20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 22 AĞUSTOS 1999 PAZAR 10 P A Z A R Y 4 Z I L A R I [email protected] Sadece beş dakikanızı alacağımBiliyorum meşgulsünüz, ama inanın kıymetli zamanınızın sadece 5 dakikasını çalacağım, çünkû tam beş dakika sonra tren gelecek ve ben eve gitmek için bu trene bineceğim. Evet, - • • tahmin edebileceginiz gibi bir metro istasyonundayım. Hangisi mi?.. GeneliikJe en kalabaiık istasyonlardan biri olan Oxford Circus. Neyse ki bugûn cuma, yani Ingilizlerin ulusal bara gitme günleri ve saat oldukça geç olduğu için benim bineceğim trenin geleceği platform pek kalabaiık değil. Ben de rahat rahat etrafımı seyredip, insanlan gözlemleyerek trenimi bekliyorum. Biraz önce merdivenden inerken gördüğüm birbirine sanlmış vedalaşan çifti dûşünüyorum. Her ikisi de 18-20 yaş civanndaydılar. Delikanlının görüntüsünden Hintli oldugunu anlamama rağmen. genç kızın yüzü bana dönük olmadığı için onunla ilgili kesin bir tahminde bulunamıyorum. Yüzünü göremesem de altın sansı saçlan ve beyaz teni onun Hintli olmadığını açıkça belli ediyordu. Sevginin; renklerin, dillerin ve milliyetlerin üstünde olması çok hoşuma gitti. Onlar sanlmış birbirlerini öperken, eminim tek düşündükleri sevgileriydi; renkleri ya da milliyetleri değil. Duvardaki Jack Danid \Vhisky rekJamını okuyonım. Brezilyalı bir arkadaşım, Ingilizce öğrenirken, reklam yazılannı okumanın çok yararlı olduğundan bahsetmişti de! Yazı, Jack Daniel'in yıllar önceki viski kaçakçılığı maceralanndan bahsediyor. Yazının sonunu okumaya çalışırken iki kişi gelip, benim görüşümü engelleyecek en doğnı pozisyonda reklam afışinin önünde durdular. Heyecanla bir şeylerden bahsediyorlardı. Bir sûre sonra biri diğerine bazı komik yürûyûş stilleri göstermeye başladı. Ilk yürüyüş taklidinden sonra birden durdu, etrafina baktı ve kimsenin onlarla ilgilenmediğine kanaat getirdikten sonra taklitlerine ve konuşmalanna devam etti. Ne konuştuklannı duyamasam da, taklitlerden. birinin yürüyüşüyle dalga geçtüderi kolayca anlaşılıyordu. Trenin gelmesine ne kadar kaldığına bakmak için başımı panoya çeviriyorum. Hâlâ 4 dakika var ve kendi kendime şu güzel kızm, ilerideki boş koltuk dururken neden o, pahalı olduğuna emin olduğum güzelim pantolonla yere orurduğunu soruyorum. Bu arada etrafımdaki insanlan seyrederek ya da reklamlan okumaya çalışarak unutmaya çahştığım baş ağnm ısrarla bana hâlâ orada oldugunu ve ne yaparsam yapayım hiçbir yere gitmeyeceğini hatırlattyor. Birden aklıma Bruce VVUb'in Die Hard fılmindeki metro platformunda yaşanan patlama sahnesi geliyor. Buraya gelirken kaç merdiven indiğimi ve yerin kaç kat altında olduğumu düşünmemeye çalışıyorum. Bnace VVills'in aksıne. Ingilızlenn I. ve II. Dünya Savasjan sırasında bu istasyonlan sığınak olarak kullandıklan düşüncesı daha çok hoşuma gidiyor ve beni biraz rahatlatıyor. Bazı kayıtlara göre II. Dünya Savaşı sırasında, 1940 yılının bir eylül gecesi tüm 180.000 kişi hayatta kalabilmek için bu istasyonlara sığınmış. Şu an 275'ten fazla LONDRA HÜLYA YELTEPE istasyona sahip metro ağının yapımına 1963 yılında başlanmış. 1970'li yıllarda yapılan eklemelerle bugüne yakın son halini almış. Çoğu 100 yaşından fazla olan istasyonlar yeni yapılmış kadar sağlam ve hâlâ güvenle kullanılıyor diye düşünürken önümden geçen mavi gözlü, hafif kır saçlı, top sakallı ve orta yaşın oldukça üstündeki adama takıhyor gözüm. Tıpkı bu istasyonlar gibi o da yaşmı hiç göstermiyor. Yaşına ragmen çok yakışıklı ve genç görünümlü olmasından kendine ve görünüşüne özen gösterdiği belli. Tamam onun yaşında, böyle bir fiziğe sahip olmak için haftada en az üç gün birer saat koşmak gerekebilir, ama ne var bunda, ben onun yaşında onun kadar genç ve dinç görünmek için her gün koşabilirim, ama şu an düşünebildiğim tek şey bir an önce eve gidip, bir ağn kesici aldıktan sonra yatıp dinjenmek. Sadece 3 dakika kaldı. Önümden Italyanca mı yoksa Ispanyolca mı konuştuklanna karar veremedığim iki kişi geçiyor. Türkiye'ye döndüğümde çok iyi ve akıcı bir Ingilizceye sahip olabilecek miyim bilmiyorum, ama pek çok yabancı dili birbirinden ayırabilecek kadar iyi bir lisan bilgisine sahip olacağıma eminim. İki adım önümde duran. ltalyan oldugunu sandıgım, Londra'ya yeni gelmiş olduğu, etrafina tedirgin ve çekingen bakmasından belli olan adam mesela; birkaç kelime konuşsa kesinlikle hangi ülkeden oldugunu anlayacağım. Trenin gelmesine 1 dakika var ve başımın ağnsı daha fazla kritik yapmamı engellemeye çalışsa da ben inatla devam ediyorum. Londra'da olup da etrafta Londralıdan çok yabancı görmek, oldukça düşündürücü geliyor bana. lnsan ister istemez nerede bu şehrin halkı diye soruyor kendi kendine. Evet. metro istasyonlan olsun caddeler olsun hep yabancılarla. turistlerle dolu. Gerçek Londra halkını görebileceğimiz saatler ise, bizim Istanbul'da gidiş-geliş saatleri dediğimiz, burada rush hour diye adlandınlan sabah 08.00-09.30, akşam 16.00-18.30 saatleri arası. Bu şehrin gerçek halkını görmek istiyorsanız bu saatler arasında sokağa çıkmanız gerekiyor, bir de Ulusal Cumalar var unutmayın, onlan barlarda arkadaşlanyla soğuk biralannı yudumlarken ve sohbet ederken görebileceğiniz. Ben dalmış bunlan düşünürken. birden trenin gürültüsü duyuluyor. Nihayet geldi işte! "AraJıga dikkat lütfenL'' (mind the gap please!) anonsundaki aralığa dikkat ederek eve gitmek üzere diğer yolcularla birlikte ben de trene biniyorum. Bitmez tükenmez bir geyik muhabbeti Değerli yazar ve emekli büyükelçi Teyfîk Ünaydm'ın geçenlerde gazetemizde yayımlanan "ısveçli Tavfan" başhklı yazısını okumuş olmanızı umanm. Kendisi burada bulunduğu 4 yıl içinde Isveçlilerin düşünme şeklini çok iyi saptamış. Isveç basmında. Istanbul'da yapılan Avrupa Yüzme Şampiyonası'yla ilgili yazılan okurken bir kez daha ben de aynı şeyi yaşadım. Yani biz ne yaparsak yapalım, bizi hep görmek istedikleri gibi gördüklerini... Şampiyonaya daha iki ay kala, "Türkiye tehlikeli, gkiilmez, yanşlar başka ülkeye alınsın!" diye bağıran isveç ekibinin başantrenörüne derhal basın da katılmıştı. Efendim fı tarihinde Istanbul'da bir başka aranjmanda organizasyon bozukluklan olmuş da filan diye yangına körükle gidenler de oldu. Yanşlar gayet güzel sürerken koro STOCKHOLMyavaş yavaş değişmeye başladı. Isveçli yüzücüler madalyalan toplarlarken yazacak olumsuz bir şey bulamayan tsveçli gazeteciler güç durumda kaldılar. ^ " " i ~ Bir yüzücü kızın, "lyi derecemi, annemin oteie bir gece önce gizlice soktuğu big burgere borchıyum, çünkü otelde hep aynı yemekler olduğu için bıkmışnm." - 5 yıldızlı oteldekı açık büfeden söz ediyor! - şeklindeki sözlerini derhal iri puntolarla vererek nefıs (!) bir gazetecilik yaptılar. Ama sonra ne oldu? Bir başka yüzücü dünya rekoru kınnca, Türkiye aleyhine yanşlar başlamadan tam 44 gün önce kampanya acan Aftonbladet gazetesi otelin havuzunda şampanya patlattı! Şampiyona bitip de Isveç milli takımı tarihinin en iyi sonuçlannı alınca. yine aynı gazetede yüzücü kızlann diskotekte dans ederken renkli fotoğraflan basıldı! Şampiyona öncesi yaygarayı basan Isveçli başantrenör Hans Chrunack ın ağzı zevkten dört köşe resimleri yayımlandı. Ne var ki, yüzücülerle konuşup onlann izlenimlerini sorsalar, tamamıyla olumlu şeyler duyacaklardı ve bu da gazete yöneticilerinın işinegelmeyecekti! Çünkü onlar bir kere kafaya koymuşlardı tavşanı geyik olarak görmeyi... Diyebilirim ki bu yıl Isveç'te bu ana kadar Türkiye'dekinden daha fazla bomba ve silahlı saldın olayı yaşandı. Bunlann çoğu neo-Naziler ve motosiklet çeteleri tarafından yapıldı. 2 polis öldü. çok sayıda polis ve bir gazeteci ağıryaralandı. Oysa Türkiye'de bir maytap patlasa gazeteler derhal Isveç Dışişleri'ni arayıp, "Tatil için Türkiye'ye gidilebilir mi, yoksa tavsiye etmhor musunuz?" diye soruyorlar. Acaba, söz gelişi, Alman gazeteciler aynı soruyu ama Isveç'e gitme konusunda kendi dışişlen bakanhğına sordular mı? Atina'da bir ara birileri otellere ve Amerikan işyerlerine bomba koyuyordu. Aynı soruyu Yunanistan konusunda sormak akıllanna bile gelmedi. Burada kamuoyunu bilgilendirenlerin Türkiye konusundaki saplantılannı iyi değerlendiren bazı sicilli Türkiye düşmanı yabancılar da firsattan "bırtışnıacr, GÜRHAN UÇKAN "köşeyazan" gibi unvanlarla dilediklerini yazıyorlar, televizyonda stüdyo tartışmalanna her an davet edilerek bol bol konuşuyorlar. Çünkü onlann yalanını ortaya çıkaracak kişilere yazı ve söz hakkı tanınmıyor. Geçenlerde bunlardan biri öylesine azıttı ki - "Isveçli yüzücüler, lütfen Türkhe'\e gitmeyin. Kürtierin haklannı düşünmüyorsanız bile kendi canınızı düşüniin" - birkaç kişi kollan sıvayıp 400 imza topladık ve bir protesto mektubuyla yukanda adı geçen gazeteye götürdük. Bizi kimse kabul etmedi ve imzalan resepsiyondaki kişiye verip döndük! 20'ye yakın medya bırimine gönderdiğimiz basın bildirisine hiçbiri tek satır yer vermedi. Çünkü biz onlara tavşanın geyik olmadığını söylemiştik! İşte bu yüzden de Isveç medyasında geyik muhabbetinden geçilmiyor... ARAS HOTEL MORDOĞAN Bol oksijeni. iyot kokusu. sıfir nem oranı ıle sizi sağlığa davet ediyorvz. Bodrvm tipi Gulet'imîzle eşsiz Mordoğan gün batımlannı yakalayın Haftalık konaklamalarda bir günlük ûcretsiz koy ve mehtap gezisi YURTIÇÎ VE YURTDIŞI TATİL SEÇENEKLERİ Emsalsiz yanmızla otelimize gelip 2 gece 3 gün konaklayın ve tekrar yartımız ile geri dönün. Kişi başı: 25.000.000.- TL yanm pansiyon Havuz başında, havai tişek gösterilerinı izlerken, Akdenız ezgilerini sevdiklerinizle paylaşın. Türk Evi'nde, fasıl nağmeleriyle doyumsuz eğlencenin tadına ulaşın. Kişi başı Günlük konaklama: 10.000.000.- TL yanm pansiyon Izmir'e 80 km, tamarnı deniz manzaralı odalarda, telefon, mınıbar, TV (uydu), sıcak-soğuk klima, jakuzi, sauna, su üstü ve sualtı aktrviteleri... ARASTOURTel:02324464141 Faks: 0 232 446 79 91 ARASOTELTel.0232 7375200 Faks:02327377073 Tatil süresınce Cumhuriyet okurtanna gazetesi ûcretsiz. DİYARBAKIRİŞ MAHKEMESİ HÂKİMLIĞİ'NDEN Esas No: 1997/200 / Karar No: 1999/111 Davacı Musa Eren tarafından davalılar SSK Genel Müdürlügü ile Şükrü Tunavelıoğ- lu aleyhine mahkememizden açılan hizmet tespıti davasının yapılan açık yargılaması sonunda, ittihaz olunan karann davalılardan Şükrü Tunavelıoğlu'nun tüm aramalara rağmen bulunamaması. adreside tespit edılememesi üzenne karann gazetede ılan yo- luyla teblığin yapılması gerekmekte, davacınm davasının kabulü iie, davacının davalı- lardan Şükrü Tunavelioğlu'na ait 3649.19.01 sicil sayılı ışyerinde 20.5.1971 tarihinde 1 gün süre ile çalışmış olduğunun tespitine, dair karann davalılardan Şükrü Tunaveli- oğlu'na ilanen tebliğine, gazetenın yayımı tarihinde teblığin yapılmış sayılmasına, teb- liğden ıtibaren 8 gün içinde temyiz edilmediği takdirde temyiz etmemiş sayılarak kara- nn kesinleşeceği teblig yerine kaim olmak üzere ilan olunur. Basın: 35735 Bulgaristan iki haftadır sıcak hava dalgası- i bulan ısı ^ i le insanlar kenditerini kumsallara anyor. Kendini Varna'da denize atan Bulgar, Dalmaçyalı köpeğini de unutmamış. Etkisini sürdüren sıcak hava dalgası pek çok kişinin hastaJanmasuıa yol açarken üi- kede neredeyse hayat durdu. (Fotoğraf: REUTERS) Gözyaşına benzeyen alkışlanmızTelevizyonda Rus kanallanna bakıyorum. Dağıstan'daki çatışmalar, yaralıiar, ölüler, kan... Türk kanallanna dönüyorum: Savaştan da beter! Doğa sanki yüzyıllardır biriktirdiği kinle vurmuş bizim memlekete. Karşı koyacak gücümüz yok! Direnip toparlanacak sistemimiz yok! Zorluklan asacak pratik çözümlerimiz yok! Düne kadar güçlü olduğıryla övündüğ&nüz kalelenmız tehlikeli biçimde yıkılıyor. Ekranlar fazla yoruma gerek bırakmayacak kadar açık konuşuyor bugünlerde. Rus kanallann da savaş, Türk kanallannda deprem felaketi ve deprem sonrası felaketler!.. Televizyon izlemek tam bir eziyete dönüştü. Çünkü hayatın gerçek ve acı yüzü dolduruyor ekranlan bugünlerde. Neredeyiz, nereye geldik, durumumuz ne? Her şey, demagojilere hiçbir zemin bırakmayacak biçimde ortada duruyor. Hani şu ünlü "21. vüzyıbn eşiğinde" muhabbetleri vardır ya, artık kimse ulaştığırnız düzeyle ilgili boş laflan ısıtıp ısıtıp sürmesin gündeme. Rus dostlar telefon edip soruyor; kendi savaşlannı unutmuş, bizim doğa ve sistemsizlik savaşımızı merak ediyorlar. Ne diyelim onlara? Sadece depremin gücüyle ve ölü sayısıyla mı sınırlı kalalım? Izlediğimiz ve hissethğimiz acı gerçekleri, Türkiye'nin ne kadar ciddi bir boşluk içine düştüğünü mü anlatalım? En az gelecek depremler kadar, geçen depremin ortaya çıkardığı sorunlanmızdan dolayı güvensizlik. telaş, hatta korku içinde olduğumuzu mu söyleyelim onlara? Yoksa "ne olur ne obnaz, ulusal güvenUk sorunudur" diyerek saklayalım mı bunlan? Üst düzey yöneticilerimizin "Ankara'yla telefon bağian&mız yok. tek bağlantı teievizyon!" dediğini gizleyelim mi? Su uyuduğunda bile uyumayan düşman, biz söylemesek bütün bunlan görüp ve duyup anlamaz mı? Zavallı gazeteci meslektaşlanmız, bunca acı içinde umut ve moral verici bir şeyler söylemek istiyorlar. Taş yığınlannm altmdan sağ çıkanlan bir insan görüntüsü oluyorbu! Ve alkışlar! Gözyaşına benzeyen alkışlar! Sağda solda ve aşağıda yatan binlerce ölümün çevreye yaydığı ve bir kez daha doğanın kendi MOSKOVA Tatilcilerin %10'u reklamla, %90'ı tavsiye ile kendi otellerini bulurlar... Ağaçlann sılĞğmdan denagörintüsünü çekemat*. GeSn görûn C lub Orient, Antik Çağın adalet, sağlık ve barış için buluşma merkezi olan Ören'de denize "sıfır", binbir yıldızlı bir tatil köyüdür. Homeros'un doğum yeri "Işıklar Sahili'nde, Dunyanın atmosferinde oksijen oranı en yüksek iki noktasından biri olan Edremit Körfezi'nde, Zeytin Rivierası'ndadır. Club Orient te, Ege stilinde yapılmış 62 dubleks yapının her dairesi 2- 4 veya 4-6 kişilik aileler için tasarlanmış, içlerinde duş/WC ve telefon olan, odalardan oluşur. Tüm kapılar dev bir botanik bahçesine açılır. Bahçe biter. incecik kumlu plaj başlar. Ozürlüler ve engelliler için tümûyle düzayak, vejeteryanlar ve diabetikler için sorunsuz tatil. Günlük doktor viziti. Kipbafi YP, 11.000.00011,0-12 faşûcntto, (3.H-SS. UfBer, 5.500.000 71 Club Orient Holiday Resort, Ören-Burhaniye Tel: 0.266.416 34 45 - 416 53 54 • Faı: 0.266.416 40 26 mttCaiııı flran'de yer »lan Clui Oriem oluslsraresı cwr»cll>rtı BûnûmûaHld BIIIKHMI MeftezJitlf. »-ww.club-onent.com ADANA 6. ASÜYE HUKÜK MAHKEMESİ'NDEN Esas No: 1999/15 Davacı Serkan Atsız vekıli Av. Ayten Güneşhan tarafından davalı Janny Eklund Atsız aleyhine mah- kememıze açılan bosanma davasının yapılan yargılaması sırasında venlen ara karan gereğınce: Oava- lının Mersin, Cumhunyet Mah. 1661 Sk. Ay Apt. Kat: 4 No: 27 adresıne dava dılekçesı çıkarblmış bi- la tebliğ iade edılmiş. yapılan zabıta aıaştırmasında adresi tespit edilemedığınden gazete ıle ilan edıl- raesıne karar verilmıştir. Isveç uyruklu Stiagin iie Anmargret'den olma, 1976 d.lu, Jenny Eklund (At- sız)'uı durusma gûnü olan 28.09.1999 günü saat 10.08'de durusmada hazır bulıuunası, veya kendısi- ni bir vekille temsil ettırmesı aksi halde duruşmalara yokluğunda devam edilıp karar venleceği husu- su dava dilekçesı yenne geçerli olmak üzere ilanen teblığ olunur Basın: 39938 Cumhunyet k i t a p 1 a r ı Üstün Akmen BİR GÜNLÜK DOST 150satîa Melisa Erdönmez, bu kitap için: "Içi boşatılmamış dostluklann, içtenliğin ve alçakgönüllülüğün de bir el kitabı niteliğinde" diyor. Cumhurt»»< Çağ Pazarlama A.Ş. Tûrkocağı Cad. No:39/41 kitap loılûbü (34334)Cağaloğlu-lstanbul Te): (212)514 01 96 TÜRKKALPVAKFI "Çocuk Kardiyoloiisi" Türk Kalp Vakfı kalitesi ve titizliğiyle hizmetinizde. 79 Wayıs Cd. No: 8 Şişli/İSTANBUL Tel: (0 212) 212 07 07 (pbx) 10 Hat Faks: (0212)212 68 35 HAKAN AKSAY başınabuyruk kurallannı hatırlatan kokuya kanşarak eriyip gıden alkışlar... Madem iyi söze bu kadar ihtiyacımız var, ben de Rus dostlanmızın bize gösterdiği ilgi ve verdiği yardımdan söz edeyim bari. Türkiye'dekı deprem sabaha karşı 03.02'de olmuştu. Rusya yetkilileri Türk makamlanna başvurarak yardım uçağını sabah saat 11 'de kaldırmaya hazır olduklannı bildirdiler. Türkiye'ye ulaşan yabancı yardım ekipleri arasında ön sırada gelen Ruslar deprem bölgeleri arasında en zoruna talip olduklannı açıkladılar ve Gölcük'te çalışmalara başladılar. Rus ekibi onlarca insanın canını kurtardı. Ardından ek yardım güçleri ve bu arada TÜPRAŞ'taki yangını söndürmek . amacıyla başka Rus uçaklannın da Türkiye'ye gidebileceği açıklandı, Türkiye'nin talebi sonucu üç Rus uçagı daha deprem bölgesine yollandı. Böylece Rusya, yüzlerce ülke arasında "kangön dostiuğu" konusunda hemen ilk sıralaraçıktı Moskova'dakı dostlanmız depremden birkaç saat sonra telefonlarla bize başsağlığı dilemeye başladılar. "Elimizden ne gefir, ne yantamımız olur" sorulanyla sık sık karşılaştık. t , ,.,1; Ilişki içinde olduğumuz Rus fınnalan. bazı Rus yurttaşlannın maddi yardım yapmaya hazır oldugunu bildirdiler. (Rusyadakı Türk, Rus ve başka uluslardan şirket ve kişilerin katılımma açık bir yardım kampanyasmı Moskova'da cuma günü başlattık.) Rusya insanlan kendileri de doğal felaketlerle sıkça karşılaştıklan için bunun ne demek oldugunu biliyorlar, onun için , duyarlılar. Aynca Rusya ile Türkiye, iki ülke yurttaşlan. artık birbirini yakından tanıyor. Türkiye'ye uzanan yardım elinin önemli bir nedeni de bu. Evet, "karagün dosfluğu" yaramızı kısa bir süre için unutturup bize moral veriyor, ardından yeniden kanıyor yaramız. Sonra oluk oluk akıyor kanımız. Hiçbir iyi haberin unutturamayacağı kadar yaralıyız... İLAN T.C. TOKATSULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN İLAN EsasNo: 1998/131 Davacısı Mustafa Yıldızlı. davlılan Ali Güzel. Lütfıye Güzel. Şinasi Güreş, Ümmü Gülsüm Güzel, Izzet Yeter. Zübeyde Doğan olan izale-i şuyu dava- sının yapılan açık yar- gılaması sırasında var olan ara karan gere- ğince dava konusu To- kat Meydan Mahallesi paftaH37.a. 17.d.l a ada271,parsell72'de kayıth taşınmazla ilgi- li davanın davalılar- dan Izzet Yeter'in açık ve kesin adresi belli olmadığından davalı- ya dava dilekçesinin ve duruşma gününün ilanen tebliğine karar verilmiş olup, davalı- 010 8.9.1999 tarihli duruşma gününde saat 9.45'de mahkememiz- de hazır olması veya lendisini bir vekille temsil ettirmesi dilek- çe ve davetiye yerine kam olmak üzere ila- nen tebliğ olunur. 22.U999 Basın: 39152
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle