18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
26 TEMMUZ 1999 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Prof. Isıkara 'Deprem önceden bilinmez' İSTANBUL (AA)- Boğa- zıçı Unıversıtesı Kandıllı Ra- sathanesı ve Deprem \raştır- ma Enstıtusü Müduru Prof Dr Ahmet Mete Işıkara, son 24 saatte Balıkesır'de meyda- na gelen 4 3 ve 4 4 buy uklu- ğundekı depremlen. 2 5 \e 3 öaletsel buyukluktekı çok sayıda ufak depremın takıp etöğını bıldırdı Işıkara "Bö>- le biretkinliği, buy ûk bir dep- rem takip edecek veya etme- yecek diye bir kural yok. He- niız dünyada depremleri on- ceden belirleyen teknoloji ve- yayontemmevcutdegirde- dı" Işıkara. ıkı depremı aynı bolgede alctsel buyuklukle- n 2 5 ı\e 3 6 arasında olan çok sayıda ufak depremın ta- kıp ettığını so\ ledı \aptık- lan ınceleme sonucu bunla- nn "deprem firtınası" ya da "artçışoklar~ olabıleceğı ız- lenımını edındıklennı belır- ten Işıkara şunlan ka>dettı "Deprem firtınası dediği- miz, bir etkinliğin süregekli- ği izlenimini ekk ettik. Dep- rem firtınası dediğimiz şeyde, irili ufaklı birçok deprem ohır. Bir yörede. belli bir zaman aralığında çok sayıda dep- rem olabilır. \rada da 4J> ve 4.4 buyukluğunde deprem me\dana getir,firtina0bi_ Bu bir sure sonra kapaıur gider. Bu ve>a daha buy üklüktcki depremleri takip eden artçı şoklar daoiabüir.43 ve4.4 bu- yükluğunde ıki tane ana şok ve bunu takip eden artçı şok var. Bir de bu olabilir divc duşünuyoruz. Bu normaldir. Adana'da ki depremi hatır- layın. Bunu bir sunı artçı şok- lar takip etti. Takip edenlerin deprem firtınası veya artçı şok olup olmadığmı tam ola- rak bilmivoruz" dedı Bahcesehir Emlakbank ile yurttaşlann f:^; su kavgası İstanbul Haber Servisi- Ha- bıtat odul lu u\ du kent Bahçe- şehır de. kent sdkınlen ıle pro- jenın sahıbı Emlakbank ve bel- de beledıyesı arasında su kav - gası yaşanıyor Beldenın su ıh- tıyacını karşılayan keson ku- yulardakı su rezerv ının de\ am eden yenı yapılaşmanm da et- ktsıyle artık ıhtıyacı karşila- yamadığı ve bol kıreçlı olma- sı nedenıyle kullanıma uygun olmadığı belırtılıyor Bahçesehir ın <\NAP'lı Be- ledıve Başkanı Kemal Aydın belde sakınlerıne yaptığı çağ nda su kuyulannın ıhtıyaca cevap veremeyecek duruma geldığını belırterek tek çozu- mün ISKİ suyuna bağlanmak olduğunu btldirdı Başkan Ay- dın, bunun ıçın konut başma 70mılyonlırakatılımpa\ı ıs- tedı Beledıvenınçağnsmabu- yük oranda olumsuz \anıt \ e- ren belde sakınlen ıse konut- ları "anahtar teslimi. hiç so- runsuz ve bol su" koşuluyla aldıklannı vurgulay arak bu pa- ranm Emlakbank tarafından odenmesı gerektığını savun- du "Bahçeşehirlifer ve \da- Blok Yoneticüen Ptatformu" adı altında bir ara>a gelen ko- nut sahtplen, sorunlannı kamu- oyuna duyurma karan alarak "AManlıyaruz'" başlığıyla bir açıklama yaptılar Açıklama- da, Emlakbank ve müteahhıt fırmaların kurduğu D\PAŞ ıle ımzalanan 5 yıllık sozleş- menın yururlukte olduğu anım- satılarak bu fırmada depozılo veabonelıklenbulunanev sa- hıplennın ıkıncı bırabonelığe zorlandıklan sav unuldu 'Sözünü tutsuıT Beledıye koordmasyonunda ISKJ ıle bına abonelı|ı yapmak uzere katılım parası olarak on- ce 77 mılyon lıra ıstendığı \ ur- gulanan açıklamada sağlıklı. kıreçsız ve sureklı olduğu ıçın ISKI suyunun belde sakınle- rının de ısteğı olduğu ıfade edıldı Belde>e İSKİ suyunu getırmenın konutları anahtar teslımı satan Emlank Banka- sı'nın sorumluluğunda olduğu sav unulan açıklamada, bu so- rumluluğun yenne getınlme- mesı halındebankaya karşı da- va açılacağı kaydedıldı Belde sakınlen. Aydın ın seçım büdırgesınde, tSKJ ıle 1993 yılında y apılan ancak >e- nı İSKJ yonetımınıntanımadı- ğı anlaşmayı ışaret ederek "Bu sorun belde satdnlerimizin ce- büıden tek kuruş çıkmadan yozümlenecektir" >onundekı sozunu tutmasını ıstedı Vakıflar üniversite değil, küçük yükseköğretim kurumlan açıyorlar Sanal üniversitelerDEMİKTAŞCEYHUN -2- Gorulduğu gıbı bu \asaya gore "Yük- seköğretim Kurumu" hem *ünrversite'"yı hem de artık unıversıtelere bağlanmış olan faküHe,yuksekokul. akademi, enstitıi. kon- servatuvar, meslek yuksekokulu. araşbnna ve uygulama merkezi gıbı eğıtım kuruluş- lannın tamamını kapsamaktadır Yanı fa- kulte. yuksekokul, enstıtu. akademı vb gı- bı eğıtım kuruluşlan da tek başlanna bırer yükseköğretim kurumu durlar tıpkı unı- versıteler gıbı Hatta o> le kı Yukseköğre- tim Vasası nın daha once çıkmış olma.sı belkı bırtakım tartışmalara yol açar dıye çekınıldığı ıçın galıba 1982 Anayasa- sı'nın yururluğe gırmesının hemen ar- dından da "rum fakulte, akadcmi. enstitü. yuksekokul. konservatuvar. meslek yuksekokulu ıle arastırma ve uygulama merkezlerinın üniversite kapsa- mında" olduğunu vurguladıktansonra bu yükseköğretim kurumlannın oluşturacaği "ah anabilım ve anasanat dallan ile oteki unitelerin" de 254^ sayılı \ uksekoğretım Yasası'nın7 maddesı gereğınce "kuruluş- lannın, bitieştirilmelerinin ve işleülmeleri- nin Y ÖK tarafından duzenlenecegini" bıl- dıren 2809 savılı yenı bir vasa daha çıkar- tılmıştır Boylece de vakıflann kuracağı yükseköğretim kurumlan. usıelık vakıf soz- cuğu hıç kullanılmadan yasa kapsamına alınarak devlet unıversıtelen ıle bırlıkte \OK"e bağlanmış ve sessızce tartışılmaz hale getınlmeve çalışılmıştır sankı Fakat ılgınçtır üniversite kav ramıTurk- çe sozluk ve ansıklopedılerde de "yüksek düzevde eğitiın ve öğretim veren, bilimsel araşttımalar ve bilimsel > aytnlar yapan fa- kulte, enstitu, yuksekokul ve benzeri bırun ve bdlumlerden oluşan bir kurumdur" dı- ye tanımlanmakta ıse de ne bu sozluk ve ansıklopedılerde, ne de sozunu ettığımız ya- salarda butur bir eğıtım kurumunun unı- v ersıte sav ılabılmesı ıçın en az kaç dalda eğıtım ve öğretim vermesı ya da bir başka de) ışle en az kaç fakultesınm vuksekokulunun,ens- tıtusunun vb olması gerektığı ko- nusunda herhangı bir bılgı voktur Omeğın, şu son bırkaç yıl ıçınde dışardan bırkaç yabancı getırtılıp devlet unıversıtelenn- den de dolarla bırkaç profesor transfer edı- lerek tngılızce dıl kurslarının yanı sıra l luslararası tlişkikr Fakültesi ya da Ulus- lararası Iktısat Fakultesı vb gıbı şatafatlı ad- larla kımı vakıflarcaaçılmış topu topu beş on sınıftan ıbaret şu (yasal adıyla) vukse- köğretim kurumlanna "ünKersfte 1 " dıyebıl- mek gerçekten mümkun mudur acaba 9 ^Ovsa. bügün teknık eğıtım veren bazı unlü ûruversitelenmız. onca fakultey e ve geç- rraşe sahıp olmalanna karşın, salt teknık eğı- tım verdıklen ıçın üniversite kımlıklennı tar- tışmaktalar ve çağdaş anlamda bir unıver sıte olabılmek amacıyla. bunyelennde mut- laka sos>al bılımlerle, edebıyatla. tanhle, felsefeyle ılgılı venı bınmlenn açılması- nın zorunlu olduğunu savunmaktadırlar bıldığımız kadanvla Gene, devlet tarafından ta 1955'lerde Trabzon 'da kurulan KaradenizTeknik Üni- versitesi. 1957'lerde Erzurum"da kurulan Ataturk L nıversitesi. 1970 te Adana da ku- rulan Çukurova l nKersrtesi gıbı de\ let unı- versıtelennın bıle. bugun on bınlerce met rekare alanlara yayılmış kampuslarda tıp fen-edebı\at. mımarlık-muhendıslık zıra- at, eğıtım vb gıbı bırçok fakulteve mes- lek vuksekokuluna. enstıtuye, kıtaplığa, yurtlara, laboratuvarlara spor alanlanna v e daha nıcelenne. ustelık neredev se > anm yuzyıllık da bir geçmışe sahıp olmalanna karşın, gerçekten tam anlamıyla bırer çağ- daş üniversite kımlığıne kavustuklannı soy- leyebılmek hepsı ıçın olanaklı mıdır aca- ba 0 Kısacası.nebuyüklûkteolursaolsun bir vakıf ın salt kendı butçesı>le çağdaş an- lamda bir unıv ersıte kurabılmesı bızce hıç kuşku yok kı bu nedenle soz konusu dahı edılmese gerektır kesınlıkle Nıtekım, 82 Anavasası'nın hazırlayıcı- lan da bızce gene hıç kuşku >ok kı bu ger- çekten dolayı vakıflarla ılgılı olarak "üni- versite*' kavramını değıl ">ükseköğretim kurumu" de> ımını kullanmışlardır bılınç- lı olarak Dolayısıyla, vakıflar da zaten üniversite değıl. bırkaç kuçuk "jüksekoğretim kuru- mu" açmaktadırlar. kendılenne bağlı gaze- te \ e dergılerle telev ızyonlarda kıyametie- n kopararak ^ncaaak Yukarda belırtıldığı gıbı, ge- ne aynı gunlerde çıkanlmış >asalara gore yükseköğretim kurumlannın mutlaka bir üniversite çatısmın altında olmasının zo- runluluğu yuzunden de çaresız a>Tiı anda Meclıs"e başvurup bir ozel yasa çıkarttıra- rak, bir de sanal üniversite kurmaktadırlar Vakıflarca kurulan bu sanal ünhersıteler- kdevlet unıversıtelennı karşılaştırabılmek. gordugumuz kadanyla gerçekten, sozeuğun tam anlamıyla olanaksızdır Bılındığı gıbı. 1981 vılında çıkanlan 2547 sayılı Yükseköğretim Yasası, devlet unıversıtelennı neredeyse her açıdan butu- nuyle YÖK'e bağlamaktadır Orneğın, dev- lei ünı\ersîtelennin rektorlen. o unıversı- tenın oğretım uyelennın gızlı oyla belırle- yeceğı ılk 6 adaydan YOK'ün seçtığı 3 pro- fesor arasından bızzat Cumhurbaşkanı ta- rafından atanmaktadır Fakulte dekanlan- nı da rektorun onerecefı 3 ada\ arasından VOK belırlevıp atamaktadır "Lniversite- lerin profesor.doçentvev-anhma doçent kad- rolannı", "üniversitelerin kabul edeeeği oğ- renci sayısını", "eğıüm-oğreüm programla- nnın asgari ders saatlennı, surelennı,oğren- cilerin v'atav \e dikev geçışlen\le ilgili ilke- seçımden sonra haberlen olsa gerektır, do- ğalhkla Çünku, gene 2547 sayılı yasaya 17 8 1983 gun ve 2880 sayılı yasa ıle getınlen Ek Madde 5'e gore rektoru atav an, "vakıf vuk- seköğretim kurumunun tuzelkışılığını tem- sil eden, Y OK'un olumlu goruşunu alarak yuksekoğrenm kurumunun voneOcılennı, öğretim eiemanlannı belirleyerek onlarla sözleşmeierimzalayan",en azyedı kışıden oluşacak bu "mütevelli he>eti" de "vakıfyö- netim orgam" (yanı, yaşıyorsa vakıf kuru- cusu >a da vakfı kuran sermaye grubunun yönetıcısı) atamaktadır Ve ne acıdır kı "mütevelli heyet"e venl- mış bu vetkı, salt kuruluş aşaması ıle fılan da sınırlı değıldır kesınlıkle Ustelık, bu sanal universiteierin v onetıcı lennı v e butun öğretim uvelennı salt "Devletyukseköğre- tım kurumlannda çalışmalan v asaklanmış sev a dısıplın v oluv la bu kurumlardan çıka- rılmış" olmamalan koşuluyla ıstedıklen kışıler arasından kevıflennce seçıp atama Bu sanal üniversitelerden bırinde, diyelim rektör seçimi sırasında profesor ve doçentlenn de fikri alınıyorsa, unutulmamalıdır ki, bu kesinlikle vakıf kurucusunun (sahibınin) bir hoşgörüsüdür, bir lütfudur sadece... leri" fılan da hep Y ÖK saptamaktadır Hat- ta. yetersız bulunan oğretım uyelennın ılış- kılennı de ancak YÖK kesebılmekte veya onu, bir kez daha denenmesı ıçın bır baş- ka unıversıteye atayabılmektedır Nıtekım bu nedenledır kı devlet ünıver- sıtelennın çağdaş oğretım uyelen ıle aydın kamuoyu unversıte ozerklığını zedeledığı gerekçesıyie YOK'e şıddetle karşı çıkmak- ta ve bır an once kaldınlması ıçın çalış- maktadırlar Ama bu sanal universiteierin rektorlennın seçımı ıçın ıse 2547 sayılı ya- sanın 13 maddesıne 1992 vılında "\aİaf- larca kurulan universitelerde rektör ada>- lannın seçimi ve rektorun atanması ilgili mütevelli be\et tarafından vapılır" dıve bır cumle eklenerek yetkı butunuyle \ akıfku- rucusuna bırakılırken. goruldüğu gıbı bu sa- nal uruversıtenın vnksekögretinı kurumu de- dıklen yenı özel yuksekokullannda >uk- sek ücretlerle gorev almış profesorlenn, doçentlenn gorûşlennın sonılması koşulu bıle getınlmemıştır Yanı bu oğretım uyelennın, kendı rektor lennı. kendı dekanlannı seçmelen şovle dursun, onlann kımlıklennden bıle ancak vetkısıne sınırsız ve suresız sahıp olan bu mütevelli heyetier, kuşkusuz o kışılenn go- revden alınması veya ışlenne son venlme- sı vetkısıne de sınırsız ve koşulsuz sahıp- tırler doğal olarak Bu nedenle şayet bu sanal üniversiteler- den bınnde, dıyelım rektor seçımı sırasın- da profesor ve doçentlenn de fikn alınıyor- sa. unutulmamalıdır kı bu kesınlıkle vakıf kurucusunun (sahibınin) bır hoşgorusudur, bır lütfudur sadece Bu atamalar sırasında abnması yasal zo- runluluk olan "V ÖK'ün ohımhı gorüşü" ıse gordugumuz kadanyla, adaylann kımlık- lennın bu yasa hukumlenne uygunluğu- nun denetlenmesıv le ılgılıdır sadece Nıte- kım, Prof Gülten Kazgan ın mütevelli he- yetçe İstanbul Bilgi l nivershesi Rektörlü- ğü'ne atanmasına da, YOK bu açıdan, ya- nı 2547 sayılı yasanın 13 maddesının ıkın- cı fıkrasındakı vaş barajı yuzunden "ohım- lu gorüş" vermemıştır, ışıttığımıze göre Ama çok ılgınçtır. de\ let unıversıtelen- nın rektör ve dekanlannın, bızce de çok haklı olarak büyük çoğunluğu gene pro- fesorlerden oluşmuş 24 kışılık YOK ara- cılığıyla belırlenmesını bıle, çağdaş üni- versite anla>ışına ve ünıversıte özerklığı- ne aykın bularak şıddetle karşı çıkan oğ- retım uyelenmız ve aydınlanmız. artık her ne hıkmetle ıse, bu sanal unıversıtelenn rektor ve dekanlannın. sonuçta vakfın ku- rucusu bır para babası tarafından atanma- sına ağızlannı dahı açmamaktadırlar Elbette, bır akademısyen ıçın. arkadaş- lannca fakultesınm dekanhğma, unıversı- tesının rektorlüğüne seçılmesı buyuk bır onurdur Ancak. gorev e getırdığı gıbı, keyfî ıstedığı an gorevden alabıleceğı- nı de bıle bıle. bır v akıfkurucusunun bı- reysel ıstencıyle atadığı bır sanal unıversı- te rektörlugu veya dekanlığı ıçın de aynı şey- len soyleyebılmenın gerçekten olanagı var mıdır acaba9 Gorulduğu gıbı, bu sanal unıversıtelenn gerek rektorlennın gerekse otekı oğretım uyelennın, ımzaladıkJan sozleşmelenn dı- şında başka hıçbır guvencelen yoktur Ba- şannın tek ölçütü, dolayısıyla tek guvence de bu sanal unıversıtelenn adını daha çok duvurarak. daha çok öğrencının kaydol- masını sağlamaktır galıba Bu 'sanal unrversiteler' gerçekten kâr amacı gütmuyorlar mı1 . O\ sa. 1982 Anayasası. bılındığı gıbı. va- kıflara. 130 maddesınde çok açık bır dıl- le "kazanç amacına yönetikobnamakşar- ü ile yükseköğretim kurumu kurma hak- kı" vermıştır Anayasanın 7 Kasım 1982 tanhınde yu- rurlüğe gırmesının hemen ardından da 17 Ağustos 1983 gunu yenı bır yasa çıkanla- rak. 1981 tanhlı Vüksekoğretim Yasası'nın bırçok maddesı bu doğrultuda değıştınl- mış ve bırçok yenı madde ekJenmıştır Ama ılgınçtır, 2880 sayılı yasa> la yapılan bu de- ğışıklık ve eklerle. sankı salt Yükseköğre- tim Yasası'nı anayasanın hukmune uygun hale getırmeye çalışılmakla da yetınılme- mış, gınşımcılen ıştahlandırmak ıçın va- kıf unıversıtelennı daha çekıcı kılacak kımı özel ayncalıklar. haklar, bağışıkhklar fılan da sağlanmıştır, gordugumuz ka- dan> la Orneğın, Ek 7. Madde'de. vakıflarca ku- rulacak yükseköğretim kurumlannın da bu yasanın 56 maddesınde sayılan "mali ko- laytıklardan, muafiyetlerden ve isüsnalar- danaynen>araıianacaklan"belırtıldıkten sonra, bır &on fıkra>la vakıf unıversıtelen "emlakvergisinden de muaftutulmuşiar'"dır Butun devlet unıversıtelennde oğrencıler- den ahnacak ucretler YOK tarafından sap- tanırken, bu önemlı gelır kaynağı da. EK 9. Madde nın son fikrasında "Oğrenciler- den ahnacak ikrefler möteveH heyet tara- findan tespit edilir'"denılerek5 bu sânal üni- versiteler de vakıfkuruculannın ınsafına terk edılmıştır Nıtekım en eskısı 1992 yılında kurul- muş. çoğu daha ıkı-üç yıllık bır geçmışe sa- hıp. dolayısıvla medvada bınmn adının öte- kınden daha çok duyulmuş olmasının dı- şında aralanndakı nıtel farklılıklann belır- lenebılmesı kesınlıkle olanaksız bu sanal unı- versıteler. gerçekten de hangı ölçutlerle saptandığı bıhnmeyen akıl aunaz ucretler ıstemektedırleroğrencılerden bugün Orneğın. gazetelerde çıkan haberlere go- re. İstanbul Yeditepe L'niversitesi. 1998- 1999 öğretim yılı ıçın oğrencılerden, fakül- tesıne göre on bin dolar ıle alö bin dotar(ya- nı bugunku kurla 4 mıl>ar 300 mılyon ıle ıkı mılyaraltı yuz mılyon lıra) arasında bır ucret almıştır tstanbul Bilgi I niversitesi 6 650 dolar, Koç L niversitesi 6 500 dolar, İstanbul Do- ğuş L nrversitesi lngılızce programlan ıçın 6 500 Turkçe programlan ıçın 5 500 do- lar. İstanbul Kültür l niversitesi 6 250 do- lar, İstanbul Maltepe l niversitesi 6 000 do- lar. İstanbul Işık L nhersitesi 6 000 dolar, Tarsus Çağ L niversitesi 5 000 dolar. İstan- bul Fatih L niversitesi ıle Ankara Aölım Üniversitesi 4 500 dolar, Ankara Çankaya Üniversites de 4 300 dolar ıstemıştır Go- ruldüğu gıbı. bu sanal unıversıtelenn oğ- rencılerden ıstedıklen en duşuk yıllık eğı- tım ucretı, bugünku kurla 1 mılyar 800 mıl- yon lıradır Oysa. dev let unıversıtelen ay- nı yıl, oğrencılerden. tıp fakultelen ve kon- servatuvarlar ıçın 74 mılyon, dış hekımlı- ğı ve eczacılık ıçın 61 mılyon, mımarlık- muhendıslık ıçın 48 mıh/on, vetennerlık ıçın 42 mılyon, hukuk, ıktısat, sıyasal bıl- gıler ve dığer fakulteler ıçın de 38 mılyon lıra yıllık öğrenım ucretı almıştır Nevarkı 1983 yılında getınlen buay- ncalıklar, odunler, bağışıkhklar da özel ke- sımı vakıf unıversıtelen kurma konusunda pek ısteklendırmemiştır ama SÜRECEK 'TahMtn 'e evet densin mi? (I) AYDIN AYBAY Nedır şu 'tahkim' sozcu- gu ıle anlatılan9 Arapça ko- kenlı Osmanlıca bır sozcük olan tahkim, kullanım alanı daha genış olan -yıne Arap- ça kokenlı- 'hakem' sozcu- ğunden gelıyor Bır anlamı 'hakemebaşMnma1 , 'hake- me gitme', otekı anlamı da hakemın katılmasıyla yapı- lan 'yargılama' ışı Bu ışe 'tahkim vargılamas" >a da 'tahkim davası' da denıvor Sözcuğun bır de güçlendir- me, berkitme anlamı var kı, bu bugünku dılde kullanım- dan hemen hemen duşmuş gıbı (Buradan uretılen tah- Idmat' sozcuğu dahı gıttık- çe daha az kullanılıyor Ş. Samibunun zaten Osmanlı- ca uydurma bır söz olduğu- nu. Arapçada bu anlamda bır sozcük bulunmadığını, olsa olsa buna 'ihkâm' de- nılebıleceğını soyluyor) 'Hakeme gitme', 'hake- me başvurma' ve hakemın katılmasıy la yapılan ış ya da ışlemden söz edınce, bırnok- tayı daha belırtmek gerekı- yor Bır ılışkıyı hakemle yü- rütme, surdurme ve sonuç- landırmanın tahkim' kavra- mırun dışında kalan turlen de var Ömeğın, futbol hake- mı, gureş hakemı, guzellık yanşması hakemı vs ha- kemler var Onlara başvTir- ma ya da ışlemı onlarla yü- rutme, surdurme ve sonuç- landırma tahkim' değıl, bu hakemler bır çekışmeyı (ıh- tılafı) çözmüyorlar; yanş- ma ya da benzen bır etkın- lıgın kurallara uygun olarak surup sonuçlanması ıçın gö- zetim ve denetim gorev ı ya- pıyorlar Bunlan bır yana bırakır- sak, 'tahkiın' anlamındakı 'hakeme başvurma' ve 'ha- kem yargısı' ıle anlatılan ol- guşudur tkıyada daha çok kışı aralanndakurubnuşolan ılışkıden dolayı herhangı bır nedenle uyuşmazlığa düş- tüklen takdırde, bu uyuş- mazlığındev letın yargı orga- nınca değıl. ozel kışı ya da kurumlarca çözuleceğını ka- rarlaştırmışlarsa, bu olgu 'Uhkim'dır Orneğın, bır alım-sanm ılışkısınde satıcı alıcınm sattığı şeyın parası- nıeksık odedığını ve bu yuz- den aralannda uyuşmazlık ve çekısme (ihtüaf veya ni- za)çıktığını ılen surerekhak- kını almak ısterse. tahkim' anlaşması da yapmışsa. ar- tık dev letın yargı yenne de- ğıl, yapılan bu anlaşma (tah- kim anlaşması ya da tahkim şarn) uyannca hakeme gı- decek ve hakkını hakemde açnğı davaıle elde etmeye ca- lısacaktır Burayakadarkı açıldama- lanmızdan anlasılacağı gı- bı, başlıkta yeralan sorunun yanıtı hıçkuşkusuz 'ohım- hı'dur Kendı hukuksal ya- şamını kendı ozgur ıstencı ıle behrleme hakkına sahıp olanbırey başkalanyla kur- duğu ılışkıden doğabılecek çekışrnelenn. devlet vargısı elıyle değıl özel yargı (ha- kem) elıyle çozülinesını de ısteyebılır Bu ıstek, hukuk yaşamının temel ılkesı olan (Anayasam 48,BorçlarYa- sası m. 19) 'sözleşmeserbest- Hği' ılkesı uyannca korunur ve desteklenır Bıreyler, bu ılkeye göre, bır sozleşmeye gınp gırmeme, gıreceklerse kımınle gıreceklenne karar verme ve boyle bır ılışkının (sözleşmenın) içeriğuıi be- firkmede ozgur olduklanna göre, bu ıçenğe tahkim'ı de dahıl edebılırler Yanı, boy- le bır sözleşmeden dogacak çekışmelenn mahkemede de- ğıl, hakem elıyle çözulece- ğını karariaştırabılırler Ana- yasada ve maddı hukukta te- melı olan bu çözum, aynca. yargılama hukukunu duzen- leyen bır yasada da aynntılı olarak (Hukuk Yargılama Yasası m 516-536) düzen- lenmış bulunmaktadır Tahkim konusundakı bu temel çozumu belırttıkten sonra, yenıden sorumuza dö- nebılınz Acaba tahkim yo- luna başvurma hakkı bus- butün serbest mıdır'' Baş- lıktakı soruyu uygun bıçım- de sorarsak, "Tahldm'e her halde evet mi demeüyiz?" Once şunu belırtelım Dev- letın resmı yargı organını 'devre dışı' bırakarak, bu- nun ışlevını özel ellere ver- meran uygun bırçozümolup olmadığı her hukuk duze- nınde evvelden ben tarüşı- lan bır sorundur Bu tartış- malar sonucunda uygardün- yada vanlan genel çozum şudur Bıreylenn uyuşmaz- lıklannı özel yargı (tahkim) yoluyla çozmeye ılışkın an- laşmalan 'konu'.'yöntan've 'sonuç' yönlennden yasa- larla behrlenen suuriama- lar ıçınde kalmak koşuluy- la geçerlıdır Bu çozum bızım hukuku- muzda da benımsenmış ço- zumdur Burada yöntem ve sonuç (karar) bakımından mevcut smiTİamalan (bunlar yasada oldukça aynnülı ola- rak duzenlenmıştır) bır ya- na bırakırsak. ozellıkle ko- nu yonunden onemlı sınırla- malar olduğunu belırtme- mız gerekmektedır Yukar- da degındığımız gıbı, tah- kim yoluna başvurabılme ozgurluğu 'sözJeşmeserbest- Kgi" ılkesıne dayandığından, once, hıç kuşkusuz. 'ceza hukuku' alanındakı çekış- melerde tahkim soz konusu olmaz. Bunun gıbı, 'idare hukuku' alanındakı ılışkı- lerde de tahkim'den söz edı- lemez 'Ozel hukuk' ılışkı- lennde konuyla ilgili olarak soz konusu olabılecek sınır- lamalarda. genel olarak, ta- raflann kendı ortak ıstenç- lenyle meydana getıreme- yeceklen değışıklıklerolçu- tunebağlıdır Buolcute gö- re, ömeğın, bır 'bosanma davasının' tahkıme tabı ol- ması olanaksızdır Aynca Yargıtay, orneğın 'kira tes- piti',taşmmazlarla ılgılı ta- pu uyuşmazhklan', 'avukat- hkücretuün belirlenmes' gı- bı bırçok konuda kama du- zeni açısmdan tahkım'ı ka- bul etmemektedır Bu sınırlamalara tabı ol- mak koşuluyla tahkim yo- lunun, yalnız iç hukuk ılış- kılennde değıl, ulusUrara- sı niteliktetd ılışkılerde de geçcrlı olduğunu belırtelım Ömeğın, Turkıye'de ış yapan bır yabancı şırketle Turkı- ye'dekı ışın sahıbı şırket, ak- tettıklen sozleşmeye, arala- nnda ıhtılaf çıkarsa, bunun 'Uludanrası llcaret Oda- sı'nın tahkim usulune göre çözuleceğı hükmunu koya- bıhrler Taraflar arasındakı ılışkı, bır 'özel hukuk' ılış- kısı olduğundan, bu şart-yu- karda degındığımız sınırla- malar ıçınde-geçerbdır Bu- na karşılık. boyle bır ılışkı- mn bırtarafi Tûrkkamu ku- ruluşu ıse, (yıne yukarda de- gındığımız sjnırlama uya- nnca) onunla yapılan idari sözteşmeye konulan tahkim koşulu geçersızdir. Işte, ya- şamlannda yabancı kuruluş- lann Türkıye'dekı ış sahıp- lenyle aktettıklen özel hu- kuka tabu sozleşmelere da- yatmayla koyduklan tahkhn hukümleruıi hiç göraıemiş; ustelık bunlann görev lendı- nlen Uluslararası Tahkim Kuruluşlannda 'nasıl ve ne- ye göre' vorumlanıp uygu- İandığından da bıhaber yet- kılı-yetkısız bazı kımselenn 'evet' denılmesını ıstedıkle- n tahkim' bu tur (idari') sozleşmelerle ılgilidır. Buya- nıt'ın 'evet" değıl, 'hayır' ol- ması gerektığını gelecek ya- zımızda açıklamaya çalışa- cağız SÜRECEK IRMIK/ AYDIN ENGİN aenginıa doruk.nettr. Yazın, gazetecı tayfasının ışı zordur Ya- zıışterı masasının haber kıtlığından kıvran- dığı, Ankara'da yaprak kımıldamayan, ha- bercılenn, şeflerınden fırça yememek ıçın sıneğın yağından haber çıkarmaya çalıştık- lan mevsımdır Idı Bu yaz çok farklı Çıçeğı bumunda Mec- lıs, çok uzun yıllarsurmuş ıktıdar aclığını bas- tınmak ısteyen DSP-MHP koalısyonunun zorlamasıyla hanl harıl çalışmakta, her bırı "manşetlık" onca yasa, yonetmelık art ar- da çıkmakta, her bırı Turkıye'nın yakın ve uzak geleceğını cıddı olçulerde etkıleye- cek karariar alınmakta Tahkim yasası ozelleştırme ıçın anaya- sa değışıklığı, sosyal guvenlık reformu kı- Irfında emeklılık yaşı duzenlemelen Turkı- ye'nın kangrene donuşmuş vergı sorunu- nu kokunden çozeceğı soylenerek çıkan- lan Vergı Yasası'nın, yasayı çıkaran partı tarafından hacamat edılışı, Iran'la sıyasal ger- gınlık, IMF ıle sıkı pazartık, Almanya ıle AB temaslan Fıyyyy Bır gundem kı fukara gazetecı Şuna Buna Değinerek... tayfasına soluk bıle aldırmıyor Dune kadar "Surınam'da somurge do- nemınden kalma Felemenk yapılan, Bır- leşmış Mılletler'ce kultur hazınesı kabul edıldı" gıbısınden çok (') onemlı haberler- le sayfalannı doldurmaya çabalayan yazı- ışlen mudurlen, haber bolluğunda, neyı ne- reye koyacaklannı şaşırmış durumdalar Butun bunlara bakıp "Ne guzel ışte Yıl- lardır mılletvekıllerının butun kış ıtışıp ka- kıştıktan sonra yaz başında tatıle gıtmele- nnden, Meclıs'ın çalışmamasındanyakın- maz mıydınız? Alın ışte hukumet de, Mec- lıs de hanl hanl çalışıyor " dıyenler olacak- tır Benımse başka kuşkularırn var Acaba bu hukumet ve onun zorlamasıy- la da olsa Meclıs, yaz sıcaklanndan vucurt- lanmız buhartaşmak beyınlenmcsıvılaşmak uzereyken, parmağımızı kımıldatamaz hal- deyken bu ışlen kotarmak hesabında olma- sın Yanı bır tur yangından mal fılan kaçır- ma hesabı mı yaptılar acaba'' ••• Pompalı tufeklenn -yasaklanmasını bıle değıl- kısıtlanmasını ongoren yasa tasan- sı Meclıs komısyonunda yon değıştırdı, "Pompalı Tufeklen Ûzendınne Yasa Tasa- ns/"nadonuştu Komısyon toplantısında ANAP takımı se- yırcıkaldı Bunu anlamak mumkun Serbest pıyasa ekonomısıne her turlu mudahaleyı reddeden vahşı kapıtalızmın aslı temsılcı- sı olarak seyırcı kalmalanna bıle dua et- mek gerek MHP'lılerde seyırcı kaldı Eh, bunu da an- lamak mumkun Bu tosunlar oldum bıttım tufek, tabanca, boğma telı gıbı aygıtlan se- verler Ama pompalı tufeklen asıl savunanlar ve yıllardan ben bunu ıstıkrarla yapanlar, bu ko- nudakı nıceyasatasarısının "feadü/r"olma- sını maharetle sağlayanlar MNP-MSP-Re- fah çızgısının gunumuzdekı temsılcısı Fa- zılet Partılıler oldu. "Pompalı tufeklenn perakende satışını hemen tumuyle bu molla takımının adam- lan ustlendı, bu çok kâriı ve ışlek pazan el- den kaçırmak ıstemıyohar" demek bır açık- lamadır, ama yeterlı değıl Çunku bu pom- palı pazannın ana muştensı de molla takı- mı Hele pompalı tufeklere kabzatekbnp nam- lulanna yıv-set açtınp gerçek bır "savaş sı- lahı'na donuşturenler de mollalar ve yan- daşlan Meclıs'te, pompalıyı "canstperane" savunanlar da molla takımının sıyasetçıle- n Nıye acaba f ••• "Nereden buldun" dıye sormaktan vaz- geçılıyor, "malı mılat" da ertelenıp yenı bır "malı takvım'e geçılıyor Bunlara ek olarak bır de vergı ındınmlen filan yapılıyor. Resmı açıklama, butun bu onlemlenn ya- bancı sermayeyı Turkıye'ye çekmek ıçın alındığı. Ama Turkıye'ye, yabancı sermaye- den çok, "bıyiktı sermaye"nın akacağı an- laşılıyor Radıkal gazetesı oncekı gun man- şetten duyurdu "Bıyıklı dolahar gelıyor!" Bıyıklı dolar, ekonomı largonunda. yurt- dışına kaçınlmış ya da yurtdışında depolan- mış, sahıplen halıs muhlıs Turk olan servet- lere denıyor Beklenen para 30 mılyar do- lar Bu beklentıyı ve rakamı açıklayan da Tahtakale'de dovız tıcaretı yapan Bıtlıslı Mehmet değıl, Başbakan Yardımcısı ve MHP hden Devlet Bahçeli Önerim: Artık "nereden buldun" den- meyeceğıne gore, ban "nereden geldı, kım- den geldı" dıye sorsak Çunku yastık altında (') 30 mılyar dolan olanlan dehşetlı merak edıyorum 30 mılyar clolanTL'yeçevırmeyıdenedım 12 900 000 000 000 000 çıktı Ve bu rakamı okuyama- dım Okuyabılenler sevabına bana da soylesın. Ama en onemlısı bu kadar paranın sahıp- len olan "bıyıklılar" kımdır, ban onu bılelım . Ikınci önerim: Ben butun bu ışlerden pı- relendım Meclıs derhal tatıle çıksın"
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle