20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 22 AĞUSTOS 1999 PAZAR DEPREM İTÜ Avrasya Yerbilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Aykut Barka, hazırlıklı olmak gerektiğini söyledi 'Istanbıd'uh avantajlan var' ALİER İTC Avrasya Yerbilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Aykut Barka, tüm bulgulann, Istanbul'da yakın gelecekte, lzmit depremı büyüklüğünde bır depremin olabıleceğine ışaret ettığını belirterek "tstanbul kendi depremine hazırlanmah" dedi. Marmara'da 4 milyon yıldır deprem olduğunu anlatan Prof. Barka, "Bir insanın 'inşallah' demesiylebu depremler durmaz. Üzerimizdeld kaderciliği atarak bilimsel önlemler almalıyız" dıye konuşrü. Fa> hatlan konusundakı uzmanlığıyla bılınen Prof Barka sorulanmızı yanıtladı: - Bilinı adamlan depremlerle Ugili neler biliyor, nelcri benüz bilmiyor? - Bilim adamlan bu depremlenn üzennde olduğu faylan bıliyor, bu faylann detay geometnsinı biliyor. Bu faylann parçalannı bıliyor, bunlann üzennde CPS sıstemle yaptığımız ölçümlerle bu faylann üzerindekı hızlan biliyor, hareket hızlannı bıliyor (uydular aracılığıyla yapılan geometrik ölçümlerle). Tüm bu ölçümler, bunlann üzerindekı hareketin türünü venyor. Bunlann üzennde olabilecek stres dedığımiz yükün, enerji ya da yer değıştirme binkimının mıktannı ölçüyoruz. Bu faylann üzennı kazıp daiha önce olmuş depremleri tanhlemeye çalışıyoruz. Yine uydu kullanarak deprem sırasında veya depremlerarası deformasyonun alansal dağılımını veriyoruz. Bunlann hepsı bize hangı fay veya fay parçası üzennde ne kadar nsk var. bunlann hesaplanmasını sağlıyor. Yapamadığımız şey ıse bu faylann ne zaman depreme yol açacağıdır Bu konuda da dünyada gelışmeler var. Çın bunu kendısine ıdeal yapmış durumunda, ama başan oranlan yüzde 20 ıle yüzde 40 arasında - Zaman belirlenemiyor derken, yaklaşık bir zaman dilimi vermek mümkün değil mi? - Şunu söyleyebılırım. Marmara'da olanlara bakalım. Geçmiş depremlere baktığımızda. bu • depremlenn göç etmesinde en uzun dönem şımdi yaşanan dönemdir ki . 32 yıl aldı (Kuzey Anadolu Fayının 1967'de Mudumu'da kınlmasından 1999'da tzmit Körfezi'nde kınlması arasındakı süre). Daha öncekı yıllarda, mesela 1939'dan 1942'ye 3 sene aldı. 42'den 43'e 1 sene, 43"ten 44'e 3 ay 44'ten 57"ye 14 sene, 57'den 67'ye on sene. 67"den 99'a 32 sene. Bu tabloya baktığımızda tzmit Körfezı'nde çok yakın bır fay segmentinın kınlması gerekiyor. Bız bunlann geometrik konumlanna bakıyonız. Mesela 32 sene alan kısımda bir sıçrama var ve alan bayağı genış. Ama 1943"ten 44'e geçmesı 3 ay aldı. 3 ay aralıklı depremde dikkat çeken nokta. segmentlenn bırbirine çok yakın olması. - Türtdve'deki biitün fay hatlan biliniyor mu? - Biliniyor, ama faylann tespıtinde yalnız yerlerinın değil, bunlann üzenndeki hızı bılmek zonındasmız. Bu fay üzenndeki en son depremi ve ondan önce gerçekleşmiş depremleri bilmelısıniz ki bundan sonra olacaklan saptayabılesiniz. Türkiye'nin tüm fay hatlan ve parçalannın detay özellıklerinin bilinmesinde sorunlanmız var. - Son deprem, İstanbul için beklenen depremi nasıl etkiledi? - Marmara kompleks bır yapıya sahip. Kuzey Anadolu fayı Marmara'nın doğusunda 3 kola aynlıyor. Bu kollar da daha küçük segmentlerden meydana geliyor. Kuzey Anadolu fayının bın kilometresı düz bir çizgı çızerken burada birden çatallaşıyor. / stanbul'un lzmit ve Adapazan'na göre avantajlan var. Birincisi îstanbul'un önemli bölümü sert kaya zemin üzennde. Kaya zeminlerde depremin zaran daha az oluyor. Çünkü deprem dalgalan buradan yüksek frekansla geçiyor ve üzenndeki binalan daha az etkıliyor. Yumuşak zeminlerde ise, Gölcük, Adapazan gibi deprem dalgalan büyüyerek geçiyor. Bir de îstanbul'da depreme yol açacak en yakın fay parçası 10-15 km uzaklıkta, bu mesafe Sanyer'de 45 km'ye çıkıyor. Siddet ve büyüklük ayrı şeyler ( ç^ iddet dediğimiz zaman hasar tespitinin mıktanna göre işte 7, 8,9, , \ en fazlası 12'dir ve her yer dümdüz olur. lzmit depremini alırsak, 3T depremin şiddeti, fayın kınldığı alanda 9'dur. Istanbul'a etkisi 7 veya 8, bence 7 falandır. Ama aletsel büyüklügü 7.1 dir. Bunun fstanbul'a etkisi dûşünülemez. Bu, depremin kendisinin ürettiği büyüklüktür ve aletsel okumadan elde ediliyor. t PöRTRE I Prof. AYKUT BARKA Profesör Dr. Aykut A. Barka 1952 yıhnda Istanbul'da doğdu. Yüksek lisansını 1975 yıhnda tstanbul Üniversitesi'nde yapan Barka, doktorasını, 1981 yıhnda 'Kuzey Anadolu Fay Kınğmm Sismotektonik Özeuikleri' teziyle Ingiltere'deki Bristol Üniversitesi'nde verdi. f Yurtdışındakı bırçok üniyersıtede ders veren Barka, geçen yıl Paris IPG'de misafir öğretim görevlisi olarak çalıştı. İstanbul Teknik Üniversitesi Maden Fakültesi öğretim olan üyesi Prof. Barka, Avrasya Yerbilimleri Enstitüsü Müdürlüğü, Kandilli Rasathanesı Deprem Araştırma Enstitüsü Danışma Kurulu Uyeliği görevlerini yürütüyor. Deprem alanında Türkiye'nin önde gelen uzmanlan arasında yer alan Prof. Barka, yurtdışında da tanınıyor. Barka şu an 6 projeyi yabancı bilim adamlan ile birlikte yürütüyor. ÎTÜ Avrasya Yerbilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. A> kut Barka'}a göre fa\ üzerindeki en son depremi ve on- dan önce gerçekleşmiş depremleri bümek, bundan sonra olacaklan saptayabUemenin olanağını yaratıyor. - Bu avantaj mı? - Belki şöyle bır avantaj ı var: Erzincan gibi çok büyük bir deprem olmaz. Yani 7.9, 8 falan gibi. Dezavantajı ise daha sık depreme yol açma olasıhğı. - Fay hattındaki batıya göç olarak tanımlanan düzenli kınlmada geünen durak tstanbul mu? - Batıya göç son olarak 1967"de Mudumu vadısınin batısında Sapanca'da bitmişti Bu göç deprem konusunda çalışan herkesin anlamak ıstediği bir durum. Çünkü hiçbir fay üzennde böyle 7 tane deprem meydana gelip de yaklaşık bin kilometre uzunluğunda toplam yüzey kınğı yaratmamış. Son depremden sonra bu göç bir kere daha teyit edıldi. Bu, herkesi heyacanladıran bir konu. Çünkü depremler düzensiz hareketlerdir. Bu düzensızlığin ıçinde öyle bir düzenli hareket yakaladınız mı herekesın hoşuna gıdıyor Diyor ki "tabiaün tçinde belli bir düzen var". Deprem sırasına gelınce, Istanbul'dan önce birkaç tane daha parça var. Mesela Karamürserie Çınarcık arasında. O kınklık da yine tstanbul'u etkileyecek. Bunun yanı sıra Çınarcık çukurunda depremler meydana getırmiş. Ama Çınarcık çukurluğundakı faylar normal faylardan farklı bir yapıya sahip. Bunlarda çok büyük depremler olmaz. Daha çok 6. 6.5 cıvannda olur. Daha az, ama yine de hasara neden olur. Biraz daha Îstanbul'un güneyine gelindiğinde denizin içine gırdığiniz zaman bilınmeyenler artıyor. Çünkü karadan bir şeyler görüyorsunuz, ama denizin içindeki topoğrafyayı bilmıyoruz. Orada diyelim ki her 5 km karede bir derinlikten ahnmış ölçülerden çizilmiş kaba bır şey var. Biz şimdi bunu yenilemeye çalışıyoruz. lzmit depremi belki bize bu fırsatı verecek, Marmara'nın detay taban topografyası hakkında bilgi sahibi olacağız. Îstanbul'un güneyinde basenleri ayıran sırtlar var. Bunlardan bir tanesi İstanbul'a çok yakın. Bu sırtlann oluşturabilecekleri depremler veya basenlenn içinde oluşabilecek depremler tstanbuTa daha yakın depremler - Bu depremler için beklenen büyüklük ne olabiür? - Burada iki kategori olabilir: Bir tanesi çukurluklarda olanlar, 6, 6.5, 6.7"ye kadar çıkabilir. Bunlar, bu olan depremden daha küçük depremlerdir. Bir de bu depreme benzer bir deprem olabilir; îstanbul'un güneybatısındaki sırtlarda şiddeti 7.1 , 7.2. olabilir, ama kesınlikle 8 olmaz. Îstanbul'un lzmit ve Adapazan'na göre avantajlan var. Birincisi, Îstanbul'un önemli bölümü sert kaya zemin üzerinde. Kayalık zeminlerde depremin zaran daha az oluyor. Çünkü deprem dalgalan buradan yüksek frekansla geçiyor ve üzenndeki binalan daha az etkiliyor. Yumuşak zeminlerde ise Gölcük, Adapazan gibi deprem dalgalan büyüyerek geçiyor. Bir de Istanbul'da depreme yol açacak en yakın fay parçası 10-15 km uzaklıkta, bu mesafe Sanyer'de 45 km'ye çıkıyor. İstanbul bu avantajını kullanırsa lzmit'te olanlan yaşamaz. - İstanbul kendi depremine nasıl haznianmah? - İstanbul kendi depremine birkaç şekilde hazırlanabilir. Bir kere bilimsel çalışmalara hız verilmeli. Son depremle Marmara ıçinde deprem olasıhgı daha da arttı. Tanhsel depremlere de baktığımızda deprem periyotlannm dolduğunu zaten söylüyonız. Arh, bu depremin de yüklemesi var. Deprem 'ben geliyorum' diyor. Bilimsel açıdan bu deprem hakkında maksimum bilgi üretmeliyiz. Hangı segmentte daha çok hareket var, ne oluyor ne bitiyor. Bunlar için öyle bir sistem oturtmalıyız ki günde 24 saat, haftada 7 gün gözlem yapacak sistemlere geçmelıyiz. CPS konusunda geçiyoruz, sismoloji konusunda bunun üstünde duruyonız. Deniz içinin anlaşılaması konusunda yeni projelere ihtiyaç var. Hazırlıklann bir de mühendislık tarafı var. Sağlıksız binalan sağlamlaştırmak, yeni yapılacak bmalarda yeni yönetmeliklerin kesınlikle uygulanması gerekiyor. Türkiye'de bu alanda çok değerli hocalanmız var. Deprem mühendisi arkadaşlanmın söylediği şu: "Türkiye'de var olan şartnamelere uyulduğu takdirde bu hasarlaruı bu derecede meydana gelmevecegi kesin." 1 Depremde bınanın hasar görmesi nonnaldır, ama yıkılmaması gerekiyor. Biz bu yıkımı önlediğimiz zaman başanlıyız. 'Kadercilikterkedflmeir ~ Daha da önemlisi, insanlann hazırlanması lazun. Türkiye'de şu '•kadercilik" olayını insanlar üzerlerinden atmalı. Her şeyi Allah'a baglamak son derece yanlış. "tnşauah olmaz, Auah korudu, cezalandırdr"... Bunlann hepsi yanlış. Marmara'da 4 milyon yıldır deprem oluyor, bir insanın inşallah demesiyle de durmaz. Depremin kendisi ınsanlan öldürmüyor, yüzey kınğı meydana getirir. onun yanında olsanız bile size bir şey yapmaz. Aynca gelişmekte olan ülkenin sorunlannı yaşıyoruz. Türkiye'de enkazın İcaldınlması konulannda bir ön hazırhk, çalışma yok. Bütün depremlerde hemen askeriye çalışmayı başlatıyor ve bazı lokal şeyler. Mesela bölgedeki vali yeni gelmiştir, orarun depremini bilmez, bir şeyini bilmez, daha önce böyle bir olay başından geçmemiştir. Birinci ve ikinci gün şoke olarak geçer. TEM otoyolunun gün ağanr agarmaz açılması gerekiyordu, demiryolunun onanlması yanm günlüİc işti. Bunlann, deprem olmayan bölgelerden havayoluyla vs. yapılacak takviyelerle yapılması gerekirdi. Özetle, devletin birimlerinin buna hazırlıklı olması lazım. - tstanbullularm önemli bir bölümü geceyi dışanda geçinneye devam edivor. bir öneriniz var mı? - Bu konu, ınsanlann kendilerinin karar vermesi gereken bir konu. Ben evımde kahyorum. Ama neden kalıyorum? Çünİcü benim evim Maslak'ta sağlam bir zemin üzerinde. Fay hattına 60-70 km uzak ve oturduğum evin iyı yapıldığına inanıyorum. Tüm bu faktörleri değerlendirerek evde kalmaya karar verdim. 1FIR NOKTASIIORAL ÇALIŞLAR [email protected] Depremin sarstığı yerlerdeki, ayakta kalan evlerinden çevreye yardım için çalışan yakınlanmızla konuşuyoruz, ekranlan izliyoruz. Yurttaşlar, günlerdir tam bır şaş- kınlık ve örgütsüzlük yaşandığını anlatıyorlar. Yiyeceklerin organi- zasyonsuzluk nedeniyle koruna- madığı için çürümeye terk edildi- ğini, birkaç gün sonra ise yeniden gıda sıkıntısı ıhtimalinin gündem- de olduğunu belirtiyorlar. Göl- cük'te karantina uygulanmasının bir nedeninin de hâlâ seyyar tuva- letlerin kurulamamış olmasından kaynaklandığını söyîüyorlar. Karamürsel'de bazı binalarda çatlak bile yok. Kendi oturacağı binayı dikkatle ve usulüne uygun yapanlar bu büyük felaketi kayıp- sız atlatmışlar. Sistemi hepimiz bi- liyoruz. Müteahhitlerin belediyelerden küçük bir rüşvetle her türlü inşaat ruhsatını aldığını duymayan mı var... Yıllardır, Mimarlar Odası bu felaketi haber veriyordu. Her ala- Örgütsüzleştirilen Toplum nı ımara açmak, arazi yağması yapmak bir sanat ve meslek hali- negelmişti. Bugün Türkiye'nin bir- çok zengini bu arazi yağmasının ürünüydü. Belediyeler, birer rant kapısı haline nasıl dönüştü? Aklın alacağı her yere inşaat ruhsatı ve- rerek. • • • Depremle birlikte bir ideolojik tartışma yeniden alevleniyor. MHP'Iİ birbakan "Depremi iman- la yeneriz" diyor. Deprem bölge- sindeki Islamcılar, işi Allah'a hava- le etmenin heyecanı içindeler. Hat- ta. bu büyük felaketle bilimin iflas ettiğini iddia edecek kadar ileri gi- denler de var. Aslında burada bili- min değil, bilımi hiçe sayan ilkelli- ğin iflas ertiği gün gibi ortada. İstanbul ve çevresinin deprem bölgesinde olduğunu, bu depre- min bir gün Istanbul'a felaket ge- tirebileceğini hurafelerle uğraşan- lar değil bilim insanlan dile getiri- yorlardı. Anlaşıldığı kadanyla Mar- mara çevresinde büyük bir depre- min yaklaştığını Amerikalı yeraltı uzmanlan saptamışlar ve bizimki- lere bildinmişler, bizim rasathane yetkilileri de ülkenin yöneticileri- ne... Sonra ne mi olmuş? Yöneticiler işi Allah'a havate etmişler. Deprem felaketi karşısındaki çaresizliğimiz, aslında bu ülkenin temel sorunla- nnı gün ışığına bir kez daha çıkar- dı. Türkiye, örgütsüz bir ülke. Sivil toplum kuruluşlan neredey- se yok denecek düzeyde. Yıllardır örgüt düşmanlığını kendisine te- mel hedef olarak belirleyen siyasi mantık, toplumun direnme ve ör- gütlenme gücünü de kırdı. Bizim gençlik yıllarımızda Gediz depremi ki -tahribatı çok daha az- dı- bütün gençlik yardım için se- ferber olmuştuk. Körfez depre- minde ise, yurttaş üç dört günün sonunda kendine gelebildi. Etkin hareket yeni başladı. Üstelik hâlâ organizasyon çok ilkel düzeyde. Çünkü bu ülkede sivil örgütlenme geleneği yok. Her şeyi devletin be- liriemesi gerektiği, her şeyi devle- tin yapması gerektiği, kafalarazor- la sokuldu. Toplumu örgütsüz bırakan dev- letin ise, sivil savunma diye bir der- di ve bu derde göre bir hazırlığı yoktu. Hazırlıksızyakalandı. Gün- lerce devlet kurumlan ne yapma- lan gerektiğinin şaşkınlığını yaşa- dılar. Kendilerine geldiklerinde ise, bu konuda hiçbir hazırlıkları ve ya- tınmlan olmadığı anlaşıldı. Örgütlü olmayan toplum, sorun- ları devlete havale eder. Devlet ise altında bir sivil toplum örgütlen- mesi yoksa hiçbir şey demektir. İşte deprem bu gerçeği gözler önüne serdi. Şimdi yeniden örgüt- leniyoruz, yeniden sivil dayanışma ruhumuzu ayağa kaldınyoruz. Si- vil kuruluşlann ne kadar önemli ol- duğunu kavnyoruz. Çok az sayıda insanımızın oluşturduğu bir sivil toplum kuruluşu olan AKUT'un tek başına bile ne kadar fonksiyonel olduğu ortaya çıktı. ••• Altından zor kalkacağımız bü- yük bir felaketle yüz yüzeyiz. Böy- le bir felaketi ancak devleti yeni- den elden geçirerek ve sivil toplu- mun örgütlenme yeteneğini geliş- tirerek aşabiliriz. "Bir musibet bir nasihattan evla imiş (Bır kötülük bir uyandan iyidir)" atasözü önü- müzde duruyor. Musibetin boyutlan çok büyük. O zaman, değişimin ve yeniden örgütlenmenin boyutu da o kadar büyük olmak zorunda. Bu sistem artık iflas etmiş durumda. Binala- rı yeniden yaparken, bu toplumu da yeniden örgütlemenin, modern bir devlet yaratmak için örgütle- menin yollannı bulmalıyız. Avcılar izlenimleri / 2 Bu Devlet Nereye Kadar? ATAOL BEHRAMOĞLU Son durağımız, yine Reşit Paşa Mahallesi'ndeki bir büyük yıkıntı. Bu kez çevrede daha geniş çapta ön- lem alınmış. Nöbetçi askerler yıkıntı alanına kimseyi yaklaşttr- mıyorlar. Gazeteci olduğumuzu söylüyoruz. Nöbet- çilerden birinin götürdüğü binbaşının izniyie yıkıntı alanına girebiliyoruz. Karşımızda yine aynı görüntü: Çevresindeki yapı- larda depremden herhangi bir iz görünmezken yerle bir olmuş biryapının muazzam büyüklükte enkazı... Yedi katlı bu yapının 22 daireden oluştuğunu, hemen yanıbaşımızda, çömelmiş. başı avuçlannın arasında buldozerlerin enkaz üzerinde çalısmasını izleyen bir delikanlıdan öğreniyorum... Yıkıntıdan teyzesi ve eniştesi bir gün önce ölü ola- rak çıkarılmış. Şimdi iki kişinin daha, yeğeni veanneannesinince- setlerinin çıkanlmasını bekliyor... Delikanlıyı teselli et- mek için ne söylenebilir. Onu öylece, başı avuçlan arasında düşünceleri içinde bırakarak yanından sessizce aynlıyorum... Buldozerierin bu ürkütücü enkaz üzerinde, çevre- yi toza dumana boğarak çalışmalannı bir süre daha iztedikten sonra gazeteye dönmek üzere aynlırken, beklemedeki birambulansın ari<asından çıkan beyaz önlüklü genç bayan bana adımla seslenerek enkaz altında bir yakınımın olup olmadığını soruyor... " Cumhuriyet'e Avcılar ızlenimlerimi yazmak için bu- raya geldiğimi söylüyorum... Olup bitenlerte ilgili gözlemlerini sorduğum genç bayan hekim Maltepe'de görevli olduğunu, Avcılar'a yardım için geldiklennı, şu sırada yıkıntıdan on yedi yaşında bir delikanlının çıkarılmasını beklediklerini söyJüyor... "llaç-gereç baktmından hiçbir eksiğimiz yok" diye ekliyor; "ama onlan uyguiayabileceğimiz kimseyok... Çünkü hep eks (ölü) aiıyonız..." Dönerken arkadaşlarta "devlet"\ konuşuyoruz... Faciaya bunca geç müdahalenin, bu örgütsüzlüğün, dağınıklığın, eşgüdümsüzlüğün, çürümüşlüğün ne- denlerini... Bu devletin tepeden tırnağa yenilenmesj gerektiğini... Ve sanıyorum ki bütün bir toplum da yavaş yavaş artık sadece bunu konuşmaya başlıyor... Cezaevleri Depremzede tutuklulara özel görüş izniANKARA (AA) - Depremden etkilenen tutuklu ve hükümlûler aileleri ile telefon görüşmesi yapabilecekler. Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, cnmhuriyet başsavcılıklan ve cezaevi müdürlerine bir genelge gönderdi. Buna göre Sakarya, Kocaeli, Yalova, İstanbul, Bolu il ve ilçeleriyle Bayındrrlık ve Iskân Bakanlığı tarafından afet bölgesi içindeki diğer il ve ilçelerde meydana gelen deprem felaketi nedeniyle mağdur olanlann yakınlanyla telefon görüşmesi yapılmasına izin verileceği belirtildi. Genelgeye göre telefon görüşmesi, cumhuriyet başsavcısrnın veya vekilinin yazılı izni ile ve kötüye kullanılmayacak şekilde, idare binasında ve idarenin telefonuyla yapılabilecek. Genelge uyannca Sakarya ve Yalova'dân başka cezaevlerme nakledilen hükümlü ve turuklulann ailelerine bilgi verilecek. Bu koşullan taşıyan hükümlü ve tutuklulann ziyaretçilerine ziyaret günleri dışmda da olsa cumhuriyet savcılannca gerekli kolaylık gösterilecek ve kapalı görüşmelere izin verilecek. Bakan Türk, genelgenin 60 gün süreyle geçerli olacağmı da kaydetti. Yalova Cezaevi boşaltıldı Öte yandan Adalet Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, Yalova Cezaevi'nin, yakımndaki agır hasarlı iki binanm olası bir artçı depremde cezaevi üstüne yıkılma tehlikesi bulunduğunun Bayındırhk Müdürlüğü elemanlannca belirlenmesi üzerine, cezaevindeki 77 tutuklu ve hükümlü Tekirdağ ve Edirne cezaevlerine nakledildi. Ağır hasarh Sakarya E Tipi Cezaevi'ndeki 700 hükümlü ve tutuklu da depremin ertesi günü Kastamonu. tnebolu, Bolu, Eskişehir, Kartal, Afyon, Sinop, Burdur, Isparta, Bursa, Gebze ÖzeJ Tip ve Çanakkale E Tipi cezaevlerine nakledilmişlerdi. Kilisede deprem ayini Ermeni cemaatinden yardım kampanyası İSTANBUL (AA) - Türkiye Ermenileri Patrikiiği, deprem felaketinde yaşamını kaybedenler için ayin düzenledi. Kumkapı Meryem Ana Patriklik Kilisesi'nde düzenlenen ayinde konuşan Türkiye Ermenileri Patriği 2. Mesrob, yüzyılın en büyük deprem felaketinin yaşandığuu hatırlatarak, İstanbul kiliselerinin cemaatlerinin büyük bir acı içinde olduğunu belirtti. 2. Mesrob, "Bir yandan ka>bettiklerimiz için dua ederken bir yandan da yardım karnpanyalanna kaabyoruz" dedi. Tüm İstanbul İdhselerinın bır \ardım heyeti kurduğunu belirten 2. Mesrob şöyle konuştu: "Bu sabah afet bölgesine gittik. Hissettiğimiz acıyi tarif etmemiz mümkün değüdir. Türkiye bu krizin üstesinden gelir. ancak ölenler geri gelmeyecek. EHn ve etnik farkuhk gözetmeden yardımlara katdmauyız, Bu, dinden öte bir insanhk olayıdır. Televizyon başmda ah vah etmekle yardım edemezsiniz" 2. Mesrob daha sonra depremde ölenler için gerçekleştirilen ayini yönetti. Ayin sırasında bazı kişüerin gözyaşlannı rutamadığı görüldü.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle