Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
22 AĞUSTOS 1999 PAZAR CUMHÜRİYET SAYFA
DEPREM
Eski bayındırlık bakanlanndan Erman Şahin, sorunlann altından Afet îşleri'nin kalkamayacağını söyledi
'Deprem bakanhğı kurıılsım'
ÖZCANÖZGÜR
MUĞLA - Erzincan depremi sırasın-
da Bayındıriık Bakanı olan eski Muğla
belediye başkanlanndan Erman Şahin,
öncelikle hırsız müteahhidi ve siyasi or-
tağını boğup, yok edecek düzenlemeler
yapılması gerektiğını söyledi. Şahin,
"Bunun\'anmda yerelyönetimlerin inur
yetkileri sınırlandınlmalı ve derhal bir
'Deprem BakanlığT kurulmaİL Clkenin
yapı stoklan incelemeye alınmah" dedi.
Erman Şahin, lcurtarma çalışmalanni
değerlendirirken, "Bu yaşadığımızı Er-
zincan Bekarşılaşannakdoğnıolınaz.Biz
Erzincan'da başanhydık,bunJar başan-
sazdemekdoğruohnaz" dıyerek şöyle ko-
nuştu. "Erzincan'dan daha biiyük bir
otayla karşı karşryayız. Erzincan kolay-
dı, bu zor. Fakat geçmişten ders alması-
nı bflmiyoruz. Erzmcan'dan bu yana bir
şeyler yapıhnahydı. Şehircttik bakanlığı
kuruiuşu için büyük mücadek verdim.
Kimse yetki devretmek istemiyor. Başa-
• Şehircilik bakanlığı kurulması için büyük mücadele veren,
ancak kimsenin elindeki yetkiyi devretmek istememesi
yüzünden başanlı olamayan eski bayındırlık bakanlanndan
Erman Şahin, deprem bakanlığı kurulmasını önerdi. Şahin,
sorunlann altından Afet Işleri Genel Müdürlüğü ile
kalkılamayacağını söyledi.
ramadım. Şimdi deprem bakanlığı da okuldu derken askerlerin binas» yıkıJdL
kurulmah diyorum. Bu islerin arandan
Afetlşferi Genel Müdürtüğüflekalkamaz-
suaz."
Bayındıriık Bakanlığı'ndan istifa etme-
sinin en büyük nedenlerinden birinin
müteahhitler oldugunu belirten Şahin,
"CManoJdu, şimdi dahasaghkfcdüşünme,
sen >apnn, ben vapüm demeden sağhkh
işleryapmazamanj" dıyen Erman Şahin
açıklamalannı şöyle sürdürdü: "Önceik-
le hırsız müteahhidi ve siyasi ortagmı bo-
ğupyokedecekvasal düzenlemeleryaptl-
mah. Her yıl Arabtstan, 2.5 metre Tür-
Idye'nin alüna, Türkiye Yunanistan'ın
alünagiriyor. Deprem meseksidevietpo-
litikası hah'ne getirilmeli. Hastaneydi,
Şu sebepten, işin orasına bakmadan bü-
tünTüıİdyeetden geçirflmeli.Çok büyük
organizasyon yapümah. En azından top-
lu yaşanan, umuma açık yeıier depreme
davanıkh hale getirilmeli. Bina stoklan-
nın değerlendirilnıesi 10 yıl aur. ÖzeKk-
le doğuyu kerpiçten kurtarmalryız."
Kuzey fay hattının son depremle doy-
duğunu, şimdi sıranın güney fay hattına
geldiğini belirten Şahin, "Bina stoklan-
mn değerlendirilmeye ahnması işleminin
Güney Ege, Cüney ve Doğu'dan başlan-
masuıda faydavar" dedi. Yerel yönetim-
lerin imar yetkilennin de sınırlandınl-
ması gerektiğini belirten eski bayındır-
lık bakanlanndan ve eski Muğla beledi-
ye başkanlanndan Erman Şahin bu ko-
nudaki açıklamalann şöyle sürdürdü:
"Yerelyönetimler kalheyiyakalaymca-
ya, imar faaüyetlerinde meslek odalan-
nın, üniversite çevreierinin veya bunlar-
dan oluşacak özerk bir kurumun dene-
timi, otokontrotü oluşturuluncaya kadar
imar yetkileri sınırlandınlmah. Adam
kaçak yapı ya da eklenti yapıyor, cezalı
nıhsatahporadaoaınıyor.Ste,adamı ce-
zasını ödedi diyerisklibiryaptda nasd is-
kân edersiııiz? Başta ovalar obnak üze-
re imara açıtmaması gereken yerler, de-
re yataklan imara açıhyor. Bütiin imar
pianlan askıya aluup. acflen masor plan-
laryapthnah, ardından detayageçip imar
plan tadilatına hdn venneyen kaba plan-
lamalara geçilmehT"
Şahin, aynca ınşaat malzemesı satan-
lara. "Elinde inşaat ruhsaü ile gelmeye-
ne matzeme satma yasağı ve malzeme
satöğı kişi ya da kuruluşlan bekdiyelere
bikürme zorunhıhığu'" getirilmesi gerek-
tiğini sözlerine ekledi.
Eski Bayındırhk Bakanı Şahin: Ye-
rel yönetimlerin imar yetkileri sınır-
landınlsın.
Nesrin Arman h da
depremdeyitirdik
HaberMerkezi-Çevirmen- yazar arka-
daşuruz Nesrin Arman da deprem felake-
tmin kurbanı oldu.
Nesrin Arman, deprem gecesi Değir-
mendere Belediye Başkanf nın konuğu
olarak Belediye Oteli'ndeydi.
Değirmendere eski belediye başkanla-
nndan Mustafa Arman'ın torunu olan
Nesrin Arman, babaannesi Havva Cemi-
leArman, halalan A>ten ve Gülten Arman
ile birlikte denize çöken Belediye Oteh ile
birlikte suya gömüldüler. Yetkıliler o ge-
ce otelde Arman ailesinden başka kimse
bulunmadığını kaydettiler.
46 yaşında olan çevirmen- yazar Nes-
rin Arman, tngilizceden Türkçeye arala-
nnda "VıvaMek9ka
?
',''KadmGözüyleFa-
hişeliğu Tarihi" gibi 40'a yakın kıtap çe-
virmişti. Çok sayıda Barbara Cartiand
romanını Türkçeye çeviren de Nesrin Ar-
man'dı. Cumhuriyet okurlan, bir dönem
gazetecilik de yapan Nesrin Arman'ı Cum-
hunyet Dergi'deki yazı ve çevirileriyle
tanıyorlar.
Japonya Uluslararası Işbirliği Ajansı (JICA) Türkiye Yerel Temsilcisi Tatsuo Yonebayashi
'Kontrol mekanizmaları çahştırılınadı9
ZONGULDAK (AA) - Japonya
Uluslararası tşbırliğı Ajansı (JICA)
Türkiye Yerel Temsilcisi Tatsuo
Yonebayashi, Türkiye'nin,
yeryüzünün en önemli deprem
kuşaklanndan birinin üzerinde
olduğu yönünde daha önce
uyanlarda bulunduklannı bildirdi.
Yonebayashi, depremin yaşandığı
bölgelerde çok sayıda insanın
yaşamını yitirmesinden ve
yaralanmasından üzüntü "
duyduklannı, üzücü olayda can
kaybının olmasında yerel
yönetimlerden kaynaklanan kontrol
mekanızmalannın doğru dürüst
çalıştınlmadığının da ortaya '
çıktığtnı söyledi. Depremde,
vatandaşlann satın aldıklan ve inşa
ettirdikleri evlenn, depreme
dayanıkh olduğu yönünde
kendilerine güven verilmesinin de
can kayıplannda ve yaralanmalarda
önemli rol oynadığını anlatan
Yonebayashi, konuyla ilgili yasalara
tamamen uyulması gerektiğini
kaydetti. Yonebayashi şöyle devam
etti: "Türkiye'nin, yeryüzünün en
önemli deprem knşaldanmn
üzerinde oldugunu daha önce
uyarmışok. Çünkü, Türkiye'de
yaşayanlann büyük bölümü,
yerleşim ve sanayi merkezfcrinin
konumu itibanyla 1. ve 2. derecede
deprem bölgeierindedir. Türkiye,
yeryüzünün en önemli deprem
kuşaklanndan biri olan 'Akdenız-
Alp-Himalaya" deprem kuşağuun
üzerinde yer ahnaktadır. Türkiye'de
Kuzey Anadolu deprem bölgesi,
Doğu Anadolu deprem bötgesi ve
Ege Bölgesi gibi sürekli depremlerin
gözlenebfleceği kuşaklar mevcuL Bu
yapı itibanyla can >e mal
kayıplarma neden olan depremlere
sıkça rastlanılabiür." Türk-Japon
işbirliği çerçevesinde JICA ile
Bayındırlık ve Iskân Bakanlığı'nca,
Bolu çok acele
yardım bekliyor
DİLEKAKIRMAK
BOLU - Bolu il genelinde depremde ölenle-
rin sayısı 23 l'e, yaralı sayısı ise bin 154'e ulaş-
tı. Bolu Valisi Nusret Miroğtu toplam 446 kişi-
nin sağ olarak enkaz altından çıkanldığını söy-
ledi. 40 kadar yurttaşı askerler kurtardı.
Depremde, Bolu'nun ilçe ve köylerinde 416
evtamamenyıkıldı,479evağır hasargördü. Bo-
lu halkı, hertürlü giyim eşyası, yatak, yastık, nev-
resim, nıasa, sandalye, mutfak eşyası, her türlü
gıda maddesı, çocuk bezi ve iç çamaşın bekli-
yor.
Bolu'nun depremden en çok etkilenen Düz-
ce ilçe merkezinde, dün saat 10.00 itibariyle 61
binanın tamamen yıkıldığı, 151 binanın ağır ha-
sarlı, 96 binanın orta hasarlı, 50 binanın da az
hasarlı olduğu tespit edıldi.
Gökûk'tedeniz
kıyısmdabir
apartman deprem
jsonrası arûk
denizin içinde»
(Fotoğraf:
KAAN
SAĞANAK)
Türkiye'de 1993 Nisan ayından
itibaren 2000 yılı mart ayına kadar
başlatılan "Deprem Zararlannm
Azarahnası ve Araşarma Merkezi''
projesının uzatılması amacıyla Afet
İşleri Genel Müdürlüğü tarafından
öneride bulunulduğunu anlatan
Yonebayashi, JlCA'nın öneriyi
değeriendırmeye aldığını vurguladı.
Projenin nihai amacının, Türkiye'de
olabilecek deprem felaketlerini aza
indirmek olduğuna işaret eden
Yonebayashi, şunlan söyledi:
"Ancak, bu proje
tamanüanmasından sonra tam
anlanuyla hayata gecirflebflecek. Şu
andasistem tam olarak oturmus
değfl. Proje sonuçlandıgında
dünyadaflkkez Türkiye'de *'
uygulannuş olacak. Çünkü, projenin
böyle bir özeüiği bulunmakta. Şu
anda depremin yaşandığı
bölgelerdeki can kayıplannı ve
yaralananlann sa>isı için ön
tahminde bulunmamız mümkün
değiL Istanbul Teknik
C nhershesinin de (İTÜ) katkıda
bulunduğu ve 2000 yıhnda
tamamlanması planlanan proje
kapsanunda, Ankara'da Deprem
Veri Toptama ve Hasar
Değerlendirme Merkezi ile
tstanbul'da da Deprem
Mübendisttği Araşürma, Eğkim w
GeSştirme Merkezi kurulmuş
durumda." Yonebayashi, bugüne
kadar proje kapsamında 410 milyon
Japon Yeni hibe edildiğini ve aynı
zamanda da Japonya'daki çeşitli
ünıversitelerden bilim adamlan ile
araştırmacılann görev yaptıklannı
bildirdi. Yonebayashi, yaşanan
deprem sonrası hasann kısa sürede
tespit edilebilmesi için projeyle
ilgili şu teknik bilgileri verdi:
"Proje önceHkle, Kuzey Anadohı
Fay Hatö olarak biünen bölgedeki
Tokat, Çorum, Yozgat, Çankın,
Amasya, Ordu, Samsun, Sinop ve
Kastamonu bölgelerinde
uygulamyor. Proje
g
bilgisayarh gözfem istasyonlan
vasitasıyla izknecek. Aynca,
Ankaradaki Deprem Veri Toplanıa
ve Hasar Degeriendirroe Merkezi,
çevresine att sismotojik verileri
topiayarak hasar tahmini
yapabilecek, Deprem okiuktan
sonra da, olabilecek can ve hasar
tespra' hakkmda ön tahminlerde
buhınabüecek. Istanbul'daki
Deprem Mühendisliği Araşnrma
Merkezi de depreme dayanıkh konut
tiplerini proje kapsanunda kurulan
özel bir deney laboranıvannda
inceleyecek. Buralardan ahnacak
sonuçlar ise ilgili kurutuşlar ile
kamuoyıına aktarümış olacak.
Bunlan daha önce de dile
getirmistik."
Çocukluğumdan beri birşey dik-
katimi çeker, sel olur, yangın olur,
depreşrn olur, çığ düşer, "devletimiz
hep üzgündür", aynı zamanda
"güçlüdür" yaralarımızı saracağı
güvencesini verir. Çocukluğumdan
beri hep soranm, üzgün devlet, ya-
ramızı saracağına, yaralanmamızı
önlemek için parmağını oynatsa
yadiye...
Devletimiz üzgün, üzüntüden par-
mağını oynatacak durumda değil.
Açıklaması da var, önceden kesti-
rjlemeyen "afef'e ne yapılır ki...
Üstelik acı içindeki insanlann "tep-
kisine" kızmayacak kadar da hoş-
görülüdür üzgün devletimiz. Ço-
cukluğumdan beri "devlet" diye
gördüğüm, devleti temsil edenler
hep aynı insanlar... Üzülen devlet
degil, onlar aslında... Üzüntüden
yorgun olan da devlet değil, aynı
insanlar... Üzüntü, sıkıntı, birçok
derdin nedeni bilinir, üzüntüden
kanser olur insanlar, felç olur, yü-
rekleri durur. Ama üzüntü bazılan-
na da yanyor besbeli...
Ey benim üzgün devtetim, "afet"in
doğalının bile zil çalarak geldiği bir
coğrafyada, denetteyemediğin nü-
fus artışı, artık "yazgı"ya dönüş-
türdüğün eğitimsizlik, cezalandı-
ramadığım yolsuzluk, vurguncu-
luk, kapkaççılık, elbette can da alır
mal da... Diyorsun ki şimdi, "Tür-
kiye son on yılda beş büyük dep-
rem yaşadı, Allah'tan gelene ne
denir?" Ne mi denir? Ey benim üz-
gün devletim, bağışla, tıpkı üzgün
devletim gibi, üzüntümden ne de-
diğimi bilmiyorum. Allah "sizin..."
yokluğunuzu göstermesin...
Ey benim üzgün devletim, bu
coğrafya depremle her an yüz yü-
ze gelebilir, ama bak bakalım, okul
kitaplarındaki bilgiye... Halka ver-
diğin bilinci bir düşün bakalım, o bi-
Üzgün Devlet
linçsizliktir ki, yediğinin, giydiğinin,
içinde yaşadığının ne oldugunu
araştırmadan, sorup soruşturma-
dan, ahlaksızların kucağına atıyor
halkı... Otoyolların mı, al ortada...
Otoyol yolsuzluğunu ortaya çıka-
ranı yargılarsın, işte yollann ame-
rikanbezi gibi yırtıldı, köprülerin
oyuncakmış gibi çöktü... Evlerini
gördün... Can veren binlerce insa-
nı gördün, bir macera filmi seti de-
ğil bu... "Allahtan gelene ne nedir?"
değil mi? Yara saracağına, yaralan-
mayı önlesene! Anasız babasız ka-
lan bebektenn, donu fanilası bite kal-
mayanların hangi yarasına mer-
hem olacaksın? Neyle saracaksın
ölümün açtığı yarayı? Kibrit çö-
pünden ev yapan vurgunculara,
bunlann ev oldugunu belgeieyen çı-
karcılara, her afete ilkmiş gibi ba-
kan hantal örgütüne, on dakikatek
ayak üstünde durma cezasından
başka ne verebiliyorsun?
IMF'nin deprem nedeniyle gön-
dereceği parayı, hükümetinin ba-
şansına bağlayan üzgün devletim
benim, aklın başka yerde, TÜP-
RAŞ'tan yükselen alevler bile aça-
mamış gözünü... Yetkilisine tele-
vizyondan buyruk veren bir devle-
tin, bu kadar üzgünü nerede görül-
müştür? Komşulann, dostiann uzat-
tığı eli bile kuîlanamayacak kadar
üzgün olabilir mi bir devlet? Üzün-
tüden mi sürekli uyku halindesin,
ey devletim?
Yüzü öte dünyaya dönük eğitim
sisteminle, bilime küskünlüğünle,
asla caydıncı olmayan cezalarınla,
hukukun üstünlüğüne güveni yok
eden adamsendeciliğinle "rüşvet,
görevi kötüye kullanma, köşeyi
dönme" hırsı iliklerine değin işle-
yenleri ödüllendiren mantığınla,
doğru söyleyeni dokuz köyden ko-
van şiddetinle korkulan bir fotoğ-
raf, böyle zamanlarda da üzüntü-
lü görünen, beceriksiz bir baba-
sın, umarsız halk için... "Acı acıyt,
su sancıyı keser" diyen atalanmı-
zın sözündeki gibi, bu büyük acı,
dileriz halkın silkinmesini sağlar.
Dileriz halkın acısı, bilinçli bir güce
dönüşür.
Dileriz, her aymazlığın bedelini
ödemek zorunda kalan bu halk,
bir gün gelir size üzülür. "O" gü-
nün yakın olmasını dileriz, bu hal-
kın üzgün devletin babası değil,
güçlü devletin "kendisi" oldugu-
nu, bu büyük acıyla tez kavrama-
sını dileriz.
Yalova'da yitirdiğimiz hepimizin
öğretmeni Dil Demeği Terim Kolu
Başkanı Beşir Göğüs'ün anısı
önünde saygıyla eğiliyor, eşine ve
kızına rahmet diliyor, acılı insan-
larımızı sevgiyle kucaklıyoruz.
GÖRÜŞ
Prof. Dr. COŞKUN OZDEMİR
Allah'ın Cezası mı, Vatana
ve Halka İhanet mi?
Tarif edilemez, anlatılamaz bir acıyı yaşıyoruz.
Binlerce günahsız ınsanımız enkaz altında can ve-
riyor. Onlann yanındayanı başındaferyatlannı du-
yarak çırpınan on binlerin, yüz binlerin çektiği aza-
bı tarif etmek tümü ile olanaksız. Ülkenin uğradi-
ğı maddi kayıp, ekonomik kayıp rakamlara sığar
gibi değil. Bu büyük acının yanı sıra benim gibi,
bizim gibi büyük bir öfkeyi, kızgınlığı, hıncı yaşa-
yanlar da var. Niçin Japonya'da, Amerika'da hat-
ta Peru'da aynı şiddetteki depremlerde bizimki ile
kıyaslanamayacak ölçüde az tahribat oluyor? Ni-
çin sadece 5-10 kişi ölüyor? Niçin? Nedir bu bü-
yük farkın açıklaması? Once bu başımıza geleni
Allah'ın cezası, Allah'ın ihtan diye yorumlayıp şu
eğitim yoksunu, bilim fukarası halkımıza böylece
takdim edenlere lanet okuyorum. Bunlann ülke-
me, halkıma verdiği zarar bu depremden bin ke-
re daha büyüktür. Şu güzelim memlekette kader-
ci, alınyazısı mahkûmu bir toplum yaratmak için
uğraşan, didinen ve açıkça halka ihanet eden in-
sanlan lanetle anmaktan kendimi alamıyorum.
Çünkü onlar Allah'ın adını anıp, olanları ona atfe-
derek asıl suçluları, gerçek sorumlulan gizliyor,
halkın gözünden kaçınyorlar. Yineliyorum, niçin
Japonya'da ve Amerika'da bu şiddetteki depre-
min yıkımı o kadar az oluyor. Bilımin getirdiği ola-
naklan ve onun koruyuculuğunu kullanmayı red-
dedip, böylesine derme çatma yapıları yapanlar,
onlara izin verenler, denetimi yapamayanlar, onun
yerine avantasını, rüşvetini yiyenler, Kongar'ın
kulaklan çınlasın, o doymak bilmez, utanmak bil-
mez yağmacılar, tüm marifetleri yağma, kovala-
maktan ibaret olan onur fukaralan hepiniz sonu-
na kadar sorumlu ve suçlusunuz. Şu zavallı hal-
kımı "Ben Türkmilletine hiçbir dogmayı değil, ak-
lı ve bilimi miras bırakıyorum " diyen o büyük ada-
mın yolundan saptırıp, adam gibi bir eğitimden,
bilimden, bilimsel düşünceden, çağdaşlıktan yok-
sun bırakanlar, onlan teşhis edemesin, tanıyama-
sın, doğrulan göremesin diye toplumu bilimden çağ-
daş düşünceden uzak tutanlar, çocuklanmız ille
de üç beş yaşından başlayarak dogmalarla iç içe
yaşasın diye direten, şu büyük acı yaşanırken tür-
lü, çeşitli söylentilerle o zavallı insanımı şaşkına çe-
virip, dağlara, tepelere sürükleyenler. Mezar sa-
tan, felaket dağıtan müteahhıtleri ve onlann suç
ortaklannı affeden, görmezlıkten gelenler. Suçlu-
sunuz yıllardır türlü çeşitli yollarla suç işliyorsunuz.
Bu büyük felaketi büyük çok büyük kayıplaıia ge-
ride bıraktıktan sonra acaba bu cezanın Allah'tan
değil içimizdeki cahil, çıkara, hain ve yağmacılar-
dan geldiğini anlayabilecek mi benim masum ama
güçsüz, çaresiz halkım. Çoğunlukla olayian bi-
linçle, akılla, bilimin desteği ile yorumlama yete-
neğinden yoksun bırakılmış halkım. Cumhuriye-
tin yurtseverlik coşkusu ve heyecanı yerine trans-
formasyonun köşe dönmecilik felsefesini getirip
bu ölüm satan müteahhitlen ve onlann suç ortak-
lannı ve benzerierini üretenleri keşfedebilecekler
mi? Hayatta en gerçek yol göstericinin bilim ol-
dugunu anlayabilecek ve Türkiye'yi yönetenlerden
bunu gereklerini isteyebilecekler mi? Bu felaketin
böyle bir tesellısi olabileceğını umabilir miyiz
acaba?
Bilîmadamları arastıracak
'Denizde tsunami
oldu mu' araştırması
• Kaliforniya Üniversitesi uzmanlan,
depremden sonra Marmara Denizi'nde
tsunami (büyük dalgalar) olup
olmadığını arastıracak.
LOSANGELES(AA)
- Güney Kaliforniya
Üniversitesi'nden
bir uzman ekip,
depremin Marmara
Denizi'nde tsunami
(denizaltı yer
sarsıntısından ileri
gelen büyük dalgalar)
yaratıp yaratmadığını
incelemek için
Türkiye'ye geliyor.
Ekibin, Ortadoğu
Teknik
Üniversitesi'nden Prof.
Ahmet Yalcıner'in. 7.4
şiddetûıdeki
depremden sonra
tsunami olduğu
haberleri aldığını
söylemesi üzerine
araştırma yapmaya
karar verdiği belirtildi.
Üniversitenin okyanus
ve kıyı mühendisliği
bölümünden Jose
Borrero, "Deniz
kıyısındaki bazı
yerterde, depremden
sonra büyük dalgalann
oldugunu söylediler"
dedi. Borrero,
Marmara'da tsunami
olmuş olabileceğini,
çünkü faym kara
boyunca uzandığını ve
daha sonra denizin
içine girdiğini söyledi.
Kaliforniya'dan
gelecek grubun, tüm
dünyada tsunamilerin
nedenlerini ve
etkilerini araştıran
Uluslararası Tsunami
Araştırma Ekibi'nin bir
parçası olduğu
belütiliyor. Ekip,
Marmara'da tsunami
meydana gelip
gelmediğini arastıracak
ve eğer oldugunu tespit
ederse bu dalgalann ne
kadar uzaklıktan
geldiğini saptayacak.
Tsunami delillerinden
birinin, kıyı çizgisinde
tahribat meydana gelip
gelmediğinın
saptanması olduğu
belirtiliyor.
Bunun saptanması
için pek çok
çalışma yapmak
gerektiğini belirten
Borrero, tsunami
izlerinin genellikle
deprem temizlik
çalışmalan sırasında en
başta yok edilenler
• arasında oldugunu
söyledi.
Hawaiı'de 1946'dave
Alaska'da 1964'te
büyük tsunamiler
meydana gehnişti.
Borrero, 1992'den bu
yana dünyada on kadar
küçük ama yıkıcı etkisi
olan tsunami meydana
geldiğini söyledi.
Borrero, 17 Temmuz
1998'de Papua Yeni
Gine'de meydana gelen
ve 2 bin kişinin
ölümüne yol açan
tsunamiyi araştıran
ekipte yer almıştı.
Papua Yeni Gine'deki
tsunami bir depremin
ardından gelmişti.
Ancak bazı bilim
adamlan bu depremin
bir tsunami yaratacak
kadar büyük
olmadığıru söylüyorlar.
Borrero, bu bilim
adamlanmn tsunamiye
denizaltındaki toprak
kaymasının yol açıp
açmadığmı hâlâ
araştırdıklannı söyledi.
Borrero, çalışmalarının
Los Angeles ve Güney
Kaliforniya'da tsunami
riski ve bunun yol
açtığı zarar tespiti
üzerinde yoğunlaştığını
belirtti.