Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 29 AĞUSTOS 1999 PAZAR
DEPREM
DÜNYADA BUGÜN
ALt SİRMEN
AKUT'a Teşekkür
Sevgili,
Fransız sosyolog Ernest Renan'dan birkaç
kez söz eîtim.
Onun bunca üzerinde durmamın nedeni, 11
Şubat 1882 de, ilk kez Sorbonne'daki bir kon-
feransta dile getirdiği. ırkçı olmayan, demok-
ratik çağdaş, subjektivist ulus kavramının ba-
nisi olmasıdır.
Atatürk ulusçuluğu da aynı temele dayanır.
Renan "Bir Ulus Nedir" adlı kitapçığında, ulu-
su birleştiren öğeler arasında büyük zaferlere
olduğu kadar, büyük acılara da yer verir. Hatta
bu ikincilerin, kimi zaman birincilerden de da-
ha önemli olduğunu ileri sürer.
Son deprem felaketi sırasında, bu görüşün ne
kadar doğru olduğunu gözlemlemek olanağı-
nı buldum. Ülkemizin Marmarmara bölgesini,
17 Ağustos sabahı vuran afet, birçok yeri en-
kazhalinegetirdi. Amaaynı zamandaTürkiye'yi
değiştirdi.
• • •
18 Ağustos Türkiyesi, 16 Ağustos Türkiye-
si'nden çok değişikti.
Birbirine kenetlenmiş, dahadayanışmacı, da-
ha tek yumruk bir ulus olmuştuk.
Lüpçüsü, ırkçı politikacısı, savsaklamacısı,
ceberrutuyla düzen, bu gerçeği değiştiremi-
yordu.
Sallanan toprak, açılan faylar, yıkılan binalar
birçok canı alırken, gözlerin önündeki sis per-
desini de kaldınyordu.
Bu arada, Sevgili, sevindirici başka bir olay
daha yaşadık.
Genellikle gençliklerinde, bugünkü bireylere
oranla toplumsal yaran kişi çıkarı önüne koy-
maya daha fazla özen göstermiş olan, politize
ve topJumcu görüşlere gönül vermiş bizlerin
kuşağı, günümüz gençlerini, biraz hatta fazla-
ca bencil, apolitize, vermeden istemeyeeğilim-
li kişiler olarak görüp, onları belki de, bilinçal-
tımızdan gelen yaşlılığın da dürtüsüyle küçüm-
serdik. . .
Meğerse yanılıyormuşuz. ' '
Kendi küçük, üyeleri bilinçli ve eğitimli, ama
yine de sayısı az, olanakları sınırlı bir örgüt
AKUT çıktı da ortaya. gençlerimizi tanımak ola-
nağını bulduk.
• • •
Sevgili,
Irkçılaıia buyurganlar ve baskıcılann kin kus-
tuklan, hedef tahtası haline getirdikleri AKUT'u
sana bir kez daha anlatmak istemiyorum; artık
onu tanımayan yok.
Ama, onların uzaktan izlediğim çalışmalan-
na gençlerin gönüllü katkısının beni şaşırttığı-
nı belirtmem gerek.
Daha depremin ertesi günü, birlikte seyahat
ettiğim, anayasa profesörü arkadaşımı telefon-
la arayan oğlu, kurtarma çalışmalanna gönül-
lü olarak katılmak üzere Yalova'ya gideceğini,
belki kendisinden bir süre haber alamayacak-
larını, merak etmemelerini söylüyordu.
Sonra Istanbul'a dönünce, yakınımdan ve
çok yakınımdan birçok gencin aynı yolu tuttuk-
lannı gördüm.
20 Ağustos cuma günü ise Taksim'de AKM
önünde AKUT heyetine başvuran gençleri iz-
ledim.
Oradan oraya koşuşan, yanındakilere ve cep
telefonuna cevap yetiştirmekten başını kaşı-
yamayan yetkili, kendisine başvuran gence
"Bize bu konuda eğitimli, deneyimli kişiler ge-
rek" deö\ğ\nde, delikanlının gözlerinin yaşardı-
ğını görünce "Peki, peki atla bakalım! Sen de
bir işe yararsın kardeşim!" dedi.
Donup kalmıştım. Meğer gençlerimiz, top-
lumsal olaylarda rol almaya, yardıma koşmaya
çoktaan hazınmışlar.
Meğer onlara, güvenecekleri, organizasyon
yeteneği olan bir öncü kuruluş gerekiyormuş.
AKUT Sevgili, dar kadrosu, sınırlı olanakla-
nyla 200 can kurtardı. Ama belki de bu kurulu-
şun, gençlerimizin içindeki enerjiyi seferberet-
medeki hüneri, onların yüreklerinde yatan ars-
lanı uyandırma ve onları bilinçlendirme beceri-
si, işlevinin daha da önemli olan yanıydı.
Buradan, onlara seslenirken, çok kişinin yü-
rekten duygularını da yansıttığımı sanırım:
"Kucak dolusu teşekkürier AKUT"
Dinci basın
Deprem üzerinden
şeriatçı propaganda
AYKITKÜÇÜKKAYA
Köktendinciler Mar-
mara Bölgesi'ni sarsan
depremin andından gerçek
yüzlerini bir kez daha
gözler önüne serdi. Yitir-
diğimiz binlerce ınsanı-
mızın ardmdan deprem
yörelerinde "şeriatçı pro-
paganda'" yapmaktan çe-
kinmeyen şeriat yanlılan,
televizyon, gazete ve rad-
yolarla şeriat rejimine
duyduklan özlemi yansıt-
tılar.
tstanbul'da şeriatçı ya-
pılanmanın yoğun olduğu
Fatih, Beykoz ve Ümrani-
ye gibi ilçelerdeki bazı ca-
milerde deprem felaketi
çağdışı zihinlerce "tür-
ban yasağuıa". "inıam ha-
tip liseleriniıı ve kuran
kurslannın kapatüması-
na" ve "faizci düzenle"
bağdaştınlırken laik cum-
huriyet düşmanı dincıler
"deprem yardüiu" topla-
yarak iki yüzlülüklerini
sergiliyorlar.
Depremi "Zina~ Zu-
Iüm_. Zdzete™" diye su-
nan şeriatçı gazetelerin
köşe yazarlan (!) yer sar-
sıntısını "ilgüıç" yazıla-
nyla yorumluyorlar.
Almanya'da Cemalet-
tin Kaplan tarafindan ku-
rulan şeriatçı örgüt Ana-
dolu Federal lslam Devle-
tı "nin sözde halifesi Metin
Kaplan yandaşlannın
elinde bulundurduğu be-
lirtilen "Hak I V şeriat-
çı gazetelerin yorumlannı
ekrana taşıyor.
Radyo ve Televizyon
Üst Kurulu'nun (RTUK)
bilimsellikten uzak "akü-
dışı" tespitlerle tamamıy-
la "din istisman" yayın
yapan söz konusu şeriatçı
yayın hakkında herhangi
bir işlem yapmadığı da or-
taya çıktı.
Yapı denetim sorumluluğu ücret karşılığı çalışacak özel şirketlere devredilecek
Denetime de özelleştîrıne
IŞIKKANSU
AıNKARA - On binlerce yurt-
taşın ölümü ve yaralanmasıyla
sonuçlanan deprem felaketi ile
"sosyal devlet" ilkesinin ne den-
li zayıflatıldığı bir kez daha ka-
nıtlanmışken, Milliyetçi ANA-
SOL iktidan bir "kamu görevi"
olan "yapı denetimi"ni de özel-
leştirmeyi hedefliyor.
Konuya ilişkin Bayındırhk ve
Iskân BaRanlığı'nca hazırlanan
"Yapı Denetimi ve Sorumluluk
Kanunu" taslağı, "belediyeierin
yetersiz olduğu*" gerekçesine sı-
ğınılarak yapı denetiminin ücret
karşılığı özel şirketlere devredil-
mesini öngörüyor.
Taslağın gerekçesinde özel
sektörün inşa ertiği bina projele-
rinin yüzde 91'inde hata oldu-
ğundan yakınan Bayındırhk Ba-
kanlıgı. yapı denetiminin de özel
sektöre devrini önererek kendi
içinde çelişkiye düştü.
Bayındırhk ve lskân Bakanlı-
ğı tarafindan hazırlanan yasa tas-
lağının "Sorumluluk" üst başlı-
ğını taşıyan maddesı. kamusal
• Özel sektörün inşa ettiği bina projelerinin yüzde 91'nde hata olduğundan
yakınan Bayındırlık Bakanlığı, yapı denetiminin de özel sektöre devrini önererek
çelişki içine düştü.
yarar nedeniyle bugüne değin
hep bir "kamu görevi" olarak al-
gılanan "yapı denetimi"nin özel
şirketlere devredılmesini öngö-
rüyor. Bu madde şöyle:
"Yapı Denetim ve Danışman-
hk Şirketlerinin vapının kontro-
lünün yapıklıgı sıradalti yönetici-
leri ve kontrolü yapan teknik ele-
manlan,denetim alûnda inşa edi-
len yapılann fena yapılması nede-
niyle ruhsat verilmesinden sonra
ortaya çıkan her türlü zarardan
kusur aranmakstzm müteseisilen
sorumludurlar."
Taslak ile özel şirketlere, bi-
nanın yapımı sürecinde önemli
işlevler yükleniyor. Taslağın
"Yapı Denetim ve Danışmanlık
Şirketieri'nin Görevi" üst başlık-
lı maddesı şu hükmü ıçeriyor:
"Bu kanunda tarif edikn her
türlü yapının. Yapı Denetim ve
Daıuşmanhk Şirketlerinin dene-
timi aranda inşa edilmesi zorun-
ludur. Yapı Denetim ve Danış-
manlıkŞirkederi'nce gerçekleşti-
rilecek denetim. yapım süresince
görev alacak kişÛerin tüm evlem
ve işlemlerinin yanı sıra, vapıda
kullanılan her türlü maizemenin
standarda uygunluğunu da kap-
sayacaktır. Aynca yapım safha-
sında karşılaşılabilecekçeşitii ak-
sakhklardan. yapıyı korumakla
görevli olan Yapı Denetim ve Da-
ntşmanük ŞirkerJeri yapı deneti-
mi dışuıda başka bir faaliyette
bulunamaz. Yapu projesinin in-
celenmesi ve uygunluğunun be-
lirlenmesi ile>apının başlamasın-
dan tamamlanmasına kadar Ya-
pı Denetim ve Danışmanlık Şir-
keti denetiminde yapıur."
Cenlş yetkller
Özel şirketlerin üstlendiğı
-yapı denetim sorumluluğu'' ise,
taslak ile çok geniş yorumlandı:
" Yaptm süresinde,yapı sahibiniıı
haklannı korumak üzere görev
üstlenen tüzel kişilere veya bun-
laruı kuracağı ortak girişimlere
ücret karşıuğında yaptınlan her
türlü planlaıua. ön keşif. yapüa-
bilirlik,tasanm parçası olan son-
daj, etüd, metraj, keşif, teknik ve
idari şartnameler, ihale dosyası
hazuiama, ihale değeıiendirme
ve yapım denetimi vapması ve
yapörması işlerini üstienme.-"
Bu denlı çok sorumluluğu özel
şirketlere devretmeyi "yasa"
maddesi haline getiren taslağın.
özel Yapı Denetim ve Daruşman-
lık Şirketleri'mn "kuruluş, işle-
>1ş, görev ve yetkilerine ilişkin
esasian"nın bir "yönetmelik" ile
belirlenmesini öngörmesi dikkat
çekti.
Taslağırj genel gerekçesinde,
inşaatlarda gerekli denetim ya-
pılamadığı, belediyeierin bugün-
kü teknik kadrolannın "yapı ka-
Btesi" ile ilgili denetimi yapma-
dıklan vurgulandıktan sonra.
özel sektörün yaptıgı inşaatlann
çarpıklığına ilişkin şu saptama-
lara yer verildi:
Çarpıklık saptamaları
"Devlet İstatistik Enstirü-
sü'nfin verüerine göre inşaatla-
nn yüzde95'i özel sektör tarafin-
dan, yüzde 5'i ise kamu sektörü
tarafindan yapılmaktadır. Özel
sektör yaünmlannda çeşitli ku-
ruluşlarca yapılan araştırmalar-
da denetlenen projelerin vüzde
91 'inde tasanm. hesap \e çizim
hatalan belirlenmiş olupyine be-
ton kalitesi ile ilgili olarak yapılan
araştırmalarda beton mukavet-
melerinin projesinde öngörülen-
den yüzde 40 eksik gerçekleştiği,
şantiyelerin yüzde 90'ında stan-
dart ve yönetmeliklere a> kın be-
ton döküldüğü beliricnmiştir."
Taslağın genel gerekçesinde
öze] sektör inşaatlannm kalite-
sizliğinden yakınılırken, madde-
lerinde yapı denetiminin tümüy-
le özel sektöre devredilmesı
önemli bir çelişki olarak değer-
lendirildi.
MHP'li Sağlık Bakanı'nın kadrolaşma ve atama çalışmalannı sürdürdüğü belirtiliyor
Durnııış'a tejJdler dinnıiyorİZMİR (Cumhuriyet Ege
Bûrosu)-MHP'li Sağlık Ba-
kanı Osman Dunnuş'un ya-
bancı ülkelerden gelen yar-
dım ekiplerine ve doktorla-
ra yönelik yaptıgı açıklama-
lara tepkiler sürüyor. Dep-
rem bölgesinde görev alan
lzmir Tabip Odası tarafin-
dan yapılan açıklamada,
"Bakanm tutumu. kamu yö-
netimindede deprem feiake-
ti yaraüyor" denildi.
lzmir Tabıp Odası Başkanı
Suat Kaptaner. hekımler ola-
rak tek düşüncelennin bölge-
de yardıma gereksinim duyan
yurttaşlara ulaşabilmek ve
yaraların sanlmasını sağla-
mak olduğunu belirterek şu
görüşlere yer verdi:
"Izmir Sağlık Müdürlü-
ğü'nde görevU yönetici mes-
lektaşlanmızın tümü, lz-
mir'in sağlık hizmetierini,
Türkiye'nin diğer bolgele-
riyle kıyaslandığında en iyi
seviyeye getirmede göster-
dikleri başanyı. deprem böt-
gesine katkı sağlamak ala-
nında da gerçekleştirmek
için çaba gösterirken, siyasi
deprem felaketine uğradılar.
Bütün enerjisini özellikle
deprem bölgesinin sağhk so-
runlarının çözümüne ayır-
ması gereken Sağlık Bakan-
lığı'nın başka bir gündemin
peşinde olduğu görülüyor.
Sağhk Bakanlığı için siyasi
kadrolaşma, deprem felake-
tinin yaralaruun sanlmasın-
dan büe önceUkli. Aksi düşünülseydi, ge-
rekçesiz siyasi tayinier Türkiye'nin bu acı-
lı döneminde hem de deprem için sağhk
hizmetlerinin koordinasyonunu yapan bu
meslektaşlarunıza u> guianmazdı.''
Bütün Türkiye'nin deprem sonrası
mağdur kalan yurttaşlann yaralannı sar-
maya çalışırken, Sağlık Bakanlığı'nın,
başhekimleri, sağlık müdür yardımcılan-
nı göreyden almayı sürdürerek. üJke ve
sağlık sorunlanndan ne kadar uzak, acı-
lanmıza karşı ne kadar duyarsız olduğu-
nu gösterdiğini vurgulayan Dr. Kaptaner,
"Kamuoyu bihnelknr ki. asıl felaket Tür-
kiye'nin bugün Sağlık Bakanı gibi vöneti-
ciler tarafindan yönetiliyor olmasıdır. Bu
ÎĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN
Depremden nıhsal olarak etkiknen \ıırttaşlara psikolojik tedaviye başlandı.^
felaketin \aralannı sarmak daha zor ola-
cakürr
'dedi. Hekimlerin. siyasi baskılar-
dan uzak bilgi ve binkımlerini uygulaya-
bilecekJeri bir ortamda çalışmak istedik-
lerini kaydeden Dr. Kaptaner, siyasi tayin
ve görevlendirmelerin durdurulmasını,
göreyden alınan meslektaşlannın görev-
lerine iade edilmelerini istedi.
Kaptaner, lzmir Tabip Odası'na üye
doktorlann deprem bölgesinde oluşturu-
lan sağlık merkezlerinde 3 ay süresince
görev alacağını da bildirerek. bölgeye her
üç günde bir yeni ekibin gideceğini açık-
ladı. 3 aylık bu süre içinde ulaşım konu-
sunda sıkıntı yaşadıldannı belirten Kap-
taner, duyarlı kesimlerin kendilerine bir
adet minibüs tahsis etmesini istedi.
Türk Tabipleri Birliği ve tabip odalan-
nın depremin yaşandığı ilk gün yaptıgı.
"Bütün gönüllü hekimler deprem bölge-
sine" çağnsına uyduklannı da bildiren
Kaptaner, Izmir Tabip Odası'nın görev
aldığı Izmit bölgesindeki çalışmalanyla
ilgili şu bilgileri verdi:
Çalışmalar sürüyor
"Odamız üyelerinin oluşturduğu, Ota-
ğan Dışı Dummlarda Sağhk Hizmeti Ça-
lışma Grubu bölgeye giderek çahşmalarda
buhındu. Aynca büyük depremde havatı-
nı kaybeden,yaralanan sağhkçahşanlan ile
dayanışma için maddi
yardım kampanyası
başlatılmıştır. Deprem
sonrası göztenea en be-
Grgin oigu, her kademe-
de yönetim fonksiyonla-
nndaki karmaşa ve za-
afiyetohnuştur. Deprem
sonrası olası sağhk so-
runlannın çözümlen-
mesi, artan sağlık hiz-
metlerinin bir an önce is-
tenen niteliktesunulma-
sına katkı yapmak için
Türk Tabipleri Birliği
Yalova, Gölcük, Adapa-
zan ve tzmit'te koordi-
nasyon merkezieri oluş-
rurmuştur. lzmit'in ko-
ordinasyon görevi oda-
nuza verildi. Çahşmala-
runızda ortaya çıkan. üp
eğftüninde vemezuniy et
sonrası olağanüstü ko-
şullarda hizmete, yeter-
li egitimin ounadığından
hareketie, Olağandışı
Koşullarda Sağlık Hiz-
metieri Çalışma Gru-
bu'nun hekimlere > öne-
lik 5 yıldu* bu konuda
sürdürdüğü eğitim çabş-
masıyeniden düzenlene-
rek, bölgeye giden he-
kimlere verüecektir."
MHP'li Sağhk Baka-
nı Durmuş'un göreve
basladığı günden bu ya-
na Türkiye genel inde
başlattıgı 'atama rüzgâ-
n' çerçevesinde, Balı-
kesir, Uşak ve Ay-
dın'dan sonra Muğla'da da Sağhk Müdü-
rü Dr. Nabi Coşkun ve Devlet Hastanesi
Başhekimi Dr. Aygenç Fellahoğlu görev-
lerinden alındı. Sağlık Müdürlüğü'ne
MHP'li olarak bilinen Dr. Hulusi Taşko-
paran getirilirken. Devlet Hastanesi Baş-
hekimliği'ne de yine MHP'li olarak bili-
nen ve aynı zamanda Sağlık Bakanı Dr.
Osman Dunnuş'un Tıp Fakültesi'nden
arkadaşı Dr. Turan Dokumacı atandı.
Başhekim ve Sağlık Müdürü'nün ge-
rekçe gösterilmeden faks emriyle görev-
den alınmalan üzerine eski Muğla Tabip
Odası Başkanı ve Muğla Belediye Başka-
nı Op. Dr. Osman Giirün. "Sağüğa siya-
set kanştınldı" dedi.
Marmara bölgesinde bulunanlann depremin şiddetinden zarar görmeleri güçlü olasılık
4
Antma tesisleri korkutuyor'
ASUMAN ABACIOĞLU
İZMİR - Depremin ardmdan
Marmara'daki sanayi lcuruluşla-
nnm antma tesislerinin çalışıp
çalışmadıgı sorusu gündeme ge-
tirildi. DEÜ Deniz Bilimleri ve
Teknolojisi Enstitüsü Başkanı
Prof. Dr. Orhan Uslu, antma te-
sislerinin şiddetlı depremden za-
rar görmelerinin kuvvetle olası
olduğuna dikkat çekerek "tn-
sanlann aciliyetleri çok daha
başka yöndeşu anda.Ancak ant-
ma tesislerinin de unutulmama-
sı gerekir'' dedi.
Atıklannı anttıktan sonra de-
reye veren tesislerin bulunduğu-
nu, bunlann içme ve kullanma
suyuna kanşabileceğini kayde-
den Uslu, toksik madde içeren
atıklann etkilerinin uzun vadede
ortaya çıkabileceğini söyledi.
Marmara'daki depremin çev-
resel etkilerini değerlendiren
Prof. Dr. Orhan Uslu, deprem
sonrasında toprak üstündeki
olaylann görüntülendiğini, an-
cak toprak altında olup bitenler
hakkında bilgi sahibi olunama-
dığını vurgulayarak "Özellikle
kanalizasyon sistemleri ne du-
rumda büİnmiyor. Bu kanalizas-
yon sistemleri, deprem bölgesin-
deki kentlerin atık sulannı top-
luyor, anrmah ya da antmasız
denize ulaştımor. Kanalizasyon
sistemleri içinde meydana gel-
miş olabilecek kınklar ve tıkan-
kaydeden Prof. Dr. Uslu, kana-
lizasyon sisteminin iletme göre-
vi ni yapamaması durumunda
atıksulann deprem bölgesindeki
kentlerden uzaklaştınlması so-
rununun yaşanacağını bildirdi.
Araştırma Isteniyor
Öte yandan, deprem bölgesin-
deki çok sayıda sanayi tesisinin
miştir; bu iyiye gidişi durdurdu
mu acaba? Bu gelişmede olum-
suzluklar \ar mı, bunu da bilmi-
yoruz, bu da gündemegetirilme-
sigereken bir konu. Sanayi kuru-
luşlaruun antma tesisleri ne du-
rumda, bunlar da zarar gördü
mü, zarar görenler ne ölçüde
gördü, yetertilikJeri ne ölçüde et-
kflendi? Eneıji kesinrileri oluyor,
insanlann aciliyetkri çok daha
• Uzmanlar antma tesislerinin zarar görme olasıîıklannın güçlü oJduğuhü *
söylüyor. DEÜ Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Orhan
Uslu, uyansını "insanlann aciliyetleri çok daha başka yönde şu anda. Ancak
antma tesislerinin de unutulmaması gerekir" sözleriyle yapıyor.
malaryerahı sulannı etkfler. Ka-
nalizasyon sistemlerinin iflası.
sağhk risklerini artanr" dedi.
'Konu gündeme
gelmell'
Bu konunun, şu ana kadar
gündeme gelmediğini, ancak
gündeme gelmesi gerektiğini
antmalannın çalışıp çahşmadığı
konusunun da araştınlması ge-
rektiğini vurgulayan Prof. Dr.
Uslu, bu konudaki kaygılannı da
şöyle dile getırdı: "Izmit Körfe-
ziçevresindeki sanayi kuruluşla-
n, antma sistemlerine önem ver-
mişti ve teker teker iyiye gidiş
gözleniyordu. Deprem, antma
sistemlerini muhakkak etkile-
başka yönde şu anda, antma te-
sislerin i unuttular mı, ama unu-
tulmaması gerekir. Şu an buna
ihtiyacımız yok divorlar ya, ant-
ma tesislerine de ihtiyacımız kal-
madı mı acaba? Ozeüikle çevre-
nin sağlığı, insanlann daha koru-
masız olduğu dönemlerde daha
da önem kazanıyor. İnsanlar ev-
lerinde korunaklıydı, şimdi ça-
dır altında. Çevrenin. denizin.
derelerin, sulann sağhkh olması
daha da önem kazandı."
Atık sulannı, anttıktan sonra
derelere veren sanayi kuruluşla-
nnın olabileceğine, halkın içme
olmasa bile kullanma suyunu o
derelerden sağlayabileceğine
dikkat çeken Uslu. "Marmara
Bölgesi, Türkiye sanayisinfaı kal-
bi. Her türlü tehlikeli maddenin
de üretildiği sanayi kuruluşlan
var burada, tabii ki bol miktar-
da kimyasal ahk var.Bunlann iyi
kötü kontrolü yapıhyorken şim-
di kontrol edilemez hale geldi.
Bunun bir an önce envanterinin
çıkanlıp araştırılması lazım.
Kimyasal atıklar. içmeve kullan-
ma sulannı etkiliyorsa acil olarak
önlem ahnmata" dedi.
Sanayi tesislerinden sızan
kimyasal atıklann deniz canlıla-
nnı da etkileyeceğini ve buradan
besin zinciriyle insanlara geçe-
bileceğini anımsatan Uslu, tok-
sik atıklann etkilenni uzun va-
dede gösterdiğini söyledi.
Çözüm arayışı
Hükümetin
ABD
destekli
tahvü
bekknüsi
ANKAJRA (Cumhu-
riyet Bürosu) - Başba-
kan Büknt Ecevit,
ABD yönetimincedes-
teklenecek deprem
tahvili çıkanlması du-
rumunda. ekonomik
zorluklann kısa sürede
aşılacağını söyledi.
Ecevit hazırlamış ol-
duklan yeni vergi tasa-
nsını bazı yönleri ile
gözden geçireceklerini
bildirdi.
Ecevit, dün akşam
Başbakanlık'tan ayn-
lırken gazetecilerin
deprem sonucu alına-
cak önlemlere ilişkin
sorulannı yanıtladı.
Vergi yasasmda
yapmayı düşündükleri
değişikliği, yardım
kampanyalannın bun-
dan olumsuz etkilene-
ceğini düşünerek TB-
MM tatili sonrasına er-
telediklerini kaydeden
Ecevit, Türkiye'nin fi-
nans ihtiyaa konusun-
da şöyle konuştu:
"Gerek v^tandaşja-
nnuzııı,gerekse60'ı aş-
kın ülkenûıTürldy«'y*
başlatnğı yardımlar ne
sonuçlar verecek?
liuslararası finans ku-
ruluşlannın Türk eko-
nomisine katkılan ne
olacak? Bunlan bir
arada değerfendirece-
ğiz. Ona göre belki ha-
zniamışoklugumuzye-
ni vergi tasansuıı bazı
bakımlardan gözden
geçireceğiz.*' Ecevit,
"ABD hükümetinin
gûvencesi ile deprem
tahvili çıkanlması dü-
fünüiüyor mu?" soru-
sunu da şöyle yanıtla-
dı:
"Bunun çok örnek-
leri var. Biz de bu oia-
nak üzerinde durduk.
Bunun için ABD'nin
garanti vennesi gereki-
yor. O konudaki Ame-
rikan göriişü belli ol-
madan bir şey söyle-
mek istemiyorum. Fa-
kat Amerikan vöneti-
minin destekleyeceği
deprem tahvilini çıka-
rabüirsek, depremis
neden olduğu ekono-
mik zorluklan kısa sü-
rede aşmamızda bir et-
ken oiabilir. Ameri-
ka'nm bunu ohımlu
karşüav^cağuu umu-
yorum.''
Ecevit. bir başka so-
ru üzerine, yapılann
daha etkın denetlen-
mesi için çalışma yü-
rüttüklerini söyledi. E-
cevit, yerleşim mer-
kezlerinin belirlenme-
si konusunda Türki-
ye'ninbir politikasının
olmadığına işaret etti.
İskenderun
Yüzde 50
kırımla
okııl
inşaaüan
AKINBOPUR
İSKENDERUN -
Ikinci derece deprem
bölgesi olan İskende-
run ve yöresinde dev-
letin kaymakamı ile
Milli EğirimMüdüTİü-
ğü nezaretinde yapılan
okul inşaat ihalelerinin
yüzde 50'ye varan kı-
nmlarlaçıkarnldığı or-
taya çıktı.
Mimaıiar Odası Is-
kenderun Şube Başka-
nı AS Yavuz olaya sert
tepki gösterirken, "Bu
ihaleyi yapan yönetici-
lerin kafalannda dep-
rem olmabdır" dedi.
Eğitim-Sen İskende-
run Şube Sekreteri Ad-
nan Çefik ise "Devtet,
okullara derslik değü,
mezar ihaltsiyapıyor*
diye konuştu.
İskenderun'da il-
köğretim okullannda
yoğuniuk yaşanması
üzerine ek bina ve
derslik ihalesi karan
alan Milli Eğitim Mü-
dürlüğü ile Kayma-
kamlüc, 9 ilköğretim
okulunda 66 dersliği
453 milyar keşifbedel-
li olarak ihaleye çı-
kartılmıştı.