Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
22 AĞUSTOS 1999 PAZAR CUMHURİYET SAYFA
kultur@cumhuriyet.com.tr 15
Seçkin Yasar, Euroimages destekli filmi 'Sevgilim Istanbul'un çekimlerini tamamladı
iyi Mdilderiıııi anlabyorum'
GÜL ERÇETtN
Seçkin Yasar ikinci fılmi Sevgilim
Istanbul'un çekimlerini tamamladı. Ne-
dim Gürsel'in aynı adlı kitabında yer
alan iki öyküden yola çıkıyor fılm. Se-
naryosu ise yine Yasar ve Gürsel'e ait.
Seçkin Yasar, yazar dostu Nedim
Gürsel'inilkfılmi SanTebbessüm"den
beri birlikte film yapmak istediğini,
kendisininde'Sevgilim Istanbul'uoku-
duktan sonra bu öykülen sinemaya
uyarlamaya karar verdiğini belırtiyor.
Bir Türk erkeğiyle Yunan kadının
aşkı üzerine kurulu 'Sevgilim lstan-
bul'. Başrollerini Yunan Ulusal Tiyat-
rosu'nun ve Yunan sinemasının yıldı-
zı Karyofyllia Karabeti, lstanbul Dev-
let Tiyatrosu oyunculan Alptekin Ser-
dengeçti ve Nişan Şirinyan paylaşıyor.
Nedim Saban, İunca Yönder, Filiz Kut-'
br ve Köksal Engür'ün de rol aldığı fıl-
min oyunculan arasmda Istanbul'u da
sayıyor Yasar. Euroimages dan destek
alan fîlmin Türkiye yapımcılığını da
Sanmal Anonim şırketi üstleniyor.
t
Kadını daha iyi tanıyorum'
-Nedim Gürsel'in öykülerinde tasvir
önemti bir yer rutar ve tasvirin sinema-
da görselleştirilmesi zordur. l'varlama
sürecinde nasıl bir yoi iztediniz?
YASAR - Önce Nedim'le ilhamını
öykülerden alan bir sinopsis yazdık.
Oyküleri tasvirlerden kurtararak drama-
tik yapısı olan yeni bir yapı oluştur-
duk. Sonuçta o ikı öyküyle Türk erkek
ve Yunan kadın dışında fazla bir ilgisi
kalmayan son derece farklı bir senar-
yo çıktı. Son versiyonda Izzet Yasar'm
da katkılan da oldu. Oyküleri okumuş
olan izleyiciler arasından hayal kınk-
lığına uğrayanlar olabilir ancak sinema
ve edebiyat birbirlerinden farklı dille-
ri olan sanatlar. Sinematografik yapı ne-
deniyle doğal olarak her uyarlamada
mutlaka birtakım sapmalar olacaktır. Bu
kaçınılmaz bir şey. Roman başka bir dil,
sinemaya uyarlarken bırebir çevire-
mezsiniz. Sonuç olarak biraz zordur
edebiyat uyarlamalan. Izleyicınin de
birebir aynı yapıtı bulacağı yönünde
B
mem ama benim eğilimim en iyi bildi- dan kendinizi kurtaramamaktır. Onun
irTürk
erkeğiyle Yunan
kadının aşkı
üzerine kurulu
Sevgilim lstanbul.
Başrolleri Yunan
yıldız Karyofyllia
Karabeti, lstanbul
Devlet Tiyatrosu
oyunculan
Alptekin
Serdengeçti ve
Nişan Şirinyan
paylaşıyor.
bir beklentisi olmamalı.
-Yine bir kadının öyküsünü çekiyor-
sunuz. Kadınlan anlatmanızın bir ne-
denivar mı?
YASAR- Ben dünya yüzünde bir ka-
dın olarak duruyorum. Bir kadın ola-
rak genç kızlığımı yaşadım ve şu anda
olgun bir kadın olarak hayatımı sürdü-
rüyorum. Dünya yüzünde kadın
olarak var olmanın kışiye er-
keklerden farklı kazan-
dırdığı özellikler de
var. Ancak proje
seçerken "Ben
birkadınım.Bir
kadının yapabi-
leceği şeyleri
yapmalıyım"
diye çaba gös-
termiyorum. tkd
filmimde de
başkahramanın
kadınlardan seçil-
mesi benim de dik-
katimi çekıyor. Sa-
nıyorum insan en iyi
bildiği şeyi daha iyi
anlatır. Ben mesela bir
köy fîlmi çekemem. Çünkü bil-
miyorum. Çekenler var. Çekenle-
re neden çekiyorsunuz da de- Seçkin Yasar ikinci füminin senaryosunu Nedim Gürsel'le yazdı.
ğim şeyi anlatmak oluyor.
-Peki tutku temasına çeken ne sizi?
YASAR-Tutku, insanın duygu dün-
yasında çok önemsediğim bir şey. Sev-
diğiniz her şeye tutkuluyum diyemez-
siniz. Tutku sevdiğiniz bir şeye delice-
sine bağlanmaktır. On-
sizi giderek sürüklemesıdir. Bıreyin
tutkuyla bağlanan yanı benı çok etki-
liyor.
'Karyofyllia'ya âşık oldum'
-Oyuncular hakkında bilgi verir mi-
siniz?
YASAR - Karyofyllia Karabeti Yu-
nan Ulusal Tiyatrosu'nun pnmadon-
nası. Yunan Ulusal Tiyatrosu'nda
şu anda bir klasik tragedya bölümü
oluşturulmuş durumda. Karyofyllia
da bütün o klasik Yunan oyunlann-
da basrolü oynuyor. Medea'da Me-
dea'yı, Electra'da Electra'yı... Aynı
zamanda da bir sinema yıldızı. Çok
iyi bir oyuncu. Onu ilk kez Türkiye'de
sâhnelenen Medea'da izledim.
Muhteşem bir oyuncu-
luktu. O anda âşık ol-
dum ona. Tanıştığı-
mızda gördüm ki
son derece müte-
vazı, entelektüel,
çok zeki bir ka-
dın. Sonra bana
fılmlerini gön-
derdi. Filmime
başlamak için
hazır olmama
#
karşın tam bir buçuk yıl onun boş za-
manını bekledim. Aramızda gerçekten
bir aşk başladı. Bütün ekip söylüyor-
du bunu. Ben zaten oyuncuyla yönet-
menin birbinne âşık olması gerektiği-
ni düşünüyorum. Film çekimlerinde de
bu güzel elektriğin çok yardımını gör-
düm. Benden sonra senaryoyu en iyi bi-
len kişiydi. Bütün film boyunca da be-
nim meleğim oldu. Diğer iki başrol
oyuncum ise Devlet Tiyatrosu oyun-
culanndan Alptekin Serdengeçti ve Ni-
şan Şinnyan. Biri filmin yansında kay-
boluyor, diğeri de onun yakın arkada-
şı. Çok şanslı bir yönetmendim, doğ-
rusu üç oyuncumdan da çok memnu-
num.
'Festival kaygım yok'
- Sevgilim Istanbul'unyerii ya da ulus-
lararası festival tak\imi belli mi? Albn
Portakal'a katüıyor mu?
YASAR - Film yetışmediği için Al-
tın Portakal'a katılmayacak. Post-pro-
düksıyon bıttikten sonra önündeki ilk
festivale girecektir ama şu anda sade-
ce filmimi bıtirmeyi düşünüyorum.
Film bittikten sonra festival perspekti-
fi başlayabilir.
Ben ilk filmimde de aman şu festi-
vale katılayım, yetişeyim kaygjsına düs-
medim. Zaten hiçbir yönetmenin de
filmini festival perspektifiyle yaptığı-
m düşünmüyorum. Bir sanatçı için esas
olan, kendisinin sonuçtan memnuni-
yetidir.
-Fflm TfirkYunan dosthığu adma ne-
ler söyleyecek?
YASAR - Dünya üzennde birbirine
"düşman" ülkelerde yaşayan sanatçı-
lann hiçbın siyasi iktidarlann görüşle-
rine katılmaz. Bütün sanatçılar banş-
tan yanadır. Bizim filmimiz de, dra-
matik hikâyenin belkemiğı, siyasi ol-
mamakla birlikte, iki ülkenin sanatçı-
lannın ortak bir çalışması olarak ban-
şa katkıda bulunacaktır kanısındayım.
Ben Türk ve Yunan sanatçılan arasın-
daki iletişim, işbirliği, ortak çalışma-
lann halklar arasındaki sevgi ve ban-
şın oluşmasında önemlı bir rol oynaya-
cağını düşünüyorum.
CASABLANCA'DA BAŞROL DEĞİŞECEK
Fihnde Bogard'm karşısına, Bergman'ın yerine Pahrovv geçecek.
Sinema mucize
peşinde koşuyor
• Hollywood,
son dijital
teknikleri
kullanıp ölmüş
yıldızlarla
bugünün
isimlerini aynı
filmde bir araya
getirmeye
hazırlanıyor.
Kültür Servesi - Yıldızlan
yeniden yasama döndürerek
sinemaseverlerin karşısına
çıkartmaya hazırlanıyor
Hollyvvood. 1992'deölen
Marlene Dietrich'in, oğlu
Peter Riva'nın da izniyle,
bilgisayar sıhirbazlan
tarafından reklamlar için
canlandınlmasından sonra
sıra diğer yıldızlara geldi.
Açıklamalara göre ilk etapta
Casablanca 2'de Humphrey
Bogard'ın karşısına Gwyneth
Pahnm, Austin Pbwers 3'te de
Mike Myers'm yanına Mae
Wfest'tn konulması
planlanıyor.
Dijital teknolojik gelişmenin
ulastığı yeni nokta bunu
yapacak kapasiteye sahip;
ancak sinema tutkunlannın
birçoğu böyle 'lüzumsuz"
değişikliklere tepki gösteriyor.
Bunlar arasında
Hollywood"un özel efekt
ustalanndan JeffKleisler de
var: "Ahlaksal açıdan doğru
oimayan bu girişim, sryah-
beyaz filmleri renklendirmeye
kalkışmaktan on kat daha
kötü bir şey. Vasiler kabul etse
bile böyle bir hareket ölmüş
oyuncıüara büyük savgısızlık
olacaktır. Bu insanlar
yaşamlannı kendi stillerini
yaratmak için harcamışlardır.
Para için herşeyi ters yûz
etmek kabul edilemez bir
teklimr".
Amerikan Oyuncular
Sendikası (Screen Actors
Guild) ise böyle bir girişimı
kabul edemeyeceğini, iki ayn
oyun stilinin tekniğin
yardımıyla bir araya
getirilmesinin sanat adına
facia olacağını açıkladı.
Suçlamalann yöneldiği Los
Angeleslı şirket Virtual
Celebrity Productions
yetkilileri ise geri adım
atmaya niyetli değil. : "Birçok
insan bize ölüleri
mezarlannda rahat
bırakmamızı söylüyor ama
gösteri dünyasının kuralıdır:
Klasikleşmiş bir sahne ve
oyunculuk hiçbir zaman
öünez."
Şirket bu arada, bir araştırma
sonuçlanm da aktanyor; 35
yaşın üstündeki insanlann
yüzde 82'si yaşlı yıldızlann
yeni fılmlerini izlemek
ıstıyormuş; ölen yıldızlann
varislerinden yüzde 94'ü de
bu projeyi destekliyormuş.
RomantikiMiyinebirarada
Julia Roberts, Richard Gere'le oynadığı yeni filmi 'Kaçak
Gelin'in 'Özel Bir Kadın'a benzemediğini söylüyor
Kültür Servisi-On yıl önce, 'Özel Bir Ka-
dında Julia Roberts, Richard Gere'in kre-
di kartıyla elbıseler almak için sokaklarda
dolaşıyordu. Bu güzeller güzeli fahişe ile
yakışıklı işadamı, sinema tarihinin en çok
para getıren çıftlennden biri olmuştu.
Şu sıralar, Roberts yeni filmlerin hazır-
lığında. 'Özel Bir Kadın', 'DörtNikâh Bir
Cenaze'yle tarzlan aynı olacak ve aynı kad-
rodan (aynı yönetmen, bas rol oyuncusu, se-
nanst. yapımcı) oluşacak bu iki film Ru-
naway Bride ve Notting Hill.
Runaway Bride da (Kaçak Gelin) karar-
sız nişanlıyı oynayan Julia Roberts, bütün
eş adaylannı tek tek elıyor. Büyük beğeni
kazanan 'Özel Bir Kadın' dan sonra yeni-
den Julia Roberts-Richard Gere çiftinin bi-
raraya gelmesiyle bu fılm dünya basınının
büyük ilgisini çekiyor. Roberts ile Gere bu
arada Özel Bir Kadın'ın devamı şeklinde bir
fılm bekleyenlere farklı şeyler izleyecekle-
rının ipuçlannı veriyor.
Roberts, diğer filmi Notting Hill'de ise
sürekli paparazziler tarafından izlenen ve
bir kitapçıya âşık olan bir süper stan can-
landınyor. Hollywood'un en çok para ka-
zanan sanatçılanndan biri olarak amlmak-
tan pek hoşlanmasa da Julia Roberts yeni
kontratı 'Play or pay* ile mutlu günleri ga-
rantiliyor. Şartlan son derece iyi olan bu kont-
ratlara göre şirket, anlaşmalı olduğu sanat-
çıya, fılm hasılatlan üzerinden belli bir yüz-
de ayınyor.
Şu an Notting Hill filminin çekimlerini
sürdüren Julia Roberts pek yakında yine
gözler önünde olacak. Yıldız statüsünde
olduğu tartışılmayan sanatçı. Holywood'la.
yeni filmleriyle ilgıli sonılan yanıthyor ve
gerçek Julia Roberts'ı anlatıyor.
- Neden 'Özel Bir KadınVlan sonra roman-
tik komedileri bırakünız ?
ROBERTS - Romantik komedilenn ço-
ğunu beğenmiyorum. Senaryolarbana çok
yapay geliyor ve bu nedenle oynamayı ka-
bul etmiyorum. Aynca, artık, genç roman-
tiği oynamak için çok yaşlıyım.
- Notting Hill'de olduğu gibi, gerçek ha-
\-atta da paparazziler tarafından zor du-
rumlara düşürülüyor musunuz?
ROBERTS- Los Angeles'ta bir restoran
çıkışında yaşadığım çok garip bir olay bu
soru için yeterli yanıt olur samyorum. Bil-
diğiniz gibi Los Angeles, dünyamn en gü-
venlikli şehri değil. O gece yanımda bir ko-
rumam da yoktu. Birden, sokağm köşesin-
de dört kişi çalılann arsından belirdi. Fo-
toğraf makineleriyle beni izlemeye başla-
dılar. Neden bana sadece iyi akşamlar de-
mekle yetinemiyor bu insanlar? Yaşamla-
nnı. çalılann arasında saklanarak ve insan-
lann üstüne böyle atlayarak nasıl geçıri-
yorlar? Kendimi saldınya uğramış gibi his-
settim. Onlann bu mesleği nasıl yaptıkla-
nna akıl sır erdiremiyorum.
- Depres>ona girdiğiniz anlar oluyor mu?
ROBERTS - Filmlerde canlandırdığım
karakterlerden çok daha güçlüyüm. Tabii ay-
nı zamanda onlardan daha az savaşacak so-
runum var. Aslında şunu söylemeliyim ki
eğer kendinizi çok değerli görüyorsanız
• "Herkes, Özel Bir Kadın'ın ikinci versiyonunu bekliyordu.
Fakat biz birkaç değişiklik yaptık. Filmde yaşadığım en güzel
olaylardan biri, en iyi dostumu oynayan Juan Cusack ile
tanışmamdı. Onu daha önce tammıyordum ve filmde hangi role
sahip olduğunu bile bilmiyordum. Ancak şimdi onun gerçek bir
tannça olduğunu düşünüyorum."
olaylar karşısmda daha fazla acı çekersiniz.
- Kontratian kendi prensiplerinize göre
imzaladığuıız anlaşılı\or. Örneğin çıplak hiç
göriinmediniz bugünedek ? Sahneterde yer
almıyorlar?
ROBERTS-Öyle oldu ama kontratlanm-
da çıplaklıkla ilgili hiçbir özel istekte bu-
lunmadım.
'Beş dolarhk filmde bile oynanın'
- Bir erkek sanatçı kadar kazanan ilk ka-
duısmız.-
ROBERTS - Eğer bu beni en iyi sanatçı
yapsaydı. daha fazla para isterdim.Kazan-
dığım her dolarla oyunculuğumu düzelte-
bilseydim çok iyi olurdu. Fakat başlangıç-
ta, yani bütün sanatçılar kadar kazandığım
zamanlarda da, şimdikı kadar mutluydum.
Asıl amacım para kazanmak değil; çünkü
ben böyle eğıtılmedim.
- Bir Bağımsız Sinemaürünündeoynamak
ister miydiniz?
ROBERTS-Hiç tereddütsüz. Filmin büt-
çesi beş dolar olsa da.
- Garry Marshal'in yönetiminde, Ric-
hardGereileoynadığınızRunaway Bride ad-
lı filmle 'Özel Bir Kadın' arasında nasıl bir
yakmlık kunılabiur?
ROBERTS - Henüz filmin bitmiş halini
görmedım. Bu yüzden soruyu tam olarak
yanıtlayamıyorum. Film Baltimoore'daçe-
kildi. Richard ve ben iki üç şeyi kabul et-
medik.Herkes, Özel Bir Kadın'ın ikinci
versiyonunu bekliyordu. Fakat biz birkaç de-
ğişiklik yaptık. Filmde yaşadığım en güzel
olaylardan biri, en iyi dostumu oynayan Ju-
an Cusack ile tanışmamdı. Onu daha önce
tammıyordum ve filmde hangi role sahip
olduğunu bile bilmiyordum. Ancak şimdi
onun gerçek bir tannça olduğunu düşünü-
yorum.
- Bunlara benzer üçüncü bir komedi da-
ha olabilir mi Richard Gere'le?
ROBERTS-Hayır Steven Soderbergh'in
yönetmenlığinde Kalifomiya'da, Erin Brock-
hovich adlı bir film çevireceğım. Zehirle-
me olayıyla ilgili sorgulanan bir sekretenn
hikâyesi. Soderbergh'in gerçek bir dâhi ol-
duğunu düşünüyorum, onunla çahşmak bü-
yük bir zevk olacak.
KUŞBAKIŞI
MEMET BAYDUR
Dinamik Üstüne...
Galileo hakkında popüler kültür aracılığıyla bil-
diğımiz şeylerin neredeyse tümü yanlıştır, palav-
radır. Bu büyük bilim adamı, insanhk tarihinin en
önemli/değerli insanlanndan biri olmasına rağmen
yapmadığı işlerden, söylemedığı sözlerden, keş-
fetmediğı şeylerden ötürü bir efsaneye dönüştü-
rülmüştür.
Teleskopun icadı Galileo'nun değildir. Mikrosko-
bun da... Bazen yazıldığı gibi ısıölçerin mucidi de
Galileo değildir. Sarkaçlı saati de o icat etmemiş-
tir. Eylemsizlik (Inertia) Yasası'nı bulan da Galileo
değildir. Güçlerin ya da devinimlerin paralelog-
ramlannı da o bulmamıştır, Güneş lekelerini de...
Kuramsal gökbilime bir katkısı olmamıştır. Pisa
Kulesi'nden ağııiıklar atıp, nasıl yere düştüklerini
gözlemlememiştir. Kopernik sisteminin doğrulu-
ğunu kanıtlayan da o değildir. Engizisyon tarafın-
dan işkenceye alınmamıştır. Hapse atılmamıştır.
Mahkemenın çıkışında ayağını yere vurup dünya
hakkında "Ama dönüyor" dememiştir. Galileo, var-
lığını bilime kurban etmiş birisi değildir.
Galileo, yukanda saydıktanmdan çok daha önem-
li bir işın altından kalkmıştır. Modern bilimde dina-
mik yasalarının kurucusu olarak onu, insanlığın
kaderıne şekil veren bir avuç insan arasında sa-
yabiliriz rahatlıkla. Isaac Newton, her aklı başın-
da bilim adamı gibi, borçlu olduğu kişilerin hakkı-
nı vermiştir. "Çok uzaklan, uzağın ötesindeki yer-
leri görebildiysem, bunu, omuzlannda durduğum
devlere borçluyum" der Nevvton. Bu devler Johan-
nes Kepler ile Galileo'dur. Bir de belki Oescar-
tes.
•••
Galileo Galileı 1564 yılında doğdu. 1642 yılında
öldü. Öldüğü yıl, Newton'un doğduğu yıldır. Ba-
bası asalet zincirinın alt halkalarından birine ait, çok
kültürlü, aydın, besteci ve müzik yazan olarak son
derece ilginç işlere imzasını atmış ilginç bir insan-
dı. Baba Galilei otoriteden, iktidardan, erk'ten pek
hoşlanmazmış.
Müzik üstüne yapıtlanndan birinde, konturpuan
(counter-point) hakkında konuşurken bakın neler
söylüyor: "Kendi savlannı kanıtlamak için yalnız-
ca iktidann otoritesıne yaslanan kişiler abuk sa-
bukdavranan ınsanlardır." Şimdi, baba Galılei'nin
bu müzıksel cümlesini bir kerede geçmek olmaz.
On altıncı yüzyılda yazılmış olsa da yinelemekte ya-
rar var. Neymiş? Kendi saviannı kanıtlamak için yal-
nızca iktidann otontesine yaslanan kişiler, abuk
sabuk davranan insanlardır. Tahkim yasasına da
iliştırebilirsıniz bu cümleyi, Kürtçeyi bir dil olarak
kabul etmeyen insanlann ideolojik kuyruğuna da...
Aydınlıktan korkan her kişinin karanlığına bin mum-
luk bir ampul olarak da asabılırsiniz Baba Galılei'nin
yazdığını.
Koestler, olağanüstü yapıtı 'Uyurgezerter'de
bence hafiften gülümseyerek doğru bir tanım ya-
par. Bilimin önceki kahramanlan; Kopernik, Tiko
Brahe, Kepler onlan besleyen ortaçağın zengin,
mi8tikköWeriyle göbek bağlannı hiçbir zaman kes-
memiş ya da tamamen kesmemiş insanlardır. On-
lar bir devrın aydınlarıdır, Galileo ikinci kuşaktır.
Otonteye başkaldıran, ineğe inek, öküze öküz di-
yebılen, daha asi bir aydın kuşağının başlangıcı-
dır Galileo. Koestler, "Galileo, on altıncı yüzyıl ye-
rine on dokuzuncu yüzyılda yaşasaydı liberal bir
babanın sosyalist oğlu olurdu" diyor ki yanlış de-
ğildir bu varsayım.
Galileo, önce zamanının en mükemmel okulla-
nndan biri olan Vallombrosa Manastın'ndaki Ciz-
vitokulunagönderilmiş. Floransayakınlanndaki bu
okulda okuduktan sonra babası onu eve, Pisa'ya
getirmiş. Oğlu tüccar olsun istiyor. Sonra bakmış
ki çocuğu gerçekten yetenekJi, akıllı, meraklı bir genç,
baba Galileı fıkrini değiştirip delikanlıyı Pisa'daki
üniversiteye yazdırmış, tıp fakültesine! Bilimin ve
sanatın tarihi, biraz da bilim adamlannın ve sanat-
çılann babalannın tarihidir belki. Ama baba Vin-
cento Galile'nin beş çocuğu var. İki oğlan, üç kız.
Üniversite ücretleri de el yakıyor o zamanlar: Ga-
lileo'ya bir burs bulmaya çalışmış babası. 1582 su-
lannda Pisa Üniversitesi kın< öğrenciye burs veri-
yor. Yoksul öğrencilere bedava öğrenim hakkı. Ga-
lileo o kırk burs öğrendsinin arasına girme hakkı-
nı kazanamamış. Diplomasını alamadan üniversi-
teyi bırakmak zorunda kalmış. Oysa okuldaki ikin-
ci yılında sarkaç devinimleriyle ilgili önemli gözlem-
leri var, "pulsilogium"u icat etmiş -hastalann nab-
zını ölçmeye yarayan bir çeşit metronom-. Yaşa-
dığı zamanın ilerisine düşmüş ve yürüyen bir de-
likanlı! Bir kusuru var belki... Bir cins modern ay-
dının kişilik çerçevesini çizen bir aynntı. Alaycı,
soğukkanlı, etrafındaki eblehleri küçümseyen, iro-
nik bir tavır... Genç, gerçek anlamıyla çok bilmiş
ve alaycı. Dinamiğin yasalannı bilmeyenler için ba-
ğışlanır şey değildir bu tavır.
Devamı haftaya sevgili okur.
Besteci Alfred Goodman öldu
• Kültür Servisi - Onlü Alman besteci Alfred
Goodman Berlin'de yasamını yitirdi. 1 Mart 1920
yılında Berlin'de bir Musevi ailenin çocuğu olarak
dünyaya gelen sanatçı, 1939'da Nazi Almanyası'nı
terk ederek Ingiltere'ye yerleşti. Burada besteci ve
BBC Orkestrasf nda eşlikçi olarak çalışmalar yapan
Goodman, 1940'ta ABD'ye giderek müzik yasamını
bu ülkede sürdürdü. Charlie Barnet, Buddy Rich ve
Benny Goodman gibi ünlü sanatçılann kurduklan
topluluklarda düzenlemecilik yapan sanatçı, bir
yandan da fılm müzıkleri besteledi, pek çok
Broadvvay müzikalininin bestelerini yaph. Kurt
Weill'a büyük hayranlık duyan Goodman, Weill'in
ilk ölüm yıldönümünde New York'ta onun
bestelerini seslendirdi. Etkilendiği bir diğer besteci
de Amold Schoenberg'di. 196O'ta A\Tupa'ya dönen
Goodman, 1961 'den itibaren Münih'te müzikolog ve
radyo yapımcısı olarak çalışmaya devam etti.
Kızılderili müziğinden caza kadar Amerikan müzik
tarihini inceleyen 'Music In The Blood' adlı bir
kitap yayımlayan sanatçı, aynca 'The American
Pupils of Franz List' (Franz List'in Amenkalı
Öğrencileri) başlıkh bir tez hazırladı. Orkestra
müziğinden oda müziğine, cvokal müzikten operaya
kadar pek çok türde ürünler veren Goodman'a
1991'de 'Orderof Federal Republicof Germanv'
(Federal Almanya Cumhuriyeti Nişanı) verildi.
Aktör Fats Dibeco öldü
• Kültür Servisi - Güney Afrika Cumhuriyeti'nin
usta oyunculanndan Fats Dibeco 61 yaşında öldü.
Oyunculuk kanyerine Johannesburg'da başlayan
sanatçı, 1984'te Londra'nın ünlü Old Vic
Tiyatrosu'nda Güney Afrika oyunu 'Saturday Night
At The Palace'da oynamıştı.