23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14 EKİM 2000 CUMARTESİ • • • • CUMHURİYET SAYFA - HABERLERIN DEVAMI TURKIYE Istanbul Edime B 23 Sinop B 22 Adana B 25 Samsun PB 23 Kocaelı B 22 Trabzon Y 23 Çanakkale B 21 Giresun Y 22 Izmir B 27 Ankara B 23 Manisa Aydın _B 26 Eskişehir B 22 B 25 Denizli _B 28 Konya B 25 Sıvas PB 21 Zonguldak B 21 Antalya A 28 Kars Mersın Dıyarbakır Şanlıurfa Mardin Siırt Hakkâri Van PB PB PB PB PB PB PB 26 26 28 26 26 19 20 0Aç.k S"*% Parçalı bulutlu Ooğu Karadenız ıte Do- ğu Anadoiu'nun kuzeyı sağanak yağışlı, öığer yerier parçalı ve az bu- lutfu geçecek. Hava sı- caklığı yağış alan yer- lerde değtşmeyeceK ötekı yertertte baaz ar- tacak. Rüzgâr; giıney ve batı yonterden haftf ara sıra orta kuvvette. yağış anında kuvvetlı olarak esecek. DIS MERKEZLER Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn Y Y Y Y Y Y PB PB 14 13 13 16 15 15 16 17 Münih PB 17 Zürih Beriin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina PB Y PB PB PB PB B PB 14 15 19 18 21 22 25 26 Y 15 Şam Moskova Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bişkek Tiflis Kahire PB PB PB B Y B Y A 12 27 8 24 16 14 17 32 A30§ k Ç<*bulutlu Kariı Sulukar m ^ Gök güoıltJG , I G Ü N D E M MUSTAFA BALBAY~j • Baştarafi 1. Sayfada '• ' cuklannı ikna edip bir an önce dağdan inmelerini' istiyor. Babalarla konuşuyoruz... Cemil Yıldız, oğ- lunun dağda değil, Almanya'da olduğunu, ancak > ıa asker kaçağı olduğu için devletin aradığını söylü-u>i yor. Başka bir konuya girmek istemiyor. KJS Kenan Gündoğan, "Torunum 7yildır kayıp" di-30 yor, "elimde olsa gidergetiririm, ama neyapayım?"m \ Afi Takan, konunun kendi çocuğuna gelmesini is- -.h temiyor. "Madem ki banş ortamı var, herkesin hu-,ih zur içinde yaşayacağı bir düzen kurulsun" diyor. • • • *o Bingöl'ün Yukarı Çiçekdere Köyü'ndeyiz. 10 i-<:t, mam nikâhlı çift, resmi nikâhla evlenme cüzdanına^^ kavuşacak. Kampanyanın adı; "Nikâh Tanığım Meh- <t metçik Olsun." Kimi meslektaşlanmız da tanıklık et- -y- tiler. Yıllar önce evlenmiş, çoluğa çocuğa kanşmış,.^ eşler resmi nikâhta bırbırleri için "evet" derken köy-.j* lüler onlan alkışlıyor. ,,< Çevredeki donuk yüzlü gençler ise olup biteni da- ;,(» ha çok izlemekle yetiniyordu. Ayaküstü sohbet et- ,rf tik. Içlerinden biri, köyün yaslandığı dağın arkasını gösterip "Şu Kara Cehennem bölgesinde hâlâ te- ,, röristler var. Ama bir şey yapmıyorlar, öyle geziyor-, •, lar" diyor. "Bundan sonra ne olur" diye sordum. Ya- -t nıtj pusluydu: "Şimdi ne olduğunu bilsek, ne olacağını tahmin^. ederiz." • '# 3 günlük gezi boyunca salonda, açık alanda ya- ;0 pılan toplantılann birçoğu müzik eşliğindeydi. Seçi- ,, len parçalar da son dönemdeki banar havasını yan-.j sıtıyordu. Hozat'ta murttarlarla görüşme toplantısı-,__, nin başında "HatçemiGörenler Sevdalanıyor" tür-,.', küsünün müziği vardı. Saltuk Baba Halı Saha- , sı'ndaki maçın eşliğınde ise bangır bangır pop mü-,,^ zik çalıyordu. \% Gaziantep Büyükşehir Belediyesi'nin katkısıyia r ; yapılan Tunceli Asfalt Tesisleri'nin açılışı ise Zülfû U-,.' vaneli'nin parçalanyla gerçekleştı. Gecelediğimiz Elazığ Orduevi'ndeki akşam yemeğinde sahneye çıkan asker müzisyenler "Şu Fırat'ın Suyu"yla baş-.r layıp "Şeyh Şamil" ile bitirdiler. • • • Tunceli çevresinin en zor coğrafyası Kutu Dere-. si'ne yolculuk, helikopterle de olsa dağlan yara ya- ra idi. Helikopterin indiği Askertepe'deki nöbetçile*;.. bölgeyi tanıtıyor: . '^* Altımızda 1 kilometre birden derinleşen KutuOe-'' resi ilerde ikiye aynlıyor. Vartinik Dere, Yastık Dere... . Hemen arkasından yükselen Ortadağ blokunun ya- nından sıra sıra dağlar daire çiziyor; Çin Dağı, Ha^ tuntepe, Sivridağ, Sorbabatepe, Almantepe, Düz- günbabaTepesi... Bu dağlann dibindeki Kutu Dere- si'nde yüzlerce mağara var. Az da olsa hâlâ terörist yaşıyor. Bize bilgı veren asker, dolaylı dolaysız terör örgütüyle sık sık karşı karşıya gelmekten olsa ge- rek, durumu şöyle anlattı: ..: "Bizim PKKyanında bir de TİKKO'muz vardır!" ,V • • • ö Anadolu'da gittiğimiz orta büyüklükteki ilin ilk is-;r temlerinden biri üniversitedir. Birkaç bina, genişçe de bir arazi göstenp "Burası üniversite olsun" der-,, ler. Dün Muş bölgesindekı durağımız Yeralan'da bun kez köyfüler üniversite ıstedıler. Palabıyıklı bir köylür^, "Bizim Muş'a üniversite şarttır" dedikten sonra ek-! 7 Iedi: "A "Hastalanmızı üniversite hastanesine götürürvzJ. Elazığ'a, Dıyarbakır'a ihtiyacımız kalmaz." Toplumla kaynaşma, altyapı yatınmlan ağırlıklı bu gezimizde askerin terör sonrası her türiü onanm işi- » ne de giriştiğini gördük. Buna insanın onanmı da da-Ü hil. Bingöî'de araziye çıkan subaylar, araçlanna kur~» şundan çok çocuklara dağrtmak için şeker alıyor-^İ larmış. Süphan Dağı'nın dıbinde görev yapan biK subay, 21 yerden fışkıran kaynaksulannın bazılann- da köyiülerle beraber alabalık çiftlikleri kurmuş. [ ? 9O'lı yıllardaki gezilerimizden çok farklı bulduğu-^ muz bölgedeki olumlu değişımin devamı sadece buf" bölge için değil, tüm Türkiye için önemli. fl • m GUNCELcÜNEYT AHCAYÜREK • Baştarafi 1. Sayfada Suriye: Devlet Başkanı Beşşar Esat: "Çatışma- larsonunda kaybeden Israil olacak". Ingiltere: Dışişleri Bakanı Robin Cook: "Bölge- de şiddetin yeniden alevlenmesi, Israil askerieri- nin aileleri ve Ortadoğu için trajedi". Fransa: Elysee Sarayı'ndan açıklama: "Tarafla- nn banşa onanlmaz zararlar verecek davranışlar- dan kaçınmalan gerekiyor". ttalya: Dışişleri Bakanı Lamberto Dini: "Durum felaket. Sükûnet sağlanmalı. Uluslararası toplum- da herkes şiddeti sona erdirmek için çalışmalı". Rusya: Dışişleri Bakanı Igor Ivanoviç: (Bö/gede tansiyonun düşürülmesiiçin Filistinliyetkililerie te- lefon görüşmesi yaptı). Birleşmiş Milletler: Genel Sekreter Kofi Annan: "Udertere ve halka, herkese sesleniyorum, bugün olanlan ve çocuklannız için nasıl biryann istediği- nizi bir durvp düşünmenizi istiyorum, Şiddet şid- deti doğurvr". Irak: Baas Partisi yetkilisi Adnan Davud Sal- man: "Bağdat'ta 514 bin 658 erkek ve kadın Ku- düs'ü kurtarmak için gönüllü oldu". Türkiye: Başbakan Ecevit: "Banş sürecine bağ- lanan umutlargölgelenmiş durumda. Bu, son de- rece anlamsız bir savaştır". Kısa sonuç: Ortadoğu'da banşın çivisi yine çık- • • • '* Başbakan Ecevit: (Dün) "Herşeyistediğimizgi- bigidiyor. Piyasa hareketlendi. Enflasyon düşme- ye devam ediyor. Dış piyasalardan gelen hava da olumlu. Hükümet bu karahılıkla devam edecek ve hedef- lerine ulaşacaktır". Kamu-Sen: (Aynı gün) "Dört kişilik bir ailenin 1999 Eylülayı sonunda 374milyon 231 bin lira olan yoksulluk sının, bu yılın aynı ayında yüzde 51.6 oranında artarak 567 milyon 95 bin liraya yüksel- di". Gazetelen Halk: "Enflasyon düşüyordiyohar, a- ma çarşıda fiyatlar durmadan artıyor". * • • Azeri futbolculann "Türk kardeşlerine" tribünler- de açılan Iki devlet bir milletiz" pankartlanna ba- ka baka tekme, yumruk, küfür yağdırdıklan Türki- ye-Azerbaycan ulusal maçından sonra: (atv'nin 12 Ekim, saat 19.00'daki ana haber saatinden): Bir Türk: Kabzımal, eski futbolcu, hakem ve yo- rumcu Erman Toroğlu: "Azerifutbolcularkadarbi- zimkiler de aynı hareketleri yaptılar. Kötû oynadı- lar, bu yüzden sinirlendiler". Bir Azeri: Azerbaycan'ın Ankara Büyükelçisi Me- met Alryev: "Konuğumuz olan Türk takımına Aze- ri futbolculann hareketleri affedilir cinsten değil". • • • Anadolu Ajansı'nın 12 Ekim tarihli bülteninden: "Başbakan Ecevit'in özel doktoru Arif Abacı ve hemşire Satı Moğultay, Ecevit'in sağlık durumu- nu yakından takip etmek için Başbakanlık'ta gö- revlendirildi. Abacı ve Moğultay, müsteşaryardım- cılannın makamlannın bulunduğu koridorda ve Başbakanlık makamının bulunduğu 1. katta ken- dilerine tahsis edilen odada hizmete başladı". Aynı gün: CNN International'da Riz Khan'ın sun- duğu ve (önceki) akşam CNN- Türk'te canlı olarak yayımlanan 'Sorular ve Yanıtlar' programında: "Başbakan Ecevit, ABD'li birizleyicinin gönder- diği 'Amerika'da sizin sağlığınız endişe uyandınyor. Siz, sağlığınızdan endişe duyuyor musunuz?' so- rusuna ilginç biryanıt verdi: 'Bunu Allah bilir'." (Hürriyet-13 Ekim-7. sayfa) Mahtnut Tali Ongören anıldı ANKARA(Cumhuri- yet Bûrosu) - Geçen yıl kaybettiğimiz, Ankara Uluslararası Film Festi- vali'nin kurucusu, Dün- ya Kitle Uetişimi Araş- nrma Vakfı Başkanı, In- san Haklan Vakfı'nın kurucusu ve gazetetniz yazan Mahmut Tali Ön- gören, dün dostlan, ça- lışma arkadaşlan ve öğ- rencileri tarafından öz- lemle anıldı^ Devlet Ba- kanı Kkret Ünlû, Öngö- ren'in, yaşamına sığdır- dığı basanlanyla herkes için örnek bir insan ol- duğunu büdirdi. Mahmut Tali Öngören için ilk tören 1959 ile 1972 yıllan arasında 13 yıl görev yaptığı TRT'de düzenlendi. Törende, Mahmut Tali Öngö- ren'in adının verildigi devamlılık stüdyosu Ön- gören'in eşi Esîn Ongö- ren ile TRT Genel Mü- dürü Yücel Yener tara- findan açıldı. Yener, açı- hşta yaptığı konuşmada, Öngören'in meslek ha- yatına TRT Ankara Tele- vİ2yonu'nda başladığını belirterek "Duayenimiz, ağabeyimiz Öngören'in, çok sayıda arkadaşımı- zın yetişmesinde, tekviz- yon yayımcüığının getiş- mesinde büyük emekleri okju" dedi. Öngören için ikinci tören, Cebeci Mezarlı- ğı'ndaki mezan başında yapıldı. Törene, Cafer Cebe'nin Öngören için yazdığı şiirin okunması ve saygı duruşu ile baş- landı. Ankara Üniversitesi îletişim Fakültesi Me- zunlan Vakfı Başkanı Sükyman Coşkun, bura- da yaptığı konuşmada, toplumun bazı insanlan "hoca" olarak sıfatladı- ğını, bu kişilere en güzel örneğin Mahmut Tali Öngören olduğunu söy- ledi. Konuşmalann ar- dından sevenleri Öngö- ren'in mezanna karan- filler bıraktılar. Öngören'in uzun yü- lar görev yaptığı Ankara Üniversitesi Iletişim Fa- kültesi Mahmut Tali Ön- gören Salonu'nda dü- zenlenen tören, Belgesei Sinemacılar Birliği'nin hazırladığı a AhL Göz- yaşun Ulke" adlı belge- sei filmin gösterimiyle başladı. Ankara Radyo- su'nun hazırladığı, Ön- gören'in radyo program- lanndan oluşan kolaj kendi sesinden solonda- kilere dinletilirken çalış- ma arkadaşlan ve öğren- cileri de Öngören ile il- gili anılannı anlattılar. Tören, Öngören'in se- naryosuna katkıda bu- lunduğu, Yavnz Öz- kan'ın yönettiği "Ma- den" filminin gösterimi ile sona erdi. Etkinlikler kapsamında Öngören'in fotoğraflanndan oluşan bir sergi de açıldı. Şağar: Keçili'yle görüştüm• Baştarafi 1. Sayfada da, ortağı olduğu Grey'in Ege- bank alacaklan için Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'na dev- redilen bankayla temasa geçtiği- ni, ancak fon yöneticilerinin Ce- nair kredisi nedeniyle bu parayı ödemeyeceklerini bildirdiğini anlatıyor. Bunun üzerine Grey Intemati- onal'ın, kendi hisselerine (Nail Ke- çüi'nin Cenajans Grey'deki hisse- leri) el koyarak Egebank nedeniy- le ugradıgı zaran karşılamak ıste- diğini belirten Keçili, "Anka- ra'dan Tüncer aradt Sana ulaşıp çokciddi edindiği tstihbaratlan in- tikal ettirecek. Sana habeıieri jyi, bana kötü.Meseleyle bizzat Başba- kannk Müsteşan mesguL Bankayı mahkemeyevermekle hata etmişiz. Zira banka herkese borcunu öder- ken sadece Cenajans Grey'e öde- miyorsa demek ki pürüzier sebe- bhlebupara>i ödemeyecek" diyor. Ardından Keçili, Cenair'in kredi borcunun Demirel'eaitolan Güve- nair tarafından yüldenilmesini is- tiyor. Bu mektubun yanı sıra Mu- rat Demirel'in, yakalandığındapo- lislere "Nafl'i de gözalüna aktanız mı" diye sorması dikkat çekiyor. Keçili'nin, Egebank'a el konul- ma karannın alındığı gece banka- ya girdiğinin güvenlik kamerala- nyla saptanması da Demirel "le iliş- kisi arasındaki boyutu ortaya koyu- yor. Mektupta Şağar'ın "bizzat fl- güendiği" ileri sürülen konunun, Cenajans Grey'in Egebank'tan alacağıyla ilgili olduğu anlaşıhyor. Başbakanlık Müsteşan Ahînet Şağar ıse dün yaptığı yazılı açıkla- mayla, mektupta geçen ifadelerin "gerçek dışı" olduğunu bildirdi. Şağar, "Nafl Keçili ile ilk ve son gö- rüşmem, 22 Mart 2000 tarihinden yaklaşık 6 ay sonra, 12 Eylül 2000 tarihide TürkıŞt'nin tanınm proje- sini, basınatanıtmasının ardından, Ankara"da Başbakanlık Merkez Binası'nda teslim ahrken gerçek- leşmiştir. Daha önce tanımadığun Nail Keçili ile bu tarihten önce ve- yasonradogrudanve>-adola>hher- hangi birgörüsmem olmadığı gflbi, kendisiyle telefonla da konuşma- dun" dedi. Şağar'ın açıklama- sında, "Bu sabah, gazetelerdeki haberleri gördûkten sonra yapö- ğun telefon görüşmesindc Nail Ke- çili, söz konusu tanıtun projesi Ue ilgili görûşmemizden önce beni ta- nımadığıru. mektupta befirtilen ki- şinin şaJısunla ilgisi bulunmadıği- m tevit etmiş ve gerekli açıklama- lann basma kendisitarafindan ya- pılacağını bildinnistir'* sözleri ise dikkat çekti. Murat Demirel'in avukatı Suat Çelebi de Ankara DGM Cumhuriyet Başsavcılı- ğı'na başvurarak, soruşturmayla ilgili bilgilerin verümesini istedi. Çelebi, DGM Cumhuriyet Savcı- sı NuhMete Yûksel'e \erdiği di- lekçede, "200O359hazııtknuma- rası Ueyiirütüien soruşturmados- yasındaki tutuklanan sanıklann isimleri ve haklannda savcılık ve hâkimlik mûzekkereleriııin, tele- fon dinlemetalepve mahkemeka- rarlan ile dinlenen teiefonlann nu- maralan vekonuşmalann çözüm- lerinin, sanıklann emniyet ve sav- cılık ifadelerinin. 28 Eylül 2000 ta- rihli 40 sayfahk murakıp raporu- nun, ekleriyle birlikte" kendısıne verilmesıni istedi. 7 milyon dolarbk gazeteci • Baştarafi 1. Sayfada sürülürken kamuoyu şim- di de gazeteci V'alçın Pek- şen'in önceki günkü yazı- sında belirttiği 7 milyon dolan alan gazeteciyi me- rak etmeye başladı. Iddi- alann hayal ürünü oldu- ğunu ve kanıtlanmasını isteyen Rauf Tamer ise dünkü yazısında "gazete- ciler hakkında bugüne dek birçok iddia ortaya attbnasına karşın hiçbiri- nin kanıtlanamadığına'' dikkat çekti. Hürriyet gazetesi yazan Emin Çölaşan'ın bir haber kaynağına dayanarak gün- deme getirdiği, Yahya Mu- rat Demirel'den 1 milyon dolan alan gazetecınin Ra- uf Tamer olduğu iddia edıldi. Yeni Şafak gazetesi önceki günkü sayısında, söz konusu gazetecinin RaufTamerolduğunuyaz- dı. Rauf Tamer ise dünkü yazısında. "çürümüş ta- raflan obnakla beraber yi- ne de medyanın ezici ço- ğunluğunun temizolduğu- nu, büy ükskandaOan,yo^- suzluklan hep medyanın ortaya çıkardiğmı, Susur- hık'u bfle keşfettigmi" an- lam. Tamer, "Anıa ağzmı açan, medyayı suçluyor. Kafası kızan, medyaya ça- byor. Sevgilisinden aynlan artist ya da kulübünden kopan futbolcu bile hep medyayı sorumhı nıtuyor. Kusurlanmızı kabulediyo- ruz, ama bu kadar haksu- hkfazla değil mi?" görüşü- ne yer verdi. Radikal gaze- tesi yazan Hakkı Dev- rim'in de dünkü yazısında Rauf Tamer'ın Hürri- yet'ten Sabah gazetesine geçışinın Aydın Doğan'da yaratöğı hayal kınklığını aktarması dikkat çekti. Hakkı Devrim bu olayı şöyle anlattı: u _Beni meslektaşlanm hakkmdadurupdüsûndü- ren bir sözü de Aydın Do- ğan'dan işittim. Canı sılal- mış bir hali vanb, Pat- ron'un o gün. Birini ağu-- larken, ugurlarken, daha doğrusu hemen berzaman yüzü gülen birinsandır. Es- kilerin deyişiyle 'hüsn-ı muamele sahibi' biridir. Keyifsiztiguıin devam etti- ğini görünce: HajTrtür de- dim. Siz bir şeye çok üzül- muşsünüz. 'Sen ne dersen de, bizim bu meslekte beş on milyon fark için gazete- sini bırakıp gitmeyecek gazeteci bulamazsın' dedL Hemen ekledi: 'Sen üs- tüne alınma, Babıâli'nın en güç patronuyla 30 yıl ça- lıştığım biliyorum.' Ses et- ntedim. O gfinierde Rauf Tamer'in Hürriyetten ay- nlıp Sabah'a geçmesi gü- t bilemediğinuz meseleleri, ihtiyaçlan olur, dedim. 'Et- me Hakkı Bey, bız onunla yakın dosttuk, ailece görü- şürdük.' Konuyu değiştir- meyecahstnn. Allah biKyor ya, beniderinden sarsan bu sözü de unutamadım." Ak- şam gazetesi yazan Yalçuı Pekşen, Önceki günkü yazı- sında 1 milyon dolarlık ga- zetecinin birden fazla oldu- ğunu, saymaya kalksa en az 20 tane sayabileceğini be- lirterek "_Birkac yıl önce çok çok çok ünlfi bir işada- nunuz 'adı bende saklı' çok çok çok ünlü bir gazeteci- nin kendisiy le ilgili bir ko- nuyu örtbas etmesi için 7 milyondolaristediğini bana söykmistL Ve parayı 5de- Doğan ve Talu istifa etti Haber Merkezi - Milliyet Gazetesi Genel Yaym Yönetmeni Yalçm Doğan ve Genel Yaym Koordinatörü Unrar Talu görevlerinden istifa etti. Yalçm Doğan, istifa mektubunda kendisi ve Umur Talu'nun görevlerinden kendi istekleri ile aynldıklanıu belirterek Milliyet gazetesi çahşanlan ve gazetenin sahibi Aydın Doğan'a tesekkür etti. Doğan, Milliyet çalışanlanna yönelik açıklamasında şunlan belirtti: "tki ydtak görevim bovunca MauVefin OkeJerine, basın ahlak yasasına, ülkemizin tarihsel değerlerine hiçbir göige düşmemiştir. Bundan doiayı çok mutiuyum. Bu muthıluğu dbette sfcdere borçtayum.'' Doğan, Milliyet'teki köse yazarhğı görevini sürdürecegini de bildirdi. • , - . . ..-..„ JJ.f HÎ miş, dosyayı örtbas ettir- nuşti.-" diye yazdı. Pekşen, dün özel bir televizyon ka- nalında kahldığı canlı ya- yında iddiasını yineledi, ancak ısim vermedi. Rauf Tamer, hakkında ortaya atılan iddialarüzeri- ne bugün Sabah gazetesin- de yayımlanacak köşe ya- zısında, yazılanna ara ver- diğiru açıkladı. Tamer, "Bu Durumda Yazmam" baş- lıklı yazısında ağır ıtham- lar altında kaidığını belirte- rek "Yazılaruna ara veriyo- rum. Ta ki kalemimi temiz çıkarana kadar. Insallah çok sürmez" dedi. Istanbul Cumhuriyet Başsavcısı Ferzan Çraa, DGM'nin görev aranina girmesi nedeniyle tanınmış birgazeteciye 1 milyon do- lar gönderildiği yönünde- ki iddiaya ilfşkin kendileri açısından yapılabilecek bir şey bulunmadığını belirtti. Çitici, yaptığı yazılı açıkla- mada Basın Konseyı Yük- sek Kurulu'nun, iddianın araştınlması talebini amm- satarak iddianın Ankara Devlet Güvenlik Mahke- mesi Cumhuriyet Başsav- cılığı tarafindan yürütülen Egebank olayıyla ilgili ola- rak gündeme getirildiğine dikkat çekti. Banş Nobelî Jung'a verildî • Baştarafi 1. Sayfada tığı açıklamada, Jung'a ödülün "Genel olarak Güney Kore'de ve Uzakdoğu'da, özel olarak da Ku- zeyKoreilebanş veuzlaşmaalan- lannda demokrasi ve insan hak- lan için yaptığı çaüşmalardan ötürû verildigi'' belirtildi. Açıklama şöyle devam edildi: "Güney Koreasuiar süren otoriter rejimden sonra ve ona karşı defa- iarcatekraıianantebdhiereveuzun bir sürgün yaşamına karşın Kim Dae Jung zamanla ülkesinin önde gelen birdemokrasi sözcüsü obnuş- tur. 1997*dedevletbaşkanı seçimle- rinden sonra Güney Kore kesin bir şekilde dünyanın önde gelen de- mokrasileri arasına girmiştir. Dev- let başkanı olarak ülkesinde de- mokratik bir hükümet knrulması- na ve iç huzurun oluşmasma katkı- da bulunmustur." Norveç Nobel Komitesi, Kim Dae Jung'un Burma ve Doğu Ti- mor'daki baskılara da karşı çıktığı- nı vurguladı ve Kuzey Kore ile ül- kesi arasında ellı yıldan fazla süren düşmanlığı ortadan kaldırmak için "sunsnine poficy" adı altında giri- şimde bulunduğunu belirtti. Komi- te, Kore Yanmadası'nda uzlaşma ve olası bir birleşme için Kuzey Koreli liderlerin de yapabileceği katkdan şükranla değerlendirece- ğıai de açıklamada vurguladı. Isveç'te yayımlanan Dagens Nyheter gazetesinin geçen hafta sorularmı yanıtlayan Kim Dae Jung, politik yaşamında Isveç'in öldürülen eski başbakanı Olof Pal- me'yi örnek aldığını söyledi. Kim Dae Jung şöyle konuştu: "CHof Pahne, benim güç günle- rimde demokratik haklarun ve öz- gürlüğüm için büyük çaba harcadL Benim kaçınldığun zaman veöhım cezasına çarpOnkuğunda söz ko- nusu kcşi kendisiymiş gibi davama sahip çıkn. tsveç'in Sosyal Demok- rat Partisi benim insan haklanmı sürekli konıdu ve uluslararası si- lahsızlanmavetoplunualhuzurça- hşmalanna büyük katkıda bulun- du." Güney Kore Devlet Başkanı, ülkesinin Kuzey Kore'ye yakınlaş- ma sürecinin kendisinin iki yıl son- ra görevinden aynlmasından son- ra da devam edeceğini belirterek "Kuzey Kore Devlet Başkanı Kim JongD'yeKuzeyKore halkuun,or- dunun ve komünist partinin ver- mekteolduğudesteğuı dedevam et- mesini diliyorum" dedi. Jung kimdir? 3 Arahk 1925 'te doğdu. 1961 'de muhalefetteki Demokrasi Parti- si'nin milletvekili olarak parla- mentoya girdi. 1971 seçimlerinde Diktatör Park Chung Hee'ye çok az bir farkla yenildi. Beş suikast at- lattı. 6 yıl hapis yattı ve 5 yıl evden çıkmama yasağıyla yaşadı. 1980'li yıllann ortalannda demokrasiye Habiır'da suikast silahı yakalandı DtYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - Habur Suw Kapısı'ndan yurda 7 adet kalem tipi suikast silahı sokmak isteyen bir kişi, üzerinde bu silahlara ait 50 mermi ile birlikte yakalandı. Jandarma Genel Komutanlığı Kaçakçılık ve Organize Suçlar Daire Başkanlığı ile Şırnak îl Jandarma Alay Komutanlığı ekipleri, yurda kaçak yollarla Kuzey Irak'tan kalem tipi suikast silahı sokulacağı ıstıhbaratı aldılar. Habur Sınır Kapısı'nda operasyon hazırlığı yapan güvenlik güçleri, Kuzey Irak'tan Türkiye'ye giren ve daha önce suikast silahlannın saklandığı belirlenen bir kamyonda arama yaptı. Yapılan arama sonrasmda kamyonda oluşturulan özel bölmeler içinde 7 adet kalem tipi suikast silahı ile bu silahlara ait 50 adet mermi ele geçirildi. Olayla bağlanüsı bulunan ve adı açıklanmayan bir kişi sorgulanmak üzere gözaltma alınarak Jandarma Alay Komutanhğı'nagötürüldü. Ele geçirilen silahlann fabrikasyon olmadığı, el yapımı olduğu ve büyük ihrimalle Kuzey Irak'ta uretildiği bildirildi. Silahlann 6.35 çapında otaıası ve genellikle etki mesafesi düşük olan bu tür silahlann aksine menzüinin 15-20 metreye kadar çıkıyor olması dikkat çekti. Olayla ilgili soruşturma sürerken silahlann Hizbullah, PKK veya mafya bağlanüsımn bulunup bulunmadığı araştınhyor. Öte yandan Antalya II Jandarma Komutanlığı ekiplerinin gerçekleştirdıği operasyonda, el yapımı 11 adet tabanca ele geçirildi. Olayla ilgili olarak 4 kişi yakalandı. dönülünce 3 genel seçime katıldı. 1997'de 5 yıl için devlet başkanı seçildi. 1961 'de parlamentoya girdikten 3 gün sonra düzenlenen askeri komplo Kim'i zaferinden mahrum bırakıyor. 1962'de şimdiki eşi Lee Hee-Ho ile evlenen Kim, 1971'de- ki devlet başkanlığı seçimlerinde oylann yüzde 46'sını alarak askeri diktatör Park Chung-Hee önünde az farkla seçimleri kaybetmiş, 2 yıl sonra da Güney Kore ajanlan tara- findan sürgünde bulunduğuJapon- ya'nın başkenti Tokyo'da, Devlet Başkanı Park'ın ilan ettiği sıkıyö- netim yasası uyannca rehin alın- mıştı. 1998'de seçimleri kazanan Kim, Güney Kore'deki ekonomik krizin aşılmasına yönelik geniş reform- lar yaptı. Kuzey Kore ile birleşme- ye yönelik açılım politikası izle- mesi Kim'e 2000 yılının Nobel Ba- nş Ödülü'nü getirdi. Peldn'den ödül eleştirisi PEKtN (AA) - Çin yönetimi, Nobel Edebiyat Ödülü'nün rejim aleyhtan Gao Xingjian'a verihnesini "sryasi" buldu. Çin Dışişleri Bakanlığı sözcüsü, "Çin'de nice ünlü yazar varken onlan değil de bunu seçmişler. Bu karar tamamen siyasL." dedi. Sözcü, bu karann, ödülün siyasal amaçlarla kullanıldığını gösterdiğini söylerken rejim yanlısı Çin Yazarlar Birliği sözcüsü de ödülün Gao'ya verilmesini eleştırdi ve "O Çinti değil, Fransız-. Ödülün ona veriknesi edebi değil siyasi karar" açıklamasını yaptı. balbay@cumhuriyet.com.tr Israü'i protesto laiklik karşıtıgösteriye dönüştü tstanbul Haber Servi- si - Şeriatçı gazetelerin "davetiyle" öldürülen Filistinliler için gıyabi cenaze törenine katıl- mak üzere Sultanahmet Camii'nde toplanan binlerce kişi, kısa süre- de Israil 'i protesto gös- terisini, laik cumhuriye- ti protesto gösterisine dönüştürdü. Şeriatçı gösterinin, kapatılan Refah Parti- si'nin (RP) onlarca şu- besi mühürlenen ve hakkındaki soruşturma halen süren gençlik ör- gütü Milli Gençlik Vak- fı (MGV) tarafindan or- ganize edildiği öne sü- rüldü. Beyazıt Camii'nde geçen cuma günü yakla- şık 15-20 kişinin protes- to ettiği Israil salduıla- n, bu cuma günü şeriat- çı gazetelerin daveti ve şeriatçı örgütlerin orga- nizasyonu ile kitlesel bir gösteriye dönüştü. Cu- ma namazının ardından Sultanahmet Camii'nin avlusunda toplanan bin- lerce kişi, tekbir getire- rek"Katillsraa",''Mu- hamiıiedin ordusu, ka- fhierin korkusu" ve "Kanımız sel gibi aksa" • kurtulacak El Aksa" ^ sloganlannı attı. Tür-'^ banlı ve çarşaflı kadın-^ lann da destek verdiği, • gösteride, kendindea"1 geçerek küfiir edenlef-' ve gözyaşlannı tutama-"^ yanlar da vardı. '' Medyaya tepki göste-., ren ve "Yahudi uşağı medya", "Dinsiz med- ya" sözleriyle bağıranr grup, avluda2adetlsra- ' ıl bayrağı yaktı. îsrail saldmlannda yaşamnu yitiren Filistinliler için . kılınan gıyabi cenaze namazının ardından, hakkında soruşturma açıhTuş bulunan" MGV'nin tstanbul Şu- be Başkanı BütentYıkn- nm, avluda toplanan binlerce kişiye, "Kudüs için kanmiTi, canınızı vermeye haar mısuuz", diye sordu ve intikann yemini ettirdi. '0 Yeminin ardmdan ca-" miyi terk eden gösterici-" ler. Sultanahmet Mey-" danı'nda bir süre tt Zul- me karşı direneceğiz", "Laik cunta, Israil'e kukla" ve " Kanımızak- • sa da zafer tslanun" ganlannı attı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle