Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 22 AĞUSTOS 1999 PAZAR
DEPREM
İTÜ Avrasya Yerbilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Aykut Barka, hazırlıklı olmak gerektiğini söyledi
'Istanbıd'uh avantajlan var'
ALİER
İTC Avrasya Yerbilimleri Enstitüsü
Müdürü Prof. Dr. Aykut Barka, tüm
bulgulann, Istanbul'da yakın
gelecekte, lzmit depremı
büyüklüğünde bır depremin
olabıleceğine ışaret ettığını
belirterek "tstanbul kendi
depremine hazırlanmah" dedi.
Marmara'da 4 milyon yıldır deprem
olduğunu anlatan Prof. Barka, "Bir
insanın 'inşallah' demesiylebu
depremler durmaz. Üzerimizdeld
kaderciliği atarak bilimsel önlemler
almalıyız" dıye konuşrü. Fa> hatlan
konusundakı uzmanlığıyla bılınen
Prof Barka sorulanmızı yanıtladı:
- Bilinı adamlan depremlerle Ugili
neler biliyor, nelcri benüz bilmiyor?
- Bilim adamlan bu depremlenn
üzennde olduğu faylan bıliyor, bu
faylann detay geometnsinı biliyor.
Bu faylann parçalannı bıliyor,
bunlann üzennde CPS sıstemle
yaptığımız ölçümlerle bu faylann
üzerindekı hızlan biliyor, hareket
hızlannı bıliyor (uydular
aracılığıyla yapılan geometrik
ölçümlerle). Tüm bu ölçümler,
bunlann üzerindekı hareketin
türünü venyor. Bunlann üzennde
olabilecek stres dedığımiz yükün,
enerji ya da yer değıştirme
binkimının mıktannı ölçüyoruz. Bu
faylann üzennı kazıp daiha önce
olmuş depremleri tanhlemeye
çalışıyoruz. Yine uydu kullanarak
deprem sırasında veya
depremlerarası deformasyonun
alansal dağılımını veriyoruz.
Bunlann hepsı bize hangı fay veya
fay parçası üzennde ne kadar nsk
var. bunlann hesaplanmasını
sağlıyor. Yapamadığımız şey ıse bu
faylann ne zaman depreme yol
açacağıdır Bu konuda da dünyada
gelışmeler var. Çın bunu kendısine
ıdeal yapmış durumunda, ama
başan oranlan yüzde 20 ıle yüzde
40 arasında
- Zaman belirlenemiyor derken,
yaklaşık bir zaman dilimi vermek
mümkün değil mi?
- Şunu söyleyebılırım. Marmara'da
olanlara bakalım. Geçmiş
depremlere baktığımızda. bu
• depremlenn göç etmesinde en uzun
dönem şımdi yaşanan dönemdir ki .
32 yıl aldı (Kuzey Anadolu Fayının
1967'de Mudumu'da kınlmasından
1999'da tzmit Körfezi'nde kınlması
arasındakı süre). Daha öncekı
yıllarda, mesela 1939'dan 1942'ye
3 sene aldı. 42'den 43'e 1 sene,
43"ten 44'e 3 ay 44'ten 57"ye 14
sene, 57'den 67'ye on sene. 67"den
99'a 32 sene. Bu tabloya
baktığımızda tzmit Körfezı'nde çok
yakın bır fay segmentinın kınlması
gerekiyor. Bız bunlann geometrik
konumlanna bakıyonız. Mesela 32
sene alan kısımda bir sıçrama var
ve alan bayağı genış. Ama 1943"ten
44'e geçmesı 3 ay aldı. 3 ay aralıklı
depremde dikkat çeken nokta.
segmentlenn bırbirine çok yakın
olması.
- Türtdve'deki biitün fay hatlan
biliniyor mu?
- Biliniyor, ama faylann tespıtinde
yalnız yerlerinın değil, bunlann
üzenndeki hızı bılmek
zonındasmız. Bu fay üzenndeki en
son depremi ve ondan önce
gerçekleşmiş depremleri
bilmelısıniz ki bundan sonra
olacaklan saptayabılesiniz.
Türkiye'nin tüm fay hatlan ve
parçalannın detay özellıklerinin
bilinmesinde sorunlanmız var.
- Son deprem, İstanbul için
beklenen depremi nasıl etkiledi?
- Marmara kompleks bır yapıya
sahip. Kuzey Anadolu fayı
Marmara'nın doğusunda 3 kola
aynlıyor. Bu kollar da daha küçük
segmentlerden meydana geliyor.
Kuzey Anadolu fayının bın
kilometresı düz bir çizgı çızerken
burada birden çatallaşıyor.
/
stanbul'un lzmit ve Adapazan'na göre avantajlan var. Birincisi îstanbul'un önemli
bölümü sert kaya zemin üzennde. Kaya zeminlerde depremin zaran daha az oluyor.
Çünkü deprem dalgalan buradan yüksek frekansla geçiyor ve üzenndeki binalan daha
az etkıliyor. Yumuşak zeminlerde ise, Gölcük, Adapazan gibi deprem dalgalan büyüyerek
geçiyor. Bir de îstanbul'da depreme yol açacak en yakın fay parçası 10-15 km uzaklıkta, bu
mesafe Sanyer'de 45 km'ye çıkıyor.
Siddet ve
büyüklük
ayrı şeyler
( ç^ iddet dediğimiz zaman hasar tespitinin mıktanna göre işte 7, 8,9,
, \ en fazlası 12'dir ve her yer dümdüz olur. lzmit depremini alırsak,
3T depremin şiddeti, fayın kınldığı alanda 9'dur. Istanbul'a etkisi 7
veya 8, bence 7 falandır. Ama aletsel büyüklügü 7.1 dir. Bunun
fstanbul'a etkisi dûşünülemez. Bu, depremin kendisinin ürettiği
büyüklüktür ve aletsel okumadan elde ediliyor. t
PöRTRE I Prof. AYKUT BARKA
Profesör Dr. Aykut A. Barka 1952 yıhnda Istanbul'da doğdu. Yüksek lisansını 1975 yıhnda tstanbul
Üniversitesi'nde yapan Barka, doktorasını, 1981 yıhnda 'Kuzey Anadolu Fay Kınğmm Sismotektonik
Özeuikleri' teziyle Ingiltere'deki Bristol Üniversitesi'nde verdi. f
Yurtdışındakı bırçok üniyersıtede ders veren Barka, geçen yıl Paris IPG'de misafir öğretim görevlisi olarak
çalıştı. İstanbul Teknik Üniversitesi Maden Fakültesi öğretim olan üyesi Prof. Barka, Avrasya Yerbilimleri
Enstitüsü Müdürlüğü, Kandilli Rasathanesı Deprem Araştırma Enstitüsü Danışma Kurulu Uyeliği
görevlerini yürütüyor. Deprem alanında Türkiye'nin önde gelen uzmanlan arasında yer alan Prof. Barka,
yurtdışında da tanınıyor. Barka şu an 6 projeyi yabancı bilim adamlan ile birlikte yürütüyor.
ÎTÜ Avrasya Yerbilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. A> kut Barka'}a göre fa\ üzerindeki en son depremi ve on-
dan önce gerçekleşmiş depremleri bümek, bundan sonra olacaklan saptayabUemenin olanağını yaratıyor.
- Bu avantaj mı?
- Belki şöyle bır avantaj ı var:
Erzincan gibi çok büyük bir
deprem olmaz. Yani 7.9, 8 falan
gibi. Dezavantajı ise daha sık
depreme yol açma olasıhğı.
- Fay hattındaki batıya göç olarak
tanımlanan düzenli kınlmada
geünen durak tstanbul mu?
- Batıya göç son olarak 1967"de
Mudumu vadısınin batısında
Sapanca'da bitmişti Bu göç deprem
konusunda çalışan herkesin
anlamak ıstediği bir durum. Çünkü
hiçbir fay üzennde böyle 7 tane
deprem meydana gelip de yaklaşık
bin kilometre uzunluğunda toplam
yüzey kınğı yaratmamış. Son
depremden sonra bu göç bir kere
daha teyit edıldi. Bu, herkesi
heyacanladıran bir konu. Çünkü
depremler düzensiz hareketlerdir.
Bu düzensızlığin ıçinde öyle bir
düzenli hareket yakaladınız mı
herekesın hoşuna gıdıyor Diyor ki
"tabiaün tçinde belli bir düzen var".
Deprem sırasına gelınce,
Istanbul'dan önce birkaç tane daha
parça var. Mesela Karamürserie
Çınarcık arasında. O kınklık da
yine tstanbul'u etkileyecek. Bunun
yanı sıra Çınarcık çukurunda
depremler meydana getırmiş. Ama
Çınarcık çukurluğundakı faylar
normal faylardan farklı bir yapıya
sahip. Bunlarda çok büyük
depremler olmaz.
Daha çok 6. 6.5 cıvannda olur.
Daha az, ama yine de hasara neden
olur. Biraz daha Îstanbul'un
güneyine gelindiğinde denizin içine
gırdığiniz zaman bilınmeyenler
artıyor.
Çünkü karadan bir şeyler
görüyorsunuz, ama denizin içindeki
topoğrafyayı bilmıyoruz. Orada
diyelim ki her 5 km karede bir
derinlikten ahnmış ölçülerden
çizilmiş kaba bır şey var.
Biz şimdi bunu yenilemeye
çalışıyoruz. lzmit depremi belki
bize bu fırsatı verecek,
Marmara'nın detay taban
topografyası hakkında bilgi sahibi
olacağız. Îstanbul'un güneyinde
basenleri ayıran sırtlar var.
Bunlardan bir tanesi İstanbul'a çok
yakın. Bu sırtlann
oluşturabilecekleri depremler veya
basenlenn içinde oluşabilecek
depremler tstanbuTa daha yakın
depremler
- Bu depremler için beklenen
büyüklük ne olabiür?
- Burada iki kategori olabilir: Bir
tanesi çukurluklarda olanlar, 6, 6.5,
6.7"ye kadar çıkabilir. Bunlar, bu
olan depremden daha küçük
depremlerdir. Bir de bu depreme
benzer bir deprem olabilir;
îstanbul'un güneybatısındaki
sırtlarda şiddeti 7.1 , 7.2. olabilir,
ama kesınlikle 8 olmaz.
Îstanbul'un lzmit ve
Adapazan'na göre avantajlan var.
Birincisi, Îstanbul'un önemli
bölümü sert kaya zemin üzerinde.
Kayalık zeminlerde depremin zaran
daha az oluyor.
Çünkü deprem dalgalan buradan
yüksek frekansla geçiyor ve
üzenndeki binalan daha az
etkiliyor. Yumuşak zeminlerde ise
Gölcük, Adapazan gibi deprem
dalgalan büyüyerek geçiyor. Bir de
Istanbul'da depreme yol açacak en
yakın fay parçası 10-15 km
uzaklıkta, bu mesafe Sanyer'de 45
km'ye çıkıyor. İstanbul bu
avantajını kullanırsa lzmit'te
olanlan yaşamaz.
- İstanbul kendi depremine nasıl
haznianmah?
- İstanbul kendi depremine birkaç
şekilde hazırlanabilir. Bir kere
bilimsel çalışmalara hız verilmeli.
Son depremle Marmara ıçinde
deprem olasıhgı daha da arttı.
Tanhsel depremlere de
baktığımızda deprem periyotlannm
dolduğunu zaten söylüyonız. Arh,
bu depremin de yüklemesi var.
Deprem 'ben geliyorum' diyor.
Bilimsel açıdan bu deprem
hakkında maksimum bilgi
üretmeliyiz. Hangı segmentte daha
çok hareket var, ne oluyor ne
bitiyor. Bunlar için öyle bir sistem
oturtmalıyız ki günde 24 saat,
haftada 7 gün gözlem yapacak
sistemlere geçmelıyiz. CPS
konusunda geçiyoruz, sismoloji
konusunda bunun üstünde
duruyonız. Deniz içinin
anlaşılaması konusunda yeni
projelere ihtiyaç var. Hazırlıklann
bir de mühendislık tarafı var.
Sağlıksız binalan sağlamlaştırmak,
yeni yapılacak bmalarda yeni
yönetmeliklerin kesınlikle
uygulanması gerekiyor. Türkiye'de
bu alanda çok değerli hocalanmız
var. Deprem mühendisi
arkadaşlanmın söylediği şu:
"Türkiye'de var olan şartnamelere
uyulduğu takdirde bu hasarlaruı bu
derecede meydana gelmevecegi
kesin."
1
Depremde bınanın hasar
görmesi nonnaldır, ama
yıkılmaması gerekiyor. Biz bu
yıkımı önlediğimiz zaman
başanlıyız.
'Kadercilikterkedflmeir ~
Daha da önemlisi, insanlann
hazırlanması lazun. Türkiye'de şu
'•kadercilik" olayını insanlar
üzerlerinden atmalı. Her şeyi
Allah'a baglamak son derece
yanlış. "tnşauah olmaz, Auah
korudu, cezalandırdr"... Bunlann
hepsi yanlış. Marmara'da 4 milyon
yıldır deprem oluyor, bir insanın
inşallah demesiyle de durmaz.
Depremin kendisi ınsanlan
öldürmüyor, yüzey kınğı meydana
getirir. onun yanında olsanız bile
size bir şey yapmaz. Aynca
gelişmekte olan ülkenin sorunlannı
yaşıyoruz. Türkiye'de enkazın
İcaldınlması konulannda bir ön
hazırhk, çalışma yok.
Bütün depremlerde hemen askeriye
çalışmayı başlatıyor ve bazı lokal
şeyler. Mesela bölgedeki vali yeni
gelmiştir, orarun depremini bilmez,
bir şeyini bilmez, daha önce böyle
bir olay başından geçmemiştir.
Birinci ve ikinci gün şoke olarak
geçer. TEM otoyolunun gün ağanr
agarmaz açılması gerekiyordu,
demiryolunun onanlması yanm
günlüİc işti. Bunlann, deprem
olmayan bölgelerden havayoluyla
vs. yapılacak takviyelerle yapılması
gerekirdi. Özetle, devletin
birimlerinin buna hazırlıklı olması
lazım.
- tstanbullularm önemli bir bölümü
geceyi dışanda geçinneye devam
edivor. bir öneriniz var mı?
- Bu konu, ınsanlann kendilerinin
karar vermesi gereken bir konu.
Ben evımde kahyorum. Ama neden
kalıyorum? Çünİcü benim evim
Maslak'ta sağlam bir zemin
üzerinde. Fay hattına 60-70 km
uzak ve oturduğum evin iyı
yapıldığına inanıyorum. Tüm bu
faktörleri değerlendirerek evde
kalmaya karar verdim.
1FIR NOKTASIIORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@turk.net
Depremin sarstığı yerlerdeki,
ayakta kalan evlerinden çevreye
yardım için çalışan yakınlanmızla
konuşuyoruz, ekranlan izliyoruz.
Yurttaşlar, günlerdir tam bır şaş-
kınlık ve örgütsüzlük yaşandığını
anlatıyorlar. Yiyeceklerin organi-
zasyonsuzluk nedeniyle koruna-
madığı için çürümeye terk edildi-
ğini, birkaç gün sonra ise yeniden
gıda sıkıntısı ıhtimalinin gündem-
de olduğunu belirtiyorlar. Göl-
cük'te karantina uygulanmasının
bir nedeninin de hâlâ seyyar tuva-
letlerin kurulamamış olmasından
kaynaklandığını söyîüyorlar.
Karamürsel'de bazı binalarda
çatlak bile yok. Kendi oturacağı
binayı dikkatle ve usulüne uygun
yapanlar bu büyük felaketi kayıp-
sız atlatmışlar. Sistemi hepimiz bi-
liyoruz.
Müteahhitlerin belediyelerden
küçük bir rüşvetle her türlü inşaat
ruhsatını aldığını duymayan mı
var... Yıllardır, Mimarlar Odası bu
felaketi haber veriyordu. Her ala-
Örgütsüzleştirilen Toplum
nı ımara açmak, arazi yağması
yapmak bir sanat ve meslek hali-
negelmişti. Bugün Türkiye'nin bir-
çok zengini bu arazi yağmasının
ürünüydü. Belediyeler, birer rant
kapısı haline nasıl dönüştü? Aklın
alacağı her yere inşaat ruhsatı ve-
rerek.
• • •
Depremle birlikte bir ideolojik
tartışma yeniden alevleniyor.
MHP'Iİ birbakan "Depremi iman-
la yeneriz" diyor. Deprem bölge-
sindeki Islamcılar, işi Allah'a hava-
le etmenin heyecanı içindeler. Hat-
ta. bu büyük felaketle bilimin iflas
ettiğini iddia edecek kadar ileri gi-
denler de var. Aslında burada bili-
min değil, bilımi hiçe sayan ilkelli-
ğin iflas ertiği gün gibi ortada.
İstanbul ve çevresinin deprem
bölgesinde olduğunu, bu depre-
min bir gün Istanbul'a felaket ge-
tirebileceğini hurafelerle uğraşan-
lar değil bilim insanlan dile getiri-
yorlardı. Anlaşıldığı kadanyla Mar-
mara çevresinde büyük bir depre-
min yaklaştığını Amerikalı yeraltı
uzmanlan saptamışlar ve bizimki-
lere bildinmişler, bizim rasathane
yetkilileri de ülkenin yöneticileri-
ne...
Sonra ne mi olmuş? Yöneticiler
işi Allah'a havate etmişler. Deprem
felaketi karşısındaki çaresizliğimiz,
aslında bu ülkenin temel sorunla-
nnı gün ışığına bir kez daha çıkar-
dı. Türkiye, örgütsüz bir ülke.
Sivil toplum kuruluşlan neredey-
se yok denecek düzeyde. Yıllardır
örgüt düşmanlığını kendisine te-
mel hedef olarak belirleyen siyasi
mantık, toplumun direnme ve ör-
gütlenme gücünü de kırdı.
Bizim gençlik yıllarımızda Gediz
depremi ki -tahribatı çok daha az-
dı- bütün gençlik yardım için se-
ferber olmuştuk. Körfez depre-
minde ise, yurttaş üç dört günün
sonunda kendine gelebildi. Etkin
hareket yeni başladı. Üstelik hâlâ
organizasyon çok ilkel düzeyde.
Çünkü bu ülkede sivil örgütlenme
geleneği yok. Her şeyi devletin be-
liriemesi gerektiği, her şeyi devle-
tin yapması gerektiği, kafalarazor-
la sokuldu.
Toplumu örgütsüz bırakan dev-
letin ise, sivil savunma diye bir der-
di ve bu derde göre bir hazırlığı
yoktu. Hazırlıksızyakalandı. Gün-
lerce devlet kurumlan ne yapma-
lan gerektiğinin şaşkınlığını yaşa-
dılar. Kendilerine geldiklerinde ise,
bu konuda hiçbir hazırlıkları ve ya-
tınmlan olmadığı anlaşıldı.
Örgütlü olmayan toplum, sorun-
ları devlete havale eder. Devlet ise
altında bir sivil toplum örgütlen-
mesi yoksa hiçbir şey demektir.
İşte deprem bu gerçeği gözler
önüne serdi. Şimdi yeniden örgüt-
leniyoruz, yeniden sivil dayanışma
ruhumuzu ayağa kaldınyoruz. Si-
vil kuruluşlann ne kadar önemli ol-
duğunu kavnyoruz. Çok az sayıda
insanımızın oluşturduğu bir sivil
toplum kuruluşu olan AKUT'un tek
başına bile ne kadar fonksiyonel
olduğu ortaya çıktı.
•••
Altından zor kalkacağımız bü-
yük bir felaketle yüz yüzeyiz. Böy-
le bir felaketi ancak devleti yeni-
den elden geçirerek ve sivil toplu-
mun örgütlenme yeteneğini geliş-
tirerek aşabiliriz. "Bir musibet bir
nasihattan evla imiş (Bır kötülük
bir uyandan iyidir)" atasözü önü-
müzde duruyor.
Musibetin boyutlan çok büyük.
O zaman, değişimin ve yeniden
örgütlenmenin boyutu da o kadar
büyük olmak zorunda. Bu sistem
artık iflas etmiş durumda. Binala-
rı yeniden yaparken, bu toplumu
da yeniden örgütlemenin, modern
bir devlet yaratmak için örgütle-
menin yollannı bulmalıyız.
Avcılar izlenimleri / 2
Bu Devlet
Nereye
Kadar?
ATAOL BEHRAMOĞLU
Son durağımız, yine Reşit Paşa Mahallesi'ndeki bir
büyük yıkıntı. Bu kez çevrede daha geniş çapta ön-
lem alınmış.
Nöbetçi askerler yıkıntı alanına kimseyi yaklaşttr-
mıyorlar. Gazeteci olduğumuzu söylüyoruz. Nöbet-
çilerden birinin götürdüğü binbaşının izniyie yıkıntı
alanına girebiliyoruz.
Karşımızda yine aynı görüntü: Çevresindeki yapı-
larda depremden herhangi bir iz görünmezken yerle
bir olmuş biryapının muazzam büyüklükte enkazı...
Yedi katlı bu yapının 22 daireden oluştuğunu, hemen
yanıbaşımızda, çömelmiş. başı avuçlannın arasında
buldozerlerin enkaz üzerinde çalısmasını izleyen bir
delikanlıdan öğreniyorum...
Yıkıntıdan teyzesi ve eniştesi bir gün önce ölü ola-
rak çıkarılmış.
Şimdi iki kişinin daha, yeğeni veanneannesinince-
setlerinin çıkanlmasını bekliyor... Delikanlıyı teselli et-
mek için ne söylenebilir.
Onu öylece, başı avuçlan arasında düşünceleri
içinde bırakarak yanından sessizce aynlıyorum...
Buldozerierin bu ürkütücü enkaz üzerinde, çevre-
yi toza dumana boğarak çalışmalannı bir süre daha
iztedikten sonra gazeteye dönmek üzere aynlırken,
beklemedeki birambulansın ari<asından çıkan beyaz
önlüklü genç bayan bana adımla seslenerek enkaz
altında bir yakınımın olup olmadığını soruyor... "
Cumhuriyet'e Avcılar ızlenimlerimi yazmak için bu-
raya geldiğimi söylüyorum...
Olup bitenlerte ilgili gözlemlerini sorduğum genç
bayan hekim Maltepe'de görevli olduğunu, Avcılar'a
yardım için geldiklennı, şu sırada yıkıntıdan on yedi
yaşında bir delikanlının çıkarılmasını beklediklerini
söyJüyor... "llaç-gereç baktmından hiçbir eksiğimiz
yok" diye ekliyor; "ama onlan uyguiayabileceğimiz
kimseyok... Çünkü hep eks (ölü) aiıyonız..."
Dönerken arkadaşlarta "devlet"\ konuşuyoruz...
Faciaya bunca geç müdahalenin, bu örgütsüzlüğün,
dağınıklığın, eşgüdümsüzlüğün, çürümüşlüğün ne-
denlerini... Bu devletin tepeden tırnağa yenilenmesj
gerektiğini...
Ve sanıyorum ki bütün bir toplum da yavaş yavaş
artık sadece bunu konuşmaya başlıyor...
Cezaevleri
Depremzede
tutuklulara
özel görüş izniANKARA (AA) - Depremden etkilenen tutuklu ve
hükümlûler aileleri ile telefon görüşmesi
yapabilecekler. Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk,
cnmhuriyet başsavcılıklan ve cezaevi müdürlerine bir
genelge gönderdi. Buna göre Sakarya,
Kocaeli, Yalova, İstanbul, Bolu il ve ilçeleriyle
Bayındrrlık ve Iskân Bakanlığı tarafından afet bölgesi
içindeki diğer il ve ilçelerde meydana
gelen deprem felaketi nedeniyle mağdur olanlann
yakınlanyla telefon görüşmesi yapılmasına izin
verileceği belirtildi. Genelgeye göre
telefon görüşmesi, cumhuriyet başsavcısrnın
veya vekilinin yazılı izni ile ve kötüye
kullanılmayacak şekilde, idare binasında ve idarenin
telefonuyla yapılabilecek. Genelge uyannca Sakarya
ve Yalova'dân başka cezaevlerme nakledilen hükümlü
ve turuklulann ailelerine bilgi verilecek. Bu koşullan
taşıyan hükümlü ve tutuklulann ziyaretçilerine ziyaret
günleri dışmda da olsa cumhuriyet savcılannca gerekli
kolaylık gösterilecek ve kapalı görüşmelere izin
verilecek.
Bakan Türk, genelgenin 60 gün süreyle geçerli
olacağmı da kaydetti.
Yalova Cezaevi boşaltıldı
Öte yandan Adalet Bakanlığı'ndan yapılan
açıklamada, Yalova Cezaevi'nin, yakımndaki agır
hasarlı iki binanm olası bir artçı depremde cezaevi
üstüne yıkılma tehlikesi bulunduğunun Bayındırhk
Müdürlüğü elemanlannca belirlenmesi üzerine,
cezaevindeki 77 tutuklu ve hükümlü Tekirdağ ve
Edirne cezaevlerine nakledildi. Ağır hasarh Sakarya E
Tipi Cezaevi'ndeki 700 hükümlü ve tutuklu da
depremin ertesi günü Kastamonu. tnebolu, Bolu,
Eskişehir, Kartal, Afyon, Sinop, Burdur, Isparta,
Bursa, Gebze ÖzeJ Tip ve Çanakkale E Tipi
cezaevlerine nakledilmişlerdi.
Kilisede deprem ayini
Ermeni cemaatinden
yardım kampanyası
İSTANBUL (AA) - Türkiye Ermenileri Patrikiiği,
deprem felaketinde yaşamını kaybedenler için ayin
düzenledi. Kumkapı Meryem Ana Patriklik Kilisesi'nde
düzenlenen ayinde konuşan Türkiye Ermenileri Patriği
2. Mesrob, yüzyılın en büyük deprem felaketinin
yaşandığuu hatırlatarak, İstanbul kiliselerinin
cemaatlerinin büyük bir acı içinde olduğunu belirtti. 2.
Mesrob, "Bir yandan ka>bettiklerimiz için dua ederken
bir yandan da yardım karnpanyalanna kaabyoruz" dedi.
Tüm İstanbul İdhselerinın bır \ardım heyeti kurduğunu
belirten 2. Mesrob şöyle konuştu: "Bu sabah afet
bölgesine gittik. Hissettiğimiz acıyi tarif etmemiz
mümkün değüdir. Türkiye bu krizin üstesinden gelir.
ancak ölenler geri gelmeyecek. EHn ve etnik farkuhk
gözetmeden yardımlara katdmauyız, Bu, dinden öte bir
insanhk olayıdır. Televizyon başmda ah vah etmekle
yardım edemezsiniz" 2. Mesrob daha sonra depremde
ölenler için gerçekleştirilen ayini yönetti. Ayin sırasında
bazı kişüerin gözyaşlannı rutamadığı görüldü.