27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
31 EKİM 2000 SALJ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Avrupa Parlamentosu'nda Ozan Ceyhun'un istifa edip SPD'ye geçmesi ortalığı kanştırdı Yeşifler'de yaprak dökütmi• Alman Yeşilleri iyice kanştı. Ozan Ceyhun'un istifa edip SPD'ye geçmesini, alay edercesine, 'Bu durumu parti için bir kayıp olarak değerlendirmekte zorlanıyorum' sözleriyle karşılayan partinin radikal kanadından Ilka Schröder, inraç edilme tehlikesiyle karşı karşıya kaldı. GÜRSELKÖKSAL FRANKFURT - Ozan Ceyhun'un Yeşüler'den sosyal demokrasıye trans- feri, ıktidara geldiklerinden beri bir tür- lü durulmayan parti içinde yeni bir tar- tışma başlattı. Avrupa Parlamentosu'na (AP) iki yıl önce seçilen Tûrk kökenli millerveki- liyle uzun süredir çatışma ıçınde olan meslektaşı tlka Schröder'ın, "Buistifa- yı parti için bir kayıp olarak değerlen- dirmekte zorlanıyorum" şeklinde baş- layan alaycı sözleri partı üst yönetimin- de sert tepkiyle karşılandı. Schröder'e karşı partiden ihraç istemiyle soruştur- ma açıldığı öğrenildı. Bu arada Avrupa Parlamentosu Yeşiller Grubu üyesi bir Alman miHetvekilinin daha istifa edip sosyalist gruba geçeceği söylentileri yoğunluk kazandı. AP içinde, 14 ülke- den gelen 38 Yeşil milletvekili bulunu- yordu. Bu gruptaki Alman milletvekil- lennin sayısı, Ceyhun'un istifasıyla 6'ya düşmüştü. Yeşiller'in 'Fundi' (nîndamentalist) adıyla bilinen sol ka- nadından Schröder, daha önce de par- tinin iktidara geldikten sonra izlediği politikalara karşı sert eleştiriler getirdi- ği, hatta seçmenlere, "Bu savaş laşkır- oosıpartiyeoy vermeyin!" yolunda çağ- nlar yaptığı için 'uvanlnuşn'. Ceyhun'a 'sağcı' suçlamaa Ozan Ceyhun'un tavnnı, yıllar önce partiden istifa edip SPD'ye geçen Fe- deral Içişleri Bakanı Schfly'nın ıstıfası- na benzeten Ilka Schröder, tartışmala- ra neden olan açıklamasında şu görüş- lere yer verdi. " Veşüler'in Avrupa içişJeri ve göç po- litikalan açuandan, Ceyhun'un gküşi bir insani yardım olarak görülebilir. Şimdi o, eski ve yeni parti arkadaşı Ot- to Schfly Ue hiç rahatsız edilmeden ken- disiııi poütik projelerine adayabflir. Her iki eski Yeşil potitikaanın ortak hedefi, Avrupa kalesinin inşasL,AB sınniannm sözûmona yasadışı göçe karşı daha süa kapatılmag VP kayak ggınmanlara yar- dım edenlerlemûcadeleydL Ceyhun'un pofitikyandaslan şimdi kendüerininYe- şfller içindekJ gekceklerini veniden sor- gulamalı; onu takip eden SPD'ye mi, yoksa CDU'va mı gececeklerini düşün- metidirier. Eğer tüm potitik düzeyierde parti programına daha sıkı bir uyum aransa, Ceyhun'dan başka üyelik kim- Kklerini geri vermek zorunda kalacak çokdahaYeşilpoiitikacı sözkonusudurf Yeşiller'de genel başkanlık görevinı üstlenen iki parti sözcüsünden Renate Künast, Schröder'in görüşlerinı, "Bu sözler parti içi iüşki gdenekleriyle uyuş- muyor" şekhnde eleştirdi. Geçen hafta AP Yeşiller Grubu ve Federal Almanya Yeşiller Partisi üye- liklerinden istifa ederek Almanya Sos- yal Demokrat Partisi (SPD) üyeliğine geçen ve parlamentodaki çalışmalannı bundan sonra AP Sosyalist Grup (PSE) içinde sürdüreceğini açıklayan Ozan Ceyhun, bu tavnnı, özellikle Schrö- der'in başını çektiği fundis' (köktenci- ler) grubunun kendisine yönelik engel- lemelenne bağlamışn. Parti yönetiminde ve Federal Alman- ya Parlamentosu'ndaki grubunda ço- ğunluğu oluşturan 'realos' (gerçekçi- ler) kanadına dahil olduğunu açıklayan Ceyhun, "Benim, Yeşiller'in FederalAl- manya'daki parti yönetimi, yöneticOeri ve izlediği poütikavla aynhğun yok. İk- tidardaki Sosyal Demorat-YeşJDer or- takhğuun Almanya için en iyiçözüm ol- duğunu ve devam etmesi gerektiğmi sa- vunuyorum. Ancak ben partimin AP'deki grubunda sürekli engellendim. tstifamın nedeni budur" demışti. Bun- dan sonrakı çalışmalannı Almanya'da SPD, AP'de de PSE Meclis Grubu için- de sürdüreceğini, AP Içişleri Komisyo- nu ve Türkiye Karma Komisyonu (KPK) üyeliklerinin devam edeceğini açıklayan Ceyhun'un, KPK başkan yar- dımcılığına getirihnesi bekleniyor. [">•- rNF.NI FR • 1936-1937'de öğrenime başlanan ve îstanbul'da Cumhuriyet'in ilk eğitim kurumlanndan olan Fatih KJZ Lisesi, çevresini sarmalayan "gerici kuşatmanın" inadına.. yıllardır Çarşamba'da ve tüm Fatih ilçesinde laik-demokratik ve bilimsel eğitimin adeta "kalesi" gibi duruyor. • Fatih Kız Lisesi, Çarşambave Fatih'teki ilerici ve çağdaş kültür ve sanat etkinliklerinin düzenlenmesi için de planlanan bir "gösteri ve konferans merkezini" bulunduğu semtteki Atatürkçü ve aydın kesimlere "armağan" ediyor.. îstanbul Fatih'teki 'Aydınlanma Salonu'nda sizin de bir koltuğunuz bulunsun Çarşamba'dakültürdaycmışruısı OKTA¥EKİNCt îstanbul'daki yobaz ve tarikatçı ke- simin, kentin "varosfem" denilen çev- re yerleşmeleri dışında "merkezdeki'' yuvalanma yerleri de Fatih ilçesinin "Çarşamba" semti... "Suriçi" olarak da anılan Tarihi Yanmada içinde Îs- tanbul'un en eski kültürel dokusunu da banndıran Çarşamba, sanklı-cüp- peli- şalvarlı-çarşaflı sakinleriyle "Iş- te Tûrkiye'deki Iran" başlıklı fotoğ- raflarla da basmda zaman zaman yer alıyor... Böylesi bir yuvalanmamn "tam or- tasmda" ise neredeyse bütün birCum- huriyet dönemi boyunca aydınlanma- yı, ilerlemeyi, çağdaşlığı ve Atatürk- çülüğü-deyim yerindeyse- "yalnız ve cesur" olarak savunan ve yaşatan bir eğitim kurumumuz var: Fatih Kız Ii- sesL. 1936-1937'de öğrenime başlanan ve îstanbul'da Cumhuriyet'in ilk eğitim kurumlanndan olan Fatih Kız Lisesi, çevresini sarmalayan "geriti kuşatma- nın" inadına.. yıllardır Çarşamba'da ve tüm Fatih ilçesinde laik-demokra- tik ve bilimsel eğitimin adeta "katesf gibi duruyor. Birçok belgesel ve ulusal yanşma- da ödüller alan, mezunlan arasında çok sayıda kadın bürokratımız, siya- setçimiz, bilim insanımız ve aydırıı- mızla birlikte Güride Kasacı, Serap Mutiu Akbuhıt, Semra Sar,Gülşen Bu- bikoğlu, Müjde Ar, Türkan Şoray.. gi- bi ünlülerin de bulunduğu Fatih Kız Lisesi, şimdi de 200O'li yıllar için yi- ne "GÜnhuriyet bilind" içinde çok önemli bir hizmete aday. Sadece okuldaki etkinlikler için de- ğil, daha da önemlisi Çarşamba ve Fa- tih'teki ilerici ve çağdaş kültür ve sa- nat etkinliklerinin düzenlenmesi için de planlanan bir "gösteri ve konferans merkezini'' bulunduğu semtteki Ata- türkçü ve aydın kesimlere "armağan" ediyor.. Işte bu tarihsel hizmetin başanya ulaşabilmesı için ise; "önceülde me- zunlanmtz olmak üzere tüm çağdaş ve ilerici dostiannuzla dayanışma içinde obnaJryız" diyen Fatih K12 Lisesi Ko- ruma Derneği Başkanı Av. Okay Yez- dani aym dostlanna şu çağnda bulu- nuyor: "Çarşamba'da gericiüğe karşı Atatürkçülüğü ve devrimkri ayaktatu- tacak bir kültür merkeziolacak olan bu salonumuzdan berkes bir kottuk saün ahrsa, inşaaü tamamlayabüeceğiz. Müjdat Gezen, Harun Kolçak gibi Fa- tifaii sanatçılannuzdan buna öncü ol- maiannı, yıllardır saionlannı kuflan- riığımre kardeşnkııhımuz Dariişşafaka Lisesi mezunlannm da bu karnpanya- nnza katdmalannı beknyoruz_" Gericüiğin ve yobazhğın ışgali altm- daki Çarşamba'da bu aydınlanma me- şalesini yükseltenlere destek olmak is- teyenler, "benim de bir koltuğum bo- lunsun" demek için Fatih Kız Lise- si'nin 0212/523 3706no.lu,yadaDer- nek Başkam'nm 0212/516 09 90 ile 0212/528 43 43 - 277 94 40 No.lu te- lefonlanm arayabilirler... Yayın Kurulu Başkanımız Ilhan Selçuk, 'Küreselleşme ve Türkiye' konulu söyleşide konuştu 'Âkd olmazsa demokrasi de olmaz9 AKINBODUR tSKENDERUN -Gazetemiz yazan ve Yayın Kurulu Başkanı tlhan Selçuk. insanlann akıllanm devreye sokarak sorunlanna çözüm bulabileceğini söyledi. 18 sivil toplum ve meslek örgütünün Yelken Düğün Salonu'nda düzenledigi "Küreselleşme ve Türkiye'' konulu söyleşide konuşan tttıan Selçuk, "Ulus, ancak akhn eristiği yerde insanlan ayıu dünya görüşünde olan insanlan bir araya gedrirse ortava çıkar. Biz yurttaş damazsak Türkiye'de demokrasi de obnaz, Dinimiz, mezhebimiz, ırkumz De ohırsa olsun, ama Türk ulusuna göre yurttaş olduğu zaman ülkemizde demokrasi ohır" dedi. Aklm sorgulanması ile ancak dinin otoritesinin geri çekilebileceğini belirten Selçuk, "Yani inancın dışına çıkacaksuuz. Inanç vicdan işi olacak, aklı devreye sokacaksuuz. Akıl devreve girdiği zaman da sorgulama başlar ve o zaman her şey akıl mahkemesinde yargılanır; krallar da yargüanır, padişahlar da yargüanır. sultanlar da yargılanır, tüzeUer de yargılanır ancak akıl devreye girdigi zaman. Batı bunu 200 sene önce yapabibniş ve işte ona aydınlanma devri deniKyor. Ve krah, kilise otoritesini devirmiş. Ve halk demiş ki Ben seçeceğun kendi iktidanmı ve o iktidar da akla uygun olacak. Dinci iktidar ohnayacak.' Mürteci başa geçtiği zaman bir ülkede, o ülkede demokrasi obnaz, karanhk oiur ancak. Türkiye'de de bugün buranuı mürtecisi, dincisi, şeriatçısı, irticacısı iktidara geçtiği zaman isterse seçim sandjğmdan gelsin orada demokrasi yoktur. Çünkü orada akıl yoktur" dıye konuştu. Çok partili rejime 1946 yıhnda gırildiğini anımsatan Selçuk şöyle konuştu: "Sanayileşmenin olmadığı yerde demokrasi olamaz. lslam coğrafyasmın hiçbir yerinde demokrasi yok. Olamaz da_ Yanm yüzyüdan beri çok partili rejim var, ama demokrasi yok. Avrupa 0 yüzden bizi içine almıyor. Burada şunu görüyoruz. Bu işler öyle banka soymakla, milleti soymakla, milleti aldatmakla, dincuik yapmalda, yfice Islamı srvasete alet etmekle olacak işler değfl. Külahımızı önümüze koyup düşündügümüz zaman ortaya çıkan gerçek budur. tkibin yıhna gelmişiz hâlâ Türkiye'de demokrasi var nu, yok mu tartisması yapıhyor ve birtaknn sahtekârlar da bundan yararlanarak koltuklannda oturuvorlar ve hepimizi de aldatryoriar. Olay bu." Konuşmasını "Solcu kimdir" yazısı ile noktalayan Ilhan Selçuk, kitaplannı da imzaladı. 1 olu 3 yaralı Trafik canavarı gazeteciye çarpü ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara'da dün sabaha karşı meydana ge- len trafik kazasında Star gazetesi muhabirlerinden Hasan Ogün Özdemir ya- şamını yıtırdı Kaza yapan araçta bulunan NTV mu- habiri Serhat Yağmur, ATV muhabıri Zafer Ars- lan ve şoför Muhammet Gözüm yaralandı. Kazaya neden olan ve daha sonra olay yerinden kaçan sarhoş Necip Karaahmetoğlu'nun daha önce bir kişinin ölü- müne, iki kişinin de ağır yaralanmasına neden oldu- ğu ve sürücü belgesıne el konulduğu belirlendı. Olay yerinden kaçan Karaahme- toğlu, polis taranndan ya- kalandı. Gazete ve televizyonla- nn gece muhabirlerini ha- bere götüren Muhammet Gözüm yönetimindeki oto- mobile dün gece saat 03.30 sulannda Talatpaşa Bulva- n'nda ara sokaktan çıkan 06 BH 555 plakalı araç hız- la çarptı. Çarpışma sırasın- da muhabirlerin bulundu- ğu aracın şoförü direksiyon hâkimiyetini kaybederek elektrik direğine çarptı. Çarpma sonucuaraçta yan- gın çıktı ve içindekiler sı- kıştı. Numune Hastane- si'nin karşısuıda meydana gelen kazaya hastane çalı- şanlan müdahale ederek yangını söndürdü, muha- bırleri araçtan çıkardı. Necip Karaahmetoğlu yönetimindeki aracın çarp- öğı tarafta bulunan ve ağır yaralanan Star gazetesi muhabiri Hasan Ogün Öz- demir, hastaneye kaldınlır- ken yaşamını yitırdi. Kazada yaralanan diğer muhabirler Serhat Yağmur ve Zafer Arslan ile şoför Muhammet Gözüm'ün te- davileri sürüyor. Kazaya neden olan ve al- kollü olduğu anlaşılan ara- cın şoförü Necip Karaah- metoğlu'nun olaydan sora bölgeden taksiye binerek kaçtığı saptandı. Daha son- ra "Balkondandüşerekya- ralandun" dıyerek Keçi- ören Polıkliniği'ne giden Karaahmetoğlu, görevlile- rin polise bildirmesi üzeri- ne gözaltına alındı. Birçok başanlı habere imza atan Özdemir, intiha- ra kalkışan eski Devlet Ba- kanı HikmetUluğbay'ı gö- rüntülemeyi başaran tek gazeteciydı. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, TBMM Baş- kanı Ömer tzgi, Başbakan Bülent Ecevit, Başbakan Yardımcısı Devlet Babçeü, Başbakan Yarduncısı Me- sut Yümaz, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal da yayımladıklan mesajda üzüntülerini dile getirdiler. Özdemir için bugün saat 10.30'da Star gazetesi önünde tören düzenlene- cek. Özdemir'in cenazesi Karşıyaka Mezarlığı'nda toprağa verilecek. Öte yandan AA Didim muhabiri Yüksel Aydm dün akşam geçirdiği trafik kazasında yaşamını yitirdi. DUZYAZI ORHAN BtRGtT Devlet, Medya Patronu OIUP mu? Başlıktaki soru, elbette Resmi Gazete'yi, hatta TRT'yi de kapsamıyor. Çünkü birincisi, TBMM'nin çıkarttığı yasalar başta drrıak üzere, Bakanlar Kurulu karartannı ye yine dev- letin hazırladığı yönetmelik ve tüzüklerin yürürlüğe girmesini sağlamak için yayımlanıyor. Ikincisi, yani TFfTise iyi ya da kötü, devletin kamusal yayıncılık gö- revini üstleniyor. Benim sorum, bunlar dışında devletin gazete gibi, dergi ya da radyo ve televizyon gibi yayıncılığı üstle- nip üstlenemeyeceğinin yanıtını aramak amacıyla ak- lıma takıldı. 27 Mayıs 1960 ihtilalinden sonra, öyle bir yüküm- lülük devletin başına çökmüştu. Ihtilalden sonra, DP üyesi olduğunu ıddia eden gayretkeş bir avukatın An- kara Sulh Hukuk Hâkimliği'nde açtığı dava sonucu parti kapatılmış, mallarHazıne'yegeçmişti. Dönemin iktidan Milli Biıiik Komitesi, DP nin envanteri arasın- da bulunan iki gazeteden 'Havadis'm yayınını, sözü- mona çalışanlannın haklannı koruma bahanesi altın- da, aslında kendisine sözcülük yapması amacıyla durdurtmadı. Gazete, Maliye Bakanlığı'nın atadığı kayyım mes- lektaşlann yönetiminde yan kapalı devre çıkmaya de- vam etti. Ancak Gökhan Evliyaoğlu ve Hami Tez- kan gibi o dönemde çiçegi burnunda gazeteci o/an iki arkadaş, Adanalı bir isadamından aldtklan serma- ye ile 'Son Havadisr \ devreye sokunca, Havadis bir tür brtkisel yaşama girdi. Partamenter demokrasinin yeniden çalışmaya başlamasıyla da resmen kapatıl- dı. Sıra Etibank'a gelince... Ama şu son iki banka operasyonunda ilk sırayı alan Etibank'ın, Bilgin Yayıncılık AŞ'nin yayımladığı 'Sabah' gazetesinde yüzde 15.6'lık paya sahip olduğu anla- şıldı. Dolayısıyla Etibank'ı Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'na devreden Bankacılık Düzenleme ve Denet- leme Kurulu'nun, böylece Hazine'yi bir de gazete pat- ronu yaptığı anlaşıldı. Aslında Sabah'ı devletle, daha ckîğrusu siyasi erk ile kucak kucağa yaklaştıran ilk işlemin Etibank'a de- ğil, Cavft Çağlar'ın Interbank'ına el konulması sıra- sında başladığı da dün ortaya çıktı. Meğer Bilgin Gru- bu, Interbank'tan 43 milyon dolar kredi almışmış. In- terbank, Mevduat Sigorta Fonu'na devredilince, öte- ki borçlular gibi Bilgin Grubu'ndan da, alman kredile- ri ödemesi ve galiba o arada güçlü kefiller bulması is- tenilmiş. Borçlu Holding, Sabah'taki hisselerinin yüz- de 10'unu rehin göstererek 2009 yılına kadar uzanan bir vade ile Interbank'ın yeni yönetimi ile anlaşmış. O borç yüzünden şimdi, Türkiye'nin tiraj açısından ba- zen 1, bazen de 2. sırasındaki gazetenin Inter'deki his- sesi de devletin kontrolünde. özetle, Türkiye Cumhuriyeti Devleti, 77. yılında ül- kenin en büyük medya holdinglerinden birisinde yüz- de 25.6 ile kontrol mekanizmasını eline geçirmiş. Ba- zılan, ne var bunda diyebilirler. Bir yandan elindeki KfTleri hızla özelleştırmeye çabalayan devlet, belki Kapitalbank dolayısıyla Ceylan Holding'in Ceylan Kontinental Oteli'nde de bir günde pay sâhipleri ara- sına girmiş olabilir. Devtetin otel sahibi olmasında ga- rabet olmaz, ama iş yayımcılık alanına getdi mi, işler değişiyor. Herkes biliyor ki, ya gerçekten ya da kâğıt üzerin- de şu anda Sabah gazetesinde en çok pay, Turgay Ciner'in elinde. İş dünyamız kadar, biz gazeteciler de Sayın Ciner'i, bir süreden ben soluk soluğa izlemek- teyiz. Adını Susurluk raporunda okuduk, Havas ve Petrol Ofisi ihaleleri sırasında kulaklanmız çınlatıtdı. Bu çok başanlı işadamını kader şimdi de getirdi, Sa- bah Medya Grubu yüzünden devletle ortak yaptı. Beni eski bir gazeteci olarak düşündüren, Sabah Medya Grubu'nda yüzde 25.6 pay sahibi siyasal er- kin, grubun çoğunluk payını elinde tutan Turgay Ci- ner'e 'şu haberi niye tek sütunda vermişler'den baş- layarak 'yahu, şu yazıyıyazan hasta herifde nenin ne- si?' türünden manipülasyonlara girişip girişmeyece- ğidir. Arada bir kâğıt üzerinde de kalsa, anayasamız bi- le "Basın hürdür, sansür edilemez" diyor. Ama bası- na özgürlüğünü garanti ettiren o hükümdeki hatırlat- ma, karşı tarafta oturan devlete yöneltilmiş oluyor. Oysa bu olayda devlet, zoraki de olsa, ite kaka da yapılsa, gelip Sabah gazetesinin VIP katında oturan üç patrondan birisı haline geldi. Ve hamdolsun, ver- gi yükümlüsü her yuıttaşının kazandığı her 100 lira- dan 50 lirasını gelir vergisinden kaçırmasına, batıkon banka yüzünden 8 trilyon lira zarann omuzlanna yük- tenmesine karşın, ayaklan üstünde. Üstelik dış piya- salardaki itiban da çok şükür artıyor. Ve patronun gazetesine, televizyonuna uyguladığı sansürü, doğal bir kontrol görevi sayan bir anlayış ne- redeyse tüm çalışanlarda egemen. Bence Zekeriya Temizel, ne yapıp yapmalı; şu operasyonda öncelikle Sabah gazetesinden devlet kontralünü kaldıracak bir formülü bulup uygulamalı- dır. _ . Recai Kutan'ın da, hele Özer beyin îstanbul Ban- kası patronlugu döneminden bu tür operasyonlaria yakından ilgilenen Tansu Çiller'in tepkilerine degil; Temize/'in neşterini uzattığı bu son ufuneti temizle- me girişimine bakarak, öyle bir formül için düğmeye basmasını bekleyenlerdenim. Sanınm benden önce de, Sabah grubundaki mes- lektaşlanmın gözleri, üzerlerinden devlet patronlugu- nun kalktığı haberinin verileceği güne çevrilmiştir. Faks:0212-677 07 62 E-mail:obirgrt(ae-kolay net Cem, Budapeşteyegitti Türk-Yunan dışişleri bakanlan görüşecek ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Türkiye ve Yunanistan arasında NATO tatbıkatı "Desti- ned Glory 2000" nede- niyle yaşanan gerginli- ğin bugün Kuzey Atlan- tik Asamblesi Derneği toplannsı nedenıyle Bu- dapeşte'de bulunacak Türk ve Yunan .dışişlen bakanlan arasında görü- şübnesi bekleniyor Dışişleri Bakanı Cem, dün akşam saatlerinde Macaristan'ın başkenti Budapeşte'ye gitti. Ku- zey Atlantik Asamblesi Derneği'nin düzenledigi toplantıya aralannda Yu- nanistan Dışişlen Baka- nı Yörgo Papandreu'nun da olduğu bu-çok üst dü- zey devlet adamı katıla- cak. Diplomatikkaynak- lar, son anda bir değişik- lik olmazsa Cem ve Pa- pandreu'nun uzun za- mandır gerçekleştıreme- diklen görüşmeyi Buda- peşte'de yapacaklannı kaydettiler. Cem ve Pa- pandreu, 15 Ekim'de Ro- dos ve Marmaris'te bir araya gelmeyi planla- mışlar, ancak tatbikat bunalımı nedeniyle bu- luşmayı ertelemişlerdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle