalAl-
manya'daki parti yönetimi, yöneticOeri
ve izlediği poütikavla aynhğun yok. İk-
tidardaki Sosyal Demorat-YeşJDer or-
takhğuun Almanya için en iyiçözüm ol-
duğunu ve devam etmesi gerektiğmi sa-
vunuyorum. Ancak ben partimin
AP'deki grubunda sürekli engellendim.
tstifamın nedeni budur" demışti. Bun-
dan sonrakı çalışmalannı Almanya'da
SPD, AP'de de PSE Meclis Grubu için-
de sürdüreceğini, AP Içişleri Komisyo-
nu ve Türkiye Karma Komisyonu
(KPK) üyeliklerinin devam edeceğini
açıklayan Ceyhun'un, KPK başkan yar-
dımcılığına getirihnesi bekleniyor.
[">•- rNF.NI FR • 1936-1937'de öğrenime başlanan ve
îstanbul'da Cumhuriyet'in ilk eğitim
kurumlanndan olan Fatih KJZ Lisesi,
çevresini sarmalayan "gerici kuşatmanın"
inadına.. yıllardır Çarşamba'da ve tüm
Fatih ilçesinde laik-demokratik ve bilimsel
eğitimin adeta "kalesi" gibi duruyor.
• Fatih Kız Lisesi, Çarşambave
Fatih'teki ilerici ve çağdaş kültür ve sanat
etkinliklerinin düzenlenmesi için de
planlanan bir "gösteri ve konferans
merkezini" bulunduğu semtteki Atatürkçü
ve aydın kesimlere "armağan" ediyor..
îstanbul Fatih'teki 'Aydınlanma Salonu'nda sizin de bir koltuğunuz bulunsun
Çarşamba'dakültürdaycmışruısı
OKTA¥EKİNCt
îstanbul'daki yobaz ve tarikatçı ke-
simin, kentin "varosfem" denilen çev-
re yerleşmeleri dışında "merkezdeki''
yuvalanma yerleri de Fatih ilçesinin
"Çarşamba" semti... "Suriçi" olarak
da anılan Tarihi Yanmada içinde Îs-
tanbul'un en eski kültürel dokusunu
da banndıran Çarşamba, sanklı-cüp-
peli- şalvarlı-çarşaflı sakinleriyle "Iş-
te Tûrkiye'deki Iran" başlıklı fotoğ-
raflarla da basmda zaman zaman yer
alıyor...
Böylesi bir yuvalanmamn "tam or-
tasmda" ise neredeyse bütün birCum-
huriyet dönemi boyunca aydınlanma-
yı, ilerlemeyi, çağdaşlığı ve Atatürk-
çülüğü-deyim yerindeyse- "yalnız ve
cesur" olarak savunan ve yaşatan bir
eğitim kurumumuz var: Fatih Kız Ii-
sesL.
1936-1937'de öğrenime başlanan ve
îstanbul'da Cumhuriyet'in ilk eğitim
kurumlanndan olan Fatih Kız Lisesi,
çevresini sarmalayan "geriti kuşatma-
nın" inadına.. yıllardır Çarşamba'da
ve tüm Fatih ilçesinde laik-demokra-
tik ve bilimsel eğitimin adeta "katesf
gibi duruyor.
Birçok belgesel ve ulusal yanşma-
da ödüller alan, mezunlan arasında
çok sayıda kadın bürokratımız, siya-
setçimiz, bilim insanımız ve aydırıı-
mızla birlikte Güride Kasacı, Serap
Mutiu Akbuhıt, Semra Sar,Gülşen Bu-
bikoğlu, Müjde Ar, Türkan Şoray.. gi-
bi ünlülerin de bulunduğu Fatih Kız
Lisesi, şimdi de 200O'li yıllar için yi-
ne "GÜnhuriyet bilind" içinde çok
önemli bir hizmete aday.
Sadece okuldaki etkinlikler için de-
ğil, daha da önemlisi Çarşamba ve Fa-
tih'teki ilerici ve çağdaş kültür ve sa-
nat etkinliklerinin düzenlenmesi için
de planlanan bir "gösteri ve konferans
merkezini'' bulunduğu semtteki Ata-
türkçü ve aydın kesimlere "armağan"
ediyor..
Işte bu tarihsel hizmetin başanya
ulaşabilmesı için ise; "önceülde me-
zunlanmtz olmak üzere tüm çağdaş ve
ilerici dostiannuzla dayanışma içinde
obnaJryız" diyen Fatih K12 Lisesi Ko-
ruma Derneği Başkanı Av. Okay Yez-
dani aym dostlanna şu çağnda bulu-
nuyor: "Çarşamba'da gericiüğe karşı
Atatürkçülüğü ve devrimkri ayaktatu-
tacak bir kültür merkeziolacak olan bu
salonumuzdan berkes bir kottuk saün
ahrsa, inşaaü tamamlayabüeceğiz.
Müjdat Gezen, Harun Kolçak gibi Fa-
tifaii sanatçılannuzdan buna öncü ol-
maiannı, yıllardır saionlannı kuflan-
riığımre kardeşnkııhımuz Dariişşafaka
Lisesi mezunlannm da bu karnpanya-
nnza katdmalannı beknyoruz_"
Gericüiğin ve yobazhğın ışgali altm-
daki Çarşamba'da bu aydınlanma me-
şalesini yükseltenlere destek olmak is-
teyenler, "benim de bir koltuğum bo-
lunsun" demek için Fatih Kız Lise-
si'nin 0212/523 3706no.lu,yadaDer-
nek Başkam'nm 0212/516 09 90 ile
0212/528 43 43 - 277 94 40 No.lu te-
lefonlanm arayabilirler...
Yayın Kurulu Başkanımız Ilhan Selçuk, 'Küreselleşme ve Türkiye' konulu söyleşide konuştu
'Âkd olmazsa demokrasi de olmaz9
AKINBODUR
tSKENDERUN -Gazetemiz yazan ve
Yayın Kurulu Başkanı tlhan Selçuk.
insanlann akıllanm devreye sokarak
sorunlanna çözüm bulabileceğini
söyledi. 18 sivil toplum ve meslek
örgütünün Yelken Düğün Salonu'nda
düzenledigi "Küreselleşme ve
Türkiye'' konulu söyleşide konuşan
tttıan Selçuk, "Ulus, ancak akhn
eristiği yerde insanlan ayıu dünya
görüşünde olan insanlan bir araya
gedrirse ortava çıkar. Biz yurttaş
damazsak Türkiye'de demokrasi de
obnaz, Dinimiz, mezhebimiz, ırkumz
De ohırsa olsun, ama Türk ulusuna
göre yurttaş olduğu zaman ülkemizde
demokrasi ohır" dedi.
Aklm sorgulanması ile ancak dinin
otoritesinin geri çekilebileceğini
belirten Selçuk, "Yani inancın dışına
çıkacaksuuz. Inanç vicdan işi olacak,
aklı devreye sokacaksuuz. Akıl devreve
girdiği zaman da sorgulama başlar ve
o zaman her şey akıl mahkemesinde
yargılanır; krallar da yargüanır,
padişahlar da yargüanır. sultanlar da
yargılanır, tüzeUer de yargılanır ancak
akıl devreye girdigi zaman. Batı bunu
200 sene önce yapabibniş ve işte ona
aydınlanma devri deniKyor. Ve krah,
kilise otoritesini devirmiş. Ve halk
demiş ki Ben seçeceğun kendi
iktidanmı ve o iktidar da akla uygun
olacak. Dinci iktidar ohnayacak.'
Mürteci başa geçtiği zaman bir ülkede,
o ülkede demokrasi obnaz, karanhk
oiur ancak. Türkiye'de de bugün
buranuı mürtecisi, dincisi, şeriatçısı,
irticacısı iktidara geçtiği zaman isterse
seçim sandjğmdan gelsin orada
demokrasi yoktur. Çünkü orada akıl
yoktur" dıye konuştu.
Çok partili rejime 1946 yıhnda
gırildiğini anımsatan Selçuk şöyle
konuştu:
"Sanayileşmenin olmadığı yerde
demokrasi olamaz. lslam coğrafyasmın
hiçbir yerinde demokrasi yok. Olamaz
da_ Yanm yüzyüdan beri çok partili
rejim var, ama demokrasi yok. Avrupa
0 yüzden bizi içine almıyor. Burada
şunu görüyoruz. Bu işler öyle banka
soymakla, milleti soymakla, milleti
aldatmakla, dincuik yapmalda, yfice
Islamı srvasete alet etmekle olacak işler
değfl. Külahımızı önümüze koyup
düşündügümüz zaman ortaya çıkan
gerçek budur. tkibin yıhna gelmişiz
hâlâ Türkiye'de demokrasi var nu, yok
mu tartisması yapıhyor ve birtaknn
sahtekârlar da bundan yararlanarak
koltuklannda oturuvorlar ve hepimizi
de aldatryoriar. Olay bu."
Konuşmasını "Solcu kimdir" yazısı ile
noktalayan Ilhan Selçuk, kitaplannı da
imzaladı.
1 olu 3 yaralı
Trafik
canavarı
gazeteciye
çarpü
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Ankara'da dün
sabaha karşı meydana ge-
len trafik kazasında Star
gazetesi muhabirlerinden
Hasan Ogün Özdemir ya-
şamını yıtırdı Kaza yapan
araçta bulunan NTV mu-
habiri Serhat Yağmur,
ATV muhabıri Zafer Ars-
lan ve şoför Muhammet
Gözüm yaralandı. Kazaya
neden olan ve daha sonra
olay yerinden kaçan sarhoş
Necip Karaahmetoğlu'nun
daha önce bir kişinin ölü-
müne, iki kişinin de ağır
yaralanmasına neden oldu-
ğu ve sürücü belgesıne el
konulduğu belirlendı. Olay
yerinden kaçan Karaahme-
toğlu, polis taranndan ya-
kalandı.
Gazete ve televizyonla-
nn gece muhabirlerini ha-
bere götüren Muhammet
Gözüm yönetimindeki oto-
mobile dün gece saat 03.30
sulannda Talatpaşa Bulva-
n'nda ara sokaktan çıkan
06 BH 555 plakalı araç hız-
la çarptı. Çarpışma sırasın-
da muhabirlerin bulundu-
ğu aracın şoförü direksiyon
hâkimiyetini kaybederek
elektrik direğine çarptı.
Çarpma sonucuaraçta yan-
gın çıktı ve içindekiler sı-
kıştı. Numune Hastane-
si'nin karşısuıda meydana
gelen kazaya hastane çalı-
şanlan müdahale ederek
yangını söndürdü, muha-
bırleri araçtan çıkardı.
Necip Karaahmetoğlu
yönetimindeki aracın çarp-
öğı tarafta bulunan ve ağır
yaralanan Star gazetesi
muhabiri Hasan Ogün Öz-
demir, hastaneye kaldınlır-
ken yaşamını yitırdi.
Kazada yaralanan diğer
muhabirler Serhat Yağmur
ve Zafer Arslan ile şoför
Muhammet Gözüm'ün te-
davileri sürüyor.
Kazaya neden olan ve al-
kollü olduğu anlaşılan ara-
cın şoförü Necip Karaah-
metoğlu'nun olaydan sora
bölgeden taksiye binerek
kaçtığı saptandı. Daha son-
ra "Balkondandüşerekya-
ralandun" dıyerek Keçi-
ören Polıkliniği'ne giden
Karaahmetoğlu, görevlile-
rin polise bildirmesi üzeri-
ne gözaltına alındı.
Birçok başanlı habere
imza atan Özdemir, intiha-
ra kalkışan eski Devlet Ba-
kanı HikmetUluğbay'ı gö-
rüntülemeyi başaran tek
gazeteciydı.
Cumhurbaşkanı Ahmet
Necdet Sezer, TBMM Baş-
kanı Ömer tzgi, Başbakan
Bülent Ecevit, Başbakan
Yardımcısı Devlet Babçeü,
Başbakan Yarduncısı Me-
sut Yümaz, CHP Genel
Başkanı Deniz Baykal da
yayımladıklan mesajda
üzüntülerini dile getirdiler.
Özdemir için bugün saat
10.30'da Star gazetesi
önünde tören düzenlene-
cek. Özdemir'in cenazesi
Karşıyaka Mezarlığı'nda
toprağa verilecek.
Öte yandan AA Didim
muhabiri Yüksel Aydm dün
akşam geçirdiği trafik
kazasında yaşamını yitirdi.
DUZYAZI
ORHAN BtRGtT
Devlet, Medya Patronu
OIUP mu?
Başlıktaki soru, elbette Resmi Gazete'yi, hatta
TRT'yi de kapsamıyor.
Çünkü birincisi, TBMM'nin çıkarttığı yasalar başta
drrıak üzere, Bakanlar Kurulu karartannı ye yine dev-
letin hazırladığı yönetmelik ve tüzüklerin yürürlüğe
girmesini sağlamak için yayımlanıyor. Ikincisi, yani
TFfTise iyi ya da kötü, devletin kamusal yayıncılık gö-
revini üstleniyor.
Benim sorum, bunlar dışında devletin gazete gibi,
dergi ya da radyo ve televizyon gibi yayıncılığı üstle-
nip üstlenemeyeceğinin yanıtını aramak amacıyla ak-
lıma takıldı.
27 Mayıs 1960 ihtilalinden sonra, öyle bir yüküm-
lülük devletin başına çökmüştu. Ihtilalden sonra, DP
üyesi olduğunu ıddia eden gayretkeş bir avukatın An-
kara Sulh Hukuk Hâkimliği'nde açtığı dava sonucu
parti kapatılmış, mallarHazıne'yegeçmişti. Dönemin
iktidan Milli Biıiik Komitesi, DP nin envanteri arasın-
da bulunan iki gazeteden 'Havadis'm yayınını, sözü-
mona çalışanlannın haklannı koruma bahanesi altın-
da, aslında kendisine sözcülük yapması amacıyla
durdurtmadı.
Gazete, Maliye Bakanlığı'nın atadığı kayyım mes-
lektaşlann yönetiminde yan kapalı devre çıkmaya de-
vam etti. Ancak Gökhan Evliyaoğlu ve Hami Tez-
kan gibi o dönemde çiçegi burnunda gazeteci o/an
iki arkadaş, Adanalı bir isadamından aldtklan serma-
ye ile 'Son Havadisr
\ devreye sokunca, Havadis bir
tür brtkisel yaşama girdi. Partamenter demokrasinin
yeniden çalışmaya başlamasıyla da resmen kapatıl-
dı.
Sıra Etibank'a gelince...
Ama şu son iki banka operasyonunda ilk sırayı alan
Etibank'ın, Bilgin Yayıncılık AŞ'nin yayımladığı 'Sabah'
gazetesinde yüzde 15.6'lık paya sahip olduğu anla-
şıldı. Dolayısıyla Etibank'ı Tasarruf Mevduatı Sigorta
Fonu'na devreden Bankacılık Düzenleme ve Denet-
leme Kurulu'nun, böylece Hazine'yi bir de gazete pat-
ronu yaptığı anlaşıldı.
Aslında Sabah'ı devletle, daha ckîğrusu siyasi erk
ile kucak kucağa yaklaştıran ilk işlemin Etibank'a de-
ğil, Cavft Çağlar'ın Interbank'ına el konulması sıra-
sında başladığı da dün ortaya çıktı. Meğer Bilgin Gru-
bu, Interbank'tan 43 milyon dolar kredi almışmış. In-
terbank, Mevduat Sigorta Fonu'na devredilince, öte-
ki borçlular gibi Bilgin Grubu'ndan da, alman kredile-
ri ödemesi ve galiba o arada güçlü kefiller bulması is-
tenilmiş. Borçlu Holding, Sabah'taki hisselerinin yüz-
de 10'unu rehin göstererek 2009 yılına kadar uzanan
bir vade ile Interbank'ın yeni yönetimi ile anlaşmış. O
borç yüzünden şimdi, Türkiye'nin tiraj açısından ba-
zen 1, bazen de 2. sırasındaki gazetenin Inter'deki his-
sesi de devletin kontrolünde.
özetle, Türkiye Cumhuriyeti Devleti, 77. yılında ül-
kenin en büyük medya holdinglerinden birisinde yüz-
de 25.6 ile kontrol mekanizmasını eline geçirmiş. Ba-
zılan, ne var bunda diyebilirler. Bir yandan elindeki
KfTleri hızla özelleştırmeye çabalayan devlet, belki
Kapitalbank dolayısıyla Ceylan Holding'in Ceylan
Kontinental Oteli'nde de bir günde pay sâhipleri ara-
sına girmiş olabilir. Devtetin otel sahibi olmasında ga-
rabet olmaz, ama iş yayımcılık alanına getdi mi, işler
değişiyor.
Herkes biliyor ki, ya gerçekten ya da kâğıt üzerin-
de şu anda Sabah gazetesinde en çok pay, Turgay
Ciner'in elinde. İş dünyamız kadar, biz gazeteciler de
Sayın Ciner'i, bir süreden ben soluk soluğa izlemek-
teyiz. Adını Susurluk raporunda okuduk, Havas ve
Petrol Ofisi ihaleleri sırasında kulaklanmız çınlatıtdı.
Bu çok başanlı işadamını kader şimdi de getirdi, Sa-
bah Medya Grubu yüzünden devletle ortak yaptı.
Beni eski bir gazeteci olarak düşündüren, Sabah
Medya Grubu'nda yüzde 25.6 pay sahibi siyasal er-
kin, grubun çoğunluk payını elinde tutan Turgay Ci-
ner'e 'şu haberi niye tek sütunda vermişler'den baş-
layarak 'yahu, şu yazıyıyazan hasta herifde nenin ne-
si?' türünden manipülasyonlara girişip girişmeyece-
ğidir.
Arada bir kâğıt üzerinde de kalsa, anayasamız bi-
le "Basın hürdür, sansür edilemez" diyor. Ama bası-
na özgürlüğünü garanti ettiren o hükümdeki hatırlat-
ma, karşı tarafta oturan devlete yöneltilmiş oluyor.
Oysa bu olayda devlet, zoraki de olsa, ite kaka da
yapılsa, gelip Sabah gazetesinin VIP katında oturan
üç patrondan birisı haline geldi. Ve hamdolsun, ver-
gi yükümlüsü her yuıttaşının kazandığı her 100 lira-
dan 50 lirasını gelir vergisinden kaçırmasına, batıkon
banka yüzünden 8 trilyon lira zarann omuzlanna yük-
tenmesine karşın, ayaklan üstünde. Üstelik dış piya-
salardaki itiban da çok şükür artıyor.
Ve patronun gazetesine, televizyonuna uyguladığı
sansürü, doğal bir kontrol görevi sayan bir anlayış ne-
redeyse tüm çalışanlarda egemen.
Bence Zekeriya Temizel, ne yapıp yapmalı; şu
operasyonda öncelikle Sabah gazetesinden devlet
kontralünü kaldıracak bir formülü bulup uygulamalı-
dır. _ .
Recai Kutan'ın da, hele Özer beyin îstanbul Ban-
kası patronlugu döneminden bu tür operasyonlaria
yakından ilgilenen Tansu Çiller'in tepkilerine degil;
Temize/'in neşterini uzattığı bu son ufuneti temizle-
me girişimine bakarak, öyle bir formül için düğmeye
basmasını bekleyenlerdenim.
Sanınm benden önce de, Sabah grubundaki mes-
lektaşlanmın gözleri, üzerlerinden devlet patronlugu-
nun kalktığı haberinin verileceği güne çevrilmiştir.
Faks:0212-677 07 62
E-mail:obirgrt(ae-kolay net
Cem, Budapeşteyegitti
Türk-Yunan dışişleri
bakanlan görüşecek
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Türkiye ve
Yunanistan arasında
NATO tatbıkatı "Desti-
ned Glory 2000" nede-
niyle yaşanan gerginli-
ğin bugün Kuzey Atlan-
tik Asamblesi Derneği
toplannsı nedenıyle Bu-
dapeşte'de bulunacak
Türk ve Yunan .dışişlen
bakanlan arasında görü-
şübnesi bekleniyor
Dışişleri Bakanı Cem,
dün akşam saatlerinde
Macaristan'ın başkenti
Budapeşte'ye gitti. Ku-
zey Atlantik Asamblesi
Derneği'nin düzenledigi
toplantıya aralannda Yu-
nanistan Dışişlen Baka-
nı Yörgo Papandreu'nun
da olduğu bu-çok üst dü-
zey devlet adamı katıla-
cak. Diplomatikkaynak-
lar, son anda bir değişik-
lik olmazsa Cem ve Pa-
pandreu'nun uzun za-
mandır gerçekleştıreme-
diklen görüşmeyi Buda-
peşte'de yapacaklannı
kaydettiler. Cem ve Pa-
pandreu, 15 Ekim'de Ro-
dos ve Marmaris'te bir
araya gelmeyi planla-
mışlar, ancak tatbikat
bunalımı nedeniyle bu-
luşmayı ertelemişlerdi.