25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET 27 EYLÜL 1999 PAZARTESİ HABERLER 'Ekonomik hedefler değişmeyecek' • YVASHINGTON (AA) - Uluslararası Para Fonu (ÎMF) ve Dünya Bankası'nın yıllık olağan toplantılanna katılmak 'üzere Washington'da bulunan Hazine Müsteşan JJelçuk Demiralp, Dünya Bankası'nın "Türkiye'de Deprem Sonrası Yeniden Yapılanma" konulu sempozyumunda konuşmacı olarak yer aldı. .Demiralp. Dünya Bankası verilerine göre depremin •Türkiye'de açtığı hasann milli hasıfaya etkisinin yüzde 1.5 oranında olduğunu belirterek "'Depreme ragmen, Türkiye'nin 2000 yılı hedefleri değişmeyecek" dedı. Milli GÖPÜş jlavası bugiin İGM'de • Haber Merkezi - Anayasa Mahkemesi'nce kapatılan eskı RP'nin Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Tekdal, eski milletvekilleri Şevki Yılmaz, Hasan Hüseyin Ceylan ve fbrahim Halil Çelik'in, "devletin sıyasi, hukuki. iktisadi temel nizamlannı dini esaslara göre değıştirmek amacıyla anayasal düzeni yıkmaya teşebbüsettikleri" gerekçesiyle "idam" istemiyle bugün Ankara DGM'de yargılanmalanna devam edilecek. Greenpeace gemisi İzmit Körfezi'nde • Haber Merkezi - Uluslararası Yeşil Banş Çevre örgütü Greenpeace'in araştırma gemisi "Rainbow \Varrior", büyük depremin neden olduğu kirliliği belirlemek amacıyla tzmit Körfezi'nde inceleme başlattt p?- -„.,• Mehmet Solmaz toppağa verildi • İstanbul Haber Servisi - Uyuşturucu kaçakçılığı iddiasıyla gözaltında tutuldu|u İstanbul Narkotik Şube Müdürlüğü'nün 5. katından atlayarak intihar eden Mehmet Solmaz. dün istanbul Silivrikapı Mezarlığı'nda toprağa verildi. Cenazeye katılan Solmaz'ın eşi Sema Solmaz, ikı oğlu, annesı ve diğer yakınlan. basın mensuplanyla konuşmaktan ve bilgi vermekten kaçındılar. Artçı deprem can aldı • Haber Merkezi - Kocaeli'nin Gebze ilçesinde önceki akşam meydana gelen artçı depremde dengesini kaybeden Hüseyin Özkan (73). su kuyusuna düşerek öldü. Babasıru kuyudan çıkarmak isteyen Abdülaziz Özkan da metan gazından zehirlenerek yaşamını kaybetti. Kurtarma çalısmalan sırasında iki itfaiye eri de zehirli gazdan etkilenerek hastaneye kaldınldı. Sansıntılar devam ediyor • Haber Merkezi - Merkez üssü Kocaeli olan 7.4 buyüklügündekı depremin ardından artçı sarsıntılar devam ediyor. Kandılli Rasathanesi, saat 14.35"te merkez üssü Yâlova açıklan olan 3.9 büyüklüğünde bır artçı şok kaydetti. Vlanisa Akhisar'da saat 09.38'de 4.1 ve saat 10.46'dada 2.9 büyüklügünde iki sarsmtı olduğu bildirildi. Kan bağışı yapanlara ödül • İstanbul Haber Servisi - Kızılay Zeynep Kamil Kan Merkezi. gönüllü kan bağışında bulunanlan madalva ve plaket ile ödüllendirdi. Kan Merkezi Müdürü Dr. Şaban Özbayburtlu, Türkiye'nin üçüncü büyük kan merkezi olduklanru belirterek geçen yıl ürettikleri kan ve kan ürünü sayısının 48 bin ünite olduğunu söyledi. Hükümet, eleştiri yağmurundan kurtulmak için yeni oluşumlara gidiyor w Lrsaıı Haldan Başkanhğı'EMtNEKAPLAN ANKARA - Türkiye'nin ulus- lararası platformlarda demokra- tıkleşme ve insan haklan konu- sunda yıllardır zor durumda kal- ması, AB'ye üyelikte "insan hak- lan"nın engel olarak öne sürül- mesi hükümeti harekete geçirdi. 55. hükümet döneminde bir ge- nelgeyle kurulan İnsan Haklan Koordinasyon Üst Kurulu. "ln- san Haklan BaşkanfağTna dönüş- türülüyor. Yasa, yönetmelik ve ge- nelgelerin insan haklanna uygun olup olmadığını izleyecek olan başkanlığın "olumlu görüş" ver- mediği düzenlemer yaşama geçi- nlemeyecek. Başkanlık, insan haklan ihlal- Ierinı incelemek üzere heyet gö- revlendirebılecek. Neler getirecek? ,, • Yasa ve yönetmeliklerin insan haklanna uygunluğu denetlenecek. • Başkanlığın olumlu görüş vermediğiyasalar çıkanlamayacak. • İnsan haklan ihlallerinin incelenmesi için heyetler oluşturulacak, • İnsan haklan heyetlerinin inceleme raporlannm gereği yapılacak. • Kamu personeline insan haklan eğitimi verüecek. 57. hükümet, İnsan Haklan Üst Koordinasyon Kurulu'nun Baş- bakanlığa bağlı bir başkanlığa dö- nüştürülrnesi için çalışma başlat- tı. Cumhurbaskanı Sûle>man De- mirel'in başbakanlığındaki 49. hükümet döneminde ilk kez bir Devlet Bakanlığı, "insan hakla- n"ndan sorumlu tutulmuş, 55. hükümet döneminde de bir genel- geyle "İnsan Haklan Koordinas- yon Üst Kurulu" olusturulmuştu. Yasal statüsü olmaması nedeniy- le hükümetlerin "insafina" kal- maması için kurulun yasaya daya- lı bir örgüt yapısına kavuşturul- ması için yasa tasansı taslağı ha- zırlandı. Dışişleri Bakanhgı'nın olumlu görüş verdiği yasa taslağı, Başba- kanlık Teşkılat Yasası'nda yapı- lacak değişiklikle "İnsan Hakla- nBaşkanhğrmıı oluşturulmasını öngörüyor. Taslakta, başkanlığın görevleri şöyle sıralanıyor: • tnsan hakianyla iİgili konu- larda görevii kuruiuşlarla sürekii temas halinde bulunmak, bunlar arasında koordinasyonu sağia- mak. • İnsan haklan konusundaki mevzuat hükümlerinin uygulan- masını izlemek, izleme sonuçla- nnı değerlendinnek, uygulamada ve mevzuatta görülen aksaklıkla- nn giderilmesi, Türkiye'nin ulu- sal mevzuatının insan haklan ala- nında taraf olduğu uluslararası belgelerle uyumlu hale getirilme- si doğrultusunda yapılacak çalış- malan koordine etmek ve öneri- lerde bulunmak. Buna göre, yasa, yönetmelik ve genelgelerin hazır- lanması sırasında başkanlığın gö- rüşüne başvurulacak. Başkanlığın olumlu görüş vermediği taslaklar. yaşama geçirilemeyecek. • Kamu kurum ve kuruhışta- nnın hiznıet öncesi staj ve hizmet içi insan haklan egitinı program- lannın uygulanmasını izlemek. değerlendinnek ve koordine et- mek. • Başbakanlığın koordinatör- lüğünde görevleriyle ilgili konu- larda teşkil edilen kurullara sek- retarya hizmeti yapmak. Taslak, tnsan Haklan Koordi- nasyon Üst Kurulu'nda göriişül- dükten sonra Bakanlar Kurulu'na sunulacak. Oscar Lafontaine yeni bir oluşum için görevlerinden aynldığını söyledi Sosyal demoraksiye yeni proje • Eski SPD Genel Başkanı ve Federal Maliye Bakanı Oskar Lafontaine, 11 Mart'ta tüm görevlerini neden bıraktığını anlatmaya başladı. Politikaya dönebileceği yolunda sinyaller veren Lafontaine 'e parti ve hükümet içinden ilk sert tepkiler de geldi. Cölcük OSMAN ÇUTSAY FRANKFURT - Alman sosyal demokra- sisi yeni bır depremin eşiğinde bulunuyor. Eski SPD Genel Başkanı ve Federal Maliye Bakanı Oskar Lafontaine 11 Mart'ta neden bütün görevlerinden aynldığını anlatmaya başladı. Karar ve açıklamalannın herkes tarafin- dan kabul edilmesini beklemediğini kayde- den Lafontaine, sosyal demokrasinin izle- mekte olduğu siyasal rotayla tartışmak ve geleceğe yönelik bir sosyal demokrat proje hazırlamak istediğini söyledi. Die Welt ga- zetesinın sonılannı yanıtlayan "unvansızfa- kat etküT politikacı "Sosyal demokrat poB- tikamn geHştirflmesinde benim de payun var. Bu nedenle ne>i doğnı ve neyi yanhş buldu- ğumuaçıkçasö\1emekzorunda\im'' dıye ko- nuştu. Tüm görevlerinden bir anda aynlmasının demokrarik ilkelerin bir uzantısı olduğunu Dinci vakıflarm çadırlan kaldınldı • Almanya'da depremzedeler için başlatılan yardım kampanyasına, İslami sermaye sahibi kuruluşlar da katıldı. Türkiye'ye getirilen 300 ton malzeme depremzedelere dağıtılacak.,.lt, ,B J ,,ö < J l J V .V'.' r , GOlXUK/lSTANBUL(Cumhurlvet)-'' ! ^ w V ' Kpcaeli'nin Gölcük ilçesinde, Hakyol ve Milli lA3 „ 'Öençlik Vakfi'nın deprem sonrasında kurduğu '""* ' yardım çadırlan, Kaymakamlık emriyle ' kaldınldı. Kaymakam Cumhur Ersoy, uygulamanın, Başbakanlık ve lçişleri Bakanlığı'nın emri doğrultusunda yapıldığını belirterek özel kuruluşlar, vakıflar ve gönüllülerin aşevi hizmetlerinin bu kapsamda yasaklandığını söyledi. Ersoy bu kuruluşlann diğer yardımlannın ise sürdürülebileceğini kaydetti. Söz konusu vakıflann yemek hızmetlerinden yararlanan depremzedeler ise Kızılay aşevleri ve cadırkentlerine yönlendirildi. Almanya'nın Köln kentinde 22 senedir yaşayan Metin Aydın'ın öncülüğuyle depremzedeler için başlatılan yardım kampanyasında toplanan malzemeler de önceki gün lstanbul'a getirildi. Yardım kampanyasına. Uluslararası tnsani Yardım Teşkilatı yanı sıra Türkiye ve Almanya'da faaliyet gösteren Milli Gençlik Vakfı, Diyanet Işleri Türk- tslam Birliği, A\Tupa-Türk İslam Birliği, İslam Konseyi- Türk Federasyonu ve Nizam-ı Âlem Teşkilatı'nın da katılması dikkat çekti. Toplanan 300 ton malzemenin, UPS kargo servisi aracılığıyla ücretsiz olarak Türkiye'ye getirildi. Malzemeler arasmda çocuk maması, çocuk bezi, ilaç, dezenfektan, tekerlekli sandalye, kolruk değneği. battaniye ve giysilerin bulunduğunu açıkladı. 4 tırlık malzemenin 2 tırlık kısmmm Avcılar'a, gen kalanlannın da Tuzla'ya gönderileceğini vurguladı. Karıkatür BUNTE'den alınmıştır. K â h } S0İCİ3 hanrlatan eski SPD Genel Başkanı. bu tutu- mu nedeniyle suçlanmasını anlayamadığmı belırtırken makamlardançekilmenin demok- rasılerde "arzulanan bir tutum" olduğunu vurguladı. Ailesine de sahip çıkmak duru- munda kaldığını kaydeden Lafontaine, gele- cekte politık olarak aktif bir rol oynayacağı yolunda işaretler de verdiği konuşmasında, Fransa'da izlenen iktisat politikasının başa- nlı olduğunu savundu. Eskı SPD Genel Baş- kanı. Fransa Başbakanı LJonel Jospin'ın "Schröder-Bkir Bikürge- si"ni yazanlann "üçüncü yolteorisj'eni'' Anthony Gid- dens'i bir kez bile okuma- dıklan yolundaki suçlaması- na da işaret ederek "Mem- nuniyetle görüyonım ki Fransa, görece büyük Avru- pa ülketeri icinde en hızlı bü- \Tİme>i gerçekleştiren ülke ohnuştur. Çünkü orada re- fornılara açık, itinalu ekono- mik olarak çok m düşünül- müş birtutum,devlet mafiye- sinin konsofidasvonu ile bağ- lanüiçinde gerçekleştirikniş- tir"dedi. Keynes yanlısı bir iktisat politikasına yakınlığını giz- lemeyen sosyal demokrat politikacı "Ucret, para ve mali\e politikalannda doğnı bir kombinasyon çok önem- Mr. Bunlarm ûcünde de ay- nı anda frene basdamaz. Üc- retlerde gerüeme,devlet har- camalannda tasamıf ve red faizJerin yiiksekliği. hep bir- likte > üksek bir işsiziik sonu- cunu verir" dıye konuştu. Oscar Lafontaine, 11 Mart 1999'da hiç beklenmedik bır anda bakanlık. parti başkan- bğı ve milletvekilliği görev- lerinden istifa ettiğini açıkla- mış, gerekçe olarak da "Kö- tü takım ovnnu ve ailesine ayırmak istediği zamanı" göstermiştı. Oskar Lafonta- ine istifası sırasında Alman televızyonlanna yaptığı tek açıklamayı "Şüreksoklaçar- par" vurgusuyla bitirmiş ve daha sonra evine çekihnişti. Milli Görüş'te Necmettin Erbakan krizi METtSGÜR KÖLN - Son birkaç yıldtr iç çekişmele- rin yoğunlaştığı, ikili-üçlü evliliklerin örgü- tü sarstığı. dini kullanarak cami cemaatleri üzerinde baskı kurup. ne yaptığı bilinmeyen holding adı altında Avrupa'dâ para topla- yanlara önayak olup, kimilerini kanadının aitında geliştiren Fazılet Partisi'nin yurtdı- şı kolu İslam Toplumu Milli Görüş (IG- MG), bu kez de Erbakan sorunuyla sarsı- lıyor. Merkezi Köbı kentinde bulunan Av- rupa Milli Görüş Teşkilatlan'nın (AMGT), yeni adıyla IGMG'nin 1985 'ten bu yana ip- lerini elinde tutan Necmettin Erbakan, teş- kilat tabanında ilk kez ciddı şekilde eleşti- ri liyor. Parti kapattırma uzmanı olmakla, Milli Görüş hareketini kötürüm etmekle suçlanan Erbakan için sistemin adamı oldu- ğu ileri sürülüyor. Milli Görüşçüler, Erbakan'ın Alman- ya'da verdiği sözlerin hiçbirini yenne getir- medığınden vakınırken "Erbakan veeldbi şûndiye kadar bize ne verdi? Mahmızla, ca- nınıızla harekete bağlandık. Bir istediler, on verdik. Alman>? a'ya gekUklerinde, her ko- nuşmalannda çok yakında batıl sistemi or- tadan kakhracaklannı söylediler. Tağut sis- teminin yvkılması için bize yemin ettirdiler. Bunlar dün söy lediklerini bugiin unuttular. Şûndi de Tay v ip Erdoğan'ın önünü kesmek istiyor" diyorlar. 26 Mayıs 1990'da Köln kentinin spor ve sergi sarayında yapılan Avrupa Milli Görüş Teşkilatlan'nın (AMGT) 6. genel kurulun- da divan başkanı seçilen eski MSP Bolu Mılletvekili ve AMGT Yönetim Kurulu üyesi Harun Aytaç, yaptığı konuşmada ay- nen şunlan söylüyordu: u Attahu zükelal hazrederi şüphesiz, kuş- kusuz müminlerin malını \v canını satın ai- dL Allah canımızı ve mahmızı bizden satm alnuşür. Bunun manası şudur: Allah satın aunak istiyor. Kesinnk ifade etsüı diye öze)- likle zikredilmiş ve mevla canımızı, inanan- lann mahnı ve canını satın abnışnr. Ne kar- şıbğmda? Cenrtet karşılığında satın akk An- layacağuuz şudur, hakkın hâkimiyeti için, yeryüzünde Doğu'nun hayata hâkim olma- sı için, adil düzenin gelebilmesi için Allah'ın ortaya koyduğu iki şart var Once adil dû- li Görüş'ün tabanı Tayyip'in yanında, mer- kez y önetimi ise Erbakan'dan yana. Aynca Milli Görüş mağdurlan, yani yönetkilerin darbesini viyenler Tayyip'in yanındayer ab- yorlar. TeşkUatm eskigenelbaşkanı Ali Yük- sel, Berttn tslam Federasyonu Başkanı Na- il Dural da yenilikçikr arasmda. Erbakan Hoca çokyıprandt Kuıklan. çıkıklan orta- ya çıktL Devrini tamamladL Yeterince ser- vet edindi. Partiyi serbest bırakması gereki- yor. Bir daha başa gelirse hareketin dağüına- sını çabuklastinr." • Fazilet Partisi'nin yurtdışı kolu islam Toplumu Milli Görüş'ün 1985'ten bu yana iplerini elinde tutan Necmettin Eıfeakan, teşkilat tabanmda ilk kez ciddi şekilde eleştirüiyor. Parti kapattırma uzmam olmakla, Milli Görüş hareketini kötürüm etmekle suçlanan Erbakan için sistemin adamı oîduğu ileri sürülüyor. zenin hâkim olabilmesi için canımızı istiyor, canmızı vereceksiniz. Arkasından mallannı- zı vereceksiniz. Tekbir." Temel Karamolla- o^lu'nun, tbrahim Halil Çelik'in, Halil Ürün'ün ve Av. Bülent Annç'ın da içinde yer aldığı bir grup RP'linin hazır bulundu- ğu genel kurulun kapanış konuşmastnı ya- pan Erbakan, "Hazır olun, bugünkü köle düzeninin bir an evvel yıküması, adil düze- nin bir an evvel kurulması için söz vereceğiz ve siperlerimize dağılacağız" diyordu. Bir dönem Milli Görüş'ün yöneticilerin- den biri olan bir din görevlisi şu ilginç de- ğerlendinneyi yapıyor: "Almanya'dakiMil- Din görevlisi, IGMG'nin başını tutan Er- bakan ekibinin, lslami teşkilatı amacından uzaklaştınp her türlü ticaretin yapıldığı merkeze çevırdiğini belirterek "Camileri boşahtılar, hoMinglere kapıian açhlar" di- yor. FP'den müdahale hazırlığı IGMG'de devam eden calkantılann, ta- vania taban arasmdaki örgüt ilışkilerini kop- ma noktasına götürebileceği belirtiliyor. Üç yıldan beri belirli aralıklarla görevle- rine son verilen 24'ten fazla üst düzey yö- neticisi ve eski bölge başkanlannın, cami- lerden uzaklaştınlan hocalann, Necmettin Erbakan'ın vekili olarak tanımladıklan Ge- nel SekreterM. SabriErbakan'a, gayrimen- kulleri elinde tutan Mısır asıllı damatlan îb- rahim el Zayad'a ve hac gelirlerinden so- rumlu Hasan Damar'a karşı olduklan. bun- lann başını çektiği Erbakan egemenliğinin kınlması için mücadelelerine hız verdüden izleniyor. Sayılannın 80 ile 100 arasında olduklan söylenen muhaliflerin verdikleri bilgiye gö- re, M. Sabri Erbakan tabandahiç sevilmiyor. Üçüncüevlilığini yaptığı gerekçesiyle genel başkanlıktan uzaklaştınlan Ali Yüksel ola- yından sonra yapılan araştırmalara göre, merkez yöneticilerinin çoğunluğunun iki ya da üç evli olduğu ortaya çıkıyor. Aynca M. Sabri Erbakan ve Ibrahim el Zayad'ın dış bağlantılan da gündeme geti- rih'yor. Merkezi Frankfurt'ta bulunan Müs- lüman Öğrenciler Birliği, Mısır Müslüman Kardeşler Örgütü'ne bağlı. Öğrenci birliği- nin sorumludörtkişihk yöneticisi şunlar: 1b- rahim el Zayad, M. Sabri Erbakan. Amir Za- idan (Suriycli), Muhammed d İslamboyti (Mısırlı). İslamboyli'nin amcasının oğlu- nun, Enver Sedat'a suikast düzenleyenlerin içinde olduğu ve bu yüzden cezaevinde yat- tığı söyleniyor. FP yetkilileri, IGMG'den eskiden olduğu gibi paraalamadıklanndan yakınıyorlar. Bu- na da Ali Yüksel ve adamlannın neden ola- bileceğini söylüyorlar. Bu sorunlann ve hâlâ genel başkansız olan teşkilatın başkan sorununun, Erba- kan'ın gelmesiyle önümüzdeki günlerde çö- züleceği, M. Sabri Erbakan'ın genel başkan olacağı ya da Türkiye'den bir başkan tayin edileceği ileri sürülüyor. BE BtZE. ERDAL ATABEK Sorunlu Ergenlik " ve Duygusal Zekâ... Satanizm ya da "Şeytana tapma" yeni bir olgu değil. Insanoğlunun inanç serüveninin binyıllarsü- ren yolculuğunda pek çok arayış, pek çok sapak var. Günümüzde de Amerika'da olsun, Avrupa'dâ olsun, Uzakdoğu ya da Ortadoğu'da olsun sayısız mezhep, tarikat, inanç yolu var. Ancak konunun bi- zim için çok önemli iki boyutu var ki aynca incelen- meye değer. Bunlardan birincisi, "ergenlik çağındaki gençle- rimizin durumu "dur. İkincisi de "inançla bffrnç iki- fem/"nin giderek toplumumuz için daha çok önem taşıdığıdır. Bu yazımızda birinci sorunu, "ergen gençlerimi- zin durumu "nu yakından görelim. 14-24 yaşlar ara- ' sındaki gençlerimizin ergenlik döneminde olduğu- nu kabul edersek, milyonlarca gencimizin duru- mundan söz ediyoruz demektir. Ergen gencin temel sorunu, çocukluğun korunan döneminin bitip kendini yöneten erişkinlik dönemi- ne geçebilmektir. Onun için de ergen, kendisini ko- rumak isteyen ailesiyle çatışır, onlara kendini yöne- teceğini kanrtlamak ister. Işin güç yanı, ergenin ken- disini nasıl yöneteceğini bilmemesidir, bu da onun hem içinden duyumsadığı hem de kabul etmeye- ceği ikilemidir. Bocalaması bu yüzdendir, yardıma gereksinmesi vardır, ama yardım almayı kabul et- mez, ailesiyle bu yüzden çatışır. Erken ergenlik dö- neminde (14-16) ailesinden uzaklaşır, orta ergenlik döneminde (16-18) ailesini içinden reddeder, geç ergenlik döneminde (18-24) ailesini yeniden keşfe- der. Ailesinden uzakiaştığı dönemde "arkadaş grup- lan" kendisi için asıl destek olur, bu grupta kabul edilen değerler ve ölçütler, onun değerieri ve ölçüt- leri olur. Ergenin arkadaş grubunu nasıl seçtiği ise, duy- gusal arayışına, gittiği ortamlara ve kişisel ilişki kur- ma biçimlerine bağlı olarak değişir. Ergenin bu dönemdeki arayışı beş boyuttadır 1. Bağımsızlık (Otonomi): Ergen, artık erişkin olduğunu kanrtlamak ister. bunun için de bağımsız olması gerektiğini düşünür. Ailesinden uzaklaşıp ar- kadaşlanyla bıriikte oîma isteğinin bir nedeni budur. Artık kendi kararlarını vermek ister, öğüt ve öneri- leri soğuk karşılar. 2. Kimlik Arayışı (Identity): "Ben kimim?", "De- ğerim ne?", "Kimin için değehiyim?" sorulannı ken- dine sorar ve davranışlarında, çevrenin kendine yö- nelik yaklaşımlannda bu sorulann yanrtlannı arar. Kimlik arayışı çok önemlidir, başanyla tamamlana- mazsa "kimlikbunalımı"na dönüşür. Kimlik bunalı- mı içindeki genç her türlü tehlikeyi gözealarak, suç işlemeyi kabul ederek, uyuşturucu kullanarak, ay- kın gruplara girerek kendini bulmaya çalışır. 3. Cinsellik: Ergenliğin biyolojiktemeli cinsel üre- ticilik çağına geçmektir. Gerek erkek gerek kız er- genler cinsel gelişimleri yaşarlar, ama neyi yaşadık- lannı tam olarak anlayamazlar. Cinsellikle ne yap- malan gerektiğini kestiremezi^r. Cirlsef dürtü!enyW toplum kurallan arasmda kalırlaf. Bilgi eksikiiği, boş- lukta kalma. dürtülerinı kontrof edememe pek çok yanlışın nedeni olur. T *ÎI/Q« '• 4. Mahrem Arkadaşlık (Intimacy): ErgerTdert- lerini, sıkıntılannı, sırlannı paylaşacağı bir "sırdaş" arar. Yakın arkadaşlık aynı zamanda gizliliği içerir, mahremiyet budur. Hiç arkadaşı olmamak ergen için çok bunalımlı bır durumdur, bunaltıcı bir yalnız- lığa yol açar. Onun için ergen ne pahasına olursa olsun, arkadaşlan tarafından dışlanmamak ister. 5. Başarı: Ergenin başarıya gereksinmesi vardır. Kendisinin "erişkin" olduğunu kanrtlamak için ba- şarı göstenmek, bu başanyı çevresine kabul ettir- mek zorundadır. Bunun için de hertürlü tehlikeyi gö- ze alır. Burada ailelerin bilmesi gereken "ergenliğin bir olgunlaşma süreci" olduğudur. Çocuklanyla kura- caklan "anlayışlı ama ilkeli, doğru mesafeli, disip- linli yakın destek iletişimi" çok değerli bir anahtar- dır. Çocuklanmıza kazandıracağımız en önemli özel- likler, "sorumluiuk", "duygulannı yönetebilmek", "dürtülerini kontrol edebilmek", "doğru iletişim ku- rabilmek", "empatikyaklaşım" ve "paylaşmayı bil- mek", "yanlışını kabul edebilmek" gibi duygusal zekâ özellikleridir. Bu özellikteri kazanabilen çocuk- lanmız ergenlik dönemini gerçek bir "gelişme dö- nemi" olarak başanyla tamamlayacaklardır. Ama bu özellikleri kazandıramadığımız çocuklanmız için "ergenlik dönemi" bir bunalım, sıkıntılar ve sorun- lar dönemi olmaya adaydır. Yeni kitabım "Bizim Duygusal Zekâmız'da bu so- runlan ve önemli toplumsal eksikliklerimizi açıkla- mak istedim. Çünkü, eğer duygulanmızı yönetemi- yorsak aklımızı da yönetemiyoruz. Bu da hepimiz için büyük bir kayıp olmaktadır. Gençlerimiz yanlış yapıyorsa bilelim ki toplumun her kesiminde yaşanan büyük yanhşlıklar vairJır. Tek tek insanlann yanlışlan da bu büyük yanlışlann bi- reylerdeki izdüşümüdür. Bunca olaydan sonra da gerçeklere doğru bakamayacaksak vay halimize... e:mail: erdalatafacumhuriyet.com.tr Faks:0212 513 90 98 CHP'nin 'Politika Araştırmaları Merkezi 9 ANKARA (ANKA) - Yeniden yapılanma çalış- malannı sürdüren CHP, partiye politika seçenek- leri oluşturulması amacıy- la Genel Sekreterliğe bağ- lı bir Politika Araştırmala- n Merkezi oluşturacak. 7 Ekim tarihinde açılacak merkezin ilktoplantısı ise "Ekonomi Politikalan İçin Stratejik Seçenekler" konulu olacak. Belırlenmiş alan ve ko- nularda bilgi ve verileri toplayarak. partililerin ya- rarlanmasını sağlamak amacıyla oluşturulan Po- litika Araştırmalan Mer- kezi, Genel Sekreterliğe bağlı olarak çalışâcak ve başkanlığını da Günal Kansuyapacak. îlk etkin- liğini partililerin yanı sıra çok sayıda akademisyen ve uzmanın da katılımıy- la yapacak olan Mer- kez'in ilk toplantısının ko- nusu ise "Ekonomi Politi- kalan İçin Stratejik Seçe- nekler'' olacak. Başkanlı- ğını Atilla Karaosmanoğ- lu'nun yapacağı toplantı- ya konuşmacı olarak B8- say Kuruç, Erinç Yeklan, Osman Ulagay, Oktay Ve- naL, Merih Celasun ve Ta- ner Berksov katılacak. Çok sayıda gazetecinin de davet edileceği toplantıya katkı sağlamalan için çağ- nlan isimler ise şöyle: AnTigni Atilla Candır, Aykut Ekzen,Çetin Haca- loğlu, Erol Taymaz. Gün- gör Uras, Mehmet Kaba- sakal, Necat Erder, Sencer Ayata, Sevil Korum, Hik- met Çetin, Enis Türüncü, Erol Tuncer, Yakup Kepe- nek, Zekeriya Yıldınm, Gündüz Aktan, Kenan Mortan, Mustafa Aysan, Osman Arolat
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle