Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 19 EYLUL 1999 PAZAR
10 PAZAR Y4ZILARI dishab(â cumhuriyet.com.tr
Gurbette mektup okumanm 'raconu'Gurbet sözcügünü hiç sevmem. Ama
burada en kısa ve öz sözciik olduğu için
kullandım. lnsan yurtdışında çok şey
öğreniyor. çok şeye ahşıyor ve çok
şeyın yokluğunu çekiyor. Ancak
değişmeyen bir "şey" \ar: Postacılar.
Eğer memleketinızden uzakta
yaşıyorsanız, herkesten önce
postacılarla iyi geçineceksiniz! Üstelik,
memlekette düzenli yazıştığınız
dostlannıza da -hani pek haddinize
olmasa bile- postacılanyla iyi
geçınmelenni söyleyeceksiniz. Ben
postacılan çok severim. Bu
ülkede bu meslek btzdeki
kadar sosyal ıçerikli değil, yani
"haber postacıdan alınnuyor."
Ama mobiletiyle, san boyalı
bisikletiyle ve hatta
direksıyonu sagda olan
otomobiliyle sokakta belirdigı
anda, ondan önemli ınsan
yoktur dünyada, özeliikle -hadi
tamam. bir sevmediğim
sözcüğü daha kullanayım-
gurbetçi ıçın. Diyar-ı lsveç'te.
yanlış anlaşılmasın ama.
kapılar delıklıdir, siz buna
yanklıdır da diyebilırsinız.
Yani villada değil, kira evınde
oturuyorsanız. posta lcutunuz
yoktur. Kapıda. şöyle bir cüce
yüksekligınde bir posta
"yanğT vardır. Posta ve
postacılann her an taşıdıgı
reklamlar oradan atılır. Eve
döndüğünüzde, kapıyı açınca
içeri resmen "postanın
üzerinden atlavarak"
gir?rsiniz. Postanın üzerinden
atlamak da bir sanattır. ha!
Öyte hemen küçümsemeyin!
AtTarken hızla "durum
sap&masT yapmak gerekir.
Örrieğin. "Sevgili
OrnıhurivetJer gebniş mi?"
Gelitıişse, şişman mı? Pazar
eki ve Bilim ve Teknik birlikte
paketlendiği için o postanın
adı, şişman postadır. Benim adım yine
"Gürkan" olmuştur gazetemizin
sanldığı kâğıt banfta. bilgisayar bunu
"Gurkan
1
' diye yazmıştır ve İsveççede
bu "hıyar" anlamına gelir ama,
aldırmam. Postacı da almıştır, aldırmaz.
Önemli olan, gazetemin gelmiş
olmasıdır. Postanın üzerinden allamakta
kalmıştık. O arada. ya da dilerseniz o
ha\ada. özel mektup var mı diye
bakarsınız. Hanı şöyle, çok renkli pullu,
"Ben uzaktan gekfim" diye bağıran bir
zarf. Kendıni. pencerelı fatura
STOCKHOLM
GÜRHAN
UÇKAN
zarflanndan hemen ayırt eden bir
memleket zarfi. Küçük. çogu kez pul
yerine makine damgalı. Ha, evet, var bir
zarf! O zaman ne yapacaksmız? Hemen
alıp, açıp, okuyacak mısınız? Hoopp!
Durun hele! Gurbette mektup okumanın
da bir 'raconu' vardır. Ne o öyle?
Komşu
i4
süpermarket"teki mevsım
sonu indirimlerini yazan reklam mı bu?!
Öyle hemen cart diye açılıp okunur mu?
Önce şöyle bir kasılınır... Bana bir insan
mektup yazmıştır. Bana bir insan bir şey
söylemek istemiştir. Beni bır insan
düşünmüştür. Benim için bir insan
postaneye gitmiştir. Adresimi kaydettıği
yerden bulmuştur Anlamadığı bir dilde
"Meşeli Dağ Caddesi" yazmıştır.
v ı l ı n n l i f l T i r l ı k Ç"™' gd
61
***
1
takviminegöre 2000 yıhnda Ejderha yıhna giriyor. Ejderha yüı
y i l l l i a I i a ^ i r i l K hazıriıkl^şimdidenbaşIadıbfle.DünŞangh»'dakibirmağazanmönünesevinüi
bir ejderha maketi yeıieştirildi. Çin'in büyük kentieri yakında ejderhalaria donanacak. (Fotoğraf: REUTERS)
Stockholm'ün büyük semtlerinden biri
olan Farsta'yı. burada yalruzca semt adı
kullanıldığı için, Stockholm gibi bir
kent adı sanarak yazmıştır. Açılır mı o
zarf öyle cart diye?! O zarf önce itinayla
alınır. Kimse görmüyorsa, şöyle bir
yürek üzerine bastınlır. Okunuyorsa,
damgadakı tarihe ve semt adma bakılır.
Gönderen mi? Onu çoktan
anlamışsmızdır. Yazıdan, mürekkebin
renginden, gönderen olarak ad yazılıp
yazılmamış olmasından... Hatta bazen
"Caıumının™" bile dersiniz elinizdeki
küçücük zarfa ya da içerdiği o
büyük ve sımsıcak dünyaya.
Şimdi mi okuyacaksınız? Nix!
(Iıhh). Bir mektup öyle
alelacele, kapıdan girer girmez
okunur mu? Ağaçtan mı
topluyorsunuz? Kasılmanız
sürecektir. Önce "ev" denen
yerde ne varsa sizi bekleyen, o
halledilecektir.
Akşam yemeği mi
hazırlanacak. çocugun
ödeviyle mi ilgilenilecek, bir
gün önceden kalan bır kavgaya
mı devam edilecek... Önce
bunlar aradan çıkacaktır.
Sonra, o neredeyse kutsal
anda, "kurtanbnış'' bir
köşeniz varsa, işte orada ve
eskı bir dostun armağanı olan
zarf açacağıyla, mektubu
açacaksınız. (Kurtanlmış
bölgeniz ve anınız yoksa -ki
mümkündür- o mektup, o
"ev"de ikı arada bir derede
okunmaz! Ertesı güne kalır ve
dışanda nerede bir kurtanlmış
bölge varsa oraya gidilir).
Gerçek evde veya "ev"in
dışındaka yerde. elinimizde
sağlam bir kadeh hadi -camı
değil, içi- içkı de olacak
mektubunu okumaya
başlarsınız. O an
mutlusunuzdur ve gerisi
aynntıdır.
Almanyemek
kültürü ve döıier
STUTTCART
AHMET
ARPAD
Hüseyin, kent merkezinde
küçük bir dönercı dûkkânı
işletiyor. tşleri iyi. Günün 24
saatı açık. Müşterilerinin
çoğunlugu Almanlar.
u
Bugûn200küotaktık'
<
derken gülümsüyor. Hava
güzel. Millet sokaklan,
dükkânlan doldurmuş.
Günlerden cumartesi. Iş iyi
olacağa benziyor. Alışveriş
arası karnı açıkarüar, akşama
doğru yorgun eve dönenler,
sinemaya gidenler,
sinemadan çıkanlar t
dönercilerin önünde
kuyrakJar oluşturur. Gece
yansından sonra diskocular,
sabaha karşı barlan terk
edenler dönerciye ugruyor
şöyle bir... Türkler
Almanlara 300 ton döner
yedirtiyor. Günbegün. Tüm
ülkedeki 10 bin dönercinin
yıllık cirosu 5 milyar mark.
Burger King, McDonalds ve
Wienenwald"ın toplam
cirosundan daha fazla.
Okyanus ötesinden gelen
'fastfbod', 80'li yıllardan bu
yana Madrid'den
Moskava'ya tüm Avrupa
kıtasını sardı.
Almanlar da öyle ve akşam
yemeklerinde 'ayaküstü
lokantalan'nı gıttikçe daha
çok yeğlemekte. Aceleci
insaniann, tek başına
yaşayanlann, geçim zorluğu
çekenlerin gıdalanması
sağlıksız. Evde 2-3 dakikada
yapılan, masa başında değil,
TV karşısmda atıştınlan
yemekJerde de tat pek
önemli değil. Yeter ki ucuz
olsun, çabucak hazırlansın
ve kann doyursun.
Almanya'da yemek kültürü
gerilemekte...
Bir zamanlar Şeni Alman
mutfağı' adı altında değişik
ve pahah yemekler sunan
'yıkhztT lokantalar, son :
yillarda artık pek müşteri -••_.
bulamıyor. Birçoğu el
değiştirdi, kapandı.
Almanlara gerçek Türk
mutfağını ve yemek
kültürünü tanıtan lokantalar
da ender. Türkiye'den
deneyimli usta aşçı
getirtmelerine AJman Iş ve
tşçi K.urumu'nun 1998'den
bu yana artık izin vermediği
bu lokantalar büyük
zorluklarla ayakta durmaya
çabalıyor. Sayılan, tüm
Almanya'da taş çatlasa iki
elin on parmağını geçmiyor.
Zengin mutfağımızın
buradaki bir avuç temsilcisi
kendi yağı ile kavrulmaya .
uğraşıyor. Yurtdışında ,
önemli bir kültür hizmeti
veren bu idealistler,
Ankara'nın hiçbir
bakanlığından değil destek,
ilgi bile görmüyor. Çoğu
Alman da Türk mutfağında
dönerden başka yemek yok
sanıyor... , , ,
MontreaPde hava çok ağır KÜLTÜR • SANAT 293 89 78 (3 HAT)
tstanbul'dan Montreal'e gitmek üzere
yoja çıktığımızda hava inadına
kapalıydı. Sabah olmasına karşın
güneşin bizim kente uğramaya niyeti
yok gıbiydı. Anlaşılan hava da son
haftalarda yaşanan ortama ayak
uydurmuştu. Kurşuni griydi. Kurşun
kadar da ağır. Atatürk Havalimanf nda
ılk bakışta her şey alışıldık
düzensizliğınde yaşanıyordu.
Karmaşa her zamankinın aynısı. Sınır
ötesi yolculan dar alanlarda tüm
maharetlenni gösterip bavullarını bir
yerlere çarpmadan peşi sıra
sürüklüyor. Daha "»cemi" olanlar ya
bırilerinin paçalannın tozlarını alıyor
ya da diğer bavullan harmanhyor.
Havayolu şirketleri kendilerine verilen
küçücük alanda yan yana dizilmiş.
müşterilerini memnun etmeye
çalışıyor. Önlenndeki bilet onaylama
kuyruklan birbirlenne kanşıyor.
Yolcular tek sıraya izin vermeyen
coğrafı koşullara boyun eğmiş. Deste
sıra denebilecek bir düzende
bekleşıyorlar. Beklemek için kuytu bir
yer bulmak imkânsız. Koltukta oturma
lüksünden çoktan vazgeçmiş bir halde
olduklan yerlere çöküyorlar. Ancak
büyük bir fark hemen göze çarpıyor.
Kimse birbirine terslenmiyor. Yer
kavgası yapmıyor. Birkişi bile
kuyruklarda bekletildiği için
söylenmıyor. Herkes yorgun. Bir o
kadar da mutsuz. Sankı herkesın
kafasmda aynı iki soru. Acaba ne
yapıyorlar? Acaba onlar için ne
yapabilırdim? Bızı okyanus ötesine
götüren 11 saatiik yolculuk sonunda
Dorval Havaalanı'na ulaşıyoruz.
Montreal, Kanada'nın en büyük ikinci
MONTREAL
BARAN
U\CU
kenti Yaklaşık iki buçuk milyon
kişinin yaşadıği kente her gün
yüzlerce kişi uçarak geliyor. Nüfusun
önemli bir kısmının göçmen olması
uluslararası hava trafıginin çok yoğun
olduğunu gösteriyor. Ancak
havaalanınm en kalabalık saatlerinde
bile yürürken tamşmadık omuzlar
birbirlenne çarpmıyor. lnce ve uzun
koridorlarda yürüyen bantlar üzerinde
çıkışlara gidıliyor. llkokul
öğretmenlerimizin gözlerinı
yaşartacak kadar düzgün kol hizası
sıralarda pasaport kontrolüne giriliyor.
Duvarlarda insanı doğaya taşıyan
resimler. Hoş bir sürpriz gibi kulaklan
okşayan müzık. L'zun ve yorucu
yolculuğu unutturacak her tür aynntı
var. Ama Türkiye'den gelenlere bunlar
yetmiyor. Sanki kafalarda tstanbul'dan
kalan iki soru yankılanıyor. Bu kadar
telaş ve şaşkınlığın ıçerisinde
kimsenin yanında buralann parasmı
getirmediğıni çıkışta fark •diyoruz.
Ceplerde sadece birkaç milyon Türk
Lırası. Işi üstleniyorum ve bir döviz
bürosuna yöneliyorum. Gözlerim
panoda Türk Lirası'nı anyor. Yok. Bir
umut gişedeki memureye lira alıp
almadıklannı soruyorum. Kınk
tngilizcesinden Fransız kökenli
oldugunu anladığım kadın saydığı
dolarlardan başını kaldırmadan
yanıtlıyor:
-_Alıyoruz. Sonra ekliyor, maalesefL
Önce sevinip, sonra duralıyorum:
- Anlamadım? Niye maaksef?
Kadın her gün yüzlerce para
görmekten yorgun bakışlarla
açıklıyor:
- Elimizden çıkaramıyonız. Hem
tşlemi de zor™
Gerçekten de kadın liralan eline alıp
incelemeye başhyor. Olmuyor. Şöyle
bir doğrulup, paralann üzerine
eğiliyor. Anlaşılan milyon yazısıyla
rakamlann tutup tutmadığını kontrol
ediyor. Yine olmuyor. Bu sefer
kalemiyle sıfırlan tek tek saymaya
başhyor. Her para için aynı işlem.
Dolarlan uzatıyor ve srntarak
aklından geçenleri döküyor:
- Söylemiştim. Zor oluyor.
Ardından beklenmedik bir hınzırlıkla
soruyor:
- Siz nasd sayıyorsunuz?
Elirrîe tutuşturduğu kâğıttaki yüz
binde birin altına inen kura
bakıyorum. Hiçbir yanıt
veremiyorum. Ya sonra "Eee, siz
sonuna eklerseniz. biz de başına
ekleriz'" derse Ya da "Si/ Türkiye'de
basamaklan ve sıfirlan bol keseden
kullanmaya ahşmışsınız anlaşılan.
Baksaruza depremde kaybedilenlerin
\e yaralananlann sayısı paranızı
aratmıyor" diye acımasız bir laf daha
yapıştınrsa. Kafalardaki sorulara
yenileri ekleniyor. Dışan çıkıyoruz.
Montreal'de hava güneşli. Kurşuni gri
falan değil. Ama bizim için halen
kurşun kadar ağır.
UHE UYGULAMALIHAVUZ ENSTİTÜSÜ DERNEĞİ
4. OLAĞAN GENEL KURULU
Derneğimiz 4. olağan kurulu çoğunluklu olarak 19 Ekim 1999 saat 14.00'te dernek merkezi, (Perpa Ti-
caret Merkezi, Kat: 6 No: 610 Okmeydanı-lstanbul) adresinde ve aşağıdaki gündemle toplanacaktır. Ço-
ğunluk sağlanamadığı takdirde, 26 Ekim 1999 Perşembe saat 14.00'te USİAD-Ulusal Sanayici ve Iş Adam-
lan Derneği (Rumeli Cad. Şimşek Apt. No: 5 Nişantaşı-Istanbul) çoğunluksuz olarak toplanacaktır. Üyele-
rimizin katılmalannı rica ederiz.
UHE YÖNETİM KURULU ADINA
ETHEMERKOÇ • , '
BAŞKAN
GÜNDEM:
1. Açılış ve yoklama. • "
2. Divan heyetinin seçimi.
3. Saygı duruşu.
4. Yönetim Kurulu faaliyet raporu ve Denetleme Kurulu raporunun okunması ve görûşülmesi.
5. Yönetim ve denetleme kurulu raporlarının ayn ayn ibrası.
6. Tahmini bütçenin görûşülerek karara bağlanması.
*' 7. Gerekli tüzük değişikliklerinin ve yönetmeliklerin görüşûlüp karara bağlanması.
- - 8. Yönetim, denetim ve onur kurullannın asil ve yedek üyelerinin seçimi.
; * 9. Dilek ve temenniler.
" 10. Kapanış. ı
' s
' • ' • • • . • •
>- ANKARA17.SULHHUKUK ,
:
— -' • '• MAHKEMESİ'NDEN
EsasNo: 1998/1168
v Davacı ASKİ (vekili) tarafindan davalı(lar) aleyhine açılan alacak davasının yapılan açık yargılamasmda verilen ara
»'karan uyannca;
' Kıbns Cad. No: 13 ' B-C-D adresinde bulunan davalı 1 - Hasan Lort, 2- Bülent Erkat, 3- Hayri Ördek'e yasal yollar-
*• dan tebligat yapılamadığından ve adresinin tespit edilemedığinden, davalıya dava dilekçesinin ilanen tebliğıne karar ve-
-" nlmiş olmakla; adı geçen davalılann duruşma günü olan 14.10.1999 günü saat 09.35'de mahkememizdeki duruşmada
hazır bulurunası veya kendisini bir vekil ile temsil ettirmesi, aksi takdirde HUMK'nun 509-510. maddesı uyannca du-
- ruşmalara yokluğunda devam edilerek karann dayokluğunda verileceği, dava dilekçesi yerine geçerli olmak üzere da-
- \alı lar 1 - Hasan Lort. 2- Bülent Erkat, 3- Hayri Ördek'e ilanen tebliğ olunur. Basın: 43887
Ç5
BAKIRKÖY 9. ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ HÂKİMLÎĞİ'NDEN
DosyaNo: 1998191
- * Davacı Müberrem Sayar vekili tarafindan açılan gaiplik davasının mahkememizde yapılan açık duruşması sonunda: Mah-
leememİ2ce venlen 12.7.1999 tarihli 1998/191 esas. 1999474 karar sayılı karan ile fstanbul ili, Bakırköy ilçesi, Osmaniye
ah. C. 049/020. S. 47, K. 155O"de nüfusa kayıtlı Mustafa oğlu, Emine'den olma, 15.4.1926 D.lu Zeki Keskin'in M.K."nun
. maddesi gereğince gaipliğine karar verildı. Keyfiyet ilgılilere duyurulur. 9.9.1999 Basın: 43856
KADIKÖY HALK
EĞİTİM MERKEZİ
Her C.tesi ve Pazar
Saat 11.00
Tel: (0216) 330 10 27
Yöneten: Halit ERGOR
BREMEN
MIZIKACILARIhttp://www.cagdassahne.com.tr
E-mail: tiyatro@cagdassahne.com.tr
NUANS Borusan KültürveS A N A T M E R K C Z İ İ ^ . •• _ 1 • ^ " •
RESİM
SERAMİK
HEYKEL
AHŞAPBOYAMA
Öğrenci İşleri
Sergisi
15 EKİM 1999da
AÇILIYOR
Kayıtiauımız Başlamıştr.
234 40 44 -231 01 06
NİŞANTAŞI-İST.
m İSTANBUL BÜYUKŞEHIR BELEDIYESI
9' Şehir Tiyatrolar.
EKİM 1 999 OYUN DÜZENİ
erı
21 19:00
Caz Konserİ:
*Elvan Aracı
Modern CazTno"
Etvan Ana
p
»/ano Trombon
Volkin Hünever
3as
Emır özoğlu
3
22
Ji
1230
Vıdeo Belgesel
Empresyonıst
S r Opera Debussy
"p
eleas et Mehsande'
«erre Boutez Şef
Akson Hıytey Sdıst
Nal Arctter Sotıst
Weısh Natnnal Opera
23 18-30 :• .,:
Söyleşı:
Metı'n Ülku
Efrpresyonet Dönem*
24 17:30
V'deo Belgesel:
Empfesyonıst 8'f Opefa
Debuss>
•PeieasetMelısaide"
Pıerre Bouhı W
Alison Hayiey Solrst
HdAhShA
We!sn Natıonal Opera
Orchestra
(158dk>
^ B O R U S A N Etkinlikler ücretsizdir.
Bemord- Mane KOLTES
BATl_E!HI!ML
Türkçesi:fığifBENER
Yöneten: Nkolas KLOTZ
1-2-3-6-7-8-9-10EKİM
Yıltnaz KARAKOYUNLU
ÖNCE İNSAN
Yöneten: Şükrü TÜREN
13-14-15-1617 EKİM
VV.SHAKfSPEARE
ROMEOILEjyÜET
rurkçesi:1uranOflAZ<
ı'öneten: Ba^ar SABU1
3O-2I-22-23-24-27-28-29-J0-3IBOH
B O R U S A N K ü l t ü r Tei: (0212)29200 55 Faks:(0212)25245 91
V C ww\v borusansanai.com
GölsünSIREN „
PEMBE KONAGIN
_ GEUNLERI _
Yöneten: EnginĞURMEN
6-7-8-9-l<yi3-U-l5-l6-l7Em
ido NIKOLAi
KADIN İLE MEMUR
Yöneten: Mazlum KIPER
20-21-22-23-24-27-28-29-30-31EKİM
KADIN İLE MEMUR
IYöneten: Mazlum KİPER
1-2-3-6-7-8-910 EKİM
Gölsün SIREN
BE KONAGIN
GEUNLERİ_
Yöneten. Engin GÜRMEN
FOTOGRAFÇI
(OflAOYlMJ)_ _
Yöneien: Y.Kenan IŞIK
HaşmetZEYBEKli
13-14-15-16-17EKİM
J KESSEUÎING
AHypupy,
Â
yöneten: Çetin İPEKKAYA
Türkçesi: Ergun IŞILDAR
Yöneten: PaulPİAMPER
20-21-22-23-24 EKİM
Bemard - Marie KOUES
BATIRIHJIML
Türkçesi Yiğit BENER
Yöneten: Nicolas KLOH
27-28-29-30-31 EKİM
a r m n
***
A f l A y ı
FOTOGRAFÇI
jgropnMjL
Yöneten YXenan IŞIK
Hojmet ZEYBEK
6-7-8-9-10EKİM
OrkmASENA
HURREM SULTAN
Yöneten: Engin ULUDAĞ
13-H-15-16-17EKİM
Civan CANOVA
SOKAĞA
ÇIKMA YASAĞI
Yöneten: ArifAKKAYA
\M\-rmu-mmm\iKt
T.C. Kültür Bakanlığı
İSTANBUL DEVLET OPERA ve BALESİ
DEPREMZEDELER İÇİN
VV.A.Mozart
REOUIEM
Orkestra Şefi:
Koro Şefi:
Rengim GÖKMEN
(Devlet Sanatçısı)
Yıldız KÜNUTKU
Sanatçılar;
Efsun ÖZTOPRAK - Ijın GÜYER
Hüseyin LİKOS - Suat ARIKAN
Nursel ÖNCÜL - Lynn T.ÇAĞLAR
Efe KIŞLALI - Kenan DAĞAŞAN
istanbul Devlet Opera Balesi
Orkestra ve Korosu
23 Eylül Perşembe saat: 20.00
24 Eylül Cuma saat: 20.00
Atatürk Kültür Merkezi'nde
Elde edilecek gelir depremzedelere aktarılacaktır
Biletler
Atatürk Kültür Merkezi
İstanbul Devlet Opera ve Balesi
gişelerinde satılmaktadır.
A.K.M gişe tel: (0212) 25110 23 251 56 00 (7 hat) 254
EVLILIK YKoıdBAYAIU/SânnaAlASOT
KENCH GÖK KUBMMİZ
Yöneten: Engin ULUDAĞ
19-2h22-26-29-30EKİMIPavel NILIN/Belg. PAKSOY '
A f l m e t N u r I
SEKİZİNCİ
İl V Cl/II İl \V MÜNEVVER'İN
ILK fcVULIK HASBIHALİ
IYöneten: Ergun IŞILDAR Yöneten: Engin ULUDAĞ
12-14-15 EKİM
CEP TİYATROSU OYUN GÜN ve SAATLERİ: SAU: 15.00-20.30/ PERSEMBE-CUMA: 15.00
İOYUN 6ÜNLERİ: ÇARŞAMBA: 15.00-20.30 / PERŞEMBE: 20.30/ CUMA: 20.30/ i
CTESİ: 11.OO-15.OO-2O.3O/PAZAR: 11.00-15.00-19.00/
EKİM 1999 AYIBILFTLER! 2! EYLULSAU GUNU SAAT:I0.0OHAN ITBAREN BUTUN QS£l£RIMlZDf SAT1ŞA SUNUUCAKT1R
llanlarınız için: 0212. 293 89 78