Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 30 TEMMUZ 1999 CUMA
OLAYLAR VE GORUŞLER
Kurultay Sonrası Nasıl Bir CHP?
Engİll ÛNSÂL Hukukçu, Eski
P
arlamentosunda solun tem-
sil edilmediği ülkelerde tu-
tucu değerlerin öne çıkma-
sı kaçınılmazdır. Hele bu
ülkeler, Türkiye gibi, gelir
dağıhmının son derece bo-
zuk. sosyal çelişkilerin keskin. ilerici-ge-
rici karşıtlığının köklü ve aydınlanma
sürecinin darbogazda oldugu ülkeler ise
bağnazlık daha da belirginleşir.
18 Nisan seçimleri. beklendiği gibi,
Türk politikasına biresenlik. birdingin-
lik getiremedi. Arap kültürüne dayalı
bir milliyetçılik anlayışı, tarikatlara hoş-
görü ile bakış. devletin ve özellikle yar-
gının köktendinciler tarafindan ele ge-
çirilme sürecıne karşı sessiz kalış, işçi-
nin ve memurun yaşama ve örgütlenme
hakkına karşı umursamazlık, ülkenin
yeni siyasal yaşamının ilk belirtileri ol-
du. Bu gelişmelere bakarak ülkenin ge-
lecegine umutla bakmak olası değil.
Sol kanadı olmayan, Türk solunun
temsil edilmediği bu parlamento ile Tür-
kıye'nin ileri gidebileceğine inanmak
safdillik olur.
Bu parlamentoda CHP temsil edilse
idi çok şey değişirmiydi? Bazı şeylerel-
bette değişirdi. Örneğin TBMM'ye tür-
ban ile gelinmesi, Fethullahçılık olgusu,
IMF dayatmacılığı gibi konularda
TBMM'den daha değişik sesler çıkabi-
lir ve tutumlar sergılenebilirdi. Ama unu-
tulmaması gereken bir gerçek de var:
Milletvekili
CHP, son yıllardaki konumu ile bir sol
parti değildir.
Aslında büyük önder Atatürk tarafin-
dan kurulmuş olan CHP, anti-emperya-
Iist çizgide, tam bağımsızlık ve imtiyaz-
sız, sınıfsız bir toplum yaratma ilkeleri
üzerine kurulmuş bir partidir. Kunıluş
özünde sol örgeler (motifler) vardır.
CHP'nin yanlışı, değişen ekonomik ve
sosyal koşullar karşısmda yoksul çogun-
luğun yanında yer alacağı siyasal evri-
mi yaşamamış olmasıdır. Ortanın solu
kavramını ortaya koyduğu 1970'li yıllar-
da partinın oylannın yüzde 40'lara taşın-
ması, toplumun bu yoldaki özlemini ve
beklentısinı çok açık olarak ortaya koy-
maktadır.
CHP yöneticileri umutsuzlann rüz-
gânnı yakalayamamış, onlann beklen-
tilerinin tavanına erişememiştir.
26 Haziran'da yapılan CHP'nin 10.
Olağanüstü Kurultayı, bu bağlamda, bir
çözüm getirebilir miydi? Sol, bir "flke-
terbütünü"dür. Bir parti, birkurultay ile,
büyülü bir degnek değmişcesıne, bir
günde sol bir parti kimliğine kavuşa-
maz. Sol bir partinin oluşumu bir ilke-
ler demetınin kabulünü, o ilkelenn ya-
şama geçirilmesi için belli bir süreci ve
hepsinden önemlisı, zor içinde olgunlas-
mayı öngörür. Bunun için kadrolar, bu-
nun için sabır gereklidir.
Kurultay sonrasında CHP, ülkenin si-
yasal yaşamındaki boşluğu doldurmak
için, bilinçli ve kararlı adımlar atmak
zorundadır. Önce parti tüzüğünde ge-
rekli değişiklikler yapılarak parti içinde-
Id mezfaepçi,bölgeci, rant peşinde koşan
lümpen üyeegemenliğine son vermefidir.
Bunun yolu, üye-parti ilişkısınin düzel-
tilmesinden geçer. Oye, partisine öden-
ti (aidat) ödeyecektir ve bunu ödemeye-
nin parti ile ilişkisi kesilecek ve parti içi
etkinliklere kaiılması önlenecektir. Par-
tinin birimlerinin kuru kalabalıklara de-
ğil, inançlı üyelere gereksinimi vardır.
Ödentisini ödeyenler ilçe delegesi se-
çebilecek ve ilçe delegesi olabiJecektir.
Parti içi demokrasi gerçekleştırilecek ve
önseçimler ödenti ödemiş tüm üyelerin
katılımı ile yapılacakhr.
Böylece CHP'ye, partide bir işlevi
olacağına inananlar ve parti ile kendisi-
ni özdeşleştirenler gelir. Bu üyeler şu-
nun ayırdına varacakJardır ki partılere b r
şeyter isteınek için degıl, bir şeyter ver-
mek için gelinmelidir.
CHP'nin siyasal işlevini yerine geti-
rebilmesi için parti içi demokrasiyi ger-
çekleştirmesi yeterli değildir. Çok daha
önemli başka adımlar atmalıdır:
Araştuina bürosu kurmalıdır. Bu bü-
roda görev alacak bilim adamlan. par-
tililer ve danışmanlar Türkiye'ye özgü
bir sosyal demokrat anlayışın gergefıni
işlemelidirler.
Bu kadro uluslararası alandaki siya-
sal gelişmeleri degerlendirmeli, Yeni
Dünya Düzenini çarmıha germeli, par-
tinin düşün alanına bir zenginlik getire-
rek düşünce ve kitap üreten bir parti
kimliği ile üyelerini bir yayın bombar-
dımanına tutmalıdır.
Eğitim birimleri kurmalıdır. Bugün
CHP'nin değışık birimlerinde görev al-
mış kişilerin sosyal demokrasiyi algıla-
malan, görme özürlülerin fili tarumla-
malanna benzemektedir. Bunu, kimse-
yi suçlamak için söylemiyorum. Bugü-
ne değin CHP ideolojik eğitim yapma-
dığı için partililerin ideoloji fukarası ol-
ması kaçınılmazdır. Hiç kımse inanma-
dığı, özümsemediği, bilmediği bir inan-
cın savaşımını başan ile veremez. CHP'li-
lerde veremedi. Eğiülmemişlerdi. Bilinç-
lendirilmemişlerdi. CHP'nin 18 Nisan se-
çimlerinde aldığı yaklaşık 3 milyon oy,
CHP yöneticilerinin dalgalandırdığı seç-
menlerden gelmedi. Bu üç milyon seç-
menin içinde inançlı CHP'linin oyu az,
ama Atatürk'e inanan, köktendinciliğe
karşı çıkanlann oyu daha çok yer tutar.
Öyle ise yeni dönemde parti bireyleri-
nin siyaseten bilinçlendirilmesine, eği-
tilmesine çok önem vermek gerekir.
tşçi bürolan kurulmalıdır. Sosyal de-
mokrat bir partinin iIkesel ve üyesel açı-
dan emekçilere dayanması, sosyal de-
mokrasinin otanazsaofanazkuralıdır. Par-
ti örgütünün oldugu her yerde bu büro-
lar kurulmalıdır.
Bürolann, yönetimden bir kişinin baş-
kanlığında, o yörede örgütlenmiş işkol-
lan temsilcilerinden oluşması önemlidir.
Işçi bürolan partiyi ve ilkelerini işyer-
lerine ve işçiye taşıyacak çok önemli bir
avadanltktır. Bu bürolarda görev alan iş-
çiler ve sendikacılar bulunduklan yöre-
lerdeki atölyelerde, fabrikalarda CHP
işyeri işçi komkeleri kuracak ve partiye
inançlı üye kazanımı için, işçiye sosyal
demokrat siyaset inancını verebilmek
için çaba gösterecektir. CHP, sanayi iş-
çisıni ve tarrnı işçisini bu komiteler ara-
cıhğj ile partinin çatısı altına getirmeli-
dir. Uyelerinin çoğunluğımun işçılerden
oluşmasma özen göstermelidir.
Işçi komiteleri, CHP'ye canlıhk ve
inanç getirecek bir dişlidir. Onun dön-
mesi ile ve dörtdüğü sürece parti sol çiz-
gide inandıncı olabilecek ve güçlü kad-
rolara kavuşabilecektir. Bu komiteler iş-
çileri, sendikası ile birlikte sahiplene-
cek ve sorunlannı CHP'nin bayragı al-
tında kamuoyuna ve Meclis'e taşıyacak-
tır.
Kurultay sonrasında "CHP tüm bu
sonrabra eğilmeii ve mutsuzlann, yok-
suDann laik cumhuriyete, demokrasiye
ve Kemaüzme inananiann umurJannı
ayakta tutmabdır"" inancı içine girildiği
umudunu taşımak isriyoruz.
10. Olağanüstü Kurultay sonucunu
akıla, çağdaş ve Türkiye gerçeklenni ku-
caklayan yeni birdönemin muştucusuola-
rak kabullenmek istiyoruz.
CHP'nin yeni yönetimi CHP'nin ik-
tidar yürüyüşünü başlatmalıdır. Bu
yürüyüş tarlalardan, fabrikalardan baş-
lamadıkça CHP sosyal demokratbir par-
ti olamaz ve beş yıldızlı otel tuzagından
hiç kurtulamaz.
ARADABlR
ZEKERİYA BVLVT/Emekliöğretmen
Akıl da Kansere Yakalandı
Ortalık toz duman içerisinde. Insanlar vurgun, sömürû, soygun ve ahlaksızîık çığ
önünü göremez oldu. Bir tantana, bir şama- gibi büyumektedir. Şöyİe ki, dünyanın en zen-
ta, bir gürültü ki sorma gitsin. Bulanık su- gin üç adamının varlığı, 48 ülkenin ulusal ge-
da balık avlama zamanı... Ha gayret! Bu fır- lirinden daha yüksek, yine 100 ülkede kişi
sat sadece ülkemizde değil, bütün dünya- başına düşen ulusal gelir, 10 yıl öncesinin
da da böyle. Birileri malı gotürüyor. altında. Güney yankurede açlıktan yılda ölen
Türkiye Büyük Millet Meclisı lojmanlann- insan sayısı 30 milyon. Bu tablo gelecekaçı-
da kaçak elektrik kullanıldığı saptanmış. il- sından huzur değil kan, ter ve de göz yaşı
gililer, dokunulmazlık nedeniyle suçlulara vaat etmektedir.
karşı işlem yapılamadığını söytüyorlar. Ibret- insanlık, korkunç bir uçurumun kıyısında
lik olay! Milletvekili böyle yaparsa en kötü umutsuzluk içerisinde çırptnıyor. Kime, ne-
örnek olmaz mı? Ama bir de duvann arka ye, nasıl, ne zaman ve nerede tutunacağı-
yüzü var. "Devlet malı deniz, yemeyen do- nı bilemiyor. Sorunlar, gereksinimler kar to-
muz" diye. Yine bal tutan parmak yalamaz pu gibi yuvarlandıkça büyüyor. Hani dünya
mı? Neyse... Demek ekonomik sıkınto içe- uluslan, bir vücudun organlanna benzefl-
risindeler. 140 milyar dolar borcu olan bu mişti. Bir organda meydana gelecek hasar,
ulusun elektrigini hiç bedavadan yakarlar mı, anza ve hastalık öbür organlan da rahatsız,
sıkıntı içinde olmasalar!.. huzursuzederdi ki bu tespıt, bilimselbirtes-
Bu ülkede asgari ücretle azami üçret ara- p/ttir. Öyleyse bütün bu dengesizlikler, ko-
sındaki fark 49 kattır. Batı'da ise bu fark şullar daha dabüyümeden nasıl giderilecek-
yaklaşık 4 ya da 5 kattır. Bizdeki ücret ada- tir? Yoksa doğa yasatannda (tabiat kanun-
letsizliğı dünyanın hiçbir yerinde yoktur. Ko- lannda) uygulandığı gibi bu kavga, bu yağ-
şullar boyleyken ezilen kesime nasıl kötü ve ma ve de bu sömürü böyle mi gidecektir?
de çağdışı bir örnek olunduğu ortadadır. Insanlar yaşamlanboyuncaetkokuncatuz
Dokunulmazlık kavramının önemi de bu ne- kullanagelmişlerdır. Ama bugün, tuz kokma-
denle bir daha ortaya çıkmıştır. Hemen ma- ya başlamıştır. Iki dünya savaşı yaşanmış-
aşlanna zam yapıp bu ekonomik sıkıntıdan tır. Mılyonlarca insan ölmüş ya da sakat kal-
kurtulmalan gerekir!.. mıştır. O nedenle bütün güçlülere, dünyayı
Türkiye'mizde 10 milyon işsiz var. Ulusal kendilerinin yarattığını sananlara, suyun ba-
gelirin %55'ini avantaalar üretim yapmadan şını tutanlara, bulanık suda balık avlamak
repodan, rantiye ve mafyadan kazanırken isteyenlere sesleniyorum:
yoksullar ulusal gelirin %10'unu alabiliyor- Çağımız insan haklan çağı ise, buna ger-
lar. Böylece de zenginlerle yoksullar arasın- çekten inanıyorsak hepimız bu yaşlı gemi-
dakı gelir farkı 433 kat gibi korkunç bir sa- nin yolculanyız. Bu gemi bu doyumsuzluk-
yıya ulaşıyor. lardan dolayı batarsa hep birlikte batanz. Ge-
Dünyada da durum üç aşağı beş yukan lin inançta ayn, yaşamda birlik ilkesini ka-
aynıdır. Teknik, mavi küremizi küçütttükçe bullenerek üretelim, yaratalım, paylaşalım
yoksul-zengin uçurumu derinleştirmekte ve de gelecek günlere ümitle bakalım.
Batılılann Gerçekleştirdiği tdamlar
Sadt SOMEL Emekli Elçi
^^^^^ smanlılann son dönemlerinde Batılılar Andreas Baaderve UlrikaMeinhoff: Kendi adlannı ta-
M^ ^ ^ herişimizekanşır ve verdikleri kararla- şıyan bir Alman çetesinin liderleri olup infazlan, ceza-
• • n bize zorla uygulatmaya çalışırlardı. evinde, yargı karan olmadan yapılmış, infazlanna ınti-
• • Abdfllhamitbuisteklere karşı kesinola- har süsü verilmiştir.
^ ^ W rak karşı koyamaz, bocalardururdu. Bu QmsHng: Norveçli subay. tkinci Dünya Savaşı esna-
^ ^ ^ ^ ^ haysiyet kıncı duruma bugün de tekrar sında Alman işgal kuvvetleriyle işbirliği yapmıştı. Sa-
düştügümüzü^Öcalan olayında esefle görüyoruz. vaştan sonra idam edilmiştir.
Onceleri, "Ocalan'ın acfil bir şekfldeyargılanmasını is- Haccanestis: Yunan generali. Anadolu seferindeki ba-
tiyonız" diyen Batılılar, daha sonra, davanın imrendiri- şansızhğından ötürü Atına'da idam edilmiştir.
ci biradalet duygu ve bilinciyle yürütüldüğünü gördük- Pierre Laval: Fransız politıkacısı. tkinci Dünya Sava-
ten sonra taktik değiştirereİc karann kendisine itiraza şı esnasmda Almanlarla işbirliği yaptığı suçlamasıyla
başladılar. Hatta bu devletlerden bazılan Türkiye'nin savaştan sonra Fransızhükümeti tarafindan idamedilmiş-
egemen bir devlet olduğunu unutarak, karann degiştiril- tir.
mesini ya da uluslararası bir konferansa götürülmesini Yukandaki bilgiler Batılılann yalancılıklannı ortaya
isteme küstahlığında bile bulundular. Hükümetimizin bu koymaktadır, fakat kendilerini yeterince tanıtmamakta-
cüretkârdevletlere, "İçislerirnize kimse kanşmasın" di- dır. Şimdi de Batıhlan yakından tanıtmak için, Fran-
ye yaptığı yumuşak uyanlann hiçbıretkisi olmadığı, sal- sa'nın Cezayir'deki, ltalya'nın da Etiyopya'daki davra-
dınlann devam etmesinden anlaşılmaktadır. Kanımızca, nışlanndan birer örnek verelim:
bu durumda hükümetimiz, sözlü uyanlardan anlamayan, Fransa'nınMayısl945CezavTrkatüanu:4Mayıs 1945
dostluk ve nezaket kurallanndan bu derecede uzaklaşan günü, savaşm bitişi bütün dünyada oldugu gibi Cezayir'de
ve ülkemızi aşağılayıcı tutumda da hiç bir sakınca gör- de kutlanırken. bırkaç Cezayıriı genç, Fransa'dan özgür-
meyen budevletterle ilışkilenmızin düzeyini gözden ge- lük beklediklerini söyleme gafletinde bulundular. Fran-
çirmek hakkmı kazanmıştır. Çünkü yapılan saldınlar ve sızlann yanıtı vahşice ve gaddarca oldu. Fransız asker-
ileri sürülenistekier, bağımsız ve egemen bir devlete ya- leri hef yerde sivil ve masum halka ateş açtı. Birkaç gün
pılabilir nitelikte istekler değildir. Bunlann durdurulma- içinde 45.000 (kırk beş bin) masum Cezayirliyi barbar-
sı da gerekli yanıtın verilmesiyle mümkündür. Her du- ca katletti. Cezayirliler bunun acısını unutmadılar. Ce-
rum ve tutumdadevletin onurve iribannın daha fazla ayak zayirliler Fransa'nın boyundurugundan kurtulur kurtul-
alnna alınmasına izin verilmemelidir, elbetverilmeyecek- maz, katliam kurbanlarının anısını yaşatmak için'ASSO-
tir de... CIATION DU 4 MAI isimli bir demek kurdular. Ceza-
Türkiye'de idam cezalan zaten uzun yıllardan beri in- yirlilerheryıl, mayıs ayındao katliamın kurbanlannı göz-
fâz edilmemektedir. Öcalan hakkında verilen hükmün de yaşlanyla anmakta ve Fransızlara lanet etmektedir.
infaz edilip edilmeyeceği henüz ortadadır. Ama Batılı- Kafa kesme merakı: ttalyanlara gelince, onlann rezil-
lar da bizi aptal yerine koyup "Bizde idam yok, adamöi- likleri de daha az mide bulandıncı değil. ttalyanlar Eti-
dûrme yok" diye hayasızca yalan söylememelidir. Ba- yopya'yı işgal ettikleri zaman, öldürülen Etyopyahlann
tı'da idam da, yargısız infaz da, hatta hatta siyasal amaç- kafalannı kesip ipe dizmek ve bunlarla resim çektirmek
larla masum insanlan el altından öldürtmek de vardır. Ya- Italyan askerleri arasında moda olmuş. Bu resimler. Adis
pılan idam ve yargısız infazlara birkaç örnek verelim: Abeba'da yayımlanan THE VOICE OF ETIYOPYA der-
NVîlliam Joyce: Tkinci Dünya Savaşı esnasında Alman gisinin 1958 yılı sayılannda uzun uzadıya yayımlandı.
radyolanndaü Ingiltere'ye yönelik yıkıcı yayın yapan Batılılann, bize adaletten, insan haklanndan söz etme
adam. Savaştan sonra vatana ihanetle suçlanarak Ingil- yerine, yakın tarihte yaptıklan barbarlıklan hatıriayıp
tere'de idam edilmiştir. utançla başlannı eğmeleri daha yerinde olmaz mı?
Yeni 3 boyutlu halogram mühür
CITIZEN'in ilerî teknolojisi sayesinde
geliştirildi!
Bu mühür CITIZEN saatlerinin orijinal
olup olmadıklarını üç kontrolle saptıyor.
Yakışıksız Bir Yaklaşım
VedatGUNYOL
Demokrasi aldatmacasında, hükümetler
kurduk, Millet Meclisleri topladık, sözde
seçim şenlikleri yaptık, ama bir türlü insan
gibi bir düzen yaratamadık bugüne dek.
Aydınlanmayı, Türkiye'nin çağdaşlaşma-
sını istedik... tstedik, ama, geride kalmış köh-
ne inanç ve geleneklerden kurtaramadık
paçamızı bir türlü.
Türkiye'nin aydınlanmasma gönül bağ-
lamış, haydisöyleyelim, solculanmız, umut
kaynağımız diye bellediğimiz çoğu aydın
insanlanmız, yanılgılar içindeler hâlâ...
Örneğin, Köy Enstitüleri konusunda,
akıl dışı savlarla karşımıza çıkan nice ay-
dın, solcu, aydın, insanı düş kınklığına uğ-
ratıyorlar.
Bu konuda, ibret verici bir örnek sunu-
yorum: Büyük romancı Kemal Tahir'in
Köy Enstitüleri'ne karşı düşmanca tutu-
munu nasıl değeriendirebiliriz diye düşü-
nüyonım nicedir. Bu büyük romancı 13
Haziran 1980'de Milliyet gazetesinde şun-
lan yazıyordu: "Ikinci Dünya Savaşı baş-
ladığında Abnanya'ıun kazanacagı hesa-
bma yatmm \apdmis ve Oköğretimde eğit-
men sistemi kuruhnuştu. Ruslann kazana-
cagı anlaşAnca, Köy Enstitüleri'negeçümiş-
tir. Işte, Köy Enstitüleri sorununun teme-
linde bu yanlışhk yatar."
Bu sözleri, roman ustası Kemal Tahir'e
yakıştırmanın olanağı yok. Kemal Tahir,
'Bozkırdaki Çekirdek' adlı romanında,
Köy Enstitüleri'ne veryansın ediyor, ede-
biliyor hem de oralara gidip görmeden!..
Türk köylüsünü, hiçbir yabancı ideolo-
jiye bağlanmaksızın kavuşturmayı amaç-
layan, dünyada eşi bulunmaz bir öğrenim
ve eğitim kurumlanna böylesi yersiz ve
sorumsuz bir eleştiriyle yaklaşanlann ba-
şını çekenlerin safinda Kemal Tahir gibi bir
roman ustasının bulunması insanı hayıf-
landınyor.
Cerçe
saatini
Her CITIZEN'in arkasında onun orijinal olduğunu
kanıtlayan halogram muhür var. Bu muhur sadece
özel olçum aietleriyle test edılebılır l CITIZEN
İLERİ SAAT
tSTANBUL 1. SULH HUKUK HÂKİMLİĞt'NDEN
1999/452 VasiT.
Hastalığı sebebiyle mahkememizce vesayet altına alınan mahcure Imer Tümer'e Ay-
tar Caddesi, No: 16, Ufuk Apt. Daire: 8,1. Levent-lstanbul adresinde bulunan Uğur Fi-
gen Birgili ile Bağlar Mevkii Caddesi, Arzu Apt. No: 6, D. 9-10, Yeniköy-Istanbul ad-
resinde ikamet eden Ayşe Oya Devrim'in birlikte vasi tayinlerine karar verildi.
27.7.1999 Üan olunur. Basın: 36599
İZMİR 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN
1998/631 Esas
Oavacı Avni Kaya Onay tarafindan davalı Neshan Onay aleyhine açılan velayet davasın-
da; Davalı Neshan Onay'ın Karşıyaka 1728 Sok. No: 19/16 lzmir adresıne yapılan teblıgat
bila tebliğ iade edilmış ve yaptınlan zabıta araştırmasına rağmen tebligata elverişli adresi
tespit edilmemiş olmakla dava dilekçesinın ilanen tebliğine karar verilmiş olup yukanda
adı ve adresi yazılı davalınm duruşma günü 13.10.1999 günü saat 9.00'da mahkememizde
hazır bulunması veya kendisini bir vekille temsil etürmesı, aksi halde dunışmalara gıyabın-
da devem edilip yokluğunda karar verileceği hususlan dava dilekçesi tebliğ yerine geçmek
üzere ilanen tebliğ olunur. 21.7.1999. Basın: 36255
GÖLBAŞI - ADIYAMAN KADASTRO MAHKEMESİ'NDEN
Esas No: 1997/97 / Karar No: 1999/3
Davacı Gölbaşı Orman Işletme Şefliği tarafindan davalı Mehmet Yoksun aleyhine açtı-
gı Gölbaşı ilçesi Yukan Çöplü köyü 156 ada 3 parsel sayılı taşınmazın tespitine itiraz da-
vası sonunda mahkememizce 12.5.1999 gün ve 1997/97-1999/3 sayılı kararla davanın red-
dine ve Yukan Çöplü köyü 152 ada 2 parsel sayılı taşınmazın Memet oğlu Mehmet Yok-
sun adına tapuya tesciline karar verilmiştir. Davalı Mehmet Yoksun tüm aramalara rağmen
bulunamadığından hükmün ilanen tebliğine karar verilmiş olmakla Tebligat Kanunu'nun
29'uncu maddesi gereğince ilanen ilgiliye tebliğ olunur. Basın: 36128
Işıl Çakan
Türk Parlamento Tarihinde
İKİNCİ MECLtS
Siyasal sosyoloji alanına çok önemli katkıda
bulunacak müthiş bir çalışma. Her aydının yanı
başında bulundurması gereken bir kitap.
Çağ Pazarlama A.Ş. Türkocağı Cad. No:39/41
^ kitap kuKibû (34334)Cağaloğlu-lstanbul Tel: (212)514 01 96
Cumhuriyet
k i t a p 1 a r ı
Oral Çahşlar
İSLAM'DA
KADINVECİNSELLİK
"Abdullah Öcalan ve Kemal Burkay'la" yaptığı
röportaj nedeniyle 13 ay hapis cezasma çarptınlan
Gazeteci - Yazar Oral Çahşlar, bu kitabında
lslam'da kadını temel kaynaklara dayanarak ve de
titizlikle inceliyor.
V * Cumhurty»! Çağ Pazarlama A Ş. Tûrkocağı Ckf No:39/41
> * ^ kitap kuTObu (34334)Ca9alofilu-lstanbul Tel (212)5140196
Bif ekmek
Cumhuriyet
Her gûnkü iki gereksinuninızıo konıyucu torbası
Cumhunyet Kıtap Kulübû reyonlannda
kitap kı
24 SAAT .NÖBETÇİ KİTAPÇI: «212 5H »I M HER İŞLEM »I» TEIEFONLA
21. Yüzyılın Mesleğine Çağn
Hacettepe Üniversitesi
Sosyal Hlzmetler Yüksekokulu
0.312.355 40 00
www.shy hacettepe.edu.tr
KADIKÖY AHKÂMI ŞAHStYE
DAVALARINA
BAKMAKLA GÖREVLÎ
2. SULH HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
1999/507 vesayet
Mahkememizce verilen 14.7.1999 tarih 1999/507
esas, 1999/466 karar sayılı ilamı ile Konya ili Karatay
ilçesi, Civar, c: 0011, k: 0010'danüfusa kayıtlı Mazhar-
bey Sk. Polvan Apt. No: 26/A D: 2 Göztepe Kadıköy-
Ist. adresinde ikamet etmekte olan mahcur Namık Ayas
M.K.nun 355. maddesi gereğince vesayet altına alınmış,
karar 23.7.1999 tarihinde kesinleşmiş ve kendisine aynı
yerde ikamet eden Güner Ayas vasi tayin edilmiştir.
Ilan olunur. 27.7.1999
Basın: 36517