24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 30 TEMMUZ 1999 CUMA OLAYLAR VE GORUŞLER Kurultay Sonrası Nasıl Bir CHP? Engİll ÛNSÂL Hukukçu, Eski P arlamentosunda solun tem- sil edilmediği ülkelerde tu- tucu değerlerin öne çıkma- sı kaçınılmazdır. Hele bu ülkeler, Türkiye gibi, gelir dağıhmının son derece bo- zuk. sosyal çelişkilerin keskin. ilerici-ge- rici karşıtlığının köklü ve aydınlanma sürecinin darbogazda oldugu ülkeler ise bağnazlık daha da belirginleşir. 18 Nisan seçimleri. beklendiği gibi, Türk politikasına biresenlik. birdingin- lik getiremedi. Arap kültürüne dayalı bir milliyetçılik anlayışı, tarikatlara hoş- görü ile bakış. devletin ve özellikle yar- gının köktendinciler tarafindan ele ge- çirilme sürecıne karşı sessiz kalış, işçi- nin ve memurun yaşama ve örgütlenme hakkına karşı umursamazlık, ülkenin yeni siyasal yaşamının ilk belirtileri ol- du. Bu gelişmelere bakarak ülkenin ge- lecegine umutla bakmak olası değil. Sol kanadı olmayan, Türk solunun temsil edilmediği bu parlamento ile Tür- kıye'nin ileri gidebileceğine inanmak safdillik olur. Bu parlamentoda CHP temsil edilse idi çok şey değişirmiydi? Bazı şeylerel- bette değişirdi. Örneğin TBMM'ye tür- ban ile gelinmesi, Fethullahçılık olgusu, IMF dayatmacılığı gibi konularda TBMM'den daha değişik sesler çıkabi- lir ve tutumlar sergılenebilirdi. Ama unu- tulmaması gereken bir gerçek de var: Milletvekili CHP, son yıllardaki konumu ile bir sol parti değildir. Aslında büyük önder Atatürk tarafin- dan kurulmuş olan CHP, anti-emperya- Iist çizgide, tam bağımsızlık ve imtiyaz- sız, sınıfsız bir toplum yaratma ilkeleri üzerine kurulmuş bir partidir. Kunıluş özünde sol örgeler (motifler) vardır. CHP'nin yanlışı, değişen ekonomik ve sosyal koşullar karşısmda yoksul çogun- luğun yanında yer alacağı siyasal evri- mi yaşamamış olmasıdır. Ortanın solu kavramını ortaya koyduğu 1970'li yıllar- da partinın oylannın yüzde 40'lara taşın- ması, toplumun bu yoldaki özlemini ve beklentısinı çok açık olarak ortaya koy- maktadır. CHP yöneticileri umutsuzlann rüz- gânnı yakalayamamış, onlann beklen- tilerinin tavanına erişememiştir. 26 Haziran'da yapılan CHP'nin 10. Olağanüstü Kurultayı, bu bağlamda, bir çözüm getirebilir miydi? Sol, bir "flke- terbütünü"dür. Bir parti, birkurultay ile, büyülü bir degnek değmişcesıne, bir günde sol bir parti kimliğine kavuşa- maz. Sol bir partinin oluşumu bir ilke- ler demetınin kabulünü, o ilkelenn ya- şama geçirilmesi için belli bir süreci ve hepsinden önemlisı, zor içinde olgunlas- mayı öngörür. Bunun için kadrolar, bu- nun için sabır gereklidir. Kurultay sonrasında CHP, ülkenin si- yasal yaşamındaki boşluğu doldurmak için, bilinçli ve kararlı adımlar atmak zorundadır. Önce parti tüzüğünde ge- rekli değişiklikler yapılarak parti içinde- Id mezfaepçi,bölgeci, rant peşinde koşan lümpen üyeegemenliğine son vermefidir. Bunun yolu, üye-parti ilişkısınin düzel- tilmesinden geçer. Oye, partisine öden- ti (aidat) ödeyecektir ve bunu ödemeye- nin parti ile ilişkisi kesilecek ve parti içi etkinliklere kaiılması önlenecektir. Par- tinin birimlerinin kuru kalabalıklara de- ğil, inançlı üyelere gereksinimi vardır. Ödentisini ödeyenler ilçe delegesi se- çebilecek ve ilçe delegesi olabiJecektir. Parti içi demokrasi gerçekleştırilecek ve önseçimler ödenti ödemiş tüm üyelerin katılımı ile yapılacakhr. Böylece CHP'ye, partide bir işlevi olacağına inananlar ve parti ile kendisi- ni özdeşleştirenler gelir. Bu üyeler şu- nun ayırdına varacakJardır ki partılere b r şeyter isteınek için degıl, bir şeyter ver- mek için gelinmelidir. CHP'nin siyasal işlevini yerine geti- rebilmesi için parti içi demokrasiyi ger- çekleştirmesi yeterli değildir. Çok daha önemli başka adımlar atmalıdır: Araştuina bürosu kurmalıdır. Bu bü- roda görev alacak bilim adamlan. par- tililer ve danışmanlar Türkiye'ye özgü bir sosyal demokrat anlayışın gergefıni işlemelidirler. Bu kadro uluslararası alandaki siya- sal gelişmeleri degerlendirmeli, Yeni Dünya Düzenini çarmıha germeli, par- tinin düşün alanına bir zenginlik getire- rek düşünce ve kitap üreten bir parti kimliği ile üyelerini bir yayın bombar- dımanına tutmalıdır. Eğitim birimleri kurmalıdır. Bugün CHP'nin değışık birimlerinde görev al- mış kişilerin sosyal demokrasiyi algıla- malan, görme özürlülerin fili tarumla- malanna benzemektedir. Bunu, kimse- yi suçlamak için söylemiyorum. Bugü- ne değin CHP ideolojik eğitim yapma- dığı için partililerin ideoloji fukarası ol- ması kaçınılmazdır. Hiç kımse inanma- dığı, özümsemediği, bilmediği bir inan- cın savaşımını başan ile veremez. CHP'li- lerde veremedi. Eğiülmemişlerdi. Bilinç- lendirilmemişlerdi. CHP'nin 18 Nisan se- çimlerinde aldığı yaklaşık 3 milyon oy, CHP yöneticilerinin dalgalandırdığı seç- menlerden gelmedi. Bu üç milyon seç- menin içinde inançlı CHP'linin oyu az, ama Atatürk'e inanan, köktendinciliğe karşı çıkanlann oyu daha çok yer tutar. Öyle ise yeni dönemde parti bireyleri- nin siyaseten bilinçlendirilmesine, eği- tilmesine çok önem vermek gerekir. tşçi bürolan kurulmalıdır. Sosyal de- mokrat bir partinin iIkesel ve üyesel açı- dan emekçilere dayanması, sosyal de- mokrasinin otanazsaofanazkuralıdır. Par- ti örgütünün oldugu her yerde bu büro- lar kurulmalıdır. Bürolann, yönetimden bir kişinin baş- kanlığında, o yörede örgütlenmiş işkol- lan temsilcilerinden oluşması önemlidir. Işçi bürolan partiyi ve ilkelerini işyer- lerine ve işçiye taşıyacak çok önemli bir avadanltktır. Bu bürolarda görev alan iş- çiler ve sendikacılar bulunduklan yöre- lerdeki atölyelerde, fabrikalarda CHP işyeri işçi komkeleri kuracak ve partiye inançlı üye kazanımı için, işçiye sosyal demokrat siyaset inancını verebilmek için çaba gösterecektir. CHP, sanayi iş- çisıni ve tarrnı işçisini bu komiteler ara- cıhğj ile partinin çatısı altına getirmeli- dir. Uyelerinin çoğunluğımun işçılerden oluşmasma özen göstermelidir. Işçi komiteleri, CHP'ye canlıhk ve inanç getirecek bir dişlidir. Onun dön- mesi ile ve dörtdüğü sürece parti sol çiz- gide inandıncı olabilecek ve güçlü kad- rolara kavuşabilecektir. Bu komiteler iş- çileri, sendikası ile birlikte sahiplene- cek ve sorunlannı CHP'nin bayragı al- tında kamuoyuna ve Meclis'e taşıyacak- tır. Kurultay sonrasında "CHP tüm bu sonrabra eğilmeii ve mutsuzlann, yok- suDann laik cumhuriyete, demokrasiye ve Kemaüzme inananiann umurJannı ayakta tutmabdır"" inancı içine girildiği umudunu taşımak isriyoruz. 10. Olağanüstü Kurultay sonucunu akıla, çağdaş ve Türkiye gerçeklenni ku- caklayan yeni birdönemin muştucusuola- rak kabullenmek istiyoruz. CHP'nin yeni yönetimi CHP'nin ik- tidar yürüyüşünü başlatmalıdır. Bu yürüyüş tarlalardan, fabrikalardan baş- lamadıkça CHP sosyal demokratbir par- ti olamaz ve beş yıldızlı otel tuzagından hiç kurtulamaz. ARADABlR ZEKERİYA BVLVT/Emekliöğretmen Akıl da Kansere Yakalandı Ortalık toz duman içerisinde. Insanlar vurgun, sömürû, soygun ve ahlaksızîık çığ önünü göremez oldu. Bir tantana, bir şama- gibi büyumektedir. Şöyİe ki, dünyanın en zen- ta, bir gürültü ki sorma gitsin. Bulanık su- gin üç adamının varlığı, 48 ülkenin ulusal ge- da balık avlama zamanı... Ha gayret! Bu fır- lirinden daha yüksek, yine 100 ülkede kişi sat sadece ülkemizde değil, bütün dünya- başına düşen ulusal gelir, 10 yıl öncesinin da da böyle. Birileri malı gotürüyor. altında. Güney yankurede açlıktan yılda ölen Türkiye Büyük Millet Meclisı lojmanlann- insan sayısı 30 milyon. Bu tablo gelecekaçı- da kaçak elektrik kullanıldığı saptanmış. il- sından huzur değil kan, ter ve de göz yaşı gililer, dokunulmazlık nedeniyle suçlulara vaat etmektedir. karşı işlem yapılamadığını söytüyorlar. Ibret- insanlık, korkunç bir uçurumun kıyısında lik olay! Milletvekili böyle yaparsa en kötü umutsuzluk içerisinde çırptnıyor. Kime, ne- örnek olmaz mı? Ama bir de duvann arka ye, nasıl, ne zaman ve nerede tutunacağı- yüzü var. "Devlet malı deniz, yemeyen do- nı bilemiyor. Sorunlar, gereksinimler kar to- muz" diye. Yine bal tutan parmak yalamaz pu gibi yuvarlandıkça büyüyor. Hani dünya mı? Neyse... Demek ekonomik sıkınto içe- uluslan, bir vücudun organlanna benzefl- risindeler. 140 milyar dolar borcu olan bu mişti. Bir organda meydana gelecek hasar, ulusun elektrigini hiç bedavadan yakarlar mı, anza ve hastalık öbür organlan da rahatsız, sıkıntı içinde olmasalar!.. huzursuzederdi ki bu tespıt, bilimselbirtes- Bu ülkede asgari ücretle azami üçret ara- p/ttir. Öyleyse bütün bu dengesizlikler, ko- sındaki fark 49 kattır. Batı'da ise bu fark şullar daha dabüyümeden nasıl giderilecek- yaklaşık 4 ya da 5 kattır. Bizdeki ücret ada- tir? Yoksa doğa yasatannda (tabiat kanun- letsizliğı dünyanın hiçbir yerinde yoktur. Ko- lannda) uygulandığı gibi bu kavga, bu yağ- şullar boyleyken ezilen kesime nasıl kötü ve ma ve de bu sömürü böyle mi gidecektir? de çağdışı bir örnek olunduğu ortadadır. Insanlar yaşamlanboyuncaetkokuncatuz Dokunulmazlık kavramının önemi de bu ne- kullanagelmişlerdır. Ama bugün, tuz kokma- denle bir daha ortaya çıkmıştır. Hemen ma- ya başlamıştır. Iki dünya savaşı yaşanmış- aşlanna zam yapıp bu ekonomik sıkıntıdan tır. Mılyonlarca insan ölmüş ya da sakat kal- kurtulmalan gerekir!.. mıştır. O nedenle bütün güçlülere, dünyayı Türkiye'mizde 10 milyon işsiz var. Ulusal kendilerinin yarattığını sananlara, suyun ba- gelirin %55'ini avantaalar üretim yapmadan şını tutanlara, bulanık suda balık avlamak repodan, rantiye ve mafyadan kazanırken isteyenlere sesleniyorum: yoksullar ulusal gelirin %10'unu alabiliyor- Çağımız insan haklan çağı ise, buna ger- lar. Böylece de zenginlerle yoksullar arasın- çekten inanıyorsak hepimız bu yaşlı gemi- dakı gelir farkı 433 kat gibi korkunç bir sa- nin yolculanyız. Bu gemi bu doyumsuzluk- yıya ulaşıyor. lardan dolayı batarsa hep birlikte batanz. Ge- Dünyada da durum üç aşağı beş yukan lin inançta ayn, yaşamda birlik ilkesini ka- aynıdır. Teknik, mavi küremizi küçütttükçe bullenerek üretelim, yaratalım, paylaşalım yoksul-zengin uçurumu derinleştirmekte ve de gelecek günlere ümitle bakalım. Batılılann Gerçekleştirdiği tdamlar Sadt SOMEL Emekli Elçi ^^^^^ smanlılann son dönemlerinde Batılılar Andreas Baaderve UlrikaMeinhoff: Kendi adlannı ta- M^ ^ ^ herişimizekanşır ve verdikleri kararla- şıyan bir Alman çetesinin liderleri olup infazlan, ceza- • • n bize zorla uygulatmaya çalışırlardı. evinde, yargı karan olmadan yapılmış, infazlanna ınti- • • Abdfllhamitbuisteklere karşı kesinola- har süsü verilmiştir. ^ ^ W rak karşı koyamaz, bocalardururdu. Bu QmsHng: Norveçli subay. tkinci Dünya Savaşı esna- ^ ^ ^ ^ ^ haysiyet kıncı duruma bugün de tekrar sında Alman işgal kuvvetleriyle işbirliği yapmıştı. Sa- düştügümüzü^Öcalan olayında esefle görüyoruz. vaştan sonra idam edilmiştir. Onceleri, "Ocalan'ın acfil bir şekfldeyargılanmasını is- Haccanestis: Yunan generali. Anadolu seferindeki ba- tiyonız" diyen Batılılar, daha sonra, davanın imrendiri- şansızhğından ötürü Atına'da idam edilmiştir. ci biradalet duygu ve bilinciyle yürütüldüğünü gördük- Pierre Laval: Fransız politıkacısı. tkinci Dünya Sava- ten sonra taktik değiştirereİc karann kendisine itiraza şı esnasmda Almanlarla işbirliği yaptığı suçlamasıyla başladılar. Hatta bu devletlerden bazılan Türkiye'nin savaştan sonra Fransızhükümeti tarafindan idamedilmiş- egemen bir devlet olduğunu unutarak, karann degiştiril- tir. mesini ya da uluslararası bir konferansa götürülmesini Yukandaki bilgiler Batılılann yalancılıklannı ortaya isteme küstahlığında bile bulundular. Hükümetimizin bu koymaktadır, fakat kendilerini yeterince tanıtmamakta- cüretkârdevletlere, "İçislerirnize kimse kanşmasın" di- dır. Şimdi de Batıhlan yakından tanıtmak için, Fran- ye yaptığı yumuşak uyanlann hiçbıretkisi olmadığı, sal- sa'nın Cezayir'deki, ltalya'nın da Etiyopya'daki davra- dınlann devam etmesinden anlaşılmaktadır. Kanımızca, nışlanndan birer örnek verelim: bu durumda hükümetimiz, sözlü uyanlardan anlamayan, Fransa'nınMayısl945CezavTrkatüanu:4Mayıs 1945 dostluk ve nezaket kurallanndan bu derecede uzaklaşan günü, savaşm bitişi bütün dünyada oldugu gibi Cezayir'de ve ülkemızi aşağılayıcı tutumda da hiç bir sakınca gör- de kutlanırken. bırkaç Cezayıriı genç, Fransa'dan özgür- meyen budevletterle ilışkilenmızin düzeyini gözden ge- lük beklediklerini söyleme gafletinde bulundular. Fran- çirmek hakkmı kazanmıştır. Çünkü yapılan saldınlar ve sızlann yanıtı vahşice ve gaddarca oldu. Fransız asker- ileri sürülenistekier, bağımsız ve egemen bir devlete ya- leri hef yerde sivil ve masum halka ateş açtı. Birkaç gün pılabilir nitelikte istekler değildir. Bunlann durdurulma- içinde 45.000 (kırk beş bin) masum Cezayirliyi barbar- sı da gerekli yanıtın verilmesiyle mümkündür. Her du- ca katletti. Cezayirliler bunun acısını unutmadılar. Ce- rum ve tutumdadevletin onurve iribannın daha fazla ayak zayirliler Fransa'nın boyundurugundan kurtulur kurtul- alnna alınmasına izin verilmemelidir, elbetverilmeyecek- maz, katliam kurbanlarının anısını yaşatmak için'ASSO- tir de... CIATION DU 4 MAI isimli bir demek kurdular. Ceza- Türkiye'de idam cezalan zaten uzun yıllardan beri in- yirlilerheryıl, mayıs ayındao katliamın kurbanlannı göz- fâz edilmemektedir. Öcalan hakkında verilen hükmün de yaşlanyla anmakta ve Fransızlara lanet etmektedir. infaz edilip edilmeyeceği henüz ortadadır. Ama Batılı- Kafa kesme merakı: ttalyanlara gelince, onlann rezil- lar da bizi aptal yerine koyup "Bizde idam yok, adamöi- likleri de daha az mide bulandıncı değil. ttalyanlar Eti- dûrme yok" diye hayasızca yalan söylememelidir. Ba- yopya'yı işgal ettikleri zaman, öldürülen Etyopyahlann tı'da idam da, yargısız infaz da, hatta hatta siyasal amaç- kafalannı kesip ipe dizmek ve bunlarla resim çektirmek larla masum insanlan el altından öldürtmek de vardır. Ya- Italyan askerleri arasında moda olmuş. Bu resimler. Adis pılan idam ve yargısız infazlara birkaç örnek verelim: Abeba'da yayımlanan THE VOICE OF ETIYOPYA der- NVîlliam Joyce: Tkinci Dünya Savaşı esnasında Alman gisinin 1958 yılı sayılannda uzun uzadıya yayımlandı. radyolanndaü Ingiltere'ye yönelik yıkıcı yayın yapan Batılılann, bize adaletten, insan haklanndan söz etme adam. Savaştan sonra vatana ihanetle suçlanarak Ingil- yerine, yakın tarihte yaptıklan barbarlıklan hatıriayıp tere'de idam edilmiştir. utançla başlannı eğmeleri daha yerinde olmaz mı? Yeni 3 boyutlu halogram mühür CITIZEN'in ilerî teknolojisi sayesinde geliştirildi! Bu mühür CITIZEN saatlerinin orijinal olup olmadıklarını üç kontrolle saptıyor. Yakışıksız Bir Yaklaşım VedatGUNYOL Demokrasi aldatmacasında, hükümetler kurduk, Millet Meclisleri topladık, sözde seçim şenlikleri yaptık, ama bir türlü insan gibi bir düzen yaratamadık bugüne dek. Aydınlanmayı, Türkiye'nin çağdaşlaşma- sını istedik... tstedik, ama, geride kalmış köh- ne inanç ve geleneklerden kurtaramadık paçamızı bir türlü. Türkiye'nin aydınlanmasma gönül bağ- lamış, haydisöyleyelim, solculanmız, umut kaynağımız diye bellediğimiz çoğu aydın insanlanmız, yanılgılar içindeler hâlâ... Örneğin, Köy Enstitüleri konusunda, akıl dışı savlarla karşımıza çıkan nice ay- dın, solcu, aydın, insanı düş kınklığına uğ- ratıyorlar. Bu konuda, ibret verici bir örnek sunu- yorum: Büyük romancı Kemal Tahir'in Köy Enstitüleri'ne karşı düşmanca tutu- munu nasıl değeriendirebiliriz diye düşü- nüyonım nicedir. Bu büyük romancı 13 Haziran 1980'de Milliyet gazetesinde şun- lan yazıyordu: "Ikinci Dünya Savaşı baş- ladığında Abnanya'ıun kazanacagı hesa- bma yatmm \apdmis ve Oköğretimde eğit- men sistemi kuruhnuştu. Ruslann kazana- cagı anlaşAnca, Köy Enstitüleri'negeçümiş- tir. Işte, Köy Enstitüleri sorununun teme- linde bu yanlışhk yatar." Bu sözleri, roman ustası Kemal Tahir'e yakıştırmanın olanağı yok. Kemal Tahir, 'Bozkırdaki Çekirdek' adlı romanında, Köy Enstitüleri'ne veryansın ediyor, ede- biliyor hem de oralara gidip görmeden!.. Türk köylüsünü, hiçbir yabancı ideolo- jiye bağlanmaksızın kavuşturmayı amaç- layan, dünyada eşi bulunmaz bir öğrenim ve eğitim kurumlanna böylesi yersiz ve sorumsuz bir eleştiriyle yaklaşanlann ba- şını çekenlerin safinda Kemal Tahir gibi bir roman ustasının bulunması insanı hayıf- landınyor. Cerçe saatini Her CITIZEN'in arkasında onun orijinal olduğunu kanıtlayan halogram muhür var. Bu muhur sadece özel olçum aietleriyle test edılebılır l CITIZEN İLERİ SAAT tSTANBUL 1. SULH HUKUK HÂKİMLİĞt'NDEN 1999/452 VasiT. Hastalığı sebebiyle mahkememizce vesayet altına alınan mahcure Imer Tümer'e Ay- tar Caddesi, No: 16, Ufuk Apt. Daire: 8,1. Levent-lstanbul adresinde bulunan Uğur Fi- gen Birgili ile Bağlar Mevkii Caddesi, Arzu Apt. No: 6, D. 9-10, Yeniköy-Istanbul ad- resinde ikamet eden Ayşe Oya Devrim'in birlikte vasi tayinlerine karar verildi. 27.7.1999 Üan olunur. Basın: 36599 İZMİR 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN 1998/631 Esas Oavacı Avni Kaya Onay tarafindan davalı Neshan Onay aleyhine açılan velayet davasın- da; Davalı Neshan Onay'ın Karşıyaka 1728 Sok. No: 19/16 lzmir adresıne yapılan teblıgat bila tebliğ iade edilmış ve yaptınlan zabıta araştırmasına rağmen tebligata elverişli adresi tespit edilmemiş olmakla dava dilekçesinın ilanen tebliğine karar verilmiş olup yukanda adı ve adresi yazılı davalınm duruşma günü 13.10.1999 günü saat 9.00'da mahkememizde hazır bulunması veya kendisini bir vekille temsil etürmesı, aksi halde dunışmalara gıyabın- da devem edilip yokluğunda karar verileceği hususlan dava dilekçesi tebliğ yerine geçmek üzere ilanen tebliğ olunur. 21.7.1999. Basın: 36255 GÖLBAŞI - ADIYAMAN KADASTRO MAHKEMESİ'NDEN Esas No: 1997/97 / Karar No: 1999/3 Davacı Gölbaşı Orman Işletme Şefliği tarafindan davalı Mehmet Yoksun aleyhine açtı- gı Gölbaşı ilçesi Yukan Çöplü köyü 156 ada 3 parsel sayılı taşınmazın tespitine itiraz da- vası sonunda mahkememizce 12.5.1999 gün ve 1997/97-1999/3 sayılı kararla davanın red- dine ve Yukan Çöplü köyü 152 ada 2 parsel sayılı taşınmazın Memet oğlu Mehmet Yok- sun adına tapuya tesciline karar verilmiştir. Davalı Mehmet Yoksun tüm aramalara rağmen bulunamadığından hükmün ilanen tebliğine karar verilmiş olmakla Tebligat Kanunu'nun 29'uncu maddesi gereğince ilanen ilgiliye tebliğ olunur. Basın: 36128 Işıl Çakan Türk Parlamento Tarihinde İKİNCİ MECLtS Siyasal sosyoloji alanına çok önemli katkıda bulunacak müthiş bir çalışma. Her aydının yanı başında bulundurması gereken bir kitap. Çağ Pazarlama A.Ş. Türkocağı Cad. No:39/41 ^ kitap kuKibû (34334)Cağaloğlu-lstanbul Tel: (212)514 01 96 Cumhuriyet k i t a p 1 a r ı Oral Çahşlar İSLAM'DA KADINVECİNSELLİK "Abdullah Öcalan ve Kemal Burkay'la" yaptığı röportaj nedeniyle 13 ay hapis cezasma çarptınlan Gazeteci - Yazar Oral Çahşlar, bu kitabında lslam'da kadını temel kaynaklara dayanarak ve de titizlikle inceliyor. V * Cumhurty»! Çağ Pazarlama A Ş. Tûrkocağı Ckf No:39/41 > * ^ kitap kuTObu (34334)Ca9alofilu-lstanbul Tel (212)5140196 Bif ekmek Cumhuriyet Her gûnkü iki gereksinuninızıo konıyucu torbası Cumhunyet Kıtap Kulübû reyonlannda kitap kı 24 SAAT .NÖBETÇİ KİTAPÇI: «212 5H »I M HER İŞLEM »I» TEIEFONLA 21. Yüzyılın Mesleğine Çağn Hacettepe Üniversitesi Sosyal Hlzmetler Yüksekokulu 0.312.355 40 00 www.shy hacettepe.edu.tr KADIKÖY AHKÂMI ŞAHStYE DAVALARINA BAKMAKLA GÖREVLÎ 2. SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN 1999/507 vesayet Mahkememizce verilen 14.7.1999 tarih 1999/507 esas, 1999/466 karar sayılı ilamı ile Konya ili Karatay ilçesi, Civar, c: 0011, k: 0010'danüfusa kayıtlı Mazhar- bey Sk. Polvan Apt. No: 26/A D: 2 Göztepe Kadıköy- Ist. adresinde ikamet etmekte olan mahcur Namık Ayas M.K.nun 355. maddesi gereğince vesayet altına alınmış, karar 23.7.1999 tarihinde kesinleşmiş ve kendisine aynı yerde ikamet eden Güner Ayas vasi tayin edilmiştir. Ilan olunur. 27.7.1999 Basın: 36517
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle