Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
23 EKİM 2000 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Prof. Fincancı, avukat Ceyhan Mumcu'nun suç duyurusunu memnuniyetle karşıladığını söyledi
ııa yene yorum raporu
• Uğur Mumcu sanıkları için
hazırladığı raporun, avukatlann
talebi üzerine hazırlanan bir
yorum raporu olduğunu belirten
Prof. Fincancı, suç duyurusunun
adli tıp anabilim dallannın
çalışma yöntemlerinin
kamuoyuna yansıması açısından
faydah olacağını söyledi.
Istanbul Haber Servisi - Is-
tanbul Tıp Fakültesi Adli Tıp
Anabilim Dah Başkanı Prof.
Dr. Şebnem Korur Fincancı,
avukat Ceyhan Mumcu'nun
Uğur Mumcu sanıklannı gör-
meden işkence gördükleri ra-
poru verdıği suçlamasuıa iliş-
kin olarak "Gördüğümeyada
muayene ettiğüne dair bir ra-
por değfl o. Avukat başvurusu
üzerine kisilerin maruz kal-
dıklannı iddia ettikleri bazı iş-
kenceyöntemJerive buna bağ-
b var olduğunu bildirdikleri
yakınmalan göz önûnde bu-
lundurularak yapuması gere-
ken muayenderi ve laboratu-
var tetkiklerini bfldiren biryo-
rum rapor" dedi. Prof. Dr.
Fincancı, adli bp anabilim dal*
lannın çalışma biçiminın yar-
gı önünde açıklığa kavuşturul-
ması açısından Mumcu'nun
suç duyurusunu "memnuni-
yede" karşıladığını belirtti.
DanışmanJık hizmeti
Raporda muayene sonucu-
nu ifade ettiğine dair bir bil-
gi yer almadığını ifade eden
Prof. Dr. Fincancı, "Yapöğı-
mızis,cezaevindebulunanki-
İSMAİL KOÇHAN, FAZİLET PARTÎSt SULTANBEYLİ tLÇE ÖRGÜTÜNE ÜYE
Rüştü Aytufan'ı FP'li sakladı
ALPERBALLJ
ANKARA - Gazetemiz
yazan Prof. AhmetTaner
Kışlab'nın otomobiline
bomba yerleştiren Rüştü
Aytufan'a "yardnn veya-
takhk" ettiği gerekcesiy-
le hakkında dava açılan
tsmaü Koçhan adli sanı-
ğın FP'nin Sultanbeyli il-
çe örgütüne üye olduğu
ortaya çıktı. Operasyonda
gözaltına alınan tsa Polat
adli zanlının ise şeriatçı
terörle baglantısının 12
Eylül 1980 öncesine
uzandığı belirlendi.
Rüştü Aytufan, emniyet
ve DGM Başsavcılı-
ğı'ndaki sorgusunda
"Kudüs Ordusu''nun fa-
aliyetlenne ılişkın aynnü-
h bilgi verdi.
Cumhuriyet'in elde et-
tiği Kışlalı suıkastı dos-
yası, Iran güdümlü şeriat-
çı terör örgütü Kudüs Or-
dusu'nun Türkiye uzantı-
lanna ilişkin ilgi çekicı
bügileri ortaya koydu.
Kışlalı'nın otomobiline
bombayı yerleştiren Rüş-
tü Aytufan'a yardım ve
yataklık yaptığı gerekçe-
siyle tutuklanarak hak-
kında "terör örgütüne
vardnn ve yataklık yaptı-
ğı''suçlamasıyla dava açı-
lan Ismail Koçhan'ın
"FP'nin Suitanbeyli ilçe
teşkttaüna kayrtfa üye ol-
duğu" ortaya çıktı.
Koçhan, UMUT ope-
rasyonu çerçevesinde ya-
pılan çahşmalar sırasında
yakalanamayan Rüştü
Aytufan'a sahte kimlik de
sağladığını belirtirken
ifadesinde "Müshunanla-
ra yardım etmek" ama-
cıyla Çeçenistan'a gitme
girişiminde bulunduğunu
anlattı. Ankara DGM
Savcısı Hamza Keleş, da-
vanın iddıanamesınde,
Koçhan içın 4 yıl 6 aydan
7 yıl 6 aya kadar hapis ıs-
tiyor.
Iddianamede hakkında
ölüm cezası verilmesi is-
tenen Aytufan'a yönelik
operasyon çerçevesinde
gözaltına alınanlardan tsa
Pblat'ın ifadeleri de, şeri-
atçı teröristlerin bağlantı-
lanru ortaya koyması açı-
sından dikkat çekti. 12
Eylül 1980 darbesi önce-
si Necmettin Erbakan li-
derliğindeki Milli Sela-
met Partisi'nin (MSP) Er-
zurum îl Başkanlığı'na
gittiğini kaydeden Po-
lat'ın "Kudüs Ordu-
su"nun Türkiye'de ilk çe-
kirdeğini oluşturan Tev-
hid örgütünün yayuı orga-
ru Tevhid dergisinde bir
dönem yayın kurulu üye-
liği de yaptığı belirlendi.
Hakkında takipsizlik ka-
ran venlen Polat, ifade-
sinde şunlan anlattı:
"Ben 1979 yılmda Er-
zunun'da Akıncılar Der-
neği üyesi ve aynı zaman-
da bu dernek içinde Ku-
ran kursu hocalığı vapı-
yordum. 21 yaşjnda ol-
mam nedeniyle arkadaş-
laria bomba imali yaptığı-
nuzsırada meydana gelen
patlamada ağır yaralan-
dım, gözlerimi kaybettim.
Bu suçtan dolayı hakkun-
da Erzurum Sıkryönetim
Mahkemesi'nde kamu
davası açıldL Önce 11 yıl
ağır hapis cezasına mab-
kûm edildim, daha sonra
temyiz üzerioecezam 6yı-
la indiriJdi ve cezamı Er-
zurum ve Malarv a cezaev-
lerinde çektim. Cezaevin-
debulunduğum sırada di-
ni konulara merak sar-
dun, arkadaşlannun ba-
na okumalan ile bilgileri-
mi genişlettim. Dini konu-
larda kendime göre ince-
leme ve araşûrmaya gir-
dim. Bu eğitimim sonun-
da da dinde zoıiama oia-
mayacağını, İslamın kaos
ortanuna şiddetle karşı
çıküğını öğrendim. Ör-
gütleşmenin İslam Uminin
yayılmasmı engeUeyeceği
sonucuna vardım. Bu gö-
rüşümü birlikte olduğum
arkadaşlannun yanında
da savundum."
Türkiye, Kazakistan ve Özbekistan'da Türk okulları kuracak
Cumhurfoaşkaru Sezer'in Türki Cumhuriyefler'e yaptığı gezkk drnd gericilik s k sık gündeme gekfi.
Şeriatçûara karşı eğitim atağı
EBRUTOKTAR
ANKARA - Türkiye, Türk
cumhurıyctlerindekı Fethullah
Gülen okullannın etkınliğini kır-
mak için girişimde bulundu. Tür-
kiye'nin, Kazakistan ve Özbekis-
tan'da Anadolu liseleri ve Anado-
lu meslek liseleri acmasını iste-
yen Cumhurbaşkanı Ahmet Nec-
detSezer, iki ülkenin cumhurbaş-
kanlanyla yaptığı özel görüşme-
lerde bu konuyu gündeme getir-
di. Özbekistan ve Kazakistan, is-
temi olumlu karsıladı. Türk cum-
huriyetlerinden sorumlu Devlet
Bakanı Abdulhaluk Çay, yurtdı-
şına yaptığı her ziyarette Fethul-
lah Gülen'e ait olduğu söylenen
okullara nezaket ziyaretinde bu-
lunduğunu, ancak bu konuda tem-
kinli olunması gerektiğini söyle-
di. Çay, "Ihş görünüş bir şey ifa-
de etmez. Bu okuliann nasıl bir
eğhimvapöğınıgörTnekiçüıkitap-
laruu.ders programlaruu, Öğret-
menkrini incetemek lazım" dedi.
Türkiye'nin açtığı hiçbir resmi
okulun bulunmadığı Kazakis-
tan'da Fethullah Gülen cemaati ta-
rafindan açılan 1 'i üniversite, 1 'i
ilköğretim, 24'ü Kazak-Türk li-
Cumhurbaşkanı Sezer,
Kazakistan
Cumhurbaşkanı
Nazarbayev'e, Türkiye'nin,
resmi Türk devlet okullan
açma istemini iletti.
sesi olmak üzere toplam 26 eğitim
kurumu bulunmasuıı dikkate alan
Türk devleti, bu ihmalini düzelt-
mek için Cumhurbaşkanı düze-
yinde girişimde bulundu. Türki-
ye, bu ülkenin Fethullah Gülen
okullannı kapatmasmın ardından
Türkiye'nin resmi devlet okulla-
nnın açılması için atağa geçti. La-
ik, Atatürkçü, çağdaş eğıtımin
önemine her fırsatta dikkat çeken
Cumhurbaşkanı Sezer, Türk cum-
huriyetlerine yaptığı ziyarette
ekonomik ve askeri işbirliği an-
laşmalanndan sonra bu ülke cum-
hurbaşkanlan ile yapöğı özel gö-
rüşmede eğitim konusunu günde-
me getirdi.
Cumhurbaşkanı Sezer, Özbe-
kistan'da Türkiye'nin Anadolu li-
seleri ve Anadolu meslek liseleri-
nin açılmasını istedi. Bu istem,
Özbekistan Cumhurbaşkanı tara-
fından olumlu karşüandı.
Kazakistan'i ziyaret eden Se-
zer, aynı konuyu Cumhurbaşkanı
Nnrsoltan Nazarbayev ile görüş-
tü. Kazakistan'da Türkiye'nin
Anadolu liseleri ve Anadolu mes-
lek liseleri açma istemini ileten
Sezer, Nazarbayev tarafından
olumlu yarut aldı. Bu konuda bir
protokoi imzalanması yönünde
önemli adrnı atıldı.
şilerin, avukata verilen vetüm
dünyada kullanılan nbbi öykü
formlan doldurulduktan ve
daha önceden ahnmış rapor-
lanyla birlikte anabilim dab-
na sunulduktan sonra elde
edflebflen bu bflguerin biryo-
nunu 3e adli tıbbi damşman-
hk hizmeti sunumudur" diye
konuştu.
Avukat Ceyhan Mum-
cu'nun yaptığı başvuru-
nun sağlıklı olduğunu dü-
şündüğünü kaydeden Fin-
cancı, "Çünkü büinme-
den yapılan tarttşmalar,
yanaş anlaşıhnaiara yol
açabüiyor. Adli dp uygula-
malannı ve rapordüzenle-
me yöntemlerini aktara-
bilme nrsatıverdiğiiçin bu
başvurudan memnuniyet
duyduğumu ifade etmem
gerek. Böyie bir uygulama
oiduğunu duyurmuş ol-
duk" diye konuştu.
"Muayene etmeden ra-
porventi"tartışmalan bu-
lunduğunu anlatan Prof.
Dr. Fincancı şöyle devam
etti: "Biz her zaman has-
tayı muayene etmeyiz. Di-
yelim otopsi raporu geUr,
onu yorumlanz ya da has-
tayia ilgili bilgiler getir.
Hasta daha önce muayene
edilmişse tıbbi belgeler in-
celenir, yetersizse eksik
muayeneler büdirilir. Üs-
tefik Sağhk Bakanhğı'nm
yeni bir genelgesi var. Bu
Sağhk Bakanhğı genelge-
sutde, yapılacak muayene
ve tetkikkr standart form-
lar halinde sağhk müdur-
lüğüne gönderildl Bu
formlann içinde yapuma-
sı gerekenler yer ahyor.
Söz konusu raporda da bu
standart muayene ve tet-
küderin >apumadığuu, ki-
şilerin işkence iddialan
doğruhusunda muayene-
leri gereğnu bildirmiştir.
Pek çok buna benzer ra-
por var. Yalnızea bu olaya
OişkmdeğiLDiyeiimkişBer
'Askı işkencesi gördüm'
diyor. Biz de Nörolojik
muayene gerekir' deriz.
Askı oiayında koMa bir si-
nir demeti zarar görmüş
olabilir. Böyie soruya kar-
şınk bu şekilde yol gösteri-
riz."
Avukatlann ya da şid-
dete maruz kaldığını iddia
eden kişilerin kendılennın
başvurabileceğini anlatan
Fincancı, "Bulgulan sap-
tayıp rapor veriyoruz. Ce-
zaevindeki olayİarda avu-
kadar başvuruyor. Belge-
leregöreyorumluyomz ya
da eksikleri, gerekli mu-
ayeneieri belirten bir gö-
rüş bfldirivoruz" dedi.
Kendilerine başvuran-
lan sağcı, solcu, terörist
diye ayırmalannın söz ko-
nusu olamayacağını kay-
deden Fincancı, "Ben he-
kunim, dolayısryla yansız
ve yüksüz davranmak 2o-
nındayım. Benim terörist,
sağcı-solcu diye bir aynm
yapma hakkun yok. Bu-
nun için yemin etmiş bir
hekünim. Aynca iyi oktu,
kendimizi ifade etme o(a-
nağı bulacağız'' dedi.
IRMIKIAYDIN ENGİN aenginfö doruk.net.tr
Saydam, önden bakınca ar-
kası görünen demek. Bugünkü
Tırmık da öyie. Yani halk ağzın-
da "içi dışı bir" dedikleri türden
bir yazı (olacak).
Sorunşu:
Sayım günü telaşına kapıl-
dım. Bugün gazetede yalnızea
"nöbetçi ekip" çalışıyor ya ve
beni de ite kaka nöbete yazdı-
larya...
Günün ilk yansı Paşabahçe
sırtlarında, sayım memuruna
eşlik edip "sayım gözlemleri"
yapmakJa geçti. öğleyin gaze-
teye geldim. Çalışan adam krt,
herkes (siyasetçiler, soyguncu-
lar, hortumcular, trafîk canavar-
lan filan) evde olduğundan ha-
ber de kıt ya, "Abi, bir sayım iz-
lenimleri yaz" buyurdular. Otu-
rup gözlemlerimi izlenim kılrfına
sokup yazdım. Ardından bur-
numa iki fotoğraf dayadılar. Bi-
ri birinci sayfa, öteki sayım ha-
beherine aynlan iç sayfalarda
kullanılacakmış. O işi de ta-
mam ettim. Aşağıdan haber
geldi. Gazeteye sayım memu-
ru gelmiş, sayılmayanlan sayı-
yormuş. Ben evden çıkmadan
Saydam Bir Tırmık
önce sayılmış, "hane reisi kim "
sorusuna "ben" yanıtını verip
ve hanım sayım memurunun
pek de inanmadığını ilan eden
bakışlanna aldırış etmeksizin
43 soruyu kendim ve reisi oldu-
ğum aile bireylen adına tek tek
ve başanyla yanıtlamıştım.
Aşağ/ya sayım memuru gel-
diğini duyunca şeytan dürttü.
Meslek güdüleriyle her işte bir
çürük nokta aranz ya; "Acaba
burada bir kez daha sayılsam;
sonra da hah, hah, haahhh,
böyie sayım olmaz, diye birha-
ber çıkarsam" deyip aşağı in-
dim. Sayım memurunun karşı-
sına ikinci kez oturup bir kez
daha sayıldım.
(Acaba bu yazdıgım satıriar-
dan sonra savcılık kamu görev-
lisini yanıltmak, devlete yanlış
bilgi vermek gibi suçlardan
hakkımda soruşturma başlatır
mı? N'apalım, ben de medya
olarak kamu adına denetim iş-
levimizi yerine getirdiğimi söy-
leyip kendimı savunurum).
Sayım memurunun 43 ka-
lemlik ahret sorulannı tamam-
ladıktan sonra kendime bir
kahvesöyledim, pipomu çekiş-
tirirken acı haber telefondan
geldi:
-Abisaat 15.30. Tırmıkn'ol-
du?
lyimi?
Ister inanın, ister inanmayın,
sayım telaşından, Devlet Ista-
tistik Enstrtüsü'nün yanlışını ya-
kalama merakından, sayım me-
murunu kandırma çabasından
7(rm//cyazmayı bal gibi unutmu-
şum. Saat 15.30 olmuş. Bu sa-
atten sonra konu bulacaksın da,
o konuyu yazıya dökeceksin de,
yazım yanlışlannı ayıklayıp ga-
zetenin ana biigisayanna yolla-
yacaksın da...
Olacak iş degil.
N'apılır?
Hiiiiç, şu anda okuduğunuz
gibi "saydam" bir Tırmık dök-
türülür; unuttuğun açık açık
okuyucuya rtiraf edilir, hile hur-
da yapmadan ve fakat ister is-
temez sade suya tirit, laf ebeli-
ğinden örülmüş paragraflardan
oluşan biryazı yazılır, okuyucu-
nun hoşgörüsüne sığınılır.
Ben de gördüğünüz gibi ay-
nen öy\e yapmaktayım.
• • •
Aslında bir çıkaryol vardı. Bil-
gisayarın belleğinde birikmiş
epey okuyucu (elektronik) mek-
tubu var. Onlardan bir seçki ya-
pıp bugünkü yazıyı kurtarmak
mümkündü.
Ama hayır, bunu böyie apar
topar, okuyucuya haberverme-
den, sıkışık bir günü kurtarmak
için yapmayacağım. Çünkü
okuyucu mektuplan ile öteki
okuyuculan buluşturmayager-
çekten karariıyım.
Bundan böyie her pazartesi,
geride kalmış hafta boyunca
gelen okuyucu mektuplanndan,
fakslanndan ve elektronik mek-
tuplanndan bir seçkı yapıp kimi-
ni olduğu gibi, çok uzun olanla-
nn bazı "kritik" paragraflannı ak-
tanp, "interaktif gazeteciliğın
ilk örneklerini vereceğim.
Cumhuriyef'm yanı sıra Hür-
riyet de okuyorsanız farkında-
sınızdır, orada Enis Berberoğ-
lu arkadaşımız aytardır "karşrt
görûş" başlığı altında sözünü
ettiğimin bir benzerini uygulu-
yor ve ilginç de oluyor. Okuyu-
cu denen çok bilinmeyenli
denklemin, ne kadar karmaşık,
birbirinden ne kadar farklı gö-
rüşlerle donanmış olduğu so-
mutlanıyor.
Cumhuriyet okuru gibi aşın
aktrf, aşın tepkili, her yazıya, her
yazara -ama övgü, ama yergi-
tepkisini esirgemeyen bir okur
kitlesinin mektuplanndan her
pazartesi sunacağım seçkinin
daha da ilginç olacağına emi-
nim.
Bu hafta sadece haber ver-
mekle yetiniyorum.
Zaten yazılması unutuldu-
ğundan son dakikada, can
havliyle çırpıştınlan bugünkü
Tırmık'\n da bitmesi gerekiyor.
Çünkü yer bitti.
Bilginize sunanm.
Imza: Saydam, içi dışı birve
çenesi düşük yazarınız Aydın
Engin.
'Dürüst' Ecevit'lerin seçtikleri
Başbakan Bülent Ecevit'in adının
önüne hep "dürijst" sıfatı eklendi.
Bu srfata gölge düşürecek bir
eyiemi de olmadı. Ancak, bazı
seçimleri zaman zaman kendisini
sıkıntıya soktu. İşte, Başbakan
Ecevit ite eşi DSP Genel Başkan
Yardımcısı Rahşan Ecevit'in
seçip parlamentoya gönderdiği
bazı isimler: Adil Aşınm: DSP'den
Iğdır milletvekili seçildi. Milletvekili
yemini bile etmeden, "Ben aslında
sağcıyım" deyip ANAP'a geçti. Şu
anda, Ecevit'in
koalisyon ortağı
ANAP lideri
Mesut Yılmaz'ın
danışmanı.
Kubilay Uygun:
Siyaset
kulislerinde
"Fınldak Kubi"
olarak anılan
üygun, önce
yüklü bir transfer
parası aldığı
savlanyla DYP'ye
geçti. Ancak,
orada durmadı.
Uygun'un sonraki
duraklannda
MHP ve DTP yer aldı. TBMMde
ANAP ve RP dışında tüm partilerin
rozetferini taşıyan Uygun, elbette
DTP'de de fazla kalmadı. istifa
edip bağımsız oldu. Hikmet
Aydın: DSP'den parlamentoya
girdi. Sonra, bu partide "beyinden
ûretim" olanağı bulamadığı için
DYP'ye geçti. Kapitalızme karşı
olduğu için hamburger bile
yemeyen Aydın, DYP'de de
kendisine "beyinden üretim"
olanağı sağlanamamtş olmalı ki
daha sonra ANAP'a geçti.
Mail BOyükerman: Eskişehirli bir
hayırsever olarak eski
Cumhurbaşkanı Süleyman
Demirel'in takdirini kazanmış olan
Büyükerman'ı da Ecevit
parlamentoya taşıdı. Ancak, gözü
Çankaya'da olan Büyükerman,
cumhurbaşkanlığına aday oldu ve
partisinden istifa etti. Arkasından
TBMM Başkanlığı'na da aday olup
televizyonlara bol renkli, eğlenceli
malzeme verdi. Bülent Ersin Gök:
Ecevit hayranı olarak Istanbul'dan
milletvekili seçilip parlamentoya
girdi. Adı bir rüşvet haberine konu
olunca, nedense kimsenin
kendisini "pek tanımadığı" ortaya
çıktı. Elbette sadece bu isimler
yok. Ecevit'in parlamentoya
soktuğu "yüz akı" polıtıkac/lar da
var. Orneğin Zekeriya Temizel.
Peki, vergi reformunun miman
Temizel bu dönem neden
pariamentoda yok?
Patronlann pek sevmediği
Temizel, kazanamayacağı
bilinmesine karşın Istanbul
belediye başkan adayı gösterilip
aktrf siyasetten uzaklaştınldı.
'Konuşarak' hizmetin
16 milyarlık bedeli
DYP'fiTBMMİdare
Amiri Saffet Kaya, çok
konuşmasıyia tanınır.
Meclis'te nerede
görürseniz görün, hep
birileriyle sohbet
halindedir. İşte bu
özelliği nedeniyle Kaya,
bir "rekora" da imza
attı. Ama bu rekor
TBMM'ye oldukça
"pahalıya" mal oldu.
Şu anda Meclis'ın, "telefon
faturası" en yüksek Başkanlık
Divanı üyesi. Çünkü Kaya'nın,
2000 yılı başından bu yana
yaptığı telefon konuşmalan,
Saffet Kaya
TBMM'ye, tam 16
milyar 280 milyon 621
bin liralık fatura olarak
döndü. Diğer
Başkanlık Divanı
üyeterinin faturalan
incelendiğinde
Kaya'nın arkadaşlanna
neredeyse 3-4 kat fark
attığı ortaya çıkıyor. Bu
arada hemen
aktaralım, en "tutumlu"
Başkanlık Divanı üyesi ise
DSP'li TBMM Başkanvekili Ali
Ihksoy. llıksoy'un 10 aylık
faturası 1 milyar 363 milyon 610
bin lira.
TBMM takımı maçı 'masada'
kazandı
TBMM futbol takımı artık
uluslararası sahalarda top
koşturuyor. TBMM Plan ve Bütçe
Komisyonu Başkanı Metin Şahin
takımın hem kaptanı hem de
antrenörü. Şahin, son derece
disiplinli bir yönetici. Takımının
performansını yakından izliyor,
antrenmanlara katılmayanlan
takımdan atıyor, milletvekillerinin
yurtdışındaki gece ziyaretlerine bile
kanşıyor. Öyle ki, bir maç için
yurtdışına çıkıldığında gece
"halasını" ziyarete grtmek isteyen
milletvekilinin yanına takım
arkadaşlannı katıp "mevcutlu"
gönderdiğine ilişkin öyküler
kulislerde anlatılıyor...
Meclis takımının son maçı
başa
'Şafiilik
bela'
TBMM kulisinde bir grup
milletvekili gazetecilerie sohbet
ediyordu. FP Van Milletvekili
Maliki Ejder Arvas genel kurul
salonundan çıkınca ayakta
sohbet eden gruba yanaştı. Tek
tek milletvekillerinin ve
gazetecilerin elini sıkan Arvas,
sıra grupta
bulunan kadın
gazeteciye
gelince
duraksadı,
gazetecinin eli
havada kaldı.
FP'li vekil
mahcup bir
ifadeyle
savunmaya
geçti:
"Kusura
bakmayın.
Şafiilik başa bela. Kanmla bile
ellerimiz birbirine değse aptes
almakzorunda kalıyorvm. Elimde
de biryara var, ilaç süıyyorum. O
nedenle en fazla iki kez aptes
alabiliyorum. Aptesim
bozulmasın diye de dikkat etmek
zorunda kalıyorum."
Arvas
Almanya'daydı. Takım biraz yaşlı
olduğu için maç 90 dakika yerine
35'er dakikalık iki devre halinde 70
dakika olarak oynandı. Ve 6-6'lık
skoria bitti. Takımın FP'li oyuncusu
Mustafa Baş'a göre, maç biraz
"masada kurtanldı". Bakın, Baş
maçı nasıl anlatıyor:
- Türkiye Cumhuriyeti tarihinde
hep masada kaybettik.
Bu sefer masa hâkimiyeti
bizdeydi. Hakemler bazı maçlarda
biraz tercih kullanır ya, bu sefer
hakemin tercihi bizden yanaydı.
2 DSP'li kalecimiz vardı. Onlar
olmasaydı 6-0 galip gelebilırdik.
Hükümet çürük çıktı. Bereket,
hakem bize çok yakındı da masada
kazandık.
Büyük olan
kazanır
TBMM Başkanlığı seçiminin
son turu öncesi tahminler
yapılırken "iki aday da eşit oy
alırsa ne olacak" sorusu da
gündeme geldi. Son oylamadan
bir gece önce aynı soruyu
ANAP'lı Murat Başesgioğlu'nun
eşi Hacer Hanım da sordu.
Seçim
çalışma-
sından
yorgun
düşmüş
Murat
Başesgıoğlu,
eşine
takılarak
"Yaşı büyük
olan kazanır"
karşılığını
verdi.
Hacer Hanım
aceleyle Meclis albümünü
eline aldı, MHP'li Ömer
Izgi'nın doğum tarihine baktıktan
sonra üzgün bir ifadeyle eşine
seslendi:
"Murat, Ömer Bey senden 15
yaş büyük. Keşke sen daha yaşlı
olsaydın."
Başesgioğlu
Türey Köse, Ayşe Sayuı, Sebahat Karakoyun, Emine Kaplan, Bülent Sanoğhı
tbmm@cuinhuriyetcoin.tr