22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
!9 AĞUSTOS 1999 PAZAR CUMHURİYET SAYFA JvUX-iJ. LJlX kultur@cumhuriyet.com.tr 15 Cem Akaş YKY'den çıkan yeni kitabı 'Ise'de okura üç ayn dalda nadüz yazılar sunuyor 6 Akd deHbğin nöbetini tutar' FECİRALPTEKİN Cem Akaş'ın 'Nadüz Yazılar' altbaşlıklı kitabı •lse' Yapı Kredı Yayınlan'ndançıktı. Akaş'ın 'düz- lüğü reddeden' yazılannı bır araya getiren kitap Co- gitare, \Tgilia ve Follfe adlı üç bölüme aynlmış. Cogıtare mantıksal önermeler üzerine kurulu ya- zılardan, Vigilıa deneme türüne yakın olarak de- ğerlendırilebilecekçalışmalardan, Follıs ıse test'ler- den oluşuyor. Bu bağlamda da aşktan marjmal su- ça, edebı turşular kurmanın elli yolundan Borges'e ve saçmanın tipolojısinden 'roman'tiklığe değın çe- şitli konulara değınıyor yazar. Halen yeni romanı SÖnmemiş Kireç üzerinde çalışmakta olan ve 'Bakğın Esir Düştüğü Yer' ad- lı romanıyla 'AşkınZembereği' başlıklı şiirsel met- ni yayımlamaya hazırlanan Akaş ile lse üzerine gö- rüştük. - tse, bir deneme kitabı olarak yayımlandı. Sizce yazüannızın aüşılrruş denemetüründen farkh yan- lan yok mu? CEM AKAŞ- Aslında Ise'ye deneme kitabı de- mek benim fikrim değıldi. Editönim ve yayımcım bu konuda ısrarlı davrandılar. Ben de yayınevinde çalışan biri olarak böyle bir sınıflandırma yapıl- ması gerektiğmı biliyordum; ancak lse başhğının alnnda 'NadüzYazılar' yazar. Deneme ana türü için- de değerlendınlen, ama pek düz olmayan bır yazı türü olduğu ıçın 'nadüz' altbaşlık olarak kullanıl- dı. İnsan kafası için akıl ve delilik gerekli' - Peki neden 'nadüz' yazmayı yeğlediniz? CEM AKAŞ - lse'nin ıçindekı yazılan üç gru- ba ayırdım. Bu hem tematik hem de biçimsel bir gruplama ve yazılarda herhangı bir düzlük söz ko- nusu değıl. Tam tersıne düz olmamayı ıddia halin- de benımsemiş bir bakış açısı var. lse, zaman içer- sinde toplanmış yazılardan oluşuyor, ama ben ken- di yazı serüvenimde, roman ve öyküden ayn ola- rak yazdığım şeylere baktığımda düzlüğü redde- den bu üç ana dalı görüyorum. Ciddi ciddi kafa yo- rup mantıksal önermeler zınciri içersinde kurdu- ğum yazılar, yaşadığım ve edebıyatla ilişkilendir- diğim deneyimlerden oluşan yazılar ve romanla öy- küde de başıma dert olmuş matrak bir damar... - tse başlıgını biraz açabilir miyiz? CEM AKAŞ- lse, kıtabın ılk bolümünde sık sık karşımıza çıkan mantıksal önermelerden kaynak- lanıyor; mantıktaki 'iseoku' gibı. Kitap bir açıdan yazma serüvenimdeki üç dala tekabül ediyor; bir açıdan da akılcı düşünmenin orasında ve burasın- da yer alan yazılardan oluşuyor. Cogitare doğru- dan mantıksal düzleme oturuyor, Follis'de ise tü- müyle kafayı yemiş yazılar var. - Kitap sırasryla Cogitare, Vigilia ve Follis başhk- h bölümlerden oluşuyor. Düşünmek, Nöbet ve De- lilik... Aralannda kurduğunuz bir Oişkiden söz ede- bilirmhiz? CEM AKAŞ- "Akü deU@n nöbetkfir" ya da ''De- lilik aklın nöbetidir" gıbi bır şey düşündüm aslın- da. İnsan kafası ıçın ikisi de gereklıdir. Deliliğin sağlam bir şekilde var olabilmesı ıçin akıl gerekir insana. Tabii akıl da sağlam biçimde var olabilmek için arada bir delırmelidir. Bu yüzden birbirlerinin • Kitap Cogitare, Vigilia ve Follis adlı üç bölüme aynlmış. Cogitare mantıksal önermeler üzerine kurulu yazılardan, Vigilia deneme türüne yakın olarak değerlendirilebilecek çalışmalardan, Follis ise 'test'lerden oluşuyor. nöbetini tutarlar. - Özellikle Follis bölümündeki yazılannızda müt- hiş bir 'humor' var. Okuyanı eğlendinnek gibi bir kaygı taşıyor musunuz? CEM AKAŞ -Zaman içinde fark ettiğim bir şey var, yazarken beni kim okuyacak ve okurken ne düşünecek diye pek kafa yormuyomm. Ancak da- ha sonra bunun acısını da çekiyorum; çünkü ya- yımlanmadan önce yazılanmı okuttuğum yakın- lanmdan çok ilginç tepkıler alabilıyorum. Bazen çok zorlanıyor, bir türlü kitabın içine giremiyor- lar; bazen de çok eğleniyorlar. Bu benim dışımda gebşıyor. Ömeğin yaptığım ahnülann da yazıyı okur için ilginç kılmak gibı bir amacı yok. Daha çok ya- zıyı nasıl kurdugumla ilgili; olaya ıcığıru cıcığını düşünerek mımari bir bakışla yaklaşıyorum. - Peki en azmdan Test'lerde bir bilinç akışı yön- teminden söz edebilir miyiz? CEM AKAŞ - Test'lerde bilinç akışı yöntemin- den söz edebiliriz; ama onlar zaten Follis'de, yani benim delirdiğim bölümde yer alıyorlar. Oysa kur- gu yazılanmda aklımın sesıni hâkim kılıyorum. Hat- ta aklın getirdiği hâkimiyet, insanlarda biçimi içe- rikten daha fazla öne çıkanyorum izlenimi yara- tıyor bazen. Ama işte başka türlüsü elimden gel- miyor, ben böyle yazmaktan zevk ahyorum. •Ek-nlişn sağhğı için..: -Yazm serüveninizde roman, öykü vedeneme var. Kendinizibu üçünden herhangi birine daha ait his- sediyor musunuz? CEM AKAŞ - Bu konuda bir karar vermemi bekleyenler var; ama kendimi hangisine daha ait hıssettığimı ben hiçbir zaman bilemedim açıkça- sı. Hepsi çok farklı yanlannı gıdıklıyor insanm. Bir dünya kurmak ve içersinde insanlarla ilgili dunım- lar yaratmak; öte yandan içinde bulunduğumuz dünyaya ilişkin bazı meseleleri ele alıp onlara ide- alist ya da gerçekçi çözümler üretmek için kafa yor- mak çok farklı şeyler. Hatta beynin farklı yerleri- ni çalıştırdığına inanıyonım. Ikisi de bana çok zevk veriyor ve birinden birini seçecek durumda oldu- ğumu sanmıyorum. - Söyleşimizi okuyanlar için İse'de yer alan konu başlıkjanndan en azından birine değinelim ister- seniz.Örneğjn Aşk=(karanhk)yazısında ilişkkte her- kesin kendineaitbir karanlığı olması gereküğini ve aşkuı büyüttüğü kişinin karanuğuun da geHştiğini söylüyorsunuz_ CEM AKAŞ - Âşık olurken insanlann beraber- lerinde getirdikleri bir bagajlan vardır. Bu bagaj, o zamana dek yaşamış olduklannın bıraktığı tor- tudur. Daha önceki öpüşmelerinin ve okşanmala- nnın izini taşırsın. Bir de kendinı sunuş biçimin var- dır. Karşındaki yeni insan ıçin kendini yeniden oluşturur, yaşamından seçtiğın hikâyeleri anlatır- sın. Bu sırada bazı şeyleri ışığa çıkanr, bazılannın da karanlıkta kalmasını yeğlersin. Ancak yakınlık ilerledikçe, köklendikçe paylaşılan şeyin niceliği ve niteliği değişir. Ortak ışık alanı büyür, ama ay- nı esnada dış dünyaya karşı, ikının 'bir' olmasın- dan kaynaklanan bir de karanhk oluşur. Karanlı- ğın paradoksallığı ise yaratılan ortak alana karşın 'benliğin sağhğı için' bireysel alanlann var olması gerekliliğindedir. Vakko'nun yeni dönem sergileri Kültür Servisi - Vakko Sanat Galeri le- ri 1999-2000 sezonuna baslıyor. Sanatse- verler 7 Eylül-2 Ekim tarihleri arasında Vakko Ankara Sanat Galensi'nde liğur Seyrek'in heykellerini, Vakko tzmir Sa- nat Galensi'nde Nedret Yaşar'ın resim- lerini, Vakko Beyoğlu Sanat Galensi'nde de Taner Alakusurı resimlerini izleyebi- lecek. Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sa- natlar Fakültesi Geleneksel El Sanatlan Tezhıp Ana dalından mezun olan Taner Alakuş 1987 yıhndan beri minyatür ıleuğ- raşıyor. 1%8 yıluıda Bulgaristan'da dün- yaya gelen NedretYaşar Buiganstan Gü- zel Sanatlar bolümünde okudu, yaşamı- nı lstanbul'da sürdürüyor. Dansçı. kore- ograf ressam ve heykeltraşolan Uğur Sey- rek ise 1985'ten beri Almanya ve Türki- ye'de kişisel ve karma sergilere kaülıyor. Hoifynmd'un olgun kaclmlan Sinemada gençyıldızların yanı sıra 40 'lı yaşlarını sürenlerin ayn yeri var 3. ULLSLARARASITAŞ HEYKEL SEMPOZYUMU Haikııı gözü önünde sanat ANTALYA (AA) - Antalya Büyük- şehır Belediyesı, Mimarlar Odası An- talya Şubesi, Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi ve Çağdaş Heykeltıraşlar Derneğfnin organıze ettiğı 3. Uluslararası Taş Heykel Sem- pozyumu, 2-30 Eylül tanhlen arasın- da gerçekleştirilecek. Antalya Büyükşehır Beledıyesi'nde düzenlenen basın toplan- tısında, sempozyuma ka- tılmak için başvuran 57 sanatçı arasından seçilen 10 heykeltıraşın isimleri açıklandı. Antalya Büyükşehir Be- lediye Başkanı Bekir KumbuL toplantıda yap- tığı konuşmada. Türkı- ye'nin ciddi bir ulusal fe- laketi yaşadığına ve bu- nunla birlıkte yaşamın de- vam ettiğine değinerek şunlan söyledı: "Deprem felaketi nedeniyle acımız büyüktür. Ancak üreterek yaralarunızı sarmak zo- rundayız. Antalya da bir kültür sanat kenti. Her alanda olduğu gibisanatta da ürctkenliğjn devammısağ- lamak için çalışmalanmız sürirjor. Bu yıl 3.'sü yapılan Taş Heykel Sempozyu- mu da bunlardan bir tanesi. Heykeltı- raşlar. geçen yülarda olduğu gibi Kara- alioğlu Parkı orta miradorda. halkın gözü önünde eserlerini yapacaklar." • Yaklaşık 1 ay sürecek sempozyum süresince açık mekânda yapılacak olan yapıtlar arasında, Pamfüya'yı anlatanbir heykel de bulunuyor. Yaklaşık 40 bin dolarlık bir bütçey- le yapılacak olan sempozyumda seçi- len 10 sanatçıya 3 bin 500 dolar para ödülü verilecek. Sempozyumla Antalya'nın bir Açık- hava Heykel Müzesı olarak tanınması amaçlanıyor. Prof. Dr. Remzi Aktaş, Prof. Dr. Havva tşkan, Yrd. Doç. Şina- si Tek, Mimar Ze>uep Özkurt ve Hey- keltıraş Nuran Urav'dan oluşan seçici kurulun, ya- pılacak olan yapıtlann ma- ketlerini dikkate alarak yaptığı değerlendırme so- nucundabelirledigi sanat- çılar şöyle: Kiril Mateen (Bulgaristan), Peter Pbra- şik (Slovakya), Vladislav Sajzer (Almanya), Veli Blakçori (Kosova), Dumit- ru Radu (Romanya), Ay- han Yılmaz (Ankara), Ni- lüfer Ergin (Istanbul), Meysem Samsun (tstan- bul), Nehri Soyhı (Ankara), CavharGökteş(lstanbul). Yaklaşık 1 ay sürecek sempozyum süresince açık mekânda yapılacak olan yapıtlar ara- sında, Pamfüya'yı anlatan bir heykel de bulunuyor. Geniş bir mekân üzerine yerleştiri- lecek olan mermer bloklar üzerine Pam- filya hakkındakı bilgilerin yazılarak elde edileceği eser, bu yılkı sempozyu- mun tek kavramsal heykeli olacak. Kültür Servisi - Beş yıl sonra ya- nm yüzyıllık bir yaşamı geride bıra- kacak olan Rene Russo sinemada hâ- lâ çok iddialı. Son olarak Kibar Soy- guncu adlı filmın yeni versıyonu 'tld- li Oyun'da PierceBrosnan'la başrol- leri paylaşan Russo bu ıddıasını şöy- le açıkhyor "Tabii ki sinemada genç kızlar da olacak; ama 40-50 yaşlann- dald seksi kadınlar olgun aktörlerin yanına daha çok yakışıyorlar." Sınemanın olgun isimleri, film sektöründeki değişim ve yenilen- meden pek etkılenmiyorlar. 40 yaşlanndaki kadın oyuncu- lar hâlâ aşk ve tutku film- lerinde başroldeler. Ücret- leri de oldukça yüksek. Şu an Paramount'la çalışmak- ta olan 50 yaşının üzenn- deki güzel oyuncu Sherry Lansing konuya ilişkin dü- şüncelerini şöyle dile ge- tiriyor: "Olgun kadınla- nn dişiliği beyazperdeye her zaman zenginlik ve- rir. tzleyki için duygu- sallık. güvensizlik ya da kışkırtıcılık gibi türlü şeyleri ifade eder. Evet genç kızlann gençliği, tazeliği ve güzelliği vardır; ama olgun kadınlar gerçek bi- rer tutku objesi- dirler, daha baş- tan çıkancıdır- lar. Şu günlerde hepimiz, Harri- son Ford'la baş- rolleri paylaşü- ğı gerilim filmi 'Random He- arts'da39\aşın- dakisofistikeve seksi Kristin Scott Thomas'ı izlemeyi beklemiyor muyuz?". tngiliz Hasta filminde de ızleyici- nin hayTanlığım kazanan ve Ralp Fi- ennes'ı kendine âşık eden Thomas'ın rol aldığı ve Sidney Pollack' tn yönet- tiği filmde, yılın en ilginç aşk sahne- lerinden birinin yer aldığı da bilini- yor. Öte yandan orta yaşlı bir diğer yıl- dız Annette Bening, 'American Be- auty' adlı fılmde 50'Ii yaşlanm bu- nahm içinde geçiren kocası Kevin Space>'ye gerçek bir çekicilik ve cin- sellik dersi veriyor. 40'ının üzerinde tüm cazibesini ko- ruyan kadın oyunculann temsilcile- rinden biri de 52 yaşındaki Susan Sa- randon. John Turturro'nun, geçen nisan aymda Istanbul Fılm Festiva- lı'nde de gösterilen 'IUuminata' adlı filminde dışıli|ınden bır şey yıtirme- diğini kanıtlayan Sarandon. son ola- rak Maturity dergisi tarafından 'gre- at sex' başlığıyla, cınselliğin ve çe- kiciliğin yaşı oîmadığını gösteren bir Susan Sarandon Ç JkJFinemamn olgun kadın oyunculan aşk ve tutku filmlerinde başrollerini koruyorlar. Filmlerinden elde ettikleri kazanç da hâlâ oldukça yüksek. yıldız olarak kapak yapılmış.Genel- de fıziksel özelliklerini ön plana çı- karmayan ve yetenekli bir oyuncu olarak tanınan Sarandon'un çekicili- ği yine de gözden kaçmıyor. Pierce Brosnan'la büyük aşk yaşa- dığı îkili Oyun'un ardından Robert DeNiro'ylabirlikte 'The Adventures of Rocky and Bulhvinkle' filminde rol almaya hazırlanan Russo, Mela- nie Griffith'in de 'Crazy in Alaba- ma' filminde oynamasından sonra gazetelenn yaptığı yorumlan şöyle biralıntıylaözethyor: "Hottyvvood'un yaşı büyüyor, ama harareti de artı- yor." Gişe başansı garanti Sarandon'ın yanı sıra Kim Basin- ger, Sharon Stone ve 'Teaching Mr. Tıngle' adlı fıhnde öğrencilerini ken- disine âşık eden seksi bır öğretmenı canlandıran Helen Mirren gibı oyun- cular hâlâ rol aldıklan fılmin gişe ba- şansmı garantiliyorlar. SigourneyVVe- aver, Tom Hanks'in 44 yaşındaki ka- nsı Rita VVilson, Cate Capshaw ve birçok erkeğin rüyalannı süslemeyi sürdüren Jessica Lange de bu isimler- denbazılan. Wilson 'TheStory ofUs' adlı film- de cinselliği sorguluyor ve erotizmi- ni, Bnıce Wülis'in kansını canlandı- ran Michelle Pfeiffer'la yanştınyor. 46 yaşmdaki Cate Capshaw 'TheLo- custs'da genç erkekleri baştan çıka- nyor ve bir sonraki fılmi 'The Love Letter'da herkesi kendine âşık etme- ye hazırlaruyor tkısi de 41 yaşmda olan Stone ve Andie McDowefl 'The Mu- se' adlı filmde başrolleri üstleniyor- lar. Stone artık evli bir kadın imajına bürünmüş olmasma ve ilerleyen ya- şına karşın hâlâ dünyamn en seksi yıldızlanndan biri olarak değerlen- diriliyor. 'TheOwnofTowers'da Kurt RusseJI'la birlıkte rol alan 54'lük Gol- dieHawn'ın yanı sıra 46 yaşındaki Ba- singer 'I DreamedAfrka'nın ask sah- nelennde eski günlerini aratmıyor. KUŞBAKIŞI MEMET BAYDUR Galileo'dan Mektup Var Pisa Üniversıtesi'nin yoksul öğrencilere verdiği bursu alamayınca baba evıne dönüp çalışmaya de- vam etmiş Galileo. O zamanlar bile okuldan atıl- dım diye ülkücü olmak gerekmiyormuş! Uygula- malı mekanik üstüne yoğunlaştırmış çalışmasını. Mekanik aletleryapmaya başlamış. Hidrostatik bir denge aleti icat etmiş. Onun üstüne bir makale yaz- mış ve yazdığım oraya buraya göndermiş. Durup dinlenmeden merak ediyor, merakını deşiyor, dü- şünüyor, düşündüğünü yazıya döküyor, yazdıkla- nnı ortaya sunuyor. Böyle bir akıl işte, durmaz din- lenmez, soluk soluğa... Bu genç adamın çabası, yazdıkJan o zamanın aydın okumuş yazmışlannın dikkatini çekmiş bir süre sonra. Galileo'nun yaptıkian, sonunda Tos- kanya Dükü Ferdinand de Medici'nin kulağına ka- dar ulaşmış. Şimdi sıkı durun, Dük, Galileo'yu Pi- sa Üniversitesi'ne matematik hocası olarak atamış. Aynı üniversitenin ona burs vermeyi reddetmesin- den dört yıl sonra. Böylece yirmi beş yaşmda Ga- lileo'nun akademık yaşamı başlıyor. Üç yıl sonra, 1592'de Padua Üniversitesi Matematik Bölümü'nün başına atanıyor. Padua Üniversitesi o yıllarda yer- yüzünün en ünlü bilim yuvası. Galileo, Padua'da on sekiz yıl kalıyor. ••• Padua yillan Galileo'nun en verimli, yaratıcı yıl- lan. Orada modern dinamiğin temellerini atıyor. Birçok şeyi çözümlüyor, ama çözümlediği şeyle- rin çogunu yayımlamak için hayatının son yıllannı bekleyecek. Kırk altı yaşına gelinceye kadar bilim- sel hiçbir şey yayımlamıyor Galileo. Modern fizi- ğin dinamik yasalannın temeli Galileo'nun yazdık- lannda gizli kalıyor o yıllarda. Daha çok mekanik buluşlanyla tanınıyor, beğeni topluyor. Atölyesin- de çok yetenekli sanatçılarla ve artızanlarla birbi- rinden güzel ve önemli aletler yapıyor. Ama asıl önemli düşüncelerini ve keşiflerini şimdilik kendi- ne saklıyor - kendine ve mektuplaştığı bir iki arka- daşına. Bu dostlann içinde Jonannes Kepler de var. Modern fiziğin kurucusu sayabileceğimiz bu iki insan arasındaki ilk haberleşme 1597 yılında ger- çekleşmiş. Kepleryiımı altı yaşında, Gratz Üniver- sitesi'nde matematik profesörü; Galileo otuz üç ya- şında, Padua Üniversitesi'nde matematik profe- sörü. Kepler Kozmik Gizem adlı yapıtını yeni bitir- miş, Italya yolculuğuna çıkan bir arkadaşına üç beş kopyasını veriyor ona buna verilmek üzere. Bir kopya da Galileo'ya gönderiyor. Galileo, kitabı alır almaz Kepler'e yazdığı mek- tupta kitaba teşekkür ediyor ve Kepler'in dostlu- ğuna layık olmaya çalışacağını bildiriyor. Koper- nik sistemini savunan Kepler'e, yıllarca önce onun öğretısine inanıp bu yönde yazıp düşündüğünü söy- lüyor. Ama yazdıklannı yayımlamaya bir türlü ce- saret edemediğini ekliyor. Kopernik'in başına ge- lenler korkuttu beni diyor. Kimileri için son derece saygın bir isim olan Kopernik'in, sayıları sonsuza dek uzayan bir büyük çoğunluk tarafından kü- çümsenip alaya alındığını ve bu insanlann tümü- nün hödük ve aptal olduğunu yazıyor. Teorik ya- zılanmı hemen yayımlamak isterdim diyor Galtteo, - sizin gibi daha çok insan varolsaydı. Azınlıkta ol- duğunuz için Aziz Kepler, yazdıklarımı yayımla- mayacağım diye ekliyor. Mektubun yazıldığı tarih, 4Ağustos1597. Mektup birçok bakımdan son derece ilginç. Ga- lileo'nun genç yaşta Kopernik kuramına tümüyle inandığının delili bir kere. Otuz üç yaşında yazdı- ğı bu mektupta "yıllarca önce" onun teorisine tü- müyle katıldığını söylediğine göre, Galileo yirmi yaşlannda anlamış Kopernik'in haklı olduğunu. lyi hoş da Galileo'nun ortalığa çıkıp "Efendiler, Beyler, Paşazadeler, Ağabeyler, Kopernik'in gök- bilim üstüne söyledikleri doğnıdur" demesi 1613 yılına rastlıyor. Kırk dokuz yaşında artık ve Kepler'e o mektubu yazalı on altı yıl olmuş! Bunca yıl üni- versıtede ders vermiş ve derslerinde Rolemy'nin eskı köhne gökbilimıni öğretmış öğrencılenne! Sü- rekli yalanlamış Kopemık kuramını! 1606 yılında yaz- dığı bir denemede zamanının bütün gelenek- sel/bağnaz öğretilerini savunuyor. Dünya dönsey- di dağılırdı, bulutlar geçer gider ve geride kalırlar- dı falan fılan! Galileo, on alt yıl boyunca Padua Üniversitesi'nde öğrencilerine, Kepler'e yazdığı mektuptaki düşün- ceterinin tam tersini öğretmiş. Bu büyük dehayı Kep- ler'den ayıran birkaç önemli ayrıntıdan biri de. Ga- lileo'nun bilgin, engin ve korkak olduğudur. Kep- ler ise yalnızca bilgin ve engindir. Ama belkı hak- lıydı Galileo korkmakta. Bu da başka bir yazının konusudur. Antalya Devlet Senfoni'ye müzisyen alınacak • Kültür Servisi - Antalya Devlet Senfoni Orkestrası'na 50 müzisyen alınacak. Giriş sınavı, 10-14 Eylül günleri arasında yapılacak. Yanşmaya son katılım tarihi 7 Eylül olarak bildirildi. Orkestraya 16 keman, 6 viyola, 4'er viyolonsel ve korno, 2'şer kontrbas, flüt, obua, klarnet, fagot, trompet, trombon, vurmalı çalgılar ve 1 'er bas trombon, tuba, arp ve piyano dalında müzisyen alınacak. Sınava girecek adaylarda 18 yaşından küçük ohnama, resmi ya da özel konservatuvarlardan veya müzik bölümü bulunan okullardan mezun olma veya özel müzik öğrenimi görme şartlan aranıyor. (Başvunı adresi: Kültür Bakanhğı Güzel Sanatlar Genel Müdüriüğü Hipodrom Caddesi Roma Meydanı, Hipodrom/ Ankara) İnfoshop'ta kitap satışı • Kültür Servisi - Türkiye'nin Internet üzennden on-line tüketici bağlantısı ile alışveriş yapılan ilk sanal magazası olan Infoshop eylül ayı itibanyla kitap satışına başladı. 20'nin üzerinde yayınevinin 1.000'i aşkın kitabının yer alacağı infoshop'ta kredi kartının yanı sıra on-line tüketici kredisi ile de alışveriş yapılabiliyor. Infoshop'taki kitap böİümünde en çok satan kitaplar, bilgisayar yaymlan ve çocuklann eğitici çocuk kitaplan yer alıyor. (wwv>:infoshop.com.tr.) Ankara'da sinemalı günler • Kültür Servisi - Ankara Sinema Derneği. her çarşamba Kavaklıdere Sineması'nda gerçekleştırdiği film gösterimlerini sürdürüyor. Ankaralı sinemaseverler 1 Eylül'de Reha Erdem'in 'A Ay', '8 Eylül'de "Bertrand Blier'in 'Sağol Yaşam', 15 Eylül'de Andre Malraux'nun 'Umut' adlı filmlerini izleme olanağı bulacaklar. Gösterimler akşam saat 19.00'dabaşlayacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle