Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURÎYET 22 AĞUSTOS 1999 PAZ/
DEPREM
DUNYADA BUGUN
ALt SİRMEN
Günah Keçisi
Sevgili,
Aslında, şimdi sana anlatacağım öyküyü başka
bir bıçimde ben yaşadım. Onu ilk kez düşünüp
yazdığımda, ana kartramanı hemen hemen yanı
başımda yaşıyordu. Şimdi ölmüş bile olsa, olayın
tanıklanndan çoğu ve onun kimi yakınları ve arka-
daşları hayatta.
Her neyse, ben yaşadığım olayı yıllarca önce B-
BC'de izlediğim birfilme uyarlayayım.
Hepsi öğretim üyesi, aydın, sanatçı, yazar olan
20 kadar kişi, sanırtm bir esir kampında ya da ben-
zer bir yerde bir araya gelirler. Yetişmeleri, kültür-
leri, amaçlan birbirlerne yakın olan bu kişiler kısa
zamanda aralarında son derece uyumlu ilişkiier
geliştirirler.
Ne var ki içlerinden biri birtürlü diğerferine uyum
sağlayamaz. Bencil, kaba, sevimsiz ve aç gözlü
davranışlarıyla tüm grubun öfkesini çekerek kısa
zamanda toplululuğun günah keçisi haline gelive-
rir, onu aşağılamak için "Kazmadiş" lakabını takar-
lar. Bir süre sonra, Kazmadiş'e duyufan öfke o bo-
yuta ulaşır ki gündüz zorunlu çalışma sırasında
kaza süsü vererek onu ortadan kaldırmayı bile dü-
şünmeye başlarlar. Ve işte tam o sırada gelen bir
emirle Kazmadiş başka bir yere götürülür.
Artık grup Kazmadiş'ten kurtulduğuna göre, da-
ha önce aralarında hiç sorun olmayan kişilerin pü-
rüzsüz ilişkileri sürüp gidecektir.
Ama hiç de öyle olmaz. Kazmadiş'in gidiştyle
grubun öbür bireyleri arasında, daha önce belir-
ginleşmemiş sürtüşmeler su yüzüne çıkmaya baş-
lar.
Sonunda hepsi anlarlar ki aralanndaki pürüzsüz
uyumun sağlanması, tüm öfke ve nefreti haklı ola-
rak üzerinde toplayan Kazmadiş sayesinde olmak-
taymış. Bir anlamda Kazmadiş kötülüklerinin ke-
faretini de bu yolla ödemekteymiş.
• • • ,
Sevgili,
Kişiler gibi toplumlar da gereksinim duyarlar gü-
nah keçilerine. istatistikleri, bilimsel araştırmalan
fazla sevmeyen, toplumsal olaylann nedenleri üze-
rinde durmaktan hoşlanmayan, ciddi ama hoşgö-
rülü tartışmaları pek taşıyamayan azgelişmiş top-
lumlarda aksaklıklann nedenlerini teke indirerek,
belirli bir kişi ya da grupların oluşturduğu günah
keçilerine ya da "düşman"a yükleyerek, işin için-
den sıyrılmak çokça rastlanan bir davranış biçimi-
dir.
Bu gibi toplumlarda karşıt düşüncenin düşma-
na ya da dinozora dönüşmesi siyasal yaşamın di-
yalog yerine kavgaya dönüşmesine, düşünsel ya-
şamın da gerekli olan derinliğe erişmeden, sığ kal-
masına neden oluyor.
•••
Son zamanlarda bizim toplumumuzda sıkça gö-
rülmeye başlandı bu davranış biçimi. Değişik so-
runlann, değişik günah keçilerine de ad verdik:
"Canavar".
Şimdi canavarlarımıza, deprem yüzünden, bir
de müteahhıt canavan eklendi.
Günah keçimiz bir kez bulundu ve suçlar ona
yüklenerek, bireyler ve kurumlar kendilerini anndı-
np akladı mı mesele de bitti sanıyoruz.
Sonra da, aynı ya da benzer nedenlerin sürme-
si ve kimi olaylann ortaya çıkması halinde de, ay-
nı sonuçlarla karşılaşınca yeni günah keçileri ara-
maya başlıyoruz.
Peki bütün günah keçileri ortadan kaldınldıktan
sonra bile, sorunlann sürmekte olduğunu neden
düşünmüyoruz?
Ve işin garibi, şu soruyu kendimize hiç sormu-
yoruz:
- Biz acaba yanlış günah keçileri yaratıp onlara
mı saldırdık, yoksa doğru günah keçilerine saldı-
rırken. diğer nedenleri gözden mi kaçırdık?
Galiba Sevgili, en doğru olan, karşılaştığımız so-
runlarda günah keçileri yaratıp, suçu onun üzeri-
ne yüklemek yerine aklın yolunu izleyip, olaylann
gerçek nedenlerine titizlikle, araştırarak eğilmek
ve sebep sonuç ilişkilerine bakmak olsa gerek.
'Deprem turban yüzünden' dedi
Halk imamı linç
etmekistedi
İstanbul Haber Servisi -
Eski CHP Kadıköy llçe
Saymanı Fatih Yener'ın
depremde kaybettiği eşi
ve 2 kızının Kadıköy /
Söğütlüçeşme'deki
cenaze töreninde iki
imamdan birinin "Bu
olaylar türfoana karşı
gelinmesi, mayoyla
denize girilmesi
yüzünden oluyor"
demesi halkın tepkisine
neden oldu. Cenaze
törenine katılan halk
imamı linç etmek istedi.
İstanbul 'da birçok
camide yapılan
vaazlarda da cami
imamlannın ayıu
içerikte yorumlar
yapması yurttaşlann
tepkisine neden oldu.
Marmara Bölgesi'nde
binlerce insanın
ölmesine neden olan
deprem, bazı 'sözde
imamlar' larafından
türban tartışmasına
çekilmek isteniyor.
Kadıköy'
Söğütlüçeşme
Camii'nde dün, Fatih
Yener"in eşinin, iki
kızının cenaze
namazlannı kıldıran iki
imamdan birinin namaz
sırasında. 'insanlann
açık saçık giyinmesi,
türbanlılara zulüm
yapıldığı için Allah
tarafindan depremin
olduğunu' söylemesi
üzerine cenaze
namazına katılan halk,
imamı linç etmek istedi.
Halka küfiir
Cenazeye katılanlar
ünamın uzerine
yürürken imamın
yandaşlan da halka
küfiir etti. Imam bir
arabaya bindirilerek
olay yerinden kaçınldı.
İmamın kaçınlmasından
sonra namaz, cenaze
sahipleri tarafindan
kılındı.
Büyük depremin olduğu
günden itibaren
gazetemizi arayan çok
sayıda okur da, bazı
cami imamlannın,
depremin nedeni olarak
'inananlara yapdan
zuhnü' gösterdiklerini
öne sürdüler.
istanbul'un
Bahçelievler, Bakırköy
ilçelerinden arayan
yurttaşlar, bazı cami
imamlannın yaptıklan
yonımlarda, 'askerlerin,
zulüm yaptıkbn için
depremde ölduklerinf
iddia ettiklerini
söylediler.
Yalova'da ishal başladı; cesetler ve gönderilen yiyecek maddeleri kokuyor
Dmciler ve MHPşovdaLEVENTGENCELLf
YALOVA - Yalova'da özellikJe çocuk-
larda ishal başlarken, bölgeye yağan ton-
larca gıda maddesinin kokusu ceset ko-
kulanna kanşmaya başladı. Kentteki Ak-
sa fabrikasında zehirli gaz sızıntısı sürü-
yor. Bu arada yerel yöneticilerle Başba-
kanlık Kriz Merkezi arasındaki sürtüşme
de iyice su yüzüne çıktı. Yalova'da dinci
örgütlerin reklama yönelık çalışmalan
dikkat çekiyor. Akit gazetesi bedava da-
ğıhlırken MHP araçlan Yalova sokakla-
nnda parti afışleri ve bayraklanyla dola-
şıyor. Kentte ölü sayısı 2 bin 980'e, ya-
ralı sayısı da 4 bin 332_'ye ulaştı.
Yalova Valisi Nihat ÖzgöL Ankara'da-
ki Başbakanlık Kriz Merkezi'nden her ı-
ki saatte bir ölü ve yaralı sayısını isteyen
talimatı faksta görünce sinirien-
diğıni bildirerek şunlan söyledi:
"Faksın başındaydım. Her i-
Id saatte bir ölü ve yaralı sayısı-
nı isteyen talimao görünce sinir-
lendim. Bu rakamlan iki saatte
bir nasıl vereceksiniz. Buradaki
çüeyi rakamlar nasıl azaltacak."
Özgöl, sağlıklı sayıya ulaşıla-
mayacağını, cesetlen enkaz al-
tından çıkanlanlan hemen top-
rağa verdiklerini, Yalova dışına
götürülen cesetler olduğunu be-
lirtti.
'Amdeye ihtiyaç var'
Özgöl, bu arada masa başın-
da görev yapmak için gönderi-
lenlerle ilgili de eleştirilerde bu-
lundu. Özgöl şunlan söyledi:
"Bana raasada çaİışacak.
fakstan gelecek kâğıdan kopa-
racak, yani oturacaklan gönde-
riyorlar. Benim ameleye ihtiya-
am var ameleye. Tuvaİet temiz-
leyecek adama ihtivacım var.
Sakpnı önlemek için bu şart"
Ozgöl, bir ara Yalova'ya ge-
len ve kendilerini uzman hekim
olarak tanıtan doktorlann söz-
cüsüyle de tartıştı. Vali Özgöl,
Yalova'da çok sayıda uzman
doktorun bulunduğunu, onlann
bir iş yapamadığını, enkaz al-
tından çıkan yaralılann hemen
hastanelere sevk edildiğini, Ya-
lova'ya aile hekimi göndenlme-
si gerektiğini savunarak kendı-
siyle konuşan doktora şunları
söyledi: "Arkadaşlannızasöyle-
yin. Bizim yüzlerce yaralımız.
Bursa başta olmak üzere çevre
• Akit gazetesi propaganda amaçlı bedava dağıtılıyor. Kentte MHP bayraklı yardım
arabalan dolaştınlıyor. Yalova Valisi Nihat Özgöl, "Bana masa başında çalışacak değil,
enkaz kazacak adam lazım. Çalışacak olan gelsin" diye feryat ediyor.
yaşadık.Kenti nereyeyapanz, bunudaşu
an bilmiyorum."
Başkan Koçal, hasar tespit çalışmala-
nnın pazartesinden itibaren Bayındırlık
ve Iskân Bakanlığı'ndan gelecek 15 ay-
n ekiple başlanacağını da bildirdi.
Yalova'da enkaz kaldırma çahşmalan-
na ağırlık verilirken özellikle yakmlan
göçük altında kalanlann isyanı da büyü-
yor. Kriz merkezine gelenlere genellikle
"Kendi yakınlannıa kendiniz arayın"
önensınde bulunuluyor. Yüzlerce araç,
binlerce tonluk gıda yardımını kentmer-
kezine ulaştınrken gıda maddelerinin da-
0lere gittL Oralara gidip görev yapsınlar.
Burada kalacaklarsa yakında çadır kent-
ler kuracağız. Oralarda insanlann sağiık
sorunlanyla Ugilenirler. Bunlan yapacak-
larsa YaJo\a'da kalsınlar."
Vali Özgöl, Genelkunnay Başkanı
Krvnkoğlu'nu karşılamak için statta bu-
lunan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Ba-
kanı Yaşar Okuyan'a da aynı konuda dert
yandı.
Yalova Belediye Başkanı Vakup Ko-
çal, kent için asıl büyük tehlikenin önü-
müzdeki günlerde meydana geleceğini,
medyanın ilgisinin kesilmesi halinde
yardımlann da kesilebileceğıni söyledi.
Koçal, kendilerine henüz para yardımı
ulaşmadığını anlatarak sözlenni şöyle
sürdürdü:
"Gozümüz para görmüyor. Ama önü-
mü/deki aylarda sıkınülarla karşı karşı-
ya kalacağız. En az 5 bin konutenkaz ye-
rine döndü. Ancak yıkümaian ben dep-
remin buyüklüğüne hağlnorum. Bundan
15 gün önce Yalova'ya inceleme yapmak
için geienler obaydı tchlikcdeki konuüar
olarak o gün göstereceğimi/ gecekondu-
lann hiçbirisarsınnda yıkılmadı. Fa> hat-
tının geçtiği Dereboyıı çe\resinde facia
IĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN
Ölüm kokusu kapladı her yanı
AYPIN ENGİN
Izmit, Gölcük ve Adapazan 'nda
ölümün kokusunu sözcügün bütün
anlamlanyla kavTayın. Hangi yı-
kıntıya yaklaşırsanız yaklaşın, güç
bela edindiğiniz koruyucu maske,
belki hastalık kapmanızı önleye-
cektir ama ölüm kokusunu asla.
Katlanılmaz bir koku her yanı sar-
mış.
Ya insanlann yüzü? Ölümün
böylesine kanıksanmışlığını, ölüm
kokusunun insan yüzlerine böyle-
sine sinişmişliğini kavramak müm-
kün değil. Bir yıkmtının kıyısında
dev kepçenin çalışmasım birlikte
izlediğiniz genç adama, içeride
canlı olup olmadığını somyorsu-
nuz. Omuz silkiyor, gencecik yü-
zünde, derinleşmiş çizgileri daha
derinleştiren, gülücükle hıçkınk
arası bir sesle yanıtlıyor sizi:
- Canlı olsa kepçeyi böyle vurur-
lar mıdı ağabey ? Anam, babam,
aUam ve eniştem içeride. 40 saat
direndiler sonra birer öldüler. En
son eniştem dün gece ötdü. Cesetle-
rini bu sabah kepçe çtkardı_
Irkiltici olan bu yanıt değil. Söy-
lenişindeki kamksamışlik, umur-
samazlık...
Ekranlarda habire yıkmtı görün-
tüleri var. Kıyıyı izleyerek E-5 üs-
tünden Izmit'e yaklaşırken yıkın-
tılann seyrekliği şaşırtıcı. "Yoksa
medya mı abarttı" diye düşünüyor-
sunuz. Tütünçiftlikten itibaren yı-
kıntılar sıklaşmaya başlıyor. Ama
depremin dehşetini ancak Gölcük
ve Adapazan'na vannca kavnyor-
sunuz. Gölcük ve Adapazan bir to-
kat gibi patlıyor gözlerinizde.
Bir başka türlü söyleyelım: Dep-
rem Gölcük'te, Adapazan'nda vur-
du. Izmit'i, Karamürseri, Yanm-
ca'yı, Yalova'yı hatta Istanbul'da
Avcılar'ı yıkan deprem. Gölcük ve
Adapazan'nı vuran depremin ser-
pintisi. Vann Gölcük'teki, Adapa-
zan'ndakı dehşeti gözünüzün önü-
ne getirin.
Körfezin depremden etkilenen
her iki kıyısını adım adım gezdim.
Zaten yaşanan utanç verici trafik
karmaşası ancak adım adım gez-
meye olanak veriyor. Hemen her
yerde aynı sorunlann tanığısmız:
Deprem bölgesinde yeteri kadar
ekmek var. Hatta fazla ekmek var.
Sağiık hizmetlerinde de çok yakı-
cı sonon yok.
Eksik olan, yıkıntılar arasında
hâlâ yaşayanlan bulup çıkarabile-
cek uzman isgücü ve araç gereç.
Büyük bir iyi niyet ve aynı büyük-
lükte cehaletle yıkıntılara kepçe-
lerle dalanlar çoğu kez ceset sayı-
sını arttınyor.
Nitekim acil ihtiyaç maddeleri
listesinin ilk sırasında ceset torba-
sı yer alıyor.
Bu satirlar yazılırken depremden
sonraki "en iyimser kridk saat"
olarak kabul edilen 100 saat'm bit-
mesine sadece 11 saat kaidı. Göl-
cük'te, yıkıntılardan son yedi saat
içinde beş kişiyi canlı cıkaran Al-
man uzman eicibinden Christian
tuhaf bir soğukkanlıhkla vurgula-
dı:
- Yüz saat bitince en iy imserimiz
bile haç çıkanr ve tanndan öienin
günahlannı bağışlamasım diler...
100 saat doldu dolacak ve Izmit-
Gölcük arasmdaki karayolu, kendi
yakınının cenazesini bir an önce
almak gibi anlaşılabilir nedenler-
den tutun da deprem sonrasını sey-
retmeye (evet seyretmeye) gelen.
kural tanımaz alçaklara kadar oto-
mobiline atlayıp yola koyulanlarla
kördüğüm. Ambulanslann yürek
parçalayan sirenleri ağlıyor; ya-
bancı uzman kurtanna ekiplerini
taşıyan araçlar, vinçler, ağu" iş araç-
lan çaresizce bekliyor.
Salt bu yol üstünde gidip gelerek
4,5 saat geçirdim. Tek birtrafik po-
lisi yoktu. Özel Tim üniformalı ye-
di-sekiz "resmi görevli sayabildim.
Ama şaşırtıcı bir srvil guişim ör-
gütlenmişti ve yol boyunca yüzler-
ce delikanlı orta şeridi açık tutma-
ya, bazan nafıle de olsa çabalıyor-
lardı ve bu sivil girişim büyük öl-
çüde işliyordu. O kadar ki yol üs-
tündeki ünlü Seymen Kışlası'nın
önünde bile trafik kördüğümünü
bu sivil gönüllüler çözüyordu.
Son bir saptama: Deprem deniz
kıyısmdan hemen hiç sapmamış.
Gölcük - Karamürsel şeridinden
birkaç kilometre güneydeki Ulaşlı
köyünden itibaren dağlardaki bü-
tün köylere tek tek gittim: Ulaşlı,
Karaahmetli, Hayriye, Yalakdere,
Valideköprü, Kızderbent köylerin-
de depremden iz bile yoktu. Sade-
ce Yalakdere'de iki ev yıkılmıştı.
Biri için köylüler, "O deprem ol-
masavdı da yıkıbvordu zaten" de-
diler."
Evet, deprem, denizden hiç kop-
madan Izmit Körfezinin hem kuze-
yini, hem güneyini vurdu ve 100.
saat siz bu yazıyı okurken çoktan
doldu...
Enkaza
sığınmak
Deprem sonrası
akıllar başa geldi
mi? Bilinçli ya da
bilinçsiz yapüan
hatalar
yinelenecek mi?
Kimi önemli
dersleri
çıkarabilecek
miyizbu
ürkütücü
deneyimden?
Yandaid fotoğraf
yeteri kadar
düşündürücü
değil mi? Enkaza
sığınanlar her an
başlanna
inebilecek
otobüsün
farkında değüler
mi?
ğıüm ve depolama organizasyonundaki
başıbozukluk da dikkat çekiyor. Yalo-
va'da ceset kokusuna bozulan gıda mad-
delerinin kokusu da kanşıyor.
Yağmur korkusu
Yalovaîdaki yerel yöneticiler havanın
sabah erken saatlerde bulutlanmasıyla
yağmur paniği yaşadılar. Stattaki sahra
hastanesinde görev yapan hemşire ve
doktorlar. acil olarak naylon, tente ve
branda istedi]er.
Buradaki görevliler açıktaki ilaçlan
koruyabilmek için 4 gündür çadır talep
ettiklerini, ancak bu isteklerinin yerine
getirilmediğini söylediler.
Yalova'ya yardım yağarken dinci ör-
gütlerinreklamayönelik çalışmalan dik-
kat çekiyor. Akit gazetesi bedava dağıtı-
lırken dinci vakıf ve der-
neklerin, yardım konvoyla-
nnabüyük harflerle demek
ya da vakfin adını yazdık-
lan gözleniyor. Bu örgütle-
rin yardım dağıtımı ve
özellikle ölülerin gömül-
mesine katkı sağlarken
propaganda yaptıklan da
öne sürülüyor.
MHP'nin değişik il ör-
gütlerinden gelen çok sayı-
da aracı, Yalova sokakla-
nnda parti afışleri ve bay-
raklanyla dolaşıyor.
Çadır kenderlafta
Başbakan Bülent Ece-
vit'ın "En kısa sürede ku-
rulacak" dedıği çadır kent-
lerle ilgili de henüz bir ge-
lişme yok. Belediye Başka-
nı Yakup Koçal, en az 4 ya
da 5 çadır kentin kurulma-
sı gerektiğini bildinrken
Çalışma ve Sosyal Güven-
lik Bakanı Yaşar Okuyan,
önünü keserek kendısinden
çadır isteyenlere, "Herkese
çadırvermeyeceğiz. Bunun
yerine çadır kentler kura-
cağız. Sabredin" açıklama-
sı yaptı.
Taşköprü beldesi Topçu-
lar iskelesi yakınlannda
bulunan Aksa fabrikasın-
dan silindir tanklannın ha-
sargörmesi sonucu akrino-
litril gazının sızıntısının
sürdüğü, bu durumun çev-
reye etkisinin olabilecejgi
biîdirildi.
Adapazan
Umutlar bitmiyor
ALPERTURGUT
KAANSAĞANAK
ADAPAZARI-Dep-
remde büyük yıkıma
uğrayan Adapazan 'nda
enkaz kaldırma çalış-
malan sürerken, ölü sa-
yısı 2 bin 995'e. yaralı
sayısı da 5 bin 81 e u-
laştı. Depremde Sakar-
ya muhabırimız tlhan
Uygun ile oğlu Murat
Uygun da enkaz altın-
dan kurtuldu. İki arka-
daşımızın evleri ve bü-
rolan yerle bir oldu.
Karanlığa teslim
olan Adapazan'nda ge-
cenin karanlık ve ürkü-
tücü görüntüsü,jenera-
tör ve diğer aydınlatma
araçlanylagiderilmeye
çalışıhyor. fnsanlarkal-
dınmlarda gece yaktık-
lan ateşlerle hem ısını-
yor hem de yemek ve
çay pişirmeye çalışıyor.
Enkaz altında kalanla-
nn yakınlan, yıkıntılar
arasında bekleyişlerini
sürdüriiyor. Umutlannı
tüketmemeye çalışan
insanlar, yağma korku-
suyla enkazlann başm-
daıı da aynlmıyor. In-
giliz kurtarma ekibinin
başkanı Edward Pearn,
"Buraya geliş amacınuz
insanlan kurtarmako.
İnsanlan kurtanna
amacınuz bitti" dedi.
Ekip daha sonra kent-
ten aynldı. Hollanda
kurtanna ekibinin de
kentten aynldığı öğre-
nildi. Çevre Bakanı
Fevzi Ajîtekin de kentte
incelemelerde bulun-
du. Sağiık Bakanı Os-
man Durmuş ise çevre-
ye gelişigüzel atılan
çöplerin salgın hastalık
riski oluşturduğunu be-
linerek, bölgenin de-
zenfekte edihnesi için
çalışmalann sürdüğü-
nü bildirdi. Başbakan
Yardımcısı DevtetBah-
çeli de depremle ilgili
Vali Yener Ratocıoğ-
lu'ndan bilgi aldı.
Depremde yaşamını
yitirenlerin defin iş-
lemleri de aralıksız de-
vam ediyor. Bulaşıcı
hastalıklara karşı Sağ-
iık Bakanlığı ile gönül-
lü kuruluşlarca ilaçla-
ma çalışması yapılan
kentte, çöplerin de top-
lanmasına çalışıhyor.
13 sağiık istasyonu ile
yabancı ekiplerce ku-
nılan sahra hastanele-
rinde sağiık hizmeti ve-
riliyor. Bölgede 110
ambulans da görev ya-
pıyor. Depremde zarar
görmeyen bölgelere
elektriİc verilmeye baş-
lanırken, seyyar tuva-
letlerin önünde de va-
tandaşlann uzun kuy-
ruklar oluşturduklan
gözleniyor. Çeşitli il-
lerden gönderilen gıda
ve yardım malzemele-
rinin dağıtımı da sürü-
yor.
Depremde evleri
çöken Sakarya muha-
birimiz llhan Uygun ile
oğlu Murat Uygun aile-
leriyle birlikte istanbul
ve Izmir'deki yakınla-
nnın yanına yerleşti.
Sakarya Valiliği,
depremzedelere yapı-
lan nakdi yardımlann
bir merkezde toplan-
ması amacıyla Ziraat
Bankası Adapazan
Merkez Şubesi'nde 3
ayn hesap açtırdı.Yar-
dımlann "30442-
88579^5 no'lu hesapta
Türk Lirası, 301009-
36698.7 no'lu hesapta
mark, 301009-36699.6
no'lu hesapta da dolar
olarak yaılabUeceği"
belirtildi.
Dün saat 13.00 itiba-
riyle Sakarya'da dep-
rem felaketinde yaşa-
mını yitirenler ve yara-
lananlann sayılan şöy-
le:
Merkez (Adapazan):
2294 ölü, 3200 yaralı
Akyazı: 55 ölü, 315
yaralı,
Karasu:134ölü, 100
yaralı.
Geyve: 18 ölü, 76
yaralı.
Sapanca:35ölü, 100
yaralı.
Hendek: 64 ölü,
1275 yaralı.
Kaynarca ilçesi: 2
yaralı.
Ferizli ilçesi: 1 ölü.
Kocaali ilçesi: 8 ölü,
13 yaralı.