23 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURtYET 14 EKİM 2000 CUMARTESİ . OLAYLAR V E G O R Ü Ş L E R [email protected] O nuncu Cumhurbaşka- rumız Sayın A.Necdet Sezer'ın yasa ve bırta- kım uygarlık kurallan karşısında duyarlık gostermesı, resmı ve özel lcışılığıne ozgu alkış alan davranış- larda bulunması, kamuoyunda devlet ve devlet adamlığı kavTamlannı yeruden gundeme getırdı Bu, devlet \e devlet adamlığı kav- ramlan, ta ılkokul öğrencılık yıllanndan ben, anlağımın bır koşesıne taküı durur Yüce Atatürk'un aramızdan aynldığı gûn ılkokulun beşıncı sınıfinda öğren- cıydım O gün derslenne gecıkerek ge- len oğretmenlenmız, dışanda, bayrak torenı alarunda bızlen topladılar Bay- rağı yanya çektırerek olup bıtenı anlat- tılar \ e onlar gözlen yaşlı ve buruk, bız- ler ağıt fıgan evlenmıze dağıldık Eve vardığımda anacığım benden beter ağın- tılar, uğuntular ıçındeydı Bır yandan da babamı hukumet alanındakı perva- nelı radyodan venlmekte olan haberle- n dınlemeye gıtmesı ıçın zorluyor "Durma vurü herif, devlet ölmüş di- vorlar, devlet olmuş devlet.." dıye done- e\ ıp duruyordu Okuma yazma bılme- en, Kuran'ı, kıme seslendığını bümek- ın, yûzunden okuyan anamın gözün- de Atatürk, aşkın bır varlıktı, devlettı, devletın ta kendısıydı Yuce Atatûrk'e yöneltılen bu halk aşkınlığını, tek başı- na devlet oluş nıtemını, yıllar sonra bır kez de Sıvereklı MehmetPamuk'tan öğ- renecektım 1968 'de Sıverek Lısesı 'nde DeVtet ve Devlet Adamı... öğretmenken, dçe merkezının tek oteh Pamukpalas'takahyordtSn Otelsahıbı Mehmet Pamuk, yetmışını aşkın, se- vımlıdürüstbırSıvereklıydı Otelınya- zı odasında otururken, bırden sılahlı üç kışı ortaya çıktı M Pamuk'u dışan çe- kıp konuştular Sonra M Pamuk geldı, kasayı açtı ve gelen sılahlılara bır mık- tar para verdı Onlar gıdınce, M Pa- muk, başucunda asılı duran Atatürk res- mıne bakarak gözlennden yaşlar akıt- maya başladı Bır yandan ağlıyor, bır andan da, "Nerdesin Atatürk, nerde- sinL" dıye kendı kendıne soylenıyor- du Nedenını sorunca anlatö "Bak,öğ- retmenim" dedı, "bu gelen sUahiüara ben heray para vmrim. Onlar dabenim ekinimi başkalanmn yakmaması ya da biçip götürmemesi, hayvanlanmın ça- lınmaması, otelimın yakümaması için gözcühık,koruyuculuk ederier. Biür mi- sin ki, Atatürk'un sağhğında evımizin damlannda yatardık. Keçimızjneğimiz yittiğinde küşüm çekmezdik, çünkü iki üç gün sonra bulunup getınlirdl Işte gördün. Bugün değil dağdakini bağdakmi korumak,kasadaki paramı bi- le koruyamryorum. Onun içın nerdesin Atatürk dedim.Onun sağiığında devlet vardL Çünkü Atatürk deviettL Ben bu- ou büir, bonu derim." AKDUNDAR Atatûrk'e yöneltılen bu, devlet ve dev- let adamlığı nıtemıne ılışkın çok çarpı- cı bır öykûnceyı (anekdot) de, rahmet- h Ş. S. Aydemir'den dınlemıştım Türk Dıl Kurumu'nun 1974 kurultayı sıra- sındaydı Turk Devnmı, Atatürk ve Inönü hak- kında yazmayı yetıştıremedığı daha çok şey olduğunu söyleyenŞ S Aydemırşu öykûnceyı örnek verdı "19301u yıflar- da hükümet naktt paraya skısmış, mıl- letveküTermin ödeneklerini bile ödeye- mezotmııştu.Başbakan,Atatûrk'e gkte- rekpara basmakönerisinde buhındu. Fa- kat Atatürk 'hayır' dedi Hayır. Çünkü bir devietin parası, o devfetin bayrağry- la eş değerdedir. Basma ve üretim yeter- siz^nedenryfebirkezdüşüTuJûrse,onu düştûğü yerden kakfarmak o devlete çok pahabya mal ohır. Ama bugünküler al- dırmıyorlar. basıyoriar ve basokça da borçlanıyorlar. Atatürk ne para basü, ne de borçlandL Çünkü o deviet ada- mrydı, devfctti" dedı Atatürk, büyuk bır gengudumcû (stra- tejıst) ve devlet kuruculuğunun ötesın- de, usta bır halk kınzmacısıydı (+) da. Onun kansız kokusuz bır toplumsal de- ğışımı halka mal etmesı ve halkının go- zünde "devlet" olması bundandır Rah- metiı A.T.K*siafc'nm, 28 Nısan 1995 gün- lü Cumhunyet'te yayımlanan bır yazı- sındaokumuştum Yıl 1930 Mardın'ın îdıl ılçesınde yaşlı bır Kürt kadının çığ- lıklanyla uyanmış ınsanlar Yaşlı kadın sabahin erİcen saatınde "Koşun, yeti- şinL Mustafa Kemal Paşa ökhl Devlet ökhıL" dıye ortalığı ınlenyormuş Ka- dının çığhğına yeüşenler, "Sen ne diyor- sun, nerden duydun, böyle bir şe\ yok." deseler de kadın susmuyor "Oküzle- rimı çahnjşlar- Mustafa Kemai öimesey- di kimse böyle bir şey yapmaya cesaret edemezdL Mutlakaöunüştür ve öküzle- rimi çabuüar da o kara haberi sizden benden önce alnuşlardır'' dıye ağlayıp ınlemesını sûrdûruyormuş 1989 yılının 22 Nısan'ında, Dıl Der- neğı'nın kuruluş yıldönumu nedencesıy- le (münasebeüyle) Atatürk'un Anıtgö- müt'ünu zıyarete gıtmıştık Torenden sonra bakom, oldukça yaşlı bırkışı, goz- len buğulanmış bır durumda, vaktıyle Atatürk'un bındığı otomobıle bakıyor Yakınlaştığımı duyumsaymca dondu ve ben daha hıçbır şey sormadan "Bakev- lat" dedı, "sana eskı bir atasözu söyle- yeyim, eskiden devlet ile devlet adamb- ğı ilişkisini 'şeref-ûl mekân bı-1-mekın' yani, adamı oturduğu makam yücelt- mez, oraya oturan adam oturduğu ma- kamı yüceltir, atasözüyle açıklarlardı''. Yûzune baktım, ne demek ıstedığını an- lamadığımı sezmış olacak kı, ekledı a Atatûrkbuotomobflebindiğinde,buoto- mobil Cumburbaşkannğı makamı otu- yordu. Neden? Çünkü Atatürk oturdu- ğu yeri yüceften insandL Kendisi devlet otduğu için, oturduğu makam da devlet makamıohı>t)rdu" dedı Sayın Sezer'ın, kendısını Cumhurbaşkanlığı makamının da otesınde, Turiaye Cumhunyet'nın ya- salara ve konulmuş kurallara saygılı bır yurttaşı olarak alımlamasi ve buna gö- re davranması, belkı kımılenm rahatsız edecek, acaba bu bızım ıçın bır uyan TOI, bızım de mı boyle davranmamız ıstenı- yor dıye, kendı kendılenru sorgulama- lanna yol açabılecektır Umuyorum ıyı de olacaktır Neden dersenız, ulusal ta- nhımızde kokuşmalar ve çökûşler alt- tan, tabandan değıl, hep yukandan, baş- lardanbaşlamıştır Onun ıçın atalarımız "Bahkbaştan kokar" atasozunu üretmış- lerdır Sanıyorum saym Cumhurbaşka- m, atalanmızın yaşayageldıklen olayla- ra bakarak ürettıklen "Bahkbaştan ko- kar" ayıbmdan devletı de, devlet adam- lannı da anndırmak ıstıyor Alkışlana- sı örneklen Atatûrk'le, Inönu ve benzer- lenyle sonsuza dek yok olduğunu san- dığimız, ınce ve devlet adamlığına ya- raşır bır uyan1 (+) Kiriana, bır tanmcılık tenrmdır Bağ bahçe tanmında toprağın venmını arttırmak ıçın, ağaçlandınlacak ekene- ğm (mezranm) bel ve denn pullukla 60- 70 cm, kımızaman90-100cm dennlı- ğroden altust edıhnesı, aktanlması ışlemı AKADABİR VEDAT GÜNYOL Çile Çıle deyınce akla (sözlüğe bakarak söyluyo rum), eskıden dervışlenn kırk gun kırk gece ne- fislerıne uyguladıklan, perhızlı, dolayısıyia ışken- celı sure gelıyor Ama, çıle bu ıçenğını, dervışler dışında da koruyup Osmanlı donemınde, hatta Cumhunyet donemınde de kulluktan bıreylığe at- layıncaya kadar surdurdu, aslına bakarsanız sur- duruyor da Turk toplumunun oldumbıttım yaşamı bır çıle yaşamıdır Aydınlığa açılan pencereye, karanlık guçlenn saldırısı ön planda. Turk toplumu bır çıle toplumudur Atatûrk'le başlayan aydınlık Turkıye sımgesı, karanlık guç- lenn saldınsına uğramıştır, uğramaktadır da... Çıle, çıle, ne ola kı? Aydınlığa susamış bırtop- lumda, gencı guçlenn saidınsı ıle gerçekteşen atak- lık, çılenın çılesı değıl de nedır^ 1 Çıle de nerden çıktı dersenız, soyleyeyım. Ni- cedır elımın attında gezdınp durduğum, arada bır okuyup ustunde duşunduğum, bırzamanlann un- lü yazan Falih Rrfkı Atay'ın Ç//e (*) adlı yaprtı var Ben bu yapıta yarı bağlı yan bağsız olarak çıle- den soz etmek ıstıyorum Çıleyı topluluğumuz açısından ele almaya ça- lışınca, 65 mılyonluk halkımızın yuzde seksenı- nın dar gelırlı, az gelırlı, hıç gelııiı yaşamıyla kar- şılaşıyor ve çılekeşlık denen o yurekler acısı du- rumla burun buruna gelıyorum Çıle karşılığı, sırf yeme ıçme, evlı barklı olma, olmama açısından ele almadan, salt toplumsal yaşam duzeyı, ahlak anlayışı, dunya goruşu yö- nunden masaya yatırınca, Falıh Rıfkı'nın ne den- lı uz goruşlu, yurdumuzun hanyasını konyasını ne denlı yerlı yennce degeriendırdığını anlıyorum Falıh Rrfkı, Ataturkçu aydınlar gıbı Turk ınsa- nını çıtelı durumdan kurtarmanın yolunu, herşey- den once Batılı olmakta buluyor Ona gore Ba- tılı olmak, onun kultur ve teknık ustunluğunu el- de etmek, bunu yasaklayan gelenek ve görenek- lerden kurtulmaktır Ne var kı, dıyor yazar, bu kurtuluş hareketıne, sokağı ve cahıl yığınlan kolayca ele geçıren ıkı kara guç engel olmaktadır Bu guçler şovenlık ve /rt/cadır. Kor bır şoven- lık, sakat ve yanlış bır dın anlayışı, gen uluslan daha da gerıye suruklemektedır Yazar, Turkıye'nın 20 mılyon nufuslu bır dev- let olduğu gunlenn durumunu değeriendınrken şoyle dıyor "Demokrasıde daha ıyı, daha doğrv, daha ıra- delı bıryapıct aradık Oemokrası, bırçokyoba- za ızın venlıp de bunlarokuma-yazma bılmeyen halkı ufuruğun ılaçtan ıyı olduğuna kandınıiar ve tıp fakultesının kaldınlması hakkında bır cereyan yaratıriar Tıp fakultesını kaldırmanın tabıı bır şey olduğu değıldır. Medrese açmak da böyle Arap yazısı da böyle. Şapka da böyle Demokrası, bır garp rejımıdır Bırmıllet kafa- sının garplılığı kadar bu rejıme bel bağlayabılır Oemokrası tabıı haklardan değıl, kazanılan lıya- katlardandır. Bırçok memlekette sandığa oy atmak ıçın ıl- kokul terbıyesı görmek şarttır Amenka'da san- dık heyetının seçmene Amenkan Anayasası'na daır bır fıkn olup olmadığını sormaya da hakkı varmış Bız hepsınden vazgeçtık Turkıye'de sı- yasal faalıyetlen ıdare etmek ıddıasında bulunan partılen, medenıyet davası gıbı bır temel nızam meselesınde bellı bırkaç dısıplıne bağlayabılınz Yirmıncı asırda şenat devletı olur mu? Soranm sıze, olur mu"> Olsa da böyle devlet yaşar mı? Bu devletın halkı esırlıkten kurtulurmu? Turkıye'de ırkçılık olurmu? Soranm sıze, ırk- çılık bu koca mılletı bır vılayetlık, bır aşırete ın- dınvekten başka neye yarar? Kannı çuvala sok. N e o ' Ahlak! Mezarduvar- lanna mum yak, yahut demırlenne adak ıpı bağ- la Neo? Dın! Okumayı bu kadar kolaylaştıran, Turkçeye bu kadar uyan yazıyı kaldır. llle Arabın yazısı dıye tuttur Neo 7 Mıllıyet 1 Sonra da butûn bukafalan, ortaçağın cennet satcılan gıbı, okut- madığımız, aydınlatmadığımızzavallısafve temız halkınarasınasal Neo?Demokrası?Rahmet- lı Rıza TevfikV kaldırsam da.' sen bu akılla zor ıyı olursun!' hıkâyesını anlattırsam " C) Çıle, Falıh Rıfkı Atay, Yedıtepe Yaytnı, 1955. Hititler ve Hattuşa'dan Iştar'ın Günlüğü'ne FirdevsGÜMÜŞOĞLU S enondakEvnnoege2İpnKnytırsun.Bü- rün yük benim ûzerimde, hemen geri dön!' Bu sozler, uzaklara gıden koca- sına bır kadnun yazdığı mektupta yer alıyor Ikı bınh yıllann bu ılk yüında, benzen kız- gınlıkla-serzenışle kım büır ne mektuplar yazüı- yor,nesodersarfedıhyorkadınlartaranndan Fa- kat yukandakı sözlen ügmç kılan, gûnûmûzden 3500 yü once Hıntlı bu- kadının, bûtün ışlen üze- nne bırakıp Asur'a gıden kocasma gönderdığı mektupta bulunması "Ötamgefenelderegöreyılauımaa'', "Onlarm tadı nızu yok* ya da "Bu işin tadı tuzu kalmadr gıbı gundehk yaşamda kullandığımız pek çok sö- zun Hıntlerden gelıp düımıze yerleştığım büıyor musunuz 9 Muazzez lhniye Çığ'ın geçen Hazı- ran'da yayımlanan Hıtıtler ve Hattuşa adlı kıtabı- nıokuyuncaöğrendıkbunlan Bızdenbınlerceyıl once yaşayan ınsanlar ne hısseder, neye ınanır-ta- par, neden korkar, ne tûr yalanlar söyler-entnka- lar çevınr, ne gıyer, ne yer, ne yazar, nasü kavga ede^kımetanhyazdınrvb sorulann yanıtını tüm yainlığıyla öğrenme olanağına sahıbız arök. Bakınnedıyor Muazzez lunıye "Yapiacaksu- nağm anma Yapt Tannçası ile dört oğhinun tunç- tan heykeHerikonuyor.Bunlar dayeterfi değl! le- meDere aynca tereyağı, susamyağı, bal, tuz, çeşit- b' talul, kuru sebze ve meyveier bmkıiıyor. Tann heykeleri,yapMkorunıakwö>ünısüzyap(nakiçin; yiyecekler de,kininboiveberekedi oimas içinmiş- Bteim yeni eve taşmırken anneaanem tuzve şeker götürmüştü önce. Anneanneme 'Neden 9 ' diye sorduğumda,' Içınde tadımız tuzumuzla oturmak ıçuı' dedi" Şu sozler de, ölumun eşığındekı Kral Haştara nın kansına vasıyetıdır "Cesedjmigele- neklere gore yıka! Beni koOanna al ve koflarmda toprağa ver!" Muazzez tlmıye Çığ, Sumeratasözûndekı "Bi- tiyorsun, niye öğretmiyorsun?''sorusunu yaşama geçıren bır bılge kadın 1936'daarkadaşıHatke KızılvayüebıruktegırdığıDTCF'den 1940'tame- zun olduklannda. Istanbul Arkeolojı Mûzesı'ne çıvı yazüı tabletler arşıvı oluşturmak uzere görev- lendınhrier, 74 bın tablet üzennde 33 yıl calışır- lar Fakat bu tabletlerden sadece on beş bını ya- yımlanır Işte Muazzez Dmıye Çığ, yazdığı eser- lerle, mûzelenn tozhı railanndan çıkardığı bu kül- tûrû yalnızca Tûrkıye'ye değü tüm dunyaya ka- zandırmaya devam edjvor "Bir Sumer tannçası gibi, bfldflderini öğretryorr "Bugün annemm keyfi çokyerindeydL Sevgüi arkadaşı Muazzez Teyzem'den mektup geidi- Müzede, TabletArşm'nde neolup bitöğinieıı mak ayrmularma kadar anneme bfldirryor. Bu yaz yi- ne Amerika'dan, Abnanya'dan, Finlandrya'dan araşnrmacılar gefaniş. Annem, 'Arşıvı gün yüzû- ne çıkarma) a başladık, araşoncüarkoşuyorlar, ama bız onlan başıboş buakmıyoruz, her gelenle be- raber cahşıyoruz Boylece bır yandan onlann ış- lennı kolaylaştınyor, dığer taraftan Tûrkıye'debu ışlen yapanlar var dedırtıv oruz' diyor_ Şimdi bü- tün annçbn, emekli otuncaya kadar, onlara sayı- sız ve numarasız testim edflen binkrce tabJeti, de- virlerine, konulanna, tarflüerine göre ayinp, nu- mandayıp, kendine ozgü dolaplar ve odalar için- de korumaya «Imaknuş. Başaracaklarmdan kuş- kumyokbic." Bu anlatı, tştar'ın Gûnlüğû'nden "Iştar da kun?" dıye soracaksınız Sumer tannçası Inan- na'nın Hıütlerce kabul edılen tannçası değıl el- bette Bu, sevgıh Muazzez tlmıye Çığ'ın Hıtıtler ve Hattuşa'dakı on dort yaşındakı kahramannun adı Hıfhler ve Hflttuşa,'ancakbeKrfibirçevrede JnfiDea w okunan bir uygarhğı' her vaştan ve ke- ""snnden msana tanıtmak amacıyla yazılmış Çığ, bu kıtabıyla bır yandan da, 1929'da Bursa Kız Mu- alkm Mektebı'nden arkadaşı-meslektaşı Hance Kı- zılyay'ınanısınıdayaşatmakıstemış HaüceKı- alyay, 1958'de Boğazköy 'de kazı sorumhısu ola- rak görevlendınlır Yanına kızı Iştar'ı alarak Bo- ğazkoy'e gıder, bûtünbu-yaz kazı bölgesınde ka- lır Muazzez llmıye Çığ, ışte bu olaydan hareket- le kıtabını kurgular Hıtıtler ve Hattuşa da Iştar, arkeolog bır annenın, lstanbul'da büyûmuş me- raklı küçuk kızıdır Kûçük kız yaz boyunca tut- tuğu günlüğü aracüığıyla okura elını uzatırve Hı- öt tanhıne yolculuk yaponr Bu yalnızca Hınt'e yolcutuk değıl, Osmanlının yıkun yıllanna, Kur- tuluş Savaşı'ndan onuruyla çıkan bır halka güve- nın ne kadar önemlı olduğunun anımsablmasına, Cumhunyetdevnmlennm o coşkuhı günlenne, Hal- kevlen'ne, Koy Enstıtusu'ne, Turkıye'nın Ay- dınlanma tanhıne de yolculuktur tştar'ın annesı, kızına, çrvıyazısının kım tarafından, nerede ve ne zaman çözüldüğünden başlayarak kûlturün bın- lerce yıl boyunca kusaktan kuşağa aktanhşım ya- lın bır dıller anlatır Iştar'ın oykûsû, 1958'dean- nesıyle bırlıkte Haydarpaşa'dan HıOtlenn ulkesı- ne gıtmek ıçın trene bınmesıyle başlar Yol boyun- ca Iştar annesınden, Cumhunyet'ın demıryolu pohnkasıyla ülkenm bagımsızlığınm ne denlı ılış- kılı olduğunu dınler Onun, Anadolu ınsanına ve ülkesıneduyduğusevgıyıanlamayaçalışır Yoru- cu bır yolculuktan sonra Boğazköy'e gelen Iştar ılk gûn, kazı alanının bekçısının oğlu Osman'la tanışır Osman-lştar dostluğu Anadolu ıle BaO kûltûrünün, köy ıle kentın sıcacık bır bıleşunıdır Osman, kûçûk yaştan ıtıbarenköylerme gelen ar- keologlardan öğrendıklennı köyûnûn kûltürûyle harmanlayan, kûlturün sûreklılığını kavrayan bır çocuktur Iştar'la tanıştıktan sonra ona çevreyı gezdınr Hıtıtler hakkında konuşurlar "Osman: ' Bak' Bak 1 Bızı ılk karşılayanlar Tannçalar' di- vereksağtarafl^nndakıkabartmalangösterdL. tştar: 'Tannçalann gıysılen ne ıJgınç 1 Ust kı- sımda uzun kollu bır bluz, altlannda pıhlı bır etek, bellennde bn 1 kemer Bugun de aynı gıysıler var Başlannda eskı fesler gıbı bır başhk, ama bunlar dahayûksek.' Osman: 'Annem söyhıyordu, eskıden Çorum'da kadınlar böyle başhk gıyerlennış Başlığm yanı- na elmaslı ığneler taküırmış. Tepesmde ıse sıra sı- radızılmışalnnlarbıılunurmuş'( )'Osman,ya- mnayakiaştuUanbirkabartnıayıgöstererelc'Bu Hava Tannsı ımış Başında sıvn bır kulâh var Kulâhın üzenndekı çıkıntılar, onun tann olduğu- nu gostenyormuş Çıkıntılarne kadar çoksa,Tan- n o kadar buyuk ve önemlı ımış' dedL* Muazzez llmıye Çığ, Hıütler ve Hattuşa'da, kı- mı zaman Iştar, kımı zaman Osman ve kınu za- man da Iştar'ın annesı aracılığıyla 3500 yıl önce- sınden bugüne kalan geleneklen, davranış kalıp- lannı anımsatır Günümûzdevarolanbatılınanç- lann Sumer'deb, Hıtıt'tekı köklenne vurgu yapar, egemenlerce bu ınançlann halka karşı nasıl kul- lanıldığıru anlatır Iştar'ın Gûnlüğû'nden öğrendığımıze göre, Hattuşa'da 3500 yıl öncekı kıtaphklarda sekız dıl- de yazılmış belgelerbulunur Hıntlenn yazılı bel- ge bırakmaya buyuk önem verdıklen, Muazzez Dmıye Çığ'ın ısrarla üzennde durduğu bırnokta Hatta Babıl 'den kâtıpler geordıklenne ılışkın tab- letlere rastlanmış Bır yılda 18 bayram kutlayan Hıtıtler, Anadolu'da bağcılıgı gehşuren ılk halk, ınandıklan bın tannya ve bır o kadar da tann kor- kusuna karşın bu halk, "lann heyteüne karşı iç- kücmek,tann\ıJcinealmaknr"dıyecek kadar bu dunyanın keyfını surer Sevgılı Muazzez llmıye Çığ, "Madem la ole- ceğiz, hiç ounazsa ülkem ve etraJbn için yararh ış- ler yapayın da admı kabm" dıyen Gılgamış ka- dar, Hıtıt Tannçası Iştar kadar çok yaşayın. (Hıtıtlerve Hattuşa-tştar'm Kalemmden, Muaz- zez llmıye Çığ, Kaynak Yaymlan, Istanbul, Haaran 2000) 2000'lere Sanatsızlık Akımı... Plt)f. Dr. RllŞeil D O R A Mımar Sınan Um Mımarlık Fakültesı H er yuzyıl, öncekı ya da lelennın uyanışına karşı ulaşılması sonrakı benzerlennden zor "Tann kavramı" ıle uğraştınl- sankı çok ayn ve kendı- ması amacı yok mu ıdı 9 Sadece dar ne özgu gıbı sanılabılır sıvn yükselen mımansı ıle de Gotık er yuzyıl, öncekı ya da sonrakı benzerlennden sankı çok ayn ve kendı- ne özgu gıbı sanılabılır Tüm dönemler gıbı Rönesans, Ka- rolen, Gonk, Barok, Rokoko ve bun- lan ızleyen makıne çağı ve sonuçta yirmıncı yûzyılın başı ve sonu 21 yûzyıla gınşın eşıklenne neler geür- dıyadagöturdu' ? Buaradatumev- relerde "modern" ya da klasık olma taıumJaması da, çağunızdakı kadar hıçbır şey anlatmayan pıyasa ağzı olmamıştı Gunumüzden uç yüz yıl öncelennden Italyan Giovanni Bel- lori bıle, sıradan deyışı, mamyenst geleneklere ayn kalan sanatçılara "modern" dıyerek betunlıyordu Geçmışın tıtız yaklaşımlan bu- ya- na, toplumlar tanh boyu karşüıkh etkı-tepkıler ıçınde çeşıtlı uygarlık çızgılennde oldular ya da olamadı- lar Buanlamdaherçağbırönve son- rakı benzerlen arasında ışlevsel bır halka ıdı Leonardo,Rubens,Greco, De La Crois, Picasso, Le Corbusier, Beettaoven vb 'lerden 2000'lere ya- şam ve sanat-mımarlık adına neler oldu 7 Yenı yûzyıllara nelerkaup ne- ler gıdecek7 Sanat-mımarlık akım- lannın ve devrelennnı adlan yınelen- dığınde ılgısı olmayanlar sanu-lar kı bunlar buılenmn ganp zengın mo- dalandırve kendılen bunlann dışın- da yaşayıp gıderler Oysa dıkkath ızlenırse "akHn"lar zaman ve boyu- ta egemenolurkentoplumlannıntüm yaşam katmanlanna da gmyor ör- neğm, Gohk'te de, yoksul halk bt- anlayış sınırlı değıldı Sofiası, mo- büyası, oturma ve yurüyûş, duruş, ko- nuşması, zevklen, gıysı ve sûslen, şapka ve külâhlan, benzer ayakka- bılan, resım, mûzık ve şarkılan, enst- rumanlan vb tum yanlan ıle bılm- mesedeherşeyGoükıdı Aynıben- zetmeler tüm dönem ve akımlar ıçın de eş oluşumlar ıçmde ıdı Roko- ko'da değer yargılannın sarsınnsın- dakı çalkantılann dışa vurumu de- ğıl mı ıdı Buanlayıştakısanatve ya- şambıçımlemelen "asfl0eyoksul"u, ıyı üe kötûyû bır aradagöstermek ıs- temıyormuıdı ÜnlüTnvolıçeşme- sınde sular oradan oraya zıplaya, kı- nhp dökûlmeye yönlendmlırken sa- dece süs mü yapılmıştı9 Barok'la yumuşayan, yuvarlaklaşnran olgular, yıne yaşamdan kaynaklanan değı- şımler değıl mı ıdı9 Çağımızın başlanndan günûmü- ze her donem gıbı yaşamdan, ıyı ya dakötu beslenerek fılızlenen bıçun- ler, bıkfakmımarhk-sanat aknnlan ad- lannda ammsanabıhr Fovızm, Sür- realıam, Empresyonızm, Kubızm, Dadaızm, Bau-haus vb adlar ve akımlar da artık eskı çağlarda kal- mak uzereler Gramofon. radyo ve sehpalara konulan çocukluğumuzun ışlemelı ortülen artık gûnluk pazar- lardaplasûk basküı kopyalanna yer- lennı bırakmaktalar Orneğın sıne- ma oyuncusu Kevin Costner'm "Su Öğretım Üyesı * ö $ Dünyası" adlı fılm yapıtmdakı Wes- tem masalı bu- yana, gelecek fante- zısı mımarlık dûzenlen çok ügınç değıl mı ıdı 9 Bu yapıtta ızlenen bo- ğum boğum msanh uçanbalon böy- le mı olur ya da yama yama su üstü yaşammın evlen hıpı kaçışlan üe oluşan "metal" sımgelı bınkımlen- nın "nerelere gKÜş" endışelen neler dıyordu 9 Şımdı ne olup ne olmadı- ğımıza dıkkatlıce bakalım Hıçayır- dında ohnadan, sanat, kultûr gıbı, sıradan bümesek de, söyledıklen- mızden bıraz uzak durarak çevre- mızde ızleyehm Yenıyuzyüıazge- çe neredeyız9 Neler başardık9 Ne- len bu yakın yem çağa götüreceğız9 Gözlemlenmızde yansız ve art dü- şûnce taşımadan genel değınımlen yeğhyehm Bu tanımlara uyan top- lumlann knnler ve neler olduklan- m bılmeye çahşahm Böyle karaba- sanlı bır duş ulkesı olsa Orada, "bit- mek durmak bilmeyen ve bu gidişi ile uzaya uzanmayı amaçlayanlara parsefe yapı yapma" sendromlu az- man hormonlu şehırler kuranlara Bu şehırlerde yenı ulasım bır yana, var olanlan dakazıp yıkç bomba atü- mışa çevırenlere Her sokağma gı- rümez, çıkılmaz levhalan koyarak egolannı ve yanhşlannı örttûğunu sa- nanlara. Hangı yöne baküırsa hep aynı sıluette, uzunu, kısası, kaçak olaıu, çukurolanla, bıçım, renk, mal- zemeh, aynahsı, aynasızı, dere ya- tağı yollan, tuğla kaldınmlanndan Itaryan granıtlı guışlenne, gök ve goz tırmalayan, ınsanı, tanhı çığne- yen azgln yapılanna. kurallan bır kere delsek ne olurlara, ışbüır kur- nazhklara, sahtecmk, çıkarcılüdara arka çıkmalara, dıhnde v e ıçınde "te- şekkür, özür dileme ve lûtfen" kav- ramlan yerleşmemış olanlararastlar mı ıdık? Bır deyış ıle "Al ntkke ver külah''lı yaşam katmanlannm keş- mekeşının sanat ya da sanatsızlık akımına "Sarmaşıkizm'* denebüır mı ıdı 9 "Işte arşın işte kumaş" tüm akımlar tanh boyu nasıl kı toplum- lannın tanımlayıcısı olmuşlarsa 2000'lı yülarda da çeşıth yenı, sanat- mımarlık, bılım ve yaşam şekülen gehşecekur Ancak en ıyüer yanın- da artık en kotülere de Oscar gıbı ödûllervenlecek ıse "Sarmaşddnn" sanatsızlık akınunda da öncüler olacaktır Ancak buaknncılarbıkkın, kanıksamış ozelhklen ıçmde bu ödülü bıle gormezden gelebılırler Doğ- rusu gene onlar sevılmedıklen ıçın kendılenne "sanatsokkaknıı ödülü" büe venlmedı yakınmalarmı da sûr- durmekten keyıflenebüırler Ancak tum benzerlen de hep aynı olacak- lan ıçın endışelen de geçersız olabıhr Sloganlan "-biriferiyapsm" ve amb- lem rozetlen de şekılsız, amorf bır dıkenh top olacaktır Dûşlenpıyan- go kollamak, kafalanna kuşlann bırakacağı kısmete ınanmak ve bu aradamallan gotürenlere sadece bak- maktır Bunlar sadece sanata yan- sısa, çabalan yıne de başanya dönebümdı 2000'lere eğer bır şey götürulemıyorsa hıç yoktan "Sar- maş.ıkizmi" taşımakta geç kalın- mamalıdır Hıç yoktan böyle ısek doğrusu bıze de bu yakışır PENCERE MuhabiıHn Ölümü... Emin Çölaşan bır mılyon dolar alıp ış brtıren bır gazetecıden söz açt. Ortalık kanştı. Gazetecı, Yahya Murat Demirel'den zarf ıçın- de almış parayı.. Kım bu gazetecı?. MeiihAşıkyazıyor " .adı kesınleşırse bu arka- daşın yıldızının bıraz daha parlaması olasıdır. Ma- lı götûrdü dıye hangı gazetecının yıldızı söndû?.. Aksıne, kendısıne teveccüh artıyor." Olayın bamtelıne dokunmuş Aşık, çunku her meslekte sahtecı, uçkâğıtçı, zarfçı, dızdızcı, sutu bozuk, yalancı, alçak, dolandıncı, kumarcı, şantaj- cı, aşağılık kışıler bulunabılır. Memur.. Bankacı.. Polıs. Avukat.. Gazetecı.. Her meslekte köşeyı dönmek ıçın yapmayaca- ğı şey olmayan kışıler bulunur; ama, yaptıktan mes- leğı kırtetemez, çunku bırçıçekle baharolmaz, uç- beş yaprakla yaz gelmez Pekı, ya mesleğın yapısı bozulup kırtenmeye, çuruyup kokuşmaya başlarsa?.. Et değıl, tuz kokmaya başlar.. Tuz koktu mu hapı yuttun. • Gazetecının ıçınde yaşadığı ve mesleğîni yürüt- tuğu medyanın yapısı bozuldu. Gazetecı kımdır?.. Muhabırdır Yanı haber peşınde koşan kişı.. „ % ) Mesleğin temel taşı!.. Meslekte muhabır kaldı mı?. Devletın ve hukumetın önemlı noktalannda bu- lunan kışıler ne yapıyorlar? Muhabır mı telefon ettı? Bır olay ya da bır sorunu haberleştırmek ıçın Ba- kan Bey'e mı başvurdu?.. Yanıt - Sen gıt, köşecı gelsın!.. Köşecı, hem patronu bılıp ış dünyasında yaşa- yan, hem patronun ılışkılenne göre kalemını ayar- layan, hem çurumuş duzenın o bıçım dengelenne göre yazısını ınce ayardan geçıren kışı demektır Bu ış ustalık ıster; çunku medya, pazariama şırketle- n, bankalar, holdınglerle sarmallaştı Doğrucu mu- habır bu âlemin dışında yaşadığı ıçın battayı taşa vurabılır, neme lazım bırkazaçıkabılır, patronun çı- kartannı gözeterek köşede yazmak manfetı, gaze- tecılığın çok para getıren ustalığına dönüştü. • Muhabır öldu Nur ıçınde yatsın, muhabır pabucunun altı delık gezerdı, kursağına haram para gırmezdı Muhabınn olduğu yerde, gazetecılık mesleğı de sızlere ömur.. Köşecılenn ıçınde köşe dönmecılenn ağır bas- ması, yapısal bır sorundur. Sorun kışısel değıl.. Yapısal. _ NOVITASTurizm KültürTuru PRAG 27-31 Ekhn Çek Havayoüan üe ulaşım Merkezı 4 yıldızlı otelde konaklama Sanat tanhı uzmanı rehber eşüğmde TeL (0.212) 25128 08 -09 e-maiLnovitas(g novhasxom.tr. KOÇAELİ5.İCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN MENKULÜN AÇIK ARTIRMA VE DEĞERE tTtRAZLARIN BÎLDİRÎLMESİ tLANI Sayı 2000/181 Alacaklı T îş Bankası AŞ Tütünçıftlıgı Şubesı veküı Av Levent Uygur'a 14 009 146 955-TL ödemeye borçlu Hastahane Yolu Ankara Asfaltı Bafcez Apt No 77 2 Izmıt adresınde mukım Ayhan Aslan'a adresı- nın meçhul olması nedenıyle gereklı teblıgatlann ılanen yapılmasma karar venldığınden, Borçlunun borcundan dolayı rehınlı ve aşağıda cıns, mıktar ve kıymetlen yazılı hususı otomobılı satüıga çı- kanlmıştır 1- Rehınb hususı otomobıle 6 000 000 000 -TL tah- tnını değer takdır edılnuştır OY'nın 103 maddesı gere- gınce kanunı süreye 15 gün ılavesı üe ılanın yaynn tan- hınden başlamak üzere 18 gûn ıçınde borçlunun soz ko- nusu değenn ınraz etmesı, 2- Sauşa çıkanlan otomobılın, Bınncı arttırma 23 11 2000günüsaat 14 00-14 10'da 42 Evler Mah Toptancüar Sıtesı Yanı Tayfun Oto Parkı Izmıt adresınde yapıiacak ve o gunü kjymetlenn yüzde 75'ıne ısteklı bulunmadığı takdırde 24 11 2000 gunü aynı yer ve aynı saatte 2'ncı arttırma yapılarak sanlaca- ğı Şu kadar kı arttırma bedelının malın tahmın edılen taymetının yuzde 40'ını bulmasının ve saüş ısteyenın alacağına rüçhanı olan alacakhnın toplamından fazla ol- masııun ve bundan başka paraya çevnlme ve paylann paylaştırma masraflannın geçmesını sart olduğu, mah- cuzun sanş bedelı üzennden yuzde 1 oranında KDV'nın ahcıya aıt olacağını ve saüş şartnamesının ıcra dosya- sında görûlebılecegı, masrafi venldığı takdırde şartna- menın bır orneğının ısteyene göndenlebıleceğı, fazla bılgı almak ısteyenın yukanda yazılı dosya numarası üe daıremıze başvunnalan ılan olunur 5 10 2000 Mahammea Cıasu nuüuyeb ve önemH Kıymetı Lıra Adedi utefaklen 6000000000 1 41FH444plakabl992model 190 El 8 Mercedes maıka hususı otomobıl Basın 57150 SARIYER2. ASLtYE HUKÜK MAHKEMESİ'NDEN EsasNo 2000/220 Karar No 2000/469 Mahkemenuzden venlen 17 8 2000 tanh, 2000/220 esas, 2000/469 sayılı karar üe, 1) Anne adı üe ılgıb ıstemuı feragat nedenıyle red- dıne, 2) Baba adı üe ılgılı ıstemın kabulüne, 3) îstanbul, Sanyer, Kazımkarabekır Paşa Mah, Cüt 0029, Kutuk Sıra No 0024 sayılı yerde nufusa kaytth Kulı ve Esmer'den olma, 1 1 1950 doğumlu Havrettın Vurmaz'uı baba adının Gulu olarak duzeltılmesıne ka- rar venlnuştır Mahkeme hükmû yenne geçmek üzere ılan olunur Basm 57499
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle