28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
22 AĞUSTOS 1999 PAZAR CUMHURİYET SAYFA kultur@cumhuriyet.com.tr 15 Seçkin Yasar, Euroimages destekli filmi 'Sevgilim Istanbul'un çekimlerini tamamladı iyi Mdilderiıııi anlabyorum' GÜL ERÇETtN Seçkin Yasar ikinci fılmi Sevgilim Istanbul'un çekimlerini tamamladı. Ne- dim Gürsel'in aynı adlı kitabında yer alan iki öyküden yola çıkıyor fılm. Se- naryosu ise yine Yasar ve Gürsel'e ait. Seçkin Yasar, yazar dostu Nedim Gürsel'inilkfılmi SanTebbessüm"den beri birlikte film yapmak istediğini, kendisininde'Sevgilim Istanbul'uoku- duktan sonra bu öykülen sinemaya uyarlamaya karar verdiğini belırtiyor. Bir Türk erkeğiyle Yunan kadının aşkı üzerine kurulu 'Sevgilim lstan- bul'. Başrollerini Yunan Ulusal Tiyat- rosu'nun ve Yunan sinemasının yıldı- zı Karyofyllia Karabeti, lstanbul Dev- let Tiyatrosu oyunculan Alptekin Ser- dengeçti ve Nişan Şirinyan paylaşıyor. Nedim Saban, İunca Yönder, Filiz Kut-' br ve Köksal Engür'ün de rol aldığı fıl- min oyunculan arasmda Istanbul'u da sayıyor Yasar. Euroimages dan destek alan fîlmin Türkiye yapımcılığını da Sanmal Anonim şırketi üstleniyor. t Kadını daha iyi tanıyorum' -Nedim Gürsel'in öykülerinde tasvir önemti bir yer rutar ve tasvirin sinema- da görselleştirilmesi zordur. l'varlama sürecinde nasıl bir yoi iztediniz? YASAR - Önce Nedim'le ilhamını öykülerden alan bir sinopsis yazdık. Oyküleri tasvirlerden kurtararak drama- tik yapısı olan yeni bir yapı oluştur- duk. Sonuçta o ikı öyküyle Türk erkek ve Yunan kadın dışında fazla bir ilgisi kalmayan son derece farklı bir senar- yo çıktı. Son versiyonda Izzet Yasar'm da katkılan da oldu. Oyküleri okumuş olan izleyiciler arasından hayal kınk- lığına uğrayanlar olabilir ancak sinema ve edebiyat birbirlerinden farklı dille- ri olan sanatlar. Sinematografik yapı ne- deniyle doğal olarak her uyarlamada mutlaka birtakım sapmalar olacaktır. Bu kaçınılmaz bir şey. Roman başka bir dil, sinemaya uyarlarken bırebir çevire- mezsiniz. Sonuç olarak biraz zordur edebiyat uyarlamalan. Izleyicınin de birebir aynı yapıtı bulacağı yönünde B mem ama benim eğilimim en iyi bildi- dan kendinizi kurtaramamaktır. Onun irTürk erkeğiyle Yunan kadının aşkı üzerine kurulu Sevgilim lstanbul. Başrolleri Yunan yıldız Karyofyllia Karabeti, lstanbul Devlet Tiyatrosu oyunculan Alptekin Serdengeçti ve Nişan Şirinyan paylaşıyor. bir beklentisi olmamalı. -Yine bir kadının öyküsünü çekiyor- sunuz. Kadınlan anlatmanızın bir ne- denivar mı? YASAR- Ben dünya yüzünde bir ka- dın olarak duruyorum. Bir kadın ola- rak genç kızlığımı yaşadım ve şu anda olgun bir kadın olarak hayatımı sürdü- rüyorum. Dünya yüzünde kadın olarak var olmanın kışiye er- keklerden farklı kazan- dırdığı özellikler de var. Ancak proje seçerken "Ben birkadınım.Bir kadının yapabi- leceği şeyleri yapmalıyım" diye çaba gös- termiyorum. tkd filmimde de başkahramanın kadınlardan seçil- mesi benim de dik- katimi çekıyor. Sa- nıyorum insan en iyi bildiği şeyi daha iyi anlatır. Ben mesela bir köy fîlmi çekemem. Çünkü bil- miyorum. Çekenler var. Çekenle- re neden çekiyorsunuz da de- Seçkin Yasar ikinci füminin senaryosunu Nedim Gürsel'le yazdı. ğim şeyi anlatmak oluyor. -Peki tutku temasına çeken ne sizi? YASAR-Tutku, insanın duygu dün- yasında çok önemsediğim bir şey. Sev- diğiniz her şeye tutkuluyum diyemez- siniz. Tutku sevdiğiniz bir şeye delice- sine bağlanmaktır. On- sizi giderek sürüklemesıdir. Bıreyin tutkuyla bağlanan yanı benı çok etki- liyor. 'Karyofyllia'ya âşık oldum' -Oyuncular hakkında bilgi verir mi- siniz? YASAR - Karyofyllia Karabeti Yu- nan Ulusal Tiyatrosu'nun pnmadon- nası. Yunan Ulusal Tiyatrosu'nda şu anda bir klasik tragedya bölümü oluşturulmuş durumda. Karyofyllia da bütün o klasik Yunan oyunlann- da basrolü oynuyor. Medea'da Me- dea'yı, Electra'da Electra'yı... Aynı zamanda da bir sinema yıldızı. Çok iyi bir oyuncu. Onu ilk kez Türkiye'de sâhnelenen Medea'da izledim. Muhteşem bir oyuncu- luktu. O anda âşık ol- dum ona. Tanıştığı- mızda gördüm ki son derece müte- vazı, entelektüel, çok zeki bir ka- dın. Sonra bana fılmlerini gön- derdi. Filmime başlamak için hazır olmama # karşın tam bir buçuk yıl onun boş za- manını bekledim. Aramızda gerçekten bir aşk başladı. Bütün ekip söylüyor- du bunu. Ben zaten oyuncuyla yönet- menin birbinne âşık olması gerektiği- ni düşünüyorum. Film çekimlerinde de bu güzel elektriğin çok yardımını gör- düm. Benden sonra senaryoyu en iyi bi- len kişiydi. Bütün film boyunca da be- nim meleğim oldu. Diğer iki başrol oyuncum ise Devlet Tiyatrosu oyun- culanndan Alptekin Serdengeçti ve Ni- şan Şinnyan. Biri filmin yansında kay- boluyor, diğeri de onun yakın arkada- şı. Çok şanslı bir yönetmendim, doğ- rusu üç oyuncumdan da çok memnu- num. 'Festival kaygım yok' - Sevgilim Istanbul'unyerii ya da ulus- lararası festival tak\imi belli mi? Albn Portakal'a katüıyor mu? YASAR - Film yetışmediği için Al- tın Portakal'a katılmayacak. Post-pro- düksıyon bıttikten sonra önündeki ilk festivale girecektir ama şu anda sade- ce filmimi bıtirmeyi düşünüyorum. Film bittikten sonra festival perspekti- fi başlayabilir. Ben ilk filmimde de aman şu festi- vale katılayım, yetişeyim kaygjsına düs- medim. Zaten hiçbir yönetmenin de filmini festival perspektifiyle yaptığı- m düşünmüyorum. Bir sanatçı için esas olan, kendisinin sonuçtan memnuni- yetidir. -Fflm TfirkYunan dosthığu adma ne- ler söyleyecek? YASAR - Dünya üzennde birbirine "düşman" ülkelerde yaşayan sanatçı- lann hiçbın siyasi iktidarlann görüşle- rine katılmaz. Bütün sanatçılar banş- tan yanadır. Bizim filmimiz de, dra- matik hikâyenin belkemiğı, siyasi ol- mamakla birlikte, iki ülkenin sanatçı- lannın ortak bir çalışması olarak ban- şa katkıda bulunacaktır kanısındayım. Ben Türk ve Yunan sanatçılan arasın- daki iletişim, işbirliği, ortak çalışma- lann halklar arasındaki sevgi ve ban- şın oluşmasında önemlı bir rol oynaya- cağını düşünüyorum. CASABLANCA'DA BAŞROL DEĞİŞECEK Fihnde Bogard'm karşısına, Bergman'ın yerine Pahrovv geçecek. Sinema mucize peşinde koşuyor • Hollywood, son dijital teknikleri kullanıp ölmüş yıldızlarla bugünün isimlerini aynı filmde bir araya getirmeye hazırlanıyor. Kültür Servesi - Yıldızlan yeniden yasama döndürerek sinemaseverlerin karşısına çıkartmaya hazırlanıyor Hollyvvood. 1992'deölen Marlene Dietrich'in, oğlu Peter Riva'nın da izniyle, bilgisayar sıhirbazlan tarafından reklamlar için canlandınlmasından sonra sıra diğer yıldızlara geldi. Açıklamalara göre ilk etapta Casablanca 2'de Humphrey Bogard'ın karşısına Gwyneth Pahnm, Austin Pbwers 3'te de Mike Myers'm yanına Mae Wfest'tn konulması planlanıyor. Dijital teknolojik gelişmenin ulastığı yeni nokta bunu yapacak kapasiteye sahip; ancak sinema tutkunlannın birçoğu böyle 'lüzumsuz" değişikliklere tepki gösteriyor. Bunlar arasında Hollywood"un özel efekt ustalanndan JeffKleisler de var: "Ahlaksal açıdan doğru oimayan bu girişim, sryah- beyaz filmleri renklendirmeye kalkışmaktan on kat daha kötü bir şey. Vasiler kabul etse bile böyle bir hareket ölmüş oyuncıüara büyük savgısızlık olacaktır. Bu insanlar yaşamlannı kendi stillerini yaratmak için harcamışlardır. Para için herşeyi ters yûz etmek kabul edilemez bir teklimr". Amerikan Oyuncular Sendikası (Screen Actors Guild) ise böyle bir girişimı kabul edemeyeceğini, iki ayn oyun stilinin tekniğin yardımıyla bir araya getirilmesinin sanat adına facia olacağını açıkladı. Suçlamalann yöneldiği Los Angeleslı şirket Virtual Celebrity Productions yetkilileri ise geri adım atmaya niyetli değil. : "Birçok insan bize ölüleri mezarlannda rahat bırakmamızı söylüyor ama gösteri dünyasının kuralıdır: Klasikleşmiş bir sahne ve oyunculuk hiçbir zaman öünez." Şirket bu arada, bir araştırma sonuçlanm da aktanyor; 35 yaşın üstündeki insanlann yüzde 82'si yaşlı yıldızlann yeni fılmlerini izlemek ıstıyormuş; ölen yıldızlann varislerinden yüzde 94'ü de bu projeyi destekliyormuş. RomantikiMiyinebirarada Julia Roberts, Richard Gere'le oynadığı yeni filmi 'Kaçak Gelin'in 'Özel Bir Kadın'a benzemediğini söylüyor Kültür Servisi-On yıl önce, 'Özel Bir Ka- dında Julia Roberts, Richard Gere'in kre- di kartıyla elbıseler almak için sokaklarda dolaşıyordu. Bu güzeller güzeli fahişe ile yakışıklı işadamı, sinema tarihinin en çok para getıren çıftlennden biri olmuştu. Şu sıralar, Roberts yeni filmlerin hazır- lığında. 'Özel Bir Kadın', 'DörtNikâh Bir Cenaze'yle tarzlan aynı olacak ve aynı kad- rodan (aynı yönetmen, bas rol oyuncusu, se- nanst. yapımcı) oluşacak bu iki film Ru- naway Bride ve Notting Hill. Runaway Bride da (Kaçak Gelin) karar- sız nişanlıyı oynayan Julia Roberts, bütün eş adaylannı tek tek elıyor. Büyük beğeni kazanan 'Özel Bir Kadın' dan sonra yeni- den Julia Roberts-Richard Gere çiftinin bi- raraya gelmesiyle bu fılm dünya basınının büyük ilgisini çekiyor. Roberts ile Gere bu arada Özel Bir Kadın'ın devamı şeklinde bir fılm bekleyenlere farklı şeyler izleyecekle- rının ipuçlannı veriyor. Roberts, diğer filmi Notting Hill'de ise sürekli paparazziler tarafından izlenen ve bir kitapçıya âşık olan bir süper stan can- landınyor. Hollywood'un en çok para ka- zanan sanatçılanndan biri olarak amlmak- tan pek hoşlanmasa da Julia Roberts yeni kontratı 'Play or pay* ile mutlu günleri ga- rantiliyor. Şartlan son derece iyi olan bu kont- ratlara göre şirket, anlaşmalı olduğu sanat- çıya, fılm hasılatlan üzerinden belli bir yüz- de ayınyor. Şu an Notting Hill filminin çekimlerini sürdüren Julia Roberts pek yakında yine gözler önünde olacak. Yıldız statüsünde olduğu tartışılmayan sanatçı. Holywood'la. yeni filmleriyle ilgıli sonılan yanıthyor ve gerçek Julia Roberts'ı anlatıyor. - Neden 'Özel Bir KadınVlan sonra roman- tik komedileri bırakünız ? ROBERTS - Romantik komedilenn ço- ğunu beğenmiyorum. Senaryolarbana çok yapay geliyor ve bu nedenle oynamayı ka- bul etmiyorum. Aynca, artık, genç roman- tiği oynamak için çok yaşlıyım. - Notting Hill'de olduğu gibi, gerçek ha- \-atta da paparazziler tarafından zor du- rumlara düşürülüyor musunuz? ROBERTS- Los Angeles'ta bir restoran çıkışında yaşadığım çok garip bir olay bu soru için yeterli yanıt olur samyorum. Bil- diğiniz gibi Los Angeles, dünyamn en gü- venlikli şehri değil. O gece yanımda bir ko- rumam da yoktu. Birden, sokağm köşesin- de dört kişi çalılann arsından belirdi. Fo- toğraf makineleriyle beni izlemeye başla- dılar. Neden bana sadece iyi akşamlar de- mekle yetinemiyor bu insanlar? Yaşamla- nnı. çalılann arasında saklanarak ve insan- lann üstüne böyle atlayarak nasıl geçıri- yorlar? Kendimi saldınya uğramış gibi his- settim. Onlann bu mesleği nasıl yaptıkla- nna akıl sır erdiremiyorum. - Depres>ona girdiğiniz anlar oluyor mu? ROBERTS - Filmlerde canlandırdığım karakterlerden çok daha güçlüyüm. Tabii ay- nı zamanda onlardan daha az savaşacak so- runum var. Aslında şunu söylemeliyim ki eğer kendinizi çok değerli görüyorsanız • "Herkes, Özel Bir Kadın'ın ikinci versiyonunu bekliyordu. Fakat biz birkaç değişiklik yaptık. Filmde yaşadığım en güzel olaylardan biri, en iyi dostumu oynayan Juan Cusack ile tanışmamdı. Onu daha önce tammıyordum ve filmde hangi role sahip olduğunu bile bilmiyordum. Ancak şimdi onun gerçek bir tannça olduğunu düşünüyorum." olaylar karşısmda daha fazla acı çekersiniz. - Kontratian kendi prensiplerinize göre imzaladığuıız anlaşılı\or. Örneğin çıplak hiç göriinmediniz bugünedek ? Sahneterde yer almıyorlar? ROBERTS-Öyle oldu ama kontratlanm- da çıplaklıkla ilgili hiçbir özel istekte bu- lunmadım. 'Beş dolarhk filmde bile oynanın' - Bir erkek sanatçı kadar kazanan ilk ka- duısmız.- ROBERTS - Eğer bu beni en iyi sanatçı yapsaydı. daha fazla para isterdim.Kazan- dığım her dolarla oyunculuğumu düzelte- bilseydim çok iyi olurdu. Fakat başlangıç- ta, yani bütün sanatçılar kadar kazandığım zamanlarda da, şimdikı kadar mutluydum. Asıl amacım para kazanmak değil; çünkü ben böyle eğıtılmedim. - Bir Bağımsız Sinemaürünündeoynamak ister miydiniz? ROBERTS-Hiç tereddütsüz. Filmin büt- çesi beş dolar olsa da. - Garry Marshal'in yönetiminde, Ric- hardGereileoynadığınızRunaway Bride ad- lı filmle 'Özel Bir Kadın' arasında nasıl bir yakmlık kunılabiur? ROBERTS - Henüz filmin bitmiş halini görmedım. Bu yüzden soruyu tam olarak yanıtlayamıyorum. Film Baltimoore'daçe- kildi. Richard ve ben iki üç şeyi kabul et- medik.Herkes, Özel Bir Kadın'ın ikinci versiyonunu bekliyordu. Fakat biz birkaç de- ğişiklik yaptık. Filmde yaşadığım en güzel olaylardan biri, en iyi dostumu oynayan Ju- an Cusack ile tanışmamdı. Onu daha önce tammıyordum ve filmde hangi role sahip olduğunu bile bilmiyordum. Ancak şimdi onun gerçek bir tannça olduğunu düşünü- yorum. - Bunlara benzer üçüncü bir komedi da- ha olabilir mi Richard Gere'le? ROBERTS-Hayır Steven Soderbergh'in yönetmenlığinde Kalifomiya'da, Erin Brock- hovich adlı bir film çevireceğım. Zehirle- me olayıyla ilgili sorgulanan bir sekretenn hikâyesi. Soderbergh'in gerçek bir dâhi ol- duğunu düşünüyorum, onunla çahşmak bü- yük bir zevk olacak. KUŞBAKIŞI MEMET BAYDUR Dinamik Üstüne... Galileo hakkında popüler kültür aracılığıyla bil- diğımiz şeylerin neredeyse tümü yanlıştır, palav- radır. Bu büyük bilim adamı, insanhk tarihinin en önemli/değerli insanlanndan biri olmasına rağmen yapmadığı işlerden, söylemedığı sözlerden, keş- fetmediğı şeylerden ötürü bir efsaneye dönüştü- rülmüştür. Teleskopun icadı Galileo'nun değildir. Mikrosko- bun da... Bazen yazıldığı gibi ısıölçerin mucidi de Galileo değildir. Sarkaçlı saati de o icat etmemiş- tir. Eylemsizlik (Inertia) Yasası'nı bulan da Galileo değildir. Güçlerin ya da devinimlerin paralelog- ramlannı da o bulmamıştır, Güneş lekelerini de... Kuramsal gökbilime bir katkısı olmamıştır. Pisa Kulesi'nden ağııiıklar atıp, nasıl yere düştüklerini gözlemlememiştir. Kopernik sisteminin doğrulu- ğunu kanıtlayan da o değildir. Engizisyon tarafın- dan işkenceye alınmamıştır. Hapse atılmamıştır. Mahkemenın çıkışında ayağını yere vurup dünya hakkında "Ama dönüyor" dememiştir. Galileo, var- lığını bilime kurban etmiş birisi değildir. Galileo, yukanda saydıktanmdan çok daha önem- li bir işın altından kalkmıştır. Modern bilimde dina- mik yasalarının kurucusu olarak onu, insanlığın kaderıne şekil veren bir avuç insan arasında sa- yabiliriz rahatlıkla. Isaac Newton, her aklı başın- da bilim adamı gibi, borçlu olduğu kişilerin hakkı- nı vermiştir. "Çok uzaklan, uzağın ötesindeki yer- leri görebildiysem, bunu, omuzlannda durduğum devlere borçluyum" der Nevvton. Bu devler Johan- nes Kepler ile Galileo'dur. Bir de belki Oescar- tes. ••• Galileo Galileı 1564 yılında doğdu. 1642 yılında öldü. Öldüğü yıl, Newton'un doğduğu yıldır. Ba- bası asalet zincirinın alt halkalarından birine ait, çok kültürlü, aydın, besteci ve müzik yazan olarak son derece ilginç işlere imzasını atmış ilginç bir insan- dı. Baba Galilei otoriteden, iktidardan, erk'ten pek hoşlanmazmış. Müzik üstüne yapıtlanndan birinde, konturpuan (counter-point) hakkında konuşurken bakın neler söylüyor: "Kendi savlannı kanıtlamak için yalnız- ca iktidann otoritesıne yaslanan kişiler abuk sa- bukdavranan ınsanlardır." Şimdi, baba Galılei'nin bu müzıksel cümlesini bir kerede geçmek olmaz. On altıncı yüzyılda yazılmış olsa da yinelemekte ya- rar var. Neymiş? Kendi saviannı kanıtlamak için yal- nızca iktidann otontesine yaslanan kişiler, abuk sabuk davranan insanlardır. Tahkim yasasına da iliştırebilirsıniz bu cümleyi, Kürtçeyi bir dil olarak kabul etmeyen insanlann ideolojik kuyruğuna da... Aydınlıktan korkan her kişinin karanlığına bin mum- luk bir ampul olarak da asabılırsiniz Baba Galılei'nin yazdığını. Koestler, olağanüstü yapıtı 'Uyurgezerter'de bence hafiften gülümseyerek doğru bir tanım ya- par. Bilimin önceki kahramanlan; Kopernik, Tiko Brahe, Kepler onlan besleyen ortaçağın zengin, mi8tikköWeriyle göbek bağlannı hiçbir zaman kes- memiş ya da tamamen kesmemiş insanlardır. On- lar bir devrın aydınlarıdır, Galileo ikinci kuşaktır. Otonteye başkaldıran, ineğe inek, öküze öküz di- yebılen, daha asi bir aydın kuşağının başlangıcı- dır Galileo. Koestler, "Galileo, on altıncı yüzyıl ye- rine on dokuzuncu yüzyılda yaşasaydı liberal bir babanın sosyalist oğlu olurdu" diyor ki yanlış de- ğildir bu varsayım. Galileo, önce zamanının en mükemmel okulla- nndan biri olan Vallombrosa Manastın'ndaki Ciz- vitokulunagönderilmiş. Floransayakınlanndaki bu okulda okuduktan sonra babası onu eve, Pisa'ya getirmiş. Oğlu tüccar olsun istiyor. Sonra bakmış ki çocuğu gerçekten yetenekJi, akıllı, meraklı bir genç, baba Galileı fıkrini değiştirip delikanlıyı Pisa'daki üniversiteye yazdırmış, tıp fakültesine! Bilimin ve sanatın tarihi, biraz da bilim adamlannın ve sanat- çılann babalannın tarihidir belki. Ama baba Vin- cento Galile'nin beş çocuğu var. İki oğlan, üç kız. Üniversite ücretleri de el yakıyor o zamanlar: Ga- lileo'ya bir burs bulmaya çalışmış babası. 1582 su- lannda Pisa Üniversitesi kın< öğrenciye burs veri- yor. Yoksul öğrencilere bedava öğrenim hakkı. Ga- lileo o kırk burs öğrendsinin arasına girme hakkı- nı kazanamamış. Diplomasını alamadan üniversi- teyi bırakmak zorunda kalmış. Oysa okuldaki ikin- ci yılında sarkaç devinimleriyle ilgili önemli gözlem- leri var, "pulsilogium"u icat etmiş -hastalann nab- zını ölçmeye yarayan bir çeşit metronom-. Yaşa- dığı zamanın ilerisine düşmüş ve yürüyen bir de- likanlı! Bir kusuru var belki... Bir cins modern ay- dının kişilik çerçevesini çizen bir aynntı. Alaycı, soğukkanlı, etrafındaki eblehleri küçümseyen, iro- nik bir tavır... Genç, gerçek anlamıyla çok bilmiş ve alaycı. Dinamiğin yasalannı bilmeyenler için ba- ğışlanır şey değildir bu tavır. Devamı haftaya sevgili okur. Besteci Alfred Goodman öldu • Kültür Servisi - Onlü Alman besteci Alfred Goodman Berlin'de yasamını yitirdi. 1 Mart 1920 yılında Berlin'de bir Musevi ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen sanatçı, 1939'da Nazi Almanyası'nı terk ederek Ingiltere'ye yerleşti. Burada besteci ve BBC Orkestrasf nda eşlikçi olarak çalışmalar yapan Goodman, 1940'ta ABD'ye giderek müzik yasamını bu ülkede sürdürdü. Charlie Barnet, Buddy Rich ve Benny Goodman gibi ünlü sanatçılann kurduklan topluluklarda düzenlemecilik yapan sanatçı, bir yandan da fılm müzıkleri besteledi, pek çok Broadvvay müzikalininin bestelerini yaph. Kurt Weill'a büyük hayranlık duyan Goodman, Weill'in ilk ölüm yıldönümünde New York'ta onun bestelerini seslendirdi. Etkilendiği bir diğer besteci de Amold Schoenberg'di. 196O'ta A\Tupa'ya dönen Goodman, 1961 'den itibaren Münih'te müzikolog ve radyo yapımcısı olarak çalışmaya devam etti. Kızılderili müziğinden caza kadar Amerikan müzik tarihini inceleyen 'Music In The Blood' adlı bir kitap yayımlayan sanatçı, aynca 'The American Pupils of Franz List' (Franz List'in Amenkalı Öğrencileri) başlıkh bir tez hazırladı. Orkestra müziğinden oda müziğine, cvokal müzikten operaya kadar pek çok türde ürünler veren Goodman'a 1991'de 'Orderof Federal Republicof Germanv' (Federal Almanya Cumhuriyeti Nişanı) verildi. Aktör Fats Dibeco öldü • Kültür Servisi - Güney Afrika Cumhuriyeti'nin usta oyunculanndan Fats Dibeco 61 yaşında öldü. Oyunculuk kanyerine Johannesburg'da başlayan sanatçı, 1984'te Londra'nın ünlü Old Vic Tiyatrosu'nda Güney Afrika oyunu 'Saturday Night At The Palace'da oynamıştı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle