01 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 19 EYLÜL 1999 PAZAR 8 HABERLERIN DEVAMI Istanbul A 25 Sinop Edirne A 27 Samsun Kocaeli A 28 Çanakkale A 26 Gıresun Izmir A 27 Ankara Manisa A 29 Eskişehir Aydın A 32 Konya Denizli A 28 Sıvas Zonguldak A 24 Antalya Oslo Y 14 Y 17 Y 15 Bütün bölgeleri- miz az bulutlu ve açık geçecek. Havas.caklığıbi- sTo^'kholm razartacak. Rüz- Londra Y 23 gâr kuzey ve ba- Amsterdam PB 22 tı yönlerden hafif Brüksel PB 23 arasıraortakuv- ^ a r ı s Y__23 vetteesecek. B o n n P B 2 4 D1S MERKEZLER Münih Y 18 Zürih Beriin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Y PB Y Y Y Y Y Y 23 24 24 23 25 21 23 26 Y 23 Şam Moskova Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bişkek Tiflis Kahire Y PB PB PB PB PB PB A 10 33 16 31 25 32 23 33 A 34 0Aç* Bulutlu k ÇOK bulutlu , Yağmurlu Kariı GUNCELcÜNEYT ARC4YÜREK • Baştarafı 1. Sayfada yayınlardeğil. Tersine; hem uyancı hem de bireylerin ıstırabını yan- sıtıyor. Çadırkentler eşgüdümsüzlük, yetkililerin dağınıklı- ğı yüzünden "sonınkent"e dönüştü. Afet bölgesinde incelemeler yapan Meclis Deprem Araştırma Komisyonu Başkanı Attila Mutman'ın söy- lemlerinden hükümet bır ders çıkaracak mı acaba? Doğrusu merak konusu. Üstelik Mutman, iktıdar milletvekili, DSP'li. Parti- zanlık yapmayacağı ortada. Gerçekleri dobra dobra söylüyor. "Halkın önüne somut bir hedef konulmadığı, yar- dımlann gereği gıbiyapılmadığı" ıçin olası sosyal pat- lamalardan söz ediyor. Oysa sosyal patlamalar olası olmaktan çıktı. Dep- remin vurduğu bütün yorelerde gözlenen çadır dağı- omındaki büyük yanlışlıklar; panzere, polis copuna karşın halkın valinin kapısına dayanmasını engelleye- bildi mi? Elbette hayır! Vali devlet demeictir. Devleti çaltştıran mekanizma da hükümet. Peki ama nerede? Insanı derinden sarsan bir olay, halkın sokaklarda çadır diye haykırdığı saatlerde Ankara'da yaşandı. Ecevit, Başbakan. Kimseye haber vermeden Kızı- lay'ın çadırları depo ettiği bölgeye gitti. "Denetleme- <te" bulundu! Çadırkentlerin yönetimi büyük tepkiler alan Kızı- 1ay'a verildi. Ola ki yasaldır; ama yaralı Kızılay ağzıyla kuş tutsa artık halkın gözünde eskı değerine kavuşa- btörmi? - - Bakanların. yetkililerin nedense "yaptıktan sonra öuünme" kuralını işin başında benimseyerek başan- ya imza atan halleri var. Ağır bir sorumluluk üstlenen Bayındırlık Bakanı Ko- ray Aydın, "Kasım sonunda hiçbir depremzede aile açıkta kalmayacaktır" diyor. fyimser doğamızdan bir inşallah! Jnsanlann prefabrike evleri yeğledikleri için "kirayar- dımı istemediklenni" söytuyor. .'• Bakan, oralarda kıra fiyatlanndan habersiz galiba. Devlet 100 milyon ödeyecek, ev sahibi kıracıdan 200 railyon istiyor! , Bu yalın bilgilere eklenen, insana "Olacak şey de- ğil" dedirten bir ayıp dıkkat çekıyor: Bir gazetenin ha- beri doğruysa, "çadırkent yönetımlerinın Kızılay'a ŞQp/rine karşı çıkanlara 'askeri güç' kullanılabileceği- £ £ Kriz Yönetim Merkez Başkanı Ahmet Sağar, böl- gedeki yetkililere bildirmiş. Herkesin derdi başka Bu ara, toplumun hıddetinı çeken müteahhitlere savcılar durmadan tutuklama veya dava karan çıka- nyor. - ,-• Kuşkusuz, binaların yapımında büyük sorumluluk müteahhitlerin. Fakat, depremin ilk gününden beri aklımızdan çık- mayan birsoruyu Rahşan Ecevit, "Birçok kimse so- rumlu" diye yanıtlıyor Bu yanıt, -tabıi bizim yorumumuza göre- Başbakan Ecevit'in rnüteahhitler dışında kalan ama sorumluluk paylan en azından müteahhitler kadar olan belediye yöneticilerinin de üzenne gideceğinı gösteriyor. Zira, eksik malzeme ya da başka nedenlerle bir dar- bede yıkılan binalann yapımı sırasında "kamu görev- lilerinın belediye veya bayındıriık görevlilerinin teknik uygulama sorumlusu" olarak denetim yapmalan, baş- lıca görevleri. Yasal bir zorunluluk olan bu denetimler sağlıklı bi- çimde gerçekleşseydi yerle bir olan pek çok bina bel- ki de sapasağlam ayakta kalacak, onca canı yitirme- yecektik. Seçilen insandır diye görevini layıkıyla yapmayan belediyeleri merkezdeki siyasetçilerin korumadığı bir yasa gerekli. Ne ki, eski yeni müteahhidin iştihası kabarmış, göz- ler ihtirasla faltaşı gibı açılmış. Adapazan, izmit ve Yalova'nın yeniden kurulması için 2.5 milyar dolar harcanacak ya; "konut savaşı" bu rakamı besliyor. Alarko'dan Tekfen'e, Eltes'e. Mesa'ya, Nurol'a, Öz- taş'a vs.; firmalar savaş baltalannı bileyliyorlar. Insanlar can derdinde. firmalar dolar! Basmdatekefleşmeyehayır• Baştarofi 1. Sayfada konusu şikâyetinin salı günkû toplantı- da ele alınabileceğini söyledi. Yenigün Haber Ajansf run kuruma yaptığı tedbir karan alınmasına ilişkin başvurusunu telefonla ögrendiğini anlatan Müftüoğ- lu şöyle konuştu: "Pazartesi günü Ankara'ya dönece- ğün. Salı günü toplannmız var. Toplann- da konuyu gündeme alabiliriz. Ben 11 ku- rul üyesinden sadece biriyim. Şu an için kesin bir şey söylemem mümkün değiL Ancak mevzuaunıız gereği söz konusu şi- kâyetk ilgilj olarak soruştunna ya da ön araştirma yapdabilir. Eğer doğrudan ka- rar ahnırsa bir ila beş kişiden oluşan uz- manlanmızıgöreviendireceğiz. Uzmanla- nn yaptığı soruşturmalar yeniden kurul- da görüşülür. \a da uzmanlanmızdan ön araştirma yapmalaruu isteyebiliriz. Ön araşürma vesoruştunna 6 aya kadaruza- vabittr.Ancak tedbir karan her an ahna- bflir." Tekelleşme ve gazete sahiplerinin ba- sın dışı sektörlerdeki etkinliklerinin or- taya çıkardığı haksız rekabet tepkilere yol açtı. Gazetelerin son olarak fiyat dü- şürerek başlattıklan "damping" uygula- masına başta gazeteci kökenliler olmak ûzere politikacılar, sendikacılar ve mes- lek kuruluşlanndan sert eleştiri ve uya- nlar geldi. 'Slkâyet dlkkate alınmair DSP Ankara Milletvekili Uluç Gûr- kan. ''Yenigün Haber Ajansı Basın ve Ya- yuıahk AŞ'nin Rekabet Kurumu'na yap- üfp şikâyetdikkate alınmalı. Rekabet Kıt- rumu, basmda eleştirttirim kaygısına ka- pdmadan gorevini yerine getirmeti. Olay, gazeteci kökenli bir milletvekili olarak, gerçek anlamda gazetecüiğin köküne kib- rit suyu döküldüğü için beni çok rahatsız ediyor'' dedı. Gürkan. promosyonu yasaklayan yasal duzenlemeye karşın bu uyguiamanın sür- düğüne dikkat çekerken de " tlgili bakan- bk ve Bakanlar Kurulu'nun daha dikkat- ü davraaması gereidr" sözlenyle hükü- meti de g^öreve çağırdı. DSP'nin g'azeteci kökenli Istanbul Milletvekili Erol Al da, "başta promos- yon olmak üzere. basuıda haksız rekabe- te yol açan uygulamalara son verilmesi- ni" ıstedi. Fıyat düşürmenin de bir tür promosyon olduğunu vurgulayan Al, "Gazete de ticari bir ürûndür. Rekabet kuraflanna aykın uygulamalar damping anlamına gelir. Fiyatlan düşürüp tiraj artürdık çığutkanhğı yapmak ne o gaze- telere, ne de ülkeye bir yarar sağlamaz. Promos>on da yasadışıdır. Yasanın boş- luklanndan yararlanarak Türkhe'ye ka- litesiz nıal soktular. Gazetelerin promos- yon yapması yasak,dağıtım şirketleri ara- cılığıyia promosyon yapdarak yasaya kar- şı hile yoluna gidildi İtalya ve Fransa gi- bi camsanaynnde bizden geri ülkelere pa- ra aktanMı" dedı 'Damping yanlış' MHP'li TBMM Başkanvekili Murat Sökmenoğlu, "özgûr basının. amacına mevcut ekonomik koşullar içinde dam- pingfe ulaşamayacağını bilmesi gerektiği- ni" söyledi. Sökmenoğlu. "TürkmiDeti- nin doğru haber alnıa hakkından pro- mosyonlarla vazgeçme egilimine guikti. Haksız rekabetin önlenmesi. konuşan Türtdye'nin daha çok konuşmasının te- min edilmesini amaçlayan girişimlerin netice vermesini diliyorum" dedi. FP'nin hukukçu milletvekillerinden Mustafa Kamalak, "Haksızlık başiı ba- şına zulümdür. Haksız rekabetin önlen- mesi ve haksıznkla mücadek devletin gö- revkfir" dedi. Haksız Rekabetin Önlenmesine Dair Yasa yürürlükte olduğu halde, bu tür uy- gulamalarla karşı karşıya kalınmasının acı olduğunu belirten Mustafa Kamalak. "Konunun ciddiyetk araşOnlması gerek- mektedir. Türk insanının gelecegi söz ko- nusudur. Maü\etin alündafiyaüa bir ga- zete satdıyorsa bir yerlerden besleniyor demektir. Bu durumda da besleme ba- sından söz edilir. Bu da toplumun sağhk- lı bilgi alnıa yolunun engeUenmesi anla- mına gelir. Bunlar çok tehlikeli şey lerdir. Meclis açıldıgı zaman konu gündeme ge- nrilmeudir'' dedi 'öniem alınmıyor' DYP Grup Başkanvekili Turhan Gü- ven, "Basın zaten 20-30 yıklan beri tiraj artüracak önlemler almıyor. Okumaya sevk edecek bir girişim yok. Son zaman- larda promosyonla işi götürdüler. Pro- mosyon yasası çıkardık, gene engelleye- medik. Bizzat yasayı çıkaran Yalım Erez uygulamadı" dedı. Basının hür olabil- mesi için gerçek sahiplerinin elinde ol- ması gerektıgini vurgulayan Güven, ga- zetelerin birtakım sermaye çevrelerinin eline geçmesi nedeniyle haksızlıklann süreceğini sözlerine ekledi. CHP Genel Sekreter Yardımcısı Bekir Yurdagül, hükümetin kendi olumsuzluk- lannm ortaya çıkanlmaması için med- yadaki haksız rekabetı görmezlıkten gel- dığini söyledi. Yasalann kâğıt üzerinde kaldığını belirten Yurdagül. "Yöneten- ler, medya gruplanyla uğraşmamaya, on- lann çıkariaruıa dokunacak seyleri söy- lememeye özen göstermekteler. Buna ses çıkarmazsanız, diğer alanlarda doğabile- cek haksız rekabeti nasıl engelkrsiniz'" diye konuştu. Işleyen bir yargı sisteminin harekete geçmesi gerektiğini vurgulayarak haksız rekabetin devlette vergi geliri kaybına yol açtığına dikkat çeken Yurdagül. "Sonra da bunu, herkes gazete okusun' safsatasıyla, masafayta sunmayaçahşıyor- lar" dedi. Yurdagül, "hiçbirsermaye gru- bunu arkasına almayan, gücfinfi okurla- nndan alan Cumhurryet'in haksız reka- bet ortanundan etkilenmevecegine inan- dığmı" söyledi. Ateg: Halk flnanse etmeli CHP PM üyesı Ydmaz Ateş, halk ta- rafından finanse edilen gazetelerin, halk sermaye, yöneticiler ve düzenin acıma- sızlığıyla karşı karşıya kaldtğı durumlar- da halkın çıkarlan yaıunda yer almalan gerektiğine dikkat çekti. Ateş, "Eğerga- zeteler halk tarafindan flnanse edilmryor durumuna düşmüşlerse, o zaman gazete oima özelliğini yitirnnş demektir" diye konuştu. ÇGD Genel Sekreri Vedat Çuhadar da, fiyat düşürmenin basında tekelleş- meye yol açan bir uygulama olduğunu vurguladı. Çuhadar."basın dışı sektörler- de de iş yapan gazete patronlaruun ikti- dar karşısında güçlerini > e pazarhk yap- ma şansını artürmaya'" yonelık gırişim- lerine "dur" denilmesinı ıstedi. Hak-tş Genel Başkanı Safim Uslu. ba- sında haksız rekabete yol açan girişim- lerle ilgılı şu değerlendirmeyi yaptı: "Herkesin gazete okuması gereldyor. Ama gazeteyi okumak için alması gereld- yor, gazetelerin bu tür promosyon poüti- kalanyta okuyucu artürmalannın müm- kün olmadığı görülmüştür. Özelükle ba- sın sektöriinde küni büyük sermayenin, bankalann faaliyet göstermesinin engel- lenmesi gereldyor.Gazeteyigazetedlerçı- kartmau, televizyonu televizyoncular kul- lanmalı. Ama burada ne yazık ki büyük sermaye ve medya iltşküerini, Türidye'nin yeni baştan gözden geçirmesi gereldyor. Sermaye ve medya iBşkilerinde basın ah- lakını, haber alma özgüriüğünü ve med- yanın gerçek demokratik kamuoyu oluş- turma islevini sağlayacak, yeni bir yasal duzenlemeye ihtiyaç var. Bütün bunlar ortadayken haksız rekabetle gazetelerin karşı karşıya getirilmesi ve gazete çan- şanlannın mağdur edilmesi kabul edile- bilir değü. Rekabet Kurumu konuyu ya- kından izleyip gerekeni yapmalıdır.'" Petrol-lş Genel Başkanı Bayram Yıl- dırun da medyanın ticari ilişkilere gir- mekle bağımsızlığını, tarafsızlığını ve toplumda güvenilirliğini kaybeden ku- rumlardan biri haline geldiğini vurgula- dı. Medyanın sermayeleştiğine işaret e- den Yıldınm. "Dolayısıyla Türldye'de var olan ticari, siyasai ekonomik ilişkile- re ağırhğuu koyııyor. Ozaman medya asıl görevinden uzaklaşıyor. Medya ile uğra- şanlar görünürde iş yapıyor gibi görünü- yor ama arka pianda ticaret hâkim. Bu nedenle bıraksınlar ticarete soyunsun bunlar" diye konuştu. Cumhuriyet'e destek' 12Eylül 1980 darbesinden sonra Özal dönemiyle birlikte sektöre basmla ilgisi bulunmayan birçok kişinin girdiğini anımsatan CHP ll Başkanı Menmet Bö- Almanya'da en büyük rekabet ilan alma konusunda yaşanıyor Promosyon yapılamıyor HİLMİTOZAN FRANKFURT - Gazetelerin, sa- tışlannı arttırmak üzere promosyona yönelme olanaklannın Almanya'da son derece smırlı olduğu belirlendi. Frankfiırt'taki Hessen Gazete Ya- yıncılan Birliği Cumhuriyet'in soru- lannı yanıtlarken, Alman yasalanna göre hiçbir şirketin, pazarladığı ürü- nün satış değerini geçen ikramlarda bulunamayacağını bildirdi. Birlikten yapılan açıklamalarda. şirketlerin, pazarladıklan ürünle hıç ilgisi olma- yan "armaganlar" vermesının de rnümkün olmadığına dikkat çekildi. Kısttlama çok fazla Almanya'da yürürlükte olan Reka- bet Yasası gereğince promosyonlar konusunda büyük kısıtlamalar söz konusu. Gazetelerin. satışlannı yük- seltmek için"ikramlardaT ' bulunma- lan, bazı istisnalar dışında mümkün değil. Ömeğin bir gazetenin, bayi sa- tışlannı yükseltmek için gazeteyle birlikte ve kupon benzeri yöntemler- le armağanlar vermesi, yasal açıdan olanaksız. Armağanın, esas ürünün fiyatını aşmasına izin verilmiyor. Bunun is- tisnası, bir gazeteye, bir başkasını abone yapanîara verilen armağanlar- da ortaya çıkabiliyor. Abone bulan kişiye. armağan olarak. promosyon mahiyetinde değerli eşyalar verilebi- liyor. Bunlar da abonenin tutanna göre kalem ile bisiklet arasında değişebi- liyor. Bu armağanın sonuçta kime gıt- tiği tam olarak saptanamasa da bu. son derece sınırlı bir u promos> l »n". Hessen Gazete Yayıncılan Birli- ği'nden yapılan açıklamalarda, AI- manya'daki gazetelerin fıyat politi- kasma devletin müdahalesinin söz konusu olmadığına, piyasa koşullan- nın ise zaten belli bir düzeyi zorla ka- bul ettirdiğine işaret edildi. Buna göre Almanya'da federal dü- zeyde dağınmı yapılan bir gazete, okura abone fiyatıy la ayda ortalama 35 marka ulaşıyor. Bazı basın kuru- luslarının gazetelerini bu ortalama fi- yatm altındapiyasaya sürme girişim- lerini ise piyasanın kendi koşullan engelliyor. BMik, gazete fıyatlannın Almanya'da zaten çokdüşük olduğu- nu belirtti ve bir fiyat rekabetinin söz konusu olmadığına dikkat çekti. 350 gazete yaynnlanıyor Gazetelerin "saüştan geBrter'' ka- leoıi, toplam gelirlennın yüzde 30'u- na bile ulaşmadığından, bu alanda de- ğil, reklam pastasına yönelik çaba- larda ağır bir rekabet gözleniyor. Günlük gazetelerin toplam reklam geliri 1997 rakamlanyla 10.9 milyar markı bulmuştu. 350 adet günlük gazetenin yaynn- landığı Almanya'da, Türkiye gibi ağır bir tekelleşme baskısından sözetmek ise zor. Piyasadaki bu gazetelerin 320'si bağımsız. Diğerleri ise Sprin- ger, Gruner U. Jahr, Holzbrinck gibi büyük medya kuruluşlanna ait. Al- manya'da her 1000 kişi başına düşen gazete sayısı 306. H Baştarafı 1. Sayfada konuda pasif kaldığı kanısını taşıyoruz.'* BM'nin, yurtdışından sağlanan yardımla- nn dağıtımı konusunda. "srvil toplum ku- ruluşlannın devredeolmasr önensınde ıs- rar ettiğini anımsatan Toker şöyle devam etti: "BM, shil toplum kuruluşlanmn devrede olmaması halinde. yardım konusunda somut genşmeler kaydedileceğine inanmadığını di- le getiriyor. Bizler. kent dışından gelen gonül- lülerin organizasyonunu sağlayarakyaralann sanlmasına katkıda buiunma>a çalışıvoruz. Bize göre. 58 çadırkentte yaşayan insan sayı- sı 55 bin. sokakta > aşa>an insan sayısı ise 555 bin. Elimizdeki raporları \e BM'nin bakış açısını bakanhk, vâlilik \e belediyelere sun- duk, ama umursadıklannı sanmıyoruz." îzmıt Ticaret Odası da yapımı devam eden toplu ış merkezınin bitırilnıesı için 15 milyon dolarlık yeni bir kaynak ara> ışına girdi. Oda Şâjkanı NihatGürer. yapımına 1994 yılın- (j^başianan \e 2 bin 150 dükkânhk toplu tş .merkezinın tamamlanabilmesi için milletve- .^ijlerinden destek beklediklerini bildirdi. ' Kocaeli'nin Karamürsel ilçesınde. P Ağustos depreminde mağdurolan öğrenciler için Almanya'nın Stadt Oberkırch bölgesin- den 10 bin marklık eğitım yardımı geldi. S- tadt Oberkırch Belediyesf nce, depremzede öğrenciler ıçin açılan kampanyada toplanan 10 bin marklık yardım çekinı. belediye adı- na. bölgede yaşayan Türk vatandaşı Tank Şavoğlu, Karamürsel Millı Eğitim Müdürü Husamettin Şakıyan'a teslim etti. ' Eskişehir Sanayı Odası, Döngel beldesin- 'de'55 aile için bır çadırkent kurdu. tzmit'in Koseköy beldesinde Van Belediyesı, 42 Ev- lef semtinde Diyarbakır Büyükşehır Beledi- 'yesi ve Derince'nin 60 Evler kesiminde de Bıngöl Beledıyesfncebıraşeukuruldu. Üç gün önce çadır nedeniyle yurttaşlann protes- tolannın yaşandığı Adapazan'nda deprem- zedelere çadır dağıtımı sürüyor. Yetkililer- den alınan bilgıye göre, dün dağıtılan 2 bin çadırdan sonra dün de 1700 çadır dağıtıldı. 900 çadınn da bugün ihtiyacı olan vatandaş- lara verileceği bildirildi. Adapazan'nda hâ- lâ çadır ihtiyacı olduğu. 6 bin kişinin daha ça- dır almak için sıra beklediği öğrenildi. Kon- ya Vali Vekili Nail Taşdelen. Sakarya Valıli- gi tarafindan ilk arsa tahsisinin "Büı Konut- luk Konya Mahalksi" ıçin yapıldığını bildir- di. Marmara depreminde ölen vatandaşlann sayısının dün saat 11.00 itibanyla 15 bin 637. tedavisı devam eden yaralı sayısının ise 24 bin 941 olduğu bildirildi. Başbakanlık Kriz Merkezi'nin açıklamasında, Ziraat Bankası merkez hesabmda toplanan nakit iç yardım- lann 43 tnlyon 888 milyar liraya ulaştığı be- lirtildi. Ankara Vali Yardımcısı ve Kriz Ma- sası Başkanı Mustafa Özer, açtıklan yardım kampanyasmda yaklaşık 1.5 trilyon liranm biriktiğinı söyledi. Deprem bölgesine. .\nka- ra'dan 1580 kişinin göndenldığini kaydeden Özer. knz masasına intikal eden her sorunun en ince ayTintısına kadar incelendiğini kay- detti. tçişleri Bakanı Tantan'ın Sakarya, Koca- eli, Yalova illerine bilgi, diğer illere de tali- mat olarak gönderdiği genelgede, Türki- ye'nin topoğrafık yapısı ile iklim koşullan- nın değişiklik göstermesi nedeniyle çeşitli afetlerle karşı karşıya kalma olasılığı anım- satıldı. Sıvil Savunma Genel Müdürlüğü'nün ilgili planlannın yeniden gözden geçirihrıe- si, 4 gruba aynlan komşu illerle yapılan kar- şılıklı yardımlaşma ve işbırliğı protokolleri- nin yenılenmesini isteyen Tantan, acil kurtar- ma ve yardım ekiplerinm her an göreve ha- zır olarak tutulması gerektiğini kaydetti. Fnmsa'datelevİTyonrekUımıyasak UĞURHÜKÜIV1 PARİS - Fransa'da gazeteyi "bakkal katakıglanyla" kanştır- mamak gerekir. "Gazeteler gaze- te verir." Ve Fransa'da gündelik gazeteler pazarlan çüonaz. Haftanın 4 günü düzenli "Eko- nomi, TV programu La Madame ve Le Dimanche Magazine - Pa- zar" gibi 4 ayn ilave dağıtan Fransa'nın en eski gündelik gaze- tesi muhafazakâr "LeRgaro" (fi- yatı 7 FF = 505.000.- TL) dışın- da, en prestijli gazete diye bilinen merkez, hatta merkez sol eğilim- li diyebileceğimız "Le Monde" da 4 gün "Ekonomi, bilim teknik, yeni teknolojfler, kühür ve eğlen- ce ajandası. kitap ve TV' ve Rad- yo program ve yorumlan" ekleri verir. "Le Monde" (7 FF) zaman zaman (özellikle ağustos ayında yine gazete boyutunda, ama ayn baskı olarak) kısa roman, polisi- ye tipi yayınlar da dağıtır. Diğer ülke düzeyande yayım- lanan gazetelerden sol liberal eği- limli "liberatMn" da (7 FF) 4 gün iç sayfalannda sistemlı bir bi- çimde "İstihdam. Teknik, Kitap ve Multimedia" başlıklanyla okurlanna uzman sayfalardan seslenir. Katolik "La Croix" (6.5 FF = 470.000.- TL) ve komünist THumanite'' de(7 FF) aynı yak- laşımla haftanın belirli günlerin- de okurlanna belirli uzman say- falar sunar. tki ekonomi gazetesi, "Les Echos" ve "La Tribune" dı- şında, Fransa çapında dağıtılan "taMoid-people-bulvar gazetesi veyaen amiyane deyişle boyaiı ba- sın sınıflamasına" konulması bi- le hatalı olacak iki "halk gazete- si" daha vardır. Gerek "Aujo- urd'huien France" grek "France Soir". özellikle de yeni formülle- riyle 4 FF'lik (288.000.- TL) fi- yatlanna karşın Türkiye'nin en ciddi gazeteleriyle aşık atabile- cek bir kaliteye sahiptirler. "LeFîgaro" ve "I'Humanite" hafta sonu sayılannı, normal fı- yatlannın birkaç katına satarlar (Le Figaro 25 FF. FHumanite 15 FF). Diğerlerinin fıyatı değiş- mez.Fransa'da tüm basın-yayın organlannın radyo ve TV'lerde reklam yapması yasaktır. En çok Le Monde okunuyor Fransa'nm en çok satan gaze- tesi Britanya bolgesinde yayımla- nan ve *^erel" bir gazete olması- na rağmen Paris ve çevresinde de satılan "Quest-France''tır. Son yıllarda tirajı 750.000 civannda dolaşan gazeteden sonra en fazla satan gazete pazartesi baskısı yaklaşık 500.000, diğer günler ise 400.000'e yaklaşan tek spor ga- zetesi "I'Eİjuipe"tir. Sonra sıra- sıyla Le Figaro, Le Monde ve Liberation gelir. Ama çeşitli ka- muoyu soruşturmalan ve bılımsel araştırmalara göre en çok okunan gazete "LeMoode''dur. Bu gaze- tenin günde ortalama 1 milyon okuru olduğu ileri sürülür. Fran- sa'da yazılı sureli basın organı son verilerle 3100 olarak belirlenir- ken, toplam tirajlan 12 milyonu bulan 96 gündelik gazete vardır. Tekelleşme yasak 20 yıl önce yüzde 55'i günde- lik gazete okuyan Fransızlann bugün ancak yüzde 49'u gazete- ye bir göz atıyor. Batı dünyasının en az gündelik gazete okuyan halklanndan biri olan Fransızlar (Avrupa sıralamasında 7, dünya- da 22.) sureli yayınlarda ise uzun süredir dünya birinciliğini kim- seye kaptırmıyorlar. Nüfusunun yüzde 95.5'unun dergi veya sureli yayın okuduğu ülkede, 1000 kişiye 1354 adet dergi düşmektedir. En çok satan dergilenn başında ise haftada 13.5 milyon adetle "TV-Magazi- ne" gelmektedir. Her yıl onlarca yeni sureli yayuıın piyasaya sü- rüldüğü Fransa'da tematik yayın- lar çok revaçta. Birçok kadın ve emekli dergisi 1 milyonun üstün- de satarken. tüketici ve ekonomi dergileri de yanm milyon civann- da seyreder. En ünlü ve güçlü "people" dergisi "Paris- Match"m tirajı ortalama 826.000'dir. Fransa'da devletin sıkı deneti- mi sonucunda "tekeBeşme" ve de özellikle TV-Radyo ve basılı ya- yının a>Tiı ellerde toplanması en- gellenmiştir. Anglosakson dün- yanın "liberal" devleri sürekli, özellikle dergiler kanalıyla nüfiız ve etkinliklerini arttırsalar da "Çoğulculuk w ı Çokseslilik" 11- kesine pek kolay kolay gölge dü- şürememektedirler. Bütün gaze- teler kamudan, hatta devletten sembolik de olsa yardım almala- nna karşın esas gelirlerini satış ve reklamlardan almaktadırlar. "Lc Nouvd Observateur", "LePoint", TEıpress" gibi büyük haftalık dergilerin en ciddi avantajı abone sisteminde yatmaktadır. Yalruzca kervana tepeden katılan haftalık "Marianne" 10 FF'lik (72.000 TL) fıyatından ve cesur çizgisin- den istifade hepsinden fazla doğ- rudan satmaktadır. ^ Amaç pHgllendlrmefc Fransız yayın organlannın te- mel amacı kendilerini okurlanna bilgi ve haberleriyle beğendirmek ve öyle satmaktır. Ayhk dergile- rin çoğu, son yıllarda, CD albüm veya mültimedya disketleri dağıt- mayı alışkanlık haline getirmiş- lerdir. Ama sıradan bir Fransıza, gündelik gazetesi veya dergisinin TV, tencere. bardak veya deter- jan, hatta yiyecek dağıttığuıı söy- leyecek olsanız, size başka dün- yadan gelen yaratık gibi bakar, "Şaraplan veya bay bayan arka- daşlan seçemez miyizdiye" dalga geçmeden edemez... lük "Bu Idşiler kendi görüşferim siyasi ik- tidar üzerinde baskı kurmak amacıyla kullandılar. Daha sonra aynı kişüer tele- vizyon sahibi de oldular. Böylece gerçek kamuoyunu aydınlatma görevini yapan anlamdaki basuı mağdur edildi, güçleş- tirildi. Cumhuriyet'in haklı başvurusunu destekfiyonız" dedi. 68'lıl"er Birliği Vakfi Başkanı Haşmet Atahan açıklamasında. cumhuriyet ilke ve devnmlerini savunan Cumhuriyet ga- zetesinin Rekabet Kurumu'na yaptığı başvuruyu olumlu ve yerinde gördüğü- nü söyledi. Maliyetinden düşük fiyatlarla gazete basarak normal fiyatlı, normal tirajlı ga- zeteleri çökertmeye çalışmanın Basın Ahlak Yasası'na ve ilkeli gazeteciliğe ay- kın olduğunu vurgulayan ÇYDD Genel Başkanı Türkan Saylan. "Gazetelerin, saçma sapan eklerie pazarladığı çanak- çömlek konusu henüz açıkhk kazanma- mışken bir başka haksız rekabetyöntemi- nin devreye girmesi doğru ve ilkeli haber bekleyen okurian çok rahatsız etmekte- dir" dedi. İP'den eleytlri tşçi Partisi tstanbul tl Başkanı Sadık Usta da açıklamasında şunlan kaydetti: "Clkemizi bugûnkü noktaya küçük Amerika yapma projesi getirmistir. Bu proje devleti küçülrüp özeöeştirmeyi yay- guılaşüran, ranti ve kân yücehen bir an- layışar. Halkı aydınlatmayı vc bflgflendir- meyi bir yana bırakarak faaliyet yürüt- tükleri diğer alanlardaki kârlannı büyüt- mek, enerji ihaleleri almak ve siyasi nü- fiızekk etmekgibi amaçlar için gazete çı- karan ve televizyon kuranlann gazeted- ligi getirdiği nokta bugün basınımızın içinde buhınduğu durumdur." [NGlLTERE Yasalar çok ağır ERGtNYILDlZOĞLU LONDRA - tngiltere'de radyo ve televizyon, The Broadcastüıg Standards Commission (Basın Yayın Standartlan Komisyonu) tarafindan düzenlenirken basın esas olarak Press Complains Commission (Basın Şikâyet Komisyonu) aracılığıyla kendi kendini denetliyor. Bunlann dışında medya genel olarak tüm sanayi için geçerli yasalar ve kurumlarca denetleniyor. Bu yasal çerçeveyi Avrupa Konvensiyonu'na uygun hale getirmek için çabalar da var. Rekabet Komisyonu (Competition Comission) Haksız Rekabeti Önleme Of isi (Ofıce of Fair Trading) basındaki gelişmeleri denetleyen en etkin kuruluşlar. Ingiltere basınmda zaman zaman uluslararası medya tekeli patronu Rupert Murdoch tarafindan denetlenen ve toplam gazete satışının yaklaşık üçte ikisine ulaşan gazetelerin rakiplerine yönelik fiyat savaşlan gözlenir. Sıkı denetim Sık sık da gerek Rekabet Komisyonu gerekse de mecliste bu konu fiyat indirimlerinin haksız rekabet yarattığı gerekçesiyle soruşturmaya alınır. 1998'deMurdoch'un gazetelerinden The Times fiyatını yüzde 50'den fazla bir oranda düşürünce konu gündeme gelmiş. Murdoch'un Sky TV'den elde ettiği gelirle gazeteyi desteklediği. bunun haksız rekabet yarattığı ileri sürülmüştü. Haksız Rekabeti Önleme Ofisi, 15 ayhk uzun bir soruşturmadan sonra Mayıs 1999'da The Times gazetesinin rekabet kurallanna aykın davrandığı sonucuna ulaştı. Times gazetesine bir ihtar veren ofıs, bundan sonra fiyat indirimlerinin yalnızca ekonomik gerekçelerle gerçekleştirilebileceğini, her fıyat indiriminde de bu gerekçelerin aynntılannın ofise, etraflı bir şekilde bildirilmesini istedi. Nisan 1999'dada Rekabet Komisyonu, yine Murdoch'a ait bir televizyon kurumnun, bir futbol takımını satın ahnasuıa, kamu yaranna bulmadığı için izin vermemişti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle