28 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 11OCAK 2000 SALJ O L A Y L A R V E G O R U Ş L E R [email protected] Adil Yargılanma Hakkı ve Yüce Divan Sabİh KANADOĞLU Yargıtay 11. Ceza Dairesi Başkanı I nsan HakJan Avrupa Sözleşme- si'nin 5. ve Insan Haklan Evren- sel Bildiıgesi'nin 10. maddelerin- de herkesın adil yargılanma hak- kına sahip olduğu vurgulanmıştır. Adil yargılanma içın kuşkusuz hukuken kurulmuş, bağımsız ve tarafsız bir yaıgı yeri ilkkoşuldur... Ancak mahkeme olarak adlandınlan bu yargı yerinde görev alan kişılenn, ön- celikle hâkım nitelıklerinı taşıması gere- hr. Hukuk eğıtunı almanuş bir kışının, bu sıfat yasa ile verümiş olsa dahi gerçek anlamda "hâkun" olması mümkün de- ğildir. Özellikle cezayargılamasının ama- cı olan maddı gerçek, ceza ve ceza usul hukukunun genel ılke ve kurallannı, kav- ramlannı uzmanlık derecesinde bılen ve bu bilgisini deneyımı ıle tamamlayan ce- za hâkımlen tarafından bulunabilir. Bu nitelikleri taşımayan kişilerin oluş- turduğu mahkemeden adil yargılama bek- lenemez. Adil yargılamaya ve maddi ger- çeğe ancak ceza usul kurallannın eksik- siz uygulanmasıyla ulaşılabilir. Dunış- malan usul kurallan içerisınde etkili, sü- ratli ve adil biçımde yûrüten mahkeme baş- kanı ve ceza hukukunda uzman mahke- me ûyeleri aynı zarnanda savvuımanın da güvencesidir. Anayasanın 148/3. maddesinde Ana- yasa Mahkemesi'nin cumhurbaşkanını, bakanlar kurulu üyelenni. Anayasa Mah- kemesı, Yargıtay, Danıştay, Askeri Yar- gıtay, Askeri Yüksek ldare Mahkemesi başkan ve üyelerini, başsavcılannı, baş- savcı vekilini, Hâkünler ve Savcdar Yük- sek Kurulu ve Sayıştay başkan ve üyele- rini görevleriyle ilgili suçlardan dolayı Yü- ceDrvan sıfatıyla yargılayacağı öngörül- müştür. Anayasanın 146. maddesine göre Ana- yasa Mahkemesi'nin on bir asıl ve dört yedek üyesinden, iki asıl ve iki yedek üyesi Yargıtay, iki asıl bir yedek üyesi Danıştay, birer asıl üyesi Asken Yargıtay, Askeri Yüksek ldare Mahkemesi ve Sa- yıştay genel kurullaruıca kendı başkan ve üyeleri arasından üye tam sayılanrun salt çoğunluğu ile her boş yer için göste- recekleri üçer aday içinden, bir asıl üye- si ise Yüksek Öğretim Kurulu'nun ken- di üyesi olmayan yukseköğretım kurum- lan ögretim üyelen içinden göstereceği üç aday arasından, üç asıl ve bir yedek üye- si belirlenen nitelikteki üst kademe yöne- ticüeri ile avukatiar arasındancumhurbaş- kanınca seçilir. Üyelerin, dogrudan kurumlann genel kurullannca seçilmesinin yargının ba- ğnnsızlığı ilkesıne daha uygun düşeceği- ni vurgulayarak belırtmeliyiz ki Anaya- sa Mahkemesi'nin mevcut ve gelecekte- ki oluşumu adil yargılanma güvencesini vennekten uzaktır. Bu kuruluşa göre en iyimser olasılık 11 kişilik mahkeme kurulunda üç ceza hu- kuku uzmanı bulunmasıdır. Halen kurul- da iki ceza hukuku uzmanı görevlidir. 11 kişilik bir mahkeme kurulunun dokuz üyesinin ceza hukuku ile ilgisi ve bu ko- nuda uzmanlık derecesinde bılgısı olma- dığ] halde adil yargılamayı sağlayacağı- nı ileri sünnek olanaklı değildir. Başka bir sakınca ise Anayasa Mahkemesi üyeleri- nin görevden doğan ya da görev sırasın- da ışlediklen suçlarla ilgili olarak hazır- lık soruşturması ile son soruşturmanın aynı kurul tarafından yapılmasıdır. Bu durum ceza hukukunun temel ilkelerine ve adil yargılanma koşullanna açık şekil- deaykûidır. Kararlann kesin olması ise olayın dra- matık yönünü oluşturmaktadır. Suç işle- diği ıddıa olunan herkesın yararlanabil- diğı "kanun yofıTndan, cumhurbaşkanı- nın, bakanlar kurulu üyelennın ve yük- sek yargı mensuplannın mahrum edilme- leri ve bu mahrumiyetin açıklanan özel- liklenne rağmen Yüce Divan'm hata yap- mayacak bir yapı ve nitelikte oldugu ge- rekçesine bağlanması gerçekçı değildir. Verilen kararlarda olası haksızlık, aykı- nlık ve hatalann daha yüksek dereceli, is- tisna olarak aynı düzeyde bir mahkeme- de yapılacak inceleme sonunda düzeltil- mesi olanagı gerek sanık ve gerekse top- lum için bir güvencedir ve adil yargılan- manın bir diğer koşuludur. Insan Haklan Avrupa Sözleşmesi'nin Türkıye tarafından 14.3.1985 tarihinde imzalanan 7 numaralı ekinin 2/1. madde- sinde, cezai bir fiilden ötürü bir yargı ye- ri tarafından mahkûm edılen kimsenin mahkûmiyet ve cezasını daha yüksek bir yargı yerinde inceletmek hakkına sahip ol- duğu kabul edilmışttr. Maddenin 2. bendınde belirtilen en yüksek yargı yerinin ilk derece mahke- mesi olarak kişiyi yargıladığı haller- deki aynk halin, Anayasa Mahkeme- si'nin ilk derece mahkeınesi ve Türk hu- kuk sisteminde en yüksek ceza yargı ye- ri olmaması nedeniyle uygulama yeri bulunmamaktadır. Yargrtay'a verflmeK Adil yargılanmayı sağlamanın tek yo- lu Yüce Divan görevınin Yargıtay'a ve- rilmesidir. Açıklanan sakıncalar ancak bu yolla gıderilebilir. Aynı düşünceyi payla- şanlann birbölümü, Yargıtay Birinci Baş- kanı'nın Başkanlığı 'nda, Ceza Genel Ku- rulu Başkanlığı'nı yapan birinci başkan vekilı ve on bir ceza dairesi başkanından oluşacak kurulun Yüce Divan görevini yapmasını önermektedır. Oluşumdaki üye çokluğu bir yana temyiz incelemesini ya- pacak ceza genel kuruluna kaülacak da- ire başkanı bulunmaması bu göriişe yö- neltilebilecek en geçerli eleşriridir... Bir diğer görüşe göre yargılanacak kışi veya kişilere atıh suça ilk derece mahkemesi olarak Yargıtay'ın ilgili ceza dairesi, Yü- ce Divan olarak bakmalıdır. İlgili ceza dairesinın görevi kötüye kullanmak suçun- dan, örneğin bir genel müdürü yargıladı- ğı sırada Yargıtay 4. Dairesi, bir bakanı yargıladığı sırada Yüce Divan sıfatı ka- zanmasının hiçbir açıklaması olamaz. Bu nedenle önerimiz, yargılamanın Yüce Di- van adını taşıyacak ve Yargıtay Ceza Da- ireleri başkan ve üyelerinden seçıhniş bi- rinci başkan velrilinin başkanlığında ka- nunla belirlenecek dört ceza daıresı baş- kanından oluşacak bir kurul (mahkeme) tarafından yapılmasıdır. Verilecek kara- nn temyiz inceleme yeri de birinci baş- kanın başkanlığında ve yedi ceza dairesi başkanının da katılımı ile toplanacak olan Ceza Genel Kurulu'dur. Ceza Genel Ku- rulu kararlanna ise direnilemez. Anayasa Mahkemesi'nin asli görevi anayasa yargısıdır. Bu görev yasalann anayasaya uygunluğunun denetlenmesi yanında, siyasi partilerin kapatılması da- vasına bakmak. bunlann malı denetimi- nı yapmak. yasama dokunulmazhklanrun kaldırılması ve meclis üyelığınin düşme- si kararlanna yapılacak ıtırazlan incele- me işlenni de kapsar. Bu yogun iş yükü altmda aynca Yüce Divan görevini Ana- yasa Mahkemesi'ne yüklemek her iki gö- revin de layıkıyla ıfa edilmemesı tehlike- sini doğurmaktadır. Örneğuı OzdağUr davasında cezanın infazı hüküm özeti ile yapdmış, başka bir deyışle infaz tamam- lanmcaya kadar gerekçeli karar yazıla- mamış ve 2.12.1993 tanhınde verılmiş 1993/37-55 sayılı karar ancak 6 yıl 23 gün sonra yazılarak 25.12.1999 gün ve 23917 sayılı Resmi Gazete'de yayunlan- mıştrr. Avrupa Birlıği üyeliğme aday sıfatını kazanmamız nedeniyle gündeme gelen anayasa değışiklıklen sırasmda Yüce Di- van görevınin Yargıtay'a verihnesi öne- nmiz yasama orgam tarafindan olumlu görülürse adil yargılamayı sağlaması ba- kımından anayasanın 148/3. maddesin- de sayılanlara güvence olacak, ilerde Av- rupa Insan Haklan Mahkemesi'ne yapı- lacak olası bıreysel başvurulan önleye- cek ve Anayasa Mahkemesi 'nin asli gö- revini de en ıyi biçimde yapmasına yol açacaktır. "Türkiye, tarihinin en küttûrdûzeyi düşük yöneticilerinin, elin- de, rûşvetin, haracın, ekonomik dalavere ve kargaşanın en yük- sek orana vardığı bir çağı yaşamaktadır. Otuz-otuz beş yaşmda delikanlılann, üç-dört yılda namusuyla çalışarak mültimilyoner olduğu, batan ya da batınlan bankalann ve şirketlerin yardım- sever devletçe kurtanldığı Türkiye'de memunın aylığını ve işçi- nin asgari ücretini yabancılann uluslararası en büyûk tefeci ku- ruiuşu IMF'nin belirfediğinigöz önûne getirirsek aydınlann eko- nomik konularia ilgilenmeleri bir borç olarak yurt görevidir." Yok, yeni değil! Bugünlerin bir eleştirisi, bir saptaması değil! Tam 15 yıl öncesinden... Ama bugün söylenmiş ya da yazılmış gibi! Yine bankalar ba- tryor, batınlıyor, içleri boşaltılıyor. Para yatıranlar sabahtan akşa- ma kapı önlerinde çile dolduruyor. Yine birtakım adamlar kısa sü- rede vurgunlar vurup trilyoner oluyor. Yine asgari ücret akıl al- maz düşüklükte tutuluyor. Memur, işçi, dar gelirii açlıkla yan tok- luk arasında sürünüyor. Bir kez daha "Türkiye, tarihinin kültürdü- zeyi en düşük yöneticilerinin elinde." Yine IMF'ler akıl veriyor, onunla kalmayıp Cottarelli'ler her işimize bumunu sokuyor. Üç kuruş borç almak için her şeye katlanıyoruz, bir kez, bir kez da- ha... Kocabirkitap: '^ydOT/arOf/e/cçes/Davas/'(AdamYaymten).Anım- sadınız mı? 1383 yurttaşın imzaladığı bir dilekçede devlet-baş- fcanına bazı gerçekler anımsatılrnakTsterimişti. O gürtleriri âstığı EVET/HAYIR OKTAY AKBAL 1te Yapayım Ben 0 Aydını?' astık kestiği kestik paşası Türk aydınlannı Vahdettin'e benzet- miş, "Ne yapayım o aydını?" diyerek vatan hainliği ile suçlama- ya kalkışmıştı! Aziz Nesin, Uğur Mumcu, Hüsnü Göksel, Yal- çın Küçük vb. aydınlar, yazarlar, üniversite öğretim üyelen bu konuda bir dilekçe hazırlayıp Çankaya'ya götürmüşlerdi. Gerçi kapıdan içeri girememişlerdi, çaresiz, dilekçeyi kamuoyuna ba- sın yohjyta sunmuşlardı. Ama içlerinden 56'sı, 'siyasi içerikli bil- diri dağıtmak' suçu işledikleri gerekçesiyle Ankara Sıkıyönetim Mahkemesi'nce yargılanmıştı. Bu olay, yirminci yüzyılın son çeyreginde yaşanmış ibret veri- ci bir gerçeğimizdir. 1383 Türk aydını bir dilekçeyi imzalamış, böy- lece suç işlemiş! Niye içlerinden yalnız elli altısı suçlu oluyor da geri kalan kişiler olmuyor, neden böyle bir aynm yapmak? Şöy- le böyle bir yıl sürüyor bu dava, uzun uzun sorgular, uzun uzun savunmalar, sonunda aklanma... ' Tarihseîbir beTgebu dilekç'ö davası... Ba^a UğurMümCtl, çın Küçük, Aziz Nesin, Hüsnü Göksel, Bahri Savcı, Halrl Çe- lenk, Mustafa Ekmekçi vb. kişilerin savunmaları ıbretle okuna- cak önemde... 12 Eylül dönemini tarih önünde en ağır biçimde sorgulayan ve dönemin önde gelen yetkililerini utanç verici bir duruma sokan bir betge: "Bizler toplumumuzun akılcı yöntemler kullanarak aydınlık bir geleceğe ulaşacağına coşkuyla inanıyoruz. Her örgütlü toplu- mun şiddetolaylanyla mücadele etmesi kaçınılmazgörevdir. An- cak devlet olmanın temel niteliğı terörie mücadelede hukuk il- kelerine bağlı kalmaktır." 1383 kişinin bir araya gelmesi bizim geçmişimizde benzeri gö- rülmeyen bir olaydı. Istediklerimiz de işkencenin, haksızlığın, adaletsizliğin; aydına, halka, küttüre, sağduyuya karşı girişilen yan- lışlıklann ortadan kaldınlmasıydı. On beş yıl önceki acı gerçek- ler ortadan kalktı mı? Aydınlar, gerçek yurtseverter artık hapisle- re tıkılmıyor mu? Bir şeyler değişti mi, değişecek mi? Bu soru- lar şimdilik yanıtsız. Aylardır hapiste yatmakta olan Prof. Dr. Yalçın Küçük uzun ve ilginç savunmasını şu sözlerle bitirmiş, hepimizin katılacağı şu sözlerle: "Mahkûm edebilirsiniz. Ne olur? Biz Türk aydınlannı denizin üzerindeki ağaç gövdelerine benzetiyorum. Batırabilirsiniz, bir sûre denizin dipmdp tutabilirsiniz, ama biz sonra, yine denizin . Ostûne Çikânz. Dâha ileriöeh: Te'mizienmiş olaratcve daha çok." PENCERE En Iyi Apo Hangisi?..; Kim öldürdü Uğur Mumcu'yu?.. ,. / . - Derin devlet!.. Ahmet Taner Kışlalı'yı?.. - Derin devlet!.. Muammer Akspy'u, Abdi Ipekçi'yi. Çetin Emeç'i, Bahriye Üçok'u, Turan Dursun'u vb. kim öldürdü?.. - Derin devlet!.. Işin kolayinı bulmuşuz; çeyrek yüzyıldan beri bu ülkede sorumlu ne hükümet ne de pariamen- to!.. 'Derin devlet' her şeyin başı ve sonudur, trafik canavan gibi bir şey... Başbakanlar ellerini uğuşturuyoıiar - Ben ne yapayım, derin devlet bu işlerin faJli- dir, elimden bir şey gelmiyor. Çağdaş demokrasilerde sorumlu kurum hü- kümettir; biz Türkler yeni bir şey icat ettik; Sorumsuz hükümet!.. Ülkeyi derin devlet yönetiyor; herkes bu düze- ne razı olmuş; ortalıkta görünen hükümetler sa- nal!.. Şimdi Apo sorunu ortaya çıktı. Apo asılacak mı?.. Ecevit 'asılmasın'diyor, Devlet Bahçeli 'asıl- sın' demeye getiriyor, Süleyman Bey de asma- ya hevesli değil!.. Ayıplı bir tartışma sürüp gidi- yor; kimse insan haklanndan yana olduğunu ve ölüm cezasına kökünden karşı çıktığını söylemi- yor; özür dilercesine konuşuyor: - Apo 'yu asarsak, devlete zarar vermiş oluruz, asmazsak devlet açısından daha iyi olur; öca- lan'ın dirisi, bizim için ölüsünden daha yarartt- dır... Insanlık utanç verici evreler yaşadı, bu dönem- lerden kalma bir özdeyiş vardır "En iyi Kızılderili, ölü Kızılderilidir!.." Peki, 'en iyi Apo' hangisi?.. Diri Apo mu?.. Ölü Apo mu?.. - En iyi ressam ölü ressamdır. - Neden?.. - Çünkü bir ressam öldü mû, yaptığı tablola- nn fiyatlan artar. Bizim koalisyon hükümetinde iki kanadın Apo üzerine giriştiği tartışma, Türkiye'de devletin ne kadar derinleştiğini gösteriyor. Bilmece: "- İçinden alındıkça büyüyen nedir?.." "-Çukuri.." "Devleti küçültmeli" diyenler, devieti derinleş- tirdikçe çukurlaştınyoriar. oL, S i*i\, ıtj J-y Henüz katılamayan dostlarımızı da aramıza alabilmek için... Cumhuriyet Mahallesi'ne bir Cumhuriyet Mahallesi daha ekleniyor: CUMHURİYET KlNALI MAHALLESİ (2. BÖLÜM!) g _ ''umhuriyet mahallesi I. Bölüm'deki 565 parsel sahiplerini buldu ve proje çahşmalan hızla ilerliyor. Ancak, mahallemize henüz katılamayan okurlarımızın, dostlarımızın istekleri de sürüyor. Şu anda bu istekleri de karşılayabildiğimiz için mutluyuz. I. Bölümün yaklaşık 2 km güney doğusunda, denize yaklaşık 800 metre uzaklıktaki yeni bir arazi üzerinde Cumhuriyet Kınah Mahallesi'ni kurmak için çalışmalara başladık. 122.450 m 2 büyüklüğünde olan bu arazideki 140 parseli okurlarımıza jeolojik zemin raporları hazırlanarak düzenlenmiş imar planı ve depreme dayanıklı projeleriyle birlikte sunuyoruz. Ayrıca, ağaçlandırmaya olabildiğince geniş alan aynlabilmesi için de parsel sayısı sınırlanmış ve parsel büyüklüğü en az 500 m2 olarak belirlenmiştir. Parsellerde inşaat izni oranı, tabanda %20 olup projeler tek ve ikiz villa olarak tasarlanmıştır. Denize daha yakın olan ve I. Bölüm'de oturan dostlarımızın da yararlanacağı sosyal tesislerin de yer alacağı Cumhuriyet Kınalı Mahallesi'nde parsellerin metre karefiyatı14 milyon TL'dir. Peşinat 1,5 milyar TL olup kalanı 6 eşit ve sabit taksitle ödenecektir. Okurlarımızla, dostlarımızla birlikte yaşayacağımız Cumhuriyet Mahallesi adım adım gerçekleşiyor. Mahallemizle ilgili her yeni gelişmeyi size bildireceğiz. Cumhuriyet maha lles i "Doğayla uygarlık buluşuyor" Cumhuriyet Mahallesi nerede knruluyor? •Cumhunyet Mahallesi istanbul'un batısında, TeKvdağ-Çoıiu yolu KınaJı kavşağı üçgenınde, Çanta Köyü belediye stnırlan içinde kunjluyor Istanbul'a uzaklığı TEM yolundan 45 dakıka, E5 yolundan 55 dakikadır. •1. Bölümün hemen güneyınde yer alan Kınalı Bölümu arazısının ae stabılıze yollan vardır. •Bu arazınin de yalnızca % 14'u evlere aynldı. Kalan % 86'nın küçûk bir bölümü yol ve otopark, çok büyük bir bölümü ise bahçe ve park olacak. Bajvuru: ÇAĞ PAZARLAMA Basın Sarayı Kat:4 (Gazetecıler Cemıyeti Üstü) Cağaloğlu - İSTANBUL Satış yaptlan Cumhuriyet Kitap Kulûbü büroian: Ankara: Atatürk Bulvan Ncr 125 Kat:4 Bakanlıklar - ANKARA Izmlr. Halrt zıya Bulvan 1352. Sok. No: 273 Alsancak - İZMİR Te): (0212) 520 21 91 - 92, Faks: (0212) 520 50 23 Tel: (0312) 419 50 20 pbx, Faks: (0312) 419 50 27 Tel: (0232) 441 12 20 pbx, Faks: (0232) 441 91 17
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle