27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14 EKİM 2000 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Uluslararası Çalışma Örgütü, iş güvenliğinin olmamasının akıl sağhğını bozduğunu açıkladı 10 işçiden biri depresyonda• Avrupa Birliği ülkeleri, gayri safi milli hasilalannın yüzde 3-4'ünü işçilerin akıl sağlığı için harcıyor. ABD ise çalışma yaşanundaki stresten kaynaklanan depresyonlann tedavisi için yılda 30-44 milyar dolarlık harcama yapıyor. Gelişmiş Batı'da, ortalama 10 işçiden biri depresyon tedavisi görüyor. EMtNEKARAKtTAPOĞLU CENEVRE - Uluslararası Çalışma Örgütü ILO, çalışma yaşamındaki stresin maliyetinin giderek yükseldiğini ve işçilerin akıl sağlıklan için harcanan paranın hızla artmakta olduğunu açıkladı. ILO'nun, Dünya Akıl Sağlığı Günü dolayısıyla hazırladığı rapor, her 10 işçiden bırinın depresyon tedavisi gördüğünü ortaya çıkardı. Işyerinde yaşanan sıkıntılann depresyon; ardından da verimliliğin düşmesi, iş kaybı ve hastaneye kaldınlma gibi sonuçlan olduğuna dikkat çeken ILO, AB ülkelerinın, yıllık gayri safi milli hasılalannın yüzde 3-4'ünü, işçilerin akıl ve ruh sağlıklan için harcadığını bildirdi. Finlandiya, ABD, Ingiltere, Almanya ve Polonya'daki araştırmalara göre hazırlanan raporda, işçilerin akıl ve ruh sağlıklannı etkileyen nedenlerin başında "iş güvenöğinin olmaması, çahşma yayHnınriaki beürsizük ve istikrarazhk, kısa dönetnb' södeşmeler'' gösterildi. Ancak, çalışma yaşammda değışik politikalar uyguladıklanndan, ortak bir değerlendınneye olanak tanıması için seçılen Finlandiya, İngütere, ABD, Almanya ve Polonya'da işçilerin ruh sağhğını etkileyen nedenler ülkelere göre farklıhk gösterebüiyor. Raporun yazan Phyüis Gabrid, durumun 'aiarma geçihnesmi gereknrecek vahamette' olduğunu belirtırken, venmliliği düşüren ve harcamalan arttıran bu sürecin, hem işyerlerini hem de ülke ekonomilerini çok olumsuz etkilediğine dikkat çekti. Raporda, "çaoşma yaşamındaki betirsiziiklenlen birinin de ekonomik küreseUeşme" olduğuna dikkat çeküdı. ILO'nun, 10 Ekim Dünya Akıl Sağhğı Günü dolayısıyla dün Cenevre'de yayımladığı rapora göre stres ve depresyon, ABD'nin çalışma yaşamını etkileyen en yaygın hastalık. Sağfakveverimlflik Çalışma yaşındaki yetişkınlerde görulen psikolojik rahatsızlıklar nedeniyle ise her yıl 200 milyon ışgûnü kaybediliyor. Finlandiya'da, çalışan nürusun yüzde 50'si strese bağlı rahatsızlıklardan tedavi edilirke Almanya da emeklılerin 7'si psikolojik bozukluklaıdan kaynaklanıyor. Almanya'nın bu nedenle kaybettiği yılhk maddi kayıp 5 milyar mark. tngiltere'de ise, her 10 işçiden üçü, çalışma yaşamından kaynaklanan akıl sağhğı sorunlanyla karşılaşıyor. ILO raporunda, işverenlerin bir kısmınm "sağfak ve roimMk" arasındaki ilişkinin farkında olduğuna dikkat çeküirken, birçok işyerinin, yeni yönetim stratejileri beürlemeye yöneldikleri ve Almanya, Ingıltere ve ABD'de aile ve sosyal yaşamı • . / güçlendirici programlar ; • uygulamaya başladıklan •,-, beliıtüdi. İPRAGAZ ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Başkentimiz Ankara -ı llginç günler yaşamaktayız. Kimilerinin, hâlâ rahmetle andığı Turgut Özal'ın ilk kez dile getir- diği üzefe, başkenti Ankara'dan Istanbul'a geri götürmek isteyenler meydanı boş buldular. Anka- ra'da bürokrasi yoğunmuş, bu nedenle ışlerini iyi göremiyoriarmış... Sanki İstanbul'da bürokrasi yok. Ve sanki Istanbul'a geldikleri zaman, "mev- zuat hazretleri" de Istanbul'a gelmeyecek... Aslında bürokrasiden ve mevzuattan şikâyet edenlerin büyük bir çogunlugu, bu mevzuatın boş- luklannı arayan ve bu boşluklardan bir şeyler ka- zanmaya çalışan insanlardır. Bızım yasaların sa- vunulacak tarafı pek yok ama, bana öyle gelıyor ki, şikâyet edenlerin de şikâyet etmeye haklan yok. Ekim ayı, yakın tarihimiz incelendiğinde çok il- ginç bir aydır. ömeğin 1918'in 30 Ekim'inde im- zalanan Mondros Mütarekesi, yakın tarihimizin ka- ra bir günüdür. Buna karşılık; geçen yazımızda de- ğindigimiz 15 Ekim 1922'de Mudanya Mütareke- si'nin yürürlüğe girmesi ve 4 yıllık hasretten son- ra Istanbul'un Türk askerine yeniden kavuşması gibi, 6 Ekim 1923 Istanbul'un kurtuluşu, 13 Ekim 1923 başkentin Istanbul'dan Ankara'ya alınması, 29 Ekim 1923 Cumhuriyet'in ilanı vb. gibi mutlu- luklar da hep ekim ayında yaşanmıştır. Bugün, başkentin Istanbul'dan Ankara'ya alın- masının yıldönümü nedeniyle, o günlerle bugün- leri karşdaştırmak ve kimi değeriendirmeler yap- mak istryorum. Aslında, ne bugünlerin Ankarası, o günlerin Ankarasına benzemekte; ne de o günle- rin siyasetçileri bugünlerin siyasetçilerine benziyor. Hele Çankaya'dan ışık saçan bir Mustafa Ke- mal'in yokluğu, derin bir biçimde hıssediliyor. Oy- saki, o günlerin Ankarası 40-50 bin nüfuslu, elekt- riği, suyu, kanalizasyonu, hiçbir altyapısı olmayan ve bugünün ölçüleri içinde orta boy bir kasaba- dan bile geride kabul edilmesi gerekecek olan, u- fak bir beldeydi. Fakat beldeleri "büyük" kılan, bambaşka faktörler var. Mustafa Kemal, 16 Mayıs 1919'da terk ettiği Is- tanbul'a 1927 yılına kadar adım atmayacak, hat- ta Cumhuriyetin ilanı'ndan sonra bir yurt gezisin- de; Istanbul önlerinden vapuria geçerken, kendi- sini davet eden Istanbul ileri gelenlerine olumlu ya- nıt vermeyecektir. Acaba Mustafa Kemal Istan- bul'a ve Istanbullulara kırgın mıydı? Bunu bileme- yiz. Ama böyle bir kırgınlık olduğunu da zannet- miyorum. Mustafa Kemal'in Istanbul'la ilgili tutu- mu ve yaklaşımı, herhangi bir kırgınlıkla değil, "yapmayı planladıklan" ile ilgilidir. Daha Milli Mücadele sürerken; Ankara'da, TB- MM üyeleri arasında iki farklı görüş vardı. Ağırlık- lı biçimde dın adamlannın oluşturduğu grubun Mil- li Mücadeleden anladığı; bu savaşın, esir bulunan padişah ve halifeyi kurtarmak ve Osmanlı Impa- ratortuğu'nu yeniden bağımsız bir devlet haline sokmak amacını gütmesiydi. Ve bunu açıkça dile getiriyorlardı. Mustafa Kemal'in de içinde bulunduğu diğer grup; dile getirmemekle btriikte, bu mücadelenin, ' yeni ve çağdaş birdevletin kurulmasının mücade- lesi olduğunun bilinci ve umudu içindeydi. Bunu dite getiremiyorlardı, zira böyle bir anlayış çok cid- di tepkilere yol açabilirdi. Fakat derinden derine bunun hazıriıöı içinde olduklanna da kuşku yoktu. Ve başkentinTstanbul'dan Ankara'ya alınması bu- nun ilk ısaretıydi. Başta Ismet Paşa olmak üzere, devletin baş- kentinı Istanbul'dan Ankara'ya almak için önerge verenler, iki hafta kadar sonra Cumhuriyefin ilan edileceğinin bilincinde ve farkında değillerdi. On- lar, Istanbul'un kozmopolit yapısı ve kokuşmuş havastyla, ulusal kurtuluşu da lekeleyeceğinden korkuyor ve buna karşı önlem olarak başkenti An- kara'ya almayı öneriyoriardı. Fakat Mustafa Ke- mal'in başkenti Istanbul'dan Ankara'ya almak is- temesinin amacı, bambaşkaydı. Falih Rrfkı'nın (sanınm) Çankaya'da anlattığı, çok ilginç bir anı vardır. Bir aksam Çankaya Köş- kü'nde yemek sonrasında Mustafa Kemal, camın önüne gider ve uzun uzun dışarıya bakar. Bu du- rum Falih Rrfkı'nın dikkatinı çeker ve yanına gide- rek "Nereye bakıyorsunuz Paşam" sorusunu so- rar. Mustafa Kemal, "Işıldan seyrediyorum" yanı- tını verir. Aynı camdan bakan Falih Rrfkı, ışık falan göremez. Karanlıkta tek tük çoban ateşleri görül- mektedir. Bunu dile getirdiğinde Mustafa Kemal güler, "Çocuk"der, "benyannki Ankara'nınışıkla- nnı seyrediyorum." Ankara'ya her gittiğimde, bir fırsat yaratarak, Çankaya'dan kente dogru bakmaya ve Mustafa Kemal'in ytllarca önce gördüğü o ışıklan gözleme- ye çabalanm. Kimilerinin asla görüp değerlendi- remedikleri o ışıklan... Başta Ingiltere olmak üzere, "düveli muazza- ma", başkentin Ankara'ya alınmasına şiddetle kar- şı çıktılar. Ankara'nın nesnel koşullannın yetersiz- liğini bahane ediyorlardı. Ama asıl sıkıntılan, o gün- lerin askeri olanaklan içinde; deniz kenanndaki bir kenti kolayca tehdit edebilmelerine karşılık, kara içindeki bir kentte tehdit oluşturmalannın güçlü- ğü idi. Ve eğer başkent Ankara'ya alınırsa, büyü- kelçi düzeyinde temsil edilmeyeceklerini dile ge- tirmekteydiler. Mustafa Kemal bu türden tehditlere ne pabuç bırakırdı ama... 13 Ekim 1923'te Ankara; fukara, fakat sonsuz- ca onuriu Türkiye'nin başkenti olarak dünyaya du- yuruluyordu. Cumhuriyetin eli kulağındaydı... Ankam'nın başkent oluşunun 77.yih ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara'nın başkent oluşunun 77. yıldönümü dün çeşitli törenlerie kutlandı. Ankara Valisi Yahya Gür başkanlığındakı heyet, sabah Anıtkabir'i ziyaret etti. Büyükşehir Belediye Başkanı Metih Gökcek, Ankara mılletvekilleri, ilçe belediye başkanlan, kaymakamlar, ASO Başkanı Zafer Çağlayan ve ATO Başkanı Sinan Aygûn'ün de hazır bulunduğu törende heyet, Atatürk'ün mozolesıne çelenk bırakarak saygı duruşunda bulundu. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer de Ankara'nın başkent oluşunun 77. yıldönümü nedemyle bır kutlama mesajı yayımladı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle