Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
26 TEMMUZ 1999 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Prof. Isıkara
'Deprem
önceden
bilinmez'
İSTANBUL (AA)- Boğa-
zıçı Unıversıtesı Kandıllı Ra-
sathanesı ve Deprem \raştır-
ma Enstıtusü Müduru Prof
Dr Ahmet Mete Işıkara, son
24 saatte Balıkesır'de meyda-
na gelen 4 3 ve 4 4 buy uklu-
ğundekı depremlen. 2 5 \e
3 öaletsel buyukluktekı çok
sayıda ufak depremın takıp
etöğını bıldırdı Işıkara "Bö>-
le biretkinliği, buy ûk bir dep-
rem takip edecek veya etme-
yecek diye bir kural yok. He-
niız dünyada depremleri on-
ceden belirleyen teknoloji ve-
yayontemmevcutdegirde-
dı"
Işıkara. ıkı depremı aynı
bolgede alctsel buyuklukle-
n 2 5 ı\e 3 6 arasında olan
çok sayıda ufak depremın ta-
kıp ettığını so\ ledı \aptık-
lan ınceleme sonucu bunla-
nn "deprem firtınası" ya da
"artçışoklar~ olabıleceğı ız-
lenımını edındıklennı belır-
ten Işıkara şunlan ka>dettı
"Deprem firtınası dediği-
miz, bir etkinliğin süregekli-
ği izlenimini ekk ettik. Dep-
rem firtınası dediğimiz şeyde,
irili ufaklı birçok deprem ohır.
Bir yörede. belli bir zaman
aralığında çok sayıda dep-
rem olabilır. \rada da 4J> ve
4.4 buyukluğunde deprem
me\dana getir,firtina0bi_ Bu
bir sure sonra kapaıur gider.
Bu ve>a daha buy üklüktcki
depremleri takip eden artçı
şoklar daoiabüir.43 ve4.4 bu-
yükluğunde ıki tane ana şok
ve bunu takip eden artçı şok
var. Bir de bu olabilir divc
duşünuyoruz. Bu normaldir.
Adana'da ki depremi hatır-
layın. Bunu bir sunı artçı şok-
lar takip etti. Takip edenlerin
deprem firtınası veya artçı
şok olup olmadığmı tam ola-
rak bilmivoruz" dedı
Bahcesehir
Emlakbank ile
yurttaşlann f:^;
su kavgası
İstanbul Haber Servisi- Ha-
bıtat odul lu u\ du kent Bahçe-
şehır de. kent sdkınlen ıle pro-
jenın sahıbı Emlakbank ve bel-
de beledıyesı arasında su kav -
gası yaşanıyor Beldenın su ıh-
tıyacını karşılayan keson ku-
yulardakı su rezerv ının de\ am
eden yenı yapılaşmanm da et-
ktsıyle artık ıhtıyacı karşila-
yamadığı ve bol kıreçlı olma-
sı nedenıyle kullanıma uygun
olmadığı belırtılıyor
Bahçesehir ın <\NAP'lı Be-
ledıve Başkanı Kemal Aydın
belde sakınlerıne yaptığı çağ
nda su kuyulannın ıhtıyaca
cevap veremeyecek duruma
geldığını belırterek tek çozu-
mün ISKİ suyuna bağlanmak
olduğunu btldirdı Başkan Ay-
dın, bunun ıçın konut başma
70mılyonlırakatılımpa\ı ıs-
tedı Beledıvenınçağnsmabu-
yük oranda olumsuz \anıt \ e-
ren belde sakınlen ıse konut-
ları "anahtar teslimi. hiç so-
runsuz ve bol su" koşuluyla
aldıklannı vurgulay arak bu pa-
ranm Emlakbank tarafından
odenmesı gerektığını savun-
du "Bahçeşehirlifer ve \da-
Blok Yoneticüen Ptatformu"
adı altında bir ara>a gelen ko-
nut sahtplen, sorunlannı kamu-
oyuna duyurma karan alarak
"AManlıyaruz'" başlığıyla bir
açıklama yaptılar Açıklama-
da, Emlakbank ve müteahhıt
fırmaların kurduğu D\PAŞ
ıle ımzalanan 5 yıllık sozleş-
menın yururlukte olduğu anım-
satılarak bu fırmada depozılo
veabonelıklenbulunanev sa-
hıplennın ıkıncı bırabonelığe
zorlandıklan sav unuldu
'Sözünü tutsuıT
Beledıye koordmasyonunda
ISKJ ıle bına abonelı|ı yapmak
uzere katılım parası olarak on-
ce 77 mılyon lıra ıstendığı \ ur-
gulanan açıklamada sağlıklı.
kıreçsız ve sureklı olduğu ıçın
ISKI suyunun belde sakınle-
rının de ısteğı olduğu ıfade
edıldı Belde>e İSKİ suyunu
getırmenın konutları anahtar
teslımı satan Emlank Banka-
sı'nın sorumluluğunda olduğu
sav unulan açıklamada, bu so-
rumluluğun yenne getınlme-
mesı halındebankaya karşı da-
va açılacağı kaydedıldı
Belde sakınlen. Aydın ın
seçım büdırgesınde, tSKJ ıle
1993 yılında y apılan ancak >e-
nı İSKJ yonetımınıntanımadı-
ğı anlaşmayı ışaret ederek "Bu
sorun belde satdnlerimizin ce-
büıden tek kuruş çıkmadan
yozümlenecektir" >onundekı
sozunu tutmasını ıstedı
Vakıflar üniversite değil, küçük yükseköğretim kurumlan açıyorlar
Sanal üniversitelerDEMİKTAŞCEYHUN
-2-
Gorulduğu gıbı bu \asaya gore "Yük-
seköğretim Kurumu" hem *ünrversite'"yı
hem de artık unıversıtelere bağlanmış olan
faküHe,yuksekokul. akademi, enstitıi. kon-
servatuvar, meslek yuksekokulu. araşbnna
ve uygulama merkezi gıbı eğıtım kuruluş-
lannın tamamını kapsamaktadır Yanı fa-
kulte. yuksekokul, enstıtu. akademı vb gı-
bı eğıtım kuruluşlan da tek başlanna bırer
yükseköğretim kurumu durlar tıpkı unı-
versıteler gıbı Hatta o> le kı Yukseköğre-
tim Vasası nın daha once çıkmış olma.sı
belkı bırtakım tartışmalara yol açar dıye
çekınıldığı ıçın galıba 1982 Anayasa-
sı'nın yururluğe gırmesının hemen ar-
dından da "rum fakulte, akadcmi.
enstitü. yuksekokul. konservatuvar.
meslek yuksekokulu ıle arastırma ve
uygulama merkezlerinın üniversite kapsa-
mında" olduğunu vurguladıktansonra bu
yükseköğretim kurumlannın oluşturacaği
"ah anabilım ve anasanat dallan ile oteki
unitelerin" de 254^ sayılı \ uksekoğretım
Yasası'nın7 maddesı gereğınce "kuruluş-
lannın, bitieştirilmelerinin ve işleülmeleri-
nin Y ÖK tarafından duzenlenecegini" bıl-
dıren 2809 savılı yenı bir vasa daha çıkar-
tılmıştır Boylece de vakıflann kuracağı
yükseköğretim kurumlan. usıelık vakıf soz-
cuğu hıç kullanılmadan yasa kapsamına
alınarak devlet unıversıtelen ıle bırlıkte
\OK"e bağlanmış ve sessızce tartışılmaz
hale getınlmeve çalışılmıştır sankı
Fakat ılgınçtır üniversite kav ramıTurk-
çe sozluk ve ansıklopedılerde de "yüksek
düzevde eğitiın ve öğretim veren, bilimsel
araşttımalar ve bilimsel > aytnlar yapan fa-
kulte, enstitu, yuksekokul ve benzeri bırun
ve bdlumlerden oluşan bir kurumdur" dı-
ye tanımlanmakta ıse de ne bu sozluk ve
ansıklopedılerde, ne de sozunu ettığımız ya-
salarda butur bir eğıtım kurumunun unı-
v ersıte sav ılabılmesı ıçın en az kaç
dalda eğıtım ve öğretim vermesı
ya da bir başka de) ışle en az kaç
fakultesınm vuksekokulunun,ens-
tıtusunun vb olması gerektığı ko-
nusunda herhangı bir bılgı voktur Omeğın,
şu son bırkaç yıl ıçınde dışardan bırkaç
yabancı getırtılıp devlet unıversıtelenn-
den de dolarla bırkaç profesor transfer edı-
lerek tngılızce dıl kurslarının yanı sıra
l luslararası tlişkikr Fakültesi ya da Ulus-
lararası Iktısat Fakultesı vb gıbı şatafatlı ad-
larla kımı vakıflarcaaçılmış topu topu beş
on sınıftan ıbaret şu (yasal adıyla) vukse-
köğretim kurumlanna "ünKersfte
1
" dıyebıl-
mek gerçekten mümkun mudur acaba
9
^Ovsa. bügün teknık eğıtım veren bazı
unlü ûruversitelenmız. onca fakultey e ve geç-
rraşe sahıp olmalanna karşın, salt teknık eğı-
tım verdıklen ıçın üniversite kımlıklennı tar-
tışmaktalar ve çağdaş anlamda bir unıver
sıte olabılmek amacıyla. bunyelennde mut-
laka sos>al bılımlerle, edebıyatla. tanhle,
felsefeyle ılgılı venı bınmlenn açılması-
nın zorunlu olduğunu savunmaktadırlar
bıldığımız kadanvla
Gene, devlet tarafından ta 1955'lerde
Trabzon 'da kurulan KaradenizTeknik Üni-
versitesi. 1957'lerde Erzurum"da kurulan
Ataturk L nıversitesi. 1970 te Adana da ku-
rulan Çukurova l nKersrtesi gıbı de\ let unı-
versıtelennın bıle. bugun on bınlerce met
rekare alanlara yayılmış kampuslarda tıp
fen-edebı\at. mımarlık-muhendıslık zıra-
at, eğıtım vb gıbı bırçok fakulteve mes-
lek vuksekokuluna. enstıtuye, kıtaplığa,
yurtlara, laboratuvarlara spor alanlanna
v e daha nıcelenne. ustelık neredev se > anm
yuzyıllık da bir geçmışe sahıp olmalanna
karşın, gerçekten tam anlamıyla bırer çağ-
daş üniversite kımlığıne kavustuklannı soy-
leyebılmek hepsı ıçın olanaklı mıdır aca-
ba
0
Kısacası.nebuyüklûkteolursaolsun bir
vakıf ın salt kendı butçesı>le çağdaş an-
lamda bir unıv ersıte kurabılmesı bızce hıç
kuşku yok kı bu nedenle soz konusu dahı
edılmese gerektır kesınlıkle
Nıtekım, 82 Anavasası'nın hazırlayıcı-
lan da bızce gene hıç kuşku >ok kı bu ger-
çekten dolayı vakıflarla ılgılı olarak "üni-
versite*' kavramını değıl ">ükseköğretim
kurumu" de> ımını kullanmışlardır bılınç-
lı olarak
Dolayısıyla, vakıflar da zaten üniversite
değıl. bırkaç kuçuk "jüksekoğretim kuru-
mu" açmaktadırlar. kendılenne bağlı gaze-
te \ e dergılerle telev ızyonlarda kıyametie-
n kopararak
^ncaaak Yukarda belırtıldığı gıbı, ge-
ne aynı gunlerde çıkanlmış >asalara gore
yükseköğretim kurumlannın mutlaka bir
üniversite çatısmın altında olmasının zo-
runluluğu yuzunden de çaresız a>Tiı anda
Meclıs"e başvurup bir ozel yasa çıkarttıra-
rak, bir de sanal üniversite kurmaktadırlar
Vakıflarca kurulan bu sanal ünhersıteler-
kdevlet unıversıtelennı karşılaştırabılmek.
gordugumuz kadanyla gerçekten, sozeuğun
tam anlamıyla olanaksızdır
Bılındığı gıbı. 1981 vılında çıkanlan
2547 sayılı Yükseköğretim Yasası, devlet
unıversıtelennı neredeyse her açıdan butu-
nuyle YÖK'e bağlamaktadır Orneğın, dev-
lei ünı\ersîtelennin rektorlen. o unıversı-
tenın oğretım uyelennın gızlı oyla belırle-
yeceğı ılk 6 adaydan YOK'ün seçtığı 3 pro-
fesor arasından bızzat Cumhurbaşkanı ta-
rafından atanmaktadır Fakulte dekanlan-
nı da rektorun onerecefı 3 ada\ arasından
VOK belırlevıp atamaktadır "Lniversite-
lerin profesor.doçentvev-anhma doçent kad-
rolannı", "üniversitelerin kabul edeeeği oğ-
renci sayısını", "eğıüm-oğreüm programla-
nnın asgari ders saatlennı, surelennı,oğren-
cilerin v'atav \e dikev geçışlen\le ilgili ilke-
seçımden sonra haberlen olsa gerektır, do-
ğalhkla
Çünku, gene 2547 sayılı yasaya 17 8 1983
gun ve 2880 sayılı yasa ıle getınlen Ek
Madde 5'e gore rektoru atav an, "vakıf vuk-
seköğretim kurumunun tuzelkışılığını tem-
sil eden, Y OK'un olumlu goruşunu alarak
yuksekoğrenm kurumunun voneOcılennı,
öğretim eiemanlannı belirleyerek onlarla
sözleşmeierimzalayan",en azyedı kışıden
oluşacak bu "mütevelli he>eti" de "vakıfyö-
netim orgam" (yanı, yaşıyorsa vakıf kuru-
cusu >a da vakfı kuran sermaye grubunun
yönetıcısı) atamaktadır
Ve ne acıdır kı "mütevelli heyet"e venl-
mış bu vetkı, salt kuruluş aşaması ıle fılan
da sınırlı değıldır kesınlıkle Ustelık, bu
sanal universiteierin v onetıcı lennı v e butun
öğretim uvelennı salt "Devletyukseköğre-
tım kurumlannda çalışmalan v asaklanmış
sev a dısıplın v oluv la bu kurumlardan çıka-
rılmış" olmamalan koşuluyla ıstedıklen
kışıler arasından kevıflennce seçıp atama
Bu sanal üniversitelerden bırinde, diyelim rektör seçimi
sırasında profesor ve doçentlenn de fikri alınıyorsa,
unutulmamalıdır ki, bu kesinlikle vakıf kurucusunun
(sahibınin) bir hoşgörüsüdür, bir lütfudur sadece...
leri" fılan da hep Y ÖK saptamaktadır Hat-
ta. yetersız bulunan oğretım uyelennın ılış-
kılennı de ancak YÖK kesebılmekte veya
onu, bir kez daha denenmesı ıçın bır baş-
ka unıversıteye atayabılmektedır
Nıtekım bu nedenledır kı devlet ünıver-
sıtelennın çağdaş oğretım uyelen ıle aydın
kamuoyu unversıte ozerklığını zedeledığı
gerekçesıyie YOK'e şıddetle karşı çıkmak-
ta ve bır an once kaldınlması ıçın çalış-
maktadırlar Ama bu sanal universiteierin
rektorlennın seçımı ıçın ıse 2547 sayılı ya-
sanın 13 maddesıne 1992 vılında "\aİaf-
larca kurulan universitelerde rektör ada>-
lannın seçimi ve rektorun atanması ilgili
mütevelli be\et tarafından vapılır" dıve bır
cumle eklenerek yetkı butunuyle \ akıfku-
rucusuna bırakılırken. goruldüğu gıbı bu sa-
nal uruversıtenın vnksekögretinı kurumu de-
dıklen yenı özel yuksekokullannda >uk-
sek ücretlerle gorev almış profesorlenn,
doçentlenn gorûşlennın sonılması koşulu
bıle getınlmemıştır
Yanı bu oğretım uyelennın, kendı rektor
lennı. kendı dekanlannı seçmelen şovle
dursun, onlann kımlıklennden bıle ancak
vetkısıne sınırsız ve suresız sahıp olan bu
mütevelli heyetier, kuşkusuz o kışılenn go-
revden alınması veya ışlenne son venlme-
sı vetkısıne de sınırsız ve koşulsuz sahıp-
tırler doğal olarak
Bu nedenle şayet bu sanal üniversiteler-
den bınnde, dıyelım rektor seçımı sırasın-
da profesor ve doçentlenn de fikn alınıyor-
sa. unutulmamalıdır kı bu kesınlıkle vakıf
kurucusunun (sahibınin) bır hoşgorusudur,
bır lütfudur sadece
Bu atamalar sırasında abnması yasal zo-
runluluk olan "V ÖK'ün ohımhı gorüşü" ıse
gordugumuz kadanyla, adaylann kımlık-
lennın bu yasa hukumlenne uygunluğu-
nun denetlenmesıv le ılgılıdır sadece Nıte-
kım, Prof Gülten Kazgan ın mütevelli he-
yetçe İstanbul Bilgi l nivershesi Rektörlü-
ğü'ne atanmasına da, YOK bu açıdan, ya-
nı 2547 sayılı yasanın 13 maddesının ıkın-
cı fıkrasındakı vaş barajı yuzunden "ohım-
lu gorüş" vermemıştır, ışıttığımıze göre
Ama çok ılgınçtır. de\ let unıversıtelen-
nın rektör ve dekanlannın, bızce de çok
haklı olarak büyük çoğunluğu gene pro-
fesorlerden oluşmuş 24 kışılık YOK ara-
cılığıyla belırlenmesını bıle, çağdaş üni-
versite anla>ışına ve ünıversıte özerklığı-
ne aykın bularak şıddetle karşı çıkan oğ-
retım uyelenmız ve aydınlanmız. artık her
ne hıkmetle ıse, bu sanal unıversıtelenn
rektor ve dekanlannın. sonuçta vakfın ku-
rucusu bır para babası tarafından atanma-
sına ağızlannı dahı açmamaktadırlar
Elbette, bır akademısyen ıçın. arkadaş-
lannca fakultesınm dekanhğma, unıversı-
tesının rektorlüğüne seçılmesı buyuk bır
onurdur Ancak. gorev e getırdığı gıbı,
keyfî ıstedığı an gorevden alabıleceğı-
nı de bıle bıle. bır v akıfkurucusunun bı-
reysel ıstencıyle atadığı bır sanal unıversı-
te rektörlugu veya dekanlığı ıçın de aynı şey-
len soyleyebılmenın gerçekten olanagı var
mıdır acaba9
Gorulduğu gıbı, bu sanal unıversıtelenn
gerek rektorlennın gerekse otekı oğretım
uyelennın, ımzaladıkJan sozleşmelenn dı-
şında başka hıçbır guvencelen yoktur Ba-
şannın tek ölçütü, dolayısıyla tek guvence
de bu sanal unıversıtelenn adını daha çok
duvurarak. daha çok öğrencının kaydol-
masını sağlamaktır galıba
Bu 'sanal unrversiteler' gerçekten kâr
amacı gütmuyorlar mı1
.
O\ sa. 1982 Anayasası. bılındığı gıbı. va-
kıflara. 130 maddesınde çok açık bır dıl-
le "kazanç amacına yönetikobnamakşar-
ü ile yükseköğretim kurumu kurma hak-
kı" vermıştır
Anayasanın 7 Kasım 1982 tanhınde yu-
rurlüğe gırmesının hemen ardından da 17
Ağustos 1983 gunu yenı bır yasa çıkanla-
rak. 1981 tanhlı Vüksekoğretim Yasası'nın
bırçok maddesı bu doğrultuda değıştınl-
mış ve bırçok yenı madde ekJenmıştır Ama
ılgınçtır, 2880 sayılı yasa> la yapılan bu de-
ğışıklık ve eklerle. sankı salt Yükseköğre-
tim Yasası'nı anayasanın hukmune uygun
hale getırmeye çalışılmakla da yetınılme-
mış, gınşımcılen ıştahlandırmak ıçın va-
kıf unıversıtelennı daha çekıcı
kılacak kımı özel ayncalıklar.
haklar, bağışıkhklar fılan da
sağlanmıştır, gordugumuz ka-
dan> la
Orneğın, Ek 7. Madde'de. vakıflarca ku-
rulacak yükseköğretim kurumlannın da bu
yasanın 56 maddesınde sayılan "mali ko-
laytıklardan, muafiyetlerden ve isüsnalar-
danaynen>araıianacaklan"belırtıldıkten
sonra, bır &on fıkra>la vakıf unıversıtelen
"emlakvergisinden de muaftutulmuşiar'"dır
Butun devlet unıversıtelennde oğrencıler-
den ahnacak ucretler YOK tarafından sap-
tanırken, bu önemlı gelır kaynağı da. EK
9. Madde nın son fikrasında "Oğrenciler-
den ahnacak ikrefler möteveH heyet tara-
findan tespit edilir'"denılerek5 bu sânal üni-
versiteler de vakıfkuruculannın ınsafına terk
edılmıştır
Nıtekım en eskısı 1992 yılında kurul-
muş. çoğu daha ıkı-üç yıllık bır geçmışe sa-
hıp. dolayısıvla medvada bınmn adının öte-
kınden daha çok duyulmuş olmasının dı-
şında aralanndakı nıtel farklılıklann belır-
lenebılmesı kesınlıkle olanaksız bu sanal unı-
versıteler. gerçekten de hangı ölçutlerle
saptandığı bıhnmeyen akıl aunaz ucretler
ıstemektedırleroğrencılerden bugün
Orneğın. gazetelerde çıkan haberlere go-
re. İstanbul Yeditepe L'niversitesi. 1998-
1999 öğretim yılı ıçın oğrencılerden, fakül-
tesıne göre on bin dolar ıle alö bin dotar(ya-
nı bugunku kurla 4 mıl>ar 300 mılyon ıle
ıkı mılyaraltı yuz mılyon lıra) arasında bır
ucret almıştır
tstanbul Bilgi I niversitesi 6 650 dolar,
Koç L niversitesi 6 500 dolar, İstanbul Do-
ğuş L nrversitesi lngılızce programlan ıçın
6 500 Turkçe programlan ıçın 5 500 do-
lar. İstanbul Kültür l niversitesi 6 250 do-
lar, İstanbul Maltepe l niversitesi 6 000 do-
lar. İstanbul Işık L nhersitesi 6 000 dolar,
Tarsus Çağ L niversitesi 5 000 dolar. İstan-
bul Fatih L niversitesi ıle Ankara Aölım
Üniversitesi 4 500 dolar, Ankara Çankaya
Üniversites de 4 300 dolar ıstemıştır Go-
ruldüğu gıbı. bu sanal unıversıtelenn oğ-
rencılerden ıstedıklen en duşuk yıllık eğı-
tım ucretı, bugünku kurla 1 mılyar 800 mıl-
yon lıradır Oysa. dev let unıversıtelen ay-
nı yıl, oğrencılerden. tıp fakultelen ve kon-
servatuvarlar ıçın 74 mılyon, dış hekımlı-
ğı ve eczacılık ıçın 61 mılyon, mımarlık-
muhendıslık ıçın 48 mıh/on, vetennerlık
ıçın 42 mılyon, hukuk, ıktısat, sıyasal bıl-
gıler ve dığer fakulteler ıçın de 38 mılyon
lıra yıllık öğrenım ucretı almıştır
Nevarkı 1983 yılında getınlen buay-
ncalıklar, odunler, bağışıkhklar da özel ke-
sımı vakıf unıversıtelen kurma konusunda
pek ısteklendırmemiştır ama
SÜRECEK
'TahMtn 'e evet
densin mi? (I)
AYDIN AYBAY
Nedır şu 'tahkim' sozcu-
gu ıle anlatılan9
Arapça ko-
kenlı Osmanlıca bır sozcük
olan tahkim, kullanım alanı
daha genış olan -yıne Arap-
ça kokenlı- 'hakem' sozcu-
ğunden gelıyor Bır anlamı
'hakemebaşMnma1
, 'hake-
me gitme', otekı anlamı da
hakemın katılmasıyla yapı-
lan 'yargılama' ışı Bu ışe
'tahkim vargılamas" >a da
'tahkim davası' da denıvor
Sözcuğun bır de güçlendir-
me, berkitme anlamı var kı,
bu bugünku dılde kullanım-
dan hemen hemen duşmuş
gıbı (Buradan uretılen tah-
Idmat' sozcuğu dahı gıttık-
çe daha az kullanılıyor Ş.
Samibunun zaten Osmanlı-
ca uydurma bır söz olduğu-
nu. Arapçada bu anlamda
bır sozcük bulunmadığını,
olsa olsa buna 'ihkâm' de-
nılebıleceğını soyluyor)
'Hakeme gitme', 'hake-
me başvurma' ve hakemın
katılmasıy la yapılan ış ya da
ışlemden söz edınce, bırnok-
tayı daha belırtmek gerekı-
yor Bır ılışkıyı hakemle yü-
rütme, surdurme ve sonuç-
landırmanın tahkim' kavra-
mırun dışında kalan turlen de
var Ömeğın, futbol hake-
mı, gureş hakemı, guzellık
yanşması hakemı vs ha-
kemler var Onlara başvTir-
ma ya da ışlemı onlarla yü-
rutme, surdurme ve sonuç-
landırma tahkim' değıl, bu
hakemler bır çekışmeyı (ıh-
tılafı) çözmüyorlar; yanş-
ma ya da benzen bır etkın-
lıgın kurallara uygun olarak
surup sonuçlanması ıçın gö-
zetim ve denetim gorev ı ya-
pıyorlar
Bunlan bır yana bırakır-
sak, 'tahkiın' anlamındakı
'hakeme başvurma' ve 'ha-
kem yargısı' ıle anlatılan ol-
guşudur tkıyada daha çok
kışı aralanndakurubnuşolan
ılışkıden dolayı herhangı bır
nedenle uyuşmazlığa düş-
tüklen takdırde, bu uyuş-
mazlığındev letın yargı orga-
nınca değıl. ozel kışı ya da
kurumlarca çözuleceğını ka-
rarlaştırmışlarsa, bu olgu
'Uhkim'dır Orneğın, bır
alım-sanm ılışkısınde satıcı
alıcınm sattığı şeyın parası-
nıeksık odedığını ve bu yuz-
den aralannda uyuşmazlık
ve çekısme (ihtüaf veya ni-
za)çıktığını ılen surerekhak-
kını almak ısterse. tahkim'
anlaşması da yapmışsa. ar-
tık dev letın yargı yenne de-
ğıl, yapılan bu anlaşma (tah-
kim anlaşması ya da tahkim
şarn) uyannca hakeme gı-
decek ve hakkını hakemde
açnğı davaıle elde etmeye ca-
lısacaktır
Burayakadarkı açıldama-
lanmızdan anlasılacağı gı-
bı, başlıkta yeralan sorunun
yanıtı hıçkuşkusuz 'ohım-
hı'dur Kendı hukuksal ya-
şamını kendı ozgur ıstencı
ıle behrleme hakkına sahıp
olanbırey başkalanyla kur-
duğu ılışkıden doğabılecek
çekışrnelenn. devlet vargısı
elıyle değıl özel yargı (ha-
kem) elıyle çozülinesını de
ısteyebılır Bu ıstek, hukuk
yaşamının temel ılkesı olan
(Anayasam 48,BorçlarYa-
sası m. 19) 'sözleşmeserbest-
Hği' ılkesı uyannca korunur
ve desteklenır Bıreyler, bu
ılkeye göre, bır sozleşmeye
gınp gırmeme, gıreceklerse
kımınle gıreceklenne karar
verme ve boyle bır ılışkının
(sözleşmenın) içeriğuıi be-
firkmede ozgur olduklanna
göre, bu ıçenğe tahkim'ı de
dahıl edebılırler Yanı, boy-
le bır sözleşmeden dogacak
çekışmelenn mahkemede de-
ğıl, hakem elıyle çözulece-
ğını karariaştırabılırler Ana-
yasada ve maddı hukukta te-
melı olan bu çözum, aynca.
yargılama hukukunu duzen-
leyen bır yasada da aynntılı
olarak (Hukuk Yargılama
Yasası m 516-536) düzen-
lenmış bulunmaktadır
Tahkim konusundakı bu
temel çozumu belırttıkten
sonra, yenıden sorumuza dö-
nebılınz Acaba tahkim yo-
luna başvurma hakkı bus-
butün serbest mıdır'' Baş-
lıktakı soruyu uygun bıçım-
de sorarsak, "Tahldm'e her
halde evet mi demeüyiz?"
Once şunu belırtelım Dev-
letın resmı yargı organını
'devre dışı' bırakarak, bu-
nun ışlevını özel ellere ver-
meran uygun bırçozümolup
olmadığı her hukuk duze-
nınde evvelden ben tarüşı-
lan bır sorundur Bu tartış-
malar sonucunda uygardün-
yada vanlan genel çozum
şudur Bıreylenn uyuşmaz-
lıklannı özel yargı (tahkim)
yoluyla çozmeye ılışkın an-
laşmalan 'konu'.'yöntan've
'sonuç' yönlennden yasa-
larla behrlenen suuriama-
lar ıçınde kalmak koşuluy-
la geçerlıdır
Bu çozum bızım hukuku-
muzda da benımsenmış ço-
zumdur Burada yöntem ve
sonuç (karar) bakımından
mevcut smiTİamalan (bunlar
yasada oldukça aynnülı ola-
rak duzenlenmıştır) bır ya-
na bırakırsak. ozellıkle ko-
nu yonunden onemlı sınırla-
malar olduğunu belırtme-
mız gerekmektedır Yukar-
da degındığımız gıbı, tah-
kim yoluna başvurabılme
ozgurluğu 'sözJeşmeserbest-
Kgi" ılkesıne dayandığından,
once, hıç kuşkusuz. 'ceza
hukuku' alanındakı çekış-
melerde tahkim soz konusu
olmaz. Bunun gıbı, 'idare
hukuku' alanındakı ılışkı-
lerde de tahkim'den söz edı-
lemez 'Ozel hukuk' ılışkı-
lennde konuyla ilgili olarak
soz konusu olabılecek sınır-
lamalarda. genel olarak, ta-
raflann kendı ortak ıstenç-
lenyle meydana getıreme-
yeceklen değışıklıklerolçu-
tunebağlıdır Buolcute gö-
re, ömeğın, bır 'bosanma
davasının' tahkıme tabı ol-
ması olanaksızdır Aynca
Yargıtay, orneğın 'kira tes-
piti',taşmmazlarla ılgılı ta-
pu uyuşmazhklan', 'avukat-
hkücretuün belirlenmes' gı-
bı bırçok konuda kama du-
zeni açısmdan tahkım'ı ka-
bul etmemektedır
Bu sınırlamalara tabı ol-
mak koşuluyla tahkim yo-
lunun, yalnız iç hukuk ılış-
kılennde değıl, ulusUrara-
sı niteliktetd ılışkılerde de
geçcrlı olduğunu belırtelım
Ömeğın, Turkıye'de ış yapan
bır yabancı şırketle Turkı-
ye'dekı ışın sahıbı şırket, ak-
tettıklen sozleşmeye, arala-
nnda ıhtılaf çıkarsa, bunun
'Uludanrası llcaret Oda-
sı'nın tahkim usulune göre
çözuleceğı hükmunu koya-
bıhrler Taraflar arasındakı
ılışkı, bır 'özel hukuk' ılış-
kısı olduğundan, bu şart-yu-
karda degındığımız sınırla-
malar ıçınde-geçerbdır Bu-
na karşılık. boyle bır ılışkı-
mn bırtarafi Tûrkkamu ku-
ruluşu ıse, (yıne yukarda de-
gındığımız sjnırlama uya-
nnca) onunla yapılan idari
sözteşmeye konulan tahkim
koşulu geçersızdir. Işte, ya-
şamlannda yabancı kuruluş-
lann Türkıye'dekı ış sahıp-
lenyle aktettıklen özel hu-
kuka tabu sozleşmelere da-
yatmayla koyduklan tahkhn
hukümleruıi hiç göraıemiş;
ustelık bunlann görev lendı-
nlen Uluslararası Tahkim
Kuruluşlannda 'nasıl ve ne-
ye göre' vorumlanıp uygu-
İandığından da bıhaber yet-
kılı-yetkısız bazı kımselenn
'evet' denılmesını ıstedıkle-
n tahkim' bu tur (idari')
sozleşmelerle ılgilidır. Buya-
nıt'ın 'evet" değıl, 'hayır' ol-
ması gerektığını gelecek ya-
zımızda açıklamaya çalışa-
cağız
SÜRECEK
IRMIK/ AYDIN ENGİN aenginıa doruk.nettr.
Yazın, gazetecı tayfasının ışı zordur Ya-
zıışterı masasının haber kıtlığından kıvran-
dığı, Ankara'da yaprak kımıldamayan, ha-
bercılenn, şeflerınden fırça yememek ıçın
sıneğın yağından haber çıkarmaya çalıştık-
lan mevsımdır
Idı
Bu yaz çok farklı Çıçeğı bumunda Mec-
lıs, çok uzun yıllarsurmuş ıktıdar aclığını bas-
tınmak ısteyen DSP-MHP koalısyonunun
zorlamasıyla hanl harıl çalışmakta, her bırı
"manşetlık" onca yasa, yonetmelık art ar-
da çıkmakta, her bırı Turkıye'nın yakın ve
uzak geleceğını cıddı olçulerde etkıleye-
cek karariar alınmakta
Tahkim yasası ozelleştırme ıçın anaya-
sa değışıklığı, sosyal guvenlık reformu kı-
Irfında emeklılık yaşı duzenlemelen Turkı-
ye'nın kangrene donuşmuş vergı sorunu-
nu kokunden çozeceğı soylenerek çıkan-
lan Vergı Yasası'nın, yasayı çıkaran partı
tarafından hacamat edılışı, Iran'la sıyasal ger-
gınlık, IMF ıle sıkı pazartık, Almanya ıle AB
temaslan
Fıyyyy Bır gundem kı fukara gazetecı
Şuna Buna Değinerek...
tayfasına soluk bıle aldırmıyor
Dune kadar "Surınam'da somurge do-
nemınden kalma Felemenk yapılan, Bır-
leşmış Mılletler'ce kultur hazınesı kabul
edıldı" gıbısınden çok (') onemlı haberler-
le sayfalannı doldurmaya çabalayan yazı-
ışlen mudurlen, haber bolluğunda, neyı ne-
reye koyacaklannı şaşırmış durumdalar
Butun bunlara bakıp "Ne guzel ışte Yıl-
lardır mılletvekıllerının butun kış ıtışıp ka-
kıştıktan sonra yaz başında tatıle gıtmele-
nnden, Meclıs'ın çalışmamasındanyakın-
maz mıydınız? Alın ışte hukumet de, Mec-
lıs de hanl hanl çalışıyor " dıyenler olacak-
tır
Benımse başka kuşkularırn var
Acaba bu hukumet ve onun zorlamasıy-
la da olsa Meclıs, yaz sıcaklanndan vucurt-
lanmız buhartaşmak beyınlenmcsıvılaşmak
uzereyken, parmağımızı kımıldatamaz hal-
deyken bu ışlen kotarmak hesabında olma-
sın Yanı bır tur yangından mal fılan kaçır-
ma hesabı mı yaptılar acaba''
•••
Pompalı tufeklenn -yasaklanmasını bıle
değıl- kısıtlanmasını ongoren yasa tasan-
sı Meclıs komısyonunda yon değıştırdı,
"Pompalı Tufeklen Ûzendınne Yasa Tasa-
ns/"nadonuştu
Komısyon toplantısında ANAP takımı se-
yırcıkaldı Bunu anlamak mumkun Serbest
pıyasa ekonomısıne her turlu mudahaleyı
reddeden vahşı kapıtalızmın aslı temsılcı-
sı olarak seyırcı kalmalanna bıle dua et-
mek gerek
MHP'lılerde seyırcı kaldı Eh, bunu da an-
lamak mumkun Bu tosunlar oldum bıttım
tufek, tabanca, boğma telı gıbı aygıtlan se-
verler
Ama pompalı tufeklen asıl savunanlar ve
yıllardan ben bunu ıstıkrarla yapanlar, bu ko-
nudakı nıceyasatasarısının "feadü/r"olma-
sını maharetle sağlayanlar MNP-MSP-Re-
fah çızgısının gunumuzdekı temsılcısı Fa-
zılet Partılıler oldu.
"Pompalı tufeklenn perakende satışını
hemen tumuyle bu molla takımının adam-
lan ustlendı, bu çok kâriı ve ışlek pazan el-
den kaçırmak ıstemıyohar" demek bır açık-
lamadır, ama yeterlı değıl Çunku bu pom-
palı pazannın ana muştensı de molla takı-
mı
Hele pompalı tufeklere kabzatekbnp nam-
lulanna yıv-set açtınp gerçek bır "savaş sı-
lahı'na donuşturenler de mollalar ve yan-
daşlan Meclıs'te, pompalıyı "canstperane"
savunanlar da molla takımının sıyasetçıle-
n
Nıye acaba f
•••
"Nereden buldun" dıye sormaktan vaz-
geçılıyor, "malı mılat" da ertelenıp yenı bır
"malı takvım'e geçılıyor Bunlara ek olarak
bır de vergı ındınmlen filan yapılıyor.
Resmı açıklama, butun bu onlemlenn ya-
bancı sermayeyı Turkıye'ye çekmek ıçın
alındığı. Ama Turkıye'ye, yabancı sermaye-
den çok, "bıyiktı sermaye"nın akacağı an-
laşılıyor Radıkal gazetesı oncekı gun man-
şetten duyurdu "Bıyıklı dolahar gelıyor!"
Bıyıklı dolar, ekonomı largonunda. yurt-
dışına kaçınlmış ya da yurtdışında depolan-
mış, sahıplen halıs muhlıs Turk olan servet-
lere denıyor Beklenen para 30 mılyar do-
lar Bu beklentıyı ve rakamı açıklayan da
Tahtakale'de dovız tıcaretı yapan Bıtlıslı
Mehmet değıl, Başbakan Yardımcısı ve
MHP hden Devlet Bahçeli
Önerim: Artık "nereden buldun" den-
meyeceğıne gore, ban "nereden geldı, kım-
den geldı" dıye sorsak
Çunku yastık altında (') 30 mılyar dolan
olanlan dehşetlı merak edıyorum 30 mılyar
clolanTL'yeçevırmeyıdenedım 12 900 000
000 000 000 çıktı Ve bu rakamı okuyama-
dım
Okuyabılenler sevabına bana da soylesın.
Ama en onemlısı bu kadar paranın sahıp-
len olan "bıyıklılar" kımdır, ban onu bılelım .
Ikınci önerim: Ben butun bu ışlerden pı-
relendım Meclıs derhal tatıle çıksın"