Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURtYET 14 EKİM 2000 CUMARTESİ
. OLAYLAR V E G O R Ü Ş L E R olay.gorus@cumhuriyetcom.t
O
nuncu Cumhurbaşka-
rumız Sayın A.Necdet
Sezer'ın yasa ve bırta-
kım uygarlık kurallan
karşısında duyarlık
gostermesı, resmı ve
özel lcışılığıne ozgu alkış alan davranış-
larda bulunması, kamuoyunda devlet ve
devlet adamlığı kavTamlannı yeruden
gundeme getırdı
Bu, devlet \e devlet adamlığı kav-
ramlan, ta ılkokul öğrencılık yıllanndan
ben, anlağımın bır koşesıne taküı durur
Yüce Atatürk'un aramızdan aynldığı
gûn ılkokulun beşıncı sınıfinda öğren-
cıydım O gün derslenne gecıkerek ge-
len oğretmenlenmız, dışanda, bayrak
torenı alarunda bızlen topladılar Bay-
rağı yanya çektırerek olup bıtenı anlat-
tılar \ e onlar gözlen yaşlı ve buruk, bız-
ler ağıt fıgan evlenmıze dağıldık Eve
vardığımda anacığım benden beter ağın-
tılar, uğuntular ıçındeydı Bır yandan
da babamı hukumet alanındakı perva-
nelı radyodan venlmekte olan haberle-
n dınlemeye gıtmesı ıçın zorluyor
"Durma vurü herif, devlet ölmüş di-
vorlar, devlet olmuş devlet.." dıye done-
e\ ıp duruyordu Okuma yazma bılme-
en, Kuran'ı, kıme seslendığını bümek-
ın, yûzunden okuyan anamın gözün-
de Atatürk, aşkın bır varlıktı, devlettı,
devletın ta kendısıydı Yuce Atatûrk'e
yöneltılen bu halk aşkınlığını, tek başı-
na devlet oluş nıtemını, yıllar sonra bır
kez de Sıvereklı MehmetPamuk'tan öğ-
renecektım 1968 'de Sıverek Lısesı 'nde
DeVtet ve Devlet Adamı...
öğretmenken, dçe merkezının tek oteh
Pamukpalas'takahyordtSn Otelsahıbı
Mehmet Pamuk, yetmışını aşkın, se-
vımlıdürüstbırSıvereklıydı Otelınya-
zı odasında otururken, bırden sılahlı üç
kışı ortaya çıktı M Pamuk'u dışan çe-
kıp konuştular Sonra M Pamuk geldı,
kasayı açtı ve gelen sılahlılara bır mık-
tar para verdı Onlar gıdınce, M Pa-
muk, başucunda asılı duran Atatürk res-
mıne bakarak gözlennden yaşlar akıt-
maya başladı Bır yandan ağlıyor, bır
andan da, "Nerdesin Atatürk, nerde-
sinL" dıye kendı kendıne soylenıyor-
du Nedenını sorunca anlatö "Bak,öğ-
retmenim" dedı, "bu gelen sUahiüara
ben heray para vmrim. Onlar dabenim
ekinimi başkalanmn yakmaması ya da
biçip götürmemesi, hayvanlanmın ça-
lınmaması, otelimın yakümaması için
gözcühık,koruyuculuk ederier. Biür mi-
sin ki, Atatürk'un sağhğında evımizin
damlannda yatardık. Keçimızjneğimiz
yittiğinde küşüm çekmezdik, çünkü iki
üç gün sonra bulunup getınlirdl
Işte gördün. Bugün değil dağdakini
bağdakmi korumak,kasadaki paramı bi-
le koruyamryorum. Onun içın nerdesin
Atatürk dedim.Onun sağiığında devlet
vardL Çünkü Atatürk deviettL Ben bu-
ou büir, bonu derim."
AKDUNDAR
Atatûrk'e yöneltılen bu, devlet ve dev-
let adamlığı nıtemıne ılışkın çok çarpı-
cı bır öykûnceyı (anekdot) de, rahmet-
h Ş. S. Aydemir'den dınlemıştım Türk
Dıl Kurumu'nun 1974 kurultayı sıra-
sındaydı
Turk Devnmı, Atatürk ve Inönü hak-
kında yazmayı yetıştıremedığı daha çok
şey olduğunu söyleyenŞ S Aydemırşu
öykûnceyı örnek verdı "19301u yıflar-
da hükümet naktt paraya skısmış, mıl-
letveküTermin ödeneklerini bile ödeye-
mezotmııştu.Başbakan,Atatûrk'e gkte-
rekpara basmakönerisinde buhındu. Fa-
kat Atatürk 'hayır' dedi Hayır. Çünkü
bir devietin parası, o devfetin bayrağry-
la eş değerdedir. Basma ve üretim yeter-
siz^nedenryfebirkezdüşüTuJûrse,onu
düştûğü yerden kakfarmak o devlete çok
pahabya mal ohır. Ama bugünküler al-
dırmıyorlar. basıyoriar ve basokça da
borçlanıyorlar. Atatürk ne para basü,
ne de borçlandL Çünkü o deviet ada-
mrydı, devfctti" dedı
Atatürk, büyuk bır gengudumcû (stra-
tejıst) ve devlet kuruculuğunun ötesın-
de, usta bır halk kınzmacısıydı (+) da.
Onun kansız kokusuz bır toplumsal de-
ğışımı halka mal etmesı ve halkının go-
zünde "devlet" olması bundandır Rah-
metiı A.T.K*siafc'nm, 28 Nısan 1995 gün-
lü Cumhunyet'te yayımlanan bır yazı-
sındaokumuştum Yıl 1930 Mardın'ın
îdıl ılçesınde yaşlı bır Kürt kadının çığ-
lıklanyla uyanmış ınsanlar Yaşlı kadın
sabahin erİcen saatınde "Koşun, yeti-
şinL Mustafa Kemal Paşa ökhl Devlet
ökhıL" dıye ortalığı ınlenyormuş Ka-
dının çığhğına yeüşenler, "Sen ne diyor-
sun, nerden duydun, böyle bir şe\ yok."
deseler de kadın susmuyor "Oküzle-
rimı çahnjşlar- Mustafa Kemai öimesey-
di kimse böyle bir şey yapmaya cesaret
edemezdL Mutlakaöunüştür ve öküzle-
rimi çabuüar da o kara haberi sizden
benden önce alnuşlardır'' dıye ağlayıp
ınlemesını sûrdûruyormuş
1989 yılının 22 Nısan'ında, Dıl Der-
neğı'nın kuruluş yıldönumu nedencesıy-
le (münasebeüyle) Atatürk'un Anıtgö-
müt'ünu zıyarete gıtmıştık Torenden
sonra bakom, oldukça yaşlı bırkışı, goz-
len buğulanmış bır durumda, vaktıyle
Atatürk'un bındığı otomobıle bakıyor
Yakınlaştığımı duyumsaymca dondu ve
ben daha hıçbır şey sormadan "Bakev-
lat" dedı, "sana eskı bir atasözu söyle-
yeyim, eskiden devlet ile devlet adamb-
ğı ilişkisini 'şeref-ûl mekân bı-1-mekın'
yani, adamı oturduğu makam yücelt-
mez, oraya oturan adam oturduğu ma-
kamı yüceltir, atasözüyle açıklarlardı''.
Yûzune baktım, ne demek ıstedığını an-
lamadığımı sezmış olacak kı, ekledı
a
Atatûrkbuotomobflebindiğinde,buoto-
mobil Cumburbaşkannğı makamı otu-
yordu. Neden? Çünkü Atatürk oturdu-
ğu yeri yüceften insandL Kendisi devlet
otduğu için, oturduğu makam da devlet
makamıohı>t)rdu" dedı Sayın Sezer'ın,
kendısını Cumhurbaşkanlığı makamının
da otesınde, Turiaye Cumhunyet'nın ya-
salara ve konulmuş kurallara saygılı bır
yurttaşı olarak alımlamasi ve buna gö-
re davranması, belkı kımılenm rahatsız
edecek, acaba bu bızım ıçın bır uyan TOI,
bızım de mı boyle davranmamız ıstenı-
yor dıye, kendı kendılenru sorgulama-
lanna yol açabılecektır Umuyorum ıyı
de olacaktır Neden dersenız, ulusal ta-
nhımızde kokuşmalar ve çökûşler alt-
tan, tabandan değıl, hep yukandan, baş-
lardanbaşlamıştır Onun ıçın atalarımız
"Bahkbaştan kokar" atasozunu üretmış-
lerdır Sanıyorum saym Cumhurbaşka-
m, atalanmızın yaşayageldıklen olayla-
ra bakarak ürettıklen "Bahkbaştan ko-
kar" ayıbmdan devletı de, devlet adam-
lannı da anndırmak ıstıyor Alkışlana-
sı örneklen Atatûrk'le, Inönu ve benzer-
lenyle sonsuza dek yok olduğunu san-
dığimız, ınce ve devlet adamlığına ya-
raşır bır uyan1
(+) Kiriana, bır tanmcılık tenrmdır
Bağ bahçe tanmında toprağın venmını
arttırmak ıçın, ağaçlandınlacak ekene-
ğm (mezranm) bel ve denn pullukla 60-
70 cm, kımızaman90-100cm dennlı-
ğroden altust edıhnesı, aktanlması ışlemı
AKADABİR
VEDAT GÜNYOL
Çile
Çıle deyınce akla (sözlüğe bakarak söyluyo
rum), eskıden dervışlenn kırk gun kırk gece ne-
fislerıne uyguladıklan, perhızlı, dolayısıyia ışken-
celı sure gelıyor Ama, çıle bu ıçenğını, dervışler
dışında da koruyup Osmanlı donemınde, hatta
Cumhunyet donemınde de kulluktan bıreylığe at-
layıncaya kadar surdurdu, aslına bakarsanız sur-
duruyor da
Turk toplumunun oldumbıttım yaşamı bır çıle
yaşamıdır Aydınlığa açılan pencereye, karanlık
guçlenn saldırısı ön planda.
Turk toplumu bır çıle toplumudur Atatûrk'le
başlayan aydınlık Turkıye sımgesı, karanlık guç-
lenn saldınsına uğramıştır, uğramaktadır da...
Çıle, çıle, ne ola kı? Aydınlığa susamış bırtop-
lumda, gencı guçlenn saidınsı ıle gerçekteşen atak-
lık, çılenın çılesı değıl de nedır^
1
Çıle de nerden çıktı dersenız, soyleyeyım. Ni-
cedır elımın attında gezdınp durduğum, arada bır
okuyup ustunde duşunduğum, bırzamanlann un-
lü yazan Falih Rrfkı Atay'ın Ç//e (*) adlı yaprtı var
Ben bu yapıta yarı bağlı yan bağsız olarak çıle-
den soz etmek ıstıyorum
Çıleyı topluluğumuz açısından ele almaya ça-
lışınca, 65 mılyonluk halkımızın yuzde seksenı-
nın dar gelırlı, az gelırlı, hıç gelııiı yaşamıyla kar-
şılaşıyor ve çılekeşlık denen o yurekler acısı du-
rumla burun buruna gelıyorum
Çıle karşılığı, sırf yeme ıçme, evlı barklı olma,
olmama açısından ele almadan, salt toplumsal
yaşam duzeyı, ahlak anlayışı, dunya goruşu yö-
nunden masaya yatırınca, Falıh Rıfkı'nın ne den-
lı uz goruşlu, yurdumuzun hanyasını konyasını
ne denlı yerlı yennce degeriendırdığını anlıyorum
Falıh Rrfkı, Ataturkçu aydınlar gıbı Turk ınsa-
nını çıtelı durumdan kurtarmanın yolunu, herşey-
den once Batılı olmakta buluyor Ona gore Ba-
tılı olmak, onun kultur ve teknık ustunluğunu el-
de etmek, bunu yasaklayan gelenek ve görenek-
lerden kurtulmaktır
Ne var kı, dıyor yazar, bu kurtuluş hareketıne,
sokağı ve cahıl yığınlan kolayca ele geçıren ıkı
kara guç engel olmaktadır
Bu guçler şovenlık ve /rt/cadır. Kor bır şoven-
lık, sakat ve yanlış bır dın anlayışı, gen uluslan
daha da gerıye suruklemektedır
Yazar, Turkıye'nın 20 mılyon nufuslu bır dev-
let olduğu gunlenn durumunu değeriendınrken
şoyle dıyor
"Demokrasıde daha ıyı, daha doğrv, daha ıra-
delı bıryapıct aradık Oemokrası, bırçokyoba-
za ızın venlıp de bunlarokuma-yazma bılmeyen
halkı ufuruğun ılaçtan ıyı olduğuna kandınıiar ve
tıp fakultesının kaldınlması hakkında bır cereyan
yaratıriar Tıp fakultesını kaldırmanın tabıı bır şey
olduğu değıldır. Medrese açmak da böyle Arap
yazısı da böyle. Şapka da böyle
Demokrası, bır garp rejımıdır Bırmıllet kafa-
sının garplılığı kadar bu rejıme bel bağlayabılır
Oemokrası tabıı haklardan değıl, kazanılan lıya-
katlardandır.
Bırçok memlekette sandığa oy atmak ıçın ıl-
kokul terbıyesı görmek şarttır Amenka'da san-
dık heyetının seçmene Amenkan Anayasası'na
daır bır fıkn olup olmadığını sormaya da hakkı
varmış Bız hepsınden vazgeçtık Turkıye'de sı-
yasal faalıyetlen ıdare etmek ıddıasında bulunan
partılen, medenıyet davası gıbı bır temel nızam
meselesınde bellı bırkaç dısıplıne bağlayabılınz
Yirmıncı asırda şenat devletı olur mu? Soranm
sıze, olur mu"> Olsa da böyle devlet yaşar mı?
Bu devletın halkı esırlıkten kurtulurmu?
Turkıye'de ırkçılık olurmu? Soranm sıze, ırk-
çılık bu koca mılletı bır vılayetlık, bır aşırete ın-
dınvekten başka neye yarar?
Kannı çuvala sok. N e o ' Ahlak! Mezarduvar-
lanna mum yak, yahut demırlenne adak ıpı bağ-
la Neo? Dın! Okumayı bu kadar kolaylaştıran,
Turkçeye bu kadar uyan yazıyı kaldır. llle Arabın
yazısı dıye tuttur Neo
7
Mıllıyet
1
Sonra da butûn
bukafalan, ortaçağın cennet satcılan gıbı, okut-
madığımız, aydınlatmadığımızzavallısafve temız
halkınarasınasal Neo?Demokrası?Rahmet-
lı Rıza TevfikV kaldırsam da.' sen bu akılla zor
ıyı olursun!' hıkâyesını anlattırsam "
C) Çıle, Falıh Rıfkı Atay, Yedıtepe Yaytnı, 1955.
Hititler ve Hattuşa'dan Iştar'ın Günlüğü'ne
FirdevsGÜMÜŞOĞLU
S
enondakEvnnoege2İpnKnytırsun.Bü-
rün yük benim ûzerimde, hemen geri
dön!' Bu sozler, uzaklara gıden koca-
sına bır kadnun yazdığı mektupta yer
alıyor Ikı bınh yıllann bu ılk yüında, benzen kız-
gınlıkla-serzenışle kım büır ne mektuplar yazüı-
yor,nesodersarfedıhyorkadınlartaranndan Fa-
kat yukandakı sözlen ügmç kılan, gûnûmûzden
3500 yü once Hıntlı bu- kadının, bûtün ışlen üze-
nne bırakıp Asur'a gıden kocasma gönderdığı
mektupta bulunması
"Ötamgefenelderegöreyılauımaa'', "Onlarm
tadı nızu yok* ya da "Bu işin tadı tuzu kalmadr
gıbı gundehk yaşamda kullandığımız pek çok sö-
zun Hıntlerden gelıp düımıze yerleştığım büıyor
musunuz
9
Muazzez lhniye Çığ'ın geçen Hazı-
ran'da yayımlanan Hıtıtler ve Hattuşa adlı kıtabı-
nıokuyuncaöğrendıkbunlan Bızdenbınlerceyıl
once yaşayan ınsanlar ne hısseder, neye ınanır-ta-
par, neden korkar, ne tûr yalanlar söyler-entnka-
lar çevınr, ne gıyer, ne yer, ne yazar, nasü kavga
ede^kımetanhyazdınrvb sorulann yanıtını tüm
yainlığıyla öğrenme olanağına sahıbız arök.
Bakınnedıyor Muazzez lunıye "Yapiacaksu-
nağm anma Yapt Tannçası ile dört oğhinun tunç-
tan heykeHerikonuyor.Bunlar dayeterfi değl! le-
meDere aynca tereyağı, susamyağı, bal, tuz, çeşit-
b' talul, kuru sebze ve meyveier bmkıiıyor. Tann
heykeleri,yapMkorunıakwö>ünısüzyap(nakiçin;
yiyecekler de,kininboiveberekedi oimas içinmiş-
Bteim yeni eve taşmırken anneaanem tuzve şeker
götürmüştü önce. Anneanneme 'Neden
9
' diye
sorduğumda,' Içınde tadımız tuzumuzla oturmak
ıçuı' dedi" Şu sozler de, ölumun eşığındekı Kral
Haştara nın kansına vasıyetıdır "Cesedjmigele-
neklere gore yıka! Beni koOanna al ve koflarmda
toprağa ver!"
Muazzez tlmıye Çığ, Sumeratasözûndekı "Bi-
tiyorsun, niye öğretmiyorsun?''sorusunu yaşama
geçıren bır bılge kadın 1936'daarkadaşıHatke
KızılvayüebıruktegırdığıDTCF'den 1940'tame-
zun olduklannda. Istanbul Arkeolojı Mûzesı'ne
çıvı yazüı tabletler arşıvı oluşturmak uzere görev-
lendınhrier, 74 bın tablet üzennde 33 yıl calışır-
lar Fakat bu tabletlerden sadece on beş bını ya-
yımlanır Işte Muazzez Dmıye Çığ, yazdığı eser-
lerle, mûzelenn tozhı railanndan çıkardığı bu kül-
tûrû yalnızca Tûrkıye'ye değü tüm dunyaya ka-
zandırmaya devam edjvor "Bir Sumer tannçası
gibi, bfldflderini öğretryorr
"Bugün annemm keyfi çokyerindeydL Sevgüi
arkadaşı Muazzez Teyzem'den mektup geidi-
Müzede, TabletArşm'nde neolup bitöğinieıı mak
ayrmularma kadar anneme bfldirryor. Bu yaz yi-
ne Amerika'dan, Abnanya'dan, Finlandrya'dan
araşnrmacılar gefaniş. Annem, 'Arşıvı gün yüzû-
ne çıkarma) a başladık, araşoncüarkoşuyorlar, ama
bız onlan başıboş buakmıyoruz, her gelenle be-
raber cahşıyoruz Boylece bır yandan onlann ış-
lennı kolaylaştınyor, dığer taraftan Tûrkıye'debu
ışlen yapanlar var dedırtıv oruz' diyor_ Şimdi bü-
tün annçbn, emekli otuncaya kadar, onlara sayı-
sız ve numarasız testim edflen binkrce tabJeti, de-
virlerine, konulanna, tarflüerine göre ayinp, nu-
mandayıp, kendine ozgü dolaplar ve odalar için-
de korumaya «Imaknuş. Başaracaklarmdan kuş-
kumyokbic."
Bu anlatı, tştar'ın Gûnlüğû'nden "Iştar da
kun?" dıye soracaksınız Sumer tannçası Inan-
na'nın Hıütlerce kabul edılen tannçası değıl el-
bette Bu, sevgıh Muazzez tlmıye Çığ'ın Hıtıtler
ve Hattuşa'dakı on dort yaşındakı kahramannun
adı Hıfhler ve Hflttuşa,'ancakbeKrfibirçevrede
JnfiDea w okunan bir uygarhğı' her vaştan ve ke-
""snnden msana tanıtmak amacıyla yazılmış Çığ,
bu kıtabıyla bır yandan da, 1929'da Bursa Kız Mu-
alkm Mektebı'nden arkadaşı-meslektaşı Hance Kı-
zılyay'ınanısınıdayaşatmakıstemış HaüceKı-
alyay, 1958'de Boğazköy 'de kazı sorumhısu ola-
rak görevlendınlır Yanına kızı Iştar'ı alarak Bo-
ğazkoy'e gıder, bûtünbu-yaz kazı bölgesınde ka-
lır Muazzez llmıye Çığ, ışte bu olaydan hareket-
le kıtabını kurgular Hıtıtler ve Hattuşa da Iştar,
arkeolog bır annenın, lstanbul'da büyûmuş me-
raklı küçuk kızıdır Kûçük kız yaz boyunca tut-
tuğu günlüğü aracüığıyla okura elını uzatırve Hı-
öt tanhıne yolculuk yaponr Bu yalnızca Hınt'e
yolcutuk değıl, Osmanlının yıkun yıllanna, Kur-
tuluş Savaşı'ndan onuruyla çıkan bır halka güve-
nın ne kadar önemlı olduğunun anımsablmasına,
Cumhunyetdevnmlennm o coşkuhı günlenne, Hal-
kevlen'ne, Koy Enstıtusu'ne, Turkıye'nın Ay-
dınlanma tanhıne de yolculuktur tştar'ın annesı,
kızına, çrvıyazısının kım tarafından, nerede ve ne
zaman çözüldüğünden başlayarak kûlturün bın-
lerce yıl boyunca kusaktan kuşağa aktanhşım ya-
lın bır dıller anlatır Iştar'ın oykûsû, 1958'dean-
nesıyle bırlıkte Haydarpaşa'dan HıOtlenn ulkesı-
ne gıtmek ıçın trene bınmesıyle başlar Yol boyun-
ca Iştar annesınden, Cumhunyet'ın demıryolu
pohnkasıyla ülkenm bagımsızlığınm ne denlı ılış-
kılı olduğunu dınler Onun, Anadolu ınsanına ve
ülkesıneduyduğusevgıyıanlamayaçalışır Yoru-
cu bır yolculuktan sonra Boğazköy'e gelen Iştar
ılk gûn, kazı alanının bekçısının oğlu Osman'la
tanışır Osman-lştar dostluğu Anadolu ıle BaO
kûltûrünün, köy ıle kentın sıcacık bır bıleşunıdır
Osman, kûçûk yaştan ıtıbarenköylerme gelen ar-
keologlardan öğrendıklennı köyûnûn kûltürûyle
harmanlayan, kûlturün sûreklılığını kavrayan bır
çocuktur Iştar'la tanıştıktan sonra ona çevreyı
gezdınr Hıtıtler hakkında konuşurlar "Osman:
' Bak' Bak
1
Bızı ılk karşılayanlar Tannçalar' di-
vereksağtarafl^nndakıkabartmalangösterdL.
tştar: 'Tannçalann gıysılen ne ıJgınç
1
Ust kı-
sımda uzun kollu bır bluz, altlannda pıhlı bır etek,
bellennde bn
1
kemer Bugun de aynı gıysıler var
Başlannda eskı fesler gıbı bır başhk, ama bunlar
dahayûksek.'
Osman: 'Annem söyhıyordu, eskıden Çorum'da
kadınlar böyle başhk gıyerlennış Başlığm yanı-
na elmaslı ığneler taküırmış. Tepesmde ıse sıra sı-
radızılmışalnnlarbıılunurmuş'( )'Osman,ya-
mnayakiaştuUanbirkabartnıayıgöstererelc'Bu
Hava Tannsı ımış Başında sıvn bır kulâh var
Kulâhın üzenndekı çıkıntılar, onun tann olduğu-
nu gostenyormuş Çıkıntılarne kadar çoksa,Tan-
n o kadar buyuk ve önemlı ımış' dedL*
Muazzez llmıye Çığ, Hıütler ve Hattuşa'da, kı-
mı zaman Iştar, kımı zaman Osman ve kınu za-
man da Iştar'ın annesı aracılığıyla 3500 yıl önce-
sınden bugüne kalan geleneklen, davranış kalıp-
lannı anımsatır Günümûzdevarolanbatılınanç-
lann Sumer'deb, Hıtıt'tekı köklenne vurgu yapar,
egemenlerce bu ınançlann halka karşı nasıl kul-
lanıldığıru anlatır
Iştar'ın Gûnlüğû'nden öğrendığımıze göre,
Hattuşa'da 3500 yıl öncekı kıtaphklarda sekız dıl-
de yazılmış belgelerbulunur Hıntlenn yazılı bel-
ge bırakmaya buyuk önem verdıklen, Muazzez
Dmıye Çığ'ın ısrarla üzennde durduğu bırnokta
Hatta Babıl 'den kâtıpler geordıklenne ılışkın tab-
letlere rastlanmış Bır yılda 18 bayram kutlayan
Hıtıtler, Anadolu'da bağcılıgı gehşuren ılk halk,
ınandıklan bın tannya ve bır o kadar da tann kor-
kusuna karşın bu halk, "lann heyteüne karşı iç-
kücmek,tann\ıJcinealmaknr"dıyecek kadar bu
dunyanın keyfını surer
Sevgılı Muazzez llmıye Çığ, "Madem la ole-
ceğiz, hiç ounazsa ülkem ve etraJbn için yararh ış-
ler yapayın da admı kabm" dıyen Gılgamış ka-
dar, Hıtıt Tannçası Iştar kadar çok yaşayın.
(Hıtıtlerve Hattuşa-tştar'm Kalemmden, Muaz-
zez llmıye Çığ, Kaynak Yaymlan, Istanbul, Haaran
2000)
2000'lere Sanatsızlık Akımı...
Plt)f. Dr. RllŞeil D O R A Mımar Sınan Um Mımarlık Fakültesı
H
er yuzyıl, öncekı ya da lelennın uyanışına karşı ulaşılması
sonrakı benzerlennden zor "Tann kavramı" ıle uğraştınl-
sankı çok ayn ve kendı- ması amacı yok mu ıdı
9
Sadece dar
ne özgu gıbı sanılabılır sıvn yükselen mımansı ıle de Gotık
er yuzyıl, öncekı ya da
sonrakı benzerlennden
sankı çok ayn ve kendı-
ne özgu gıbı sanılabılır
Tüm dönemler gıbı Rönesans, Ka-
rolen, Gonk, Barok, Rokoko ve bun-
lan ızleyen makıne çağı ve sonuçta
yirmıncı yûzyılın başı ve sonu 21
yûzyıla gınşın eşıklenne neler geür-
dıyadagöturdu'
?
Buaradatumev-
relerde "modern" ya da klasık olma
taıumJaması da, çağunızdakı kadar
hıçbır şey anlatmayan pıyasa ağzı
olmamıştı Gunumüzden uç yüz yıl
öncelennden Italyan Giovanni Bel-
lori bıle, sıradan deyışı, mamyenst
geleneklere ayn kalan sanatçılara
"modern" dıyerek betunlıyordu
Geçmışın tıtız yaklaşımlan bu- ya-
na, toplumlar tanh boyu karşüıkh
etkı-tepkıler ıçınde çeşıtlı uygarlık
çızgılennde oldular ya da olamadı-
lar Buanlamdaherçağbırönve son-
rakı benzerlen arasında ışlevsel bır
halka ıdı Leonardo,Rubens,Greco,
De La Crois, Picasso, Le Corbusier,
Beettaoven vb 'lerden 2000'lere ya-
şam ve sanat-mımarlık adına neler
oldu
7
Yenı yûzyıllara nelerkaup ne-
ler gıdecek7
Sanat-mımarlık akım-
lannın ve devrelennnı adlan yınelen-
dığınde ılgısı olmayanlar sanu-lar kı
bunlar buılenmn ganp zengın mo-
dalandırve kendılen bunlann dışın-
da yaşayıp gıderler Oysa dıkkath
ızlenırse "akHn"lar zaman ve boyu-
ta egemenolurkentoplumlannıntüm
yaşam katmanlanna da gmyor ör-
neğm, Gohk'te de, yoksul halk bt-
anlayış sınırlı değıldı Sofiası, mo-
büyası, oturma ve yurüyûş, duruş, ko-
nuşması, zevklen, gıysı ve sûslen,
şapka ve külâhlan, benzer ayakka-
bılan, resım, mûzık ve şarkılan, enst-
rumanlan vb tum yanlan ıle bılm-
mesedeherşeyGoükıdı Aynıben-
zetmeler tüm dönem ve akımlar ıçın
de eş oluşumlar ıçmde ıdı Roko-
ko'da değer yargılannın sarsınnsın-
dakı çalkantılann dışa vurumu de-
ğıl mı ıdı Buanlayıştakısanatve ya-
şambıçımlemelen "asfl0eyoksul"u,
ıyı üe kötûyû bır aradagöstermek ıs-
temıyormuıdı ÜnlüTnvolıçeşme-
sınde sular oradan oraya zıplaya, kı-
nhp dökûlmeye yönlendmlırken sa-
dece süs mü yapılmıştı9
Barok'la
yumuşayan, yuvarlaklaşnran olgular,
yıne yaşamdan kaynaklanan değı-
şımler değıl mı ıdı9
Çağımızın başlanndan günûmü-
ze her donem gıbı yaşamdan, ıyı ya
dakötu beslenerek fılızlenen bıçun-
ler, bıkfakmımarhk-sanat aknnlan ad-
lannda ammsanabıhr Fovızm, Sür-
realıam, Empresyonızm, Kubızm,
Dadaızm, Bau-haus vb adlar ve
akımlar da artık eskı çağlarda kal-
mak uzereler Gramofon. radyo ve
sehpalara konulan çocukluğumuzun
ışlemelı ortülen artık gûnluk pazar-
lardaplasûk basküı kopyalanna yer-
lennı bırakmaktalar Orneğın sıne-
ma oyuncusu Kevin Costner'm "Su
Öğretım Üyesı *
ö
$
Dünyası" adlı fılm yapıtmdakı Wes-
tem masalı bu- yana, gelecek fante-
zısı mımarlık dûzenlen çok ügınç
değıl mı ıdı
9
Bu yapıtta ızlenen bo-
ğum boğum msanh uçanbalon böy-
le mı olur ya da yama yama su üstü
yaşammın evlen hıpı kaçışlan üe
oluşan "metal" sımgelı bınkımlen-
nın "nerelere gKÜş" endışelen neler
dıyordu
9
Şımdı ne olup ne olmadı-
ğımıza dıkkatlıce bakalım Hıçayır-
dında ohnadan, sanat, kultûr gıbı,
sıradan bümesek de, söyledıklen-
mızden bıraz uzak durarak çevre-
mızde ızleyehm Yenıyuzyüıazge-
çe neredeyız9
Neler başardık9
Ne-
len bu yakın yem çağa götüreceğız9
Gözlemlenmızde yansız ve art dü-
şûnce taşımadan genel değınımlen
yeğhyehm Bu tanımlara uyan top-
lumlann knnler ve neler olduklan-
m bılmeye çahşahm Böyle karaba-
sanlı bır duş ulkesı olsa Orada, "bit-
mek durmak bilmeyen ve bu gidişi
ile uzaya uzanmayı amaçlayanlara
parsefe yapı yapma" sendromlu az-
man hormonlu şehırler kuranlara
Bu şehırlerde yenı ulasım bır yana,
var olanlan dakazıp yıkç bomba atü-
mışa çevırenlere Her sokağma gı-
rümez, çıkılmaz levhalan koyarak
egolannı ve yanhşlannı örttûğunu sa-
nanlara. Hangı yöne baküırsa hep
aynı sıluette, uzunu, kısası, kaçak
olaıu, çukurolanla, bıçım, renk, mal-
zemeh, aynahsı, aynasızı, dere ya-
tağı yollan, tuğla kaldınmlanndan
Itaryan granıtlı guışlenne, gök ve
goz tırmalayan, ınsanı, tanhı çığne-
yen azgln yapılanna. kurallan bır
kere delsek ne olurlara, ışbüır kur-
nazhklara, sahtecmk, çıkarcılüdara
arka çıkmalara, dıhnde v e ıçınde "te-
şekkür, özür dileme ve lûtfen" kav-
ramlan yerleşmemış olanlararastlar
mı ıdık? Bır deyış ıle "Al ntkke ver
külah''lı yaşam katmanlannm keş-
mekeşının sanat ya da sanatsızlık
akımına "Sarmaşıkizm'* denebüır
mı ıdı
9
"Işte arşın işte kumaş" tüm
akımlar tanh boyu nasıl kı toplum-
lannın tanımlayıcısı olmuşlarsa
2000'lı yülarda da çeşıth yenı, sanat-
mımarlık, bılım ve yaşam şekülen
gehşecekur Ancak en ıyüer yanın-
da artık en kotülere de Oscar gıbı
ödûllervenlecek ıse "Sarmaşddnn"
sanatsızlık akınunda da öncüler
olacaktır Ancak buaknncılarbıkkın,
kanıksamış ozelhklen ıçmde bu ödülü
bıle gormezden gelebılırler Doğ-
rusu gene onlar sevılmedıklen ıçın
kendılenne "sanatsokkaknıı ödülü"
büe venlmedı yakınmalarmı da sûr-
durmekten keyıflenebüırler Ancak
tum benzerlen de hep aynı olacak-
lan ıçın endışelen de geçersız olabıhr
Sloganlan "-biriferiyapsm" ve amb-
lem rozetlen de şekılsız, amorf bır
dıkenh top olacaktır Dûşlenpıyan-
go kollamak, kafalanna kuşlann
bırakacağı kısmete ınanmak ve bu
aradamallan gotürenlere sadece bak-
maktır Bunlar sadece sanata yan-
sısa, çabalan yıne de başanya
dönebümdı 2000'lere eğer bır şey
götürulemıyorsa hıç yoktan "Sar-
maş.ıkizmi" taşımakta geç kalın-
mamalıdır Hıç yoktan böyle ısek
doğrusu bıze de bu yakışır
PENCERE
MuhabiıHn Ölümü...
Emin Çölaşan bır mılyon dolar alıp ış brtıren bır
gazetecıden söz açt.
Ortalık kanştı.
Gazetecı, Yahya Murat Demirel'den zarf ıçın-
de almış parayı..
Kım bu gazetecı?.
MeiihAşıkyazıyor " .adı kesınleşırse bu arka-
daşın yıldızının bıraz daha parlaması olasıdır. Ma-
lı götûrdü dıye hangı gazetecının yıldızı söndû?..
Aksıne, kendısıne teveccüh artıyor."
Olayın bamtelıne dokunmuş Aşık, çunku her
meslekte sahtecı, uçkâğıtçı, zarfçı, dızdızcı, sutu
bozuk, yalancı, alçak, dolandıncı, kumarcı, şantaj-
cı, aşağılık kışıler bulunabılır.
Memur..
Bankacı..
Polıs.
Avukat..
Gazetecı..
Her meslekte köşeyı dönmek ıçın yapmayaca-
ğı şey olmayan kışıler bulunur; ama, yaptıktan mes-
leğı kırtetemez, çunku bırçıçekle baharolmaz, uç-
beş yaprakla yaz gelmez
Pekı, ya mesleğın yapısı bozulup kırtenmeye,
çuruyup kokuşmaya başlarsa?..
Et değıl, tuz kokmaya başlar..
Tuz koktu mu hapı yuttun.
•
Gazetecının ıçınde yaşadığı ve mesleğîni yürüt-
tuğu medyanın yapısı bozuldu.
Gazetecı kımdır?..
Muhabırdır
Yanı haber peşınde koşan kişı.. „ %
)
Mesleğin temel taşı!..
Meslekte muhabır kaldı mı?.
Devletın ve hukumetın önemlı noktalannda bu-
lunan kışıler ne yapıyorlar?
Muhabır mı telefon ettı?
Bır olay ya da bır sorunu haberleştırmek ıçın Ba-
kan Bey'e mı başvurdu?..
Yanıt
- Sen gıt, köşecı gelsın!..
Köşecı, hem patronu bılıp ış dünyasında yaşa-
yan, hem patronun ılışkılenne göre kalemını ayar-
layan, hem çurumuş duzenın o bıçım dengelenne
göre yazısını ınce ayardan geçıren kışı demektır Bu
ış ustalık ıster; çunku medya, pazariama şırketle-
n, bankalar, holdınglerle sarmallaştı Doğrucu mu-
habır bu âlemin dışında yaşadığı ıçın battayı taşa
vurabılır, neme lazım bırkazaçıkabılır, patronun çı-
kartannı gözeterek köşede yazmak manfetı, gaze-
tecılığın çok para getıren ustalığına dönüştü.
•
Muhabır öldu
Nur ıçınde yatsın, muhabır pabucunun altı delık
gezerdı, kursağına haram para gırmezdı
Muhabınn olduğu yerde, gazetecılık mesleğı de
sızlere ömur..
Köşecılenn ıçınde köşe dönmecılenn ağır bas-
ması, yapısal bır sorundur.
Sorun kışısel değıl..
Yapısal. _
NOVITASTurizm
KültürTuru
PRAG
27-31 Ekhn
Çek Havayoüan üe ulaşım
Merkezı 4 yıldızlı otelde konaklama
Sanat tanhı uzmanı rehber eşüğmde
TeL (0.212) 25128 08 -09
e-maiLnovitas(g novhasxom.tr.
KOÇAELİ5.İCRA
MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN
MENKULÜN AÇIK ARTIRMA VE DEĞERE
tTtRAZLARIN BÎLDİRÎLMESİ tLANI
Sayı 2000/181
Alacaklı T îş Bankası AŞ Tütünçıftlıgı Şubesı veküı
Av Levent Uygur'a 14 009 146 955-TL ödemeye
borçlu Hastahane Yolu Ankara Asfaltı Bafcez Apt
No 77 2 Izmıt adresınde mukım Ayhan Aslan'a adresı-
nın meçhul olması nedenıyle gereklı teblıgatlann ılanen
yapılmasma karar venldığınden,
Borçlunun borcundan dolayı rehınlı ve aşağıda cıns,
mıktar ve kıymetlen yazılı hususı otomobılı satüıga çı-
kanlmıştır
1- Rehınb hususı otomobıle 6 000 000 000 -TL tah-
tnını değer takdır edılnuştır OY'nın 103 maddesı gere-
gınce kanunı süreye 15 gün ılavesı üe ılanın yaynn tan-
hınden başlamak üzere 18 gûn ıçınde borçlunun soz ko-
nusu değenn ınraz etmesı,
2- Sauşa çıkanlan otomobılın,
Bınncı arttırma 23 11 2000günüsaat 14 00-14 10'da
42 Evler Mah Toptancüar Sıtesı Yanı Tayfun Oto Parkı
Izmıt adresınde yapıiacak ve o gunü kjymetlenn yüzde
75'ıne ısteklı bulunmadığı takdırde 24 11 2000 gunü
aynı yer ve aynı saatte 2'ncı arttırma yapılarak sanlaca-
ğı Şu kadar kı arttırma bedelının malın tahmın edılen
taymetının yuzde 40'ını bulmasının ve saüş ısteyenın
alacağına rüçhanı olan alacakhnın toplamından fazla ol-
masııun ve bundan başka paraya çevnlme ve paylann
paylaştırma masraflannın geçmesını sart olduğu, mah-
cuzun sanş bedelı üzennden yuzde 1 oranında KDV'nın
ahcıya aıt olacağını ve saüş şartnamesının ıcra dosya-
sında görûlebılecegı, masrafi venldığı takdırde şartna-
menın bır orneğının ısteyene göndenlebıleceğı, fazla
bılgı almak ısteyenın yukanda yazılı dosya numarası üe
daıremıze başvunnalan ılan olunur 5 10 2000
Mahammea Cıasu nuüuyeb ve önemH
Kıymetı Lıra Adedi utefaklen
6000000000 1 41FH444plakabl992model
190 El 8 Mercedes maıka
hususı otomobıl
Basın 57150
SARIYER2. ASLtYE HUKÜK
MAHKEMESİ'NDEN
EsasNo 2000/220 Karar No 2000/469
Mahkemenuzden venlen 17 8 2000 tanh, 2000/220
esas, 2000/469 sayılı karar üe,
1) Anne adı üe ılgıb ıstemuı feragat nedenıyle red-
dıne,
2) Baba adı üe ılgılı ıstemın kabulüne,
3) îstanbul, Sanyer, Kazımkarabekır Paşa Mah, Cüt
0029, Kutuk Sıra No 0024 sayılı yerde nufusa kaytth
Kulı ve Esmer'den olma, 1 1 1950 doğumlu Havrettın
Vurmaz'uı baba adının Gulu olarak duzeltılmesıne ka-
rar venlnuştır Mahkeme hükmû yenne geçmek üzere
ılan olunur Basm 57499