Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SÂYFA CUMHURİYET 19EYLÜL1999PAZAR
14 KULTUR kultur@cumhuriyet.com.tr
Memet Fuat, şiirin, toplumsal sorunlarla ilgilenerek doruklarda dolaştığmı vurguluyor
^Görebflene her yerde şör varcbr'
TURGAY FİŞEKÇİ
Memet Fuat'ın "kendi anlayi-
şını tek doğru olarak gören, de-
ğişmezsananvaşiı bir şaire'. şı-
ınn her türlüsünü değerlendırme
çabası ıçindekı bireleştırmen ola-
rak yazdığı mektuplar 'Yaşü Bir
Şaire Mektuplar' ısmiyle Adam
Yayınlan tarafından yayımlandı
-Cumhuriyet gazetesindeki kö-
şenizde başlayıp, sonra da Adam
Sanatdergisinde sürdürdüğünüz
Yaşlı Bır Şaıre Mektuplar' ı yaz-
maya. bir öfkelenmenin sonucu
basladığınız anlaşıbyor. Şiir dün-
yasında son yülarda sizi bu kita-
bı jBzmşa yöneKen ne gibigeliş-
meler oldu?
F
MEMET FUAT - Birdenbire
yaşanan bir öfkelenme değıl. Son
yıllann ürünü de değil. Kendımı
bildını bileli yaşanm ben bu ger-
ginlıği. En eskı yazılanmı kanş-
tınn, "Yeniüğin Yasaklan" dıye
bir-Aazı göreceksıniz.
- „ Ustün yeteneklı şaırler gelir,
ajirlıklannı koyar. öne çıkar. al-
juşlarla karşılanır. bir sevgi çem-
r
b^ınde yücelır. arkasından ken-
d»,an!ayışlannı herkese dayatma-
ya, başlarlar. Onlardan önce ya-
z^ıpiış şiirler eskimiş. günü geç-
OJJŞ. okunmaz. çöpe atılası şey-
lecdir Birilen geleneğı sürdür-
meyı ya da kendı değışık yolla-
rında ılerlemeyı yeğlerlerse. kü-
-^jıpseyıcı sesler yükselmev e baş-
^jjur; "Bugün şiiröyle yazümıyor!"
JJJ Ben şiirin. herhangı bır anla-
yışa bağlı olduğuna ınanmıyo-
rum. Yahya Kemal ıçın "Ho-
cam'dH-!" dıyen. Rabıa Hatun'dan
Sİbere şıirler okuyan Nâzım Hik-
met'ı ızleyerek yetiştim. Gençlı-
ğim onun şıirlennın baskı ala-
nında geçti, ama bu yoğun etki.
öbür uçlardaki şaırlerin. örnekse
Orhan Veli'nın. Turgut Lyar'ın,
IJce Ayhan'ın şıırlenndekı güzel-
Ifk'len görmeme engel olmadı.
-Bağnazhklan kırmak...
c
";t ok yönlü. açık bır şıır okuru-
VJîm. Gerçek anlartuyla "özgür-
fŞfcçü" bir ınsanım. Kımse be-
^rtifh kulum değıl. kimse benım
=
doğru bulduğum gıbı yaşamak,
benım doğru bulduğum gibi dü-
r syflmek, konumuza gelirsek, be-
"jgipı doğru bulduğum gibi şiir
'jjâzmak zorunda değil.
önce bunu çok iyi anlamak ge-
rekir.
Bakıyorsunuz. bir delikanlı ye-
tejıek. "Şürde slogan olmaz!" dı-
yor. "Şiir toplumsal sorunlarla
ilgilenmez!" dıyor.
Diyebılır. hıçbır engel yok.
Kendı öyle davranıyordur, öyle
mutlu oluyordur. Ne güzel!
Ama kendı anlayışmı herkese
dayatmaya kalkarsa. yanıldığını
belirtmek gerekir. Şiire gırme-
aşh Bir Şaire Mektuplar'm yazılmasına
günümüzdeki şiirin toplumsal sorunlara
karşı tam bir vurdumduymazlık içinde
görünmesi yol açtı diyebilirim. Bunun
sorumlusu, önceki kuşaklardaki bazı şairler,
içi boş güzelliklerle büyük başanlar
kazanan yaşlı ustalarmış gibi geliyor bana.
yecek şey yoktırr. Bilek ister...
Şiir toplumsal sorunlarla ılgile-
nerek doruklarda dolaşmıştır. Gö-
recek göz ister...
Ben yıllardır bu bağnazlıklan
kırmaya çalışıyorum Yenı bır
olay değil
Sabih Şendil'ın Salâh Birsel ı
eleştırmesı üzerıne Nurullah
Ataç'la, Yaşar Nabi'yle bır tartış-
mam vardır, onu okursanız görür-
sûnüz. Toplumsalcı genç bır eleş-
tırmen. özgürlükçü olarak ün sal-
mış ıkı yaşlı yazan bağnazhk et-
memeleri ıçın uyanyor..
Yaşlı Bir Şaire Mektuplar'ın
yazılmasına günümüzdeki şiirin
toplumsal sorunlara karşı tam bir
vurdumduymazlık içinde görün-
mesi yol açtı diyebilirim: Bunün
sorumlusu, önceki kuşaklardaki
bazı şairler, içı boş güzelliklerle
büyük başanlar kazanan yaşlı us-
talarmış gıbı geliyor bana.
- Kitabınızı hazırlarken Ril-
ke'nin Genç Bır Şaıre Mektup-
lar'u Mayakovski'nin Şiir Nasıl
Yazılır'ı, Salâh Birselin Şiirin ll-
kelerı gibi, şiirle ilgilenen ya da şi-
ir üstüne düşünenlere yönelik te-
mel başvuru kaynaklanndan bi-
ri olmasını amaçladınız mı. yok-
sa güncel sorunlar üstüne düşün-
mek mi öne çıkn?
MEMET FUAT - Kitabın adı
Rilke'den geliyor. Şiir üstüne
gençlere mektup yazarak bu tür
kitaplar oluşturan daha başkala-
n da vardır Ben yaşlı bir şaire yaz-
dım. Önceden taslaklar yaparak
bılim adamlan gibi düzenlı çalış-
maktan pek hoşlanmam Kapıp
koyverdim kendimı. Ama alttan
alta bütünü gözden kaçırmayan
bir bakışım vardır. Bu benim bir
özellığim. Kitabımın şiir üstüne
düşünenJenn ilgisini çekmesinı,
bir başucu kıtabı olmasını özle-
rim. Toplumsalcılıkla özgürlük-
çülüğün nasıl aynlmaz şeyler ol-
duğunu her alanda göstermek ge-
rekir.
>Homeros'tan başlarJ*
- Siz, şiir üstüne sö> leyecekleri
merak edilcn, izlenen bir eleştir-
mensiniz. Yazılannızla ya da ya-
yımcıhğmızla Türk şiirinin gelişim
sürecinde etkili oldufunuzu dü-
şünüyor musunuz?
MEMET FUAT - Hayır. Türk
şiinnin gelişım sürecinde etkili
olabilsem bugün içi boş güzellik-
ler ardındaki özgünlük avcılan
böylesıne çoğalmazdı.
(Bu tek harfi değişik sözcük-
lerden de hep ürkerim. Düzelt-
menler "özgünlük" sözcüğünü
"özgürlük" diye düzeltmeseler.)
- "Elimden gelse hepsini şiire
Homeros'tan başlatırdım_" (s.62)
diyorsunuz. Ülkemizdeki şiir-şa-
ir sorunlaruun başında sizce ya-
zaıiann yeterli donanımlı ohna-
ması mı geliyor?
MEMET" FUAT - Büyük bir
çoğunluk. "yeterli donanım" ne
demek, doğru dürüst şiir bıle oku-
madan başlıyor şiir yazmaya. Ger-
çı onlar daha başta tökezlenip ka-
lıyorlar, ama bir ikı çağdaş örne-
ğe takılıp yola çıkanlar arasında
başanyaulaşanlaroluyor Bireşe-
hyorsunuz. altlan bomboş.
"Şiirde öykü olur mu, olmaz
mı?" diye bir tartışma bıle yapı-
labılıyor bizim şairlerimiz ara-
sında.
Imge salatasına yumulrnuş, ha-
bire atıştınyorlar...
Ben de bayılınm o salataya da.
yanı sıra başka şeyler de ister...
Okulu olsa. Homeros'tan baş-
lar, dört yıl sonra Memleketim-
den İnsan Manzaralan'yla mezun
olur. Bır de "Dağlarca'da Öykü-
leme" dıye doktora tezı yapar...
Ikı yıl da o sürer...
Şairmi oldu? Yoo, nerde... Ko-
lay mı o kadar! Daha başında
işın... Temel bilgileri alıyor... Ye-
teneğı varsa...
Abartıyor muyum?
Batı'daki ünıversitelerde "ya-
raücı yazarhk" derslerinin daha
kısa süreli olduğunu sanmam.
- Kitabınızda 1946 kuşağı şair-
lerine özel bir ağuiık \erilmiş. Bu
kuşağuı şiir tarihimizdc hak etti-
ği yeri almadığııu mı düşünüyor-
sunuz?
MEMET FUAT - Baskılar al-
tında kıpırdanamazlarken, şiir
dünyasında da köşeye ıtilmiş.
önemsenmemış olduklan bır ger-
çektır. Aralannda sıradan bır şa-
ıriiği, savunduklan düşüncelerin
güzelliğiyle ayakta tutanlar yok-
tu diyemem. Ama bazılan şıiri-
mizın gelişmelerine katkıda bu-
lunacak kadar başanlıydılar. On-
larda, öbür şairlerimiz gibi, okun-
maya. eleştınlmeye değer ürün-
ler verdiler. Bakmak, üstlerinde
durmak gerekir. Göz ardı edıldı-
ler...
- Tek tek şairler üstünde du-
rursak. Rıfat Ilgaz ve Sabri Ara-
nel sizce önemleri anlasılamamış
şairler mi? Böyle başka örnekler
\-armi?
MEMET FLAT - Rıfat Ilgaz,
yaşadıklannın ağır baskısı altın-
da, ilk dönem şıırlennde yaptığı
büyük deneyin öneminı kendisi
bile anlayamamış bir şairdır. Türk
şiınnın gelişmesindekı yerine
oturtulamadığıkanısındayım. Bu-
nun için üstünde özellıkle duru-
yorum.
Sabri Altınel ise kimseden ör-
nek almadan oluşturduğu. hem
'Şiir her yerde. tçinizde, dışuuzda. Her yaprağın alönda olabilir.'
özgün, hem de nıteliklı bir şiiri
sürekli geliştirdi. Benzersiz bır
toplumsalcı şaır olduğu kanısın-
dayım. Çok onurlu bir sanatçıy-
dı. Kımseye boyun eğmedi, kim-
seden yardım istemedı. Ortalara
çıkmadı. Reklamcılığın hiçbırtü-
rüne baş\-urmadı. Başka şaırleri
okuyarak edınilmış bir şıirbeğe-
nisıyle ondaki guzellikleri tat-
mak kolay değildır. Şiirinde bır
süre yaşamak gerekir.
Basmayın \apraklara
- "'Şiir, oğlum nerdesin?" (s.
114) sözünüz. günümüz şiiri için
bir umutsuzluk seslenişi mi? O>-
sa günümüz şairlerinden söz et-
tiğiniz bölümlerde sık sık onlann
ustalıklannı vurguluyorsunuz...
MEMET FUAT -Günümüzün
şairleri arasında ustalar da, ace-
mıler de... Her zaman, her yerde
olduğu gibi..
"Şiir,oğlum, nerdesin?" sözü-
mü yanlış anlamayın. Şiir yok da
anyor değilım. Şiirin ne zaman,
nerede ortaya çıkacağının bellı
olmadığını belırtmeye çalışıyo-
rum.
Şiir insanın içinde, dışında, her
yerdedır. Görebılene, her yerde şi-
ir vardır.
"Bir kadın cezaevindeki şair
kocasma bir mektup yazıyor, ay-
nlık üzüntüsü, ka\ uşma özlcmrv-
le, olmayacak, 'olabilemcyecek"
şeyler söylüyor. Cezaevindeki şa-
ir üstüne bir kamywn şiir boşal-
tılmış gibi bu mektubun altından
doğrulmaya çauşıyon"
Kısacası, kansının gönderdı-
ğı mektupta buluyor şııri.
Başka bır şaır bir annenın ço-
cuğuna öfkelenip seslendığinı du-
yuyor'
"Deii eder insanı bu çocuk!"
O seslenişte yakaladığı şiiri.
ereğini değiştinp unutulmaz bir
dızeye dönüştürüyor.
Pasternak. "Şiir nerede?" di-
ye soranlara. "Şu yaprağın altın-
da!"dermi5.
MelihCevdet'ten duymuştum.
Yıllarca anlatmaya çalıştığım şey.
Şiir her yerde. tçinizde, dışuuz-
da. Her yaprağın altında olabilir
"Şiir, oğlum, nerdesin?" dıye
aranmam ondan.
Ama belkı de kızdır, "yavnım"
demelıydim.
Neyse, dıkkatlı olun, basmayın
yapraklara.
lncirler oldu, armudun da eli
kulağında.. Bahçe şiirgibi... Mah-
zun dört dönüyor içinde...
Aslında kopya vermek yasak,
ama doğa dınler mi!..
Ypartman
Ptvjesi 'nin ilk
sergisi
'Ayakkabı
Dükkanı 'nda,
sanatçı Murat
Morova 'nın
'ayakkabı sına
'çevreden
gelebilecek
baskı ve zarar'
gerekçesiyle
müdahale edildi.
Çetelerden sanata müdahale
Külrür Servisi - Tünel'de alterna-
tıf sergı mekânı olarak açılan 'Apart-
man Projesi'nin ilk sergisi 'Ayakka-
bı Dükkânı'nda, sanatçı MuratMo-
rova'nın ayakkabısına sokak sakin-
lerinin baskısıyla 'müdahale edildi'
Morova. 'Ayakkabı Tasanmı' grup
projesı ıçın ürettiği ayakkabı yapıtın
- , 'çevreden gelebilecek baskı ve zarar'
gerekçesiyle, iznı olmadan ve fikn
.,, alınmadan üstüne müdahale edılme-
,,sine tepkı gösterdi, ışını sergıden
^ k i
Pencerelerden ızlenebılecek ser-
<j ..ginin yerleştırme aşamasında, sokak
sakınlerinın tepki göstermesı ve cam-
lan kırmakla tehdit etmesı nedenıy-
,f. le Morova'nın ayakkabısı mekân sa-
hıbı tarafından sansürlendı. 'Sokak
çeteleri'nın tepkisiyle sanata müda-
hale edildi.
'Pfenislere prezervatif
fe geçirdim, özür düiyorum'
Sergı mekânmm sahıbi sanatçı Sd-
• -' da Asal ise bu müdahaleden ötürü çok
üzgün olduğunu belirterek, 'ilkelili-
' ği ilke edinmiş ve sanatçının sanat
görüşünden,söytemek istediğinden ta-
viz vermeden çahşması gerektiğine
inanmış' bir sanatçı olarak, hangi
koşullarda bu tür bir müdahaleye
kendinı zorunlu hissettığını şöyle
açıkladı
"Niçin Morova'nın, topuldan bi-
rer pcnis olan bir çift kadın ayakka-
btsmdan ohışan işmintopuldarma. son
anda prezenatif bulamadığım için
ameüyat eldiveni parmağı geçirerek
sergilediğimi açıklamak istiyorum.
Sergi mekânı Tünel'de, Sof>alı ile
Şehbender sokağu kestştiği köşede-
ki 4 numaralı binanın giriş kannda
sokağa bakan pencereler. Serginin
açıtmasına on beş daldkakala mahal-
le esnafı kanaln la kim olduğunu bil-
mediğim birtakım kişiler tarafından
bana, 'Bu iş burada durduğu sürece
camlann kınlmasından sorumlu de-
ğıliz" şeklinde bir mesaj iletüdi. Be-
yoğlu'nda 44 yıl önce,yine eyiül ayuı-
da vitrin canüannın indiribnesi ola-
yının belleklerimizde hâlâ canlı ol-
duğunu bilerek, kendimi bu sergide
yer alan diğer 3? sanatçıya karşı so-
rumlu hissettim. Bu proje uluslara-
rası bir güzergâha çıkacakken ve bu
mekânda daha birçok sergi rasarh-
\-orken camlann indirOmesini göze al-
ma cesaretini gösteremedim. Serginin
açılmasına on beş dakika kala bana
gelen bu mesaj üzerine, Morova'ya
ulaşamadığun bir anda acüen karar
vermem gerekiyordu. Penislere pre-
zervatif geçirdim, özür difiyonım."
Murat Morova ise işine müdaha-
le edildığini ve yanlış yerleştirilmiş
konumuyla yapıtın estetik bütünlü-
ğüne zarar vermekle kalınmayarak,
daha hassaslıkla üzerinde durduğu
'düşüncesini ifade etme" hakkımn
sansüre uğratıldığını söyiüyor:
" ' Baskı' ve 'tktidar' kavramlan-
nı da ifadelendirmeye çahştığun işi-
min, "sokak baskısına' uğraması,fik-
rimin doğrulanması açısından bir
göstergedir. Ancak; a- kim tarafindan
olursa olsun, yapıta müdahale, b-
'düşünceyi ıfade etme' hakkımınih-
laK hassas olduğum konukrdır. Bu ge-
rekçeyle işimi adı geçen sergiden çe-
kerek bu olayı kınıyonım."
Geçen perşembe günü açılan
'Apartman Projesi'nin ilk sergisi
'Ayakkabı Dükkânı'na 37 sanatçı ka-
tılmıştı. Sanatçılararası bırdayanış-
ma gereksinıminı karşılayacağı dü-
şünülen mekânm ilk sergisi 'ayağı
uğuıiu gemıek' deyiminden yola çı-
kılarak gerçekleştırilmişti
6. ULUSLARARASI İSTANBUL BÎENALÎ AÇILDI
Panelvekonfemnslar
IfTMMl
ıd«ü
KültürServisi-'Tutku w
Dalga' başlığını taşıyan 6.
lluslararası lstanbul Bi-
enali dün açıldı. Bienal,
Dolmabahçe Kültür Mer-
kezi, Aya Irini Müzesı ve
Yerebatan Sarnıcı'nda 32
ülkeden 52 sanatçıyı ağırlıyor. 30 Ekim ta-
rihıne dek açık kalacak olan bienal çerçe-
vesınde Mimar Sinan Ünhersitesi Güzel
SanaÜar Fakültesi Oditoryumu'nda panel
ve konferanslar gerçekleştırilecek.
19 Eylül Pazar günü saat 14.00'te düzen-
lenecek olan ilk panel. 'l'luslararası Bi-
enaller: Sanatın Coğraryasmı Yeniden Göz-
den Geçirmek mi. Kültür Turizmi mi' baş-
lığmı taşıyor. Rene Block'un yönettiğı pa-
nele KntluğAtaman (sanatçı). LisaCorrin
(sergı > önetmenı, Serpentıne Galler>', Lond-
ra), Yuko Hasega^a(küratör, Contemporary
Art Museum, Kanazawa|. Ivo Mesguita
(küratör, Fundaçao Bienal de Sao Paolo) ka-
tılıyor. Panel, çağdaş sanat pazannın gele-
neksel haritasmın kıyısmdakı ülkelerde gi-
derek artan bıenallerin orta-
ya çıkışını ele alıyor.
19 Eylül saat 17.00'de ger-
çekleştırilecek olan ikincı
panelin konusu ise "Anlan-
nın Bastan Çıkancılığı: Zo-
la'nın "Nana'sından Gillian
VV'earing'ın TheresaAdlı Bir
Kadınına" admı taşıyor Va-
sıf Kortun'un yönetıciliğini
yaptığı panele, KatyaGarda-
Anton (küratör, ICA Exhi-
bitions, Londra), DanCame-
ron (küratör. New Museum
of Contemporary Art, New
York), FJizabethJanus(sanat
eleştirmenı), Christopher
PhiHps (editör, Art in Ame-
rica, New York) katılıyor.
20 Eylül Pazartesi saat
17.00'de yapılacak olan üçün-
cü panel İragenin Önceliği
mi, Görüntü Fazlalığı mı'
üzerine. Cristiana Perrel-
la'nın (küratör. The Bntish
School at Home, Roma) yö-
netıciliğini yaptığı panele.
HalukAkakce (sanatçı), Ali
Akay (sosyolog. sanat eleş-
tirmenı), Bice Curiger (edı-
•UHUUMSJ tör, Parkett, Zünh). Arturo
Herrera (sanatçı) karılacak.
Son yıllarda. giderek daha
da baskın hale gelen medya
ve yenı teknolojilerin birçok
sanatçının yeniden imgeye
öncelik vermeye başlaması
konu edilecek. Panellerde tngilizce-Türk-
çe, Türkçe-lngılızce eşzamanlı çevıri ya-
pılacak. 6. Uluslararası lstanbul Bienali'nm
çerçevesmde yapılacak olan konferanslar
ise TurkceB Auditorium'unda gerçekleşti-
rilecek.
2Ekımsaat 14.00'te SevinOkyay\e Tu-
na Erdem •Gregory J. Markopoulos Film-
leri Hakkmda', 9 Ekım saat 14.00"te Ah-
metSoysal'Tutku v«Anlanm'. 16 Ekım sa-
at 14.00'te Etizabeth Janus 'Karanlık Ku-
tu'danDijitalGörüntülemeye: Fotoğraf Sa-
natının EvTİmi Üzerine Düşünceler', 13
Ekım saat 14.00'te ise Paolo Cotombo 'Tut-
ku ve Dalga' başlığında konferans verecek.
Konferanslarda Ingılizce-Türkçe, Türk-
çe-tngthzce eşzamanlı çevıri yapılacak.
Dün açılan 6. Uluslararası İstanbul Bienali. Dolmabah-
çe Kültür Merkezi, Aya trini Müzesi ve Yerebatan Sar-
nıcı'nda 32 ülkeden 52 sanatçıyı ağırhyor.
R »
Kubrick 'infilmine
SingapurUan sansür
• Stanley
Kubrick m
ölmeden önce
tamamladığı son
filmı 'Gözlen
Sımsıkı Kapalf
Singapur'da ikı
sahnesine sansür
uygulanarak
gösterime
girebildi. Filmin
dağıtımını üstlenen
Warner Bross'un
yetkihleri Singapur'da
gösterilen fılmde iki
kadının oral seks
yaptıklan sahnenin
üzerinin dijıtal bir
yöntemle
karartılacağını, çılgın
bir partı sırasında
okunan Hindu
dualannın da
seslendirmeden
çıkartılacağını
bildirdiler. Filmi 18
yaşından küçükler
ızleyemeyecek
• Walt Disney
WOrld ün 15ay
sürecek bin yıl
kutlamalan dolayısıyla
açacağı sergıde,
Kudüs'ün tsrail'ın
başkenti olarak
gösterilecek olması,
Arap Bırlığı'nin
tepkısine yol açtı. Arap
Birliğı. Kudüs'ün bu
şekilde gösterilmesı
halinde 35 ülke ıle BM
ve Dünya Bankası'nın
sergileneceği Epcot bin
yıl kutlamalannı boykot
edeceğıni açıkladı.
Antonio
Amenkah
eşi Melanie Gnffith ile
San Sebastian film
festivalinin açılış
törenine katıldı.
Kırkyedincısı
düzenlenen festival
süresınce toplam 200
film gösterilecek.
• KUtlUÛ
Ataman'ınLoia&
Bilidikid adh filmi 11.
film olarak Altın
Portakal Ulusal Uzun
Metraj Film
Yanşmasrna katıldı.
Filmde Baki Davrak,
Erdal Yıldız, Gandi
Mukli, Calela Perk,
Mesut Özdemir, Murat
Yıldız ve Mike Gerber
rol alıyor.
• Bruce Wllls
Toronto Film
Festıvalı'nde
başrollerini Nıck Nolte
ve Vicky Lewis ile
paylaştığı 'Breakfast of
Champions' filminin
basın toplantısına
katıldı.
• George Michael
9 Ekim'de katılacağı
NetAid yardım konseri
için düzenlenen basın
toplantısında polis
memuru Marcelo
Rodriguez'in kendisine
açtığı 10 milyon
dolarlık tazminat davası
hakkında konuşmayı
reddetti. Memur
Rodriguez geçen yıl
Nisan ayında halka açık
bir tuvalette bir erkekle
cinsel ilişki sırasında
yakaladığı George
Michael'a \ideo
klibınde kendisini
küçük düşürdüğü
gerekçesiyle dava
açmıştı. Michael
toplantıda kendısinden
söz etmek istemediğini
söyledi.
• Catherlne
Trautmann küitürei
konulann Dünya Ticaret
Örgütü'nün dışında
tutulması konusunda
ısrarlı olduklannı
açıkladı. Fransız Kültür
Bakanı Trautmann,
'Küitürei konulara ticari
mallar gibi , ,
yaklaşılamaz' dedi.
Yetkihler korumasız
pazar koşullahnda
Amerikan sinema ve
müzik ürünlerinin
Avmpa kültür
ürünlerine maddi ve
manevı zarar
verebileceğınden
çekıniyorlar
• Vincent van
COflh'un 'UOlivette'
adlı tablosu aralık
ayında Londra'daki
Sotheby's müzayede
salonunda düzenlenecek
bir müzayedede
satılacak. Ressamm
ölümünde bır yıl önce,
1889 yazında yaptığı
tablonun 1.5-2 milyon
pounda alıcı bulması
bekleniyor. Naziler
tarafından el konularak
Berlın National
Gallery'ye kaldınlan
tablo kısa bir süre önce
sahibi olan Polonyalı
koleksiyoncu Max
Sılberberg'eteslim.
edılmiştı.
• Helena
Bonham Carter
beş yıldır bırlikte
olduğu sevgilisi
Kenneth
Branaght'tan
aynldığını açıkladı.
Room With a View
ve Hovvard's End adlı
fılmlenn yıldızı
başka biriyle
ılişkısının olmadığını,
ortak bjr kararla ^u^
aynldıklannı bildırd^ ,
Çift 1994 yıhnda
Branagh'ın hala Emma
Thompson'la evlıyken
yönettiğı ve rol aldığı
Marry Shelley's
Frankenstein' adlı
filmlde tanışmışö. '
• John F.
Kennedy ile efsanevi
yıldız Marilyn Monroe
arasında sahte aşk
mektuplan icat eden
Lavvrence X. Cusack
adlı bir kişı
Kennedy'nin admı ve
onurunu zedelediği için
yargılanarak 10 yıl
hapis cezasına %
çarptınldı. Cusack .
1993-1997 yıllan .
arasında yazdığı sahte
mektuplarla antika
yatınmcılannı 7 milyon
dolar dolandırmak ve
bu mektuplan kitabına
alarak Pulitzer armağanı
kazanan yazar Seymour
Hersh'i yanıltmakla
suçlanıyor.
• Randa Ctıanal
S a b b a g Birleşmış
Milletler'in Civilise adlı
filmi için verdiği ödülü
Israilli yönetmen Amos
Gitai ile paylaşmayı
reddetti. Lübnan
hükümeti Sabbag'm bu
davranışının 'milliyetçi
duygulardan yola çıkan,
Arap halkının haklanna
bağlılığını' gösteren bir
davranış olduğunu
açıklarken Fransa'da
yaşayan yönetmen
ödülü reddetmesinin
milliyetçilikle bir
ilgısinın olmadığını
Gıtai'nin de aslında
Filistinlilerle birlikte
tsraillilere karşı savaş
veren bir yönetmen
olduğunu söyledi.
• Gregory Pecke
Avusturya hükümeti
tarafindan yaşamboyu
başan ödülü verildi.
Amerikalı aktör
ödülünü almak için
Viyana'dakı törene
katıldı.