Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
28 EKİM 2000 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
17
ISIK KANSÜ
kansu@cumhuriyet.com.tr.
SSK'deki gelişmeler
Dayandığı yetki yasası anayasaya
aykırı bulunarak iptal edilmiş,
kendisi için de Anayasa
Mahkemesi'ne iptali için
başvurulmuştu... SSK'nin sağlık
ve emekJilik hizmetlerinin
"piyasalaştınlması"na yol açacak
kanun hükmünde kararnameden
söz ediyoruz...
Çalışma Bakanlığı, iptal
edileceğini bile bile KHK'nin
öngördüğü hükümleri yürüriüğe
şokmaya çalışıyor.
Üzerinde "SSK Genel Müdüriüğü"
yazılı basılı kâğıtlar, zarflar atılıyor,
yerine "SSK Başkanlığı" yazılı
evrak devreye sokuluyor. Boşuna
harcama...
Bakanlık yazı gönderiyor, tüm
yurttaki SSK bölge
müdütiüklerinin tabelalan
sökülüyor; yetmiyor, tabelalann
söküldüğünü kanıtlayan
fotoğraflar çekilip Ankara'ya
gönderiliyor. Gereksiz harcama...
SSK'deki tüm daire başkanları
bakan tarafından görevden
alınıyor, yerine vekâleten atama
yapılıyor.
Sosyal Güvenlik Yüksek Danışma
Kuaılu Yönetmeliği apar topar
Resmi Gazete'de yayımlatılıyor.
Yapılanlar yasal gibi görünse de
ortada bir hukuksuzluk olduğu
kesin. Ama, SSK'deki gelişmelerie
yakından ilgilenmesi gereken
sendikalar seyrediyor, tabip
odalan seyrediyor...
Gazetecilikte 40 Yıl
Gazetecilerin Ömer Ağabeyi,
Trabzonlulann ömer Emicesi
Ömer Güner, meslekte 40. yılına
girdi. Ömer Güner'in ilk yazısı 19
Mayıs 1961 'de Ses gazetesinde
çıkmış. Yazının başlığı Ömer
Ağabeyin kişiliğine ayna tırtuyor:
"Ya istiklâlya ölüm..."
ömer Güner, 40 yıla Cumhuriyet,
Milliyet, Günaydın'ın Trabzon
muhabiriiğini, Sonhaber, lleri,
Türksesi gazetelerinin sorumlu
yazı işleri müdürlüğünü,
Hâkimiyet, Kuzey Haber, Trabzon
gazetelerinde köşe yazarlığını
sığdırdı.
"Gök Renginde Trabzon'u yazdı,
"Dûşler ve Düşünceler"i ekledi
kitaplanna. Trabzon Gazeteciler
Cemiyeti'ni kurdu, iki dönem
başkanlığını yaptı.
Halkevleri'nde, Türk Devrim
Ocağı'nda, Türk Hava
Kurumu'nda gönüllü çalıştı.
Trabzonlu şairAhmet özer, pek
güzel tanımlıyor onu: "Trabzon ile
yûreği arasında bir sevgi bağı
oluşturan, bu sevgiyi gittiği her
yerde bütün boyutlanyla yaşatan
basın sevdalısı." Gri, lacivert hırçın
Karadeniz'in güleryüzKi insanı
Ömer Güner, sen çok yaşa!
Akasyalara
son bakış
Fotoğrafta
görülen akasya
ağaçlarına son
kez bakın.
Çünkü,
Ankara'yı
projelerini
kendi
elcağızıyla
çizdiği söylenen
altgeçit, üstgeçit
ve yangeçitlerle
dolduran
zarafet timsali
Ankara
Belediye
Başkanı Melih
Gökçek'in
Konur Sokak'a
diktiği iyon
sütunlu yaya
geçidi nedeniyle
çok yakında
dibinden
kesilecelder.
(Fotoğraf:
SERDAR
ÖZSOY)
Türkiye'de Cumhuriyet
- Ulus Egemenliği
Dr. HANDAN DİKER
Yüdız Teknık Üm. Öğr. Üyesı
"Bütün dünya bilmelidir ki
artık bu devletin ve bu ulusun
başında hiçbir kuvvet yoktur,
hiçbir makam yoktur. Yalnızbir
kuvvet vardır. O da ulus ege-
menliğidir. Yalnız bir makam
vardır. O da ulusun kalbi, vic-
danı ve vahığıdır."
M. K. ATATÜRK
29 Ekim 1923^. Tyrkiye'de
cumhuriyetin ilan ediliş tarihi-
dir. Aslında cumhuriyet uzun
birtarihsel gelişimin ürünü olup
29 Ekim 1923'te şekilsel ola-
rak ilan edilmiştir. Saltanatın 1
Kasım 1922'de kaldınlması ile
zaten cumhuriyete giden yol
açılmıştır. Atatürk saltanatlık-
la hiçbir şeyin bağdaşmayaca-
ğını, ama en önemli olarak da
cumhuriyetle bu kurumun ör-
tüşmeyeceğini biliyor ve şöy-
le diyordu: "Çürümüş bir ha-
nedanın, halife unvanıyla ba-
şının üstünden zerre kadar
uzaklaşmasına olanak kalma-
yacak şekilde korunmasını zo-
runlu kılan bir devlet şeklinde,
cumhuriyet ilan edilse bile onu
yaşatmak olası değildir."
Gerçekten de 23 Nisan
1920'de Türkiye Büyük Millet
Meclisi'nin açılması ile salta-
natın kaldınlması artık bir zo-
runluluk haline gelmiştir. Çün-
kü Meclis'in başlıca söylemi
"Egemenlik ulusundur" şek-
lindedir. Egemenliğin ulusta
olduğu bir devlet şekli de cum-
huriyettir. Egemenlik, bir dev-
lette ortaya çıkan en üstün bir
buyunma erkidir diye tanımla-
nabilir. Biz Atatürk'ün cumhu-
riyet anlayışına baktığımız za-
man bunun tamamen ulus
egemenliğine dayalı bir devlet
anlayışı olduğunu görürüz.
Onun bu konudaki sözleri şöy-
ledir: "Efendiler! Bilirsiniz ki
irade denilen birşey vardır. Bir
insanın iradesi olduğu gibi, in-
sanlardan oluşan herhangibir
toplumun da iradesi vardır. İra-
de, vicdan eğilimi, dileği de-
mektir. Yani bu tinsel bir şey-
dir. Tümden iradeyi ulu Tann'ya
bırakarak din diliyle anlatmak
isterseniz bunu elindelik deyi-
niz. Bu tinsel olan iradenin ken-
dini göstermesi için bir araç
gereklidir ve vardır ki ona ege-
menlik derler. Egemenliğini
hemangi birisine emanet eden
birinsan, kendi iradesinin kul-
lanılıp uygulanacağına güven
duymaz. Bunun için insanlar,
uluslar kendi iradelerini, ken-
di vicdanlannın eğilimlerini ye-
rine getirmek ve uygulamak
isterierse egemenliklerini her
zaman ellerinde tutmakzorun-
dadırfar. Şimdıye değin ulusu-
muzun başına gelen bütün fe-
laketlerkendi kader ve gelece-
ğini başka birisinin eline bırak-
mış olmasından kaynakJanmş-
tır."
O bütün sözlerinde ulus ege-
menliğini vurgulamış, onun ne
anlama geldiğini açıklamaya
çalışmıştır. Türkiye Büyük Mil-
let Meclisi hükümetinin ulusal
bir hükümet olduğunu ya da
yeni Türk devletinin yapısının
özünün ulusal egemenlik oldu-
ğunu söylemiştir. Türkiye Bü-
yük Millet Meclisi hükümeti
ulusaldır. Tam anlamıyla mad-
deye dayanır. Gerçekçidir. Bir-
takım sanılar arkasında o sa-
nılara ulaşmak için değil, ama
iletmek hayaliyle ulusu kaya-
lara çarparak, bataklıklara ba-
tırarak, en son kurban ederek
yok etmek gibi cinayetten ka-
çınan bir hükümettir. Türkiye
Büyük Millet Meclisi'nin tüm
programlarının dayandığı, şu
iki temel ilkedir: Tam bağım-
sızlık, kayıtsız şartsız ulusal
egemenlik. Birinci ilkenin açık-
lanması ulusal ant; "Misak-ı
Milli"d\r. Ikinci ve yaşamamız
için gerekli olan ilkenin belir-
gin biçimi ise anayasa, "Teş-
kilat-ı Esasiye Kanunu'dur.
Atatürk, 4 Aralık 1923'te yap-
tığı bir konuşmasında cumhu-
riyetimizi şöyle değeriendiri-
yor: "Cumhuriyetimiz öyle sa-
nıldığı gibi zayrf değildir. Cum-
huriyet bedava da kazanılmış
değildir. Bunu elde etmek için
bolca kan döktük. Her yana
kırmızı kanımızı akıttık. Gerek-
tiğinde kuruluşlanmızı savun-
mak için gerekeni yapmaya
hazınz. Cumhuriyet özgürdü-
şünce yanlısıdır. Candan ve
yasal olmak koşulu ile her dü-
şûnceye saygımız vardır. Her
anlayış bizce saygındır. Yalnız
bize karşı çıkanlann insaflı ol-
ması gerekir."
Gerçekten halka cumhuri-
yetin en yalın dile getirilişi bu
sözcüklerde toplanıyor. Ozet-
le cumhuriyet, ulus egemen-
liğidir. Aynca cumhuriyet; de-
mokrasidir, banş toplumudur,
özgürlük ve bağımsızlığın di-
le geldiği, özgür düşünceye
saygı gösteren onurlu bir
yönetimdir. Gerçekten Türk
toplumuna en yakışan yönetim
de budur.
İLAN
T.C
PENDÎK 1. ASLİYE HUKUK
MAHKEMESt'NDEN
Esas No- 1999/175 Karar No: 2000/156
Davacı Bülent Döşdemir vekili tarafindan davalı Aliş Üona Döş-
demir aleyhine mahkememizde açılan boşanma davası açılmış olup
yapılan yargılama sonunda karanmızın ilanen teblığine karar veril-
miş olmakla: Mahkememizden verilen 22.3.2000 tarih 99/175 esas
2000/156 karar sayılı ilamımızla taıaflann boşanmalanna dair kara-
runız davalı olan ancak adresi mahkememizce tesbit edilemeyen Aliş
tlona Döşdemır'e işbu karanmızın gazete ilanmdan ıtibaren 15 gün
içinde karara bir itirazı varsa mahkememız 99/175 esas 2000/156 ka-
rar sayılı dava dosyamıza bizzat getirmesı davetiye yerine kaim ol-
mak üzere davalı Aliş Ilona Döşdemir'e ilanen tebliğ olunur.
27.03.2000 Basın: 55036
Birhaberin
duşundurdugu
Haber başlığı:
"Miami'de villa."
Haber içeriği:
"Korukent'in mimar
ve müteahhidi Yaşat
Manav ABD'de 5 villa
kent kuruyor ve sadece
Türklere satacak.
150 bin dolar
değehndeki villalar
yüzde 10peşin,
30 yıl vadeyle satılacak.
Villalar Miami, Florida,
Holyvvood ve Fort
Lauderdale'de inşa
edilecek."
Mimar ve müteahhit
Manav konuya açıklık
getirmiş:
"...Hiç olmazsa yılın
birkaç ayını Amerika'da
geçirmek isteyen çok
sayıda aile var.
Sadece yeni bir
hayat kurmak değil,
emekliliğini de yeni
bir ülkede, yeni
dostiuklaria geçirmek
isteyen, ancak bunun
yollannı bilmeyen
Türkler'e bir tür kılavuzluk
yapıyorum."
Maaşlanna yüzde 10 zam
yapılmasını bekleyen
memurlara, çalışanlara,
emeklilere ve onların
ailelerine duyurulur...
KİM KlME DUM DUMA BEHİÇAK behicakuı turk.net
ÇİZGlLÎK KÂMİL MASARACI
HARBl SEMİB POROY ' semihporoy(gyahoo.com
KEDİ LEyO APTÜÜKA
f gANA HA/. BANA NE
IDEMEyE SETlKıyORSUN
\ NASH MALÂ AVNII
\
VAHU LEVO.SENI ON yiLPIR SÖB-
LAŞMlŞLZ 6S
otA8tl.iR.SuNA
6181 DONEK OLMA
BOZULDU
KIZI>OBSUM KI... BUMU
HAKAUET
TARlHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 28 Ekim
S/İC/ DÖKÜLENLBRB MÜJOS VAR'/.
t9os'm
fAethod ysuı
ŞÖYLEyD.
LAR/AAt
. 8U
3 AY BOYUfJCA
^ ^ ^ « M — ' . r ^ J f * : »'-Jj, T^^r, PEIUIK OLUP OLAiAD/GtM SOKUYOBDU { "
11
î "ö^«~1
"*^^îî«»H
1
X!;?.* s
° z
KOUUSU ALET, SAfA GEÇI*ıL/rO&
. SAÇ T _ .. .
ALETİN FAYDALI OLUP OULiADrĞf SİUUAJ>YOH. rçsm!.
GÖRÜŞ
EMİN GÜRSES
BölgeselSorunlarve Türkiye
Cumhuriyet'in 77. yılında Türkiye'nin, birçoğu yi-
ne Batı mefkezli olan çevresindeki gerginlıklerde bir
azalma görülmüyor. Dr. Necip Hablemitoğlu'nun
"Kemal'in Askeheri" adlı makalesinde de belirttıği gi-
bi, kurtuluş mücadelesi verilen günlerle bugünkü
Türkiye'ye Batı'dan gelen baskılar arasında benzer-
likler var. Yunanistan'da devletin dış politikasını yön-
lendiren ve Türk düşmanlığıyla beslenen bazı güç-
lerin Öcalan'ı desteklerken işin altında kalmalan
sonrası uluslararası alanda suçlu ilan edilmekten
korkan Atina'nın, ABD'nin de telkiniyle Ankara ile
yakınlaşma politikasına yönelmesının, ayaklan üze-
rine oturmuş bir gelişme olmadığını ifade etmiştik.
Bu ilişkilerin sağlam temellere oturtulması için ön-
celikle Yunanistan kendi içindeki bazı çevrelerin fa-
aliyetlerine bir göz atmalıdır. Avrupa Birliğı'ni (AB) hak-
lı-haksız her adımında arkasına alacağını hesap eden
Atina'daki bu çevrelerin, ABD karşıtlığı söylemini sık
sık kullanması da bundandır.
Avrupa Parlamentosu 4 Ekim'de bir karar aldı. Bu
karar Dr. Doğu Perinçek'in de belirttiğı gibi, AB'de-
ki Türkiye karşıtlığının ne dereceye vardığını göster-
mektedir. Bu kararda Kıbns Rum kesimı tek temsil-
d olarak kabul edilmekte, Ankara'yı Kıbns'ta işgal-
ci olarak göstermektedir. Bu karann arkasında ne yat-
tığını "Kıbns Rum kesiminin AB'ye kabulüyle AB'nin
Doğu Akdeniz'deki etkisi artacaktır" diye not edilen
açıklama göstermektedir. AB'nin Doğu Akdeniz'de
ABD ile bir hegemonya yarışı içerisine gireceği gö-
rülüyor. Kıbns Rum kesimi bunun için kullanılacak.
Prof. Anıl Çeçen'in de belirttiği gibi, AB'ye iktisatçı
gözüyle bakmanın yanında siyası, hukuki boyırtunu
gözardı etmemeliyiz.
Helmut Schmidt'in Zeıt gazetesindeki bir müla-
katını Aydınlık yayımladı. Schmidt, AB'nin Ankara'yı
aldattığını, AB'ye almak gibi bir nıyetleri olmadığını
gizlemiyor. Prof. Rıdvan Karlukun sağladığı, Avru-
pa Komisyonu'nun "Avrupa Senaryosu 2000" adlı
çalışmasında (Temmuz 1999), Kıbns Rum kesiminin
2005-2008 yılları arasında üyeliğe alınacağı, Türki-
ye'nin AB ile üyelik görüşmelerinın 2007'de başla-
yacağı ifade ediliyor. 2007'de başlayan görüşmele-
rin ne zaman biteceği ise belli değil. AB'nin büyük
üyeleri kendi planlannı gerçekleştirme peşindeyken,
Ankara'yı Kıbrıs konusu ile oyalıyor.
Ankara, Ermenı sorunu dayatmasını şimdilik Pen-
tagon'un, bazı parayı Tann ilan etmiş Kongre üyele-
rinin kulagını çekmesiyle ve Gündüz Aktan gıbı kar-
şı tarafın yöntemını onlara karşı kullananlann çaba-
lanyla erteledi. Fakat gerektığinde halkları bırbirine
vurduran Batı merkezlı dış politika yöntemleri hazır-
da bekletiliyor. Fakat Rusya Başbakanı Mikhail Kas-
yanov'un Ankara'yı zıyaretıyle yenıden gundeme
gelen Moskova ile ilişkilenn gelıştirilmesı, Ankara'nın
Batı'ya karşı elını guçlendirecektir.
Ortadoğu'da Ankara'nın görüşmelere taraf olma
gibi bir mesaj vermesi olumsuz sonuçlar doğurabi-
lir. Dumanlı havanın dağılmasını beklerken insani ko-
nular dışında taraf olmak doğru bir yöntem değildir.
Bu arada iki hafta önceki yazımda Arafat ve Barak'ın
çıkmazından söz etmiştim. Israil'in Ankara Buyükel-
çiliği Müsteşarı Moşe Kamhi bir yazı gönderdi. Ya-
zısında Arafat'ın çocuklan kullandığını ifade ediyor.
Arafat'ın bunu engelleme gücü yoktur. Eğer böyle bir
şey yaparsa kendisinin hderiiğı sorgulahacağı gibi güç
Hamas ve Hizbullah gruplara kayacaktır. Ayrıca, Sa-
yın Kamhi'nin belirttiği gibi Barak'ın Camp David'de
olumlu bir çaba gösterdiğı de açıktır.
1967'de Hartum'da Arap liderlerinin aldığı Israil'le
görüşmeme kararından on yıl sonra Mısır Devlet
Başkanı Sedat Israil Parlamentosu'nda konuşma
yapmıştı. Fakat Barak'ın bu çabasını engelleyenin,
Şaron'un çatışmalan kışkırtan zamansız ziyaretinin
olduğu da unutulmamalıdır. 1989'da "Israil'le bir ara-
dayaşama konusunda ne diyorsunuz" sorusuna Ara-
fat, Avrupalılar da birbirlerini öldürüyorlardı, şimdi
birieşiyorlar" diye cevap vermişti. Zamanın Işçi Par-
tjsi liden Şimon Perez, Mart 1990'da Filistınlilerle gö-
rüşmeler başlatılmazsa Lıkud'la kurdukları koalis-
yondan çekileceğini soyleyecek kadar cesurdu. Bu
cesaret yeni liderlerce de gösterilebilirse banş süre-
cı yeniden başlatılabilir. Bu süreç hem Israil devleti-
ne, hem Filistinlilere, hem de diğer Arap halklarına
refah getirir. Banş ve istikrar ortamı yaratılabilirse
Batı'ya aktanlan bölge kaynaklannın bir kısmıyla böl-
genin refahına katkıda bulunulabilir. Bölgede artan
refah radikalleşmeyi ve gerginliği azaltırken Türkiye
açısından da her yönden önemli bir nefes alma ala-
nı yaratacaktır.
Not: Geçen haftaki "Sistemsel Sorunlar ve Türki-
ye" başlıklı yazımda Bakû - Ceyhan yerine bugün için
Kerkük - Yumurtalık boru hattına önem verilmesi ge-
rektiğini ifade etmiş, bu konuda ASAM Başkan Yar-
dımcısı Necdet Pamir'ın de aynı doğrultuda göriiş
ifade ettiğini belırtmiştim. Necdet Pamir, Bakû - Cey-
han'ın Azeri ve Kazak petrolünü Türkiye üzerinden
Batı'ya ulaştıracağı ve Rusya'ya bağlı yollara alter-
natif oluşturacağı için önemli olduğunu bildirdi. Ya-
zımda Sayın Pamir'in Bakû - Ceyhan'a karşı olduğu
izlenimı çıkmışsa, bu doğru değildir.
E-mail: emingursesa yahoo.com
Fax: 0212 513 85 95
BULMACA SEDAT YAŞAYAJV
SOLDANSAĞA:
1/ Havuçla ya- ..
pılan, lokııma
benzerbirtatlı. 2
II iki tarafı
ağaçhkh geniş
kentyolu... Bır
iç organı kap-
layan ya da ayı-
ran ince deri. 3/
îslam ınancına
göre, ölülerı
mezannda sor-
guya çekecek 9
olan iki melek-
tenbın 4/Türkiye'nin
plaka işaretı... Bağıra-
rak bır şeyı duyuran 2
kımse. 5/ Yabankazı... 3
Hayvanlara vurulan 4
damga. 6/ Eskımış gı- 5
yecek... Afhka'da bir g
ülke. II "Sevda bır ya-
1 2 3 4 5
na çeker - - olası / Şa-
rap bir yana" (B.R.
Eyuboğhı)...Sakatkim-
9
se. 8/ Bir derebeyın hımayesıne gınp kendını onun hız-
metine adayan kımse... Molıbden elementının sımge-
sı. 9/ Zar yenne yedı tane küçük denız hayvanı kav-
kısı atılarak oynanan bir oyun... Futbolda bir mevki.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Cıger, böbrek ve yürekle yapılan, Gaziantep yöresi-
ne özgü bir tûr kebap. 2/ Konut... Genellikle eskı bir sa-
nat yapıtının çizılerek ya da boyanarak yapılmış kop-
yası. 3/Budızm'ın, Japonya'da büyük önem taşıyan ko-
lu... Bıtek olmayan toprak 4/ Erkeklığını gıdermek, iğ-
dış etmek... Bir nota. 5/ Gülünç bir biçimde giyınıp süs-
lenen kadın... "- - -'lanma ak düştü / sana ad bulam-
adun" (Şarkı). 6/ Bursa'nın bır ılçesı. II"— Pound":
ABD'lı şair... Bır renk. 8/ En büyük ustası Montaigne
olan yazı türü. 9/ Ünlü bir fotoğraf sanatçımız.