24 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
28 EKİM 2000 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 80 yıl sonra görmeye başladı • ESKtŞEHtR (Cumhuriyet) - Eskışehır'de 9 yaşında yüzüne kartopu atılması sonucu görme yeteneğini kaybeden 40 yaşındaki Mehmet Balıkkaya komea nakli ile yeniden görmeye başladı. Uzun yıllardır yüksek numaralı gözlüklerle görmeye çalışan Balıkkaya, geçen günlerde Eskişehir Devlet Hastanesi Göz Poliklinigi'ne başvurarak kendısine kornea nakli yapılmasını istedi. Yapılan operasyon sonucu Bahkkaya'nın sol gözünün tamamen görmeye başladığını bıldıren Opr. Dr. Mete Günay, hastanın sağ gözüne de kornea nakli yapmayı düşündüklerini söyledi. Türban davasında tutuklu kafmadı • MALATYA (Cumhuriyet) - üıönü Üniversitesi Senatosu'nca almış olduğu kılık kıyafet geneîgesıni protesto etmek amacıyla geçen yıl nisan ve mayıs aylannda Akpınar Meydanı'nda gerçekleştirilen "türban eylemleri"yle ilgili olarak haklannda Malatya 1 No'lu DGM'de dava açılan sanıklann yargılanmalanna dün devam edildi. 76 sanık hakkında açılan davada mahkemenin geçen yıl verdiğı karann Yargıtay 9. Dairesi'nce kısmen bozulması nedenıyle davada 22 sanık kaldı. 'Mehmetçik- Üniversrte Gençliği B Be' • ADIYAMAN (Cumhuriyet)- Adıyaman'da "Mehmetçik-Üniversite Gençliği El Ele" projesi kapsamındaki ağaçlandırma çalışmalannın 2000 yılı sonbahar döneminin 4 Kasım'da başlayacağı açıklandı. 4 bin dekarlık alanda ağaçlandırma yapılacağını bildiren Adıyaman Valisi Halil Işık, "Bu dönemde 2 milyon fıdan ile 2 milyon da meşe palamudu dikilecek" dedi. 7. Kolordu Komutan Yardımcısı Tümgeneral Kurtuluş Öğün de proje kapsamında Adıyaman'a gelecek öğrencilerinyöre halkıyla kültûrel anlamda bütünleşeceklerini söyledi. Hayali yazım 5-6 milyon • ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - Devlet Istatistık Enstitüsü (DÎE), 22 Ekim 2000 Pazar günü gerçekleştirilen Genel Nüius Sayımı'nın resmi olrnayan • sonuçlanna göre Türkiye'nin nüfusunun 71.2 milyon olduğunu açıkladı. Belediyelerin tller Bankası'ndan alacaklan payın nüfusa göre belirlenmesi nedeniyle belediyeler eliyle hayali yazıma yönelim artarken bu sayımda yaklaşık 5-6 milyon hayali yazım olduğu tahmin edildi. DtE yetkilileri, bu hayali yazımlann geçici rakam olan 71.2 milyondan düşüleceğini, nüfusun 65-66 milyon arasında olabileceğini belirttiler. Papandreu'ya göre savaşın mağduru kadınlar bunalımlan aşağı çekmek için seslerini yükseltmeli Baıaşı kaduılar sağlarLEYLA TAVŞANOĞLU Yunanistan'ın eskı başbakanlanndan And- reas Papandreu'nun Amerikan asıllı eşi Mar- garha Papandreu'yla birlikteyiz. Ilerlemış ya- şına karşın hâlâ güzel bir kadın. Türkiye ve Yuna- nistan'daki kadınlar ve gençleri birbirlerine ya- kınlaştırarak iki ûlke ara- sındaki bunalımların en- gellenmesi amacıyla VVinpeace (Banş Kaza- nımı) adlı grubun başka- m. Onunla, Ege'de dost- luk rüzgârlarının yeni- den estirilebılmesı ıçın nelerin yapılması gerek- tiğini ve bugünkü orta- mı konuşuyoruz. Konuş- mamız şöyle gelişıyor: - Türkiye'yle Y\ınanistan'daki kadmla- n ve gençleri vakınlaşnrmayı amaçlayan VVinpeacegrubununbaşkanüsmız. Bu gru- bu kurma fikri sizde nasıl oluştu? MARGARTTA PAPANDREU - Bu fı- kir bende iki ülke arasında patlak veren Kardak KayalıkJan bunahmı sırasında oluştu. îki ülkeden de ınsanlar Kardak "a gittiler, ülkelerinin bayraklannı diktıler. Derken Ege üzerinde savaş uçaklannın sesi duyuldu. O anda, "Bu işin sonu çanş- ma olabflirn diye dûşündüm. Ertesi akşam kriz aşağı çekılir gibı ol- du. Televizyonlarda bu konuyla ılgilı programlan izlerken bunalımın neden patlak verdiği ve bundan sonra neler ola- bileceği yönünde görüş açıklayanlann hepsinin erkek olduğu dikkaumi çekti. Margarita Papandreu Tûrk ve Yunan kadmlanyla ortak projeler üstûnde çabşmalannı sürdürüyor. Bunalımla ilgili neler duyduğu ve dü- şündüğünü dıle getıren tek bir kadına bi- le rastlamadım. Yeni savaş bıçimlerinde kurbanlann hepsi kadınlar ve çocuklar oluyor. Kadınlann, bunalımların aşağı çe- kadaşlanma açık bir mektup yazdım. Mektupta şöyle diyordum: "Ülkelerimiz arasında birsavaş çıkma- sını istemiyoruz. Başka bir komşu ûlke olan Yiıgoslavya'da olanlar bizinı de başı- M\ "argarita Papandreu, Kardak krizi sırasında televizyonlan izlerken bunalımın neden patlak verdiği ve bundan sonra neler olabileceği yönünde görüş açıklayanlann hepsinin erkek olduğunu görünce harekete geçmeye karar vermiş. Şimdi iki ülkenin kadınlan ve gençlerini birbirlerine yakınlaştırarak bunalımlan engellemeyi amaçlayan Winpeace adlı grubun başkanı. kilmeleri, savaşlann nasıl engellenmesı gerektiği konusunda hiç mifikirleriyok- tu? Türkiye'dekı kadın arkadaşlanm aca- ba o anda neler düşünüyorlardı? Böylece oturup Türkiye'dekı kadın ar- mıza geünemelL Amayaşamakta oldugu- muz bu olayda kadınlann sesini hiç duy- muyorum. Hükümetierimizi ktşkırncıhk- tan uzak durma ve bu bunahmı atiatma konusunda uyarma sorumluluğunu taş»- Atina-lstanbuVa büyük ilgi Pamukbank Fotoğraf GalerisTnde 26 Eylül'den bu vana sergilenmekte olan "Merhaba Atina, Here IstanbuT fotoğraf sergisi yoğun ilgi nedeniyle 5 Kasım 2000 tarihine kadar uzaülch. Sergide, Turidye'den Ara Güfcr, tzzet Keribar, Arif AŞÇJ, Cem Turgay ve Sinan Koçaslan'ın, Yunanistan'dan da Nicos Ecomopoulos, Niki Typaldou. Alkis X. Xanthakis. Nikos Desyüas ve Starhis Efstarhiadis'in eserieri yer alryor. Sanatçılann şehirlere yapnklan karşıhJdı ziyaretier sonucu çektikleri fotoğraflarda, farkh şehhier, benzer kültürler, ortak değerier izleyicilere sunuluyor. Anadolu inancları Kongresi sona erdi 'Laiklik, inançlar için vazgeçilmez temer TÜMTİS'ten yazılı açıklama Sendikal nedenlerle işten çıkarma sürüyor SELAHATTİNŞAHİN NEVŞEHİR-Anadolu Eren- leri Kültür ve Sanat Vakü iie Kültür Bakanlığı'nın ortaklaşa düzenledikleri "Uluslararas Anadolu Inançlan Kongresi'' bilim insanlan ve inanç temsıl- cilerinin de katıldığı değerlen- dirme sonuçlannın yayınlan- ması ile sona erdi. Kongrede Anadolu"da inanç- lannın saglıklıbirşekilde, dost- luk, kardeşlik ve hoşgörü içeri- smde devam ettirilmesinin en önemli noktasının laiklik oldu- ğu sonucuna vanldı. Anadolu Erenleri Kültür ve Sanat Vakfi Başkanı Yusuf Dağ yaptığı açıklamada, kongre değerlen- dirme sonucunun Anadolu Erenleri Kültür ve Sanat Vakfi Bilim Kuruhı'nun yanı sıra kongreye katılan tstanbul Ha- hambaşı Vekili lsak Halevi, Alevi-Bektaşi dedesi Naki Ho- rasani, Türk Ermeni Patrik Ve- kili Dr. Krikor Damadyan, es- kı Diyanet Işlen Başkanı Lütfi Doğan ve Süryani Kadim Azı- zı Samuel Aydemir'in de ortak görüşü olduğunu söyledi. Dağ, değerlendırme sonuçlannda Türkiye Cumhuriyeti'nin bü- tünlüğü için temel koşulun la- ıklik ılkesinın ortaya çıktığmı belirtti. Dağ, Ürgüp Penssıa Otel'de 5 gün süre ile devam eden kongrenin düzenlenmesindeki amacın, göçebelikten yerleşik dırruma geçişin anayurdu olan ve tarih içensinde "medeniyetin beşjği'*, «tarihin mekiğr olarak büınen Anadolu coğrafyasında yeşermiş ve yaşamış çeşitli inançsal oluşumlann bılimsel incelenmesi olduğunu bildirdi. Kongrede neolotik dönem- den günümüze kadar gelen bir süreçte çeşitli inançlann olu- şumlan, gelışımlen ve karşılık- h etkileşimlerinin incekndiği- ni belirten Dağ, kongrede ya- yımlanan bildırilerle de Anado- lu cograryasında uzun dönem- ler boyunca pek çok inancın bir arada banş içerisinde yaşama kültürünü gelişrirdıği sonucu- na ulaşudığını söyledi. tstanbul Haber Servisi - Tuzla'da kurulu Yıldıran Tahmil Tahliye Şirketi ile Şişli-Bomonti'de kurulu Hi- sar îplik işçilerinin sendikal nedenle işten atıldıklan be- lirtildi. Türk-lş'e bağlı TÜMTİS Merkez Yöneöm Kurulu adı- na yapılan yazılı açıklamada, Arceük ve Beko fabrikasımn yükleme-boşaltma ışlerini yapan Yıldıran Tahmil Tah- liye Şirkeû'nde çalışan 18 iş- çinın, sendikayaüye oldukla- n için 25 Ekim'de işten çıka- nldıklan bıldinldi. Işe geri dönmek ıçm işyen önünde bekleyen TÜMTÎS Kartal Temsikisi Ali Rıza Atik ve Adana Taşımacılık Işyejri Temsilcisi GürselGenç'in 26 Ekim sabahı gözaltına ahn- dıklan ifade edilen açıklama- da, "Aynı şekilde, Trabzon Çimento Fabrikası'nın taşı- ma işini yapan KLNT ve Mavi Yolşirketferinckn 70işçiüye- miz olduklan için 9 Ekim'de işten çıkanküiar ve haien iş- yeri öoünde bekfiyoriar. Bu uygulamalar, örgütknme öz- güriüğünün de, insan hakla- nnın da işçiier için geçerii ot- madığınıgösteriyor" denikü. Hisarlplik Bağımsız Dokuma-lş Sen- dikası Yönetim Kurulu'nca yapılan açıklamada ise sen- dikalanna üye Hisar tplik iş- çilerinin, işverenden sendi- kalanru muhatap alarak top- lusözleşme yapmasını iste- dikleri, ancak bu istemin ka- bul edilmemesı üzerine işçi- lerin üretimden gelen güçle- rini kullanarak ışyenni terk etmeme karan aldıkian be- lirtıldı. Yaklaşık 120 işçinin 3 gün dırenerek sendika hak- kına sahip çıktıklan ifade edilen açıklamada, işverenin 25 Ekim günü güvenlik güç- lenni devreye sokarak işçile- ri zorla dışan çıkardığı ve kendilenne 17. maddeye gö- re tazminatsız olarak işten çı- karıldıklarınm söylendiği kaydedildi. dığımızı düşünüvorum." - Türkrve'deki kadınlann bu mektubunuza karşıhlda- n nasıl oldu? PAPANDREU - Öncelik- le, mektubum Türk gazete- lerinde yayımlandı. Ardın- dan uzun zamandır tanıdı- ğım gazeteci Zeynep Oral beni aradı. "Margarha, bu- rada kadınlareOerinden ge- leni yapmaya hazırlar. An- cak ne yapmamız gerektiği- ni soruyorlar" dedi. Ona şöyle cevap verdim: "öncdOde bir araya gehne- miz ve ne yapmamız gerek- tiğine karar vermenıizlazım. Mutiaka yapabfleceğimiz pekçokşej varduf Bu konuşmadan sonra Türkiye'den üç kadın Ati- na'daki evime geldiler. Bir hafta sonu boyunca sorunla- n ve bunlara karşı neler yapabileceğimi- n konuştuk. Türk ve Yunan kadınlannı bir araya getiren bir grup kurup bunalımlan önleyici bir diplomasi izleme karan al- dık Bunun da en iyi yolu iki taraftan ka- dınlan ve gençleri eğitimden geçinnektı. O zamandan beri de iki tarafın kadınlan ortak projeler üzerinde çalışıyoruz. önce fstanköy Adası'nda, hemen ar- dmdan Bodrum'da toplandık. Bu etkin- liklenmiz Yunan basınından çok Türk ba- sınmda yer aldı. Türkiye'de daha çok ses getirdi. Belki bunun nedeni, grubun Türk tarafinda daha çok gazeteci olmasıydı. - Türidye'yle Yonanistan arasında 19871de bir Kuzey Ege krizi yaşandı. Da- ha sonra ülkenizin başbakanı olan eşiniz Andreas Papandreu ile dönemın Türkiye Başbakanı Turgut Özal bir araya gelerek yakınlaşma yolunda karar- lar aldılar. Ama bunun ar- kası gelmedi. Bugün ise durum böyle değil. iki ta- raftan insanlar banş ve dostluk ortarmnı sağlam- laşnnp sürdürme çabası içindeler. O dönemin ve bugünün koşullan arasın- da sizce ne gibi fark var? PAPANDREU - Yuna- nistan diktatörlükten kur- tulunca bir kimlik arayışı içine girmişti. Demokrasi- sini sağlamlaşnrması gere- kiyordu. Aynca uluslarara- sı arenada sesini duyur- mak zorundaydı. Çok uzun yıllar Yunanistan'a dışardan müdahale edıl- mişti. Artık bağunsızlık zamanıydı. Kımliğuuzi oluştururken sesinizı du- yurrnak için zaman zaman bağırmak zorunda da kalı- yorsunuz. Bir de başka ül- kelerle ilişkilerinizi yeni- den düzenliyorsunuz. O sırada Yunanistan'da demokrasi daha tam olu- şamamıştı. Uzun yıllar otoriter rejimler nedeniyle ifade özgürlüğü konusun- da da sorunlanmız vardı. O dönem başbakan olan eşim Andreas Papand- reu'nun amacı demokrasi- yi yerleştirmekti. Dolayı- sıyla polıtika Amerikan aleyhtarhğını hedef aldı. Kısmen Türkıye'ye kanş saldırgan, biraz da düş- manca ifadeler kullanıh- yordu. Ama eşim Andreas, öz- de Türkiye'yle dostça iliş- kiler geliştirmeyi amaçlı- yordu. Ve tabii ki banş ıs- üyordu. Ama Yunanıstan'ı korumak için de sertbir ta- vır içinde olması gerektiği- ni düşünüyordu. 1987'de ortam böyleydi. - Peki bugün Yunanis- tan'da ne değişti? PAPANDREU-Demok- rası sağlam kökler saldı. Bugün Yunanistankendin- den oldukça emin bir ülke. Aynca George'un (büyük oğlu, Yunanistan Dışışleri Bakanı Yorgo Papandreu) deneyimlen, onu Türki- ye'yle daha fazla yakınlaş- maya yönelttı. George'un doğasında insanlar arasın- daki farklıhklan anlayış ve hoşgörüyle karşılamak var. - Bu düşünce taranın Türkiye'yle Yunanistan'ın birükte ortak gekceklerini bulmakta yartnma olabi- leceğini düşünüyor musu- nuz? PAPANDREU - Bu za- ten esas amaç ya da esas beklenti, diyehm. Tabii kı iki ülke arasında pek çok zorun var. Ama, yakınlaş- ma yolunda düşe kalka da ilerlesek şimdiye kadar al- dığımız sonuçlar olumlu- dur. iki tarafta da doğru in- sanlar iktidar sahibi ol- maya devam ettikçe bu hedefe ulaşabiliriz. CUMARTESİ YAZILARI ATAOL BEHRAMOĞLU Nâzım Hikmet ve Türkiye Cumhupiyeti Üzerine Nâzım Hikmet'in ilk kitaplan 1920'li yıllarda ya- yımlandı. Bu tarihler Türkiye'de Cumhuriyet yöne- timinin de kuruluş ve ilk yıllandır. Bu koşutluk Nâ- zjm Hikmet'e de Türkiye Cumhuriyeti'ne de yakışı- yor. Çünkü her ikisi de modemdır, çağdaştır, dev- rimcidir... ••* Türkiye Cumhuriyeti'nin kökenleriyle Nâzım Hik- met'in yaratıcılığının kökenlerı arasında da koşut- luk var... Türkiye Cumhuriyeti artık çağını tamam- lamış ve çöküntüye uğramış bir mutlakiyet yönetı- minin yıkıntılan üzerinde kuruldu. Fakat, sadece o kadar değil. Bu imparatoriuğun, özellikle 19. yüz- yılda ve 20. yüzyıl başlarında, Cumhuriyet'e temel oluşturacak yapısalreformlangerçekleştirmeye gi- riştiği, düşünsel alanda da yine Cumhurıyet'in dü- şünsel yapısına temel oluşturacak aşamalardan geçtiği biliniyor. Namık Kemal, Tevfik Fikret, Zi- ya Gökalp, bu düşünce mimariannın başta gelen- leridır. Şair ve düşünür kimliğiyle Tevfik Fikret'in, Mustafa Kemal'i ve Nâzım Hikmet'i etkilemiş ol- ması doğaldır. • • • Cumhuriyet edebiyatının arayışlannın, buluşlan- nın, sentezlerinın ilk evrelerini, yine 19. yüzyıl son çeyreği ve 20. yüzyıl başları Türk edebiyatının sü- reçlerinde görüyoruz. Cumhuriyet yönetimi de Nâ- zım Hikmet şiiri de modern, yenilikçi, devrimci kim- likleriyle, hem Osmanlı Imparatorluğu'nun yaşadı- ğı modemleşme sancılannın hem de ilerici ınsanlı- ğın kazanımlannın (Fransız Devnmı, Sovyet Devri- mi, bu devrimlerle ılişkilı düşünsel-sanatsal başa- nlar, buluşlar) sonuçlandır. Bu anlamda Türk ede- biyatında Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk dönemlerine en çok yakışan şair, hiç kuşku yok ki, Cumhuriyet yönetiminin yuzeysel şakşakçılan değil, Nâzım Hik- met'tir... ••• Sonraki yıllar için aynı koşutluğu kurabilir mıyiz? Neyazık ki hayır. Radikal devrimci, gerçekten halk- çı Nâzım Hikmet şiiriyle, gıderek burjuvalaşan Cum- huriyet yönetiminin yolları, Haydarpaşa Gan'ndan ayn yönlere doğnj kalkan iki tren gibi, giderek bir- birinden uzaklasıyor... Cumhuriyet yönetimi, "Mem- leketimden İnsan ManzaraJan"nda tanımlanan bi- rinci mevki vagon ve kompartımanlannın yolcula- nyla giderek özdeşleşirken, aşağı mevkılerde yol- culuk eden halk insanlan ve onlann şaıri Nâzım Hik- met, artık bu Cumhuriyet'ın ikinci sınıf ınsanlarıdır- lar... Ve bu aynmı eleştırmeye kalkıştıklannda da her türlü acıya göğüs germek zorunda kalacaklardır... • • • Nâzım Hikmet ve şiiri, bugün de, Cumhuriyet yö- netiminin sınandığı bir denek taşı olma özelliğini sürdürüyor ve hep sürdürecek... Bu şııri evcilleşti- remezsiniz. Çünkü o içeriğıyle de yapısal özeflikle- riyle de gerçekten devrimcidir^/e gerçekten halk* çıdır. Nâzım Hikmet ve şiiri Curnihuriyet yöfietir^P nin kunjluş ruhuna ve ilk dönemlenne yakışıyor... Bugün, Türkiye Cumhuriyeti'nin bu şaire ve şıırine yakışması için devrimci ve halkçı kimliğini yeniden kazanması gerekiyor... e-mail [email protected] Baskanlar Kurulu toplanıyor Ejnekçüer iş bırakacak ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Emekçıler, hükümetın memur ve iş- çilerin nemalannı protes- to etmek için kasım ayın- da işbırakmaya kadar uzanan yoğun bir eylem gündemi belirledı. Türk- Iş,Hak-Iş,DtSK,KESK, Kamu-Sen ve Memur- Sen'den oluşan Emek Platformu Baskanlar Ku- rulu, işbırakma eyîemi- nin hangi tarihler arasın- da yapılacağını 30 Ekim Pazartesi günü gerçek- leştireceği toplantının ar- dından karara bağlaya- cak. Toptanü 30 Ekim'de Emek Platformu Bas- kanlar Kurulu, 30 Ekim Pazartesi günü saat 10.00'da Demiryol-tş Sendikası'nda toplanı- yor. Işçi ve memur kon- federasyonlan, hüküme- tın özlük haklanna üış- kin istemlere "kulak ö- kaması" nedeniyle uyan eylemlenne başlayacak. Öte yandan Türk-lş Genel Başkanı Bayram Meraiiie bürokratlar ara- sında ımzalanan proto- kol gereği 44bin işçı, ge- çici statüden sürekli ışçi kadrosuna geçınlirken, geri kalan 126 bin geçici ışçi ile ilgili düzenleme- lerin yapılmamas! Türk- Iş'e bağlı sendikalar ara- sında rahatsızlık yarattı. Aralannda Şeker-lş, De- mır Yol-lş, Orman-lş, Tek Gıda-Iş sendıkalan- nm da bulunduğu sendi- kalar baskanlar kurullan- nı toplayarak eylem planlannı görüştüler. Şe- ker-lş Sendikası Genel Başkanı Ömer Çelik, Türk-lş Genel Başkanı Meral'i, sendikalar ara- sında aynmcıhk yap- makla suçlayarak ısüfaya davetetti. . TGC'den Mesut Yılmaz'a tepki tstanbul Haber Servisi - Türkiye Gazetecıler Ce- miyeti (TGC) Başkanı Nail Güreli, Başbakan Yar- dımcısı Mesut Ydmaz'ın bazı gazeteciler için sarf ettiği sözleri taühsizlik olarak nitelendirdi. Güreli yapüğı yazılı açıklamada şu görüşlere yer verdi. "Mesırt Yümaz'm bu sözleri hastahkh bir siyasal afaşkanhğın talihsiz bir ifadesidir. Saglıklı sa> ılnıa- yacak bir siyasal tercihle aklanan politikacuun dü- rüstlük ombudsmanüğına s«\ unması ise bu hastab- ğuı başka bir belirtisL Bunun ilacı demokrasi kültü- rüdür. Ama o da bizde pek yok. Demokrasi sağhklı işleseydi şimdi Mesut Yümaz orada olmazdı. O, ga- zetecflere tahammûl edemiyor, ama bizkr de ne ya- zjk ki ona katlanacağız.'"
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle