Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
23 EKİM 2000 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
17
nkan ISIK KANSÜ
kansu©cumhuriyet.com.tr.
Enerji özelleştirilmesinde perde açılıyor
10 elektrik santralının, 14 de elektrik dağrtım
bölgesinin işletme hakları özel sektöre
devredilecek. Devir sözleşmeleri hazır, devir
kurulları oluşturuluyor, işlemler hızlandırılıyor.
Enerji Yapı Yol-Sen Genel Başkanı Cengiz
Faydalı ile elektrik dağıtım şirketinin devir
sözleşmelerini gözden geçirdik. Çıkan
sonuçları toparlayalım:
Sözleşmelerle, kaçak oranlan var olandan
yüksek tutularak elektrik dağıtım bölgelerini
devralacak özel şırketlerin daha
fazla kâr elde etmelerine olanak sağlanıyor.
Örneğin Şanlıurfa'da elektrik kayıp
kaçak oranı 1995'te yüzde 42.5, 1999'da da
yüzde 44 düzeyinde olmuş.
Oysa devir sözleşmesinde, TEAŞ'tan satın
alınan elektrik bedelinden düşülecek kayıp
kaçak oranı yüzde 60 olarak belirlenmiş. Bu ne
demek? Urfa elektrik dağıtım şirketini
devralacak olan özel şirket, sözgelimi ,,. 5
TEAŞ'tan 100 milyon liralık elektrik aldıysa
eğer, yüzde 60'lık kaçak oranını bu mıktardan
düşecek ve TEAŞ'a 40 milyon lira ödeyecek.
Oysa, gerçek kayıp oranı yüzde 44
olduğundan geriye kalan 16 milyon lirayı
kesesine atacak, bir başka deyimle havadan
para kazanacak.
Sözleşmelerle, elektrik dağıtım bölgeleri özel
şirketlere sudan ucuza devrediliyor. Örneğin,
Adıyaman elektrik dağıtım bölgesinin
1996'daki kârının 17.2 milyon dolar
olduğu dikkate alınırsa, 30 yıllık kâr
516 milyon dolara ulaştyor. . %-
Oysa devir sözleşmesine göre ise,
Adıyaman elektrik dağıtım bölgesi
yalnızca 60 milyon dolara özel sektöre
bırakılacak. Aynı biçimde 30 yıllık kârı
738 milyon dolar olan Zonguldak işletmesi de
60 milyon dolara devrediliyor.
özel şirketlere tanınan bu ballı börekli
"ayncalıklar" yetmezmiş gibi, işletme hakkı
devir bedelleri de halkın sırtına bindiriliyor.
Nasıl mı? Devir sözleşmeJerine konulan bir
madde ile dağıtım bölgelerini alacak şirketler
elektrik satış tarifelerine "işletme hakkı devir
bedelini", dahası "yapacağı yatınmlan", hatta
ödeyecegi "vergi, fon gibi kesintileri" de
yansıtabiliyor.
Bir başka deyişle, halkın malı olan elektrik
dağıtım işi, yine halkın parasıyla özel şirketlere
devredilmiş olacak.
Enerji sektörünün özelleştirilmesinin perde
arkası böyle. Perde de yakında açılacak.
Sayım suyum yok
Yurttaşlar olarak sayıldık anne baba,
dede nine, çoluk çocuk...
Ah ne olur, bir de adamdan saysalar...
Ulusallığı es geçip bir özgürleşme,
demokratikleşme alanı olarak
"yerellik" pek gözde oldu.
"Anadolu Ekini" dergisinin son
sayısındaki başyazı, yerelliği öne
çıkaran bir tarihçinin görüşlerinin
eleştirisine aynlmış. Söz konusu
tarihçi, yerel tarih araştırması
yapanlara öğütler veriyormuş: *
"Devlete ait belgeleri kullanırsantz,
ağırfıklı olarak devletin yerele dair
görüş açısını öğrenirsiniz, ama ~
yerelin kendi sesini duyamazsınız.
Bunun gibi yerelliği yansıtmayan ve
daha ziyade merkezi yansıtan
Yerelliğin ardındaki giz
kaynaklardan elden geldiği kadar
uzakta durmakta (...) yarar vardır.
Bunlann içine Cumhuriyet arşivi,
ulusal basını temsil eden gazeteler,
merkezi temsil eden kişilerin hatıralan
vb. kaynaklar girmektedir."
Yerele verilen önemin ardındaki giz,
aynı tarihçinin sözlert ile
aydınlanıveriyor: "... içinde :
' -** *'
bulunduğumuz küreselleşme
sürecinin beraberinde getirdiği
küresel kültür -ki bu olgu gündetik
yaşamımız dahilinde giyimimizde,
tavırianmızda, maddi ve kûltür&l
tüketimimizde, fast-food türü
yiyeceklerde, dilimize giren Ingilizce
deyimlerde, hayata ve dünyaya
bakışımızda ortaya çıkıyor- dünya
insanlanna küresel bir üst kimiik
kazandınrken öte yandan bu üst
kimliğin belirli bir entelektüel,
düşünsel ve kültürel bir derinliğe
sahip olması, yüzeysel olmayıp
kişilikli ve derinlikli olması esas olarak
yerel tarihlerle zenginleştirilmiş, akılcı
ve çoksesli bir ulusal tarihin
ilkokuldan üniversiteye değin
gençlere ve aynca yetişkin kuşaklara
mal edilmesiyle mümkün olabîlir."
Yeni Dünya Düzeni'nin "resmi
ideolojisi'ne hoş geldiniz: "Yerel alt
kimliktir, üst kimiik ise ulusal değil,
küresel kimliktir. Abn, atın ulusal
kimliğinizi, tarihin çöp sepetine atın.
Savulun, küresel kimiik geliyor!"
Türkiye'de son yı\larda yaşananlan
yansıtan aynaya bir bakın.
Bu resmi ideolojinin yüzünü
göreceksiniz.
ÇAUŞANLARIN
SORULARI/SORUNLARI
YILMAZ ŞİPAL
Kimya mühendisi,
kimyagerliğe ataııırsa
SORU: Kımya yüksek mühendısıyim. Bir kamu kuruluşunda 25 yılı
aşkın bir süre görev yaptıktan sonra 1982 yüında başkimyager
• ; kadrosundan emeklı oldum. Emeklı aylığım kımyager
•, kadrosuna göre bağlandı. Emeklı aylığımın kimyager olarak
değil, kımya mühendısı olarak bağlanması ıçın yaptığım
başvuru üzenne, aylığım düzeltıldı ve ek göstergem 3.000'den
j j . 3.600'e yükseltıldı ve ıkramıye ile aylık farklan da toplu
e
1
-"^ '• olarak bana ödenHi" 'Son gelen yazıda, ek göstergemın
"Mühendis kadrosuna atanmadığuuzın anlaşılması üzerine
ek göstergeniz 3.600'den 3.000'e düşürühnüştür" denıyor
ve aynca fazla ödenen 1 rrulyar 750 milyon lıranın, aylığımın
dörtte bin kesılerek gen aiınacağı bıldınhyordu. Bu uygulama
doğru mudur?
(A.R.)
YANIT: 527 sayılı yasa hükmünde kararname ile ek göstergeler
yenıden düzenlenmiş ve bu düzenlemede, üç gruptan oluşan teknik
hizmetler sınıfı, dört gruba aynlmıştır ve yüksek mühendıs, mühendıs,
yüksek mımar ve mımarlarla aynı grupta yer alan şehir plancısı,
bölge plancısı,jeolog, hıdrojeolog, hıdrolog,jeomorfolog, jeofızikçi,
fizikçı, matematıkçı, ıstatıstıkçı, yöneylemci, matematıksel ıktısatçı,
ekonomıst ve kımyager unvanını almış olanlarla yüksek öğretmen
okulu mezunlan ıçın yeni bir grup oluşturulmuş ve 1. gruptan alınıp
ek göstergelen daha düşük olan 2. gruba yerleştınlmışlerdır.
Yenıden belırlenen ek göstergeier "Hizmet Sınıflan İtibanyla
Unvan veya Aylık Ahnan Derecelere Göre Ek Göstergeler" başlığı
ile uygulamaya konulmuştur.
Bu uygulamada, ek göstergelerin "unvan veya aylık alınan
derecelere göre" behrlendığı anlaşılmaktadır. Kararnamadekı
anlatımdan bır kımya mühendısinın, kımyager kadrosunda
çalıştmlmasının, kımya mühendısı unvanını ortadan kaldıramayacağı
çok açıktır. Bu değışıklık ek gösterge uygulanmasuıda, mühendıslere
verilen (1. derece için) ek gösterge olan 3.600'ün verilmesi gerektiğı
yönündedir. Aynca çeşıtli genel tebliğlerde de uygulamanın unvanlara
göre yapılacağı vurgulanmaktadır
(1) "(...) ek göstergeler, işgal edilen kadroların sınıflan ve bu
suuflara dahil durumlan itibarıyla belirlenmiştir. Bu nedenle
uygulamada bu iki şartın bir arada mütalaası zorunlu olup, (...)
ilgililerin kadronun sınıfına, sonra da dipiomalanndaki unvanlara
bakılması gereklidir."
(Devlet Memurlan Yasası Genel Teblığı Sen No: 75)
(2) " 1 . dereceden uzman kadrolanna atananlar, daha önce
almış oldukları ek gösterge, bu kadrolar için belirlenmiş ek
göstergelerden yüksek ise aylıkları daha yüksek ek gösterge esas
alınmak suretiyle ödenecekrir. (...) İlgililerin yukarıda sayılan
kadrolara atanmadan önce son olarak almış bulunduklan daha
yüksek ek gösterge değil. bütün memuriyetleri süresince fiilen
almış olduklan en yüksek ek gösterge dikkate alınacaktır."
(De\let Memurlan Yasası Genel Tebliği Sen No: 91)
Son olarak Devlet Memurlan Genel Tebliği Sen No: 147 ve 148'de
ömeklerle görev yen ve sınıfi değışenlerin ayuklanna daha önce aldıklan
yüksek olan ek göstergenin uygulanacağı vurgulanmaktadır.
Sonuç olarak, genel tebhğlerdekı anlatımdan, kimya mühendısinın,
kinyagerlığe atandığında, mühendislere verilen ek göstergeden
yararlanması gerektığı açık olarak anlaşılmaktadır.
Şimdi onlar işsiz
Taksi şoförü, "YavAğabey"
diyeyakındı, "SSKhastanele-
ri isteğe bağlı Bağ-KurJ
lulara
bakmayacakmış artık".
"Eh" dedik, "özelleştirme
kapıya gelince böyle olur. Ar-
tık sağlığımızı da, emekliliği-
mizi de satın alacağız".
Yüzünü ekşitti:
"Olurmu Ağabey, özelleştir-
sinler her yeri, özelleştirmek
gerek..."
Güncel örnek vermek iste-
dik:
"Petrol Ofisi özelleştirildi,
1200 işçi kapı dışarı edildi
ama..."
Anlaşılan pek tutmamıştı
karşı çıkışımızı:
"ÇıkarsınlarAğabey, önüne
geleni aldılar..."
Dolduruş o denli güçlü ki
aynı kaderi paylaşanlar, ko-
nusuna komşusuna, birbirinin
derdine çilesine, sorununa ya-
bancılaştı.
Petrol-lş Şendikası Başka-
nı Mustafa Öztaşkın aradı:
"Petrol Ofisi'nden çıkanlan-
lann bir kısmı emeklilik hakkı-
nı kazanmıştı. 740 kişinin ise
ortalama kıdemi 15 yıldı."
740 kişinin -eğer bir güven-
ce sayılıyorsa hâlâ- emeklilik-
lerine en az 10 yıl daha var
demek ki. "740" sayısı, dile
kolay geliyor. 740'ın eşi var,
çocuğu, çocuklann okul harç-
lıkJan, yaşamdan aldıklan kü-
çük tatlar var. Şimdi onlar iş-
siz...
Taksi şoförünün söyledik-
leri kulatdanmızda çınlıyor:
"özelleştirilsin Ağabey, iş-
ten çıkaracaklar elbette Ağa-
bey..."
HAYVANLAR ÎSMAJL CÜLCEÇ igufgec@yahoo.com
KİM KİME DUM DUMA BEHİÇAK behicakCgturk.net
, ••«!'.•!.-
ÇİZGtLİK KÂMİL MASARACI
BULUT BEBEK MRAYÇtFTçi
Ayı'yt
ille de.
EYUP
3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN
EsasNo: 1999/493
Davacı: Gürgör Usta
Vekilı: Av. Halis Keleşj Tevfikbey Mah. Merkez Cad. Karakaş Iş
danı No: 20/39 Sefaköy-Istanbul
Davalı: Hakan Çiçekçi, Langahisan Sk. No: 37 D:3 Kumkapı-ls-
anbul
Dava: Trafik Kazası Neticesi Maddı Tazminat
Cevap Süresi. 15 gündür
Davacı tarafından davalı aJeyhine açılan tazminat davasının ara ka-
an gereğınce.
Davalıya belırtılen adreste dava dilekçesinin tebliğ edılemediği,
ıdres araşhrmasuıda da adı geçenın elverişlı adresinin bulunmadıfı
ınlaşılmakla 7201 sayılı kanunun 29/28 maddelen hükümlerine bi-
ıaen dava dilekçesinin ilanen teblığıne karar verilmiştır.
Davalınm 23 11.2000 günü saat 9 30'da hazır olması belli olunan
.Tİn ve saatte gelmeniz veya kendınızi bır vekil ile temsil ettirmeniz,
;ehnedığınız veya mazeret bıldırmediğiniz ve delillerinizi ibraz et-
oedığınız takdirde H.U.M.K.nın 213 ve 375'nci maddelen gereğin-
e yargılamamn yokluğunuzda yapılıp hakkınızda hüküm kurulaca-
;ı hususu dava dilekçesinin tebliği yenne geçerli olmak üzere ilan
ılunur.
Işbu ılan yayımlandığı tarihten itibaren 15 gün sonra yapılmış sa-
ilacaktır. İlan olunur. 18.10 2000 Basın. 59274
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 23 Ekim
AZIYADE YAŞADI MI?.
I88o't>e su6üM,Az.ıyA0e ÖUHI. SU *cip, ÜNUI
SIZ ROMAUClSI PlE&İElOTt'HrN "AzıyAbe* AOLI
KONU 0L4H G£UÇ TÜ&C
ıor/, Tûfs&vs'oe GEÇIKÛ
PA AÇOC CUHJĞU GeNÇ KAD/N /Ç/A/SÖZ *X>-
NUSU &.CMANI YAZM/fT/. AStL AOIN/N HATİCE
OLPUĞU SÖ/LBNEN 4Z/yAPB, <S&eÇEKT£A/ YA-
ÇAM/Ç VE ÖU>UĞÜ ZAMAiy ZASIMPAÇA
•ZAIS.UĞ/HA GöMÜlMÜfrÜ. ROMAMDA,
G£NÇ VE GÜ2EI. fCAD/NA AŞltC OLAN fOÇİ, B'R
İN&IÜ2. SUgAYI&g.AZiyADE'Y Bi
OLAglLMEK İÇİN İSmAieUL'A
AOlNf ALAAJ İA/6İÜZ, bAHA
SAI/AÇI'UDA ÖLÜ&..
GÖRÜŞ
Prof. Dr. COŞKUN ÖZDEMİR '
Bip Cumhuriyet Savunucusu
Ahmet Taner Kışlalı
Cumhuriyet gazetesi okumak birayncalıktır. Bir
üniversite eğitimi görür gibidir bilinçli bir cumhu-
riyet okuru. Çok şey öğreten, çok şey düşündü-
ren, geçmişi ve bugünü derinlemesine irdeleyen
(nitelikli) kalemini ve beynini satılığa çıkarmamış
çok sayıda yazarla doludur gazete. Doğruyu, hak-
lıyı, aydınlığı, bilimi, bilimselliği, eşitliği, adaleti
arayan önyargısız okuyucu sol yelpazenin tem-
silcisi köşe yazarlanndan çok şey öğrenir. Yazık
ki okuyuculanndan bir bölümü bu yazartar ara-
sında bir ayrım yapmakta, yurdumuzda bir aydın
hastalığı olarak başgösteren cepheleşmeye des-
tek vermektedir. Yönettiğim bir panelde bir Cum-
huriyet okurunun "Ahmet Taner Kışlalı n/n o ga-
zetede ne işi var, oradan çekip gitmeli" deyişini
hiç unutmuyorum. Sol yanımda oturan konuş-
macılardan Aydın Engin benden önce davrana-
rak bu okura şu cevabı verdi: "Gazenin yönetici-
si llhan Selçukgeçen gün bana Cumhuriyetokur-
lanndan gelen tepki mektuplannı gösterdi. Be-
nim yazılarıma tepki gösteren, Kışlalı'ya karşı çı-
kanlardan çok daha fazla idi."
Ahmet Taner Kışlalı, hiç kaçırmadan ilgi ile oku-
duğum, birkonunun, birsorunun bilimsel biryak-
laşımla nasıl ele alınacağını, hangi metotla irde-
lenmesi gerektiğine en iyi örnekleri veren nitelik-
li bir yazardı. Tören Atatürkçüsü değil, bilinçli bir
Kemalistti. Atatürk'ün uygarlık projesini çok iyi al-
gılamış, ödünsüz bir laık cumhuriyet ve aydınlan-
ma savunucusu idi. O yüzden demokrasiyi kalıp-
lara döken bizim yeni moda entellerimizle anlaş-
ma halinde değildi. Bu yeni moda demokratlarona
fena halde içerliyorlar, ağır şekilde eleştiriyorlar-
dı. Yüzlerce kişinin çağnlı olduğu demokrasi amaç-
lı birtoplantı için onun adının anılmadığına ve dış-
landığına tanık oldum. Çünkü kalıpçı demokrat-
lara göre o demokrat değildi. Türkiye'nin önde ge-
len düşünce adamlarından, üretici yazarlanndan
birinin, "O bir faşisttir" tanımlaması da, tanıklık-
larım arasında yer alır. Bunun kim olduğu pek
önemli değil. Tıpkı "Mustafa Kemal 30 bin kişiyi
öldürtmekten başka ne yapmıştır" diyen çok ün-
lü yazargibi. Bence önemli olan, kaygı verici olan,
yurdumuzda oldukça yaygınlık kazanan bu aydın
hastalığı. Demokrasiyi savunacağız diye ölçü-
süzce sağa sola ve özellikle Cumhuriyet ilkeleri-
ne sahip çıkanlara suçlamalar yönelten sağlıksız
bir akımın temsilcileridir. Ahmet Taner Kışlalı, Ata-
türkçülük ve Kemalizmin ne olduğunu, ne olma-
dığını, demokrasiyi, çağdaşlığı çok güzel anlatan
bir insandı. Tıpkı Uğur Mumcu örneğinde oldu-
ğu gibi ölümünden sonra, yersiz ve mantıksız
karşıtlıklannı yenerek Ahmet Taner Kışlalı'yı taraf-
sızca ve önyargısız okuyacak aydınlar, demokra-
si savunucuları ondan çok şey öğrenecek ve bi-
rikimlerine çok şey katacaklardır.
BULMACA SEDAT YAŞAYAN
1 2 3
G
Ö
V
E
A
Z
A
M
D
E
L
I
A
T
E
L
SOLDAJVSAĞA:
1/Şarlatan, ya-
lancı, hılecı. 2/ '
Kanşıkrenklı... 2
Tarlayı sürerek o
dinlenmeye bı-
rakma. 3/ Yu- 4
nanmitolojısın-
de, ıçenlen
ölümsüzlüğe
kavuşturan tan-
n ıçkisı... Şaş-
ma belirten bir
ünlem. 4/ Eskı 9
özel otomobıl-
lennkaroseri biçimı. 5/
Karakter...ABD'ninbir
eyaletı. 6/ Küçük boy- 2
lu, uzun ve ipeksi tüy- 3
lü, sarkık kiılaklı bir 4
köpekcinsi...lslamkül-
türlennde, belirli ku-
rallara uyarak güzel ya-
zı yazma sanatı. II En
kaün erkek sesi... Eskı
8
ve bilinmeyen bir tari- 9
hı anlatmakta kullamlan deyım sözü. 8/ Bır cetvel tü-,
rü... Yoksullara yıyecek dağıtan hayır kurumu. 9/ Bir
şeyuı tersını söyleyerek edılen aday... Avustrarya'da ya-
şayan bir cins devekusu.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Dönek, güvenihnez... Boru sesı. 2/ îngıltere'de çok
sevilen bir cins bira... Briçte iki manştan oluşan bö-
lüm. 3/ Gereksız. anlamsız ve boş söz. 4/ Titan ele-
mentinin sımgesi... Içe doğmayla akla gelen yarancı
duygu. 5/ Içel'in bir ilçesi... Bir soru eki. 6/ Patlayıcı
bir madde... Bir nota. 7/ Peygamberleri Hud'u dinle-
mediklen için Tann tarafmdan yok edilen kavim...
Gereğınde kullanılmak için saklanan tahıl. 8/ Eskıden
ücret karsıhğı ölünün arkasmda ağlayan kaduı... Uaç.
9/ Unvan... "Gülşen ". Flütçümüz.
CEYHAN
tCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN
Dosya No: 1999/155
Alacaklı: T.Vakıflar Bankası T.A.O.
Vekilı: Av. Çığdem Aktürk
Borçlu: Ismet Bolat, Sanayi Sitesi 2. Blok No:
164 Ceyhan
Borç Mik.: 2.055.812.010.- TL.
Müstenidat: Kredi Sözleşmesi, Hesap Ekstresi
Borçlunun adresi meçhul kaldığından ışbu öde-
me emrinin tebliğinden itibaren borcu ve takip
masraflannı kanuni (7) günlük müddete (15) gün
ilavesi ile (22) gün içinde ödemeniz, borcun tama-
mına veya bir kısmını veya alacakluun takibat icra-
sı hakkuıa dair bir itirazmız varsa senet altmdaki
imza sıze ait değilse kanutu (7) günlük müddete
(15) gün ilavesi ile (22) gün içinde aynca ve açıkça
bildırmeniz, aksı halde icra takibinde bu senedın
sizden sadır olmuş sayılacağıımzayı reddettiğiniz
takdirde Mercii önünde yapılacak duruşmada hazır
bulunmanız buna uymazsamz vakı itirazınızm mu-
vakkaten kaldınlacağı senet veya borca itirazınızı
yazılı veya sözlü olarak ıcra daıresıne kanuni (7)
günlük müddete (15) gün ilavesi ile (22) gün için-
de bıldırmediğiniz takdirde aynı müddet içinde 74.
madde gereğınce mal beyanında bulunmanız, hiç
mal beyanında bulunmaz veya hakikata aykın be-
yanda bulunursanız hapısle cezalandınlacağınız,
borç ödenmez veya itıraz edilmezse cebri ıcraya
devam olunacağı ilanen tebliğ olunur. 21.9.2000
Basın: 59398