Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
27EYLÜL 1999 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Izmit Büyükşehir Belediye Başkanı, geçici prefabrike konutlarla 500 trilyonun israf edileceğini söyledi
Siniıen'den Ecevit'e örierilerKOCAELİ (Cumhuriyet) - tzmit Bü-
yükşehir Belediye Başkanı Sefa Sir-
men Kocaeli 'nde iki yıl sürey le toplanan
vergilerin kendilerine bırakılması halin-
de kenti eskisınden daha mükemmel ko-
numagetirebileceklerini öne sûrdü. Sir-
men. geçici prefabrike konutlarla 500
trilyonun israf olacağmı söyledi.
Sefa Sirmen. Başbakan Bülent Ece-
vit'e gönderdiği mektupta Kocaeli'nin
en çok vergi ödeyen iller sıralamasında
ikinci olduğunu anımsatarak iki yıl sü-
reyle toplanan vergılerin kentin kullanı-
mına bırakılmasını istedi. Sirmen, bu
parayla kentin eskisinden daha mükem-
mel duruma getirilebileceğini söyledi.
Geçici prefabrike konut yapımıyla
500 tnlyon liranın israf edileceğini söy-
leyen Sirmen. bunun yenne yerel yöne-
timleTe yetki verilerek Kocaeli Valiliği
ve belediyelerin birlikte hazırladığı 3.5
Ayda 50 Bin Kalıcı Konut Projesi'nın
başlatılmasını önerdi. l Ekim'den itiba-
ren verilecek olan 100 milyon kira yar-
• Sefa Sirmen, Başbakan Bülent Ecevit'e gönderdiği bildiride Kocaeli'nin en çok vergi ödeyen iller
sıralamasında ikinci oldugunu anımsatarak iki yıl süreyle toplanan vergilerin kentin kullanımına
bırakılmasını istedi. Geçici prefabrike konut yapımıyla 500 trilyon liranın israf edileceğini söyleyen
Sirmen, bunun yerine yerel yönetimlere yetki verilerek Kocaeli Valiliği ve belediyelerin birlikte hazırladığı
'3.5 Ayda 50 Bin Kalıcı Konut Projesi'nin başlatılmasını önerdi.
dımını az bulan Sirmen, bu miktann 150
milyona çıkartılarak çadırkentlerde ya-
şayanlann da yararlanma kapsamına
alınmasını istedi. Sirmen'in diğer öne-
rileri ise şöyle:
• 600 milyon lira olarak belirlenen
hasar onanm yardımı eşyalar dikkate
alınarak 2 milyar liraya yükselrilmelidir.
• Ailesini, işyerini, işini kaybetmış
olanlardan, zor durumda olan yaşlı genç
herkese ıstihdam ve kredi olanagı tanın-
malıdır.
• Kiracı konumdaki depremzedele-
rin, belediyenin organizasyonunda ev
sahibi olmalan sağlanmalıdır.
• Kendi arsasındaki yıkılan evinin ye-
rine ev yapmak isteyenlere imkân veril-
meli, maliyeti karşılanmalıdır.
• Birden fazla katlı ve konutlu, ancak
tek kişinin mülkiyetindeki binalarda
ana, baba, çocuk-ve kardeş gibi yakın-
lan kalanlara aynca kooperatif konu-
mundaki afetzedelere ayn ayn konut sa-
hibi olabilme imkânı yaratılmalıdır.
• tşyeri hasara uğramış, müşterileri
depremzede olan esnaftmıza 1998 yılı
gelir vergi beyannamesine göre orantı-
lı şekilde işyeri kredisi ve işletme kre-
disi adı altında 5 ila 10 yıl vadeli faizsiz
kredi verilmelidir.
• Hasara uğramış endüstri kuruluşla-
n teşvik önlemleri ile hızla ûretime ge-
çecek duruma getirilmelidir.
• Toplumun yaralannın sanlmasında
sanatın ve sanatçının önemı dikkate alı-
narak sanatçılanmıza gerekli maddi ve
manevı destek verilmelidir.
• Afetzede ailelerin çocuklannın eği-
tim ve öğretim giderleri 3 yıl süre ile
Milli Egitim Bakanlığı taranndan üstle-
nilmelidir.
• Ailesini kaybetmiş çocuk ve gençle-
rin tümü devlet himayesine ahnmalıdır.
• Afet bölgesinde çalışan kamu gö-
revlilerine özel afet tazminatı ödenme-
lidir.
• Kocaeli'nde deprem sonrası daha da
çarpıcı hale gelen trafik sorunu nedeni
ile,
a) E-5 otoyol Kandıra bağlantısı kap-
samındaki, köprülü kavşak acilen bıti-
rilmelidir.
b) Adliye Sarayı karşısındaki eski
Gölcük yolu köprülü kavşağı acilen iki-
lenmelidır.
C) Izmit-Gölcük-Yalovaarası ikileme
yol çalışması ivedilikle bitirilmelidir.
• Kocaeli Büyükşehir Projesi, yeni
yapılaşma başlamadan gerçekleştiril-
melidir. Büyükşehir sınırlan Kocaeli il
smırlanna kadar genişletihnelidir.
• Belediyelerin gelirleri taraamen
durmuş, hiçbir gelirleri kalmamıştır. Bu
nedenle belediyeler acilen güçlendiril-
melidir.
• Izmit Büyükşehir Belediyesi'nin
DPT Etüt-Proje ve Yatınm Programf na
alınması için başvurduğu projelerin
2000 yılı yatınm programına alınması
sağlanmalıdır.
• Kış sporlan merkezi yapımı için
STFA fİrmasına ait Kartepe Kış Spor-
lan Turizm AŞ'ye verilen Kartepe pro-
jesinin 11 yıldıryapılamadığı görülmüş-
tÜT. Orman Bakanlığı taranndan sözleş-
me iptal edilmeli. Izmit Büyükşehir
Belediyesi yapımı için görevlendiril-
melidir.
1999 yılı, ardı ardına gelen hortum, kasırga, sel ve deprem gibi doğal afetlerle anımsanacak
Dünya ve Türkiye felaketler yorgunu• Elazığ'da önceki gün; Kütahya-Altıntaş. Aydın-
Söke ve Manisa'da dün deprem meydana geldi.
Aynca Yunanistan, Tayvan ve Kolombiya'da
sarsıntılar yaşandı. Tayvan'daki yeni sarsıntıda 4
kişi öldü. İki kardeşin 130 saat sonra sağ çıkanldığı
Tayvan'da ölü sayısı 2 bin 25'e yükseldi.
HaberMerkezi -Tüm dün- \ e grizu gibi felaketleri yaşa-
ya ve Türkıve son yıllarda art
arda büyük felaketler yaşıyor.
Hortum, tayfun, kasırga, sel
ve deprem gibi doğal felaket-
ler tüm dünyada etkisini gös-
terirken Türkiye, Yunanistan
ve Tayvan'da yaşanan büyük
depremler sonrası artçı sar-
sıntılar sürüyor. Ancak Türki-
ye'nin diğer bölgeleri de ardı
ardına sallanıyor. Elazığ'da
önceki gün 3.5, Kütahya-AI-
tıntaş'ta dün 3.2, Aydın-Sö-
ke'de 3.6, Manisa-Akhisar'da
4.1 şiddetinde deprem mey-
dana geldi. Yunanistan'da.4.1,
Kolombiya'da da 4.3 ve 4.1
şiddetlerinde iki ayn deprem
meyd^ttkgelirken bu cfep-
remlerde can kaybı olmadı.
Tayvan'da ise Richter ölçeği-
ne göre 6.8 büyüklüğünde. 30
saniye süren yeni bir deprem
olduğu ve ılk belirlemelere
göre 4 kişinin öldüğü bildiril-
di.
Tayvan'da, kurtarma gö-
revlileri başkent Taipei'deki
birotelin enkazı altından 130
saat sonra iki kardeşi sağ çı-
kardılar.
Başkentteki 12 katlı
Sungshan Oteli'nın enkazın-
da çalışma yapan kurtarma
görevhlen, enkazdan önce 20
yaşındaki mühendislik öğ-
rencisi SunChi-kwaııgı, bir-
kaç dakıka sonra da 25 yaşın-
daki kardeşi Sun Chi-feng'i
sağçıkardı. Kurtarma ğörev-
lılerinin, iki kardeşi 12 katlı
otelin üçüncü katından çıkar-
dıklan belirtilirken, enkazdan
ilk çıkanlan Sun Chı-kwang
kurtarmagörevlilerini kucak-
layarak onlara teşekkür etti.
Taipei Belediye Başkanı Ma
Vlng-jeou, Sun Chi-k-
vvang'm, buzdolabındaki çü-
rük elmalan yiyip yağmur su-
yu içtiğini söylediğini, kar-
deşlerin birbirlerine moral
verdiklerini belirtti.
Kriz Yönetim -Merke-
zi'nden yapılan açıklamada,
Tayvan'daki depremde ölü sa-
yısının 2 bin 25'e yükseldiği,
23 kişinin kayıp. 182 kişinin
enkaz altında olduğu ve 8 bin
469 kişinin yaralandığı belir-
tildi.
Hong Kong'da firHna
Tüm dünyada yaşanan
deprem, fırtına ve kasırga gi-
bi felaketler ınsanlara korku-
lu anlar yaşatıyor. Hong
Kong'da da dün yine 'Cam'
adı verilen bir fırtına yaşandı.
Cam'ın, Hong Kong'u bir
ay içinde vuran üçüncü fırtı-
na olduğu, Hong Kong'un
Chek Lap Kok Havaalanı'nda
uçuşlann ıptal edildiği, erte-
lendiği ya da uçaklann başka
havaalanlanna yönlendirildi-
ği, feribot seferlerinin yapıla-
madığı belirtildi.
Yetkililer. fırtına sırasında
2'si ciddi olmak üzere 23 ki-
şinin yaralandığını, yaklaşık
146 kişinin hükümetin ıdare-
sindeki geçici sığınaklarda
banndığını. New Territories
bölgesinde bazı yerlerde sel-
lerin meydana geldiğıni söy-
lediler.
Marmara depremi sonrası
Türkiye'de ise Istanbul'da ye-
ni bir deprem beklentisı rıal-
kı tedirgin ederken çeşitlı böl-
gelerde hafıf depremler sürü-
yor.
Türkiye son 10 yılda pek
;ok deprem. çığ, heyelan, sel
dı. Bu felaketlerde resmi ra-
kamlara göre toplam 17 bin
350 kişi yasamını yitirdi. En
fazla can ve mal kaybına ne-
den olan doğal felaketi dep-
remler oluşturdu. Son 10 yıl
içinde meydana gelen dep-
remlerde 16 bin 650 kişi, gri-
zu patlaması sonucu 250, sel
ve heyelanda 164, çığ felake-
tinde ise 286 kişi hayatını
kaybetti.
ANKA'nın derlemesine
göre, Türkiye'nin son 10 yıl
içinde. 17 Ağustos.l999'da
yaşanan 7.4 büyüklüğündeki
Marmara depreminin dışında
uğradığı diğer büyük felaket-
ler şöyle:
1992:2 Ocak: Hakkâri'nin
Yüksekova ilçesinde çığ düş-
mesi sonucu 20 kişi öldü, 15
kişi yaralandı.
1 Şubat: Şırnak'a bağlı
Görmeç köyünde, Jandarma
Bölük Komutanlığı üzerine
çığ düştü. 76'sı asker 81 kişi
yasamını yitirdi, çok sayıda
kişi kayboldu. Siirt'in Eruh
ilçesıne bağlı Tünekpınar kö-
yünde çığ düşmesı sonucu 32
asker, Uludere. Alkemer, Per-
vari, Şemdinli ve Halenze-
de'de de çığ sonucu 2'si asker
16 kişi öldü.
7 Şubat: Şırnak'ın Beytüş-
şebap ilçesinin Boğazören kö-
yünde çığ düşmesı sonucu 32
kişi öldü. Batman, Bingöl ve
Diyarbakır'da da aynı neden-
le 22 kişi hayatını kaybetti.
8 Şubat: Şırnak'ın Beytüş-
şebap ilçesi Emekli mezrası
ve Uludere ilçesine bağlı
Uzungeçit kasabasında çığ
düştü, 16 kişi öldü.
3 Marfc Türkiye Taşkömü-
rü Kurumu'nun Zongul-
dak'm Kozlu ilçesindeki In-
cirharmanı Ocağı'nda mey-
dana gelen grizu patlaması
sonucu 118 kişi yasamını yi-
tirdi, 147 kişi yer altında mah-
surkaldı.
13 Mart: Erzincan'da mey-
dana gelen depremde, 653 ki-
şi öldü.
8 Ağustos: Konyalılar
Mensucat Fabrikası'nda ye-
mekhanede metan gazının sı-
kışması nedeniyle meydana
gelen patlamada 29 kişi öldü,
86 kişi yaralandı.
1995:13 Temmuz: Isparta
Senirkent'te meydana gelen
sel ve heyelanda 74 kişi öldü,
300 ev toprak altında kaldı.
1 Ekim: Dinar'da meydana
gelen depremde 96 kişi öldü.
1998 : 20 Mayıs: Bartın,
Zonguldak'ın Devrek ve
Çaycuma ilçeleriyle, Kara-
bük'ün Yenice ilçesinde mey-
dana gelen sel felaketi bölge-
de büyük hasara, can ve mal
kaybına yol açtı. Sel felake-
tinde 18 kişi öldü, 4 kişi kay-
boldu. mahsur kalan 514 kişi
kurtanldı.
12 Haziran: Şanlıurfa'nın
Halfeti ilçesinde piknik ya-
pan aıleler sel sulanna kapıl-
dılar. 18 kişi öldü, 1 kişi ya-
ralandı. 10 kişi de kayboldu.
13 Haziran: Erzincan, Ağ-
n ve Erzurum'da meydana
gelen sel ve su baskınlannda
7 kişi yaralandı. 247 ev hasar
gördü, 250 hayvan telef oldu.
27 Haziran: Adana ve çev-
resinde Richter ölçeğiyle 6.3
büyüklüğünde deprem oldu;
145 kişi öldü, 1.041 kişi ya-
ralandı. Deprem sonrası da 56
artçı deprem meydana geldi.
17 Ağustos'ta yaşanan Marmara depreminin ardmdan Elaztğ, Kütahya, Aydın ve Manisa'da da düşük büyüklükte depremler meydana geldi.
Sivfl
savunmadan
AKUFa
eleşliri
tstanbul Haber Senisi -
Kocaeli ve Yunanistan'daki
depremde büyük başan gös-
teren ve Tayvan'daki dep-
remde de bir kişinin yasa-
mını kurtaran Arama Kur-
tarma Derneği'nin (AKUT)
Tayvan'da kurtarma çalış-
malarıru engellediği iddia
edildi. Sivil Savunma Birli-
ği Kurtarma Takım Komu-
tanı Tuba Akcan, "Tay-
van'da biz can kurtardık.
onlar ise nbbi müdahalele-
rin dışında hiçbir şey yap-
madı. Yapuan işler de
AKUTa mal edUdT dedi.
Marmara depreminin ar-
dından devletten önce fela-
ket bölgesine ulaşan AKUT,
Sağlık Bakanı Osman Dur-
muş'un "Şov yapıyorlar
rı
yönündeki açıklamalann-
dan sonra ikinci kez suçlan-
dı. Türkiye'nin ilk sivil kur-
tarma ekibi AKUT. Yuna-
nistan'daki depremin ardın-
dan bu ülkeye giderek kur-
tarma çalışmalanna katıl-
mış ve Türkiye ile Yunanis-
tan arasında "dosthık köp-
rüsünün" kurulmasında et-
ken ohnuştu. Son olarak
Tayvan'da 1 kişiyi enkaz al-
tından sağ çıkaran
AKUT'un bu bölgede kur-
tarmaçahşmalaruu engelle-
diği öne sürüldü. Sivil Sa-
vunma Birliğı Takım Ko-
mutanı Tuba Akcan, Tay-
van'dan dönüşte AKUT
hakkmda sert açıklamalar-
da bulundu. Yapılan tüm ça-
lışmalann AKUT'a mal
edildiğini iddia eden Akcan.
"AKIJT, birim çahşmalan-
mızı engeüedi. Biz enkaz al-
tından can kurtardık, onlar
übbi müdahalelerde bulun-
du. AKUT,ontın ckşmda hiç-
bir şe> yapmadı" dedi.
Akcan, kurtarma çalış-
malan sırasında kendilerine
de büyük yardımı dokunan
"Barbi" adlı köpeğin ken-
dilerine ait olmasına karşın
AKUT'unmuş gibi gösteril-
diğini söyledi.
DARÜSSAFAKA CEMİYETİ'NDEN
SAYIN HALKIMIZA
DUYURULUR
Darüşşafaka Cemiyeti 24.08.1999 tarihli toplantısında, Mar-
mara Bölgesi'nde yaşanan deprem felaketinde babasını kay-
betmiş, ilkokul 4, 5, 6. sınıflara geçmiş 60 öğrencinin okulu-
muza kontenjan dışı ve sınavsız olarak alınmasını kararlaştır-
mış ve kamuoyuna duyurmuştur. Ne var ki bölgede bizzat
yaptığımız araştırmalarda ihtiyacın daha çok ve yaygın oldu-
ğu saptandığından Yönetim Kurulumuz bu kontenjanı geniş-
letmeye ve ilave olarak da ingilizcesi okulumuzda eğitimini
sürdürmeye yeterli 7, 8, 9,10 ve 11. sınıf öğrencilerini Darüş-
şafaka llköğretim Okulu ve lise sınıflarına sınavsız olarak al-
maya karar vermiştir. ' •
127 senedir, babasını kaybetmiş, maddi durumu yetersiz başa-
nlı öğrencilerin her türlü ihtiyaçlannı karşılayarak parasız ve yatılı
eğitim olanagı sağlayan Darüşşafaka Lisesi'nin eğitim dili Ingi-
lizce olup, ikinci dil olarak da Almanca öğretilmektedir.
llgilenen öğrenci yakınlannın 7 Ekim 1999 tarihine kadar Da-
rüşşafaka Lisesi'ne başvurmalan önemle duyurulur. Yardım-
sever halkımızın da konuya duyarlılık göstereceğine olan
inancımızla teşekkürlerimizi sunarız.
••iv .• --
Adres: Darüşşafaka Caddesi, Derbent Mevkii
Maslak-Sarıyer/lstanbul
Tel: 0 212 286 22 00 / 14 hat
AYDEVLANMA
EMRE KONGAR
1982 Anayasası Bir
Hilkat Garibesidir
Yeniler belki bilmez, "hilkat garibesi", "garip ya-
ratk" demektir. (Uzun "a" ile "hâlik" yaratan, ince
"a" ile "hâlk" yaratma, normal "a" ile "hilkat" yara-
dılış).
Esas olarak "doğada görmeye alıştığımız biçim-
lerden farklı nrtelik taşıyan" anlamına gelir:
Üç gözlü bir insan, beş ayaklı bir koyun ya da di-
reksiyon başında oturan ve konuşan bir ayı gibi. (As-
lında bu sonuncu örnek artık bizim toplum için "hil-
kat garibesi" olmaktan çıkıp, normal ve doğal bir ha-
le geldi ya, neyse işte, sözgelimi!)
Bugün içinde yaşadığımız "temsili demokrasi kri-
zi"nin "hukuksal kaynaktarının" baştnda, hıç kuş-
kusuz 1982 Anayasası gelir.
Bu Anayasada vatandaş yoktur. Devlet vardır.
Anayasa, vatandaşlann "demokratik hak ve öz-
gûrlüklerini" her saydığında bunlann nasıl sınırlana-
bileceğini ve kısıtlanabileceğini öyle aynntıh ve güzel
açıklamıştır ki, bu Anayasaya "özgürlükler Anaya-
sası" degıl, "özgürlüklerin kısıttanması Anayasa-
sı" denilebilir.
Aynca, Türkiye Cumhuriyeti'ni hem "laik" diye ni-
telemekte, hem de "din derslerini" ilk ve ortaöğre-
timde zorunlu kılmaktadır.
Anayasa yapılırken ben, bu hükme ısrarta karşı çık-
mış ve o zamanlar çok etkili bir yayın organı olan
Mehmet Ali Kışlalı'nın YANKI dergisinde, birkaç
mülakatta bunun "laik bir Anayasada" yer alama-
yacağını savunmuştum.
1982 Anayasası, bu Anayasa'yı kaleme alan komis-
yonun başkanı olan Orhan Aldıkaçt'nın karşı çıkma-
stna rağmen, kendisinden önce kabul edilmiş olan
YÖK yasasını benimseyen ve bu kuruma boyun eğen
bir biçimde kaleme alınmıştı.
Ben buna da şıddetle karşı çıkarken, YÖK'ü bugün
eleştıren siyasal Islamcı kardeşlerimiz, yapılanlara
alkış tutuyorlardı.
Nitekim ben, YÖK'ün, sıkıyönetim aracıhğıyla üni-
versitelerdekı tasfıyesine karşı çıkıp istrfa ederken
de, bugün YÖK'ü topa tutan siyasal Islamcılar, tas-
fiye edilenler demokrat olduklan ve yerlerine "milli-
yetçi-mukaddesatçı" öğretim üyeleri ve yöneticiler
atandığı için, YÖK'ün o uygularnalannı da bûtün
yürekleriyle destekliyorlardı.
12 Eylül yönetimi bir yandan Atatürkçü olduğunu
öne sürüyor, öte yandan gerçek Atatürkçüleri hapse
atıyor ve Atatürk'ün kişısel mirasını bilezedeleyerek,
O'nun özel demek olarak kurduğu Tûrk Dil ve Türk
Tarih Kurumlannı ortadan kaldınp, onlan "deviet
denetiminde" bırer "resmi örgüt" haline getiriyor ve
üstelık bunu Anayasa'ya da sokuyordu.
1982 Anayasası'nın en sakıncalı maddesi ise ge-
çici 15'inci maddedir.
Bu madde hem o dönemin yöneticilerinin yargılan-
masını önler, hem de o sırada çıkanlan kanun ve ka-
rarnamelerin "Anayasaya aykınlık" gerekçesi ile ip-
tallerini yasaklar.
rBu hukürn, bugünkü "arabeskyağma kürrürüny"
bÖyuk,qlçüde (^esteklemektedır.
Merkezi hükümete "turizm alanlan ilan etmek"
yefkisini veren ünlü "gasp" karamamesi bu sırada çı-
kanlmış ve sadece Ozal döneminde Istanbul'un ve
Türkiye'nin yağmasına yol açmakla kalmamış, RE-
FAHYOL Hükümeti istrfa ettikten sonra kurulan Yıl-
maz-Ecevit koalisyonu bu hükme dayanarak, Be-
şiktaş'takı Serencebey Parkı dahil, son yeşil alan kı-
nntılannı da yağmalamaya çalışmıştır.
Aynca bu Anayasa'nın "milletvekilliği dokunul-
mazlığı" ve "düşünce özgürlüğü" maddeleri de do-
kunulmazlıkların sınırlandınlarak kısıtlanması, özgür-
lüklerin ise genişletilerek güvenceye alınması için de-
ğiştirilmesi gereken hükümler arasındadır.
Sıze bir de eğlenceli anı:
Anayasa taslağı ilan edilmiş, güya tartışmaya açıl-
mış.
Bu çerçevede Anayasa'nın miman Prof. Orhan Al-
dıkaçtı'nın sunuş yaptığı bir toplantı düzentenmiş.
Aldıkaçtı, Anayasa taslağına karşı çıkanlann ne
denli önyargılı ve kötü niyerli olduklannı anlatmak
için "Biz bu Anayasa Taslağı'nı öğleyin 13'teaçıkla-
dık, saat 17'de taslağın yanlışlığı hakkında demeçler
verildi. Bu kadarkısa sürede bir anayasa taslağını de-
ğerlendirmek olanagı yoktur. Eleştirenlerin önyargı-
sı ve kötü niyeti buradan da bellidir" dedi.
Bunun üzerine ben de söz alarak, "Yeni doğan bir
çocuk zekâ özürlü ise bunu anlamak aylar alabilir, a-
ma bir hilkat garibesi ise bu ilk bakışta hernen an-
laşılır. Bu Anayasa Taslağı da bir hilkat garibesi ol-
duğu için yanlışlığı ilk bakışta anlaşılıyor" dedım.
Şimdi Anayasa muhalıfi kesilen kahramanlara"
ithaf olunur.
Egitim-Sen'den MEB'ye uyarı
'Gerki kodroloşma
eğitimiboltolıyor'
ANKARA (Cumhuri-
yet Bûrosu) - Egitim Sen 2
No'lu Şube Başkanı Na-
2un Alkaya, yeni öğretim
döneminde okullardaki
gerici ve ırkçı kadrolaşma-
lann arttığtna işaret ede-
rek Milli Eğitim Bakanı
Metin Bostanaoğlu'nu
uyardı.
Alkaya dün yaptığı ba-
sın açıklamasında, atama-
larda merkeze alınanlann
sıyasi referanshlar oldu-
ğunu belirterek "Köyler-
de öğretmen kalmadi. bu
nedenle merkezde öğret-
menler depo okullarda
bekletiliv-or" dedi. Hayma-
na'da 4Ö'a yakın okulun
öğretmensizlikten kapalı
olduğunu, Şereflikoçhi-
sar'da 300"e yakın öğret-
mene gereksinim olduğu-
nu kaydeden Alkaya, "Ye-
ni öğretim döneminin ba-
şuıda TürkiyeCumhuriye-
ti'nin başkentinde okullar
öğretmensiz, smıflar dolu
ya da kapab" dedi.
Eğitimdeki ırkçı kadro-
laşmaya örnek gösteren
Alkaya, Yenimahalle Al-
parslan Lisesi Fen Bilgisi
öğretmeni İbrahim Ko-
ca'nın görev yaptığı dö-
nemde sakallı ve şalvarlı
olduğuna dikkat çekti. Al-
kaya şu bilgileri verdi:
"Kendisi aynı zamanda
Vahdet Vakfi:
nın yönetici-
sidir. Bu nedenle çeşitti ne-
denlerlesonışturmalarge-
çirmiştir. 10 Kasun
1997'de Atatürk'e haka-
retten tutuklanmış ve 4 ay
cezaevinde kahmş, ancak
yine kendisine cezaevi sü-
recinde tam maaş öden-
miştir. Bakanlığın kendisi-
ne verdiği idari \e maB ce-
za ise Ortaöğretinı Genel
Müdürlüğü'nde 1 yıl 9 ay
24 gün, sümen aln edM.
Bakan Bostancıoğlu'nun
görevlendinüği iki bakan-
uk mfifettişi ise bu Atarürk
ve cıımhuriyet düşmanuu
emekli etmeji başârdı."
Alkaya, Bostancıoğ-
lu'na şu sorulan yöneltti:
"Acaba başka sümenal-
0 edilen dosyalar var mı?
Böylesi uygulamalaria 00-
ü olarak nasıl işlemler ya-
pümaktave nasd sonuçlan-
maktadır? Tüm bu oiayla-
ruı zonınhı kesintisize^ti-
mi baltaladığını görmüyor
musunuz?"