18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
30TEMMUZ 1999 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 'Tarikat okulları kamulaştırılsm' • ADANA (Cumhurivet Güney tlleri Bürosu) - Işçı Partısi Öncü Gençlik, tarikat okullannın kamulaştınlması için imza kampanyası başlattı. Öncü Gençlik İI Sekreterlığı ımzasıyla yapılan açıklamada, geçen ay ortaya çıkan Fethullah Gülen kasetleri ile tankatlann devleti ele geçirmek içın sinsice çalışmalar yaptığının gözler önüne senldiğı belirtilerek "Tekke ve zaviyelerin kapatılmasına dairyasa, 50 yıldır ışletilmemektedir. Nitekim bugün tarikatlara ait üniversite, lıse, yurt ve dershane olmak üzere binlerce eğitim kurumunun olması şaşılacak bir durum değildir. Bız İP Öncü Gençlik olarak, gençlığımizin tarikatlara teslim edilmesini istemiyoruz. Bunun ıçin rüm bu kurumlann anayasanın 174. maddesıne göre kamulaştınlmasını istiyoruz" denildi. CHP bmasına bomba • KAYSERl/BATMAN (Cumhuriyet)-CHP Kaysen ilçe teşkilat binalanna, sabaha karşı bombalı saldın düzenlendi. Sıvas Caddesi'ndeki CHP Meh'kgazı ve Kocasinan ilçe teşkilatlannm bulunduğu binanın kapısına. kimliği henüz belirlenemeyen kışi ya da kişıler tarafından zaman ayarlı boru bomba yerleştirildı. Sabah erken saatlerde patlayan bomba, kapının önündekı demir kepenkte zarara yol açtı. CHP îl Başkanı Kemal Nakıpoğlu, bombalı saldınnın ilçe teşkilatlannda görevli çaycı tarafından fark edildiğini belirterek "Kayseri'de bütün partilerle huzur içinde, işbirliği yaparak çalışıyoruz. ıktidarda da değiliz. Bize karşı böyle bir tutuma neden girdiler, anlayamadhk" dedi. Batman'da ıse bir polis karakoluna bombalı saldın düzenlemek isterketı parçalanan teröristin Suriye uyruklu "Bervar" ve "Avreş" kod adlı Zekeriya Muhammed olduğu tespit edıldı. Yerel medya grubu kuruluyor • Yurt Haberleri Servisi - Türkiye'nin 15 büyük yerel televizyonu. 31 Temmuz-2 Ağustos tarihleri arasında yerel medya grubunu oluşturmak içın Kayseri Kay TV öncülüğünde Kapadokya Komet Otelcle toplanacak. Yerel Medya Grubu Proje Koordinatörü ve Kay TV lstanbul Temsilcısı Ahmet Gök, yaptığı açıklamada, yerel medyaya yeni bır soluk getirmeyi ve reklam verenle ortak bir hareket mekanizması kurarak var olan güvensizlik ortamını kaldırmayı hedeflediklerini belirtti. Grevdeki işçilere destek • SAMSUN (Cumhuriyet) - DtSK'e bağlı Tekstıl-iş Sendıkası tarafından 16 Haziran'da Yapa>-Jüt Çuval Sanayi AŞ'de başlatılan grev, 113 işçi tarafından sürdürülüyor. Grevdeki işçilere CHP Samsun Merkez ilçe Örgütü tarafından gıda yardımı yapıldı. Tekstıl-Iş Sendıkası Daire Başkanı Selim Omay da işçilere 20'şer mılyon lira para verdı. CHP'liler grevdeki işçilere desteklerinın süreceğinı söylediler. API Hareketi Van'da • Yurt Haberler Servisi - An Hareketi, "Yeni Siyasi Anlayış" felsefesini tanıtmak amacıyla başlattığı yurt gezilerini sürdürüyor. iki aylık süre içinde Sıvas, Yozgat, Kayseri, Ankara. Zonguldak. Karadeniz Ereğli, Erzunım, Erzincan ve geçen hafta da Konya'yı ziyaret ederek, sivil toplum örgütlen. sanayiciler, yerel yöneticıler ve yerel basın mensuplan ile görüşen An Hareketi üyelen dün Van'a gittiler. tkı gün sürecek temaslann ardından grup 31 Temmuz'da Istanbul'a dönecek. An Hareketi, "Türkiye'nin her bölgesinde lider, dünyada daha güçlü konuma gelmesi ıçin ekonomik, sosyal, kültürel alanlarda yaşanan değişımın siyasi platförmda da gerçekleştirilmesi gerektiğini" savunuyor. Uzmanlar, 4O'lı yaşlarda daha çok görülen hastalığın tedavisi için psikoterapi öneriyor Depresyon tedavi edOmefiSAADETUSLU İnsanlann utandıklan ya da hastalık olarak görmedikleri depresyon, kesin te- davi edilmemesi halinde yaşam kalitesi- ni cıddı olarak bozuyor. Anthonv Hopkins. Boris Yeltsin. Robin WÎIliams, Franz Kaika gibı pek çok ün- lünün hastalığı olan depresyon, hafif ya da ağır, pek çok insanın yaşamında yer ala- biliyor. Her duygusal iniş çıkışm depresyon ol- madığına dikkat çeken uzmanlar, ''Dep- resyon en az 2 hafta süren ve günün çoğu- nu kaplayan, hiçbir şey yapmak istememe, karamsaruk, uyku ve iştah bozukluklan, kilo değişiklikleri, hayattan zevk almama, dikkat bozukluklan, cinsel ilgide azalma olarak kendini gösterir ve kesinlikte uz- man tarafından tanımlanmaİKÜr'" dedıler. Uygun tedaviyle yüzde 70-75 oranın- • Uygun tedaviyle yüzde 70-75 oranında iyileşme sağlanan depresyon, tedavi edilmezse yüzde 10-20 arasında kronikleşebiliyor. Kadınlarda daha sık olmak üzere her yaşta ortaya çıkabilen depresyon, düzelebilen bir ruhsal hastalık olarak kabul ediliyor ve 40 yaş civannda daha çok görülüyor. da iyileşme sağlanan depresyon, tedavi edilmezse yüzde 10-20 arasında kronik- leşebiliyor. Kadınlarda daha sık olmak üzere her yaşta ortaya çıkabilen depres- yon, düzelebilen bır ruhsal hastalık ola- rak kabul edıliyor ve 40 yaş civannda da- ha çok görülüyor. Hastalığın tedavisi içın en az 6 ay ilaç ve psikoterapi önerilıyor. Depresyonun nedenlerinin biyolojik, psikolojik ve top- lumsal olabileceğine dikkat çeken uz- manlar. risk gnıplan ve yatkınlaştıncı ne- denleri ise şöyle sıraladılar: - Kadınlarda. küçük yaşta daha çok kö- tü muameleye maruz kalma gibi neden- ler etkili olabiliyor. Doğum sonrası ya da regl dönemi. - Kronik bir bedensel hastalığı olanlar. - Birinci derece yakınlan hasta olanlar, o ortamda bulunmaktan ya da genetik ne- denlerle hastalanabiliyorlar. Yatkınlaştıncı nedenler - Yoksulluk, işsizlik, boşanma ya da ay- nlma, dul olma. - Erkekler için evlenmemiş olma. - Kadınlar için evlenmiş olma, evde kü- çük çocuklann olması. -11 yaşından önce ebeveyn kaybı ya da onlardan aynlmış olma. - Güven duyulan ilişkilerin olmaması. - Doyum venneyen aile ilişkileri. - Kişilik özelliklen (takıntılı davranış örüntüleri ya da düşük benlik kaygısı). - Alkol bağımlıhğı. - Hızlı tophımsal değışiklik (göç etme gibi). Tetikkyid etkenler - Hastanm kendisinde ya da yakın ak- rabasında ağır bir yaralanma ya da hasta- lığın olması. - Yakın akrabanın veya arkadaşın ölü- mü. - Işsiz kalma. - Yeni bir yere taşınma. - Önemli parasal sorunlar. - Saldınya uğrama veya bir kaza kur- banı olma. Obsesif-kompulsif hastaları, doktora başvurmak için ortalama 7 yıl bekliyor Her 20 kisiden bîri 'takıntılı'lstanbul Haber Servisi - Aşın el yıkama. banyo temızleme, do- kunma, sayma gibı belirtilerle kendini gösteren obsesıf-kom- pulsif bozukluklar (OKB), her 20 kişiden birinde görülüyor. Özellikle çocuk yaşlarda ortaya çıkan hastalıkta hekime başvur- mak için ortalama 7 yıl geçtiği- ne dikkat çeken Doç. Dr Oğuz Karamustafaboğlu. "tnsanlarso- runlanm söylerlerse kendilerine deli gözüyle bakılacağını düşü- nüyorlar. Bu bir akıl hastahğı de- P " dıye konuştu. Bakırköy Ruh ve Sınır Hasta- hklan Hastanesi 2. Psikıyatri Kli- nik Şefi Oğuz Karamustafalıoğ- lu, OKB"lenn tekrarlayan, isten- meyen ve hoş olmayan düşünce- ler olduğunu söyledi. Hastalığın genellikle erkeklerde çocukluk, kızlarda ıse ergenlik döneminde ortaya çıktığını belirten Kara- mustafalıoğlu, "Toplumda gö- rülme oranı yüzde 2 civannda. Depresyon, fobiler ve alkol ba- ğunlıhğından sonra dördüncü st- rada yer alıyor. Akıl hastalığı ol- mayan sinir hastalıklannın en ağm" diye konuştu. Kişilerin ob- sesyon ve kompilsiyonlannın mantık dışı olduğunu, ancak bun- lan kontrol altına alamadıklan- nı anlatan Doç. Karamustafalıoğ- lu, bozukluklan şöyle sıraladı: Tipik obsesyonlar - Kir, mikrop bulaşıcılık, - Saldırgan veya şiddet içeren dürtülerini eyleme dönüştürme korkusu, - Başkalannın güvenliğiyle il- gili aşın sorumluluk duyrnak, - Dini obsesyonlar, - Cinsel obsesyonlar. - Düzen ve simetriyle ilgili aşı- n endişe, - Kullanılmaz veya yıpranmış malzemeleri atamama, - Istifçılik. Tipik kompilsiyonlar - Aşın yıkama (Ozellıkle el yı- kama ve banyo temizleme). - Kontrolcü ve tekrarlayıcı dav- ranışlar (Dokunma, sa>Tna, dü- zenleme). 40 erişkinden biri ve 200 ço- Obsesif-kompulsifbozukluk nedir? lstanbul Haber Servisi - "Obsesyon"; tekrarlayan, istenmeyen ve hoş olmayan düşünceler, "Kompıdsiyon*' ise tekrarlayıcı, törensi ve kişinin yapmaya çekindiği davranışlar olarak tanımlanıyor. Törensi davranışlar obsesyonlann yarattığı sıkıntıyı azaltmakla birlikte bu rahatlık kısa sürer ve uzun dönemde törenlerin tekran gibi bir bedeli olmaktadır. OKB'yle birlikte yoğun sıkınü ve huzursuzluk da sık görülür. OKB'li kişiler, obsesyon ve kompul- siyonlannın mantık dışı veya abartıh olduğunu bilmekle birlikte bunlan çok az kontrol altma alabiliyorlar veya hernen hıç alamıyorlar. OKB'ye bağh olarak hastada şu tepkiler de görülmekte: - Trikotilomani denilen saç, kaş ve kirpik yolma. - Ciddi hastalığı olduguna dair temelsiz korkular. - Cilt yolma, tırnak yeme. Avukat, gazeteci, eğitimci gibi mesleklerde çalışanlarda da sıkhkla görülen hastalığın belirtüeri hafıf veya hastaneye yatışı gerektırecek kadar ağır olabiliyor. cuktan birinin hayatlannın bir döneminde OKB'den şikâyet et- tiklerine dikkat çeken Oğuz Ka- ramustafalıoğlu. "Bunlar kişinin sosyal ya da mesleki ilişldlerini bozuyorsa, günde 1 saatzamanı- nı alıyorsa hastalık olarak kabul ediliyor" dedi. Eğitim düzeyi arttıkça hasta- lığın görülme sıklığınm da arttı- ğını belirten Karamustafalıoğlu şöyle devam etti: "Obsesyonlann temeli, 'Ben her şeyi kontrol altına almalıyım, benim kontrolüm altında olma- \\ görfişüdflr. Hastalığın temel nedeni biyotojiktir. Ailesinde olan birisinin hasta olma ihtimali da- ha fazla. Hayat olaj lan da hasta- lığın tetikleyicisL Bu hastalıkta kişinin hekime başvurması orta- lama 7 yıl sonra oluyor. Hastanm doğru bilgileri vermemesi, doğru hekime gidilmemesi gibi neden- lerle doğru tanı için de yaklaşık 7 yıl geciyor. Bu hastalık erken yaşta başladığuıdan ailelere çok iş düşüyor. Kısa zamanda uzma- na gitmek çokönenüL Hastalann çoğu hastanğmı gizlemek eğili- minde. Hastalar düşUncelerini saçmaolarak değerlenidiriyor. He- kimesöyterterse 'deli' olarak dü- şüneceklerini sanıyoriar. Oysa sağhk çauşanlan bu hastahğı bi- liyor. OKB akıl hastalığı değOdir. Tedavisi vardır ve mutlaka heki- me başvurulması gerekir." Tedavide bır yıl ilaç tedavisi- nin yanı sıra davranış tedavisinin de yapıldığını söyleyen Kara- mustafalıoğlu, tedavinin yapıl- maması durumunda ise hastalığın kronikleştiğini vurguladı. Dr. Mecit Calıskan 'Aşı kampanyası başanlı oldu' tstanbul Haber Servisi - lstanbul ll Sağlık Müdürü Dr. MecitÇahşkaa 0-5 yaş arası "Aşüanmanuş çocuk kalmayacak" sloganıyla başlatılan ve bu yıl beşin- cisi düzenlenen kampan- yanın Türkiye çapında ba- şanya ulaştığını ve tstan- bul'dabirinci turda 792 bin, ikinci turda 784 bin olmak üzere çocuk felci aşısının uygulandığını söyledi. Me- cit Çalışkan. "ebevenyler, aşının kısırtığa neden oldu- ğuna inanıvor ve rutin aşı- lama yapıldıgı için çocuk felci aşısına gerek du\ mu- yoıiar. Bu gibi yanuş bilgj- lerin ortadan kakünlması gereldr'' dedi. Ulusal Aşı Günleri'nin 1999 yıh değerlendirme toplantısı dün. Bulaşıcı Hastalıklar Daire Başkan- lığı, Dünya Sağlık Orgütü Türkiye Temsilcıliği, ts- tanbul ilçe sağlık grup baş- kanlannın katıldığı bir top- lantyla Ment Antik Otel'de yapıldı. Çocuk felci hastalığı (po- lio eradikasyon) programı- nın ardından gerçekleşti- nlen toplantıda, tstanbul II Sağlık Müdürü Uzm. Dr. Mecit Çalışkan, 2000 yılı- na kadar çocuk felci virü- sünü ortadan kaldınlması gerektiğini vurguladı. Toplantda konuşan Sağ- lık Bakanlığı Bulaşıcı Has- talıklar Daire Başkanı Oya Avşar da. çocuk felcinin gelişmiş ülkelerin pek çok bölgesinde ortadan kalktı- ğını, şimdi sıranın Türki- ye'ye geldiğinı kaydetti. 1998 yılından bu yana "dogrulanmış çocuk felci vakası" bulunmadığını be- lirten Avşar, yahıızca has- talığı değıl \ irüsü de orta- dan kaldırmak amacında olduklannı belirtti Program hakkında bilgi veren Dr. Mehmet Toru- noğlu, Türkiye çapında ilk turda 6 mılyon 95 bin 37. ikinci turda 6 milyon 186 bin 653 çocuğun aşılandı- ğını kaydetti. Torunoğlu, aşılamada Güneydoğu Anadolu Bölgesı hariç yüz- de 90 başan elde ettikleri- ni de sözlerine ekledi. Basınç odası yeııileııeıııecü • Hâlâ yenilenemeyen lstanbul Tıp Fakültesi Deniz ve Sualtı Hekimliği Anabilim Dah'nda faaliyet gösteren basınç odasında 28 Temmuz 1998 tarihinde vurgun yiyen iki dalgıcın tedavisi sırasında yangın çıkmıştı. Yangın sırasında asistan Dr. Cengiz Çetin ile dalgıçlar Adnan Aşır ve Sezgin Dülger yaşamlannı yitirmişlerdi. lstanbul Haber Servisi - Türkiye'de faaliyet gösteren basınç odasında 28 hiperbank oksijen tedavisi yapılabilen tek sıvil yer olan tstanbul Tıp Fakül- tesi'ndeki basmç odası, bir yıl önce çı- kan yangının ardından hâlâ yenılene- medı. tstanbul Tıp Fakültesi Denız ve Sualtı Hekimliği Anabilim Dalı'nda Temmuz 1998 tarihinde vurgun yiyen iki dalgıcın tedavisi sırasında yangın çıkmıştı. Yangın sırasında asistan Dr. Cengiz Çetin ile dalgıçlar Adnan Asır ve Sezgin Dülger yaşamlannı yitirmiş- lerdi. Yılda ortalama 500 hastava hizmet veren basınç odası; vurgun, karbon- monoksit zehiıienmesL ani işitme ve görme kaybı gibi pek çok hastalıkta ya tek tedavi seçeneği ya da en son başvurulan yoL Kazanın üzerinden bir yıl geçmesi- ne karşın basınç odası hâlâ yenilene- medi. Doç. Dr. Şamil Aktaş. normal şartlar altında basınç odalannın 2-3 ayda tamamlanabileceğine dikkat çe- kerek "Bu birimde bize v^rilen maaş ayhk 5 milyan geçiyor. Bizim bir yıttık maasımızla burası yapdırdı. Kimse bu- ıwivenfleıneyeceğHdemr>w. Ancakbü- rokrasi yüzünden olamadT dedi. Kazanın ardından başlatılan "Ba- smç odamızı geri istiyoruz'' kampan- yasıyla 25 mihyar üra topladıklanru da belirten Aktaş, şöyle devam etti: "Ashnda amacumz 200 müyardı. Za- ten bu paralann çoğu da burada teda- vigörmüş hastalardan toplandL Dekan- lık ve rektörlük i\i niyetii. Bir bina ve- riecekti. ama şimdiyeni birbinanın ya- pnnıgündemde.Kazadan buyana has- talan mecburen GATVya gönderiyo- ruz. Ancak oranın da kapasitesi sınır- u olduğu için bizim hastalanmız nere- deyse hiç tedavi olamıyorlar." Hastalann zorunlu olarak lstanbul'da sayılan 4 olan özel basınç odalanna git- mek zorunda kaldıklarau söyleyen Şa- mil Aktaş, "Buralar ruhsatsız yerler.. Sağlık şûrasından yönetmelik çıkma- sı için karar alındı. Yönetmelik çıka- na kadarbakankkbu yerlerenıhsatver- miyor. Hastalann tedaviolacaklanbaş- ka yer olmadığı için berkes göz yumu- yor" diye konuştu. Basınç odası için yardım etmek ısteyenler, Vakıflar Ban- kası Şehremini Şubesı'ndeki 00158- 0-000-7525 74 29 no'lu hesaba para yatırabilirler. DUZYAZI ORHAN BtRGİT Tahran'daki Satranç.. Sınınn öte yanındaki bir karakollan ile, o karakol yakınında kurulmuş göçer çadırlannın dört Türk sa- vaş uçağı tarafından bombalandığını ileri süren Iran'a giden heyetimiz önceki akşam geç saatler- de Türtciye'ye döndü. Peki, Urumiye'de uzun saatler süren görüşmele- rin sonunda ne oldu? Milli Savunma Bakanı Sabahattin Çakmakoğ- lu, dün öğle saatlerinde vetoiğı demeçte, sadece Iran güvenlik güçlerinin gözetiminde bulunan ve hayvan güderken yanlışlıkla sının geçtikleri açıkla- nan iki askerimizin salıverileceğini söyledi. Bakan, Iran'ın bu bunalımı kendi iç politikasındaki sıkıntı- lar yüzünden çıkarttığını tekrarladı. Aynı saatlerde, Anadolu Ajansı'nın Tahran çıkışlı bir haberinde de, Iran resmi haber ajansının, heye- timizde yer alan bir üyemizin, bombalama olayı ne- deniyle Türkiye'nin Tahran'a tazminat ödeyecegini söylediği bildiriliyordu. Heyetimizin Urumiye'deki temaslan hakkında Ge- nelkurmay Başkanlığı Harekât Başkanı Korgeneral Yaşar Büyükanıt'tan bilgi alan Başbakan Ecevit, tazminat ödemeyi kabullendiğimiz haberinin doğ- ru olmadığını söyledi. öyte anlaşılıyor ki, Iran'ın 'bombalandık' savlan doğru ise bile, bu ülkenin Irak'la 1981 yılında yap- tığı savaş sırasında sınırian ıçıne aldığı bir toprak par- çasının şu anda kendi hükümranlığı altında oldu- ğu, uluslararası harrtalarda bulunmamaktadır. Bu- nun dışında, o topraklar PKK terönstlennin sadece girip çıkmakla kalmadığı, konaklayıp egrtım çalış- malan yaptıklan bir görünüm de sergilemektedir. Ama Tahran, heyetimizin belgelerle de ortaya koyduğu bu verileri göz ardı etmekle kalmamakta, sorunu kendi stratejisi gereği gündemde tutmaya çalışmaktadır. O stratejinin, sadece ülkedeki üniversite gençle- rinin yaptıklan gösterileri gözden olabildiğince çar- prtmak için oluştuaılduğu söylenemez. Konunun uzmanlanna göre bu olgunun yanı sı- ra, Suriye'nin son zamanlarda ülkesindeki Hizbul- lah faaliyetlerine karşı yasaklama getirmesi Tah- ran'daki iktidan harekete geçirmiş ve Türkiye'ye kar- şı sertleşırsek, Suriye'deki Şii çoğunluğuna da bu bölgedeki olaylarda söz sahibi olduğumuz mesa- jını daha kolaylıkla veririz' görüşü için de düğmeye basılmıştır. O düğmeye basış ile Israil ve Suriye arasında ABD'nin desteği ile sağlanmak istenilen yakınlaş- ma karşısında, hem Suriye'deki Şiilere, hem bölge ülkelerine de göz kırpmak isteniyor. Son zamanlarda Saddam iktidannın PKK'ye des- teğini arttırması karşısında Tahran, bu terör çetesi- ne 'Irak'ın başına sürecek merhemi yok, bölgede ne varsa bende var' haberterini de hızlı bir Türkiye düşmanlığı politikasının içinde vermek istiyor. Böylelikle, Talabani ile Barzani arasında sürege- len anlaşmazlıklardan dolayı bölgede süren çekiş- melerden de yararlanarak PKK'nin kolunda Kuzey Irak'a girebilmenin ve yörede varlığını duyurmanın yollannı da anyor. Türkjye'yi ABD ile birlikte politika oluşturan bir dev- let olarak göstermek, böylelikle kendi içindeki re- formist hareketlerin 'bu iki şeytan ittifakınca hazır- landığı kanısını uyandırmak', şu anda Tahran'daki iktidann işine gelmektedir. Nasıl gelmesin ki. Ülkenin Cumhurbaşkanı Ha- temi dün Razan ilınde yaptığı bir konuşmada bir yan- dan "Dogmatik Islam, gençliği dinden bıktınr" di- ye açık açık o iktidann izlediği sözde dine dayalı po- litikanın aslında Islamiyet için en büyük düşmanlık olduğunu göstermektedir. Öte yandan da, 8 Tem- muz gecesi Tahran'daki öğrenci yurdunu basarak 10 milyar riyallik hasara neden olan Iran polisinin açtığı yarayı bir ölçüde olsun kapatabilmek ama- cıyla, bu zarann tamamının Cumhurbaşkanlığınca karşılanacağı güvencesini vermektedir. Gerçi bugünkü rejim, kendi içinde sorunlan çöz- müş de, öte yandan komşu bölgelerde Iran nüfu- zunu ayağa kaldırarak bir şeyler yapabilır miyiz dü- şüncesınde, ama satranç masasının karşı tarafın- da da, bu düşüncenin sonuçsuz olduğunu ortaya koyan hamleler, sadece Hatemi'den gelmiyor. Yine dün, Tahran olayian karşısında bu ülkenin Is- tihbarat Bakanltğı'nın yayımladığı beş bildiri ile olay- lan hazırlamak, bunun içinde yabancılardan para al- makla suçlananlar için Iran Eski Milletvekilleri Birii- ği'nin yayımladığı bildiriyi de göz ardı etmemek ge- rekiyor. Bu bildiri aslında Hatemi'ye biriik tarafından gönderilen bir açık mektubu içeriyor ve bir yandan bakanlık hüküm giymemiş kişileri suçlu göstermek- le suçlanırken, öte yandan cumhurbaşkanı, bu Tah- ran olaylan sanıklan için adil bir yargılama sağlama- sı için göreve çağnlıyor Ve tabii, Tahran'daki iktıdara da, sının yanlışlıkla geçen iki Türk askerini olabildiğince uzun süre tut- saktutup.yurttaşlannı, 'bakın, biz Ankara karşısın- da ne kadar da güçlüyüz' mesajı ile uyutma göre- vi düşüyor. Demek ki şu anda Iran'da iki ayn iktidar var. Bi- risi, ülkesini 'istilaya gelen iki Türk askerini' olabil- diğince salıvermeyerek halkının dikkatlerini iç so- runlardan çekmek isteyen Mollalar rejimi.. Öteki de, bu tür küçük oyunlarla bir yere vanla- mayacağının bilincinde olan Hatemi ve yandaşlan. Bakalım Tahran'daki satranç masasından kim galip kalkacak? Dogmatik Islamcılar mı, yoksa akılcı Müslüman- larmı? Faks:0212 677 07 62 E-Mail:orhan.birgrt(« do.nettr. Sağlık Bakanı Osman Durmuş 'İlaç fiyatlannı kontrol edemiyoram' ANKARA(CumhuriyetBürosu)-Sağlık Bakanı Os- man Durmuş, Türkiye'de yerli ilaç sanayinin çökme noktasında olduğunu, dışalım nedeniyle fiyatlann sü- rekli arttığıru belirterek "Bunu ben bile kontrol ede- miyorum. Bu konuda kontrol gerekli" dedi. Ankara Tîcaret Odası Başkanı Sinan Aygfin, dün Sağ- lık Bakanı Durmuş'u ziyaret etti. Osman Durmuş, Türkiye'deki tüm hastaneleri denetlediğini, başhekim- leri değiştirdiğini, sosyal güvenlik düzenlemesinin ardından sağlık reformlannın geleceğini söyledi. Dur- muş, yasa tasansı için insanlann sokaklara döküldü- ğünü anımsatarak "Burada yönetenierin hatası var, ama yürüyenlerin de hatası var" diye konuştu. Toplumda orta sınıf, küçük esnaf ve sanayicinin sı- kmtı içinde olduğunu, üretime dönük bir şey yapmak- tansa repoya faize ve borsaya koşulduğunu vurgula- yan Durmuş, "küçük esnafin bir araya gelerek mar- ' ket kuramadığuu, büyük işletmecilerin de bakkalhğa, kasaphğa ve marketçiliğe soyunduğunu" vurguladı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle