27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
31EKİM 2000 SALI CUMHURİYET V. SAYFA JvUJ-iJ. LJJ\ kultur@cumhuriyet.com.tr 15 Ünlü gerçeküstücü sanatçı Max Ernst'in grafikleri Milli Reasürans Sanat Galerisi'nde Bilüıçaltmııznı resnııleıi Max Ernst Leopoid Levv ve J. Herold bir arada (üstte), sanatçınm 'Bir Haftahk fyilik" adlı litografisi (yanda). adacılık akımmın kurucusu olan, değişik alanlarda yarattığı gerçeküstücü yapıtlarla, sanatsal anlayış ve yaklaşımlanyla 20. yüzyıl sanatının gelişimini etkileyen sanatçılar arasında önemli bir yere sahip olan Max Ernst'in yapıtlanndan oluşan seçme bir sergi sunuyor Milli Reasürans Sanat Galerisi. Max Ernst'in Istanbul'da sergilenecek olan çahşmalannın yanı sıra sanatçının fotoğraflannın da yer aldığı bir yayın okuyuculara sunuluyor. Kültür Servisi-20. yûzyılda, yapıtlany- la dillerin ve milliyetlerin arasına yerle- şen, gerçeküstücülüğün ustası MaxErnst'in sergisi 1-23 Kasım tarihleri arasında Mö- B Reasürans Sanat Galerisi'nde, tstanbul- Alman kûltür merkezleri işbirliği ile sa- natseverlerin karşısına çıkıyor. Dadacılık akınunın kurucusu olan, de- ğişik alanlarda yarattığı gerçeküstücü ya- pıtlarla, sanatsal anlayış ve yaklaşımlany- la 20. yüzyıl sanatının gelişimini etkileyen sanatçılar arasında önemli bir yere sahip olan Max Ernst'in yapıtlanndan oluşan seçme bir sergi bu. 20. yüzyüın önemli sanatçılanndan Max Ernst, 19. yüzydın sonlannda, 1891 yılın- da, Almanya'da Köln kentinin yakınlann- daki Brühl'de doğdu. Bonn Universite- si'nde felsefe ve psikoloji okudu. Ancak res- me duyduğu ilgi, bu alandaki çahşmalan- nı aksattı. Giderek resim, yaşamında daha fazla yer aldı. Fovizimden aldığı parlak renklerle ve Delaunay'ın kübist çalışmala- nndan etkilenerek görünen gerçekliği gör- sel bir şiirselliğe dönüştürmek için çalış- malar yapan August Macke ile dost oldu, yeni kurulan Der Blaue ReHer grubu ile ilişki kurdu. Bu dönemde yaşadığı karmaşayı ve sa- vaşı suluboya resimler ve çizirnlerle yan- sıtan, Dadacıhğa ilgi duyan sanatçı, 1919 yılında, dışavurumculuk ve kübizmle kısa bir hesaplaşmadan sonra, Köln'de Jean Arp ile 'Dadamaı' adlı grubu kurdu. Max ErasL 1922 yılında Paris'e yerleşti. Ikı yıl sonra gerçeküstücülüğün kuruculan arasında yer aldı. Fırçayı giderek daha az kullanırken 1919 yıhndan beri uyguladığı frotaj tekni- ğine yöneldi. Bu teknikte ağaç, taş, tekstil gibi birnesneninyüzeyineyerleştirilenkâ- ğıdın üzerine renkli bir nesne ile sürtülür ve böylece alttaki nesnenin dokusu kâğı- duı yüzeyine çıkanlır. Max Ernst, Atlantik kıyısında kaldığı kasabadaki sahil kulübesinin tahta döşeme- lerinin dokusundan esinlenerek frotaj tek- niğinde 34 adet yapıt üretti, bu yapıtlan Pa- ris'te Doğal Tarih adıyla çoğaltıldı. Böy- lece Max Ernst için yapıtlannı çoğaltma ve kitap halinde yayımlama, gerçeküstücülük için çok uygun olan kıtap resimleme ola- naklan ortaya çıktı. Gerçeküstücülüğün Hıristiyankarşıtı anlayışı içinde 'ÜçTam- ğın Gözü Öniinde Çocuk tsa'yı Cezalandı- ran Bakire' adlı resmini yaptı. Resimdeki üçtanıkBreton, Ehıardve Ernst ti. 1930'da LouisBunuel ın 'L'Aged'or-AlünÇağ' fil- minde rol aldı. Ancak filmin Paris'teki ga- lası sırasında muhafazakârlar Ernst'e sal- dırdılar ve Emst, DaB, Miro ve Tan Guy'ın sergilenen yapıtlannı yok ettiler ve ardın- dan filmin gösterimi yasaklandı. Max Ernst, bu sıralarda gerçeküstücülük içinde gelişen, soyut otomatizm anlayışı ile düşsel imgeleri gerçekçi bir resimleme ile yansıtarak yanılsama yaratmak isteyen 'Gerçekçi (Veristic) Gerçeküstücülük' an- layışınındışındakaldı Kendi anlayışlan doğ- rulfusunda, gelıştirdiği tekniklerle çalıştı. 1937 yılında çıkartma tekniğini geliştirdi. Ernst bu tekniği yağlıboya için uyguladı. Aynı yıllarda boyama. frotaj ve kolaj tek- niklerini kullanarak başyapıtlan arasında sayılan 'Loplop' dızisini yaptı. Max Ernst, fidnci Dünya Savaşı sırasın- da Paris, Almanya tarafından işgal edilin- cegözalnnaahndL 1941 yılında Amenka'ya kaçtı ve 1948 yılına kadar yaşayacağı New York'ta, Avrupadan gelen Roberto Matta. AndreMasson gibı sanatçılarla birlikte so- yut ve şiirsel bir dışavurumculuk anlayışı- nı getirdi. 1953 'te Paris'e döndü ve 13 Ou- ai St. Michel'e yerleşti. 1958'de Fransız vatandaşı olan Ernst, 1968'den sonra Gü- ney Fransa'da Seillans'a yerleşti ve 1976 yılında, Paris'te, 85 yaşına gireceği gün öl- dü. Max Ernst, resim ve çizim kadar olma- sa da heykelle de ilgilendi. 1934 yılında Gi- acometti ile birlikte bir süre birlikte olan sanatçı burada taşlann üzerine kabartma de- senler çizdi. 1936'da kinetik sanata yöne- lerek kinetik heykeller yaptı. New York'ta kaldığı süre içinde hazır nesneleri alçı ile yeniden biçimlendirerek so>ut kabartma ve heykeller gerçekleştirdi. Max Ernst'in tstanbul'da sergilenecek olan çahşmalannın yanı sıra sanatçının fo- toğraflannın da yer aldığı bir yayın okuyu- culara sunuluyor. James Carter kuşaklar arasında köprü kurmayı amaçlıyor Müzîği kategorize etmiyor ESRA ALİÇAYTJŞOĞLU Garanti Caz Yeşıli sponsorluğun- da her ay caz dünyasımn önemli ko- nuklannı ağırlayan Babylon'un bu ay- ki konuğu karizmatik ve yeteneklı saksofoncu James Carter dı. Carter cuma ve cumartesi gecesi Electric GrooveBand ile birlikte dinleyiciler- le buluştu. Detroit'te doğan James Carter, Detroit'in kendisi için çok özel bır yer olduğunu belirtiyor. Müzisyen bir aileden gelen Carter, Hendrix"ten P-Funk ve Milesa kadar birçok is- mi ailesinin sayesinde öğrenmiş. Det- roit'e sadece fizıksel bir bağlıhk duy- madığmı, her biçimde buraya karşı büyük bır sorumluluk taşıdığını be- lirtiyor Carter. "Müzik ve genel ola- rak her şeyi burada öğrendim. Daha doğrusu yaşamımla Ugili olan hemcn herşeyL.Larry Smith, Big Bob Fen- nel, Spencer Barefîeld, Lamonte Ha- milton jpbi birçok önemli isimle Det- roit'te tanıştım. Tüm bu isimler be- nim genşimimde önemli bir roloyna- dL" Son 25 yılda müzik dünyasımn kazandığı en heyecan vericı genç saksafoncu ünvanına sahip olan Ja- mes Carter, kendinden önceki önem- li müzisyenlerle müziği aracılığıyla sohbet etmek istediğmi söylüyor: "Beni tüm müzik yaşamım boyunca etküemisolanmüzisyeıılere yadaki- şflere saygı mı göstermek istiyorum. 11 yaşında saksofon çalmaya baş- layan ve kazandığı bir burs sayesin- de Marcus Belgrave ile, Blue Lake Monster Ensemble ile canlı perfor- manslar gerçekleştiren James Carter, henüz 17 yaşında iken VVyton Mar- saMs ile turdayken keşfedildi. James Carter, Lester Bowie, Julius Hemp- hn, The Charies \Iingus Band, The Lincoüı Center Jazz Orchestra ve Kathleen Battle gibi önemli isimler- le birlikte çalıştı. James Carter'ın bu yıl çıkardığı ikı albümden biri 'Chasin The Gypsy' Romanyalı caz gitaristı Django Re- inhardt'a adanmış. Ancak James Carter bunun sadece Reinhardt'a de- ğil, cazın en sert dönemi olarak ad- landırdığı 1935-45 yıllannada bir say- gı niteliği taşıdığını belirtiyor. Bu dönemde özellikle caz alanında bir- çok yeniliğin ve sıra dışılığın ön pla- na çıktığını belirten Carter, Rein- hardt/StephenGrappetti birlıkteliği- ni 1983'ten itibaren takip etmiş. Re- inhardt'ın müziğini çok sevdiğini söyleyen ve bunun olağanüstü orga- nik bir yapıya sahip olduğunu belir- ten Carter, onun müziğinin Çingele- rin gerçek özünü ifade ettiğini ve özgürlüğün cazibesini de taşıdığıru belirtiyor. "Reinhardt'ın müziğinin eldektik yapısı ve ruhu beni müthiş bir biçimde cezbetnV James Carter, 'Chasin The Gypsy' ile birlikte aynı anda 'La\ in The Cırt' adlı albümü çıkarmasımn nede- ninin tıcari olduğunu ifade edı- yor.'Lay in The Cııt', James Car- ter'ın gerçekleştirdıği ilk, tümüyle elektirik donanımlı albüm. Sanatçı bu albümdekı MotovvnMash', 'Re- qukm For Hardtford Ave' ve 'Dra- fadelic In D Flat'gıbi parçalann bir- likte çalıştığı müzisyenlerle gerçek- leştirdikleri kolektif emprovizasyon- -£stanbul'da iki gece, Electric Groove Band ile sahne alan James Carter'ı farklı kılan, belki de en önemli özelliği gospel, blues, swing, bop, fünk ve free-caz'ın kökleri arasında rahatça gidip gelmeyi başarabilmesi. James Carter, inkâr edilemez karizmasıyla aynı zamanda cazın ilk rock stan olarak tanınıyor. lannın bir sonucu olarak nitelendi- riyor. 'Chasin The Gypsy', sanatçının romantik yanım ön plana çıkanyor; Carter'a göre yaşamın kendisi yete- rince romantik. "Müak ve yaşamı birbirinden ayıramazsımz. Müzik her zaman duygnlarm bir aktanmı- dır; gerek müzisyenin yorumuyla ge- rekse tek başma kendish le. İster pro- test olsun isterse başka bir şey, mü- zik duy gulann ürünüdür ve yaşamm bizim üzerimizdeki etkflerinden söz eder; kısaca duygulanmızdan." 'Chasin The Gypsy', savaş önce- si svving müziğinden derinden etki- lendiğini gösteriyor. 'Çoğu zaman müziği s>ving. bop ya da fünk olarak kategorize ediyoruz; ancak ben mü- ziğe bir bütün olarak bakıyonım. Ba- na göre kuşaklar arasında köprüler kurmahyız: bunun tek yolu da mü- ziği bir bütün olarak dûşünmekten geçiyor." James Carter'ın imzasına 1996 yı- lında Robert Ahman'ın yönettiği mü- zikal drama 'Kansas Chy'ninmüzik- lerinde de görüyoruz. Ancak onu farkiı kılan, belkı de en önemli özel- liği gospel, blues, swing, bop, funk ve free-caz'm kökleri arasmda ra- hatça gidip gelmeyi başarabilmesi. Carter'ın son projesi ise serbest caz stilini funk ile birleştirerek rahatça dinlenebilen hareketli, kıpır kıpır bır sound yaratmak. Müzik endüstnsinin kolay satan, niteliksiz yapıtlanna yapıtlanyla baş- kaldıran bir sanatçı Carter ve bunu son çalışmasıyla daha da iyi kanıtlı- yor. BlLSAK'ta '1yi Hava Kötü Hava' Kültür Sema-BİLSAKTiyatroAtöW yesi 3 Kasım'dan itibaren, Anton Çe- hov'un öykülerinden topluluk tarafın- dan uyarlanan 'İyi Hava Kötü Hava' adlı oyunu her cuma-cumartesi saat 20. 30'da, Sıraselviler-BtLSAK'taki salo- nunda sergiliyor. Topluluk aynca kasım ayı içinde İSM Kûltür Merkezi'nde 16-17-18 Kasrm günlerinde 3 gösteri yapacak. BİLSAK Tiyatro Atölyesi aynca 26 Kasım'da 5. Ankara Uluslararası Tiyatro Festivah" kapsammda bir oyun sahneleyecek. 'İyi Hava Kötü Hava'nın dramaturgi ve projesi Şehsuvar Aktaş, Aylin Deve- ci, Şerif EroL, Nihal G.Koldaş,' Göze Sa- ner'e, kurgu ve tasanm, Nıhal G. Kol- daş'a, müzik ve ışık ise Murat Ergun'a ait. Çehov'un 7 öyküsünün iç içe geçi- rilerek aktanldığı oyunda, dahaçok kent- te geçen ve ikili ilişkileri konu alan öy- küler yer alıyor.Jenerik, Kaziar, Şiir, Pen- cere, Bekkme, Şarkıcı Kız, Evlenme, Kötü Hava, Mümtaz Şahsiy et ve Toplan- tx bölümlerinden oluşan oyun, bugün için 'demode' bulunabilecek ilişkiler ağıyla, topluluğun seçtiği görsel işitsel araçlarla 'eski' ve 'eskimiş' zamanlara göndermeler yapıyor. Bu öykülerde yer alan herkesin, dav- ranışlannı haklı çıkaracak geçerli maze- retleri var. ilişki kuramama zafiyeti *ya- banalaşma' nedeniyle değil, hayatm on- lan birbirlerine karşı teğet geçiriyor ol- masıyla ilgili. Hep 'gerçek birer insan olmak iste- meleri', ama 'kendi davramşlannm ne- denlerini bUemiyor olmalan', yaşadık- lannın 'rasdantılara bağh olduğunu' dü- şünmeleri, gelecek için 'fal açmak' ile yetinmeleri ve aynı şiiri iki kişinin çok farkh algılamasıyla ya da korkaklığm fark edihnesiyle kopabilecek sevgi bağlan- na sahip olmalan ile ilişkili. Seyirci ile iç içe Kısacası biraz çıkarcı, biraz korkak, biraz bencil ve güvensiz olmalan ile ilinrili. 'İyiHavaKötüHava', BÎLSAK'ın 35 kişilik küçük salonunda seyirci ile iç içe oynanıyor. Hem oyımcu hem de seyirci açısından gerçek bir ilişkinin amaçlandığı oyun her iki taraf için de hem risk, hem de avan- taj içeriyor. Oyıınun adının da vıırgula- dığı üzere seyirci ile oyuncu arasmdaki ilişki, havanın anlık değişimi gibi bir elektriğe sahip. Sen Hiç Ateşböceği Gördün mü?' İKültür Servisi- "Beşiktaş Kültür Merkezi Oyunculan" tarafmdan sahnelenen Yılmaz Erdoğan'ın "Sen Hiç Ateşböceği Gördün mü?" adlı oyunu bu tiyatro sezonunda da '"Beşiktaş Kültür Merkezi"nde tiyatroseverlerle buluşuyor. Oyun her perşembe, cuma ve cumartesi saat 21 .OO'de, pazar günleri ise saat 15.30 ve 19.00'da sahnelenecek. Demet Akbağ, Zerrin Sümer, Sinan Bengier, Salih Kalyon, Bican Günalan, Binnur Kaya, Serhat Özcan, Figen Evren, Neslihan Yeldan, Can Kahraman, Caner Alkaya, Celal Tak, Deniz Özerman, Vural Çelik. Işık Düzen, Nusret Karakuş ve Özge Özberk'in rol aldığı oyuncu kadrosunda, geçen aylarda kaybettiğimiz tiyatro sanatçısı Gürdal Tosun'un yerine ise Altan Erkekli yer alacak. Şimdiye kadar 250 kez sahnelenen ve 250 bin tiyatrosevere ulaşan oyunda, 1948'de dünyaya gelen üstün zekâlı Gülseren'in yaşam öyküsü, çevresindeki karakterler ve toplumsal gerçekler eşliğinde anlatılıyor. ilk kez 23 Ocak 1999'da sahnelenen oyun, "Afife Jale Ödülleri"nde en iyi yazar, en iyi komedi kadm oyuncu en iyi yardımcı kadın oyuncu, ve en iyi müzik; "Avni Dilligil Odülleri"nde en iyi yapım, en iyi yazar, en iyi yardımcı kadm oyuncu, en iyi müzik; "MGD Altm Objektif Ödülleri"nde ise en iyi tiyatro ve en iyi kadın oyuncu ödüllerini aldı. Kültür Servisi- Canlandırdığı karakterlerle bütünleşmesiyle tanınan Daniel Day Lewis, bu kez yeni t ılmindeki katil rolüne hazırlanmak amacıyla kasap dükkânında et kesmeyi öğreniyor. Martin Scorcese'nin yönettiği 'Gangs of New York' filminde insanlan öldürmekıcn zcvk alan 'Kasap' lakaplı gangsteri canlandn-acak olan Lewis, daha önce de 'Babam için' fılmindeki mahkûm rolü için kendini günlerce teneke bir kulübeye kilitlemiş ve hapıstekilerin hissettiklerini anlayabilmek için dışardakilerden demir çubuklarla kulübeye vurmalannı istemişti. Cameron Diaz, Leonardo DiCaprio ve Daniel Day Levvis'in rol aldığı 'Gangs of New York' filminin çekimlerine halen Roma'da devam ediliyor. Borusan'da Nâzrnı ffikmet romansı • Kültür Servisi - Borusan Kültür ve Sanat Merkezi'nin düzenlediği 'Nâzım Hikmet'in Şiirleri Üzerine Arif Melikov'un Sekiz Kompozisyonu', Italyan Kültür Merkezi'nde 31 Ekim'de saat 19.00'da, Fatma Karacatarafından Rafael Gasimov'un piyanosu eşliğinde seslendirilecek. Nâzım Hikmet'in "Sen, Nenni, Bir Gemici Türlriisü, Rüyamda Gördüm Yari, Mavi Gözlü Dev, Seni Kıskanıyorum, Bana Bir Bakar mısınız, Yine Sana Dair" isimli şiirleri üzerine yapılmış sekiz romans Rusçaya M. Pavlova ve D. Samoylov tarafından çevrildi. Nâzım Hikmet ve Melikov'un ortak çahşmalan sadece bu romanslarla sınırlı değil. Melikov'un "Muhabbet Efsanesi" adlı balesinin librettosu da Nâzım Hikmet tarafından yazılmıştı. Bu ortak çalışmanın yam sıra besteci ve şair aym zamanda çok iyi arkadaştılar. Kröyen'in tabloları bıdundu • KOPENHAG (AA) - Danımarkalı ressam Peter Severin Kröyer'e ait iki tablo, çalındıktan kısa bir süre sonra bulundu. Başkent Kopenhag'ın merkezindeki Ellekilde müzayede evinde bulunan 2 milyon kron (150 milyar) değerindeki, 'View of Capri' ve "The Hunters from Skagen' adlı 2 tablo, çalındıktan kısa bir süre sonra polisin durdurduğu bir arabada bulundu. Hasar görmeyen tablolann müzayede evine teslım edildiği bildirildi. Skagen okulundan olan Kröyer i (1815-1909), Danimarka'nm en tanınmış î ressamlanndan biri olarak biliniyor. î 'Cevdet Kudret Edebiyat Ödüllepi' • Kültür Servisi - Bu yıl öykü dalında verilecek olan 'Cevdet Kudret Edebiyat Ödülü'ne başvuni süresi 1 Aralık günü sona eriyor. Başvuruda, Aralık 1999-Kasım 2000 tarihleri arasında • yayrmlanmamış kitaplar kabul edilecek. I Yanşmaya katılacak yazarlann. kitaplanm 6 nüsha olarak, yaşamöyküsü özeti ve yazılı adaylık başvurulan ile birlikte 'Cevdet Kudret Edebiyat Ödülleri', Amiral Fahri Engin Sok., Vaizoğlu Apt. 8/5, Rumelihisan, Istanbul' : adresine göndenneleri gerekiyor. BUGUN • YAPl KREDt SERMET ÇTfTER KtTÜPR\NESİ'nde saat 18.30'da 'Beyoğhı'nda Beyoğlu'nu Konuşmak' başhklı söyleşinin konuğu Ara Güler olacak. (252 41 20) • KUMPANYA SAHNESİ'nde saat 20.00'de Lale Müldür, Orçun Baştürk ve Nadi Güler'in hazırladığı 'Büyük Ünlü Uyumu'adlı film ve müzik parçalan yer alacak. (235 54 57) • ENKA ODİTORYUMU'nda saat 20.00'de Işd Kasapoğlu'nun 'Aynhş'adlı oyunu 'Oyun Atölyesi' tarafmdan sahnelenecek. (276 22 14) • MUAMMER KARACA TİYATROSU'nda saat 15.00 ve 18.30'da Cengiz Aytmatov'un 'Kızıl Elma' filmi izlenebilir.f252 44 56) • CEMAL REŞTT REY'de saat 19.30'da "Darül Elhan'dan 2000'e" adlı gösteri yer alacak. (232 98 30) • BABYLON'dasaat21 30da İpekYoluAla Turca' adlı belgesel gösterimi izlenebilir. (292 7368)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle