Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 27 EYLÜL 1999 PAZARTESİ
OLAlLAİl. \CJ olay.gorus@cumhuriyetcom.tr
Ulusumuzu acılar ıçınde bırakan Mar-
nara Deprernı bırçok yonden değerlendır-
nelere konu yapıldı, yapılmakta, daha da
-japılacak Olaym nedenlen ve sorumlula-
n aranırken uzennde en çok dunılanlarara-
sında ası) goze çarpanlar, kentleşme ve ya-
pılaşmanın çarpıklığı, plansız ımar, kımı
yuklenıcılenn (muteahhıtlenn) doymak
bılmez kazanç hırslan, kamu yonetımının
bır butun olarak boyle olaylarda hazırlık-
sızbulunması deneyım, donanım araçge-
reç yetersızlıklendır Deprem olgusunaher
yonujle sahıp çıkacak bır bakanlığm bu-
-İunmamasını bır eksıklık sayanlanmız da
-var
Cumhunyet gazetesı gıbı çok az sayıda
-basın ve yaym organında ıse haklı olarak,
depremın kultürel, etık, toplumsal ve sıs-
terrun yapısal özellıklennden kaynaklanan
boyutlanna yer venldığı dıkkat çekıyor
-Ulkemızde yıllardan ben egemen kılınma-
-ya çalışılan kamu karşıtı ve bıreycı dfinya
goruşunun deprem zararlarının çığ gıbı
buyumesınde çok onemlı bır payı olduğu
yadsınabılır mı° Bu koşullar, bu doğrultu-
dakı ıç ve dış koşullandırmalar surdukçe
benzen felaketlenn arkasının gelmeyece-
_ğı gun gıbı açıktır
Bunlara ek olarak kısaca değınmek ıs-
tedığımkonu deprem dolayısıylaülkemız-
de nufusun ve sanayınm dengesız dağıhşı
^uzennde kımı meslek örgutlen dışmda ye-
tennce durulmamış olmasıdır 21 yüzyıla
gırmek uzere olduğumuz bugunlerde en
sık duyduğumuz kavTamlann başında 'bfl-
gı toplumu'. "ıJeüşım devnmı' vb tenmler
gelıyor Bılgı toplumu olmak, herhalde bıl-
jgı > ığınlan arasında yolunu yıtırmek de-
mek olmasa gerektır Tersıne, bılgı bınkı-
mınden, geçmış deneyımlerden bılımın ay-
dınlığında ders alıp geleceğe donük olarak
ussalkararlarverebılmektır Böylebıryak-
1aşım. hıç kuşkusuz, nüfusun ve sanayının
ulke topraklan uzennde nasıl dağılacağı
konusunda dunyadakı deneyımlerden ya-
Çarpık Kentleşmenin Böylesi...
Prof. Dr. Ruşen KELEŞ
rarlanmayı gerektınr Ama ozellıkle kent-
lenmızın ve kentlı nüftısumuzun bolgele-
re dagılışında yakın geçmışte tutulan yo-
lun, kısaca, 'tercıhlı dengesızfak' polıtıka-
sının hemen değıştınlmesını zorunlu kı-
lar
Ikıncı Dünya Savaşı'nın hemen once-
sınde tngıltere'de, krallık, bn- bılım kuru-
lu, Barlovv Yarkurulu oluşturarak nufusun,
fabnkalann, kamukuruluşlanmn, yatınm-
ların Londra da ve yakın çevresınde aşın
olçulerde yoğunlaşmasından doğan stra-
tejık, ekonomık ve toplumsal tehhkelenn
ve bunlann çözüm yollannm neler olduğu-
nu ınceletmıştır
Yarkurul, Londra'nm nufusunu olabıldı-
ğınce azaltmayı, yoğunluk artışını ozendı-
ren bır etmen olarak arsa spekülasyonunu
önlemeyı, başkente goç edıp yerleşmek ıs-
teyen nüfusu ozendıncı vontemlerle çev-
reye \e başka bölgelere, yenı kentlere yö-
neltmeyı onermıştır
tngılız hûkumetlen, savaş yıllan ıçınde
bu onenlen uygulamaya firsat bulamadı
Ama savaştan sonra ılîc yaptıklan ış Yenı
KentJerYasas'nı çıkararak Londra'mn dı-
şında ve uzağında, ıyelığı kamunun elınde
olan topraklar uzennde, kamu ortaklıkla-
nnın oncüluğünde 15 yenı ve küçuk ken-
tınkuruluşunugerçekleştınnekoldu Son-
rakı yıllarda sayılan 40'a yaklaşan yenı
kentler sayesındedır kı, Londra, aşın kent-
leşmenin ve sağlıksız buyumenm olumsuz
etkılennden kendını buyuk ölçüde kurta-
rabıldı Yenı kentler olmasaydı, başkentm
nüfusu belkı bugünkünun bırkaç katını bu-
turdu
lngılızlenn deprem ve ımar afetlen gıbı
olaylann ardından gıderek değıl. fakat on-
ceden tasarlayıp uyguladıklan bu yontem,
daha sonra Israıl Hollanda, Fransa ve Ja-
ponya'dadabaşanylayınelendı Turkıye'de
ıse Atatürkv e arkadaşlannın büvük bır on-
gorüyle kurdukkn Ankara mn başanlı ben-
zerlennı ne yazık kı yaratamadık
Ulkemız, bılınen nedenlerle yanm yuz-
yıldan ben hızlı bır kentleşmenin sonuçla-
nndan etkılenıyor tmarveyapılaşmadakı
çarpıklığın etkılennın boyutlan kentten
kente, bölgeden bolgeye değışıyor Sankı
herkes orada kolayca ış bulabılıyormuş ve
kentlerdekı nüfusun yaklaşık uçte bın 'en-
fbnnel kesm' dıye bılınen düzensız, guven-
cesız, hatta kaçak ışlerde çalışmak zorun-
da kalmıyormuş gıbı tstanbul ve Marma-
ra bolgelen başta olmak uzere büyuk kent-
lere nüfus akınlannın hızı bır turlu kesıl-
mekbıbnrvor KalkuımapfcuüarınınbugÜD-
kû gjbıgostermehkolmadığı 196O'h yıllar-
da,bü\^kkentlernıımlekiaşınvığılnıayıha-
fîfletecek onlemlere planlarda ver venh-
vordu. Son 15-20 vılda ıse küresefleşmeye
daha i>i ayak uvdurabılmek. İstanbui'u
dünya kentı' yapabDmek ıçın kenü ve çev-
resını kendı ınsanımızın değıL uluslararası
sermav emn çıkartan doğruitusunda btçkn-
lendırmekte. «vasetçı. beledrvecı, bürokra-
a vebıhm adamı el elevermış durumdadır-
lar. 12 EyhıTden sonrakı hukümetlenn bep-
s, bu ozîem ıçınde olmuştur tstanbul'u doi-
duran gokdetenkr ış merkezlen.beşyıldız-
h otelkr. bu vöndekı çabalann kent bıçunı-
ne vansıvan gorüntulerdır. Ne vazık kj
1996'da ev sahıplıgını vapüğunız Dunva
Yerteşmeler Konferana na (HABITAT İI)
ülkemızın sunduğu restru vazanakta da bu
gıdtşe boyun eğmenuı kaçuulmazhğı vur-
gulanarak dûnya kaprtahzmıyte bütünkş-
me gereğı savunulmuştur.
0>sa Turkıye de büyuk yerleşım yerle-
nnı ve sanayı bölgelennı hava saldınlann-
dan ve doğal yıkımlardan konunak ama-
cıyla nufusun seyrekleştınlmesuıı ongö-
ren yasal duzenlemelervardır Hatta 196O'h
yıllarda Mıllı Guvenlık Kurulu'nun onen-
sı üzenne hükümet, Marmara Bölgesı'nın
nüfus ve yerleşım yapısına daha akılcı bır
bıçım vermek amacıyla orada ve bırkaç
bölgede 'nâzım plan bürosu' adını taşıyan
planlama orgutlen kunnuştur Bır yandan
da bölge planlan vardımıyla ülkede nufu-
su, kaynaldan ve sanayıyı daha dengelı da-
ğıtmanın ılk adımlan atılmıştı Bırçok ko-
nuda olduğu gıbı bu çahşmalar da yanm
bırakıldı 12 Eylül yonetımı ıse aİcıl al-
maz bır merkezıyetçı anlayışla bu tür ör-
gütlenmelere ve planlama gınşımlenne son
verdı
Sanayının Türkıye'nın baasında yoğun-
laşması ıçın 40-50 yıl önce geçerlı sayıla-
bılecek etmenlerden hıçbın, kanımca, bu
gun ıçın geçerlı değıl Ulaşım ve ıletışım
teknolojısı, enerjı kaynaklannrn çeşıtlılığı
ve dagılışı, pazarlann genışlığı emeğınul-
kenın her yanında kolayca sağlanabılme-
sı, sanayjcıyı Marmara'ya sıkışıp kalmak-
tanbüyük ölçüde kurtarmış olmalıdır Kal-
dı kı bırçok taşra kentınm altyapı eksıklı-
ğını, tstanbul'dakmden çok daha duşük bır
mal oluşla gıdermek olanağı vardır Orta
ve kuçuk ölçeklı sanayı ıle kamu kuruluş-
lannın Istanbul'a yonelmelennın haklı ger-
ekçelen olduğu savunulamaz
GAP eğer hukumetlerden beklenen des-
teğı gorür, tanmda, sanayıde ve toplum ya-
pısmda donuşum sağlayabılecek bır başa-
n duzeyıne ulaşırsa, Marmara'nın kentleş-
mesınde yaşanan vanlışlan >melemekten
kaçınmak koşuluyla kentleşmedekı bolge-
sel dengesızlığın gıdenlmesınde de büyük
katkı sağlar Türkıye'nın yenı GAP'lara
gereksınmesı olduğu açıktır Karadenız'ın
doğusu ve batısı ve Doğu Anadolu ıçın
benzen bölgesel planlama çabalan hemen
başlatılmalıdır Jtentleşmedeb başıbozuk-
luğun umut bağlanabılecek çozümlenn-
den bın buradadır
BırleşmışMılletlerÖrgutu'nün 1993'te
Jakarta'da, 1996"da Pekın'de düzenledığı
ve değerlı meslektaşım Prof Dr Aykut
Barka ıle bırlıkte katldığımız Etoğal Afet
Bılımlen ve Kamu Yonetımı konulu bı-
lımsel toplantılann sonuç bıldırgelennde,
ussal kentleşme ve yerleşım polıtıkalan,
deprem zararlanmn azaltılmasında en uy-
gun yontem olarak değerlendınlmıştır Ul-
kemızde doğal yıkım olaylannda can ve mal
yıtıklennın en duşuk dûzeyde tutulabılme-
sı ıçın ımar, deprem ve yapı yasalannın
yem planlama anlayışlannın ışığında yenı-
den ele alınması zorunluluğu vardır Bu
konuda, ODTÜ'de bır bılım kurulunun so-
nuçlandırdığı ıkı yıllık bıhmsel araştırma-
nın hukümete çok yakında sunmuş oldu-
ğu yazanağında kısa, orta ve uzun donem-
lerde atılması gereken adımlar açıkca gos-
tenlmıştır (Bkz Haluk Sucuoğiu, 'Imar
KanunuDeğısrnehdır MiDiyrt,268 1999)
Zaman, ımar ve planlama yetkılen açısın-
dan beledıyelerie devktm kavgaedeceğı za-
man değıldır
Kurtuluşumuz, kentsel gelışmeyı arsa
mafyasma, yapılaşmayı açgozlu yapı yük-
lenıcısıne havale ederek rahatlayan yone-
öcüerden, onüne konulan nesnel ÇED (Çev-
resel Etkı Değerlendırme) yazanaklanna
karşm hıç duraksamadan fay hatlan üze-
nnde santral kurma buyruklan verebılen
Sİ^TOI' (') sahıbı başbakanlardan ve yaşam-
da en doğnı yol göstencı olarak bılımı
değıl, uluslararası fınans kuruluşlannı
görenlerden lcurtulmakta saklıdır
ARADA BİR
VEYSEL GÜLTAŞ KarşıyakaHahmı
'Baba'nın Adaleti
' Hepımızın bıldığı adalet heykelı bır elınde terazı
bır elınde de kılıç taşır Bunun anlamı şudur Tek
başına guç, tek başına adalet, adaleti gerçekleş-
tıremez
Kılıç guçlu olursa, arkasından despotızm, bas-
kı, zorbanın hukuku egemen olur Bunun sonu-
cunda yargı guçlulenn delıp geçtığı, zayıflann da
takıldığı bır orumcek ağına donuşur
Adaletın dağılımında yasalar onundekı eşıtlık ıl-
kesı zedelenmemelıdır Bu ılke zedelendı mı yargı-
ya olan guven azalır Eğer ulkede tnlyonluk vurgun-
lanyia bankaları hortumlayanlar ve baklava çalan-
lara verılen cezalar kamuoyunda tartışılıyorsa, çu-
rume başlamış demektır Sıstem şışeyt kınp, ko-
şeyı donenlen kolluycxsa, yargının onune başka guç-
ler geçmış demektır Ceza adaleti bu boyuta va-
np, yasalar onundekı eşıtlık ılkesı zedelendığınde,
en ılkel bıçımdekı "kendılığınden hakalma" duy-
gusu meşnjlaşır, buna soyunan yasadışı kışıler ço-
ğalır Gecıken adalet hep bu dönemlenn urunudur
öte yandan, adalet guçlu olur, guç zayıf olursa
adalet etkısızleşır Etkınlığı duyulmaz olur Zaman
zaman yargıçlar ıçın "Cuzdanı ıle vıcdanı arasın-
da sıkışan "turde soylemlere karşın, etıksel değer-
lerie donanımlı yargıçlar ıçın soyienen "Bertın'de
yargıçlar var" sozu de gundeme gelır
Sonuç olarak, Pascal'ın deyışıyle "Kuvvetsız
adalet acız, adaletsız kuvvet de zalımdır"
Ulkemıze baktığımızda bugun ne goruyoruz?
Geçen aylarda olen yazar Marıo Puzzo'nun, "Ba-
ba" adiı romanını okumayanımız filmını gormeye»
nımızyokgıbı "Baba"adlıfılm, zavallı bıradamın,
kızını kaçınp ırzına geçen ve guzel yuzunu kınk şı-
şe ıle parçalayıp bakılamaz duruma getıren meşın
ceketiılen, mafya lıden "Saöa"ya yakınması ıle
başlar Ellennı onunde kavuşturan adam "8abâ"nın
onunde konuşuyor "Kızımı o hale getıren genç-
lereyargıç uçeryıl hapıs cezası verdı, sonra da ce-
zalannıtecılettı Alaycı bakışlannı gormelıydınız "
"Baba"nın "Benden ne ıstıyorsun" sorusuna, mah-
kemenın verdığı ceza ıle tatmın olamayan adamın
yanıtı şudur "Senden adalet ıstemeye geldım, öl-
durt onlan'" Mafya lıden bıraz daha adıl olacak kı,
ılgınç bır yanıt venr "Senın kızın yaşıyor." Adamın
yanıtı ıse daha ılgınçtır Sankı yaşadığı toplumun
ıstegını yansıtıyor "öyleyse onlan da o hale ge-
tırt, sen bızım babamızsın ." "Baba" sozunu tu-
tar ve meşın ceketlılenn bacaklannı kırdınr
Sınemaya uyaıianan ve "Baba" rolundekı Mar-
ton Brando'nun oynadığı filmın bu bolumunde ge-
çen konuşmalar ulkemtzdekı gerçeğı sergılıyorsan-
\k\
• "Baba"nın adaletı'
Devletın adaleti gerçekleştıremedığı yerde onun
yenne "8aüa"nın adaleti geçıyor Türkıye'nın en bu-
yuk açmazı sanınm burada yatıyor Bu koşullarda
Mustafa Kemal Atatürk'un, "Yargı gucü bağım-
sız olmayan bır ulusun bağımsızlığından asla bah-
sedılemez" sozunden yola çıkarak, ulusal yargısı
dışlanan, ıç hukuku etkısızleştırılen ulkemızde bu-
gun yargının bağımsızlığından, yargının gucunden
soz edebılır mıyız?
Bu ulke kımlığını yıtıımışlenn, dayatmacılann çıft-
lığı değıl
1
Hepımızın bu ulkeye karşı "yurttaşlık gö-
revlen" var Bu gorevlenn en başında da Ataturk
Cumhunyetı'nın bıze kazandırdıklannı sonuna ka-
dar kollama, gozetme görevlen var
Elıas Canettı'nın "Kıtle ve Iktıdar" adlı yaprtın-
da, "Iktıdan butunuyle kavramak ıstıyorsak, emır-
Ie açıkca ve yureklıce yuz yuze gelmelı ve onu sı-
zıdan yoksun bırakmanın araçlarını aramalıyız"
dıyor Bundan şu sonuç çıkanlabılır Demokrası
-bılıncı ıçınde anayasamızda yer alan "laık", "demok-
ratık", "ınsan haklarına saygılı", "sosyal hukuk
devletı" ılkelennı savunan, "hukukun ustunluğu'ne
manan, katılımcı sıvıl orgutluluğu one çıkaran yurt-
taşlık bılıncıne sahıp çıkmalıyız once Bunu hayata
geçınrken rahmetlı Ismet Inönü'nun, "Bırulkenın
namuslu ınsanları, namussuzlar kadar cesaret
sahıbı olamazlarsa o ulke aydınlığa kavuşamaz"
sozunu de unutmamamız gerekırdıye duşunuyorum
Başka ulke yok Ulkemın geleceğıne sahıp
çıkacak, aydınlığını çoğaltacak mılyonlarca ınsanın
varotduğunamanıyorum Bunedenledeaslaumut-
suz değılım
Atatürkçülük Örgütle YaşarKısaca anımsatalım 18 Nısan seçımlennde
ortaya çıkan tablo ulkemızı bır yandan tedırgın
ederken, öte yandan umut nederudır Yıllann
CHP^ı, sıyası tanhınde en elvenşsız ve
antıdemokratık seçım yasalanna karşı hıçbır
zaman parlamentonun dışında kalmamıştı
Ancak, CHP tanhı mısyonundan
uzaklaştığından, Atatürk'un partısı olmaktan
çıktığı ıçın 18 Nısan seçımlennde buyuk bır
hezımete ugramıştır Aslında 1995 seçımlen
CHP'ye bır uyan olmasına karşın CHP yonetımı
köklennden uzaklaşmaya devam etmış ve
polıtıkalan ıle ulkedekı sağ zıhnıyet ıle aynı
düzleme duşmüştur AJo Ok, CHP'nın sadece
bayrağında kalmıştır CHP, Turkıye halkınm
kendısme verdığı son uyanyı bakalım nasıl
değerlendırecek' DSP ıse CHP'nın ıçıne duştüğu
bu olumsuz nedenle, başka bır seçenek
olmadığmdan, geleneksel yurtsever oylann
önemlı bır kısmını almış ancak ızledığı
polıtıkalar ve Fethuüah savunuculuğu ıle kısa bır
süre ıçınde ıtıbar yıtırmıştır DSP'nın de, Altı
Ok'un partısı olamayacağı ortaya çıkmıştır
Ancak ulkemızde Cumhunyet Devnmı'ne sahıp
çıkan, ortaçağın Cumhunyete yonelık
saldınlanna karşı koyan, ülkemızın
bağımsızlığını ve onurunu korumaya çalışan
büyuk bır Kemalıst ve sosyalıst bınkım
bulunmaktadır Eksık olan tek şey ıse bu büyük
bınkım örgütlu değıl ya da yanlış yerlerde
bulunmaktadır Bu bınkımın yok olmaması,
dağılmaması ıçın ve ülkemızın tam
bağımsızlığına yenıden kavuşması,
aydmlanmanm ulkeye egemen
olması ıçın, butun yurtsever guçlenn kendı öz
orgutlen ıle sıyasal arenaya çıkması bır
zorunluluktur örgütunuz yok ıse hıçbır şeyınız
yoktur lyı köşe yazısı yazmakla bağımsızlık ve
aydmlanma mucadelesıne katkı sunmak artık
olanaklı değıldır Yurtsever olmanın temel
olçütü, tam bağımsızhğı ve aydınlanmayı
yenıden egemen kılacak sıyasal partıyı
yaratmaktan geçecektır
Butün yurtsever guçler (sosyalıstler ve
Kemalıstler) bır an once gerçek sıyasal partılennı
yaratarak, sıyası arenadakı yozlaşma ve ıhanetın
onüne geçmelıdırler Ulkemızde en olumsuz
şartlarda mutlaka bır seçenek çıkmıştır Bugun
de bu seçenek partıdır Unutulmasm, halkımız
yenı bır Mustafa Kemal anyor
Halkın aradığı Mustafa Kemal, AJtı
Ok'un gerçek savunucusu ve uygulayıcısı
olacak partıdır Burada yer almalı ve
orgütlenmelıdır Ulkemızı ıçıne düşmuş olduğu
kaos ortamından, ırkçı ve de gencı saldınlardan
kurtarmdmn tek yolu, bütun yurtsever guçlen
kucaklayacak sıvasal bır partıdır Bunun ıçın
butun Kemalıst ve sosyalıstler goreve
sanlmalıdır
Av. HajTİ Yaman
FENERBAHÇE - MTK BUDAPEŞTE
GUN 30 Eylül Persembe 21:30
Hemen üye olun.
yenilemenizi
son güne bırakmayın!
(0212)225 55 55
www.cine5.com.tr sadece
CUMHURİYETTEN
OKURLARA
ORHANERİNÇ
Çeteleri Kim Attetti?
Turkıye Buyuk Mıllet Meclısı cuma gunu yenı ya-
sama yılına başlayacak
Gundemdekı onemlı konulann başında Çanka-
ya'dan donen Af Yasası ıle deprem vergılerı tasa-
nsı yer alıyor
Deprem vergılen, Başbakan'ın ABD gezjsınde sağ-
lanacak kaynaklara bağlı olarak ertelenebılır ama,
Af Yasası ıçın aynı beklentı soz konusu edılemez
Zaten af konusundakı tartışmalar da medya ara-
cılığı ıle kesılmeden suruyor
Bayan Ecevit DSP Genel Başkan Yardımcısı
kımlığı ıle yaptığı son açıklamada affın kendı one-
nsı dışında genışledığını soytedı
Acaba oyle mı?
"Insan hafızası unutkanlık ıle sakatlanmıştır" der-
ler Doğrudur
Ama bılgısayar hafızası ıçın aynı değerlendırme
geçersız kalıyor
Bır duğmeye bastığınızda, ıçınde "af" kelımesı
geçen tum bılgıler elınızde oluyor
Bayan Ecevıt'ın soyledıklerı de
Bayan Ecevıt, af ıstegını ılk kez 18 Temmuz 1998
gunü dıle getırmış " Kamuoyumuz, teror ey-
lemlen, bölücü eylemler ve ınanç somurusü ko-
nulannda çok duyahıdır Adı suçlar ıçın getınlecek
af, bu konulan kapsamamalıdır Zaten anayasanın
14 maddesı de bu gıbı suçlardan hukumlu olan-
lann affını onlemektedır
Ancak adı suçlann yanı sıra 14 madde kapsa-
mına gırmeyen duşunce suçlan da af kapsamına
alınmalıdır "
Bayan Ecevıt'ın 3 Ağustos 1998 gunu yaptığı ya-
zılı açıklamada da şu bolum yer alıyor
"Kamu vıcdanının affetmedığı kımselen bız de
affetmeyız Onlar ıçın belkı ancak ınfaz sıstemın-
de sınıhı ve dengelı bazı duzeltmelehe yetınılebı-
lır"
DSP, şımdı ozellıkle çete mensuplan ıçın ongo-
rulen sınıriı affı yadsıyor ama, acaba gerçek oyle
mı?
önumuzde uç belge var
Bınncısı, Bakanlar Kurulu'nca TBMM'ye sunu-
lan tasan
Ikıncısı, Adalet Komısyonu'nun kabul ettığı me-
tın
Uçuncusu de 28 Ağustos 1999 gunu 4453 sayı
ıle kabul edılıp Koşk'ten donen "bazı suç ve ceza-
lann affına ılışkın kanun"
Tasan ıle komısyon ve yasa metnı arasında dort
farkvar
llkı, af tarıhının 18 Nısan 1999'dan 23 Nısan
1999'agoturulmesı
Dığen, kasten adam oldurmeyle ılgılı 448'ıncı
maddenın yerının değıştırılmesı
öburlerı de, deprem nedenıyle "taksırlı tehlıke-
ye sebebıyet verenlen" kapsamına alan 388'ıncı
madde, lcra rflasYasası ıle ÇekYasası'nın bazı mad-
delen
İ
-
L
"
J1{
- *
Bu maddeler de eklenmr$;tloğrudan affırrkap-
samı dışında bırakılmış
Kamuoyunda buyuk tepkr yaratan ve çetelenn
mensuplanna da ceza ındınmı ongoren ozelfik, Ba-
kanlar Kurulu'ndan geldığı gıbı korunarak yasalaş-
tınlmış
Sayın Demirel bu durumu, yasayı gerı gonder-
me yazısında şu cumlelerle vurguluyor
" hen\esın kanun onunde eşıt olması gerektı-
ğı gıbı, kanunlann genellık ılkesıne uygun olarak
tedvın edılmesı hukukun temel ılkesıdır Bu bağ-
lamda, kabul edılen 4453 sayılı kanunda Turk Ce-
za Kanunu 'nun 313 maddesı af kapsamı dışında
tutulmakla beraber, ceza ındınmı uygulanacak
suçlar ıçıne alınmıştır Bunun sonucunda, cunjm
ışlemek ıçın orgut oluşturanlar bır bakıma aynca-
lıklı konuma getınlmış olmaktadır"
Sayın Demırel'ın yazısında "Kanunlann anaya-
sa ve hukuka, adalet ve nesafet kurallanna ve ka-
mu vicdanına uygunluğunu aramak cumhurbaş-
kanının gorevıdır" demış olması da onemlı bır uya-
n oluşturmaktadır
Bır koahsyon hukumetınde ışbırlığını surdurebıl-
mek ıçın uzlaşma onkoşuldur Ancak uzlaşmanın
ne zamandan ben ve nıçın koşulsuz odun vermek
olarak algılandığını sorgulamak dayurttaşlann hak-
kıdır
Sıyasetçılenmızın, bılgısayartann ventenı unutma-
dığını duşunerek adım atmalarında sayısız yarar-
lar vardır
Şaır (*) ne guze) soylemış
"Ustune alma, fakat dınle samur kürkçüyû sen
Nasıl olsa kabahat sahıbını terk etmez "
(*) Ukalalığımı bağışlayın Bu beytı, 1984 yılında
basılan "Neyzen Tevfik-Hayatı ve Şıırlen" adlı kı-
taptan aldım Neyzen Tevfik'ın uyaksız beytıne
rastlamadığımdan, acaba "Ibnulemın Mahmut
Kemal Inal'/n olmasın" dıye kuşkuya duştuğum
ıçın 'şaır' dedım Gunahı boynuma.
önumuzdekı pazartesıye kadar gonlunuzce bır
hafta geçırmenız dıleğı ve saygılanmızla
oerinc@cumhuriyetcom.tr
Bizim Cazete
Ulke sorunlanna ılışkın raporlanyla araştırmalanyla, koşe
yazılanyla tarafsız haberlenyle sıvıl toplumlann gazetesı
Dtızenlı okumak ıçın abone olun Tel 0 212 511 08 75
ın gunıugu
DtYARBAKIR 3. ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
EsasNo 1998 637
Davacı Içışlen Bakanlığı vekılı Av Nılüfer Şentürk tara-
fmdan davalılar Ramazan Ergm. Hacıre Ergın, Şefık Seyda-
oğlu, Esma Se>daoğlu aleyhıne açılan rücuen tazmınat dava-
sının yapılan ara karan gereğınce, Davalılar Ramazan Ergın,
Hacıre Ergın, Şefık Se>daoğlu Esma Seydaoglu adına du-
ruşma gününü havı teblıgat çıkartılmış çıkartılan teblıgatlar-
da davahlann adreslennden aynldıklan yenı adreslennın
kımselerce bılınmedıgınden teblıgat bıla teblığ ıade edılmış-
tır Yapılan zabıta araştırmasında teblıgata varar adreslennın
tespıt edılemedığı anlaşıldığından adı geçen davalılar Rama
zan Ergın, Hacıre Ergın Şefık Seydaoglu, Esma Sevdaoğ-
lu'nun 9 11 1999 gunu saat 09 45'te mahkememızdekı du-
ruşmaya gelmelen, gelmedıklen takdırde ışbu ılandan ıtıba-
ren 15 gun sonra adı geçen davalılara teblıg edıldığı kabul
edılerek, duruşmaya devam olunarak karar v enleceğı teblıgat
yenne geçerh olmak uzere ılan olunur Basın 44526
KALBİNtZ StZtN İÇtN
ÇAUŞIYOR, YA SİZ?...
TÜRKKALPVAKFI
19MayısCd No 8 Şışlı/İSTANBUL
Tel (0 212) 212 07 07 (pbx) 10 Hat Faks (0 212) 212 68 35