25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURÎYET 22 AĞUSTOS 1999 PAZ/ DEPREM DUNYADA BUGUN ALt SİRMEN Günah Keçisi Sevgili, Aslında, şimdi sana anlatacağım öyküyü başka bir bıçimde ben yaşadım. Onu ilk kez düşünüp yazdığımda, ana kartramanı hemen hemen yanı başımda yaşıyordu. Şimdi ölmüş bile olsa, olayın tanıklanndan çoğu ve onun kimi yakınları ve arka- daşları hayatta. Her neyse, ben yaşadığım olayı yıllarca önce B- BC'de izlediğim birfilme uyarlayayım. Hepsi öğretim üyesi, aydın, sanatçı, yazar olan 20 kadar kişi, sanırtm bir esir kampında ya da ben- zer bir yerde bir araya gelirler. Yetişmeleri, kültür- leri, amaçlan birbirlerne yakın olan bu kişiler kısa zamanda aralarında son derece uyumlu ilişkiier geliştirirler. Ne var ki içlerinden biri birtürlü diğerferine uyum sağlayamaz. Bencil, kaba, sevimsiz ve aç gözlü davranışlarıyla tüm grubun öfkesini çekerek kısa zamanda toplululuğun günah keçisi haline gelive- rir, onu aşağılamak için "Kazmadiş" lakabını takar- lar. Bir süre sonra, Kazmadiş'e duyufan öfke o bo- yuta ulaşır ki gündüz zorunlu çalışma sırasında kaza süsü vererek onu ortadan kaldırmayı bile dü- şünmeye başlarlar. Ve işte tam o sırada gelen bir emirle Kazmadiş başka bir yere götürülür. Artık grup Kazmadiş'ten kurtulduğuna göre, da- ha önce aralarında hiç sorun olmayan kişilerin pü- rüzsüz ilişkileri sürüp gidecektir. Ama hiç de öyle olmaz. Kazmadiş'in gidiştyle grubun öbür bireyleri arasında, daha önce belir- ginleşmemiş sürtüşmeler su yüzüne çıkmaya baş- lar. Sonunda hepsi anlarlar ki aralanndaki pürüzsüz uyumun sağlanması, tüm öfke ve nefreti haklı ola- rak üzerinde toplayan Kazmadiş sayesinde olmak- taymış. Bir anlamda Kazmadiş kötülüklerinin ke- faretini de bu yolla ödemekteymiş. • • • , Sevgili, Kişiler gibi toplumlar da gereksinim duyarlar gü- nah keçilerine. istatistikleri, bilimsel araştırmalan fazla sevmeyen, toplumsal olaylann nedenleri üze- rinde durmaktan hoşlanmayan, ciddi ama hoşgö- rülü tartışmaları pek taşıyamayan azgelişmiş top- lumlarda aksaklıklann nedenlerini teke indirerek, belirli bir kişi ya da grupların oluşturduğu günah keçilerine ya da "düşman"a yükleyerek, işin için- den sıyrılmak çokça rastlanan bir davranış biçimi- dir. Bu gibi toplumlarda karşıt düşüncenin düşma- na ya da dinozora dönüşmesi siyasal yaşamın di- yalog yerine kavgaya dönüşmesine, düşünsel ya- şamın da gerekli olan derinliğe erişmeden, sığ kal- masına neden oluyor. ••• Son zamanlarda bizim toplumumuzda sıkça gö- rülmeye başlandı bu davranış biçimi. Değişik so- runlann, değişik günah keçilerine de ad verdik: "Canavar". Şimdi canavarlarımıza, deprem yüzünden, bir de müteahhıt canavan eklendi. Günah keçimiz bir kez bulundu ve suçlar ona yüklenerek, bireyler ve kurumlar kendilerini anndı- np akladı mı mesele de bitti sanıyoruz. Sonra da, aynı ya da benzer nedenlerin sürme- si ve kimi olaylann ortaya çıkması halinde de, ay- nı sonuçlarla karşılaşınca yeni günah keçileri ara- maya başlıyoruz. Peki bütün günah keçileri ortadan kaldınldıktan sonra bile, sorunlann sürmekte olduğunu neden düşünmüyoruz? Ve işin garibi, şu soruyu kendimize hiç sormu- yoruz: - Biz acaba yanlış günah keçileri yaratıp onlara mı saldırdık, yoksa doğru günah keçilerine saldı- rırken. diğer nedenleri gözden mi kaçırdık? Galiba Sevgili, en doğru olan, karşılaştığımız so- runlarda günah keçileri yaratıp, suçu onun üzeri- ne yüklemek yerine aklın yolunu izleyip, olaylann gerçek nedenlerine titizlikle, araştırarak eğilmek ve sebep sonuç ilişkilerine bakmak olsa gerek. 'Deprem turban yüzünden' dedi Halk imamı linç etmekistedi İstanbul Haber Servisi - Eski CHP Kadıköy llçe Saymanı Fatih Yener'ın depremde kaybettiği eşi ve 2 kızının Kadıköy / Söğütlüçeşme'deki cenaze töreninde iki imamdan birinin "Bu olaylar türfoana karşı gelinmesi, mayoyla denize girilmesi yüzünden oluyor" demesi halkın tepkisine neden oldu. Cenaze törenine katılan halk imamı linç etmek istedi. İstanbul 'da birçok camide yapılan vaazlarda da cami imamlannın ayıu içerikte yorumlar yapması yurttaşlann tepkisine neden oldu. Marmara Bölgesi'nde binlerce insanın ölmesine neden olan deprem, bazı 'sözde imamlar' larafından türban tartışmasına çekilmek isteniyor. Kadıköy' Söğütlüçeşme Camii'nde dün, Fatih Yener"in eşinin, iki kızının cenaze namazlannı kıldıran iki imamdan birinin namaz sırasında. 'insanlann açık saçık giyinmesi, türbanlılara zulüm yapıldığı için Allah tarafindan depremin olduğunu' söylemesi üzerine cenaze namazına katılan halk, imamı linç etmek istedi. Halka küfiir Cenazeye katılanlar ünamın uzerine yürürken imamın yandaşlan da halka küfiir etti. Imam bir arabaya bindirilerek olay yerinden kaçınldı. İmamın kaçınlmasından sonra namaz, cenaze sahipleri tarafindan kılındı. Büyük depremin olduğu günden itibaren gazetemizi arayan çok sayıda okur da, bazı cami imamlannın, depremin nedeni olarak 'inananlara yapdan zuhnü' gösterdiklerini öne sürdüler. istanbul'un Bahçelievler, Bakırköy ilçelerinden arayan yurttaşlar, bazı cami imamlannın yaptıklan yonımlarda, 'askerlerin, zulüm yaptıkbn için depremde ölduklerinf iddia ettiklerini söylediler. Yalova'da ishal başladı; cesetler ve gönderilen yiyecek maddeleri kokuyor Dmciler ve MHPşovdaLEVENTGENCELLf YALOVA - Yalova'da özellikJe çocuk- larda ishal başlarken, bölgeye yağan ton- larca gıda maddesinin kokusu ceset ko- kulanna kanşmaya başladı. Kentteki Ak- sa fabrikasında zehirli gaz sızıntısı sürü- yor. Bu arada yerel yöneticilerle Başba- kanlık Kriz Merkezi arasındaki sürtüşme de iyice su yüzüne çıktı. Yalova'da dinci örgütlerin reklama yönelık çalışmalan dikkat çekiyor. Akit gazetesi bedava da- ğıhlırken MHP araçlan Yalova sokakla- nnda parti afışleri ve bayraklanyla dola- şıyor. Kentte ölü sayısı 2 bin 980'e, ya- ralı sayısı da 4 bin 332_'ye ulaştı. Yalova Valisi Nihat ÖzgöL Ankara'da- ki Başbakanlık Kriz Merkezi'nden her ı- ki saatte bir ölü ve yaralı sayısını isteyen talimatı faksta görünce sinirien- diğıni bildirerek şunlan söyledi: "Faksın başındaydım. Her i- Id saatte bir ölü ve yaralı sayısı- nı isteyen talimao görünce sinir- lendim. Bu rakamlan iki saatte bir nasıl vereceksiniz. Buradaki çüeyi rakamlar nasıl azaltacak." Özgöl, sağlıklı sayıya ulaşıla- mayacağını, cesetlen enkaz al- tından çıkanlanlan hemen top- rağa verdiklerini, Yalova dışına götürülen cesetler olduğunu be- lirtti. 'Amdeye ihtiyaç var' Özgöl, bu arada masa başın- da görev yapmak için gönderi- lenlerle ilgili de eleştirilerde bu- lundu. Özgöl şunlan söyledi: "Bana raasada çaİışacak. fakstan gelecek kâğıdan kopa- racak, yani oturacaklan gönde- riyorlar. Benim ameleye ihtiya- am var ameleye. Tuvaİet temiz- leyecek adama ihtivacım var. Sakpnı önlemek için bu şart" Ozgöl, bir ara Yalova'ya ge- len ve kendilerini uzman hekim olarak tanıtan doktorlann söz- cüsüyle de tartıştı. Vali Özgöl, Yalova'da çok sayıda uzman doktorun bulunduğunu, onlann bir iş yapamadığını, enkaz al- tından çıkan yaralılann hemen hastanelere sevk edildiğini, Ya- lova'ya aile hekimi göndenlme- si gerektiğini savunarak kendı- siyle konuşan doktora şunları söyledi: "Arkadaşlannızasöyle- yin. Bizim yüzlerce yaralımız. Bursa başta olmak üzere çevre • Akit gazetesi propaganda amaçlı bedava dağıtılıyor. Kentte MHP bayraklı yardım arabalan dolaştınlıyor. Yalova Valisi Nihat Özgöl, "Bana masa başında çalışacak değil, enkaz kazacak adam lazım. Çalışacak olan gelsin" diye feryat ediyor. yaşadık.Kenti nereyeyapanz, bunudaşu an bilmiyorum." Başkan Koçal, hasar tespit çalışmala- nnın pazartesinden itibaren Bayındırlık ve Iskân Bakanlığı'ndan gelecek 15 ay- n ekiple başlanacağını da bildirdi. Yalova'da enkaz kaldırma çahşmalan- na ağırlık verilirken özellikle yakmlan göçük altında kalanlann isyanı da büyü- yor. Kriz merkezine gelenlere genellikle "Kendi yakınlannıa kendiniz arayın" önensınde bulunuluyor. Yüzlerce araç, binlerce tonluk gıda yardımını kentmer- kezine ulaştınrken gıda maddelerinin da- 0lere gittL Oralara gidip görev yapsınlar. Burada kalacaklarsa yakında çadır kent- ler kuracağız. Oralarda insanlann sağiık sorunlanyla Ugilenirler. Bunlan yapacak- larsa YaJo\a'da kalsınlar." Vali Özgöl, Genelkunnay Başkanı Krvnkoğlu'nu karşılamak için statta bu- lunan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Ba- kanı Yaşar Okuyan'a da aynı konuda dert yandı. Yalova Belediye Başkanı Vakup Ko- çal, kent için asıl büyük tehlikenin önü- müzdeki günlerde meydana geleceğini, medyanın ilgisinin kesilmesi halinde yardımlann da kesilebileceğıni söyledi. Koçal, kendilerine henüz para yardımı ulaşmadığını anlatarak sözlenni şöyle sürdürdü: "Gozümüz para görmüyor. Ama önü- mü/deki aylarda sıkınülarla karşı karşı- ya kalacağız. En az 5 bin konutenkaz ye- rine döndü. Ancak yıkümaian ben dep- remin buyüklüğüne hağlnorum. Bundan 15 gün önce Yalova'ya inceleme yapmak için geienler obaydı tchlikcdeki konuüar olarak o gün göstereceğimi/ gecekondu- lann hiçbirisarsınnda yıkılmadı. Fa> hat- tının geçtiği Dereboyıı çe\resinde facia IĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN Ölüm kokusu kapladı her yanı AYPIN ENGİN Izmit, Gölcük ve Adapazan 'nda ölümün kokusunu sözcügün bütün anlamlanyla kavTayın. Hangi yı- kıntıya yaklaşırsanız yaklaşın, güç bela edindiğiniz koruyucu maske, belki hastalık kapmanızı önleye- cektir ama ölüm kokusunu asla. Katlanılmaz bir koku her yanı sar- mış. Ya insanlann yüzü? Ölümün böylesine kanıksanmışlığını, ölüm kokusunun insan yüzlerine böyle- sine sinişmişliğini kavramak müm- kün değil. Bir yıkmtının kıyısında dev kepçenin çalışmasım birlikte izlediğiniz genç adama, içeride canlı olup olmadığını somyorsu- nuz. Omuz silkiyor, gencecik yü- zünde, derinleşmiş çizgileri daha derinleştiren, gülücükle hıçkınk arası bir sesle yanıtlıyor sizi: - Canlı olsa kepçeyi böyle vurur- lar mıdı ağabey ? Anam, babam, aUam ve eniştem içeride. 40 saat direndiler sonra birer öldüler. En son eniştem dün gece ötdü. Cesetle- rini bu sabah kepçe çtkardı_ Irkiltici olan bu yanıt değil. Söy- lenişindeki kamksamışlik, umur- samazlık... Ekranlarda habire yıkmtı görün- tüleri var. Kıyıyı izleyerek E-5 üs- tünden Izmit'e yaklaşırken yıkın- tılann seyrekliği şaşırtıcı. "Yoksa medya mı abarttı" diye düşünüyor- sunuz. Tütünçiftlikten itibaren yı- kıntılar sıklaşmaya başlıyor. Ama depremin dehşetini ancak Gölcük ve Adapazan'na vannca kavnyor- sunuz. Gölcük ve Adapazan bir to- kat gibi patlıyor gözlerinizde. Bir başka türlü söyleyelım: Dep- rem Gölcük'te, Adapazan'nda vur- du. Izmit'i, Karamürseri, Yanm- ca'yı, Yalova'yı hatta Istanbul'da Avcılar'ı yıkan deprem. Gölcük ve Adapazan'nı vuran depremin ser- pintisi. Vann Gölcük'teki, Adapa- zan'ndakı dehşeti gözünüzün önü- ne getirin. Körfezin depremden etkilenen her iki kıyısını adım adım gezdim. Zaten yaşanan utanç verici trafik karmaşası ancak adım adım gez- meye olanak veriyor. Hemen her yerde aynı sorunlann tanığısmız: Deprem bölgesinde yeteri kadar ekmek var. Hatta fazla ekmek var. Sağiık hizmetlerinde de çok yakı- cı sonon yok. Eksik olan, yıkıntılar arasında hâlâ yaşayanlan bulup çıkarabile- cek uzman isgücü ve araç gereç. Büyük bir iyi niyet ve aynı büyük- lükte cehaletle yıkıntılara kepçe- lerle dalanlar çoğu kez ceset sayı- sını arttınyor. Nitekim acil ihtiyaç maddeleri listesinin ilk sırasında ceset torba- sı yer alıyor. Bu satirlar yazılırken depremden sonraki "en iyimser kridk saat" olarak kabul edilen 100 saat'm bit- mesine sadece 11 saat kaidı. Göl- cük'te, yıkıntılardan son yedi saat içinde beş kişiyi canlı cıkaran Al- man uzman eicibinden Christian tuhaf bir soğukkanlıhkla vurgula- dı: - Yüz saat bitince en iy imserimiz bile haç çıkanr ve tanndan öienin günahlannı bağışlamasım diler... 100 saat doldu dolacak ve Izmit- Gölcük arasmdaki karayolu, kendi yakınının cenazesini bir an önce almak gibi anlaşılabilir nedenler- den tutun da deprem sonrasını sey- retmeye (evet seyretmeye) gelen. kural tanımaz alçaklara kadar oto- mobiline atlayıp yola koyulanlarla kördüğüm. Ambulanslann yürek parçalayan sirenleri ağlıyor; ya- bancı uzman kurtanna ekiplerini taşıyan araçlar, vinçler, ağu" iş araç- lan çaresizce bekliyor. Salt bu yol üstünde gidip gelerek 4,5 saat geçirdim. Tek birtrafik po- lisi yoktu. Özel Tim üniformalı ye- di-sekiz "resmi görevli sayabildim. Ama şaşırtıcı bir srvil guişim ör- gütlenmişti ve yol boyunca yüzler- ce delikanlı orta şeridi açık tutma- ya, bazan nafıle de olsa çabalıyor- lardı ve bu sivil girişim büyük öl- çüde işliyordu. O kadar ki yol üs- tündeki ünlü Seymen Kışlası'nın önünde bile trafik kördüğümünü bu sivil gönüllüler çözüyordu. Son bir saptama: Deprem deniz kıyısmdan hemen hiç sapmamış. Gölcük - Karamürsel şeridinden birkaç kilometre güneydeki Ulaşlı köyünden itibaren dağlardaki bü- tün köylere tek tek gittim: Ulaşlı, Karaahmetli, Hayriye, Yalakdere, Valideköprü, Kızderbent köylerin- de depremden iz bile yoktu. Sade- ce Yalakdere'de iki ev yıkılmıştı. Biri için köylüler, "O deprem ol- masavdı da yıkıbvordu zaten" de- diler." Evet, deprem, denizden hiç kop- madan Izmit Körfezinin hem kuze- yini, hem güneyini vurdu ve 100. saat siz bu yazıyı okurken çoktan doldu... Enkaza sığınmak Deprem sonrası akıllar başa geldi mi? Bilinçli ya da bilinçsiz yapüan hatalar yinelenecek mi? Kimi önemli dersleri çıkarabilecek miyizbu ürkütücü deneyimden? Yandaid fotoğraf yeteri kadar düşündürücü değil mi? Enkaza sığınanlar her an başlanna inebilecek otobüsün farkında değüler mi? ğıüm ve depolama organizasyonundaki başıbozukluk da dikkat çekiyor. Yalo- va'da ceset kokusuna bozulan gıda mad- delerinin kokusu da kanşıyor. Yağmur korkusu Yalovaîdaki yerel yöneticiler havanın sabah erken saatlerde bulutlanmasıyla yağmur paniği yaşadılar. Stattaki sahra hastanesinde görev yapan hemşire ve doktorlar. acil olarak naylon, tente ve branda istedi]er. Buradaki görevliler açıktaki ilaçlan koruyabilmek için 4 gündür çadır talep ettiklerini, ancak bu isteklerinin yerine getirilmediğini söylediler. Yalova'ya yardım yağarken dinci ör- gütlerinreklamayönelik çalışmalan dik- kat çekiyor. Akit gazetesi bedava dağıtı- lırken dinci vakıf ve der- neklerin, yardım konvoyla- nnabüyük harflerle demek ya da vakfin adını yazdık- lan gözleniyor. Bu örgütle- rin yardım dağıtımı ve özellikle ölülerin gömül- mesine katkı sağlarken propaganda yaptıklan da öne sürülüyor. MHP'nin değişik il ör- gütlerinden gelen çok sayı- da aracı, Yalova sokakla- nnda parti afışleri ve bay- raklanyla dolaşıyor. Çadır kenderlafta Başbakan Bülent Ece- vit'ın "En kısa sürede ku- rulacak" dedıği çadır kent- lerle ilgili de henüz bir ge- lişme yok. Belediye Başka- nı Yakup Koçal, en az 4 ya da 5 çadır kentin kurulma- sı gerektiğini bildinrken Çalışma ve Sosyal Güven- lik Bakanı Yaşar Okuyan, önünü keserek kendısinden çadır isteyenlere, "Herkese çadırvermeyeceğiz. Bunun yerine çadır kentler kura- cağız. Sabredin" açıklama- sı yaptı. Taşköprü beldesi Topçu- lar iskelesi yakınlannda bulunan Aksa fabrikasın- dan silindir tanklannın ha- sargörmesi sonucu akrino- litril gazının sızıntısının sürdüğü, bu durumun çev- reye etkisinin olabilecejgi biîdirildi. Adapazan Umutlar bitmiyor ALPERTURGUT KAANSAĞANAK ADAPAZARI-Dep- remde büyük yıkıma uğrayan Adapazan 'nda enkaz kaldırma çalış- malan sürerken, ölü sa- yısı 2 bin 995'e. yaralı sayısı da 5 bin 81 e u- laştı. Depremde Sakar- ya muhabırimız tlhan Uygun ile oğlu Murat Uygun da enkaz altın- dan kurtuldu. İki arka- daşımızın evleri ve bü- rolan yerle bir oldu. Karanlığa teslim olan Adapazan'nda ge- cenin karanlık ve ürkü- tücü görüntüsü,jenera- tör ve diğer aydınlatma araçlanylagiderilmeye çalışıhyor. fnsanlarkal- dınmlarda gece yaktık- lan ateşlerle hem ısını- yor hem de yemek ve çay pişirmeye çalışıyor. Enkaz altında kalanla- nn yakınlan, yıkıntılar arasında bekleyişlerini sürdüriiyor. Umutlannı tüketmemeye çalışan insanlar, yağma korku- suyla enkazlann başm- daıı da aynlmıyor. In- giliz kurtarma ekibinin başkanı Edward Pearn, "Buraya geliş amacınuz insanlan kurtarmako. İnsanlan kurtanna amacınuz bitti" dedi. Ekip daha sonra kent- ten aynldı. Hollanda kurtanna ekibinin de kentten aynldığı öğre- nildi. Çevre Bakanı Fevzi Ajîtekin de kentte incelemelerde bulun- du. Sağiık Bakanı Os- man Durmuş ise çevre- ye gelişigüzel atılan çöplerin salgın hastalık riski oluşturduğunu be- linerek, bölgenin de- zenfekte edihnesi için çalışmalann sürdüğü- nü bildirdi. Başbakan Yardımcısı DevtetBah- çeli de depremle ilgili Vali Yener Ratocıoğ- lu'ndan bilgi aldı. Depremde yaşamını yitirenlerin defin iş- lemleri de aralıksız de- vam ediyor. Bulaşıcı hastalıklara karşı Sağ- iık Bakanlığı ile gönül- lü kuruluşlarca ilaçla- ma çalışması yapılan kentte, çöplerin de top- lanmasına çalışıhyor. 13 sağiık istasyonu ile yabancı ekiplerce ku- nılan sahra hastanele- rinde sağiık hizmeti ve- riliyor. Bölgede 110 ambulans da görev ya- pıyor. Depremde zarar görmeyen bölgelere elektriİc verilmeye baş- lanırken, seyyar tuva- letlerin önünde de va- tandaşlann uzun kuy- ruklar oluşturduklan gözleniyor. Çeşitli il- lerden gönderilen gıda ve yardım malzemele- rinin dağıtımı da sürü- yor. Depremde evleri çöken Sakarya muha- birimiz llhan Uygun ile oğlu Murat Uygun aile- leriyle birlikte istanbul ve Izmir'deki yakınla- nnın yanına yerleşti. Sakarya Valiliği, depremzedelere yapı- lan nakdi yardımlann bir merkezde toplan- ması amacıyla Ziraat Bankası Adapazan Merkez Şubesi'nde 3 ayn hesap açtırdı.Yar- dımlann "30442- 88579^5 no'lu hesapta Türk Lirası, 301009- 36698.7 no'lu hesapta mark, 301009-36699.6 no'lu hesapta da dolar olarak yaılabUeceği" belirtildi. Dün saat 13.00 itiba- riyle Sakarya'da dep- rem felaketinde yaşa- mını yitirenler ve yara- lananlann sayılan şöy- le: Merkez (Adapazan): 2294 ölü, 3200 yaralı Akyazı: 55 ölü, 315 yaralı, Karasu:134ölü, 100 yaralı. Geyve: 18 ölü, 76 yaralı. Sapanca:35ölü, 100 yaralı. Hendek: 64 ölü, 1275 yaralı. Kaynarca ilçesi: 2 yaralı. Ferizli ilçesi: 1 ölü. Kocaali ilçesi: 8 ölü, 13 yaralı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle