Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
27 EYLÜL 1999 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
IMO uyardı
'Bodrum
katlan
gözden
kaçınlıyor'
tstanbul Haber Servisi -
Inşaat Mühendisleri Odası
Denetkme Kurulu üyesi
Mustafa Gezer, Bahçelıev-
lerdeki ağır hasariı binalara
oturulabilir raporu verildigi-
ne dikkat çektı. Gezer. yurt-
taşlann hasar tespit çalışma-
lannı yeniden üniversite ku-
nıluşlanna yaptırdıktan son-
ra il baymdırlık müdürlüğu-
ne başvurmalan geıektiğini
belirtti.
Işçi Partisi Bağcılar llçe
Örgütü tarafından "Deprem
nedir, nasıl korunulur, depre-
min psikolojik etkileri neter-
dir" konulu bir panel düzen-
lendi. İnşaat Mühendisleri
Odası Denetleme Kurulu
üyesi Mustafa Gezer, yurt-
taşlann, binalann bodrum
katlannı ıncelemediklerini
ifade ederek "Projeye, imar
durumu şartlanna bakma-
dan daire alıvoruz. Bodrum
katlanmızda kolomar kesü-
tniş mi, bunlaria Ogüenmiyo-
ruz ki bu durum, yurttaşuı
yeterii bilgiye sahip ounadığt-
nı gösteriyor" diye konuştu.
Gezer, orta hasarlı bina
kavramının teknik olarak
güçlendirilerek onanlması
mümkün, ancak takviye edi-
lene dek oturulması sakınca-
h bina anlamma geldiğini be-
lirtti. Gezer, yurttaşlann ha-
sar tespit çalışmalannı yeni-
den üniversite kuruluşlanna
yaptırdıktan sonra il baym-
dırlık müdürlüğüne başvur-
malan gerektigini ifade etti.
Bakırköy Ruh ve Sinir
Hastalıkları Birim Başkanı
Ali Nahit Babaoğlu da dep-
rem panığiyle ilgili olarak
şunlan anlattı:
"Panik kelimesi Pan tann-
sından gelir. Pan tannsı, tan-
nlann en sevilmeyeni ve en
bicunsiz olanıdır. Canı sıkı-
lırya da uyandırüırsa bir çtğ-
hk atar. Bu çığlık, insanlarda
ve hayvanlarda akli ve duy-
gusaL&en tanunayan, korkıt-
lara yol acar." f
'J>İ., .
Bilin> Ütopya dergisi-
nin yayf;, yönçtmeni Ender
Hervaciöğiu ise bilimin şu
anda bulunduğu noktada,
Güneş tutulmasında olduğu
gibi depremin saati ve şid-
detinin belirlenemeyeceğini
ifade ettı.
Af paneli
'Düşüncenin
önündeki
engeller
kaldınlmalı'
Istanbul Haber Servisi -
Birlik Vakfi'nca düzenlenen
"Af ve DüşÜBce Özgürlüğü"
panelinde, af yasasının "Top-
hımdaki kırgınhklan ortadan
katdırmak. insanlann kucak-
laşmasını sağlamak" için ya-
pılması ıstendi.
tslami çevreleTe yakınlığı
ile bilinen Birlik Vakfı. adli
yılm açılış konuşması ile ye-
niden gündeme oturan "Dü-
şünce Özgürlüğü" konusu-
nun, gündemden düşmemesi
ve çözüm yollannın olustu-
rulabilmesi için The Marma-
ra Oteli'nde bir panel düzen-
ledi. Ord. Prof. Dr. SulhiDön-
mezer, Prof. Dr. Burhan Ku-
zu ve Istanbul Barosu Başka-
nı Yücei Sa>ınan'ın katıldığı
panelde. TBMM Başkanı Yıl-
dınm Akbuhıt da bir değer-
lendirme konuşması yaptı.
Akbulut, bazı suçlann zama-
nın değişmesiyle birlikte suç
olmaktan çıktığını ve kanun-
lann zamanın gerisinde kala-
rak toplumda dengesizliklere
yol açnğını söyledi.
"Şu an cezaevlerinde dü-
şüncelerinj ifade ettikkri için
ceza çekenler vardır. Bu du-
rum bizi rahatsızetmektedir"
diye konuşan Akbulut, dü-
şüncelerin özgürce ifade edi-
lemediğini, demokrasilerin
çağdaş olmadığını. ancak
Türkiye'nın bu yolda çok yol
kat ettiğini vurguladı.
Prof. Dr. Burhan Kuzu da
af tasansının hangi kıstasın
ölçüt olarak ahndığı belli ol-
mayan, teknik açıdan yanlış
bir yasa olduğunu ifade etti.
tstanbul Barosu Başkanı
Yücel Sayman ise demokra-
silerde 'af ve 'düşünce öz-
gûrlüğû'nün yan yana gele-
meyeceğini belirtti.
Sulhi Dönmezer de af ya-
sası bir an önce çıkanlmazsa
cezaevlerinin yangın yerine
döneceğini ifade etti. Dönme-
zer. bazı hükümlerinde deği-
şiklikler yapılarak af yasası-
nın yeniden düzenlenmesi
gerektigini savundu.
Gazetemizin Rekabet Kurulu'na yaptığı 'ucuz gazete' başvurusu yann görüşülecek
'Demokrasi için tehlike'• Baştarafı 1. Sayfada
Cumhuriyet'in Rekabet Kurulu'na 'hak-
SE rekabet' gerekçesiyle yaptığı başvuru-
yu değerlendümeleri şöyle:
Demirkent-Ucuz gazete uygulaması şu
günlerde Rekabet Kurulu'nda. Bu sebep-
le bu konuda yapılacak tartışmalar, alına-
cak kararlan etkileyecek boyutta olma-
mahdır. Buna rağmen Star gazetesinin
maliyetinden daha aşağı fiyatla nasıl sa-
tılabildigini düşünmekte yarar var. Her
gûn milyarlarca lirayı kaybetmeyi karar-
laştıran kuruluşun bir hedefi olmalıdır.
Bana kalırsa bu hedef. sadece çok satmak
ve okura hizmet götürmek olamaz. Bu, ra-
kipleri zora sokmaktır.
Bunu hukuki açıdan tanımlamak da zor
değildir. Kimin veya kimlerin hedeflendi-
ğini tarrışmak istemiyorum. Ancak böy-
le bîr zarara katlanmayı göze alan kuru-
luşun mesleğe yararlı olacağını sanmıyo-
rum.
Dikkatımi çeken bir husus da her konu-
da fikirbeyan eden köşe yazariannın sus-
kunluğu olmaktadır. Kendilerini bağımh
hale getiren köşe yazarlan, bağımstzlık
özlemi içinde olduklannı düşünüp bir-iki
görüş bildirecek olurlarsa toplum yaran-
na olur.
'Geride yüontı bırakacak'
Özetle, rakipleri yok etmek için başla-
tılan kampanya bir süre sonra sona ere-
cektir, ama geriye yıkıntı bırakacağı unu-
tulmamalıdır. Bu ölçüde zarara uzun sü-
re dayanmak hiçbir kuruluşun harcı ola-
maz.
Giireü - Öncelikle, damping olayı ko-
nusunda Cumhuriyet gazetesinin Reka-
bet Kurulu'na yaptığı başvuruyu yerinde
ve gerekli bulduğumu belirtmeliyim.
Böyle bir olayın, yasal bir kuruluş tarafin-
dan ele alınıp incelenmesinde yarar var.
Dilerim ki. bu olay medyanın sermaye ya-
pısı üzerinde kamuoyunda yeni kuşkula-
nn yerleşmesine yol açmadân bir çözüme
ulaşıhr. Bilindiği gibi damping olayının
öteki sektörlerdekinden çok daha farklı
olarak basm sektöriinde ciddi tehlikeler
içeren boyutlan vardır.
Zaranna gazete satarak yaratılan hak-
sız rekabet aynı yola başvurmayan gaze-
telerin yaşamasını zora sokarken serma-
yenin merkezileşmesine yol açar. Bu da
çok sesli demokrasi için tehlikeler getirir.
Zaranna satış yapan gazetelerin, bu za-
rannı karşılayacak ekonomik gücün kay-
nağı üzerinde kamuoyunda kuşkular uya-
nabileceği de göz ardı edilmemelidir.
Böylesine bir haksız rekabetin sürmesi,
basının bağımsızlığının bir darbe daha ye-
mesine ve hatta giderek basında bağım-
sızlığm yok olmasına yol açabilir.
Promosyon çügınlığı
Bu noktaya gelinmesinde promosyon
çılgınlığının rolü olduğunu da düşünüyo-
rum. Promosyonun gazete satışlanna et-
kisi azahnca böyle bir yola başvurulmuş
olduğu anlaşılıyor. Promosyondan sonra
ucuz fiyat politikasının da basının içeri-
ğine olumsuz etki yapmasmdan ve gaze-
ABD gezisine başlayan Başbakan Ecevit, üst düzey yetkililerle görüşecek
'Hakkmnzı istiyoruz'ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - Başbakan Bülent Ecevit,
ABD Başkanı BülCHnton ın res-
mi davetlisi olarak dün Airbus A
310 tipi "Dalaman" adlı özel
uçakla ABD'ye gitti. Ecevit'i,
Esenboğa Havaalam'nda Başba-
kan Yardımcısı ve Devlet Baka-
nı Devlet Bahçeti ve Ankara Vali
Vekilı Tamer Ersoy ile diğer yet-
kilileruğurladı. ABD'ye hareke-
tinden önce bir basın toplantısı
düzenleyen Ecevit, Türkiye ile
ABD'nin karşıhklı güvene daya-
nan ve ortak ilkelerden kaynak-
lanan dostluk ilişkileri bulundu-
ğunu belirterek "NATO'nun ügi
alanının genişlemesi ve Türki-
ye'nin bölgesinin genişiemesi,
ABD ile olan ilişkilerimize yeni
boyutlar kazandırmıştır. Onun
için ikili siyasal ve ekonomik iliş-
kikrimizin yanı sıra VN'ashington
ve New Ybrk'ta bölgemizi ve dün-
yavı iigüendiren önemli sorunla-
n da Amerikalı dostlanmtda bir-
iiktedeğeriendirme imkânı buia-
cağız" dedi.
"Ekonomik konularda haklo-
mızın ötesinde isteklerimiz ve
beklentilerimiz söz konusu değil-
dir" diyen Ecevit, depremle ilgi-
li sorunlann giderilmesi konu-
sunda da görüşmelerde buluna-
cağını bildirdi. Marmara Bölge-
si'nde yaşanan deprem sonrasın-
da ABD halkına ve özellikle Baş-
kan Clinton'ın ilgisine teşekkür
eden Ecevit, bu konuda önem ta-
şıyan Uluslararası Para Fonu
(IMF) ve Dünya Bankası yetki-
lileriyle de görüşeceklerini söy-
ledi.
30Ağustosgafi
Konuşmasının sonunda "30
Ağustos günii burada olanıaya-
cağun için şimdiden vatandaşla-
runız ve Türk Silahb Kuvvetle-
ri'nin Zafer Bayramı'nı kutluyo-
rum" diyerek gaf yapan Ecevit,
daha sonra, "Sanırun 30 Ağus-
tos'la ilgfli bir hata yapbm. Hepi-
nizden ozür diHj'orum" diyerek
durumu düzeltmeye çalıştı.
Gazetecilerin sorulannı da ya-
nıtlayan Ecevit, "Sizin gündemi-
nizde birinci sırada ne var" soru-
su üzenne. "NATO'nun ilgi ala-
nının genişlemesi ve Türkiye'nin
bölgesini genişletmesi nedeniyle
NATO ittifakına katkımız art-
mtştır. Bu konu önemlidir, ama
görüşeceğimb. konulann hepsi-
nin önetni vardır'' dedi. Ecevit,
"Kuzey Irak ve KKTC konusun-
Başbakan Ecevit Amerika gezisine gitmeden önce eşi Rahsan Ece-
vit"le birlikte geldiği havaalanında basın toplanüsı düzenledi (AA)
da ABD ile Türkiye arasmdaki
anlaşmazhklar konusunda ne dü-
şünüyorsunuz'" sorusuna ise
"Baskı geleceğini zannetmiyo-
nım. Bazı konularda görüş ayrı-
lıklan olabilir. ama ABD ile Tür-
kiye'nin iyi bir dhaloğu ve dost-
luldan var. Bu ortamda sorunla-
nn kolay çözülemeyeceğine inanı-
yonım" yanıtını verdi.
Gûndemde enerji de var
Yardımcısı. Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanı Cumhur Er-
sümer de, bir soru üzerine.
"Enerjiyle ilgili önemli konular
var. Hazar petroUeri, doğalgaz,
Bakû-Cevhan hatn gibi. Bu ko-
nulan ABD'de gündeme getire-
ceğiz" diye konuştu.
Basın mensuplanna ve geziye
katılanlara, "Seyahatimizin he-
define ulaşacağı inancuıı taşıyo-
rum. Hepünize iyi yokuluklar di-
lerim. Bülent Ecevit Başbakan"
yazılı bir kâğıda takılmış Türk
bayrağı rozeti dağıtıldı.
6 günlük gezide Ecevit'e, DSP
Genel Başkan Yardımcısı ve eşi
Rahşan Ecevit, Başbakan Yar-
dımcısı ve Enerji ve Tabii Kay-
naklar Bakanı Cumhur Ersü-
mer, Dışişleri Bakanı İsmail
Cem, Devlet Bakanı RecepÖnal
ile Sanayi ve Ticaret Bakanı Ah-
met Kenan Tannkulu eşlik edi-
yor. Geziye, milletvekilleri, işa-
damlan ve gazetecilerden oluşan
50 kişilik bir ekip de katılıyor.
Gezi sırasında Başbakanlığa.
Başbakan Yardımcısı Bahçeli:
Enerji ve Tabii Kaynaklar Ba-
kanlığı ve Başbakan Yardımcılı-
ğı görevine de Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanı Yaşar Okuynn
vekâlet edecek.
Ecevit ile Clinton, yann akşam
saatlerinde görüşecek. Ecevit bu
görüşmeden hemen önce de Baş-
kan Yardımcısı AI Gore ile bir
araya gelecck. Ziyaret sırasında,
ticaret ve işbırliği anlaşmasının
imzalanması beklenirken, Baş-
kan Clinton'ın Bakû-Ceyhan ko-
nusunda Türkiye'ye tam siyasi
desteğini vurgulaması bekleni-
yor.
BrükseTde yakrt ikmaü
ABD'ye giderken uçağı Briik-
sel'de yakıt ikmali yapan Ecevit,
bir gazetecinin "AB'nin basken-
ri Brükscl'desiniz. Bir Helsinld
süreci var. Helsinki sürecinden
umutlu musunuz" sorusuna şu
yanıtı verdi:
"Ben bu konularda hayal kur-
muyorum. Beklentiler içine gir-
miyorum. Ancak böyle ada>tık fi-
lan degiL AB'ye tam üyeliğin ta-
rihimizden gelen, coğrafyamız-
dan gelen, kültürümünten gelen
bir hak olduğunu ve uluslararası
anlaşmalardan kaynaklanan bir
hak olduğunu söyiüyorum. Bazı
Avrupalılar bizi Âvrupab sav ma-
salar bile Türkiye bir Avrupa ül-
kesidir. Türk ulusu da Avrupah
bir ulusrur, ama sadece Avrupah
da değildir, aynı zamanda Bal-
kanhdır, Karadenizüdir, Akde-
nizlidir, Orta Asyahdır. Asyabdır.
Bu nhelikleriyle, bu karma kim-
liğiyie Türk milleti ashnda Avru-
pa ile Asya'nın birkşme sürecm-
de Avrasyalaşma sürecinde en
önemli işlevi üsöenen bir ulkedir.
AB. ashnda böyle bir ülkenin
kendi arasında üye olarak bulun-
masına gereksinme duyduğunu
çok geçmeden anlayacaktır."
ABD Dışişleri Bakanı Alb-
right'ın "Yunanistan'la Türkiye,
Kıbns'ı görüşmeh" şeklindeki
sözlerinin anımsatılması üzerine
de Ecevit, "Evvela, Türkiye ile
Yunanistan, kendi aralannda
Ege sorununu görüşebüecek aşa-
maya gelmelidir. Bunun için bi-
zim yapmış olduğumuz diyalog
çağnsını kabul etmeliler. Türkiye
ileYunanistan arasında benüzele
bile ahnamayan sorunlara bir de
Kıbrts konusunu eklemenin pra-
tikte bir yaran olacağını sanmn
yorum" diye konuştu.
Kuzey Kıbns Türk Cumhuri-
yeti (KKTC) Dışişleri ve Savun-
ma Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu
ise Birleşmiş Milletler (BM) Ge-
nel Kurulu çalışmalanna katıl-
mak üzere ABD'ye gitti.
teciliğin geri planda kalmasından endişe
ederim.
Sonay - Son dönemde Star gazetesinin
fiyat indiriminin arkasmda 'herkesin ga-
zete okumaa' gibi reddedılemeyecek yü-
ce bir amaç değil, rakipleri yok etmek ve
piyasanın tek hâkimi olmak gibi kabul
edilemeyecek bir heves yatmaktadır. Bu-
na, diğer medya gruplannm 'yavru gaze-
telerinde' fiyat kırma yoluyla verdiği ya-
nıt da aynı amaca hizmet etmektedir.
'Asü ezüen halk olacak"
Tekelci medyanın böylesine kıran kıra-
na mücadelesinin arasında asıl ezılen ise,
sermaye desteğinden uzak, tarafsız ve öz-
gür yayuıcılık yürüten basın organlan ile
gerçek okuyucu kitlesi, yanı halk olacak-
tır.
Bu tür rekabet yöntemlerinin, geçmiş-
teki örneklenne bakıldığında bir başka
olumsuz etkisi daha göze çarpmaktadır.
Lotarya için ayırdığı büyük paralan çah-
şanlara dağıtmaktan uzak bir yönetıcilik
anlayışı Güneş gazetesini
ekonomik krize sürükle-
miş, sonrasında işyen ka-
pannnş ve yüzlerce gazete-
ci işsiz kalmıştır. Bu tür
haksız rekabetin yarattığı
kriz ortamı, yine geçmişte
Tercüman ve Cumhuriyet
gazetelerini iflasa sürükle-
miş, yine binlerce gazeteci
ve basın emekçisi ücretle-
rini alamamış, işlerini kay-
betmiştir.
Çahşanlar için kotfl
Medyanın güvenilirliğini
sarsan bu tür yöntemler, ay-
nı yayın grubunda çalışan
basın emekçilerini de olum-
suz yönde etkilemektedir.
Medya patronlan, rekabetin
getirdiği fmansman açıkla-
nnı kapatmak için en kolay
yol olarak işçi çıkarmayı
görmektedirler. Son kam-
panyada da işçi çıkarmanın
ilk işaretleri verilmeye şim-
didenbaşlanmıştır. Medya-
daki haksız rekabet, elbette
sadece fiyat kırmaktan ve
promosyon dağıtmaktan
ibaret değildir. Havuz siste-
mi uygulamasıyla aynı kad-
royla birden fazla gazete çı-
karmak, aynı personelle
radyo ve televizyon yayıncı-
lığı yapmak, tek bir ücret
karşıhğı istihdam edilen ga-
zetecinin emeğiyle daha
fazla kazanç elde etmek de-
mektir.
Sendıkasız bıı ortamda
telif ücreti adı altında öde-
mede bulunmak da işveren
maliyetlerini düşürmek
için kullanılan yöntemler-
den birisidir.
'Başvuru otumhı*
Dolayısıyla, haksız reka-
betin giderilmesi için Cum-
huriyet gazetesinin Reka-
bet Kurulu'na yaptığı baş-
vuru olumludur. Fiyat kır-
ma yoluyla yaratılan hak-
sızhk giderilmelidir. An-
cak, bunun dışındaki vahşi
kapitalist uygulamalann da
önüne geçilmeli, emege ge-
reken değerin verilmesi ya-
sal yollarla sağlanmalıdır.
Bu amaçla, sendikamız
tarafından hazırlanan 'Ga-
zete, Radyo ve Tetevizyon-
larda Zorunlu ve Asgari
KadroÇahşbnhnası'nı ön-
gören yasa önerisi mutlaka
hayata geçirilmelidir.
Geçen yasama dönemle-
rinde TBMM Genel Kuru-
lu'na kadar gelen bu yasa
önerisinin, bir an önce hü-
kümetimizin öncülüğünde
yeniden gündeme getiril-
mesini bekliyoruz.
NOKTASIIORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@turk.net
Hasan Özyer, son seçimlerde Muğ-
la'dan ANAP Milletvekili seçildi. Adını,
Fethiye'nin doğal SİT alanı olan bir böl-
gesinde otel yapmaya kalkıştığı sırada
duymuştuk. 0 zaman milletvekili değil-
d*. Ancak anlaşıldığı kadanyla bece-
rikli bir işadamıydı.
Hasan Özyer'in Türkiye Büyük Mil-
let Meclisi albümünde yer alan kimlik
kartında 1960 doğumlu olduğu yazı-
yor. Buna göre şu anda 39 yaşında.
Fethiye'nin Gemile (Kabak) Koyu'na o-
tel yapmaya giriştiğinde ise 36 yaşın-
daydı. Özyer, Ankara Devlet Mühen-
dislik ve Mimarlık Akademisi'nin elekt-
rik mühendisliği bölümünden mezun
olmuş. Yani mesleği elektrik mühen-
disliği.
Anlaşıldığı kadanyla elektrik mühen-
disliği yapmak yerine müteahhitliği ter-
cih etmiş. Bu alanda çok başanlı oldu-
ğu ortada. Türkiye'nin en zor inşaat
yapılabilecek bir koyuna otel yapma-
ya girişecek kadar da atak. Böyle bir
iş için yüklü bir para ve de etkili bir iliş-
kiler ağı gerekir.
Hasan Özyer, 1997 yılındaMuğlaVa-
liliği'nden bölgeye inşaat yapmak
amacıyla ruhsat alır. Ctel girişiminin alt-
Hasan Özyer'in Komisyonları
yapısı şöyle oluşur: Muğla Valiliği İl Ba-
yındırlıkve Iskân Müdürlüğü'nce hazır-
lanan ve Baymdırlık ve Iskân Bakanlı-
ğı'nca onaylanan 1/5000'lik plan şe-
ması ve 1/25000'lik Fethiye Dalaman
Nâzım Planı, Gemile Koyu'ndaki tapu-
lu arazilerdeyüzde 30'avaran yapılaş-
maya izin verecek şekilde çıkarılır. Çı-
karılan bu plana dayanarak Özyer, o-
tel inşaatı için ruhsat alır. Orman içine
yol ve otel inşaatında, bu nâzım planı
kendisine kalkan ederek işe başlar.
Otel inşaatını gören çevredeki kişi ve
kuruluşlar harekete geçerler. Çevreci
kuruluşların başvurusu üzerine Kültür
ve Tabiat Varlıklarını Koruma Genel
Müdürlüğü 16 Temmuz 1997 tarihinde
Gemile Koyu'nu ve çevresini doğal SİT
alanı olarak tescil eder. Bu alanda ya-
pılaşmanın ve yol inşaatının durdurul-
ması gerekir.
Ancak özyer'in becerisi burada da
devreye girer ve bir şekilde inşaat
önemli ölçüde ilerier. Otelin kaba inşa-
atı bitirilir. Sonra durur. Ardından Ha-
san özyer, alınan yasaklama kararian-
nı aşabilmek amacıyla davalar açar.
Bunlar da aleyhine sonuçlanır. Otel in-
şaatını durdurmak zorunda kalır. Ama
Hasan Özyer, genç ve dinamik bir işa-
damıdır. Bu başansızlığı(!) içine sindi-
remez. Yaklaşan 18 Nisan seçimlerin-
de milletvekili olmaya karar verir. Çev-
re kuruluşları, Özyer'in ne amaçla
Meclis'e gitmek istediğini az-çok bil-
diklerinden onun milletvekili adayı ol-
maması için kampanyalar açartar.
Özyer'in yeteneği burada da kendi-
sini gösterir. Zamanın iktidar partisi
ANAP'tan, seçilecek bir sırada aday
olmayı başarır. Bunu nasıl sağladığı,
çevrenin en güzel koylarından birisini
imara açmaya çalışan bir kişi olarak
nasıl seçilecek bir sıraya adının yazıl-
masını başardığı da aynca incelenme-
ye ve araştırılmaya değer bir konu. Bu
da ANAP yönetiminin açıklaması ge-
reken bir nokta. Yoksa zaten milletve-
killeri, bu tür başanlan nedeniyle mi lis-
telere giriyorlar?
• • •
Hasan Özyer, ANAP'tan Muğla Mil-
letvekili olarak Meclis'e girmekle yetin-
meyecek bir kişiliğe sahip olduğunu
yeni başanlara(!) imza atarak kanıtladı.
Özyer'in otel işi nereden çözülebilirse,
Özyer o alanlan kendisine hedef ola-
rak seçti.
Yeniden Meclis albümüne dönüyo-
ruz. Hasan Özyer'i, Ediz Hun'un baş-
kanhğını yaptığı TBMM Çevre Komis-
yonu üyesi olarak görüyoruz. Üstelik
ikisi de aynı partiden milletvekili.
Özyer, başarılanna bir yenisini daha
ekleyerek Meclis'te bir başka komis-
yonun üyeliğine de seçiliyor: Türkiye
Büyük Millet Meclisi Baymdırlık İmar
Ulaştırma ve Turizm Komisyonu.
MHP'li Mustafa Gül'ün başkanlığını
yaptığı bu komisyonun üyelerinden bi-
risi de yine Hasan özyer.
Nediyelim, Özyer'in başanlan karşı-
sında hayranlık duymamak elde değil.
Yakında bu bölgeyi imara açacak ye-
ni yasalar çıkarabilir de. Kendisini Ba-
ymdırlık ve İmar Bakanı olarak görür-
sek şaşırmayacağız. Yaşı uygun hale
gelince de cumhurbaşkanı. Şimdiki
Cumhurbaşkanımız da müteahhitltk-
ten gelmedi mi? Neden olmasın? Bek-
liyon •?.
Ekonomik temaslar
IMF'den İ
yeşUışık
beldeniyorÖZGENACAR
ANKARA - Başbakan
Bülent Ecevit'in Was-
hington görüşmelerinin
ekonomik alandaki ağır-
lık noktasını, Türk hükü-
metinin '1 Ocak 2000 sa-
bahı başlatacağı üç yılhk
istikrar ekonomisi prog-
ramma' ABD'nin fınans-
man kuruluşlannın, Dün-
ya Bankası'nın (IBRD)
ve Uluslararası Para Fo-
nu'nun (IMF) desteğini
sağlamak oluşturacak.
Türk hükümetinin ver-
diği programın temel il-
keleri ile benimsendiği-
ni, IMF, "Ongörülen he-
deflere ulaşma, ancak
Türk ekonomisinin tüm
bölümlerinin işbirliğini
gerektiren; toplumu, hü-
kümeti, çahşanlan, giri-
şimcileri ile uhısal bir ça-
ba göstermeieri ilezorun-
ludur. Bu çabanın göste-
rilecegine ve bu hedefe
ulaşüacagma güveniyo-
ruz* sözleri ile açıkladı.
Bu sözlerden sonra
beklenmedik birbiçimde
ortaya çıkan Marmara
depreminin getirdiği 3.5-
6 milyar dolar arasındaki
mali yükün yarattığı den-
gesizlik, dünya ekonomi-
sini yönlendiren sacaya-
ğını oluşturan IMF- I-
BRD ve ABD arasında
yeniden değerlendirildi.
Bu kuruluşlann yanı sıra
Japonya, Ortadoğu ülke-
lerinden 3.5 milyar dolar
bağış ve gevşek kredi
sağlandı. Türkiye'nin de
1.6 milyar dolarhk açık
için deprem vergi paketi-
ne başvurması kararlaş-
tmldı.
1 Ocak 2000 sabahı
başlayacak ve özellikle
borç-faiz kıskacındaki
'kamu maüyesini düzlü-
ğe' çıkarmayı hedefleyen
'istikrar ekonomisi prog-
ramının' gerçekleştiril-
mesinde şöyle bir takvim
ortaya çıktı:
28 Eylül: Ecevit ABD
Ra^-kanı Bill Clinton'dan.
programa ABD'nin EîC-
IM Bank. OPIC, TD^.
USAID gibi resmi f\-
nansman kuruluşlannın
desteğini ve patronu k.Q-
numunda olduğu IMF Ve
IBRD'de 'karrvizitiııi'
kullanmasını isteyecek.v
29 Eylül: Ecevit, Dün-
ya Bankası Başkanı Ja-
mes W'olfenhenson ve
IMF Başkanı Michael
Camdessus ile son değer-
lendirmeyi yapacak yje
Türk hükümetinin karar-
lılığını anlatacak.
15 Ekfan: İstikrar eko-
nomisi programını he-
defleyen 2000 bütçesı
TBMM'ye sunulacak.
Ardından bu kuruluşlai-
ca da inandıncı buluna-
cak vergi paketini ta_-
mamlayan yasa tasanlan
getinlecek.
Kasun başı: Türkiye
ile IMF arasında 'stand-
by' anlaşması imzalana-
cak. IMF, uluslararası pa-
ra piyasalanna Türlcf-
ye'ye kredi musiuklarıjıı
açmalan için yeşil ışik
yakıp çağnda bulunacâ^.
Yeşil ışığın 5 milyar do-
larlık bir kredi anlamına
geleceği söyleniyor. (Öu
rakama 3.5 milyar dolar-
hk deprem yardım pake-
ti dahil değildir.)
18 Kasım: ABD Baş-
kanı Clinton Ankara zi-
yaretinde ABD finaasr
man kuruluşlannın Tür-
kiye'ye yapacağı destek-
leri açıklayacak. ?iı
1 Ocak: Yeni bütçe-ve
vergiler devTeye girerken
Türkiye'de telekomun
başını çektiği satışlarfe
tam bir 'özeüeştirme yıF
yaşanacak. Uzun süredit
kullamlmayan bahçe nr-
lumbalannda kuyudan
suyu yeniden çekebilmek
için tulumba üzerine dö-i
külen yanm kova su ben^
zeri görev yapan kısa va-
deli 'stand by' kredileri^
ni veren IMF'nin gerçek;
katkısı dünya kredi odak,-
lanna yaktığı "yeşil ışık'la
önem kazanmaktadır.
Spastik Çocuklar Vakfı'nın 10. kuruluş Mİdönümü
kutlamasuıa sinema sanatçısı İzzet Günay da kadldt.
Sabancı'dan ,
engelli \
sporculara ödül
Istanbul Haber Servisi-
Türkiye Spastik Çocuklar
Vakfı, 10. kuruluş yıldö-
nümünü düzenlediği "yaz
sonu pikniği'' ile kutladı.
Kutlamalar çerçevesinde,
Amerika'da düzenlenen
özel olimpiyatlarda altm
madalya kazanan zihinsel
engelli 12 Türk sporcuya,
Salap Sabancı tarafından
"Sakıp Sabana Özel Ödül-
leri" verildi.
Metin Sabancı Spastik
Çocuklar ve Gençler Eği-
tim, Üretim ve Rehabili-
tasyon Merkezi'nde dü-
zenlenen ödül töreninde
konuşan Devlet Bakanı
FikretÜnlü, Türkiye'de şu
anda 7.5 milyon engelli ol-
duğunu hatırlatarak bu ra-
kamın aile bireylenyle bir-
likte 30 milyona yakın in-
sanı kapsadığını kaydetti.
Ünlü, yapılan ve yaptınla-
cak tüm tesislerde engelli-
lerin de kullanabileceği
bölümlere yer verdiklerini
ve engellilerin daha rahat
hareket edebilecekleri me-
kânlan, toplumun her ke-
siminde yaygınlaştırmayı
amaçladıklannı söyledi.
tşadamı Sakıp Sabanc)
da konuşmasmda engelli
insanlann toplum dışıni
itiknemesi gerektiğini bei'
lirtti. Zihinsel engelli ço"".
cuklara şans verilmesını
isteyen Sabancı, "Bakıi|
onlar altın madahalan
ödülfer kazanıyor. Başan;
nın ve kazanmanın se\ inch-
ni hep birlikte paylaşalım*
dedi. ' ;
Türkiye Spastik Çocukf
larVakfı Başkanı Prof. Dr,
Hıfn Özcan da bu yıl
ABD'nin North Caroline
eyaletınde gerçekleştiriled
özel oHmpiyatlarda kendi*
lerinin eğittiğı 12 engelli^
nin altın madarya kazandif
ğını ifade etti. Odül törenif
nin ardından, Metin SaT
bancı Spastik Çocuklar ve
Gençler Eğıtim, Üretim ve
Rehabilitasyon Merke-j
zi'ne yapılacak olan ek te
1
sislerin temelı atıldı. Yeni
yapılacak ek tesislerde
atölyeler, özel eğitim sınıft
lan, yaşam ünitelen, misa-
firhane, kafeterya, kapali
spor salonu ve yüzme ha-;
vuzunun yer alacağı bildi-»
rildi.