Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 26 TEMMUZ 1999 PAZARTESİ
OLAYLAR VE GORUŞLER
Devlet Çöker mi?
Kemal KILIÇDAROĞLU
T
ürkıye'de sosyal güvenlik
sıstemının cıddı açmaz-
larla karşı karşıya olduğu
bir gerçek Sorun tek bo-
yutlu olmaktan çoktan çık-
mıştır. Fmansman soru-
nundan kurumlann yeniden yapılanma-
sına kadar bır dizı sorun, bünyeyı kemır-
mektedır. Ancak sorunun bu noktaya
taşınmasında sigortalılann hıçbır güna-
hı yoktur. Çünkü sorunu yaratan, 'poli-
tikacuun kendisi'dır. Nitekım Sayın Oku-
yan bunu bütün samımıyetıyle ıtıraf et-
mıştır.
Sıstemin bır reforma gereksınme duy-
duğu açıktır Bunu sokaktakı sade yurt-
taş da bilmektedir. Ancak bızı şaşırtan,
Sayın Başbakan'ın söylemı olmuştur.
Sayın Başbakan konu ıle ılgılı olarak
bır soruya verdıği yanıtta şunlan söyle-
mektedir "... Sosyal güvenlik konusun-
da reform vapmaya mecburduk. Diin-
yanın hiçbir üJkesinde bizdeki kadar er-
Eskı SSK Genel Müdürü
ken emeküye aynlma olanağı yoktur.
Bunu dünya normlanna yaklaştınyo-
ruz. SSK'yi ve sosyal güvenlik sistemi-
mizivatandaşa daha iyi hizmet verir ha-
le getirme>i planladık. Bu reform yapıl-
masay dı, d«\ let çökecekti.-" (*) Bu söy-
lemin ilk tümcelerine şöyle >a da böyle
katüabiliriz. Ancak "... bu reform yapıt-
masavdı, devlet çökecektL." söylemine
katılmak olanaldı değildir. Bu söylemin
Sayın Ecevitgibi deneyımli birdevletada-
mı tarafından söylenmesı daha da acı-
dır Böyle bir söylem, reform (!) yap-
manın ya da reformu (!) haklı gösterme-
nin gerekçesi olarak kullanılamaz, kul-
lanılmamalıydı.
Faiz ödemeleri: Vergi gelirleri faiz
ödemelerinı karşılayamıyor, devlet çök-
müyor. Vergı reformunun (!) elle tutu-
lurtek maddesi olan "Nereden buldun?"
uygulamasını kaldırmak için seferber
olanlar var. Bu gidişle bu madde de kal-
kacak. Ve yine devlet çökmeyecek. Bir
yılda 11 katrilyon lira iç borç faizi öde-
yeceksiniz, devlet çökmeyecek, ama 2.2
katrilyon lıra sosyal gûvenliğe para ak-
tannca devlet çökecek! Bu söylemin ne-
resi inandıncı?..
Geiir dagılımını dengeiivor: İç borç
faizlennin karşılığı olarak ödedığimız 11
katrilyon lıra, gelır dağılımının denge-
sini bozuyor. Bu dengesizliği, bırakın ga-
zete sayfalanndakı ilanlan, artık günlük
yaşamımızda da görûyoruz. Bedava yi-
yecek dağıtmanın gecekondu bölgele-
rinde geçmişte Refah Partisi'ne sağla-
djğı oy avantajını unutmamak gerek.
Kaldı ki 11 katrilyon lirayı 37 bin-40 bın
aileye ödüyoruz. Oysa devletı çökertti-
ği söylenen 2.2 katrilyon lirayı ıse ülke
nüfusunun yüzde 85'ine veriyoruz. Ya-
ni bir anlamda gelir dagılımını denge-
liyoruz. Bunun devletı çökerten yanı
var mı? Tersine, devletin yapısını güç-
lendiriyor.
Eşzamanlı özerkHk: Yazımızın başın-
da da belırttığımız gibi, sosyal güven-
lik sısteminde bir reform yapılması ge-
rektiğini herkes kabul ediyor. Ancak
işin sadece ekonomik boyutunu ete alıp
sosyal yönûnü göz ardı edersenız top-
lumda derin yaralar açarsınız. Kaldı ki
yapılacak olanlar bellidir. Örneğin bir
iş gûvencesi konusunda Türkıye Cum-
huriyeti olarak taahhüdümüz var Ama
tasanda bu konuyla ilgıli hiçbir düzen-
leme yok. Sosyal güvenlik kuruluşlan
özerk değiller. Bu kurumlann bütçele-
ri sıgortalılardan çok, sayın bakanlann
tekrar seçilmelerine hizmet edıyor. Eğer
bir reform yapılacaksa, bu kurumlann
özerklikleri eşzamanlı olarak gündeme
getınlebılirdi. Bu konuda da tasanda
bir düzenleme yok. Sosyal güvenlik ku-
ruluşlan siyasilenn rahatlıkla at koştur-
duklan bir alan olmaktan özellikle kur-
tanlmıyor. özerkliğin sözü dahi edil-
miyor. Bunlan yapmayıp sadece yaş ko-
şulunu yerine getirerek sistemi dünya
normlanna uydurabilir misiniz? Kuş-
kusuz ki hayır. Bir kurşunkalem almak
ıçin bile belli yerlerden izin ısteyen bir
kurum, işlevini sağlıklı yapabilır mi?
75. kuruluş
yıldönümümüzde
geleceğe
yatırım yapmaya
devam ediyoruz.
* • .S
• ; *
Bu yıl ÖSS'de ilk sıraları
paylaşan bu gençler,
• . geleceğin ta kendisi.
Onlar,
geleceğin mühendisleri,
ekonomistleri,
doktorları, öğretmenleri olacaklar.
İş Bankası,
her yıl olduğu gibi bu yıl da
gençleri ödüllendiriyor;
:' 75. yaşını
"" gençlerle kutluyor.
Tüm gençlerin
her zaman
başarılı olması dileğıyle. .
Gökhan Mumcu
Fatma Sıla Kaplan
Ahmet Gökhan Ay
Başar Cenik
Gülçin Çakan
Mehmet Ali Çalgan
Kadir Karaman
Burak Bayhan
Tarık Akyol . " ,
Selim Erdem Aytaç ' • ' " . • ' "
Burak Bala • . . , "
Şöhret Hantal
Erdinç Savaş Kaya ^ V
Arda Kutlu , , , -
Ali Oğuz Üstün -v
Mustafa S. Çiftçi
Utku Süha Haydanlı
Zeynep Yücel - »
Yaşar Altunoğlu
Yıldız Balatürk . . . . . . _ -^
Berkan Dülek "..-:. *
İsmail Onur Filiz
Çiğdem Göncü
Mehmet Gökhan Habiboğlu
Dinçer Nalbantoğlu .. ,-
Gökhan Salmanoğlu
Kaan Doğan ' • . -~ .
Orkun Gül
Esra Eren Haliloğlu ,,-
Cenk Cevat Karahan
Can Balaban * . •->
Murat Durmaz • > *> •
Çiğdem Güler
Hüseyin Emek Keyik
Özlem Soylu
Mustafa Emin Şahin
Tevfik Enis Gezgin ^
Ahmet Yunus ûzdemir •'' • •
Bilgen Aldan / \ / , *
Sabri Gürüzümcü . . ;- -.
Hüseyin Emre Güven
Arzu Kayabaşı
Güven Solak
İşte gelecekErman Terciyanlı
Erhan Çetinkaya
Onur Öztürk
Can Hasan Bahadırlı
Eşref İlday
Onur Karnabat
Ayşegül S. Peker
Mehmet G. Samur
Emre Akgül
ibrahim Başaran
Mahmut Emre Bayram
Serkan Cabi
Erol Ertan - * •
Mehmet Selim Hanay
Ahmed Serdaroğlu
Gökçe Keskin
Ali Serdar Kılınç
Evrim Yançeken
Ali Evren Bilgiç
Can Kil - -
Fulden Topaloğlu
Duygu Güngör
Mert Kaçmaz
İbrahim Buyruk
Server Adil Ertem
Atakan Ertuğrul
Murat Tümer ; . t
Zeki Caner Taşkın
Özge Cengiz
Hayri Haluk Culum
Umut Çalışır
Sera Kahruman
Çağhan Kızıl
Mustafa Paydaş
Topladığı pnmlen değerlendırmesine
izın venlmeyen bır kurum başanlı ola-
bilir mi? Hem sıfir faizle paralannı bel-
li yerlerde tutmayı zorunlu kılacaksmız
hem de dönüp bu kurum nıçın venmlı
değil diye şikâyetçı olacaksınız. Bu inan-
dıncı değil. Reform yapılacaksa samı-
mi olunmalı, IMF ıstediği için değil, ül-
kemizin gereksinmesi olduğu için yapıl-
malı. Özerkliğin öneminı vurgulamak
için Bağ-Kur'u örnek gösterebiliriz
Bağ-Kuren genç sosyal sigorta kurulu-
şudur. 1971 yılında kurulmuştur. Bıri-
kimlerinin çok iyı olması nedeniyle bir
dönem ikıncı Boğaz Köprüsü'nün ya-
pımına talıp olmuştur. Ama aynı Bağ-
Kur, oy avcılıgı uğruna ilk batan kuru-
luş olmuştur. Bütün bunlarbilınmesine
karşın özerkliği olmayan sistemin re-
formunu yapıyoruz!
Ounasaydı çökerdi: Türkiye nüfusu-
nun yaklaşık yüzde 85'ı üç sosyal gü-
venlik kuruluşunun şemsiyesi altında-
dır Pek çok eksikhklenne ve engelle-
melere karşın özveriyle hizmet sunma-
ya çalışıyorlar Bugün SSK
hastaneleri 21 bın eksık kad-
royla görev yapıyor. Kuru-
mun yatınmlan yazık kı bi-
linçli olarak engelleniyor.
Oradakı aksaklıklardan po-
litıkacılann şıkâyet etmeye
hakkı var mı? Türkıye'de kı-
şi başına ortalama sağlık
harcaması 114.2 dolarken,
SSK'de bu sayı 43.8 dolar-
dır. Görülüyor ki bu kuru-
luşlann bugün için fmans-
man darboğazına girmeleri
devleti çökertmez. Devleti
Osmanh"nın son dönemin-
dekine benzer bıçımde dev-
lete borç para vermek ıçin
pazarlık yapabilecek güçte
Galata bankerleri yaratırsa-
nız çökertırsiniz. 11 katril-
yonluk iç borç faızini kim-
lere ödüyoruz? Önce vergi
toplamanın koşullannı ya-
ratalım. Asıl, vergisini top-
layamayan devlet çöker.
(*) 12 Temmuz 1999 gün-
lü gazeteler
Türkıye'nın dunü, bugünü yarın
1999 öğreneı Seçme Sınavı'nda Eşıt Ağııiıklı puan turunde ilk sıratan payiaşan 'Altın Gençler'ın armağanlan Başan plaketı. parasal ödul ve ısbank net tr'den 1 yıl ucretsız ınternet abonelığı
Armağanlarını ıletebıln-ıek ıçin 'Altın Gençler'ın adres ve telefon numaralarını, (O312) 413 9O 8O numaralı faksa ya da Turkıye Iş Bankası Halkla llışkıler Mudurluğu, Ataturk Bulvarı
No 191 06684 Kavaklıdere-Ankara adresıne yazılı olarak gondermelennı bektıyoruz
j
Düşman...
M. Selim OKÇAY
Avukat E. KurmayAlbay
E
n tehlikelı düşman,
gözükmeyendir.
Düşmanın muhare-
*
>
be kuruluş faktörlerini tes-
pit edebılen komutanın ba-
şan şansı yüksektir. Onun
arazide yayılmasını tespit
edebılir ve kendi hareketi-
nizi gizleyebilirseniz, ba-
şan mutlaktır. Bunlar, harp
akadenulennde kurmay su-
bay yetiştırmede öğretilen
esaslardan bazılandır.
Bugün ülkemizi tehdit
eden en tehlıkeli cemaat
Fethuüah Güien ve yandaş-
landır.
Uzun vadeli hedefe yö-
nelmiş, soyadına uygun ha-
reket ederek her yere, istis-
nasız her yere, yerleşmiş,
öteki dünya korkusu ile iç
içe olan yöneticilenmizın
ve destekçilerinin zayıfyön-
lerine girmiş, çok geniş kit-
lelı bır desteğe sahip, para-
lı, devleti bir çırpıda çöker-
tecek güce ulaşmayı sabır-
la bekleyen, bır cemaatle
karşı karşıyayız.
PKK terörü darbe yemiş-
tir.
Çırpınışlan belki bır sü-
re daha devam edebilir. Ama
beli kınlmıştır.
Hizbullah da ağır bir dar-
be yemiştir.
Doğumuzda bir Iran ve
bızi asla sevmeyecek bir
Batı vafken mücadeleleri
bitmeyecektir. Ancak başa-
nlı olmalan çok güçtür.
Aslında ben PKK'den de,
Hizbullah'tan da korkmuyo-
rum. Çünkü bunlann çer-
çevesı bellidir. Hedefleri,
kim olduklan, gövdeleri
bellidir. Ne istediklerini açık
açık söylüyorlar. O takdir-
de alt edersıniz.
Ama Fethullahçılar giz-
lidirler. Ağacı bütünü ile
kurutma çabası ıçensinde-
dirler. Özür bile dileyerek,
buzdağının görünen kısmı-
nı örtmeye çalışmaktadır-
lar. Daha bununla ılgilı çok
şey yazılabılir
Olayı küçük göstermeye
çahşanlar kör ya da safhr-
lar.
Tehhke çok büyüktür ve
ciddidir.
Savsaklandıkça büyü-
mektedir
Demolcrasiyi kullanmak-
tadır.
Askerin uyansı dikkate
alınmalıdır.
Asker, 12 Eylül'ün ko-
mutayapısında değildir. Yi-
ne korkanm kı, önemsen-
medikçe, sonunda, gerçek
Atatürkçüler, Cumhuriyet
okuru sayısı kadar kalacak-
tır
CUMHURtYETTEN
OKURLARA
ORHANERİNÇ
.'Vt
Kurt, Kuş, An..
Siz, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Yaşar
Okuyan'ın küçümsemesine bakmayın. 0 bile kü-
çümserken "90 bin kişi" demek zorunluğunu duy-
muşsa, Ankara'da toplanan işçilerte kamu göreviile-
rinin sayısı ikı yüz bin dolayında olmuştur.
Yalnız SSK şemsiyesi altındakı sosyal güvenlik ke-
siminin 35 mılyon dolayında olduğu düşünülürse, ik-
tidann haksızlık etmeye karar verdiği kesimin, ülke
nüfusunun yansı kadar olduğu ortaya çıkar.
Ankara'daki görkemli protesto gösterisinde dile
getirilen söylemlerden biri bu gerçeği altı sözcükle
özetliyor:
"Kurdun (MHP) kuşun (DSP) ansı (ANAP), gitti ûl-
kenin yansı."
Parayla oynayanlar, paradan gelen güçlerini kul-
lanarak yatınm yerine ekonomik çıkarlan için baskı
yaptıklannda, hukumetin aklına ekonomik paket ve
en başta vergı ertelemelen geliyor. Vergı almaktan vaz-
geçen devlet batmıyor. Demokrasinin erdemleri adı-
na ödünler verilıyor ve canla başla savunuluyor. Ça-
hşanlar "ünetimden gelen güçlerini kullanmaya" kalk-
tıklannda ise ne hikmetse devlet batıveriyor.
Batrmanın suçu da çalışanlara yüklenıyor. Emek-
sermaye çelişkisinde emeği yok saymak "sosyal
devlet" ilkesinin kurallarından biri olarak yaşama
geçirilmeye çalışılıyor ve lomsenin yüzü de kızanmı-
yor.
Galiba yanlış, birilerinin yüzünün kızarmasını bek-
lemekte.
Yakın gunlerde ızlediklerimizi bir kez daha anım-
samakta yarar var.
8 yıllık kesıntisiz temel eğitim, bu uygulamayı ger-
çekleştirenlerin oylan ile deliniyor ve Kuran kurslan-
na olanak sağlanıyor.
Uluslararası tahkimi, Dantştay'ı dışlayarak yürür-
lüğe koymak ıçin anayasa değişiklıği önerisi hazıria-
nıyor. Ulusal egemenlik kavramı, uluslararası serma-
yenın güdümüne sokuluyor.
Bu yetmiyormuş gibi özelleştirme, anayasa mad-
desi olarak ete alınıp değiştirilecek maddeler arası-
na katılıyor.
Televizyon vericilennin TRTye devri sonunda ger-
çekleştiriliyor. Ama anayasada "özerk kamu tüzelki-
şıliğı" olarak tanımlanan TRT'nin özerkliği bu arada
tırpanlanıyor. Çünkü yasa, vencilerin işletilmesi için
gerekli odeneğin verilıp verilmemesini sıyasal ikö-
dariann tercihine bırakıyor. Siyasal bir yapılanma ile
oluşturulan Radyo Televizyon Üst Kurulu'ndan son-
ra siyasal iktidariann da TRTyönetimlerine doğrudan
baskı yapmalan, anayasaya karşın Ecevit hüküme-
ti tarafından olanaklı kılınıyor.
Son haftalardaki ödünleri izlerken bir kitap anım-
sıyorum. Adı "Bu Dûzen Değişmelidir". Baskı yılı
1968. Yazannı söylemekten sıkılmamı, dilerim hoş-
görü ile karşılarsınız.
Artık, ancak sahaflarda bulunabilir. Ama mutlaka
TBMM kitaplığında vardır. Meraklılan ile yazan ordan
edinip okuyabilirler. Okuduktan sonra "Yok yahu"
deyip demeyecekleri de insaflanna kalmış bir du-
rum.
Bir yasa önerisinın temmuz ayının ilk yansında
gündeme gelen, ama pek de yankı uyandırmayan ha-
zin sonucunu da unutmamak gerek.
TBMM'de bir "sıyası ahlak komisyonu" kurularak
mılletvekillennın denetlenmesı yıllar önce düşünülmüş
ve TBMM başkanları çeşıtli yasa önerileri hazıria-
mışlardı.
Ecevit hükümetinin programında "Siyasiahlakya-
sası çıkanlacaktır" ibaresinin yer aldığını gören Bay
Bülent Akarcalı, öneriyi yeniden gündeme getir-
mek istedi. Ancak Anayasa Komisyonu, maddelere
geçmeye bile gerek görmeden öneriyi reddetti. Hem
de komisyonda yer alan DSP, MHP ve ANAP'lılann
oylanyla.
Böytece yasa önerisi yeniden TBMM raflanna ge-
ri döndü.
Aslında yasa çıkmış olsaydı ne değişirdi sorusuna
olumlu yanrt vermek zor.
En doğru yanıt yolsuzluklaria savaşım konusuna
çözümler üreten 11 Eyiül 1997 günlü üma Evrensel
Bildirgesi'nde yer alıyor
"Yolsuzluktan sabıkalı kişilerin politik makamlara
ve kamu güvenlıği ile ılgılı yeriere atanmasmın ön-
lenmesi."
Dikkat ederseniz öneride "seçilmeden" değil,
"atanmadan" söz edilıyor. Ya adamlann akıllan böy-
le kişilerin "seçilmesıni" almamış ya da ulkemızi ya-
kından tanıdıklan ıçin bızdekı seçilmışlerin çogunun
partilerın genel başkanlan tarafından atandıklannı
bildiklerinden böyle bir ifade ile yetinmisler.
•
Geçen hafta Cumhuriyet için ödüfler haftası oldu.
Gazetemiz, Nokta dergisınin okuriannın oylanyla 20.
Yüzyılın Basın Kurumu Odülu'nü aldı. Genel Yayın Ko-
ordinatörumuz Hikmet Çetinkaya ÇYDD Onurödü-
lü'ne; Şorumlu Yazıışlen Müdurümüz Rkret llkiz,
TGC'nin Basın Özguriüğü Ödülü'ne değer bulundu-
lar. Ipek Yezdani ÇYDD Haber ödülü'nde bhincili-
ği kazandı.
TGC'nin kurum dalındaki Basın Özgüriüğü Ödü-
lü'nü alan Bartın gazetesinin sahibi Esen Aliş de ga-
zetemizin Bartın temsılcilığini yurütüyor.
•
önemli tartşma konulanndan biri olan tahkim ko-
nusunu, Ekonomi Servisi Şefimiz Özlem Yüzak ile
Muöu Demirkıran "Uluslararası Tahkımin Oykûsû"
başlığı altnda ayrıntılan ile irdeleyerek yansrttlar.
•
Kamu yatınmlannın ekonomiye katkılannı ve Tür-
kiye için taşıdıklan önemı içeren Başbakanlık Yük-
sek Denetleme Kurulu raporu ile hukumetin ekono-
mik paketine ilışkın değeriendirmeleri Banu SaJman
yazdı.
•
Kıbns Banş Harekâtı'nın 25. yıldönümü kutlama-
lan ile adanın geleceğiyle ilgili Ankara'daki gelişme-
leri Serkan Demirtaş izledi.
•
Anne sütünün bebek beslenmesindeki önemi ile
bebekler için doğru beslenme yöntemleri ve bu ko-
nuda annelerin öncelıkle dikkat etmesi gerekli bilgi-
leri kapsayan haberteri, Saadet Uslu hazırladı.
•
Akkuyu Nükleer Santralı ihalesi 15 Ekim'e kadar
tamamlanamazsa nükleer santrallann Türkiye gün-
deminden çıkacağına ilışkın Enerjı Bakanı Cumhur
Ersümerin sözlen üzerine nükleer karşrtlannın umut-
lanmalarını ve AB ülkelerınde çevre kalitesinın gıde-
rek kötüleştiğıne ilışkın raporu, Asuman Abacıoğlu
haberieştirdi.
Gözaltında yaşamını yrtiren Alpaslan Yelden'i sor-
gulayan 7 polis hakkında ıdan ve adli soruşturma açıl-
masına ilişkin gelişmeleri, Necati Aygın duyurdu.
•
CHP'nın en önemli sorununun ideolojik sapmadan
kaynaklandığını belirieyen bir doktora çalışmasını
Celal Yılmaz haberieştirdi.
•
önümüzdekı pazartesiye kadar gönlünüzce bir
hafta geçirmeniz dileği ve saygılanmızla.
oerinc@cumhuriyetcom.tr