Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
28 EKİM 2000 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
80 yıl sonra
görmeye
başladı
• ESKtŞEHtR
(Cumhuriyet) -
Eskışehır'de 9 yaşında
yüzüne kartopu atılması
sonucu görme yeteneğini
kaybeden 40 yaşındaki
Mehmet Balıkkaya
komea nakli ile yeniden
görmeye başladı. Uzun
yıllardır yüksek numaralı
gözlüklerle görmeye
çalışan Balıkkaya, geçen
günlerde Eskişehir
Devlet Hastanesi Göz
Poliklinigi'ne başvurarak
kendısine kornea nakli
yapılmasını istedi.
Yapılan operasyon
sonucu Bahkkaya'nın sol
gözünün tamamen
görmeye başladığını
bıldıren Opr. Dr. Mete
Günay, hastanın sağ
gözüne de kornea nakli
yapmayı düşündüklerini
söyledi.
Türban
davasında
tutuklu kafmadı
• MALATYA
(Cumhuriyet) - üıönü
Üniversitesi
Senatosu'nca almış
olduğu kılık kıyafet
geneîgesıni protesto
etmek amacıyla geçen yıl
nisan ve mayıs aylannda
Akpınar Meydanı'nda
gerçekleştirilen "türban
eylemleri"yle ilgili
olarak haklannda
Malatya 1 No'lu
DGM'de dava açılan
sanıklann
yargılanmalanna dün
devam edildi. 76 sanık
hakkında açılan davada
mahkemenin geçen yıl
verdiğı karann Yargıtay
9. Dairesi'nce kısmen
bozulması nedenıyle
davada 22 sanık kaldı.
'Mehmetçik-
Üniversrte
Gençliği B Be'
• ADIYAMAN
(Cumhuriyet)-
Adıyaman'da
"Mehmetçik-Üniversite
Gençliği El Ele" projesi
kapsamındaki
ağaçlandırma
çalışmalannın 2000 yılı
sonbahar döneminin 4
Kasım'da başlayacağı
açıklandı. 4 bin dekarlık
alanda ağaçlandırma
yapılacağını bildiren
Adıyaman Valisi Halil
Işık, "Bu dönemde 2
milyon fıdan ile 2 milyon
da meşe palamudu
dikilecek" dedi. 7.
Kolordu Komutan
Yardımcısı Tümgeneral
Kurtuluş Öğün de proje
kapsamında Adıyaman'a
gelecek öğrencilerinyöre
halkıyla kültûrel anlamda
bütünleşeceklerini
söyledi.
Hayali yazım 5-6
milyon
• ANKARA
(Cumhuriyet Bûrosu) -
Devlet Istatistık
Enstitüsü (DÎE), 22
Ekim 2000 Pazar günü
gerçekleştirilen Genel
Nüius Sayımı'nın
resmi olrnayan •
sonuçlanna göre
Türkiye'nin nüfusunun
71.2 milyon olduğunu
açıkladı. Belediyelerin
tller Bankası'ndan
alacaklan payın nüfusa
göre belirlenmesi
nedeniyle belediyeler
eliyle hayali yazıma
yönelim artarken bu
sayımda yaklaşık 5-6
milyon hayali yazım
olduğu tahmin edildi.
DtE yetkilileri, bu
hayali yazımlann
geçici rakam olan 71.2
milyondan
düşüleceğini, nüfusun
65-66 milyon arasında
olabileceğini belirttiler.
Papandreu'ya göre savaşın mağduru kadınlar bunalımlan aşağı çekmek için seslerini yükseltmeli
Baıaşı kaduılar sağlarLEYLA
TAVŞANOĞLU
Yunanistan'ın eskı
başbakanlanndan And-
reas Papandreu'nun
Amerikan asıllı eşi Mar-
garha Papandreu'yla
birlikteyiz. Ilerlemış ya-
şına karşın hâlâ güzel bir
kadın. Türkiye ve Yuna-
nistan'daki kadınlar ve
gençleri birbirlerine ya-
kınlaştırarak iki ûlke ara-
sındaki bunalımların en-
gellenmesi amacıyla
VVinpeace (Banş Kaza-
nımı) adlı grubun başka-
m. Onunla, Ege'de dost-
luk rüzgârlarının yeni-
den estirilebılmesı ıçın
nelerin yapılması gerek-
tiğini ve bugünkü orta-
mı konuşuyoruz. Konuş-
mamız şöyle gelişıyor:
- Türkiye'yle Y\ınanistan'daki kadmla-
n ve gençleri vakınlaşnrmayı amaçlayan
VVinpeacegrubununbaşkanüsmız. Bu gru-
bu kurma fikri sizde nasıl oluştu?
MARGARTTA PAPANDREU - Bu fı-
kir bende iki ülke arasında patlak veren
Kardak KayalıkJan bunahmı sırasında
oluştu. îki ülkeden de ınsanlar Kardak "a
gittiler, ülkelerinin bayraklannı diktıler.
Derken Ege üzerinde savaş uçaklannın
sesi duyuldu. O anda, "Bu işin sonu çanş-
ma olabflirn
diye dûşündüm.
Ertesi akşam kriz aşağı çekılir gibı ol-
du. Televizyonlarda bu konuyla ılgilı
programlan izlerken bunalımın neden
patlak verdiği ve bundan sonra neler ola-
bileceği yönünde görüş açıklayanlann
hepsinin erkek olduğu dikkaumi çekti.
Margarita Papandreu Tûrk ve Yunan kadmlanyla ortak projeler üstûnde çabşmalannı sürdürüyor.
Bunalımla ilgili neler duyduğu ve dü-
şündüğünü dıle getıren tek bir kadına bi-
le rastlamadım. Yeni savaş bıçimlerinde
kurbanlann hepsi kadınlar ve çocuklar
oluyor. Kadınlann, bunalımların aşağı çe-
kadaşlanma açık bir mektup yazdım.
Mektupta şöyle diyordum:
"Ülkelerimiz arasında birsavaş çıkma-
sını istemiyoruz. Başka bir komşu ûlke
olan Yiıgoslavya'da olanlar bizinı de başı-
M\
"argarita Papandreu, Kardak krizi sırasında televizyonlan
izlerken bunalımın neden patlak verdiği ve bundan sonra
neler olabileceği yönünde görüş açıklayanlann hepsinin
erkek olduğunu görünce harekete geçmeye karar vermiş. Şimdi iki
ülkenin kadınlan ve gençlerini birbirlerine yakınlaştırarak
bunalımlan engellemeyi amaçlayan Winpeace adlı grubun başkanı.
kilmeleri, savaşlann nasıl engellenmesı
gerektiği konusunda hiç mifikirleriyok-
tu? Türkiye'dekı kadın arkadaşlanm aca-
ba o anda neler düşünüyorlardı?
Böylece oturup Türkiye'dekı kadın ar-
mıza geünemelL Amayaşamakta oldugu-
muz bu olayda kadınlann sesini hiç duy-
muyorum. Hükümetierimizi ktşkırncıhk-
tan uzak durma ve bu bunahmı atiatma
konusunda uyarma sorumluluğunu taş»-
Atina-lstanbuVa büyük ilgi
Pamukbank Fotoğraf GalerisTnde 26 Eylül'den bu vana
sergilenmekte olan "Merhaba Atina, Here IstanbuT fotoğraf
sergisi yoğun ilgi nedeniyle 5 Kasım 2000 tarihine kadar uzaülch.
Sergide, Turidye'den Ara Güfcr, tzzet Keribar, Arif AŞÇJ, Cem
Turgay ve Sinan Koçaslan'ın, Yunanistan'dan da Nicos
Ecomopoulos, Niki Typaldou. Alkis X. Xanthakis. Nikos Desyüas
ve Starhis Efstarhiadis'in eserieri yer alryor. Sanatçılann şehirlere
yapnklan karşıhJdı ziyaretier sonucu çektikleri fotoğraflarda,
farkh şehhier, benzer kültürler, ortak değerier izleyicilere
sunuluyor.
Anadolu inancları Kongresi sona erdi
'Laiklik, inançlar için
vazgeçilmez temer
TÜMTİS'ten yazılı açıklama
Sendikal nedenlerle
işten çıkarma sürüyor
SELAHATTİNŞAHİN
NEVŞEHİR-Anadolu Eren-
leri Kültür ve Sanat Vakü iie
Kültür Bakanlığı'nın ortaklaşa
düzenledikleri "Uluslararas
Anadolu Inançlan Kongresi''
bilim insanlan ve inanç temsıl-
cilerinin de katıldığı değerlen-
dirme sonuçlannın yayınlan-
ması ile sona erdi.
Kongrede Anadolu"da inanç-
lannın saglıklıbirşekilde, dost-
luk, kardeşlik ve hoşgörü içeri-
smde devam ettirilmesinin en
önemli noktasının laiklik oldu-
ğu sonucuna vanldı. Anadolu
Erenleri Kültür ve Sanat Vakfi
Başkanı Yusuf Dağ yaptığı
açıklamada, kongre değerlen-
dirme sonucunun Anadolu
Erenleri Kültür ve Sanat Vakfi
Bilim Kuruhı'nun yanı sıra
kongreye katılan tstanbul Ha-
hambaşı Vekili lsak Halevi,
Alevi-Bektaşi dedesi Naki Ho-
rasani, Türk Ermeni Patrik Ve-
kili Dr. Krikor Damadyan, es-
kı Diyanet Işlen Başkanı Lütfi
Doğan ve Süryani Kadim Azı-
zı Samuel Aydemir'in de ortak
görüşü olduğunu söyledi. Dağ,
değerlendırme sonuçlannda
Türkiye Cumhuriyeti'nin bü-
tünlüğü için temel koşulun la-
ıklik ılkesinın ortaya çıktığmı
belirtti.
Dağ, Ürgüp Penssıa Otel'de
5 gün süre ile devam eden
kongrenin düzenlenmesindeki
amacın, göçebelikten yerleşik
dırruma geçişin anayurdu olan
ve tarih içensinde "medeniyetin
beşjği'*, «tarihin mekiğr olarak
büınen Anadolu coğrafyasında
yeşermiş ve yaşamış çeşitli
inançsal oluşumlann bılimsel
incelenmesi olduğunu bildirdi.
Kongrede neolotik dönem-
den günümüze kadar gelen bir
süreçte çeşitli inançlann olu-
şumlan, gelışımlen ve karşılık-
h etkileşimlerinin incekndiği-
ni belirten Dağ, kongrede ya-
yımlanan bildırilerle de Anado-
lu cograryasında uzun dönem-
ler boyunca pek çok inancın bir
arada banş içerisinde yaşama
kültürünü gelişrirdıği sonucu-
na ulaşudığını söyledi.
tstanbul Haber Servisi -
Tuzla'da kurulu Yıldıran
Tahmil Tahliye Şirketi ile
Şişli-Bomonti'de kurulu Hi-
sar îplik işçilerinin sendikal
nedenle işten atıldıklan be-
lirtildi.
Türk-lş'e bağlı TÜMTİS
Merkez Yöneöm Kurulu adı-
na yapılan yazılı açıklamada,
Arceük ve Beko fabrikasımn
yükleme-boşaltma ışlerini
yapan Yıldıran Tahmil Tah-
liye Şirkeû'nde çalışan 18 iş-
çinın, sendikayaüye oldukla-
n için 25 Ekim'de işten çıka-
nldıklan bıldinldi. Işe geri
dönmek ıçm işyen önünde
bekleyen TÜMTÎS Kartal
Temsikisi Ali Rıza Atik ve
Adana Taşımacılık Işyejri
Temsilcisi GürselGenç'in 26
Ekim sabahı gözaltına ahn-
dıklan ifade edilen açıklama-
da, "Aynı şekilde, Trabzon
Çimento Fabrikası'nın taşı-
ma işini yapan KLNT ve Mavi
Yolşirketferinckn 70işçiüye-
miz olduklan için 9 Ekim'de
işten çıkanküiar ve haien iş-
yeri öoünde bekfiyoriar. Bu
uygulamalar, örgütknme öz-
güriüğünün de, insan hakla-
nnın da işçiier için geçerii ot-
madığınıgösteriyor" denikü.
Hisarlplik
Bağımsız Dokuma-lş Sen-
dikası Yönetim Kurulu'nca
yapılan açıklamada ise sen-
dikalanna üye Hisar tplik iş-
çilerinin, işverenden sendi-
kalanru muhatap alarak top-
lusözleşme yapmasını iste-
dikleri, ancak bu istemin ka-
bul edilmemesı üzerine işçi-
lerin üretimden gelen güçle-
rini kullanarak ışyenni terk
etmeme karan aldıkian be-
lirtıldı. Yaklaşık 120 işçinin
3 gün dırenerek sendika hak-
kına sahip çıktıklan ifade
edilen açıklamada, işverenin
25 Ekim günü güvenlik güç-
lenni devreye sokarak işçile-
ri zorla dışan çıkardığı ve
kendilenne 17. maddeye gö-
re tazminatsız olarak işten çı-
karıldıklarınm söylendiği
kaydedildi.
dığımızı düşünüvorum."
- Türkrve'deki kadınlann
bu mektubunuza karşıhlda-
n nasıl oldu?
PAPANDREU - Öncelik-
le, mektubum Türk gazete-
lerinde yayımlandı. Ardın-
dan uzun zamandır tanıdı-
ğım gazeteci Zeynep Oral
beni aradı. "Margarha, bu-
rada kadınlareOerinden ge-
leni yapmaya hazırlar. An-
cak ne yapmamız gerektiği-
ni soruyorlar" dedi.
Ona şöyle cevap verdim:
"öncdOde bir araya gehne-
miz ve ne yapmamız gerek-
tiğine karar vermenıizlazım.
Mutiaka yapabfleceğimiz
pekçokşej varduf
Bu konuşmadan sonra
Türkiye'den üç kadın Ati-
na'daki evime geldiler. Bir
hafta sonu boyunca sorunla-
n ve bunlara karşı neler yapabileceğimi-
n konuştuk. Türk ve Yunan kadınlannı bir
araya getiren bir grup kurup bunalımlan
önleyici bir diplomasi izleme karan al-
dık Bunun da en iyi yolu iki taraftan ka-
dınlan ve gençleri eğitimden geçinnektı.
O zamandan beri de iki tarafın kadınlan
ortak projeler üzerinde çalışıyoruz.
önce fstanköy Adası'nda, hemen ar-
dmdan Bodrum'da toplandık. Bu etkin-
liklenmiz Yunan basınından çok Türk ba-
sınmda yer aldı. Türkiye'de daha çok ses
getirdi. Belki bunun nedeni, grubun Türk
tarafinda daha çok gazeteci olmasıydı.
- Türidye'yle Yonanistan arasında
19871de bir Kuzey Ege krizi yaşandı. Da-
ha sonra ülkenizin başbakanı olan eşiniz
Andreas Papandreu ile dönemın Türkiye
Başbakanı Turgut Özal bir araya gelerek
yakınlaşma yolunda karar-
lar aldılar. Ama bunun ar-
kası gelmedi. Bugün ise
durum böyle değil. iki ta-
raftan insanlar banş ve
dostluk ortarmnı sağlam-
laşnnp sürdürme çabası
içindeler. O dönemin ve
bugünün koşullan arasın-
da sizce ne gibi fark var?
PAPANDREU - Yuna-
nistan diktatörlükten kur-
tulunca bir kimlik arayışı
içine girmişti. Demokrasi-
sini sağlamlaşnrması gere-
kiyordu. Aynca uluslarara-
sı arenada sesini duyur-
mak zorundaydı. Çok
uzun yıllar Yunanistan'a
dışardan müdahale edıl-
mişti. Artık bağunsızlık
zamanıydı. Kımliğuuzi
oluştururken sesinizı du-
yurrnak için zaman zaman
bağırmak zorunda da kalı-
yorsunuz. Bir de başka ül-
kelerle ilişkilerinizi yeni-
den düzenliyorsunuz.
O sırada Yunanistan'da
demokrasi daha tam olu-
şamamıştı. Uzun yıllar
otoriter rejimler nedeniyle
ifade özgürlüğü konusun-
da da sorunlanmız vardı.
O dönem başbakan olan
eşim Andreas Papand-
reu'nun amacı demokrasi-
yi yerleştirmekti. Dolayı-
sıyla polıtika Amerikan
aleyhtarhğını hedef aldı.
Kısmen Türkıye'ye kanş
saldırgan, biraz da düş-
manca ifadeler kullanıh-
yordu.
Ama eşim Andreas, öz-
de Türkiye'yle dostça iliş-
kiler geliştirmeyi amaçlı-
yordu. Ve tabii ki banş ıs-
üyordu. Ama Yunanıstan'ı
korumak için de sertbir ta-
vır içinde olması gerektiği-
ni düşünüyordu. 1987'de
ortam böyleydi.
- Peki bugün Yunanis-
tan'da ne değişti?
PAPANDREU-Demok-
rası sağlam kökler saldı.
Bugün Yunanistankendin-
den oldukça emin bir ülke.
Aynca George'un (büyük
oğlu, Yunanistan Dışışleri
Bakanı Yorgo Papandreu)
deneyimlen, onu Türki-
ye'yle daha fazla yakınlaş-
maya yönelttı. George'un
doğasında insanlar arasın-
daki farklıhklan anlayış ve
hoşgörüyle karşılamak var.
- Bu düşünce taranın
Türkiye'yle Yunanistan'ın
birükte ortak gekceklerini
bulmakta yartnma olabi-
leceğini düşünüyor musu-
nuz?
PAPANDREU - Bu za-
ten esas amaç ya da esas
beklenti, diyehm. Tabii kı
iki ülke arasında pek çok
zorun var. Ama, yakınlaş-
ma yolunda düşe kalka da
ilerlesek şimdiye kadar al-
dığımız sonuçlar olumlu-
dur. iki tarafta da doğru in-
sanlar iktidar sahibi ol-
maya devam ettikçe bu
hedefe ulaşabiliriz.
CUMARTESİ
YAZILARI
ATAOL BEHRAMOĞLU
Nâzım Hikmet ve Türkiye
Cumhupiyeti Üzerine
Nâzım Hikmet'in ilk kitaplan 1920'li yıllarda ya-
yımlandı. Bu tarihler Türkiye'de Cumhuriyet yöne-
timinin de kuruluş ve ilk yıllandır. Bu koşutluk Nâ-
zjm Hikmet'e de Türkiye Cumhuriyeti'ne de yakışı-
yor. Çünkü her ikisi de modemdır, çağdaştır, dev-
rimcidir...
••*
Türkiye Cumhuriyeti'nin kökenleriyle Nâzım Hik-
met'in yaratıcılığının kökenlerı arasında da koşut-
luk var... Türkiye Cumhuriyeti artık çağını tamam-
lamış ve çöküntüye uğramış bir mutlakiyet yönetı-
minin yıkıntılan üzerinde kuruldu. Fakat, sadece o
kadar değil. Bu imparatoriuğun, özellikle 19. yüz-
yılda ve 20. yüzyıl başlarında, Cumhuriyet'e temel
oluşturacak yapısalreformlangerçekleştirmeye gi-
riştiği, düşünsel alanda da yine Cumhurıyet'in dü-
şünsel yapısına temel oluşturacak aşamalardan
geçtiği biliniyor. Namık Kemal, Tevfik Fikret, Zi-
ya Gökalp, bu düşünce mimariannın başta gelen-
leridır. Şair ve düşünür kimliğiyle Tevfik Fikret'in,
Mustafa Kemal'i ve Nâzım Hikmet'i etkilemiş ol-
ması doğaldır.
• • •
Cumhuriyet edebiyatının arayışlannın, buluşlan-
nın, sentezlerinın ilk evrelerini, yine 19. yüzyıl son
çeyreği ve 20. yüzyıl başları Türk edebiyatının sü-
reçlerinde görüyoruz. Cumhuriyet yönetimi de Nâ-
zım Hikmet şiiri de modern, yenilikçi, devrimci kim-
likleriyle, hem Osmanlı Imparatorluğu'nun yaşadı-
ğı modemleşme sancılannın hem de ilerici ınsanlı-
ğın kazanımlannın (Fransız Devnmı, Sovyet Devri-
mi, bu devrimlerle ılişkilı düşünsel-sanatsal başa-
nlar, buluşlar) sonuçlandır. Bu anlamda Türk ede-
biyatında Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk dönemlerine
en çok yakışan şair, hiç kuşku yok ki, Cumhuriyet
yönetiminin yuzeysel şakşakçılan değil, Nâzım Hik-
met'tir...
•••
Sonraki yıllar için aynı koşutluğu kurabilir mıyiz?
Neyazık ki hayır. Radikal devrimci, gerçekten halk-
çı Nâzım Hikmet şiiriyle, gıderek burjuvalaşan Cum-
huriyet yönetiminin yolları, Haydarpaşa Gan'ndan
ayn yönlere doğnj kalkan iki tren gibi, giderek bir-
birinden uzaklasıyor... Cumhuriyet yönetimi, "Mem-
leketimden İnsan ManzaraJan"nda tanımlanan bi-
rinci mevki vagon ve kompartımanlannın yolcula-
nyla giderek özdeşleşirken, aşağı mevkılerde yol-
culuk eden halk insanlan ve onlann şaıri Nâzım Hik-
met, artık bu Cumhuriyet'ın ikinci sınıf ınsanlarıdır-
lar... Ve bu aynmı eleştırmeye kalkıştıklannda da her
türlü acıya göğüs germek zorunda kalacaklardır...
• • •
Nâzım Hikmet ve şiiri, bugün de, Cumhuriyet yö-
netiminin sınandığı bir denek taşı olma özelliğini
sürdürüyor ve hep sürdürecek... Bu şııri evcilleşti-
remezsiniz. Çünkü o içeriğıyle de yapısal özeflikle-
riyle de gerçekten devrimcidir^/e gerçekten halk*
çıdır. Nâzım Hikmet ve şiiri Curnihuriyet yöfietir^P
nin kunjluş ruhuna ve ilk dönemlenne yakışıyor...
Bugün, Türkiye Cumhuriyeti'nin bu şaire ve şıırine
yakışması için devrimci ve halkçı kimliğini yeniden
kazanması gerekiyor...
e-mail ckk@ixir.com
Baskanlar Kurulu toplanıyor
Ejnekçüer
iş bırakacak
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Emekçıler,
hükümetın memur ve iş-
çilerin nemalannı protes-
to etmek için kasım ayın-
da işbırakmaya kadar
uzanan yoğun bir eylem
gündemi belirledı. Türk-
Iş,Hak-Iş,DtSK,KESK,
Kamu-Sen ve Memur-
Sen'den oluşan Emek
Platformu Baskanlar Ku-
rulu, işbırakma eyîemi-
nin hangi tarihler arasın-
da yapılacağını 30 Ekim
Pazartesi günü gerçek-
leştireceği toplantının ar-
dından karara bağlaya-
cak.
Toptanü 30 Ekim'de
Emek Platformu Bas-
kanlar Kurulu, 30 Ekim
Pazartesi günü saat
10.00'da Demiryol-tş
Sendikası'nda toplanı-
yor. Işçi ve memur kon-
federasyonlan, hüküme-
tın özlük haklanna üış-
kin istemlere "kulak ö-
kaması" nedeniyle uyan
eylemlenne başlayacak.
Öte yandan Türk-lş
Genel Başkanı Bayram
Meraiiie bürokratlar ara-
sında ımzalanan proto-
kol gereği 44bin işçı, ge-
çici statüden sürekli ışçi
kadrosuna geçınlirken,
geri kalan 126 bin geçici
ışçi ile ilgili düzenleme-
lerin yapılmamas! Türk-
Iş'e bağlı sendikalar ara-
sında rahatsızlık yarattı.
Aralannda Şeker-lş, De-
mır Yol-lş, Orman-lş,
Tek Gıda-Iş sendıkalan-
nm da bulunduğu sendi-
kalar baskanlar kurullan-
nı toplayarak eylem
planlannı görüştüler. Şe-
ker-lş Sendikası Genel
Başkanı Ömer Çelik,
Türk-lş Genel Başkanı
Meral'i, sendikalar ara-
sında aynmcıhk yap-
makla suçlayarak ısüfaya
davetetti. .
TGC'den Mesut
Yılmaz'a tepki
tstanbul Haber Servisi - Türkiye Gazetecıler Ce-
miyeti (TGC) Başkanı Nail Güreli, Başbakan Yar-
dımcısı Mesut Ydmaz'ın bazı gazeteciler için sarf
ettiği sözleri taühsizlik olarak nitelendirdi.
Güreli yapüğı yazılı açıklamada şu görüşlere
yer verdi.
"Mesırt Yümaz'm bu sözleri hastahkh bir siyasal
afaşkanhğın talihsiz bir ifadesidir. Saglıklı sa> ılnıa-
yacak bir siyasal tercihle aklanan politikacuun dü-
rüstlük ombudsmanüğına s«\ unması ise bu hastab-
ğuı başka bir belirtisL Bunun ilacı demokrasi kültü-
rüdür. Ama o da bizde pek yok. Demokrasi sağhklı
işleseydi şimdi Mesut Yümaz orada olmazdı. O, ga-
zetecflere tahammûl edemiyor, ama bizkr de ne ya-
zjk ki ona katlanacağız.'"