22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet İmtiyaz Sahibi: Berin Nadi Genel Ya>ın Yönetmenr Orhan Erinç 0 Genel Yayın Koordınatörü: Hikmet Çetinka\ a # Yazuşleri Mudürü: lbrahim Yıldız • Sorumlu Müdür: Fikret İlkiz 9 Haber Merkezi Müdürü Hakan Kara • Görsel Yönetmen Fikret Eser lstıhbarat: Cengiz Yıldınm # Ekonomi. Özlem Yüzak 0 Kültür Handan Şenköken 0 Spor: Abdülkadir Yücelman 9 Makaleler Sami Karaören • Düzeltme Abdullah Yazıcı 9 Fotoğraf Erdoğan Köseoğlu 9 Bılgi-Belge Edibe Buğra 9 Yurt Haberlen. Mebmet Faraç Yayuı Kurulu: llhın Selçuk (Ba$kan), Ortıın Erinç, Okta) Kurtböke. Hikmet Çetinkaya, Şûkran Soner. tbrahim Yıkİız, Orhan Bursah. Mustafs Balbay, Hakan Kara. AnkaraTemsılcisı: Mustafa Balbay Atatürk Bulvan No: 125, Kat:4, Bakanlıklar-Ankara Tel: 4195020 (7 hat), Faks.419502791zmirTemsilcısi:SerdarKızık, H.ZıyaBlv. 1352 5.23X61:4411220, Faks:4419117 9 AdanaTemsilcisi: Çetin Yiğcnoğlu. tnönüCd. 119 S.No:l Kat:l,Tel:363 12 11, Faks 363 12 15 Muessese Mudürü Üstön Akmen # Koordınaör. Ahmet Korufcan • Muha- sebe- Bülent YciKrCldare Hnseyta Girer» Bılp-lşlem N.il bul • Bılgı- sav^r Sıstem Mürüvrt ÇikrOSatı; FaziktKaza MEDYA C: • Yönetun Kurulu Başkaru - Genel Mûdur Gûlbin Erduran # Koordınatör Reha fytman • Genel MüdürYarfımcıa: SevdaÇoban Tel 514 07 53 - 51395 80-513846041, Faks- 5138463 > jumla>an ve Basan: Yenı Gun Haber ^ansi. Basm \e Ya>mcılık A Ş Tur,.ocagı Cad 39 41 Cagaloglu 34334 lstanbu! PK 246 - Sırkecı 34435 Istanbul Tel (0 212)512 05 05 (20 hat) Faks (0 212)513 85 95 \vww.cumhunyet.com.tr 19EYLUL1999 İmsak:5.13 Güneş: 6.41 Öğle: 13.05 Ikindi: 16.31 Akşam: 19.16 Yatsı: 20.38 Yapay dalgalarla sörf • Haber Merkezi - ftalya'nın Floransa kentinde düzenlenen Svvatch Sörf Turnuvası'na katılan yanşmacılar yapay dalgalar üzerinde hünerlenni sergiledıler. Floransa'nın, Filippo Brunelleschi tarafından yapılan ve 1436 yılında tamamlanan ünlü Santa Maria de Fiore Katedrali'nin önüne dev bir havuz kuruldu. Havuzun yapay dalgalannın boyu 4 metreyi buluyor Bilim adamları Antalya'da • ANTALYA (AA) - Antalyada. 25 ülkeden 16 konuşmacı ve 100 bılim adamının katıldığı. 'Sağlıkta ve Hastalıkta Serbest Radıkaller, N'itrik Oksid ve Antioksidanlar' konulu uluslararası yaz okulu Royal ResortOtd'debaşladı. Akdeniz Üniversitesi'nden yapılan yazılı açıklamaya göre. Avrupa Bıyokimya ve Moleküler Biyoloji Federasyonu, Avrupa Serbest Radikaller Derneği veTLBÎTAK'ın sponsorluğunda dün başlayan ve 24 eylüle kadar dcv arn edecek yaz okulunda çeşitli ülkelerden katılımcılann ortak araştırma projeleri planlaması hedefleniyor. Meslekve beceri fuan • İstanbul Haber Servisi - Meslek Ve Beceri Fuan, 25- 26 Eylül Cumartesi tarihinde Topkapı Eresin Otel'de düzenleniyor. Heryaşta insanm beceri sahibi olmasını amaçlayan fuarda mankenlik. yabancı dil. modelistlik, diksiyon, cılt bakımı, stilistlik \e muhasebe gibi alanlarda egitım veren 100 stand yer alacak. Atmosfer Fuarcılık yelkilileri.. standlardaki uzmanlann isteyenlere yol göstereceklerini belirttiler. Fuar 2 gün süresince 10.00- 22.00 saatleri arasında ziyaret edilebilecek. Bilgisiz ve eğitimsiz personel, çocuklar üzerinde olumsuz etkiler bırakabiliyor Yuvalar giiven vermiyor• Okul öncesi eğitimin 'zorunlu eğitim' kapsamına almması planlanırken anne babalar yuva seçiminde çok zorlanıyor. FİGENATALAY Okul öncesi eğitim çok önemli. Bu nedenle de okul öncesi eğitimin "zo- nınlueğitim'' kapsamına almması için Milli Eğitim Bakanhğı'nda çalışma- lar yapılıyor. Ancak yuva ve anaokul- lannın birçoğu iyi bir fiziksel mekâ- na, eğitımli personele, sevgi dolu bir ahnosfere ve uyaranlarla dolu bir or- tama sahip değil. Çocuklannın okul öncesi eğitim almasını isteyen anne ba- balar kurum seçiminde çok zorlanıyor, sık sık yuva değiştirmek zorunda ka- lıyorlar. Yapılan araştırmalara göre, iyi bir kururnda okul öncesi eğitim alan ço- cuklar. ilkokula başladıklarında bu eğitimi almayanlara göre daha başa- nlı oluyorlar. Hedefyüzde 20 Halen 3-6 yaş döneminde okul ön- cesi eğıtimden yararlanan çocuk ora- nı yüzde dokuz. MEB Okul Öncesi Ge- nel Müdürlüğü'nün 2000 yılı hedefi ise, bu oranı yüzde 20'ye çıkarmak. Ancak çocuk bakımı. eğitimi, psi- kolojisi üzerine yeterli bilgi sahibi ol- mayan eğitimsiz personel, çocukla- nn üzerinde olumsuz etkiler bıraka- Yanlış davranışlar yüzünden çocuklar kendine gûvenkrini yitiriyor. (Fotoğraf: HATlCE TUNCER) biliyor. Evde çok konuşkan, sosyal bir çocuk, yuvaya başladıktan sonra suskunlaşabiliyor. Çocuğa yönelık yanlış davranışlar. çocuğu yuvadan soğutabiliyor, kendine güvenini yıtir- mesme neden olabiliyor. Ömeğin. dört yaşmdakı Ali'nin annesi Serap Ca- ner, çocuğunun okul öncesi eğitim ça- ğı geldiğinı düşünerek Ali'yi evleri- ne yakın bir yuvaya verdi. Zaman za- man altını ıslatan Alı. ilk günün he- yecanından yuvada da altına kaçırdı. Yuva yetkilileri, bunun üzerine Ali'yi gün boyu ya$ıtlan yerine bebeklerin yanındâ tuttular. Buna çok öfkelenen. gururu kınlan Ali, artık hıçbir yuvaya gıtmek iste- miyor. Buna benzer örnekleri çoğalt- mak mümkün. 0-3 yaş grubunda çocuğu olan ça- lışan annelerin işi daha da zor. Be- beklerini kreşlere bırakmak zorunda kalan anneler. çocuklanyla yeterince ılgilenilmediğinden, sevgi gösteril- mediğinden yakıruyorlar. Kimi uzmanlar da anne- babalann çocuklannj güvenmedikleri bir yuva- ya bırakmak yerine büyükanne ya da bakıcıya emanet etmelerinin daha doğ- ru olacağını belirtiyor. Nekre dikkat edilmeli? Epsilon Yayınevi'nce yayımlanan Bebeğinizin İlkYdında Sizi Neter Bek- ler adlı kitapta, anne babalann yuva ararken nelere dikkat etmeleri gerek- tiği şöyle sıralanıyor: EğitUmiş ve uzman persooel: En azmdan okul yöneticisinin erken ço- cııkluk eğitimi konusunda eğitim al- mış olması beklenir. Tüm personel bebek bakımı konusunda deneyimli ol- malıdır. PersoDelin sağtıkh ve güvenilir Idşi- ierden oluşması: Çocuk bakımı ko- nusunda çalışanlann tümü tıbbi bir incelemeden geçmiş olmalı ve tüber- küloz testi yapılmış. olmalıdır. Kıınunun orta büyüklükte olması: Çok büyük bir kurumun idaresı. istis- nalar olmakla birlikte küçük bir ku- rumun idaresinden daha zordur. Ay- nca ne kadar çok çocuk varsa o kadar da cok hastalık olabilir. Oğretmen başına dfişen çocuk sa- yısının makul olması: Her üç bebeğe en azmdan bir personel düşmelidir. Eğer sayı daha azsa ağlayan bir bebek, bir diğerinin işi bitene kadar beklemek zorundadtr. Çocuklann yaş gruplanna göre ay- nlmalan: Bir yaşm altındaki bebek- lerdaha büyük çocuklarla birarada bu- lunmamalıdir. Sevgidolu biraünosfer: Personel ço- cuklara karşı sevecen ve ilgili olma- lıdır. Çocuklara mutlu, uyanık ve te- miz görünmelidir. (Habersiz ebeveyn ziyaretini yasaklayan yuvalara dikkat edin) Uyaranlarla dolu bir atmosfer: tki aylık bir bebek bile gerek sözel, ge- rekse fiziksel yoğun bir iletişimin ol- duğu, yaşına uygun oyuncaklann bu- lunduğu uyaranlarla dolu bir ortam- dan yararlanabilir. Çocuklar büyü- dükçe oyuncaklar, kitaplar, müzik ve dış ortamdan da yararlanmaya baş- larlar. 2000 Projesi TRTye çağdaş <-• arşiv -• Türkiye'nin en büyük görsel- işitsel arşivine sahip bulunan kurum, vizyona giren son fılmlerden Atatürk 'ün görüntülerine ve cumhuriyet tarihine değin her türlü görsel materyali bilgisayar ortamına aktaracak. AıNKARA (AA) - Türkiye'nin en bü- yük görsel ve işitsel arşivi, teknolojinin son olanaklanyla bilgisayar ortamına ak- tanhyor. Hazırlıklan devam eden 'TRT Arşiv 2000 Projesi' ile kurum, yeni yüz- yıla modern bir arşivle girecek. TRT Te- levizyon Arşiv Müdürlüğü yetkililerin- den alınan bilgilere göre, yeni proje, 2000 yılının ilk aylannda hayata geçirilecek. Altyapı çalışmalan, TRT Kütüphane- si'nde özel olarak aynlan bir bölümde de- vam eden üç asamah proje, kurumun gör-^ sel ve işitsel arşivlerinin çağdaş kullanı- ma ulaşmasmı amaçlıyor. Projenin ilk.- aşamasında varolan arşiv materyalinde ve- yeni yapımlarda içerik çözüml«mesi ya- pılacak. Projenin ikinci aşamasında, TRT arşiv- lerindeki içeriği çok kıymetli olan Cum- huriyet tarihi, Atatürk'ün yaşamına ait ke- sitler, tarihi eserler gibi ses ve görüntü ma- teryallerinden bir bölümü, yayında tek- rar kullanıhnalan için restore edilecek. Projenin son aşamasında, TRT arşivleri, birkaç yıl içerisinde tamamen sayısal or- tama aktanlacak. ~*..r. ' IŞILÖZGENTÜRK Eylül ayı en sevdiğim aydır. Bu ayın her günü güneşin yumuşak ışıklannın sırtımı ısıtmasını severim, Istanbul'un birdenbire değişen renklerinin büyüsünde dolaşmayı severim, Büyükada'ya gidip tepede çinge- ne palamudu yemesini severim. Sözün kı- sası ben bu Eylül ayını pek sevenm. Do- ğum günüm de EylüPdedır. Bundan mıdır neden? Eylül deyınce içim titrer. bir yıl da- ha vaşlandığımı düşünür, yaşadıklanm için hayata teşekkür ederim. Bütün gördükleri- me, bütün yaşadıklanma, bütün sevdikle- rime teşekkür ederim. Eylül, dostlanmla benim aramda bir şi- ır ayinine dönüşür. Bu ayini keşfettiğimiz- den beri Eylül'ü iple çekeriz. Çünkü doğum günüm bahane. dostlanm o gün bana en sev- dikleri şiırleri kimi el yazısı, kimi kitap ola- rak getirir ve evin gırişindeki şiir sepetine atarlar. Sonra hep birlikte, gençliğimizi ve ken- dimizi yeniden keşfederek sevdiğimiz şi- irleri okuruz. Bütün bunlar olurken gökte kocaman bir ay varsa, her şey büyülü bir ayine dönüşür ve hepimizbu şür ayininden yeni doğrnuş gibi saf ve biraz büyülü çıkıp gideriz. tşler bir süre durur.. parasızlık, mo- ral bozukluğu, dünyamızı sarsan doğal ve insani felaketler bir süre durur. Sadece şi- ir kalır. Bu yıl Cumhuriyet Radyo'da yaptığım Al Gözüm Seyreyle programında bu şiir ayi- EylüVdeBirPazar ninden söz ettim ve beni dinleyen dostla- nmdanayın 19"unda, bir şiir kitabına uza- nıp kendileri için bir şiir okumalannı dile- dim. Öylesıne acılı hikâyeler ıçindeyiz kı, bazen kendimizı öylesine çaresız hissedi- yoruz ki, bizı ancak şiir kurtarabılır. Belki bir söz, belki bir mısra... Bu güzel pazar günü de sizden bir şiir kitabını kütüphaneden çekip, okumanızı istesem, çok şey mi istemiş olurum? Bir büyük şi- ir ayini oluşturahm. Bütün yaşadıklanmız, acılanmız ve sevinçlerimız için, hay- di! • • • Ve adı Pmar olan bir kı- zın öyküsü. Pınar'ı on yaşlanndayken tanıdım ben. Sevgili babası ve biz her darbede başı be- laya girenlerin Alp abısı Alp Setek o günlerde Da- vutpaşa Kışlası 'nda ya- tıyordu. Türkiye lşçı Partisi davasından. Pı- nar, babasını ziyarete ge- lirdi. Cebinde şiirler. Sonra Pınar büyüdü. Okullarda okudu, sos- yolog oldu ve hep a>Tiı soruyu sordu' "Çevremde gördüğüm toplumun dışla- dığı insanlar için ne \apabilirinı ben? On- lara nasıl bir yaranm dokunabilir?" Önce "sokakçocuklarrna gitti. Onlann Pınarablası oldu, ardından Ülker Sokak ve orada yaşayan travestiler ve yaşam koşul- lan üstüne bir tez yaptı ve onlann da Pınar kardeşleri oldu. Birlikte bir sanat atölyesi açtılar ve sokak ço- cuğu Süleyman ilk kez kendi yaptığı mumları satıp para kazandı. Geçen 13 Eylül Pazartesi günü Pınar'ın Beşiktaş DGM 'de mahkemesi var- dı. Güneydoğu'daki savaş hakkında bir tez yazarken tutuklanmıştı. Onu otuza yakın asker arasında elle- ri kelepçeli önümüzden geçirip mahkeme salonu- na götürdüler. Alp abi. belki de en zor günle- rinden birini yaşıyor- du. Önünden ge- çen elleri kelepçe- li sevgili kızı Pı- nar'ın, az sonra avukathğını ya- pacaktı. O gün herkes için zor bir gündü. Alp abi, Pınar'ın Davutpaşa günlerinde içerdeki ba- bası için yazdığı şiırleri verdi bana. Herke- sin sığındığı o sıcak yuvaya, şiire Pınar da Alp abi de ve tanımadığımız nice insan sı- ğınmıştı. Sokak çocuğu Süleyman da mahkeme sa- lonundaydı. Belli ki akşamdan kalmıştı, yeniden başlamıştı her şeye, ama Pmar ab- lasını unutmamıştı. Diğer çocuklar gele- memişlerdi, çünkü kimlikleri yoktu. Sü- leyman'rn birkimliği vardı ve elbette en zor gününde Pınar ablasımn yanında olacaktı. Oldu da. Ben sessizce aynldım mahkeme salo- nundan, Eylül 'dü ve sıcacık bir güneş var- dı. Usulca Alp abinin verdiği şiirleri oku- maya başladım. Pınar onlan Davutpaşa'da tel örgüler arkasında gördüğü babası için yazmıştı. Şöyle dıyordu: Babama; Sanbnayah ikiyi okJu,konuşmayata.dert- leşmeyeti tki yıl oldu, kolay geçmedi fki yıl boyunca konuştum dtırdum kendi kendime.. Alçaktı sesim, babacığun, alçakn Yani konuştuğumu, benden başka kimse anlamadı-. Ama ağlamadım, hiç ağlamadını babaağnn ısoz50(S hodnaiLcom En ekonomik yıkama programı Arçdiklensadece EyKJayma öze) kaçınlmaz fırsat. En son teknolojiye sahip Arçelik çamaşır ve bulaşık makineieri şimdi, peşinfiyatma8takstiesizin... Sakın kagtmayın, mükemmel temcdiği tam cebinize uygun fiyatlaria yaşayın! Çamaşır ve bulaşık makinelerinde peşin fiyatma 8 taksit. H a y a t a Es seçmenin püf noktaları. Erkekler daha gelenekçi • Eş seçiminde ırk, sosyo-ekonomik düzey, fiziksel çekicilik, etnik köken, din, toplumsal seçimler, eğitim, aile yapısı, zekâ düzeyi ve ömür uzunluğu gibi özellikler / önemli rol oynuyor. ANKARA (AA) - Eş seçiminde ırk, sosyo-ekonomik dü- zey, fiziksel çekicilik, etnik köken, din, toplumsal tercih- ler, eğitim düzeyi, aile yapısı, zekâ düzeyi ve ömür uzun- luğu gibi özelliklerin benzerliği önemli rol oynuyor. Er- kekler iyi yemek yapma, bekâret, yuva ve çocuk arzusu, görünüş güzelliği, dini inanç benzerliğini; kadınlar ise sosyal olma, benzer eğitim geçmişi. iyi maddi gelir ve gü- venilir bir kişiliğe sahip olma, iyi sosyal statüsü bulunma, öğrenim ve zekâ düzeyi yüksek olma özelliklerine önem veriyorlar. Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi Öğretim Üye- si Doç. Dr. Hasan BacaıuYnın, Ankara ve Konya'da oku- yan toplam 220 üniversite öğrencisi arasında yaptığı araş- tırmaya göre eşler, birbirlerini benzer olduklan birtakım özelliklere göre seçiyorlar. Araştırmaya katilanlann evli- liğe verdikleri anlamlar konusundaki görüşleri şu sonuç- lan ortaya koyuyor: • ErkekleT, evlihğe cinsel ilişki anlamını kadınlara oran- la daha fazla yüklüyorlar. Bu durum, Ankara ve Konya'da okuyan öğrencilere göre farklılık arz etmiyor. • Duygusal beraberlik olarak anlamlandırmada cinsi- yetler arasında fark bulunmazken şehirler arasında fark bu- lunuyor. Ankara'da okuyan kız ve erkekler, duygusal be- raberliğe Konyalılardan daha çok önem veriyorlar. • Evliliği, çevre baskısından kurtulma ve toplumsal bir gereklilik olarak görmeye verilen önem açısından cinsler ve şehirler arasında farklılık bulunmuyor. • Evliliği ekonomik bir gereklilik olarak görmeye ve- rilen önem açısından da cinsler arasında fark olmadığı, an- cak Ankara'da okuyan öğrencilerin bu anlama daha faz- la önem verdikleri görülüyor. • Çocuk sahibi olmaya, Konya'da okuyan öğrenciler da- ha fazla önem veriyor. • Dini gerekliliğe ise er- kekler kızlara, Konya'da okuyan öğ- renciler An- v - kara'daoku- '**^_ yan öğrenci- lere oranla daha fazla önem veriyorlar. • Evliliği yalnızlık- tan kurtulma olarak gören kızlar erkekler- den, Ankara'da oku- yan öğrenciler de Kon- ya'da okuyan öğrencilerden daha fazla. Erkekler eşlerini seçerken iyi yemek yapma, bekâret, yuva ve çocuk arzusu, görünüş güzelliği, dini inanç ben- zerliği; kadınlar ise sosyal olma, benzer eğitim geçmişi, iyi maddi gelir ve güvenilir bir kişiliğe sahip olma, iyi sos- yal statüsü veya mevkii bulunma, öğrenim ve zekâ düze- yi yüksek olma özelliklerine önem veriyorlar. Şehirler açısından ele alındığında, Ankara grubu sosyal olma, ben- zer eğitim geçmişi, iyi maddi gelir, iyi sosyal statü veya mevki, karşılıklı sevgi (aşk); Konya grubu ise bekâret, yu- va ve çocuk arzusu ve dini inanç benzerliği özelliklerini önemsiyor. Öte yandan, kadmlann önemsedıği özelliklerin genel- likle Ankara grubu, erkeklerin önemsediği özelliklerin Konya grubu tarafından önemseniyor olması, erkeklerin geleneksel yapı içinde daha iyi bir toplumsal yapı içinde bulunduklan ve bundan hoşnut olduklanm, kadmlann ise değişme ve gelişme istediklerini gösteriyor. Erkeklerin, muhtemel eşlerinin dindar (inançlı), çocuk isteyen ve çekici olmasını kadınlara göre daha fazla önem- sedikleri, kadınlann ise eşlerinin zeki, kazancı iyi ve üni- versite mezunu olmasma önem verdikleri görülüyor. Şehirler açısından bakıldığında, Ankara grubu yaratı- cılığı, sanatçı ruhluluğu ve kazancın iyi olmasını; buna kar- şılık Konya grubu dindar ve evine bağlı olma, çocuk is- teme özellikleri önemsiyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle