Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
1 1 OCAK2000SALJ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Ismail Aydın'ın yaptığı araştırmada, düşük maaş nedeniyle mesleki erozyonun yaşandığı vurgulandı
Oğretmenler yoksııDuk sınırında
EBRUTOKIAR
ANKARA-EğiOm Sen'ınkat-
kılanyla araşürmacı-yazar Isma-
il Ayduı tarafından yapılan bır
araştırmada, öğretmenın sosyo
ekonomık-kültürel koşullannda-
kı gerileme mercek altına alındı.
Araştırmada, Cumhunyet'ın
kökleşmesı ve kurumsallaşma-
sında önderlik yapan, aydınlan-
ma savaşında ön saflarda yer alan
ve ülkenin ufkuna meşale tutan
öğretmenlerin; 1980 yılından
sonra yoksulluk sınınnın altına
düşen maaşlan nedeniyle kendi-
lerinı yenileyemediği ve meslek-
lerinin erozyona uğradığı ortaya
konuldu. 1931 'de maaşıyla ayda
164 kilo koyun etı satın alan öğ-
retmenlenn artık ayda 55 kilo et
alabilir hale geldiğı istatisökler-
le saptanan araştırmada, memur-
lann altın yıllannı yaşadığı dö-
nemler 1929-1939 ve 1963-1970
ydlan olarak belırlendı.
Ismail Aydın tarafindan hazır-
lanan "Dünden Bugüne Oğret-
menJer" başlıklı araştırma rapo-
runun ılk bölümünde öğretmen-
lık mesleğnıin tarihçesı anlatıldı.
Dünyanm en eskı mesleklenn-
den bıri olan öğretmenlik mesle-
ğinın Mezopotamya'da yazılı ta-
rih dönemini başlatan Sümer-
ler'de ortaya çıktığı vurgulanır-
ken, tarihteki ilk okulun da Sü-
mer kentı olan Uruk'ta bulundu-
ğu anımsatıldı. Araştırmada,
Türklerin Islamıyetı benimsedik-
ten sonra Müslümanlığı pekiştr-
mek ve Şulere karşı Hanefî mez-
hebinın üstünlügünü anlatmak
ûzere önce Karahanlı devletınde
sonra Buhara, Taşkent, Semer-
kant ve Balasagun'da medreseler
açtığı belırtildi. Medreselerin
Selçuklu ve Osmanlılar'da da ay-
nı işlevini sürdürdüğü; Bursa,
Edıme ve Iznık'te yaygınlaştınl-
dığı kaydedılen araştırmada,
"Fatih zamamnda çevresinde Bi-
zans imparatorlannın mezartan
bulunan Havariyun Kilisesi yık-
tınlmış, yerine ûnlü Sahnn Se-
HUUD medreseleri yapünlmıştır''
bilgısıne yer verildi.
Araştırmada, medresedeki öğ-
rencılere "danişmend ya da sof-
ta", okutuculara "müderris"
Sefıdıgt öğîencî" SayıSı artınca
-derslenn- eamılerde yapılmaya
başlandığı, medrese binalannın
pansiyonJara dönûştürüldüğü;
derslerde "Hadis, kelam, fıkıh,
tefsir, belâgat Kuran ve Arapça"
öğretıldığı kaydedıldı.
II. Bayezıt döneminden sonra
medreselerin bozulduğu, müder-
rislenn atamalannda torpıl yapü-
dığı anlatılan araştırmada, Tanzi-
mat ve Meşrutıyet dönemınde
rüştiyelerin açıldığı kaydedıldi.
Meşrutiyet döneminde Jön
Türkler içinde oldukça çok sayı-
da örgütlenen öğretmenlerin IL
Abdülhamit'm baskısına karşı
direndığıne işaret edilen araştır-
mada, sarayın da Harbıye, Tıbbı-
ye ve Mülkıye'den ürkmeye baş-
ladığı anımsatıldı. Araştırmada,
Galatarasay Sultanısı'nı bıtıren
YusufHikmetBayur un "Öğren-
dkrinbûyükçoğunhığu bayram-
larda şeker dağrtma törenkrinde
'Padişahım çok yaşa'yerine 'Pa-
dişahım baş aşağıya' diyehaykır-
maya başladT sözlerine yer ve-
rildı.
Kurtuluş Savaşı'nda ön saflar-
da yer alan öğretmenlerin, Izmir
Işgali'mn ardmdan yapılan Sul-
tanahmet Mitingi'nm düzenleyi-
cileri arasında yer aldığına işaret
edilen araştırmada, 1921'de ku-
rulan "Tûrkiye Muaffimkr Ce-
miyederi BirtiğTnin tüm öğret-
menlen bağımsızlık savaşım des-
teklemeye çağırdığı anlatıldı.
Araşürmada, cemıyetın yönetim
kuruluna Ankara Kız Öğretmen
Okulu'ndan Leman Hanun'm
seçildiğı ve ilk kez bır kadın öğ-
retmenın yönetıme gırdiğıne dik-
kat çekildi. Cumhunyetle birlik-
te Öğretimin Bırliği Yasası'nın
kabul edıldiği, eğitimdeki çift
başlılığa son verildiği ve öğret-
menlik mesleğıne büyûk önem
verildiği belırtildi. Memurlann
altm yıllannı 1929-1939 ve
1963-1970 ydlan arasında yaşa-
dığuıa dikkat çekılen araştırma-
da, şu ıstatıstiksel bulgulara yer
venldi:
• Kamu çalışanlan içinde ilk
greve gıden kesim oğretmenler
oldu.
• 1930-1939 yıllannda 8 bin
öğretmen, maaşlanmn düşük ol-
ması ve düzenlı ödenmemesi yü-
zünden meslekten aynldı.
• 1975-1999 yıllan arasında
dolardaki ortalama artış yüzde
163.5 iken, öğretmen maaşlann-
daki artış yüzde 91.25'tir.
• 1995-1999'da zorunlu tü-
ketım maddelerindekı artış oranı
yüzde 900 iken, maaşlardaki ar-
tış oram yüzde 688 oldu.
• Son 21 yılda kitaplardaki
fiyat arüşı yüzde 34-36 mılyon
lıra arasında iken, aynı süredeki
öğretmen maaş artışı yüzde 1
milyon 450 bin hra olarak ger-
çekleşti.
• 1965'te maaş ve ücretiyle
262.5 kilo et satın alan öğretmen
bugün ek ders ücretleriyle birlik-
te ayda ancak 70 kilo et alabilı-
yor.
• 1963-1970yıllanndaöğret-
menler, genel ıdare sınıflannda-
kı personelden daha yüksek ma-
'Cemal Süreya ve Hatay 'dan Gelip Geçenler'
Kfiltür Senisi - Cemal Süreya ıçın, ölümünün 10 yıldönümü olan
9 Ocakta'Cemal Sürej^veHata)'dan GelipGeçenler' adlıanmatop-
lantısında, sanatçı dostlan ve sevenlen Bostancı Hatay Restoran'da
bir araya geldiler. Tiyatro sanatçısı Uğurkan Atakan' ın sunduğu top-
lantda Türk Yazarlar Sendikası Yönetim Kurulu Üyesi Aydm Hati-
poğta, Cemal Süreya ıçın yazdığı şün okuyarakaçılış konuşmasnıı
yaptı. Bu yıl üçüncüsü düzenlenen 'Hatay Şiir Ödülü'nde Egemen
Berköz, Aydm Hatipoğlu ve Mustafa Öneş'ten oluşan seçıcı kurulun
'Lalezar' adh şıir dosyasuu mansıvon ile ödiıllendu-dığı Özcao Ö?-
tfirk'e ödülünü 'Cemal Süreya'yı yaratan bir şürden ümit kesflmez'
dıyen ŞükranKurdakul verdi. Hatay'ınsahıbıMefametAliIfik, Ce-
mal Süreya'nın yanı sıra yıllardır restoranında konuk ettığı sanat ve
düşün dünyasının Burfaan L'ygur, Uğur Murocu, Asmı Bezirci. Salah
Birsei Mehmed Ketnal kurşunlu, Behzat Ay, NBgün Marmara, Sa-
bahattm KudretAksaL Oben Güuey, Can Yücd gıbı kaybetüğımız pek
çok usta adının da toplantıda anıldığını söyledi.
Toplanüya Ayten Sayaç, Necati Tosuner, Nann Tiraii, Lütfü Cül-
cül, Engin Turgut Ash Durak. Gülsüm Cengiz, Knton Dinçmen, Ni-
hat Akcan. Arife Kalender. Zeynep ABye, Anf Damar, Atifia Taş,
QiİDgör Gencay, tpek Tekm, Cemal Süreya'nın kjz kardeşi Perthan ,
Batur Bayan Nihayet dedıği Mrsen Sağanak, ve ilk eşi Zuhaf tekanat
kanldılar.
aş aldı. Aym yülarda fiyat artış-
lan 1.5 kat iken, öğretmen ücret-
lerindekı artış 1.1 kat oldu.
# Memur maaşlan, 1963'ten
1977'ye kadar düzenlı olarak art-
0.1980-1986 yıllan arasında öğ-
retmen maaşlan, dolar karşısm-
da yüzde 34 geriledı.
# 1950'demaaşıyla25Reşat
Altmı alan öğretmen, artık 5-6
adet Reşat Altmı alabilir hale gel-
di.
# Öğretmenlerin dibevurdu-
ğu dönem 12 Eylül 1980 dönemı
oldu.
# 1. derecedeki öğretmen
1990'da 1 mıryon lmı ıle tanıştı.
# Öğretmen maaşlan 1996 'da
yıllık enflasyonun 10 puan üze-
nneçıktı.
Arastırma
Ozel
okullara ilgi
azabyor
ANKARA (Cumhuriyet Bûro-
sn)-lstatısükler. eğitimdeki ufkun
devlet okullannda yükseleceğını
ortaya koydu. 1999 verilenne gö-
re, okullann yüzde 97'si, öğrenci-
lenn yüzde 98'i, öğretmenlenn
yüzde 94'ü devlet hızmetinde.
Universite sınavlanndaki başan-
lan her yıl düşen özel okullann
kontenjanlanndakı yüzde 50'lik
düşüş, özel kesımdekı paniğı art-
tırdı. Eğitim Hakkını Savunma
Komitesi, özel okullarda ve Ana-
dolu liselerinde yabancı dille eği-
tim yapılmasına karşı çıkn.
6 bm 409 öğreüm kurumunda 1
milyon 929 bin 800 öğrencinin öğ-
renım gördüğü, 59 bin 411 öğret-
menın görev yaptığı özel eğıtım
sektöründe; 1784 özel okul, bu yıl
da öğrencı kapasıtesuun ancak
yüzde 50'sını doldurabıldı. 1 mıl-
yar üe 3 mılyar arasında değışen
özel okul ücretlenndekı yükselış,
velılen devlet okullanna yöneltir-
ken 8 yıllıkkesinûsiz eğıtünle baş-
layan yatınmlar da özellikle Ana-
dolu, fen ve süper liselerdekı ba-
şanlan yükselttı. Daha önce maaş-
lanmn yükseklıği nedemyle özel
okullara yönelen oğretmenler ağıf
çalışmakoşuUarını gördükten son-
ra tekrar devlet okullanna akma
ya başladı.
RUMÖĞRENİN
(0216)4457045
İletişim, herkesin hakkı!
NOKIA 5110,79.9oo.ooon.
Kos, al. konus...
NOKIA
511O IMOKIA
CüNNtCTING PKOPl.H
• 132 x 47 5 x 31 mm boyut • 170 gr ağıriık • 5 saate Kadar konuşma
• 11 gûne kadar bekleme süresı • Aydmlatılmış 5 satır full grafık ekran
• Dafö-lokuş (Xpress-on) kapaklar • 250 ısım ve numaraya kadar SIM kart hafızası
• Akıllı Nokıa Navı tuşuyia Szeliıklere hızlı er-şım
• Tek tuşla seslı mesajla'a enşım • Son aranan telefon
numaralarının, cevaplanan ve cevapsız çağnlann saklandıjı
karma çağrı lıstesı • Data ıletışım destegı • Üç farklı oyun.
30 ayrı zıl seçenegı • Genış aksesuar yetpazesı
TURKCELL
K.V.K
Cep telefonu
başka nereden alınabilir kl..
Yeni binyılın telefonu NOKIA 5110, eski binyılın fiyatıyla! #9.900.000 TL
(KU) HOHIOİ 3» » « «T ÜSTin W E e JIAŞD* «! 6 « IAÖUT UMÖ V151 tOSIMO ö « « Î7J » K « M ~ « " « W 0 .1 W M r CJJBSO» Hl H « OSKtT C1IH FBOUfÇ «11 6 «111 B FkkTEK S6 li S tUltK TBaHKlBU ®f>U.mVHTa)i* İÇEBBİT «! i* ?1 K - t. !£ 31 H S» Ç £ UHtT ll< I» Sl W • D, 131 (3 H, ÎSt « «
39 » ». W O •niI)L V 3t A W » « U«KX 3Z U11 Uy«KA m C ^ «aTOmU W 3) «tOZTATAâ rjl ^ B, «S 37 3; i« C K M U >41^^
-ISTMMimilMYMUSICiaUMunMMSıcACiMrssonıiiisssnfflsHtsoo^siinKMaMMiıgıııı^^
^ 5 ı 3 n ı ; u i F ( O ^ T J » ? r » - «
,-,. ^ - ^ A — . . ^ , u . . . . , . - ^ ^ . ^ • » ^ M ^ . I , . ^ . „ „ , . . . ^ < w ^ „ » — „ . . _ - ^ . „ . . . . • . - T
^ . ^ M
„!„ 1 " - " " " n n i T i ı ı i T n ı ınfTiiTiiTHTiıriTTinıııııiıııınnıı-7—•rTTttmffir-nıınmınntn-rrHıiBTa^nııı»imııwnrıuııııiMnıı:ncı:imıflTr:ı-i:
Ş s p s 3 : 9 S 6 ; « » 5 « ? « K w j 4 i i M » 5 W a ; « t ! 3 c - « 1
K * c r . i « M a - c
<SE 4S (^ • «I^UHU (0i«4) ^ !5 >LOT» r 2E n 13 in«2l «133 Bl. W « V HBBE« U 23 S<' «BirMMN (MU) U 3S «t Umt 72S y J • WtW ( « ^
^ - Ü ıaf antımmmnj L»u»i%ıriB5(»s«»rauTiL^Effif.ııwLC««o^»e a « » m « « n M ı & T u - - ı w u ; a ^ i M ^ ^
iiı.2«<5 35 ı<<yıso,w»»2<ısz3 w^s5,sjsiU2cıo)o.!«B«tijwYt^«y msıuFMa9snsmaıı<z;s<>nıa/Talt«xsıiNimUT7«u
- MIIUM (0W) ıu « H ^ s % 2u n ıg, a< c ». u 3i e • MtMn-(M5<) aı to 3. • tlur* (022i) 2^ ^ 05 •t l N ^
KMkn9>«y25iı;sıG««Ajmcıseuouiıa7iıa»ıss — * ™ n » - » ı * * n » — » : ı . ı « * i . w ı » . m.r.ırnv m ^ . m » » . . . «.m^,.- — r
»^^~^,.^ru-M
~n,,.^W M | | [
|t t
jf
|^^-.,.--,^-^.^.T 1 n
.gW [
p| t > 1 T | | t
-.-^.pW [
|| | ( | n
|n T | 1 r T [
[ g ^ fâffi ~\fln
ff ^ ır T ıı ın DtTMtlMİ (imiT-lı-ı
I!2 n r Z3 S H » » % 9 3 n. Z213S13 • BMMC («14) Zt Z2 X O ^ 71< 51« UZMOnO SU 2133 • BAZie (0424)-U 33 & 238 j J ' BOİMCM ( 0 ^
(Olt) «3£ AU< 11 It U S 27 • I M (KW *UMK« W »5< «1«II.W 22 << MSMIf «5 C 011^^
dk n-IUUM$(«344)m71?«-HM|0K(l3n)StRHMUI7UB»-UH(M74)n2»7«UtEM^
•WİU(«2)ICOIItMlU)5323UX19IIMIUAC2İVI*J5SUa«-^(ICt)mil55'Ky^Hk(nM)U»C»!<0t'll^
) r_ > •. 225"» n • IMJHR (MM) U X I !U a 4 M D H « » « • IHİBIIİ (UtB » K fi 2S B13 (BB2I*"» B C ÇOU1B3 B 55, a « •, IE B H a«0I H I 3 İ i W
ZOKSUlBlM (0372) 253 C . M Ç M C U H a t f Ü S
ARAYIŞ
TOKTAMIŞ ATEŞ
Zor Karar
Sayın Cumhurbaskanımız, geçen cumartesi gü-
nü, NTV'de sevgili ısmet Solak'ia yaptığı söyie-
şide çok önemli konulara değındi. Dile getırdıği he-
men her düşünce, ayn bir biçimde ele alınabilir ve
bir köşe yazısında irdelenebilir.
Bugünkü yazımda; Sayın Demirel'in "zor bir ka-
rar' olarak degeriendirdiği, Abdullah Öcalan hak-
kında verilen idam karannın uygulanması ya da
Avrupa Insan Haklan Mahkemesı'nin bu konuda
vereceğı karann beklenmesı hususunu ele almak
istiyorum.
Gerçekten, bu konuda karar vermek hiç de ko-
lay değil. Hele böylesine siyasal istismara zemın
oluşturmuşken ve muhalefet partileri, bir kurt gi-
bi pusuya yatmışken...
Böyle duyariı konulann istisman, siyasal parti-
lere "ikbal yolunu" açabileceği gibi, tepetaklak
gıtmelerine de neden olabilir. Ateşle oynayan, o
ateşin kendi elint de yakabileceğini hesaplamak
zorunda. Iktidar partileri de bunun korkusunu ya-
şıyorlar.
• • •
Sayın Cumhurbaskanımız haklı olarak, "kolay
konularda karar vermek marifet değıldir. Önemli
olan zor konularda karar verebilmektir" mealınde
bir şeyler söylüyor ve "Bu karan, zaten yüreği ya-
ralı olan şehit anası verecek değildir" diyor.
Yüreği yaralı şehit analannın ve yakınlannın bu
acısı yiilarca sömürüldü. Her şehidimızin cenaze-
si, bugün iktidar ortağı olan bir siyasal partınin
gövde gösterisine dönüştürüldü. Yargılanma sü-
recinde de aynı politika ızlendı. Şehit yakınlan ör-
gütlenerek baskı kurulmak istendı. Işin ılgınç ya-
nı, devlet kurumlan da bu senaryonun bır parça-
sı oldular. Sanık avukatlan tartaklandı, araçlan tek-
melendi. Müdahil avukatlan, mahkeme salonun-"
da slogan attı. Tüm bunlar emniyet görevlilerinin
gözlerinin önünde yapıldı... Ve sonunda salt şe-
hitlerimizinyakınlan değil, bütün toplum, Öcalan'ın
idamı konusunda şartlandınldı.
O günlerde yazdığım bır yazıda da değinmiştim.
Anadolu'da nereye gitsem, sokaktakı vatandaşın
ilksorusu, "Bu canıyı asacaklar, değilmı hocam?"
oluyordu. Ben de, mahkemeden mutlaka idam
karan çıkacağını, fakat sonrasının ne olacağını bi-
lemediğimi söylüyordum. Şimdi, işin "sonrasına"
geldik...
•••
Ateş düştüğü yeri yakar. Fakat ülkemizi yıllarca
yakan ve yakmakta olan bu ateş, vicdanı olan her-
kesin yüreğini yaktı. Gerek fakültedekı, gerek Bıl-
gi'deki odalanmın panolan şehit cenazelerının fo^
toğraflanyla dolu. özellikle geride bıraktıklan yav-
rulannın ve eşlerinin metanetlerinı düşündükçe
boğazıma bir yumruk tıkanır, gözlerim dolar.
Peki, öcalan'ın asılmasıyla çekilen bunca acı
dinecek mi, dökülen gözyaşlan kuruyacak mı? Hiç
sanmıyorum. Acıli yürekler, bir ölçüde de olsa se-
rinleyecek mi? Bilemıyorum, belki...
Ama Türkiye, AlHM'nin karartanna uyacağını ya
da en azından "yaptmmlanna" katlanacağını ka-
buj eden ve bunun altına ımza atan bır ulke ola-
rak şimdf, "Ben AJHM'yı beklemem" dtyebttecek
mi? Hiç sanmıyorum ve temennı etmıyorum.
Okuıianm bilirler. Avrupa Birliği'ne girmenrn ya
da girmemenin "yaşamsal" bir konu olduğunu dü-
şünmem. Girsek de olur, girmesek de. Girsek da-
ha iyi olur, ama girmesek de dünyanın sonu gel-
mez. Fakat Avrupa Birliği "standartlannın" gertsin-
de kalmamız düşünülemez. AB içinde olsak da,
olmasak da...
Bu ülke idam cezalannı 15 yıldır neden uygula-
mıyor? Bu cezayı hak edenler tövbekâr mı oldu,
yoksa ıslah mı edildiler? Türkiye bu cezalan uygu-
lamıyor, çünkü kendimizi haklı olarak bir parçası
saydığımız Avrupa'nın kamuoyu idam cezasını
çağdışı buluyor ve müthiş rahatsız oluyor. Bu duy-
gunun haklılığını ya da haksızlığını tartışmak iste-
miyorum. Ama böyle bır olgu var.
Uygulanmayan idam kararlannın gerisinde yü-
reği yanan analar, yetim yavrular yok mu? Bunlar
neden sokağa dökülmüyorlar? Devletın "çıfte
standart" uygulamasını nasıl talep edebiliriz?
• • •
Güneydoğumuzda yıllardır süren çatışmayı; ki-
mileri "savaş", kimileri "düşükyoğunluklu savaş"
vb. biçimlerdetanımladılar. Ben genellikle "ferör"
sıfatını kullandım. Zira bir savaş, her iki tarafın si-
lahlı olduğu çatışma biçimidir. Eğertaraflardan bi-
ri silahlı, öbürü silahsız olursa, bunun adı terördür.
Gerek dünya tarihıne ve gerekse kendi tanhımı-
ze baktığımız zaman; büyük acılara yol açan kımi
"suçlulann" yargılı ya da yargısız biçimlerde, "in-
faz edilmediklerini" görüyoruz.
örneğin, Kurtuluş Savaşımızda Yunan Ordu-
su'nun zulmü ve verdikleri acı, herhalde PKK te-
rörü ve teröristterininkinden daha az değildi. Fa-
kat Yunan Kuvvetleri Başkumandanı Trikopis ya-
kalanarak Uşak'a getinldiğınde, gerçekten daya-
nılımaz acılar çekmiş olan Uşak nalkı, Trikopıs'i linç
etmeye kalkmadı. O dönemdekı siyasal gruplar-
dan herhangi biri, hatta Mustafa Kemal'e düş-
man olanlar, şehit analannı örgutleyerek gösteri
yapmaya kalkışmadı.
80 yılda bu kadar mı geriye düştük?..
• • •
Koalisyon üyesi partiler, gerçekten çok zor bir
karann arifesindeler. Biraz da kendi yarattıklan
"Frankenstein"\n, şimdi kendilerine yönelmesin-
den çekiniyorlar.
Kendilerini iktidarataşıyan "rüzgânn"şimdiyön
değıştırrnesınden korkuyorlar.
Bence, pek de haksız sayılmazlar...
Karaya oturan Rus
gemisi yüzdürüldü
tstanbul Haber Servisi -
Şıddetlı lodos nedeniyle
Florya sahilinde ikiye bölü-
nerek karaya oturan Rus
bandırah «Volganeft 248"
adlı tanker, dün sabah erken
saatlerde yüzdürülerek rö-
morkörlerle 1 mıl açığa çe-
kildı.
Istanbul Valiliği tarafin-
dan oluşturulan Izleme De-
ğerlendirme ve Koordinas-
yon Komisyonu'nda görev-
li Istanbul Universitesı De-
niz Büimleri Enstitüsü Öğ-
retim Üyesi Doç. Dr. Erdo-
ğan Okuş, Rus bandırah
tankerdeki yakıtm yaklaşık
600 tonunun boşaltıldığmı
ve gemınin yüzer duruma
getırildiğmi belırttı Kıyı
Emniyeti ve Gemı Kurtar-
ma Genel Müdürlüğü ıle Is-
tanbul Çevre tl Müdürlüğü
uzmanlannın yaptığı mce-
lemeler sonucunda gemi-
den yakıt sızmtısı olmadı-
ğını söyleyen Okuş. "Ge-
rekü önlemler alındıktan
sonra gemhi römorkörierle
Florya'nın 1 mil açığma çek-
tik. Tankerde kalan yalda-
şık 400 ton yakıtm boşaltma
işlemleri sürmektedir. Yakıt
tahüye işlemleri bitirilmek
üzeredir'' dedı.