28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 26 TEMMUZ 1999 PAZARTESİ OLAYLAR VE GORUŞLER Devlet Çöker mi? Kemal KILIÇDAROĞLU T ürkıye'de sosyal güvenlik sıstemının cıddı açmaz- larla karşı karşıya olduğu bir gerçek Sorun tek bo- yutlu olmaktan çoktan çık- mıştır. Fmansman soru- nundan kurumlann yeniden yapılanma- sına kadar bır dizı sorun, bünyeyı kemır- mektedır. Ancak sorunun bu noktaya taşınmasında sigortalılann hıçbır güna- hı yoktur. Çünkü sorunu yaratan, 'poli- tikacuun kendisi'dır. Nitekım Sayın Oku- yan bunu bütün samımıyetıyle ıtıraf et- mıştır. Sıstemin bır reforma gereksınme duy- duğu açıktır Bunu sokaktakı sade yurt- taş da bilmektedir. Ancak bızı şaşırtan, Sayın Başbakan'ın söylemı olmuştur. Sayın Başbakan konu ıle ılgılı olarak bır soruya verdıği yanıtta şunlan söyle- mektedir "... Sosyal güvenlik konusun- da reform vapmaya mecburduk. Diin- yanın hiçbir üJkesinde bizdeki kadar er- Eskı SSK Genel Müdürü ken emeküye aynlma olanağı yoktur. Bunu dünya normlanna yaklaştınyo- ruz. SSK'yi ve sosyal güvenlik sistemi- mizivatandaşa daha iyi hizmet verir ha- le getirme>i planladık. Bu reform yapıl- masay dı, d«\ let çökecekti.-" (*) Bu söy- lemin ilk tümcelerine şöyle >a da böyle katüabiliriz. Ancak "... bu reform yapıt- masavdı, devlet çökecektL." söylemine katılmak olanaldı değildir. Bu söylemin Sayın Ecevitgibi deneyımli birdevletada- mı tarafından söylenmesı daha da acı- dır Böyle bir söylem, reform (!) yap- manın ya da reformu (!) haklı gösterme- nin gerekçesi olarak kullanılamaz, kul- lanılmamalıydı. Faiz ödemeleri: Vergi gelirleri faiz ödemelerinı karşılayamıyor, devlet çök- müyor. Vergı reformunun (!) elle tutu- lurtek maddesi olan "Nereden buldun?" uygulamasını kaldırmak için seferber olanlar var. Bu gidişle bu madde de kal- kacak. Ve yine devlet çökmeyecek. Bir yılda 11 katrilyon lira iç borç faizi öde- yeceksiniz, devlet çökmeyecek, ama 2.2 katrilyon lıra sosyal gûvenliğe para ak- tannca devlet çökecek! Bu söylemin ne- resi inandıncı?.. Geiir dagılımını dengeiivor: İç borç faizlennin karşılığı olarak ödedığimız 11 katrilyon lıra, gelır dağılımının denge- sini bozuyor. Bu dengesizliği, bırakın ga- zete sayfalanndakı ilanlan, artık günlük yaşamımızda da görûyoruz. Bedava yi- yecek dağıtmanın gecekondu bölgele- rinde geçmişte Refah Partisi'ne sağla- djğı oy avantajını unutmamak gerek. Kaldı ki 11 katrilyon lirayı 37 bin-40 bın aileye ödüyoruz. Oysa devletı çökertti- ği söylenen 2.2 katrilyon lirayı ıse ülke nüfusunun yüzde 85'ine veriyoruz. Ya- ni bir anlamda gelir dagılımını denge- liyoruz. Bunun devletı çökerten yanı var mı? Tersine, devletin yapısını güç- lendiriyor. Eşzamanlı özerkHk: Yazımızın başın- da da belırttığımız gibi, sosyal güven- lik sısteminde bir reform yapılması ge- rektiğini herkes kabul ediyor. Ancak işin sadece ekonomik boyutunu ete alıp sosyal yönûnü göz ardı edersenız top- lumda derin yaralar açarsınız. Kaldı ki yapılacak olanlar bellidir. Örneğin bir iş gûvencesi konusunda Türkıye Cum- huriyeti olarak taahhüdümüz var Ama tasanda bu konuyla ilgıli hiçbir düzen- leme yok. Sosyal güvenlik kuruluşlan özerk değiller. Bu kurumlann bütçele- ri sıgortalılardan çok, sayın bakanlann tekrar seçilmelerine hizmet edıyor. Eğer bir reform yapılacaksa, bu kurumlann özerklikleri eşzamanlı olarak gündeme getınlebılirdi. Bu konuda da tasanda bir düzenleme yok. Sosyal güvenlik ku- ruluşlan siyasilenn rahatlıkla at koştur- duklan bir alan olmaktan özellikle kur- tanlmıyor. özerkliğin sözü dahi edil- miyor. Bunlan yapmayıp sadece yaş ko- şulunu yerine getirerek sistemi dünya normlanna uydurabilir misiniz? Kuş- kusuz ki hayır. Bir kurşunkalem almak ıçin bile belli yerlerden izin ısteyen bir kurum, işlevini sağlıklı yapabilır mi? 75. kuruluş yıldönümümüzde geleceğe yatırım yapmaya devam ediyoruz. * • .S • ; * Bu yıl ÖSS'de ilk sıraları paylaşan bu gençler, • . geleceğin ta kendisi. Onlar, geleceğin mühendisleri, ekonomistleri, doktorları, öğretmenleri olacaklar. İş Bankası, her yıl olduğu gibi bu yıl da gençleri ödüllendiriyor; :' 75. yaşını "" gençlerle kutluyor. Tüm gençlerin her zaman başarılı olması dileğıyle. . Gökhan Mumcu Fatma Sıla Kaplan Ahmet Gökhan Ay Başar Cenik Gülçin Çakan Mehmet Ali Çalgan Kadir Karaman Burak Bayhan Tarık Akyol . " , Selim Erdem Aytaç ' • ' " . • ' " Burak Bala • . . , " Şöhret Hantal Erdinç Savaş Kaya ^ V Arda Kutlu , , , - Ali Oğuz Üstün -v Mustafa S. Çiftçi Utku Süha Haydanlı Zeynep Yücel - » Yaşar Altunoğlu Yıldız Balatürk . . . . . . _ -^ Berkan Dülek "..-:. * İsmail Onur Filiz Çiğdem Göncü Mehmet Gökhan Habiboğlu Dinçer Nalbantoğlu .. ,- Gökhan Salmanoğlu Kaan Doğan ' • . -~ . Orkun Gül Esra Eren Haliloğlu ,,- Cenk Cevat Karahan Can Balaban * . •-> Murat Durmaz • > *> • Çiğdem Güler Hüseyin Emek Keyik Özlem Soylu Mustafa Emin Şahin Tevfik Enis Gezgin ^ Ahmet Yunus ûzdemir •'' • • Bilgen Aldan / \ / , * Sabri Gürüzümcü . . ;- -. Hüseyin Emre Güven Arzu Kayabaşı Güven Solak İşte gelecekErman Terciyanlı Erhan Çetinkaya Onur Öztürk Can Hasan Bahadırlı Eşref İlday Onur Karnabat Ayşegül S. Peker Mehmet G. Samur Emre Akgül ibrahim Başaran Mahmut Emre Bayram Serkan Cabi Erol Ertan - * • Mehmet Selim Hanay Ahmed Serdaroğlu Gökçe Keskin Ali Serdar Kılınç Evrim Yançeken Ali Evren Bilgiç Can Kil - - Fulden Topaloğlu Duygu Güngör Mert Kaçmaz İbrahim Buyruk Server Adil Ertem Atakan Ertuğrul Murat Tümer ; . t Zeki Caner Taşkın Özge Cengiz Hayri Haluk Culum Umut Çalışır Sera Kahruman Çağhan Kızıl Mustafa Paydaş Topladığı pnmlen değerlendırmesine izın venlmeyen bır kurum başanlı ola- bilir mi? Hem sıfir faizle paralannı bel- li yerlerde tutmayı zorunlu kılacaksmız hem de dönüp bu kurum nıçın venmlı değil diye şikâyetçı olacaksınız. Bu inan- dıncı değil. Reform yapılacaksa samı- mi olunmalı, IMF ıstediği için değil, ül- kemizin gereksinmesi olduğu için yapıl- malı. Özerkliğin öneminı vurgulamak için Bağ-Kur'u örnek gösterebiliriz Bağ-Kuren genç sosyal sigorta kurulu- şudur. 1971 yılında kurulmuştur. Bıri- kimlerinin çok iyı olması nedeniyle bir dönem ikıncı Boğaz Köprüsü'nün ya- pımına talıp olmuştur. Ama aynı Bağ- Kur, oy avcılıgı uğruna ilk batan kuru- luş olmuştur. Bütün bunlarbilınmesine karşın özerkliği olmayan sistemin re- formunu yapıyoruz! Ounasaydı çökerdi: Türkiye nüfusu- nun yaklaşık yüzde 85'ı üç sosyal gü- venlik kuruluşunun şemsiyesi altında- dır Pek çok eksikhklenne ve engelle- melere karşın özveriyle hizmet sunma- ya çalışıyorlar Bugün SSK hastaneleri 21 bın eksık kad- royla görev yapıyor. Kuru- mun yatınmlan yazık kı bi- linçli olarak engelleniyor. Oradakı aksaklıklardan po- litıkacılann şıkâyet etmeye hakkı var mı? Türkıye'de kı- şi başına ortalama sağlık harcaması 114.2 dolarken, SSK'de bu sayı 43.8 dolar- dır. Görülüyor ki bu kuru- luşlann bugün için fmans- man darboğazına girmeleri devleti çökertmez. Devleti Osmanh"nın son dönemin- dekine benzer bıçımde dev- lete borç para vermek ıçin pazarlık yapabilecek güçte Galata bankerleri yaratırsa- nız çökertırsiniz. 11 katril- yonluk iç borç faızini kim- lere ödüyoruz? Önce vergi toplamanın koşullannı ya- ratalım. Asıl, vergisini top- layamayan devlet çöker. (*) 12 Temmuz 1999 gün- lü gazeteler Türkıye'nın dunü, bugünü yarın 1999 öğreneı Seçme Sınavı'nda Eşıt Ağııiıklı puan turunde ilk sıratan payiaşan 'Altın Gençler'ın armağanlan Başan plaketı. parasal ödul ve ısbank net tr'den 1 yıl ucretsız ınternet abonelığı Armağanlarını ıletebıln-ıek ıçin 'Altın Gençler'ın adres ve telefon numaralarını, (O312) 413 9O 8O numaralı faksa ya da Turkıye Iş Bankası Halkla llışkıler Mudurluğu, Ataturk Bulvarı No 191 06684 Kavaklıdere-Ankara adresıne yazılı olarak gondermelennı bektıyoruz j Düşman... M. Selim OKÇAY Avukat E. KurmayAlbay E n tehlikelı düşman, gözükmeyendir. Düşmanın muhare- * > be kuruluş faktörlerini tes- pit edebılen komutanın ba- şan şansı yüksektir. Onun arazide yayılmasını tespit edebılir ve kendi hareketi- nizi gizleyebilirseniz, ba- şan mutlaktır. Bunlar, harp akadenulennde kurmay su- bay yetiştırmede öğretilen esaslardan bazılandır. Bugün ülkemizi tehdit eden en tehlıkeli cemaat Fethuüah Güien ve yandaş- landır. Uzun vadeli hedefe yö- nelmiş, soyadına uygun ha- reket ederek her yere, istis- nasız her yere, yerleşmiş, öteki dünya korkusu ile iç içe olan yöneticilenmizın ve destekçilerinin zayıfyön- lerine girmiş, çok geniş kit- lelı bır desteğe sahip, para- lı, devleti bir çırpıda çöker- tecek güce ulaşmayı sabır- la bekleyen, bır cemaatle karşı karşıyayız. PKK terörü darbe yemiş- tir. Çırpınışlan belki bır sü- re daha devam edebilir. Ama beli kınlmıştır. Hizbullah da ağır bir dar- be yemiştir. Doğumuzda bir Iran ve bızi asla sevmeyecek bir Batı vafken mücadeleleri bitmeyecektir. Ancak başa- nlı olmalan çok güçtür. Aslında ben PKK'den de, Hizbullah'tan da korkmuyo- rum. Çünkü bunlann çer- çevesı bellidir. Hedefleri, kim olduklan, gövdeleri bellidir. Ne istediklerini açık açık söylüyorlar. O takdir- de alt edersıniz. Ama Fethullahçılar giz- lidirler. Ağacı bütünü ile kurutma çabası ıçensinde- dirler. Özür bile dileyerek, buzdağının görünen kısmı- nı örtmeye çalışmaktadır- lar. Daha bununla ılgilı çok şey yazılabılir Olayı küçük göstermeye çahşanlar kör ya da safhr- lar. Tehhke çok büyüktür ve ciddidir. Savsaklandıkça büyü- mektedir Demolcrasiyi kullanmak- tadır. Askerin uyansı dikkate alınmalıdır. Asker, 12 Eylül'ün ko- mutayapısında değildir. Yi- ne korkanm kı, önemsen- medikçe, sonunda, gerçek Atatürkçüler, Cumhuriyet okuru sayısı kadar kalacak- tır CUMHURtYETTEN OKURLARA ORHANERİNÇ .'Vt Kurt, Kuş, An.. Siz, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Yaşar Okuyan'ın küçümsemesine bakmayın. 0 bile kü- çümserken "90 bin kişi" demek zorunluğunu duy- muşsa, Ankara'da toplanan işçilerte kamu göreviile- rinin sayısı ikı yüz bin dolayında olmuştur. Yalnız SSK şemsiyesi altındakı sosyal güvenlik ke- siminin 35 mılyon dolayında olduğu düşünülürse, ik- tidann haksızlık etmeye karar verdiği kesimin, ülke nüfusunun yansı kadar olduğu ortaya çıkar. Ankara'daki görkemli protesto gösterisinde dile getirilen söylemlerden biri bu gerçeği altı sözcükle özetliyor: "Kurdun (MHP) kuşun (DSP) ansı (ANAP), gitti ûl- kenin yansı." Parayla oynayanlar, paradan gelen güçlerini kul- lanarak yatınm yerine ekonomik çıkarlan için baskı yaptıklannda, hukumetin aklına ekonomik paket ve en başta vergı ertelemelen geliyor. Vergı almaktan vaz- geçen devlet batmıyor. Demokrasinin erdemleri adı- na ödünler verilıyor ve canla başla savunuluyor. Ça- hşanlar "ünetimden gelen güçlerini kullanmaya" kalk- tıklannda ise ne hikmetse devlet batıveriyor. Batrmanın suçu da çalışanlara yüklenıyor. Emek- sermaye çelişkisinde emeği yok saymak "sosyal devlet" ilkesinin kurallarından biri olarak yaşama geçirilmeye çalışılıyor ve lomsenin yüzü de kızanmı- yor. Galiba yanlış, birilerinin yüzünün kızarmasını bek- lemekte. Yakın gunlerde ızlediklerimizi bir kez daha anım- samakta yarar var. 8 yıllık kesıntisiz temel eğitim, bu uygulamayı ger- çekleştirenlerin oylan ile deliniyor ve Kuran kurslan- na olanak sağlanıyor. Uluslararası tahkimi, Dantştay'ı dışlayarak yürür- lüğe koymak ıçin anayasa değişiklıği önerisi hazıria- nıyor. Ulusal egemenlik kavramı, uluslararası serma- yenın güdümüne sokuluyor. Bu yetmiyormuş gibi özelleştirme, anayasa mad- desi olarak ete alınıp değiştirilecek maddeler arası- na katılıyor. Televizyon vericilennin TRTye devri sonunda ger- çekleştiriliyor. Ama anayasada "özerk kamu tüzelki- şıliğı" olarak tanımlanan TRT'nin özerkliği bu arada tırpanlanıyor. Çünkü yasa, vencilerin işletilmesi için gerekli odeneğin verilıp verilmemesini sıyasal ikö- dariann tercihine bırakıyor. Siyasal bir yapılanma ile oluşturulan Radyo Televizyon Üst Kurulu'ndan son- ra siyasal iktidariann da TRTyönetimlerine doğrudan baskı yapmalan, anayasaya karşın Ecevit hüküme- ti tarafından olanaklı kılınıyor. Son haftalardaki ödünleri izlerken bir kitap anım- sıyorum. Adı "Bu Dûzen Değişmelidir". Baskı yılı 1968. Yazannı söylemekten sıkılmamı, dilerim hoş- görü ile karşılarsınız. Artık, ancak sahaflarda bulunabilir. Ama mutlaka TBMM kitaplığında vardır. Meraklılan ile yazan ordan edinip okuyabilirler. Okuduktan sonra "Yok yahu" deyip demeyecekleri de insaflanna kalmış bir du- rum. Bir yasa önerisinın temmuz ayının ilk yansında gündeme gelen, ama pek de yankı uyandırmayan ha- zin sonucunu da unutmamak gerek. TBMM'de bir "sıyası ahlak komisyonu" kurularak mılletvekillennın denetlenmesı yıllar önce düşünülmüş ve TBMM başkanları çeşıtli yasa önerileri hazıria- mışlardı. Ecevit hükümetinin programında "Siyasiahlakya- sası çıkanlacaktır" ibaresinin yer aldığını gören Bay Bülent Akarcalı, öneriyi yeniden gündeme getir- mek istedi. Ancak Anayasa Komisyonu, maddelere geçmeye bile gerek görmeden öneriyi reddetti. Hem de komisyonda yer alan DSP, MHP ve ANAP'lılann oylanyla. Böytece yasa önerisi yeniden TBMM raflanna ge- ri döndü. Aslında yasa çıkmış olsaydı ne değişirdi sorusuna olumlu yanrt vermek zor. En doğru yanıt yolsuzluklaria savaşım konusuna çözümler üreten 11 Eyiül 1997 günlü üma Evrensel Bildirgesi'nde yer alıyor "Yolsuzluktan sabıkalı kişilerin politik makamlara ve kamu güvenlıği ile ılgılı yeriere atanmasmın ön- lenmesi." Dikkat ederseniz öneride "seçilmeden" değil, "atanmadan" söz edilıyor. Ya adamlann akıllan böy- le kişilerin "seçilmesıni" almamış ya da ulkemızi ya- kından tanıdıklan ıçin bızdekı seçilmışlerin çogunun partilerın genel başkanlan tarafından atandıklannı bildiklerinden böyle bir ifade ile yetinmisler. • Geçen hafta Cumhuriyet için ödüfler haftası oldu. Gazetemiz, Nokta dergisınin okuriannın oylanyla 20. Yüzyılın Basın Kurumu Odülu'nü aldı. Genel Yayın Ko- ordinatörumuz Hikmet Çetinkaya ÇYDD Onurödü- lü'ne; Şorumlu Yazıışlen Müdurümüz Rkret llkiz, TGC'nin Basın Özguriüğü Ödülü'ne değer bulundu- lar. Ipek Yezdani ÇYDD Haber ödülü'nde bhincili- ği kazandı. TGC'nin kurum dalındaki Basın Özgüriüğü Ödü- lü'nü alan Bartın gazetesinin sahibi Esen Aliş de ga- zetemizin Bartın temsılcilığini yurütüyor. • önemli tartşma konulanndan biri olan tahkim ko- nusunu, Ekonomi Servisi Şefimiz Özlem Yüzak ile Muöu Demirkıran "Uluslararası Tahkımin Oykûsû" başlığı altnda ayrıntılan ile irdeleyerek yansrttlar. • Kamu yatınmlannın ekonomiye katkılannı ve Tür- kiye için taşıdıklan önemı içeren Başbakanlık Yük- sek Denetleme Kurulu raporu ile hukumetin ekono- mik paketine ilışkın değeriendirmeleri Banu SaJman yazdı. • Kıbns Banş Harekâtı'nın 25. yıldönümü kutlama- lan ile adanın geleceğiyle ilgili Ankara'daki gelişme- leri Serkan Demirtaş izledi. • Anne sütünün bebek beslenmesindeki önemi ile bebekler için doğru beslenme yöntemleri ve bu ko- nuda annelerin öncelıkle dikkat etmesi gerekli bilgi- leri kapsayan haberteri, Saadet Uslu hazırladı. • Akkuyu Nükleer Santralı ihalesi 15 Ekim'e kadar tamamlanamazsa nükleer santrallann Türkiye gün- deminden çıkacağına ilışkın Enerjı Bakanı Cumhur Ersümerin sözlen üzerine nükleer karşrtlannın umut- lanmalarını ve AB ülkelerınde çevre kalitesinın gıde- rek kötüleştiğıne ilışkın raporu, Asuman Abacıoğlu haberieştirdi. Gözaltında yaşamını yrtiren Alpaslan Yelden'i sor- gulayan 7 polis hakkında ıdan ve adli soruşturma açıl- masına ilişkin gelişmeleri, Necati Aygın duyurdu. • CHP'nın en önemli sorununun ideolojik sapmadan kaynaklandığını belirieyen bir doktora çalışmasını Celal Yılmaz haberieştirdi. • önümüzdekı pazartesiye kadar gönlünüzce bir hafta geçirmeniz dileği ve saygılanmızla. oerinc@cumhuriyetcom.tr
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle