18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6 TEMMUZ 1999 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA 15 Ata Vaklı destek bekliyorKısaadı "Ata Vakfı" o\an Atatürkçü Düşünce Vakfı, iki yıl önce 50 yurtsever insan tarafından kuruldu. Vakıf, aradan geçen süre içinde ağır, ama sağlam adımlar attı. Kurumun altyapısı tamamlandı, 40 üniversite öğrencisine burs verilmeye başlandı. Ata Vakfı'nın geleceğe dönük çok anlamlı tasarımlarından söz etmek gerek: Atatürk Bilim Akademisi, araştırma-geliştirme merkezleri, Atatürk Teknoloji Merkezi, Atatürk Kütüphanesi, cumhuriyet ve bilim- teknoloji müzesi kurmak, öğrenci yurtlan, dershaneler, okuma odalan, basımevi açmak... Hukuk, halkla ilişkiler, akçalı işler, burs-eğitim, araştırma-planlama, kültür- sanat, basın-yayın, doğa- çevre komisyonlarında özveriyle çalışan vakıf üyeleri uygulama çalışmalarını canla başla sürdürüyorlar. Bu gönüllü ve halktan yana vakıf, cumhuriyetçilerden destek bekliyor: "Sedat Simavi Sokak No: 60/1 Çankaya/ANKARA, Tel: 0 312 -441 61 31" Karadeniz kıyılarını öldürüyorlarEbemkuşağından sarı ile maviyi çalar, birbirine karıştırırsanız "yeş/7"e ulaşırsınız. Yaz güneşi ile deniz mavisini karıştırdınız mı da boydan boya Karadeniz kıyısı çıkar karşınıza, tüm yeşilliğiyle... Fındık bahçelerinden, tütün tarlalarından geçer, siyah incire selam verirsiniz. Ihlamurun kokusu ile başınız döner. Denize koşut giden karayolu boyunca tek karış toprak rengine rastlayamazsınız. Ağaç yoksa, mutlaka eğrertiotları yetişir imdada... Doğu Karadeniz'de tartışmalara yol açan sahil yolu inşaatı sürüyor. Ne uğruna? Sabahattin Ali'nin deii dalgalarının vurduğu kıyılann yok edilmesi uğruna... Deniz tahkimatında kullanılan kayalar vadi boylarındaki yamaçlardan sökülüyor, dere yatakları boşaltılıyor. Son birkaç ay içinde Doğu Karadeniz kıyı şeridine gitmiş olanların izlenimlerine kulak verelim: "Sürmene'ye 3 km. uzaklıktaki Karacehennem koyu tamamen doldurulmuş. Yeniay beldesinde denize girilebilecek kumsallar yok edilmiş. Çamburnu'ndaki ormanlık a/an/ar zarar görmüş. Görele SİT alanında restore edilen Kale'nin hemen dibinden başlayan ve insanı büyüleyen upuzun kumsal yok edilmek için sırasını bektiyor." örnekleri arttırmak olası... Doğanın böylesine harap edilmesi karşısında sesinizi çıkarmaya kalktığınızda bildik Acele IMF dayatması, ona zam, buna zam, ücret artışlannın bastınlması filan derken giderek yoksullaşıyoruz galiba... Gelin canlar, sevgili Metin Demirtaş ın Bektaşi fıkralannı kendi biçemiyle derlediği "Ve Erenler Böyle Dedi" adlı kitabına başvurup durumumuzu açıklığa kavuşturalım: Erenlerin yoksulluk tak etmiş canına I Arada yakanr olmuş Tann'ya: I "Tannm kurtar beni bu yoksulluktan I Al canımı da..." Der demez I Yanından geçmekte olduğu duvar I Büyük bir gürültüyle I Devrilmiş üstüne I Kaçıp zor kurtarmış canını I Nerdeyse gidiyormuş gürültüye. Başını kaldınp göğe söylenmiş: I "Kırk yıldır yakannm I Metelik vermezsin! I 'Al canımı' deyince I Nasıl da acete edersin!" gerekçe hemen önünüze konur: "Hizmet götürüyoruz..." Peki, çevre katliamı olmadan hizmet götürme seçeneği yok mu? Var elbette. TMMOB'nin önerileri > -r .*c var örneğin: "Kilometre başına yaklaşık 2 milyon dolardan başlayan otoyol inşa maliyetleri, viyadüklü kesimlerde 12 milyon dolara çıkabilmektedir. Ülkemizde inşa edilmiş 1.600 kilometre otoyol inşaatına 14 milyar dolar harcanmış olup ortalama kilometre maliyeti 9 milyon dolardır. 1.000 konteyner (yani 1.000 TIR yûkû) taşıyan süratli bir konteyner gemisi, yerii tersanelehmizde sadece 18 milyon dolara inşa edilmektedir. 2 kilometrelik otoyol bedeline 1.000 kamyon yükü taşıyabilen gemiler hizmete sokulabilir. Bu çarpıcı örnek göz önünde tutularak, üç tarafı denizlerle çevrili ülkemizin 8 bin 300 kilometre uzunluktaki bedava sahil şeridi denizyolu ulaşımında öncelikli olarak değeriendirilmeli, yurtiçi kara taşımacılığı karayoluna göre çok daha ekonomik ve güvenli olan demiryolu ağıriıklı olarak planlanmalıdır. Demiryolu inşa maliyetleri, kilometre başına 2 milyon dolar gibi bir rakamla karayoluna oranla daha ekonomiktir." Seçenek çok da, dinteyen kim? Benzin kimi yakıyop? Petrol ürünlerinde "otomatik fıyatlama'ya geçildi ya, benzine zırt fırt zam geliyor. Aslında petrol ürünlerindeki her "ayariama", çaktırmadan yeni vergi demek oluyor. Petrol-lş Sendikası'nın yayımladığt "Tüpraş Özelleştirilemez-Tüpraş Gerçeği" adlı kitapçıktaki veriler, bu savımızı . . . güçlendiriyor: Mart 1999'daki rakamlara göre, normal benzinin litresi rafineriden çıkışta 33 bin 806 lira. Fondu, KDV'ydi, tüketim vergisiydi, dağıtım şirketi kânydı, bayi kânydı derken, normal benzinin pompa satış fiyatı çıkıyor litrede 231 bin 400 liraya... 33 bin 806 lira nere, 231 bin 400 lira nere!... Işin ilginç yanı, 231 bin 400 liranın yüzde 75.1 'i, yani 165 bin 521 lirası "vergi". Bu verginin, gelir düzeyine bakılmaksızın herkesten alındığı göz önünde tutulursa, ortada bir haksızlık ve adaletsizlik olduğu da gün gibi ortaya çıkıyor. "Yandık, bittik, kül olduk, vergi veremeyiz" diyen kesimlerden alınmayanlar, sessiz sedasız dar gelirli yurttaşın cebinden çekiliyor. ÇALIŞANLARIN / SORULARI SORUNLARI YILMAZ ŞIPAL SSK'de Ocak 2000'in Primleri Sosyal Güvenlik Reformu Yasa Tasansrnın 10. maddesi ile. 506 sayılı Sosyal Sigortalar Yasası'nın "Günlük Kazanç. Sınırian" ile ilgili 78. maddesi yeniden düzenlenmektedir. Yeni düzenleme ile katsayı ve göstergelere dayalı olarak belirlenen prime esas kazanç sistemi terk edilmektedir. Tasanya göre, alinacak primlerin ve veri- lecek ödeneklerin hesabma esas tutulan kazancın alt sının gûnde 4 milyon, ayda 120 milyon, üst sının ise Reform Yasası'nın "Yürür- lük tarihinden 31.12.2001 tarihine kadar alt sınırın 3 katı, 01.01.2002-31.12.20O4 tarihleri arasında 4 katı, 01.01.2005 tari- hinden itibaren 5 katıdır." Aynca prime esas alınacak kazanç alt sınır, "Her yıl nisan ayın- da bir önceki yılın aralık ayı iie ondan önceki yılın aralık ayına göre Devlet İstatistik Enstitüsü tarafından açıklanan en son te- mel yıllı kentsel yerler tüketici fiyatlan endeksindeki değişim oranı ile bir önceki yılın Gayri Safi Yurtiçi Hasıla sabit fiyatlar- la gelişme hızına göre belirlenir." Kısa anlatımla, prime esas ka- zançlann tabanı ve tavanı yıllık enflasyona göre, "Her yılın nisan ayında" belirlenecektir. Bugün. sigorta prim oranlan sigortalı ve işveren payı toplamı en az yüzde 33.5, en çok yüzde 41'dir. Bu oranlara göre 1 Ocak 2000'de Sosyal Sigortalar Kurumu'nca sigorta kollanna göre alınacak en az prim tutan: EN AZ PRİM (Siç Işyeri En Az Kazanç Prim oranı Iş Kazalan Hastalık Analık Yaşlılık Aylık Toplam Yıllık Toplam Normal 120.ooo.rjoo %33.50 1.800.000 13.200.000 1.200.000 24.000.000 40.200.000 482.400.000 ortalı ve İşveren) Tehlikeli 120.000.000 %39.00 8.400.000 13.200.000 1.200.000 24.000.000 46.800.000 561.600.000 Ağır-Yıpratıcı 120.000.000 %41.00 8.400.000 13.200.000 1.200.000 26.400.000 49.200.000 590.400.000 1 Ocak 2000'de Sosyal Sigortalar Kurumu'nca sigorta kollanna göre alınacak en çok prim tutan: EN ÇOK PRİM (Sigortah ve İşveren) Işyeri En Çok Kazanç Prim Oranı Iş Kazalan Hastalık Analık Yaşlılık Aylık Toplam YıllıkToplam Normal 360.000.000 %33.50 5.400.000 39.600.000 3.600.000 72.0OO.0OO 120.600.000 1.447.200.000 Tehlikeli 360.000.000 %39.00 25.200.000 39.600.000 3.600.000 72.000.000 140.400.000 1.684.800.000 Ağır-Yıpratcı 360.000.000 %41.00 25.200.000 39.600.000 3.600.000 79.200.000 147.600.000 1.771.200.000 Bugün sigortah olması gereken 4 milyon 500 bin kişinin sigorta kapsamı dışında olduğu söylenmektedir. Bu prim tutarlanna göre, Sosyal Güvenlik Reformu Yasası'nın, 4 milyon 500 bin olduğu söy- leyenen "kayıt dışı" sigortah sayısını azaltması bir yana. arttıraca- ğı görüşündeyiz. . KİM KlME DUM DüMA BEHIÇAK behicak(<ı tuHc.net niye mi kesmbkle P*rg*n~ £onuc(<x- HARBİ SEMtH POROY WLVQM 0 '*- / _ / • : 1n§rf BULUT BEBEK NVRAYÇtFTçt Tahkimi \ cttik l hi TARtHTE BUGÜN MVMTAZARIKAN ' 26 Temmuz İLAN' T.C. FERİZLİ KADASTRO MAHKEMESİ'NDEN EsasNo: 1996/13 E. İ ; V •' '. " " KararNo: 1998/2 K. Muhatap davalılar: 1- Seher Atalay (Akarslan)-ICaradiken Kö- yü-Ferizli. 2- Kadriye Atalay (Andiç)- Aynı adreste. 3- Mürvet Atalay (Sert)- Aynı adreste. 4- Müzeyyen Yurdakul- Rasimpaşa Mah. Karakol Cad. Riza- izade Sok. Güven Apt. No: 96 Kadıköy-tstanbul. 5- Fatma Aliye Selanik- Aynı adreste. Davacılar Hüsnü Soysal vd. tarafından açılan kadastro tespiti- ne ıtiraz davasının mahkememizde yapılan yargılaması sonunda, Mahkememizce 16.03.1998 tarih ve 1996/13 esas, 1998/2 ka- rar sayılı ilamı süresi içerisinde müdahil Hazine temsilcisi tara- fından temyiz edilmiştir. Temyiz dilekçesine cevap lahiyası vermeniz amacıyla, ilanın tebliğ tarihinden itibaren 10 günlük yasal süreniz içerisinde mah- kememize cevap lahiyası vermeniz gerekmektedir. Işbu ilan yayım tarihinden 7 gün sonra tebliğ edilmiş sayılacak- tır. llgililerine ilanen duyurulur. Basın: 32235 PÜLÜMUR OEPREMİ! 1967'PB BUCÜH.ruHCELJ'UİH PÜLÜMÜK İLÇESİ SIMtRlAfZt İÇİNDE BİR D£PfieM FeiÂK£7İ OL- MUŞTU. SEce SAATLEfizrnoe BAÇLAydu oep- , ÖZ£LLİKLE SÛYÛK YHCrMA, CAN NA YOL AÇAJttçn. 11O 'OAN F*ZtA ÖLÜME / &ö MAU, Ş , /CÖY S/Sf Y£&L£ŞİM 8f&***.&*!AID£ YO6l/f/ ETtd YAPTTSf 8/t£>'GİLMfŞTr. TZlfJCSU VAIİS MUSTAFAfiJECATİK/AJ/4C(, ÇO&UA/UM YOLU 8ULUfJMA0(Ğt f'ÇİM, P£PISEtf KÖYLE&NE YARDMA ULAÇ77&ILA1/1S/MM GÛÇ OU>t/6u- MU 1Ç£LAM/Ş7r İLAN T.C. ELBİSTAN ASLİYE 1. HUKUK HÂKİMLİĞl'NDEN Dosya No: 1998/254-Duruşması: 08.09.1999 Vakıflar Genel Müdürlüğü vekili Av. Hüseyin Şahin tarafından davalılar Meh- met Mustafa Kamberoğlu, Halil Kanberoğlu, dahili davalılar Abide Sarç (Kanbe- roglu), Havva Saraç (Kanberoğlu), Cennet Saraç (Kanberoğlu) aleyhine mahke- memize açılan cebri tescil davasının yapılan açık yargılaması sırasında dahili da- valılann adresinin meçhul olduğu yapılan savcılık araştırmasından anlaşılıp. da- hili davahlara ilanen tebliğine karar verilmiş olmakla, Elbistan ilçesi Köşker Çar- şısı No: 22'de ikamet eden dahili davalılar Abide Saraç (Kanberoğlu), Havva Sa- raç (Kanberoğlu) ile Cennet Saraç'ın (Kanberoğlu) Elbistan Asliye 1. Hukuk Mahkemesi duruşma salonunda 08.09.1999 günü saat 11.25'tehazırbulunmala- n veya kendilerini bir vekille temsil ettirmeleri, dahili dava dilekçesinin tebliği- ne ilişkin tebligat yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. Basın: 31852 LİCE ASLİYE HUKUK MAHKEMESt'NDEN Dosya No: 1999/17 Davacı Toprak Kağıt Sanayi A.Ş. vekili ta- rafından, Hazine, Lice Belediye Başkanhğı ve Osman Akyıldız aleyhine açılan zilyetliğin tespiti ve tescil davasında dava konusu Diyar- bakır ili Lice ilçesi Aynik mevkii Lice-Kulp yolu altında kâin, kuzeyinde Arif Çelik miras- çılan bağı, güneyinde Bahri Avcı bağı, doğu- sunda Aynik yolu, batısında Toprak Kağıt Sa- nayi A.Ş. olan taşınmazla ilgili hak sahipleri- nin ve itirazı bulunanlann ilan tarihinden iti- baren 3 ay içersinde mahkememizin 1999/17 esas sayılı dosyasına müracaatlan ilanen teb- liğ olunur. Basın: 29585 GÖRÜŞ SONMEZ TARGAN Küresefcşme:Sermayenm Enternasyonalizmi Batı'da, özellıkle 18. yüzyılın ortalarında ve 19. yüzyılın başlarında Ingiltere'de ortaya çıkan sa- nayi devriminin en temel özelliklerinden biri, fe- odalitenin çöküşüyle birlikte kır emekçilerinin öz- gürleşmesi sürecinde kendini duyurdu. Başka bir anlatımla, giderek yoğunlaşan makineli üretimin işgücüne olan gereksinmesi, toprağa bağlı kır emekçilerini özgürleştirip ücretli emek ordusuna katarak yeni ve çağcıl bir sınıfı tarih sahnesine çı- kardı. Çok geçmeden, sanayi devriminin lokomotifi olan burjuva sınıfı ile bu yeni emek ordusu -proletar- ya- arasındaki sınıf savaşımı derinleşmeye baş- ladı. Sanayi bölgelerinde ve kent merkezlerinde yoğunlaşan işçiler ağır ve kötü çalışma koşullan altında yaşamaya karşı direnmede gecikmediler. Bir tarafta ekonomik hak ve özgürlükleri için sen- dikal örgütlenmelerini ve savaşımlarını sürdürür- lerken, bir yandan da siyasallaşarak yeni bir kim- lik kazanmaya yöneldiler. Işçilerin gerek sendikal gerekse siyasal alanda önceleri ulusal sınırlar içinde verdikleri sınıf sava- şımı, giderek evrensel bir boyut kazandı. Işte en- ternasyonalizm, Batı'da, işçi sınıfı savaşımının evrensel bir boyut kazanarak uluslararası tasanm- da örgütlenmelerini anlatır. Başını özellikle Ingiliz ve Fransız sendikacıların çektiği çok sayıda işçi örgütü temsilcisi 28 Eylül 1864'te Londra'da bir araya gelerek "U/us/afarası EmekçilerBiriiği" adıy- • la 1. Enternasyonal'i kurarlar. Enternasyonalin ortaya çıktığı tarihi süreçte ve hatta daha sonraki evrelerde burjuvazinin henüz böylesi bir uluslararası birliği yoktu. O daha çok ulusal sınırlar içindeki pazarları denetlemeyi, ulus- lararası alanda ise dışındaki ülkelerle rekabet po- litikası izlemeyi yeğledi. Bu rekabet, emperyalist boyutlara ulaşınca, aralarında birlik kurmak şöy- le dursun, dünya pazarlarının ve sömürge alan- lannın yeniden paylaşılması amacıyla işi savaşa. değin vardırırlar. Birinci ve Ikinci Dünya Savaşla- rı, özünde emperyalist devlerin aralarında dünya-) yt yeni baştan paylaşma politikalarının silahlarla. çözüme ulaştırılma girişimi olarak da bilinir. Insanlığın o güne değin tanıdığı en büyük sa-. vaşlardan biri olan 1. Dünya Savaşı, aynı zaman- da enternasyonalizmin nihai hedefi olan ilk işçi sı- nıfı devletinin kurulmasına da yataklık etti. Rus- , ya'da 1917'de işçi sınıfı devrim yaparak siyasal erki ele geçirdi, Sovyetler Birliği kuruldu. Emperyalistler arası çelişkinin derinleşerek bir boğazlaşmaya dönüştüğü kapışma ise 2. Dünya Savaşı olarak yaşandı. Bu büyük savaştan ise yi- ne işçi sınıfı kârlı çıktı. Bu savaş öncesi tek bir ül- kede, Sovyetler Birliği'nde siyasal erki elinde bu- lunduran proletarya, dünya görüşü olan sosya- lizmi bir dizge durumuna yükseltti. Doğu Avrupa ülkelerinin önemli bir bölümünde işçi sınıfının er- ki eline geçirmesi, giderekÇin, Kore, Vietnam, Kü- ba gibi ülkelerin de aynı yolu izlemesiyle sosya- lizm artık bir dizge olarak gezegenin üçte biriru denetler duruma geldi. Bu gelişmeler, emperyalistler arası çelişkilerin yumuşamasına, asıl hedefin sosyalist dizgeye yönelmesineyol açtı. Ikinci Dünya Savaşı'nın so- nunda, 1949'da NATO'nun kurulması ve yine 1980'li yıllara varana değin gezegenimizde soğuk savaş döneminin yaşanması, hep bu politikala- rın ürünüydü. Emperyalizmın askersel ve siyasal evreninde bunlar yaşanırken, ekonomik alanda da yeni ör- gütlenmelere gidildi. Uluslararası finans kuruluş- larının ortaya çıkması, sermaye devinmelerinin tek merkezden yönlendirilmesi amacıyla IMF ve benzeri örgütlerin doğması, bir bakıma sermaye- nin de enternasyonal bir kimlik kazanmasının alt- yapılarıydı. 80'li yılların sonunda sosyalist dizge bir bütün olarak çöktü. Bu çöküşle değişen yeni dünyada emperyalizm, küreselleşme ve yeni dünya düze- ni altındayeni ideolojîler geliştirdî. Başını ABD'nin çektiği bu yeni dünya düzeni, siyasal terminolo- jide kendini küreselleşme olarak ifade etmekte- dir. Bugün kendine ulusal devletleri boy hedefi al- mış bu küreselleşme olgusu, sermayenin enter- nasyonalizmi değil de nedir allahaşkına?.. Bugün işçi sınıfının enternasyonali yok, küre- selleşme var. Ama unutmamak gerekir ki küresel- leşmeye karşı savaşım, buna karşı güçlerin kü- reselleşmesiyle ancak verilebilir. BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 7 1 2 3 4 5 6 7 SOLDAN SAGA: 1/ "îhtıyar ve güçsüz" anla- mında kullanı- lan bir alay so- zü. 2/ Temel, esas... Ticaret. 3/Keskinbir ses çıkaran ve ço- ğunlukla davul- la birlikte çalı- nan nefesli bir çalgı... Bir et- kinliğin geçici olarak durdurul- duğu süre. 4/ Hem ruhtan hem de or- ganizmadan ayn olan ve -| tümorganiketkinliklerin p temelinde bulunan bir yaşamilkesininvaroldu- 3 ğunu öne süren öğreti. 4 5/ Satrançtabirtaş...Te- 5 melitaklidedayanan söz- g süz oyun... Evrensel alı- cı olan kan grubu. 6/ Kabuklu deniz hayvan- 8 lannı avlamak için kul- 9 lanılan ağ. 7/ Kadınla- nn zıynet eşyası... Eski Mısır'da güneş tannsı. 8/ Baryum elementinin simgesi... "Ne varki yolculukta ' Her — ağ- latır beni / Ben ki yalnızım bu dünyada" (Orhan Veli) 9/ • Zarla oynanan bir çeşit kumar... Bir soru eki. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Osmanlılar döneminde Rumeli'de göre\' yapan gece bekçilerineverilenad. 2/Eskimolannkendilerineverdik-; • len ad... "Kimine bir —- vermez giyesi ' Kiminin atına ' atlas çul eyler" (Yunus Emre). 3/ Çerkezlerin ulusal des- tanı... Kiraya verilerek gelir getiren mülk. 4/ Samanından aynlmamış arpa, buğday yığınlan. 5/ Üstten sağa dogru eğik olan basım harfi... Kenar süsü. 6/ Bir nota... Yoksul- • lara yiyecek dağıtan hayır kurumu. II Az sözle çok şe> anlatma... Sergen. 8/ Kale, hisar... Ilaç. 9/ Eski dılde su... Yalıçapkını da denilen bir kuş. F O T O R O B O T O B U R | L A L E R U Z •B U Ğ U R S A 1F A | 1 R Z M • 9 TĞ i T •A A T E •1 S 1E R J A K A R | A D 1 O R E N •P R i M R O M A T i Z M A
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle