25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
11OCAK2000SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER Tarkan Istanbıd'da • lstanbul Haber Servisi - Askerlik sorunu nedeniyle bir süredır >iirtdışında bulunan şarkıcı Tarkan, dün saat 16.55'te Fransız havayollanna ait bir uçakla Türkiye'ye döndü. Uçaktan indikten sonra Atatürk Havalimanı Koruma Şube Müdürlüğü ekiplerince "asker kaçağı olduğu" gerekçesiyle Bakırköy Askerlik Şubesi'ne teslim edilen Tarkan, buradaki işlemlerin tamamlanmasından sonra serbest bırakıldı. Moderntank prolesi • ANKARA(AA)-Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) 2000'li yıllarda kullanacağı modern tanklarm seçimine dönük açılan uluslararası ihalede, teklifler 17 Ocak Pazartesi günü alınacak. Finansmanı Savunma Sanayii Müsteşarlığı tarafından karşılanacak yeni yüzyılın ilk büyük savunma amaçlı tedarik projesi, alınan karar çerçevesinde üç ayn paket halinde gerçekleştirilecek. Bıma göre, Millı Savunma Bakanlığı'nın daha önce bin adet olarak tedarikini planladığı tank projesi, üç ayn aşama halinde değerlendirilecek. Savunma Sanayii Müsteşarlığı ilk etapta, 250 adet tank için seçtiği 4 ayn firmadan, 17 Ocak tarihinde tekliflerini alarak önerdikleri tanklan deneme testlerine tabi tutacak. Orhan Aslıtürk: hişkimyok • LONDRA (AA) - Eski Şişli Belediye Başkanı Gülay Aslıtürk'ün eşi Orhan Aslıtürk, Barbaros Holding'in "gizli ortağı" olduğu yönünde Maliye Bakanlığı hesap uzmanlan tarafından yapılan tespitin doğru olmadığını söyledi. Barbaros Holding ile hiçbir ilişkisi bulunmadığını beürten Orhan Aslıtürk, bu şirketle ilişkisinin "ticaret yapmak boyutunda olduğunu" ifade etti. Ashtürk, "Bundan evvel de bu şirketin gizli ortağı olduğum iddialan ortaya aüldı ve dava açıldı. Ancak davayı ben kazandun ve Danıştay onayladı" ifadesini kullandı. 3 TÜPk'ün ölümü • BRÜKSEL(AA)- Belçıka'nın başkenti Brüksel'de, yabancılann yoğun bulunduklan Schaerbeek belediyesindeki bir garajda geçen hafta cesetleri bulunan 3 Türk'ün ölüm nedeni araştınlıyor. Brüksel Savcüığı, bu sabah yaptığı açıklamada, otopsi sonuçlannın ilk değerlendirmesi üzerinde durdu ve gençlerin kanında yüzde 80 oranında karbonmonoksit bulunduğunu duyurdu. Cemal Çekiç (20), Tahir Cuna (20) ve Erdal Çınar (19) isimli gençlerin cesetlerinin bir garajda bulunduğunu, Cuna'nın bu garajdaki otomobilinin motorunu çalıştırmadığmın belirlendığini belirten Savcıhk, gençlerin başka yerde ölmüş olabileceğini düşünüyor. Savcıhk, cesetler üzerinde yapılan otopsilerin detaylı sonuçlannı bekliyor. ÇaAnJa intihar • ADAPAZARI (AA) - Adapazan Maltepe Mahallesi Uludağ Sokak'ta ailesiyle birlikte yaşadığı çadtrda oturan 16 yaşındaki Elif Evgi, olumsuz koşullann yaratuğı bunalım sonucu intihar etti. Babasına ait tabancayla intihar eden Evgi'yle ilgili soruşturmanın sürdüğü bildirildi. Şeriatçı terör örgütü üyeleri emniyette 'sorguyu saptırma taktiği' uyguluyor Hizlnıllalıyı sorgıdaıımmyor SERTAÇ EŞ ANKARA - Son günlerde Zehra Eğitim ve Kültür Vakfı yöneticileri ile bu vakfa yaknı işadamlannın kaçırümasıyla ye- niden gündeme gelen şeriatçı Hizbullah terör örgütü militanla- nnın sorgulamalara karşı eğitil- diği ortaya çıktı. Örgütün, mili- tanlanna güvenlik güçleri tara- fından gözaltına alınmaları du- rumunda izleyecekleri "sapür- ma taktiklerini" öğrettikleri, sor- gudan çıkan elemanlann rapor- lanna göre Hizbullah'tn taktik değiştirdiği beürlendi. Orgütün üst düzey yöneticilerinin gözal- tında sorgudan kaçmak için inti- har edebilecekleri, güvenlik güç- lerinin dikkatli olması gerektiği vurgulandı. Istihbarat birimleri, şeriatçı Hizbullah terör örgütü üyelen- • Zehra Eğitim ve Kültür Vakfı yöneticileri ile onlara yakın işadamlannın kaçınlma olaylanyla yeniden gündeme gelen örgüt, devamlı taktik degiştiriyor. Örgüt militanlannın istihbarata karşı koyma eğitimi adıklan ve sorguyu saptırdıklan bildirildi. nin sorgulanmasında dikkat edil- mesi gereken noktalar konusun- da bilgi notu ile ilgili birimleri uyardı. îstihbarat birimleri, "Ya- kalanan Hizbullah üyesiterönst- lerin amaçlan için Makyevelist bir anlayışa sahip olduklanna" dikkat çekerek, bazı önenlerde bulundu. Hizbullah üyesi teröristlerin kendilerinden olmayan bir baş- ka insanı her an öldürebilecek durumda olduklannı vurgulayan istihbarat birimleri, "Bundan dolayı sorgu ve yakalanma esna- sında özellikle üst düzey örgüt mensuplaruun intiharedebilece- ğinin gözönünde bulundurulma- sında büyük yarar görülmekte- dir" görüşünü dile getirdıler. Is- tihbarat birimleri, örgüt üyeleri- nin en belirgin özelliklerinden birinin de sorgulama sırasında çok büyük oranda yalana baş- vurmak olduğunu beUrterek, bu şekilde hareket etmelerinin ken- dilerine öğretildiğinı kaydettiler. İstihbarat birimleri, şu değerlen- dirmeyi yaptı: "Bazen de özellikle Hizbullahi anlayışm fıkir yapısı ve irtibatla- n konusunda yanhş fikirier ver- mek suretiyle sorguyu degişik yönlere sevketme yoluna gftmek- tedirler. Örneğin Menzil Gru- bu'na mensup bir şahsm sorgu- lamasında İlim Grubu'na ait ba- zı fikirier Menzil Grubu'na ait- miş gibi ifade edilebilmektedir." Hizbullah terör örgütünün gü- venlik güçleri için istihbarata karşı koyma çalışması da yap- tıklannı kaydeden istihbarat bi- rimleri, "Yapüan operasyonlar- da elegeçirilen belgelerden. okul- larda yapdacak faatiyetier, pro- paganda, eleman kazanma, fa- aliyet gösterilen bölgelerdeki ai- lelerin durumu, kaçınlan şahıs- lann nasıl sorgulanacağı. güven- likgüçlerinin harekettarzlan ko- nulannda çeşitli çalışmalar yap- üklan anlaşılnnşür" değerlen- dirmesini yaptılar. tstihbarat birimleri sorgula- mada dikkat edilmesi gereken diğer konulan da şöyle sıraladı- lar: - Gözaltına alınan üst düzey bir şahsın, kendisini sorgu tek- niklerine karşı özel olarak önce- den hazırladığı ve sorguda ne ile karşılacağuıı çok iyi bildiği göz ardı edümemelidir. - Örgütün gerek siyasi kanat gerekse de askeri kanat eleman- lan genelde kod isim kullanmak- tadırlar. Askeri kanatta kesinlik- le ait seviyedeki bir örgüt men- subu bir üstü olan şahsı gerçek kimliği ile tanımamaktadır. - Her örgüt mensubunun sor- gulamaya alındığında neler an- lattığına dair örgüte çıkar çık- maz rapor verdiği ve örgütün buna göre yeni taktik ve teknik- ler geüştirdiğı göz ardı edilme- meüdir. HADEP'ten MHP'ye cağrı 'H\ç kimsenin iç banşta/daşamayı bozmaya hakkıyok' • HADEP, 12Ocak'takiliderlerzirvesi öncesinde parti genel başkanlanna mektup göndererek, Öcalan hakkındaki idam karanrun Meclis'e taşınmamasını istedi. ANKARA (Cumhuri- yetBürosu)-HADEP Ge- nel Başkanı Ahmet Tu- ran Demir. hükümet or- taklanna Abduüah Oca- lan hakkında verilen i- dam kararuıı Meclis'e ta- şımamalan çağnsında bulundu. "Hiç kimsenin, yanhş bir kararia, ülkenin iç banşı sağlama yolunda kat ettiği aşamayı sekteye uğratmaya, Avrupa ile tttşkileri darbelemeye, si- yasi ve ekononıik istikra- n bozmaya hakkıyoktur" diyen Demır, MHP'yı sağduyuya davet etti. Demir, HADEP Genel Merkezi'nde düzenlediği basın toplantısında Öca- lan hakkında verilen ı- dam karanna ilişkin 12 Ocak'ta yapılacak lider- ler zirvesi öncesi, partisi- nin görüşlerini açıkladı. Hukuksal olarak tartı- şılacak fazla bir şeyin bu- lunmadığını, AİHM ka- rarlannın iç hukuk niteli- ği taşıdığını ve bağlayıcı olduğunu kaydeden De- mir, "Hükümetin, yetküi kurum olarak, sorunu Meclis'e taşımadan, tarih karşısında sorumluluğu- na sahip çıkarak devlet adnıa taahhüdünü yerine getirmesi gerekmektedir. Hükümet ârvesinde, akıi- dışı ve maceracı bir süre- ci getirecek bir sonuç ye- rine, akhn ve sağduyunun hâkün geleceğine inanıyo- ruz" diye konuştu. Cumhurbaşkanı Süley- man DemireL Başbakan Bülent Ecevh ve ANAP Genel Başkanı Mesut Yıl- maz'ın "sağduyuluveile- ri görüşlü yaklaşımlan- nın umut verici olduğu- nu" kaydeden Demir, MHP'yi de sağduyuya davet etti. Demir, "MHP'nin de bu tarihi karar anı karşı- sında diğer hükümet or- taklan gibi sağduyulu bir yaklaşım sergilemesi ge- rekmektedir" diye ko- nuştu. Ocalan hakındakı ce- zanın infazı konusunda FP'nin ve DYP'nin tu- tumlannı eleştiren De- mir, şunlan söyledi: "FP'nin yaklaşunı her tûrlû halk ve ülke kaygüa- nnın dışında gözükmek- tedir. Ülke çıkarlan için bu kadar gözü kara olma- yan, kendilerine dokunul- duğunda insan haklan ve demokrasi çığhklan atan FP'nin, oy hesaplanyla ülkemizi bir uçununun eşiğnıesörflldemeçabala- n kabul edilemez." tĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇtN Cumhurryet tarihinin en büyük naylon fatura vurgununa "Şişli Kaçağı" Gülay Aslıtürk'ün eşi Orhan Asktürk'ün adı da karıştı. Eğitimcilerden oluşan 174 kişi 22 Ocak'ta partiye kayıtlannı yaptıracak CHP'ye eğitimci katıbmı CHP ANKARA(Cnmhu- rhet Bürosu) -Yeniden >apılanma sürecınde çok sayıda üniversite öğretim üyesini, eski milletveküini ve sendikacıyı saflan- na katan CHP'ye yeni katılımlar sü- rüyor. TÖB-DER, TÖS gibi eğitim örgütlerinden gelen 174 eğitimci, 22 Ocak 2000 tarihinde Çankaya Bele- diyesi'ne ait Çağdaş Sanatlar Merke- zi'nde saat 10.30'da başlayacak tö- renle CHP'ye kahlacak. Törende CHP Genel Başkanı Altan Ö>men de bulunacak. Eğinmciler tarafından hazırlanan bildiride. Türkiye'de et- nık ve dinsel kutuplaşmanın keskin- leştiği, ırkçı ve köktendinci tehhke- nın arttığı bir sürece girildiği vurgu- lanırken bu süreçten çıkışın, "sosyal demokrat ilkeler ısığında kendini ye- niden vapdandırmak zorunda otan CHParaalıgrybi"" sağlanabileceğine isaret edildi. Seçim yenilgjsinin değerlendiril- diği raporun ardından hareketlenen CHP'de bir yandan 23 Nisan'da so- na erecek olan üye kayıtlannın yenı- lenmesi projesinin aşamalan yürü- tülürken bir yandan da yeni katılım- lar sürüyor. CHP'ye kahlacak olan 174 eği- tuncının isimleri şöyle: A. Rıza Türkdönmez. A. Yümaz Turan, Abdullah Ka>gısu. Ahmet Haznedaroğlu. Ahmet Ozdemir. Ali Aydın, Ali Ba\ ram Küçükozan, Ali Bayraktar, Ali Güneş. Ali Işık, Ali Kataya, Ali Karaca. Ali Karataş, Ali Kınacı, AB Şahbudak, Anfe Kahve- ci, Arife ErkuL ,\slan Kavlak, Ars- bn Akçagöz, Avnı Aytan, Aydın Ye- şihurt. A>han Gürbüz, Aj'sel Dûz- gûn, Bayram Taş, Beldr Yavaş, Bey- han Danışman, BinaB SeferoğKı. Bur- hanettin Biber, Cemal Aslan, Çetin Esen, Çetin ÖzçeMk, Durmuş Ali So- lak, Doğan Gfihnez, E. Zennure Tü- fekçı, Erdal Çah, Erdoğan Erdem, Ergüder Güneş, Erol Savurkaç, Etem Düzgüa Faruk Güner, Fatma tnal, Fevzi Coşkun, Fevzi Gazioğlu, Feza Sevınç. GülayAtasoy, Gülhayat Kalsen, Gültekin Gazioğlu, H. Feri- de Uzun. Halil Kargm, Halil Sevinç, HaHOzpobL Hamdi Çimen, Hamit Serhadbe>'. Hanım Türkmen. Hasan Akka>a. Hasan Ceylanoğlu. Hasan Hüseyin Çeükcan. Hasan Keten, Ha- san Öztürk Hasan Ürel, Hatke Kav- lak. Hayrullah Kayış. Hüseyin Akm. Hüseyin Bektaş, Hüseyin Çetiner, Hüseyin Demirtaş, Hüseyin Yan- moğhı, tbrahım Otuz. lbrahim ÜÇVTJ- dtzgfl. trfan Öztürk, tsa Kansu, ts- mail Gördükçü, tsmail Kıbık. Ismet Çılbır, Israfil Torun, Kahraman Ga- zioğlu. Kamil Günaydm, Kamil Öz- demir. Kasım Yeni, Kâzım Yılmaz, Kemal Ergün, Kenan Coşar, Lok- man Gündoğdu. M. Ali Ustûn. M. Hulusi Gökçe, Mahmut Ceylan, Mahmut ErçakaL Mahmut Gürses, Mehmet Ali Akdemir, Mehmet Da- nışman, MehmetErsoy, Mehmet Er- tuğoğullan, Mehmet Kamiloğlu. Mehmet Kepenek, Mehmet Taşte- kin, Meliha Erdem, Meliha Serin, Meryem Yücel, Muhittin Çağır, Mu- sa Uysal. Mustafa Atasoy. Mustafa Bal. Mustafa Demir, Mustafa Kara- aslan. Mustafa Ozdemir. Mustafa Öztürk, Mustafa Tonın, Mustafa Ya- ğan, Muzaffer Yalçm, Nazım Ay. Na- zife A\Tana. Nebahat Suzan, Necati Akpuıar. Necmettin lncekara, Ner- min BaykaL Neşet Hin, Nezihe Yur- toğhı, Niyazi Altunya, Nb azi Erden, Nuket Yalruz, Nuri AksakaL Nusret Ertürk, O. Bozkurt Orhan Soyer. Os- man Eldemir. Osman Kaptan, Os- man Pehüvan. Ö. Faruk Yurtoğlu, Omer Akan. R. Kemal Karataş. Ra- mazan BaykaL Raşıt Keieş, Remzi Özçeiik, Rüştü Apaydın, Sadık Kırt- luca, Sakıne Üstün, Sabahat Kaht>n- cu, Selahattin Akbıyık, Servet \ ör- demll Sezai Kaynak, Süte>man Yü- zübenlL Şahzuvar Işık, Şerif VuraL Şerafettın Tannöver, Şöhret Kobuz. Şükran Pekmezci, İahsin Altun. Tuğrul Karapınar, TuranAbgöz, Tü- ün Demir, Ûğur Uyanık, Ulvi Nor- man, VeH Ozsoj', Veysel Kajmak, Veysi Yddmm, Yaşar Öztaş, Yılmaz Deniz, Yurdagül Alpaslan, Yusuf Co- şar, Yüksel Dalka, Ze>nepI^az, Ze- kai Kalyoncu. IRMIKI AYDIN ENGÎN aenginia doruk.net.tr. Pariamenterdemokrasiyi bi- liyoruz. Bir adı da "temsili de- mokrasi". Halkın kendini, ken- di koyduğu yasalariayönetme- si anlamına gelen demokrasi- de, seçimlerde halk vekillerini seçiyor; bu vekiller de parla- mentoda vekâletini aldıkları "halk adına" yasa yapıyor, ya- sa degiştiriyor; ülkenin siyasal, ekonomik, kültürel ve sosyal yaşamını düzenleyen kararfar alıyor, falanfilan... Taban demokrasisi ya da doğrudan demokrasiyi ise, ya- şamasak bile duymuşluğumuz var. Batı Avrupa'da özellikle Ye- şiller'm başını çektiği siyasal akımlarca savunulan ve uygu- lanmaya çalışılan bir demokra- si uygulaması. Her konuda hal- kın doğrudan karar vermesi gi- bi görece ütopik biçımlerinden, vekillerin seçim dönemi sonu beklenmeksizin değiştirilebil- mesine, geri çekilebilmesine ka- daruzanan zengin bir uygulama alanı var. Ama henüz ciddi bir uygulamasına rastlanmadı. Buraya kadan, bildiklerimizin özetlenerek yinelenmesinden ibaret. Bir de "medya demokrasi- Medya Demokrasisi s/'nden söz ediliyor. Batı Avru- pa'da siyasal sistemleri tartı- şan, demokrasinin kurumlannı sorgulayanlar arasında gitgide daha sık, daha yoğun kullanı- lan birterim bu. Medya demokrasisine "olumlu" bakanlar, parlamen- tolardaki tıkanmalara, polrtika- cılardaki aşın kirlenmeye karşı, medyanın toplumu saydam- laştırdığını söylüyor ve olup bi- tenlerden "doğrudan" haber- dar kılınan halkın, eğilimlerini anında dışa vurarak siyaset üs- tünde "düzenleyici ve düzelti- ci" bir etkide bulunduğunu ile- ri sürüyoıiar. Medyanın, özel- likle görsel medyanın, son yıl- larda iletişim teknolojisinde ya- şanan devrim nitelikli sıçrama- larla çok yaygınlaşıp, toplumun kılcal damarlanna kadar uza- nan bir güce ve toplumun say- damlaşmasını saglayacak bir etkene dönüşmüşlüğü de kanıt olarak gösteriliyor. Çok az (çok, çok az) doğru payı taşısa da fazlasıyla iyim- ser, hatta kuşku uyandıracak kadar iyimser bir yorum bu. Buna karşılık medya demok- rasisinin, demokrasiyi tahrip et- tiği, zaten kör topal yürüyen demokratik kurumlan silikleş- tirdiği, "bir sanal demokrasi" ortamı yarattığını savunup, de- mokrasilerde medyanın kavuş- tuğu güce şiddetle karşı çıkan- lar var. Bu tartışma henüz taze sayı- lır. Türkiye'ye geldiğini bile söy- leyemeyiz. Belki daracık aydın çevrelerinde konuşuluyor; ama yaygın bir ilgi alanına kavuş- muş değil. OysaTV'ler, ülkenin her yerinde, oturma odalannın başköşesine çoktan kuruldu. Depremzedelerin çadırkentle- rinde akar su yok, ama bir TV ekranı, o daracık çadırda yeri- ni ille de alıyor. Her akşam Türkiye insanı, ül- kede ne olup bittiğini, neyin kendisi için iyi, neyin kötü oldu- ğunu, bu ekranlardan yayılan "bilgiler" çerçevesinde alıyor, sindiriyor, bilincinde değişimler oluyor, yargılan değişime uğru- yor, siyasal tercih ve eğilimleri bu "bilince" göre biçimleniyor. Yani "medya demokrasisi" tartışmasını, Türkiye'ye taşı- mak için geç bile kalınıyor. Tartışmayı erbabına bırakıp, bir somut ömekle yazıyı nokta- layalım: Daha üç beş hafta öncesine kadar, Türkiye ekonomisinin batakta olduğu, sendelediği, teklediği, durma, kopma, çök- me noktasına geldiği, yazılı medyanın sayfalanndan, gör- sel medyanın ekranlanndan evlerimize kadar taşınılan baş- lıca "bilgi" idi. Şimdi ise inanılması güç bir iyimserlik aynı kaynaklardan evlerimize yağıyor. Pekı arada ne oldu? Türkiye, bu birkaç hafta içinde üretimi- ni mi arttırdı; yeni fabrikalar mı açıldı, ekonomi mi büyüdü? 1999 sonu itibanyla ekonomi yüzde 6.1 küçülmüşken, birkaç haftada ne değişti de bu iyim- seriik orkestralan, durmadan u- mut saçan şarkılar çalar oldu- lar. Medya demokrasisine bak- tıkça "Acaba bunlar, bizi keriz mi sanıyorlar" gibisinden bir soru çengelleniyor kafamda. Sizde durum nasıl? ••• Açıklama: Iki gün önce enerji ve özellikle nükleer ener- ji konusunda akademisyenle- rin ağır bastığı bir Intemet lis- tesinde çok ilginç tartışmalar sürdüğünü duyurmuştum. Ko- nuya ilgi duyanlar için bir de In- ternet adresi yayımlanmıştı. Yazıda kullanılan, çember içine alınmış a harfine benzeyen tu- haf işaret, Cumhuriyefin dizgi sisteminde yitip gittiğinden ad- res de yanhş çıktı. Ardından da elektronik postama sağanak gibi mektup yağdı. Birkaçını doğrudan yanıtladım ama ardı arkası kesilmeyince, hem yan- lışlığı burada açıklamak hem de adresin doğrusunu burada vermek şart oldu. Adres şöyle: http://stk.bil- kent.edu.tr. Bu adreste de iletişim soru- nu çıkarsa Bilkent'ten Musta- fa Akgül'e başvurmanızyeter- li olacak. Akgül'ün elektronik posta adresi de şöyle: akgullbilkentedu.tr POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETtNKAYA Vupgun... Gökyüzü gri perdesini çekmiş... Yağmurvekar... Deprem bölgesinde çadıriarda yaşayan insanımız soğuktan 'tir tir' titriyor... Siyasilerimiz bayram turunda yorgun düştüler, şimdi sıra liderter zirvesinde... Devlet Bahçeli ile Bülent Ecevrt arasındaki Apo tartışması' sona erdi... Gazete sayfalannda yer alan haberier Türkiye'nin 'vurgun cenneti' olduğunun kanıtı... Gülay Aslıtürk'le eşi Orhan Aslıtürk Londra'da Türk gazetecılerin bayramını kutluyor... Tam o sırada Barbaros Holding'in naylon fatura vurgunu ortaya çıkıyor... Dört yılda 1.5 miryar dolartık nayfon fatura... Gelin bu 'naylon fatura oyunu'nu birliktedeğerien- direlim: "Hesap uzmanlannın yürüttüğü ve vergi denet- menlerinin de çalıştığı incelemelerde, sadece 4 yıl- lık bir dönemde Barbaros Holding bünyesinde 1.5 milyardolarcivannda naylon faturalann 250 ihracat- çı firmaya satıldığı, bu fırmalararasında Nesim Mal- ki'ye ait şirketler ile Bursa 'daki bazı büyük firmala- nn da bulunduğu saptandı. Ihracatçı firmaların nay- lon faturalarla devletten milyarlarca lira haksız kat- ma değer vergisi iadesi aldığı belirtıldi. Hesap uzmanlan, Barbaros Holding 'eaithesap- larüzerindeki incelemelerini sürdürürken, diğeryan- dan da gruptakı şirketlerden naylon fatura alan ih- racatçı firmalann defterlerini ve belgelerini büyü- teç altına aldı. Bu şekilde, naylon fatura ticaretinin gerçek boyutlannın çok daha iyi bir şekilde ortaya konulacağı ifade edildi. Hesap uzmanlannın, Barbaros Holding'deki ince- lemelerde Orhan Aslıtürk'ün adının da yer aldığı ba- zı belgelere ulaşmasından sonra, kendisi hakkında yurtdışına çıkış yasağı konulmasını istediği öğrenil- di. Ancak bu konudaki girişimler sırasmda Aslı- tûrk'ün yurtdışına çıkış yaptığı vurgulandı." Gördüğünüz gibi 'naylon fatura' oyunu Türki- ye'de hâlâ gündemde... 1980'li yıllann sonlarında 'hayali ihracat'la köşe- yi dönenler bugün bırer holding sahıbi ve ıtıbarlı ki- şi... Devteti soymak ve tokatlamak, serbest pazar eko- nomisinin birinci kuralı!.. Soy ve kaç!.. Nereye? Ingiltere'ye, ABD'ye... • • • -» Türkiye vurgun cenneti!.. Izmir-Torbalı'da sigara üreten ABD'Iİ R.J. Rey- nolds International fırması ihraç amacıyla topladı- ğı tütünleri ışieyıp sigara yapıyor, sonra bunlan iç pazara sürüyor... İlginç bir kaçakçılık türü... Gümrükve vergi kaçakçılığı yapıyor ABD'Iİ firma!.. R.J. Reynolds bunu ABD'deyapsa, bir daha ayak- taduramaz... Izmir Cumhuriyet Savcılığı olaya el koymuş... Tekel 2 milyon dolar zarara uğruyor, ABD'Iİ mü- dürier Tyler Cash ile Fred Hard ise Türkiye'den ka- çiyor... Bakın vurgun nasıl gerçekleşmiş: ' '\ ~"' "Tekel'den ihraç koşuluyla aldığı 2 mHyon' u İbb bin kilo tütünden üretilen sigarayı iç piyasaya sür- düğü, aynca ihraç koşulu olan 4 milyon kilo tütünü de stoklannda tuttuğu ilerisürülen Reynolds şirke- ti hakkında savcılığın açtığı soruşturma devam ederken, şirketin Iran'dan tütün aldığını gösteren yeni belgeler ortaya çıktı. Iranlı Afagh şırketinin kes- tiği faturaya göre R.J. Reynolds firması, 417 bin 127 dolar karşılığında 170 bin 256 kilo tütün satın aldı. Kilosu 2.45 dolardan alınan 8 bin 190 bah/a tü- tün için Iranlı firmanın kestiği fatura, 27 Ocak 1998 tarihini taşıyor. Faturada tütünün tipi Trabzon' ru- muzuyla tanıtılıyor. Tütünler, 17 adet 40'lık konteynerler içinde ge- miyle Izmir'e gönderiliyor. Belgeler arasında, tütü- nün Iran'da üretildiğini ve alıcı firmanın R.J. Rey- nolds olduğunu gösteren bir menşe şahadetname- si de bulunuyor. Yine Iran Tanm Bakanlığı'na bağlı Brtki Koruma ve Garanti Kuruluşu tarafından ve- rilen, ürünün sağlıklı olduğunu gösteren bir ilaçla- ma sertifikası da belgeler arasında yer alıyor." ••• Yine ortaya çıkanlan belgelere göre 417 bin 127 dolarlık ödemenin, Isveç'in Cenevre kentindeki Au- di Bank'ta 305390 numaralı hesaba yapılacağı bil- gisi yer alıyor. Ege Serbest Bölgesi'ne 1998 Aralık ayında get- dikten sonra el değiştiren tütün, bir başka firma ta- rafından, bu kez 'Trabzon 2' rumuzuyla alınıyor ve ardından R.J. Reynolds'a kilosu 2.51 dolardan satı- lıyor. Böylece iran menşei ortadan kaldınlarak tütün aklanmış oluyor. Oıtıan Aslıtürk, 1.5 milyar dolartık naylon fatura kesiyor, komisyonu cebine indinyor; ABD'Iİ R.J. Rey- nolds milyonlarca dolar vurgunla köşeyi dönüyor... Haydi yakın birSalem, Camel, WinstonL Derin derin çekin ki sizin akciğerleriniz zehiıie dol- sun, onlann da kasalan parayla... hikmet.cetinkaya(« cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/513 90 98 GÖZIERİN POYRflZ Cumhurfyet k ı t a p 1 a r ı Hikmet Çeönkaya Gazeteci-Yazar Hikmet Çetinkaya'nm içindeki fırtmalı evrende geliştirdiği, duygu denizinde damıttığı yazılan. Bir solukta okunacak. kimi zaman bir nisan yağmunı altında, bazan poyraz yelının soguk savurganlığmda \a da karanhk bir gecenin yalnızhğında yeniden okunacak. yer yer okunacak bir kıtap bu kıtap "Cumhuriyet Çağ Pazarlama A.Ş Turkocağı Cad. No:39/41 ^ kitap kulubu ı34334)Cağaloğlu-lstanbul TeJ: (212)514 01 96
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle